Aylık arşivler: Aralık 2022

Fatih Tablosuna İkinci Kez Ön İnceleme

Fatih Sultan Mehmet Han’ın Gentine Bellini imzalı orijinal tablosu, ikinci kez ön inceleme konusu yapıldı. İBB’ye gönderilen ön inceleme talep yazısının altında tanıdık bir imza var. İmza sahibi, İBB soruşturmasını yürütürken siyasi müdahalelerden rahatsız olup görevi bırakan başmüfettişin yerine atanan bir dönemin Ak Parti milletvekili adayı Mülkiye Başmüfettişi Arif Yıldırım. 

 

Yıldırım tarafından, tablonun satın alma süreçleriyle ilgili belgeler resmi yazıyla talep edildi. Oysa 2 yıl önce uydurma bir ihbarı dikkate alıp soruşturma izni için İstanbul Valiliği’ne gönderen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebine, İstanbul Valiliği İdare ve Denetim Müdürlüğü tarafından “soruşturmaya gerek yoktur” yanıtı verildi. 27 Aralık 2022 tarihinde Fatih Tablosu, yaşanan bu süreçlere rağmen Mülkiye Başmüfettişi Arif Yıldırım tarafından yeniden ön inceleme konusu yapıldı. Arif Yıldırım imzasıyla İBB’ye gönderilen yeni talep yazısında, satın alma süreçleriyle ilgili bilgi ve belgeler talep edildi.  İBB Meclisi araştırma komisyonu incelemesi, Arif Yıldırım’ın daha önce 3 kez sözlü talep edip incelemesine rağmen herhangi bir olumsuzluğa maruz rastlanmadı. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınan Fatih Sultan Mehmet’in orijinal portresi ikinci kez ön inceleme konusu yapıldı. 27 Aralık 2022 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına gönderilen yazı ile Fatih Sultan Mehmet’in tarihi tablosunun satın alımı ile ilgili belgeler, mevzuat gereğince yapılan işlemler ve ödeme belgeleri talep edildi. 

YİNE AYNI İSİM

4 Ocak 2023 tarihine kadar belgelerin ya da ‘aslı gibidir’ onaylı örneklerinin halen İBB Bakırköy Hizmet binasında soruşturma görevi yürüten Mülkiye Başmüfettişi Arif Yıldırım ve Mülkiye müfettişi Hayati Taşdan’a iletilmesi istendi. Yakın zamanda İBB soruşturmasına Başmüfettiş olarak atanan Arif Yıldırım, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İBB adaylığı kesinleştikten sonra Beylikdüzü Belediyesi’ndeki dönemiyle ilgili 28 ayrı özel soruşturma açan ama bir aykırılık bulamayan isimdi. İBB soruşturmalarının başındayken siyasi sonuç alınmak istenmesinden rahatsız olup görevden ayrılan heyet başkanının yerine atanan isim de Arif Yıldırım oldu. 

2015 yılında Ak Parti Mersin Milletvekili adayı olan, bugünün Mülkiye Başmüfettişi Arif Yıldırım, yeni görevinde de, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için 578 sayfalık rapor hazırlayıp İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Fatih tablosuyla ilgili Valilik incelemesi, meclis denetleme komisyonu incelemesinin ardından Arif Yıldırım’ın 3 kez çeşitli kereler incelemesine rağmen herhangi bir mevzuata aykırılık tespit edilmedi. Buna rağmen talep resmi olarak yenilendi. Zaten incelenen belgeler yeniden istendi. Mutlaka bir şey bulmalıyım çabası içindeki müfettişler, 3. kez dosyaları inceleyecek.

2 YIL SONRA AYNI TALEP

İBB tarafından satın alınan tablo hakkında daha önce de ön inceleme konusu oldu. İstanbul Valiliği İdari ve Denetim Müdürlüğü 22 Aralık 2020 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Savcılığından gelen soruşturma isteğine ön incelemenin ardından gerek görmedi.  Başından itibaren şeffaf gerçekleştirilen açık arttırma ve satın alma süreçleriyle ilgili herhangi bir eksiklik, mevzuata aykırılık tespit edilemedi. Aradan geçen 2 yılın ardından İBB’de görevlendiren Mülkiye başmüfettişi Arif Yıldırım talebi yeniledi. İstanbul Valiliğinden kolaylıkla temin edebileceği belge ve ön inceleme sonucu arşivlerde dururken, aynı talepte bulundu.    

FATİH SULTAN MEHMET HAN İSTANBULLULARLA BULUŞACAK

Londra’daki National Galleride “Daimi sergilenen sanat eserleri’ arasında yer alan Fatih Sultan Mehmet tablosu ünlü müzayede evi Christie’s tarafından açık arttırmayla satışa çıkarıldı. 25 Haziran 2020’deki açık arttırmaya katılan İBB, tabloyu   935.250 Sterline satın aldı. Özel koruma ile ait olduğu İstanbul’a getirilen tablo, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından törenle kamuoyuna gösterildi. İstanbulluların ziyaretine sunuldu. İBB mülkiyetinde ve halen özel koruma altında tutulan Fatih Sultan Mehmet tablosu, çok yakında Sultan Fatih’in adına yakışır bir mekanda yeniden İstanbullularla buluşacak.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Team Paribu sporcularının eğlenceli mücadelelerine sahne olan “Hodri Meydan" devam ediyor

Türkiye’nin alanında öncü teknoloji şirketi ve lider kripto varlık işlem platformu Paribu, sporun yarınını desteklemek için kurduğu Team Paribu çatısı altında gerçekleştirdiği projelerden “Hodri Meydan” ile izleyicilere eğlenceli içerikler sunmaya devam ediyor. Millî sporcuların birbirlerinin branşında sporcu olmayı deneyimlediği “Hodri Meydan”, 2022’de dört karşılaşmaya sahne oldu. 

Millî sporcuları desteklemek ve geleceğin sporcularının yetişmesine katkı sağlamak amacıyla kurulan Team Paribu çatısı altında farklı projeler gerçekleşmeye devam ediyor. Bu kapsamda hayata geçen “Hodri Meydan, farklı spor dallarında Türkiye’yi başarıyla temsil eden Team Paribu sporcularının birbirlerinin branşında sahaya çıktığı sıra dışı meydan okumalara ev sahipliği yapıyor. “Hodri Meydan”, Paribu’nun YouTube hesabında şimdiye kadar yayınlanan dört farklı bölümle izleyicilere eğlenceli görüntüler sundu. Kendi branşları dışında bir branşı deneyimleyen Team Paribu sporcuları bu branşların ne kadar zorlu olduğunu fark ettiklerini belirtti.  

Hodri Meydan serisinin ilk bölümünde millî cimnastikçi Ahmet Önder, millî modern pentatlet İlke Özyüksel ile karşı karşıya geldi. İkinci bölümde millî yüzücü Nida Eliz Üstündağ ve millî serbest dalışçı Fatma Uruk karşı karşıya gelirken üçüncü bölümde millî atlet Berfe Sancak ve millî rüzgâr sörfçüsü Dilara Uralp Palombo birbirine meydan okudu. Son bölümde ise, millî basketbolcu Sertaç Şanlı ve millî karateci Dilara Bozan’ın eğlenceli karşılaşmasına sahne olan serinin tamamını izlemek için Paribu YouTube kanalını ziyaret edebilirsiniz.  

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

TurkNet GigaFiber Türkiye'de artık 1 milyon hanede

İnternet hızını sorun olmaktan çıkaran yenilikçi internet operatörü TurkNet’in 1.000 Mbps eşit indirme ve yükleme hızında, dünya standartlarında internet hizmeti Türkiye’de yıl sonu itibarıyla 1 milyon hanede kullanılabilir durumda.

 

İnternetin demokratikleşmesi ve özgürleşmesi inancıyla hareket eden TurkNet tüm internet kullanıcıları için çalışmaya devam ediyor. 1 milyon haneyi Turknet GigaFiber ile buluşturma hedefiyle 2022’ye giriş yapan TurkNet, yıl sonu itibarıyla 6 ilde 1 milyon haneye GigaFiber ile 1.000 Mbps eşit indirme ve yükleme hızında, dünya standartlarında internet hizmeti götürdü. 

TurkNet, sadece bireysel kullanıcılara değil üniversiteler, teknoparklar ve kurumlara da GigaFiber’i ulaştırmaya devam ediyor. Bu alanda hayata geçirdiği iş birlikleri ile altyapı desteği verdiği teknopark sayısını 26’ya çıkardı. GigaFiber hizmetiyle sektörde fark yaratan TurkNet’in hız konusundaki başarısı 2022 yılında bu alanda dünyada otorite olarak görülen platformlar tarafından da teyit edildi. Speedtest verilerine göre internet hızında zirvede olan TurkNet son olarak aynı platformun verilerine göre, 2022’nin üçüncü çeyreğinde 50,94 Mbps medyan indirme hızıyla Türkiye’nin en hızlı sağlayıcısı oldu.

Speedtest Intelligence® verilerine göre %75,5 oranında bir tutarlılık sergileyerek Türkiye’de en yüksek tutarlılığa sahip marka yine TurkNet oldu. Başarılarla geçen bir yılın sonucunda 1 milyon haneye GigaFiber hizmetini götürerek 2022 yılı başında belirlediği hedefine ulaştı.

“Sıradaki hedefimiz dünya standartlarında internet deneyimini milyonlar için erişilebilir kılmak”

TurkNet CEO’su Cem Çelebiler, “Sektörün yenilikçi, dijital merkezli, yüksek hız tutkusuna sahip, ürün ve servis yapısında yalın operatör olarak, kullanıcılarımız için en iyi deneyimi sunmak adına geliştirmelere ve altyapı çalışmalarına aralıksız devam ediyoruz. 

Aralık sonu itibarıyla, 1.000 Mps eşit indirme ve yükleme hızındaki TurkNet GigaFiber teknolojisini 6 büyük ilde 1 milyon hanenin kullanımına sunduk. TurkNet olarak yıl sonunda hedefimize ulaşmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. 1 milyon hanedeki kullanıcılarımız hız veya kota sınırı olmadan internetlerini özgürce kullanabiliyor. Her zaman kullanıcılarımızın ihtiyaç ve taleplerine göre hareket eden bir marka olarak sıradaki hedefimiz; kendi fiber altyapımızdaki TurkNet GigaFiber ile kaliteli bir internet deneyimini herkes için ulaşılabilir kılmak.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Verinin bulutta olması %100 güvende olduğu anlamına gelmiyor

Özellikle uzaktan çalışma sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte saldırılara daha açık hale gelen verileri korumak, büyük ölçüde veri sahiplerine düşüyor. Pek çok kurum, özellikle verilerini buluta taşıdığında farklı bir yedekleme çözümüne ihtiyaç duymayacağını zannediyor olsa da durum aslında böyle değil. Herhangi bir platformda saklanan verinin her an erişilebilir olması ve verilerin farklı bir buluta ya da farklı bir sisteme kolayca taşınması oldukça önemli. Diğer yandan siber saldırganlar, bulutta yer alan verileri de hedef alan gelişmiş saldırılar düzenleyebiliyorlar. Bu nedenle tüm iş yüklerini bulut, sanal, fiziksel ya da SaaS’ta olması fark etmeksizin koruyan Veeam’in sunduğu modern veri koruma çözümleri, daha da önem kazanıyor.  

Veeam Bulut Koruma Trendleri Raporu 2023’e göre kuruluşların %98’i veri koruma stratejilerinin bir parçası olarak bulutta barındırılan bir altyapı kullanıyor. EMEA bölgesindeki kuruluşların %91’i sunucuları ve yönetilen hizmetlerin bazı kombinasyonlarını kullanarak dosya paylaşımlarını ve/veya veri tabanlarını buluttan çalıştırdıkları bir yapıya sahipler. Bu verilerin buluta olan yönelimi açıkça gösterdiğini, ancak yerel veri merkezlerinin kullanılmaya devam edeceğini ifade eden Veeam Türkiye Ülke Müdürü Kürşad Sezgin, “Buluta özgü çözümlerin büyük bir hızla yaygınlaşmasıyla birlikte Kubernetes en hızlı büyüyen altyapı platformu olmayı başardı” dedi. Sezgin, “Özellikle rekabetin çok yoğun olduğu Türkiye’de sanal sunuculardan Kubernetes gibi konteyner platformlarına geçişte müthiş bir artış bekliyoruz. Bu alanda Türkiye’nin dünyada lider olacağını ön görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Evden çalışma sisteminin yaygınlaşmasıyla artan fidye saldırılar sonucunda, şirketlerin tüm verilerini yedeklemesinin ve korumasının daha da önemli hale geldiğine değinen Sezgin, “Örneğin Microsoft 365 kullananlar, verileri bulutta olduğu için güvenliğin sağlandığını zannediyorlar. Oysa veri sahipleri verinin güvenliğinden öncelikli olarak sorumludur ve verinin bulutta olması %100 güvende olduğu anlamına gelmez” diye konuştu. Kurumların siber saldırılar karşısında çalışanlarını eğitmek amacıyla oltalama simülasyonları yaptıklarını, ancak bunların kendi başına yeterli olmadığını vurgulayan Sezgin, “Bunların yanında mutlaka bir yedekleme çözümü kullanılması verinin güvenliğini sağlamak için çok önemli” ifadelerini kullandı.

Veeam ile yedeklere dönmek on saniyeden az sürüyor!

Veri Koruma Trendleri Raporu 2022’ye göre kuruluşların %76’sı son 12 ay içinde en az bir fidye yazılımı olayı bildirdi ve siber saldırılar bu yıl da kesinti süresinin en büyük nedeni oldu. Bu olayların yalnızca sıklığı değil, aynı zamanda etkileri de endişe verici. EMEA bölgesinde kuruluşlar saldırı başına kayıp verilerinin %36’sını kurtaramadı. Bu da işletmelerin mevcut veri koruma stratejilerinin fidye yazılım saldırılarını önleme, saldırı sonrası iyileşme ve bu saldırılardan veri kurtarma noktalarında yardımcı olmadığını kanıtladı. Yine aynı rapora göre, yedekleme, tüm veri koruma stratejilerinin temeli olmasına rağmen, küresel kuruluşların verilerinin %18’i ve EMEA’da ise %16’sı yedeklenmedi ve bu nedenle tamamen korumasız kaldı. Saldırı başına, kurumlar kayıp verilerinin ortalama %36’sını kurtaramadı. Kurumların %80’i, kaybettikleri verilerin en azından bir kısmını kurtaramadı

Tüm bunlar kurumların veri korumada kat edecekleri yolun hala uzun olduğunu gösteriyor. Veeam’in modern veri yönetimi yaklaşımı tek bir platform ile verinin nerede olduğundan bağımsız olarak çevik, kolay anlaşılır ve kullanımı kolay çözümlerle yönetilmesini içeriyor. Veeam’in hızlı veri kurtarmada çok iddialı olduğunu ifade eden Veeam Kıdemli Bölge Müdürü Kadir Bakaç, “Veeam, kullanıcılarına kendi ihtiyaçlarına uygun olarak alan açabilmeleri için veri sıkıştırma alternatifi sunuyor. Ayrıca veri içerisinde arama yaparak, istenen bir detaya kolayca erişmek de mümkün. Tüm bunlar hız ve zaman kazandırıyor ve kesintisiz çalışma için mükemmel bir çözüm oluyor” şeklinde konuştu. Yedeklere dakikalar içinde kullanılabilir olarak erişmenin Veeam ile mümkün olduğunu dile getiren Bakaç, “Geleneksel bir yedekleme çözümü kullanan bir kurum 30 terabayt’lık bir veri yedeğine 105 dk’da dönebiliyor. Bu, geleneksel bir yedekleme çözümü için iyi olsa da Veeam ile karşılaştırıldığında oldukça yavaş. Veeam ile bunu on saniyenin altında bir sürede yaparak büyük bir avantaj sağlıyoruz” dedi.

Kubernetes uygulamalarında veri yönetimi çok kritik

Son dönemde yükseliş trendinde olan Kubernetes ortamlarının modern veri koruma çözümleriyle birlikte kurumlara büyük avantajlar sunduğunu ifade eden Veeam Türkiye Kıdemli Kurumsal Satış Müdürü Fatma Mıdık, “Uygulama hizmetlerine yönelik yüksek kullanılabilirlik ve ölçeklenebilirlik sunan Kubernetes, buluta özgü çözümlerin büyük bir hızla yaygınlaşmasıyla birlikte en hızlı büyüyen altyapı platformu olmayı başardı ve bir sonraki kurumsal platform olma yolunda ilerliyor. Dolayısıyla Kubernetes uygulamalarında da veri yönetimi çok önemli” dedi. Kubernetes ve konteyner’ın Türkiye’de oldukça önemli olduğuna değinen Mıdık, “Yoğun müşteri taleplerini karşılamak için esnek olmaları gerektiğini bilen kurumlar, bu çevikliğe sahip olmak için Kubernetes’i tercih ediyorlar. Öncelikle güvenlik altyapılarını oluşturdukları bu yapılarda, verinin sürekliliğini sağlamak için yedekleme yapılması gerekiyor elbette. Biz, Kasten ile bu alanda sadece yedekleme ile sınırlı olmayan, uygulamanın taşınabilmesini de içeren kapsamlı bir çözüm sunuyoruz. Örneğin oldukça başarılı bir e-ticaret markası yoğun taleplerle karşılaştığı kampanya dönemlerinde Kasten ile veri altyapısını buluta taşıyarak, olası aksilikleri önledi, zaman kaybetmedi. Farklı altyapı yatırımları yapması gerekmediğinden ve bulut sağlayıcısına sadece kullandığı süre için ödeme yaptığından önemli bir maliyet tasarrufu sağladı. Bu da markaya kampanya zamanlarında çok büyük bir avantaj kazandırdı” diye konuştu. 

Kasten çözümlerine duyulan ihtiyaç giderek artacak

Türkiye’de son 10 ayda, Veeam Kasten ile 10’un üzerinde büyük kurumda Kubernetes yedeklerini almaya başladıklarını aktaran Mıdık, Kasten’in bankacılıktan, havacılığa, e-ticaretten kamuya kadar pek çok sektörde kullanılan bir ürün olduğunu söyledi. Kasten çözümlerine duyulan ihtiyacın giderek artacağını öngördüklerini ifade eden Mıdık, “Verinin nerede olduğundan çok o veriye istendiğinde ulaşabilmek ve doğru bir şekilde verileri kullanabilmek önemli. Veeam Kasten ile kurumsal operasyon ekiplerine yedekleme/geri yükleme, felaket kurtarma ve uygulama hareketliliği için kullanımı kolay, ölçeklenebilir ve güvenli bir sisteme sahip, bu alandaki en iddialı çözümleri sunuyoruz. İş gücü açığı arttıkça otomatize sistemlerin daha ön plana çıkacağı gerçeği de göz önüne alındığında Veeam ve Veeam Kasten çözümlerine olan ihtiyaç da gittikçe artacaktır” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

'2023'te yapay zekânın kuşatması devam edecek'

Yeni yıla sayılı günler kala 2023’te teknolojinin gündeminde neler olacağı da merak konusu. Yapay zekanın etkisinin devam edeceğini belirten teknoloji uzmanları, genişletilmiş gerçekliğin sıkça karşımıza çıkacağını, dijital ve fiziksel dünyaların daha da yakınlaşacağını belirtiyor. 2023’te ‘her şeyin uygulaması’ olarak tanımlanan süper uygulamalarla ise daha çok karşılaşacağız. Tüm bu gelişmeler nedeniyle siber güvenlik de çok daha önemli hale gelecek.

Hiper bağlantılı dünya

Dijitalleşme ve dijital dönüşümün dünyanın her yerinde ve her sektörde ilerlediğini belirten Ecehan Ersöz, “Veri konusunda hem hacimsel hem de işlemsel artış söz konusu. Hem tüketici hem de iş uygulamaları bu durumu giderek daha çok destekliyor ve katkı sağlıyor. Nesnelerin interneti dediğimiz IoT kavramı birbirine entegre sensörler, cihazlar, ağlar ve altyapılar ile bağlantılılık sürekli artıyor. Bu teknoloji yapay zeka ile entegre edilerek AIoT olarak da işlerlik kazanıyor. Bu sinerji sayesinde bizlerden gelen veriler ve üretecekleri geri bildirimler ile çevremizdeki cihazlarla üreteceğimiz sinerji artacak. Statista’ya göre, 2023’te dünya çapında yaklaşık 20 milyar IoT cihazı olacak ve 2025’te bu sayı 31 milyara çıkacak. Tabi burada 5G ile yaşanacak hız artışını da hesaba katmak lazım. Böylece bağlantılılığın kapsamındaki artış ile hiper bağlantı seviyelerine yaklaşacağız” dedi.

Kodsuz yapay zekâ dönemi

Yapay zekâ artık son derece hayatımızın içinde. Hiper bağlantılılık ise yapay zekanın gücüne daha da güç katacak. Öğrenme, ilişkilendirme, anlamlandırma gibi insana dair kavramlar yapay zekâ için tamamen büyük veri ve büyük veri sağlayıcısı platformlar üzerinde gerçekleşmeye devam edeceğini kaydeden Ersöz, “Hatta artık kodsuz yapay zekâ dönemi de yaklaşıyor. No-code AI olarak tanımlanan bu kavram arayüzlerde sürükle-bırak yöntemiyle daha akıllı ürün ve hizmetler üretilmesinde kolaylık sağlayacak. Bunun öne çıkan örneklerinden biri olarak moda sektöründe uzun yıllardır takip ettiğim Stitch-Fix markasını göstermek mümkün. Marka müşterilerin beğeni ve ölçülerine uygun öneriler sunmada bu yöntemi kullanıyor. Yapay zekanın bir perakendeden finansa birçok sektöre sağladığı katkı kendi gelişimiyle birlikte katlanarak sürecek” diye konuştu.

Genişletilmiş gerçeklik

Sanal gerçeklikten artırılmış gerçekliğe, karma gerçekliğe ve aradaki diğer her şeye kadar gerçekliği simüle eden tüm teknolojileri içeren genişletilmiş gerçekliğin 2023 ve sonrasında sıkça karşımıza çıkacak bir alan olduğuna dikkat çeken Ersöz, “Yeni nesil internet, 3 boyutlu tasarım ve etkileşim noktasında jeo-uzamsal bağlamda yapılacak iyileştirmelerle daha da ilerleyecek. Bu durum e-ticareti ve bilgisayar oyunlarını kullanıcı deneyimi anlamında daha ileri bir noktaya taşıyacak. İlaveten e-ticaret noktasında bu gelişme hem tüketicilere hem de işletmelere önemli katkılar sağlayacak.  Diğer yandan Web 3.0, low-code ve no-code olarak tanımlanan kavramlarla yazılımların az seviyede ya da hiç kodlama bilgisi olmadan da uygulamaların geliştirilmesine imkan sağlayacak” ifadelerini kullandı.

Siber güvenlik önemli hale gelecek

Siber güvenliğin, internet ve verinin olduğu her yerde olmazsa olmaz öneme sahip olduğunu dile getiren Ersöz, şunları söyledi: “Dolayısıyla bu iki faktörle ilgili olarak hem veri hacminin hem de bağlantısallığın arttığı bir dünyada daha da fazla önem verilmeyi hak ediyor. Siber güvenlik, şirket veya kişisel verilerin internet üzerinden kötü niyetli erişimlerin önüne geçmek amacıyla geliştirilen uygulamaları kapsar.  Siber güvenlik için kullanıcıların en temelde dikkat etmeleri gereken nokta internete nasıl bir internet yapısı ile bağlantı kurdukları, cihazlarının güncel uygulamalara sahip olup olmadığı ve veri paylaşımını her türlü işlemde dikkate almaları.  Tehditlerin giderek arttığı günümüzde uygulama içi resim, video gibi paylaşımları yaparken de gizlilik politikaları gözden geçirilmeli. Şirketler ile ilgili olarak ise Gartner’a göre, 2025 yılına kadar kuruluşların yüzde 60’ı, siber güvenlik riskini üçüncü taraf işlemleri ve iş sözleşmelerini yürütmede birincil belirleyici olarak kullanacak.”

Dijital ve fiziksel dünya yakınlaşacak

Dijital ve fiziksel dünyaları birbirine yakınlaştırmaya yönelik çalışmalar görüldüğünü ve bu duruma vesile olan iki önemli bileşenin dijital ikiz teknolojisi ve 3D baskı olduğunu aktaran Ersöz, “Dijital ikizler, güvenli bir dijital ortamda yeni fikirlerin denenmesi, uygulamaya geçilmeden test edilmesi için kullanılan, gerçek dünyadaki süreçlerin, operasyonların veya ürünlerin sanal ortamda üretilmiş simülasyonlarıdır. Tasarımcılar ve mühendisler, gerçek hayattaki deneylerin yüksek maliyetlerine katlanmadan, örneğin bir üretim hattını durdurmanın yaratacağı maliyetler oluşmadan dijital ikizleri kullanabiliyorlar.  2023 yılında kullanımları daha da yaygınlaşacak” ifadelerini kullandı.

Kuantum hesaplamaya dikkat!

Kuantum hesaplama, enerjinin ve maddenin doğasını atomik ve atom altı seviyede açıklayan kuantum teorisi ilkelerine dayanıyor. “Kuantum bilgisayarın tasarımı, kuantum fiziğinin prensiplerini, geleneksel bilgisayarların hesaplama gücünü daha fazla arttırmak üzerine gerçekleştiriliyor” diyen Ersöz, “Normal bilgisayarlardan son derece hızlı olan kuantum bilgisayarlar ile ilgili Splunk, Honeywell, Microsoft, AWS ve Google önemli çalışmalar ve inovasyonlar gerçekleştiriyorlar. Bu firmaların küresel bazda gelirlerinin 2029’da 2,5 milyar doları aşması bekleniyor. Dolayısıyla kuantum hesaplamayı geniş ölçekte geliştirmek ve yapılan iyileştirmeler kapsamında dünya çapında bir yarış söz konusu. Kuantum hesaplama 2023’te dikkatle izlenmesi gereken bir teknoloji alanı” dedi.

Süper uygulamalar artacak

2023’te ‘Her şeyin uygulaması’ olarak tanımlanan süper uygulamalarla ise daha çok karşılaşacağız.  Ersöz, 2023’ün teknoloji gündemiyle ilgili şu bilgileri verdi:

– Süper uygulama kavramını yakın zamanda Twitter’ı aldıktan sonra en çok kullanan isim Elon Musk oldu. Musk, Twitter’ın gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak ve onu “her şeyin uygulaması” olacak bir süper uygulamaya dönüştürmeyi hedeflediğini söylemişti. Süper uygulamaları aslında farklı işlevlere sahip uygulamaların tek bir çatı altında toplanması şeklinde düşünmek mümkün. Tek bir uygulama üzerinden alışveriş, sosyal paylaşım, finansal işlem, araç kiralama yapmak gibi. Bu yaklaşım çok talep görecek. Diğer yandan tek bir uygulama farklı alanlardaki kullanıcı davranışı dinamiklerine sahip olacağından kişiselleştirme noktasında da daha iyileştirilmiş sonuçlar elde edilebilir.

– İş dünyasında özellikle teslimat ve lojistik alanlarında otonom sistemlerin devreye alınmasına devam edilecek.  Otonom sistemler sayesinde birçok fabrika ve deponun şimdiden kısmen veya tamamen özerk hale geldiğini görebiliyoruz. Otonom araçlarda yine gündemde olacak. Bu sene daha fazla sürücüsüz kamyon, gemi ve teslimat robotlarının kullanıldığını göreceğiz ve yine giderek daha fazla depo ve fabrika otonom teknolojiyi uygulamaya alacak.

– Sürdürülebilirlik dünyamızın en önemli gündem maddelerinden. Çevreye yönelik tehditler son birkaç yılda belirgin hale geldi ve çoğumuz davranışlarımızı ve uygulamalarımızı daha çevre dostu olacak şekilde geliştirmeye devam etmemiz gerektiğinin farkındayız. Dolayısıyla hem markaların hem de tüketicilerin önem verdiği konular arasında ilk sıralarda yer alıyor.

– Sürdürülebilirlikle ilgili dört temel kavram çevresel, sosyal, yönetişim (ESG) ve ekonomik olarak tanımlanıyor.  Yakın zamanda Gartner tarafından gerçekleştirilen bir anket, iş liderlerinin yüzde 87’sinin önümüzdeki iki yıl içinde kuruluşlarının sürdürülebilirliğe yaptığı yatırımı artırmayı beklediğini ortaya koyuyor. 2023’te, tüketiciler satın aldıkları ürün ve hizmetlerin enerji tasarruflu olmasını ve daha sürdürülebilir teknolojiyle desteklenmesini daha fazla talep edecekler. Dolayısıyla sürdürülebilir teknolojilerde inovasyon artışı gerçekleşecek.

– 2023’te şirketlerin emisyonlarını ve güç tüketimlerini tekrarlanabilir, tutarlı ve denetlenebilir bir şekilde ölçmelerine ve kategorize etmelerine yardımcı olacak çözümler ortaya çıkacak. İzlenebilirlik, analitik, emisyon yönetimi yazılımı ve yapay zekâ gibi teknolojiler bu çözümlere güç katacak. Bu da işletmelerin geride bıraktıkları karbon ayak izini azaltmada önemli bir rol oynayacaktır.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Huawei Türkiye'nin Ankara'daki yeni Ar-Ge Merkezi Bakan Varank tarafından açıldı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Huawei Türkiye’nin Ankara Ar-Ge Merkezi’ni açtı. Bakan Varank açılış sırasında, Ar-Ge Merkezi’nin bilişim ekosisteminin gelişimine katkıları, kurumsal 5G projeleri (5GtoB) ve yakın zamanda hizmete girecek yerel bulut hizmetleri hakkında, Huawei Türkiye yöneticilerinden bilgi aldı.

Huawei Türkiye’nin Ankara’daki ikinci Ar-Ge Merkezi’nin açılışı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız tarafından gerçekleştirildi.

Kısa süre önce Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onay ve lisanslama süreçleri tamamlanan yeni Ar-Ge Merkezi, ilk etapta 50 mühendis ve araştırmacı ile yola çıktı. Huawei yöneticileri, 2023 yılında bu sayının 150’ye çıkarılmasının hedeflendiğini açıkladı. Huawei Türkiye’nin Ankara’daki Ar-Ge Merkezi ağırlıklı olarak, yapay zeka projeleri ve yeni nesil kablosuz iletişim sistemlerine odaklanacak.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ziyareti sırasında yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Bugün Huawei’in Ankara’daki Ar-Ge merkezini ziyaret ettik. Huawei, uzun süredir ülkemizde de faaliyet gösteren bir teknoloji şirketi olarak Ar-Ge ve üretim çalışmaları gerçekleştiriyor. Kısa süre önce Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescillenen Ankara’daki yeni Ar-Ge merkezi ile bu zincire bir yenisini eklemiş oldu. Türkiye’de katma değerli üretimin gelişmesini istiyoruz, bunun yolu da Ar-Ge ve inovasyondan geçiyor. Global markaların ülkemizde teknoloji geliştirmesi bizler için önemli ve değerli. Huawei ülkemizdeki Ar-Ge mühendisleriyle buna büyük katkı sağlıyor. Huawei’in bulut bilişim, yenilenebilir enerji, inverter ve yapay zekaya yönelik üretim ve yatırımları, daha rekabetçi bir sektöre katkı sağlayacak. Kendilerini tebrik ediyoruz ve bu vesileyle diğer global markaları da ülkemizde daha fazla faaliyet göstermeye davet ediyoruz. Huawei’ye Türkiye’deki yatırımları ve ileriki dönemde yapacakları yenilenebilir enerji özelindeki çalışmalar için teşekkür ediyorum.”    

Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi Direktörü Hüseyin Hai ise sunumu esnasında şu ifadelere yer verdi; “12 yılı aşkın süredir devam eden yatırımlarımızın ardından, bugün Türkiye’de ikinci Ar-Ge merkezimizi açmanın gururunu yaşıyoruz. Ar-Ge merkezimiz kuruluşundan bu yana, Türkiye bilişim ekosistemine 6.000’den fazla yeni yetenek kazandırdı. 2023 hedeflerini de göz önünde bulundurarak, bu yıl Ar-Ge yapılanmamıza; bulut bilişim ekibi, Dijital Güç İş Grubu’nu destekleyen yeşil enerji ekibi, SaaS (Yazılım Hizmetleri) ve PaaS (Platform Hizmetleri) ekiplerini dahil ettik. Önümüzdeki yıl, ülkemizin yerel bilişim ekosistemine daha fazla hizmet vermek amacıyla, İzmir’de de bir Ar-Ge Merkezi açmayı hedefliyoruz.”

Huawei Türkiye 20. yılında, ‘Bilişim Yeteneklerini Geliştirme Programı’ kapsamında, üniversitelerde bir dizi etkinlik ve yarışma düzenleyerek, 160’tan fazla yeni mezun ve 100’den fazla stajyerin, şirketin Ar-Ge Merkezi’nde istihdam edilmesini sağladı.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

IBS 2023'te havacılık alanında reasürans ihracatına devam edecek

Havalimanı ve havacılık konusunda Türkiye’nin lider sigorta brokeri IBS, reasürans ihracatına 2023 yılında da devam edecek. 

Havacılık alanında kuruluşundan bu yana, havayolu şirketleri, havaalanı operatörleri, özel uçaklar, uçak kiralama ve finans şirketleri gibi kuruluşlardan niş sektörlere kadar tüm iş alanları için kapsamlı risk çözümleri sunan IBS, yurtdışında büyümeye devam ediyor.  Havacılık alanında yurtdışı ihracatlarına da hız veren IBS, Gürcistan, Kazakistan, Makedonya, Tunus ve birçok muhtelif Orta Doğu ülkesine havacılık riskleri ile alakalı birçok poliçe türünde reasürans hizmeti veriyor.

‘Reasürans hizmetlerimizi 2023 yılında da büyüteceğiz’ 

IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, “Türkiye piyasasında önemli bir yer edinmeyi başarmış çeyrek asrı deviren bir şirket olarak havacılık ve savunma sanayii başta olmak üzere kurumsal firmalara uzman ekibimiz ve reasürans tecrübemizle birlikte, hizmet vermeyi sürdürüyoruz. Dünyanın en büyük havalimanlarından İstanbul Havalimanı’nın sigortalanmasında eş broker olarak hizmet veriyoruz. Bugün havacılık sigortası denildiğinde akla gelen ilk markayız. Ülkemizin başarılı projelerini IBS imzasıyla destekliyoruz. Havacılık endüstrisi ve savunma sanayinde ülkemizin dünyada ses getirecek dikkat çekici projelerinde reasürans hizmetlerimizle 2023 yılında da yer almaya devam edeceğiz. Türk yatırımcısının yurtiçi ve yurtdışında hayata geçireceği tüm çalışmaları IBS olarak desteklemeyi sürdüreceğiz” dedi. 

Siber tehlike havacılığın da gündeminde 

Son dönemde teknoloji ile birlikte her alanda olduğu gibi havacılık sektörünün de siber tehditlerle karşı karşı kaldığını belirten Murat Çiftçi, “Havacılık sektöründe uzun yıllara dayanan tecrübemiz ile, gelişen, değişen sektör taleplerine anlık çözümler sunabilme kabiliyetimiz her gün üzerine koyarak ilerlediğimiz yolculuğumuzda sektörün standart belirleyicisi konumuna yerleşmiş bulunmaktayız. Sektörün risk transfer süreçlerinde sigorta konusunda sağladığımız desteklere ilave olarak, birçok paydaşımızın sözleşme süreçlerinde, geçmiş tecrübelerimiz ışığında olası hasar potansiyelleri ile kendilerine pencere açmak ve hukuki zeminde de karşılaşabilecekleri olası senaryolar hususunda bilgi aktarımında bulunmaktayız. Sigortalılarımıza bulundukları sektörün değişen riskleri ve reasürans piyasasındaki yeni ürünler ile sürekli güncellemeler sunmaktayız” diye konuştu.

Prim fiyatları 2022’de eski seviyelerine ulaştı

Havacılık sektöründeki gelişmeleri değerlendiren Murat Çiftçi, “Savaş ve enerji maliyetlerindeki artışlar, sigortalanan değerlerin ve primlerin artışına da sebep oluyor. Pandemi dolayısıyla gerçekleşemeyen, iptal edilen uçuşların; sigorta sektörünü de ciddi bir şekilde sarstığını belirtebiliriz. Havacılık sektörü hacim ve ciro kaybı yaşarken havacılık risklerini koruyan sigorta klozları da yeni dünya şartlarına göre biçimlendirilmiş ve teminatlara gerekli istisna ve genişletmeler getirilmiş durumda. Bu durum, prim hacmi hatırı sayılır bir şekilde düşen yerli ve global sigorta şirketlerini de prim artışına gitmeye zorladı ve sektör genelinde sigorta fiyatları da arttı. 2022-2023 döneminde fiyatlar eski seviyelerine gelmeye başlamıştır” dedi.

Savaş nedeniyle 10 milyar dolarlık hasar öngörülüyor

Murat Çiftçi, Rusya-Ukrayna savaşının sektöre etkileri ile ilgili de şunları söyledi: “Özellikle savaş teminatı sağlayan reasürörler çok ciddi önlemler almaya başladılar. Savaş dolayısıyla gerçekleşen hasarlar, reasürans primlerinde ciddi artışlara ve sağlanan kapasitelerde düşüşlere sebebiyet verdi. Reasürörler şu aşamada küçük hasarlar için rezerv ayırmış durumda. Olası hasar öngörülerinin yaklaşık 10 milyar dolar bandına ulaşacağı, kapasitelerde daralma ve daralan market kaynaklı primlerde ciddi artışlar öngörülüyor. Reasürörlerin prim konusunda daha az esnek tavır sergilemeleri olası. Ayrıca küresel maliyet artışları ve sigorta değerleri de primleri ciddi biçimde etkileyecek. Buna bağlı olarak teminatlarda daralma ve muafiyetlerde artış gibi durumlar da gündeme gelebilir. Bununla beraber yasal kontrollerin artık daha sıkı ve daha uzun sürmesi de beklenmektedir.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yemeksepeti'nden İlklerle ve Rekorlarla Geçen, Dolu Dolu 2022 Yemek İstatistikleri

Türkiye’nin 81 ilinde 80 bine yakın iş ortağı restoran, mahalle esnafı ve yüzlerce market deposuyla 30 milyonu aşkın kullanıcısına hizmet veren Yemeksepeti, 2022 yılını yeni ilkler ve rekorlarla tamamlıyor. 

Türkiye’nin hızlı ticaret platformu Yemeksepeti, dolu dolu geçirdiği 2022 yılına ait verileri açıkladı. Yemek siparişilerinin yanı sıra, Yemeksepeti Market ve Yemeksepeti Mahalle ile de 30 milyonun üzerindeki kullanıcısının hayatını bu sene de kolaylaştıran Yemeksepeti; sipariş sayılarında tarihi rekorlarlar kırdığı ve farklı alanlarda ilkleri başardığı bir yılı daha geride bırakıyor. 

Yemeğe adanmış 22 yıl ve 1 milyar sipariş!

22 yıllık tarihi boyunca pek çok başarı ve rekoru geride bırakan Yemeksepeti, 2022 yılının Ağustos ayında Yemeksepeti, Yemeksepeti Mahalle ve Yemeksepeti Market’te 1 milyarlık toplam sipariş sınırını aştıktan hemen sonra; Ekim ayında, 1 milyar yemek siparişi rekorunu da kırdı. 2022 yılında Yemeksepeti üzerinden sipariş teslim etmiş restoran sayısı ise 79.879 oldu. 

Pratik yemekler ilk sıralara yerleşti 

2022 yılının ilk siparişi, saat tam 00:00’da Sakarya’dan 3 adet Fettuccine makarna ile 3 adet kola olarak gerçekleşti. Yemeksepeti’nde 2022’nin en çok sipariş edilen yemekleri ise lahmacun, tavuk döner dürüm, Adana dürüm ve mercimek çorbası olarak sıralandı. En çok sipariş edilen salatalar ise tavuklu salata, çoban salata, mevsim salata, sezar salata ve gavurdağı salata oldu. 

Kahve severlerin tercihleri sütlülerden yana oldu

Yemeksepeti Market’in sevilen kahve markası Everyday Roastery’nin 2022’de en çok sipariş edilen ürünleri ise sırasıyla Latte, Mocha, Americano, Filtre Kahve ve Macchiato olarak sıralandı. 

Tatlı yedik, tatlı konuştuk

Yemeksepeti’nde tatlılar da bu sene çok yoğun ilgi gördü. En çok sipariş edilen tatlılar sıralaması Waffle, Baklava, Sütlaç, Profiterol, Sufle olarak şekillendi.

Siparişler akşam saatlerinde yoğunlaştı

Yemeksepeti 2022 verilerine göre, en yoğun sipariş verilen prime-time dönemi akşam 17-21 saatleri olarak ortaya çıktı. 

150 lahmacun, 300 midye ve dahası

Yemeksepeti kullanıcılarının tercihleri 2022’de ilgi çekici istatistikler ortaya çıkardı. Bireysel kullanılan hesaplar arasında yıl içinde en çok verilen sipariş sayısı 1.080 olarak gerçekleşirken, tek seferde 150 lahmacun siparişi ile yine tek seferde 300 midye siparişi de listelerde kendine yer buldu. 2022 yılında tek siparişte en yüksek tutar rekoru ise 7.464 TL olarak gerçekleşti.

Market ve mahalle esnafı siparişlerinden ilginç veriler

Yemeksepeti Market ile Yemeksepeti Mahalle siparişlerinde de bazı ilgi çekici istatistikler ortaya çıktı. En çok sipariş edilen Yemeksepeti Mahalle ürünleri domates, patates, muz ve salatalık olarak listede kendine yer bulurken; Yemeksepeti Market ürünlerinde ise en çok sipariş edilenler simit, su, baget ekmek, tereyağlı kruvasan, maden suyu, kola ve dondurma olarak sıralandı. 

Döner restoranlarında büyük artış yaşandı

Restoran istatistikleri konusunda da Yemeksepeti verilerinde ilgi çekici detaylar ortaya çıktı. Geçen sene 6.700 olan döner restoranı sayısı bu sene 11.561’e çıktı. Yüzdesel olarak en büyük artış ise %106 ile köfte mutfağı restoranlarında yaşandı ve köfte satan restoran sayısı 2 katına çıktı. Tavuk döner restoran sayısında da geçen seneye oranla %104’lük bir artış söz konusu oldu.

Geleceğin yenilikçi teslimat modelleri hayata geçirildi

Yenilikçi teslimat modelleri üzerine somut projelerler yürüten Yemeksepeti, son yıllarda dünyanın gündeminde olan “drone’la teslimat” konusunda başarılı bir test gerçekleştirdi ve İstanbul Boğazı’ndaki bir tekneye yemek teslimatı yaptı. 

Yemek teslimat robotu YEBO da 2022 yılında pilot bölgelerde Yemeksepeti tarafından hizmete sunuldu. Caddebostan kaldırımlarında yemek teslimatı için mekik dokuyan YEBO, halktan ve medyadan büyük ilgi gördü. YEBO’nun iç mekan versiyonu da Akasya ve Akmerkez alışveriş merkezlerinde teslimat hizmeti sunmaya başladı. 

Yenilikçi teslimat modellerinden bir başkasını da yazlık tatil beldelerinde hayata geçiren Yemeksepeti, Marmaris koylarındaki jet ski ile teknelere sezon boyunca kıyıdaki restoranlardan yemek teslimatı yaptı.

Sürdürülebilirlik çalışmaları artarak sürdü

Faydayı ve iyiliği şirket politikasının merkezinde konumlandıran Yemeksepeti, 2022 yılı boyunca pek çok sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik projesini hayata geçirdi. Yemeksepeti siparişlerinde bulunan “Yeşili Koruyalım” seçeneğini işaretleyerek, teslimatta plastik çatal, bıçak ve peçete kağıt istemeyenlerin oranı %94’lere çıktı. Bu sayede yüzlerce ton plastiğin doğaya karışması engellenmiş oldu. 

Karbon ayak izini dengelemek için hayata geçirdiği 72.800 fidanlık Yemeksepeti Ormanları’nı kullanıcılarına hediye eden Yemeksepeti; hedefini, önümüzdeki yıllarda sıfır karbon noktasına ulaşmak olarak güncelledi. 

Ayrıca Yemeksepeti kullanıcıları tarafından büyük ilgiyle karşılanan, isimlerine özel “İyi ki Doydun” kutlama videoları, Yemeksepeti çalışanlarının katkısıyla 750 isim için tekrar çekildi ve yayımlandı. Yemeksepeti’nin sürdürülebilirlik etkinlikleri kapsamındaki Yemeksepeti Ormanları projesi ile birlikte yeniden ele alınan videolar 1 yıllık yoğun bir çalışmayla ortaya çıkartıldı.  

Gerçekleştirdiği karbon ayak izi dengeleme çalışması ile sektöre bir ilki kazandıran Yemeksepeti; ofis ve saha operasyonlarından kaynaklı karbon emisyonlarını, Yemeksepeti Ormanları projesiyle ve elektrikli motosikletle teslimatı yaygınlaştırarak dengeledi. Değişime içeriden başlayarak e-atıklarını bağışlayan şirket, ofisteki çöp kovalarını kaldırıp tamamen geri dönüştürülebilir şekilde düzenledi. 

Yuvam Dünya Derneği işbirliğiyle çalışanlarına atık yönetimi ve sürdürülebilirliğe dair farkındalık eğitimi veren Yemeksepeti, restoranları için de bu eğitimi başlattı ve yıl boyunca devam ettirdi.

Yemeksepeti ayrıca, Avrupalı girişimci ve yatırımcıların oluşturduğu, en önemli eylem odaklı küresel iklim topluluklarından biri olan Leaders for Climate Action üyeleri arasına katıldı.

Dünyada etkileri günden güne hissedilen iklim değişikliği ve gıda israfı konularında bilinç oluşturma amaçlı yayın çalışmalarına “Aklımdaki Yarın” podcast projesini de ekleyen Yemeksepeti, bu yayında sürdürülebilirlik kavramınının yanı sıra geri dönüşüm, e-mobilite ve atık gıda gibi pek çok önemli konunun işlenmesini sağladı. Yaygın kullanılan podcast platformlarının tamamında yer alan Aklımdaki Yarın, kısa süre içinde geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

BEDAŞ'tan kış şartları ve yılbaşına hazırlık

Sert kış şartları bastırmadan İstanbul Avrupa Yakası’nda yaptığı bakım, onarım ve yenileme çalışmaları ile enerji altyapısını güçlendiren BEDAŞ, tüketicilerin yılbaşında enerji konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamaması için 31 Aralık ve 1 Ocak tarihlerinde sahadaki ekip sayısını artırdı.

İstanbul Avrupa Yakası’nda 5,3 milyondan fazla aboneye elektrik dağıtım hizmeti sunan Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), sert kış şartları bastırmadan, bakım, onarım ve yenileme çalışmaları ile şehrin enerji altyapısını güçlendirdi. Yılbaşı gecesine yönelik önlemlere de ağırlık veren şirket, 31 Aralık ve 1 Ocak günlerinde enerji sıkıntısı yaşanmaması planlı kesinti yapmama kararı alırken, olası arıza ve taleplere hızlı yanıt verebilmek hedefiyle sahadaki ekiplerini güçlendirdi. 

2 BİN 702 KM’LİK ENERJİ HATTI’NDA ÇALIŞMA YAPILDI

Sahada yapılan tespitlerin ardından yenileme, bakım ve tesis için ihtiyaç duyulan bölgelerde çalışmalara başlayan BEDAŞ, 2022 yılı içinde 2 bin 702 km’lik enerji hattı, 5 bin 110 adet trafo merkezi ile 8 bin 793 adet aydınlatma direğinde bakım ve onarım çalışması yaptı.  Makineye bağlı hastaların etkilenebileceği olası kesintilerde enerji tedarikinin sağlanabilmesi amacıyla 2,5 kVA gücünde AG el tipi jeneratörleri ilgili lokasyonlarda hazır halde bekleten BEDAŞ, önümüzdeki dönemde yaşanabilecek kar yağışı sırasında ulaşım zorluğu yaşanmaması için de 4×4 araçları, 630 kVA gücünde mobil jeneratör ile güçleri 46 – 400 kVA arasında değişen jeneratörleri 15 İşletme Müdürlüğü’ne bağlı 23 birimde konuşlandırdı. 

BU YILBAŞI TÜKETİMİN ARTMASI BEKLENİYOR

BEDAŞ’tan yapılan açıklamada her yıl kış aylarına yönelik vardiyalarda özel düzenleme yapıldığı anımsatılırken yılbaşı gecesi ile ilgili çalışmalarla için şu bilgilere yer verildi:

“Geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle yılbaşı gecesinde elektrik tüketimi sınırlı kalmıştı. Bu sene pandeminin etkisi geçtiğinden özellikle gece puantında artış yaşanması bekleniyor. Yılbaşı gecesinde enerji tedarikinde bir sorun ortaya çıkmaması için son dönemde özellikle otel ve eğlence mekânlarının yoğun bulunduğu bölgelerde tespit çalışmalarına ağırlık verdik. Arıza, onarım ve bakım ekiplerimiz 7/24 çalışma esasına dayalı olarak herhangi bir enerji problemi yaşanmaması ve arızalara en kısa sürede müdahale edebilmek için sahada hazır bir şekilde bekletiliyor. Aynı zamanda operasyon merkezinde görevli mühendisler ve teknik personel, kesintilerin takibini gerçekleştirerek hızlı aksiyon alınabilmesi için saha ekiplerine yardımcı olacak.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Milas, Ferhat Göçer İle 2023'e Merhaba Dedi

Milas Belediyesi tarafından düzenlenen yeni yıla merhaba konserinde sahne alan Ferhat Göçer, muhteşem bir performansa imza atarak Milas’ta yaşayan vatandaşlara unutulmaz anlar yaşattı.

Atapark’ta gerçekleşen konsere, Muğla Milletvekilleri Suat Özcan ve Mürsel Alban’ın yanı sıra meclis üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve her yaş grubundan vatandaşlar katıldı.

Yeni yıla sayılı günler kala Milas Belediyesi’nin düzenlediği özel konserde sahne alan Ferhat Göçer, Atapark Meydanı’nda Milaslılarla buluştu.

Çok sayıda müzikseverin katıldığı konserde, vatandaşlar hep bir ağızdan Ferhat Göçer’in şarkılarına eşlik etti. Yoğun ilgi gören Ferhat Göçer, sık sık konsere katılan Milaslıların enerjisinden dolayı çok mutlu olduğunu dile getirdi.

29 Aralık Perşembe günü saat 20.00’de başlayan konser, Ferhat Göçer’in seslendirdiği şarkılarla gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etti.

“UMUDUMUZ SİZ ATATÜRK GENÇLERİDİR…”

Konserde söz alan Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, “Önümüzde yeni bir yıl var. 2023 daha adil, daha huzurlu, gençlerimiz ve çocuklarımız için daha yaşanabilir bir Türkiye olabilir. Bunun için tüm umudumuz siz Atatürk gençleridir. Sizlere ve Milaslı hemşerilerimize çok güveniyoruz. Bütün umudumuz sizlerdir. 2023’te siz gençlerimizin kararlılığı, mücadelesi ve desteği sayesinde Türkiye’de her şey çok daha güzel olacak. Bu akşam bizi yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum. Ferhat Göçer’i bizlerle buluşturan İstanbul’daki hemşerimiz Saffet Akkoyun’a yürekten selam gönderiyor ve teşekkür ediyorum. 2023 yılında sizlerle daha güzel bir Türkiye’yi ve daha güzel bir dünyayı hep birlikte yaşamak ve yaşatmak duygusu ve beklentisi içerisinde tüm hemşerilerimin yeni yılını kutluyorum.” diye konuştu.

GÖÇER; “YENİ YILA GÜZEL İNSANLARLA HOŞ GELDİN DEMEK AYRI BİR MUTLULUK”

 Başkan Tokat’ın ardından söz alan Ferhat Göçer ise, “Dünyanın dört bir yanını dolaştım. Samimiyetle söylüyorum ki, bu kadar birbirine yakın, dostlukla şarkılarını söyleyen, böyle özel yerlerin sayısı çok az kaldı. Birbirinden güzel insanlarla bu yılı kutlamak, hoş geldin demek ayrı bir mutluluk.” dedi.

Konuşmaların ardından Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Sanatçı Ferhat Göçer’e çiçek ve plaket takdim etti.

Konser, gecenin ilerleyen saatlerine kadar, coşkulu kalabalığın hep bir ağızdan söylediği eşsiz şarkılarla devam etti.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı