Aylık arşivler: Mayıs 2022

Otokoç Otomotiv ve KoçDigital’den Geleceğin Otomotiv Teknolojilerine Ortak Yatırım

Otokoç Otomotiv ve iştirakleri, önümüzdeki beş yıl içerisinde, 45 binden fazla aracı KoçDigital ile hayata geçirdiği “Bağlantılı Araç” (Connected Car) projesi ile tek merkezden yönetmeyi hedefliyor 

 

Türkiye’nin ileri analitik ve nesnelerin interneti odaklı teknoloji şirketi KoçDigital ile Türkiye’nin lider mobilite şirketi (otomotiv perakende, araç kiralama ve araç paylaşımı) Otokoç Otomotiv, geleceğin Bağlantılı Araç (Connected Car) dünyasını haber veren önemli bir projede bir araya geldi. Proje kapsamında KoçDigital, Otokoç Otomotiv’in “Bağlantılı Araçlar ve Araç Paylaşımı” Projesi için Türkiye’nin Nesnelerin İnterneti yönetim sistemi “Platform360” üzerinde geleceğin Bağlantılı Araç uygulamalarını geliştiriyor. Bağlantılı Araç projesi ile beş yıl içerisinde, Otokoç Otomotiv ve iştiraklerine ait 45 binden fazla aracın tek bir merkezden yönetimi hedefleniyor.

 

Akıllı kentlerin dijital trafik düzenleri için potansiyel avantajlara sahip olan Bağlantılı Araç, Otokoç Otomotiv’in araç kiralama ve takip sektörlerindeki sektörel birikimi ile KoçDigital’in ileri analitik ve nesnelerin interneti teknolojisindeki endüstriyel deneyimini buluşturuyor. Nesnelerin İnterneti ve ileri analitik uygulamalarda zengin bir çözüm setine sahip KoçDigital Nesnelerin İnterneti Platformu “Platform360” üzerinde geliştirilen Bağlantılı Araç, geleceğin araç yönetim teknolojisini kurumların hizmetine sunuyor.

 

YAPAY ZEKA İLE KONUŞAN ARAÇLAR

Bağlantılı Araç (Connected Car) hızlı, uyum sağlayabilen, ölçeklenebilir yazılım ve donanım altyapısı ile bugünün iletişim protokolleri (Edge, 4.5G, IP, Bluetooth vb.) üzerinden araçların merkezle konuşmasını sağlıyor. Bağlantılı Araç, araçların mekanik sistemlerinden sürücü alışkanlıklarına kadar araç dâhilindeki tüm telemetri verisini merkezdeki farklı sistemlere anlık olarak aktarabiliyor. Aynı zamanda sistemin mobil ve web uygulamaları ile sürücüler, şirket yöneticileri ve filo sahipleri bu verileri anlık olarak yönetebiliyor. Kullanıcılar kullandıkları ara yüzler aracılığıyla, bir araçtan binlerce aracı tek bir uygulama üzerinden izleyebiliyor ve sürücüler ile araç filosunun ihtiyaçlarından anında haberdar olabiliyor.

 

Bağlantılı Araç, araç ve sürücü davranışlarını inceleyerek yapay zeka algoritmaları ile geri bildirimlerde bulunduğu gibi, şirketlere çalışan güvenliği, araç güvenliği ve operasyonel verimlilik gibi bir çok alanda yüksek katma değer sağlıyor. Farklı ve yenilikçi araç takip uygulamaları ile zenginleşecek projede; otomatik kaza algılama, sağlık kuruluşlarının kaza sonrasında bilgilendirilmesi, kaza sahnelerinin yeniden canlandırılması, otomatik arıza bildirimi ve otomatik randevu oluşturma gibi yüzlerce yeni teknoloji Otokoç Otomotiv müşterilerinin ve iş ortaklarının kullanımına sunulacak.

 

YENİLİKÇİ TEKNOLOJİLERLE OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN POTANSİYELİ YÜKSELİYOR

Türkiye’nin lider mobilite şirketi Otokoç Otomotiv olarak, teknolojiyi merkeze konumlayan projelerde yer almayı çok önemsediklerini belirten Otokoç Otomotiv Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi İnan Ekici, “Türkiye’nin otomotiv endüstrisinde sahip olduğu tecrübe, yenilikçi teknolojilerle desteklendiğinde sektörün ekonomiye sağladığı katma değer güçleniyor ve ülkemizin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine hizmet ediyor. Otomotiv sektöründeki potansiyel büyüme alanları deneyim ve doğru teknolojik alt yapı ile birleştiğinde Türkiye için çok önemli bir avantaja dönüşüyor. KoçDigital ile hayata geçirdiğimiz Bağlantılı Araç (Connected Car) projesi de hem sektörümüzün hem de Otokoç Otomotiv’in ileri dijitalleşme vizyonuna büyük katkı sağlamakla birlikte faaliyette bulunduğumuz 9 ülkede 100 bini aşan araç filomuzun tamamını sistem ile entegre hale getireceğiz. Amacımız, İnovasyon ve dijitalleşme stratejilerimiz ile, ihtiyaca yönelik yenilikçi çözümler sunarak müşterilerimizin memnuniyetini en üst seviyede tutmak.” dedi. 

 

Otokoç Otomotiv Teknoloji ve Strateji Direktörü Dr. Erdal Kemikli ise otomotiv endüstrisinin bilgi ve iletişim teknolojileri ile olan bağının giderek güçlendiğine işaret ederek; “Teknolojinin merkezde olduğu günümüzde, otomobil konsepti tasarımı, mekaniği ve yazılımı ile çok katmanlı bir dönüşümden geçiyor. Bağlantılı Araç (Connected Car) projemizde sektörümüzü geleceğe taşıyan projeler arasında yer alıyor. Nesnelerin interneti ve yapay zeka teknolojilerini kullanarak KoçDigital iş birliği ile gerçekleştirdiğimiz proje sayesinde müşterilerimize yenilikçi hizmetler sunmaya devam edeceğiz” dedi.   

 

YENİLİKÇİ TEKNOLOJİLERİ GELECEĞİN OTOMOBİL TEKNOLOJİLERİ İLE BULUŞTURUYORUZ

77 yılı aşkın süredir teknoloji birikimi ve başarı öyküleri ile otomotiv sanayisinin dijital dönüşümüne katkıda bulunmaktan gurur duyduklarını ifade eden KoçSistem Genel Müdürü ve KoçDigital Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Ali Akarca, “Otomotiv endüstrisinde sektör liderlerinin dijitalleşme bayrağını önde taşımasının pek çok önemli gerekçesi bulunuyor. Otomobil konsepti artık çevresindeki diğer nesneler ve bulutla bağlantılı olarak konforlu bir mobil yaşam tasarımına dönüşmüş durumda. Zira önümüzdeki dönemde, otomotiv endüstrisinin taşıyıcı markaları artık otomotiv odaklı birer teknoloji şirketine dönüşecek. Otomotiv şirketleri teknolojiyi odak noktası yapmak zorundalar ki Türk otomotiv endüstrisi dünya ile rekabet edebilsin. Önümüzdeki beş yıl içerisinde kurumsal firmaların yüzde 80’inin nesnelerin internetini ana akım olarak benimsemeleri beklenirken, otomotivde bu öngörünün gerçekleştiğini bire bir takip edebiliyoruz. Ülkemizin önde gelen markası Otokoç Otomotiv ile hayata geçirdiğimiz Bağlantılı Araç (Connected Car) projesi de bu öngörünün önemli bir göstergesidir. Bağlantılı Araç (Connected Car), Otokoç Otomotiv’in vizyoner bakışı ile KoçDigital’in yenilikçi çözümlerini buluşturan ve geleceğin araç mimarisine ilham kaynağı olan önemli bir projedir. Bu dönüşümü heyecan verici buluyoruz” dedi. 

 

KoçDigital Şirket Müdürü Önder Kaplancık ise Nesnelerin İnterneti Yönetim Platformu “Platform360”ın endüstriyel iş pratiklerine Bağlantılı Araç (Connected Car) ile yeni bir sayfa açmaktan gurur duyduklarını ifade ederek şunları söyledi: “Sektörünün lider markası Otokoç Otomotiv’in deneyimleri ve KoçDigital’in endüstriyel iş pratikleri ve mühendisleri ile Bağlantılı Araç (Connected Car) projesini hayata geçirmekten mutluluk duyuyoruz. Otokoç Otomotiv ile hayata geçirdiğimiz Bağlantılı Araç (Connected Car), araç filosuna sahip şirketler için yeni gelir modelleri oluşturmanın, operasyonel maliyetleri azaltmanın, sürücü ve araç güvenliğini artırmanın yanı sıra geleceğin konforlu sürüş deneyimine de önemli bir katkıdır. Geleceğin sürücüsüz otomobillerine doğru hızla yol alan bir dünyada insanların gelecekte zamanlarının büyük kısmını araçlarının içinde geçireceği öngörülüyor. Bağlantılı Araç (Connected Car) araç kiralama hizmetlerinden faydalanan, satın alan ya da sadece kullanan sürücülere zengin bir araç deneyimi sunuyor.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Karşıyaka Kolektif’te fikir yarışması!

Hack4Karşıyaka Hackathonu’na geri sayım başladı

 

Hack4Karşıyaka, girişimcilik ruhuna sahip tüm üniversite öğrencilerini İklim ve Enerji Sorunlarına; Kent için, Akıllı ve Sürdürülebilir Çözümler geliştirmeye davet ediyor. Enerji ve İklim sorunlarını odak alan hackathon için 3 Haziran’a kadar başvuru yapılabilecek. Yaklaşık 3 gün sürecek olan yarışma, 17-19 Haziran’da Karşıyaka Belediyesi Yamanlar Gençlik Merkezi’nde gerçekleşecek.

 

Karşıyaka Belediyesi Kolektif Girişimcilik Merkezi tarafından Eldor Türkiye, İnci Holding, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Kuzey İzmir Tekmer ve Yaşar Üniversitesi paydaşlığında düzenlenen “Hack4Karşıyaka” hackathonunda; “Karşıyaka için daha iyisi" diyen girişimciler ve iş fikri olan üniversite öğrencileri, hackathon destekçileri ile iş birliği içerisinde çalışarak, Karşıyaka için akıllı ve sürdürülebilir çözümler üretecekler.

 

UZMAN MENTOR DESTEĞİ

Hack4Karşıyaka’da katılımcılar, tematik alanda bilgi ve tecrübe sahibi uzmanların mentorluk desteği ile yenilikçi fikir ve tasarımlarını projelendirecekler. Katılımcılara hem online hem de yüz yüze sağlanacak mentorluk programına, ulusal ve globalde çalışan bir çok profesyonel destek verecek.

 

BAŞKAN’IN MESAJI

Geleceği gençlerle birlikte inşa etmeye hazır olduklarına dikkat çeken Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Geleceğimizi tehdit eden enerji ve iklim sorunlarına yönelik çözümler üreten gençleri izlemek ve ürettikleri çözümleri toplumla buluşturmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.

 

Daha sürdürülebilir bir kent yaratma anlayışıyla çalışan Karşıyaka Belediyesi Kolektif Girişimcilik Merkeziyle girişimcilik alanında başlattığı bu yolculukta, gençlerle birlikte geleceğe yön vermeye hazırlanıyor. Paydaş kuruluşların desteğiyle gerçekleşecek Hack4Karşıyaka isimli hackathon ile Karşıyaka Belediyesi, gençleri tüm yeteneklerini kullanacakları şekilde sınırlarını zorlamaya davet ediyor.

 

Hack4Karşıyaka’nın jürisinde ise, alanında deneyimli tanınmış isimler yer alıyor. Eldor Genel Müdürü Hayrettin Çelikhisar, İnci Holding CTO’su Mehmet Tunçkanat, EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, Ege Üniversitesi Prof. Dr. Nuri Azbar ve Süreyya Ciliv, gençlerin üretecekleri çözümleri değerlendirmek üzere bir araya geliyor.

 

Son başvuru tarihi 3 Haziran olan hackathon’a gençler, https://www.hack4karsiyaka.com/ adresinden başvuruda bulunabiliyor. Jüri ön elemesinin ardından 17-19 Haziran günlerinde Karşıyaka Belediyesi Yamanlar Gençlik Merkezi’nde düzenlenecek etkinlikte katılımcılar 2 günden fazla bir süre boyunca projelerini hazırlamak için yarışacak. Yarışma sonunda kazanan ekiplere toplam 22.500 TL para ödülü verilecek.

 

HACKATHON NEDİR?

Hackathon kelimesi, "hack" ve "marathon" kelimelerinin bir kombinasyonudur; burada hack, deneysel, yaratıcı problemlerin eğlenceli bir yaklaşımla çözülmesi ve maraton ise etkinlik süresi anlamına gelir.

 

Bir hackathon, 24 ila 48 saat sürer ve belirli bir konuya veya mücadeleye adanmıştır. Katılımcılar, yaratıcı düşünmeyi teşvik eden ve şaşırtıcı derecede yenilikçi yeni kavramlara, fikirlere ve prototiplere yol açan benzersiz bir ortamda küçük gruplar halinde çalışırlar. Hackathon'un sonucu, yenilikçi bir ürün, hizmet veya iş modeli için bitmiş bir prototiptir.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çoklu buluta geçiş, işletmelerin düşünce yapısını da değiştiriyor

Bulut teknolojisi artık kurumsal BT stratejisinin oldukça önemli bir parçası. İşletmeler arasında gittikçe önem kazanan bu fenomen, çoklu bulut olarak da bilinen bulut çözümlerini dağıtmaya yönelik bir seç ve karıştır (pick’n’mix) yaklaşımı olarak karşımıza çıkıyor. Bu yıl 11.’si yayınlanan Yıllık Flexera 2022 Bulut Durumu Raporu da bulut kullanımının dünya çapında giderek daha yaygın hâle geldiğini gösteriyor. Rapora göre ankete katılanların yüzde 89'u artık çoklu bulut stratejisine sahip olduklarını belirtiyor. 2021 yılında yüzde 92 olan bu oranda küçük bir düşüş görülse de genel bulutta yüzde 8’den yüzde 9’a doğru bir artış, çoklu özel buluttaysa yüzde 2 oranında bir artış görülüyor.  

 

Tüm bunlar, çoklu bulutun hâlâ bir standart olarak konumlandığını gösteriyor ancak kuruluşların çoklu buluta ulaşma yolları, ihtiyaçlarına ve seçilen sağlayıcılara bağlı olarak değişiyor. Birçok kuruluş hem genel hem de özel bulutların kullanımını birleştiren hibrit bir yaklaşım benimsiyor. Bu tablo, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de benzer bir şekilde seyrediyor. Çoklu bulut yaygın olarak, farklı uygulama iş yükleri için birden çok genel ve özel bulut kullanılması olarak tanımlanıyor. Birden çok bulut platformuna geçiş hakkında soru sorulduğunda, karar vericilerin ağırlıklı olarak esnekliğe ve genel BT maliyet yönetimine odaklandığı görülüyor. Birçoğu da çoklu bulutun güvenilir felaket yönetimi, artırılmış veri güvenliği & uyumluluk ve çeşitli performans seviyeleri sağladığını belirtiyor.

 

Dell Technologies Kamu Sektörü Bölge Satış Yöneticisi Serdar Lüle, çoklu buluta geçişin aynı zamanda işletmelerin düşünce yapısında da önemli bir değişime neden olduğunu söylüyor. “Asgari bir getiri karşılığında yıllarca maliyeti yüksek dijital dönüşüm çabası sürdüren kurumsal işletmeler artık doğru sonuçları sağlayan çözümler arıyor. Bulut teknolojilerinin kullanımını operasyonel verimlilik, yenilik yapma ve maliyetleri düşürme gibi somut iş hedefleriyle uyumlu hâle getirmek istiyorlar. Çoklu bulut ile işletmeler, iş yükü gereksinimlerine göre ve iş hedefleriyle en iyi eşleşen bulut platformlarını seçebiliyor. Bu da işletmelerin, çoklu bulut stratejilerini performans ve maliyet tasarrufu açısından tanımlamalarına olanak sağlıyor.” Lüle ayrıca, çoklu buluta ilişkin güçlü bir strateji oluşturmak için izlenmesi gereken adımlara da dikkat çekiyor.

 

Daha çok bulut, daha fazla karışıklık demek

 

Giderek daha fazla işletmenin all-in cloud stratejisini benimsemesi, tek bir altyapı içinde daha fazla bulut sağlayıcısı ve çözümü anlamına geliyor. Daha fazla teknolojiye sahip olmak da her zaman tek bir teknolojiye sahip olmaktan daha karmaşık olacak; bu çoklu bulut için de geçerli. Öyle ki çoklu bulut modelleri; çoklu bulut tasarımı, özel ve genel bulutların uygulanması ve entegrasyonuna karşılık geliyor.

 

 Kuruluşlar, net bir çoklu bulut yaklaşımına sahip oldukları iddiasında bulunsalar da gerçek şu ki birçok kuruluş, hızlı ve daha düşük bir maliyetle sonuç elde etmek için plansız bir yaklaşım benimsiyor ancak zaman içinde modellerini kendi özel ihtiyaçlarına uygun hâle getiriyor. Bu yaklaşım, çeviklik ve daha hızlı yatırım getirisi (ROI) gibi faydalar sağlarken, zaman içinde benimsemeye yönelik motivasyonu azaltabilecek çeşitli zorlukları da beraberinde getiriyor. Örneğin, kötü yönetilen bir çoklu bulut, işletmenin güvenlik sorunlarına yanıt verme hızını olumsuz etkileyebiliyor.

 

 Ayrıca, iş hedeflerinin bulut stratejileriyle uyumlu hâle getirilme ihtiyacına rağmen, 11. Yıllık Flexera 2022 Bulut Durumu Raporu, genel bulut harcamalarının artık BT bütçelerinde önemli bir kalem olduğunu gösteriyor. Yine rapora göre, tüm katılımcıların yüzde 8’i her yıl genel buluta 60 milyon doları aşkın harcama yapıyor, yarısından fazlası 2,4 milyon dolardan fazla harcıyor. Büyük kuruluşların genel bulut harcamaları çok daha fazla. Kuruluşların yüzde 37'si yıllık bulut harcamalarının 12 milyon doları aştığını, yüzde 80'i de harcamalarının yılda 1,2 milyon dolardan fazla olduğunu belirtiyor.

 

Kanal ortakları için fırsatsa burada başlıyor. Kurumsal düzeydeki işletmeler, bu karmaşık ortamda yol almalarına ve mimari büyüdükçe verimlilik optimizasyonu ve maliyet yönetimi için uygun BT ve hizmet yelpazesini bir araya getirmelerine yardımcı olacak bir uzmana ihtiyaç duyuyor.

 

Çoklu bulut fırsatını değerlendirmek önemli

Kuruluşların sahip oldukları farklı iş yükleri için giderek birden çok bulut platformu seçmesiyle birlikte Yönetilen Hizmet Sağlayıcıların (MSP'lerin), kuruluşların bu yeni düzende ilerlemelerine yardımcı olması için doğru bir zaman.

 

Doğru satıcı ve kanal ortağıyla kuruluşlar, buluta ilişkin sorunlarını en aza indirebilir ve vadedilen faydaların çok kısa sürede elde edilebileceğinin rahatlığını hissedebilirler. Bu noktada da MSP'ler için büyük bir fırsat bulunuyor: çoklu bulut uygulaması için modern, türünün en iyisi bir yaklaşım tasarlamak için gereken uzmanlık, beceri ve çözümleri sağlamak.

 

Örneğin, karar vericiler için bulut stratejilerini tanımlamalarına ve geliştirmelerine yardımcı olmak. Tüm kurumsal işletmeler, korunması gereken önemli bir veri ayak izine sahip. Ancak karmaşık bir bulut yolculuğu, doğru bir uzmanlık olmadan bu verilerin yönetilmesini, kullanılmasını ve korunmasını son derece zorlaştırıyor. Bu zorluk MSP'lere, BT tedarikçisinden güvenilir danışmana geçiş imkânı sunarak genel ve özel bulutta veri stratejileri hakkında rehberlik etme şansı veriyor.

 

Ayrıca maliyetleri düşürmek kuruluşlar için çoklu bulutu benimsemede kritik bir etken olduğundan MSP'lerin, önerdikleri herhangi bir bulut çözümünün bu ihtiyacı karşılayabileceğini garanti etmesi gerekiyor. İşletmeler için başarının anahtarı, CapEx ve OpEx arasında doğru dengeyi kurarken, aynı zamanda işletmenin büyümesiyle ölçeklendirme yapabilmek için yeterli esnekliği sağlamak ancak tüketimin azalması durumunda da finansal riski azaltmaktır.

 

Göz önünde bulundurulması gereken birçok faktör olduğundan doğru teklifleri oluşturmak zor olabilir. Bununla birlikte, çoklu bulut fırsatı büyüdükçe MSP'lerin kesinlikle tekliflerini farklılaştırması gerekecektir. Bu, tüm kurumsal şirketler için uçtan uca bir çözüm veya hizmet verdikleri kurumsal endüstrilerin kendilerine özgü ihtiyaçlarını karşılayan özel teklifler şeklinde olabilir.

 

Müşteriler daha az şirket istiyor

Çoklu buluta geçmelerine rağmen kurumsal işletmeler, dijital dönüşüm söz konusu olduğunda daha fazla değil, daha az şirketle çalışma isteklerini dile getiriyor. Tam bir çözüm sunulmasına yönelik bu istek, MSP'lerin çoklu bulut için oluşturacakları teklifleri hazırlarken kesinlikle göz önünde bulundurmaları gereken bir husus.

 

Özel, genel ve uç kaynaklar arasında yönetimi kolaylaştıran uygun bir altyapı ve işletim modeli sağlayan bütünsel bir çoklu bulut çözümü sunmak, karmaşık, genişleyen çoklu bulut mimarilerini kontrol altına almak isteyen kurumsal işletmeleri cezbedecek en önemli etken olacak.

 

Çoklu bulut modelleri, kurumsal işletmelerin hızlı dönüşüm için ihtiyaç duyduğu esnekliği sunarken, plan dâhilinde yapılmayan anlık dağıtım stratejileri, benimsemeye yönelik motivasyonu, henüz olmadıysa da, yakında azaltmaya başlayacaktır. Burada yine MSP'ler için bir fırsat bulunuyor. Kapsamlı BT uzmanlıklarıyla MSP'ler, müşterilere mevcut çoklu bulut ortamlarını iyileştirmeye yardımcı olmak için en iyi BT çözümleri ve hizmetleri hakkında faydalı önerilerde bulunabilirler. MSP’ler ayrıca, sadece bir yazılım değil, aynı zamanda eğitim ve danışmanlık hizmetlerini sunmak üzere satıcılarla ortaklık kurarak yönetim ve dönüşümde güvenilir danışmanlar olarak hizmet verebilirler.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yeni Terra Ağı Kripto Paralarda Dışlama Etkisi Yarattı

Bybit Türkiye Araştırma Müdürü Beste Naz Süllü kripto para yatırımlarında son gelişmeleri değerlendirdi:

 

  "Son bir aydır hakkında sürekli konuştuğumuz Terra ağı ve LUNA’da beklenilen gün geldi. Terra USD’nin 1:1 dolar eşitliğini hızlı bir şekilde kaybetmesi ve LUNA’nın tüm değerini kaybetmesi sonrasında Terra Vakfı yeni bir kurtarma planı hazırlamış ve mevcut ağı değiştirerek yeni ağa geçilmesi yoluyla LUNA sahiplerine airdrop ile yeni LUNA’ların dağıtılacağı açıklanmıştı. Bugün ağ devreye giriyor.

 

Fakat Terra’nın bu planını desteklemeyen borsalar mevcut. Bu nedenle kamuoyunun geneli planı desteklemedi. Destekleyen borsalarda ise dağıtım bugün akşam saatlerinde gerçekleşecek. Bugün tüm ilginin yeni LUNA ve Terra 2.0 ağında olacağını düşünürsek piyasada bir ‘Dışlama’ etkisi yaratabilir.

 

İlgi sermayeyi çekeceği için bugün genel görünümde zayıf ve kırmızı bir piyasa görebiliriz. Buna ek olarak bugün Bitcoin opsiyonlarının da bitim tarihi. Çoğunluğu satım yönünde olan opsiyonların sahipleri 28.000-29.000 aralığında satım yönündeki haklarını kullanmaları halinde aşağı yöne baskı artabilir ancak şimdilik 28.600 üzerinde sıkıca tutunan bir piyasa söz konusu. Gündemdeki bu baskın haberlere kıyasla Bitcoin 28.300-28.600 bandı üzerinde tutunabilirse önümüzdeki haftalarda kuvvetlenmesi ve 30.000 üzerine tepki vermesi durumu ortaya çıkabilir.

 

Teknik olarak saatlik ve dört saatlik periyotlar 28.600 fiyat seviyesini aşırı satımda gösteriyor ve 1 sarkma dışında toplamda 7 kez bu desteğe tutunan Bitcoin var. Bu nedenle 28.300 seviyesi çevresinde zarar durdur olduğu takdirde yükselişler için bu bölgelerden denemeler gelebilir."

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Beşiktaş Seçimli Genel Kurulu Hafta Sonu Canlı Yayınlarla D-Smart ve D-Smart Go’da

Türkiye’nin güzide kulüplerinden Beşiktaş’ta Başkanlık seçimi heyecanı yaşanırken, D-Smart hafta sonu yapılacak seçimli genel kurulu canlı yayınlarla ekrana getirecek.

 

Mevcut Başkan Ahmet Nur Çebi yeniden başkanlık için adaylığını koyarken, bu seçimde Fuat Çimen ile yarışacak. Cumartesi saat 10.00’dan itibaren başlayacak genel kurulda 11.00 ile 13.00 arasında iki başkan adayının genel kurul üyelerine yapacağı konuşmalar canlı yayınlanacak. Pazar sabahı da 10.00’dan itibaren başlayacak oy verme işlemi akşam 17.00’ye kadar sürecek. Oyların sayılma süreci ile birlikte 22.00’ye kadar gitmesi öngörülen seçim heyecanını, hafta sonunda canlı yayınlarla D-Smart 77. Kanal Spor Smart ve D-Smart GO’dan takip edebilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Liseliler ‘sağlık’ için yarıştı

İstinye Üniversitesi (İSÜ) ile İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, öğrencilerde doğru sağlık bilinci oluşturulması ve akran dayanışması yoluyla kronik hastalığa sahip öğrencilerin hayatlarının kolaylaştırılması amacıyla başlattığı ‘Sağlık Elçileri Eğitim Programı’nda ödüller sahiplerini buldu. Programa başvuran lise öğrencileri ile öğretmenlerinden oluşan ekipler, kendi projelerini tasarladı ardından bu projeleri jüriye sundular. 

 

İstinye Üniversitesi (İSÜ) ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, öğrencilerde doğru sağlık bilincinin oluşturulması, sağlıklı toplum, sağlıklı gençlik ve akran dayanışması yoluyla kronik hastalığa sahip öğrencilerin hayatlarının kolaylaştırılması amacıyla başlattığı ‘Sağlık Elçileri Eğitim Programı’nda ödüller sahiplerini buldu. Projeler Afiş Tasarımı, Dijital Oyun ve Sosyal Kampanya Düzenleme olmak üzere üç kategoride hazırlandı. Üç öğrenci ve bir danışman öğretmenden oluşan ekiplerin oluşturduğu 40’ın üzerindeki proje grubundan dokuz tanesi dereceye girdi. Sunumlarında başarılı olan ekipler 24 Mayıs’ta İSÜ Kongre Merkezi’nde düzenlenen ödül töreninde ilan edildi. İSÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Peyami Çelikcan, Zeytinburnu İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Yeşilyurt, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü Özel Eğitim Şube Müdürü Gülşen Özer, Öğretmenim Elimi Tut İl Proje Koordinatörü Melek Okur ve projede eğitim veren akademisyenlerin katıldığı ödül töreninde birinci olan ekibe bluetooth kulaklık, ikinci ve üçüncü olan ekiplere ise hediye çeki verildi.

 

Öğrenci ve öğretmenlerinden oluşan ekipler başvurdu

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ‘Öğretmenim Elimi Tut Projesi’ kapsamında hazırlanan ‘Sağlık Elçileri Eğitim Programı’na lise öğrencileri ile öğretmenlerinden oluşan ekipler başvuru yaptı. Afiş tasarımı kategorisinde Zincirlikuyu İSOV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden “Farkına Var! Fark Yarat!”, Gelenbevi Anadolu Lisesi’nden “Kronik Hastalığı Olan Öğrencilerle İlgili Farkındalık Yaratmak”, Bağcılar Anadolu Lisesi’nden “Diyabet Hastalarının Eğitim Hakkı, Hasta Hakları ve Karşılaştıkları Akran Zorbalıkları” adlı projeler dereceye girdi. Dijital oyun kategorisinde Validebağ Fen Lisesi’nden “Klinik Doktoru”, Çekmeköy Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden Memories, Validebağ Fen Lisesi’nden “Kronik Çözümler” adlı projelerle; Sosyal kampanya kategorisinde ise Gümüşpala Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden “Epilepsi (Sara) Hastalığı Farkındalık ve Sosyal Sorumluluk Kampanyası”, Yakacık Yüksel İlhan Alanyalı Çok Programlı Anadolu Lisesi’nden “Farkındalığa Yolculuk”, Nezihe Hasan Kılıç Anadolu Lisesi’nden “Eğitim, Benim De En Doğal Hakkım” adlı projeler dereceye girenler arasında yer aldı.

 

 

Önce eğitimlere katıldılar

Programa başvura liseliler ilk olarak İstinye Üniversitesi akademisyenlerinin verdiği asenkron eğitim videolarını izlediler, ardından Zoom platformu üzerinden yapılan canlı derslere katıldılar. Aldıkları eğitimlerin ardından ekipler, ‘Oyun Tasarımı’, ‘Afiş Tasarımı’ ve ‘Sosyal Sorumluluk’ alanlarından birisi için bir proje geliştirerek, ardından online formu doldurarak başvurdular. Ekipler 17 Mayıs’ta İstinye Üniversitesi Topkapı Kampüsüne gelerek, proje sunumlarını yüz yüze olarak da gerçekleştirdiler. Sağlık Elçileri Eğitim Programı jürisinde şube müdürü Gülşen Özer, İstinye Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hatice Öz Pektaş, İstinye Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yalçın Kırdar ve Dr. Öğr. Üyesi Pınar Efe, proje uzmanı Melek Okur, PDR uzmanı Meriç Ünal, görsel sanatlar öğretmeni ve grafiker Aylin Hanay, İSTMEM yazılımcısı Veysel Kaya, hastane sınıfı koordinatör öğretmeni Şevket Fatih Gündüz, şube müdürü ve TÜBİTAK il koordinatörü Leyla Bostan yer aldı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Güneşe Karşı Riskinizi 10 Soruda Test Edin

Güneşin ‘yakıcı’ zararlarına karşı 5 etkili öneri!

Yaz mevsimine girilmesiyle birlikte güneşin içimizi çokça ısıtmaya başladığı bugünlerde açık havada zaman geçirerek güneşin faydalarından mahrum kalmamak çok önemli. Ancak şüphesiz her geçen yıl zararları daha fazla ortaya çıkan ultraviyole ışınlara karşı gerekli tedbirleri almak da şart! Acıbadem Altunizade Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Andaç Salman, güneşin beynimizde canlılık ve mutluluk veren serotonin hormonunun miktarını artırdığını, vücudumuz için vazgeçilmez olan D vitamininin sentezinde de büyük rol oynadığını belirtirken “Yeterli miktarda D vitamini sentezi için haftada 2-3 gün el sırtları ve kol bölgelerinin yaklaşık 10-15 dakika güneş görmesi yeterlidir. Ancak daha fazla süre korunmadan güneşe çıkmak fayda yerine zarar getirmekte, cilt hasarı ve cilt kanseri riskini önemli ölçüde artırmaktadır. Bu nedenle bazı kurallar kesinlikle ihmal edilmemelidir. Özellikle bazı kişiler güneşin zararlı ışınlarına karşı daha fazla risk taşıdıkları için bu kişilerin ayrıca dikkatli olmaları gerekir” diyor. Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Andaç Salman, güneşin zararlı ışınlarına karşı riskinizi tespit etmenizi sağlayacak etkenleri sıraladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

Güneşe karşı risk dereceniz yüksek mi?

Bazı kişilerin güneşten zarar görme risklerinin; gerek meslekleri, gerek genetik yapıları, gerekse yaşam tarzları açısından diğerlerine göre daha fazla olduğunu belirten Doç. Dr. Andaç Salman, bu 10 etkeni şöyle sıralıyor;

  • Açık tenli, kızıl saçlı, mavi-yeşil gözlü kişiler
  • Vücudunda çok sayıda çil olanlar
  • Çok sayıda bene sahip kişiler,
  • Organ nakli gibi nedenlerle bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullananlar
  • Ailesinde ya da kendisinde cilt kanseri öyküsü olanlar
  • Güneşe uzun süre maruz bırakılan bebekler, altı aydan küçük çocuklar
  • Açık havada çalışmak zorunda olduğu için düzenli şekilde güneş altında uzun süre kalanlar
  • Yelken, golf gibi açık havada yapılan sporlarla uğraşanlar ya da bu tarz hobi kaynaklı güneşe aşırı maruz kalanlar
  • Hayatında bir kere bile solaryuma girmiş olanlar
  • Bronzlaşmak için uzun süre güneş altında yatan, güneşin zararlı ışınlarının doğrudan geldiği riskli saatlerde güneş altında kalan ve güneşe korunmasız çıkanlar

Doç. Dr. Andaç Salman “Bu unsurların en az bir tanesinin olması bile, kişinin güneşin zararlı ışınlarından korunmaya çok daha fazla dikkat etmesi gerektiğini gösteriyor” diyor.  

 

Güneşin zararlarına karşı 5 etkili öneri!

  • Bu saat aralığına dikkat edin!

Güneş ışığında bulunan ultraviyole ışınlarının yüksek rakımlı yerlerde ve ekvatora daha yakın bölgelerde yani ülkemiz için güney bölgelerinde daha fazla olduğunun unutulmaması gerektiğini vurgulayan Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Andaç Salman “Bulutlu havalarda bile UV ışınları güneş yanığı ve deri hasarına yol açabildiğinden, güneşten korunma ihmal edilmemelidir. 11:00-16:00 saatleri arasında güneş ışınları daha dik ve yoğun geldiği için bu zaman aralığında güneşten kaçınmak ve korunmak çok önemlidir. Ayrıca kum, kar ve su gibi yüzeylerden yansıyan güneş ışığının, gölgede bile güneş yanığına yol açabileceği akılda tutulmalıdır” diyor. 

 

  • UV İndeksinden faydalanın

Belirli bir bölgede, yer yüzüne ulaşan ultraviyole ışın miktarının ve güneş yanığı, deri hasarı oluşma riskinin değerlendirilmesinde uluslararası standart bir ölçek olan UV indeksini kontrol etmeyi alışkanlık haline getirin. Birçok cep telefonunda bulunan hava durumu uygulamalarından görülebilen UV indeksinin 3 ve üzerinde olması durumunda güneşten korunulması, özellikle 8’in üzerinde olduğu durumlarda ise mümkünse dışarı çıkılmaması öneriliyor.

 

  • Evden korunmasız çıkmayın

Güneşten korunmak için evden çıkmadan önce güneş koruyucu krem sürmek, ultraviyole ışınların geçişine daha az izin veren koyu ve parlak renkli, sıkı dokunmuş kumaşlardan üretilmiş kıyafetler giymek, gölgede kalmaya çalışmak; yüzü, boynu ve kulakları koruyabilecek geniş siperlikli şapka takmayı ihmal etmemek, UV ışınlarına karşı yüzde 100 koruma sağladığından emin olunan güneş gözlüğü kullanmak büyük önem taşıyor.  

 

  • Güneş koruyucunuzun kalitesine dikkat edin

Güneş koruyucunuzun güvenilir olmasına dikkat edin ve etkili biçimde kullanın. Çok ince sürüldüğünde yeterince koruyucu olmayacağı için yeterli miktarda sürmeye dikkat edin. Güneş koruyucular güneşe çıkmadan 20-30 dakika önce sürülmeli ve terleme gibi nedenlerle etkisi azaldığı için 3-4 saatte bir yeniden uygulanmalıdır. Güneş koruyucu kullanılmış olması, güneş yanığı riski olmadan uzun süre güneşe maruz kalınabileceği anlamına gelmediğinden, diğer koruyucu kurallara da uymaya dikkat edin. 

 

  • Bronzlaşmaya çalışmayın

Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Andaç Salman “Bronzlaşmak günümüzde güzellik standartları ile ilişkilendirilse de, aslında deri hasarının bir göstergesi olup, güvenli bronzlaşmak mümkün değildir. Aksine ilerleyen dönemde cilt kanserine yol açabilmektedir. Doğal güneş ışığıyla bronzlaşmanın yanında, solaryum gibi bronzlaşma yolları da güneş yanığı, erken yaşlanma ve deri kanseri riskini önemli ölçüde artırmaktadır. Yalnızca bir seans solaryum kullanımı ile melanom ve melanom dışı deri kanserlerinin oluşma riski yüzde 20 ila yüzde 67 arasında artış göstermektedir” diyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Var Bunlar” beIN CONNECT’te İzleyici Karşısına Çıkacak!

Yapımını Z Medya’ın üstlendiği yepyeni beIN ORIGINALS dizisi “Var Bunlar”, çok yakında Türkiye’nin dijital içerik platformu beIN CONNECT ekranlarında olacak. 

 

Gündelik hayatın içinden çıkılmaz tekdüzeliğine sürüklenen iki yakın arkadaş Samet ve Tufan’ın maceralarını konu alan “Var Bunlar” izleyenlere eğlenceli dakikalar yaşatacak. Yaz dönemine damga vurması beklenen “Var Bunlar” dijital içerik platformu beIN CONNECT’te izleyici karşısına çıkmak için gün sayıyor.

 

Çekimleri tüm hızıyla devam eden “Var Bunlar”ın senaryosunu, dizinin başrolünde de yer alan Giray Altınok ve Kerem Özdoğan kaleme alıyor. Samet ve Tufan karakterlerini canlandıracak Altınok ve Özdoğan ikilisinin kaleme aldığı ve izleyiciyi kahkahaya boğacağı “Var Bunlar” her Perşembe beIN CONNECT’te yayınlanacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

bizz@kampüs’te 4320 öğrenci Ülker Çokonat için yarıştı

Her yıl farklı bir Ülker markasıyla ilgili yenilikçi pazarlama projelerinin geliştirildiği ve 11. kez düzenlenen bizz@kampüs’te dereceye girenler belli oldu. Üniversitelerin 3., 4. sınıflarıyla yüksek lisans öğrencilerinin “Ülker Çokonat” markası için yarıştığı ‘bizz@kampüs’e bu yıl 169 farklı üniversiteden 1897 takım ve 4320 bin öğrenci başvurdu. Yarışmada birinciliğe Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce İşletme bölümü öğrencileri Melike Yavaş ve Merve Memiş ile Dokuz Eylül Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü öğrencisi Ayşe Nur Şahin’in oluşturduğu “Astronuts” takımının projesi seçildi. İkincilik ödülüne Yeditepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü öğrencileri Betül Oral ve Şamil Aybey Dönmez ile Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü öğrencisi Fevzican Acar’ın kurduğu “Team Gusto” takımının projesi seçilirken; üçüncülük ödülüne ise Kadir Has Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü öğrencileri Oğuzhan Sönmez ve Volkan Saygın ile Kadir Has Üniversitesi İletişim Bilimleri yüksek lisans öğrencisi  Bahadır Öz’ün  kurduğu “Eren” takımının projesi layık görüldü. İlk 3’e girenlere uzun dönem staj imkânının sağlandığı yarışmada, birinciye 30 bin TL, ikinciye 25 bin TL ve üçüncüye 20 bin TL olmak üzere toplam 75 bin TL ödül verildi. 

 

Buyurgan: Markalarımızı gençlerin gözünden görmek bizim için çok değerli

 

bizz@kampüs’te bugüne kadar binlerce öğrenciyi ağırladıklarını aktaran Ülker CEO’su Mete Buyurgan, “Gençlerimizin yoğun ilgi gösterdiği bizz@kampüs, yıllar içerisinde ülkemizin pazarlama alanındaki öncü organizasyonlarından biri olmayı başardı. Bu yıl ise 11. kez düzenlediğimiz yarışmada markalarımızı gençlerin gözünden görmek bizim için çok değerli. Dereceye girsin veya girmesin, gençlerimize yaşam boyu yararlanacakları bir deneyim ortamı sunuyoruz. Bir kez daha bizz@kampüs’e ilgi gösteren tüm gençlerimize yol arkadaşlıkları ve bizlere kattıkları için çok teşekkür ediyoruz” dedi.                 

 

 

 

Buyurgan: Üniversitede deneyim kazanmak çok önemli 

 

Gençlerin üniversite yıllarını en iyi şekilde değerlendirmeleri gerektiğini söyleyen Mete Buyurgan, “Üniversitede geçen sürenin, yaşam yolculuğunun belki de en önemli, en değerli deneyimi olduğuna inanıyorum. Üniversitede edinilen teorik bilgileri besleyecek şekilde, yarı zamanlı çalışmayla, staj yaparak tecrübe kazanmanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle nitelikli öğrenci kulüplerine üye olmak, staj ve yetenek programlarına dahil olmak, bizz@kampus gibi yarışmalara katılmak son derece önemli. Son olarak da sevdiğiniz, ilgi duyduğunuz ve ileride mutlu olacağınıza inandığınız bir işi yapmanızı ve eğitiminize buna göre yön vermenizi tavsiye ediyorum.” dedi.

 

Yarışmada proje sunumları, Ülker İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Faruk Gözleveli, Ülker Unlu Mamuller ve Çikolata Üretim Başkan Yardımcısı Kadir Kamadan, Ülker CMO’su Mustafa Kabakçı, Ülker Çikolata Pazarlama Direktörü Nida Erdal, Ülker Kurumsal İletişim Direktörü Mehmet Uçan, Ülker Çikolata AR-GE Direktörü Müge Corcor, Alametifarika Kreatif Direktörü Odisseas Sevsevme ’nin yer aldığı jüri tarafından değerlendirildi. Final etabında gençlerin gelişimlerine katkı sağlayacak eğitimler düzenlenirken, pazarlama odaklı webinarla sürece hazırlanmaları sağlandı. Finalist takımlara mentorluk ve sunum teknikleri eğitimleri de verildi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Egeli genç ziraatçılar “12. Ulusal Tarım Öğrenci Kongresi’ne 52 bildiri ile katıldı

Türkiye’deki Ziraat Fakültelerinde öğrenim gören öğrencileri bir araya getirmek, akademik ve sosyal anlamda bilgi alışverişlerinde bulunmalarını sağlamak amacıyla düzenlenen “12. Ulusal Tarım Öğrenci Kongresi” (UTOK)   Kırşehir’de gerçekleştirildi.

 

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Ziraat Fakültesi ev sahipliğinde yapılan kongreye Rektör Prof. Dr. Necdet Budak tarafından uğurlanan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencileri, Tarım Topluluğu ve ZMO Genç İzmir,  52 bildiri sundu. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi (EÜZF) ‘Kongrede en çok bildiriyle katılım sağlayan misafir fakülte’ sıfatını kazandı. Kongrede poster sunumu kategorisinde “Gıda Güvenliğinde Farklı Bir Perspektif: Biyodinamik Tarım” başlığıyla EÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü 2. sınıf öğrencisi Alp Efe birinci oldu.

 

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ev sahipliğinde ilki 2011 yılında düzenlenen Ulusal Tarım Öğrenci Kongresi bu sene  “Tarımda Yeşil Dönüşüm” mottosu ile Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Ziraat Fakültesinde gerçekleştirildi. Kongreye, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ve Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Banu Yücel’in destekleriyle Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencileri, Tarım Topluluğu ve ZMO Genç İzmir, 46 kişilik takımla katıldı. Toplam 210 akademik bildiri sunulan kongreye Ziraat Fakültesi öğrencileri 52 bildiri ile katıldı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ‘kongrede en çok bildiriyle katılım sağlayan misafir fakülte” sıfatını kazandı.

 

EÜ 13. Ulusal Tarım Öğrenci Kongresine ev sahipliği yapacak

         Program kapsamında “Elektrostatik İlaçlamanın Tarıma Etkisi” başlıklı bildirisiyle EÜ Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü 1. sınıf öğrencisi Nurgül Koç,  “Bir Simbiyozis, Mikoriza” başlıklı bildirisiyle Tarla Bitkileri Bölümü 4.sınıf öğrencisi Esra Korkmaz ve  “Seralarda Çevre Dostu Bir Gübreleme: Yeşil Gübreleme” başlıklı bildirisi ile Bahçe Bitkileri Bölümü 1. Sınıf öğrencisi Alp Efe Telef sunum yaptılar. Kongrede poster sunumu kategorisinde “Gıda Güvenliğinde Farklı Bir Perspektif: Biyodinamik Tarım” başlığıyla Bahçe Bitkileri Bölümü 2. Sınıf öğrencisi Alp Efe birinci oldu. Her yıl farklı bir üniversitenin ev sahipliğinde düzenlenen kongrenin 13’üncüsü, 2023 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ev sahipliğinde gerçekleştirilecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı