Aylık arşivler: Mayıs 2022

Bölükbaşı, Monaco’da en iyi Formula 2 performansına imza attı

Milli yarış pilotu Cem Bölükbaşı, Formula 2 Dünya Şampiyonası’nın beşinci ayağında Monaco’da yarıştı. Bölükbaşı, sprint yarışında 12., ana yarışta da 11’inci tamamlayarak Formula 2 kariyerinin en iyi performansını sergiledi.  

 

Türkiye’nin ilk Formula 2 yarış pilotu Cem Bölükbaşı, 2022 FIA Formula 2 Dünya Şampiyonası’nın beşinci ayağında yarış dünyasının efsane cadde pisti Monaco’da başarılı yarışlarıyla dikkat çekti. 

 

Bölükbaşı, Monte Carlo pistinde 28 Mayıs Cumartesi yapılan sprint yarışına 18. sırada başlayıp 12. sırada bitirdi. Milli yarış pilotu, 29 Mayıs’taki ana yarışa 20. sıradan başlayıp, başarılı geçişlerle 9 sırada birden yükselerek yarışı 11. sırada tamamladı ve ilk yarış puanına yaklaştı. Bölükbaşı, yarış sırasında 10. sıraya kadar da yükselmişti. 

 

“Hayallerimden birini daha gerçekleştirdim”

Cem Bölükbaşı, “Efsane Monaco pistine çıkarak hayallerimden birini daha gerçekleştirdim. Monte Carlo, çok fazla geçiş imkanı olmayan bir pist ama hem cumartesi hem de pazar geriden başlasak da startta başarılı geçişlerle ön sıralara yükseldik. Ana yarışta ilk puanımı almaya çok yaklaştım. Bu benim Formula 2’deki 3. yarışım. Sakatlık ve şanssızlıklarla 2 yarışı kaçırmış olsam da artık arabama her geçen gün daha fazla alışıyorum. Monaco’dan iyi bir başarıyla dönüyoruz,  önümüzde ise daha çok yarış var. Her yeni yarışta daha iyisini yapmaya çalışıyorum” dedi.

 

Ana sponsorları All Accor, Borusan Otomotiv ve kripto para borsası ICRYPEX’in yanı sıra Rixos, Kuzu Grup, Zorlu Enerji, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), GentaşMesa, Repeat, CK Architecture, Turnuvam ve TEM Agency’nin desteğiyle FIA Formula 2 Şampiyonası’nda yer alan milli sporcuyu Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) da destekliyor. 

 

Formula 2’nin altıncı ayağı 10-12 Haziran hafta sonunda Bakü’de gerçekleşecek. Cem Bölükbaşı’nın Formula 2 sezonundaki tüm yarışları S Sport, Sport 2 ve S Sport + kanallarından canlı olarak takip edilebiliyor. 

 

FIA Formula 2 Şampiyonası yarış takvimi

18-20 Mart’ta Bahreyn Uluslararası Pisti’nde başlayan F2 2022 Şampiyonası, 14 hafta boyunca sırasıyla Cidde, Imola, Barselona, Monte-Carlo, Bakü, Silverstone, Spielberg, Le Castellet, Budapeşte, Spa-Francorchamps, Zandvoort, Monza ve Yas Marina pistlerinde gerçekleşecek yarışlarla devam edecek. Formula 1 ile aynı takvime sahip olan şampiyona 18-20 Kasım 2022 tarihlerinde Yas Marina pistindeki finalle sonlanacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Spor Kenti Gölcük’te Hünerlerini Sergileyecek

Gölcük Belediyesi'nin yaz etkinlikleri kapsamında düzenleyeceği; Kum Futbol, Sokak Basketbolu ve Plaj Voleybolu Turnuvalarında gençler yeteneklerini sergileyecek.

 

Gölcük Belediyesi yaz spor etkinlikleri, gençlerin yeteneklerini sergilemesine imkan sağlayacak. Bu kapsamda spor kenti Gölcük’te geleneksel hale gelen Kum Futbol, Sokak Basketbol ve Plaj Voleybolu Turnuvaları, haziran ayında ilçede spor coşkusunu arttıracak. Turnuvalar 03-04-05 Haziran tarihlerinde, Değirmendere Yüzbaşılar Sahili'ndeki spor tesislerinde yapılacak Kum Futbolu Turnuvası ile başlayacak. Gençlerinin hünerlerini sergileyeceği turnuvalar; 10-11-12 Haziran’da Plaj Voleybolu ve 25-26 Haziran’da da Sokak Basketbolu Turnuvaları ile devam edecek.

 

HAZİRAN AYI SPOR AYI OLACAK

Kayıtların başladığı ve 32 takımın katılabileceği Kum Futbol Turnuvası’nda takımlar; 4 as ve 3 yedek olmak üzere 7 kişiden oluşacak. Plaj Voleybol Turnuvası’nda kişiden oluşacak takımlar, Sokak Basketbol Turnuvası’nda ise 3 as ve 2 yedek olmak üzere 5’er kişiden oluşacak.

 

TURNUVALARA KAYITLAR SÜRÜYOR

Birbirinden çekişmeli müsabakalara sahne olacak turnuvalara başvurular ise; Gölcük Belediyesi Spor Birimi’nin 0262 412 19 19, Değirmendere Zabıta İrtibat Bürosu’nun 0262 426 31 98 numaralı telefonlarından bilgi alınıp kayıt oluşturularak yapılabilecek.

 

SPOR KENTİ GÖLCÜK’TE SPORA DESTEK SÜRECEK

İlçede bulunan tüm gençleri turnuvaya davet eden Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “İlçemizin adının sportif başarılarla duyurmak ve geleceğimizin teminatı gençlerimiz için, tesisleşme çalışmalarına, sporcularımıza ve kulüplerimize destek olmaya devam edeceğiz” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yarımada Spor Oyunları 2022’de coşkulu final!

16 yıl aradan sonra yeniden başlayan Yarımada Spor Oyunları Çeşme ev sahipliğinde 4. kez gerçekleştirildi. Oyunlarda 900 sporcu 11 branşta mücadele verdi. Başkan Oran, “Çeşmemizin güzellikleri arasında, sımsıcak güneşin altında centilmence mücadele eden tüm sporcu kardeşlerimi tebrik ediyorum” dedi.

 

Yarımada Spor Oyunları 23-29 Mayıs 2022 tarihleri arasında Çeşme Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlendi. “Haydi Spora!” sloganı ile Basketbol, Futbol, Kros, Mini Voleybol, Masa Tenisi, Plaj Voleybolu, Oryantiring, Satranç, Tenis, Yelken ve Açık Su Yüzme gibi spor branşlarında çeşitli yarışmalar yapıldı.

 

Uzun bir aradan sonra yeniden gerçekleştirilen Yarımada Spor Oyunları T.C Gençlik ve Spor Bakanlığı, İzmir Valiliği ile Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Çeşme Belediyesi, Karaburun Belediyesi, Seferihisar Belediyesi, Urla Belediyesi ve Güzelbahçe Belediyesi ve Selçuk Belediyesi’nin destekleriyle yapıldı.

 

“Gençlerimizi tebrik ediyorum”

Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, “Yarımada spor oyunlarımızda sporun iyileştirici, birleştirici gücü ile bir araya gelerek gençlerimizin centilmence yarışma heyecanına ortak olduk. Çeşmemizin güzellikleri arasında, sımsıcak güneşin altında centilmence mücadele eden ve dereceye girerek ödüllerini alan tüm sporcu kardeşlerimi tebrik ediyorum” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sigaradan Kalıcı Olarak Kurtulmak İstiyorsanız

Dünya genelinde yaklaşık 1,3 milyar insan sigara kullanıyor. Bu da tütünü, önlenebilir hastalık ve hayati risk nedenleri arasında ön sıralara yerleştiriyor. Dünyada her yıl sigaraya bağlı hastalıklardan yaklaşık 5 milyon kişi, ülkemizde ise 100.000 kişi hayatını kaybediyor. Yine bu şekilde sigara kronik hastalıklara neden olduğu için hayat kalitesini düşürüyor ve yüksek sağlık harcamalarına yol açıyor. Sigara kullanımı bir alışkanlık değil, bir madde bağımlılığı olarak tanımlanıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Sigara Bırakma Polikliniği’nden Doç. Dr. Sinem İliaz, “31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü öncesinde sigara bırakma yolları hakkında bilgi verdi.

 

Sigara içenlerin 67’si sigarayı bırakmak istiyor

Sigaranın her dozu zararlıdır. Vücudun her kısmına zarar veren binlerce kimyasal içerir. Yüksek bağımlılık yapıcı etkiye sahiptir. Dünyanın en güçlü endüstrisi tarafından saldırgan reklam ve promosyon taktikleri ile satılır. Sadece kullanana değil, maruz kalana da zarar verir. Üreticinin önerdiği gibi kullanıldığında kullanıcıyı öldürür. Beyinde norepinefrin ve dopamin düzeyini artırarak uyarıcı, öforik ve keyif verici etki oluşturur. Sigarayı bırakma şekline göre başarı oranı aniden bırakanlarda 80 iken, azaltarak bırakanlarda 6’dır. Sigarayı azaltarak değil, aniden bırakmalısınız. Sigara içenlerin 67’si sigarayı bırakmak istiyor. Günde 10 adetten daha az sigara içenlerin sigara bırakma istekleri yapılan yayınlara göre daha az bulunmuştur.

 

Birçok tedavi çeşidi bulunuyor, yeter ki bırakmak isteyin!

Sigara kullanımının terkedilmesinde ilaç tedavisi yanı sıra davranış tedavisi de önemli bir yer tutuyor:

  • Bırakma korkusunu sil.
  • Yoksunluk semptomlarını öğren.
  • Genellikle bırakmadan bir kaç saat sonra başlayıp 2-3 günde en yüksek düzeye çıkacağını bil.
  • Semptomların çoğunun 2-4 hafta içinde son bulacağını bil.
  • Hekimin önerdiği baş etme stratejilerini anla ve uygula.

Yardımsız sigarayı bırakmak en az etkili yöntem!

İlaçla tedavi seçenekleri arasında nikotin yerine koyma (replasman)  tedavisi (NRT) ve hap tedavileri bulunmaktadır. 

 

Nikotin replasman tedavisinde (NRT); sigaradan alınan nikotinin bir kısmı yerine konur. Nikotinin yavaş ama tedrici olarak salınımı çok daha az bağımlılık yapıcıdır. Yoksunluk semptomlarını azaltmaya yarar. Saf Nikotin salınımına yol açar. Sigara dumanındaki katran ve zehirli gazları içermez. Bant, sakız, burun spreyi, inhaler, ağız spreyi, dil üstü film tablet, sublingual (mikro) tablet veya pastil formlarında bulunmaktadır. Ülkemizde şimdilik sadece bant ve sakız formları mevcuttur.

 

Nikotin bantları;

  • Sigara isteğini azaltır.
  • Sigara içince olan tatmin hissini azaltır.
  • Başlamadan önce sigara mutlaka bırakılmış olmalıdır.
  • Her gün aynı saatte başka bir yere yeni bir bant konulmalı, eskisi çıkarılmalıdır.
  • Hasta, deride kızarıklık veya döküntü olması halinde doktoruna haber vermelidir.
  • Yüzerken veya banyo yaparken yerinde bırakılabilir. Düşerse yenisi yapıştırılır.

Nikotin sakızları;

  • Ani ve şiddetli sigara içme isteği olanlarda özellikle etkili
  • Saatte birden fazla alınmamalı
  • “Çiğne-park et” tekniği ile çiğnenmelidir.

Nikotin replasman tedavisi (NRT) kullanımı sigarayı bırakma oranını 2 katına çıkarır. Nikotin yerine koyma tedavisi, sigara içiminden çok daha emniyetlidir. Sigara dumanındaki toksinler olmadan nikotin sağlar. Kansere yol açtığı gösterilmemiştir. KOAH gelişmesinde rolü yoktur. Sigaranın verdiği nikotinden çok daha yavaş nikotin verir.

 

Bupropion;

İlaç tedavisidir. Bupropion kullanımı sigarayı bırakma oranını 2 katına çıkarır. Esasında bir antidepresandır, sıklıkla sigara bırakma tedavisinde kullanılmaktadır. Beyinde sinir uçları üzerine etkisi vardır. Sigara bırakmaya yardımcı etkisi antidepresan etkiden bağımsızdır. Bupropion, nikotin yerine koyma tedavisi ile birlikte uygulanırsa sigara bırakma sonrası kilo alımını da azaltmaya yardımcı olur. 

 

Vareniklin;

  • Çift etkili çalışma mekanizması var
  • Sigara isteğini azaltır ve sigara içildiğinde alınan keyif hissini de azaltır.
  • Ciddi yan etkileri; bulantı, ciltte kaşıntı, kızarıklık döküntü, terleme artışı…
  • Hafif yan etkileri; baş ağrısı, anormal rüyalar, uyku güçlüğü, iştah artışı, iştah azalması, ağız kuruluğu, kabızlık veya ishal…

Sigarayı bırakırken ilk gün önlemleri:

  • Evinizdeki bütün sigaralardan kurtulun.
  • Küllük, çakmak ve kibritlerinizden kurtulun.
  • Elbiselerinizin ceplerinde, dolaplarda ya da arabanızda sigara arayın ve onlardan kurtulun.
  • İş yerinizdeki bütün sigaralardan, kül tablalarından ve çakmaklarınızdan kurtulduğunuzdan emin olun.
  • Kendinize iyi davranın. Beğendiğiniz bir yemek yiyin. Bir film seyredin. Uzun bir duş alın. Kafanızı sigaradan uzaklaştıracak şeyler yapın.
  • Arkadaşlarınıza, ailenize ve iş arkadaşlarınıza sigarayı bıraktığınızı söyleyin.
  • Sigarayı bırakma nedenlerinizi tekrar düşünün. Sigarayı bırakmanıza kim yardım edecek? Sigarayı bırakmakla kendinizi nasıl ödüllendireceksiniz? Sigara içmek yerine ne yapacaksınız?

Sigarayı bırakmak için…

  • Kendinize bir gün belirleyin ve kararlı olun. Ertelemeyin.
  • Çevrenizde size sigarayı hatırlatan eşyaları ortadan kaldırın.
  • Sigara bırakma nedenlerinizi yazın ve yanınızda bulundurun.
  • Sevdiklerinizden bu süreçte destek isteyin.
  • Bol bol yürüyüş yapın ve kilo almamak için yüksek kalorili atıştırmalıklardan uzak durun.
  • Fagerström Nikotin Bağımlılık Testini çözün. 5 puan ve üzerinde alırsanız veya tek başına sigara bırakma denemeleriniz sonuç vermediyse destek almak için Memorial Bahçelievler Hastanesi Sigara Bırakma Polikliniği’mize başvurabilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sağlıklı yaşam için güvenli süt önemli

Tüm dünyada 1 Haziran Dünya Süt Günü kutlanırken, uzmanlar güçlü bağışıklık için süt tüketiminin önemine dikkat çekiyor. Uzmanlar, tüketicilerin hijyen ve gıda güvenliği açısından içeriği tam olarak bilinmeyen açık sütler yerine ambalajlı süt tercih etmelerini öneriyor.            

 

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından alınan karar doğrultusunda 2001 yılından bu yana 1 Haziran, tüm dünyada Dünya Süt Günü olarak kutlanıyor. Uzmanlar, bu önemli günde bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli bir rol oynayan sütün faydalarına dikkat çekerken, güvenli süt tüketiminin ne kadar önemli olduğu hakkında farkındalık yaratmak için de bir fırsat sunuyor. 

 

Yapılan araştırmalar, Türkiye’de süt içme oranlarının Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük olduğunu gösteriyor. Yıllık ortalama süt tüketiminin 276 litre olduğu Türkiye’de, bu oranın sadece 40 litresinin içme sütünden, geri kalanının ise süt ürünlerinden oluştuğu belirtiliyor. AB ülkelerine bakıldığı zaman bu miktarın yıllık 342,5 litre, ABD’de ise 292 litre olduğu ortaya konuluyor. 

 

Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği'nin (ASÜD) verilerine göre, Türkiye’de toplam süt üretimi son 20 yılda neredeyse iki katına çıkmış durumda. Ancak bu miktarın sadece yüzde 45’i süt endüstrisine giderek, güvenilir ve sağlıklı ürünlere dönüşüyor. 

 

Çocuk, yetişkin gözetmeksizin süt içmenin yaşamın her evresinde önemli olduğunu vurgulayan Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, sütün içeriğinde 40’tan fazla besin öğesinin bulunduğunu ve bu besin öğelerinin bağışıklık sistemini güçlendirdiğine dikkat çekiyor. Prof. Dr. İnanç’ın açıklamalarına göre günde iki bardak süt içmek, çocuk ve yetişkinlerin günlük mineral ihtiyacının tamamının karşılanmasını sağlıyor.  

 

Süt tüketmeniz için 11 neden:

  1. Bağışıklık sistemini güçlendirir: Sütün içerisinde bulunan 40’tan fazla besin öğesi, savunma sistemini oluşturan hücrelerin iyi çalışmasını sağlayarak mevsim geçişlerinde sıkça yaşanan solunum yolu enfeksiyonları, grip ve soğuk algınlığı gibi birçok rahatsızlığa karşı koruyuculuk sağlıyor.
  2. Süt son derece önemli bir protein kaynağı: 1 litre sütün içerisinde 32 gram protein bulunuyor ve bu proteinler, hücre ve dokuların oluşmasında, saç ve tırnakların gelişmesinde rol oynayarak büyüme ve gelişmeye önemli ölçüde katkı sağlıyor. Sütte yer alan proteinler, aynı zamanda kasların da sağlıklı gelişmesine ve çalışmasına yardımcı oluyor.
  1. Vücutta kaybedilen suyu yerine koyuyor: Süt rehidrasyonu, yani vücutta kaybedilen suyun yeniden yerine konmasını sağlayan çok miktarda su molekülünden meydana gelir.
  1. Kemik gelişimini sağlar, osteoporozu engeller: Kemiklerin güçlenmesini sağlayan süt, kemik sağlığının korunması için gerekli olan kalsiyum deposudur. Bu sebeple günde 2 bardak süt tüketmek, osteoporoz gibi kemik hastalıklarının engellenmesine yardımcı olur.
  2. Süt tüketmek, kalp hastalıklarının önüne geçer: Süt ve süt ürünleri, protein dışında ayrıca kan basıncının ve yağlarının düşürülmesinde yardımcı olan kalsiyum ve fosfor gibi birçok besin öğesine sahiptir. Günlük düzenli süt tüketimi, koroner kalp hastalıklarına karşı koruyuculuk sağlarken hipertansiyonun da dengelenmesinde önemli rol oynar.
  3. Gebelikte mineral kaybını önler: Günde 2 bardak süt tüketmek, gebelik boyunca anne vücudunda azalan minerallerin karşılanmasını sağlar.
  4. Dişleri korur: Yüksek miktarda kalsiyum ve fosfor içeren süt, asitli ve şekerli yiyeceklerin yol açtığı zararlı mikroorganizmalarla savaşarak dişlerde oluşabilecek çürüklerin önüne geçer.
  5. Cildin güzelleşmesini sağlar: Birçok vitamin ve mineral içeren süt, akne ve cilt inflamasyonunun önüne geçerek cildin güzelleşmesini sağlar.
  6. Tokluk hissini artırarak kilo alımını önler:

Glisemik indeksi yüksek besinlerden olan süt, günde 2 bardak tüketildiğinde tokluk hissi yaratarak fazla kilo alımının önüne geçer. 
 

  1. Enerji kaynağıdır: Yeterli ve dengeli beslenebilmek için ihtiyaç duyduğumuz besin grupları içinde yalnızca süt, enerji oluşumunda etkili olan karbonhidrat, protein ve yağı bir arada içerir.
  2. Okuldaki başarıyı artırır: Sütün içerisinde bulunan B12 vitamini, sinir sistemi ve sinirler arası iletimini olumlu yönde etkileyerek çocukların algı ve öğrenme kapasitelerini artırır. Ayrıca çinko ve tirozin de bilişsel gelişim, dikkat, aktivite, davranış ve motor gelişimini olumlu yönde etkiler.

 

Güvenli süt ile ilgili ipuçları

 

Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. U. Tansel Şireli, gündelik hayatta güvenli süt tüketmekle ilgili olarak şu uyarılarda bulundu: Dünya Sağlık Örgütü’nün gıdalar için sunduğu önerilere mutlaka uyulması gerekiyor. Açıkta satılan peynir, süt, yoğurt, çiğ et, sebze ve meyveler ile diğer gıdalar için bulaşmayı önleyici temel hijyen tedbirleri uygulanmalıdır. Açıkta satılan, sağım ve saklama koşulları belli olmayan sokak sütlerinden muhakkak uzak durulmalıdır. Sütler için özellikle ısıl işlem uygulanmış pastörize veya UHT sütler tercih edilmesi gerekiyor”.

 

Açıkta satılan sütün ve bu sütten yapılan ürünlerin insan sağlığı açısından taşıdığı riskler ve ambalajlı süt tüketimi konusunda öneriler ise şöyle sıralanıyor:

  • Doğrudan sütçü güğümünden bir bidona veya plastik torbaya dökülerek açıkta satılan sütün içerisinde zararlı bakteri ve katkı maddelerinin yer alma olasılığı bulunuyor.
  • Hijyenik olmayan ortamlarda sağım yapılarak elde edilen çiğ süt; yetersiz hijyen koşullarında hızla soğutulmadığı takdirde bozulabilir. Özellikle akşam sütleri, bozulmaya daha müsaittir. Bu sütlerin tüketiciye ulaşana kadar bozulmaması amacıyla, içerisine yasal olmayan ve insan sağlığını tehdit edecek kimyasallar eklenebilir.
  • Açıkta satılan sütü evde kaynatmak, her zaman onu güvenilir hale getirmez. Kaynatma işleminde sadece bazı mikroorganizmaların canlı formları etkisiz hale gelebilir, ancak bu işlem bazı spor ve toksinlerin etkisiz hale gelmesi için yeterli olmayabilir. Süt kaynatmak, aynı zamanda sütün bozulmasını engellemek için katılan kimyasalların ısı ile parçalanarak zararlı bileşiklerin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Ayrıca birkaç dakika boyunca kaynamış sütün besleyici içeriğinde de kayıplar yaşanır.
  • Ultra yüksek sıcaklıkta işleme (UHT), 135-140 santigrat derece aralığında, süte 4 saniye boyunca ısı işlemi uygulaması yapılan bir teknolojidir. Bu süreçte hastalık oluşturan canlı bakteriler yok edilirken süt, besin değerlerinde bir kayıp yaşanmadan hızlıca tekrar soğutulur.
  • Pastörizasyon adı verilen işlem, hastalığa neden olan mikropları öldürmek için sütün yeterince uzun bir süre yüksek bir sıcaklığa kadar ısıtılmasıdır. Pastörize süt, bu işlemden geçmiş süt anlamına gelmektedir.
  • Paketi açıldıktan sonra buzdolabında saklanması gereken sütün üç gün içinde tüketilmesi önerilmektedir.
  • UHT ve pastörize işlemleri görmüş ambalajlı sütler, içme sütü olarak işlem görmeden önce platform testleri adı verilen bazı güvenlik testlerinden geçer. Bu sebeple, bu sütler kontrolü ve denetimi yapılmış sütlerdir.
  • Süt satın alırken etikete dikkat etmek önemlidir. Güvenli sütün etiketinin üzerinde "Pastörize veya UHT" kelimelerine yer verilir. Bir ürünün etiketinde "Pastörize veya UHT" kelimesi görünmüyorsa o süt sağlığınız için güvenli olmayabilir.
  • Pastörize olduklarını doğrulayamadığınız sürece, köy pazarlarından veya sokak satıcılarından süt veya süt ürünleri almayın.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Gülbey Usta, “Sempozyumu Türkiye’de bir ilk olarak yapıyoruz”

EÜ DTMK’de “1. Uluslararası Çalgı Yapım Tasarım ve Restorasyon Sempozyumu”

 

Ege Üniversitesi (EÜ) Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı (DTMK) tarafından “1. Uluslararası Çalgı Yapım Tasarım ve Restorasyon Sempozyumu” düzenlendi. Çevrimiçi olarak gerçekleştirilen etkinliğin moderatörlüğünü EÜ DTMK Çalgı Yapımı ve Onarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Maruf Alaskan üstlendi.

 

Sempozyumun açılış konuşmaları EÜ DTMK Müdürü Prof. Dr. Özge Gülbey Usta, EÜ DTMK Çalgı Yapımı ve Onarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Maruf Alaskan, Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuvarı Müzik Kompozisyon ve Orkestra Şefliği Anasanat Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Arapgirlioğlu ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi, Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Sağer tarafından yapıldı.

 

         Etkinliğin açılış konuşmasında 1. Uluslararası Çalgı Yapım Tasarım ve Restorasyon Sempozyumu hakkında bilgi veren EÜ DTMK Müdürü Prof. Dr. Özge Gülbey Usta, “Sempozyumumuzun amacını; çalgı yapımı tasarımı ve restorasyonu alanındaki eğitim, sektörel sorunlar, yenilikçi yaklaşımlar, dijitalleşeme ve geri dönüşüm ile restorasyon konularının tartışılması olarak belirledik. Alandaki akademisyenler, sektör temsilcileri ve öğrencilerin bir araya gelerek, bu konular üzerinde bilgi alışverişinde bulunmalarını istedik. Çevrimiçi olarak düzenlediğimiz etkinliğimize 6 ülkeden 20’ye yakın akademisyen, çalgı yapımcı, sektör temsilcisi ve müzisyen, davetli konuşmacı olarak katılım sağladı. Programımızda 19 bildiri ve 2 sergi yer aldı” dedi.

 

         “İşimizi ve eğitimimizi uluslararası boyutta yaygınlaştırmalıyız”

Uluslararası sempozyumların konservatuarlar için büyük önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Özge Gülbey Usta, “Türk Musikisi Devlet Konservatuarı olsak bile, yaptığımız iş uluslararası boyutta bir iş. Bu nedenle işimizi ve eğitimimizi uluslararası boyutta yaygınlaştırmak durumdayız. Bildiğiniz üzere 34 yıllık tarihimizin ilk uluslararası sempozyumu olan ‘1. Uluslararası Türk Dünyası Müzik ve Dans Sempozyumu’nu oldukça yoğun bir katılımla gerçekleştirdik. Burada birçok bilim insanlarını ve sanatçıları ağırladık. Ancak 1. Uluslararası Çalgı Yapım Tasarım ve Restorasyon Sempozyumumuz ayrı bir önem taşıyor. Ülkemizde çalgı yapım alanı ne yazık ki geri kalmış durumda. O nedenle üniversitemiz bünyesindeki bu etkinliği özel bir önem vererek gerçekleştiriyoruz. Çünkü bu sempozyum, Türkiye’de bir ilk olarak gerçekleştiriliyor” diye konuştu.

 

Prof. Dr. Usta, “İzmir’de bulunmamızın bir avantajı olarak, Çalgı Yapım Bölümü hocalarımızla birlikte artık ülkemizde bu alanda bir fuarın da düzenlenmesini istiyoruz. Bu bağlamda da çalışmalar yapacağız. Sadece ülkemizdeki çalgı yapım uzmanlarımızı değil; tüm dünyadaki çalgı yapım sanatkârlarını büyük bir fuar kapsamında şehrimizde misafir ederek, ağırlamak istiyoruz. Etkinliğimiz bir başlangıç olmakla birlikte, geleneğe dönüşmesini planlıyoruz. Etkinliğimizde özellikle Çalgı Yapım Bölümümüz, Doç. Dr. Ali Maruf Alaskan Hocamızın önderliğinde bizlere tam destek sağladı. Kendilerine ve tüm Çalgı Bölümü hocalarımıza sizlerin huzurunda teşekkür ederim” dedi.

 

         “Çalgı üretiminde endüstri bakımından gelişmemiz gerekiyor”

Türkiye’deki yerli üretim çalgı endüstrisinin oluşturulmasının öneminden söz eden Prof. Dr. Hasan Arapgirlioğlu, “Bu çalışmayı çok önemsiyorum. Çünkü yıllardan beri süregelen konuşmalar var. Kurduğumuz müzik üniversitesinde ilk olarak ele aldığımız konu da buydu. Ülkemizi nasıl uluslararası standartlara çıkarabileceğimizi düşündük ve üzerine birçok toplantı yaptık. Dolayısıyla EÜ bünyesinde yapılan bu toplantıyı duyunca çok heyecanlandım. Benim bildiri konum ve ülkemizdeki ana problemlerden biri olan, ‘Türkiye’de Yerli Üretim Çalgı Endüstrisinin Oluşturulmasına İlişkin Düşünceler’ hakkında ne yazık ki oldukça geri kaldığımızı düşünüyorum. Çünkü çalgı üretimi konusunda endüstri bakımından gelişmemiz gerekiyor. Ülkemizde müzik endüstrisi konusunda büyük bir ithalat faaliyeti var. Örneğin ben bir piyano üretebilmek için çalıştım. Bu üretimin yapılabileceğini öğrendim. Ancak üretemiyoruz ve bu noktada yatırımcıları, Ar-Ge çalışmalarını konuşmamız gerekiyor. Çünkü oldukça el değmemiş bir alan” diye konuştu.

 

Ülkemizin mevcut endüstri altyapısını değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Hasan Arapgirlioğlu, “Bir piyano ürettiğimizi düşünelim; şartnameye sadece ‘Türk Malı’ yazmanız yeterli. Bu birçok enstrümanda bu şekilde olabilir; bunun yanı sıra geleneksel çalgı fabrikası bile olur. Çünkü ülkemizde bu endüstrinin tabanı ve yapılma imkânı var. Biz üniversite-sanayi iş birliği ile yola çıktığımızda ne gibi bir tabloyla karşılaşacağımızı düşündük. Bu koşulda bir fakültenin sadece kendi öğrencisine, kendi enstrümanını yaptırması bile çok ciddi rakamlar doğuruyor. Çünkü bir kuruma çalgı aletleri alırken çok büyük bütçeler ayırıyoruz. Eğer bir bağlama fabrikası kurulsa, serileri olsa her şey çok daha farklı olur. Dolayısıyla temennim, bu istek ve heyecanın kaybedilmemesi. Bu konular üzerine konuşuluyor olmasının bile bir adım ve başlangıç olduğunu düşünüyorum” dedi.

 

“Çalgı yapımı kadar bakım ve onarımı da önem taşıyor”

Prof. Dr. Turan Sağer ise, “Ülkemiz için çalgının yapımı kadar bakım ve onarımı da önem taşıyor. Çünkü bakım ve onarım alanı ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu alanlardan biri. Herkes çalgı yapamasa da, bakım ve onarım yapabilir. Bu yüzden özellikle endüstri meslek liselerinden mezun olan gençler, güzel sanatlar liselerinden mezun olup dört yıllık lisans eğitimine giremeyen gençler için iki yıllık meslek yüksekokulu açılabilir. Ayrıca konservatuarlar ya da güzel sanatlar fakültelerinin kendi içlerinde ön lisans programları olabilir. Dolayısıyla iki yıllık bir çalgı bakım ve onarım bölümü açılırsa, birçok genç için istihdam alanı da oluşturulabilir. Bugün bir piyano akordunun fiyatlandırmasının ne kadar yüksek rakamlar olduğunu biliyoruz. Bakımları sağlıklı bir şekilde yapılmadığı için birçok çalgı kullanılamaz hale geliyor. Günümüzde dünyanın birçok ülkesindeki orkestralarda atıklardan yapılmış olan çalgılar kullanılıyor. Bu, bizlere konunun önemini gösteriyor” diye konuştu.

 

Açılış konuşmalarının ardından EÜ DTMK Halk Oyunları Bölümü tarafından sempozyuma özel olarak hazırlanmış olan Çalgı Yapımı ve Anadolu Gelin Başlıkları Canlı Sergisi videosu katılımcılara sunuldu. Video sunumunun ardından yapılan oturumlarda “Çalgı Akustiğinde Kullanılan Titreşim ve Ses Analizlerine Dair Bir İnceleme”, “Türkiye’de Yerli Üretim Çalgı Endüstrisinin Oluşturulmasına İlişkin Düşünceler” ve “Geçmişten Günümüze Def Çalgısı ve Yapımı” gibi konular hakkında bilgiler verildi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yeni Yöntem Kadavradan Nakil Başarısını Yüzde 20 Artıracak

Yeni yöntem Acıbadem Üniversitesi Simülasyon Merkezi CASE’den naklen yayınla dünyaya anlatıldı! 

Türkiye’de ilk kez uygulanan

Yeni yöntem bilim insanlarıyla paylaşıldı!

      Kadavradan karaciğer naklinde 3 yaşamsal fayda sağlıyor!  

Karaciğerde hasarı önlüyor, fonksiyonlarını  değerlendiriyor, ömrünü uzatıyor…

 

 

Son dönem karaciğer hastalarının yaşama tutunmalarını sağlayan tek yöntem; organ nakli. Ancak yeterli bağışın olmaması, hastaların umutlarını tüketiyor. Hal böyle olunca, bilim dünyası organ nakli başarını artıracak yeni yöntemler keşfetmeye çalışıyor. Ülkemizde ilk kez yapılan ‘machine perfusion’ (makine ile organ dolaşımının sağlanması) çalıştayı da bunlardan biri. Bu yeni yöntem uzmanlara, kadavradan bağışlanan karaciğerin nakil başarısını artıracak 3 önemli imkan sunuyor. Böylece, gerek nakil kararında gerekse nakil sonrası karaciğerin hastaya uyum oranını artırmasıyla hastalara yeni umut oluyor. 

 

Geçtiğimiz günlerde de dünyanın önde gelen uzmanları, Dünya Karaciğer Nakli Kongresi’nde bir araya gelerek ‘karaciğer nakli’ konusunu her yönüyle masaya yatırdılar. Prof. Dr. Yaman Tokat’ın başkanlığını yaptığı kongrede, karaciğer nakli konusunda deneyimli hekimler tarafından oluşturulmuş kapsamlı bilimsel programın yanı sıra dünyadaki en yeni gelişmeler aktarıldı. Türkiye’den ve dünyanın pek çok ülkesinden karaciğer nakli konusundaki önemli isimleri bir araya getiren kongrede en dikkat çeken yöntemlerden biri ise ‘machine perfusion’ yöntemi oldu!  Günümüzde başta Amerika’da ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde uygulanan ‘machine perfusion’ yönteminin sağladığı faydalar sayesinde kadavradan karaciğer nakillerinde başarıyı önemli ölçüde artırması, tıp dünyasında büyük heyecan yaratıyor! 

 

Workshop’da nakil aşamasına geldi!

Pek çok bilimsel konunun aktarıldığı kongrede, tıp dünyasında karaciğer naklindeki sorunların çözümüne yönelik atılan dev adımlardan biri olan ‘machine perfusion’ yöntemi de tanıtıldı. Dünyada 3 büyük merkezden biri olan ve Acıbadem Üniversitesi bünyesinde yer alan Klinik Simülasyon ve İleri Düzey Endoskopik – Robotik Cerrahi Eğitim Merkezi (CASE)’de düzenlenen workshop programında,  ‘machine perfusion’ yöntemi canlı olarak uygulandı. Dünyanın önde gelen uzmanlarının izlediği workshop’da, kadavradan alınan karaciğer, ‘machine perfusion’da işleme tabi tutularak nakil edilebilir hale getirildi. Kanada’dan Toronto Üniversitesi ekibi ve ABD’den Harvard Üniversitesi ekibi ile birlikte bu çalıştay başarıyla gerçekleştirildi. 

 

Nakil öncesi test imkanı sağlıyor!

Toronto Üniversitesi’nden Prof. Dr. Markus  Selzner, tıp dünyasında büyük heyecan yaratan ‘machine perfusion’ yönteminin karaciğer için adeta bir test sürüşü yapılmasını sağladığını belirterek, “Organ naklinde greftleri sadece sayısal veya tarihsel sebeplerle reddedebiliyoruz. Ancak greftlerin işlevleri bizim düşündüğümüzden çok daha iyi olabiliyor. İşte bu yöntem kadavradan nakil öncesinde karaciğere vücut dışında bir test sürüşü yapmamıza imkan tanıyor. Machine perfusion yöntemi sayesinde pek çok karaciğerin düşündüğümüz kadar kötü olmadığını görerek hastalarda güvenle kullanabiliyoruz” diye konuştu. 

 

Nakilde 3 yaşamsal fayda! 

Prof. Dr. Yaman Tokat,  ülkemizde henüz uygulanmayan ‘machine perfusion yöntemi kullanılmaya başlandığında kadavradan nakil sayılarında yüzde 20-25’lik bir artış beklediklerine dikkat çekerek, “Bu yöntemin en önemli özelliği, organların hastaya fayda veya zarar verip vermeyeceğini ayırt etmemize imkan tanıması. Yani organların çalışıp çalışmayacağını vücuda nakletmeden önce bilme olanağını bize sağlaması. Yöntem sayesinde hastaya yarar sağlamadığını düşündüğümüz için kullanmadığımız pek çok organı artık gönül rahatlığıyla nakledebileceğiz. Böylece nakil sonrasında da, karaciğerin hastaya uyumu konusunda bu yöntemi kullanmadan önce kafamızda oluşan pek çok sorunun yanıtını bilmiş olacağız” diye konuştu.  

 

Günümüzde kadavradan bağışlanan karaciğerin hızla hastaya nakledilmesi gerekiyor. Soğuk depolama” yapılarak bekletilen karaciğerde nakil olana kadar zamanın uzaması, karaciğerin fonksiyonlarını kaybetmesine yol açıyor.  Prof. Dr. Yaman Tokat, bu yöntemde, bağışlanan karaciğerin zaman geçse bile fonksiyonlarında bir sorun oluşmadığına, bir başka deyişle korunabildiğine işaret ederek, “Ayrıca nakil öncesinde karaciğerin greft kalitesini değerlendirmesi ve daha güçlü hale getirerek karaciğerin ömrünü uzatması da bu yöntemin bir diğer önemli özelliğini oluşturuyor. Bilimsel araştırmalar da, eskiden organ nakli için reddedilen karaciğerlerin bu yöntem sayesinde başarıyla kullanılabildiğini ortaya koyuyor”  dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kayseri, Tarık Sayın’la eğlenceye doydu

Sunuculuk, seslendirme sanatçılığı ve televizyonculuk yanında DJ olarak da konserden konsere koşan Tarık Sayın, Kayseri'de gençlerle buluştu ve muhteşem performanslara imza attı.

 

 

DJ Tarık Sayın, Evatoryum organizasyon ve Üniplayfest işbirliğiyle 22 Mayıs'ta Abdullah Gül Üniversitesi'nin, 23-24 Mayıs tarihlerinde de Nuh Naci Yazgan Üniversitesi'nin Bahar Şenliklerinde çaldı…

 

Gençler tarafından çok ilgi gören Tarık Sayın Kayseri'den çok güzel geri dönüşümler aldığını, güzel enerjinin kendisini çok mutlu ettiğini ve en kısa zamanda farklı projelerle tekrar geleceğini belirtti.

 

DJ Tarık Sayın, yaz boyunca Türkiye'nin dört bir yanında sahneye çıkıp eğlendirmeye devam edecek.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yörük Panayır Şenlikleri Coşku İçinde Gerçekleştirildi

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Malkara İlçe Kaymakamlığı, Malkara Belediyesi ve Yörük Mahallesi kadınlarımızın katkılarıyla, 28 – 29 Mayıs 2022 tarihlerinde Yörük Mahallesinde organize edilen “Yörük Panayır Şenlikleri” coşku içerisinde gerçekleştirdi.

 

Yörük Panayır Şenliklerine; AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Malkara İlçe Kaymakamı Kerem Süleyman Yüksel, Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul, Malkara İlçe Jandarma Komutanı İsmail Erdoğan, Malkara İlçe Emniyet Müdürü İsa Karasu, Siyasi Parti Başkanları ve Temsilcileri, Belediye Başkan Yardımcıları Hüseyin Vasfi Güner, Ersin Kaçar, Belediye Meclis Üyesi Nuran Başkütük, Malkara Kent Konseyi Başkanı Hasan Akçay ve vatandaşlar yer aldı.

 

2 gün süren Yörük Panayır Şenliklerinin ilk gününde Halk Oyunları ve Taekwonda gösterilerinin ardından Panayır Şenlikleri kapsamında mahallemizde kurulan ve el emeği, göz nuru ürünlerin sergilendiği stantlar gezilerek, Yörük Eğitim Üretim ve Sanat Mektebinin açılışı protokol üyeleri tarafından gerçekleştirildi.

 

İlk günün akşamı ise konserlerle devam etti. Birbirinden değerli sanatçılarımızın seslendirdiği türküler eşliğinde vatandaşlarımız yer yer duygulu, yer yer ise coşkulu ve keyifli bir akşam yaşadı.

 

Yörük Panayır Şenliklerinin ikinci gününde, Yörük Panayırı Şenlikleri kapsamında düzenlenen Halı Saha Futbol Turnuvası'nın final müsabakası gerçekleştirildi. Turnuvada Yeni Mahalle Spor Takımı Şampiyon oldu. Halk Oyunları ve Taekwonda gösterilerinin ardından turnuvada dereceye giren takımlara ödülleri ve kupaları protokol üyeleri tarafından takdim edildi.

 

Yörük Panayır Şenliklerinin ikinci günün akşamında ise Malkara'mızın değerli sesi, yerel sanatçımız Soner Kıp konseri ve çeşitli etkinliklerle devam etti. Şenliklere katılan vatandaşlarımız Soner Kıp önderliğinde coşkulu bir akşam yaşadılar.

 

Yörük Panayır Şenliklerine katılan tüm hemşehrilerimize teşekkür eden Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul, “Yörük Mahalleli kadınlarımız bu yıl durmadan, usanmadan, üşenmeden çalışarak güzel işler ortaya çıkardılar. Bu güzel organizasyonda en büyük emek kadınlarımıza ait. Ben bu organizasyona destek veren Malkara Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğüne, özel sektörlerden destek veren Malkaralı hemşehrilerimize, Trakyam Üreten Kadın Kooperatifimize, Malkara İlçe Kaymakamımıza ve tüm kamu kurumlarımıza teşekkür ediyorum.

 

Umuyorum ki Yörük Mahallemizde geleneksel hale gelecek güzel bir şölen olacak. İnşallah kadınlarımızın emeklerinin karşılığını aldıkları bir şenlik olur. Umarım önümüzdeki sene daha güzel bir Yörük Panayır Şenliklerinde buluşuruz.

 

Ben tekrar Yörük Panayır Şenliklerinin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, tüm vatandaşlarımıza şenlik tadında günler geçirmelerini diliyorum.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Defne Samyeli “Only the Best!” Performansıyla Sahnede!

Defne Samyeli, Türk müziğinde birbirinden farklı kategorilere, türlere damgasını vurmuş en iyi ve en sevilen şarkılardan derlenmiş müzikli şovu “Only the Best!” ile 7 Haziran Salı akşamı Turkcell Platinum Sahnesi’nde dinleyicileri ile buluşacak.

 

Defne Samyeli romantik, hüzünlü, coşkulu, enerjik ve aşk dolu Türkçe şarkıların ‘en’leri ile ‘en!’ olarak andığımız usta sanatçılarımızın kalbimize imza atmış eserlerini sevenleri için seslendirmeye hazırlanıyor. Defne Samyeli’nin Türk müziğinde birbirinden farklı kategorilere, türlere damgasını vurmuş en iyi ve en sevilen şarkılardan derlenmiş müzikli şovu “Only the Best!”, 7 Haziran Salı akşamı 21:00’da Turkcell Platinum Sahnesi’nde dinleyicileri ile buluşacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı