Aylık arşivler: Şubat 2022

Hava Değişiklikeri Migren Ataklarında Önemli Tetikleyici

Ataklar halinde seyreden bir baş ağrısı sendromu olarak tanımlanan migren, bugün toplumun yaklaşık 16’sını etkileyen bir sorun. Kişinin gündelik yaşamını, iş ve sosyal hayatını da yakından ilgilendiren migren, yarattığı sosyoekonomik sorunlar açısından da önem taşıyor. Migren ataklarını tetikleyen birçok unsur olduğuna dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Emin Özcan, hava değişikliklerinin de migren atakları için önemli bir tetikleyici olduğuna vurgu yaptı. 

 

Hava durumunun, migrenli hastalar tarafından migren baş ağrısını ortak bir tetikleyici olarak algılandığı 2018 yılında yapılan çalışmayla gösterilmiş, konuyla ilgili olarak da birçok araştırma yapılmış. Ancak epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen bulguların hala yetersiz kaldığını belirten Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Nöroloji Uzmanı  Doç. Dr. Emin Özcan, hava durumu değişikliklerinin, farklı değişkenleri de tetikleyerek ağrıya neden olabileceğini anlattı. 

 

ATAKLARIN NEDENİ TAM OLARAK BİLİNMİYOR

Migren ataklarının ortaya çıkmasında hala neyin sebep olduğunun tam olarak bilinmediğini hatırlatan Doç. Dr. Emin Özcan, kişiden kişiye değişmekle birlikte bazı tetikleyicilerin de etkili olduğunu söyledi.  Bazı gıdalar, hormonal değişiklikler ve stres, en sık belirtilen migren tetikleyicileri arasında yer alırken değişken hava şartları da önemli bir faktörü oluşturuyor. Herkesin her hava değişikliğine aynı şekilde tepki vermediğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Özcan, “Bazı kişilerde sıcaklık ağrıyı tetiklerken, bazı kişilerde soğuk hava migreni tetikleyebiliyor. Hatta bazı durumlarda atağın tetiklenmesi için birden çok faktörün bir araya gelmesi gerekebiliyor. Migren ve hava durumu arasında yapılan araştırmaların kısmen zorluğu nedeniyle aradaki bağlantı net olarak ortaya konmuş değil. Hava değişiklikleri farklı değişkenleri de tetikleyerek ağrıya neden olabilir” diye konuştu.

 

HER ETKEN HERKESİ AYNI ŞEKİLDE ETKİLEMİYOR

Migrende öncelikle atakları önleyici yaklaşımın benimsendiğini belirten Doç. Dr. Emin Özcan, “Migren herkeste farklı seyretse de büyük oranda hava değişiklikleri migren ataklarını tetikleyebiliyor. Özellikle lodos migren ataklarını çok sıklaştırıyor. Aynı şekilde sıcak nemli havalar da migren ataklarını artırıyor. Ayrıca mevsim değişiklikleri, kıştan yaza geçiş, yazdan kışa geçiş, vücut bir şeye alışıyor ve orada değişiklikler olmaya başladığı zaman migreni etkileyebiliyor. Çok kuru, nemsiz, soğuk havalarda etkileyebiliyor bunu ama özellikle sıcak ve nemli havalar fazlaca atakları artırıyor. Kişiden kişiye değişmekle birlikte bazı hastalarda çok uyumak, bazı hastalarda az uyumak, bazı hastalarda açlık, bazı kişilerde öğün atlama, bazı kişilerde hava değişimleri çok fazla şekilde atakları tetikleyebiliyor” diye konuştu. Doç. Dr. Emin Özcan, hava değişimleri ve migren atakları üzerine etkisiyle ilgili önemli bilgiler verdi. 

 

NEM VE SICAKLIĞA BAĞLI DEHİDRASYON ATAĞIN KAYNAĞI OLABİLİR

Nem ve sıcaklık değişimlerin de migren hastalarında genel olarak kişiden kişiye farklılık gösterdiğini hatırlatan Doç. Dr. Emin Özcan, “2017 yılında gerçekleştirilen bir başka çalışmada da özellikle hava değişimleri ve buna bağlı migren atağı nedeniyle hastaneye başvuru oranlarına bakılmış ve sonuçta sıcak ve nemli havalarda hastaneye başvurular artarken soğuk ve kuru havalarda bu oranın daha düşük olduğu tespit edilmiş. Atakların bu dönemlerde artış göstermesinin nedenlerinden biri dehidrasyon (vücudun sıvı kaybı) olabilir. Çünkü susuz kalma migren hastalarında başlı başına bir tetikleyicidir.” Dedi. Neme bağlı ağrıyı önlemek için bazı önlemlerin alınması gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Emin Özcan, “Bu konuda klimalar gibi nemi önleyici cihazlardan yararlanılabilir. Aynı şekilde çok nemli ve sıcak havalarda dışarı çıkmamak da alınabilecek önlemler arasında” diye konuştu.

 

BAHAR AYLARINDAKİ AĞRININ KAYNAĞI BASINÇ OLABİLİR

Havanın barometrik basıncındaki değişimin de bazı kişilerde migren ataklarına neden olabildiğini hatırlatan Doç. Dr. Emin Özcan, “Özellikle ilkbahar, sonbahar gibi mevsim geçişlerindeki sıcaklık değişimlerine bağlı olarak yaşanan basınç farklılıkları migreni tetikleyebiliyor. Migrene, atmosferik basıncın vücuda uyguladığı fiziksel yükteki değişikliklerin etkisiyle bağlantılı kan damarı genişlemesinden kaynaklanan kan akışı farklılıklarının neden olabileceği düşünülüyor” dedi. 

 

Yine yüksek irtifalarda migrenin daha fazla görülme eğiliminde olduğunu söyleyen Doç. Dr. Emin Özcan, “Yükseğe çıkında havanın kuruması, basıncın azalması gibi nedenler de buna neden olabiliyor” diye konuştu.  

 

“MİGREN LODOSU SEVMEZ”

Migrenin tetikleyicilerinin başında listelenen rüzgârlar konusunda da Doç. Dr. Emin Özcan şunları anlattı: “Lodos, rüzgârlı havalarda atakların arttığı hastalar tarafından özellikle ifade edilir. Bununla birlikte bazı araştırmalarda da hasta şikayetlerinin bu dönemlerde arttığı gösterilmiş. Bu nedenle rüzgârlı havalarda elzem bir durum olmadıkça hastanın dışarı çıkmasını önermiyoruz. Aslında tedavinin amacı olan yaşam tarzı değişikliklerini yapmasını istiyoruz.”

 

KADINLAR NEDEN ŞANSSIZ?

Migrenin kadınlar arasında erkeklere göre daha fazla görüldüğünün bilinmesine karşın bunun neden kaynaklandığının tam olarak bilinmediğini anlatan Doç. Dr. Özcan, “Özellikle menstrual (adet) dönemde daha fazla gözükmesi hormon değişimlerinin bunu tetiklediğini düşündürüyor. Bu nedenle kadınlardaki hormonal değişimler bu migren ataklarının daha sık görülmesine neden olabilir diye düşünüyoruz” diye konuştu. 

 

“MİGREN HASTALARI BAŞ AĞRISI GÜNLÜĞÜ TUTSUN”

Migren ataklarını her kişinin farklı yaşadığını hatırlatan Doç. Dr. Emin Özcan, kişiye özel migrenin karakterini çizebilmek için hastaların “migren günlüğü” tutmalarının yarar sağlayacağını belirterek sözlerine şöyle devam etti: 

 

“Hastalardan bir aylık baş ağrısı günlüğü tutarak buraya, ağrının ne zaman başladığı, öncesinde neler yaptığı, yaklaşık ne kadar sürdüğü, hangi ilaçları kullandığı, öncesinde neler yediği gibi bilgileri içeren küçük notlar almasını istiyoruz. Burada amacımız sadece hastanın bir ay içerisinde yaşadığı baş ağrısı ve ağrı kesici sayısını takip etmek değil bunun yanında hastanın kendisiyle ilgili farkındalığını ve iç görüsünü arttırmak. Onun yaşadığı migrenin karakterini çizmek. Hasta bu sayede gündelik yaşantısıyla ilgili nelerin migrenini tetiklediğini çok daha net görebiliyor ve gerekli değişiklikleri yapabiliyor. Bu sayede ataklarının büyük bölümü de kontrol altına alınabiliyor.”

 

MİGRENLE YAŞAMAK ZORUNLULUK MU?

Şu an için migreni tamamen ortadan kaldıracak bir ilacın henüz bulunmadığını ancak atakların sayısını oldukça azaltabilen tedavilerin olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Emin Özcan, tedaviyle ilgili şu bilgileri verdi: “Bazı migren vakalarında kullandığımız ilaçlarla migren ataklarını neredeyse tamamen ortadan kaldırabiliyor ya da tedaviyle ataklara uzun süreler ara verebiliyoruz. Ancak hastalar atakları kendi başlarına yönetmeye çalışmaları, sürekli ağrı kesici kullanımını da beraberinde getiriyor. Bu da, ağrı kesiciye bağlı baş ağrısı dediğimiz tabloya da yol açabiliyor. O yüzden mutlaka bu konuyla ilgilenen bir nöroloji uzmanına başvurmaları ve yaşam şekillerini değiştirmeleri önemli” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

USTA ÇI-ROCK konserleri başlıyor

Büyükşehir’in Usta Çı’rock konserleri serisi Gebze’den başlıyor. İlk konser 7 Şubat’ta Gebze’de, ardından 21 Şubat’ta Gölcük’te

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Usta Çı’rock isimli Anadolu Rock grubu konserini vermeye hazırlanıyor. 60 yaş üzeri ve genç üyelerin harmanlandığı grupta hafızalara kazınmış türküler seslendirilecek. Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezinde gerçekleşecek konser 7 Şubat Pazartesi günü saat 19.00’da müzikseverler ile buluşacak. Usta Çı’rock konserleri 12 ilçede müzikseverlerle buluşacak. Gebze’den sonra Usta Çı’rock grubu performansını Gölcük Kazıklı Kervansaray Kültür Merkezi’nde 21 Şubat tarihinde saat 19.30’da sahneleyecek.

 

USTA ÇI’ROCK İSİMLİ ANADOLU ROCK GRUBU

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Şube Müdürlüğünün organize ettiği, Kocaelililerin oluşturduğu rock grubu ile bireylerin aktif bir şekilde hayatın içinde yer almaları amaçlandı. Usta Çı’rock isimli Anadolu Rock grubu konserinde 70’ler, 80’ler ve 90’ların Anadolu Rock Müziği’nin temsilcileri olan Barış Manço, Cem Karaca ve Erkin Koray, ayrıca İskender Doğan, 3 Hürel, MFÖ gibi değerli sanatçıların türküleri seslendirilecek.

 

“MÜZİK” ORTAK PAYDASINDA BULUŞULUYOR

Anadolu türküleri ile batı Rock müziğin birleşmesinden oluşan Anadolu Rock Türk Halk Müziği, hayatın içinde kendisine yer bulmak isteyen yaşlıların genç bireyler ile bir araya gelerek oluşturduğu bir müzik grubu. Bu maksatla Büyükşehir Belediyesi tarafından “müzik” ortak paydasında buluşarak USTA ÇI’ROCK’ projesi geliştirildi. Burada alışılagelmiş müzik kalıplarından sıyrılarak yeni bir bakış açısı ile farkındalık oluşturmak ve aktif yaşlanmaya dikkat çekerek, bireylerin aktif bir şekilde hayatın içinde yer almalarını sağlamak amaçlanıyor.

 

DETAYLI BİLGİ İÇİN 153

60 yaş üzeri ve genç üyelerin harmanlandığı Usta Çı’Rock isimli Rock grubu, Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde 7 Şubat Pazartesi saat 19.00’da müzikseverler ile buluşacak.  Detaylı bilgi için Büyükşehir Belediyesi 153 Çağrı Merkezi aranabilir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Denizler Altında ‘Under The Seas’ adlı resim sergisi Trump Art Gallery’de

Sanatçı Gamze Lim, Denizler Altında ‘Under The Seas’ isimli resim sergisiyle Trump Art Gallery’de sanatseverlerle buluşuyor. Ganze Lim’in deniz altının büyüleyici güzelliği, gizemli esrarengiz bilinmezliği ve rengarenk dünyasının yanında derinlerdeki karanlık halini tuvallere taşıdığı sergi, 28 Şubat’a kadar Trump Art Gallery’de gezilebilir. 

 

Trump Alışveriş Merkezi’nde yer alan Trump Art Gallery, yerli ve yabancı sanatçıların sanat eserlerine ev sahipliği yapmaya, İstanbullulara sanatın özgün örneklerini sunmaya devam ediyor.

 

Denizi, “Ait olmadığımız o dünyaya misafir olarak gidip, döndüğümüz bir yolculuktur” diye tanımlayan Gamze Lim, “Denizler Altında koleksiyonumda sizlere ait olmadığımız o dünyadan birer pencere açarak yorumladım” diyerek şöyle devam ediyor:

 

“Deniz ve deniz altı beni öteden beri etkilemiştir. Deniz altının büyüleyici güzelliği, gizemli esrarengiz bilinmezliği, rengarenk dünyasının yanında derinlerdeki karanlık hali, maviyle yeşilin elli tonu ile muhteşem mercanlar ve deniz altı bitki örtüsü, Denizler Altında ‘Under The Seas’ koleksiyonumun parçalarını oluşturdu. Çeşitli zamanlarda yaptığım dalışlarda bu dünyanın etkileyiciliği beni her defasında biraz daha içine çekti ve sonunda bu koleksiyonun ortaya çıkmasına ilham oldu.”

 

Sanatçı Gamze Lim, “Akdeniz sahillerinin özellikle Türkiye kıyılarında yumurtlama evresini geçiren sevimli Caretta Caretta’ların nesli tükenmekte olan canlılar sıralamasında yer almasında bizlerin ciddi sorumluluğumuzun olması benim bu koleksiyonu hazırlamamda ayrı bir duygu yoğunluğu oluşturdu. Bir erişkin olarak geleceğe ne bırakıyoruz sorusunu hepimizin cevaplaması gerektiğini düşünüyorum” diye konuşuyor.

 

Küratörlüğünü Kenan Bahadır Derre’nin üstlendiği sergi, 28 Şubat tarihine kadar Trump Alışveriş Merkezi B3 katında bulunan Trump Art Gallery’de ziyaret edilebilir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hope Alkazar’da Sinema Perdesi “Stardust’In” Türkiye Prömiyeriyle Açılıyor

Tarihi Alkazar Sineması’nın yerinde Nike’ın destekleriyle hayata geçirilen HOPE Alkazar’da film gösterimleri, “Başka Sinema” işbirliğiyle 5 Şubat’ta başlıyor! HOPE Alkazar’ın sinema salonunun perdeleri, efsanevi müzisyen David Bowie’nin, kariyerindeki ilk dönemini anlatan STARDUST’ın Türkiye prömiyeri ile açılıyor.

 

HOPE Alkazar, açılışının üzerinden kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen, İstanbul’un spor, kültür ve sanat topluluklarını bir mıknatıs gibi kendine çekmeye başladı. Beyoğlu’nun sembolik adreslerinden tarihi Alkazar Sineması’nın kapıları da bu şekilde, “Hareketin Sahnesi” olarak yeniden açılmış oldu.

 

Şimdi de, HOPE Alkazar topluluğunun heyecanla beklediği bir diğer dönüm noktasına gelinmiş durumda. Tarihi sinemanın perdeleri, sinemaseverleri bir keşif yolculuğuna çıkaran Başka Sinema işbirliğiyle, izleyici tarafından yoğun ilgi görmüş, aralarında festivallere katılmış ve ödüllü filmlerin de yer aldığı, tematik seçkilerden oluşan gösterimlerle yeniden açılıyor. Başlangıç için ise çok özel bir yapım seyirciyle buluşuyor. 

 

HOPE Alkazar 5 Şubat Cumartesi günü, 2016 yılının ilk günlerinde hayata gözlerini yuman efsanevi müzisyen David Bowie’nin, kariyerinin başlarında, Amerika’da ünlenmeye çalışırken gerçekleştirdiği turneyi anlatan STARDUST’ın Türkiye prömiyeri ile ilk seyircilerini ağırlamaya hazırlanıyor. 

 

Prömiyerin ardından da sinemaseverler Stardust’ı 10 ve 17 Şubat’ta saat 21.00’de suare seanslarında izleyebilecekler. Başka Sinema program ortaklığındaki film gösterimleri Stardust prömiyerinden sonra gençlik, umut ve ilham hikayelerine odaklanan ilk seçki ile devam edecek. Gösterim programına ve film detaylarına web sitesinden erişebilirsiniz.

 

Stardust gösteriminin biletleri Mobilet üzerinden satın alınabilir. 

Bilet fiyatları öğrenciler için 30 TL, tam 35 TL.

 

 

STARDUST: Bowie’den önceki David ile Tanışın!

2020 | Biyografi – Dram – Müzik | 109' | İngilizce; Türkçe altyazılı

 

Müzik tarihinin en büyük ikonlarından biri… Peki, bu maskenin arkasındaki gerçek genç kimdi? 1971’de 24 yaşındaki David Bowie, Mercury Records yayıncısı Ron Oberman ile Amaerika’ya ilk yolculuğuna çıkar ancak henüz kendisi için hazır olmayan bir dünyayla karşılaşır. 

 

İlham veren anların perde arkasına bir bakış sunan STARDUST’ın yönetmen koltuğunda Gabriel Range oturuyor. David Bowie’ye ise Canavar / Beast, Kazı / The Dig ve Emma gibi filmlerle adından çok söz ettiren oyuncu Johnny Flynn hayat veriyor. Bowie’nin hem kişisel hayatına hem de sahne kimliğine ışık tutan film, sanatçının kendi bestelerinin yanı sıra döneminde onu etkileyen müziklere de yer vererek seyirciyi adeta 70’lere götürüyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“DİLBERAY” 4 Şubat Cuma Günü Sinemalarda

Çocukluğundan itibaren yaşadığı acılara, sefalete ve şiddete

Allah vergisi sesinden kuvvet alarak dayanan,  böylece Türkiye’nin sevgilisi olmayı başaran Dilber Ay’ın keder dolu hayatını anlatan “DİLBERAY” filmi 4 Şubat’ta vizyona giriyor. Yılın en fazla merak edilen filminde, 2019 yılında aramızdan ayrılan usta sanatçı Dilber Ay’ı Büşra Pekin canlandırıyor.

 

Kahramanmaraş’ta, sekiz çocuklu, fakir bir ailenin kızı olarak, çadırda başladığı hayatına birçok üzüntü ve hüzün sığdırdı Dilber Ay… 13 yaşında para karşılığı, kendinden yaşça büyük bir adama satıldı, evlendiler, çocukları oldu. Şarkı söylediği için dayak yedi, işkence çekti ama o, yaşadığı bütün acılara inat, Allah vergisi sesinden aldığı güçle adım attığı sahnelerde zirveyi de gördü, hapishaneyi de… Hiç yılmadı. Hep şarkı söyleyerek çıktı düştüğü dipsiz kuyulardan. 

 

Hafızalara kazınan sesi, kaderine inat sürekli gülümseyen yüzüyle ölümünden sonra da tüm Türkiye’nin sevgi ve saygıyla andığı usta bir sanatçı olarak zirvedeki yerini koruyor, kadının gücünü kanıtlamayı sürdürüyor. 

 

İşte bu çok özel hayatı, satırbaşlarıyla anlatan “DİLBERAY” filminin senaryosu Nalan Merter Savaş ve Kamuran Süner tarafından kaleme alındı. Ketche’nin (Hakan Kırvavaç) yönettiği filmdeGörüntü Yönetmeni olarak Jean Paul SeresineKurgu Yönetmeni olarak Mustafa Presheva ve Müzik Direktörü olarak İskender Paydaş’ın imzası bulunuyor. 

 

Aytaç Medya,  Fikri Harika Prodüksiyon ve Metronom Film Yapım ortak yapımcılığıyla çekilen, Büşra Pekin’in Dilber Ay’ı canlandırdığı yapımda ayrıca Ayberk Pekcan, Nursel Köse, Zeliha Kendirci, Deniz Hamzaoğlu ve Selen Uçar gibi birbirinden değerli oyuncular rol alıyor.  “DİLBERAY”  4 Şubat Cuma günü, CJ Entertainment aracılığıyla vizyona girecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gülcan Opel 60 Yıllık Hasretin Türküleriyle İş Sanat’ta

“Uykuda Mısın Sevgili Yarim” 45’liği ile adını tüm Türkiye’ye duyuran, ardından “Gurbet Treni” ve “Alın Yazım” şarkılarıyla gurbetçilerin özlemlerini paylaşan, döneminin ünlü ismi Gülcan Opel uzun bir aradan sonra konuk olduğu Alamanya: Gurbet Türküleri projesiyle 

10 Şubat, 20.30’da İş Kuleleri Salonu’nda seyircisi ile buluşacak. 

 

Gurbet hikâyeleri türkülerle bu konserde buluşuyor

 

İşgücü Anlaşması çerçevesinde Türkiye’den Almanya’ya çalışmaya gidenlerin gerçek hikâyelerinden yola çıkarak hazırlanan Alamanya: Gurbet Türküleri konserine eşlik eden anılar Diaspora Türk tarafından derlendi. Sahnede bu anıları Yiğit Sertdemir yönetmeliğinde tiyatro oyuncusu Şerif Erol ve Gülçin Kültür seslendirecek.  

 

Konserde yer alan Neşet Ertaş, Ali Ekber Çiçek, Arif Sağ gibi Türk halk müziğinin usta isimlerinin eserleri Gülcan Opel’in yanı sıra, solistler Coşkun Karademir ve Ayfer Vardar’ın sesiyle hayat bulacak. Konserde solistlere eşlik eden orkestranın başında ise Cenk Erdoğan yer alıyor.

 

60 yıllık hasreti müzikle anlatan konserin biletleri İş Kuleleri Salonu ana gişesinden ve tüm Biletix satış noktalarından temin edilebilir. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Zorlu PSM’de Kalpler 1+1

Zorlu PSM, yılın en romantik gününde birbirini seven herkesi tek bir bilette buluşturuyor ve 14 Şubat’ta en sevilen performansları sevdiklerinizle izleyebilmeniz için bir bilet alana bir bilet bedava kampanyası başlatıyor!   

 

Zorlu PSM 14 Şubat gününe özel, sevdiklerinize unutulmaz deneyimler armağan edebileceğiniz ve romantik anları bir arada yaşayabileceğiniz yepyeni bir kampanya ile tüm sevenleri sahnelerine davet ediyor. 

 

Zorlu PSM, yılın en romantik ayında, sevgililer gününe özel olarak birbirinden güzel etkinliklerde geçerli bir bilet alana bir bilet bedava kampanyasıyla seven kalpleri Zorlu PSM’nin eşsiz atmosferinde buluşturuyor. Üstelik yalnızca 14 Şubat’a özel değil Şubat ayı boyunca geçerli olacak olan kampanya, Şubat ayını kocaman bir sevgililer gününe dönüştürüyor. 26 Şubat gününe kadar geçerli olacak olan 1+1 bilet kampanyası dahilindeki seçili etkinliklerse şu şekilde;

 

Baturay Özdemir Stand Up – 1 Şubat 

Aşk Geçmişim – 2 ve 17 Şubat 

Erdem Özkan “Get Around” Albüm Konseri – 3 Şubat 

Melis Güven Akustik – 5 Şubat 

Jay Jay Johanson – 6 Şubat

Ahmet Ali Arslan – 7 Şubat 

Samanyolunu Bilir Misiniz? – 10 ve 26 Şubat 

En Güzel Parçam – 11 Şubat 

Sıla – 14 Şubat 

Mustafa Sağır Stand Up – 22 Şubat 

Ceren Gündoğdu – 24 Şubat 

 

Zorlu PSM Sevgililer Günü Özel 1+1 kampanyasının biletleriyse passo.com.tr’de satışa çıktı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Elektrik Fiyatlarındaki Artış Sanayinin Uzun Vadeli Kalkınmasını ve Üretimi Etkileyecek

2022'nin Ocak ayında açıklanan zamlar arasında en çok dikkat çeken, kademeli olarak 50 ila 125 arasında değişen elektrik zammının olduğunu belirten Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: “Yeni yılda, bilhassa sanayi ve ticarethane grupları için vergi fonlar dahil ortalama yüzde 130’lara kadar çıkan zamlar uzun vadeli kalkınmayı ve üretimi olumsuz etkileyecektir” dedi. 

 

Elektrik Fiyatlarındaki Yüksek Artış Sanayiye Yönelik Yatırımları Zorlaştıracak

2022 yılında elektrik fiyatlarına gelen zammın sanayiye etkilerini değerlendiren Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, “Yeni yılın ilk ayında açıklanan zamlar arasında en çok dikkat çeken, kademeli olarak 50 ila 125 arasında değişen elektrik zamları oldu. Elektrik fiyatlarındaki bu artışın yüksek orandan sanayiye yansıtılması enflasyonu yüksek seviyelere taşıyacak ve ülkemiz sanayisinin küresel piyasada rekabet gücünü azaltacaktır. Özellikle konut tüketimi için düşük uygulanan fakat sanayiye daha yüksek orandan yansıtılan bu zamların sanayi elektriğinin avantajlarını ortadan kaldırdığı gibi sanayiye yönelik yatırımları da zorlaştırıp üretimi ve ihracatı sekteye uğratması kaçınılmaz” dedi.

 

2022 Yılında İşletmelerimizin Rekabet Gücü Kaybolma Tehlikesiyle Karşı Karşıya Kalabilir

Ülkemizde sanayi elektriğinin konut elektriğinden daha pahalıya tedarik edildiğini belirten Ömer Karadeniz, “Bugün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere baktığımızda sanayi elektriği konut elektriğinin altında fiyatlandırılıyor. Böylece üretimin önü açılmış olup imalat sanayini güçlendirecek temeller atılıyor. Fakat ülkemizde maalesef bu durumun tersi söz konusu. 2022 yılında da sanayi elektriği konut elektriğinden daha pahalıya tedarik edilmeye devam etmekte. Bu şekilde sanayide sürdürülebilir üretim çok zor. Bugün bahsi geçen girdi maliyetlerinde yaşanan artışların temel kaynağı enflasyondur. Fiyatlardaki artış devam ettiği sürece, sanayicinin ürettiği ürünün fiyatı da artacak, ortaya çıkan maliyet artışından tüketici de etkilenecektir. 2022 yılında da süreç bu şekilde ilerlerse, sanayicinin kar marjı iyice daralıp eriyecek ve işletmelerimizin rekabet gücü kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır” dedi. 

 

OSB’lerdeki Elektrik Kesintileri Tüm Sanayiyi Etkiledi

Sanayicimizin 2022 yılının ilk ayında da sorunlar yaşamaya devam ettiğini söyleyen Ömer Karadeniz, “İran’ın doğalgaz kesintisi yapması nedeniyle Organize Sanayi Bölgelerine yönelik uygulanan doğalgaz kısıtlaması ve elektrik kesintisi üretimi sekteye uğrattı. Üretimde elektrik ve doğalgazın kesilmesi sonucu büyük bir maliyet yükü tehdidiyle karşı karşıya kalan sanayiciler planlanan siparişleri zamanında teslim edemedi ve bu durumun yaratmış olduğu belirsizlikten ötürü yeni siparişler de alınamadı. Üretim sürecinde yaşanan bu sıkıntı sadece sanayiciye değil, son aşamaya gelindiğinde yaşanan aksaklık, gecikme ve eksiklikten ötürü tüketicinin karşısına da zam olarak çıkıyor. Kamu otoritelerimizle birlikte Türk sanayicileri olarak gerekli tedbirlerin alınması ve azami hassasiyet gösterilmesi hususunda gerekli çalışmalarımızı yapıyoruz” dedi. 

 

Sanayici Orta ve Uzun Vadeli Stratejilerle Desteklenmeli

Ülkemiz ekonomisini zorluklara karşı ayakta tutma ve sanayi dalında daha sürdürülebilir bir büyüme için imalat sanayini güçlendirecek adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Ömer Karadeniz, “Elektrik fiyatlarına gelen artışlar imalat sanayini etkiliyor. Enerji maliyetleri işçi maliyetlerini geçmeye başladı. Bunun önüne geçilebilmesi için üretim şart. Burada asıl strateji tüketimi değil, üretimi desteklemek. Atılacak tüm adımlarda öncelik; üretimin, üreticinin olmalı. Önceliklerimizi doğru planlayıp bu şekilde hedeflerimize yöneldiğimizde üretim ve ihracatın önünü açarak sanayimizi güçlendireceğiz. Bunun için de sanayicinin, günü kurtaran değil orta ve uzun vadeli stratejilerle desteklenmesi çok önemlidir” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sürdürülebilir moda endüstrisinin liderleri 2022’de 1,6 milyar dolar ihracat hedefliyor

EHKİB sürdürülebilir katma değerli ihracatını daha da ileriye taşıyacak

 

 

Türkiye’de İhracatçı Birlikleri arasında sürdürülebilirlikte öncü olan Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, 2021 yılını yüzde 14 artışla 1 milyar 489 milyon dolar ihracat performansıyla geride bıraktı. EHKİB, 2022 yılında 1,6 milyar dolar ihracat hedefliyor.   

 

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Seray Seyfeli ve Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Toygar Narbay 4 yıllık süreci değerlendirdi, 2022 ajandasını, önümüzdeki döneme dair hedeflerini basın toplantısında açıkladı.  

 

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Türkiye geneli hazır giyim ihracatının 2021 yılında, 2020 yılına göre yüzde 18 artışla 20,2 milyar dolar olarak gerçekleşirken, 2019’un aynı dönemine göre yüzde 14 arttığına değindi.

 

“Türkiye genelinde sektörel ihracatta öne çıkan ilk 5 ülke Almanya, İspanya, İngiltere, Hollanda ve Fransa oldu. EHKİB ihracatı ise 1 milyar 489 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. İhracatımız 2020 yılına göre yüzde 14, 2019 yılına kıyasla yüzde 13 arttı. En fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 5 ülke ise İspanya, Almanya, İngiltere, Hollanda ve ABD oldu. İhracat hedefimize ulaşmamızda tasarıma yaptığımız yatırımın payı büyük. Türkiye’nin en katma değerli ihracat yapan sektörleri arasındayız. 2021 yılı Türkiye geneli ihracat birim fiyatı 13,3 dolarken 2021 yılı EHKİB ihracat birim fiyatı 16,9 dolar olarak gerçekleşti. Sektörümüzün birim fiyatları Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrediyor.”  

2022 ajandası: Tüm üyelere sürdürülebilirlik danışmanlık hizmeti, UR-GE projesi

 

Sertbaş, 2022 yılında firmalarımızın sürdürülebilir alt yapısını güçlendirmek amacıyla çalışmalarımıza devam edeceklerini, “Birliğimizde istihdam ettiğimiz çevre mühendisimiz tüm üyelerimize birebir olarak danışmanlık hizmeti verecektir. Bu doğrultuda firmalarımızın hepsinin karbon ayak izlerini hesaplama, sera gazı emisyonlarını azaltma, atık yönetimi gibi konularda çalışmalarına devam verilecektir. EHKİB olarak Sürdürülebilirlik alanında yürüttüğümüz UR-GE projemizin faaliyetlerine devam edeceğiz. 2022 yılında da Türkiye’nin katma değeri en yüksek ihracat gerçekleştiren ve dönüşüme liderlik eden sektörlerinden biri olarak, sürdürülebilirliği odak noktamıza yerleştirip ulusal bir inovasyon gündemi oluşturmak gayretinde olacağız.” sözleriyle anlattı.

 

ETHİB-UTİB ile İspanya’dan sonra Almanya pazarında güç birliği, Danimarka Alım Heyeti, İskandinav ülkeleriyle yakın temas

 

Burak Sertbaş, Temmuz ayında gerçekleşecek PV Manufacturing Paris fuarıyla, Eylül ayında gerçekleşecek Münih Fabric Start fuarına hazırlıklara başladıklarını sözlerine ekledi.

 

“Birliğimiz, ETHİB ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ile ortak bir Almanya Sektörel Ticaret Heyeti organize etmeyi planlıyoruz.  Mart ayında Danimarka İstanbul Başkonsolosluğuyla işbirliğinde İzmir’de 2.Danimarka Alım Heyeti organizasyonumuzu yapacağız. Fransız perakende zinciri Monoprix ile de temas halindeyiz. Bu yıl içerisinde üyelerimize yönelik bir faaliyet gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Özellikle milli katılım organizasyonu düzenlediğimiz tüm etkinliklerde AHA markamızla katılarak projemizin bilinirliğini artırmak istiyoruz. Birlik olarak sürdürülebilirlik denildiğinde dünyanın önde gelen ülkelerinden İsveç, Danimarka ve Finlandiya’daki paydaşlarımızla temaslarımıza devam edeceğiz.”

 

Gençler, EİB Moda Tasarı Yarışmasıyla dünyaya isimlerini duyurdu

 

Genç tasarımcıların önünü açmak ve sektöre kazandırmak amacıyla her yıl düzenledikleri EİB Moda Tasarım Yarışması’ndan bahseden Burak Sertbaş, “EİB Moda Tasarım Yarışması’nın 14’üncüsünü ‘The Message’ temasıyla düzenledik.  Sürdürülebilirlik ve Dijitalleşme konuları çerçevesinde temasını ‘Tech-tility’ olarak belirlediğimiz 15’inci Moda Tasarım Yarışmasının finalini ise pandemi koşulları nedeniyle dijital ortamda gerçekleştirsek de finalistlerimize verdiğimiz defile sözünü İZFAŞ desteğiyle tuttuk. 16’ıncı yarışmanın dikim sürecini tamamlayıp, final hazırlıklarına devam ediyoruz. 16. Yarışmanın temasını ise Contact-less olarak belirledik. Bu temayı seçmemizde pandemi sürecinde yaşadığımız temassızlık etkili oldu.” dedi.

 

EHKİB bünyesinde Çevre Mühendisi istihdam ediliyor, hem sürdürülebilirlik hem teknik tekstilde UR-GE projeleri

 

“Hazır Giyim Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi” UR-GE projesine başladıklarını anlatan Sertbaş, firmaların sürdürülebilirlik konusuna teknik açıdan daha yeterli olmalarını hedeflediklerini anlattı.

 

“Bir diğer tamamlanan UR-GE projemiz ise ‘Teknik Tekstil Sektöründe İhracat Potansiyelinin Geliştirilmesi Projesi’ Bu projede proje katılımcısı firmaların konvansiyonel üretimden katma değerli teknik tekstil üretimine geçişinin sağlanması amacıyla firmaların ihracat ve üretim potansiyelinin, çeşitliliğinin artırılması ve sürdürülebilir rekabetlerinin artırılmasına odaklanılmıştır. İhtiyaç analizi ve eğitimler sonrasında katılımcı firmalara yönelik altyapı ve deneyimleri göz önüne alınarak “Koruyucu ve Medikal Teknik Tekstil Ürün Geliştirme” konulu danışmanlık faaliyeti yürütülmüştür.”

 

Döngüsel Fikirler projesi ile akademi ve sanayi birleşiyor

 

Döngüsel Fikirler projesi ile öğrencilerin iş dünyasından önemli kişilerin rehberliğinde hazır giyim ve tekstil sektöründe sürdürülebilirlikle ilgili yaratıcı projeler oluşturmalarını desteklemeyi amaçladıklarına değinen Sertbaş, “Proje kapsamında, öğrencilerimize yönelik Döngüsel Ekonomi, Tekstilde Döngüsellik, Kişisel imaj oluşturma, sürdürülebilir tekstil hammaddeleri, tekstilde sürdürülebilir iş modelleri ve iletişim becerileri konularında eğitimler düzenledik, öğrencilerimizi sektör temsilcileriyle bir araya getirdik. Projemiz devam etmektedir.” diye konuştu.

 

AHA (AegeanHasApparel) Ege’nin dünyaya açılan kapısı

 

Burak Sertbaş, “Ege Bölgesinin hazır giyim sektörünü uluslararası boyutta tanıtmak amacıyla AHA (AegeanHasApparel) isimli projemize başladık. AHA markasını Birliğimiz tarafından dünya genelinde gerçekleştirilecek tüm iletişim faaliyetlerini merkezi hale getiren bir platform olarak kurguladık. Bu doğrultuda web-sitesi oluşturarak firmalarımızın iletişim bilgilerini tek bir ortamda topladık. Şu anda sitemizde kayıtlı 100’e yakın üreticimiz yer almaktadır. Site üzerinden gelen talepler, firmalarımızın sistemde kayıtlı e-posta adreslerine iletilmektedir.” dedi.

 

EHKİB’nin bütün faaliyetleri ve projeleri sürdürülebilirlik odaklı 

 

2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettiklerini hatırlatan Sertbaş, Türkiye’de sürdürülebilirlikte öncü EHKİB’nin faaliyetlerini şöyle sıraladı:

 

“İlk olarak, 2020 Ocak ayında If Wedding’te İsveç Enstitüsü, İzfaş ve Ege İhracatçı Birlikleri olarak güçlerimizi birleştirdik ve daha önce dünyada birçok şehirde gerçekleşen Moda Devrimi Sergisi’ni İzmir’de gerçekleştirdik. Bu kapsamda, çevrimiçi olarak gerçekleştirdiğimiz, 2020 yılında ilkini H&M iş birliğiyle başlattığımız ve 2021 yılında da devam ettiğimiz ‘Sustaneibility Talks’ serimizde, Ekoten, Yeşim Tekstil, Orta Anadolu ve Üniteks’i ağırladık. Son olarak, Team Finland ve Finnish Textile and Fashion iş birliği ile Fin ve Türk firmaları arasında bilgi paylaşımı sağlamayı, Yeşil Mutabakat perspektifinde Finli firmaların üreticilerden beklentilerini, iyi uygulama örneklerini ve yenilikçi çözümlerini dinlemeyi amaçladık.”

 

Dünyanın en prestijli fuarlarının milli katılım düzenledik, EHKİB Şubat’ta 17 firma ile Premiere Vision Paris fuarında

 

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı ve Dış Pazar Stratejileri Geliştirme Komitesi Başkanı Seray Seyfeli, “Bin 300 üyemiz var. Ancak sadece 50’ye yakın firma yurtdışındaki fuarlara katılıyor. Fuarlardan faydalanamayan/iştirak etmeyen ama üyemiz olan firmalarımızın fuarlara katılımını artırmak için projeler geliştireceğiz. İhracata yeni başlayan firmalarımızın kapasitelerini geliştirmek istiyoruz. Fransa Paris’de yılda iki kez düzenlenen hazır giyim sektörünün en prestijli fuarlarından olan Premiere Vision Fuarı'na her sene 30’a yakın firmayla katılım sağladık, milli katılım organizasyonu düzenledik. Almanya Münih’de tekstil pazarının en tanınmış fuarlarından olan Munich Fabric Start fuarı ile eş zamanlı olarak ilk kez düzenlenen Munich Fabric Start Sourcing fuarına, Global Apparel Sourcing Expo dijital fuarına, katıldık. Eylül ayında İZFAŞ tarafından düzenlenen Fashion Prime fuarında yerimizi aldık. 2022 Şubat ayında ise 17 firmamız ile Premiere Vision Paris fuarına katılım sağlıyoruz. Tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Toplamda 16 adet fiziksel ve dijital fuara 233 firma katıldı.” dedi.

 

Hollanda, Finlandiya, Almanya, İspanya ve Danimarka ile yeni iş birlikleri

 

Seyfeli, bölgenin ihracatının artırılması, ayrıca imalatçı ve ihracatçı üye firmalar ile bölgede faaliyet gösteren mümessil firmalar arasında iş birliğinin geliştirilmesi amacıyla ikili iş görüşmeleri organize edildiğini açıklayarak sözlerine şöyle devam etti:

 

“İlkini 2019 Ekim ayında fiziksel, ikincisini 2020’nin Aralık ayında dijital ortamda, üçüncüsünü ise 2021 yılının Eylül ayında Fashion Prime fuarı ile eş zamanlı bir şekilde gerçekleştirdik. Aynı fuarda, Ticaret Bakanlığımızın desteği ile alım heyeti organizasyonu düzenledik. 2019 yılının Ocak ayında If Wedding fuarıyla eş zamanlı Yunanistan’dan gelen ithalatçılarla, 2021 yılının Eylül ayında ilk fiziksel aktivitelerimizden biri olan Fashion Prime fuarıyla eş zamanlı olarak Bulgaristan, Hırvatistan ve Fas’tan gelen alıcılar ile üyelerimizi buluşturduk. 2018 yılında Hollanda’ya, 2019 yılında Almanya, Hollanda ve Belçika merkezli firmalarla, 2020 yılında Hollanda ve çevre ülkelerdeki alıcılarla hem fiziksel hem sanal iş görüşmeleri organizasyonu düzenledik. 2021’de Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliğiyle birlikte İspanya Sanal Ticaret Heyeti düzenledik.”

 

Avrupa’nın ilgisini Türkiye’ye kaydırmasını kanıtlar nitelikte

 

2021 yılı Kasım ayında Danimarkalı hazır giyim markalarını İzmir’de ağırladıklarına değinen Seray Seyfeli, 35 firmanın katılımıyla ikili görüşmeler organize ettiklerini söyledi.

 

“Bu alım heyeti teklifinin Danimarka tarafından gelmesi ise Avrupa’nın yakın coğrafyadan tedarik konusunda özellikle ilgisini Türkiye’ye kaydırmasını kanıtlar nitelikte oldu. Yakın coğrafyadan tedarik konusunda bir diğer kanıt ise Boohoo Grup firmasının bölgemizdeki üreticilerle tanışma toplantısı düzenleme isteğinden geldi. Dijital ortamda Boohoo Group temsilcisi ile bölgemiz üreticilerini bir araya getirdik. 4 yıllık süreçte 3 adet UR-GE projesi yürütülmüştür. Üye firmalarımızın uluslararası pazarlarda rekabet güçlerinin artırılması ve orta uzun vadede sürdürülebilir ihracat artışı sağlanması amacıyla Almanya, Hollanda, İngiltere ve İskandinavya ülkelerine yönelik ‘Hazır Giyim İhracatını Geliştirme Projesi’ başarılı bir şekilde tamamlanmıştır.”

 

EHKİB sürdürülebilirlikte ilk sıralarda olan İskandinav ülkeleriyle uzun zamandır temas halinde

 

Seyfeli, “Proje kapsamında hedef pazarlarımızdan biri olan Danimarka’ya yönelik kurgulanan faaliyetler dizisi kapsamında, UR-GE firmalarımızla 7-9 Ağustos 2018 tarihlerinde Kopenhag’da düzenlenen hazır giyim marka fuarları olan CIFF ve Revolver ziyaret edilmiştir. 26-29 Kasım 2018 tarihlerinde Hazır Giyim İhracatını Geliştirme UR-GE Projesi kapsamında Danimarka’nın Kopenhag ve Ikast şehirlerinde 12 firmamızın katılımıyla ikili iş görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. 2019 yılının Mayıs ayında İsveç’in Stocholm şehrine yönelik İskandinav merkezli firmalarla proje katılımcısı firmalarımız arasında ikili iş görüşmeleri gerçekleştirilmiştir.” dedi.

 

Temiz moda üretiminin merkezi olmayı hedefliyoruz

 

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Toygar Narbay, 2021 yılının ilk yarısında ‘EİB Sürdürülebilirlik Günleri’ adı altında gerçekleştirdikleri eğitimlerini, yılın ikinci yarısında Sürdürülebilirlik Akademisi ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği iş birliği ile devam ettirdiklerini anlattı.

 

“İşletmelerimizde sürdürülebilir üretim yapabilmek amacıyla büyük bir dönüşüm içerisindeyiz. Dönüşümü işletmelerimizden önce bakış açımızda ve sosyal sorumluluk bilincimizde başlatmamız gerektiğini ve sektör temsilcilerine düşen payın daha fazla olduğunu biliyoruz. Türkiye olarak bu dönüşüme liderlik etmek için büyük çaba sarf edip gelecekteki temiz moda üretiminin merkezi olmayı hedefliyoruz. 4 yıllık süreçte fiziksel ve dijital ortamda birçok eğitim serisi düzenlenmiş, ünlü konuşmacılar ağırlanmıştır. 2 milyon dolar üzeri ihracat yapan firmalarımız her yıl bronz, gümüş, altın ve platin kategorilerinde ödüllendirilmiştir. 2021 yılında 2 milyon dolar üzeri ihracat yapan firmalarımız için 23 Şubat 2022 tarihinde ödül töreni organizasyonu düzenlenecektir.”

 

EHKİB geleceğe yatırım yapıyor: Tekstil mühendisliğinin doluluk oranı yüzde 83’e çıktı

 

Toygar Narbay, firmaların nitelikli tekstil mühendisliği ihtiyacına cevap verebilmek amacıyla lise öğrencisi gençlere Tekstil Mühendisliği bölümünün tanıtılması için Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği ‘Tekstil Mühendisliği Algısının Yükseltilmesi’ projesini yürüttüklerinden bahsetti.

 

“Projenin üçüncü yılındayız. İlk 20 bine giren öğrencilere net asgari ücret tutarında, 20-50 bin arasındaki öğrencilere asgari ücretin yüzde 70’i 50-80 bin arasındaki öğrencilere ise asgari ücretin 50’si kadar burs veriyoruz. Bu yıl dahil proje kapsamında tekstil mühendisliği bölümünü tercih eden ve ilk 80 binde yer alan toplam 230 öğrenci burs almaya hak kazandı. En az bir dönem uygulamalı staj imkanı olan projemizde, Tekstil mühendisliği bölümünde okuyan öğrencilerin yüzde 16’sı henüz mezun olmadan önce iş hayatına başlayarak uygulamalı deneyim kazanma fırsatına sahip olmaktadır. Projeden önce tekstil mühendisliği bölümünün doluluk oranları yüzde 42 seviyelerindeyken, şu anda bu oran yüzde 83.”

 

McKinsey: Türkiye, moda tedarikçisi ülkeler arasında en çok öne çıkan ülke 

 

Narbay, sektörün; hazırgiyim, tekstil ve deri giyim dahil ihracatının 35 milyar dolar ve iç pazar üretimiyle birlikte 55 milyar dolarlık bir endüstri olduğunun altını çizdi.

 

“Hazırgiyim sektörü tek başına 17 milyar dolar net katma değer yaratıyor. Bu anlamda dış ticaret açığını azaltan, net döviz fazlası veren en büyük sektör konumunda. Sağlam sürdürülebilir alt yapımız, temiz üretime yaptığımız yatırımlar ve Avrupa’ya olan yakınlık avantajımızla 2022 yılında Türkiye geneli hazır giyim ihracatımızın 22 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşeceğini, EHKİB olarak ihracatımızın ise 1,6 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşeceğini öngörüyorum. 2022 yılı için moda sektörü ile ilgili tahminlerde bulunan McKinsey'nin de belirttiği gibi Türkiye, moda tedarikçisi ülkeler arasında en çok öne çıkan ülke olarak görünmektedir. Ülkemizin sektörde sürdürülebilir üretim alanında yatırımlarını arttırması ile önemli fırsatlar yaşanacağını düşünüyoruz. Özellikle geri dönüşüm merkezlerinin kurulması, geri dönüştürülmüş malzemelerle hammadde üretiminin artması, Türkiye’yi daha çok tercih edilen tedarikçi ülke konumuna getirecektir.”

 

 

YILLAR 

TÜRKİYE GENELİ

EHKİB

2018

                  17.642.156.545 

               1.355.517.151 

2019

                  17.700.868.706 

               1.312.964.266 

2020

                  17.143.440.903 

               1.306.412.860 

2021

                  20.250.437.771 

               1.488.643.337 

 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Petrol Ofisi, Türkiye madeni yağlar sektöründeki liderliklerini 2021 yılında da geliştirerek sürdürdü

Petrol Ofisi, 2021 yılında pazarın üzerinde bir büyüme gerçekleştirerek Türkiye madeni yağlar sektöründeki liderliklerini devam ettirdi. PETDER verilerine göre pazar paylarını madeni yağ ve kimyasallar pazarında yüzde 31’e, madeni yağ pazarında ise yüzde 29,7’ye çıkaran Petrol Ofisi, her iki alanın da yine lideri oldu. 

 

Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper:

“Faaliyetlerimize, yatırımlarımıza ve başarılarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.”

 

Petrol Ofisi Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu:
“Lidere yakışır şekilde her koşulda, en iyiye, en doğruya, en mükemmele odaklandık”

 

Petrol Sanayi Derneği (PETDER) verilerine göre Türkiye madeni yağ ve kimyasallar pazarı 2021 yılında yaklaşık yüzde 10.2 büyüyerek toplam 384.682 tonluk satışa ulaştı. Türkiye madeni yağ ve kimyasallar pazarında Petrol Ofisi, kaydettiği istikrarlı büyümesini devam ettirdi ve her iki alandaki liderliğini de güçlendirerek sürdürdü. İmza attığı başarılara zorlu pandemi döneminin ikinci yılında da devam eden Petrol Ofisi, 2010’da üstlendiği madeni yağ ve kimyasallardaki liderliğini, pazar payını yüzde 31’e çıkartarak, 12’inci yılına taşıdı. Petrol Ofisi, madeni yağlar pazarında ise 2019’da eriştiği liderliğini, 2021’de pazar payını yüzde 29.7’ye taşıyıp güçlendirerek, aralıksız sürdürdü. 

 

Maxima markası ile binek araç yağlarında yüzde 20.4’e ulaştı

PETDER verilerine göre güçlü büyümesine devam eden Petrol Ofisi her iki alanda liderliklerini sürdürürdü. Türkiye madeni yağlar ve kimyasallar pazarındaki hemen hemen tüm alanlarda satış tonajlarını ve pazar paylarını geliştirdiği gözlemlenen Petrol Ofisi’nin Maxima markası ile binek araç yağlarında pazar payını yüzde 20.4 çıkartarak kaydettiği artış ise dikkat çekti. 

 

Toplam satışta 148 bin tona, ihracatta ise 11 bin tona ulaştı 

Petrol Ofisi, 2021 yılında toplam satış rakamını 148 bin tonun üzerine taşıdı. İç pazarın yanı sıra küresel pazarda da satışlarını güçlendiren Petrol Ofisi, 4 kıtada 33 ülkeye yaptığı madeni yağ ihracatını da 11 bin tonun üzerine çıkarttı. Petrol Ofisi, madeni yağlar alanında da ileri teknolojisi, yüksek üretim ve depolama kapasiteleri ile öne çıkıyor. Petrol Ofisi, yaklaşık 140 bin tonluk yıllık üretim ve 66 bin tonluk depolama kapasiteli Kocaeli Derince’deki madeni yağ fabrikası ile 400’den fazla zengin ürün gamına sahip. Tesiste yer alan alanındaki en gelişmiş merkezlerinden biri konumundaki Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi – POTEM de, gerçekleştirdiği yılda yaklaşık 150 bin test ile de başta kamu kuruluşları olmak üzere tüm sektöre hizmet veriyor. 

 

“Faaliyetlerimize, yatırımlarımıza ve başarılarımıza hız kesmeden devam ediyoruz”

Petrol Ofisi’nin pandemi koşullarındaki performansına vurgu yapan Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper, “Küresel pandeminin getirdiği zorlu şartlar, Petrol Ofisi olarak her alanda yakaladığımız istikrarlı başarılarımızı olumsuz etkileyemedi diyebilirim. Hatta bu zorlu koşulların pekiştirdiği birlik beraberlik ruhumuzla, katkı sağladığını da söyleyebilirim. Son 4 yılda sektörümüz, birçok açıdan olumsuzluğun yaşandığı üst üste ‘kusursuz fırtınalar’ geçirdi. Ancak, ülkemizin en büyük şirketlerinden biri, bu topraklarda doğmuş Türkiye’nin en büyük değerlerinden biri olarak Petrol Ofisi, gücü ve azametine yakışır bir şekilde, her zaman olduğu gibi bu zorlu süreçleri de başarı ile ve hatta daha da güçlenerek geride bırakmıştır. Tüm bunlar, gerek EPDK ve gerekse PETDER verilerindeki rakamlarda da somut olarak görülebiliyor. PETDER’in 2021 yılı madeni yağlar ve kimyasallar raporuna baktığımızda, Petrol Ofisi’nin hemen hemen tüm alanlarda satışlarını geliştirdiği, pazarın üzerinde büyüme kaydettiği ve bu alanda mevcudiyetindeki iki liderliği de pekiştirerek, aralıksız sürdürdüğü görünüyor. Bu çok önemli bir başarı. Ancak madeni yağ alanında ulaşılan bu rakamlara, pandemi koşullarının yanı sıra bir yandan dev bir dijital dönüşüm, bir yandan Texaco üretim, satış ve dağıtımına hazırlıklar ile ilk üretimine başlanması, diğer yandan yeni yatırımlar yapılırken yeni ürünler geliştirilirken, yeni müşteriler kazanılırken ulaşıldı. Dolayısıyla madeni yağlar alanında elde edilen bu başarı, Petrol Ofisi açısından çok daha değerli. Bu başarıda imzası bulunan çalışma arkadaşlarımızdan, paydaşlarımıza, distribütörlerimizden bayilerimize kadar herkese teşekkür ediyorum” dedi. 

 

“Lidere yakışır şekilde her koşulda, en iyiye, en doğruya, en mükemmele odaklandık”

Petrol Ofisi’nin hem akaryakıt hem de madeni yağ ve kimyasallar alanında sadece pazar ya da sektör lideri olmadığını, sektörüne, ülkesine katkıda bulunma, örnek olma gibi sorumluluklar da taşıdığını belirten Petrol Ofisi Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu da, “Çok güçlü bir altyapımız, üretim teknolojimiz, gücümüz ve kabiliyetimiz var. Fakat en önemlisi, başarıya inanmış ve adanmış çok güçlü bir aileyiz. Bununla birlikte, akaryakıtta olduğu gibi madeni yağlar ve kimyasallar alanında da Türkiye’nin en büyük dağıtım ağına sahibiz. 400’ü aşkın zengin ürün gamımız ve tüm ülkeye yayılmış yaklaşık 20 bin satış noktamız ile Türkiye’nin hemen hemen tüm madeni yağ ihtiyaçlarının, ileri teknolojili ürünler ve yüksek hizmet kalitesi ile ideal çözümlerine, kolay, hızlı erişim olanağı sağlıyoruz. Teknolojiyi çok seviyor ve kullanımını sürekli güncel tutuyoruz. 

 

“Yarının ihtiyaçlarını bugünden çalışıyoruz”

Hem mevcut ihtiyaçlar, hem de yarınlar için POTEM ile yeni ürünler üretiyor, mevcut ürünlerimizi sürekli geliştiriyoruz. Başta otomotiv olmak üzere ilgili tüm alanlardaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Distribütörlerimiz, bayilerimiz ve müşterilerimizle bir bütün olarak, hem bugün hem de geleceğe yönelik düşünüyor, çalışıyor, ürün ve hizmetlerimizi geliştiriyor, yatırım yapıyoruz. Son dönemde performans, verim artışı ve tasarruf sağlayan yağlarımızı piyasaya sunduk. Geçen yıl da birçok alanda yeni ürünlerimizi hizmete sunduk. Hibrit araçlara yönelik bir motor yağımızı ve tüketicilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda kullanıma hazır antifrizli ürünlerimizi tüketicilerimizle tanıştırdık. Bununla birlikte önemli küresel markalardan Chevron ile dünyaca ünlü Texaco markalı madeni yağ ürünlerinin Türkiye’de üretimi, satış ve dağıtımına ilişkin sözleşmeyi Eylül 2020’de imzalamıştık. Bu 70 yıllık köklü dostluğumuza dayanan ve aynı zamanda küresel bir markanın ülkemize olan güven ve inancını gösteren iş birliğinde, planlama ve hazırlıklarını tamamlayarak Türkiye’de Texaco madeni yağlarının ilk üretimine Kasım 2021’de başladık. Pandemi koşullarında ve birçok alanda farklı güçlü çalışmalar yürüttüğümüz bu dönemde, iç pazarda yeni müşteriler, ihracatta yeni ülkeler kazandık, satışlarımızı arttırdık. Tüm bu zorlu koşullara karşın 2021 yılında da, PETDER verilerine de yansıyan rakamlarla birlikte, her alanda büyüme kaydettik, hem madeni yağlar ve kimyasallar, hem de madeni yağlar pazarlarında liderliklerimizi yine geliştirerek ve istikrarla sürdürdük. Tüm bu nedenlerle 2021’de elde ettiğimiz bu başarı, bizler için çok daha kıymetli. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı