Anne adaylarında görülen obezite, doğacak bebeklerinde alerji görme olasılığını yükseltiyor. Bu nedenle hamileliğe başlangıç kilosu ve hamilelikte alınan kiloların önemini vurgulayan Besin Alerjisi Derneği Üyesi ve Alerji Diyetisyeni Ecem Tuğba Özkan hamilelikteki kilo kontrolünün, bebeklerde oluşabilecek alerjileri önleyebileceğini söylüyor.

Çocuklarda en sık görülen dört alerji besin alerjisi, egzama, astım ve alerjik rinittir. Alerji belirtileri bir çocuğun sağlığını, eğitimini, sosyal aktivitelerini ve günlük yaşamının tüm yönlerini etkileyebilir.

Çocuklardaki alerjiler hem çocuk hem de ebeveyn için rahatsız edici olabilir. Ebeveynler, çocuklarını alerjen tetikleyicilere ve ciddi alerjik reaksiyonlara karşı koruma konusunda endişeli olurlar. Çocuklardaki alerjinin önlenmesinde annenin bir rolü olduğunu söyleyebiliriz, çünkü çocuklarda ortaya çıkan alerjilerinin nedenlerinden biri annenin hamilelikte obez olmasıdır. 

Anneler hamileliğe aşırı kilolu/obez girdiğinde, hamilelik sırasında fazla kilo almakta ve birçok çocuk da bu nedenle erken çocukluk döneminde alerjik hastalık geliştirmektedir. Küresel olarak, alerjik hastalıklardaki eğilimler salgın oranlarına ulaşarak en yaygın ve en erken başlangıçlı kronik hastalık grubu haline gelmiştir.

Yapılan bir araştırmada hamilelik döneminde obez olan annelerin çocuklarında astım geliştirme olasılığı daha yüksek bulunmuştur. Ancak dermatit ve anafilaksi geliştirme olasılığı daha düşük bulunmuştur. Genel olarak hamilelikten önce obez annelerin çocuklarında astım geliştirme riski yüzde 8 daha yüksek çıkmıştır. Bebeklerin yaklaşık yarısı aşırı kilolu veya obez annelerden; üçte biri hamilelik sırasında aşırı kilo alan annelerden doğmuştur.

Sonuç olarak, hamileliğe başlangıçta obezitesi olan bir annenin ve hamilelikte alınan aşırı kilo ile çocuklar erken yaşta alerji hastalıklarına sahip olmaktadır.  

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Fatura ödemelerinde hızlı ve alternatif ödeme çözümleri sunarak yola çıkan yeni nesil dijital cüzdan Hayhay, yeni dönemde faaliyetlerine, telekom, teknoloji ve ödeme sistemleri sektörlerinin deneyimli ismi Buğra Sönmez’in liderliğinde devam edecek.   

İnovatif fintech çözümleri ve geniş ürün portföyü ile sektöre liderlik eden Türkiye’nin ilk e-para şirketlerinden Birleşik Ödeme’nin yatırımcıları arasında yer aldığı Hayhay’ın Genel Müdürü Buğra Sönmez oldu.

Buğra Sönmez, 2008 yılında Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Kariyerine 2009 yılında başlayan Buğra Sönmez, sırasıyla hızlı tüketim ürünleri, telekom ve teknoloji sektörlerinde Colgate-Palmolive Company, Vodafone ve T-Systems şirketlerinde çeşitli kademelerde satış yöneticiliği yaptı. Kariyerinin devamında ise ödeme sistemleri sektöründe uzmanlaşarak Multinet, Visa ve son olarak Paladyum e-para şirketinde satış, danışmanlık ve iş geliştirme rollerinde çeşitli görevler üstlendi. 

Müşterilerine hızlı, alternatif ve yenilikçi ödeme çözümleri sunarak bütçe kontrollerini kolaylaştıran Hayhay, 7/24 doğalgaz güvence bedeli alımı, taksitli ve alternatif fatura ödeme çözümleri, 7/24 para transferi, sanal ve fiziki kartla ödeme imkanları gibi finansal hizmetleri mümkün kılıyor. Ayrıca içerisinde barındırdığı zengin marka ağına sahip sadakat çözümü ile market, akaryakıt ve giyim harcamalarında indirim ve avantajlar sunuyor. 

Eylül 2022 itibariyle genel müdür olarak Hayhay’a atanan Buğra Sönmez, ekibiyle birlikte çalışmalarını, Hayhay’ın iki yıl içerisinde Türkiye’nin en çok kullanılan ilk 3 cüzdandan biri haline gelmesi ve bölgesel bir oyuncu olma hedefiyle yürütecek.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

EEMEA (Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) Bölgesinde  fintek sektörünün gelişimine yönelik Mastercard’ın hazırladığı rapor, Türkiye’de fintek yatırımlarının 2021’de zirveye çıktığını ortaya koyuyor. Rapora göre; ödeme ve para transferi çözümleri bölgenin fintek sektörünü geliştirmeye devam ederken, krediler ve açık bankacılık sistemleri de hızla yükseliyor.

Mastercard, EEMEA (Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) Bölgesinde fintek sektörünün gelişimini analiz etmek üzere ‘FinTech’in Geleceği: Akıllı, Ölçeklenebilir, Katılımcı’ adlı bir rapor hazırladı. Rapora göre; dördüncü sanayi devriminin başlangıcı olarak da kabul edilen ‘veri analizi’ ve ‘yapay zeka’ sektörün büyümesinde en önemli rolü üstlenecek.

Rapor, bölgenin önde gelen teknoloji etkinliklerinden biri olan GITEX Global 2022 kapsamında sunuldu. ‘Fintek dünyasının eşi benzeri görülmemiş bir ivmeyle ekonomileri dönüştürüp ve değerlerin değişiminde rol oynadığı’ tespitini ortaya koyan rapor, yeni oyuncuların sürekli sektöre girdiğini, sahip oldukları ölçeklendirme stratejilerinin olgunlaştığını ve yatırımların hızlandığını gösteriyor. Rapor ayrıca, fintek şirketlerinin asıl misyonunun hali hazırda; tüketicileri desteklemek, finansal erişimi arttırmak ve bankacılık hizmetlerine erişimi olmayan ya da çok az olan kesimleri dijital ekonomiye kavuşturmak olduğunu kaydediyor. 

Türkiye’de fintech yatırımları 2021’de zirveye çıktı

2021’de 112,5 milyar dolar olan fintek küresel pazar değerinin 2028 itibarıyla 19.8’lik bir yıllık bileşik büyüme oranıyla 332,5 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Rapora göre ayrıca, tüm dünyada 470’ten fazla fintek unicorn şirket bulunuyor ve bunların 40’ı 2022 yılı ilk çeyreğinde sektöre katıldı. Raporda; 2021’in Türkiye için fintek anlaşmaları ve yatırımları konusunda zirve yılı olduğu ifade ediliyor. 

Mastercard’ın raporuna göre; bölgedeki fintek sektörlerinde tüm paydaşları ve kişileri kalkındıracak olan katılımcı yaklaşımı, bu büyümenin ana faktörü. Bu raporda finans teknolojilerinin nasıl bir ekosistemde kurulabileceği, faaliyet gösterebileceği ve büyüyebileceğine yönelik tespitler ise şöyle;  

Bir açık oturumda bu raporun bulguları üzerinde tartışan sektör liderlerine göre ise bölgedeki genç, teknoloji adaptasyonu yüksek ve bilgi sahibi olan tüketiciler bölgedeki fintek ürünleri ve hizmetleriyle ilgili trendleri belirliyor. Metaverse, yapay zeka, 5G ve veri analizi sayesinde şirketler hiper kişiselleştirilmiş deneyimleri sunabiliyor, bu da tüketici tarafında 7/24 ulaşılabilecek dijital deneyimlere yönelik talebi arttırıyor. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Toros Tarım, 20-22 Ekim 2022 tarihlerinde yaş sebze-meyve sektöründe 42 ülkeden 10 binin üzerinde sektörel ziyaretçiyi ağırlayan Interfresh Eurasia Fuarı’nda tarıma destek veren gübre ve bitki besinleri ile yer aldı. Çiftçileri iyi tarım uygulamaları konusunda bilgilendiren Toros Tarım Çiftçi Eğitim Otobüsü’nün de hazır bulunduğu fuarda Toros Çiftçi Uygulaması’nı da tanıtan Toros Tarım, büyük ilgi gördü. 

Tarıma ve çiftçiye ürünleri gübre ve bitki besinleri çeşitleri ile hizmet veren Toros Tarım, 20-22 Ekim 2022 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilen Interfresh Eurasia Yaş Sebze, Meyve, Depolama, Ambalaj Lojistik ve Tarım Teknolojileri Fuarı’na katıldı. Türkiye’nin her bir noktasında verdiği eğitimlerle çiftçilerin en büyük destekçisi olan Toros Tarım’ın Çiftçi Eğitim Otobüsü’nün de hazır bulunduğu fuarda, Toros Çiftçi Uygulaması hakkında da bilgilendirmelerde bulunuldu. 42 ülkeden on binin üzerinde sektörel ziyaretçinin ağırlandığı fuarda, Toros Tarım ile birlikte Tekfen Tarım ve Alara Meyve de ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.

Yaş sebze meyve sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren Interfresh Eurasia Fuarı, pandemi nedeniyle verilen iki yıllık aranın ardından Antalya Anfaş Expo Center’da üçüncü kez gerçekleştirildi. Tarım sektörüne gübre üretimiyle destek veren Toros Tarım, kalite ve sürdürülebilirliği esas alan tarımsal üretimi geliştirme programları, dijital tarım uygulamaları, Ar-Ge inovasyon çalışmaları ve yeni yatırımlarıyla sektörünün en büyük kuruluşu ve bölgesel bir oyuncusu olarak fuarda yer aldı. Gıda güvenliği ve gıdaya erişimi sağlayabilmek misyonuyla çalışmalarına yön veren Toros Tarım, mineral gübrelerin yanı sıra suda eriyebilen özel gübreler ve organik/organomineral gübre çeşitleri ile Interfresh Eurasia Fuarı’nda ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. 

Toros Tarım Çiftçi Eğitim Otobüsü Uygulamaları ile Dikkat Çekti

Tüm Türkiye’yi köy köy gezerek çiftçilerin doğru tarım uygulamaları konusunda bilgilendirilmesinde önemli bir rol üstlenen Toros Tarım, uzman ziraat mühendislerinden oluşan kadrosu ve Çiftçi Eğitim Otobüsü ile fuarda yer aldı. Görsel bilgi sunacak şekilde düzenlenen iç donanımı sayesinde çiftçilere kısa filmler ve Hassas Besin Yönetimi çerçevesinde doğru ve dengeli gübreleme bilgilerini aktaran Toros Tarım Çiftçi Eğitim Otobüsü, uygulamaları ile dikkat çekti.

Fuar süresince, çiftçilere ücretsiz olarak sunulan ve hava durumu tahmini, toprak ve bitki verilerini bir araya getirerek çiftçilerin faaliyetlerine yönelik gübreleme önerileri geliştiren Toros Çiftçi Uygulaması hakkında da bilgiler verildi. Verilere göre kullanılabilecek gübrelerin listesini çıkararak hem çiftçilere hem tarıma destek sunan uygulama, büyük beğeni topladı. 

Doğru ve Dengeli Gübre Kullanımının Önemi Anlatıldı

Fuar kapsamında bu yıl ayrıca Soğutma, Muhafaza, Taşıma Bilimleri ve Sanayicileri Derneği (SOMTAD) ve Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) desteği ile 5 üniversiteden akademisyenlerin katılımıyla Interfresh Global Zirvesi düzenlendi. Zirvede iklim değişikliği ve sürdürebilir tarım ele alınırken zirve kapsamında düzenlenen “İklim Değişikliği, Sürdürülebilir Bitkisel Üretim ve Beslenme Teknolojileri, Karbon Yutakları, Yağmur Hasadı” konulu seminere Toros Tarım adına konuşmacı olarak katılan değerli danışmanımız Doç. Dr. Emin Bülent Erenoğlu, Türkiye'de ve dünyada gübre kullanımı, AB Yeşil Mutabakat ve Tarladan Çatala programında gübrelerin yeri ve uyumda doğru ve dengeli gübrelemenin rolü konularında bilgilerini aktardı.

İhracata Katkı Sağlayacak

Tekfen Holding şirketlerinden Alanar Meyve ise fuarda erik ve nar ürünlerini ziyaretçilerle buluşturdu. Interfresh Eurasia Fuarı’nda bu yıl üretici ve ihracatçıların yanı sıra 42 ülkeden yerli ve yabancı toplam 10 binin üzerinde sektörel ziyaretçiyi ağırladığını dile getiren Alanar Satış ve Pazarlama Koordinatörü Yiğit Gökyiğit, “Bu yılın hedef pazarları Hollanda ve Almanya’dan 100’ün üzerinde firmaya ev sahipliği yapan Interfresh Eurasia Fuarı’nda yerli yabancı özel sektör katılımcıların yanı sıra kamu kurum ve kuruluşları, akademisyenler, sektör duayenleri, ulusal ve uluslararası satın alıcılar ile karar vericiler de bir araya geldi. Böyle geniş katılımlı bir fuarın ihracatımıza büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi.

Doku Kültürüyle Geliştirilen Hastalıktan Ari Ürünler Tanıtıldı

Tekfen Tarım ise fuarda doku kültürüyle üretimini gerçekleştirdiği ürünleri tanıttı. Yerli tarımsal üretimin en büyük destekçilerinden biri olarak Türkiye’de doku kültürüyle verimli ve kaliteli patates tohumu ile muz fidanı üretimine liderlik ettiklerini vurgulayan Tekfen Tarım’ın Teknotarım Operasyon Müdür Yardımcısı Hakan Taşkın, “Fuarda bize ayrılan stantta elde ettiğimiz ürünleri ziyaretçilerimizle buluşturarak tarıma kattığımız değeri anlattık.  Ürünlerimize gösterilen ilgi, bizleri çok mutlu etti” dedi. Taşkın, ürünlerle ilgili olarak “Sertifikalı tohumluk patates üretiminde doku kültürü yoluyla elde edilmiş hastalıklardan ari süper elit kademede mini yumru kullanıyoruz. Tekfen’in kendi Biyoteknoloji laboratuvarlarında ve kontrollü seralarında elde edilen mini yumruları sayesinde en verimli ve hastalıklardan arınmış patates üretilmesini sağlıyoruz. Özellikle muz ve patates tohumu üretiminde elde ettiğimiz başarıyı diğer tür ve çeşitlerin üretimine de taşımayı hedefliyoruz” bilgisini verdi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Meyvelerin ihracat şampiyonu mandalinada 2022 ihracat hedefi 1 milyon ton

İspanya’da mandalina rekoltesi düştü, Türk mandalinasının başına talih kuşu kondu

Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya üçüncüsü olduğu, C vitamini deposu, sonbahar ve kış mevsimlerinde grip ve soğuk hastalıklarına karşı kalkan görevi gören mandalinada 2022 yılına büyük umutlarla giriliyor.

Dünyaca meşhur İzmir’in satsuma mandalinasında 2022 yılı rekoltesi yüzde 100’lük artışla 175 bin tona ulaştı. İspanya’da mandalina rekoltesindeki düşüş sonrasında Türk mandalinasının başına talih kuşu kondu. 2021 yılını 453 milyon dolarlık ihracatla kapatan mandalina da 2022 yılı ihracat hedefi 650 milyon dolar.

Mandalina sezonunun başlaması nedeniyle, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, İzmir’in dünyaca ünlü satsuma mandalinanın başkenti Gümüldür’de “Mandalina Hasat Töreni” düzenledi.

2021 yılında Türkiye’den yapılan meyve sebze ihracatında mandalinanın 453 milyon dolarlık tutarla ihracat şampiyonu olduğunu vurgulayan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, mandalina ihracatının 140 milyon dolarlık diliminin satsuma mandalina ihracatından elde edildiğini kaydetti.

Dünyada üretilen her 100 mandalinadan 5’i Türkiye’de 

Dünyaca meşhur İzmir’in satsuma mandalinasında rekoltenin yüzde 100 artarak 175 bin ton olarak gerçekleştiğini aktaran Uçak, “Yaş meyve sebze ürünleri içinde en fazla ihracatı gerçekleştirilen ürün olan mandalina sezonunun ülkemize, üreticilerimize ve ihracatçılarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Ülkemiz mandalina üretiminde Çin ve İspanya’nın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Dünyada üretilen 100 mandalinanın 5’i ülkemizde üretiliyor. İhracatta da Çin ve Güney Afrika’nın ardından yine üçüncü sıradayız. Türkiye olarak 2021 yılında 72 ülkeye 930 bin ton ve 453 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Ürettiğimiz mandalinanın yüzde 58’ni ihraç ettik. Bu rakamlar mandalinanın ülkemiz için ne kadar önemli bir değer olduğunu ortaya koyuyor. 2022 yılında mandalina ihracatındaki hedefimiz 1 milyon ton karşılığı 650 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırmak” şeklinde konuştu.

Ege Bölgesi Narenciye Rekoltesi çalışmasında Ege Bölgesi’nin mandalina rekoltesini 175 bin tonu İzmir’de olmak üzere 250 bin ton olarak tespit ettikleri bilgisini paylaşan Uçak şöyle devam etti: “Geçen sezonki üretime göre mandalina ürününde bölgemizde yüzde 100’ün üzerinde artış gerçekleşti. İspanya’da bu sezon mandalina rekoltesinde düşüş var. Bu nedenle bu sezonun ülkemiz için önemli bir avantaj yılı olacağını düşünüyorum. Son yıllarda Tarım ve Orman Bakanlığımız ve ihracatçılarımızın da yönlendirmeleriyle erkenci ve geççi mandalina üretiminde de yol aldığımızı ve üretim ve ihracat sezonumuzu genişlettiğimizi söyleyebilirim.”

Rusya’daki belirsizlik ve resesyon kaygılandırıyor

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Yaş meyve sebze ihracatında Türkiye’nin lider pazarı Rusya’daki belirsizlik durumu ve Avrupa’daki resesyonun yeni sezona girerken kendilerinde tedirgin eden hususlar olduğunu vurguladı.

Mandalina için 2 proje geliyor

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak mandalina konusunda bu sezon iki projeyi birden hayata geçirme kararı aldıklarını belirten Başkan Uçak, “İlki Ege Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz meyve kayıplarının belirlenmesi projesi. Maalesef ülkemizde birçok meyvede yüzde 10 ile yüzde 30 arasında kayıplar yaşanıyor. İkinci kalite olarak nitelendirdiğimiz ürünler zaten sanayiye giderek değerleniyor. Konserve, meyve suyu, kozmetik sektörlerinde değerlendiriliyor. Bizim bu proje ile amacımız özellikle hasat ve depolama süreçlerinde yaşanan kayıpları tespit ederek eğitim çalışmaları ile bu kayıpları en aza indirmeyi sağlamak. Ege Üniversitesi’nden çok deneyimli bir ekip ile saha çalışmalarına başladık. Bu projeye mandalinanın yanında nar ve domatesi de dahil ettik. Projenin ilk yılı sonuçlandığında siz değerli basın temsilcileri ile proje çıktılarını paylaşacağız. İkinci projemiz de İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile yürüttüğümüz İyi Tarım Uygulamalarının Yaygınlaştırılması Projesi. Bu proje çerçevesinde Menderes, Selçuk ve Seferihisar ilçelerimizde 100 üretici belirledik be bu üreticileri üretimden ihracata kadar kontrol ederek belgelendireceğiz” dedi.

Mandalinanın yüzde 95’i ihracata uygun

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin 2 yıldır 10 ürünün ihracata uygunluğunu ortaya koymak adına “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz” isimli projeyi sürdürdüklerini hatırlatan Uçak, Mandalina için çeşitli bölgelerden yaptırdıkları analizlerin yüzde 95’inin ihracata uygun olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı