Aylık arşivler: Mayıs 2022

TKP’den Gezi açıklaması: Bu düzeni boyun eğmeyenler değiştirecek

Türkiye Komünist Partisi Haziran Direnişinin dokuzuncu yıl dönümünde bir açıklama yayımladı. Haziran Direnişinin milyonlarca emekçinin AKP hükümetinin yıllar boyunca hayata geçirmeye çalıştığı dönüşümlerle hesaplaşmasının sonucu olduğu ifade edilen açıklamada, Gezi davasında alınan hukuksuz kararların da hükümsüz olduğu belirtildi.

 

"Bu düzeni boyun eğmeyenler değiştirecek" başlıklı açıklama şöyle:

 

9 yıl önce Taksim’de başlayan direniş Türkiye tarihinin en önemli halk hareketlerinden biriydi.

 

Haziran Direnişi milyonlarca emekçinin öfkesinin ürünüydü. Bu öfke Erdoğan’a ve AKP hükümetine karşı bir direnişte somutluk kazandı. Direniş, AKP’nin her istediğini keyfince yerine getiremeyeceğini gösterdi.

 

Haziran Direnişi “AKP Türkiyesi”ne karşı bir mücadeleydi. AKP’nin yıllar boyunca hayata geçirmeye çalıştığı dönüşümlerle hesaplaşmanın ürünüydü. Laiklik ve yurtseverlik halkın özgürlük mücadelesinin merkezindeydi.

 

Haziran Direnişi AKP’yi ve Erdoğan’ı dizginleme çabalarının nasıl boşa düştüğünün de ispatıydı. Halk hareketi meclis muhalefetinin yıllar boyunca yapamadığını yapmış, AKP’ye ve Erdoğan’a dur demişti.

 

Haziran Direnişi AKP’nin en büyük korkusu oldu. Erdoğan herkesle pazarlığa oturabilirdi ama bir halk hareketiyle asla boy ölçüşemezdi. Bugün kurmaca davalarla, altı boş suçlamalarla geçmişin unutturulmaya çalışılmasının nedeni budur.

 

Çünkü Haziran Direnişi meşrudur. Çünkü Haziran Direnişi bu memlekette umudun asla tükenmeyeceğinin işaretidir. Gezi davasında açıklanan karar geçersizdir. Halkın direnme hakkını mahkum etmeye çalışanlar her gün boyun eğmeyenlerin gölgesinde küçülmektedir, alçalmaktadır. Tutuklular derhal serbest bırakılmalıdır.

 

Karanlığa karşı yıllardır aydınlanma mücadelesi verenlere selam olsun!

Asla boyun eğmeyeceklere selam olsun!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İğnedere, Gelir Getiri Ağaç Türleriyle Kalkınacak

PEHLİVAN: TARIMIMIZI BÜYÜTECEĞİZ

 

İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’nün “Gelir Getirici Tür Ağaçlandırması" projesi kapsamında İğnedere’deki 10 bin dekar üzerine 5 yıl önce dikilen zeytinlik alanının kullanım hakkı,  çekilen kura sonucu 34 çiftçiye verildi. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’ne teşekkür eden Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan, “Hayat paylaştıkça güzel” dedi.

 

İzmir Orman Bölge Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Gelir Getirici Tür Ağaçlandırması" projesi kapsamında Menemen’in İğnedere Mahallesi'nde 10 dekarlık bir alanda 2017 yılında dikilen 3 bin zeytin ağacı, 34 çiftçiye düzenlenen sertifika töreni ile dağıtıldı.

 

 Törene İzmir Orman Bölge Müdürü Zafer Derince, Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan, AK Parti Menemen İlçe Başkanı Ahmet Can Çelik, İzmir Orman İşletme Müdürü Ersen Çetin, Menemen İlçe Tarım Müdürü Fatih Çiçek, muhtarlar ve çok sayıda mahalle sakini katıldı.

 

ÇİFTÇİ: DEVLETİN ŞEFKATLİ ELİNİ HİSSEDİYORUZ

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından kürsüye çıkan İğnedere Mahalle Muhtarı Kadir Çiftçi, “Devletimizin şefkatli elini, bu dönem her daim hissediyoruz. Bakanlığımızın mahallemizde yaşayan vatandaşlarımızın gelir seviyelerini artırmak için yapmış olduğu Gelir Getirici Tür Ağaçlandırma Projesi’ne gönül veren herkese teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun” dedi.

 

PEHLİVAN: HAYAT PAYLAŞTIKÇA GÜZEL

Tüm dünyanın yaşamış olduğu Kovid-19 sürecinin, tarımın, üretmenin, sağlıklı gıdaya ulaşmanın önemini gösterdiğini ifade eden Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan, “Bugün de devletimizin tarıma ve çiftçilerimize vermiş olduğu önemin güzel bir örneğini, İğnedere Mahallemizde yaşıyoruz. Hayat paylaştıkça güzel. Unutmayalım ki bu topraklar 6000 yıldır tüm medeniyetlere, tüm kültürlere, tüm farklılıklarımızın doğal yaşam alanı olmuştur. Bu değerlerimizi paha biçilmez bir zenginlik olarak görüyor, bu zenginliği koruyarak, güçlendirerek gelecek nesillere ulaştırmayı kendimize görev addediyoruz. Menemen Belediyesi olarak aklı ve bilimi kılavuz edinerek, doğru projeler üreterek tarımımızı büyüteceğiz. Şahsım ve İğnedere’deki tüm çiftçilerimiz adına, yöre halkımıza desteğini hiçbir zaman esirgemeyen İzmir Orman Bölge Müdürlüğümüze teşekkürlerimi sunuyorum. Çiftçilerimize de bereketli, bol kazançlı bir dönem diliyorum” diye konuştu.

 

DERİNCE: HER ZAMAN YANINIZDAYIZ

Orman Genel Müdürlüğü olarak orman köylülerinin daima yanında olduklarını belirten İzmir Orman Bölge Müdürü Zafer Derince ise, “Orköy desteklerimizin yanı sıra son 10-15 yıldır atıl durumda bulunan ormanlarımızda kırsalda yaşayan vatandaşlarımıza yönelik, gelir getirici ağaçlandırma çalışması yapıyoruz. Bu kapsamda 2017 yılında İğnedere’deki 10 hektarlık alanda diktiğimiz 3 bin zeytin ağacını bugün çekeceğimiz kura ile 34 çiftçimizin kullanımına sunacağız. Bu tür ağaçlandırmaları yapmaktaki maksadımız ülkemizin akciğerleri olan ormanlarımızı, bu alanlara bağımlı olarak yaşayan orman köylümüzle birlikte yönetmek, vatandaşlarımızın ormanları sahiplenmesini sağlamak ve onları yerinde kalkındırmaktır. Zeytinlik alanımızın çiftçilerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.  

 

Çekilen kura sonucu 3 bin zeytin ağacının tahsisi 34 çiftçiye verildi. Program çekilen toplu fotoğrafın ardından sona erdi.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Rektör Budak, Bergama ve Aliağa’da akademisyen ve öğrencilerle bir araya geldi

 EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, ilçelerdeki akademik birimleri ziyaret etmeyi sürdürüyor

 

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, periferide bulunan kampüsleri ziyaret etmeye devam ediyor. Bergama Meslek Yüksekokulu ve Aliağa Meslek Yüksekokulunu ziyaret eden Rektör Budak, meslek yüksekokullarının öğretim görevlileri, öğrenciler ve idari personel ile bir araya geldi. Ziyaretlerde Rektör Budak’a,  Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan ile Bergama MYO Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Nedim Çetinkaya ve Aliağa MYO Müdürü Doç. Dr. Sevil Şener eşlik etti.

 

Programı kapsamında ilk olarak Bergama Meslek Yüksekokulu kampüsünde incelemelerde bunan Rektör Budak,  akademik personel ile toplantı yaparak; eğitim öğretim, araştırma geliştirme, proje ve yayın, topluma hizmet ve sosyal sorumluluk alanlarında sürdürülen faaliyetleri değerlendirdi. Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu ve Bergama Kaymakamı Mahmut Kaşıkçı ile birlikte öğrencilerle sohbet eden Rektör Budak, ardından fresko tekniği ile yapılan fresk duvar sanatı çalışmalarına katıldı.

 

Pandemi nedeniyle ilçe okulları ile çok sık bir araya gelemediklerini belirten Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Bundan sonraki dönemlerde bir aksilik olmazsa daha fazla bir araya geleceğiz. İnşallah bundan sonra eğitim öğretim pandemi öncesi gibi yüz yüze olacak. Bu benim kişisel fikrim ama yüz yüze eğitimin yerini hiçbir şey dolduramıyor. Bilgi çağı ve dijitalleşme çok önemli ama akademisyen ile öğrencinin sınıf ortamında bir arada olmasının yeri çok farklı. Hepimizin bu süreçte birbirimizin kıymetini daha iyi anladığına inanıyorum” dedi.

 

“Ülkemizin eğitimli insanlara ihtiyacı var”

Bergama Meslek Yüksekokulunda eğitim öğretim ve araştırma geliştirme ile ilgili birçok önemli gelişmenin olduğunu vurgulayan Rektör Budak,  “El birliği ile altyapımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Spor altyapımızı, beslenme ve barınma olanaklarımızı daha iyi noktaya taşıyoruz. Sizleri dinlemek için buradayız.  Sizlere tavsiyem,  ön lisans eğitiminizi bitirdikten sonra dikey geçiş ile lisansa tamamlamaya çalışın. Lisansüstü eğitime devam edin. Yabancı dilinizi geliştirin. Ülkemizin eğitimli insanlara ihtiyacı var. Üniversitemizde yeni bir uygulamayı hayata geçirdik. Ön lisans ve lisans programlarında öğrenimlerine devam eden öğrencilerin ders dışı araştırma, eğitim, sosyal-kültürel-sanatsal ve sportif etkinliklerini belgelendirerek Ek Gelişim Etkinlikleri (EGE Plus)  karnesi veriyoruz. Bu karne size özel. Sektöre başvurduğunuzda diplomanız ve mesleki yeterliliğinizin yanı sıra; diğer alanlarda da bir belgeniz olarak faydalı olacak. Özgeçmişinizi güçlendirecek. Özel sektörün sizlere çok ihtiyaç var. Üniversitemiz hem araştırma üniversitesi statüsü aldı hem de YÖKAK’tan tam kurumsal akreditasyon aldı. Uluslararası kalitede bir yükseköğretim kurumu olduk. Daha yapacağınız pek çok projemiz var. Sizler için ülkemiz için daha çok çalışmaya devam edeceğiz. Bu güzel ve sıcak ağırlamanız için hepinize teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

“Bergama, bir dünya kenti olma yolunda hızla ilerliyor”

Bergama’nın kendine has özellikleri olan İzmir’in en kıymetli ilçelerinden birisi olduğunu söyleyen Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, “Tarihi ve coğrafi özellikleriyle, doğal güzellikleriyle çok müstesna bir ilçede yaşıyoruz. Aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası şehri olması sebebiyle gerçekten ülkemizin göz bebeği. Bergama çevresindeki gelişmeler ilçenin tarihini değiştirecek nitelikte. Özellikle ulaşımdaki gelişmeler şehrimizi daha farklı bir kimliğe büründürüyor. Bergama planlı bir şekilde ticaret ve sanayi şehri olma yolunda da ilerliyor. Organize Sanayi Bölgelerindeki doluluk oranlarının artması, katma değeri yüksek teknolojik ürünlerin üretildiği bir serbest bölgenin kurulması yönündeki atılan adımlarla Bergama gelişiyor. Siz değerli öğrenciler okulu bitireceksiniz, belki birçoğunuz ilçemizden ayrılacak. Bizim dileğimiz Bergama’da kalmanız, Bergamalı olmanız. Burada iş hayatı çevresi oldukça hızlı gelişiyor ve değişiyor. Bergama, bu özellikleriyle bir dünya kenti olma yolunda hızla ilerliyor. Bu kabuk değiştirmeyi inşallah sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz. Rektörümüz Prof. D. Necdet Budak’a değerli ziyaretleri için çok teşekkür ediyorum” dedi.

Rektör Budak, gençlerle masa tenisi oynadı

Aliağa Meslek Yüksekokulunu da ziyaret eden Rektör Budak,  öğretim elemanları ve öğrencilerle görüştü. Öğrencilerin görüş ve taleplerini de dinleyen Rektör Budak, Aliağa Meslek Yüksekokulunun başta eğitim öğretim olmak üzere hem fiziki hem donanım altyapısını daha da güçlendirmeye devam edeceklerini söyledi. Öğrenciler tarafından gerçekleştirilen sosyal ve sportif etkinliklere de katılan Rektör Budak, gençlerle masa tenisi oynadı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yeni Sanal Dünya: Metaverse

Metaverse: Gerçek dünya ve sanal dünya küresel ölçekte birleşecek
 

Daima sürdürülebilir başarıyı hedefleyen ve global bir marka olma yolunda ilerleyen oyunfor'un Genel Müdürü Mehmet Dumanoğlu, sanal gerçekliğin yeni odak noktası olan Metaverse’ün şu anki durumu ve geleceği ile ilgili görüşlerini paylaştı.

 

Son dönemde adından sıklıkla bahsettiren yeni ‘sanal dünya’, Metaverse’ten bize kısaca bahsedebilir misiniz?

Kelime anlamı olarak, ‘Meta’ Yunanca’da ‘sonra, öte’ anlamına geliyor. Bu kelime ile İngilizce bir kelime olan ‘universe’ün birleşmesiyle türetilen Metaverse, özetle ‘evren ötesi’ anlamına geliyor.

 

Metaverse, Web 3.0 ile birlikte hayatımıza giren ‘dijital iletişim’ konusunu bir üst çıtaya ulaştırmayı hedefleyen, iddialı bir proje. Aslına bakarsanız birçok oyun, birçok dijital proje kendi içinde birer metaverse’e sahip ama Meta firmasının (Facebook’un yeni adı) el attığı ve milyonlarca dolarlık yatırım yaptığı Metaverse evreni, küresel ölçekte çok daha büyük bir kitleye ulaşmayı hedefliyor.

 

Peki Metaverse’te kullanıcıları neler bekliyor?

Son dönemde gerek ulusal basında, gerekse sosyal medyada sıklıkla Metaverse haberlerine rastlıyoruz. Özellikle Metaverse dünyasında ‘arsa’ almanın ne kadar rağbet gördüğünü fark etmişsinizdir. Metaverse dünyasına adım attığınızda orada sanal bir karakter (avatar) ile var olmanın yanı sıra gerçek dünyadaki arsaların dijital versiyonlarını satın alabiliyor ve daha sonra bunları yüksek fiyattan satma imkanınız bulunuyor. Tabii ki burada tek bir Metaverse’ten bahsetmek mümkün değil. Örneğin, Arjantinli bir girişim olan Decentraland, MANA adındaki coin’le arsa alımına izin veriyor. Bu proje şu anda dünyada en çok rağbet gören ‘arsa satın alımı’sunan projeler arasında.

 

Bunun yanı sıra Metaverse’te birçok firmanın mağazalarını gezebiliyor, etkinliklerine katılabiliyor ve evinizden çıkmadan o başka bir dünyanın olanaklarından faydalanabiliyorsunuz.

 

Metaverse dünyası şu anda sanal bir hayat yaşamaya elverişli mi?

Açıkçası, Metaverse henüz emekleme aşamasında. Zaten Meta’nın kurucusu Marc Zuckerberg de son açıklamasında önümüzdeki beş – altı yılda hissadarların Metaverse’e milyonlarca dolar yatırım yapmaları gerektiğinden bahsetti. Hatırlarsanız Facebook da ilk kurulduğunda çok kısıtlı bir kitleye hitap ediyordu ama yıllar içinde gelişerek milyarlarca insanın üye olduğu bir platforma dönüştü; aynı durum Metaverse için de geçerli. Birçok firma zamanla sanal dünyadaki varlıklarını güçlendirecek ve evimizden çıkmadan bir konsere katılacak, mağazadan alışveriş yapacak ve hatta mekanları gezebileceğiz. Tabii ki tüm bunlar için zamana ihtiyaç var.

 

Bazı oyunların Metaverse’te boy gösterdiğini görüyoruz, bize bu oyunlardan biraz bahsedebilir misiniz?

Evet, birkaç adet önemli oyun ve firma Metaverse’te varlıklarını güçlendirmeye çalışıyor. Bunların başında Roblox geliyor. Oyunlar ve farklı dünyalar yaratmanıza olanak tanıyan Roblox hali hazırda Z kuşağının Metaverse’ü olmuş durumda. İlerleyen zamanlarda Roblox’un çok daha geniş kitlelere hitap etmesi ve oyuncuların bu dünyada daha da etkin bir biçimde var olması hedefleniyor.

 

Metaverse’e Travis Scott konseriyle imza atan Epic Games’in Fortnite’ı da çok önemli bir yerde. Fortnite’ta da şu anda sanal bir hayat bulunuyor ve Epic Games, oyunu daha da geniş bir evrene dönüştürme hedefinde olduğunu vurguluyor.

 

Metaverse ile ilgili verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkür ediyoruz.

Ben de çok teşekkür ederim; Metaverse zaman geçtikçe daha da heyecan verici gelişmelere gebe olacak. Tekrar bu konu hakkında konuşmak dileğiyle…

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

DoktorTakvimi Sağlık Sektöründe Dijital Dönüşüme Öncülük Etmeyi Hedefliyor

Sağlık araştırması yapan kullanıcılarla, doktor ve uzmanları bir araya getiren platformlar arasında en büyüğü olan DocPlanner çatısı altında faaliyet gösteren DoktorTakvimi, sadece hekimlerin değil hastaların da hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor.  Online randevunun yanı sıra hastalara uzaktan sağlık hizmeti ve online ödeme gibi hizmetler de sunan DoktorTakvimi’nin CEO’su Hakan Türkoğlu, sağlık sektöründe dijital dönüşümde en üst sırada yer aldıklarının altını çiziyor.

 

Türkiye’nin alanında en büyük online sağlık platformu olan DoktorTakvimi, randevularını online bir şekilde yönetmek isteyen hekim ve uzmanları, hasta ve danışanlarla buluşturmaya devam ediyor. Hekim ve uzmanlar DoktorTakvimi’nin desteğiyle online görünülürlüklerini artırırken, sağlık araştırması yapan hasta ve danışanlar da kolaylıkla doktor randevularını oluşturabiliyor. DoktorTakvimi’nin sisteminde 185 binden fazla hekim ve uzman profili yer alıyor.

 

Aylık 9 milyon tekil kullanıcının ziyaret ettiği DoktorTakvimi’nin CEO’su Hakan Türkoğlu, sundukları hizmetleri şöyle anlatıyor: “Hekimlere sadece bir online randevu takvimi sunmakla kalmıyor; 7 gün 24 saat çalışan aktif bir yazılım ve beraberinde çağrı merkezi desteği de veriyoruz. Hasta ve danışanlara randevularını hatırlatıcı hizmetler, web sitesi desteği gibi hekimin ve uzmanın işlerini organize etmesinde, online görünürlüğünü sağlamasında kilit rol oynayan hizmetleri de sunuyoruz. Hastalar ise DoktorTakvimi’nin güvenilir altyapısıyla uzaktan sağlık hizmeti ve online ödeme gibi hizmetlerden faydalanabiliyor.”

 

“Kendimizi SaaS* olarak konumlandırıyoruz ve her zaman sağlık sektöründe dijital dönüşümde en üst sırada yer alıyoruz” diyen Türkoğlu, online randevu özelliğini ilk kullanan marka olmanın yanı sıra şimdi de uzaktan sağlık hizmetinde bir ilke imza attıklarının altını çiziyor. DoktorTakvimi olarak hedeflerinin sağlık sektöründe dijital dönüşüme öncülük etmek olduğunu hatırlatan Türkoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hastaların ve uzmanların hayatını kolaylaştıracak çözüm önerilerimizi artırmak, daha kaliteli hale getirmek, hastaların  ve danışanların ilk aklına gelen sağlık uygulaması olarak kalmak en büyük hedefimiz. Bu nedenle hem mobil uygulama için geliştirmelerimizi yapıyor, hem de gelişen teknolojiyi çok yakından takip ediyoruz.”

 

 

*SaaS (Software as a Service-Hizmet olarak yazılım) kullanıcıların bulut tabanlı uygulamalara internet üzerinden bağlanmasını ve bunları internet üzerinden kullanmasını sağlar.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Metaverse’de Arsa Mı Seyahat Mi

“Katılımcıların 28’i yeni evrende arsa sahibi olmak isterken, en çok arzu edilen63 oranla sanal alemde sınırsız seyahat edebilmek”

 

Son dönemlerde teknoloji dünyasını kasıp kavuran ve en çok konuşulan konu hiç kuşkusuz METAVERSE. Bilim kurgu romanlarından ve filmlerinden çıkıp hayatımıza giren bu kavram aslında birçok alanı kapsıyor. Araştırma firması Twentify, merak uyandıran ama aynı zamanda kafaları karıştıran Metaverse kavramını ve toplumun bu konudaki bilgisini değerlendirdiği bir araştırmaya imza atıyor. 

 

 Geleceğin kavramları olarak değerlendirilen Metaverse ve NFT, toplum tarafından ismen bilinse de içerik olarak hala büyük bir bilinmezlik yaratıyor. Sanal mağazalar, sanal gerçeklik gözlükleri, sanal sanat eserleri ve sanal arsalar artık gerçeklikte bildiğimiz her şey sanal ortamlarındaki versiyonları üzerinden konuşuluyor. 

 

Twentify, 24 Mart – 11 Nisan 2022 tarihleri arasında Türkiye genelinde Kadın-Erkek 18-45+ yaş aralığında 628 Katılımcı ile gerçekleştirdiği araştırma ile toplumun Metaverse bilgisini ve deneyimlerini değerlendiriyor. 

 

Metaverse Nedir?

Araştırmaya katılanların 63’ü çok emin olmasa da Metaverse hakkında bir bilgi sahip olduklarını belirtiyor. Kendinden emin bir şekilde Metaverse’ü açıklayabilenlerin oranı ise sadece 21.

 

Genel olarak Metaverse kavramını anlatan gerçek dünyanın sanal kopyasında sanal arsalar alıp, evler yapıp sanal karakterle yaşayabileceğimiz bir evren” cümlesini kuranlar ise 55 oranında.

 

METAVERSE GİRİŞ BEDELİ: 2.233 TL

39 oranında katılımcı, Metaverse evreninin sanal dünya ile gerçekliğin birleşimi olduğuna inanırken 37 oranında bir kitle ise Metaverse dünyasına sadece sanal gerçeklik gözlükleriyle girilebileceğini düşünüyor. Bu düşünce doğrultusunda 30’luk bir kesim bu evrende var olabilmek için sanal gerçeklik gözlüğü alabileceğini ifade ediyor. Bir gözlük için ayırabilecekleri bütçe ise ortalama 2233 TL. 55 katılımcı ise 1000 TL’den fazla vermeyeceğini ifade ediyor.

 

 

HEYECAN VERİCİ TEKNOLOJİK BİR GELİŞME: METAVERSE

Tüm dünyada konuşulması insanlarda büyük bir kavram olduğu hissini yaratıyor. Genel olarak “Metaverse” heyecan verici bir teknolojik gelişme olarak düşünülüyor (60). Hakkında olumlu bir kanı olsa da katılımcıların yarısı metaverse’ün tüm dünya düzenini ve insan hayatını etkileyeceğini inanıyor. 

 

Bunun geçici bir trend olduğunu düşünenler de var tabi (30). Aynı zamanda her yeni kavramda olduğu gibi korkanlar (33) veya saçma olduğunu (23) düşünen bir kitlede mevcut. 

 

Katılımcıların yarısı metaverse’ün gençlere yönelik olduğunu düşünüyor. Aynı zamanda Metaverse'de çocuklar ve yetişkinler için birbirinden ayrı alanlar/içerikler olması gerektiğini ve bu alanlara yalnızca ilgili yaş gruplarının erişebilmesi gerektiğini de inanıyorlar (80). Bu düşüncenin altında tamamen sanal dünyalardaki güvensizlik algısı yer alıyor. Özellikle kadınlar metaverse tehlikeleri arasında ilk sıraya gerçek dünyadan uzaklaşmayı (56) ve kişisel mahremiyeti koyuyor (37). Birçok kişi bu evrenin de gerçek dünyadaki gibi bazı kısıtlamalara tabi olması gerektiği ifade ediyor. (66).

 

SINIRSIZ SEYAHAT EN BÜYÜK ARZU!

Katılımcıların bu yeni evrende en çok yapmak istediği şeylerin başında sınırsızca seyahat etmek geliyor (63).  Kadınlar 68 oranla erkeklere göre sınırsız seyahati en çok isteyen kitle. Gerçek dünyada tehlikeli olabilecek ekstrem sporlar yapmak ise ikinci sırada geliyor (39)

 

KADINLAR EĞİTİM İSTİYOR!

Metaverse evreninde eğitim almak genel ortalamada 58 oranının da istenirken yine kadınlar 64 oranında bunu en çok isteyen kitle olarak dikkat çekiyor. Listenin devamında tabi oyun oynamak (58) geliyor. Diğer maddeler ise alışveriş yapmak (54), arkadaşlarıyla sosyalleşmek (53) ve yeni insanlarla tanışmak (53) oluyor. 

 

Katılımcılar Metaverse’ün faydaları olarak yaratıcılığı ve hayal gücünü geliştirdiğini (47), gerçek hayatta yapamadıkları şeyleri yapabildiklerini (44) ve hareket etmeden dünyayı görebildiklerini (40) ifade ediyor. AB SES grubu ise yeni iş fırsatları yakalamak (46) ve teknoloji okuryazarlığının artması (37) ile daha çok ilişkilendiriyor.

 

Sanal Yatırım: ARSA ALMAK

Hayatımıza ışık hızıyla giren metaverse yepyeni birçok aktiviteyi de beraberinde getiriyor. Gerçek dünyanın yansıması olarak adlandırılan bu kavram aynı zamanda geleceğe yatırım olarak da ifade ediliyor.

 

Geleceğe yatırım demekte toplum tarafında sanal alemde ürün/yer sahibi olmak anlamına geliyor. Bu doğrultuda arsa satışları büyük ilgi görüyor. Metaverse’de sanal arsa alma konusunda katılımcılar arasında net bir görüş birliği yok. Katılımcıların 28’i güvenilir olduğunu düşünmezken, 23’ü iyi bir yatırım fırsatı olarak değerlendiriyor. Aynı zamanda katılımcıların sadece 28’i metaverse’de arsa alabileceğini ifade ediyor.

 

Yatırım araçlarından bir diğeri de NFT’ler oluyor. Bir devrim niteliği taşıyan NFT, kısaca benzersiz bir dijital değeri olan sanatı ifade ediyor. Çok tartışma konusu yaratan bu konuda katılımcıların 42’si gerçek sanat ile NFT sanatın aynı değerde eserler olduğunu düşünüyor. Genel anlamda NFT’yi yatırım aracı olarak düşünenler mevcut (52) ama sadece 15 oranında katılımcı gerçekten NFT alacağını ifade ediyor.

 

Gerçek dünya gibi sanal evrende de yatırım yapmanın iyi bir yatırım fırsatı olduğu düşünülüyor. 28 oranında bu dijital varlıkların yeni evrende bir ihtiyaç olacağına inanılıyor. Dijital varlık alımlarında da görüşler ikiye ayrılıyor. En yüksek oyu ise 43 oranla dijital ürünleri satın almanın bir trend olduğunu düşünenler veriyor. 23 katılımcı ise gereksiz ve saçma buluyor. 

 

 

METAVERSE EVRENİNDE MARKALAR

Araştırmaya katılan kişilerin yarısı fiziksel dünyada ürün ve hizmetlerini kullandığı markalara metaverse’de de erişebilmek istiyor.

 

Gerçek dünyadaki fiziksel ürünlere, sanal evrendeki mağazalardan ulaşmak isteyenlerin oranı 35. Ama hala 30 oranında katılımdı gerçek dünyadaki alışverişi tercih ediyor. Katılımcıların 25’i ise sanal evrendeki dijital mağazalardan satın alma işlemini gerekli görmüyor. Zaten var olan e-ticaret sitelerini ve mobil uygulamaları kullanmayı tercih edeceklerini ifade ediyorlar

 

Metaverse markalar içinde yeni bir yatırım alanı olarak görülüyor. Birçok marka sanal dünyadaki mağazalarını açıyor. H&M metaverse’de mağaza açma konusunda en çok bilinen marka (15) olarak dikkat çekiyor. Yeni evrenin bilinen diğer isimleri de Adidas (7), Nike (7) ve Samsung (6) oluyor. Bu alanda Facebook (7), Microsoft (4) ve Apple (2) gibi dijital dünyaya hâkim isimler düşük bilinirlikle karşımıza çıkıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Denizin çocukları, Karaburun’a zaferle döndü

“Haydi Spora” ana teması ile 23-29 Mayıs tarihleri arasında Çeşme’de gerçekleştirilen “16’ncı Yarımada Spor Oyunları”nda Karaburun Belediyesi Spor Kulübü, Yelken branşında birincilik elde etti.

 

Başarı ilçede sevinç yaratırken, Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan bu başarının Belediye bünyesinde kurulan spor kulübünün önemini bir kez daha gösterdiğini ifade etti.

 

Karaburun adına yarışan sporcular, yüzme branşında 18 yaş üstü kategoride birincilik, basketbol branşında yıldız kızlar kategorisinde birincilik, genç kızlar kategorisinde üçüncülük, kros branşında yıldız kızlar kategorisinde ikincilik, yıldız erkekler kategorisinde üçüncülük, masa tenisi branşında yıldız kızlar kategorisinde ikincilik ve üçüncülük, tenis ve plaj voleybolu branşlarında ise 18 yaş üstü kategoride üçüncülük ödüllerinin sahibi oldu.

 

// 11 BRANŞTA 900 SPORCU MÜCADELE VERDİ

Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, deniz sporlarının Karaburun’un sosyal yaşamında çok önemli yer tuttuğuna dikkat çekerek, “Ulu Önderimizin işaret ettiği gibi zeki, çevik ve ahlâklı sporcular yetiştirmek amacıyla, kısıtlı olanaklarımızı seferber ederek Karaburun Belediyesi Spor Kulübü Derneği’ni hayata geçirdik. Spor Kulübü’müzü faaliyete geçirirken tek bir amacımız vardı; o da gençlerimizin ve çocuklarımızın spora olan erişimlerini sağlamak bununla birlikte ulusal ve uluslararası düzeyde başarı kazanan sporcular yetiştirmek. Bunun için ilk olarak Karaburun Belediyesi Yelken Kulübü’nü kurduk. İlçemiz adına yarışan gençlerimiz aldıkları derecelerle bizleri gururlandırdı. İlçemizden 16’ncı Yarımada Spor Oyunları’na katılan bütün sporcularımızı, destek olan öğretmen ile antrenörlerimizi yürekten tebrik ediyor, gözlerinden öpüyorum.” dedi.

 

Çeşme Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı ve 11 branştan oluşan Yarımada Spor Oyunları’nda; Çeşme, Urla, Karaburun, Güzelbahçe, Seferihisar ve Selçuk takımlarındaki 900 sporcu kıyasıya mücadele etti.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Saç Dökülmesi Genetik Kaderiniz Değildir

Saç Dökülmesi Genetik Kaderiniz Değildir

 

Saç dökülmesi günümüzde kişilere özgüven kaybı yaşatan önemli sorunlardan biri. Saç dökülmesi problemi yaşayan bireylerin bu konuda bilgi sahibi olması ve doğru tedavi süreçleriyle ilerlemesi bu sürecin kellik ile sonlanmasını önlemeye yardımcı olabiliyor.

 

Uzun yıllardır saç dökülmesi üzerine çalışan dermatolog Prof. Dr. Meral Şaşoğlu saç dökülmesini şöyle açıklıyor;

 

“Saç dökülmelerinin 95’i Androgenetik Alopesi’dir (Erkek Tipi Saç Dökülmesi). Bu tip saç dökülmesi durumu, genetik yatkınlığı olan erkeklerde ve kadınlarda erkeklik hormonlarının saç köklerini baskılaması sonucu ortaya çıkar. Hormonal baskı yanında beslenmesi de bozulan saç folikülünün saç üretimi yavaşlar veya tamamen durur. Zamanla saçlar dökülür, yerlerine ince telli, açık renkli, solgun ve cansız saçlar çıkmaya başlar. İlerleyen zamanda bu saçlar da dökülerek kellik meydana gelir. Fakat unutmayın ki dökülme başladığı anda harekete geçmek ve dökülme sürecini sonlandırmak mümkündür. Doğru ürünler ve takviyeler ile tedavi sürecini başlatarak, saç dökülmesini genetik kaderiniz olmaktan çıkarabilirsiniz.”

 

Saçlarda Şiddetli Yağlanma Yoğun Saç Dökülmesinin Habercisidir

Saç Dökülmesini Kontrol Altına Aldığınızda Yağlanma da Durur 

 

Prof. Dr. Meral Şaşoğlu dökülmenin neden kaynaklandığını ve nasıl bir süreç izlediğini bilmenin önemli olduğunu söylüyor ve süreci kısaca şöyle özetliyor;

 

“Saçınız ne kadar çok yağlanıyorsa o kadar çok dökülür. Saçlarda ırsi dökülmeler, genellikle ergenlik döneminde yağlanma ile başlayan bir süreç oluyor. Genetik paterne göre yaş aralıkları değişse de saç dökülmesi aktivasyonu sürecine giren saçlarda, artan yağlanma saç dökülmesinin habercisidir. Uzun süreli dökülmeler sonucunda ise saçsızlık kaçınılmaz olur. Dökülmeyi durdurmak bu sürecin en önemli safhasıdır. Kısacası saç dökülmesi tedavisi sırasında yağlanmayı durdurduğunuzda dökülme kontrol altına alınmış demektir!”

 

“Saç Kökleriniz Ölmedi, Sadece Uykudalar”

Prof. Dr. Meral Şaşoğlu, saç köklerinin ölmediğini sadece uykuda olduğunu ısrarla vurguluyor. Uzun yıllar sürdürdüğü araştırmalar ve çalışmalar sonucunda; doğru ve doğal etken maddeleri bir araya getirerek uyuyan saç köklerinin uyanabileceğini, yeni ve sağlıklı saç yapımının aktifleşebileceğini, saçların kalınlaşıp gürleşebileceğini gözlemleyen Prof. Dr. Meral Şaşoğlu yoğun araştırma ve geliştirme süreçlerine eşlik eden bilimsel çalışmalar neticesinde geliştirdiği doğal içerikli formüllerden oluşan Folixir ürünlerinin 10 yıldan fazla süredir saç dökülmesi problemi yaşayan kişilerde bile yeni saç oluşumunu gözlemlendiğini dile getiriyor ve Folixir kullanımıyla elde edilen olağanüstü başarılı neticelerin hem klinik olarak gözlemlendiğinin hem de Fransa’daki bağımsız akredite bir kuruluş olan Bioalternatives Laboratories’de yapılan testlerle de ortaya konduğunun altını çiziyor.

 

“Sentetik Etken Maddeler ile Dökülmeyi Durdurmak İmkansız”

Prof. Dr. Meral Şaşoğlu bir anda piyasaya çıkan ve sözde ses getiren, sentetik içerikli ürünler hakkında da bizleri uyarıyor.  Minoxidil ve Finasterid gibi sentetik etken maddelerin saç dökülmesine kısa süreli çözümler üretiyor gibi görünse de uzun vadede daha hızlı dökülmelere ve yan etkileri sebebiyle ciddi sağlık sorunlarına yol açacağının altını çiziyor. Prof. Dr. Meral Şaşoğlu kullanılacak ürünlerin içeriğine dikkat edilmesinin saç dökülmesi tedavisinde önemli bir rol oynadığını ve bu sürecin bir tedavi süreci gibi düşünülmesinin en doğrusu olduğunu vurguluyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sigarayı Bırakmak Crohn Semptomlarını İyileştiriyor

Vücudun tüm sistemlerini uzun süreli etkileyen “İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları (İBH)”, kişinin aktif ve hareketli dönemlerinde, yaşam kalitesini düşürüyor ve sosyal hayatta pek çok olumsuzluğa yol açıyor. Sigara, bu hastalıkları tetikleyici önemli bir risk faktörü olarak öne çıkıyor. Sigaranın bırakılması, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması ve uygun tedaviler ile bu hastalıklar kontrol altına alınabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü'nden Doç. Dr. B. Tolga Konduk, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit hakkında bilgi verdi.

 

İnflamatuar bağırsak hastalığı (IBH), irritabl bağırsak sendromu (huzursuz bağırsak sendromu veya IBS) ile karıştırılmaması gereken, sindirim sisteminin kronik iltihabıdır. Karın ağrısına, ishale, rektal kanamaya, ateşe ve kilo kaybına sebep olan IBH’nin iki türü vardır. Bunlar; Crohn hastalığı ve ülseratif kolit olarak adlandırılmaktadır. Dünya çapında yaklaşık 7 milyon kişi IBH’ya sahiptir. Yaygın bir hastalık olmamasına rağmen, son 20 yılda giderek artan sayıda insana bu hastalıkların teşhisi konulmuştur.

 

Stres ve beslenme şekli IBH’de etkili

IBH’nın tek bir nedeni olmamakla birlikte, genetik faktörler, immün sistem sorunları, beslenme şekli, stres bu hastalıkta etkili olabilmektedir. IBH’nin semptomları, inflamasyonun şiddetine ve nerede oluştuğuna göre değişir. Semptomlar bazen hafif bazen şiddetli görülür. Hem Crohn hastalığı hem de ülseratif kolit hastalığında görülen belirtiler şöyle sıralanabilir:

 

  • İshal
  • Karın ağrısı ve kramp
  • İstenmeyen kilo kaybı
  • Dışkıda kan görülmesi
  • İştah azalması
  • Tükenmişlik

Kolon kanseri riskini artırıyor

Sigara içmek, steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar, aile öyküsü IBH’deki en büyük risk faktörlerindendir. Hem ülseratif kolit hem de Crohn hastalığı bazı komplikasyonları getirebileceğinden hekim yardımı almak önemlidir. İki hastalık da kolon kanseri olma riskini artırabilir. Deri, göz ve eklem iltihabına neden olur, pıhtı sorunlarını getirebilir, karaciğer hasarına sebep olabilir. ülseratif kolite özel komplikasyonlar; zehirli megakolon, safra yollarında tutulum, kolon delinmesi, şiddetli sıvı kaybıdır. Crohn hastalığına özel komplikasyonlarsa; bağırsak tıkanıklığı, fistül denen akıntılı yapıların oluşması, yetersiz beslenme, anüs çevresi tutulum olarak sayılabilir. Sigarayı bırakanlarda Crohn hastalığının aktivitesi belirgin olarak azalmaktadır. Crohn hastaları sigara kullanmamalıdır.

 

İlaçlara yanıt alınmazsa cerrahi düşünülebilir

İnflamatuar bağırsak hastalığının teşhisi için kan sayımı, inflamasyon testleri, dışkı incelemeleri ile başlanır. Bağırsak tutulumunun yaygınlığı ve ek semptom veya bulgularına göre bağırsaklar ve iç organlara yönelik MR enterogrefi veya BT enterografi gibi kesitsel görüntülemeler de istenebilir. Sonrasında kolonoskopi incelemesi yapılır. Bazen balon yardımlı enteroskopi gibi yöntemler uygulanabilir. Tüm bu testlerin sonunda tedavi sürecine geçilir.

 

Tedavide amaç belirti ve bulgulara neden olan inflamasyonu azaltmaktır. Tedavide lokal veya tüm vücuda etkili olabilecek ve yangıyı azaltacak ilaçlar (bağışıklığı baskılayan ilaçlar) verilmektedir. Hangi ilacın kullanılacağı da bağırsakların etkilenen bölgesine göre değişmektedir. Eğer ilaç tedavisinden bir sonuç alınamazsa cerrahi tedaviler uygulanabilir. 

 

Süt ve süt ürünleri semptomları kötüleştirebilir

İnflamatuvar bağırsak hastalıkları bulaşıcı değildir. Hasta, hastalığını çevresindeki insanlara bulaştırmaz. Süt ve süt ürünleri, yağlı besinler, baharatlı besinler, kafein ve alkol ve hatta yoğun lif içeren besinler semptomları kötüleştirebilmektedir. Sindirimi kolay besinler tüketmek, tüketilen besinlerin kaydını tutmak İBH hastaları için oldukça önemlidir. Ayrıca alınan ilaçların, tüketilen besinlerle birlikte kaydının tutulup takip edilmesi, ilaç-besin etkileşiminin gözlemlenmesi açısından faydalı olacaktır.

 

Dengeli bir diyet uygulanmalı

İnflamatuar bağırsak hastalığı ile yaşamak, hastanın ne yediğine özellikle dikkat etmesi anlamına gelir. Bazı yiyecekleri yemek semptomları hafifletmeye yardımcı olabilirken, bazıları da semptomları daha da kötüleştirebilir. Bu hasta grubu proteine ihtiyaç duyar. Kırmızı et, balık, yumurta, kümes hayvanları tüketilebilir. Hastalığın tanısı konduktan sonra yangıyı yani inflamasyonu artırmasa da semptomlara neden olan gıdaların saptanması gerekir. Örneğin bazı yiyeceklerden sonra dışkı sayısı artarsa, karında şişlik ya da ağrı olursa o yiyecekler beslenmeden çıkarılabilir. Ekmek, yağsız beyaz peynir, bal, iyi pişmiş et, balık, tavuk, pirinç pilavı, haşlanmış patates, haşlanmış sebze, açık çay başlangıç için iyi besinler olabilir. Örneğin bu besinlere yumurta eklenirse ve rahatsızlık yaşanırsa bu besin listeden çıkarılabilir. Kurubaklagiller, koyu kahve, limon, soğan, yağlı ve kızarmış besinler, baharatlar ise hastalık aktivitesini artırmasa da bazı hastalarda rahatsızlık yapabileceği için, bu gıdalarla semptomu olan hastaların yememesi önerilir. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Diyabet Hastalarına 10 Önemli Yaz Kuralı

Susuzluğunuzu meyve suyu ile gidermeyin!

Tüm yıl boyunca heyecanla beklediğimiz yaz mevsimi nihayet kapımızı çaldı. Ancak güneşin kendini bolca gösterdiği yaz ayları diyabet hastaları için büyük bir risk oluşturabiliyor. Yaz mevsiminde vücutta oluşan sıvı kaybına, yazın getirdiği rehavet nedeniyle beslenme düzeninin bozulması ve rutin kontrollerin ihmal edilmesi gibi çeşitli faktörler de eklenince, diyabet hastalarının kan şekerinde düzensizlikler gelişebiliyor. Bunun sonucunda yaşam kalitesinin düşmesinin yanı sıra kalpten böbreklere, beyinden gözlere kadar pek çok organda hasar meydana gelebiliyor. Aslında yaşam alışkanlıklarında yapılacak olan bazı düzenlemelerle diyabet hastalarının kan şekerini kontrol altında tutarak sağlıklı bir yaz dönemi geçirmeleri mümkün olabiliyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı, sıcak hava, güneş ile tatilin rehavetine kapılıp ilaçlarınızı ve rutin kontrollerinizi asla aksatmamanız gerektiğini belirterek, “Hekiminizin tedavisini düzenli olarak uygular ve yaşam alışkanlıklarınıza dikkat ederseniz, yaz aylarında da kan şekerinizin dengede kalmasını sağlayabilir, böylelikle hastalığın yan etkilerinden korunabilirsiniz.  Sıcak havalarda susuz kalmamak, güneşin zararlı ışınlarından korunmak, ilaç düzeninize dikkat etmek ve öğün atlamamak ise bu mevsimde yaşam alışkanlığınızda dikkat etmeniz gereken en önemli 4 kuralı oluşturuyor.” diyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı, diyabet hastalarının yaz mevsiminde almaları gereken önlemleri anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu! 

 

Su tüketiminizi artırın

Diyabet hastalarında su kaybı yaşamsal öneme sahip. Zira, vücuttaki kan şekeri su kaybıyla birlikte daha da yükseliyor ve bunun sonucunda hastalığın kontrolü zorlaşıyor. Ayrıca yetersiz su nedeniyle bazı biyokimyasal yolaklar üzerinden vücuttaki keton ve partikül oranı artıp, tedavisi daha zor olan ve mutlaka hastaneye yatış gerektiren çeşitli diyabet komalarına da neden olabiliyor. Yaz mevsiminde havaların ısınmasıyla birlikte vücuttan daha fazla su kaybedildiği için günlük su tüketiminizi mutlaka arttırın. Günde 2-2.5 litre su içmeyi asla ihmal etmeyin.   

 

Öğün atlamayın 

Pandemi ve soğuk günler nedeniyle açık havaya pek çıkamadık ve çok da sıkıldık. Günler artık uzadı ve yazın gelişiyle birlikte, saat kavramımız da değişti. Bu nedenle, istemsiz olarak öğün araları uzayabiliyor. “Ancak uzun açlık diyabetik kişiler için istenilen bir durum değildir. Düzenin bozulması kan şekerinde dalgalanmalara ve hastalık kontrolünün zorlaşmasına neden oluyor” uyarısında bulunan Dr. Meltem Batmacı, yaz kış fark etmeksizin 3 ana ve 2 veya 3 ara öğün düzenine mutlaka devam etmeniz gerektiğini söylüyor.

 

Bu saatler arasında güneşe çıkmayın

Güneş tüm görkemiyle parıldarken, bizi denize ve doğaya çağırıyor. Ancak dikkat! Güneş ışınlarının yeryüzüne en dik geldiği 11:00-16:00 saatleri arasında doğrudan güneşe çıkmamaya özen gösterin. Zira, yakıcı saatlerde güneşe maruziyet vücutta sıvı kaybının artmasına ve bunun sonucunda kan şekerinde düzensizlik, tansiyon değerlerinde değişiklik, kalp ritminde değişiklik, kalp krizi, damarsal problemler ve beyin kanaması gibi pek çok ciddi sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca, cilt kanseri riskini de artırıyor. Sokağa çıkmanız gerekiyorsa başınızı mutlaka şapka ile korumaya ve mümkün olduğuna gölgede kalmaya dikkat edin. 

 

İlaçlarınızı düzenli kullanın

Kan şekerinizin dengede kalması için ilaç saatlerinizi aksatmamayı alışkanlık edinmeniz gerekiyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı, ilaç kullanırken ana ve ara öğünlerinize de mutlaka devam etmeniz gerektiğini belirterek, “Saatinde alınmaması nedeniyle ilacın etkisi azalıp kan şekerinde aşırı yükselmeler olabiliyor ya da ilaç sonrasında öğün atlanması aşırı düşmelere yol açabiliyor.” diyor.  

 

Kan şekerinizi takip edin 

Hepimizin, mevsim değişimi ve günlerin uzamasıyla birlikte rutinlerimiz de değişiyor. “Diyabet gibi kronik hastalığı olan kişilerde ise rutinlerin korunması ya da o döneme özel rutinler oluşturulması gerekiyor” uyarısında bulunan Dr. Meltem Batmacı, “Diyabet hastalarının evlerinde glukometre ile şeker ölçümü yapmaları son derece önemlidir. Bu rutin yaz mevsiminde de hiçbir zaman aksatılmamalı. Kişinin kendi kendisini takip etmesi; ilaç kullanımı ve diyete uyumu artırıyor. Bu sayede kan şekeri daha dengeli oluyor” diyor.  

 

Egzersiz rutininiz olsun, ancak… 

Spor yapmak mutlaka hayatınızın bir rutini olmalı. Çünkü düzenli yapılan egzersizler kan şekerinin dengelenmesine katkı sağlarken kilo vermenize de yardımcı oluyor. Dr. Meltem Batmacı, kan şekerini düzenleyen ilaçların hastanın diyet ve egzersiz rutinine göre önerildiğine işaret ederek, “Eğer spor alışkanlığında belirgin bir değişiklik olursa, ilaç fazla ya da az gelebiliyor. Dolayısıyla egzersizlerinize devam ederken düzenli şeker ölçümü yapıp, değerlerde değişiklik fark ettiğinizde hekiminizi mutlaka bilgilendirin. Egzersiz yaparken susuz kalmamaya ve öğün atlamamaya dikkat etmelisiniz. Ayrıca egzersizleri güneşin en yakıcı olduğu saatlerde değil, sabah erken veya akşam serinliğinde yapmayı alışkanlık edinmeniz de çok önemli” diyor. 

 

Meyve suyu, çay ve kahveye dikkat

Sıcak havalarda serinlemek ve sıvı ihtiyacınızı karşılamak için gazlı içecekler ve meyve sularına yönelmek gibi bir hataya düşmeyin. Zira, şeker içeren içecekler kan şekerini hızla yükseltebiliyor. Ayrıca kafein içeren çay ve kahve de vücuttan daha fazla sıvı kaybına neden oldukları için bu tür içeceklerden kaçınmanız da çok önemli. 

 

Yaz meyvelerini abartmayın

Yaz aylarında dikkat etmeniz gereken bir başka nokta da meyve tüketimi olmalı. Karpuz, kavun, incir ile üzüm gibi yaz meyveleri çok lezzetli olsalar da ciddi oranda şeker içeriyorlar ve kontrolsüz tüketildiklerinde kan şekerini yükseltebiliyorlar. Dolayısıyla yaz meyvelerini doğru porsiyonlarda tüketmeniz kan şekerinizin dengede kalması için çok önemli. 

 

Kumsalda çıplak ayakla yürümeyin

Diyabetin komplikasyonlarından biri de sinirsel etkilenimler oluyor. Bu sinirsel komplikasyonlarda his kusurları, ağrı eşiğinin çok artması ya da azalması, ayaklarda yanma-elektriklenme gibi sorunlar gelişebiliyor. Duyu kusurları olabileceği için diyabet hastalarının ayak sağlığına ayrı bir özen göstermeleri gerektiğini söyleyen Dr. Meltem Batmacı, bunun nedenlerini şöyle anlatıyor: “Örneğin kızgın kumlar üzerinde yürüyen bir birey, o sıcaklığı algılayıp ayaklarını hemen korumaya geçer. Ancak diyabetik birey o sıcaklığı algılayamayıp yürüyüşüne devam edebilir ve bunun sonucunda ciddi yanıklar gelişebilir. Ayrıca ayağına batan herhangi bir cismi fark edemeyip vücutta iyice ilerlemesine ya da birkaç gün sonra ciddi yaralar açılmasına veya ciddi enfeksiyonlara neden olabiliyor. Dolayısıyla kumsalda veya denizde çıplak ayakla yürümeyin, özel ortopedik ayakkabıları tercih edin, ayaklarınızı her zaman temiz ve nemli tutun, her akşam kontrol etmeyi de alışkanlık edinin.”

 

Serin tutan kıyafetler giyin

Vücut sıcaklığını artırmayacak, serin tutacak, açık renkli ve terletmeyen giysiler tercih etmeniz de çok önemli. Ayrıca sokağa çıkarken başınızı mutlaka bir şapka, gözlerinizi de güneş gözlüğü ile korumaya özen gösterin. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı