Aylık arşivler: Ekim 2021

KKB’den Genç Yeteneklere İş İmkanı

Kredi Kayıt Bürosu (KKB), hayata geçirdiği Genç Yetenekler Programı ile gençlerin ilk işlerinde işe alım, eğitim ve uyum süreçlerine katkı sağlamayı amaçlıyor, gençlere istihdam imkanı sunuyor. Ön elemeleri geçip tüm aşamaları başarıyla tamamlayarak programa katılmaya hak kazanan 23 genç yetenek, KKB’de farklı departmanlarda görev yapmaya başladı.

 

Kredi Kayıt Bürosu,  hayata geçirdiği Genç Yetenekler Programı ile gençlerin, günümüz profesyonel iş hayatının dinamik ve yenilikçi yapısına uygun ve doğru bir kariyer planı çizmelerine destek oluyor. Gençlere, iş dünyasına dahil olurken doğru aşamalardan geçebilmeleri için fırsat sunan KKB’nin Genç Yetenekler Programı’na yaklaşık 2 bin başvuru yapıldı. Program kapsamında ön elemeyi başarıyla geçen adaylar, çeşitli envanter ve uygulamalı testlere tabi tutularak kapsamlı bir online değerlendirme sürecini tamamladı. 

 

KKB İnsan Kaynakları Bölümü tarafından mülakattan geçen adaylar son olarak KKB İş Birimleri tarafından da teknik mülakatlarda değerlendirildi. Şeffaf ve titiz bir değerlendirme sürecinin  sonunda KKB Genç Yetenekler Programı’na 23 kişi katılmaya hak kazandı. 

 

Genç Yetenekler Programı’nda 6 ayı organizayon kültürüne, parçası oldukları ekibe ve görevlere en etkin ve hızlı şekilde adaptasyonları için oluşturulan çok yönlü bir işe uyum sürecini kapsayan toplamda 1 yıllık eğitim ve gelişim serüvenine dahil olan 23 katılımcı şu anda; Kredi Kayıt Bürosu’ndtmm caa Bilgi Teknolojileri ve Ar-Ge, Risk Yönetimi, İş Yönetimi, Ürün Yönetimi ve Geliştirme ve Risk Merkezi Koordinasyon Bölümü gibi farklı birimlerde göreve başladı.

 

“Uzman ve nitelikli kadromuzu gençlerle zenginleştirdik”

Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdür Vekili Veysel Sunman: “Kredi Kayıt Bürosu olarak, bugüne kadar finans ve reel sektöre destek olan 80’in üzerinde yenilikçi ürün ve hizmet sunuyoruz. 25 yılı aşkın bir süredir finans sektörüne katma değer sağlayan KKB’nin bu başarısının ardında kuşkusuz, alanında uzman ve nitelikli çalışan kadrosundan aldığı güç bulunuyor. KKB olarak lisans eğitimlerini tamamlayarak mezun olan bireylerin istihdama katılımını destekliyor, konusunda uzman ve nitelikli kadromuzu bu gençlerimiz ile zenginleştiriyoruz. Programa seçilmeye hak kazanarak KKB’de ilk işlerine başlayan gençlerimizi tebrik ederiz” dedi.

Kredi Kayıt Bürosu İnsan Kaynakları Direktörü Nil Durukanoğlu: “Genç Yetenekler Programı, yalnızca gençlerin istihdam edildiği bir uygulama değil, iş hayatına profesyonel iş gücü sağlama adına en ince ayrıntısına kadar detaylandırılan bir program bütününü kapsıyor. Çalışmaya dahil olan gençler çeşitli parametreler doğrultusunda yapılan seçim sürecini geçerek 1 yıllık uzun soluklu  bir eğitim ve gelişim yolculuğunun  parçası oluyor. Eğitimlerin devamında ise, yeni adaylarımız teorik bilgilerini pratik ile birleştirme imkanı bularak profesyonel hayata adaptasyonlarını tamamlıyor. 

 

İş verenlerin ve gençlerin, bugün, profesyonel iş hayatında karşılaştıkları en büyük sorunsalın başında ‘deneyim’ geliyor. Genç Yetenek Programı ile gençlere iş hayatına adaptasyon sağlama ve kurumsal deneyim edindirme noktasında büyük bir fırsat sunuyoruz. 23 gencimiz, program kapsamında kurumumuz içerisinde  farklı birimlerde göreve başlayarak ailemizin bir parçası oldular. Program kapsamında ailemize katılan tüm genç arkadaşlarıma bu yolculukta başarılar diliyorum. Genç Yetenekler Programı ile önümüzdeki yıllarda da çok sayıda genç yeteneğimizi profesyonel hayata kazandırmayı hedefliyoruz” dedi.

 

Kredi Kayıt Bürosu Hakkında:

Kredi Kayıt Bürosu (KKB), sektörün önde gelen 9 bankasının ortaklığı ile 11 Nisan 1995 tarihinde kurulmuştur. KKB’nin, bankalar, tüketici finansman şirketleri, leasing, faktoring ve sigorta şirketleri olmak üzere hem Risk Merkezi hem de kendi üyelerini içeren 200’e yakın üyesi bulunmaktadır. KKB, üyelerinden topladığı müşteri bilgilerini birleştirip kredi risk yönetim süreçlerinde kullanılmak üzere yine üyeleri ile paylaşımını sağlayan bir yapıda hizmet sunmaktadır. 2013 yılı Ocak ayında hizmete sunduğu Çek Raporu ve Risk Raporu ile KKB, yalnız finansal kuruluşlara değil aynı zamanda bireylere ve reel sektöre yönelik hizmetler de sunmaya başlamıştır. Kişi ve kurumların finansal itibarlarını yönetebilmeleri için önemli araçlar sunan KKB, 2014 yılında bireylere ve reel sektöre yönelik olarak tasarlanan finansal hizmet platformu Findeks’i hayata geçirmiştir. 2015 yılında hayata geçen, 2016 yılında yasa ile kullanımı zorunlu hale gelen ve 1 Ocak 2017 itibarıyla yürürlüğe giren Findeks Karekodlu Çek Sistemi ile daha şeffaf ve güvenli bir ticari hayat için de oldukça önemli bir adım atılmıştır. Bununla birlikte, 2016 Aralık ayında faaliyete başlayan KKB Anadolu Veri Merkezi ile başta bankacılık ve finans sektörü olmak üzere veri merkezi, olağanüstü durum merkezi ve bulut hizmetlerinin yanı sıra kurumlara özel olarak yapılandırılan merkezi ürün ve teknolojik alt yapı hizmetleri sunulmaktadır. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Eylül’de Bitcoin 10 Düştü, Endişeler S&P500 Endeksi Üzerinde

Piyasalar ekim ayına zayıf başladı. ABD’de hükümetin finanse edilmesini sağlayacak ve kısmi kapanmayı önleyecek yasa tasarısı imzalandı ve geçici çözümle 3 Aralık’a kadar konu piyasalar için rafa kalktı. Ancak piyasanın yumuşak karnı olan S&P500 Endeksi bu anlaşmayı olumlu bulmadı ve yüzde 1,5 oranında düşüşle yeni ayın ilk seansını sonlandırdı. SP500’ün bu hamlesi piyasada korkuyu artırabilir ve risklerin artıyor oluşu güvenli liman kaçışlarını tetikleyebilir. Bu konu yakın zaman riski olarak takip ediliyor. Eylül ayında projesi olan, DeFi ya da NFT atılımı sunan coinler dışında piyasa renginin kırmızı olduğu görülüyor. Bitcoin bir aylık performansında yüzde 10,2 değer kaybederken, Ethereum’un kaybı yüzde 21 oldu. Buna karşılık AVAX yüzde 50 ve SOL yüzde 25 değer kazandı. Çin’in kripto paraları yasaklamasının ardından gözler ABD kanadına çevrilmişti. Powell’ın Perşembe günü yaptığı konuşmasında kripto paraları yasaklamak gibi bir niyetlerinin olmadığını, stabilcoinlerin regüle edilmesi gerektiğini belirtti. Öyleyse yakın zamanda ABD’den bir yasak gelme riski şimdilik rafa kalkmış oluyor. Son zirvesini 170 gün önce gören Bitcoin bu anlamda 43.500 ‘ı adeta duvarı haline getirdi. Burayı aşması durumunda BTC’de yeniden 47.500’ı test etmesini düşünüyoruz. Aksi halde 40.000-43.500 bölgesi yatay seyir haline gelmiş durumda.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sanofi Girişimcilik Programı PharmUp’ın 2. Dönemi Demo Day ile Tamamlandı

Sanofi’nin Endeavor iş birliğiyle düzenlediği PharmUp Girişimcilik Programı’nın ikinci dönemi Demo Day ile sona erdi. Sağlık alanındaki girişimcilik ekosistemini geliştirmek amacıyla hayata geçen PharmUp programının Demo Day’inde  hızlandırma programına seçilen altı girişim proje sunumlarını gerçekleştirdi. 

 

Türkiye’de sağlık alanında yenilikçi çözümler geliştirmek üzere hayata geçen Sanofi’nin Girişimcilik Programı PharmUp’ın ikinci dönemi girişimcilik alanındaki en köklü kurumlarından Endeavor’ın iş birliğinde gerçekleşti. Programın yeni döneminde jüri üyeleri tarafından en çok beğenilen girişimler, 30 Eylül’de düzenenlen Demo Day’de açıklandı.

 

Bu yılki konu başlıkları; Akıllı Sağlık Cihazları ve Diagnostik Çözümler (giyilebilir teknolojiler ve hızlı test araçları), Medikal Eğitim ve İletişim Araçları, Sağlıklı Yaşam Çözümleri, Dijital Sağlık ve Teletıp, Veri Yönetimi ve Analitiği, Kurumsal Dijital Dönüşüm olarak belirlenen PharmUp’ta, altı girişimci programa katılmaya hak kazanmış ve mentörlük desteği ile eğitimler içeren 3 aylık bir hızlandırma döneminine katılmışlardı.

 

Bu dönem sonunda ürünlerini olgunlaştırma şansı bulan girişimlerden Oruba; TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan, Sanofi Türkiye, Afrika ve Orta Doğu Başkanı Cem Öztürk, Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Cansen Başaran, Endeavor Türkiye Genel Sekreteri Aslı Kurul Türkmen ve Start-up Mentörü/Danışmanı Ozan Sönmez tarafından oluşan jüri üyelerinin değerlendirmeleri sonucunda PharmUp’ın ikinci dönem birincisi oldu. Jüri üyeleri oyları ile Gene2info’yu programın ikincisi ve Avokadio’yu ise üçüncüsü olarak duyurdu.

 

Moderatörlüğünü teknoloji yazarı Kerem Özdemir’in yaptığı ve online olarak gerçekleşen Demo Day’deki ödül töreninde konuşan Sanofi Türkiye, Afrika ve Orta Doğu Başkanı Cem Öztürk, “64 yıldır Türkiye’nin sağlıklı geleceği için çalışan ve inovasyona büyük önem veren yenilikçi bir ilaç şirketi olarak sektörümüzü daha ileriye taşıma potansiyeline sahip girişimlere katkı sağlamayı çok önemsiyoruz. Bu doğrultuda başlattığımız girişimcilik programımız PharmUp’ın bu yıl ikinci dönemini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Pandemi ile birlikte önemi daha da artan sektörümüzde sağlık alanında fark ve katma değer yaratacak projelere ulaşıp destek olabilmek bizlere gurur veriyor. Bu yıl da öncelikle birbirinden değerli girişimler arasında seçilen altı girişimcimizi tebrik ediyorum. Geçtiğimiz üç aylık sürede fikirlerini olgunlaştırmak için hızlandırma programımıza katılan girişimcilerimiz içinden seçilen Oruba kurucusu Utku Uluşahin’i de gönülden kutluyorum. Oruba, robotik süreç otomasyonu ile operatörsüz çalışabilen Point Of Care (hasta başında) test cihazları geliştiren bir sağlık teknoloji firmasıdır. Bu girişimimizin sağlık sektörüne sunacağı katma değerde payımızın olması Sanofi olarak bizler için çok değerli. 

 

Endeavor Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli ise “Endeavor olarak her sektörden girişimciye destek sağlıyoruz. Hele ki içinde bulunduğumuz dönemde, özellikle sağlık sektöründe fark yaratan girişimcilerin önlerinin açılması ve yanlarında destek hissetmeleri son derece önemli. Öte yandan ekosistemde girişimci merkezli, iş birliğini ve etki yaratmayı hedef alan çalışmalar yürütmek bizim her zaman önceliğimiz oldu. Bu noktada Sanofi gibi ortak hedefler paylaştığımız bir partnerle yol almak bizim için büyük bir şans ve çok güzel bir deneyim. PharmUp bu sene sona erse de girişimcilerle çıktığımız yol uzun ve heyecanlı bir süreç, onlara desteğimiz her zaman devam ediyor. Bize program boyunca destek sağlayan mentor ve partnerlerimize teşekkür ediyor ve Demo Day’de seçilen girişimcilerin başarılarını kutluyorum. Ayrıca programa başvuran ve seçilen tüm girişimcileri de tüm gayretleri için, kısacası girişimci olmayı seçtikleri için kutlamak istiyorum.” dedi

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

OPET Akıllı Filo Sistemi “Otobil” ile kontrol araç sahiplerinde!

OPET, Akıllı Filo Yönetim Sistemi Otobil ile şirket taşıtlarına OPET istasyonlarından nakit veya kredi kartı ile ödeme yapmadan, araçtan inmeden yakıt alma imkanı sunuyor. Taşıtların tüm giderlerini araç sahiplerinin kontrol ettiği dijital ortamda raporlama yapan sistem, aynı zamanda şirketlere maliyet avantajı ve verimlilik getiriyor.

 

Dijital dönüşümü kurum kültürünün yapı taşlarından biri haline getiren OPET yeni nesil taşıt otomasyon sistemi Akıllı Filo Yönetim Sistemi Otobil ile şirket taşıtlarına OPET istasyonlarından otomatik olarak, nakit veya kredi kartı ile ödeme yapmadan yakıt alma imkanı sunuyor. Sistem sayesinde OPET müşterileri araçlarının dolum ve kilometre gibi bilgilerini dijital ortamda kolaylıkla öğrenebiliyor. Otobil ile araçlarının ne zaman, nereden, ne kadar yakıt aldığını öğrenen araç sahipleri, taşıtlarının tüm giderlerini kontrol altında tutabiliyor. 

 

Akıllı Filo Yönetim Sistemi Otobil ile 55 bin şirket ve 1 milyon araca ulaştıklarını belirten OPET Filo Satış ve Teknolojileri Direktörü Hakan Koca, “OPET olarak dijitalleşmeye büyük önem veriyoruz. Teknoloji sürekli gelişiyor ve bizim de bu alana yatırımlarımız devam ediyor. Çalışma prensibini müşterilerimizin yakıt alım alışkanlıklarından alan Otobil, her ölçek ve sektörden şirketin yanı sıra bireysel araç sahipleri ile kiralık araç kullanan müşterilerimize de birçok avantaj sunuyor. Akıllı Filo Yönetim Sistemimiz Otobil ile müşterilerimize maliyet ve verimlilik kontrolü sağlıyoruz. Filo müşterilerinin akaryakıt alımlarının takibi ve kontrolünün sağlıklı bir şeklide yapılmasına imkan veren Otobil, büyüme eğiliminde olan işletmelerin giderlerini kontrol altına almalarına kolaylık sağlıyor” diye konuştu.   

Otobil, dijitalleşmenin tüm işlemlerde uygulanması ile muhasebe kolaylığı sağlıyor. Müşterinin muhasebe sistemine entegre olan Otobil, kesilen tek faturayla aynı zamanda kağıt harcamayarak doğayı da koruyor. Otobil’in sunduğu bir diğer avantaj ise araç konumlarının her an izlenebildiği bir sistem olan “Otokonum servisi”. Bu sayede dijital haritalandırma sistemi kullanılarak araçlar sokak-uydu fotoğrafı bazlı haritalar üzerinden takip edilerek coğrafi konum bilgilerine erişilebiliyor. 

 

Kullanıcıya özel hizmet

Akıllı Filo Yönetim Sistemi Otobil, iki farklı ünite sistemi ile her kullanıcı için uygun bir hizmet sunuyor. Halka tipi ünite olan “Fuelopass”, araca özel bilgiler ile programlanan akıllı bir ünite. Fuelopass, OPET Otobil ünitesi ile araçtan inmeden güvenli, hızlı ve temas etmeden yakıt ikmali sağlıyor. Bu akıllı ünite ile ayrıca araçlarda limitlendirme yapılabiliyor, detaylı tüketim raporlarına erişim sağlanabiliyor. Öte yandan diğer bir kullanıcı ünitesi olan “Anahtarlık” ile de araçtan inmeden güvenli, hızlı ve temas etmeden yakıt ikmali sağlanması mümkün.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Galataport İstanbul ilk yolcu gemisini dünyanın tek yer altı kruvaziyer terminalinde ağırlıyor

İstanbul’a iki yıl sonra gelen ilk yolcu gemisi, 1 Ekim’de Galataport İstanbul’a demirledi. Bulgaristan Varna’dan gelen SeaDream II gemisi, bir gün sonra tekrar Bulgaristan’ın Burgaz kentine doğru yol alacak.  “Ana liman” olarak konumlanan ve Akdeniz çanağından Karadeniz'e kadar geniş bir coğrafyada da kruvaziyer turizmine hareketlilik getirecek Galataport İstanbul, hem şehir hem de ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlayacak.

 

ŞEHRİN tarihi limanını dünya standartlarında bir kruvaziyer limanına ve kültür sanat, alışveriş ve gastronomi merkezine dönüştüren, 200 yıldır kapalı olan sahil şeridini yeniden halkın erişimine açan Galataport İstanbul, ilk yolcu gemisini 1 Ekim 2021 Cuma günü karşıladı. Bulgaristan’ın Varna şehrinden gelen SeaDream II adlı geminin 57 yolcusu seyahatlerini eşsiz bir tarihi yarımada manzarası ile karşılandıkları İstanbul’da tamamlayacak. Bir gece Galataport İstanbul’da kalacak gemi, 2 Ekim’de uzun bir aradan sonra Galataport İstanbul’dan gemiye binecek 69 yeni yolcusunu kabul ederek bir sonraki rotasına doğru yola çıkacak.

Kruvaziyer sektöründe, seyahatlerin başlangıç ve bitiş noktası olan limanlar “ana liman” olarak tanımlanıyor. Seyahatine ana limandan başlayıp bitiren kruvaziyer yolcuları, günübirlik gelen transit bir yolcunun 4 katı, şehre diğer yollardan gelen bir turistin ise 8 katı kadar alışveriş ve yeme içme harcamasına ek olarak konaklama ve uçuş harcaması yapıyor. İstanbul ve Türkiye turizmine ve ekonomisine ciddi bir katkı sağlayacak olan Galataport İstanbul için, SeaDream II gemisi ana liman konumlamasının ilk adımı olma özelliğini de taşıyor.

Karşılama ve ilk gemi plaket töreni yapılacak

Mürettebat dahil toplam 150 yolcusuyla Bulgaristan’a doğru yola çıkmadan önce, 1 Ekim’de SeaDream II gemisinde devlet erkanı, kamu davetlileri ve Galataport İstanbul yöneticilerinin bulunduğu plaket ve karşılama töreni düzenlenecek. Amerika menşeili SeaDream II gemisi 105 metre uzunluğunda ve 110 yolcu kapasitesine sahip. Gemide seyahat eden yolcuların uyrukları ABD, İngiltere ve Kuzey Avrupa’dan oluşuyor.

Özel kapak sistemi devreye girdi

Galataport İstanbul’un beş yıl aradan sonra ilk misafiri olan SeaDream II gemisi, özel kapak sistemi ile dünyanın ilk yer altı terminaline bağlanan limana 1 Ekim sabahı saat 10.00’da yanaştı. 176 kapaktan oluşan bu sistem ile gemi olduğu zamanlarda gümrüklü alan ve güvenlik (ISPS) alanı ayrılarak geçici gümrüklü saha yaratılıyor. Her türlü terminal, bagaj ve pasaport kontrol işlemleri yer altında gerçekleşiyor. Gemi olmadığı zamanlarda ise kapaklar kapanarak rıhtım ile hemzemin hale geliyor ve bu inovasyon sayesinde 200 yıldır erişime kapalı olan Karaköy’ün eşsiz sahil şeridi, şehrin en özel yürüyüş rotalarından biri oluyor.

Dünyanın ilk yer altı terminalinden geçip İstanbul’u keşfe çıkacaklar

Galataport İstanbul Kruvaziyer Terminali, İstanbul merkezli mimarlık ofisi Autoban tarafından limanın tarihi önemini, çevresindeki Karaköy, Beyoğlu gibi önemli semtlerin kültürel dokusunu yansıtan, Roma ve Bizans dönemlerinde inşa edilmiş olan antik sarnıçların tarihi mimarisi ve karakterinden ilham alan çağdaş bir yaklaşımla tasarlandı. Uzun ve itinalı bir çalışmanın eseri olan terminal, SeaDream II yolcu ve mürettabatının İstanbul deneyiminin başlangıç noktası olacak.

Gemi prosedürü gereği tüm aşıları tamamlanmış olan kruvaziyer yolcuları ve mürettebat, ulusal ve uluslararası resmi makamların belirlediği kurallar çerçevesinde termal kamera ile ateş ölçümü, sosyal mesafe, hijyen uygulamaları, maske kullanımı, aşı uygulanıp uygulanmadığı gibi kontroller yapıldıktan sonra terminale giriş yapabilecek. Yolcular yerin altında inşa edilen 29 bin metrekarelik terminalden geçerek Karaköy’ü ve İstanbul’u keşfetmenin keyfini yaşayacak.

 

Figen Ayan: Ekonomik ve sosyal açıdan turizme büyük katkı 

Galataport İstanbul Liman İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. Liman İşletme Genel Müdür Yardımcısı Figen Ayan, projede ağırladıkları bu ilk yolcu gemisiyle ilgili şunları söyledi: “Galataport İstanbul olarak ilk yolcu gemimizi karşılamaktan dolayı çok mutluyuz. Pandeminin yol açtığı erteleme ve iptaller, dünya genelinde aşılanmanın artışıyla ortadan kalkmaya başlıyor. Gemilerimizi daha sık göreceğimiz, farklı ülkelerden, farklı sınıflarda kruvaziyerlerin demirleyeceği bir yıl olacağını ümit ediyoruz. Galataport İstanbul’a gelecek her yolcu ve mürettebat hem ekonomik hem de sosyal anlamda ekonomiye önemli katkı sağlayacak. Her yıl yaklaşık 1,5 milyon kruvaziyer yolcusu hedefliyoruz. Her turist ülkesine döndüğünde 4 kişiye Türkiye ziyaretinden söz etse, her sezon milyonlarca insana erişmiş olabiliriz. Kruvaziyer sektörünün bir şehre ekonomik ve sosyal katkısı çok önemli. Kruvaziyer yolcuları şehre diğer yollardan gelen turistlere oranla alıveriş ve yeme içmeye yaklaşık 8 kat daha fazla döviz harcıyor. Tüm bu ekonomik ve turizm tanıtımı açısından getirilerin yanında elbette güncel pandemi risklerinin farkında olarak hareket ediyoruz. Pandeminin getirdiği endişeleri ve riskleri ortadan kaldırmak için ilgili bakanlıkların genelgelerini titizlikle yerine getiriyoruz. Gerekli düzenlemeleri yaptığımız gibi Galataport İstanbul yönetimi olarak hijyen tedbirleri ve kamu sağlığı tedbirlerini en ileri düzeyde alıyoruz.”   

Kruvaziyeri İstanbul’a getiren SeaDream Yat Kulübü Güzergahlar ve Destinasyonlar Başkan Yardımcısı Emilio R. Freeman , Galataport İstanbul’a gerçekleştirdikleri bu özel ziyaret hakkında şunları söyledi: “Uzun yıllar eski misafirlerimiz SeaDream’in Türkiye'ye dönmesine olan ilgilerini dile getirdiler. Sonuç olarak, 1 ve 2 Ekim tarihlerinde İstanbul'a yaptığımız 2 günlük ziyaret için tüm SeaDream ekibimiz aylardır çalışıyor. Çok yorucu bir yıl olmasına rağmen, Galataport İstanbul ile ortaklığımıza ve özellikle bu ziyaretin gerçekleşmesine büyük yardımı dokunan Figen Ayan’a teşekkür ediyoruz.”

 

 

Galataport İstanbul Hakkında: 

Doğuş Grubu’nun Özelleştirme İdaresi tarafından 16 Mayıs 2013’te gerçekleştirilen Salıpazarı Limanı İhalesi’ni 702 milyon USD teklifle kazanmasının ardından, Grup Ocak 2014’te Bilgili Holding’e bağlı BLG Capital ile ortaklık gerçekleştirdi ve bu ortaklıkla alanın geliştirme ve işletmesinden sorumlu Salıpazarı Liman İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. kuruldu. Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. ile yapılan devir sözleşmesini takiben, Şubat 2014’te liman sahası devralındı ve faaliyetlere başlandı. Şirketin unvanı, Şubat 2018 itibariyle Galataport İstanbul Liman İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. olarak değiştirildi.  

 

Galataport İstanbul, 1,7 milyar dolarlık yatırım tutarı ile Boğaz kenarında 1,2 km sahil şeridini kapsayan, dünyanın en önemli projeleri arasında yer alıyor. Galataport İstanbul engelli dostu ve düşük katlı yapıları, bölgenin tarihi dokusuyla uyum içindeki mimarisi, alternatif ulaşım olanakları gibi birçok özelliği ile öne çıkıyor. Misafirlerine “nefes alan”, sağlıklı ve güvenli bir kültür sanat, alışveriş, yeme içme ve çalışma deneyimi sunuyor.

 

Şimdiden dünyadaki benzer projeler için bir ilham kaynağı haline gelen Galataport İstanbul, dünyada ilk kez hayata geçirilen ve özel bir kapak sistemi ile yerin altında kurgulanan 29.000 m2’lik terminale ev sahipliği yapıyor. Bu inovasyon sayesinde yaklaşık 200 yıldır erişime kapalı olan Karaköy’ün eşsiz sahil şeridi, şehrin en özel yürüyüş rotalarından biri oluyor.

 

Galataport İstanbul tescilli binaların restorasyonu ile de İstanbul'un çok değerli tarihi binaları şehre geri kazandırılıyor. Rıhtımın en eski binası olan Paket Postanesi, özel arduvaz çatıları ve cepheleri ile projenin simgelerinden biri. Projede yer alan diğer üç tescilli bina; Merkez Han, Karaköy Yolcu Salonu ve Çinili Han binaları da restore edilerek The Peninsula İstanbul oteline ev sahipliği yapacak. Dünyada sadece 10 seçkin lokasyonda yer alan Peninsula Hotels markasının bir halkası olan otel, 177 odası ile tarihi yarımadanın tam karşısında yer alıyor.

 

Sahasında barındırdığı İstanbul Modern ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ile sanatın Türkiye’deki en iyi örneklerine ev sahipliği yaparak şehrin kültür sanat alanındaki yeni buluşma noktası olacak Galataport İstanbul, yıl boyunca pek çok kültür sanat ve tasarım etkinliğine ev sahipliği yapacak. Proje kapsamında peyzaj düzenlemesi hayata geçirilen tarihi Tophane Meydanı da İstanbul’un ilk müze meydanı olacak. Bu meydanın merkezinde yer alan ve tarihi 1848’e ulaşan Tophane Saat Kulesi, çok özel bir teknikle yerinde kaldırılarak restore edildi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

istegelsin’den sokaktaki patili dostlarımıza destek

Geniş ürün yelpazesi ile süpermarket deneyimini geleneksel market fiyatına online sunan istegelsin, sokaktaki patili dostlarımız için harekete geçti. istegelsin, 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü kapsamında yardıma muhtaç hayvanların beslenmelerine, bakım ve tedavilerinin sağlanmasına öncülük eden Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği’ne (HAÇİKO) 1 ton mama bağışında bulundu. Bu bağış ile binlerce hayvanın mama ihtiyacı HAÇİKO koordinatörlüğünde karşılanacak.

 

Türkiye’nin yeni nesil online süpermarketi istegelsin, yeni bir sosyal sorumluluk projesine daha imza atarak 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü vesilesiyle sokaktaki patili dostlarımız için Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği’ne (HAÇİKO) mama bağışı yaptı. Barınaklardaki ve ormanlardaki hayvanlar ile sokak hayvanlarının mama ihtiyacı için harekete geçen istegelsin, HAÇİKO’ya 1 ton mama bağışında bulundu. Bağışlanan mamalarla can dostlarımız HAÇİKO’nun koordinatörlüğünde beslenecek. 1 ton mama bağışı ile 4.000 hayvanın mama ihtiyacı karşılanacak.

 

istegelsin siparişlerine Purina Friskies maması hediye

 

istegelsin’in sokak hayvanları için yaptığı iş birliği bununla da sınırlı değil. Evcil hayvan kategorisinde çeşit çeşit mama ve hayvan aksesuarları sunan online süpermarket istegelsin, sokak hayvanlarına destek olmak amacıyla Nestlé Purina Friskies ile de bir iş birliği yaptı. 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’ne özel olarak 2, 3 ve 4 Ekim tarihleri arasında istegelsin’de kullanıcıların her kategoriden yapacakları alışveriş için Purina Friskies Sokaktaki Dostum İçin maması hediye edilecek. istegelsin kullanıcıları kendi siparişlerini alırken, sokak hayvanlarına verebilecekleri mamalara da ek bir işlem yapmadan ulaşmış olacaklar. Böylece istegelsin kullanıcıları her siparişlerinde patili dostlarımızı da mutlu edecekler.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Daha iyi bir gelecek için “Tarım Zirvesi”

CHP’li belediyeler tarafından düzenlenen Tarımsal Kalkınma Zirvesi’nin açılışı yapıldı. Kadıköy Belediyesi, 2 Ekim Cumartesi gününe kadar sürecek olan zirveye “Atıksız Dükkân” projesi ile katıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından düzenlenen Tarımsal Kalkınma Zirvesi’nin açılışı, 30 Eylül Perşembe günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımı ile yapıldı. Yenikapı’daki Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde yapılan zirve, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açılış konuşması ile başladı. Bazı partililer ve çiftçilerin konuşmasının ardından kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, çiftçilerin kullanacakları yakıttan Özel Tüketim Vergisi alınmayacağını söyledi. Hiçbir çiftçinin aracının haczedilmeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, çiftçilerin borçlarından dolayı faiz ödemeyeceklerini, anaparayı da uygun koşullarda ödeyeceklerini ifade etti.

Belediyelerin çalışmalarını görünür kılmak için “üreten belediye” ve “sosyal belediyecilik” anlayışının öne çıkan örneklerinin sergilendiği fuar, 30 Eylül – 2 Ekim 2021 tarihleri arasında ziyarete açık olacak. Zirvede yer alan Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, ise, Atıksız Yaşam Hareketi'ni destekleyen ve Türkiye'nin ilk ve tek yerel yönetim uygulaması olan “Atıksız Dükkân” uygulamasından bahsetti.

“Atıksız Dükkân ile fuarda yer alıyoruz”
 
Standı gezen Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, “CHP'li Belediyeler tarım ile ilgili neler yaptıklarını bu fuar alanında sergiliyorlar. Kadıköy bir tarım kenti değil. Fakat tarımda üretilen tüm ürünlerin bir de tüketilmesi gerekiyor. Biz bir tüketim şehri olarak Kadıköy Feneryolu'nda kurmuş olduğumuz “Atıksız Dükkân” ile fuarda yer alıyoruz. Buradaki amacımız atık ve çöp üretmeden ürünlerin satış ve pazarlamasını yapmak. Bu ‘Atıksız Dükkân’da herhangi bir çöp üretilmiyor. Her şey geri dönüşümden elde edilmiş” dedi.

“Atıksız Dükkân” Standına Ziyaret
 CHP’li belediyeler tarafından kurulan stantları gezen Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Kadıköy Belediyesi’nin ödüllü projesi “Atıksız Dükkân” standını ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, Atıksız Dükkân’ın işleyişi hakkında Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’ndan bilgi aldı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yol bisikleti kampı BoostCamp için pedallar bu kez Antalya’da çevriliyor

Yoğun ilgi gören yol bisikleti kampı BoostCamp, bu yıl ilk kez koşu, yüzme ve bisiklet kampı konseptiyle Antalya’da gerçekleşiyor. 3 Ekim tarihine kadar devam edecek kampta, sporcuları zorlu etapların yanı sıra eğitimler ve renkli atölyeler de bekliyor.

 

İnsan odaklı yaklaşımı ve değer üreten projeleriyle Türkiye’yi geleceğe taşıyan Türk Telekom, sporun ve sporcuların yanında yer almayı sürdürüyor. Geçtiğimiz aylarda Marmaris ve Kapadokya’da Türk Telekom Prime sponsorluğunda gerçekleştirilen ve yoğun ilgi gören yol bisikleti kampı BoostCamp, bu yıl ilk kez koşu, yüzme ve bisiklet kampı ile zenginleştirilen “fast track” konseptiyle Antalya’da gerçekleşiyor. Yol bisikletçilerinin en önemli hazırlık kampı olarak bilinen BoostCamp, yine Türk Telekom Prime’ın desteğiyle 3 Ekim tarihine kadar sürecek. 

 

Bu yıl kampta 100’ün üzerinde sporcu, 4 gün boyunca farklı rotalarda hem triatletler için hem de bisikletçiler için farklılaştırılmış mesafe ve hız grupları seçenekleri ile mücadele edecek. 

 

Türk Telekom Prime Rotası’na özel sürprizler

 

Belek bölgesi çıkışlı rotalarda sürüşler, Alanya, Aspendos, Düden, Manavgat ve Oymapınar çevresinde yapılacak. Kampın ilk günü ‘Türk Telekom Prime Rotası’ olarak adlandırılan Aspendos rotasında katılımcılar, sürprizlerle dolu prime ayrıcalıklarını yaşayacak. Zorlu rota sonunda sporcular, keyifli atıştırmalıklar ve müzik eşliğinde Türk Telekom Prime’ın lounge alanında manzaranın tadını çıkaracaklar.

 

 

Büyük çoğunluğu sıcak asfaltta yaşanacak mücadelelerin yanı sıra yarışlarda triatletler için özel koşu ve yüzme etapları yer alacak.  Triatletler için ayrıca özel expo yolunda interval ve tempo antrenmanı yapma imkânı sağlanacak. 

 

Yarışlarda kıyasıya mücadele edecek sporcular, öğleden sonra ve akşamları kamp alanında düzenlenecek eğitimlere ve atölye çalışmalarına katılacak.  Türk Telekom Prime ayrıcalıklarıyla heyecanlı ve birbirinden farklı aktivitelerle dolu bir kamp dönemi geçirecek olan katılımcılar, merak ettikleri konuları alanında uzman isimlere sorabilecek. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Fenerbahçe’nin resmi giyim sponsoru Altınyıldız Classics oldu

Erkek giyim sektörünün öncü markası Altınyıldız ClassicsTürkiye’nin en büyük ve en köklü camialarından biri olan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 2021-2022 sezonunda resmi giyim sponsor oldu.

 

Türk sporuna çeşitli alanlarda destek veren Altınyıldız Classics; Türkiye futbol tarihinin en başarılı ve en çok taraftarı olan spor kulüplerinden Fenerbahçe’nin; Futbol A Takımı, Basketbol (Kadın/Erkek) ve Voleybol (Kadın/Erkek) takımlarının sporcu ve teknik heyetlerine özel koleksiyon hazırlayacak.

 

Her biri kendi içinde rahatlıkla kombinlenebilen çok yönlü tasarımlardan hem şık hem de casual tarzda yorumlanan parçalara, takım elbiseden gömlek ve aksesuara kadar ürettiği her ürün ile şıklığı, inovatif tasarımlarıyla rahatlığı zirveye taşıyan Altınyıldız Classics, takım elbiseden casual tarzdaki ürünlere kadar her grup için ayrı tasarımları, sporcular ve teknik ekiple buluşturacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çocuklarda anne bağımlılığına karşı 7 altın öneri!

“Çocuğum bana yapışık”, “Bir dakika ayrılamıyoruz, hiçbir yere gitmeme izin vermiyor”, “Okula bırakmak bir dert; ağlıyor, gitmek istemiyor”, “Parkta oynarken bile beni yanında istiyor”… Eğer siz de sık sık bu cümleleri sarf ediyorsanız, dikkat! Bu yakınmalarınız çocuğunuzun size ‘bağlı’ olmaktan ziyade ‘bağımlı’ olduğunu gösteriyor! 

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi hemen her ailenin yaşam düzeninde köklü değişimlere sebep oldu. Evler birer işyeri ve okul, ebeveynler de öğretmen oldu. Aile bireylerinin birbirleriyle geçirdikleri zamanın çokça artması hem pozitif hem negatif birçok sonucu da beraberinde getirdi. Çocukların okuldan, sosyal ortamlardan uzak kalmaları, akran sosyalleşmesinin ortadan kalkması, tüm bu ihtiyaçların giderilmesi görevini anne babalara vermiş oldu. Bununla birlikte çocukların anne babalarına olan bağlılık ve talepleri de çok daha arttı. Hatta bazı çocuklarda bu durum daha da ileriye gidip, çocuğun bireysellik gelişiminde ve okul hayatında ciddi sorunlar oluşturabilen önemli bir tabloya yol açtı; anneye bağımlılık! Dikkat! Ruhsal ve bilişsel gelişimlerinde önemli sorunlara neden olabilen ‘anneye bağımlılık’ çocuklarda aynı zamanda okul fobisine de yol açabiliyor! 

Nedeni genelde ‘ebeveynler’ oluyor! 

Çocuklar sosyalleşme becerilerini ilk 3 yaşta kazanıyorlar. Bu döneme kadar çocuk bir yandan temel ihtiyaçları nedeniyle anneye bağımlı halde yaşamaya devam ederken, bir yandan da anneden ayrışmaya çalışıyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Uzman Psikolog Sena Sivri, çocuk yaşının gerektirdiği beceri ve yetileri kazandıkça bu bağımlılık halinin azaldığını belirterek, “Gelişiminin ilerleyen dönemlerinde bağımlılığın yerini bağlılığın alması bekleniyor. Ancak bu süreç bazı çocuklarda olması gerektiği şekilde gerçekleşmiyor ve çocuklar anneye bağımlı olmaya devam ediyorlar. Çocuklar psikososyal gelişimleri doğrultusunda ayrışmaya, bireyselliklerini ilan etmeye hazırlar aslında. Dolayısıyla anneye bağımlı olmak genelde ebeveyn tutumlarıyla ilişkili oluyor” diyor.  

Aşırı kaygılı, koruyucu ve kısıtlayıcı davranmayın! 

Çocuğun anneye bağımlı olmasında pek çok etken rol oynuyor. Uzman Psikolog Sena Sivri, özellikle pandemi sürecinde, ebeveynlerin yaşadıkları kaygı duygusunu yönetmede çektikleri güçlüğe bağlı olarak çocuklarına karşı aşırı kaygılı, koruyucu ve kısıtlayıcı bir tutum sergiledikleri uyarısında bulunarak, şöyle devam ediyor: “Ebeveynler çoğu zaman bu tip davranışlarıyla çocuğun gelişimini engellediklerinin farkına varmıyorlar. Örneğin ‘Okulda kalabalığa karışma, hastalık kaparsın’ şeklinde cümleler kurulması, sorumluğu altında olan bir şeyin onun yerine tamamlanması, kendi başına bir şeyler yapmasına izin verilmemesi, özgüvenini destekleyici eylem ve söylemlerde bulunulmaması, çocuğun anneye bağımlı olmasında kilit role sahip. Bağımlılığın devamını önleyecek olan en etkili kurallar ise çocuğun gelişen yetileri doğrultusunda yapabileceklerine izin vermek, onu onaylamak ve güven duymasını sağlamaktır” diyor.

Dikkat! Okul fobisi gelişebiliyor! 

Anneye bağımlı olan çocukta özgüven eksikliği ve bunun sonucunda okul fobisi başlayabiliyor. Okulda uyum sorunları, arkadaş ilişkilerinde problemler, çekingenlik, utangaçlık ve zorlandığında hırçın davranışlar görülebiliyor. Uzman Psikolog Sena Sivri bağımlılığın geliştiği durumlarda çocuğun okula adaptasyon sorunlarının uzun sürdüğünü vurgulayarak, “Bu durumda çocuklar okula gitmek istemez, annelerine sarılıp ayrılmazlar, hırçınlaşırlar, ağlarlar, öğretmene ve okuldaki herkese karşı çekinik, kaçıngan, yer yer hırçın tutumlar sergilerler. Okuldaki etkinliklere katılmaz, tepki verirler. Anneleri hep yanlarında dursun, gitmesin isterler. Tüm bunlar da hem okula uyum sürecini uzatıyor, hem de eğitimlerinin, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimlerinin geride kalmasına sebep oluyor” bilgisini veriyor. 

Çocuğunuz size bağımlı m? 

Aşağıda yer alan sorunlar anne bağımlılığına işaret edebiliyor. Bu belirtiler varsa, zaman kaybetmeden bir hekime başvurmanız çok önemli!  

  • Tek başına yapabileceği şeyler için bile destek bekliyorsa,
  • Siz yanında yokken huysuz, hırçın ve uyumsuz oluyorsa,
  • Topluluk içinde zorluk çekiyorsa,
  • Sosyalleşmede sorun yaşıyorsa,
  • Bağımsız olarak bir şey yapamıyorsa,
  • Her karar verme sürecinde destek bekliyorsa,
  • Okula gitmek istemiyorsa,
  • Ödevlerini tek başına yapamıyorsa,
  • Grup içinde uyum sağlayamıyorsa, çocuğunuz size bağımlı olabilir.

 

Anne bağımlılığına karşı 7 altın öneri 

Psikolog Sena Sivri anne bağımlılığına karşı ebeveynlerin alabilecekleri önlemleri şöyle sıralıyor:  

  • Çocukların ayrışmaya dair en büyük korkuları terk edilmekle ilgili oluyor. Pandemi sürecinde de sürekli anneyle beraber olan çocuklar, kreşe, okula veya bakıcısına giderken ilk olarak terkedilmekten korkuyor ve tepkilerini bu doğrultuda veriyorlar. Çocuğunuza onu terk etmediğinizi net olarak anlatmalı, güvence vermelisiniz.
  • Karşılıklı iletişimi geliştiren ve çocuğunuzun duygusal gelişimine katkıda bulunacak olan aktiviteler yapmayı alışkanlık haline getirin.
  • Çocukta gelişen kaygılar genelde ebeveyne ait kaygılar oluyor. Ebeveyn olarak kendi kaygınızın farkında olmalı ve bunu yönetebilmelisiniz. Aşırı kaygılı, korumacı ebeveyn tutumundan uzak durun.
  • Çocuğun sorumluluğu altında olan şeyleri onun yerine tamamlamayın. Gelişen yetileri doğrultusunda kendi başına bir şeyler yapmasına izin verin ve onu teşvik edin.
  • Özgüvenini destekleyici, şevk verici, motive edici söylemlerde bulunun, “bırak senin yerine ben yaparım”, “onu sen yapma, aman bir şey olur” gibi korkutucu, çocuğu geri tutan söylemlerden kaçının.
  • Anne sakin kalamadığında çocuğun yaşadığı kriz daha uzun sürüyor. Ayrılmanız gereken anlarında çocuğunuzun verdiği tepkilere karşı soğukkanlı durun, kontrolü elinizde tutun.
  • Sabırlı olmanız, bu ayrışma sürecine zaman tanımanız, geri adım atmamanız, baş edemediğinizi hissettiğinizde uzman desteği almanız da bağımlı bir ilişkiyi önlemede son derece önemli role sahip.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı