Aylık arşivler: Kasım 2021

Lodos Çatı Tamiri Taleplerini Uçurdu

Türkiye’nin özellikle batı kesimlerini etkisi altına alan lodos fırtınaları sebebiyle Çatı Tamiri başta olmak üzere Pencere Kapı, Çanak Anten ve Cam Tamirleri hizmetlerine talepler arttı.

Ülkemizi etkisi altına alan lodos fırtınaları devam ederken bir yandan kış aylarında yaşanan hava koşullarına karşı tedbiri elden bırakmak istemeyenler hazırlıklarına devam ediyor. Türkiye’nin en büyük online hizmet platformu Armut.com’un verilerine göre; bu haftanın başından itibaren oluşan lodos fırtınalarının etkisiyle Çatı Tamiri, Pencere Kapı, Pimapen tamiri ve çanak anten ayarlama hizmetlerine olan ilginin arttığı gözlemlendi.

Taleplerde en çok artış İstanbul, Tekirdağ ve Bursa’da yaşandı.

Kışa hazırlıkları lodos ile beraber hız kazandı. Bu hafta başlayan lodos fırtınası özellikle çatı tamiri ve aktarma servislerine talebi artırdı. Buna göre çatır tamiri ve aktarma hizmetleri haftalık ortalamasının yüzde 281 üstüne çıkarak en çok talep artışı yaşayan hizmetler olarak öne çıktı.  Bir başka artış yaşanan hizmet ise yüzde 190 artışla Pencere Kapı, Pimapen Tamiri ve yüzde 163 artışla Cam tamiri servisleri oldu.

Olağanüstü hava durumuyla birlikte artış gösteren diğer servisler ise rüzgardan zarar gören çanak antenler oldu. Çanak Anten Ayarlama hizmetine gelen talep sayısının 2.5 katına kadar çıkması dikkat çekti.

Batı kesimlerde yaşanan lodos fırtınasının etkisine paralel olarak hizmetlere en çok ilgi İstanbul, Tekirdağ ve Bursa’dan geldi. Bir hafta içinde yaşanan talep artışı İstanbul’da yüzde 210, Tekirdağ’da yüzde 125 ve Bursa’da yüzde 116 olarak gerçekleşti.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dünya AIDS Günü’nde Gilead’dan “Cesurum Hayata” kampanyası

Toplumdaki HIV farkındalığını artırmayı ve toplumun HIV ile ilgili doğru bilgiye erişimine katkı sağlamayı amaçlayan “Birlikte HIV’den Güçlüyüz” platformu bu yıl Dünya AIDS Günü’nde düzenli HIV testinin önemine dikkat çekmek ve HIV ile mücadelede cesaret, güç, fedakârlık ve azimle çalışanları kutlamak amacıyla “Cesurum Hayata” farkındalık kampanyasını başlattı.

Geçtiğimiz yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olan HIV, geliştirilen tedavi yöntemleri ile günümüzde tedavi edilebilen kronik bir enfeksiyon halini aldı. Toplumun çok geniş bir kesiminde halen HIV ve tedavi edilmediği takdirde dönüştüğü Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu (AIDS) ile ilgili yeterli bilgi ve farkındalık mevcut değil. Bu yüzden de Türkiye ve içinde bulunduğu bölgede hastalık yayılımı hızlı seyrediyor. Oysa tanı koyulduğunda, tedaviye erişim ve tedaviden başarılı sonuç alma oranları Türkiye’de çok yüksek.

Toplumdaki HIV farkındalığını artırmayı ve toplumun HIV ile ilgili doğru bilgiye erişimine katkı sağlamayı amaçlayan “Birlikte HIV’den Güçlüyüz” platformu bu yıl Dünya AIDS Günü’nde düzenli HIV testinin önemine dikkat çekmek, HIV ile mücadelede cesaret, güç, fedakârlık ve azimle çalışanları kutlamak amacıyla “Cesurum Hayata” farkındalık kampanyasını başlattı. 

Kampanya kapsamında hazırlanan “Cesurum Hayata” temalı videolarda yer alan; Armağan Çağlayan, Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Uzmanı Prof. Dr. Hayat Kumbasar Karaosmanoğlu, Pozitif-İz Derneği Kurucu Üyesi Çiğdem Şimşek ve Pozitif Yaşam Derneği Sosyal Hizmet Uzmanı Mehmetcan Yazıcıoğlu kendi hayatlarındaki cesaret hikayelerinden yola çıkarak izleyicilere ‘Sen de cesurum hayata de ve en ufak bir şüphen varsa HIV testini yaptırmayı ihmal etme’ mesajını vererek, HIV yayılımını durdurmak için HIV testi yaptırmanın önemine dikkat çektiler. 

Cesurum Hayata kampanyasının tanıtımı nedeniyle düzenlenen toplantının açılışında konuşan Gilead Türkiye Genel Müdürü Şebnem Girgin şunları söyledi:

Gilead, HIV alanında geliştirdiği ilaçlar ile HIV enfeksiyonunu çaresiz bir hastalık olmaktan çıkartıp, kronik bir sağlık durumuna dönüştürmeyi başardı. 33 yıldır dünyada HIV ile yaşayan insanların sağlıklı bir şekilde hayatlarını sürdürebilmeleri için tedaviler geliştiriyor. Dünyanın her yerinde STK’larla, devletlerle, sağlık kurumlarıyla birlikte HIV ile enfekte kişilerin hayatlarını daha iyi devam ettirebilmesi için bilinçlendirme ve farkındalık kampanyaları yürütüyor. 

Biz de Türkiye’de 2017 yılında bir kamuoyu araştırmasına destek verdik. Başkent Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nin birlikte yürüttüğü araştırma sonunda Türkiye’de yaşayan her 4 kişiden 3’ünün HIV ile ilgili bilgi sahibi olmadığını anladık. Araştırmaya katılanların 75’i HIV ile yaşayan kişilerin herkes gibi sağlıklı bir yaşam sürebileceğini bilmiyordu. Bu durum bize bir sorumluluk daha yükledi ve 3 yıl önce “Birlikte HIV’den Güçlüyüz” platformunu kurduk. Hekimlerimizle, hekim derneklerimizle, STK’ların değerli temsilcileriyle, kamu ve medya ile birlikte yürürsek toplumda fark yaratırız diye düşündük. 

Bu platform çatısı altında önce Nihat Odabaşı ile 14 ünlü gönüllüyü de içine alarak “En büyük Hastalığım’ kampanyasını lanse ettik. Geçen yıl da RAP sanatçısı Tankut Manas TEST adında bir şarkı besteledi ve HIV şüphesi olanları test yaptırmaya davet etti. Bu yıl da ‘Cesurum Hayata” kampanyasını hayata geçiriyoruz. 

Cesurum Hayata projesi ile, HIV konusunda toplumsal farkındalığı artırırken, aynı zamanda yıllardır HIV alanında cesaretle çalışan hekimlerimizin ve sivil toplum temsilcilerinin mücadelelerine dikkati çekmek, onların sesini tüm topluma duyurarak gösterdikleri cesareti birlikte alkışlamak istiyoruz. Onların hikayelerinin hepimize cesaret vermesini ve izleyenleri test yaptırmaya yönlendirmesini hedefliyoruz.”

DÜNYA AIDS GÜNÜ PANELİ

Kampanyaya destek veren tüm kurum ve paydaşların katılımıyla gerçekleşen lansman gecesinde Armağan Çağlayan’ın moderatörlüğünde bir de panel yapıldı. Panele konuşmacı olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Volkan Korten, Pozitif-İz Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Önder Bora ve Pozitif Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Canberk Harmancı katıldı.

Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, toplumun bu enfeksiyonu yeterince tanımadığına dikkat çekerek, şunları söyledi: 

“HIV bir virüstür. İnsana bulaştığı zaman savunma sistemini çökertir. Zamanında tanı konulmamışsa, tedavi edilmemişse ilerleyebilir. AIDS bu hastalığın son evresidir. Doğru tanı, takip ve tedaviyle HIV enfeksiyonu ölümcül olmaktan çıkmıştır. Artık kronik bir hastalık halini almıştır. Ancak korkudan gelen bir bilgisizlik ve önyargı var. En önemli sorun farkındalığın az olması. Toplumda yeterli farkındalık olsa, kişilerin şüpheli davranışları olduğunda kendileri de test yaptırabilirler. HIV’den muaf kimse yoktur. Herkese bulaşabilir. Özellikle pandemi döneminde insanları test yapmaya yönlendirmek ve tanı almalarını sağlamak enfeksiyonun kontrolünde kritik öneme sahip.”

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Volkan Korten ise “Toplumda HIV ile yaşayan 100 kişi varsa, bunun 95’inin tanı alması hedefleniyor. Avrupa ortalaması 50’lerde, gelişmiş ülkelerde 80’lerde. Bizde ise bu aran 40’larda. Bu da HIV ile mücadele açısından bir sıkıntı teşkil ediyor. Testler çok koordineli yapılamadığı için yeterince kişiye tanı koyamıyoruz. Bizim asıl problemimiz bu. Türkiye’de bir kez tanı aldıktan sonra tedaviye erişim ve izlem altında tutma olanaklarına sahibiz. Ülkemizin en büyük sorun enfekte olan bireyleri tanıyamıyoruz. İnsanlar test yaptırmaktan korkuyor. En önemli nedeni de sistematik bir tarama organizasyonuna sahip olmamamız. Toplumda bulaşı azaltmak için mutlaka tanı koyabilme yüzdemizi arttırmamız ve bu kişileri tedavi altına almamız gerekli. Bunun için de başta anahtar gruplara yönelik olmak üzere test politikamızı genişletmeli ve güçlendirmeliyiz’’ dedi. 

Pozitif-iz Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Önder Bora, şöyle konuştu:

“Ülkemizde tüm sağlık kurumlarında HIV testi yapılıyor. İstanbul’da ve birkaç şehirde daha bulunan gönüllü danışmanlık ve test merkezlerinde ise anonim olarak HIV testi yaptırabiliyorsunuz. Bu merkezlerde HIV testi yaptırdığınızda isim veya T.C. kimlik numarası vermek zorunda değilsiniz. Tanı pozitif çıkarsa bu bir kodla Sağlık Bakanlığı’na bildiriliyor. HIV tanısı almak çok önemli. Çünkü HIV, tedavisi olan bir enfeksiyon. Ancak tanı alınmadığı ve tedavi edilmediği zaman ağır sonuçları olabiliyor. Hiç kimse test yaptırmaktan çekinmesin diyoruz. Şüpheli durumlarda herkesin test yaptırması çok önemli. Günümüzde başarılı ilaç seçenekleri sayesinde HIV ile yaşayan kişiler herkes gibi sağlıklı ve uzun bir ömür sürdürebiliyor. Çalışabiliyor, evlenebiliyor ve enfekte olmayan bebek sahibi olabiliyor. Hayatın her alanında var olmaya devam edebiliyorlar.”

Pozitif Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Canberk Harmancı ise şunları söyledi: 

“Türkiye’de yılda 8 milyon HIV testi yapılıyor ama bu testlerin 18-45 yaş arası aktif cinsel hayatı olan kişilere yapılması lazım. Partnerinizin kim olduğunun bir önemi olmaksızın korunmasız tüm cinsel ilişkiler HIV ile karşılaşmanıza neden olabilir. Bugün HIV’e dair en zayıf noktamız enfeksiyonla karşılaşma riskini bilmeyen veya yanlış bilen bireylerin korunmayı kolayca ihmal etmesi. HIV tanısı alanlar bazen internetten bazen de hekimlerin yönlendirmesiyle bize başvuruyor. HIV olduğunu öğrenenler travma sonrası stres bozukluğu yaşayabiliyor. Biz onlara elimizden gelen desteği sunuyoruz. Ancak tedavi protokollerinin psiko-sosyal desteği de içermesi gerekiyor. Tanı alıp doğru tedaviye ulaşmanız hayatınızı hiç değiştirmeden sağlıkla yaşamanızın anahtarı olacaktır.”

ARMAĞAN ÇAĞLAYAN’DAN ‘CESARET TESTİ’

Lansman gecesi, Armağan Çağlayan’ın geceye katılan hekimlere ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile yaptığı ‘Cesaret Testi’ ile devam etti. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Özlem Altuntaş Aydın, Pozitif Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Canberk Harmancı ve Pozitif-İz Derneği Kurucu Üyesi Çiğdem Şimşek Armağan Çağlayan’ın HIV’e ilişkin zor sorularına cesaretle verdikleri yanıtlarla HIV alanında yaşadıkları tecrübelerini paylaştılar. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Experian 2021 İşletme ve Tüketici Araştırma Raporu Yayınlandı

Experian öncülüğünde, her yıl Forrester Consulting tarafından iş dünyası ve tüketiciler özelinde yürütülen ve bu yılki başlığı “Veri, Dijitalleşme ve Pandemi Öncesi Büyümeye Dönüş” olarak belirlenen araştırma raporu yayınlandı. Dijitalleşmenin müşteri deneyimini nasıl etkilediğini ve işletmelerin değişen tüketici ihtiyaçlarını karşılamak için neler yaptıklarını anlamak için aralarında Türkiye’nin de bulunduğu EMEA bölgesindeki 7 ülkede 598 işletmeyi mercek altına alan araştırma, bu yıl da Forrester Consulting ile gerçekleştirildi. Araştırma sonuçlarından en öne çıkan bulgulara göre Türk işletmelerinin çoğunluğu için önem taşıyan konuların başında, müşteri deneyimini iyileştirmek, satın alma artışı ve uzaktan kimlik doğrulamanın oluşturulması geliyor. 

 

Dünyanın lider bilgi hizmetleri şirketi Experian için, global danışmanlık firması Forrester Consulting tarafından gerçekleştirilen, EMEA bölgesindeki, finansal hizmetler ve telekom sektörlerinden, 598 işletme ve 3.000’den fazla tüketiciyle yapılan “Veri, Dijitalleşme ve Pandemi Öncesi Büyümeye Dönüş” araştırmasının raporu yayınlandı.  Rapor, EMEA bölgesindeki birçok kişinin daha iyi bir hizmet almak için başlangıçta isteksiz olsalar bile, işletmelerle veri paylaşmaya istekli olduğunu gösteriyor.

 

Experian'ın ‘Veri, Dijitalleşme ve Pandemi Öncesi Büyümeye Dönüş’ raporu, verileri, rızaları ve EMEA'daki finansal hizmet işletmelerinin, insanların veri paylaşımından neden yararlanacaklarını net bir şekilde anlatarak ortaya çıkarabileceği fırsatları inceliyor.

 

Yapılan araştırma sonuçlarına göre Türk şirketlerin 2022 için belirledikleri odak alanları olan, dijital hizmetlerin iyileştirilmesi, satın alma artışı ve uzaktan kimlik doğrulamanın oluşturulması konu başlıklarının, önümüzdeki 12 ayda iyileştirmeyi hedefledikleri en önemli iş öncelikleri olduğu belirtiliyor. Bu öncelikler, uzaktan kimlik doğrulamasındaki iyileştirme ve giderek artan çevrimiçi ortamda yeni müşteri kazanımına yardımcı olacak daha geniş dijital hizmetlere yapılan yatırımla doğrudan ilişkili olmaları sebebiyle dikkat çekiyor. 

 

Geleneksel müşteri edinme süreçlerine güvenin azalması daha fazla dijital yatırıma yönlendirdi Araştırma sonuçlarına göre, geçen yıl itibariyle potansiyel müşterileri çekme ve müşteriye dönüştürme konusundaki genel güvenin azalmış görünmesi sebebiyle Türk işletmeleri dijitalleşmeye yatırım yapıyor. Dijital müşteri edinimini iyileştirmeye yardımcı olmak için, uzaktan kimlik doğrulaması oluşturmanın kritik veya yüksek bir öncelik olduğunu belirten Türk şirketlerin oranı 72 olarak belirlenirken, 2021 yılında müşteri deneyiminin dijitalleştirmesine bütçe ayıran şirket oranı ise 53 olarak ortaya çıkıyor. 

 

Araştırmada müşterilerinin daha iyi hizmet karşılığında verilerinin kullanımında güven duyduklarını belirten finansal hizmetler işletmelerinin oranı ise 68 olarak belirlenmiş.

 

Experian Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin konuyla ilgili olarak: “Raporda öne çıkan ve aslında bizi de şaşırtmayan sonuçlara göre, analitik yetkinliklerini güçlendirmek için daha fazla veriye ihtiyaç duyan Türk işletmelerin oranı 68 iken EMEA’da bu oran daha düşük olarak karşımıza çıkıyor. Biz bunun Türk işletmelerin alternatif veri kaynaklarına daha açık ve ihtiyaç duyduğu şeklinde yorumlanabileceğini ve bunun da bizim son birkaç senedir yaptığımız yatırımlarla paralel bir çıktı olduğunu gözlemliyoruz.

 

Rapor sonuçları arasında da yer alan, şirketlerin geleneksel anlamda müşteri edinme süreçlerine olan güvenin azalması sebebiyle dijital yatırıma yönlenmeleri bizim açımızdan sevindirici bir gelişme. 2021 yılını değerlendiren araştırmamızın sonuçlarından aldığımız en önemli geri bildirimlerin başında, hız ve güvenlik dengesiyle müşteri deneyimini geliştirme, daha açık ve şeffaf bir iletişim stratejisi sayesinde tüketicinin veri paylaşımına onay verme oranını yükseltme ve yeni veri kaynaklarının mevzuata uygunluğunun iyileştirilmesi ile sürekli izleme sağlanması konuları geliyor. Biz de bu anlamda müşterilerimiz için en etkin hizmet ve çözümleri sağlamaya devam ediyoruz” dedi.

 

Experian Finansal Hizmetler Sektörü Ülke Lideri Ahu Atay ise yaptığı açıklamada “Geçtiğimiz yılda tüm dünyayı etkileyen Pandemi, tüketicileri ve işletmeleri hem olumlu hem de olumsuz olarak çeşitli şekillerde etkiledi. Müşteriler kendilerine finansal hizmetler sağlayan kuruluşlardan her zamankinden daha fazla destek, empati ve özen bekliyor. Kuruluşların gerçek desteğe ihtiyaç duyulduğunda müşterilere nasıl yaklaştığı, marka üzerinde uzun süreli bir etkiye sahip olacak. Bu sebeple müşteri deneyiminin önümüzdeki 12 ay süresince işletmelerin en önem verdiği konuların başında gelmesi gerekiyor. Yaptığımız araştırmanın en öne çıkan bulgularından biri olan müşteri deneyiminin dijitalleştirilmesine bütçe ayırılması konusu bu anlamda önümüzdeki dönemde daha da hızlanacak dijitalleşme yatırımlarının daha da büyüyeceğini gözler önüne seriyor” dedi. 

 

EMEA bölgesinde 598 işletme ile yapılan görüşmeler sonucu hazırlanan rapordan elde edilen ek bulgular şu konuları içeriyor:

• İşletmelerin 65'i, analitiklerin doğruluğunu artırmak için farklı türde veri kümelerini araştırıyor

• 62'si analitik ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla veriye ihtiyaçları olduğuna inanıyor

• İşletmelerin 64'ü, kuruluşlarının müşteri deneyimini iyileştirmeye yardımcı olmak için daha alakalı verilere ihtiyacı olduğunu belirtiyor

• 69'u müşteri içgörülerini geliştirmek için veri ve analitik yatırımlarına öncelik veriyor

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Rönesans, Türkmenistan’ın ilk çok amaçlı otel ve iş merkezi projesini inşa etti

Rönesans Holding bünyesinde faaliyet gösteren Rönesans Endüstri Tesisleri’nin Türkmenistan’da inşa ettiği Garagum Çok Amaçlı Otel ve İş Merkezi, Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguly Berdimuhamedov’un katıldığı törenle hizmete açıldı. 

Rönesans Endüstri Tesisleri, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta Eylül 2018’de inşasına başladığı çok amaçlı otel ve iş merkezi projesini, pandemi şartlarına rağmen planlanan süre içinde başarıyla tamamladı. Garagum Çok Amaçlı Otel ve İş Merkezi’nin 19 Kasım 2021 tarihinde düzenlenen açılış töreni, Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguly Berdimuhamedov ile Rönesans Holding Başkanı Dr. Erman Ilıcak’ın katılımıyla gerçekleştirildi. 

 

Törene milletvekilleri, hükümet üyeleri, bakanlık ve sektörel daire başkanları ile birlikte askeri ve adli kurum yöneticilerinden oluşan devlet erkanının yanı sıra, sivil toplum kuruluşları ve medya temsilcileri de katıldı. Projede emeği geçenleri kutlayan Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguly Berdimuhamedov, törenin ardından Rönesans Holding Başkanı Dr. Erman Ilıcak ile birlikte oteli ve farklı özelliklere sahip odaları gezerek incelemelerde bulundu. Açılışa katılan konuklar için düzenlenen kutlama yemeğinde ise Türkmenistan’ın zengin mutfak kültüründen yöresel yemekler sunuldu. 

 Türkmenistan’ın milli kültürünü yansıtan çok amaçlı proje

 

Bölgenin ilk çok amaçlı projesi Garagum Otel’in tasarımında, dünyanın en geniş su kanalının da geçtiği ve kapladığı alan bakımından dünyanın en büyük çöllerinden olan Garagum Çölü’nden esinlenildi. Aşkabat Uluslararası Havalimanı’nın yakınında, A. Niyazov Caddesi ile Hoca Ahmet Yesevi Caddesi'nin kesiştiği noktada inşa edilen Otel ve İş Merkezi’nden oluşan yeni komplekste, ‘ana bina’, ‘teknik bina’ ve Türkmenistan’ın milli kültürünü yansıtan ‘Türkmen Çadırı’ mimarisinde çok amaçlı bina yer alıyor. 

28 bin 573’ü kapalı olmak üzere toplam 68 bin 900 metrekare alana sahip olan otelin cepheleri için tasarlanan LED ekranlarda da ‘İpek Yolu’ temalı animasyonlar gösteriliyor. Otel, 17 adet standart, 8 adet suit,  47 adet lüks, 14 adet süper lüks ve 1 adet VIP olmak üzere toplam 87 oda ve 204 kişilik kapasiteye sahip. Bunun yanı sıra otelde çok amaçlı iş merkezi, 500 kişilik banket salonu, ana restoran, kahvaltı salonu, A’la carte restoran, üst düzey devlet yetkilileri için çalışma ve görüşme odaları ile uluslararası konferans ve forumlara ev sahipliği yapabilecek kongre salonu da bulunuyor. 

Projede ayrıca hediyelik eşya mağazaları, banka şubesi, güzellik salonları ile fitness salonu, kapalı yüzme havuzu, Türk hamamı, sauna, jakuzi, buhar ve buz odalarından oluşan SPA bölümü de yer alıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hepsipay ve Paycell’den Ödemede İş Birliği

Türkiye’de dijitalleşmenin öncüleri Hepsiburada ve Turkcell, online alışverişte yeni bir iş birliğine gidiyor. Bu iş birliği ile milyonlarca Paycell kullanıcısı, Hepsipay Cüzdanım üzerinden karta ihtiyaç duymadan Hepsiburada’dan kolayca alışveriş yapabilecek.

 

Türkiye’de dijital dönüşüme 20 yılı aşkın bir süredir öncülük eden Hepsiburada ve Turkcell’in yeni nesil ödeme sistemleri Hepsipay ve Paycell, e-ticarette bir yeniliğe daha imza atıyor. Paycell ve Hepsiburada arasındaki iş birliği ile milyonlarca Paycell kullanıcısı, hiçbir banka ya da kredi kartına gerek duymadan, Hepsipay Cüzdanım ile Hepsiburada’dan kolayca alışveriş yapabilecek.

 

Hepsipay Cüzdanım kullanıcılarına kartsız ödeme kolaylığı

Hepsipay Cüzdanım kullanıcıları cüzdan içerisindeki Turkcell Faturayla Öde seçeneği ile Paycell’in hazır limitlerini kullanarak Hepsipay cüzdanlarına yükleme yapabilecek, yükledikleri tutarı Hepsiburada alışverişlerinde kullanabilecekler. Yüklenen tutar Turkcell faturasına yansıyacak, böylece iki cüzdan uygulaması iş birliği ile kartsız alışveriş deneyimi kolaylaşacak.

Hepsipay Cüzdanım ve Paycell, iş birliklerini daha geniş bir yelpazede pekiştirerek, kullanıcılarına öncü deneyimler sunmaya devam edecek.

Hepsipay Genel Müdürü Ozan Bayülgen, daha geniş kitlelere ulaşmalarını sağlayacak Paycell ile bu yeni iş birliklerine yönelik şu açıklamayı yaptı:

“Hepsiburada olarak yaptığımız yatırım ve yeni atılımlarla Türkiye’de ticareti dijitalleştirmeye devam ediyoruz. Hepsipay Cüzdanım müşterilerine tüm alışverişlerinde eşlik ederek hızlı, kolay ve hep kazandıran bir ödeme deneyimi sunmayı amaçlıyor. Hepsipay Cüzdanım  ve Paycell’in bu yeni iş birliği Hepsiburada’nın uçtan uca alışveriş deneyiminin çok daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacak. Bu iş birliği ile, bir banka veya kredi kartı bulunmayan müşterilere de Hepsipay ile alışveriş yapma imkanı sunuyoruz. İki öncü cüzdanın birlikte kullanımıyla sağlanacak geçişkenlikle Turkcell ve Hepsiburada kullanıcılarının hayatı kolaylaşacak. Paycell ve Hepsiburada kullanıcılarına ödemelerinde ciddi kolaylık sağlayacak böyle bir hizmet sunabildiğimiz için mutluyuz. Hepsipay Cüzdanım ile bundan sonra da bu gibi yenilik ve hizmetlerle müşteri odağımızı daha da geliştirecek ve farklı ödeme seçenekleriyle geleceği bugüne yaklaştıracağız.”

Paycell Genel Müdürü Onur Güven ise şöyle konuştu:

“Paycell olarak özellikle pandemi ile gelişen yeni ödeme alışkanlıklarına güvenli ve inovatif bir karşılık üreterek kısa sürede 6 milyon aktif kullanıcıya ulaştık. Değişen ihtiyaçlar doğrultusunda daha fazla insanın finansal hizmetlerden faydalanabilmesi için teknoloji ile imkân yaratmayı ana önceliğimiz olarak kabul ediyoruz. Hepsipay ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği sayesinde yeni nesil ödeme platformumuz Paycell’in sunduğu fayda ve değeri daha geniş bir çerçeveye taşımanın heyecanını taşıyoruz. E-ticaretteki hızlı büyümeye paralel artan alternatif ödeme ihtiyacına karşılık geliştirdiğimiz Paycell Hazır Limit hizmetimiz ile Hepsiburada müşterilerine yenilikçi bu çözümü sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Paycell’in gelişmiş limit skorlama kapasitesi sayesinde kullanıcılar aylık limitleri ile Hepsiburada harcamalarını kart sahibi olmalarına gerek kalmadan güvenle ve kolaylıkla yapabiliyor. Paycell bünyesindeki çözüm ve servislerin kapsamını genişleterek artırmaya devam edeceğiz.”

 

Turkcell ve Hepsiburada’nın ödeme alanındaki stratejik iş birliklerinin ilk adımı olacak uygulama Aralık ayında başlayacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

QNB Finansbank’tan KOBİ’lere özel yeni bir hizmet: Dijital Köprü Adım Adım İhracat Programı

QNB Finansbank, KOBİ ve daha büyük ölçekli firmaların dijital dönüşümünü kolaylaştırmak amacıyla hayata geçirdiği Dijital Köprü Platformuna yeni bir hizmet daha ekledi. Dijital Köprü çatısı altında ‘Adım Adım İhracat’ adıyla hayata geçirilen bu programla ihracat başta olmak üzere, dış ticaret işlemlerinde desteğe ihtiyaç duyan KOBİ’lere özel çözüm ve hizmetler sunulacak.

Türkiye’de e-dönüşüm çözümlerinin liderliğini üstlenen Dijital Köprü çatısı altında hayata geçen “Adım Adım İhracat Programı” kapsamında firmalar; QNB Finansbank iş birlikçisi profesyonel çözüm ortaklarından lojistik, gümrük, pazaryeri bulma, depolama, eğitim gibi konularda hızlı ve kolay bir şekilde yönlendirme ve destek de talep edebiliyorlar. Ayrıca dış ticaretle ilgili soru ve taleplerini hızlı ve kolay bir şekilde 0850 222 00 35 numaralı Dijital Köprü Çözüm Merkezi’nden Adım Adım İhracat Danışmanlarına iletip; merak ettikleri süreç, ürün ve hizmetler konusunda ücretsiz danışmanlık alabiliyorlar. 

Dış ticaret işlemlerini QNB Finansbank aracılığıyla gerçekleştirecek müşteriler, kendilerine özel hazırlanan banka ürün ve hizmetlerinden de yararlanma fırsatını yakalayacak. Ayrıca, müşteriler ihracat bedellerini QNB Finansbank hesaplarına getirerek ihracatçıya özel düşük maliyetli döviz kredisi kullanabilecek, bankacılık işlemlerinde masraf muafiyeti sağlayan dış ticaret masrafsızlık paketlerinden indirimli olarak faydalanabilecekler. Bunların yanı sıra gelen ihracat bedeli üzerinden, döviz alım-satımı için avantajlı kur, dış ticaret faaliyetlerini Self Servis Dış Ticaret menüsü aracılığıyla kolaylıkla gerçekleştirme gibi avantajlı hizmetlerden de yararlanabilecekler.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan QNB Finansbank Nakit Yönetimi ve Dış Ticaret Direktörü Rahşan Kavas şunları söyledi; “QNB Finansbank olarak, dış ticaret alanında deneyimli satış ekiplerimiz, müşteri deneyiminde fark yaratan operasyonel süreçlerimiz, gelişmiş sistem altyapısı ve zengin ürün çeşitliliğimizle müşterilerimizi hem ulusal hem de uluslararası arenada desteklemek öncelikli stratejilerimizden. Banka olarak, dış ticaret ve ihracat alanındaki tecrübe ve uzmanlığımızla ihracatçı KOBİ’lerimize destek olmak ve markalarını büyütmelerini sağlamak için hazırladığımız ve KOBİ’lerin dijitalleşme sürecinde öncü hale gelen Dijital Köprü Platformu çatısı altında yer verdiğimiz Adım Adım İhracat Programı’nı hem bankamız hem de ihracatçılarımız için büyük bir fırsat olarak görüyor ve ihracatta büyüme stratejileri doğrultusunda küresel dünya pazarlarında rekabet edebilmeleri için ihracatçı firmalarımızın yanında olmaya devam ediyoruz.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yapı Kredi Teknoloji’de “Sınırsız” dönem başlıyor!

Yapı Kredi Teknoloji, pandemi döneminde yaygınlaşan esnek çalışma modelini, pandemi sonrasında da kalıcı uygulama haline getirmeye karar verdi. Yeni çalışma modeli Yapı Kredi Teknoloji | Sınırsız ile Teknoloji ekipleri diledikleri zaman evden, diledikleri zaman ise ofisten çalışabilecek. Ayrıca Yapı Kredi Teknoloji çalışanları, çalışma lokasyonlarını belirlemekte de özgür olacak. Çalışanlar, iş ihtiyaçları nedeniyle ofiste olunması gereken durumlar dışında, dilediği şehirde çalışabilecek. Bununla birlikte, kültürü, inovasyonu ve iş birliğini desteklemek amacıyla; fikir ve proje geliştirme, proje planlama, sosyalleşme ve başarıyı birlikte kutlama gibi zamanlarda ekiplerle ofislerde bir araya gelinmesi planlanıyor. Çalışanlar, bireysel ihtiyaçlarına ve ekip dinamiklerine göre çalışma düzenlerini, doğrudan yöneticileriyle ve ekipleriyle kendileri belirleyecek. Öte yandan yaz döneminde başlayan esnek çalışma saatleri uygulamasıyla da çalışma saatlerini diledikleri gibi belirleme ve esnetme imkanına sahip olacaklar.

 

Değişime öncülük etmeliyiz

 

Yapı Kredi Teknoloji, Veri ve Süreç Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökhan Özdinç, Yapı Kredi Teknoloji | Sınırsız ile ilgili şunları dile getirdi: ‘‘Yapı Kredi Teknoloji olarak biz sadece teknoloji üretmiyoruz. İnsanların hayatlarına dokunuyor, hayatlarını sorunsuzca sürdürmelerine katkı sağlıyor ve insanlar için değer yaratıyoruz. Bizler, dünyayı değiştirmek için uğraşıyoruz. Bu doğrultuda gelecekten hızlı koşmamız şart. Bunun için ise sınırları kaldırmak, ezberleri bozmak, yaratıcılık, sıra dışılık kültürünü tetikleyecek ortamları yaratabilmeliyiz. Teknolojinin geleceğini tasarladığımız ve öncülük ettiğimiz gibi, çalışma hayatındaki değişimlere de öncülük etmeliyiz. İşimiz yaratıcılık işi ve yaratmanın yeri, zamanı olmaz. Yeni çalışma modelimizle birlikte gündemimize esneklikten çok daha fazlasını alıyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın yaratıcılığını ve sıra dışılığını ortaya koyabileceği imkânları sağlamak bizim için çok önemli. Zaman, mekân kısıtları olmaksızın, kendi sorumluluğunun bilincinde olan ve seçeneklerini kendi belirleyebilen yaratıcı çalışma arkadaşları ile en zorlu yolculukların keyifle tamamlanabileceğine, en büyük hedeflere de ulaşabileceğine inanıyorum. Yapı Kredi Teknoloji’de çalışma arkadaşlarım, bundan sonraki süreçte kendi çalışma zamanlarını ve yerlerini seçmekte tamamen özgürler. Kuşkusuz, birlikte hayal kurmak, birlikte öğrenmek, birlikte kutlamak için ofislerde bir araya gelmeye devam edeceğiz. Arkadaşlarımız için hem İstanbul hem de İzmir, Ankara gibi farklı şehirlerde çalışmalarına imkan sağlayan ortak çalışma alanları da tasarlıyoruz. Yaratıcılık ve sıra dışılık için gerekli ortamları sağladıkça, pandemi döneminde de başarıdan başarıya koşan bu takımı daha da güçlü kılabileceğimize inanıyoruz. 1.300 kişilik Yapı Kredi Teknoloji ailesi olarak, hem teknolojide hem de çalışma hayatında sınırları kaldırmaya devam edeceğiz.’’

 

Yeni çalışma modeliyle çalışanlara sağlanan esnek uygulamalar devam ediyor

 

Yapı Kredi Teknoloji çalışanları, Yapı Kredi Teknoloji | Sınırsız çalışma modeliyle birlikte hem işlerine hem de kendilerine daha fazla zaman ayırabilecek. “Esnek Çalışma Saatleri” uygulamasıyla çalışanlar, hafta içi her gün, “İş Birliği Saatleri” olarak belirlenen 10.00-16.00 arasında çalışmalarını sürdürmek kaydıyla, işe başlama ve işi bitirme saatlerini kendi belirleyebilecek.

 

Bununla birlikte Yapı Kredi Teknoloji çalışanlarının, daha uzun süre ile toplantısız vakit geçirebilmesi ve bireysel projelerine odaklanabilmesi amacıyla her Salı 15:00-18:00 ve her Perşembe 15:00-16:00 saatleri arasında “Odak Çalışma Saatleri” devreye alındı. “Toplantısız Öğle Arası”, “Günde Maksimum 4 Toplantı”, “Toplantılar Artık 40 Dakika” uygulamaları ile çalışanların pandemi süresince ağırlaşan toplantı trafiğine ve yarattığı yorgunluğa son verilmesi hedeflendi.

 

Yeni çalışma sistemine uygun eğitim olanakları sağlanacak

 

Yeni çalışma düzeninde Yapı Kredi Teknoloji çalışanları, kendilerine özel tasarlanan yepyeni eğitim programlarıyla da tanışacak. “Gelişim Saatleri” uygulaması ile çalışanların, her Cuma 15.00-16.00 saatleri arasında sadece kendi gelişimlerine odaklanabilecekleri bir zaman dilimi de olacak.

 

Öte yandan Yapı Kredi, küresel çapta yaşanan pandemi döneminde önemli bir değişimin parçası olarak Yalın Çalışma modeline kalıcı olarak geçmişti. Böylece banka, tüm sektörler için öncü olan bir kararla evden çalışma sistemini kalıcı olarak hayata geçiren ilk banka oldu.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sürdürülebilir bir dünyada sürdürülebilir kalkınma için Döngüsel Ekonomiye geçiş gerekli

Türkiye’de sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin kurucusu kimliği taşıyan ÇEVKO Vakfı, son yıllarda İklim Krizi ile savaşa ve Döngüsel Ekonomi’ye geçişe odaklanıyor. ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, Sürdürülebilir Ekonomi ve Sürdürülebilir Dünya dengesi konusunda değerlendirmelerde bulundu.  Sürdürülebilir bir dünyada, sürdürülebilir ekonomik gelişmeyi sağlamanın yolunun, Döngüsel Ekonomi’den geçtiğini ifade eden Mete İmer, “Sürdürülebilir gelişme, ancak eylemin ekonomik boyutunun yanında toplumsal ve çevresel boyutlarının da dikkate alınmasıyla mümkün olabilir. Depozito iade sistemi ve Sıfır Atık girişimi, Döngüsel Ekonomi için tamamlayıcı adımlardır” dedi. 

Uzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ve Türkiye’de sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin kurucusu kimliği taşıyan ÇEVKO Vakfı’nın Genel Sekreteri Mete İmer, Sürdürülebilir Ekonomi ve Sürdürülebilir Dünya dengesi konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Günümüzde 8 milyara yaklaşan insan nüfusunun, tarımsal, endüstriyel ve diğer faaliyetleriyle gelişmeye ve refahını arttırmaya çalışırken, üzerinde yaşadığı dünyayı ve çevresini de etkilediğini, iklim değişikliğine, biyo-çeşitliliğin ve kısıtlı kaynakların azalmasına neden olduğunu ifade eden Mete İmer, “Sürdürülebilir gelişme, ancak eylemin ekonomik boyutunun yanında toplumsal ve çevresel boyutlarının da dikkate alınmasıyla mümkün olabilir. Fosillerin yakıt olarak kullanılmamasının, kısıtlı doğal kaynakların dikkatli ve verimli kullanımının, atıkların kaynak olarak yeniden değerlendirilebileceğinin önemini kavradığımızı umuyorum” dedi.

30 yıl önce, geri dönüşüm odaklı sürdürülebilir gelişmeye katkı sağlamak üzere, bir gönüllü sanayi inisiyatifi olarak hayata geçen ÇEVKO Vakfı’nın, bu alanda sürdürülebilir bir sistemin kuruluş ve gelişimine öncülük etmenin yanı sıra, geri dönüşüm kültürünün toplum geneline yayılması için gerçekleştirdiği çalışmalarla, geniş kitlelere temas eden bir sivil toplum kuruluşu kimliği de kazandığını söyleyen Mete İmer: “Vakfımız son yıllarda İklim Krizi ile savaşım ve Döngüsel Ekonomi’ye geçişe odaklanmıştır. Sürdürülebilir bir dünyada, sürdülebilir ekonomik gelişmeyi sağlamanın yolu, günümüzde Döngüsel Ekonomi’den geçmektedir.  Yeni bir ekonomik model olan Döngüsel Ekonomi ‘sürdürülebilir üretim’, ‘sürdürülebilir tüketim’ ve geri dönüşümün ileri bir uygulaması olan ‘üst dönüşüm’ süreçlerini içermektedir.  Atıkları kaynak olarak gören bu ekonomik model, değerlendirilemeyen atıkları en aza indirmeyi hedeflemektedir.  Henüz AB Döngüsel Ekonomi Paketi çalışmalarının sürdüğü bir dönemde Türkiye’de düzenlediğimiz Uluslararası Döngüsel Ekonomi Kongresi’nin ardından, farklı sektörlere yönelik gerçekleştirdiğimiz bir dizi çalıştayla, döngüsel ekonomi konusunda, düşünce ve eylem odaklı farkındalığı hedefledik.  Öte yandan, 2015 yılının sonunda Birleşmiş Milletler çatısı altında imzalanan Paris İklim Anlaşması’nın ardından ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nu kurduk.  Bu yıl, Çalışma Grubumuz Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) iş birliğinde iklim değişikliği konusunun çeşitli yönleriyle ele alındığı bir dizi çevrim içi etkinlik düzenliyor” şeklinde konuştu.

2022 yılı başında içecek ambalajlarında geçerli olacak zorunlu depozito sistemi uygulamasına değinen Mete İmer, “Türkiye’nin döngüsel ekonomide kaynak olarak değerlendirilen atıkları ülke içinden temin etmesi yolunda önemli bir adım olacak depozito iade sisteminin uzun vadede hem şirketlere hem de topluma önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir.  Bu nedenle, ülkemizde içecek ambalajlarında kurulacak zorunlu depozito iade sistemi ile ilgili ekonomik, teknik ve lojistik altyapı eksikliklerinin tamamlanması; tüketici davranış alışkanlıklarının geliştirilmesine yönelik çalışmaların etkin bir şekilde yapılması gerektiğine inanıyoruz.”

Mete İmer, ÇEVKO Vakfı’nın son 15 yılda gerçekleştirdiği faaliyetleri de şu sözlerle özetledi: “ÇEVKO Vakfı olarak Türkiye’de son 15 yılda yaklaşık 7,5 milyon ton ambalaj atığının toplanarak geri dönüştürülmesine katkı sağladık.  Bu çalışmayı 5 binin üzerinde sanayi kuruluşu ve ekonomik işletme finansal olarak destekledi.  30 ilde 100’ün üzerinde belediyeye kaynağında ayrı toplama operasyonları için 1 milyonun üzerinde atık kumbarası gönderildi.  26 milyon kişiye kapı kapı bilgilendirme yapıldı.  1 milyonun üzerinde öğrenciye ÇEVKO Vakfı tarafından çeşitli yöntemlerle geri dönüşüm konusunda eğitim verildi.   Dünyada BM Paris Anlaşması’nın imzalandığı 2015 yılından itibaren, katkı verdiğimiz geri dönüşüm çalışmaları sayesinde iklim değişikliğine neden olan yaklaşık 2 milyon ton karbon dioksit eş değerinde sera gazı salımının önlendiğini hesapladık.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yeni Kampanyasıyla Bu Kış Dubai’nin İkonik Cazibe Merkezlerinde Emirates’in Misafiri Olun, Keyifli Anlar Yaşayın

Dünyanın en büyük uluslararası havayolu şirketi ve Expo 2020 Dubai'nin Premier İş Ortağı Emirates, Dubai'yi ziyaret eden yolculara bu kış üç ikonik cazibe merkezini içeren bir kampanya sunuyor. Expo 2020 sırasında Dubai ziyaretçileri için sunulan çok sayıda diğer   ayrıcalıklı kampanyalara ek olarak, Emirates dünyanın en çok sevilen seyahat noktalarından birinde ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatmak için sabırsızlanıyor. 

Dubai'yi yeniden ziyaret etmek isteyen veya şehre ilk kez gelecek olan Emirates yolcuları, Dubai'nin dünyaca ünlü ve en sevilen cazibe merkezleri için üç yeni kampanyadan Emirates’in misafiri olarak faydalanabilecekler. 

İkonik Burj Khalifa At The Top: Dubai'yi dünyanın en yüksek binasının terasından görebilir ve büyüleyici kumsallarından ikonik Dubai Marina'ya kadar BAE'deki turistik gezi programlarının neredeyse yarısını oluşturan yerlerle beraber bütün şehrin panoramik manzarasını seyredebilirsiniz. Bu özel kampanyanın geçerlilik süresi 31 Mart 2022'ye kadardır.

Dubai Fountain Boardwalk: Büyüleyici Dubai Fountain'da yer alan yüzer platform The Boardwalk, ziyaretçilerin Burj Khalifa'nın ünlü su, müzik ve ışık gösterilerini daha yakından izleyebilmelerine olanak sağlıyor. 

Emaar Sky View Hotel'de Manzara Seyir Terası: Yolcular cam tabanlı geçit üzerinde cesaret isteyen bir yürüyüş yaparak (skywalk), bu adrenalin dolu aktivite sırasında Dubai'yi gökyüzünden bakarak izleyebilirler.

Bu eşsiz kampanyadan yararlanmak için, yolcular uçuş rezervasyonlarını burada yer alan bağlantı üzerinden yaptırabilirler. 30 Kasım 2021- 31 Mart 2022 tarihleri arasında yapacakları seyahatler için 30 Kasım- 20 Aralık 2021 tarihleri arasında tüm kabin sınıflarında Dubai’ye gidiş dönüş bileti satın alan yolcular bu özel kampanyadan faydalanabilirler. ** Kampanya ayrıca katılımcı seyahat acenteleri ve seçili Emirates ofisleri aracılığıyla satın alınan biletler için de geçerlidir.

 

Dubai'yi Emirates ile Keşfedin

Yeni Emirates’in yolcularını misafir ettiği kampanyalara ek olarak, Emirates ile yapacağınız Dubai seyahatlerinizde   ayrıcalıklardan yararlanmak için çok sayıda başka seçenekleriniz de bulunmakta:

 

Ücretsiz Bir Günlük Expo Giriş Bileti: Büyük Expo 2020 etkinliği süresince herhangi bir zamanda Dubai'yi ziyaret eden veya Dubai'den üzerinden seyahat eden Emirates yolcuları, havayolundan aldıkları her bilet için ücretsiz Emirates Bir Günlük Expo Giriş Bileti almaya hak kazanıyorlar. Bu kampanya ile ilgili daha fazla bilgi için özel kampanya  sayfasını ziyaret edebilirsiniz. 
 

My Emirates Pass – Expo Versiyonu: 31 Mart 2022 tarihine kadar Dubai'ye veya Dubai'den aktarmalı seyahat eden yolcular, My Emirates Pass Expo 2020 Dubai promosyonu kapsamında yalnızca Emirates biniş kartlarını göstererek şehri daha özel ayrıcalıklarla keşfedebilir, 500'den fazla mağaza, restoran ve eğlence merkezinde özel indirimlerden ve avantajlardan faydalanabilirler.
 

Dubai'de Geçirdiğiniz Her Dakika İçin Bir Mil Puanı Kazanın: Emirates yolcuları 31 Mart 2022 tarihine kadar Dubai'de geçirdikleri her bir dakika için 1 Skywards Mili kazanabilirler. Emirates Skywards üyesi olan veya 31 Mart 2022 tarihinden önce programa kayıt yaptıran yolcular Dakika Başına Bir Mil kampanyasından yararlanarak 5.000'e kadar Mil puanı kazanabilirler. Kampanya, Dubai’deki Expo 2020 süresince yapılacak seyahatler için 1 Ağustos 2021 ve 31 Mart 2022 tarihleri arasında satın alınan biletler için geçerlidir. Biletleri Emirates- tarafından satışa sunulan ve flydubai tarafından gerçekleştirilen Emirates (EK) sefer numaralı uçuşlar da kampanya kapsamına dahildir.
 

Dubai'yi Ziyaret Edin

 

Dubai'yi ailenizle birlikte mi yoksa yalnız mı keşfetmek istiyorsunuz? Bir şehir turu veya plaj kaçamağı yapmak veya eşsiz bir çöl deneyimi mi yaşamak istiyorsunuz? Dubai'de herkese uygun bir aktivite bulabilirsiniz. 

Dubai, özellikle kış aylarında dünyanın en popüler tatil yerlerinden biri olmaya devam ediyor ve ziyaretçiler konaklamak için tüm bütçelere uygun bir dizi otelin yanı sıra heyecan verici ve tüm yaşlara uygun eğlence, yemek ve alışveriş seçenekleri arasından tercih yapabilirler. Dubai, güneşli sahillerinden kültürel miras turizmi etkinliklerine, birinci sınıf konaklama ve eğlence merkezlerine kadar her zevke hitap eden muhteşem deneyimler sunuyor.

 

Emirates, uluslararası sınırların açılması ve seyahat kısıtlamalarının hafiflemesiyle birlikte 120 uçuş noktasında yolcu hizmeti vermeye devam etmektedir ve İstanbul'dan Dubai'ye haftada 17 sefer düzenlemektedir.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Süper Cuma’da harcamalar 13 kat arttı

Markaların sunduğu indirimlerle alışveriş şölenine dönüşen Black Friday, bu yıl da hareketli geçti. 10 yıldır iş ortaklarına ve kullanıcılarına dijital ödüllendirme çözümleri sunan Momento’nun verilerine göre yapılan harcamalar bir önceki cuma gününe kıyasla yaklaşık 2 kat artarken, geçen yılki Black Friday’e kıyasla ise yaklaşık 13 kat yükseliş gösterdi. Harcama trendlerinde ise ilk 3 sırayı teknoloji, giyim ve gıda kategorileri aldı.

 

Tüm dünyada tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak için heyecanla beklediği Black Friday, bu yıl da markaların peş peşe duyurduğu kampanyalarla alışveriş şölenine dönüştü. Kurulduğu günden bu yana dijital çözümlere odaklanan Türkiye’nin lider takdir ve ödüllendirme şirketi Momento’nun verilerine göre Black Friday’de yapılan harcamalar geçen yıla kıyasla yüzde 1188, bir önceki cuma gününe kıyasla ise yüzde 96 artış gösterdi. En çok harcama yapılan kategoriler ise gıda, giyim ve teknoloji oldu. Geçen yıl Black Friday’de bir önceki cuma gününe kıyasla harcamalarda yaklaşık 3 kat artış yaşanırken, en çok alışveriş yapılan ilk 3 kategori yine teknoloji, giyim ve gıda olmuştu. 

Ortalama sepet tutarı azaldı

Ortalama sepet tutarına bakıldığında geçen yıla göre düşüş gözlendi. Momento verilerine göre geçen yıl 27 Kasım 2020 tarihine denk gelen Black Friday günü ortama sepet tutarı 167 TL iken, bu yıl 26 Kasım tarihinde gerçekleşen alışveriş festivalinde bu tutar 148 TL olarak gerçekleşti. 

Momento portal kullanımı 2,5 kat arttı

Konuya ilişkin değerlendirmede bulanan Momento Kurucusu Zeynep Dağlı Kastro, şöyle konuştu: “Küresel sağlık krizi neticesinde dijital dönüşüm hızlanırken, ticaretin ağırlığı da e-ticarete kaydı. Gerek Türkiye’de Süper Cuma, Efsane Cuma gibi isimlerle bilinen Black Friday’de internet üzerinden yapılan alışverişlerdeki artış gerekse Momento Kart ve Momento portal kullanımına artan talep bu büyük değişimi gözler önüne seriyor. Black Friday günü portal kullanımımızın bir önceki cuma gününe kıyasla yaklaşık 1,5 kat, geçen yılki Black Friday’e kıyasla ise 2,5 buçuk kat arttığını görüyoruz. Bunun yanında Momento Kart tarafında ise Black Friday günü Momento Kart kullanımımızın bir önceki cuma gününe kıyasla yaklaşık 1,5 kat, geçen yılki Black Friday’e kıyasla ise yaklaşık 20 kat arttığını görüyoruz. Bu yıl Black Friday’de yapılan toplam harcamalar ise geçen yıla kıyasla yüzde 1188 arttı. Önümüzdeki yıllarda da hem e-ticaretin hem de Momento portal kullanımının önemli ölçüde artacağını öngörüyoruz.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı