Aylık arşivler: Kasım 2021

Uykusuzluk Tedavisi İçin Kullanılan İlaçlar Uyku Kalitesini Düşürüyor

Uykusuzluk sorunuyla karşılaşan birçok kişi, bu problemin çözümü için tedavi görebiliyor. Oysa uykusuzluk bazen başka bir hastalığın belirtisi olarak kendini gösterebiliyor. Bu sorunun çözümü için kullanılan ilaçlar ise uykunun kalitesini bozuyor, uykusuzluk sebebi olabilecek hastalıkları artırıyor. Yataş Uyku Kurulu Uzmanı Nörolog Prof. Dr. Hakan Kaynak, “Tedavinin ilk aşaması, hastalığın teşhisi olmalı” diyor.

 

Günümüzde yetişkinlerin yaklaşık üçte biri uykusuzluk sorunu yaşıyor. Uykusuzluk bazen birkaç günle sınırlı kalırken, bazen aylar ya da yıllarca sürebiliyor. Uykusuzluğun birçok nedeni olabileceğini söyleyen Yataş Uyku Kurulu Uzmanı Nörolog Prof. Dr. Hakan Kaynak, bu nedenler arasında psikolojik veya psikiyatrik rahatsızlıklar, bazı kalp hastalıkları, huzursuz bacak sendromu gibi uyku hastalıkları, uyku ilacı ve alkol kullanımının yer aldığını belirtiyor. Prof. Dr. Kaynak, uykusuzluğun başlangıç döneminde yani aylara, yıllara uzamadan çözümünün aranmasının sorunun kronikleşmesini engelleyeceği ifade ediyor.

 

Uykusuzluk tedavisinde kullanılan ilaçlar, uykusuzluğa neden olabilecek hastalıkları tetikleyebilir

Uykusuzluğa ilişkin en ciddi sorunun, uykusuzluğu bazen insomnia terimi ile ifade ederek bir hastalık gibi düşünmek olduğunu belirten Kaynak, şöyle devam ediyor: “Birçok hasta şikayetlerini ifade ederken ‘Bende insomnia varmış. Bütün uyku ilaçlarını kullandım ancak iyileşmedim’ diyerek söze başlar ve uykusuzluğunun düzelebileceğine inancı tükenmiş durumdadır. Oysa her uykusuzluk sorunu insomnia değildir. Uykusuzluk tedavisinde uyku ilaçları veya yan etkileri dolayısıyla uyku veren ilaçlar kullanılır. Hastalara sakinleştiriciler, uyku verici ilaçlar, depresyon ilaçları veya antipsikotik dediğimiz gruptan ilaçlar verilir. Bu yanlış uygulama sonucu hastalar bir süre rahatlasa da kısa süre detolerans ve bağımlılık gelişmesinin yanı sıra hastalar ertesi güne yansıyan etkileri nedeniyle sabah uykulu ve yorgun uyanırlar. Uykuya dalma süresi bir süre için kısalmış olsa da uykunun kalitesi bozulur. Bu ilaçların bazıları da huzursuz bacak sendromu gibi uykusuzluk sebebi olabilecek hastalıkları artırır.”

 

Yataş Uyku Kurulu Uzmanı Nörolog Prof. Dr. Hakan Kaynak, uykusuzluğa öncelikle birçok hastalığın seyri sırasında karşılaşılabilecek bir belirti olarak yaklaşmak gerektiğinin altını çiziyor: “Tedavinin ilk aşaması, hastalığın teşhisi olmalı… Uykusuzluğa neden olan hastalık, örneğin huzursuz bacak sendromu ise tedavi huzursuz bacağa yönelik olmalıdır. Her durumda uzun süreli uykusuzluk tedavisinde uyku veren ilaçlar kesinlikle kullanılmamalıdır.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Akciğer Kanserinde Kişiye ve Tümöre Özel Tedavi Dönemi

Akciğer kanseri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kanser ölümlerinde en sık neden, kadınlar ve erkeklerde her dört kanser ölümünden birinin sorumlusu olarak gösteriliyor. Sigara kullanımı ise akciğer kanserinin en büyük tetikleyicisi olarak öne çıkıyor. Genellikle ileri evrede tam iyileşme sağlanamayan bir hastalık olan akciğer kanseri hastalarının yüzde 65-70’ine, ameliyata uygun olmayan dönemlerde tanı konuluyor. Bu hastalarda uygulanan tümör genetik profillemesi işlemi sonucunda her 4 hastadan birinde genetik değişiklik saptandığını ve bu hastalara kişiye özel hedefli tedaviler uygulandığını belirten Memorial Ankara Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Umut Demirci, "1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı”nda, akciğer kanserinde tümör profillemesi ve kişiye özel tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi. 

En önemli sebep sigara kullanımı

Akciğer kanseri, akciğerde yer alan hücrelerin çeşitli nedenlerle kanser hücresine dönüşüp kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu gelişmektedir.  Akciğer kanseri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadın ve erkeklerde kanser ölümlerinin ilk sırasında yer almaktadır. Sigara kullanımı bu hastalığın en önemli sebebini oluştururken, akciğer kanseri olan her 10 hastanın 9’unun sigara kullanıcısı olması önemli bir veri olarak karşımıza çıkmaktadır. Özetle sigara içmek akciğer kanseri riskini ciddi seviyede artırmaktadır. 

Akciğer kanseri için yaygın uygulanan tarama yöntemi bulunmuyor

Uzun süreli öksürük, nefes darlığı, kanlı balgam, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi belirtileri bulunan akciğer kanserinde, erken evrede tanı konulan hasta oranı çok düşük olmaktadır. Hastaların yüzde 65-70’ine ameliyata uygun olmayan dönemde tanı konulmaktadır. Akciğer kanseri taraması için yoğun sigara içicilerde düşük doz bilgisayarlı tomografi denilen tarama yöntemi bulunmakta, ancak bu yöntem çok sınırlı sayıda ülkeyi kapsamaktadır. Maalesef günümüzde akciğer kanseri için yaygın olarak kullanılan bir tarama metodu bulunmamaktadır. Bu sebeple çoğu vakada belirti verme aşamasında çoktan operasyon sınırı aşılmakta ve hastalara genelde ileri evrelerde tanı konulmaktadır. İleri evrelerde tanı konulan hastaların da sağ kalım süreleri son dönemde sağlanan gelişmeler sayesinde uzatılabilmektedir. 

Her dört kişiden birinde genetik mutasyon saptanıyor

2000’li yıllara kadar ileri evrede tanı konulan akciğer kanseri hastalarının hepsine kemoterapi tedavisi uygulanmaktaydı. 2000’li yıllardan sonra tüm tümörlerde olduğu gibi, özellikle akciğer kanserinde de tümör profillemesi kullanılmaya başlandı. Yapılan tümör profillemelerinde akciğer kanseri hastası olanların tek bir hasta grubundan oluşmadığı, genetik özellikleri birbirinden farklı hasta gruplarından oluştuğu belirlendi. Çıkan sonuçlara göre 4 kişiden birinde akciğer kanserinde genetik değişiklikler saptanırken, tetkiklerin ardından metastatit hastalarda taşıdıkları tümörün genetiğine göre hedefli tedaviler uygulanmaya başlandı. Ağızdan tablet şeklinde kullanılan ve yanıt oranları yüksek olan hedefli tedavilerin yan etkileri, kemoterapiye göre daha az yaşanmaktadır. Bununla birlikte akciğer kanserleri bireyselleştirilmiş hassas tıp uygulamalarının en güzel örneğini oluşturmaktadır. Çünkü hastaya, tümörün taşıdığı özelliklere göre uygun tedaviler verilebilmektedir.  

Hedefe yönelik tedavi yaşam süresi ve kalitesini artırıyor

Hedefe yönelik tedaviler akciğer kanserinin seyrini ve doğasını olumlu yönde değiştirmektedir. Genetik mutasyonu olan ve hedefli tedavi uygulanan ileri evre akciğer kanseri hastalarında yaşam süresi ve kalitesi, kemoterapi tedavisine göre artmaktadır. Akciğer kanseri hastalarına ilk yapılan işlem hastanın patolojisinden ya da kanından tümörünün genomik değişikliklere sahip olup olmadığına bakmak ve çıkan sonuca göre de tedavi planlaması yapmaktır. Sigara içmeyenler de görülen akciğer kanserlerinde genetik değişiklikler sebebiyle oluşma olasılığı, sigara içenlere göre çok daha yüksek çıkmaktadır. Yani sigara içmeyen akciğer kanseri hastaları, hedefe yönelik tedavilere daha uygun olmaktadır. 

Genetik mutasyonu olmayan hastalara immünoterapi ve kemoterapi uygulanıyor 

Hedefe yönelik tedavinin ardından 2014 yılı ile birlikte akciğer kanserinde immünoterapi dönemi başlamıştır. İmmünoterapi uygulaması ile özellikle mutasyonu, yani genomik değişiklikleri olmayan hastalar için çok önemli sağkalım başarısı elde edilmektedir.  Hem ileri evre hastalığın ilk tanısında hem de tedavi almış hastalarda immünoterapiler yaşam süresini uzatırken, hayat kalitesini de korumaktadır. Özellikle immünoterapilerde bir grup hastanın yanıtları uzun süreli olmaktadır. Sonuç olarak güncel tanı ve tedavi yaklaşımları ile akciğer kanseri tedavisinde önemli gelişmeler sağlanırken, bu yöndeki ilerlemeler çok hızlı ve dinamik bir şekilde devam etmektedir. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haftada En Az Bir Kez Karın Ağrısı Çekiyrsanız Dikkat!

Huzursuz Bağırsak Sendromu olarak da bilinen IBS, toplumda oldukça yaygın görülmesine karşın yeterince tanınmadığı için ne yazık ki hastalar tedavi için zaman kaybedebiliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Emine Köroğlu, IBS’in kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen, iş gücü kaybına neden olan ve hatta tedavi edilmediği taktirde psikolojik sorunlara neden olabilen fonksiyonel bir hastalık olduğunu söyledi. 

 

Toplumda özellikle 18-30 yaş arasındaki genç nüfusta daha yaygın görülen IBS, Inflamatuvar bağırsak hastalığı ya da bağırsak kanseri gibi daha ciddi olabilen bağırsak sorunlarıyla bağlantılı olmasa da yarattığı stres ve psikolojik sorunlar nedeniyle kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen önemli bir sorun oluşturuyor. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Emine Köroğlu, üstelik hastalığın tedavi edilmemesi durumunda hem yaşanan fizyolojik sorunlar hem de psikolojik etkileri nedeniyle çok ciddi iş gücü kayıplarına neden olabileceğini hatırlattı. 

KADINLARI DAHA FAZLA ETKİLİYOR

IBS’in neden ortaya çıktığı ile ilgili kesin bir bilginin bulunmadığını ancak stres faktörünün hastalığın semptomlarını kötü etkilediği belirten Doç. Dr. Emine Köroğlu; “IBS'in ortaya çıkmasında genetik ve çevresel faktörler, stres, enfeksiyon, mikrobiyota, anksiyete, depresyonun rol oynadığı biliniyor. Bununla birlikte hastalığın kadınları daha fazla etkilediği de gözlemleniyor. Ancak burada da etkenin ne olduğu kesin olarak ortaya konmuş değil” diye konuştu.  

BELİRTİLER KİŞİDEN KİŞİYE FARKLILIK GÖSTERİYOR

IBS’in fonksiyonel şişkinlik veya dispepsi olarak tanımlanan erken doyma, karın üst orta kısmında ağrı ile kendini gösteren hastalıklarla karıştırılabildiğini hatırlatan Doç. Dr. Emine Köroğlu, hastalığın ayırt edici belirtileriyle ilgili şu bilgileri verdi: “IBS’de karın ağrısı ile birlikte; kabız baskın formunda kabızlık, ishal baskın formunda ishal ya da kabız-ishal atakların birlikte olduğu karma tip IBS görülebilir.”

Huzursuz bağırsak sendromu belirtilerinin kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceğini belirten Doç. Dr. Emine Köroğlu, “Her hastada farklı şiddette bir tablo oluşturur. En yaygın görülen belirtileri ise; dışkılama sonrası tipik olarak tamamen ya da kısmen ortadan kalkan karın ağrısı, kramp veya şişkinlik, aşırı gaz, ishal veya kabızlık: Bazı hastalarda birbirini takip eden ishal ve kabızlık nöbetleri, dışkıda mukustur. Huzursuz bağırsak sendromu olan hastalar, zaman zaman belirti ve şikâyetlerin daha kötü olduğu ataklar ve tamamen kaybolduğu istirahat dönemleri yaşar.”

ŞİKAYETLERİN SON 3 AYDIR VAR OLMASI GEREKİR

“Bu şikâyetlerin son 6 ayda ortaya çıkması ve son 3 aydır da devam etmesi halinde IBS düşünülmelidir” diyen Doç. Dr. Emine Köroğlu, tanıyla ilgili şu bilgileri verdi:

“IBS’in en belirgin özelliklerinden biri de şikâyetlerin gece yatarken görülmeyip, gün içinde kendisini göstermesidir. Dolayısıyla hasta hikayesinin alınması son derece önem taşır. Tanı, kalın bağırsakta aynı şikâyetlerle seyreden başka hastalıkların (tümör, iltihabi bağırsak hastalığı vb.) olmadığı tespit edildikten sonra konur.  Zira, hastalar çoğu kez kanser korkusuyla hekime başvurur. Bunun içinde öncelikli olarak ayrıntılı hikâye alınması ve fiziki muayene yapılması gerekir. Kanser ya da başka ağır bir rahatsızlıkla karıştırılmasını önlemek için kan tetkikleri, dışkıda gizli kan, fleksible sigmoidoskopi ya da kolonoskopi ile bağırsak içinin tam olarak görülmesi ve görüntüleme yöntemleri yapılması gerekebilir. IBS, kalın bağırsak hastalığı olarak bilinse de tüm mide bağırsak sistemini etkiler. Farklı hastalıklarla karıştırılmaması için tetkiklerin titizlikle yapılması gerekir.”

TEDAVİDE HASTA UYUMU ŞART!

IBS’in, tedavisinin uzun vadede yönetilmesi gereken kronik bir hastalık olduğunu ve dikkat edilmezse tekrarlama riskinin yüksek olduğunu söyleyen Doç. Dr. Emine Köroğlu, “hastanın şikâyetlerine yönelik tedavi düzenlenir, antispasmodik, laksatif, antibiyotikler ile tedavi edilir. Tedavi edildikten sonra şikâyetler tekrarlayabilir” dedi.

IBS tedavisinde hastaya yaşadığı sorunun tam olarak ne olduğunun çok iyi anlatılması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Emine Köroğlu, aksi taktirde hastanın tedaviye uyum sağlayamadığını ve geçmeyen şikayetleri nedeniyle arayışlarına devam ettiğini belirtti. Medikal tedaviyle birlikte hastanın dikkat etmesi gerekenler konusunda Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Köroğlu şu bilgileri verdi: “Öncelikle bazı yaşam tarzı değişikliklerine ihtiyaç duyulur ki bunların başında egzersiz gelir. Egzersiz günlük rutinin bir parçası haline gelmeli. Bu hastaların günde en az 45 dakika yürümesini öneriyoruz. Zaman içinde şikayetlerin giderilmesinde fark yarattığı görülecektir. Bunun yanında elbette sağlıklı beslenmek de önemli. Fast food tarzı beslenmekten uzak durmalı, sağlıklı, yeterli, dengeli beslenmeli, hızlı yemek yenmemeli, gece geç saatlerde yemek yememeye dikkat edilmeli ve sigara, alkolden uzak durulmalı.”

PANDEMİYLE BİRLİKTE IBS VAKALARI ARTTI

Son dönemde IBS hastalığına dair farkındalığın artmasıyla söz konusu şikâyetlerle hekime başvuruda artış olduğunu söyleyen Doç. Dr. Emine Köroğlu, Covid-19 enfeksiyonun bağırsaktaki mikrobiyota üzerindeki olası etkilerinden dolayı Irritable Bağırsak Sendromu pandemi döneminde daha sık görülmeye başlandı. Bununla birlikte pandeminin yarattığı her türlü stresin de bağırsakların fonksiyonlarını bozduğu düşünülüyor” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bahar Şahin “Eleştirilmek; işimizin bir parçası”

Zalim İstanbul” projesiyle tanıdığımız, güzelliğiyle herkesi kendisine hayran bırakan yetenekli, çalışkan ve genç oyuncu Bahar Şahin MAG Kasım sayısının konuğu oldu…

“Oyunculuk beni buldu diyebilirim… Ben de o dünyanın içine girdikçe bağlandım ve kopamadım.”

“Şu an gelecekle ilgili öncelikli hayalim sağlıklı olmak. Mutlu ve sağlıklı bir dünyada yaşamayı diliyorum.”

“Dijital platformların benim için en güzel tarafı; oyunculuk açısından daha özgür olabilmem.”

“Eleştirilmek; işimizin bir parçası… Düzgün ve ahlaklı şekilde yapılan eleştirilere tabii ki açığımdır.”

“Bana gelen bir rolü önce sevmem gerekiyor. Bu konuda biraz seçiciyim; çünkü sevmediğim bir karakteri oynamak istemem.”

 

Dijital bir platformda yeni yayınlanacak olan “Duran” dizisinde; başrol olarak izleyici karşısına çıkacak yetenekli oyuncu Bahar Şahin, kariyer serüvenini ve kendisine dair merak edilen her şeyi MAG Okurlarına özel anlattı.

“Dijital platformların benim için en güzel tarafı; oyunculuk açısından daha özgür olabilmem.” açıklamasında bulunan Bahar Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: “Televizyonda bulunan kısıtlamalar, dijital platformlarda yok. Dolayısıyla, bu da oyuncunun; karakteri daha gerçekçi yansıtabilmemizi sağlıyor. “Duran” dizisi benim için çok başka bir deneyim… Burada canlandırdığım karakter için çok kısa zamanda, Almanca öğrenmem gerekti. Gerçekten çok zor bir dil. Bu nedenle; bu dili bu kadar kısa bir süre içinde öğrenmek ve oynamak benim için hem korkutucu, hem de zevkli bir deneyim. Dizide herkes bambaşka bir Bahar izleyecek; şimdiye kadar ki tüm rollerimden farklı serseri bir kız…”

Şu an hayatınızda olmak istediğiniz noktada mısınız? sorusuna da samimiyetle yanıt veren güzel oyuncu “Bence yolculuk, öğrenme isteği ve başarı her zaman devam eden şeylerdir. Dolayısıyla; hedefime doğru yolculuğum tabii ki devam ediyor. Bugün olduğum nokta için ise mutluyum diyebilirim” İfadelerini kullandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

‘Fırat Tanış ile Gelin Tanış Olalım’ 4 Kasım’da Trump Sahne’de

Oyuncu Fırat Tanış, Semih Çelenk’in yazdığı ve yönettiği “Gelin Tanış Olalım”da, bir Abdal hikayesi ile sahneye çıkıyor. Tek kişilik türkülü seyirlik gösteri ‘Gelin Tanış Olalım’4 Kasım Perşembe saat 20:30’da Trump Sahne’de sanatseverlerle buluşuyor.

Oyuncunun olağanüstü olarak tanımlanan performansına sahnede Cem Erdost İleri, Mehmet Taylan Ünal, Sitar Sertaç Şanlı ve Mesut Ulusan enstrümanlarıyla eşlik ediyor. Donkişot Tiyatro Tarık Güvenç’in yapımcılığında sahneye taşınan oyunun ses mühendisliğini Metin Bozkurt ve Alper Antmen yapıyor. Işık Tasarımı ve Uygulaması ise Abdullah Uysal’a ait. 

Türkülere içten geldiği gibi eşlik edebileceğiniz toplu bir terapi, iç dünyanıza yapacağınız bir yolculuk… Fırat Tanış, sesiyle sözüyle bu yolculukta rehberiniz, kılavuzunuz olacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Niloya Anatolium Marmara’da Minikler ile Buluşuyor

Çocukların her bölümünü heyecanla izlediği çizgi film karakteri Niloya, 6-7 Kasım tarihlerinde Anatolium Marmara AVM’ de minik dostları ile buluşacak. 15.00, 16.00 ve 17.00 saatlerinde birbirinden eğlenceli gösterileri ile sahnede olacak karakter, dans gösterileri ve oyunlarıyla da çocuklara unutulmayacak anlar yaşatacak. 

 

Neşe ve mutluluk dolu dünyasında izleyicileri oyunlar oynamaya, şarkılar söylemeye ve yeni maceraları keşfetmeye davet eden çizgi film karakteri Niloya; sahve şovları, dans gösterileri ve hafızalara kazınan şarkılarıyla minik dostlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Niloya ve en yakın arkadaşı Tospik, 6-7 Kasım tarihlerinde, 15.00 – 16.00 – 17.00 saatlerinde, Anatolium Marmara sahnesinde minik dostlarını müzikal gösterisine davet ediyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Balıkesir’in en büyük ücretsiz müzik festivali 10FEST başlıyor

Şehrin en büyük ücretsiz müzik festivali 10FEST; Balıkesir'in alışveriş, yaşam ve buluşma merkezi 10 Burda AVM’de 3 gün boyunca birbirinden özel sanatçıları ağırlayacak.

 

Türkiye’nin önde gelen gayrimenkul yatırım şirketi Esas Gayrimenkul tarafından hayata geçirilen ve açıldığı günden itibaren Balıkesir’in alışveriş, yaşam ve buluşma merkezi haline gelen 10 Burda AVM, 5-6-7 Kasım 2021 tarihlerinde şehrin en büyük ücretsiz müzik festivali 10FEST’e ev sahipliği yapacak. 10 Burda AVM’nin açılış yıl dönümü vesilesiyle bu yıl 2. kez düzenlenen 10FEST kapsamında, 3 gün boyunca sevilen sanatçı ve grupların ücretsiz konserleri Sahne 10’da gerçekleşecek. Festivalde sahne alacak Sena Şener, Necati ve Saykolar, Gripin, Varsa Yoksa ve Can Bonomo; ziyaretçilere eğlenceli ve coşkulu bir müzik ziyafeti yaşatacak.

 

10FEST programı:

 

5 Kasım 2021 Cuma / 19:30 – Sena Şener 

6 Kasım 2021 Cumartesi / 16:00 – Necati ve Saykolar 

6 Kasım 2021 Cumartesi / 19:00 – Gripin 

7 Kasım 2021 Pazar / 16:00 – Varsa Yoksa 

7 Kasım 2021 Pazar / 19:00 – Can Bonomo

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Antalya Büyükşehir Belediyesi Beşkonak Festivali düzenliyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi dünyaca ünlü Manavgat Köprülü Kanyon ve Beşkonak’ın tanıtımına katkı sağlamak, turizm çeşitliliğini artırmak amacıyla 1. Beşkonak Festivali düzenliyor. Festival kapsamında rafting yarışması düzenlenecek.

Beşkonaklılar Birlik ve Beraberlik Derneği'nin katkılarıyla Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 7 Kasım Pazar günü gerçekleşecek festivalde gün boyu çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Festivalle Antalya’nın ve Beşkonak’ın tanıtımına katkı sağlaması ve Köprülü Kanyon'un doğal güzelliklerine dikkat çekmesi amaçlanıyor.

GÜN BOYU ETKİNLİK

Manavgat Beşkonak Köprülü Kanyon’da Pazar günü saat 09.30’da başlayacak festivalde 09.30-12.00 arasında rafting yarışması, çocuk aktiviteleri ve yöresel sanatçıların konseri olacak. Saat 13.00’te Büyükşehir Belediyesi Bando ve Orkestrası’nın vereceği konserin ardından protokol konuşmaları ve rafting yarışmasının ödül töreni gerçekleşecek. Festival halk oyunları ekibinin gösterisi ve konser ile sona erecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türk P&I Sigorta, Gtech’in Analitik Sigortacılık çözümünü kullanmaya başladı

Dijital dönüşümün, firmaların ajandalarında ilk sırada yer aldığı günümüzde, “verimliliği artırmak ve rekabet avantajı sağlamak” üzere sektörel bazda ürünler sunan GTech’in müşteri portföyüne Türk P&I Sigorta da eklendi.

 

20 yılı aşkın deneyime sahip GTech, verinin her katmanı ve her alanı üzerinden edindiği derin bilgi ve saha tecrübesi ile başta finans ve sigortacılık sektörü olmak üzere perakende, enerji, sağlık, otomotiv gibi pek çok farklı sektör için, sektöre özel dijital çözümler üretiyor. 

Veri yönetiminin her geçen gün daha fazla önem kazandığı sektörlerden birisi olan sigortacılık sektöründe müşterilerine katma değerli hizmetler sunan GTech, “Analitik Sigortacılık” çözümleri ürünü olan Wiseborad Insurance ile Türk P&I Sigorta’nın da dijital dönüşüm süreçlerinde değer yaratıyor. GTech’in Wiseborad Insurance ürünü ile hazırlanan Yönetim Dashboard’undaki KPI’lara ve raporlara bakılarak şirketin üretim, hasar gibi önemli bilgilerine anında ulaşılıp, mevcut durum doğru ve net bir şekilde görüntülenebiliyor.

GTech’in sigortacılık sektörüne özel geliştirdiği Wiseboard Insurance ürünü kullanmaya başlayan Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker, “ Biz deniz sigortacılığı yaparken mevcut GTech Wiseboard öncesinde, rotamıza eski denizciler gibi sadık kalıp mevkimizi buluyorduk benzetmesini yapıyorum. Şu anda, anlık olarak şirketimiz nerede ve hangi tarafa doğru gelişiyor veya sorunlu alanlarımız neresi anında fark edebiliyoruz.”  dedi. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın talep ettiği verileri belirlenen formatta ve otomatik olarak hazırlayan GTech Magic Reports SBM Entegrasyon Çözümünü de sistemlere entegre etmek için çalışmalara devam ettiklerini ve Türk P&I Sigorta ile yapılan işbirliğinden memnuniyetini dile getiren GTech CEO’su Mine Taşkaya, “Son dönemde özellikle pandemiyle birlikte firmalar teknoloji tabanlı dijitalleşme sürecine ağırlık vermek zorunda kaldı. Müşteri davranışının değişmesi bu süreçte firmaların odağını verileri hızlı okuyarak müşterilerini anlamaya, daha etkin ve daha kaliteli ürün ve hizmetler sunmaya itti. GTech olarak biz de bu süreçte müşterilerimizin öngörülebilir, değişikliklere hızlı adapte olan, kullanıcı deneyimini sürtünmesiz hale getiren esnek yapılara ve teknolojilere sahip olmalarını sağlıyoruz. Değişken koşulları hızlıca görüp analiz yapma ihtiyacında olan sigorta şirketi müşterilerimize Wiseboard Insurance ürünümüz ile ihtiyaçları olan hız ve iç görüyü sağlıyoruz. Bu ürünümüz ile Türk P&I Sigorta’nın verimliliğini artırmak için hizmet vermekten büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

BN Hotel Mersin’in Genel Müdürü Alp Atilla oldu

Türkiye’nin en nitelikli Termal, Spa ve Wellness otellerinden biri olarak Mersin’de 3 ay önce hizmete açılan 5 yıldızlı BN Hotel Thermal & SPA’nın Genel Müdürü Alp Atilla, yeni görevine başladı.

 

Otelciliğe, üniversite yıllarında Büyük Ankara Oteli’nde resepsiyon görevlisi olarak başlayan, sonrasında Ankara Hilton’da Satış Müdür Yardımcılığı, Satış Müdürü, Satış Direktörü ve son olarak Sofya Hilton’da İş Geliştirme Direktörlüğü görevini üstlenen Alp Atilla, Hilton’un Bursa, Varna Maldivler, İstanbul Şişli ve Ümraniye’deki otellerinde üst düzey görevlerde bulundu.

 

Alp Atilla, amaçlarının Mersin’de 3 ay önce faaliyete başlayan bölgenin en büyük termal yatırımı olan BN Hotel Thermal & SPA’yı Türkiye’nin ve Avrupa’nın en tanınır otellerinden birine dönüştürmek olduğunu belirtiyor ve “Doğu Akdeniz'in bölgesel dinamiklerinden istifade ederek Mersin'i, ülkenin en cazip tatil destinasyonlari arasına girmesine katkı sağlamayı hedefliyoruz” diyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı