Aylık arşivler: Temmuz 2022

Yenişehir Belediyesi hayvan barınağında çalışmalara başladı

Mersin Yenişehir Belediyesine tahsisi gerçekleşen Mersin Üniversitesi Çiftlikköy Kampüsü’nde bulunan hayvan barınağında yenileme çalışmaları başladı. Yenişehir Belediyesi, hayvan barınağının bulunduğu 7 bin 500 metrekarelik alanı yeniden düzenleyerek, hayvanlar için konforlu bir yaşam alanı oluşturacak.

 

Mersin Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit ve Mersin Üniversitesi(MEÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı arasında hayvan barınağının Yenişehir Belediyesine tahsisi ile ilgili iş birliği protokolünün imzalanmasının ardından Yenişehir Belediyesi harekete geçti. Yenişehir Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri barınakta çevre düzenlemesi çalışmalarına başladı. Yenişehir Belediyesi ardından alandaki binaların bakımını yapacak ve alandaki toprağı da hayvanların sağlığı için sterilize edecek.  Peyzaj çalışmalarının tamamlanmasından sonra hayvan barınağı için yeni bir proje hazırlanacak. Barınakta kısırlaştırma ve acil mücadele merkezinin de kurulması planlanıyor.

 

Başkan Özyiğit, “Hayvan dostlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

Mersin Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, “Hayvan dostlarımız için barınağımızda çalışmalarımıza hızlıca başladık. Çok kısa sürede tüm çalışmaları tamamlayacağız. Orası hayvan dostlarımızın evi olacak. Onların bakımını yapacak ve güvenli bir yaşam alanı oluşturacağız. Gönüllülerimizle birlikte barınağımızda en iyi hizmeti sunacağız. Mahallelerimize kedi evleri yerleştirdik, farklı noktalarda besleme noktaları kurduk ve düzenli olarak mama ve su bırakıyoruz.  Fuat Morel Mahallemizde yaptığımız Pet Otelimizi de yakın zamanda açacağız, orada da çocuklarımızı hayvanlarla buluşturacak ve onları hayvan sevgisini erken yaşlarda kazandıracağız.Hayvan dostlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlanıyor

1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nın 96. yılı nedeniyle Antalya Kaleiçi Yat Limanı açığında Sahil Güvenlik botundan Deniz Şehitleri anısına çelenk bırakıldı.

 

1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlamaları Antalya Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Anıtı’na çelenk konulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlandı. Törene Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer, Hudut Kapıları Mülki İdare Amiri Vali Yardımcısı Suat Seyitoğlu, Sahil Güvenlik Grup Komutanı Yarbay Dr. Murat Sezgin, Antalya Bölge Liman Başkanlığı, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Deniz Ticaret Odası, Gemi Mühendisleri Odası ile denizcilik sektör temsilcileri katıldı.

 

ŞEHİTLER ANISINA SUYA ÇELENK BIRAKILDI 

Cumhuriyet Meydanı’ndaki törenin ardından protokol üyelerinin katılımıyla Kaleiçi Yat Limanı açığında Sahil Güvenlik botundan Deniz Şehitleri anısına çelenk bırakıldı.

 

Deniz şehitleri anısına siren çalınırken römorkörler tarafından yapılan özel su gösterileri programa renk kattı.

 

TÜRK DENİZCİLİĞİNİN PRANGALARI ATILDI  

Türk denizciliği açısından 1 Temmuz tarihinin önemli bir gün olduğuna dikkat çeken Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Lokman Atasoy,  “Osmanlı Devleti’ne 1912 yılında gelen kapitülasyonlarla dayatılan denizcilikle ilgili egemenliğimizi daraltan uygulamalar 1926 yılındaki Kabotaj Kanunu ile sona erdi. 1923 Lozan Antlaşmasında Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kararlı duruşuyla Osmanlı Devleti’nden kalan kapitülasyonlarla dayatılan yabancı gemilere verilen ayrıcalıklar tamamen ortadan kaldırıldı. Türk denizciliğine vurulan prangalar söküp atıldı. Kara sularımızda bağımsız özgür denizcilik ticaretinin gelişeceği bir kabotaj kanunumuz 1926 yılında yürürlüğe girdi” diye konuştu. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Mudanya’da Kabotaj Bayramı Coşkusu

Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi karasularında bağımsızlığının, özgürlüğünün ve milli egemenliğinin teminatı Kabotaj Kanunu’nun 96’ncı yıl dönümü, Mudanya’da coşkuyla kutlandı.

 

1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nın 96’ncı yıl dönümü, Mudanya’da coşkuyla kutlandı. İskele Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başlayan bayram kutlamalara Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Sahil Güvenlik Güney Marmara Grup Komutanı Yarbay Umut Yavaş’ın yanı sıra ilçe protokolü, gaziler, muhtarlar, meclis üyeleri ve Mudanyalılar katıldı.

 

Kutlamalar, Mudanya Belediyesi önünde düzenlenen etkinliklerle devam etti. Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, Başkan Hayri Türkyılmaz ve protokol üyeleri, Sahil Güvenlik botundan Deniz Şehitleri için denize çelenk bıraktı.Kutlamalar, yüzme yarışmasıyla renklenirken birinci olan Bartuğ Arslan’a ödülünü Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz verdi.

 

1 Temmuz 1926 tarihinden bu yana Türk bayrağının kendi kara sularında özgürce dalgalandığını kaydeden Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, “Denizciliği Türk’ün büyük milli ülküsü olarak benimsemeliyiz’ diyen Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği rotada inançla ilerliyoruz. Bugün denizlerdeki egemenliğimizin tescillendiği gün. Türk denizciliğinin dönüm noktası, bayrağımızı denizlerde sonsuza kadar dalgalandıracak Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı kutluyorum. Denizlerimizi millileştiren, deniz taşımacılığı ve ticaret haklarını yabancıların kontrolünden kurtaran, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını bu önemli günde bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

CHP’nin gazeteci vekili Atila Sertel Ziraat Bankası yönetimine sordu: Demirören’e verdiğiniz krediyi bana da verir misiniz

Gazeteci vekil Ziraat Bankası'ndan Demirören'le aynı şartlarda kredi istedi

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel, 45 yılı aşkın süredir gazeteci olduğunu belirterek, Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar’a, gazetecilikle ilgisi olmayan bir gruba medyaya girsin diye 750 milyon dolar kredi verdiğini anımsatarak, “Medyanın içinden gelen bir insan olarak size gelsem, desem ki: ‘Bana iki yıl ödemesiz on yıl kredi verir misiniz” diye sordu.

 

Sertel’in sorusuna Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyesi Serruh Kaleli’den geldi. Kaleli, “Değerlendiririz. Bu normal bir hak” dedi.

 

Ziraat Bankası ve iştiraklerinin bilanço ve hesaplarının görüşüldüğü KİT Komisyonu toplantısında Demirören Grubu’nun medyaya girmek için bankadan aldığı 750 milyon dolarlık kredi gündeme getirildi, eleştiri konusu oldu. 

 

“ZİRAAT BANKASI KULLANILDI”

Toplantıda söz alan CHP’nin gazeteci kökenli Milletvekili Atila Sertel, iki yılı ödemesiz 10 yıl taksitle Demirören Grubu’na verilen ve ödemelerinin başlayıp başlanmadığı açıklanmayan 750 milyon dolarlık krediyle ilgili şunları söyledi:

 

“Ben kırk beş, kırk altı yıllık gazeteciyim ve 16 yaşından beri yazan, çizen, okuyan bir insanım. Ege Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulunu bitirdim. Milliyet'te, Güneş'te, Yeni Asır'da, Hürriyet'te, Gözlem'de, hepsinde ayrı ayrı çalıştım; Söz gazetesini çıkardım; Şehir ve Başkan Dergisi'ni çıkardım, matbaa sahibi oldum; yani yayıncılık sektörünün hemen hemen her faaliyetinde bulundum. Ayrıca, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanlığını yaptım; onların da Onursal Genel Başkanıyım. Medyanın içinden gelen bir insan olarak size gelsem, desem ki: ‘Arkadaş, bana iki yıl ödemesiz on yıl kredi verir misiniz? Ben medyada olmak istiyorum, televizyon satın almak istiyorum, gazete sahibi olmak istiyorum.’ nasıl karşılarsınız, doğrusu merak ediyorum çünkü sektörün içinden gelen bir insan olarak bunu hak buluyorum kendimde. Mesleği gazetecilik olmayan, yani, işte, başka, enerji işiyle, tüp işiyle falan uğraşan bir insana verdiğiniz kredi burada bütün arkadaşların gerçekten sorularına muhatap oldu ve gerek banka Genel Müdürü olarak ve yönetim olarak sizi de üzdüğünü, bu eleştiriler karşısında sizin de hakikaten ne diyeceğiniz noktasındaki merakımı da ayrı tutarak yani Demirören grubunun Ziraat Bankası tarafından korunup kollandığını düşünüyorum. Aslında, bankacılık açısından bakıldığında, yani deneyimli bir bankacının garantiye almadığı, teminatı olmayan hiçbir krediye imza atmayacağı gerçeği de ortadayken bu krediye imza atanların nasıl attığını ve hangi teminatlar karşılığında imzayı koyduğunu doğrusu merak ediyorum. Yani, mesele medyanın el değiştirmesinde Ziraat Bankasının bu operasyonda bir aracı olarak kullanılmasıdır.”

 

İKTİDARI ELEŞTİREN GAZETE VE TELEVİZYONLARA REKLAM YOK

Kamu bankalarının ilan ve reklam verirken kıstaslarının ne olduğunu da soran CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, şöyle devam etti:

 

“Kamu bankası olarak siz gazetelere, televizyonlara reklam veriyorsunuz. Kıstas nedir? En çok izlenen televizyonda olmak mı kıstasınız? Gazetede ölçü nedir? En çok tiraj sahibi olan gazetede ilanının yer alması yani en çok gazete satışı kim yapıyorsa, kimler yapıyorsa onlara vereceksiniz, hadi öbürlerine de verin destek açısından, ona da razıyım ama bugüne kadar sizden Sözcü, Evrensel, Cumhuriyet, Karar, Yakınçağ, Millî Gazete, sağından solundan hiçbiri ilan alamadı; KRT, Halk TV, Tele 1, Fox TV hiç reklam alamadı, TV5 hiç reklam alamadı. Şimdi, bakın, şöyle bir anlayış çok yanlış: ‘Bu iktidarı destekleyen gazeteler ve televizyonlara biz reklamı veririz, diğerlerine de cezayı RTÜK kanalıyla üstüne gideriz." Bu anlayış çok yanlış yani siz Ziraat Bankası olarak Türkiye'de sosyal demokratların da para yatırdığı, faiz için, ikramiye, prim, maaş aldığı, her konuda sizinle işlem gördüğü bir bankasınız; siz ayrıcalık yapamazsınız, siz bir kamu bankasısınız ve kamuya eşit, adil davranmak zorundasınız.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka’nın Yaşamhak’ın Yeni Uygulamasına İlişkin Açıklamalarda Bulundu

Bildiğiniz gibi kadına yönelik şiddet ile mücadele etmek amacıyla 5 Aralık 2020 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak, İstanbul Sözleşmesi’nin bir maddesini hayata geçirdik. Genel Merkezimizde 'Alo Şiddet' hattı kurduk. Yaşama hakkının en temel hak olduğundan yola çıkarak projemize 'YaşamHak' adını verdik. 444 82 85 numaralı hattımızı arayan tüm şiddet mağduru kadın ve çocuklara, 7/24 ücretsiz destek hizmetleri sunuyoruz.

 

Şiddet gören kadınların karakollarda, savcılıklarda, hastanelerde, adliyelerde yanlarında oluyoruz. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet davalarını, mağdurlar ve aileleri ile dayanışma içinde takip ediyoruz. Şiddet mağduru çocuklara eğitim ve burs desteği verilmesine katkı sağlıyoruz. Projemiz kapsamında sivil toplum örgütleri, meslek odaları, barolar ve yerel yönetimlerle 100’ü aşkın protokol imzaladık. Bugüne kadar en az 6 bin 500 kadının hayatına bire bir dokunduk. Kadınların şiddet sarmalından kurtulmasına, ailelerin duruşma salonlarında yalnız kalmamasına ve çocukların eğitim hakkına ulaşmasına vesile olduk.

 

5 Aralık 2021 tarihinde size duyurduğumuz gibi YaşamHak mobil uygulamasını da hayata geçirdik. Böylece mağdurlara bir tuş yakınlığında olduk.

 

Uygulama sayesinde, en yakın mesafedeki kadın kolları yöneticilerimizle bağlantı kurmalarını, hakları konusunda bilgi almalarını sağladık. Gerektiğinde kolluk kuvvetlerini harekete geçirdik.

 

Şimdi yeni bir uygulama ile projemizi daha da güçlendiriyoruz. Kendini güvende hissetmeyen tüm kadınlar için harekete geçiyoruz. Biliyoruz ki; bu memlekette sokakta yalnız yürürken arkasında ayak sesleri duyduğunda tedirgin olmayan tek bir kadın bile yoktur. Otobüste, dolmuşta son yolcu olarak kaldığında ürkmeyen bir kadından bile söz edemeyiz. Ne acı değil mi? Her kadın kendini Özgecan Aslan’ın veya Başak Cengiz’in yerine koymuştur…

 

YaşamHak projemiz kapsamında, artık şiddet mağduru kadınların yanı sıra kendini güvende hissetmeyen kadınlara da çare olacağız.

 

Toplu taşımada, sokak lambasının yeterli olmadığı bir yerde ya da yalnız yürürken ürken tüm kadınlara sesleniyorum: Yalnız Değilsin, Biz Varız! 444 82 85 numaralı hattımızda size eşlik edecek olan bir kız kardeşiniz var. Kendinizi güvende hissetmediğiniz her yerde telefonun diğer ucundan size destek olacağız. Bir olumsuzluk yaşandığında kolluk kuvveti ile doğrudan iletişime geçerek, can ve mal güvenliğinizin sağlanmasını temin edeceğiz.

 

İstanbul Sözleşmesi hukuksuz bir kararla fesih edildiğinden bu yana en az 500 kız kardeşimiz katledildi. Muğla’da okuyan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in katili ceza indirimi ile ödüllendirildi. Bu karar vicdanları sızlattı ve çok tartışıldı ama şunu biliyoruz ki sözleşmeden tek taraflı çıkıldıktan sonra böyle çok sayıda karar alındı.

 

Kadın katillerini cesaretlendiren kararlardan bazılarını hatırlayalım:

 

İstanbul’da yaşayan 27 yaşındaki Duygu Kadakal’ı öldüren Hakan Kadakal’ın yargılandığı dava 4 yıl sonra sonuçlandı. Katile önce "eşi kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından sanığın duruşmadaki iyi hali gerekçesiyle takdiri indirim uygulanarak, ceza müebbet hapse indirildi.

 

Konya’nın Karataş ilçesinde, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Bekir Erkol, üç çocuğunun gözü önünde evli olduğu Tuba Erkol’u 46 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Katile önce “eşi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından suçu “haksız tahrik” altında işlediği ve duruşmadaki “iyi hali” gerekçesiyle ceza 18 yıl 4 aya indirildi. Mahkeme heyetinin açıkladığı gerekçeli karara göre, katliam canavarca hisle gerçekleştirilmemiş! Demek ki 46 bıçak darbesi canavarca his için yeterli değilmiş. Acaba katilin indirim almaması için daha ne kadar canavarca davranması gerekiyordu?

 

Eskişehir'de, 23 kez suç duyurusunda bulunmasına rağmen boşandığı Yalçın Özalpay tarafından öldürülen Ayşe Tuba Arslan davasında önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi. Daha sonra cinayetin "haksız tahrik" altında işlendiğine hükmedilerek, ceza 24 yıla indirildi. Haksız tahrik indimin gerekçesi ne miydi?

 

Ayşe Tuba Arslan'ın telefonuna gelen "canım" mesajı…

Kocaeli'nin Körfez ilçesinde yaşayan Rabia Buse Şeker, yedi yıldır evli olduğu Burhan Şeker tarafından bıçaklandı. Gerekçe çok tanıdık. Erkek aldatıldığını düşünmüş… Rabia Buse Şeker, uzun bir tedavinin ardından yaşama tutundu. Caniye önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından eylemin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle ceza 15 yıla indirildi. Bu cezayı da çok bulan mahkeme heyeti bir de “haksız tahrik” indirimi uyguladı ve cezayı 11 yıl 3 aya düşürdü.

 

Burdur'un Bucak ilçesinde, 17 yaşındaki Gizem Canbulut vahşice öldürüldü. Cinayetten iki gün önce katil Eren Yıldız, arkadaşına “Gizem’i öldürsem kaç yıl yatarım?” diye mesaj attı. Mahkemede, “Cezalandırılmak istiyorum” diyen katile önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi. Ardından “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimleri uygulanarak ceza 20 yıla düşürüldü.

 

Bekir Akbulut, evli olduğu Dilek Akbulut’u ve çalıştığı işyerinin sahibini aralarında ilişki olduğunu düşündüğü için öldürdü. Mahkeme heyeti, katilin tahrik altında eşini ve onun patronunu öldürdüğü gerekçesiyle katile sadece 36 yıl hapis cezası verdi.

 

Kayseri’de boşanma aşamasında olduğu Sinem Karadeniz'i bıçaklayarak ağır yaralayan Ali Karadeniz hakkında önce 15 yıl hapis cezası istendi. Bu olaydan 10 gün önce “reşit olmayanla cinsel ilişki’ suçundan tahliye edilen caniye “haksız tahrik” indirimi uygulandı. Cezası 11 yıl 3 aya düşürüldü.

 

Muğla'nın Menteşe ilçesinde, Lütfü Safa Berberoğlu boşanma aşamasında olduğu Sedef Berberoğlu’nu ve aynı araçta gördüğü 18 yaşındaki Abdullah Tekin’i öldürdü. Katil hakkında iki kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sonra iki kez “tahrik indirimi” uygulandı. Neden mi? Sedef, boşanma aşamasında olup ayrı yaşadığı için Türk Medeni Kanunu'nun eşlere yüklediği sadakat yükümlülüğünü ihlal etmiş! Sedef’in bir erkekle aynı arabada ne işi varmış? Bu gerekçelerle katilin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası 22 yıla indirildi.

 

Kayseri'nin Talas ilçesinde, kızı Şahinder Karakulak'ı öldüren Basri Karakulak’ın yargılandığı davada, mahkeme heyeti katile önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verdi. Daha sonra 'tahrik' indirimi uygulanarak ceza 24 yıla indirildi. Bu da yetmedi; 'iyi hal' indirimi ile ceza 20 yıla düşürüldü.

 

Ankara’da yaşayan İbrahim Köksal, evli olduğu Sibel Köksal'ı kendisini aldattığı bahanesiyle hunharca öldürdü. Katile önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından "haksız tahrik” indirimi uygulandı ve cezası 24 yıla düşürüldü.

 

Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan Murat Alper, boşanma aşamasında olduğu 32 yaşındaki Kadriye Alper’i öldürüp gömdü. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi polise kayıp başvurusunda bulundu. Cinayetin açığa çıkması üzerine önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Katil, aldatıldığını öne sürdü. Ardından “haksız tahrik” indirimiyle ceza 20 yıla düşürüldü.

 

Bununla da yetinmeyen mahkeme heyeti, katilin duruşmalardaki “iyi halini” dikkate alarak cezayı 16 yıl 8 aya düşürdü.

 

Konya'nın Meram ilçesinde kanser hastası olan 70 yaşındaki Sevil Şimşek’i öldüren Turgut Şimşek hakkında "eşi kasten öldürme" suçundan dava açıldı. Mahkeme heyeti, savunmasında “eşimin bıçakla beni öldüreceğini düşünerek daha önceden yastığın altına sakladığım silahı aldım. Üzerime doğru gelince bir anda tetiğe bastım” diyen katile önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Daha sonra üst sınırdan "haksız tahrik" indirimi uygulanarak, ceza 15 yıla indirildi.

 

Konya'nın Çumra ilçesinde, 6 buçuk aylık hamile Sadife Yüzer’i öldüren Ali Rıza Yüzer hakkında önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Daha sonra ağır yaraladığı kadının yarasına tampon uyguladığı gerekçesiyle “iyi hal” indirimi uygulandı. Heyet bununla da yetinmedi, “haksız tahrik” indirimi uyguladı ve ceza 23 yıla indirildi.

 

Katillerin iyi hal ve haksız tahrik indirimi ile ödüllendirildiği bu davaların tümü İstanbul Sözleşmesi fesih edildikten sonra sonuçlandı. Tam da bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz.

 

AKP Hükümeti’nde kadınların payına düşen; yoksulluk, şiddet ve ölümdür! Biz bu çarkı tersine çevirmeye kararlıyız. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle örgütlenme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki seçimlerin biz kadınlar için hayati öneme sahip olduğunu çok iyi biliyoruz.

 

Buradan herkese çağrı yapıyoruz: Bize katılın!

Bu seçim, yaşam hakkımızı gasp eden tek adama bir yanıt olmalıdır.

Yaşam hakkınızın tek adamın iki dudağı arasına sıkışmamasını istiyorsanız; bize katılın.

Yoksulluk ve yoksunluğun derinleşmesi yerine sosyal devletin size kol kanat germesini istiyorsanız; bize katılın.

Torpillilerin saltanatı yerine liyakatli kadrolar istiyorsanız; bize katılın.

 

Saray iktidarı yerine millet iktidarı istiyorsanız; bize katılın.

Sevgili kız kardeşlerim, İlk seçimlerden sonra;

KÂBUS BİTECEK; özgürlük gelecek! KÂBUS BİTECEK; huzur gelecek!

KÂBUS BİTECEK; demokrasi gelecek! KÂBUS BİTECEK; adalet gelecek!

KÂBUS BİTECEK; eşitlik gelecek!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

CHP’li Sındır, “yurttaşlarımızı sokağa atamazsınız!”

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, İzmir Depremi sonrası depremzedeler için yapılan Konteyner kenti Meclis gündemine taşıdı.

 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi veren ve aynı zamanda Deprem Araştırma Komisyonu Üyesi olan Milletvekili Sındır, “75 gün içinde depremzedelerden konteyner kenti boşaltmaları için tebligat göndermek ne vicdana sığar ne de Anayasa’nın sosyal devlet ilkesine. Suriyeli sığınmacılara gerek kendi topraklarımızda gerekse Suriye topraklarında milyarlarca dolarlık tüm sosyal donatılarıyla yüzbinlerce insanı barındıracak kentler inşa eden AKP iktidarı İzmir’deki ihtiyaç sahibi yurttaşlarımızı sokağa atmakla aslında gerçek yüzünü de göstermektedir” dedi.

 

“ANAYASA’YI ÇİĞNEYEN İKTİDAR YİNE ŞAŞIRTMADI!”

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Sosyal bir hukuk devleti olduğunu ve vatandaşların Anayasa ile koruma altına aldığını vurgulayarak sözlerine başlayan Sındır, “Anayasa’nın ‘Devletin Temel Amaç ve Görevleri’ başlıklı 5 inci maddesine göre, devlet ‘kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleri ile bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır…’ düzenlemesini içermektedir. Böylece, kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi saygı duyulması gereken bir hak olduğu kadar, devletin pozitif edimleri ile yaşama geçirilmesi gereken bir yükümlülük olarak belirmektedir. Yine Anayasa’da “sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. Maddesinde: ‘Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir…’ hükmü varken, ‘konut hakkı’ başlıklı 57. Maddesinde: ‘Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.’ amir hükümleri bulunmaktadır. AKP yine Anayasa’yı çiğniyor, sosyal devlet ilkesini ve konut hakkını ayaklar altına alıyor, vatandaşlarına karşı yükümlülüklerini yerine getirmiyor” dedi.

 

“KONTEYNER KENT SOSYAL DEVLET PROJESİDİR BOŞALTILAMAZ!”

Depremzedelerin barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla yapılan konteyner kentin kalıcı olması gerektiğini vurgulayarak sözlerine devam eden Sındır, “75 gün içinde depremzedelerden konteyner kenti boşaltmaları için tebligat göndermek ne vicdana sığar ne de Anayasa’nın sosyal devlet ilkesine. TOKİ tarafından inşa edilen yapılar teslim edilmeden depremzedelere çıkın demek, onları yersiz yurtsuz bırakmaktır, mağdur insanlarımızı sokağa atmaktır. Anayasanın sosyal devlet ilkesi süreli uygulanabilir bir ilke değildir. Bu konteyner kent sadece depremzedeler değil maddi imkansızlıklar nedeniyle orada yaşamını sürdüren muhtaç yurttaşlarımıza da geçici konut kenti olarak sürekli faal olmalıdır. Bu devletin yurttaşlarına karşı asli görevidir.  Yurttaşlarımızı sokağa atamazsınız. Konteyner kent olarak bilinen alanın neden boşaltılmak istendiğini kamuoyuna açıklamak zorundasınız. Suriyeli sığınmacılara gerek kendi topraklarımızda gerekse Suriye topraklarında milyarlarca dolarlık tüm sosyal donatılarıyla yüzbinlerce insanı barındıracak kentler inşa eden AKP iktidarı İzmir’deki ihtiyaç sahibi yurttaşlarımızı sokağa atmakla aslında gerçek yüzünü de göstermektedir. TOKİ tarafından deprem mağduru yurttaşlarımız için inşa edilen konut sayısının ne olduğunu, bu konutlardan kaçının tamamlandığını, kaçının depremzede vatandaşlarımıza teslim edildiğini veya edileceğini kamuoyu ile paylaşınız. Hak sahiplerine teslim edilmesi gereken kaç konut olduğunu hem depremzedeler hem kamuoyu bilmiyor. Ayrıca depremde evi yıkılan vatandaşlarımız dışında evleri ağır ve orta hasar ve hatta az hasar gören yurttaşlarımıza TOKİ tarafından Bayraklı Şehir Hastanesi civarında normalde afet durumunda değerlendirilmesi gereken “rezerv” alanda yapılan konutlardan verilecek mi? Yoksa söz konusu rezerv alan TOKİ’nin muhtaç yurttaşlarımız yerine yine parası olan zenginlere rant alanı ve yatırım aracı olarak talan mı edilecek? Konteyner kentte yaşayan ve depremden etkilenen yurttaşlarımızın gözü kulağı gelecek haberlerde” dedi.

 

“İYİ Kİ CHP’Lİ BELEDİYELER VAR!”

Ayrım yapmadan tüm toplum kesimlerini kucaklayan adil, demokrat ve katılımcı belediyecilik anlamında CHP’li belediyelerin örnek alınması gerektiğini vurgulayarak sözlerini sonlandıran Sındır; “CHP’li belediyelerimiz; sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla yoksulluğu ortadan kaldırmak, çevremizi, doğamızı korumak, barış, huzur ve refah içinde bir yaşamı tesis etmek için var gücüyle çalışıyor. Vatandaşlarımızın, haklı seslerini duyurmada yanlarında olmak, yurttaşlarımızın ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarına cevap vermek için taşın altına elini koyuyor. Üreten, ürettiğini adilce hakça bölüşen bir düzeni tesis etmek ve bu düzeni sürdürülebilir kılmak için politikalar üretiyor. Vatandaşlarını değil sadece 5’li çeteyi kucaklayan tek adam rejiminden, bu karanlık zihniyetten ilk seçimlerde kurtulacak, sadece vatandaşını kucaklayan, sosyal devlet ilkesinden asla taviz vermeyen anlayışa beraber kavuşacağız. İktidarın sokağa attığı yurttaşlarımıza yerel yönetimlerimiz sahip çıkmaya devam edecek” dedi. 

Sındır, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya ve Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum’a yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdiği önergede şu soruları yöneltti:

1-            30 Ekim 2020 İzmir Depremi sırasında ve sonrasında “Deprem” nedeniyle yıkılan konutlarda yaşayan vatandaşlarımızın sayısı kaçtır?

2-            Depremzedelerin barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla ne gibi önlemler alınmıştır? Barınma amaçlı imal edilen konteyner sayısı kaç adettir? Yapılan konteynerlerde mevcut durumda barınan kişi sayısı nedir?

3-            Konteynerlerde yaşayan deprem mağduru yurttaşlarımıza soru önergemizin konusu olan “tebligat” hangi amaçla gönderilmiştir? Konteyner kent olarak bilinen alan neden boşaltılmak istenmektedir?

4-            Konteynerlerden çıkarılacak yurttaşlara barınmaları konusunda ayrılan bir bütçe veya bir yer var mıdır? Bu kişilerin barınma sorunu nasıl giderilecektir?

5-            Deprem mağduru yurttaşların boşaltılması istenilen konteynerler buradan kaldırılacak ise hangi amaç/lar için kullanılacaktır? Bu amaçlar arasında konteynerlere geçici koruma statüsündeki sığınmacıların yerleştirileceği iddiası doğru mudur? Alanla ilgili yapılan planlama nedir?

6-            TOKİ tarafından deprem mağduru yurttaşlarımız için inşa edilen konut sayısı nedir? Bu konutlardan kaçı tamamlanmıştır? Kaçı depremzede vatandaşlarımıza teslim edilmiştir? Hak sahiplerine teslim edilmesi gereken kaç konut kalmıştır?

7-            Depremde evi yıkılan vatandaşlarımız dışında evleri ağır ve orta hasar ve hatta az hasar gören yurttaşlarımıza TOKİ tarafından Bayraklı Şehir Hastanesi civarında “rezerv alan” olarak tanımlanan alanda yapılan konutlardan verilmesi söz konusu olacak mıdır?

8-            TOKİ tarafından söz konusu “rezerv alan”da yapılan bu konutların depremzede olmayanlara da bedeli karşılığında satışlarının yapılacağı bilgisi doğru mudur? 

9-            Konteynerde tebligat ulaşan yurttaşlarımıza süreleri dolduğunda TOKİ konutları teslim edilebilecek midir?

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

CHP Bayraklı’dan rezerv alan çıkışı: İlçe Başkanı Gültekin: “Deprem konutları depremzedelerin olmalı”

CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin, İZDEDA Başkanı Haydar Özkan ve yönetim kurulunu ziyaret ederek kredi süreçleri, mülkiyet hakları ve rezerv alanındaki konutlar hakkında bilgi aldı. Cengizhan Mahallesi’ndeki rezerv alanda TOKİ tarafından yapımı sürdürülen deprem konutlarından öncelikle depremzedelerin faydalanması gerektiğini söyleyen Başkan Gültekin “Depremzedelerimizin mağduriyetleri üzerinden yeni bir rant kapısı açılmasına asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.

 

“KONUTLAR DEPREMZEDELERE VERİLMELİ”

CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin, İZDEDA ziyareti sonrası, Cengizhan’daki TOKİ konutları hakkında açıklama yaptı. Rezerv alanda inşası devam eden konutların kimlere, hangi koşullarda verileceğinin yetkililer tarafından net bir şekilde açıklanması gerektiğini dile getiren Gültekin, “Rezerv alandaki konutlar depremzedelerimiz için ayrıldı. Burada yapılan ve yapılması planlanan konutlar kimlere ve neye göre dağıtılacak? Bu konuda bazı belirsizlikler var. Gerek İZDEDA gerekse Bayraklı Belediyesi konuyu her dile getirdiğinde ‘depremzedelere dağıtılacak’ denilerek geçiştiriliyor. Bu cümlenin altının doldurulması ve başta Bayraklılı depremzedelerimiz olmak üzere kamuoyunun aydınlatılması yetkililerin asli görevidir. Konutları depremzedelere tahsis edecekseniz, bunu net bir şekilde, resmi ağızdan açıklayın. Bu alan depremzedeler için ayrıldı, yapılan konutlar depremi yaşayan, mağdur olan Bayraklılı yurttaşlarımıza mı verilecek yoksa AKP’li yandaşlara peşkeş mi çekilecek? Kamuoyunun bu konuyu bilme hakkı var. Konunun sonuna kadar takipçisi olacağız. 5 bin konut yapılıyor deniliyor ancak 20 bin mağdurumuz var. Geriye kalanlar ne olacak? Devlet görevlileri yandaşın değil, vatandaşın haklarını gözetmekle yükümlüdür” dedi.  

 

“SAMİMİLERSE AÇIKLASINLAR”

Gültekin, “Elazığ ve Malatya depremlerinde o bölgelere yapılan yardımlarla, deprem sonrası

Bayraklı’ya yapılan yardımların da açıklanması gerekir. Samimilerse, bu sorularımıza yanıt versinler. Elazığ-Malatya depremlerinde ne kadar yardım yaptılar? Bayraklı’ya ne kadar yardım yapıldı? Elazığ’a 24 bin 537 konut planlayıp, Bayraklımıza 8 bin 100 konut planlanmasının gerekçesi nedir? Herkes bilsin ki; yandaş yönetim anlayışının sonu geldi. Bu süreçte de Bayraklılı hemşerilerimizi ayrıştırarak, onların mağduriyetleri üzerinden yeni bir rant kapısı açılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Biz buradayız ve bu işin takipçisi olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’yi Bitcoin’le tanıştıran BtcTurk 9 yaşında

  • Türkiye’yi Bitcoin ile tanıştıran ve 5 milyona yakın kullanıcı sayısına ulaşan BtcTurk, 13 yıllık sektörde 9 yıldır uzman ekibi, altyapısı ve finansal gücüyle kullanıcılarının varlıklarını korumak için uluslararası standartlarda çalışıyor.
  • BtcTurk, 9’uncu yıl dönümü kapsamınd IPSOS iş birliğinde yaptığı araştırma ile de kriptopara yatırımcılarının nabzını tuttu

Türkiye’de Bitcoin ve kriptoparaların kolayca ve güvenle alım satımının yapılabildiği BtcTurk, Türkiye’nin en büyük kriptopara işlem platformu olarak 9’uncu yaşını kutluyor. 

 

2013 yılında Türk lirası ile ilk Bitcoin alım satım işlemini gerçekleştirerek Türkiye’yi Bitcoin ile tanıştıran BtcTurk’ün 2018 yılında 500 bin olan kullanıcı sayısı son 1 yılda da 1 milyon artarak dünya genelinde 5 milyon kişiye yaklaştı. BtcTurk, bugün 800’e yakın güçlü ekiple 7 gün 24 saat hizmet sunuyor.

 

Bitcoin’in var olduğu her 4 günün 3’ünde BtcTurk imzası bulunuyor.

BtcTurk, 13 yıllık sektörde 9 yıldır uzman ekibi, altyapısı ve finansal gücüyle kullanıcılarının varlıklarını korumak için uluslararası standartlarda çalışıyor. Yeni yaşında da Türkiye ekonomisine katma değer sağlarken kriptopara ve blokzincir teknolojilerinin geleceğine olan inancıyla yatırımlarını artırarak devam ettirmeyi hedeflediklerini belirten BtcTurk CEO’su Özgür Güneri şu değerlendirmede bulundu: “Yola çıktığımız ilk günden bu yana uluslararası standartlarda bir yapı kurmayı hedefledik ve bugün 13 yıllık sektördeki 9’uncu yaşımızı 5 milyon kullanıcıya yaklaşan büyük bir marka olarak kutlamanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu gururda en büyük rolü üstlenenler elbette ki BtcTurk çalışanları… Great Place To Work tarafından yapılan değerlendirmelerde ekip arkadaşlarımızın yüzde 90’ının ‘BtcTurk’ün, genel olarak harika bir işyeri olduğu’nu ifade etmeleri ve BtcTurk’ün Great Place To Work’ (Harika İşyeri) sertifikasına layık görülmesini sağlamaları da tarif edilemez bir duygu. Onların emeği, gayreti ve uzmanlığı ile bu kadar genç bir sektörün en deneyimli hizmetini sunmayı başarabiliyor ve kullanıcılarımızı memnun edebiliyoruz. Yine Zendesk’in Mayıs 2021-Mart 2022 tarihleri arasında yaptığı kullanıcı memnuniyeti araştırmasında 296 finansal kuruluş ve 5 kriptopara platformu arasında ‘Kullanıcı Memnuniyet Oranı’nda yüzde 89 ile rakiplerimizi geride bırakmamızın altındaki güç de işte bu insan kıymetimiz.”

 

Güneri ayrıca; “Yanımızda olan, inancımıza ortak olan başta kullanıcılarımız olmak üzere, tüm paydaşlarımıza, Bitcoin’in ve teknolojisinin geleceğine inanan herkese teşekkür ediyoruz. Sadece bulunduğu sektörde değil, sosyal sorumluluk anlayışıyla spor alanında da inisiyatif üstlenmekten, futboldan, voleybola, olimpik spor dallarına ve Espor’a destek olmaktan çok mutluyuz. Geleceğe güç ve güvenle ilerliyoruz” dedi.

 

BtcTurk, 9’uncu yıl dönümü kapsamında IPSOS* iş birliğinde yaptığı araştırma ile kriptopara yatırımcılarının nabzını tuttu 

BtcTurk, 9’uncu yıl dönümünde IPSOS ile ‘Kriptopara Platformu Kullanıcılarının Tutum ve Davranışlarını Anlama’ya yönelik araştırma hayata geçirdi. İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaşayan kriptopara trendlerini ve varlıklarını takip eden, kriptopara alımında marka karar vericisi kişilerle yapılan araştırmayı değerlendiren Özgür Güneri; “BtcTurk olarak 2019 yılında İstanbul Üniversitesi iş birliğinde Bitcoin ile ilgili Türkiye’nin ilk bilimsel araştırmasına imza atmıştık. Şimdi de 9’uncu yılımızı kutlarken IPSOS ile yaptığımız çalışma ile kriptopara yatırımcılarını anlamayı, onların ihtiyaç ve beklentilerini tespit etmeyi hedefledik. Araştırma bizlere genç yatırımcıların kriptopara ile tanışmalarının lise çağlarına dayandığını gösterdi. Biz de BtcTurk olarak ‘Yeni neslin yanındayız’ yaklaşımı ile onları destekleyerek ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu gördük. Önümüzdeki dönemde de yeni neslin yanında olmayı sürdüreceğiz. Diğer yandan sektörün lideri olarak kullanıcıların nabzını tutmaya ve hem sektöre hem de yatırımcılara daha fazla nasıl katkı sağlayabileceğimiz üzerinde çalışmaya her zaman devam edeceğiz” dedi.  

 

Kriptopara kullanıcıları güven arıyor

Araştırmaya göre kullanıcıların platform seçimlerindeki kriterler sırasıyla; ‘bilinirlik ve tavsiye’, ‘uluslararası olması,’ ‘kullanım kolaylığı’ ve ‘kriptopara çeşitliliği’ olurken; güven ihtiyacı ön plana çıkıyor. BtcTurk de 2018 yılından bu yana 7 gün 24 saat canlı destek hizmeti sağlıyor. Bu doğrultuda; ulaşılabilirlik, kullanıcı dostu ara yüzü ve kriptopara çeşitliliğinin yeterliliği ile kullanıcılarının tercihi oluyor.

 

BtcTurk, Bitcoin’i Türkiye ile tanıştırmasının ve finans ile teknoloji yatırımlarının yanı sıra spora sunduğu destek ile de içinde bulunduğu ekosistemlere değer katıyor

BtcTurk, 2021 yılında Bitcoin’in geliştirilmesi amacıyla 2020’de kurulan ve kâr amacı gütmeyen Brink’e de 210 bin dolarlık fon sağlamıştı. Diğer yandan yine aynı yıl içinde 19 milyon TL olan ödenmiş sermayesini 5 kattan fazla artırarak 100 milyon TL’ye yükselti.

 

Diğer yandan, yeni nesil finansal kuruluş olarak özellikle yeni neslin spor alanındaki başarılarına da katkı sağlamayı hedefleyen BtcTurk, Türk sporunun yarınlarına destek vermeyi de millî görev olarak tanımlıyor. Bu doğrultuda BtcTurk, Kadın ve Erkek Millî Futbol Takımları ile Kadın ve Erkek Millî Voleybol Takımlarının ana sponsorluğunun yanı sıra Türkiye Futbol Federasyonu eMillî Takımı’nın da destekçisi olurken, Tokyo’da mücadele eden 21 millî sporcuya verdiği destek ile Türk sporunun önde gelen paydaşları arasında yerini alıyor. 

 

BtcTurk’ten doğum gününe özel sıfır komisyon

BtcTurk, doğum gününe özel 1 Temmuz’da ‘BTCTURK9YASINDA’ koduyla BTC/TRY işlem çiftinde BtcTurk | PRO kullanıcılarına 24 saat komisyonsuz işlem yapma imkânı sunuyor. 

 

*IPSOS Araştırma Künyesi

Kalitatif pazar araştırması (“Kriptopara Dinamiklerini Anlamak”) kapsamında Ipsos UU tarafından BtcTurk adına 14 tane DUO (ikili) görüşme gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler kalitatif nitelikte olup istatistiki bir bulgu içermemektedir.

Araştırma kapsamında; 

  • Kadın ve erkek,
  • 18-55 yaş arası,
  • Üniversite öğrencisi, çalışan ve çalışmayan yaşam evrelerinde,
  • 1-50K+ arasında kripto para işlemi yapan,
  • Araştırmanın yapıldığı tarihten geriye 3 ay içerisinde kripto para işlemi yapmış ve gelecekte de yapmayı düşünen ve İstanbul, Ankara ile İzmir ikamet eden ikamet eden 24 kripto para kullanıcısıyla görüşülmüştür.
  • İkili görüşmeler, 10-18 Mayıs 2022 tarihleri arasında yapılmıştır.
  • Bu görüşmeler yaklaşık 90 dakika sürmüştür ve Microsoft Teams üzerinden gerçekleştirilmiştir.
  • Görüşmeler esnasında ses ve görüntü kayıtları alınmıştır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Vodafone, IPv6 İle Kullanıcılarını Geleceğe Hazırlıyor

Geleceği yazan müşteri odaklı vizyonuyla kullanıcılarına sınırsız erişim sağlamayı hedefleyen Vodafone, mobil ve sabit bireysel aboneleri için tüm şebeke altyapısını hazırlayarak IPv6 IP adresi vermeye başladı.

Vodafone, şebekesini IPv6 teknolojisine hazırlayarak müşterilerini geleceğe taşımaya devam ediyor. Gelecekte çok daha fazla internet ve içeriklere bağlı cihaz olacağı öngörüsünden yola çıkan Vodafone, tüm şebekesini IPv6’ya uyumlu hale getirerek, Mayıs 2022 itibarıyla sabit internet müşterilerine, Haziran 2022 itibarıyla da mobil müşterilerine bu hizmeti pilot bölgelerde vermeye başladı. 

 

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Adem Özdemir, şunları söyledi: 

 

“Müşterilerimizin bugün ve gelecekte oluşabilecek tüm ihtiyaçlarını öngörerek şebekemizde gerekli dönüşümleri yapmaya ve müşterilerimiz için her zaman hazır olmaya devam ediyoruz. İnternete bağlı olan cihaz sayısı, IoT, 5G, M2M, MPN gibi teknolojilerin de katkısıyla her gün artıyor. İnternet bağlantısına ihtiyaç duyan cihaz ve kullanıcı sayısının artmasıyla birlikte IPv4 kaynakları da yetersiz hale geldi. IPv4 kaynaklarının tükenmek üzere olması IPv6’ya olan ihtiyacı artırdı. Artan bu ihtiyacı daha hızlı ve güvenli bir şekilde karşılamamızı sağlayacak önemli bir teknolojik dönüşümü tamamlayarak şebekemiz üzerinden mobil ve sabit bireysel müşterilerimize IPv6 hizmeti vermeye başladık. Son teknoloji ne ise ve gelecek bize neleri getiriyorsa müşterilerimize bu hizmeti sunmaya, teknolojiye öncülük etmeye devam edeceğiz.” 

 

“Çift yığın” yöntemi kullanılıyor

 

“Çift yığın” yöntemi ile hem IPv4 hem de IPv6 adresleri aynı anda vermeye başlayan Vodafone, müşterilerine sınırsız erişim imkanı sağlamaya devam edecek. Böylece Vodafone müşterileri, IPv4 üzerinden hizmet vermekte olan uygulama ve internet içeriklerine IPv4 adresleri üzerinden, IPv6 üzerinden hizmet vermekte olan uygulama ve internet içeriklerine ise IPv6 adresi üzerinden erişim sağlayacak. Gelecekte IPv6 kullanımının artması ile birlikte IPv4’e olan ihtiyaç azalacak, ancak “çift yığın” yöntemi ile her iki IP adresi de aynı anda kullanılmaya devam edilebilecek.

 

Sürdürülebilir veri iletişimi

 

IPv4 teknolojisi 4.3 milyar ( 4.3 x 10) adres sağlarken, IPv6 teknolojisi 340 andesilyon ( 3.4 x 1038 ) adres sayısı ile eş zamanlı bağlantı sağlıyor. Bu da gelecek erişim teknolojileri için uzun süre yeterli olacak adres sayısı anlamına geliyor. Vodafone’un devreye aldığı IPv6’nın geniş adres alanı yanı sıra, giderek artan IPv6 içerikleri ile ekstra dönüşüme gerek kalmadan verimli, yüksek performanslı ve sürdürülebilir veri iletişimi amaçlanıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Rain ve Beşiktaş, yeni sezon formalarını tanıttı

Rain ile Beşiktaş JK iş birliği sahaya iniyor! Global lider kripto varlık platformu Rain’in göğüs sponsoru olduğu Beşiktaş’ın yeni sezon formaları, siyah-beyazlı futbolcular tarafından tanıtıldı.

 

Rain Türkiye ile Beşiktaş JK, geçtiğimiz Mart ayında Türk futbolunda dönüm noktası olacak bir iş birliğine imza atmış ve Rain, iki yıllığına Beşiktaş’ın forma göğüs ve tribün sponsorluğunu üstlenmişti. 2022-2023 futbol sezonu itibarıyla, kuruluşunun 120. yılında göğsünde Rain’i taşıyacak olan Beşiktaş’ın yeni formaları ilk kez görücüye çıktı. 

 

Türkiye Futbol Federasyonu Tesisleri’nde antrenman sırasında düzenlenen organizasyonla, siyah-beyazlıların yeni sezonda giyeceği Rain logolu formalar, taraftarlar ve medya mensuplarına tanıtıldı. Beşiktaşlı futbolcuların üzerinde ilk kez görülen formalar büyük ilgi çekti. 

 

Futbol severlerle buluşmak için geri sayım başladı

Rain Türkiye Genel Müdürü Mehmet Çamır, Beşiktaş’ın iki yıl boyunca göğsünde Rain’i taşıyacak olmasından büyük mutluluk duyduklarını belirtti: “Beşiktaş ile iş birliğimizin yeni sezonda ligimize heyecan katacağını düşünüyoruz. Rain logolu formalarımızla Ağustos ayında futbol severlerin karşısına çıkmak için sabırsızlanıyoruz. İki tarafa da hayırlı olmasını diliyorum. Rain olarak Türk sporuna desteklerimizi sürdüreceğiz. Dünyada çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren lider kripto varlık platformu olarak, Rain'i dünyaya Türkiye üzerinden açmayı hedefliyoruz. Bunu yaparken de arkamızdaki global teknoloji kaynağından faydalanıyoruz ve güvenilir, kullanımı kolay hizmetler geliştiriyoruz. Türkiye’de sektörümüzde güvenle büyürken, kripto piyasasının potansiyeline olan inancımızı ve ülkemize duyduğumuz güveni gösteren birçok adım atıyoruz. Bu çerçevede önemli sponsorluklar ve iş birlikleriyle de Türkiye’ye katkı sağlamaya devam edeceğiz.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı