Aylık arşivler: Kasım 2021

Çocuğunuz yüz yüze eğitime hala alışamadı mı? Çözümü zor değil

İki yıla yakın bir süre yüz yüze eğitimden uzak kalan öğrenciler yeni okul ve yaşam düzenine ailelerinin ve öğretmenlerinin desteği ile uyum sağlamaya çalışırken zorlanıyorlar. Anaokulundan liseye, çocukların sınıf ortamında eğitime alışması için en büyük görev ailelere düşüyor.

Mart 2020’de toplumsal yaşamımızdaki tüm düzenin değişmesine sebep olan Covid-19 pandemisinden en fazla etkilenenlerin başında hiç kuşkusuz ki çocuklar ve eğitim sistemi geliyor. Salgının yayılım hızını kontrol amacıyla tüm eğitim kurumları belli düzeyler dışında öğrenim faaliyetlerini 13 Mart 2020’de zorunlu olarak çevrim içi ortama taşıdı. İki yıla yakındır öğrenim kesintilerle sürse de öğrencilerin büyük bölümü sınıf ve okul ortamındaki sosyal etkileşimin sunduğu değerli gelişim fırsatından mahrum kaldılar.

Bu süreçte her yaş grubundan öğrenciler belirsizlik, kaygı ve korku duygularıyla başa çıkmakta zorlandı. Hem psikolojik hem fizyolojik olarak dengeyi korumak, onlar ve aileleri için çok kolay olmadı. Eylül ayında tüm düzeyler için haftada 5 gün yüz yüze eğitim yeniden başladı. Çocuklar yeni okul ve yaşam düzenine ailelerinin ve öğretmenlerinin desteği ile uyum sağlamaya hazırlanırken zorlanmaya devam ediyor. İlkokul öğrencileri okuma-yazma gibi temel gelişim alanlarında desteğe ihtiyaç duyarken, ortaokul ve lise öğrencileri akran iletişiminde pandemi döneminde edinilmiş çekingenlik ve kaygı benzeri tutumlardan sıyrılmaya çalışıyor.  Uzun süre okul ortamından uzak kalan okul öncesi öğrenciler karmaşık yönergeleri yerine getirmede ve sosyal ortamlarda dürtülerini kontrol etmede eskisine göre biraz daha fazla zorlanırken, tüm düzeylerdeki öğrenciler rutinlerine dönmekten memnuniyet duyuyor. Uzmanlar bu duyguların ve gelişim basamaklarında yavaşlamanın olağan olduğunu belirterek; ailelere düşen görevin sabır göstererek, okulla işbirliği içinde hareket etmek olduğunu ekliyor. Öğrencilerin ve ailelerin bu süreçte karşılaşacakları güçlükleri daha kolay aşmaları için İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Rehberlik Birimleri her yaşa uygun bazı öneriler hazırladı. 

15-18 yaş dönemindeki gençlerin bağımsız akran etkinlikleri teşvik edilmeli

15-18 yaş dönemine denk gelen lise eğitimi üst eğitim kurumuna geçiş hazırlığının yapıldığı dönemi kapsar. Öğrenciyi hayata ve mesleğe hazırlamada bir köprü görevi gören yıllarda, gencin yaşamdan elde ettiği doyumu ve başarısını, sadece akademik gelişimi değil, sosyalleşme sürecindeki başarısı da etkiler. Sosyalleşmede en büyük yeri olan akran iletişimi uzaktan eğitim döneminde en çok kısıtlanan alanlardan biri oldu. Gençlerin bu alandaki açığını kapamak için yüz yüze eğitim döneminde gerekli önlemleri alarak onların yaşıtlarıyla etkinlikler yapmaları ve yeni dostluklar geliştirmeleri teşvik edilmelidir.  

11-15 yaş dönemindeki çocukların ergenlik krizlerine hoşgörü ve sabırla yaklaşılmalı

Yüz yüze eğitim istenen de olsa yeniden bir değişimin yaşanacağı düşüncesi ile endişe yaratması normaldir. Normaller değişirken duygusal sağlığı kalıcı kılmanın yolu ergenle uzlaşarak; rutin, düzen ve faaliyetlerin çerçevesinin yeniden oluşturulmasından geçer. Ailelere esneklik ile dayanıklılık arasındaki ilişkiyi gösteren pandemi dönemi hala sürerken, okula uyum sürecinde ergenlerin “Şartlar değişse bile biz ailece bu şartlara uyum gösterir ve yenileniriz.” mesajını ailelerinden alabilmeleri çok önemlidir. Ayrıca ergen ebeveyni olmanın en zor yanlarından biri, değişen durumlara hızlıca uyum sağlamaya çalışırken ergenlik krizlerinin yaratabileceği her türlü durumu da bir yandan çözebilmeye karşı dayanıklılık gösterebilmektir. Değişim süreci inişleri çıkışlarıyla bir bütün olarak kabul edilmelidir. Aileler bu konuda sabırlı olmaya özen göstermeli ve ilk günden mükemmel uyum beklentisine girmemelidir. 

Okulöncesi ve anaokulu seviyesinde uyku-yemek-oyun zamanı düzenine özen gösterilmeli

•    Yetişkin olarak duygusal sürecinizle model oluşturun. Çocuğunuz okula dönmekte zorlanabilir veya bazı endişelere sahip olabilir. Sizlerin olumlu düşünmesi ve süreçte çözüm odaklı bir yerde durması onları güçlendirecektir. 

•    Bu geçişin sıradan bir okula dönüş olmadığını göz önünde bulundurun. Geçmiş senelerde deneyimledikleri başlangıçlarla ilgili sohbetler edin. Yeni dönemin getirebileceği farklılıkları konuşun.

•    Kaygılarını fark edin ve dinleyin. Bu süreçte duyguların takibi oldukça önemlidir. Anlatmakta ve kelimelere dökmekte zorlandığı duyguları gözlemleyerek çocuğunuza destek olabilirsiniz. Oyun, resim veya hikâyelerle duygularını ifade etmesine, okulda öğrendiklerini sizinle sözlü veya yazılı paylaşmasına olanak tanıyın.

•    Okul dönemindeki uyku-yemek-oyun zamanı düzenine geri dönün. Bu dönemde evdeki düzen ve kurallarda esnemeler yaşamış olabilirsiniz, ancak uyku-yemek-oyun zamanı gibi önemli fiziksel-duygusal ihtiyaçlar söz konusu olduğunda, yeni döneme başlarken normal düzene geri dönmek faydalı olacaktır. Yeni düzene geçiş birdenbire değil adım adım yapılmalıdır.

•    Yeni eğitim-öğretim döneminde evdeki yaşam düzenini birlikte planlayın. İlkokul çağında çocuklar henüz plan-programlarını kontrol etmede yeterli beceriye sahip değildir. Aşırı yapılandırılmış bir plandan kaçınılarak; okul çantasının akşamdan hazırlanması, kıyafet hazırlığı, okula giriş-çıkış saatlerine göre gündelik yaşamın ön planlanmasına (alarm kurma, okul sonrası ev bölümünde yapılacak planlamalar, ödevler, hobi, spor, sanat vb. uğraşlarına, dinlenmeye zaman ayırma vb.) özen gösterilmelidir.

•    Maske, sosyal mesafe, hijyen temalarını kısa ve somut cümlelerle açıklayın. “Öğretmenlerin seni maske ile karşılayacak.”, “Öğretmenlerin senin elini tutmayacak.”, “Arkadaşlarına sarılmayacaksın.”, “Güvenliğimiz için diğer insanlar ile sohbet ederken aramıza bir kol boyu mesafe koyacağız.” gibi açıklamalarda bulunabilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Organ Nakli İle Yarınlar İçin Umutlu Bekleyiş

3-9 Kasım Organ Bağış Haftası’nda tüm vatandaşlara çağrı yapıldı. 

 

Dünyada yaşanan Covid-19 pandemi etkisi sebebiyle organ bağışında gözlenen düşüşün, farkındalık ve duyarlılıkla yeniden hareketlenmesi bekleniyor. 

 

Organ bağışı sayesinde pek çok kişinin hayat kalitesi yükselirken, bir o kadar kişinin de hayata tutunması sağlanır. Kronik organ yetmezliği gibi kişinin hayatını tehdit eden durumlarda organ bağışı son derece önem kazanıyor. Organ nakli bekleyen hasta sayısı her geçen yıl giderek artarken, gönüllülük esasına dayalı olan organ bağışı, 18 yaş üzeri sağlıklı tüm bireyler tarafından bağışlanabilir. 

Organ bağışına dikkat çekmek üzere her yıl ‘3-9 Kasım ülkemizde Organ Bağış Haftası’ olarak kabul edilmektedir. Önce birey sonra da toplumsal farkındalık ile organ bağışının önemine dikkat çekmek, bağış sayılarının artması, organ nakli bekleyen hastalara umut olacaktır.

 

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Organ Nakil Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şinasi Sevmiş ‘Organ bağışının önemi’ hakkında bilgiler verdi.

Çin’de başlayan ve kısa bir süre içinde tüm dünyayı etkisi altına alan Covid 19 pandemisi altında bir organ bağış haftasına daha girdik. Geçen 2 yıllık süre zarfında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki sağlık alanındaki dengelerde ciddi kaymalar ortaya çıktı. Bunun sonucu olarak organ bağış alanında 80 oranında azalma ve canlı donörden benzer şekilde 30-40 civarında azalma oldu. Buna bağlı olarak böbrek, karaciğer, kalp, akciğer gibi organları bekleyen hastalarda ciddi kayıplar yaşandı. Özellikle kalp ve akciğer gibi kadavra donörden sağlanan organlar ile nakil dışında şansı olmayan hastalar için umutlar tükendi. Üzerimize düşen bu zorlu süreçte hala bir yerlerde hayata tutunması için organ nakli bekleyen yaklaşık 35.000 civarında hastamızın olduğunu unutmayıp önceki yıllarda olduğu gibi yükselen ivme ile tekrar organ bağışı yapmak bu insanlara umut olmaktır.

 

 

Organ bağışının önemi

Organ nakli, ancak donörün beyin ölümünün gerçekleşmesinden sonra yapılmaktadır. Beyin ölümü, beynin geri döndürülemez şekilde tüm fonksiyonlarını kaybetmesi ile gerçekleşir. Beyin ölümünün ardından kısa bir süre sonra tüm organlar canlılığını kaybeder. Beyin ölümünün yazılı olarak raporlanmasının ardından organ bağışı için ailenin onayı, kişinin bağışçı olup olmamasından bağımsız olarak mutlaka alınır.

Organ bağışındaki yetersiz sayılar, hem dünya da hem de ülkemizde oldukça büyük bir sorundur. Ülkemizde ölümden sonra organ bağışı çok tercih edilmemekte, bağışların büyük bölümü yaygın olarak canlıdan canlıya nakil işlemi oluşturmaktadır.

Ülkemizde canlı ve kadavradan olmak üzere 2 şekilde organ bağışı işlemi gerçekleşmektedir. Hayatta olan kişilerden yalnızca böbrek ve karaciğer nakli yapılabilmektedir. Kadavradan ise; kalp, karaciğer, böbrek, pankreas, akciğer, ince bağırsak gibi organlar ve kalp kapağı, kemik, tendon, yüz, el, kol, bacak, ve uterus gibi organların nakilleri yapılabilmektedir.

Organ bağışı nasıl yapılır?

18 yaşını dolduran ve akıl sağlığı yerinde olan herkes organ bağışçısı olabilir. Gönüllülük esasına dayalı olan organ bağışında bağışçı olabilmek için sağlık müdürlüklerine, devlet ve özel hastanelerin organ bağışı koordinatörlüğüne ya da sağlık ocaklarına giderek başvuru yapabilirler. Organ bağışı yapmak için iki şahit huzurunda bir form doldurulması yeterlidir. Kişi hayattayken organlarını bağışladığı için bağışçıya organ bağış kartı verilir. Daha sonra bu veriler Sağlık Bakanlığı’nın sistemine kaydedilmektedir. Organ bağışından vazgeçilmesi durumunda aileye bildirilmesi ya da Türkiye Organ Bağışı Bilgi Sistemi'nden kaydını sildirmesi yeterlidir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Duygu Soylu ve Kenan Doğulu “Can Kenarı”

İlk albümü Kara Elmas'ı geçtiğimiz sene yayınlayan Duygu Soylu, albümdeki şarkıların canlı çalındığı ve Kara Elmas (Live) adını taşıyan performans albümüyle tüm dijital platformlar, TV ve radyo kanallarında yayında olacak. Birbirinden yetenekli müzisyenlerle İstanbul'un en yeni caz kulübü The Badau'da kaydedilen performansların video yönetmenliğini Erdal Kaş yaparken şarkıların kayıt ve miks mastering süreci ise Göksel Elbüken imzasını taşıyor.

Orkestra ekibinde Muzaffer Nezihi Egelioğlu, Nedim Ruacan ve Tolga Bilgin gibi Türkiye'nin önde gelen müzisyenlerin yer aldığı Kara Elmas (Live) albümünde, stüdyo albümünün prodüktörlüğünü üstlenen Kenan Doğulu, sözleri ve bestesi kendisine ait olan "Can Kenarı" adlı şarkıyı Duygu Soylu ile ilk kez birlikte seslendirdi.

Duygu Soylu ve Kenan Doğulu ‘nun beraber seslendirdiği “Cam Kenarı” tüm dijital platformlarda yayında olacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Samy Ertan’dan “CESARET” albümü

Samy Ertan, çok uzun bir aranın ardından “CESARET” albümüyle müzikseverlere yeniden merhaba dedi.

Sahnelerin başarılı isimlerinden biri olan Samy Ertan, “CESARET” albümüyle suskunluğunu bozdu. Sahne çalışmaları tüm hızıyla devam eden Samy Ertan yeni albümüyle alakalı olarak çok iddialı konuşarak; "19 Yıllık sahne kariyerime bu maxi single çalışmasıyla bir cesaret vermek istedim. Bu albümde Söz ve Müziği Sezen Aksu’ya Ait TÜKENECEĞİZ'in yanı sıra sahnede okumaktan çok büyük bir keyif aldığım Sait Ağdaş şarkılarından ASİ ve kıpır kıpır enerjisiyle KOLAY GELSİN şarkılarımı müzikseverlerle buluşturuyorum. Büyük bir heyecanla hazırladığım albüm artık müzikseverlere emanet.” ifadelerine yer verdi.

Çok büyük bir titizlikle hazırlanan albümün aranjörlüğünü Hatem Tutkus üstlendi. Yine albümün çıkış şarkısı olan “ASİ” için İstanbul’un sembol mekanlarından Beykoz Kundura Fabrikasında Mustafa Özen yönetmenliğinde bir klip çekildi.

Samy Ertan “ Cesaret” albümü Ağdaş Müzik etiketiyle 1 Kasım itibarıyla tüm dijital platformlarda, klibi ise youtube'da müzikseverlerin beğenisine sunuldu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

eGo ‘Prenses’i yayınladı

Çok ufak yaşlarda müziğe karşı ilgisi olduğunu keşfedip ortaokul yıllarında ilk bestelerini yapan ''eGo''; fazla bir ara vermeden yeni şarkısı 'Prenses'i müzikseverlerle buluşturdu.

Sözü ve müziği genç sanatçının kendisine ait olan ''Prenses''in düzenlemesi başarılı prodüktör ve müzik yönetmeni Seçkin Özer imzası taşırken projenin genel koordinatörlüğünü ise Mesut Uyanık üstlendi.

'Prenses''in klibi tarihi dokusuyla büyüleyen antik çağın en değerli yerleşim alanlarından Asos Behram kasabasında Vasso'nun yönetmenliğinde kalabalık bir ekiple çekildi. Klipte ''eGo''ya güzelliğiyle dikkat çeken genç oyuncu Milano Yakovchyk eşlik etti.

Geçtiğimiz aylarda yayınlamış olduğu ''Ütopya'' şarkısıyla ve tarzıyla dijital müzik listelerinde güçlü bir başarı elde eden ''eGo''; HipHop, R&B, Trapsoul dallarında besteler üretip seslendirmeye devam ediyor.

''eGo''nun yeni projesi ''Prenses'' Fifth Floor Müzik etiketiyle tüm müzik platformlarında ve klibi NetD kanalında yayında!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Rengim Gökmen İş Sanat’ta İstanbul Ensemble’ı Yönetiyor

İş Sanat yeni sezonunu, Maximum Uniq Hall’da 12 Kasım Cuma saat 20.30’da, orkestra şefi Rengim Gökmen yönetimindeki İstanbul Ensemble konseri ile açacak. Konserin solisti Macar çellist István Várdai olacak. 

2014 yılında İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile verdiği konserin ardından ikinci defa İstanbullu seyircisiyle İş Sanat’ta buluşacak Macar çellist István Várdai, 1985 yılında aramızdan ayrılan ünlü çellist Jacqueline du Pré’nin dünyaya tanıttığı Edward Elgar’ın çello konçertosunu seslendirecek. Prix Montblanc'ta 'dünyanın en umut veren müzisyeni' ödülünün sahibi olan Várdai’ın çaldığı enstrüman Jacqueline du Pré’ye ait. 

Geçtiğimiz sezon çoğunluğu bağımsız çalışan müzisyenlerden oluşan İstanbul Ensemble, İş Sanat’ın çevrimiçi ‘Dayanışma ve Umut’ sezonunun sembolü haline gelmişti.  21. Sezonun açılış ve kapanış konserlerinde yer alan topluluk, bu sezon 60 kişiden oluşan kadrosuyla Türkiye’nin önde gelen orkestra şeflerinden Rengim Gökmen’in batonu altında İş Sanat’ın açılış konserini gerçekleştirecek.

Rengim Gökmen, 1988 yılında İtalya Hükümeti tarafından opera sanatının tanıtımı ve gelişimine  katkılarından dolayı  ‘Şövalye’ nişanı ile 1999 yılında Cumhurbaşkanlığı Yüksek Kültür ve Sanat Nişanı ile onurlandırılmış, sayısız ödül ve uluslararası nişana layık görülmüştür. Rengim Gökmen, 1995 yılında Kültür Bakanlığı tarafından 'Yılın En İyi Şefi', 1997 yılında TOBAV tarafından 'En Başarılı Opera Şefi' seçilmiştir. 

Avrupa'nın hemen hemen bütün ülkelerinde, ABD'de ve Güney Amerika'da konserler yöneten Rengim Gökmen’in şefliğinde 12 Kasım’da gerçekleşecek açılış konserinin repertuvarında ayrıca Gioacc­hino Rossini’nin ‘Hırsız Saksağan Uvertürü’ ve Ludwig van Beethoven’ın ‘Pastoral’ Senfonisi yer alacak.

Konserin solisti Várdai, Münih ARD (2014), Uluslararası Tchaikovsky (2007) gibi dünya çapında pek çok yarışmada ödül aldı. Aralarında Mikhail Pletnev, Ádám Fischer, Zoltán Kocsis, Howard Griffiths, Gilbert Varga ve Mariinsky Orkestrası, Rus Ulusal Orkestrası, L'Orchestre de Chambre'nin de olduğu dünyaca ünlü müzisyenler ve orkestralarla birlikte sahne aldı.

12 Kasım Cuma saat 20.30’da Maximum Uniq Hall’da gerçekleşecek konserin biletleri İş Kuleleri Salonu, Maximum Uniq Hall ana gişelerinin yanı sıra tüm Biletix satış noktalarından temin edilebilir. İş Sanat’ın konser biletleri öğrencilere özel olarak 20 TL’den satılmaktadır.

Biletler Maximum Kart sahiplerine yüzde 10 indirimle satışa sunulmaktadır.

Pandemi koşulları nedeniyle İş Sanat’ın konserleri yüzde 50 kapasiteyle satışa sunuluyor. Konserlere katılacak izleyicilerin biletleriyle birlikte aşı kartlarını veya son 48 saat içinde yapılmış negatif sonuçlu PCR testlerini görevlilere ibraz etmeleri gerekiyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Şişli Tiyatroseverlerin Yeni Buluşma Adresi Oldu

Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi, yeni sezonda İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları’na ev sahipliği yapıyor.

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları oyunları, Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde sahnelenmeye başlandı. Şişli Belediyesi ve İBB Şehir Tiyatroları arasında imzalanan protokol çerçevesinde, sezon boyunca oyunlar Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde seyirciyle buluşacak.

Kültür ve sanat alanında şehrin en merkezi noktasında bulunan Şişli’deki Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’ndeki oyunlara ilk gösterimden itibaren seyirciler yoğun ilgi gösteriyor. Oyunlar cuma ve cumartesi olmak üzere haftada iki gösterim olarak gerçekleştirilecek ve sezon sonuna kadar devam edecek.

300 kişi kapasiteli Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’ndeki oyunları izleyebilmek için Şehir Tiyatroları’nın kuralları gereği en fazla 48 saat önce yapılmış PCR testi ya da iki doz aşılı olmak zorunlu.

 

Kasım ayında Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde sergilenecek oyunlar

12-13-19 ve 20 Kasım 2021

ÇIN SABAHTA

Nezihe Meriç’in yazdığı Hülya Karakaş’ın yönettiği oyunda, Ayşe Günyüz Demirci, Hülya Karakaş rol alıyor.

6 Kasım 2021

KARAGÖZ ÇİFTLİK BEKÇİSİ (3+ Yaş)

Özgür Atkın’ın yazıp yönettiği çocuk oyununda İrem Erkaya ve Tankut Yıldız rol alıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Müzik evine dönüyor: Borusan Müzik Evi sezonu açıyor!

Borusan Müzik Evi uzun bir aradan sonra yeniden izleyicileriyle buluşuyor. 2010’dan bugüne, müzikte yeniyi arayanların adresi olan mekânda, Kasım ve Aralık aylarında sahne alacak sanatçı ve topluluklar açıklandı. Heyecan veren konserler izleyicileri bekliyor. 

 

Borusan Müzik Evi, 2021-2022 sezonu kapsamında yeni müzik, elektronik müzik, doğaçlama, dünya müziği ve cazın önde gelen isimlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Uzun bir süre izleyicilerinden ayrı kalan Borusan Müzik Evi’nde, Kasım ve Aralık ayları oldukça hızlı geçecek. 

 

Gerçekleştirdiği farklı ve sıradışı etkinliklerle Borusan Sanat’ın klasik müzik ve çağdaş formlarını destekleme ve yaygınlaştırma amacına büyük ölçüde katkıda bulunan Borusan Müzik Evi, 2021-2022 sezonunda üç ayrı dönemde programını açıklayacak. 

 

Borusan Müzik Evi’nin ilk dönem programında Abstra, Wolter Wierbos, Ab Baars, Yuri Honing ve dörtlüsü, Brom, Saadet Türköz ve Martin Schütz, Berke Can Özcan ve Arve Henriksen, Scnellertollermeier, Linet Şaul, Bülent Oral, Diego Leveric, Ayşe Lebriz Berkem, Töz Trio ve Hezarfen Ensemble yer alıyor. 

 

Müzikte yeni olanı izleyicisine ulaştırmayı amaçlayan Borusan Müzik Evi, 18 Kasım Perşembe günü saat 21.00’de, Abstra, Wolter Wierbos ve Ab Baars ile sahnesini izleyicisine açıyor. Konserde, avangart caz, free jazz ve özgür doğaçlama gibi müzik öğelerinden beslenen ABSTRA, müziğin doğaçlama unsurlarını dinleyicilere aktaran Wolter Wierbos ve renkli yorumlarıyla Ab Baars sahne alacak.

 

Kasım ayında beş konser izleyicileri bekliyor. Hollanda’nın en önemli saksofoncularından biri olan Yuri Honing, eleştirmenlerden tam not alan Bluebeard albümüyle Borusan Müzik Evi’nin programında yer alırken, Kod Müzik işbirliğiyle gerçekleşen Nova Muzak serisi Brom ile izleyicilerine yeniden merhaba diyecek. Ardından Saadet Türköz ve Martin Schütz, Songdreamingtrio3 adını verdikleri projesiyle derin ve coşkulu bir kutlama sunacaklar. Verimli işbirliklerini sahneye taşıyan Berke Can Özcan ve Arve Henriksen ise Kuzey melodilerinden yola çıkan doğaçlamaları ile Borusan Müzik Evi’nde ilk kez izleyiciyle buluşacak.

 

Borusan Müzik Evi’nde Aralık ayında üç konser var. Kod Müzik işbirliğiyle gerçekleşen Nova Muzak serisinin bu kez konuğu Schnellertollermeier. Gitarda Manuel Troller, basta Andi Schnellmann ve davulda David Meier’den oluşan üçlü minimalizm, krautrock, deneysel doğaçlama temelli elektronik müzik gibi geleneklerden besleniyor. “Shakespeare ve Müzik” ise Aralık ayının bir diğer etkinliği. İzmir Barok Topluluğu’nun üç üyesi, viola da gamba sanatçısı Bülent Oral, soprano Linet Şaul ve lut ustası Diego Leveric Shakespeare’in yapıtları için bestelenmiş dönem müziklerini yorumlayacak; tiyatro sanatçısı Ayşe Lebriz Berkem de yazarın oyun ve sonelerini canlandıracak. Ayın son konserinde ise Töz Trio ve Hezarfen Ensemble buluşuyor. Kendisiyle özdeşleşen birçok projeye imza atan ve farklı icra koşullarına uyum sağlayabilmesindeki esnekliğiyle göze çarpan Hezarfen Ensemble, caz ve çağdaş klasik müziğin kesiştiği performanslar sergileyen Tamer Temel, Ercüment Orkut ve Cem Aksel’den oluşan Töz Trio birlikte kaydedecekleri albüm çalışmasının yepyeni müziklerini Borusan Müzik Evi’nin izleyicileriyle buluşturacak.

 

Sezon boyunca sürmesi planlanan tüm konserlerde, maske, mesafe ve hijyen kuralları geçerli olacak.

 

Borusan Sanat’ın sezon boyu düzenlediği tüm konserlerin biletleri passo.com.tr, Passo mobil uygulaması ve Passo perakende satış noktalarından temin ediliyor. Etkinliklerde PDF bilet ve karekod gibi dijital bilet seçenekleri ücretsiz olarak sunuluyor ve konserlere mobil cihazlardan konser özelinde belirlenen karekod gösterilerek girilebiliyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Disney’in kalpleri ısıtacak yeni yıl filmi tüm dünyayla aynı anda Türkiye’de yayında

Dünyanın en büyük medya ve eğlence şirketi The Walt Disney Company, her yıl olduğu gibi bu yıl da “En Büyük Sihir Ailedir” kampanyası kapsamında ailenin önemine gönderme yapan ve kalplere dokunan bir kısa filmle yeni yıla merhaba demeye hazırlanıyor. Bu yılki filmin kurgusunda “bir arada aile olabilmenin önemi ve birlikte yaratılan mutlu anları yüceltebilme” temaları vurgulanıyor. Film, Disney’in hikâye anlatımındaki gücünün altını çizerken yeni bir yıla ailecek hep birlikte mutlu anılarla adım atabilmenin önemini izleyenlere sinema filmi tadında aktarıyor. Türkiye’nin de aralarında yer aldığı 45 ülkede aynı anda yayınlanan filmin teklisi "Love Runs Deeper" ise iki Grammy ödüllü ve dünya çapında ünlü caz müzisyeni Gregory Porter tarafından seslendiriliyor. Disney, gelenekselleşen bu yeni yıl kutlamaları kapsamında uluslararası yardım kuruluşu Make-A-Wish® Vakfı’na da 2 milyon doların üzerinde katkı sağlamayı hedefliyor. 

Disney, tüm dünyada yayınladığı, kalplere dokunan bir kısa filmle yeni yıl dönemini “sıcacık bir festival havasında” kutluyor. Bu yılki yeni yıl filmi yine ailenin bir arada olması ve hikâye anlatımının gücünü konu alan üç buçuk dakikalık bir animasyon formatında oluşturuldu. Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Asya’da aralarında Türkiye’nin de yer aldığı tam 45 ülkede TV, dijital platformlar ve Disney'in kendi kanallarında bugün itibarıyla yayına girecek olan bu heyecan verici yapımı Disney hayranları Türkiye’de Disney Channel IG ve YouTube kanalları ile Disney Türkiye Facebook üzerinden izleyebilecekler. Disney, geçtiğimiz yıl başlattığı ve geleneksel yeni yıl kutlamalarının önemli bir parçası haline getirdiği; Türkiye’de de En Büyük Sihir Ailedir (From Our Family To Yours) adıyla duyurduğu bu perakende kampanyasıyla şirketin 40 yılı aşkın süredir küresel ölçekte iş birliği yaptığı uluslararası yardım kuruluşu Make-A-Wish® Vakfı’na da destek sağlamayı amaçlıyor. 

 

Reklam filmi hayal gücü ve merak duygularını besliyor…

 

"Lola" adlı kısa animasyon filmiyle geçen yıl 106 milyonun üstünde izlenmeye ulaşarak büyük bir başarıya imza atan Disney, odağında “güçlü aile bağları” temasını barındıran geleneksel yeni yıl kutlamalarına devam ediyor. Geçen yılın devamı niteliğinde kurgulanan bu yılki filmde ise "Lola"nın torunu Nicole'ü büyümüş, Max ve Ella adlarında iki çocuk annesi olmuş ve yanlarına taşınan eşi Mike'la birlikte ilk yeni yıl tatillerini kutlarken izliyoruz. İzleyenleri düşündürürken içerdiği duygusal mesajlarla da sihirli bir yolculuğa davet eden filmde Max'in biyolojik babasının ona hediye ettiği masal kitabı üzerinden hikâye anlatımının aile bağlarını nasıl derinleştirebildiğine şahit oluyor ve sayfalardan sıyrılan Disney ve Pixar kahramanlarının aile bireylerinin hayal gücünü ve merak duygusunu nasıl beslediğini görüyoruz. 

 

Filme özel bestelenen tekliyi Grammy ödüllü sanatçı seslendiriyor

 

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da dünya çapında milyonlarca kişiye ulaşacak bu duygu yüklü filmin teklisini, iki Grammy ödüllü sanatçı Gregory Porter seslendirdi. Cazın usta isimlerinden Porter, filmde baba rolündeki Mike'ın aileye bakış açısını yansıtan ve filme özel bestelenen "Love Runs Deeper" adlı tekliyi son derece duygusal ve müzikal tadında bir anlatımla yorumluyor. Sözlerini tanınmış iki besteciden oluşan PARKWILD’ın yazdığı teklide, caz müzik yoluyla sanat dünyasında çeşitlilik ve eşitliği artırmak için çalışan Tomorrow’s Warriors üyesi olan CHERISE de yer alıyor. 

 

Disney’den Make-A-Wish® Vakfı’na 2 milyon doların üzerinde destek!

 

Make-A-Wish® Vakfı ile 1980'den bu yana dünya genelinde 145.000'den fazla dileğin gerçekleşmesine destek vererek çocukların ve ailelerinin yaşamına umut ışığı olan Disney, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kalplere dokunan bu sihirli film lansmanı kapsamında Make-A-Wish International ve dünya genelindeki bağlı kuruluşlarına 2 milyon doların üstünde destek sağlayacak. Maddi ve aynî yardımların yanı sıra, medya değeri üzerinden sağlanacak bu destek ile Disney, 40 yılı aşkın süredir iş birliği yaptığı uluslararası yardım kuruluşu Make-A-Wish® Vakfı aracılığıyla, hayati tehlikesi olan bir hastalıkla mücadele eden çocukların yaşamlarını değiştirecek dileklerini gerçekleştirerek onların iyileşme süreçlerine olumlu yönde katkıda bulunabilmeyi hedefliyor. 

 

Kampanya için özel olarak bestelenen "Love Runs Deeper" adlı tekli, 3 Kasım itibarıyla farklı dijital müzik platformlarından indirilebilecek.  31 Aralık 2021 tarihinden önce gerçekleştirilen her bir indirmeden elde edilen gelirin tamamı çocukların fiziksel ve duygusal açıdan güçlenerek hastalıklarının üstesinden gelmelerine yardımcı olmak üzere onların dileklerini yerine getiren Make-A-Wish International’a bağışlanacak.

 

Reklam filmi içeriğinde ayrıca keskin gözlü izleyiciler için Disney ve Make-A-Wish® temalı sürpriz görsellere de yer veriliyor. Aralarında Make-A-Wish® Vakfı’nın desteklediği çocukların sanatsal çalışmalarının da yer aldığı sürpriz görsellerden biri, 13 yaşındaki Dylan’ın çita çizimi ile evdeki buzdolabının kapağında karşımıza çıkıyor. Büyüyünce bir animasyon sanatçısı olmayı hayal eden Dylan’ın çizimi, kendisinin bu anlamlı hayalini onore etmek üzere reklam filminin yaratıcılarından Flux Animation Studios tarafından içeriğe yerleştirildi.

 

Disney EMEA Bölgesi Kıdemli Başkan Yardımcısı Tasia Filippatos, tüm dünyada aynı anda gösterime giren kısa animasyon filmi ve yeni yıl kampanyası hakkında şunları söyledi: "Sosyal Sorumluluk alanında uzun süreli ortağımız Make-A-Wish’e bu yılki yeni yıl kampanyamız kapsamında bir kez daha destek vermekten mutluluk duyuyoruz. Birlikte kitap okumak aileler için gerçekten sihirli bir paylaşım deneyimi olabilir. Reklam filmimizde bu sihirli paylaşımdan ilhamla oluşan merak duygusu ve hayal gücünü kutluyoruz. Bir çocuğun gözlerinde sihrin, bir kitabın sayfalarından sıyrılarak onu hayal kurmaya nasıl teşvik ettiğini göreceğimiz bu dokunaklı hikâyenin tüm izleyenleri etkileyeceğine ve hikâyede herkesin kendilerinden bir şeyler bulacağına inanıyoruz."

 

"Love Runs Deeper" teklisini seslendiren dünyaca ünlü sanatçı Gregory Porter ise kampanya hakkındaki heyecanını şu sözlerle dile getirdi: "Teklinin sözleri çok güçlü ve her şeyin temelinde aşkın yattığını anlatıyor. 'Love Runs Deeper'ın girişindeki 'When you open the door, I will be standing there' (Kapıyı açtığında orada olacağım) dizesini okuduğumda hikâyenin uyandırdığı duygular ve anlatımından çok etkilendim. İşte o an kampanyanın bir parçası olmam ve Make-A-Wish'i desteklemem gerektiğini anlamıştım..." 

 

Make-A-Wish® International Başkanı ve CEO'su Luciano Manzo ise konuyla ilgili olarak: "Disney ile uzun süreli iş birliğimizden gurur duyuyoruz. Bu yılki kampanyanın bir parçası olduğumuz için de ayrıca çok mutluyuz. Reklam filmi ile Disney, kritik hastalıkları olan çocuklarımıza umut ve mutluluk aşılamamıza destek vererek Make-A-Wish Vakfı’nın çocukların yaşamlarını değiştiren dileklerini gerçekleştirmesine yardımcı olabilecek." dedi.

 

Reklam filmi, Disney EMEA'nın Marka Pazarlama ve Kreatif Direktörü Angela Affinita liderliğindeki yaratıcı ekibi tarafından, Yeni Zelanda merkezli Flux Animation Studios iş birliğiyle hazırlandı. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin öncü çağdaş seramik sanatçısı Füreya Koral’ın hayatı “Benim Sanatım” Belgeseli ile NTV’de

Kale Grubu’nun dünyanın sanat ve tasarımla daha iyi bir yer olacağına inanan yeni oluşumu Kale Tasarım ve Sanat Merkezi’nin desteğiyle yaşam bulan, Zuhal Demirarslan’ın hazırlayıp sunduğu Füreya Koral belgeseli, sanatçının hayatının bilinmeyen yönlerine ışık tutuyor. Füreya’nın aramızdan ayrılışının 20. Yılında Kale Grubu tarafından hayata geçirilen ve Füreya’nın en kapsamlı retrospektifi olan sergi ve kitaptan hareketle hayata geçirilen belgesel çok kıymetli tanıklıklar sunuyor.

Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk yıllarına tanıklık eden Şakirpaşa ailesinin bir üyesi olan Füreya Koral, sıra dışı yaşamı, ilham veren mücadelesi ve seramik sanatına getirdiği yenilikçi sanat anlayışıyla Türk sanat tarihinin unutulmaz isimleri arasında. Belgesel, Kurtuluş savaşının çok önemli kararlarının alınışına tanıklık eden Füreya Koral’ın Atatürk’e yakın olduğu yıllardan, Paris’te başlayıp Meksika’ya kadar uzanan sanat yolculuğunun hikayesini de konu alıyor.  

Başta Sara Koral Aykar olmak üzere, Füreya Koral’ın yakın çevresinden Ayşe Kulin, Alev Ebuzziya, Zeynep Oral, Sarkis, Rabia Çapa, Candeğer Furtun ve Necmi Sönmez gibi isimlerin yanı sıra 

Zeynep Bodur Okyay ve Zeynep Özler’in Füreya projesini anlattıkları belgeselin ilk bölümü 6 Kasım 14:15’de ikinci bölümü 7 Kasım 10:15’de NTV’de yayınlanıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı