Aylık arşivler: Mart 2023

Fethi Hinginar : Sağlıklı yapılar için “Sıfır Hata, Sıfır Tolerans" vizyonu şart

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, 1-7 Mart 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilen etkinliklerle önemine dikkat çekilen Deprem Haftası’nın bu yıl yaşanan afet sonrasında bir milat olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, “Ülkemizin başına büyük bir felaket geldi. Akılcı bir planlamayla birlikte sağlıklı yapılar üretmek için “Sıfır Hata, Sıfır Tolerans” vizyonuna sahip olmamız gerekiyor” dedi. 

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, Deprem Haftası sebebiyle önemli açıklamalar yaptı. Türk Ytong olarak uzun yıllardır afetlere dirençli kentler yaratılması gerektiğine dikkat çekmeye çalıştıklarını belirterek, “Ülkemizde ardı ardına yaşanan depremler bizi uzun zaman unutamayacağımız acılara sürükledi. Bilimin ışığından ayrılmadan bilinçli ve akılcı şekilde hareket etmemiz gerekiyor.” diyerek şöyle konuştu:

“Önce bölge ve şehir planlaması sonra yapı statiği ve fiziği açısından bilinçli hareket etmeliyiz. Daha sonra da malzeme açısından her türlü denetimle maksimum seviyede sıfır hata, sıfır tolerans anlayışıyla yapıların inşasının planlanması gerekiyor. Bu planlamaları yapmadan çok sağlıklı yapılar inşa etmenin mümkün olmadığını düşünüyorum.”

Türkiye’de dünyanın en kaliteli yapı malzemeleri üretiliyor

Fethi Hinginar, dünyadaki en kaliteli yapı malzemelerinin Türkiye’de üretildiğini sözlerine ekledi ve şunları söyledi: “Ülkemizdeki yapı malzemelerinin ihracatı Türkiye’nin toplam ihracatı içinde ikinci sırada yer alıyor. Yapı malzemesi konusunda sıkıntımız yok çünkü dünya standardına uygun malzemeyi üretim aşamasında denetleyerek üretiyoruz. Fakat denetimsiz yapılaşma ve denetimsiz malzeme kullanımının ne kadar büyük felaketlere yol açtığını maalesef ülkemizde de görüyoruz. Denetlenmeyen her şey kalitesiz yapılmaya mahkumdur. Denetleneceğini bilen herkes bu standartları bilerek ve bunlara uyarak çalışır. Bizim sıkıntımız projeden başlayan denetim mekanizmasının yeterince işletilememiş olması. Türkiye’de 1999 depreminden bu yana yapı denetiminde sadece beton kalitesi demir kalitesi denetleniyor diye bir alışkanlık var. İhtiyacımız olan şey denetim, denetim ve yine denetim. Bu sistemde gerçek denetim sistemini kurmadıkça böyle felaketler yaşamaya hazır olmalıyız.”

Denetimden geçen binalar ayakta

Fethi Hinginar, deprem bölgesinde standartlara uygun yapılan, iyi malzeme kullanılan ve denetimden geçen binaların ayakta sağlam bir şekilde durduğunun altını çizerek, “Standartlara uygun malzemeyi standartlara uygun şekilde müteahhitlere teslim ederseniz ve onların da standartlara uygun şekilde yerinde kullanmasını sağlarsanız, iyi mimarlık ve iyi mühendislik hizmeti almalarını zorunlu hale getirirseniz sağlam yapı elde edersiniz. Aslında temel tanımlar çok basit. Her aşamada bu denetimi aksatmadan uyguladığınız zaman önümüzde çok güzel örnekler var. Standarda uygun denetimi yapılmış binalar var, bu denetlemeden geçmiş yapıların ayakta kaldığını görüyoruz. Sistemi doğru işletirsek bir daha böylesi felaketlerle karşılaşmayız.” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sigaranın Vücudumuza Korkunç Etkileri

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Fidan Yıldız ÜNAL, sigara bağımlılığının neden olduğu KOAH’ın tedavisinde kullanılan Coil Tedavisi’nin belirgin şekilde hastaları iyileştirdiğini söyledi.

Ülkemizde her yıl Mart ayının ilk haftası (1-7 Mart) “Yeşilay Haftası” olarak kutlanmaktadır. Yeşilay; tüm dünyada ortak sorun haline gelmiş olan madde bağımlılığı, sigara, alkol gibi tüm zararlı alışkanlıklar ile yapılan mücadeleyi içermektedir. Dünyada en yaygın bağımlılık yapan maddelerden en önemlisi sigaradır. Sigara, sadece kullanan kişiyi değil toplumun tamamını olumsuz olarak etkileyen psikososyal bir problemdir. Sigara yüzünden dünyada yaklaşık her yıl bir milyon kişi hayatını kaybetmektedir. 

Sigaranın Neden Olduğu Hastalıklar Nelerdir?

Sigara tüketimi, başta akciğerler olmak üzere vücudun tüm organlarını olumsuz olarak etkiler ve ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Sigara içildiği andan itibaren vücudumuz zehirlenmeye başlar. Duman, hızlı ve sıcak şekilde dil, boğaz, yemek borusu, solunum yolları, akciğerlere ve mideye ulaşır. İçerisinde 4 binden fazla zararlı kimyasal maddenin olduğu bilinen sigara, tüm organlara ciddi derecede zarar verirken özellikle akciğerler üzerinde ölümcül riskler oluşturabilir. Solunum yollarını örten hücreler üzerindeki koruyucu yapıyı bozarak akciğer hücrelerinin yapısını tahrip eder. Kronik akciğer hastalıklarının en büyük nedeni (KOAH) sigaradan kaynaklanır.

KOAH Nedir?

KOAH, akciğerlerde bulunan hava kesecikleri ve bronşların tıkanması sonucunda solunum güçlüğü, öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetlere neden olan kronik bir hastalıktır. Bu hastalık ilerledikçe akciğer kapasitesi büyük oranda azalır, kan ile dokulara yeteri kadar oksijen iletimi sağlanmamış olur.  Sigara ve KOAH ilişkisine dikkat çeken Yıldız “Sigara içme ile semptomatik düzeyde başlayan KOAH, sigarayı kullanmaya devam edilir ise ağır şiddette KOAH hastalığına kadar gider ve bu hastalık sigara bırakılmadığı sürece tedavi edilemez. Ağır KOAH hastalığının tedavisinde ilaçların yanı sıra, oksijen ve nebül tedavileri verilmektedir. Bu tedavilere rağmen rahat nefes alamayan hastalarda son yıllarda uygulanan COİL (akıllı sarmal tel) tedavisi hastaların nefes darlığını azaltmada ve yaşam kalitelerini artırmada başarılı olmaktadır”  diye söyledi. 

Coil Tedavisinin Faydaları Nedir?

Yayınlanan Avrupa klinik çalışmaları; endobronşiyal coiller (akıllı sarmal teller) ile iki taraflı tedavi edilen hastaların; egzersiz kapasitesi, akciğer fonksiyonları ve yaşam kalitesinin göstermiştir. Yıldız “Ağır KOAH ve solunum yetmezliği olan hastalarda Coil tedavisi fayda sağlamaktadır. Sigara içmek KOAH yapar ve akciğerlerde büyük hasarlara yol açıyor. Coil ameliyatı ile bu hasarlı bölgeler büzüştürülerek devre dışı bırakılmakta, hastanın aldığı nefes sağlam akciğer alanların yönlendirilmektedir. Bu şekilde hastanın akciğer kapasitesi artırılmakta, nefes darlığı düzeltilmektedir. Ağır KOAH solunum yetmezliğinde uygulanan bu yöntemin başarısı için sigara kesinlikle bırakılmalılar.” diye konuştu.

Coil Tedavisi Nasıl Yapılır?

Coil tedavisi, hasta ameliyathanedeyken ve genel anestezi altında yapılır. Bronkoskopi cihazı ile akciğerde hasarlı olan bölgeye ilerlenir ve cihazın içinden geçirilen kateter yardımıyla Coil adı verilen akıllı teller, akciğerin hasarlı bölgesine yerleştirilerek bu alanın devre dışı bırakılması sağlanır. Bu yolla hastanın aldığı nefes, bu hasarlı alandan sağlam akciğer alanına yönlendirilmiş olur. Bu bir ameliyat değil, endoskopik işlemdir. Herhangi bir kesi ve dikiş yoktur. İşlem sonrası hasta servise alınır. Ertesi gün akciğer grafisi kontrolünden sonra taburcu edilir. 1 ay sonra diğer akciğer tedavisi yapılmaktadır. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

VakıfBank, CEV Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finalde

Son Avrupa Şampiyonu VakıfBank, CEV Şampiyonlar Ligi play-off turu ikinci maçında Polonya temsilcisi LKS Commercecon LODZ’u set vermeden mağlup ederek çeyrek finale adını yazdırdı.

Sarı-siyahlılar maç öncesindeki seremoniye, “Yaralarımızı beraber saracağız. Geçmiş olsun Türkiye’m” yazılı pankartla çıktı

5 şampiyonlukla CEV Şampiyonlar Ligi tarihinin en çok zafer kazanan takımı olan son şampiyon VakıfBank, play-off turu ikinci maçında LKS Commercecon LODZ’u konuk etti. Polonya’daki ilk mücadeleyi 3-0 kazanan sarı-siyahlılar rakibine İstanbul’da da set vermedi ve çeyrek finale yükseldi.

Ülkemizde yaşanan deprem felaketinden sonra ilk kez VakıfBank Spor Sarayı’na çıkan sarı-siyahlılar maçtan önce yapılan saygı duruşunda, “Yaralarımızı beraber saracağız. Geçmiş olsun Türkiye’m” yazılı pankart açtı. Tribünler, Türk bayrakları ve depremden etkilenen illerimizin kartonetleri ile saygı duruşunda bulunurken; seremonide VakıfBank’ın milli orta oyuncusu Zehra Güneş, depremde hayatını kaybeden Rasus Kimya Hatay Voleybol Gençlik ve Spor Kulübü oyuncusu Ceren Topal’ın isminin yazılı olduğu formayı giydi. Maç sonunda ise VakıfBank oyuncuları ve teknik ekibi deprem bölgesinden gelen genç seyircilerle buluştu.

Tüm bilet geliri depremzedeler için kullanılacak olan mücadelenin ilk setinde Paola Egonu 8 sayı kaydederken; VakıfBank 25-23’lük skorla 1-0 öne geçti. Büyük bir çekişmeye sahne olan ikinci seti 28-26 hanesine yazdıran sarı-siyahlılar durumu 2-0’a getirdi. Son seti de 25-23 alan VakıfBank mücadeleyi set vermeden kazandı.

VakıfBank’ta Paola Egonu 16 sayılık performansıyla karşılaşmanın en değerli oyuncusu seçilirken; Kara Bajema 13, Chiaka Ogbogu 8 sayı kaydetti.

Zehra Güneş: “Umarın Ceren bir yerlerden beni görüyordur ve birazcık da olsa mutlu olmuştur”

Karşılaşmanın ardından konuşan Zehra Güneş, “Ülkemizde yaşadığımız felaketin üzüntüsünü hala yaşıyoruz. Bizim için şu anda sahaya çıkmak kolay değil ancak kazanarak bizi takip edenleri mutlu etmek istedik. Bugün Hatay’da yaşamını yitiren Ceren’in formasıyla sahaya çıkmak istedim. Ceren’in “Hayalim Zehra Güneş olmak” açıklamasını bu şekilde öğrenmek hem hayatımda aldığım en üzücü hem de en gurur duyduğum yorumlardan biri oldu. Keşke tanışabilseydik. Umarım bir yerlerden beni görüyordur ve birazcık da olsa mutlu olmuştur” dedi.

VakıfBank sıradaki maçında Misli.com Sultanlar Ligi’nde derbi mücadelesine çıkacak. VakıfBank – Eczacıbaşı Dynavit maçı 4 Mart Cumartesi 15.00’te başlayacak.

VAKIFBANK – LKS COMMERCECON LODZ: 3-0

SALON: VakıfBank Spor Sarayı

HAKEMLER: Tibor Halasz, Benone Visan

VAKIFBANK: Buket Gülübay, Gabi, Zehra Güneş, Paola Egonu, Kara Bajema, Chiaka Ogbogu, Ayça Aykaç (L), Derya Cebecioğlu

LKS COMMERCECON LODZ: Kamila Witkowska, Valentina Diouf, Zuzanna Gorecka, Alessandra Gryka, Roberta Ratkzke, Lana Scuka, Paulina Maj-Erwardrt (L), Anastasiia Hryshchuk 

SETLER: 25-23, 28-26, 25-23

SET SÜRELERİ: 29’, 36’, 26’ 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

'NVIDIA Studio'nun Bu Haftaki Konuğu, ManvsMachine

ManvsMachine, GeForce RTX 3090 GPU’lar ile kodlama ve modelleme yoluyla doğayı yeniden yaratıyor.

ManvsMachine, geometrik nesnelerden dijital görüntüler ve animasyonlar olarak elde edilen ve hesaplamaları bu şekilde temsil edebilmek için algoritmalar kullanan fraktal sanatın arkasındaki içgörülerini paylaşmak için bu hafta NVIDIA Stüdyosuna konuk oluyor. 

2007 yılında Londra’da kurulan, tasarım, film ve görsel sanatlar alanlarında uzmanlaşmış çok boyutlu yaratıcı bir şirket olarak tanınan ManvsMachine, ödüllü yaratıcı içerikler üretmek için Volvo, Adidas, Nike da dahil olmak üzere dünyanın önde gelen markaları ve ajanslarıyla yakın iş birliği içinde çalışıyor.

 Doğa, vahşi yaşam, sohbetler, filmler gibi çeşitli konulardan ilham alan ManvsMachine, “yaratıcılıklarının, tümü NVIDIA RTX GPU’lar tarafından hızlandırılan daha hızlı ışın işleme, daha akıcı üç boyutlu görüntü portları, daha hızlı simülasyonlar ve yapay zeka ile geliştirilmiş görüntü giderici yükseltme ile geliştiğini” belirtiyor.

Fraktal Ürünler

Ekibin son ilham kaynağıysa Romanesco brokoli.  Doku olarak karnabaharı ve tat olarak brokoliyi andıran bu yenilebilir çiçek tomurcuğu, ManvsMachine için sanatsal bir fırsat sunuluyor. Roving Romanesco isimli animasyonları doğada bulunabilen bir fraktalın en önemli örneği olan romanesco brokoliye dayanan bir dizi keşif olarak başlıyor. 

Ekip, ilk adımda brokoliyi üç boyutlu olarak yeniden oluşturmanın verimli bir yolunu bulmak ve basit bir kurulum kullanarak karmaşık geometri oluşturmayı amaçladı. Animasyonun doğuşu, SideFX’in Houdini yazılımındaki yüksek performanslı ifade dili VEX’i kullanarak bir bitki gövdesi üzerindeki yaprakların bir düzenlemesi olan bir filotaksis modeli oluşturmasıyla gerçekleşiyor. 

Bu model, merkezden dışarı doğru hareket ederken çok sayıda nokta oluşturarak ve her bir noktayı bir öncekinden mükemmel dairesel açı olarak bilinen 137,5 derece oranında kaydırarak elde ediliyor. Yerleşik RTX hızlandırmalı Karma XPU oluşturucu, bu süreçte ekibin GeForce RTX 3090 GPU’ları tarafından desteklenen hızlı simülasyon modellerini etkinleştiriyor. Ekip, bunun ardından ramp kontrollerini kullanarak şekillere basit yükseklik ve genişlik ekliyor ve geometriyi bir döngü içindeki bu noktalara kopyalıyor.

Çiçekler tek tek yontuluyor

ManvsMachine, romanesco brokoli şeklinde çarpıcı bir üç boyutlu model oluşturmak içinse çiçekleri tek tek yontuyor. Bu karmaşık modellemeyi oluştururken, RTX hızlandırmalı Karma XPU oluşturucu devreye giriyor ve şeklin animasyonlarını önemli ölçüde hızlandırıyor.

Proje daha sonra birleştirme ve son rötuşlar için Foundry’nin Nuke yazılımına aktarılıyor. ManvsMachine, daha yumuşak bir görünüm elde ederken animasyonun karmaşıklığını bazı “göz yormayan” malzemeler ve gerçekçi bir alan derinliğine sahip renk seçimleriyle dengeliyor.

“Değerlerimiz adımıza da yansıyor” 

Nuke’deki birçok gelişmiş node’un GPU hızlandırmalı olmasıysa, ekibe hız avantajı sağlayan diğer bir etken. Roving Romanesco gibi projeler, ManvsMachine’in müşteriler için sunmaya çalıştığı yüksek kaliteli işleri temsil ediyor. ManvsMachine, “Değerlerimiz adımıza da yansıyor” diyor. ve ekliyor: “Fikirlere ve uygulamaya eşit önem veriyoruz. Bir fikri satıp daha sonra nasıl yapılacağına karar vermek yerine, müşterilere resmin tamamını sunmak ve genellikle içerik üreticilerine tekniklerimizle liderlik etmeyi tercih ediyoruz.

Houdini yeteneklerine sahip olmak isteyen artistler Studio kısayolları ve oturumlarına NVIDIA Studio YouTube kanalı üzerinden ulaşabiliyor. NVIDIA Studio hardware ve software tarafından desteklenen, sektör lideri sanatçıların verdiği özel eğitimleri keşfederek, ilham verici topluluk paylaşımlarını izleyebilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Moğol istilası sinema seyircisini korkutacak

Yapımcılığını Prof. Dr. Erkut Altındağ’ın yaptığı, yönetmenliğini ise Volkan Özgümüş ve Erkut Altındağ üstlendiği “Biaz: Kara İye’nin Laneti” adlı korku filminin çekimleri tamamlandı.

Çektikleri filmlerle uluslararası festivallerden toplam 71 ödülle dönen ikili yeni projeleri “Biaz: Kara İye’nin Laneti” filmiyle sinema sektörüne yeni bir soluk getirecek.

Üniversitede dişçilik fakültesinde okuyan dört yakın arkadaşın final sınavlarından sonra eğlenmek istemesiyle başlayan maceraları, yaptıkları kara büyü ve çağırdıkları eski Moğol prensi Biaz’in ruhuyla kâbusa döner. Buldukları eski bir kara büyü defterini kullanmasıyla musallat olan Biaz’in ruhu, dört yakın arkadaşa hayatlarının en zor ve korkutucu anlarını yaşattır.

Filmin oyuncu kadrosunda Kutay Kalabalık, Tutku Ulus, Ceren Güzin Sönmez, İbrahim Yiğit Çınar, Gökhan Toprak, Ayça Aşık ve Hakan Hüseyin Gül yer alıyor. Film içerisinde korku atmosferini seyirciye daha iyi hissettirmek için tek plan çekimlere ağırlık verildi.

“Biaz: Kara İye’nin Laneti” filmi için uzun bir ön hazırlık çalışmasının ardından sete çıkan ekip, kostümünden mekânlara, sanattan tekniğe kadar birçok detay üzerinde titizlikle çalıştı. Çekimleri 4 haftada İstanbul’da gerçekleşen film için Beykent Üniversitesinin kampüsleri kullanıldı.

Her sahne için 4 saatlik makyaj

BİAZ karakterini canlandıran Gökhan Toprak için makyaj ve saç ekibi her gün 4 saat süren bir çalışma gerçekleştirdi. Acımasız bir Moğol Prensinin ruhunu canlandıran Gökhan Toprak, yeni nesil bir makyaj yöntemi ve özel tasarım kıyafetler ile tamamen döneme ait bir karaktere dönüştürüldü.

 

Filmin müzikleri dünyaca ünlü besteci Can Atilla’dan

Filmin müziklerini ünlü Türk müzisyen Can Atilla besteledi. Türkiye’nin New Age müziğin uluslararası platformda temsilcisi olan Can Atilla, keman, piyano gibi Batı müziği çalgılarını saz, tef ya da ney gibi doğu müziği çalgıları ile beraber kullanarak film için sentez yaptı.

Yapımcı: Erkut Altındağ – Aver Production

Yönetmen: Volkan Özgümüş – Erkut Altındağ

Senarist: Prof. Dr. Ayşe Günsel – Erkut Altındağ – Hakan Hüseyin Gül – Volkan Özgümüş

Kurgu & Görsel Efektler: Tahsin Berkan Aşkın

Müzikler: Can Atilla

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

KÜÇÜK YILDIZ KUMSAL VURAL KAMU SPOTUNDA

Daha önce Dedemin Gözyaşları sinema filmi başta olmak üzere bir çok projede yer alan küçük yıldız Kumsal Vural, şu sıralar Hayatta Kal Derneği tarafından, Kalp Krizini önlemek amacıyla çekilen Kamu spotu ile karşımızda…

Neredeyse tüm kanallarda yayınlanan ve oldukça dikkat çeken Kamu spotunun yönetmenliğini İhsan Taş üstleniyor.

Türk Sinemasının usta ismi Halil Ergün ve Elif Kaya ile kamera karşısına geçen Kumsal Vural hocasının verdiği görevi başarıyla yerine getirerek, gerek yönetmeninden, gerekse de Usta oyuncu Halil Ergün’den övgüler aldı.

Bizde Magazin Bulvarı ailesi olarak küçük yıldızımız Kumsal Vural’a başarılarının devamını diliyor ve daha nice projelerde görmek dileğiyle diyoruz…

Mina'nın Çocukları Projesi, Kolektif İyileşme ile Metrohan'da

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği İstanbul Şubesi’nin bünyesindeki Mina’nın Çocukları Projesi, Kolektif “İyileşme” ile 1-31 Mart tarihleri arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliği ile restorasyonu devam eden Metrohan’da. Ayça Okay küratörlüğünde gerçekleşen Kolektif İyileşme, uluslararası ölçekte üreten sanatçıların yapıtlarının yer aldığı serginin yanı sıra söyleşiler, atölye ve deneyim buluşmalarını içeren katılımcı bir kamusal programı da kapsıyor. Mina’nın Çocukları, Kolektif İyileşme ile depremden barınma ve eğitime erişim sorunu yaşayan üniversiteli genç kadınlara da sergi süresince yapılan bağışlarla destek olacak.

Hayata geçirdiği projelerde güncel toplumsal sorunları odağına alan ve kolektif bilince katkı sağlamayı misyon edinen Mina’nın Çocukları Projesi üç yıldır kamu ile buluşturduğu Bodrum- Kolektif “Hafıza”, Trabzon -Kolektif “Yansıma” projelerinden sonra TÜKD İstanbul Şubesi’nin ve İBB’nin Cumhuriyet’in 100. Yılı Projeleri arasında yer alan Kolektif “İyileşme” ile 1-31 Mart tarihleri arasında Metrohan’da İstanbullularla buluşacak. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği İstanbul Şubesi’nin bünyesindeki Mina’nın Çocukları Projesi, Kolektif “İyileşme” sergisi ve paralel etkinlik serisi boyunca yapılacak bağışları depremden etkilenen üniversiteli genç kadınların barınma sorununu çözmek ve eğitimlerinin sürdürülmesinde burs olarak kullanacak. Güncel problematiklere ışık tutmak ve kamuoyu oluşturmak için çağdaş sanatı uzlaşma aracı olarak benimseyen Mina’nın Çocukları Projesi, Kolektif “İyileşme”de  küratör Ayça Okay; kriz dönemlerinde sanat alanlarının ve üretiminin işlevselliğini de tartışmaya açmayı hedefleyerek, Metrohan’ın çok bölümlü mimari yapısını bir iyileşme merkezi olarak tasarladı.

Araştırma temelli projenin bir yıla dayanan hazırlık sürecinde kadınların yaşadığı güncel problematikleri odağına alan sergi ve kamusal program yaşanan afetten sonra Mina’nın Çocukları Projesi, depremden etkilenen genç üniversite öğrencisi kadınların barınma ve eğitime erişilebilirliğine destek olmak uzun vadeli, sürdürülebilir bir destek sistemi oluşturmak için çağdaş sanat aracılığı ile sesini duyurmayı hedefliyor.

Metrohan’dan “İyileşme” sesleri yükselecek

İstanbul’un geçmişine tanıklık etmiş bir hafıza mekanı olan ve kitlelerin buluşma noktasındaki Metrohan, Kolektif İyileşme’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü de içine alan bir ay boyunca iyileşmenin yollarının aranacağı tartışmalara, toplumun farklı katmanlarını ilgilendiren toplumsal cinsiyet eşitsizliği, farkındalık yaratma, travmaların iyileştirilmesi vb konuların tartışılacağı bir merkez olacak. Ayça Okay küratörlüğünü üstlendiği sergide 19 ulusal ve uluslararası sanatçıların yapıtları ile “Kadını” merkezine alan sorunlara dikkat çekecek. Paralel etkinlik serisinde ise meditatif ses deneyimleri, söyleşiler, arşiv çalışmaları, psikopatolojik analiz yapan girişimler İstanbullular ile buluşacak.

Temelinde Mina Başaran bursunda yer alan genç kızlara yetkinlik kazandırarak, merak ve hayatsal görüşlerin tohumların atıldığı 10-14 yaş aralığında ihtiyaç sahibi çocukların geleceğin güçlü, örnek bireyler olabilmesi için ışık tutmayı amaçlayan bir sosyal sorumluluk projesi olan Mina’nın Çocukları, bu kez yaşanan depremde eğitime ulaşmada ve barınma sorun yaşayan üniversiteli genç kadınlara da yapılan bağışlarla destek olacak.

Kolektif “İyileşme” Sergisinin kamusal programının tasarlanmasında vernaküler mimarisiyle dünyaca tanınan Etiopya’nın Modern Müzesi ZOMA, TÜRKONFED, Baltaş Gurup, TÜKD, Endeavor, Mindfullnes Institute, Meditopia katkıda bulunuyor.

Kolektif İyileşme’de; Hoda Tawakol, Alicia Framis,Mehtap Baydu,Saelia Aparicio, Silva Bingaz, Roslyn Orlando, Neriman Polat, Nancy Atakan, İnci Eviner, Nergiz Yeşil, Büşra Çeğil, Lara Ögel, Zeyno Pekünlü, Deniz Hartık, Leyla Emadi, Leyla Gediz, MADEYOULOOK gibi sanatçıların yanı sıra; Julia Stoschek Koleksiyonu’ndan Tracey Emin’e ait video ile İstanbul Oyuncak Müzesi Koleksiyonu’ndan oyuncaklar yer alıyor.Ayrıca Kolektif İyileşme merkezi olarak tasarlanan mekanda izleyiciler yapay zeka temelli oluşturulan Sigmund Freud “bot”u Character AI girişimi ile psikoterapi seansı deneyimleyebilecekler.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iş birliği ile İstanbul’da bir ay boyunca ziyaretçilerini ağırlayacak Mina’nın Çocukları Projesi, Kolektif İyileşme Sergi ve paralel etkinlik serisinin açılışı 1 Mart’ta yapılacak. Sergi ve paralel etkinlikler pazartesi hariç 10.00-19.00 saatleri arasında kamunun ziyaretine açık olacak.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

18.Denizli Tarım Fuarı Açıldı

Tarım ve hayvancılık sektörünü bir araya getiren 18. Ege Tarım, Sera ve Hayvancılık Fuarı, Denizli’nin önde gelen yöneticileri ve  iş insanlarının katılımıyla yaptığı açılış töreni ile kapılarını ziyaretçilerine açtı.

EGS Park Fuar Alanı’nda gerçekleşen açılışa Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli Merkezefendi Kaymakamı Adem Uslu, Denizli İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Saffet Üge, Denizli Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Tefenlili, Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan, Denizli Sanayi Odası Başkanı Selim Kasapoğlu, Denizli Ziraat Odası Başkanı Hamdi Gemici ve İlçe Belediye Başkanları ile birlik ve oda başkanları katıldı.

TÜKETTİĞİMİZİN FAZLASINI ÜRETMELİYİZ

Açılışta konuşan Orion Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Tan; “Ülkece içerisinde bulunduğumuz bu zor günlerde tarıma daha çok sahip çıkmalıyız. Ülkece  yaşadığımız felaket nedeniyle tarımda %10 gibi bir üretim kaybı oldu. Bunu çok daha fazla çalışarak telafi etmeliyiz” dedi.

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan “Yaşadığımız zor günlerde tükettiğimizin çok daha fazlasını üretmemiz gerekiyor. Biz  üretimi destekleyen fuarların her zaman yanındayız” diyerek Denizli Tarım Fuarı’na olan desteğini ifade etti.

SON TEKNOLOJİLER BU FUARDA

Orion Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenen fuarda; traktör, biçerdöver, tarımsal mekanizasyon ve teknolojileri, sulama sistemleri ve ekipmanları, sera teknolojileri, tohum, fide, fidan, zirai ilaç, gübre, ekolojik tarım, agro bilişim, hayvancılık, yem ve ambalaj firmaları ile daha birçok sektör kuruluşu yer alıyor. 100’ün üzerinde firmanın stantlarıyla temsil edilen fuarın 100.000’in üzerinde ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor.

Girişlerin ücretsiz olduğu Denizli Ege Tarım Fuarı, 01 Mart  – 05 Mart tarihlerinde 10:00 – 18:00 saatleri arasında tüm sektörün ziyaretine açık olacak.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Konya Mobil Gözlük Aracı Hataylı Depremzedelere Hizmet Veriyor

Türkiye’yi sarsan deprem felaketlerinin ardından Hataylı depremzedelerin sağlığıyla da yakından ilgilenen Konya Büyükşehir Belediyesi, Mobil Diş Teşhis ve Tedavi Aracından sonra bu kez bölgeye Mobil Gözlük aracı gönderdi. Konya Optisyen ve Gözlükçüler Odası işbirliğiyle hayata geçirilen araç Hataylı depremzedelere hizmet vermeye başladı.

Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya’daki belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte Hatay’da depremin yaralarını sarmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketlerinin ağır yıkımlara neden olduğu Hatay’da depremzede vatandaşları yalnız bırakmamak için canla başla çalıştıklarını söyledi.

İlk günden itibaren altyapı, lojistik, su çalışmaları, mobil mutfaklar, haberleşme ve enerji sağlama gibi her türlü insani ihtiyacı karşılamak adına çalıştıklarını kaydeden Başkan Altay, “Bölgenin önemli bir ihtiyacını daha gideriyoruz. Konya Diş Hekimleri Odası ile birlikte hayata geçirdiğimiz Mobil Diş Teşhis ve Tedavi Aracımızdan sonra Mobil Gözlük aracımız da deprem bölgesinde hizmet vermeye başladı. Konya Optisyen ve Gözlükçüler Odamız ile birlikte hayata geçirdiğimiz hizmetimiz hayırlara vesile olsun” ifadelerini kullandı.

Konya Optisyen ve Gözlükçüler Odası Genel Sekreteri Mehmet Soylu, “Büyükşehir Belediye Başkanımızla iletişime geçtik. Burada böyle eksiklik olduğunu söylemişlerdi bize. Sağ olsun başkanımız bize yardımcı oldu. Aracı bize tahsis etti, içinin tefrişatını yaptı. Biz de gözlükleri, camları topladık. Bütün meslektaşlarımızın çok büyük katkısı oldu. Herkes bir şeyler verdi. Arabayı olgunlaştırdık ve buraya geldik. Geleli çok kısa bir süre olmasına rağmen 60-70 tane gözlük verdik. İnsanlar gerçekten muzdarip, kırılan gözlükleri tamir ediyor, yeni gözlük veriyoruz. Bu şekilde Hatay’a hizmet etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

Konya Büyükşehir Belediyesi Mobil Gözlük Aracından faydalanan Hataylılar ise, yeni gözlüklere kavuştukları için mutlu olduklarını belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Depreme maruz kalanların yüzde 20'si travma ile mücadele ediyor

Ani ve beklenmedik zamanlarda meydana gelen şiddetli depremlerin travmalara yol açabildiğini belirten uzmanlar,  depremi yaşayan insanların yüzde 20’sinin Travma Sonrası Stres Bozukluğuna (TSSB) yakalandığını ifade ediyor. Travma sonrası stres bozukluğunun kadınlarda 2-3 kat fazla görüldüğüne dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, deprem sonrasında travma yaşayanlarda sürekli gergin hissetme, yalnız kalmaktan ve eve girmekten korkma gibi etkiler görüldüğünü vurguluyor. Şentürk, kişinin yaşam kalitesini olumsuz şekilde etkileyen durumlarda mutlaka bir uzmana başvurulmasını tavsiye ediyor.

 

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, depremlerin yol açtığı ruhsal travmalara ilişkin değerlendirmede bulundu. 

Beklenmedik olaylar travma oluşturuyor

Kişinin hayatında sıkıntı ve üzüntü yaratan pek çok durum ve olaylar olabildiğini ancak bunların tümünün ruhsal travma oluşturmayacağını ifade eden Dr. Erman Şentürk, “Bir olayın ruhsal travma yaratabilmesi için kişinin çok yoğun korku, dehşet veya çaresizlik hissi içinde olması gerekiyor. Aynı zamanda kişinin kendisinin veya yakınlarının da ölüm ve yaralanma tehlikesini yaşaması ya da hissetmesi değerlendirme açısından önemli bir kriter. Sel, deprem, yangın gibi birtakım doğal afetler travmalara yol açabilir. İnsan eliyle yapılan savaş, işkence, tecavüz, kazalar, trafik kazaları, iş kazaları, beklenmedik ani ölümler, ciddi ve ölümcül hastalıklara yakalanma gibi durumlar da ruhsal tramvaya daha fazla yol açıyor. Ruhsal travma sonrasında iki psikiyatrik durum çok fazla gözlemleniyor. Bunlardan biri Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), bir diğeri de depresyon” dedi.

Bu belirtiler depresyonu işaret ediyor

Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, depresyonda yoğun bir mutsuzluk, karamsarlık, isteksizlik, keyifsizlik, hiçbir şeyden keyif almama, eskiden severek yaptığı şeylere ilgi duymama, geleceğe dair herhangi bir plan ve program yapmama, yoğun bir enerjisizlik hali, uyku ve iştah değişikliklerinin de çok sık gözlemlendiğini söyledi.

TSSB uzun yıllar sürebiliyor

Toplumda ruhsal travma yaşayan pek çok kişi olduğunu ancak bir kısmında travma sonrası stres bozukluğu geliştiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, “Travma sonrası stres bozukluğu uzun yıllar sürebildiğini ve ciddi iş gücü kaybına yol açabilen bir rahatsızlık olduğunu söylemek mümkün. Yapılan çalışmalar depremi yaşayan insanların yüzde 20’sinin travma sonrası stres bozukluğuna yakalandığını gösteriyor. Bazı kişilerde bu duruma daha yatkınlık olabiliyor veya bazı kişiler bu duruma daha dayanıklı olabiliyor. Bizim için kimlerin travma sonrası stres bozukluğuna yakalanacağı ya da kimlerin daha uzun süre bu durumu yaşayacağını önceden bilmek çok kolay olmuyor ancak bununla ilgili birtakım sinyaller ve belirtiler bulunuyor” dedi.

TSSB kadınlarda 2-3 kat fazla görülüyor

Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, yapılan araştırmaların kadınlarda travma sonrası stres bozukluğunun erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görüldüğünü ortaya koyduğunu söyledi. Dr. Erman Şentürk, “Geçmişte farklı bir ruhsal travma yaşayanlar, geçmiş öyküsünde ruhsal hastalık geçirmiş olanlar, yakınlarında psikiyatrik rahatsızlık bulunan kişilerin travma sonrası stres bozukluğuna yakalanma ihtimalleri daha fazladır” ifadelerini kullandı.

Deprem geçmişi olanın yatkınlığı daha fazla oluyor

Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, ‘Ruhsal travma ne kadar şiddetli yaşanmışsa etkileri de bir o kadar fazla ve uzun süreli oluyor’ uyarısında bulundu ve “Örnek olarak depremde yakınını kaybeden bir kişi, kaybetmeyen bir kişiye göre ya da evi hasar gören kişi, evini kaybeden kişi bu durumları yaşamayan kişilere göre, en kötüsü de enkaz altında kalan kişi, kalmayan kişiye göre ruhsal travmayı daha şiddetli yaşayabildiği için travma sonrası stres bozukluğuna yatkınlığı daha fazla oluyor” diye konuştu.

Yalnız kalmak korkutuyor

Olayın olduğu yere gitmemek, olayın olmamış gibi yaşanmaya çalışılması gibi kaçınma davranışlarının travma sonrası stres bozukluğuna daha çok sebep olduğunu vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, “Özellikle depremden sonra kişilerde evin içerisinde yalnız kalamama, sürekli bir yakınının yanında olması ihtiyacını hissetme, yakını evin dışına çıktığında kendisini çok huzursuz ve gergin hissetme, evin içine girmek istememe, akrabalarına gitme çok sık gözlemlediğimiz belirtiler arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.

Etkilenme durumuna göre farklı tedaviler uygulanıyor

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisine ilişkin de değerlendirmede bulunan Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, “Burada en önemli durum, kişinin travmadan ne derecede etkilendiğidir. Travmadan çok az etkilenen, hayatını eskisi gibi sürdürebilen kişilerde bilgilendirme genel olarak yeterli oluyor. Travmadan daha çok etkilenmiş, belirtileri yaşayan ancak işine devam edebilen kişilerde danışmanlık veya çok kısa süreli bir psikiyatrik tedavi yaklaşımı yeterli olabiliyor. Travmadan ciddi anlamda etkilenen ve ciddi belirtiler yaşayan ancak yine de işini iyi kötü sürdürebilen kişilere psikiyatrik tedaviyi öneriyoruz. Yine burada da danışmanlık önemli bir rol oynuyor” dedi.

Depresyon eşlik ediyorsa ilaç tedavisi şart…

Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, travmadan ciddi anlamda etkilenen ve ağır belirtileri olan kişilere psikiyatrik tedavi önerildiğini söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı: 

“TSSB belirtilerine depresyon da ekleniyorsa kesinlikle ilaç tedavisini öneriyoruz. İlaç tedavisinde daha çok antidepresan tedavisi uygulanıyor. Aynı zamanda birtakım anksiyolitik tedavileri de eklenebiliyor. İlaç tedavilerinin yanı sıra aynı zamanda terapilerin de etkili olduğunu biliyoruz. Özellikle bilişsel davranış terapi adını verdiğimiz terapi yöntemi bu sürecin daha kolay atlatılmasında kişilere yardımcı oluyor.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı