Aylık arşivler: Ocak 2022

Vitamin Takviyeleri Uykunun, Sağlıklı Beslenmenin, Sporun Yerinin Tutmuyor

Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Berrin Pehlivan uyarıyor: “Bağışıklık sistemini güçlendirmek diye bir şey yok, çökertmemek için yapılması gerekenler var”

Özellikle pandemi döneminde bağışıklık sistemini güçlendirmek için herkes vitamin takviyelerine yöneldi. Vitamin takviyeleri ile ilgili yapılan çalışmalar vitaminlerin bizi tam ters yönde de etkileyebileceğini gösteriyor.

Gripten ve korona virüsten korunmak amacıyla vitamin ilaçlarının kullanımının artmasının bireylerde ciddi sıkıntılar doğurabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Berrin Pehlivan, “Vitamin kullanımı son yıllarda farklı bir boyut kazandı ve özellikle ekonomik gücü yüksek kesimin yaşlanmamak, daha sağlıklı olabilmek amacıyla sıklıkla ve fevri bir şekilde kullandığı ürünler haline geldi. Pandemi ile birlikte de çılgınlık boyutuna ulaştı. Ancak takviyelerin yiyeceklerle alınan vitaminlerle aynı etkiyi yarattığına dair herhangi bir çalışma elimizde bulunmamakla birlikte, son yıllarda yapılan çalışmalar bize tam tersi etki yaratabileceğini de gösteriyor” dedi.

Vitamin takviyesine doktorla birlikte, kan ve diğer testlerin eşliğinde karar verilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Berrin Pehlivan “Sigara içip vitamin A veya B takviyesi alanlarda akciğer kanseri riskinin arttığına dair yayınlar bulunmaktadır. Pandemi sürecine bakarsak dışardan alınan vitamin takviyelerinin o çok korktuğumuz ve artık hepimizin çok iyi öğrendiği akciğerleri tahrip eden sitokin fırtınasını artırdığına dair yayınlar var.Öncelikle kanser hastalarından başlarsak, kanser tedavisi gören hastalarda vitamin takviyesinin kanserin nüksetme ihtimalini artırdığı biliniyor. Sağlıklı insanlarda, sigara içenlerde, A, B, C vitaminleri, koenzim q’lar yüklendiğinde kişinin akciğer kanseri olma ihtimali artıyor” diye konuştu.

Pehlivan "Başka bir deyişle takviyeler uyumadığımız uykunun, yapmadığımız sporun, yanlış beslenmenin yerine geçmiyor ya da içtiğimiz sigara, alkolün zararlarını telafi etmiyor, aksine zararı artırabiliyor” dedi.

“BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRMEK DİYE BİR ŞEY YOK”

Kronik bir hastalık olmaması halinde bağışıklık sisteminin yeterli düzeyde olduğunun altını çizen Pehlivan şunları söyledi; “Vitamin takviyelerini gereksiz yere almak, bulantı, kusma, karaciğer fonksiyonları bozukluğu, kanama gibi şikayetlere yol açabilir. Kronik bir hastalığınız yoksa bağışıklık sistemi yeteri kadar muntazam işler, güçlendirme adına yapacağımız her şey onun işleyişini bozar. Dolayısıyla bağışıklık sistemimizi güçlendirmek diye bir şey yoktur, onu çökertmemek için yapılacaklar vardır. Bunlar da; yeterli ve dengeli beslenmek, uyku, sigara ve alkolden uzak durmak, spor yapmak ve stresimizi hayat tarzı haline getirmemek. Bağışıklık sistemimizin düzenli işlev görmesinde uyku zannettiğimizden çok daha önemli; gece 11-12 de yatıp sabah 7-8 de uyanmak kendimiz için yapabileceğimiz en önemli şeylerden biri” dedi.

“DOKTORLA HAREKET ETMEK ÖNEMLİ”

Kulaktan dolma bilgilerle hareket edilmemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Berrin Pehlivan “Bir vitamin takviyesi alıp sağlığımız için yapmamız gerekenleri bir kenara bırakmak çok kolayımıza geliyor. Birilerinin bize önerdiği bir ilacı veya takviyeyi almak, diyeti uygulamak yine aynı şekilde çok kolay geliyor. Ancak hepimiz çok farklıyız ve birimize iyi gelen reçetenin diğerimize de iyi geleceğini beklemek günümüz teknolojisinde ve bilgi ağında çok makul mantıklı bir şey değil. Hepimizin genleri, hücreleri ve hücrelerin işleyişi farklı; birimize iyi gelen diğerimize kötü de gelebilir. Tüm diğer ilaçlar ve yöntemler gibi vitamin takviyesine de bir doktorla birlikte, kan ve diğer testlerin eşliğinde karar verilmesi gerekir” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

2 Aile Organ Nakli İçin Türkiye’de Buluştu!

Bulgaristanlı Ivan Petrov Ivanov(57), eşine böbreğine vermek istedi; ama eşi ile arasında uyum yoktu. Zonguldaklı Erdal Ünal ise eniştesine böbreğini vermek istedi. Onların arasında da böbrek uyumu yoktu. Bulgaristan ve Zonguldaklı aileler bu nakil ile bir araya getirildi. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nde Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Alp Gürkan tarafından başarı ile gerçekleştirildi.
 

‘Böbreğimi verirken din, dil, ırk ayrımı gözetmedim’

Ivan Petrov Ivanov Bulgaristan’da yaşamaktadır. Duygularını dile getiren Ivan, “Buraya Alp Bey’in yaptığı işlemleri duyarak ve Türkiye’nin sağlık turizminde gelişmiş olması nedeni ile geldik. Burada bizimle çok ilgilendiler. Ekip dayanışması vardı. Herkes iyi olmamız için elinden geleni yaptı. Herkese sonsuz teşekkür ederiz. Şuan da sağlık durumumuz gayet iyi. Türk, Hristiyan, Musevi ayırt etmiyoruz. Önemli olan insanlıktı. Ben çok mutlu ve çok memnunum. Yine olsa yine böbreğimi verirdim. Böbreğimi verirken din,  dil, ırk ayrımı gözetmedim. Böbreğin ırkı olmaz… Böbreğimi memnuniyet ile verdim. Şuanda çok iyi ve çok mutluyum. Karşılıklı olarak birbirimize bir hayat bağışladık. Türkiye’deki aile benim eşime, ben de onlara bir hayat verdim” dedi.

 

Tek şansımız vardı o da Türkiye’ye gelmekti

Sılviya Dimitrova İvanova (54), Bulgaristan’da emniyet amiri olarak görev yapmaktadır. 2008’den beri hipertansiyona bağlı böbrek yetmezliği teşhisi konmuştur. Sılviya, “En büyük arzularından bir tanesi bu tür işlemlerin Bulgaristan da yapılması. Bulgaristan da nakil olmayı bekleyen çok fazla hasta var. Sesimizin Bulgaristan da duyulmasını çok isteriz. Çapraz nakil oradaki hastalar için de oldukça değerli. Ülkemiz de çapraz nakil işlemleri sıklıkla yapılamıyor. Uygun böbrek ve uygun verici bulunamıyor. Hayatımızı devam ettirebilmek için tek şansımız vardı o da Türkiye’ye gelmekti. Yaşam kalitemiz bu nakil ile birlikte artacak. Kendimi çok iyi hissediyorum” açıklamalarında bulundu.

 

“Artık diyalize girmeyeceğim…”

Zonguldak’ta yaşayan Mustafa Cora(54), “1 yıldır diyalize giriyordum. Uygun çapraz nakil bulundu ve nakil oldum. Bulgaristan’dan gelen aile ile uyuşma oldu. Bu şekilde sağlığımıza kavuştuk. Diyaliz süreci beni çok yıprattı. Haftanın 3 günü 4 saat diyalize gidiyordum. Yaşam kalitemi oldukça etkiliyordu. Alp Bey’e ve ekibine çok teşekkür ederiz. Kayınbiraderim hiç düşünmeden böbreğini verebileceğini söyledi. Çapraz nakile uyumlu çıktı. Ona çok teşekkür ederim. İlk önce eşim ve çocuklarım vermek istedi. Ama onlarda uyum görülemedi. Sılviya’nın eşinin böbreği ben de, Erdal’ın böbreği ise Sılviya’da olacak. 2 farklı milletiz ama insanlık çok önemli. Önemli olan milleti, ırkı değil insanlığı. Biz burada birbirimizin hayatlarına dokunduk. Hayatlarımızı kurtardık. Şuanda kendimi çok iyi hissediyorum” dedi.

 

Eniştesi için böbreğini bağışlayan Erdal Ünal(42), “Enişteme şeker hastalığı ile birlikte organ yetmezliği teşhisi kondu. Organ bağışçısı olma serüvenim böylelikle başladı. Bu süreç başlayınca nerede yaptıracağımıza nasıl bir yol izleyeceğimizi araştırdık. Bu işin uzmanına gelmek istedik ve bu işin en iyi İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nde yapıldığını öğrendik. Biz de akabinde hemen İstanbul’a geldik. Burada gerekli tahlillerimiz yapıldı. Daha sonra çapraz nakil olarak eşleştik. Operasyon sorunsuz bir şekilde sonuçlandı. Daha 4 gün oldu ama ayaklandım ve yürümeye bile başladım. Kendimizi çok iyi hissediyoruz. Umarım herkes bu konuda daha hassas davranır ve organ bağışı daha da artar” diyerek duygularını dile getirdi.

 

Çapraz nakili ülkemizde en çok uygulayan ekibiz

Genel Cerrahi Uzmanı ve Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alp Gürkan, “Çapraz böbrek nakli kan grubu uyumsuz çiftler için nakil şansının yaratıldığı bir yöntem. Bu yöntemi ülkemizde ilk ve belki de en fazla uygulayan bir ekip olarak çapraz böbrek nakli eşleştirme havuzumuz çok geniş. Bu nedenle bu yöntemle nakil olmak isteyen hastalar için uygun başka bir çift bulmak bizim merkezimizde oldukça kolay oluyor. Tabi bu yöntemin sağlıklı uygulanabilmesi içinde nakillerin eş zamanda yapılması gerekiyor. Bunun için de kuvvetli bir cerrahi ekip şart. Bu sefer yaptığımız çapraz nakillerden bir çift ülkemizden bir çift de Bulgaristan’dan merkezimize müracaat etti. Organ nakli koordinatörümüz bu aileleri çaprazladı, çiftleri hastanemize çağırarak tanıştırdık ve incelemelere başladık. Her şey uygun çıkınca nakillerini başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Vericileri 4. Gün sağlıklı bir şekilde taburcu ettik. Alıcılarımızın da takılan böbrekleri çok iyi çalışmaktadır. Onları da yakında sağlıklı bir şekilde evlerine yollamayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

120 kilo hasta kapalı by-pass ile sağlığına kavuştu

54 yaşındaki aslen Çorumlu olup 12 yıldır Aydın Nazilli‘de çiftlik işleten Şevki Sarıçimen, hayatı boyunca belli başlı büyük bir sağlık sorunu yaşamadığı için hiç check-up yaptırmamıştı. 120 kilo, 1.70 santim boyundaki Sarıçimen, 100-200 metre hızlı hareket ettiğinde, koşmaya çalıştığında nefes darlığı ve göğsünde nefes alırken bir zorlanma hissediyordu. Bunu da hep aşırı kilosuna, spor yapamamaya bağlıyordu. Son 10-15 yıldır bu şekilde hayatını devam ettiriyordu. Fakat son bir aydır baş ağrısı, nefes darlığı, daha kısa mesafede daha çok yorulma hissi yaşayınca check-up yaptırmaya karar verdi. Diğer tüm diğer branşlarda sorun çıkmadı, fakat kalbe gelince kardiyolog doktor kendisinden efor testi istedi. Efor testi dört aşamadan oluşuyordu; birinci etabı tamamladı, ikinci etabın yarısında kaldı. Göğsü müthiş bir şekilde ağrıdı, nefes darlığı yaşadı ve doktor efor testini yarıda keserek hemen acil anjiyo kararı verdi.

 

KORKUDAN TABURCU ETMEDİLER

Adnan Menderes Üniversitesi’nde yapılan anjiyo sonucunu gören doktor; “Şevki bey sizin durumunuz hiç iyi değil, siz bu zamana kadar nasıl hiç kriz geçirmeden geldiniz? Ana damarlardan bir tanesi yüzde 100, bir tanesi yüzde 98, bir tanesi de yüzde 93 kapalı. Size acil by-pass öneriyoruz. Stent takılacak durumu geçmişsiniz. Damarların değişmesi gerekiyor” deyince, Şevki bey o an çok panikledi. Evime gidip çocuklarımla konuşup karar vereyim demesine rağmen bırakmadılar, hastanede iki gün yatırıp kontrol altında tuttular.

 

“AĞRI HİSSETMEDİM, 4. GÜN UÇAĞA BİNDİM”

Eskişehir’den gelen oğlu ve gelini hemen doktor arayışına girdiler. Gelini de doktordu. Aydın’da ve çevre illerdeki hastane sahibi de olan doktor arkadaşlarına danışıldı. Şevki Sarıçimen, Prof. Dr. Barış Çaynak’a nasıl ulaştıklarını ve ameliyata nasıl karar verdiğini şu sözlerle anlattı:

 

“Kapalı by-pass ameliyatını duymuştum ama kimsenin referans olabileceği iyi bir doktora ulaşamadık. Açık ameliyat olacaktım ama çok korkuyordum. Ben doktor değilim ama işimiz hayvancılık; et ticareti ile uğraşıyoruz. İnsan vücudu ile hayvan vücudunun aşağı yukarı aynı olduğunu hep gözlemledim. Hayatım hayvanların içinde geçtiği ve kesilmelerine çok tanık olduğum için o kemik kesilip de sonra nasıl tekrar göğüs kemiğimin birleşeceğini düşünmek beni inanılmaz korkutuyordu. Ben bu kilo ile kesin ameliyat masasında kalırım, bu ameliyatı sağlıklı bir şekilde atlatamam, ne yapacağım diye düşünmekten günlerce uyku uyumadım. Adapazarı’ndan bir müşterime ameliyat olacağımdan bahsedince bana hemen Prof. Dr. Barış Çaynak’ın numarasını verdi. Hocaya ulaşamasaydım Denizli’ye gidecektim, ertesi gün ameliyatım vardı. Barış hocayla konuştuk, kesin ameliyat olmam gerektiğini söyledi. ‘Biz bu kapalı by-pass ameliyatını çok yapıyoruz, ben artık hemen hemen hiç açık kalp ameliyatı yapmıyorum çok mecbur olmadıkça sizin zaten bütün şartlarınız kapalı by-pass için uygun. Aşırı kilonuz var, gizli şeker olabilir dolayısıyla kapalı by-pass’a daha uygunsunuz’ diye bana telefonda anlattı. Ben insan sarrafıyım; işim insanlarla, ticaret yapıyorum. Sesi inanılmaz güven verdi. Hemen İstanbul’a geldik, hastaneye yattım, ertesi gün de ameliyat oldum. Gerçekten hocamın söylediği gibi bende gizli şeker çıktı. Şimdi takibe alındım. Ameliyatım iyi geçti, dördüncü gün uçağa binerek İzmir’e geldim. İzmir’den Aydın Nazilli’ye evime geldim. En küçük bir ağrı, en küçük bir sızı hissetmedim. Yürüyüşlerimi yapıyorum. Artık hayatıma daha çok dikkat edeceğim ve işimin başına da en kısa sürede döneceğim. Lütfen herkes sağlığına dikkat etsin, check-up’larını yaptırsın. Benim için en önemli şey nefes alamıyordum, çok büyük bir nefes darlığı yaşıyordum, bunu hep öteliyordum. Son dönemde gerçekten nefesim kısılmıştı. Önce Allah, sonra Barış Hoca benim nefesim oldu. Kendisine sonsuz minnettarım.”

 

“ÇOK KRİTİK DARLIKLAR VARDI, KAPALI YÖNTEMLE SAĞLIĞINA KAVUŞTU”

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, “Hastamız bize Aydın Nazilli’den önce telefonla ulaştı. Başka bir hastamızın tavsiyesi ile geldi. Anjiyosunu gördüm, çok kritik darlıkları vardı, bu hiç bekleyebilecek bir ameliyat değil hemen bir an önce ameliyat edelim dedim. Ertesi gün geldi ameliyata aldık. 3 damarında tıkanıklık vardı. By-pass yaptık, bir gece yoğun bakımda kaldı, 4. gün taburcu oldu. Uçağa binip evine gitti. Beslenme tarzının da et ağırlıklı olmasından dolayı kiloluydu. Hastamız 120 kiloydu ve kemiğin açılması ve kaynaması ile ilgili sorunlar oluşacaktı. Zaten kendisi de bunu dile getiriyor, “Ben böyle bir şeyi düşünemedim, o yüzden kapalı ameliyata yöneldim, orası iyileşmezdi” diyordu. Kilosu sebebiyle bacakları da çok kalındı. Bacak damarını da kapalı çıkardık, hiçbir iz, kesi yok. O yüzden tamamen toparlayıp 4. günde evine gidebildi.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

‘Alis Harikalar Diyarında’ 1 Şubat Salı Trump Sahne’de miniklerle buluşuyor

Dünyaca ünlü çocuk masalı ’Alis Harikalar Diyarında’ yeni maceraları ile görsel bir şovla, 1 Şubat Salı günü saat 13.00’te Trump Sahne’de minik izleyicilerle buluşuyor.

 

Eğlenirken öğreten bu oyunda çocuklar keyifli vakitler geçirecek, her zaman imkansız şeylerin gerçekleştiği renkli ve fantastik bir dünyanın hayalini kuran Alis’in peşine takılarak kendilerini Harikalar Diyarı’nda bulacaklar.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hastane Başhekimimiz Prof. Dr. Kenan Kaygusuz, 2021 yılı boyunca hastanemizde verilen hizmetleri anlattı.

2021 yılı boyunca Pandemi Hastanesi olarak hizmet verildiğini belirten Başhekimimiz Prof. Dr. Kaygusuz, “Hastanemiz 2020 Mart ayından itibaren Pandemi Hastanesi olarak hizmet vermeye başlamış, bu görevini 2021 yılı boyunca da devam ettirmiştir. Ayrıca yine hastane olarak 2021 yılı içinde Pandemi Hastanesi dışında diğer sağlık hizmetleri de aksatmadan yürütülmüştür. Şöyle ki 2021 yılı içinde Sivas Numune Hastanemiz polikliniklerinde toplam 1 milyon 11 bin 532 kişi muayene edildi. Aylık ortalamaya baktığımızda hastanemiz 84 bin 294 hastamıza hizmet vermiştir. Yine acil servisimizde 2021 yılı içinde 492 bin 704 hasta sağlık hizmeti almıştır. 2021 yılında hastanemizde günübirlik işlemler dahil 39 bin 149 hastaya cerrahi işlem uygulanmıştır. Yatak kapasitesi 1.070 olan hastanemizde 2021 yılında 32 bin 431 hasta yatarak tedavi almıştır. Hastanemizde gerçekleşen toplam doğum sayısı ise 3 bin 101 olarak kayıtlara geçmiştir” dedi.

 

1.803 Covid-19 tanısı alan hastanın yoğun bakımda hizmet aldığını ifade eden Başhekimimiz Prof. Dr. Kenan Kaygusuz, “101 yataklı yoğun bakım ünitelerimizde 5 bin 596 hasta yoğun bakım hizmeti almıştır. 3 bin 872 hastanın takip edildiği erişkin yoğun bakımlarımızda bin 803 Covid-19 hastası 3. basamak olarak takip edilmiştir. Erişkin yoğun bakım ünitelerimizde yatak doluluk oranı 80,3 olmuştur. 1.724 bebeğin takibinin yapıldığı yenidoğan yoğun bakım ünitemizde ise yatak doluluk oranı 66,3 oldu” dedi.

 

Covid-19 poliklinikleriyle ilgili bilgiler veren Başhekimimiz Prof. Dr. Kenan Kaygusuz, sözlerini şöyle tamamladı:

 

“Covid-19 polikliniklerimizde 119 bin 152 hasta muayene olurken, 134 bin 865 hastaya PCR testi uygulanmıştır. 2021 yılı boyunca yatarak tedavi alan 32 bin 431 hastanın 6 bin 182’si Covid-19 tanısıyla hastanemizde tedavi edilmiştir.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kış aylarında ruh sağlığına dikkat!

Abdi İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü kış depresyonu konusunda uyarıyor;

 

Abdi İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü, kış aylarında havanın sürekli kapalı olması insanlarda ruhsal çöküntüye neden olduğuna dikkat çekerek insanları ruhsal sağlıklarına dikkat etmeleri yönünde uyarılarda bulunuyor. Abdi İbrahim Otsuka, kuzey yarım kürede kış aylarında 3 kişiden birinde kış bunalımı göründüğüne işaret ediyor. 

 

ABDİ İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü, kış aylarındaki kapalı havanın insanlarda ruhsal çöküntüye yol açabileceğine dikkat çekiyor. Soğuk kış aylarında insanların ruhsal sağlıklarına dikkat etmeleri yönünde uyarılarda bulunan Abdi İbrahim Otsuka, kuzey yarım kürede kış aylarında 3 kişiden birinde kış bunalımı göründüğüne işaret ediyor.

 

Abdi İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü tarafından yapılan açıklamada, soğuklar nedeniyle insanların evden dışarı çıkmaması ve zamanının çoğunu uyuyarak geçirmesi sonucu ruhsal çöküntü yaşayabileceği belirtildi. Ayrıca baş ağrısı başta olmak üzere, bedensel ağrılar, enerji azlığı, yorgunluk ve halsizlik hissinin ruhsal çöküntünün önde gelen belirtileri olduğuna işaret ediliyor. Açıklamada ilişkilerde tahammülsüzlük, sinirlilik ve iletişim problemlerinin de bu ruhsal çöküntünün devamını oluşturduğu belirtiliyor. 

 

Özellikle mevsim değişikliklerinde depresif duygulanımların insanları daha çok etkilediği belirtilen açıklamada; bireylerde böyle bir eğilim varsa bu durumun kış ayları ile mevsimsel geçişlere bağlı olarak alevlenebildiğine dikkat çekiliyor. Depresyonun ciddi bir ruhsal problem olduğu işaret edilen açıklamada, kış depresyonu ile baş edebilmek için psikiyatrik ve psikolojik yardım almanın önemli olduğu vurgulanıyor. 

 

Kış Depresyonu ile mücadele etmenin yolları:

 

  1. Düzenli egzersiz yapın ve hareketli olun

Düzenli egzersiz, kilo vermek ve beden sağlığı için gerekli olan bir unsur olmakla birlikte aynı zamanda stresle baş etme yöntemidir. Düzenli aktivite sayesinde metabolizmanın çalışması hızlanır, bu durum kişinin kendisini gün boyu enerjik hissetmesini sağlar. Kış aylarındaki düzenli aktivite iyi hissetmeyi sağlayan kimyasalların salınımını arttırarak olumlu ruh halini pekiştirir. 

 

  1. Keyif aldığınız insanlarla daha sık bir araya gelin

Arkadaşlar ve aileden alınan olumlu ruhsal desteğin kış depresyonlarında önemi büyüktür.

 

  1. Vaktinizi uyuyarak geçirmeyin

Kış aylarında insanların daha fazla uyuma eğilimi artar. İnsanlar düşünmek, anlamak ve hissetmek yerine uyumayı, uyuşmayı tercih ederler. Bu, ruhsal durumu ağırlaştırmaktan başka işe yaramaz. Fazla uyumak kişinin kendisini halsiz ve dinlenmemiş hissetmesine neden olur. Çok fazla uyumak yerine günde 10-20 dakikalık yapılacak şekerleme günün daha zinde geçmesini sağlar.

 

  1. Dengeli ve düzenli beslenin

Sağlıklı ve düzenli beslenmek kişinin ruhsal durumunu ve zindeliğini etkileyen başka bir önemli unsurdur. Bazı yiyecekler insanlarda duygusal iniş çıkışlar yaratır ve konsantrasyonunu etkiler. Özelikle aşırı miktarda alınan şeker, beyaz ekmek ve karbonhidratlar duygularda keskin iniş çıkışlar yaratır. Sağlıklı ve düzenli beslenme bu duygu dalgalanmalarını dizginler.

 

  1. Açık havada kısa yürüyüşler yapın

Kış mevsimi diğer mevsimlere göre daha uzun geçer, hava erken kararır. Bu yüzden kış aylarında insanlar ev dışında daha az vakit geçirirler. Dolayısıyla gün ışığından daha az faydalanırlar. Bu durum kişilerde karamsarlığa yol açar ve duygusal çöküntüyü pekiştirir. Bu yüzden kış aylarında pandemiyi de dikkate alarak, sosyal mesafe kurallarına uymak şartıyla dışarıda daha fazla vakit geçirmek ve açık havada kısa yürüyüşler yapmak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. 

 

  1. Alkol almaktan kaçının

Alkolün ruhsal çöküntüyü arttıran özelliğini unutmamak gerekir. Fazla alkol alımı kişinin enerjisini azaltır, yorgunluk hissi yaratır. Bu yüzden yoğun alkol kullanımı sağlıklı bir baş etme yöntemi değildir.

 

  1. Kendinize özel zaman ayırın

Günde kendinize ayıracağınız 1 saatlik zaman günlük koşuşturmadan uzaklaşmanızı, kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Zülfü Livaneli’nin Son Ada adlı romanı New York’ta the Other Press tarafından yayımlandı!

Türkiye’de İnkılâp Kitabevi etiketiyle yayımlanan “Son Ada”, New York’ta okurla bir araya geliyor. Çevirisini Ayşe A. Şahin’in yaptığı Son Ada’nın Kindle, eBook dürümleri de okurla buluşuyor.

 

Edebiyatçı, sanatçı ve fikir işçisi kimliğiyle tanınan Zülfü Livaneli, yayımlandığı günden bugüne çok ses getiren romanı Son Ada ile yeniden uluslararası arenada boy gösteriyor. Yaşar Kemal’in önsöz yazısıyla açılan Son Ada, İnkılâp Kitabevi basımında usta kalemin yeni eklediği sürpriz bir epigraf ile sonlanıyor. Gözden uzakta, kendi oluşturduğu adil bir sistem içinde huzurla yaşayan ada halkının değişen hayatını anlatan bu klasik roman, bir diktatörün halka ve doğaya nasıl düşmanca davrandığı alegorik bir anlatımla göz önüne seriyor.  Kindle, eBook sürümler ile de okurun kolay ulaşabileceği hale gelen eserle Zülfü Livaneli, hem dünya hem de Türk edebiyatı için değeri büyük bir romana imza atıyor. 

 

LİVANELİ’NİN BİR KİTABI DAHA YABANCI DİLDE!

 

Eleştirmenlerce beğenilen, 37 dile tercüme edilen, çok sayıda uluslararası edebiyat ödülü kazanan, filme, sahne oyunlarına ve operalara dönüştürülen, Mutluluk (Barnes & Noble Discover Great New Writers Ödülü sahibi), SerenadHuzursuzlukLeyla'nın Evi ve Kardeşimin Hikâyesi tarihsel geçmişleri, figürleri ve olayları birbirine bağlayan romanları ile tanınan Livaneli, Son Ada romanıyla bu geçmişe bir başarı daha ekliyor. Türkiye’nin çok satan yazarı Livaneli, Son Ada kitabı ile New York’ta da okurla buluşuyor.

 

ARKA KAPAK 

Son Ada… Martılar, yasemin kokuları, çam ormanları, renk renk balıklar ve mutlu insanlarla dolu anakaraya uzak bir sığınak. En iyi korunan sır, yeryüzünün gizli cenneti. 

Bu son insani köşe, son sığınak nasıl kaybedildi? Geri kazanmak mümkün mü?

Ünlü edebiyatçı Zülfü Livaneli’nin en politik romanı olan Son Ada, ismini bilmediğimiz bir adada yine ismini bilmediğimiz insanların ve bir diktatörün ekseninde yaşananları anlatıyor. Livaneli, Türkiye’den ve dünyadan tüm okurların aşina olduğu “diktatörlük” gerçeğine alegorik bir anlatımla dikkat çekiyor.

Türk edebiyatının mihenk taşlarından Yaşar Kemal’in Önsöz'de yer alan sözleriyle: “Zülfü bu romanda inanılmaz ölçüler, olanaklar yaratmış. Her şey birbirine uyuyor. Edebiyatta görkemli bir söz vardır, büyük kapıdan girmek. Bu, büyük bir eserin yazarı demek. Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.”

Pek çok dile çevrilip dünya çapında okunan Son Ada, Gezi direnişçilerini selamlayan yenilenmiş basımıyla tekrar okur karşısına çıkıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

‘Süt Kardeşler’ 1 Şubat Salı Trump Sahne’de

Türk Tiyatrosunun usta ismi Nejat Uygur’un sahneye uyarladığı ‘Süt Kardeşler’ oyunu, 1 Şubat Salı günü saat 20.30’da Trump Sahne’de izleyici ile buluşuyor.

Süheyl Uygur ve Behzat Uygur’un sahneye taşıdığı oyun, geleneksel tiyatromuzun en asabi oyunu olarak nitelendirilmesine rağmen izlerken kahkahalar bir an olsun durmuyor. Geleneksel Türk Tiyatrosu’ndan örnekler sunan bu eğlenceli oyun; sahne, dekor ve kostümleriyle izleyenleri 1950’li yıllara götürüyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yarıyıl Çocuk Festivali Tüm Renkleriyle Devam Ediyor

Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde Yarıyıl Çocuk Festivali tüm renkleriyle devam ediyor. 28 Ocak- 5 Şubat tarihleri arasında Efes Selçuk Belediyesi tarafından düzenlenen festival animasyon film gösterimi ile başladı.

 

Efes Selçuk’lu çocukların yarıyıl tatillerini daha verimli ve keyifli bir şekilde geçirmesi amacıyla düzenlenen festivalin ikinci gününde Yazar Hasan Karaca “Balık Kentin Kaçakları” adlı kitabının anlatımı ile etkinlik yer aldı. Etkinlikte çocuklar okudukları kitap üzerine resim yaparak, düşüncelerini paylaştılar.  Sokak oyunları ve elişi atölyesi ile devam eden festivalin ikinci gününde çocuklar Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde Sokak oyunlarının da tadını çıkardılar.

 

Pandomim, ritim gösterisi ve elişi atölyesinin yer aldığı Yarıyıl Çocuk Festivali 5 Şubat’a kadar Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde devam edecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Amerika’da İş Vizesi İle Göçmenliğe Büyük İlgi Var Başvuruda Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Amerika’ya ihracatın rekor kırmasının da etkisiyle Amerika’ya ticari vize başvurularında büyük artış yaşanıyor. Amerika’ya vize danışmanlığı yapan New York merkezli danışmanlık kuruluşu MATCH başvuruda başarı için kritik unsurları aktarıyor…

 

2021 yılında ülkemizden ABD’ye yapılan ihracat, dolar bazında yüzde 45 arttı. Pandemi döneminde dahi ticari amaçlı vize taleplerine büyük bir ilgi yaşandı. Ancak pandemi nedeniyle ABD konsolosluklarında yaşanan yoğunlukların etkisiyle turist vizeleri almakta geçmişe göre zorluklar yaşandı. Bu durumun da etkisiyle Türk iş dünyasının hem yerleşmek hem de ticaret amacıyla gidip gelmek amacıyla Amerika’ya vize talebinde rekor düzeyde artış yaşandı. Ayrıca pandemi nedeniyle dünya genelinde ABD konsolosluklarında vize görüşmelerinin ciddi bölümü ertelenmişti. Geçtiğimiz haftalarda tekrar ticari vizeler dahil olma üzere birçok vizede görüşmelerin başlamış olması da vize başvurularında olumlu etki oluşturdu.

 

Uzun yıllardır Amerika merkezli faaliyet gösteren İstanbul’da da ofisi bulunan MATCH, iki ülkedeki vize konusunda uzman avukatları ile özellikle ticari vize konusunda başarılı şekilde hizmet veriyor. Şirketin yetkilisi Aleks Çelik ticari vize veya ABD’de oturum almak isteyen girişimcilere şu tavsiyelerde bulunuyor: “Ticari vizelerde en önemli konu sunulan iş planının gerçekçi olması. Bu durumun ilgili iş planı ve şirket bilgileri ile desteklenmesi. Yine bazı durumlarda Türkiye yerine ABD’den vizeye başvurmak da avantaj oluşturabiliyor. Biz bu nedenle bünyemizde hem ABD hem Türkiye’de göçmenlik avukatı muhasebeci hem de iş planı hazırlaması danışman istihdam ediyoruz. Bu da yapılan başvurularda sonucu etkiliyor.” 

 

Amerika’da Ticaret ve Vize Almak İçin Doğru Zaman

İş dünyasına yönelik vize ve göçmenlik konularında 10 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Amerika merkezli danışmanlık kuruluşu MATCH’in hukukçularından Aleks Çelik, öncelikle kış aylarında dünyada pandeminin yükselmesiyle beraber Amerika’daki durumu aktarıyor: “Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Ocak ayında Amerika’nın özellikle birkaç eyaletinde pandemide vaka sayıları arttı. Ama hem o eyaletlerde hem de ülke genelinde yaşam ve ticaret devam ediyor. Aylık tüketim ve ticaret rakamlarına bakıldığında Ocak ayında bile durumun ticari açıdan iyi olduğunu gözleniyor. O nedenle kimse geçtiğimiz yıl pandeminin zirve yaptığı aylardaki gibi bir durumun olduğunu düşünmesin.”

 

Vize Görüşmeleri Açıldı; İş-Ticari Vizelerde Patlama Yaşandı

Pandemi döneminde ABD konsolosluklarında vize mülakatları askıya alınmıştı. Aleks Çelik şu sözlerle durumu özetliyor:   

“Biz MATH olarak iş vizelerinde, hukukçularla 10 yıldan uzun süredir Amerika`ya hizmet veren bir kurumuz. Pandemi sürecinin 2020 yılının ortalarından itibaren Amerikaya iş vizesi başvuru talebinde müthiş bir artış yaşandı. Genel olarak Amerikayı bir kıta gibi düşünebiliriz. Örneğin Michigan eyaletinde pandeminin bazı aylarında kapanma olurken Florida, Teksas eyaletlerinde hayat ve ticaret normal seyrinde aktı. Teksas`ta dönemsel sorun olduğunda Kaliforniya ve diğer eyaletlerde hayat normal akışında devam ediyor. Türkiye de vize başvurularına talep olmasına rağmen pandemi döneminde, Amerika konsolosluk görüşmeleri askıya alınmıştı. Ancak bu yılın başında İstanbul konsolosluğu vize başvurularını açtı. Bu da müvekkillerimize büyük kolaylık sağladı.”

 

E1-E2 Vizelerinde Süreç 2 Ay Sürüyor

Türk iş adamları ve girişimcilerin en fazla talep gösterdikleri vizelerin başında E2, E1 ve L1 vizeleri geliyor. Aleks Çelik, bu talebin artmasını söyle açıklıyor: “E2 vizeleri ABD’de iş kurmak isteyenler için çok avantajlı bir vize türüdür. Bu vizeye ABD'den de başvurma imkânı vardır ve ABD`den başvurduğunuzda genelde kabul edilme şansı daha yüksektir. E1 vizesi ise toplam ihracatının içinde ABD’nin aldığı payın en az yüzde 50 ve üzeri olan firmalar için uygundur.” dedi.

Gerekli evraklar ve iş planı hazırlanıp, mülakat yapıldıktan sonra genelde 2 ay içinde konsolosluk başvuran kişiye dönüş yapıyor.

 

İş Planı ve Belgeler Çok Önemli

Aleks Çelik, 10 yılı aşkın deneyimleri ile E1 ve E2 başvurularında bazı kritik noktalara değiniyor:

“Bu iki vize hazırlanacak iş planı ve istenen belgelerin her detayı çok önemli. Örneğin muhasebecisiniz, ABD`de temizlik firması açmak istiyorsunuz. Mülakatta yapmak istediğiniz iş planınızı çok iyi desteklemeli ve görüşmede anlatmalısınız. Yine ABD`de kurmayı planladığınız iş için kullanacağınız paranın kaynağını çok iyi belirlemelisiniz. Örneğin yastık altı altınlarınızı bu iş için satmış olabilirsiniz, sarraflardan alacağınız gider pusulası bu işlemi doğrular bir belgedir. Sermayeniz, eğer size birinci derece yakınınızdan tarafından, geri ödeme koşulu olmaksızın verildiyse bunun için gift letter düzenlemelisiniz. Yani iş planınız ABD iş mantığına ve realitesine uygun şekilde hazırlanmalı. İş vizesi çıktıktan sonra özellikle ilk 2 yıl içinde de denetim süreci devam ettiği için doğru ve uygun belgelendirme yapılmalıdır.”

Aleks Çelik, “MATCH Danışmanlık olarak Türkiye ve Amerika’daki göçmen avukatlarımızın yanı sıra muhasebeci ve Business Consultant'lar da olduğu için MATCH olarak bu süreçte müvekkillerimize uçtan uca ve her aşamada hizmet veriyoruz.” diyor.

MATCH’in iş vizesi hizmetleri konusunda daha detaylı bilgi almak isteyenler e-posta veya ABD ve Türkiye telefonları ile temas kurup randevu alabilirler.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı