Aylık arşivler: Kasım 2021

İstanbul’da fırtına 17:00’ye kadar etkili olacak

İstanbul’da etkili olan lodos fırtınası ve şiddetli yağış nedeniyle; 4 kişi hayatını kaybetti ve 46 kişi yaralandı. 141 çatı uçtu, 297 ağaç devrildi, 519 tehlike arz eden parça düştü, 36 araç hasarı yaşandı ve 52 trafik ışığı ve yön tabelası devrildi. Akşam 17:00’ye kadar etkili olması beklenen fırtına, trafiği ve bazı toplu ulaşım araçlarını olumsuz etkiliyor. Teyakkuzda olan İBB Ekipleri, olaylara hızla müdahale ediyor.

Kentte Cumartesi gününden itibaren yağışla birlikte güneyli yönlerden fırtına şeklinde etkili olan rüzgar, Pazartesi (dün) sabah saatlerinden itibaren daha da şiddetlenerek kuvvetli fırtına şiddetinde etkili oldu. Beylikdüzü’nde 130 km/sa, Arnavutköy’de 125 km/sa, Çatalca’da 121 km/sa hıza ulaşan rüzgar ile birlikte yer yer kuvvetli sağanak yağmur (15-25kg arası) geçişleri yaşandı. Fırtına ve yağışlı hava dün gece (22:00) saatlerinde etkisini kaybetti.

Bugün sabah saatlerinden itibaren batı ilçelerimizde kuvvetli sağanak yağmur ile birlikte tekrar etkili olan fırtınanın (50-80km/s) ilerleyen saatlerde Avrupa yakası geneli ile Boğaz çevresinde etkili olacağı, akşam saatlerine doğru (17.00) bölgemizi terk edeceği tahmin ediliyor.

İl genelinde fırtına nedeniyle 4 kişinin hayatını kaybettiği, 46 kişinin yaralandığı belirtildi. Fırtına nedeniyle İstanbul genelinde 141 çatı uçması, 297 ağaç devrilmesi, 519 tehlike arz eden parça saçılması, 36 araç hasarı ile 101 trafik ışığı ve yön tabelası hasarı yaşandı.

Son 24 saatte Eminönü ve Beykoz metrekareye 30 kg yağış alırken, Kadıköy’e 28 kg, Kağıthane’ye 22 kg, Kemerburgaz’a 21 kg, Eyüp’e 16 kg yağış düştü.

İstanbul Boğazı geçişleri gemi trafiğine kapatıldı. Şehir Hatlarının deniz ulaşım seferlerinde olumsuz hava koşulları nedeniyle aksamalar yaşanıyor. Maçka-Taşkışla ve Eyüp-Piyer Loti Teleferik hatları kuvvetli fırtına nedeniyle işletmeye kapatıldı. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde olumsuz hava koşulları nedeniyle zaman zaman trafik iki yönlü olarak tek şeritten sağlandı.

Fırtına nedeniyle İBB’ye il genelinden 1.094 fırtına kaynaklı ihbar geldi. Kuvvetli fırtına ve yağış öncesi hali hazırda bekleyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri (İtfaiye, Park Bahçeler, Zabıta, Yol Bakım, İBB Trafik, Çevre Koruma, İETT, Metro İstanbul ve 153 Yerinde Çözüm) alınan ihbarlara müdahale ediyor. Yağış nedeniyle önemli bir olumsuzluk yaşanmadı. Bölgelerden gelen ihbarlara ekiplerin müdahale çalışmaları devam ediyor.

Lodos yönlü fırtına nedeniyle Marmara Denizi’nde su seviyesindeki yükselmeye bağlı olarak akşam saatlerinde (Pazartesi) Kadıköy – Kartal sahil yolunda kıyı seli ve göllenme yaşandı. Mahsur kalan araçlara ekipler tarafından müdahale edildi. Eğitim kurumlarında yüz yüze eğitime 30 Kasım Salı günü bir gün süreyle ara verildi. Kamu kurumlarında çalışan engelli ve hamile personelin izinli sayılacağı belirtildi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Narlıdere Belediyesi Travel Turkey’de!

Narlıdere Belediyesi, 2-4 Aralıkta İzmir'de yapılacak olan Türkiye’nin en önemli turizm buluşmalarından birisi olarak kabul edilen Travel Turkey İzmir Fuarı’na katılacak. Belediye tarafından hayata geçirilen, tamamlanan projeler, açılacak olan stantta vatandaşlara anlatılacak, görsellerle desteklenecek. Başkan Ali Engin “İlçemizi en iyi şekilde temsil edeceğiz. Hedefimiz, Narlıdere'mizin doğal, tarihi, turistik ve kültürel değerlerini güzel bir tanıtımla vatandaşlarımıza anlatabilmek” dedi.

NARLIDERE  TANITILACAK

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından her yıl organize edilen ve sektörün en iyilerini bir araya getiren Uluslararası Travel Turkey Fuarı’na Narlıdere Belediyesi bu yıl da katılacak. Fuar boyunca vatandaşlara, tanıtım dergileri ve promosyon ürünleri hediye edilecek. Belediye tarafından yürütülen projeler ve ilçenin güzellikleri anlatılacak.

 

“HERKESİ BEKLİYORUZ”

Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin “İlçemizin ve yaptıklarımızın tanıtımı için bu tür fuarların önemi yadsınamaz. Travel Turkey’de yer alacak olmaktan mutluluk duyuyoruz. Tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz” dedi.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Halk ekmek mobil araçlarla sahada

Ankara Halk Ekmek Fabrikası, ekmek fiyatlarına yapılan zammın ardından artan talebi karşılamak ve vatandaşların mağdur olmasının önüne geçmek için mobil araçlarını sahada görevlendirdi. Halk Ekmek Fabrikası’nın günlük ekmek üretimini 1 milyona çıkardığını açıklayan Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Halk Ekmek büfeleri önünde oluşan kuyruklar hepimizi üzdü. Bu görüntülerin önüne geçmek amacıyla Halk Ekmek Fabrikamızda pazar günleri de üretim yapacak, mobil fırınlarımız ve büfelerimizden satış yapacağız” dedi.

     Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Halk Ekmek Fabrikası’nın artan talebi karşılamak için üretim kapasitesini artırarak günlük 1 milyona çıkardığını açıkladı.

     Piyasadaki ekmek fiyatlarına yapılan zam sonrası un stokları bitene kadar Halk Ekmek fiyatlarının değiştirilmeyeceğini ve 1 lira 25 kuruştan satılacağını duyuran Yavaş sosyal medya hesaplarından yaptığı son paylaşımda, “Halk Ekmek büfeleri önünde oluşan kuyruklar hepimizi üzdü. Bu görüntülerin önüne geçmek amacıyla Halk Ekmek Fabrikamızda pazar günleri de üretim yapacak, mobil fırınlarımız ve büfelerimizden satış yapacağız” sözleriyle vatandaşların mağduriyetlerini önleyeceklerini söyledi.

MOBİL ARAÇLARIN İLK DURAĞI KEÇİÖREN VE SİNCAN İLÇELERİ OLDU

     Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası, piyasada 200 gramlık normal ekmeğin satış fiyatını 1,75 TL’den 2,25 TL’ye yükselmesinin ardından yeni önlemler aldı.

     2 adet mobil fırın ilk olarak Sincan ve Keçiören ilçelerinde hizmet vermeye başladı. Keçiören ilçesindeki mobil fırını ziyaret eden Halk Ekmek Genel Müdürü Volkan Gönenç, alınan önlemlerle ilgili şu bilgileri verdi:

“Çok yoğun bir dönem yaşıyoruz. Ekmek talepleri çok artmış durumda. Fabrikamızı tam kapasiteye çıkardık ve günde 1 milyondan fazla ekmek üretmekteyiz. Vatandaşlarımıza daha iyi hizmet edebilmek için fabrikada ürettiğimiz ekmeklerin yanı sıra mobil fırınlarımızda da yoğunluğun çok olduğu bölgelerde hizmet veriyoruz.”

     Akyurt, Pursaklar, Mamak ve Polatlı ilçelerinde de hizmet verecek olan mobil araçlar dışında ek araçlar da yoğunluğun yaşandığı mahallelere destek sağlayacak.

      Ekmek alımları 10 adetle sınırlandırılırken, Keçiören ilçesi Pınarbaşı Mahallesi Fatih Caddesi İlçe Emniyet Müdürlüğü karşısında hizmet vermeye başlayan mobil fırından alışveriş yapan vatandaşlar, memnuniyetlerini şu sözlerle dile getirdiler:

-Şenol Altınbaş: “30 yıldan beri Keçiören’de oturuyorum. Ekmeğe çok büyük bir zam geldi. Büyükşehir Belediye Başkanından ve Halk Ekmek Fabrikasından Allah razı olsun. Aynı fiyattan sattıkları için çok memnunuz.”

-Ercan İlgin: “Ekmeklerin aynı fiyattan satılmasına çok memnun olduk. Keçiören’de geçim sıkıntısı yaşayanlar ile emekli insanların sayısı fazla. Büyükşehir Belediyemize sadece bu konuda değil her konuda vatandaşa yardımcı olduğu için çok teşekkür ediyorum.”

-Canberk Sezer: “Ekmek zamlandı ama Halk Ekmek’in zam yapmaması vatandaşın kesesi için oldukça iyi bir şey. Uygun fiyatla hâlâ satılıyor çok güzel.”

-Naciye Yukarıkır: “Mansur Başkanımıza teşekkür ederiz. Kuyruk beklemiyoruz, teşekkür ediyoruz. Halk Ekmek temiz, uygun fiyatlı ve doyurucu çok memnunuz.”

-Güler Dursun: “Ekmeğe zam yapılmaması çok güzel oldu. Diğer ekmeklere gücümüz yetmiyor.”

SİNCAN’DA 2 BİN 500’DEN FAZLA EKMEK ÜRETİMİ

      Kaliteli ürün ve uygun fiyat kalitesi ile halka hizmet sunmaya devam eden Halk Ekmek Genel Müdürlüğü, hijyenik koşullarda ürettiği 250 gramlık ekmeği daha geniş kitlelere ulaştırmak için mobil fırınlarla ilçe ilçe gezmeye devam edecek.

     Sincan ilçesi Tandoğan Mahallesi Ata Caddesi No: 58/1 adresinde mobil ekmek fırını ile günlük 2 bin 500 ekmek üreten Halk Ekmek Fabrikası, vatandaşların üretim aşamasını canlı olarak izlemelerine de imkân sağlıyor.

     Severek tükettikleri halk ekmeğe mobil fırın sayesinde daha kolay ulaştıklarını ifade eden Sincanlılar ise uygulama için şu sözlerle teşekkür ettiler:

-Servet Yücel: ‘‘Halk Ekmek Fabrikası’nın mobil fırınlarda ekmek uygulamasından çok memnun kaldım. Ekmeğin hangi şartlarda üretilmiş olduğunu da görmüş oluyoruz. Marketlerde satılan ekmekler çok pahalı. Halk Ekmek olmasaydı vatandaşın durumu daha zorlaşırdı.”

-Zahid Yiğiter: ‘‘Mobil fırın hizmetinden çok memnunum ayrıca dışarıya göre daha ucuz ekmek sattığı için de çok teşekkür ederim.”

-Harun Tanrıverdi: ‘‘Mobil fırınlarda yapılmasından çok memnunum ekmek üretimini canlı görmüş oluyoruz. Halka uygun fiyatlarla ekmek sattığı için de Halk Ekmek’e de teşekkür ediyorum.’’

-Hasan Ay: ‘‘Ekmeklerimi hep Halk Ekmek’ten alıyorum ve çok memnunum. Ekmek fiyatlarına zam yapmadığı için asgari ücretli çalışan biri olarak çok teşekkür ediyorum.”

-Recep Bağkara: ‘‘Mobil fırınlarda ekmek üretilmesini çok beğendim bu sayede vatandaşlar ekmeğin hangi şartlarda üretildiğini canlı görebiliyor. Vatandaşı düşünen ve ekmeğe zam yapmayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a teşekkür ediyorum.”

      Halk Ekmek Fabrikası kent genelinde hizmet veren 421 Halk Ekmek Büfesi, 7 Başkent Market şubesi, 4 Fabrika Satış Mağazası ile 4 Başkent Büfe olmak üzere toplam 436 noktada pazar günleri de açık olacak ve ekmek satışı gerçekleştirecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Karantina Günlerinde Gürültü Rahatsızlığı: Pandemi Öncesi ve Esnasına Dair Bir Kamuoyu Araştırması

Komşuların balkon aktiviteleri, çocuk ağlamaları ve temizlik sesleri rahatsızlık veriyor. 
Trafik sesinin azalması sonucu öne çıkan doğa sesleri rahatlatıyor.
Ses yalıtımı, bina tasarımlarında giderek daha fazla ön plana çıkacak.

Karantina Günlerinde Gürültü Rahatsızlığı

KHAS İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanımız Doç. Dr. Konca Şaher’in eşyazarlarından biri olduğu “COVID-19 Karantinasında Gürültü Rahatsızlığı: Pandemi Öncesi ve Esnasına Dair Bir Kamuoyu Araştırması” başlıklı makale, çevremizle ve yaşadığımız mekan ile kurduğumuz ilişkinin pandemi sürecindeki değişimini ve yaşam koşullarımız sebebiyle yeniden şekillenen gürültü algımızı ele alıyor.

Uluslararası Ses Yılı olarak belirlenen 2020 yılı küresel pandemiyle beraber ironik bir şekilde ‘sessiz’ ve ‘izole’ geçen bir yıl oldu. Pandemi sürecinde değişen yaşam ve çalışma alışkanlıkları, pandeminin yaratmış olduğu stres ve kaygı koşulları bireyin çevresi ve yaşadığı mekan ile kurduğu ilişkileri yeniden biçimlendirmeye başladı.

Kadir Has Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Doç Dr. Konca Şaher, Bilgi Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Ayça Şentop Dümen ile kaleme aldığı “COVID-19 Karantinasında Gürültü Rahatsızlığı: Pandemi Öncesi ve Esnasına Dair Bir Kamuoyu Araştırması” (Noise annoyance during COVID-19 lockdown: A Research of public opinion before and during the pandemic) başlıklı makalede (*) bu olağanüstü koşullar altında değişen gürültü ve yaşam koşulları ile konut kullanıcılarının yeniden şekillenen gürültü algısını inceliyor.

İki ana eksende ilerleyen makalenin ilk bölümünde, İstanbul’da bulunup çevresel faktörleri farklı olan iki konutun (biri, çevresel gürültü seviyesi ‘yüksek’ ve ana caddeye yakın; diğeri çevresel gürültü seviyesi ‘ortalama’ olup daha yeşillik bir alanda) pandemi dönemindeki ölçümleri karşılaştırılıyor. İkinci bölümde ise Dr. Şaher’in yönetim kurulu başkanlığını, Dr. Dümen’in genel sekreterliğini yürüttüğü Türk Akustik Derneği’nin web sitesi üzerinden paylaşılan ve 1053 kişinin katıldığı anketin sonuçları değerlendiriliyor.

İKİ FARKLI KONUT, İKİ FARKLI ÇEVRE

Çalışmanın ilk kısmında birisi ana cadde kenarında yer alan ‘yüksek gürültülü’, diğeriyse bir site içerisinde yer alan ‘orta derecede gürültülü’ iki yerleşim alanında, 24 saatlik çevresel gürültü düzeyi ölçümleri gerçekleştirildi. Aynı konumlarda başka bir çalışma kapsamında ölçülen 2017 yılına ait çevresel gürültü düzeyi verileri ile pandemi dönemi değerleri karşılaştırılarak pandemi süreci boyunca çevresel gürültü düzeylerinin nasıl değiştiği hakkında objektif bulgular elde edildi.

Ölçümlerin, haftaiçi günlerde uygulanan yarı kapanma halinde ve sokağa çıkma yasaklarının olduğu haftasonu ve tatil dönemlerinde tekrarlanması ise COVID-19 ile mücadele önlemlerine bağlı yaşanan akustik kontrastı ortaya koyuyor.

Haftaiçi ölçüm sonuçlarında her iki konutta da gürültü düzeylerinde pandemi öncesi döneme kıyasla yaklaşık 2 dB düşüş görülmekte. Bu gözlem için Dr. Şaher, “balkon kullanma sıklığının ve konutlarda geçen sürenin artmasıyla beraber çevresel gürültü düzeylerindeki azalmanın beklenenden az olduğunu söylemek mümkün. Bu sonuçlar trafik yoğunluğundaki azalma sebebi ile beklenen düşüşün bina çevresindeki insan gürültülerindeki artış nedeniyle çok yüksek olmadığını gösteriyor” yorumunu yapıyor.

Bu durum sokağa çıkma yasağının etkin olduğu haftasonu ölçüm sonuçlarında kendini daha net belli ediyor. Sokağa çıkma yasağı esnasında yapılan ölçümlerde ‘yüksek gürültülü’ konutta gürültü düzeyi pandemi öncesine göre yaklaşık 8 dB düşüş gösterirken, ‘orta derecede gürültülü’ konutta gürültü düzeyi dış ortam insan aktiviteleri sebebiyle pandemi öncesine oranla 5 dB artmakta. Başka bir deyişle ulaşım gürültülerinde düşüş yaşanırken insan aktivitelerinden kaynaklanan gürültü düzeylerinde artış yaşanmakta.

ŞİKAYETÇİ VEYA MEMNUN OLDUĞUMUZ GÜRÜLTÜLER

Makalenin ikinci bölümü, pandeminin ilk dalgası esnasında konutlarda gürültü algısını araştırmak üzere başlatılan çevrimiçi anket çalışmasının sonuçlarını yansıtıyor. Bu ankette katılımcılardan pandemi başladıktan sonraki bir aylık süreçte ve pandemi öncesi dönemde konutlarında işittikleri trafik gürültüsü, komşuluk gürültüleri ve evdeki diğer odalardan gelen gürültülere bağlı rahatsızlıklarını değerlendirmeleri istendi.

Ankette ayrıca konut memnuniyeti, gürültüye hassasiyet, evde geçirilen süre, hissedilen stres ve kaygı düzeyini ölçmeye yönelik birtakım sorular da yer aldı. 29 Nisan-1 Haziran 2020 arasında sürdürülen ankete çoğunluğu İstanbul, Ankara ve İzmir’den olmak üzere 46 ilden katılım oldu ve 1053 kişiden gelen yanıtlar değerlendirmeye alındı.

Sonuçlar pandemi öncesinde de pandemi esnasında da ‘komşuluk gürültüleri’nin trafik gürültüsü ve konut içi gürültülere göre daha rahatsız edici bulunduğunu gösteriyor. Ancak trafik gürültüsüne bağlı rahatsızlıkta beklendiği gibi önemli bir düşüş görülürken, pandemi esnasında ‘komşuluk gürültüsü’nde önceki döneme göre anlamlı bir değişim gözlemlenmiyor.

Diğer bir deyişle pandemi sırasında en çok ‘komşuluk gürültüsü’nden şikayetçi olduk ama anket sonuçlarına göre, zaten yüksek olan ‘komşuluk gürültüsü’ rahatsızlığımız pandemi nedeniyle eskisine oranla artmış gözükmüyor. Öte yandan pandemi döneminde ayrıca kişilerin kendi konutları içindeki gürültülerden memnuniyetsizliğinin de önceki döneme göre önemli oranda arttığı gözlemleniyor.

Dr. Şaher, bu çalışma bağlamında katılımcıların sözel yorumlarına bakıldığında konuşma, çocuk ağlaması, müzik, temizlik, sifon ve balkon aktivitelerinin “rahatsız edici” ses olarak tanımlandığını; kuş sesleri ve konuşma seslerinin ise “rahatlatan ses” olan tanımlandığını söylüyor ve ekliyor: “Burada komşulardan gelen konuşma seslerinin hem ‘rahatsız edici’ hem de ‘rahatlatan (yalnız olmadığını hissettiren)’ ses olarak betimlenmesi, sesin bağlam ve kişilerin psikolojisiyle olan ilişkisini gösteren güzel bir örnek.”

Literatürde ‘rahatsız edici’ sesi düzey ya da sesin spektrum özellikleriyle tanımlamaya çalışan araştırmalar olmasına rağmen sesin hangi ortamda duyulduğu, kişinin o andaki fiziksel – ruhsal sağlık durumu ile söz konusu sesin kişi için ifade ettikleri algı üzerindeki önemli etkenlerdir.

SES YALITIMI DAHA FAZLA ÖNEM KAZANIYOR

Bu anket çalışması dolaylı olarak “ev” algımıza ve evi kullanımımızda yaşanan dönüşüme dair bulgular da sunuyor. Katılanların 61’i karantina sürecinde evden hiç çıkmadıklarını ifade ederken, 67’si de gündelik olarak yüksek konsantrasyon gerektiren işler yaptıklarını ifade ediyor. Konutlar sadece bir yaşam alanı olmaktan çıkıp aynı zamanda bir iş, spor ve sosyalleşme alanına dönüşürken, evde geçirilen sürenin uzaması, pek çok insanın aynı anda konutlarda bulunması ve konutların çok farklı işlevleri aynı anda barındırır hale gelmesi, bir yandan gürültünün nicelik ve niteliğini değiştirirken diğer yandan da bu mekanlardan akustik beklentilerimizi yeniden şekillendiriyor.

Konutların üstlendiği bu yeni işlevlerin deneyimlendiği pandemi döneminde insanlarda “ses” ve “ses yalıtımı” konularında olumlu anlamda bir farkındalık oluştuğunu söyleyen Dr. Şaher, “Konutların sunduğu fiziksel koşulların arasında ‘ses yalıtımı’ çok kolay gözlemlenen bir parametre olmadığı için ileride gayrimenkul seçimlerinde kullanıcılar ‘ses yalıtımı’ performansının belgelenmesine yönelik daha çok talepte bulunacak,” diyor.

Ulaşım gürültülerinin daha az olması nedeniyle “orta derecede gürültülü” ya da “düşük gürültülü” olacağı öngörülen ve sessizlikle özdeşleşen site ve konut alanlarında ise insan kaynaklı gürültü nedeniyle oluşabilecek artan gürültü düzeyleri nedeniyle mimarların bina cephelerinin performansını değerlendirmek durumunda kalacaklarını belirten Dr. Şaher; her iki durumda da ses yalıtımına yönelik tasarım kriterlerinin ön plana çıkacağını söylüyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İtfaiye 2 günde 143 olaya müdahale etti

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri ilimizde etkili olan lodos nedeniyle meydana gelen 143 olaya müdahale etti

İlimizde etkili olan fırtına nedeniyle meydana gelen olaylara Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı müdahale ediyor. Kocaeli itfaiyesi 2 günde lodos nedeniyle oluşan 143 olaya müdahale etti.

 

ÇATI UÇMASI, AĞAÇ DEVRİLMESİ, DENİZ TAŞMASI

Marmara Denizi'nde dün sabah saatlerinden bu yana etkisini sürdüren lodos hayatı olumsuz yönde etkiledi. Lodos nedeniyle Kocaeli genelinde meydana gelen su baskını, deniz taşması, çatı uçması ve ağaç devrilmesi başta olmak üzere meydana gelen olaylara Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı müdahale ediyor. 12 ilçede 2 gündür lodos nedeniyle meydana gelen 143 olaya itfaiye ekiplerince müdahale edildi.

 

143 OLAYA MÜDAHALE

Büyükşehir İtfaiyesi tarafından 12 ilçede meydana gelen 66 çatı uçması, 23 ağaç devrilmesi, 3 deniz taşması, 2 tehlike arz eden durum, 1 baca devrilmesi, 47 çatıda tehlike arz eden durum ve 1 insan kurtarma olayına müdahale edildi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

BABACAN, Ekonomik Krizin Çözümü İçin Süre Verdi: ‘Bu seyirde giderse en fazla 6 ay’

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Haber Türk’te yayınlanan Teke Tek programında Fatih Altaylı’nın konuğu oldu. Babacan şu ifadeleri kullandı:

 

‘2001 krizini iki yılda, 2008 krizini altı ayda çözdük’

“2001-2002 krizini çözmemiz iki yıl sürdü. İki yılda, 34 yıldır iki veya üç haneli enflasyonu tek haneye indirdik. Paradan altı sıfırı attık. 2008-2009 krizini çözmemiz sadece altı ay sürdü. Çünkü borcumuz düşüktü; sanayi altyapısı ve ihracat kapasitesi büyümüştü. Bankalarımız sağlamdı. Bu sefer, eğer kriz bu seviyede giderse bu krizden çıkış en fazla altı aydır.”

 

‘Metin Bey’in çalışmaları açık kaynaklardan toplanan bilgiye dayanıyor’

“Bildiğimiz kadarıyla Metin Bey'in herhangi devlet sırrı niteliğinde gizli bilgiye ulaşma imkânı yok. Çünkü devlette çalışmıyor. Devlette çalışıp da gizli bilgiyi dışarıya taşısa casusluğun tanımı bu. Metin Bey’in çalışmaları açık kaynaklardan derlenen toplanan bilgiye dayanıyor. Kendisi dış politika ve dış güvenlik meselelerinde en sert çıkışları yapan kişiydi. Belki birilerinin rahatını, huzurunu kaçırıyordu.”

 

‘Geçiş sürecine uygun profilde bir cumhurbaşkanı adayı gerekiyor’

“Cumhurbaşkanı adaylığı meselesinin bu kadar gündemde olmasını yanlış buluyorum. Olabilecek isimlerin dahi tartışılmasını yanlış buluyorum. Hiçbir ismi yıpratmaya gerek yok. Parlamenter sistem çalışmamız gibi geçiş sürecini de çalışmamız gerekiyor. O geçiş sürecine uygun profilde bir cumhurbaşkanı adayı gerekiyor.”

 

‘Bizim döneme çamur atmaya kalkan, kendi kredibilitesinden yer’

“Türkiye’nin 2002-2007 arasındaki ekonomik performansı, 2008-2009 küresel krizinden ülkeyi 6 ayda çekip çıkartmamız ve 2010, 2011, 2012’deki olağanüstü performans dünyanın teslim ettiği başarılar. Kim ne derse desin. Bir başarısızlık olsaydı ya kamuoyundan baskı gelirdi ya da o gün Başbakan ‘Sen yapamıyorsun’ derdi. Uluslararası toplantılarda Türkiye başarı örneği diye tescil edildi. Bizim o döneme çamur atmaya kalkan herkes kendi kredibilitesinden yer.”

 

‘IMF’ci diyorlar, IMF’ye borcu sıfırladık’

“Türkiye 2003’ten 2008’e kadar IMF’den kredi kullandı. Ama 10 lira ödedik, yerine 5 borç lira borçlandık. Hani diyorlar ya ‘Ali Babacan IMF’ci’. Ya bu ülke IMF’yle 19 kere stand-by anlaşması yapmış. IMF’ye borcu onlarca yıl hiç bitmemiş. 2013’te de son transferi ben yaptım ve IMF’ye borcu sıfırladık.”

 

‘Merkez Bankası yazı tura atsa daha iyi olur’

“Refahını ve dünyadaki itibarını kaybetmiş, ekonomik krize sürüklenmiş bir ülke haline düşmemize sadece üzülmüyoruz. Çok kızıyoruz. Ne kadar yanlış varsa hepsi yapılıyor. Merkez Bankası yazı tura atsa, faiz kararını öyle verse şu andakinden daha iyi olur.”

 

‘Hazine’nin daha pahalı borçlandığı ülkede büyüme mümkün mü?’

“Eylül ayında Merkez Bankası ilk faiz indirimini yapmadan önce Hazine’nin 5 yıllık borçlanma faizi yüzde 17 civarındaydı. Bugün yüzde 22. Merkez Bankası üç ayda piyasaya borç verme faizini 4 puan düşürmüş, Hazine’nin dışarıdan aldığı borç alma faizi 5 puan artmış. Hazine’nin daha pahalı borçlandığı bir ülkede büyümeyi nasıl sağlayacaksınız? Mümkün mü?”

 

‘Öyle büyüme modeli batsın’

“Döviz kuruymuş, faizmiş falan bunların tamamı aldatmaca. Eğer bir teori varsa, ‘Biz ülkeyi Bangladeş, Çin gibi yapacağız. İnsanları fakirleştireceğiz. Ucuz iş gücüyle daha çok üreteceğiz’. Öyle büyüme modeli batsın ya. ‘Bu ülkenin emeğini, alın terini istismar ederek daha çok ihracat yapacağız’ diyorsanız sosyal devlet nerede?”

 

‘Suriyelilerle alakalı ekonomik boyut Türkiye’nin ekonomisi yanında hiçbir şey’

“Suriyelilerle alakalı ekonomik boyutun Türkiye’nin ekonomisi yanında hiçbir şey olmadığını düşünüyorum. Bu ülke büyük bir ülke. Bu işin sadece cari giderleri var. Sosyal destek, sosyal yardım var. Türkiye gibi büyük bir ülkenin ekonomisini bunlar belirlemez. Mümkün değil yıkmaz. Türkiye’yi yıkan, güven ortamının bozulması.”

 

‘Gerçekten FETÖ’ye destek verdiyse, parayla ölçülecek bir şey mi?’

“10 milyar dolar Türkiye ekonomisi için hiçbir şey değil. Siz 130 milyar dolarlık döviz rezervini 21 ayda eksi 50 milyara düşürmüşsünüz. Bunlar (BAE) gerçekten FETÖ’ye destek verdiyse; bu, parayla ölçülecek bir şey mi? Yanlış bilgiyse adamlardan özür dileyin. ‘Bu ülke FETÖ'ye destek verdi’ diye iddiada bulunduysanız, çıkın anlatın. 10 milyar dolara değişilir mi? Eğer öyleyse bunların yatacak yeri yok.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

En genç liderden gençlere dikkat çekici çağrı

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş: Ne doğudan ne batıdan, hiç kimseden medet ummayan, vatanına bağlı, memleketine aşık, yaşadığı çağa hakim, örfüne, adetine sımsıkı sarılan biz olacağız. Damarımızdaki asil kanla Atatürk'ün bize emanet ettiği bu toprakları, Atamızın bize emanet ettiği Cumhuriyeti en yükseklere hep beraber biz taşıyacağız.

 

Türkiye’nin en genç siyasi parti genel başkanı olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş gençlere dikkat çekici bir sesleniş yaptı.

BTP Lideri, İstanbul teşkilatıyla buluştuğu toplantıya gelişinde yüzlerce gencin tezahüratları arasında geldi.

Gençlerle birlikte İzmir marşı ve 10. Yıl marşını seslendiren BTP Lideri yaptığı konuşmada da gençlerin sorunlarına dikkat çekti.

Konuşmasına, “Ey Türk genci sana sesleniyorum” diyerek başlayan genç lider şu dikkat çekici ifadeleri kullandı;

“Bu mantıksız saçma düzen altında ezilen, deniyorum ama olmuyor, tükendim diyen genç…

Babasının imkânsızlığından mahcup olan, annesinin ezilmesinden dolayı sessiz çığlıklara gömülen genç…

Üniversite kapısına gidip babasının ve anasının bıraktığı çocuklara bakmak zorunda olduğundan evine dönen genç…

Akşam yemeğini bir simitle geçiştirmek zorunda kalan, hayalleri başkalarının hırsları altında yok olan genç…

İnandığı için yadırganan, inanmadığı için yargılanan, cebindeki telefon yüzünden söz hakkını kaybeden, parti kapılarında iş başvurusu kovalayan, akşam hava karardığında evine yürüyerek gitmekten korkan genç…

Sana sesleniyorum.”

 

“Atamızın bize emanet ettiği Cumhuriyeti en yükseklere taşıyacağız”

 

Gençlere yönelik baskılara asla boyun eğmeyeceklerini ifade eden BTP lideri, “Dinlenmeyen, önemsenmeyen, anlaşılmayan, prangalara vurulan genç… Kim senin boynunu eğeceğini düşünüyor. Asla vazgeçmeyeceğiz. Onlara boyun eğmeyen, ne doğudan ne batıdan hiç kimseden medet ummayan, vatanına bağlı, memleketine aşık, yaşadığı çağa hakim, örfüne adetine sımsıkı sarılan bir biz olacağız. Damarımızdaki asil kanla Atatürk'ün bize emanet ettiği bu toprakları, Atamızın bize emanet ettiği Cumhuriyeti en yükseklere hep beraber biz taşıyacağız.” dedi.

 

“Engel olacaklar, korkutacaklar, susturacaklar, yok sayacaklar ama…” 

 

Hüseyin Baş gençlere yönelik konuşmasını “Engel olacaklar, korkutacaklar, susturacaklar, yok sayacaklar, küçümseyecekler ama sen asla vazgeçmeyeceksin. Sen, ben olacaksın, biz olacağız ve bunu başaracağız. Gün gelecek bütün dünya sana imrenerek bakacak. İşte ben bu yüzden söylüyorum; bütün bunlar için var bir hayalimiz! Amcalarım, teyzelerim, abilerim, ablalarım, hiç merak etmeyin gençler halleder ve hep söylerim, bizim dönemimiz başladı. Bağımsız Türkiye Partisi gümbür gümbür geliyor.” ifadeleriyle tamamladı.

 

Ayasofya ve Atatürk tablosu hediye ettiler

 

Konuşmasının ardından BTP İstanbul İl Başkanı Fuat Şengül, 10 Kasım’da Ayasofya’da Atatürk için mevlit okutma talebi büyük yankı uyandıran Hüseyin Baş’a Ayasofya’nın özel yapım yağlı boya tablosunu hediye ederken, İnşallah Ayasofya BTP iktidarında gerçekten ibadete açılacak’ dedi.

BTP İstanbul Gençlik Kolları Hüseyin Baş’a Atatürk tablosu hediye ederken, Türkiye Caferileri lideri Selahattin Özgündüz’ün yardımcıları da BTP liderine İmam Ali türbesinden getirdikleri yüzüğü takdim etti.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, “Kara Kış Destek Hattı” hizmete girdi

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in sosyal belediyecilik anlayışı doğrultusunda başlatılan kara kış destekleri kapsamında Kasım ayında 12 bin 573 aileye gıda paketi dağıtıldı. Gıdadan barınmaya, giysiden ısınmaya kadar tüm temel ihtiyaçlar için Kara Kış Destek Hattı’nı devreye aldıklarını söyleyen Başkan Soyer “Bu kış İzmir'de kara geçmesin diye 7 gün 24 saat aktif olacak destek hattımızı açtık. Tüm temel ihtiyaçlarınız için tüm imkanlarımızla yanınızda olacağız” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in sosyal belediyecilik anlayışı doğrultusunda, her geçen gün giderek ağırlaşan yaşam koşulları nedeniyle başlatılan kara kış destekleri kapsamında Kasım ayında 12 bin 573 aileye gıda paketi dağıtıldı. Büyükşehir Belediyesi, 2019 yılından bu yana 244 bin haneye toplam 544 bin 569 gıda paketi ulaştırdı. 2022 yılında ise 61 bin haneye 130 bin gıda paketi ulaştırılması hedefleniyor.

Tüm temel ihtiyaçlar için
Gıdadan barınmaya giysiden ısınmaya kadar tüm temel ihtiyaçlar için Kara Kış Destek Hattı’nı devreye aldıklarını söyleyen Başkan Tunç Soyer “Bu kış İzmir'de kara geçmesin diye 7 gün 24 saat aktif olacak destek hattımızı açtık. Tüm temel ihtiyaçlarınız için tüm imkanlarımızla yanınızda olacağız.  Kara kış destek hattına 444 40 35’ten ulaşılabilir” dedi.

125 milyon lira kaynak ayrıldı
Büyükşehir Belediyesi, 2021-2022 yıllarını kapsayan kış ayları boyunca toplam 125 milyon lira tutarında sosyal yardım yapacak. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerin kış aylarında yurttaşlara destek olmalarının önemini vurgulamıştı.

Sıcak yemekten kumanyaya
Döviz ve enflasyon krizinin yaşandığı Kasım ayında gıdadan yakacağa eşyadan giysiye ihtiyaç sahiplerinin yanında olmayı sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Kasım ayında ihtiyaç sahiplerine üretici kooperatifinden alınan ürünlerin bulunduğu gıda paketlerinin yanı sıra 216 bin 67 kişilik sıcak yemek, 7 bin 940 kişilik kumanya ve kahvaltı, 67 bin 880 kişilik pide, 20 bin 720 kişilik çorba dağıttı.

Konaklama yardımı da var
Kara kış desteği kapsamında Kasım ayında çocuk bezinden sobaya, elektrikli ısıtıcıdan yakacağa ve battaniye-yorgana kadar 127 bin lira tutarında destek sağlandı. Üçyol’da hizmet veren Bizİzmir Giysi Noktası ile 15 bin 717 parça giysi dağıtıldı. İlk ve ortaokul öğrencilerine bir ayda 20 bin bot ve mont dağıtılırken, 4 bin adet çölyak ve fenilketönüri gıda kolisi ulaştırıldı.  335 vatandaşa hamam hizmeti, 30 vatandaşa ise Basmane bölgesinde kiralanan otelde konaklama hizmeti sunuldu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Fethiye Kısa Mola Merkezinde yüzler gülüyor

Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye’de ilk olan ve engelli bireylere hizmet vermek için kurulan Kısa Mola Merkezleri faaliyetlerine devam ediyor. Fethiye Kısa Mola Merkezi kurulduğu 2018 yılından bugüne kadar 61 aileye 1055 kez hizmet verdi.

 

Sosyal Belediyecilik hizmetlerine büyük önem veren Muğla Büyükşehir Belediyesi, Kısa Mola Merkezleri ile hizmetlerine devam ediyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye’de bir ilk olarak 2016 yılında Menteşe ilçesinde hizmete açtığı Kısa Mola Merkezi, Fethiye ilçesinde de yüzleri güldürürken Milas ve Marmaris ilçelerinde hizmetlerine devam ediyor. 

Fethiye’de 2018 yılından bugüne 61 aileye bin 55 kez hizmet verdi

Ailelerin engelli çocuklarını bırakabilecekleri huzurlu, güvenli ve keyifli bir ortamın sunulduğu Fethiye Kısa Mola Merkezi’nde çocuklar eğlenceli etkinliklerle kaliteli zaman geçiriyor. Engelli bireylerin güzel zaman geçirdiği projede aileler kısa bir mola verirken, çocukların kişisel gelişimine de büyük katkı sunuluyor. Merkezde engelli bireyler alanında uzman personel ile birlikte zaman geçirerek çeşitli etkinliklere katılıyor. Engelli bireylerini Büyükşehir Belediyesi’nin Kısa Mola Merkezlerine emanet eden aileler, günlük işlerini rahatlıkla hallederken, kendilerine de zaman ayırabiliyor. Örnek proje olarak hayata geçen Fethiye Kısa Mola Merkezi, kurulduğu 2018 yılından bugüne 61 aileye bin 55 kez hizmet verdi.

Engelli Bireyler Evinden Alınıp Evine Bırakılıyor

İl genelindeki Kısa Mola Merkezlerinden yararlanmak isteyen engelli bireyler, talep etmeleri halinde özel dizayn edilen araçlarla evlerinden alınarak merkeze getiriliyor ardından tekrar evine geri bırakılıyor. Ayrıca merkezler engelli bireyler gelmeden önce ve gittikten sonra dezenfekte ediliyor. Görevli personel maske ve siperlik ile hizmet verirken, her engelli bireyden sonra maske değişimi sağlanıyor. Randevusu kesinleşmiş engelli bireylerin transfer işleminde araçta şoför ve refakatçı dışında kimse bulunmuyor ve maske ile hijyen kuralları çerçevesinde nakil işlemi gerçekleştiriliyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir’de engelsiz hafta

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Başka Bir Engelli Politikası Mümkün” vizyonuyla “3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Günü” kapsamında 1-11 Aralık tarihleri arasında İzmir’de bir dizi etkinlik yapılacak.
 
İzmir Büyükşehir Belediyesi, “3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Günü” kapsamında 1-11 Aralık tarihleri arasında farkındalık etkinlikleri düzenliyor. Engelsizmir hedefini “Başka Bir Engelli Politikası Mümkün” anlayışıyla güçlendiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in vizyonu doğrultusunda Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı’na bağlı Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü tarafından spordan sanata, konserden panele kadar bir dizi etkinlikle engelli farkındalığı kente yayılacak.
 
Rehber köpekler uygulama tanıtımı
“Herkes Eşit, Herkes Farklı” sloganıyla yapılacak etkinliklerin ilki 1 Aralık Çarşamba günü 15.00-19.30 saatleri arasında Sosyal Projeler Dairesi Örnekköy Yerleşkesi’nin konferans salonunda rehber köpekler uygulama tanıtımı ile başlayacak. Rehber Köpekler Derneği ile düzenlenen etkinlikte görme engellilerin en sadık yol arkadaşı rehber köpeklerin toplumdaki yeri ve farkındalığı ile engellilerin yaşamındaki yansımaları anlatılacak. 17.30’da ise betimlemeli Kelebekler filminin gösterimi olacak.

Engelsiz buluşma
3 Aralık Cuma günü 13.00-17.30 saatleri arasında Kültürpark’taki Celal Atik Spor Salonu’nda Engelsiz Buluşma etkinlikleri yapılacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in katılımıyla düzenlenecek program kapsamında video ve fotoğraf gösterisi, engelsiz spor gösterisi, boccia, masa tenisi, hemsball, görme engelli judo takımı, tekerlekli sandalye basketbol ve ampute futbol takımı, akülü tekerlekli sandalye futbolu, hentbol, bachato dans gösterisi, Erdal Giraylar Doğaçlama Tiyatrosu, tekerlekli sandalye dans ve vals gösterisi, Şarkılarla Türkülerle Hayata Bağlanıyorum Projesi Kızılay Grubu ve konser etkinlikleri olacak.
Farkındalık etkinlikleri 4 Aralık Cumartesi günü 18.00’de Selahattin Akçiçek Kültür ve Sanat Merkezi’nde engelli bireyler için betimlemeli Kaptan Fantastik filminin gösterimiyle devam edecek.
 
Erişim-siz panel
Engelli bireylerin keyifli vakit geçireceği haftada farkındalık bilincini daha da geliştirebilmek için Balçova Belediyesi iş birliği ve üniversitelerin katılımıyla Erişim-siz panel İzmirlilerle buluşacak. Panel, 8 Aralık Çarşamba günü 13.30-17.30 saatleri arasında İzmir Ekonomi Üniversitesi konferans salonunda yapılacak.

Elim Sende
Farkındalık haftası, 11 Aralık Cumartesi günü 10.30’da Havagazı Gençlik Yerleşkesi’nin sergi salonundaki Elim Sende Farkındalık Projesi tanıtım toplantısıyla son bulacak.
Toplumdaki empati duygusunu geliştirmeyi hedefleyerek “Elim Sende Projesi”ni başlatan Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’ye örnek olan bu projeyle İzmir’in ilçelerinin yanında, Türkiye’nin farklı şehirlerindeki gönüllü gençleri ve çocukları bir araya getirmeyi de sürdürüyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı