Aylık arşivler: Kasım 2021

İksv’den Kadıköy Belediyesi’ne Teşekkür Plaketi

25. İstanbul Tiyatro Festivali plaket töreni Atlas Sineması’nda gerçekleşti. Törende Kadıköy Belediyesi’ne festivale katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, “Bu Zamanda Tiyatro” sloganıyla gerçekleştirilen 25. İstanbul Tiyatro Festivali plaket töreni 6 Kasım’da Atlas Sineması’nda gerçekleşti. Tören’de Kadıköy Belediyesi’ne festivale katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi. Kadıköy Belediyesi adına plaketi Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, İKSV Genel Müdür’ü Görgün Taner’in elinden aldı. Kadıköy Belediyesi, Alan Kadıköy ve Caddebostan Kültür Merkezi sahneleriyle 25. İstanbul Tiyatro Festivali’ne destekte bulunuyor.

Yurtdışından ve Türkiye’den toplam 25 tiyatro, performans ve dans gösterisinin yer aldığı festival programı hem sahnelerde, hem de çevrimiçi olarak 20 Kasım’a kadar devam edecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kitap tutkunlarının yeni okuma günlüğü

Ziyaret ettiğiniz kitaplar sizde nasıl izler bırakıyor? Kitapların iç dünyanızdaki yansımalarını yazıya döker misiniz? Peki, bir okuma günlüğü tutmak okuma alışkanlıklarınıza neler katabilir?

Delidolu etiketiyle raflardaki yerini alan Okuma Günlüğü, okuduğunuz kitaba dair unutmak istemediğiniz ayrıntıları, yorumları, anahtar sözcükleri, alıntıları ve sizde uyandırdığı çağrışımları not edip yıllar boyunca saklayabilmeniz için tasarlanan sade ve kullanışlı bir günlük.

İzmirli sanatçı Gülçin Günaydın'ın imzasını taşıyan göz alıcı kapak tasarımıyla dikkat çeken Okuma Günlüğü, kitap tutkunları için hoş bir armağan seçeneği olarak da düşünülebilir. 

Okuma yolculuğunuzdaki rotaları adım adım izlemek için yeni bir zemin sunan Okuma Günlüğü, sayfa aralarında Tim Parks'tan Ricardo Piglia'ya George Saunders'tan, Terry Pratchett'a farklı yazarların okuma ve yazma üzerine kaleme aldıkları kısa metinlere de yer veriyor. Böylece okumanın pasif bir eylem olmadığının bir kez daha hatırlatıldığı günlükte yol alan okurlar, etkin bir okur olabilmenin ayrıcalığını yaşıyor.

Özgün tasarımı ve ciltli baskısıyla ayrışan Okuma Günlüğü, okurların başucundan eksik etmeyeceği ve yıllar sonra okurun seyir defteri olarak belki de kitap gibi okuyacakları bir miras aynı zamanda.

 

Okuma Günlüğü

Yazar: Kolektif

Yaş: Yetişkin

Türü: Günlük

Temalar: Okuma ve Yazma Kültürü, Yaratıcılık

ISBN: 9786257314541

128 sayfa, 1. hamur kâğıt, ciltli, 13,5×19,5 cm

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Netflix, Stranger Things Gününde Dizinin Dördüncü Sezon Tanıtım Fragmanını ve Bölüm İsimlerini Paylaştı

Netflix, Stranger Things Gününde dizinin dördüncü sezon tanıtım fragmanını ve bölüm isimlerini paylaştı. Stranger Things 4, 2022 yazında tüm dünyayla aynı anda sadece Netflix’te.

 

Bir Stranger Things Günü daha geride kaldı! Will Beyers’ın ortadan kaybolduğu ve Baş Aşağı Dünya’nın kapılarının aralanmasıyla tüm hikâyenin başladığı o büyük günü dünya genelindeki hayranlarımızla birlikte kutladık. Sosyal medya kanallarımızda yayınlanan 4. sezon tanıtımları ve özel içeriklerin yanı sıra, hayranlara sunulan canlı deneyimler ve sınırlı sayıda üretilmiş lisanslı ürünlerle dopdolu bir gün geçirdik. 

 

Netflix bu özel günde dizinin dördüncü sezon tanıtım fragmanlarını ve bölüm isimlerini paylaştı. Gelecek sezonda olayların sona ereceği yeri tanıtan bu fragman sizi Kaliforniya’ya çağırırken; 2022 yazında yayınlanacak olan Stranger Things 4’ün bölüm adlarına da önceden göz atıyoruz.

 

Stranger Things Günü 2021’e veda etme zamanı geldi. Gelecek yıl 6 Kasım’da   görüşmek üzere!

 

 

Stranger Things Hakkında:

1980'lerin bir nesli büyüleyen klasiklerine yazılmış bir aşk mektubu niteliğindeki Stranger Things, bir çocuğun sırra kadem bastığı 1983 yılı Indianası'nda geçiyor. Arkadaşları, ailesi ve yerel polis, onun ortadan kayboluşuna dair cevapları ararken kendilerini devlet tarafından yürütülen çok gizli deneylerin, ürpertici doğaüstü güçlerin ve son derece tuhaf küçük bir kızın karıştığı sıra dışı bir gizemin içinde bulur. Şimdi hayatta kalmak için güç birliği yapmak ve arkadaşlığın korkudan daha güçlü olduğunu hatırlamak zorundadırlar. 

 

Stranger Things, 2016'da gösterime girmesinden bu yana, Emmy, Altın Küre, Grammy, SAG, DGA, PGA, WGA, BAFTA, bir Peabody Ödülü, AFI Program of the Year, the People’s Choice Awards, MTV Movie & TV Awards ve Teen Choice Awards’ta 65’in üzerinde ödül kazandı ve 175 farklı dalda ödüle aday gösterildi. Stranger Things, En İyi Drama dalında üç kez Emmy Ödülü adaylığı bulunan ve Netflix'in en çok izlenen dizileri arasında yer alıyor. Sadece 3. sezonu, ilk dört günde 40.7 milyon kişi tarafından izlendi. Yayına girdikten bir hafta sonra ise 65 milyon kişi tarafından izlendi.

Yapımcılığını Monkey Massacre Productions &21 Laps Entertainment’ın üstlendiği Netflix orijinal dizisi Stranger Things, dizinin aynı zamanda yürütücü yapımcıları olan Duffer Kardeşler tarafından hayata geçirildi. Dizinin yürütücü yapımcıları arasında yer alan diğer isimler ise Shawn Levy ve 21 Laps Entertainment adına Dan Cohen of ve Iain Paterson. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Alanya’nın yeni kraliçesi Gülben!

Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın Alanya’yı fethedişinin 800. yılı Alanya Belediyesi tarafından organize edilen Gülben Ergen konseriyle kutlandı.

 

Söylediği şarkılar kadar enerjisi ve güler yüzü ile beğeni toplayan Gülben Ergen Alanya ‘da 25 bin kişiye verdiği konser ile izdiham yarattı.

 

Dünden bugüne kadar hit olmuş şarkılarını Alanyalılarla söyleyen Gülben Ergen ‘e Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ‘Alanya’nın yeni kraliçesi Gülben Ergen dir.’ diyerek Alanya’nın anahtarını kendisine teslim ederken İpek Koza Çiçeğinden bir taç takarak kendisine teslim etti.

 

Yaklaşık olarak 2 saat sahnede kalan Gülben Ergen, seyircisiyle hem sahne aralarında sohbet etti hem de zaman zaman sahneden inip aralarına karıştı. 

Küçük bir hayranını sahne ’ye alarak onun ricası üzerine yanağına imza atarak öptü.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Altın sıvı dolar bazında yüzde 26 değer kazandı

Türk zeytinyağının ihraç fiyatı 2020/21 sezonunda dolar bazında yüzde 26 arttı. Zeytinyağının ortalama ihraç fiyatı 20219/20 sezonunda 2 bin 429 dolar iken, 2020/21 sezonunda 3 bin 64 dolara yükseldi.

 

Türkiye, 2020/21 sezonunda zeytinyağı, sofralık zeytin ve prina yağından toplamda 293 milyon 885 bin dolar döviz geliri elde etti.

 

Ege İhracatçı Birlikleri verilerine göre Türkiye, 1 Kasım 2020 – 31 Ekim 2021 tarihleri arasında 44 bin 22 ton zeytinyağı ihracatı karşılığı 134 milyon 879 bin dolar döviz geliri elde etti.

 

Türkiye’nin zeytinyağı ihracatı 2019/20 sezonunda 45 bin 389 ton karşılığı 110 milyon 238 bin dolar olarak kayıtlara geçmişti. Altın sıvının ihracatı miktar bazında yüzde 3’lük düşüşe karşın, değer bazında yüzde 22’lik artış gösterdi.

 

30 Eylül 2021 tarihinde sona eren sofralık zeytin sezonunda, Türkiye 150 milyon 142 bin dolarlık sofralık zeytin ihracatına imza atmıştı. Türkiye’nin 2020/21 sezonundaki 8 milyon 834 bin dolarlık prina yağı ihracatı da eklendiğinde Türk zeytincilik sektörünün toplam ihracatı 293 milyon 855 bin dolara ulaştı.

 

Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı sektöründe ihracata bağımlı bir sektör olduğuna işaret eden Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, 2020/21 sezonuna girerken, zeytin için son 11 yılın, zeytinyağında da son 7 yılın en düşük rekoltesiyle girildiğini, buna rağmen sofralık zeytin ihracatında 88 bin 430 ton’luk, zeytinyağında da 44 bin 22 ton’luk ihracat performansının takdiri hak ettiğini kaydetti.

 

 

TURQUALITY Projesi ABD'ye zeytinyağı ihracatını artırdı

 

 

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 6 gıda ihracatçı birliğinin Amerika Birleşik Devletleri’nde Türk gıda ürünlerinin tanıtımını gerçekleştirdiği TURQUALİTY Projesi’nde Türk zeytinyağının da ABD’de tanıtımı yaptıkları bilgisini paylaşan Başkan Er, “TURQUALİTY Projemizin de itici gücüyle ABD’ye yaptığımız zeytinyağı ihracatı yüzde 36’lık artışla 33,4 milyon dolardan 45,6 milyon dolara yükseldi. Toplam ihracatımızda ABD’nin payı yüzde 30’dan yüzde 34’e çıktı” şeklinde konuştu.

 

Zeytinyağı ihracatçıları, İngiltere'ye gümrüksüz ihracat yapmak istiyor

 

İngiltere'nin yıllık 75 bin ton zeytinyağı tüketimi olduğu bilgisini veren Er, BREXİT sonrasında Türkiye'nin İngiltere'ye gümrüksüz zeytinyağı ihraç edebileceği Serbest Ticaret Anlaşması (STA) benzeri ikili bir anlaşmanın Türk zeytinyağı sektörüne büyük fayda  sağlayacağını, sektör olarak İngiltere pazarından pay alabilecekleri bir zemin oluşması talepleri olduğunu dile getirdi.

 

Üretici ve ihracatçıya verilen destekler yükseltilmeli

 

Türkiye’nin zeytin ağacı varlığının son 20 yılda iki kat artarak 90 milyondan 180 milyona yükseldiğine vurgu yapan Er sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin zeytinyağı ve sofralık zeytin rekoltelerinde önümüzdeki 4-5 yıllık dönemde önemli artışlar olmasını bekliyoruz. İç tüketimimizi aynı hızda artırmamız mümkün olmadığına göre ürettiğimiz ürünün katma değere dönüşmesi için ihracat hayati öneme sahip olacak. O nedenle üreticilerimize zeytinyağında kilo başına verilen 80 kuruş desteğin 3 TL’ye, dane zeytinde verilen 15 kuruş desteğinde 75 kuruşa çıkarılması, ambalajlı zeytinyağında da verilen desteğin geçtiğimiz yıllardaki gibi 600 dolar seviyelerine yükseltilmesini istiyoruz. Sektörümüze verilen destekler artırıldığı takdirde rekoltenin de artışıyla orta vadede 1,5 milyar dolar ihracat rakamına ulaşabiliriz.”

 

Türkiye, 2020/21 sezonunda 130 ülkeye zeytinyağı ihraç ederken, ABD’den sonra en çok ihracat yapılan ülke 20 milyon 641 bin dolarla İspanya, 11 milyon 784 bin dolarla Japonya oldu. Zeytinyağı ihracatında en dikkat çekici artış ise İran’a gerçekleşti. İran’a 2019/20 sezonunda 478 bin dolar olan zeytinyağı ihracatımız 2020/21 sezonunda yüzde 957’lik artışla 5 milyon 50 bin dolara çıktı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Organik sektöründen, “Okullarda organik dersi konulsun” çağrısı

Tüm dünyada pandemiyle birlikte sağlıklı, kaliteli ve güvenilir gıda ve tekstil ürünlerine yöneliş, iklim değişikliğinin geldiği nokta organik sektörünün hızla büyümesini ve toplumda organik bilincinin artmasını zorunlu kılıyor.

 

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Türkiye’de organik üretimin artarak yaygınlaşması için en önemli faktörün organik tarım desteklemelerinin artırılması ve zamanında açıklanması olduğunu dile getirdi.  

 

Organik üretiminin başkenti İzmir’de Türk organik sektörünün tüm taraflarının bir araya geldiği “Organik Tarım Sektör Toplantısı”nda öne çıkan konular hakkında değerlendirmelerde bulunan Celep, organik sektörüyle ilgili desteklemelerin artırılması ve zamanında açıklanması yanında Türkiye’de organik ürün tüketiminin artırılması için okullarda organik dersi konulması talebinin öne çıktığının altını çizdi.

 

Yetişkin insanların tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesindeki zorluğa vurgu yapan Celep, “Türk organik sektörü olarak, organik ürünlerin faydalarının çocuklara anlatılacağı “Organik dersi”nin okullarda müfredata konulmasını istiyoruz. Çocuklarda organik bilincinin artması için Millî Eğitim Bakanlığı’yla iş birliği yapıp okullarda organik tarımın anlatılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

 

Tüketim alışkanlıklarının çocuk yaşta kazanıldığına dikkati çeken Celep sözlerini şöyle sürdürdü; “Organik ürünlerin tüketiminin artması sektörümüzü güçlendireceği gibi, sağlıklı nesiller yetişmesine de büyük katkı sağlayacak. Bu sayede Türkiye’nin sağlık harcamalarına ayırması gereken bütçe düşecek. Millî Eğitim Bakanlığı ile yapılacak iş birliği öte yandan organik, ekolojik, doğal vb. etiketlerin ayrımının doğru şekilde öğrenilmesine katkı sağlayacak, tüketicilerin yanıltılmasının önüne geçilecek.”

 

Organik pazarların daha etkin denetlenmesi, Organik ürünlerin algıyı artıracak şekilde raflarda yer alması gereğinin de altının çizen Başkan Celep, öne çıkan diğer başlıkları ise şöyle özetledi: “Su kısıtı olan bölgelerde önlemler alınmalı, Genç nüfusun tarımdan uzaklaşması engellenmeli, özendirici çalışmalarla üretime devam etmeleri sağlanmalı, Organik tohum üreten firmalar ile üreticiler bir veri tabanı aracılığı ile buluşturulmalı, Organik arıcılık ve apiterapi ürünlerinde desteklemeler artırılmalı, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ARGE çalışmalarına daha çok destek verilmeli, Meraların organik statüsüne geçirilmeli bu değişiklik AB Yeşil Mutabakatı kapsamında üretim alanlarının yüzde 25’inin organik olması hedefine de katkı sağlayacak. İç pazara üretim yapan küçük üreticiler desteklemelerde pozitif ayrımcılığa tabi tutulmalı.”

 

İzmir, Organik Tarımın Doğduğu Yer

 

Türkiye’de organik üretim ve ihracatı İzmir’de başladı. 1984 yılında ilk organik tarım ürünü İzmir’den ihraç edildi. İzmir, 187 bin dönüm alanda, 2 bin 250 üreticiyle organik ürün üretirken, organik tarım işleyen işletme sayısı 252.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Toplu ulaşım hizmetlerinden KDV ve ÖTV alınmasın”

Pandemi sürecinde İzmir’de toplu ulaşımdaki biniş sayıları ortalama yüzde 50 düştü, 20 ayda 734 milyon TL’lik hasılat kaybı ortaya çıktı. Üst üste gelen akaryakıt zamlarının kötü tablonun adeta tuzu biberi olduğunu ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, toplu ulaşım hizmetlerine KDV ve ÖTV muafiyeti getirilmesi çağrısını yineleyerek “Bıçak kemiğe dayandı” dedi.

Türkiye’yi Mart 2020’den itibaren etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla birlikte, sokağa çıkma kısıtlılıklarının da uygulanmasıyla İzmir’de tüm toplu ulaşım araçlarına biniş sayıları, aylar boyunca yüzde 80 oranında düşük gerçekleşti. Pandemi öncesi dönemde günlük ortalama 1 milyon 900 bin olan biniş sayısı, 200 binlere kadar geriledi. Aşılamaların başlaması, 1 Temmuz’dan itibaren kısıtlılık uygulamalarının sona ermesi sonrası ise günlük ortalama biniş sayıları yeniden artmaya başladı ve son haftalarda 1 milyon 600 binleri gördü.

Geçen 20 ayda yolcu binişlerinde yaşanan olağanüstü düşüşler ve art arda gelen akaryakıt zamları, toplu ulaşım kuruluşlarının mali tablolarında büyük ölçekte negatif sonuçlar doğurdu. Pandemiyle mücadele kapsamında Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ışığında alınan kararlar gereğince uygulanan yüzde 50’lik yolcu biniş kısıtlamaları, yoğun dezenfeksiyon çalışmaları ve kişisel hijyen destekleri gibi önlemlerin de ciddi faturası oldu.  

Hasılat düşüşü yüzde 49,12
1 Mart 2020 – 31 Ekim 2021 arası 20 aylık dönemde, pandemi öncesine göre ortalama biniş kaybı yüzde 49,93 olarak gerçekleşti. Tüm toplu ulaşım araçlarına, önceki 20 ayda yapılan biniş sayısı yaklaşık 894 milyon iken, bu dönemde yaklaşık 447 milyona düştü. Aynı süreçte hasılat kaybındaki düşüş ise yüzde 49,12 ile 734 milyon 268 bin TL oldu. Önceki 20 ayda toplam hasılat 1 milyar 494 milyon 757 bin TL olarak gerçekleşmişti.

Denizdeki ÖTV muafiyeti de bitti
Öte yandan, İZDENİZ’in yararlanabildiği, akaryakıtta ÖTV muafiyeti avantajı ise eylül ayından itibaren sona erdi. Türk denizciliğinin gelişmesi ve karayolu ağırlıklı dâhili taşımacılığın denizyoluna kaydırılması amacıyla 2003’ten bu yana uygulanan muafiyet kapsamında deniz taşımacılığı kuruluşlarından ÖTV alınmıyordu. Mayıs 2018’de devreye giren EŞEL Mobil Sistemi (EMS) kapsamında, akaryakıta gelen zamların, vatandaşa yansıtılmaması için ÖTV’de zam oranı kadar indirim yapılmaya başlandı. Üst üste gelen zamlar sonrası ÖTV miktarı tamamen eridi, sıfıra indi. Böylece İZDENİZ de açıklanan pompa fiyatları üzerinden motorin almaya başladı.

Son 10 ayda yüzde 85 yük!
ÖTV avantajının ortadan kalkması ve 2021 Ocak-Kasım döneminde motorine yapılan art arda zamlar sonrası İZDENİZ’in akaryakıt maliyeti bir anda yüzde 85 artmış oldu. 2021’de 10 milyon litre motorin için KDV, ÖTV ve fiyat farkı hariç 23 milyon 800 bin TL bedelle sözleşme yapılmıştı. Aynı miktarda akaryakıtın 2022’deki alımı için yapılan ihalenin sözleşmesinde ise KDV ve ÖTV hariç 61 milyon 594 milyon TL’ye imza atıldı.

Başkan Soyer: Bıçak kemiğe dayandı
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, pandemi sürecinin yarattığı olumsuzlukların yanı sıra ülke ekonomisinin geldiği nokta itibariyle üst üste yapılan akaryakıt zamlarının, toplu ulaşım hizmetlerini sürdürülebilir olmaktan çıkarma noktasına yaklaştırdığını vurguladı. “Bıçak kemiğe dayandı” diyen Başkan Soyer, ortaya çıkan olağanüstü yükün taşınabilmesi için hükümetin de mutlaka taşın altına elini koyması gerektiğini söyledi, şöyle konuştu:

“KDV ve ÖTV sıfırlanmalı”
“Toplu ulaşımda pandemiyle mücadelenin tüm mali yükleri belediyelerin sırtına yüklendi. Yolcu biniş kısıtlamalarına ve biniş sayılarındaki düşüşlere rağmen, halk sağlığını korumak adına tüm toplu ulaşım araçlarımız aylarca tam kapasite çalıştı. Sayın Cumhurbaşkanına, ilgili bakanlıklara birkaç kez yaptığım çağrıyı bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Yerel yönetimler bünyesinde kamusal toplu ulaşım hizmeti veren kurum ve kuruluşların kullandığı elektrik ve akaryakıt bedellerindeki KDV ve ÖTV tutarlarının mutlaka sıfırlanması gerekiyor. Devleti yönetenler toplumun en geniş kesimini oluşturan dar gelirli ve çalışanları düşünüyorsa bu kararları almak zorundadır.  Kamu menfaati bunu gerektiriyor.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İklim kriziyle mücadelede çok katmanlı işbirliğine ihtiyaç var

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP26) kapsamında Dünya Parlamenterler Birliği’nin davetiyle Edinburgh’ta İskoçya Parlamentosu’nda yapılan GLOBE COP26 Yasama Zirvesi’ne katıldı. Edinburgh Belediye Başkanı Frank Ross ev sahipliğinde yapılan zirvede konuşan Soyer, iklim stratejileriyle ilgili yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde çok katmanlı işbirliğine ihtiyaç olduğunu belirterek  “Ayrıca İklim Acil    Durumu ilan eden ve iddialı iklim eylemleri taahhüt eden belediyeler için daha fazla kaynak seferber edilmelidir” dedi.

Dünya Belediyeler Birliği Encümen Üyesi, Sürdürülebilir Kentler Ağı Küresel Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP26) kapsamında Edinburgh’ta İskoçya Parlementosu’nda üst düzey katılımla yapılan GLOBE COP26 Yasama Zirvesi’ne katıldı. Edinburgh Belediye Başkanı Frank Ross ev sahipliğinde yapılan zirvede konuşan Başkan Tunç Soyer, iklim stratejileri konusunda yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde çok katmanlı işbirliğinin önemine değindi. Başkan Soyer, İklim Acil Durumu ilan eden ve iddialı iklim eylemleri taahhüt eden belediyeler için daha fazla kaynak ayrılması gerektiğini de vurguladı.
Zirvede Başkan Soyer ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Özel Temsilcisi Mami Mizutori, Brezilya Parlamentosu Temsilciler Meclisi Üyesi Viviane da Costa Reis ve Avustralya Başkent Bölgesi İklim Eylemi ve Çevre Gölge Bakanı, Yasama Meclisi Üyesi Elizabeth Lee konuşma yaptı.

Küresel iklim eyleminde yeni bir dönem
İnsanlığın önemli bir yol ayrımında olduğunu söyleyen Başkan Tunç Soyer, “Birleşmiş Milletler'in kuruluşundan 75 yıl, Stockholm Çevre ve Vancouver Habitat konferanslarından 50 yıl, Dünya Zirvesi'nden 30 yıl sonra ve hatta Paris Anlaşması'ndan beş yıl sonra nerede olduğumuz konusunda gerçekçi olalım. Zorluklar katlanarak artarken, çözümlerimiz kademeliydi. Son iki yıllık COVID-19 pandemisi bize bir gerçeği hatırlattı: 21. yüzyılın dünyasında kentler arasında işbirliği olmazsa küresel zorlukların üstesinden gelemeyiz. Gerçekten de beş yıl önce Paris Anlaşması, yerel yönetimlerin katılımının önemini kabul ederek küresel iklim eyleminde yeni bir dönem başlattı. Burada Glasgow'da şimdi bunu pratiğe dönüştürmenin zamanı geldi” dedi.

“Yerel yönetimler ile işbirliği önemli”
2015'ten bu yana yaklaşık 200 ülkeden sadece 80'inin ulusal iklim hedeflerini arttırdığını vurgulayan Başkan Soyer, “ABD ve Ruanda, Japonya ve Dominik     Cumhuriyeti bunlardan bazıları ve hepsinin ortak bir noktası var: Yerel yönetimleriyle yakın çalıştıkları için ulusal iklim hedefleri arttı. Şimdi her zamankinden daha açık bir gerçek var: 21’inci Yüzyıl’da kentlerin dünyasında, döngüsel kültür tarafından desteklenen çok katmanlı işbirliğine ihtiyaç var. Sanayi Devrimi’nin doğum yeri olan Glasgow, yeni nesil dönüştürücü iklim eyleminin başladığı yer olarak kabul edilmelidir” ifadelerini kullandı.
Glasgow'da COP26'nın ilk gününün ilk kez 31 Ekim Dünya Şehirler Günü ile aynı zamana denk geldiğini söyleyen Soyer,  iklim stratejileri konusunda çok katmanlı eylem döneminin ancak yerel ve ulusal düzeydeki ortak çabalar, yasama ve yürütme organları arasındaki işbirliği ile sürdürülebilir olacağını vurguladı.
    
Yasama Zirveleri
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP) ile eş zamanlı olarak neredeyse 30 yıldır yapılan Yasama Zirveleri, yasa yapıcıları bir araya getirmesi, inovasyon ve iyi uygulamaların paylaşılması ve tüm insanlığı ilgilendiren ortak gündemler üzerine strateji geliştirilmesi açısından büyük öneme sahip.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Talatpaşa Bulvarı ve Peynircioğlu Deresi düzenlemelerine bir ödül daha

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu yıl Sağlıklı Kentler Birliği'nden ödül alan Talatpaşa Bulvarı'ndaki yükseltilmiş yaya geçidi ile Peynircioğlu Deresi'ndeki ekolojik koridor uygulamaları, TMMOB Raci Bademli İyi Uygulamalar Özendirme Ödülü’ne de layık görüldü.   

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası tarafından Prof. Dr. Raci Bademli anısına verilen İyi Uygulamalar Ödülleri açıklandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu yıl Sağlıklı Kentler Birliği'nden ödül alan Talatpaşa Bulvarı'ndaki yükseltilmiş yaya geçidi ile Peynircioğlu Deresi'ndeki ekolojik koridor uygulamaları Raci Bademli İyi Uygulamalar Özendirme Ödülü’ne layık görüldü.  
Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi tarafından, kent planlama/şehircilik konularında uygulamaya girmiş, sorun çözmeye yönelik başarılı plan ve projelere 2003 yılından bu yana iki yılda bir verilen Raci Bademli İyi Uygulamalar Özendirme Ödülü’ne bu yıl 14 proje başvuru yaptı. Başvuruları belirlenen kriterlere göre inceleyen jüri değerlendirme kurulu, ilk aşamasında beş projenin elenmesine karar verdi. Kalan 9 proje arasından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iki projesi Özendirme Ödülü’ne oy birliğiyle layık görüldü. Sağlıklı Kentler Birliği tarafından bu yıl 12'incisi düzenlenen Sağlıklı Şehirler En İyi Uygulama Yarışması’nda İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı’nın hazırladığı Talatpaşa Bulvarı Yükseltilmiş Yaya Geçidi Projesi, Sağlıklı Şehir Planlaması; İzmir Büyükşehir Belediyesi Etüd Proje Dairesi Başkanlığı tarafında hazırlanan Peynircioğlu Deresi Ekolojik Koridor Projesi ise Sağlıklı Çevre Kategorisi'nde ödül almıştı.

Talatpaşa Bulvarı Yükseltilmiş Yaya Geçidi Projesi
İzmir Büyükşehir Belediyesi proje kapsamında kentte yaya trafiğinin en yoğun olduğu bölgelerden Alsancak Talatpaşa Bulvarı’nın Kıbrıs Şehitleri Caddesi kısmında yayaların geçmesi için Avrupa’daki örneklerine benzer 34 metre uzunluğunda bir yaya platformu yaptı. Yükseltilmiş yaya geçidi üzerine İzmir’in tarihi köklerinden gelen figüratif desenler çalışıldı. Engelli ve yaşlı vatandaşların erişimi göz önünde bulundurularak yol ve kaldırımlar aynı seviyeye getirildi. Böylece alan mini bir meydan görünümü kazanırken yayaların kaldırımlara inip çıkmadan karşıya geçişi de sağlanmış oldu.

Peynircioğlu Deresi Ekolojik Koridor Projesi
İzmir Büyükşehir Belediyesi küresel iklim kriziyle mücadele kapsamında Mavişehir’deki Peynircioğlu Deresi’nin kıyı kesimiyle Halk Park ve devamındaki güzergah üzerinde kesintisiz bir ekolojik koridor oluşturdu. Avrupa Birliği’nin “HORIZON 2020” programı kapsamında 2,3 milyon euroluk hibe alınan “Urban Green Up-Doğa Esaslı Çözümler” projesinin bir uygulaması olan proje kapsamında geçirimsiz yüzey kullanılmadan doğa dostu uygulamalarla derede hem taşkın kontrolü sağlandı hem de dere çevresinde yeni yeşil alan oluşturuldu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir’de sokak hayvanları için büyük işbirliği

İzmir Büyükşehir Belediyesi kısırlaştırılan sokak hayvanı sayısını artırmak için İzmir Veteriner Hekimleri Odası ile iş birliğine hazırlanıyor. Kısırlaştırmanın yanı sıra kuduz aşısı, parazit ilacı uygulaması ve işaretlemeyi içeren çalışmalara ilişkin protokol Kasım ayı meclis toplantısında oylanacak.

Sokak hayvanlarının kontrolsüz üremesini engellemek, hayvan hakları ve halk sağlığını korumak için kısırlaştırdığı sokak hayvanı sayısını son iki buçuk yılda iki katına çıkaran İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu çalışmalarına ivme kazandıracak bir iş birliğine imza atmaya hazırlanıyor. İzmir Veteriner Hekimleri Odası ile yapılacak protokol ile odaya üye poliklinik ve hayvan hastaneleri aracılığıyla kısırlaştırılan sokak hayvanı sayısının artırılması hedefleniyor. İş birliği protokolü Kasım ayı meclis toplantısında gündeme alınacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer aşılama ve kısırlaştırma kapasitesinin daha da arttırılması için Veteriner Hekimleri Odası ile işbirliği yapılmasını istemişti.

11 ilçede başlayacak
Kısırlaştırmanın yanı sıra parazit ilacı uygulaması ve kuduz aşısı işlemlerini içeren protokol, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin onayının ardından hayata geçecek. Protokol kapsamında sokak hayvanlarına kulak küpesi ve mikroçip takılarak işaretlenmesi ve kayıt altına alınması sağlanacak. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında hayata geçecek uygulama başta Balçova, Bayraklı, Bornova, Buca, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karşıyaka, Konak, Narlıdere ilçeleri olmak üzere gerekli görülen diğer ilçeleri de kapsayacak.

Koordinasyon Merkezi kurulacak
İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde “Koordinasyon Merkezi” kurularak işlemler yürütülecek. İzmir Veteriner Hekimleri Odası tarafından veteriner hekim kontrolünde barınaklara getirilen sokak köpeklerinin muayenesi, aşısı, iç ve dış parazit ilacı uygulaması İzmir Büyükşehir Belediyesi veterinerleri tarafından yapılacak. Mikroçip uygulamasının ardından sokak köpekleri operasyon için hastane veya polikliniklere nakledilecek. Operasyon sonrası küpe takılan, kısırlaştırılan köpekler İzmir Büyükşehir Belediyesi barınaklarında bakımı yapıldıktan sonra İzmir Veteriner Hekimleri Odası görevlileri tarafından alındıkları yere bırakılacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı