Aylık arşivler: Mart 2023

Cep telefonları ile birlikte dikey video çekimi ön plana çıktı

Analog dönem boyunca çerçeve oranlarının 1.15:1, 2.76:1 gibi yatay ölçekte düzenlendiğini belirten uzmanlar, 1970’li yıllara doğru sinema için çekilen filmlerin televizyonda gösteriminde sorun yaşanmaması adına 4:3 boyutundaki ekran oranının kabul gördüğünü ifade ediyor. Doç. Dr. Cem Tutar, akıllı telefonlardaki tasarımın dikey video çekiminin ön plana çıkmasına neden olduğunu vurgularken amatör çekimlerde öne çıkan dikey formata karşılık ana akım sinemanın bu çekim ölçeklerine henüz mesafeli yaklaştığına dikkat çekiyor.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cem Tutar, yeni medya teknolojileri ile birlikte hayatımıza giren dikey ölçekte video çekimlerinin kullanım alanları hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Çerçeve oranları yatay ölçekte düzenleniyordu

Yeni medya teknolojilerinin sadece yeni bir görme rejimini değil aynı zamanda Rönesans’tan bu yana gelen perspektif algısındaki yeni bir kırılmaya da işaret ettiğine dikkat çeken Doç. Dr. Cem Tutar, “20’nci yüzyılın başında klasik kitle iletişim araçlarından biri olan sinemaya bakıldığında işit-görsel bir sanat dalı olarak, biçimsel kodlar ve içerik düzleminde kendinden önceki sanat dallarından özellikle tiyatronun kodlarını kullandığı ve bunları yeniden yorumladığı görülüyor. Analog sinema, ışığa duyarlı selüloit bir şerit üzerinde sabitlenen ve sergilenen bir sinemadır. Biçimsel kod olarak yatay formatta filmlerin çekilmesinde her iki gözün konumundan kaynaklı görüş şekli, teknik ve ekonomik sebepler, batı sahne sanatlarında sahne ve oturma düzeninin yarattığı alışkanlıklar ve hikâye anlatımında yatay kompozisyonların kolaylık sağlayacağı düşüncesi egemendir. Bundan dolayı analog dönem boyunca çerçeve oranları 1.15:1, 2.76:1 gibi yatay ölçekte düzenleniyordu.” dedi.

4:3 ekran oranı kabul gördü

Sinemada yatay çerçevenin benimsenme nedenlerine bakıldığında sosyo-kültürel ve ekonomik nedenler üzerinden insanın görme duyusunun nasıl inşa edildiğinin yakından görülebildiğini ifade eden Doç. Dr. Cem Tutar, “1950’li yıllara gelindiğinde televizyonun görme rejimine etkisi ortaya çıktı. Ulusal Televizyon Standartları Komitesi (NTSC) televizyon monitörlerinin yükseklik ve genişliğini standartlaştırırken 4:3’ü temel aldı. Televizyon ve sinema endüstrisi arasındaki ekonomik ilişkiler göz önüne alındığında 1970’li yıllara doğru sinema için çekilen filmlerin televizyonda gösteriminde sorun yaşanmaması adına 4:3 boyutundaki ekran oranı genel kabul gördü. Gözün fizyolojik yapısını, insanın yatay düzlemde dikeye oranla daha geniş bir görme alanına sahip olmasını temel alan 16:9 formatı panoramik bir görüntü sunuyor.” diye konuştu.

Sinemada dikey çekim ölçeklerine mesafeli yaklaşılıyor

Doç. Dr. Cem Tutar, ‘Görsel materyallerin çerçeve oranlarının üretim ve dağıtım aşamalarındaki son kırılma noktası akıllı telefonlarla gerçekleşti’ dedi ve sözlerini şöyle tamamladı: 

“Akıllı telefonların dikey tutulacak şekilde tasarlanması, dikey video çekiminin ön plana çıkmasına neden oldu. Son yıllarda amatör video üretim ve tüketiminin daha çok mobil cihazlar üzerinden yapıldığı göz önüne alındığında teknik cihazın özellikleri bu bağlamda işit-görsel malzemenin biçimsel özelliklerine etki etmiştir denilebilir. Amatör çekimlerde öne çıkan dikey formata karşılık ana akım sinemanın bu çekim ölçeklerine henüz mesafeli yaklaştığını söylemek mümkün. Deneysel olarak ortaya çıkan dikey sinema bir kenara bırakılırsa bu formatta hareketli görüntü üretimi hala sosyal medya platformlarında, kısa amatör video çekimlerinde kullanılıyor. Günümüzde dijital bir kültürel alanın içerisinde yaşarken yeni medya araçlarının görme edimini yeni biçimsel kodlar üzerinden inşa ettiği görülüyor. Üretilen bu yeni görsel estetik alan, geçmişin biçimsel anlatı kodlarının yapı-bozumuna uğratıldığı bir aşama olduğu kadar tarihsel olarak teknik araçlar ve insanlar arasında kurulan yeni bir ilişki formunu da niteliyor.”   

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Anadolu Efes Mavi Sahne'nin Nisan 2023 programı belli oldu

Kültür-sanatı 36 yıldır kesintisiz olarak destekleyen Anadolu Efes, DasDas’ta sahnenin tozuna mavi karıştırmaya devam ediyor. Anadolu Efes Mavi Sahne nisan ayında Fair Fly ve Gabriel’in Düşü oyunlarını seyircilerle buluşturuyor. Üniversite öğrencileri, Mavi Sahne oyunlarını 45 TL’ye seyredebiliyor. 

İçinde bulunduğu topluma değer katmayı öncelikleri arasına alan Anadolu Efes, kültür sanatın destekçisi olmaya devam ediyor. 36 yıldır kültür sanatın sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla  desteklerini kesintisiz sürdüren şirket, 2018 yılında, sahne bulmakta zorlanan alternatif tiyatro topluluklarını desteklemek ve başta üniversite öğrencileri olmak üzere tüm tiyatroseverlere sanatı erişilebilir kılmak amacıyla Mavi Sahne Platformu’nu kurdu. 

Mavi Sahne Platformu, tiyatro sezonu boyunca seçili oyunları daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor ve üniversite öğrencileri, Mavi Sahne oyunlarını 45 TL’ye seyredebiliyor. DasDas’ta yer alan Anadolu Efes Mavi Sahne bu nisan ayında iki farklı oyunu seyircilerle buluşturuyor. Platform kapsamında Nisan 2023’te sergilenecek oyunlar şöyle:

5 Nisan –  Gabriel’in Düşü – Anadolu Efes Mavi Sahne – 21.00 

Göçün toplumsal bellek üzerindeki etkileri ve insan doğası üzerinde yaptığı tahribatı üç farklı toplumun fertleri üzerinden anlatan Gabriel’in Düşü, göç edene beslenen merhamet ve nefret duygularının bıçak sırtı mücadelesine Midilli Adası’nın büyüleyici atmosferinde ışık tutuyor.

Özgün Tiyatro Müziği Ödülü – 22. Direklerarası Ödülleri

Yılın Oyun Yazarı Ödülü – 9. Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri

Yazar: Sema Elcim 

Yönetmen: Ahmet Sami Özbudak

Dramaturji: Selen Korad Birkiye

Işık Tasarımı: Yasin Gültepe

Koreografi: Alparslan Karaduman

Ses ve Müzik Tasarımı: Vehbi Can Uyaroğlu

Oynayanlar: Ayşegül Tekin, Banu Çiçek, Batur Belirdi, Burak Tamdoğan, Çiçek Dilligil, Ersin Umut Güler, Kerem Pilavcı

26 Nisan – Fair Fly – Anadolu Efes Mavi Sahne – 21.00 

Hızlı tüketim ürünleri sektöründe çalışan ve işsiz kalmak üzere olan dört beyaz yakalının “başarı” hikayesine hazır mısınız? Günümüz iş dünyasındaki acımasız rekabete, startuplar ve girişimcilik kültürüne ironik bir bakış açısı getiren Fairfly, çok para kazanma tutkusu, başarı saplantısı ve neoliberal söylemleri sorgulayan bir kara komedi olarak karşımıza çıkıyor. 

Yazan: Joan Yago 

Yöneten: Mark Levitas

Çeviren: S. Seniz Coşkun Adıgüzel

Oyuncular: Tuğçe Altuğ, Begüm Akkaya, Atakan Akarsu, Barış Gönenen

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

D-Smart Spor Ekranı Hafta Sonu Programı

D-Smart Spor Kanalları bu hafta sonu da zengin içeriği ile sizleri spora doyuracak.

Arjantin ve Portekiz Ligi maçlarını Türkiye’de izleyicilerle buluşturan D-Smart, Büyükler Türkiye Kürek Şampiyonası, İspanya Basketbol Ligi maçları ve Pazar günü oynanacak Fenerbahçe – Beşiktaş derbisine özel programıyla hafta sonunuza renk katacak. İşte hafta sonunun öne çıkan içerikleri;

 

CUMAYI CUMARTESİYE BAĞLAYAN GECE

03.30 ARJANTİN LİGİ: RIVER PLATE-UNION SANTA FE (CANLI) SPOR SMART + D-SMART GO

CUMARTESİ

08.00 BÜYÜKLER TÜRKİYE KÜREK ŞAMPİYONASI (CANLI) SPOR SMART + D-SMART GO

19.00 İSPANYA BASKETBOL LİGİ: BREOGAN-JOVENTUT (CANLI) SPOR SMART + D-SMART GO

21.30 ARJANTİN LİGİ: BARRACAS-BOCA JUNIORS (CANLI) SPOR SMART 2 + D-SMART GO

22.30 PORTEKİZ LİGİ: SPORTING LIZBON-SANTA CLARA SPOR SMART + D-SMART GO

 01.00 ARJANTİN LİGİ: SAN LORENZO-INDEPENDIENTE (CANLI) SPOR SMART + D-SMART GO

PAZAR

13.15 İSPANYA BASKETBOL LİGİ: REAL MADRID-GRANADA (CANLI) SPOR SMART + D-SMART GO

14.00 İSPANYA BASKETBOL LİGİ: TENERIFE-BARCELONA (CANLI) SPOR SMART 2 + D-SMART GO

20.00 PORTEKİZ LİGİ: RIO AVE-BENFICA (CANLI) SPOR SMART + D-SMART GO

20.30 DERBİ ÖZEL: BEŞİKTAŞ-FENERBAHÇE (CANLI) SPOR SMART 2 + D-SMART GO

22.30 PORTEKİZ LİGİ: PORTO-PORTIMONENSE  (CANLI) SPOR SMART + D-SMART GO

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Akbank, Proparco ile Türkiye'deki yeşil projeleri ve kadın girişimciliğini teşvik ederek KOBİ'leri destekleyecek

Akbank, Proparco’dan 50 milyon ABD doları tutarında 7 yıl vadeli kaynak sağladı. Akbank, söz konusu kaynakla yeşil projeler (yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği) ve kadın girişimciliği için KOBİ’lere verdiği desteği daha da genişletecek.

Proparco Finansal Kurumlar Bölümü Başkanı Emmanuel Haye açıklamalarında şunları söyledi: “Akbank iklim değişikliği konusunda iddialı bir stratejiye sahip. Bu doğrultuda, 2030 yılına kadar sürdürülebilir finansmana yaklaşık 10 milyar avro (200 milyar TL) ayırmayı ve 2050 yılında tüm faaliyetlerinde net sıfıra ulaşmayı hedefliyor. Bugün, Akbank’ın yanında yer almaktan ve bu güçlü hedefe eşlik etmekten mutluluk duyuyoruz. Proparco zorlu şartlarda özel sektörün gelişimini ve özel sektördeki fırsat eşitliğini desteklemeyi amaçlamaktadır. Akbank ile finansmanımızın odak noktası da Türkiye’deki küçük ve orta ölçekli işletmeler ile kadın girişimciliği olacaktır “

Akbank Kurumsal ve Yatırım Bankacılığından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Levent Çelebioğlu ise açıklamasında “Proparco ile işbirliğimiz sayesinde Akbank, kadın girişimcilerin ve KOBİ’lerin yeşil yatırımlarının finansmana erişimini sağlayarak Türkiye ekonomisini daha da güçlendirecek.  Proparco’nun uzun vadeli sürdürülebilirlik vizyonumuza olan güveni ve desteği sayesinde, zorlu makro koşullarda yol alırken orta ve uzun vadeli hedeflerimize güvenle ulaşacağız”  dedi. 

Proje, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan 5 numaralı (Toplumsal Cinsiyet Eşitliği), 7 numaralı (Erişilebilir ve Temiz Enerji), 8 numaralı (İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme), 9 numaralı (Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı) ve 13 numaralı (İklim Eylemi) hedeflere katkıda bulunacak.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye'nin ilk ve en fazla hızlı şarj istasyonuna sahip elektrikli araç şarj ağı Eşarj, yarım milyon şarjlanma ile sektör lideri

Sürdürülebilirliği stratejisinin merkezine koyarak, insan ve teknoloji odağıyla daha akıllı ve yeşil bir dünyaya katkı sunmak için projeler üreten Türkiye’nin lider elektrik dağıtım, perakende satış ve müşteri çözümleri şirketi Enerjisa Enerji’nin yüzde 94 oranında çoğunluk hisselerine sahip olduğu Eşarj, Türkiye’nin 57 ilinde yer alan 546 şarj istasyonunun 383 adedinde yüksek hızlı şarj deneyimi sunuyor. 

En fazla hızlı şarj istasyonuna sahip olma özelliği ile liderliği elinde bulunduran Eşarj, kurulduğu günden bu yana müşterilerine yarım milyon kez şarjlanma deneyimi yaşatan ilk şirket olarak bu alanda da sektörünün lideri oldu.

Herkes için daha iyi bir gelecek vizyonuyla Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük eden lider dağıtım, perakende satış ve müşteri çözümleri şirketi Enerjisa Enerji’nin iştiraki olan ve Türkiye’nin ilk ve en fazla hızlı şarj istasyonuna sahip şirketi Eşarj, Türkiye’de elektrikli araç kullanımının yaygınlaşması ile hızlı şarj istasyonu kurma konusunda ilk günden bu yana sektördeki liderliğini koruyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki şarj ağını her geçen gün artıran Eşarj, 2009’dan bu yana şarj operatörlüğü hizmetini sağlayan ilk oyuncu olma özelliğini taşıyor. 

Türkiye’nin elektrikli araç şarj istasyonu ağına yaptığı yatırımlar ile elektrikli araç kullanıcılarına en kısa sürede şarjlanma imkanı veren Eşarj, müşteri deneyimini en üst seviyeye taşımak için ekosistemindeki oyuncular ile yeni anlaşmalar yaparak etki alanını genişletmeye devam ediyor. Özellikle alışveriş merkezleri, oteller, dinlenme tesisleri, akaryakıt istasyonları ve restoranların yakınında kurduğu şarj istasyonları ile müşterilerine şarjlanma esnasında dinlenme ve vakit geçirme imkanı tanıyor. 

2023 yılı sonuna kadar hedef: 81 ilde en az 1 DC hızlı şarj istasyonu

57 şehirdeki 383’ü hızlı şarj istasyonu (DC) ve 163’ü AC olmak üzere 546 şarj istasyonu ile faaliyet gösteren Eşarj, kurulu güç açısından Türkiye’nin en büyük ve en çok hızlı elektrikli araç şarj istasyon ağıyla sektörün lideri olarak konumlanıyor. Türkiye’de en fazla hızlı şarj istasyon ağına sahip olan Eşarj’ın yeni yatırımlarının yüzde 90’ından fazlası DC hızlı şarj istasyonlarından oluşuyor. DC hızlı şarj istasyonlarında yüzde 80 şarjlanma seviyesine 30 dakikada ulaşılırken, AC’lerde bu süre yaklaşık 6-7 saat sürüyor. Bu noktada DC şarj istasyonları zamandan tasarruf sağlama konusunda üstün performans gösteriyor. Eşarj, 2023 sonuna kadar 81 ilde en az 1 DC olmak üzere toplam 1000 istasyon kurma hedefiyle çalışmalarına devam ediyor.

Eşarj’ı Türkiye’ nin ilk ve en fazla hızlı şarj istasyonu ağına sahip şirketi haline getirdik.

Elektrikli araç şarj istasyonu yatırımlarının ülkemizin bu alandaki potansiyeline duydukları güvenin yansıması olduğunu belirten Eşarj Yönetim Kurulu Başkanı ve Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar şöyle devam etti: “Enerjisa Enerji olarak bugün 3 bölge, 14 şehirde 21,5 milyondan fazla insanımızı geleceğe ve refaha taşıyan hayati bir hizmeti yerine getiriyoruz. Enerjisa Enerji’nin bu yolculuğundan edindiğimiz tecrübelerimiz ile iştirakimiz olan Eşarj’ı  da bugün Türkiye’nin ilk ve en çok hızlı şarj istasyonuna sahip emobilite şirketi haline getirmeyi başardık. Elektrikli araç şarj istasyonları, elektrikli araç değer zincirinin en önemli halkası konumunda. Çünkü müşterilerimiz elektrikli araçların menzili kadar araçlarını nasıl bir deneyimle şarj edeceklerini de merak ediyor. Sayısı her geçen gün artan hızlı şarj istasyonlarımız ile gücümüze güç katıyor ve müşterilerimizin elektrikli araç deneyimlerine katkı sunuyoruz. An itibarıyla Eşarj ile yarım milyona ulaşan şarjlanma sayısına ulaşmış olmamızı, müşterilerimizin bize duyduğu güvenin bir göstergesi olarak değerlendiriyoruz.

Elektrikli araç kullanıcılarının istasyonlarda geçireceği vaktin kıymetini biliyoruz. Biz de Eşarj olarak, zamanı verimli kullanma konusunun üzerine giderek DC şarj istasyonlarına ağırlık veriyor, müşterilerimizin daha çok zaman geçirdiği alanlarda olmaya, şarj süresince zamanını faydalı kullanacağı bölgelerde konumlanmaya özellikle dikkat ediyoruz. Eşarj olarak temel amacımız, müşterilerimizin şarj için aracını belirli bir noktaya götürmek zorunda kalmaksızın kendine en yakın ve tercih ettiği noktalarda özel bir deneyim yaşaması.” dedi

Eşarj, Türkiye’nin ilk şarj operatörüilk yenilebilir enerji sertifikası alan şarj operatörü (IREC, YEK-G), ilk DC şarj istasyonu ve elektrikli araç markaları ile anlaşmalı ilk şarj operatörü olarak öne çıkıyor. Ayrıca Türkiye’nin en büyük şarj projesi, dünyada da bir ilk olan İstanbul Havaalanı’nın açılışı ile birlikte kurulan 20 tane DC istasyon 7/24 kesintisiz hizmet veriyor. Havaalanında bulunan şarj istasyonu toplam 1 MW güç ile Türkiye’nin aktif olarak hizmet veren en büyük şarj alanı olma özelliği taşıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

'Kadın Erkek Eşittir' diyen Tepe Emlak Yatırım, YANINDAYIZ Derneği'nin Kurumsal Üyeleri Arasında Yerini Aldı

‘Eşitlik Kazandırır’ ilkesiyle kadınların işgücüne katılımına verdiği destekle öne çıkan organize perakende sektörünün köklü şirketlerinden Tepe Emlak Yatırım, toplumsal cinsiyet eşitliğini erkeklerin aktif katılımı yoluyla sağlamayı amaçlayan Türkiye’deki ilk, dünyadaki sayılı sivil toplum kuruluşlarından olan YANINDAYIZ Derneği’nin kurumsal üyeleri arasında yer aldı.

Üst yönetimin yüzde 67’sini kadınlar oluşturuyor 

27 yıldır çalışanlarına eşit, güvene dayalı, ekipler arası gelişimi destekleyen, açık ve kapsayıcı bir çalışma ortamı sağlayan Tepe Emlak Yatırım’da çalışanların %52’sini kadınlar oluştururken, üst yönetim kadrosundaki kadın çalışan oranı %67. Organizasyon yapısındaki tüm görevlendirmelerde çalışanların kadın ya da erkek olmasından çok, üstlendiği görevi ne kadar tutkuyla ve başarıyla yerine getireceğine önem veriliyor. Kadın ve erkek birlikte dayanışma içinde çalıştığında organizasyonel verimliliğin arttığı gözlemlenirken, şirket içerisinde cinsiyet eşitliğine yönelik, sosyal hayatta da farkındalığın arttırılması için çalışmalar gerçekleştiriliyor. Yönetimini üstlendikleri tüm projelerde, temizlikten güvenliğe tüm birimlerde kadın istihdamını arttırmak, korumak ve kadın çalışanların sürdürülebilir şekilde gelişimlerini desteklemek şirketin öncelikli konuları arasında yer alıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Depremin Ardından Çalışanların Yüzde 84'ü Psikolojik Destek İstiyor

Gençlerin kariyer platformu Youthall, yaşadığımız depremin ardından çalışma hayatının nabzını tutan “Deprem Sonrası İş Dünyasında Gündem ve Yetenek Yönetimi” araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Depremin ardından şirketlerin eylemlerini, yaklaşımlarını ve yakın dönem planlarını ortaya koyan araştırmaya farklı şehirlerden ve değişik sektörlerden 100’ü aşkın şirket katıldı. Araştırmaya katılan şirketlerin tamamı deprem bölgesine yardım çalışması gerçekleştirdiklerini belirtirken, yüzde 60,3’ünün depremden doğrudan etkilendiği tespit edildi. Şirketlerin afet sonrasında çalışanlardan aldığı geri bildirimlere göre ise çalışanlar deprem sonrası dönemde yüzde 83,6 oranla en çok psikolojik desteğe ihtiyaç duyuyor.

 

Yaşadığımız deprem afetinin ardından çoğu şirket bölgedeki çalışanları, şubeleri veya operasyonları nedeniyle depremden zarar gördü. Şirketler yardım faaliyetleri gerçekleştirirken pek çok açıdan olumsuz etkilenen çalışanlarının ihtiyaçlarına hangi uygulamalarla destek olacaklarını da eylem planlarında ilk sıraya alırken, deprem bölgesinde yaşayan kişilere uzun dönemli fayda sağlamak için istihdam çalışmalarını hayata geçirmeye başladı. Gençlerin kariyer platformu olarak iş dünyasının ve gençlerin nabzını tutan birçok araştırmaya imza atan, depremin hemen ardından da büyük ilgi gören #Seninleyiz Genç istihdam Seferberliği’ni başlatan Youthall, “Deprem Sonrası İş Dünyasında Gündem ve Yetenek Yönetimi” araştırması ile mevcut gündemin; yapılan desteklerin, gelişen ihtiyaçların ve değişen yetenek yönetiminin durumunu ortaya koydu. Çevrimiçi ortamda mart ayının ilk çeyreğinde yapılan araştırmaya 108 şirket ve kurum katıldı.

 

Şirketlerin yüzde 72,6’sı “yardımlara devam” dedi

Teknoloji, sağlık, otomotiv, FMCG gibi farklı sektörlerden katılımcıların yer aldığı araştırmada, şirketlerin tamamı deprem bölgesine yardımda bulunduklarını belirtirken, bu şirketlerin %72,6’sı yardımlarını uzun vadeli devam ettirmeyi planladıklarını belirtti.

 

Her 5 şirketten 3’ünün (yüzde 60,3) depremden doğrudan etkilendiğini ortaya koyan araştırmada, katılımcı şirketlerin yüzde 75,7’si çalışanlarının gönüllülük projelerine katılabilmelerini kolaylaştıran gönüllülük izni gibi olanaklar tanırken, bu konu özelinde çalışanlarına herhangi bir imkan tanınmadığını belirtenlerin oranı yüzde 24,3 oldu. 

 

Psikolojik destek uygulamasını, maddi destek ve uzaktan çalışma imkânı takip etti

Şirket yöneticilerine deprem sonrası hangi alanda kendilerini ve çalışanlarını destekleme ihtiyaçları olduğu sorusuna; psikolojik destek sağlanması yüzde 83,6 ile ilk sırada yer alırken, en çok görülen diğer ihtiyaçlar ise maddi destek (yüzde 53), uzaktan çalışma imkanı (yüzde 51) ve yeni yan haklar (yüzde 22) olarak dile getirildi. Ayrıca, güvenli iş ortamı, şehirler arası çalışma imkanı ve farklı eğitim taleplerine verilen yanıtlar, toplamda %4,2’lik bir kesimi oluşturdu.

 

Şirketlerin yüzde 46’sının depremden etkilenenlere özel istihdam planı var

Deprem bölgesinde yaşayan ya da direkt etkilenen kişilere yönelik hayata geçirilen istihdam planlarına yönelik görüşlerin de alındığı araştırmada şirketlerin yüzde 46’sı ‘evet’ özel istihdam planımız mevcut dedi. Araştırmaya katılan şirketlerin sadece yüzde 16’sı böyle bir plana sahip olmadıklarını belirtirken, yüzde 38 oranında süreç şu an “belirsiz” yanıtını verdi. 

 

 

Gençlerin kariyer platformu Youthall’un “Deprem Sonrası İş Dünyasında Gündem ve Yetenek Yönetimi” araştırması istihdam oranlarını, öne çıkan departmanları ve şirketlerin istihdam özelindeki zaman planlarını da ortaya koydu.

 

Araştırma kapsamında özel istihdam planı olan şirketlerin %47’si, 1 ila 5 kişi arasında istihdam sağlayacaklarını belirtirken, %29’u bu istihdamları IT ve AR-GE/Üretim alanlarında planladıklarını ifade etti.

 

Araştırmada, 5-15 kişi arasında özel istihdam sağlayacak şirketlerin oranının %36 olarak gözlemlendiği, şirketlerin %41,2’sinin işe alımlara bir ay içinde başlayacakları belirlendi.

 

Aykan: “Şirketlerin desteğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş olduk”

Raporun sonuçlarını yorumlayarak depremden etkilenen gençlerin yeniden istihdamının teşvik edilmesi için yapılan çalışmaların daha geniş kitlelere duyurulması ve farkındalığın artması gerektiğini vurgulayan Youthall’un Kurucu Ortağı ve CEO’su Emre Aykan, “İstihdam seferberlik çalışmalarına katılan şirketlerin çoğalması ve iş dünyasının üzerine daha çok sorumluluk alması gerektiğine inanıyoruz.  Seferberlik projelerine daha çok katılım hem iş dünyasına hem de topluma katkı sağlayacak, çift yönlü bir kazanım sunacaktır. Bu şekilde depremden etkilenen gençlerin iş hayatına geri dönüşü ve entegrasyonu kolaylaşacaktır” dedi.

 

“Seninleyiz” diyen şirketlerden istihdamın yanı sıra farklı destekler de devam ediyor

Youthall’un deprem sonrası dönemde hızla başlattığı ve hem şirketlerin hem de gençlerin yoğun ilgi gösterdiği #Seninleyiz Genç İstihdam Seferberliği, depremden etkilenmiş gençleri desteklemek isteyen kurum ve kuruluşlarla buluşturmaya devam ediyor.

 

Araştırmaya dahil olan ve Seninleyiz istihdam seferberliğine katılan şirketler, depremden etkilenen gençlere hangi alanlarda destek verdikleri sorusuna şu şekilde cevap verdi: Şirketler, yüzde 81 ile en çok istihdam açısından destek olduklarını belirtirken, bu desteği sırasıyla yüzde 28,6 oranla mentorluk desteği ve yine aynı oranla psikolojik destek takip etti. Teknolojik cihaz gibi ürün ihtiyaçları (%14,8), eğitim desteği (%9,5) ve burs desteği (%4,8) de sağlanan destekler arasında yer aldı. Katılımcı şirketlerin yüzde 4,8’i ise tüm bu açılardan destek sağladıklarını belirtti.

 

#Seninleyiz istihdam seferberliği son başvuruya kadar devam edecek

Youthall’un Kurucu Ortağı ve CEO’su Emre Aykan, “Depremden hemen sonra Youthall olarak başlattığımız #Seninleyiz Genç İstihdam Seferberliğini büyük bir ilgi ile sürdürmeye devam ediyoruz. Şimdiye kadar 500’den fazla şirket ve 9 bini aşkın depremden etkilenen genç harekete geçti. Son başvuru gelene dek, tüm gençlere ulaşana kadar #Seninleyiz demeye ve elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.” diyerek seferberliğe henüz katılmamış şirketleri de davet etti.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

İnovasyon Merkezi'nde drama atölyesi gerçekleşti

Antalya Büyükşehir Belediyesi Çevre Eğitim ve İnovasyon Merkezi’nde Mart ayı programı kapsamında “Jeux Dramatiques” atölyesi gerçekleşti.

Çevre Eğitim ve İnovasyon Merkezi’nde, pedagojik açıdan bireyin kişilik gelişimini hedefleyen Jeux Dramatiques  (Dışavurumcu oyun) atölyesi gerçekleşti. Hem rol oynamanın hem de rolü, dili ve metni görmeksizin oynanan tiyatro oyununun bir biçimi olan atölye eğitimine katılan vatandaşlar kendilerine has bir rol üstlenerek deneyimlemek istediği durum ve duyguyu oyuna çevirdiler.

BİREYLER FARKLI KARAKTERLERE BÜRÜNDÜ

Çevre Eğitim ve İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştirilen atölye çalışmasında Eğitmen Nadire Can, “Öğrenciler tülleri kumaşları ve aksesuarları kullanarak farklı karakterlere büründü. Hikâyenin içinden kendilerine bir rol seçip onu deneyimlediler. Katılımcıların kendi hayal güçlerinden yola çıkarak buradaki malzemeleri kullanarak bir rolü deneyimlediler. Aslında ormanın içinde olmadan bu atölyede kendi ormanlarını yarattılar” dedi.
 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

D-Smart'ta yayınlanan Haftanın Konuğu programına bu hafta Altınordu Kurumsal İletişim Direktörü Can Erbesler konuk oldu

Can Erbesler ilk olarak 7-8-9 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek Altınordu U12 Cup turnuvasını anlattı:

“U12 Cup bu sene 8’nci kez gerçekleşecek. Pandemi nedeniyle üç yıldır yapılamıyordu. Avrupa’nın önde gelen kulüplerini ağırlıyoruz. 24 ülkeden 72 kulüp katılacak. Cevat Prekazi, Fatih Terim, Hamit Altıntop gibi isimler de bizlerle birlikte olacak. Çok renkli heyecan verici bir turnuva olmasını bekliyoruz. Bu seneki en önemli olay, 72 takımın A kulübü imzalı formaları gelecek. Bu formalar açık artırmayla satılacak. Ardından toplanan gelir deprem bölgesine aktarılacak. Yine bu sene ilk kez Güney Afrika’dan bir takım gelecek. Rusya’dan Zenit kulübü katılıyor. Çevredeki esnafa faydalı olacak, halkın iyi zaman geçirmesi sağlanacak. Bu turnuvayı, bir Türkiye projesi olan Altınordu’nun, bir Türkiye projesi olarak Avrupa’ya açılımı olarak görüyoruz. Organizasyon ücretsiz olacak. Yaklaşık 10 bin-12 bin seyirci bekliyoruz. ”

Can Erbesler, Altınordu kulübünün yurt dışı ile olan entegresini ve projelerini anlattı:

“Yurt dışı ile sürekli temas halindeyiz. Antrenörlerimizi, Avrupa’ya eğitime gönderiyoruz. Hem yabancı dillerini geliştiriyorlar, hem de oradaki üst düzey antrenörlerin tecrübelerinden yararlanıyorlar. Aynı şekilde biz de İzmir’de tesislerimizde yabancı antrenörleri ağırlıyoruz. Geçtiğimiz ay U13 takımımız Almanya’ya gitti ve oranın önde kulüpleri ile özel maçlar yaptı. Bu yaştaki çocukların böyle uluslararası standartlarda tecrübelenmesi çok önemli. Biz her yaş grubundaki takımlarımızı yılda en az iki defa yurt dışı turnuvalarına götürmeye çalışıyoruz.”

Altınordu Kurumsal İletişim Direktörü Erbesler, kulübün alt yapı sistemi ve tesisleri üzerine de şunları söyledi:

“İzmir’de 4 tane ana tesisimiz var. Bu tesislerin yanında A takım kamp merkezi var. Bir de U12 turnuvasını da gerçekleştireceğimiz bir tesis var. Yeşilyurt’ta da ilkokul tesisimiz var. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde ise, 200 tane futbol okulu ve 20 binden fazla öğrencimiz var. Bu okullar hepsi Altınordu’nun kontrolünde. Kar amacıyla işletilen değil sadece masrafları karşılayacak aidatlar alınarak işletiyoruz. Bizim kendi scoutlarımız bu okulları ve düzenlenen turnuvaları izliyorlar. Burada tespit edilen yetenekli çocukları ALFA’ya getiriyoruz. Akademiye giren çocukların eğitiminden, spor yaşamına kadar her türlü aktivitesini organize ediyoruz. Önce iyi birey, iyi vatandaş sonra iyi futbolcu olmaları yönünde yetiştiriyoruz. Biz oyuncu yetiştirirken hedeflerini Avrupa’nın 5 büyük liginde oynayacak şekilde koyuyoruz.”

Türkiye’de yeterince iyi oyuncu yetişmemesine de değinen Can Erbesler;

“Biz akademilere önem vermiyoruz. Altınordu gibi bazı kulüplerin sadece akademiye ağırlık vermesi gerekiyor. Avrupa’da futbolun önde gelen ülkelerinin yaptıklarını biz de 85 milyonluk nüfusa sahip bir ülke olarak yapabiliriz. Bunlar 10-11 yıllık plan program işi değil. Biz de daha yolun yarısındayız. Biz çocuklarımızı kişilik olarak, sağlık olarak, beslenme olarak her açıdan bir bütün olarak yetiştirmeye çalışıyoruz. ‘Türkiye’de akademi yok’ diyen Stefan Kuntz’u da daha önce davet ettik tesislerimize. Birkaç gün önce başkanımız da bir yazı kaleme aldı. Ben yine tekrarlıyorum. Sayın Kuntz gelip bizi ziyaret etsin ve ondan sonra akademi konusunu nasıl geliştirebileceğimizi konuşuruz.” dedi.

Can Erbesler, Altınordu A takımı ile ilgili olarak da şöyle konuştu:

“Bizim taraftar sayımız bu çocuklarımız ile beraber artacak. Bu attığımız temellerin karşılığını alacağız. Her hafta çocuk tribününde yaklaşık bin çocuğumuzu maçlara davet ediyoruz. Bu çocukların bir takıma aidiyet duyması için biraz daha zaman lazım. Biz köklü bir spor kulübüyüz. Son dönemde futbola ağırlık verdik. Altay’a Olimpiyat Stadı’nda kaybettiğimiz play off maçından sonra takımda bir eksen kayması yaşandı. O maçta forma giyen oyunculara yüksek bedellerle transfer teklifleri geldi. Zihinleri karıştı. Çoğu gitti. Akademiden yeni gelenler erken çıkmak zorunda kaldıkları için ayak uydurmaktan zorlandılar. Bu sene de düşme hattına yakın gidiyoruz ama ligde kalacağımıza inanıyoruz. Gelecek sezon direkt Süper Lig’e çıkamasak da, 1. Lig’de kalıcı olmak istiyoruz.”

Altınordu Süper Lig’e çıkmak istemiyor algısını yanıtlayan Can Erbesler:

“Bizim Süper Lig için zamana ihtiyacımız var. Biz misyonumuz gereği yabancı oyuncu oynatmayacağız. Türk oyuncularla kurulu bir takımla, 14 yabancı oynatan takımlarla mücadele edeceğiz. Bizim genç oyuncularımız daha henüz hazır değilse nasıl mücadele edecekler? Altınordu’nun çıktığı gibi düşen bir takım olmasını istemiyoruz. Süper Lig’de kalıcı olmalı, Avrupa hedefleri olmalı. Biz bu kulübü zamanında Süper Lig’de görmek istiyoruz. Süper Lig’e çıkmak istemiyorlar eleştirisi biraz yanlış anlaşılma, ama doğru zamanda çıkalım düşüncesindeyiz.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Derbi Heyecanı beIN SPORTS'la 92 ülkede yaşanacak

Şampiyonluk yarışının kalbi bu pazar Kadıköy’de atacak. Fenerbahçe – Beşiktaş arasında oynanacak ve saat 20:30’da başlayacak dev derbi, 92 ülkede canlı yayınlanacak. Büyük heyecana sahne olacak maçın öncesi, sonrası ve tüm detayları, gün boyu sürecek yayınlarla, Türkiye’nin spor ekranı beIN SPORTS’ta futbolseverlere aktarılacak. 

 

Şampiyonluk yarışının seyrine yön verecek Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi, 92 ülkede canlı yayınlanacak. 

Tüm Türkiye’nin nefesini tutarak beklediği, 2 Nisan Pazar günü saat 20.30’da oynanacak dev derbide 

Jorge Jesus yönetimindeki Fenerbahçe, evinde Şenol Güneş idaresindeki Beşiktaş’ı konuk edecek. 

Canlı yayınlar, özel röportajlar ve analizler

beIN SPORTS’un deneyimli isimleri hem beIN SPORTS stüdyolarından hem de Kadıköy’den canlı yayınlarla mücadelenin nabzını tutarken, dev maçın heyecanı özel röportajlar, takımların son durumları, ayrıntılı istatistik bilgileri ve canlı yayınlarla pazar gününün erken saatlerinden pazartesi gününün ilk saatlerine kadar beIN CONNECT, TOD ve beIN SPORTS ekranlarında yaşanacak. 

Güntekin Onay’ın moderatörlüğünde; Feyyaz Uçar, Tugay Kerimoğlu, İlker Yağcıoğlu ve Tolga Zengin’in yorumları ile dev derbi, maç önü, devre arası ve maç sonrasında, tüm boyutları ile masaya yatırılacak. Öte yandan Seyhan Şaşko, Ali Gültiken ve Mustafa Doğan da Kadıköy’de saha kenarından maç önü ve maç sonu yorumlarıyla derbinin heyecanını sporseverlere aktaracak.

Tartışmalı pozisyonlar Trio’da 

Seçim Demirel, Deniz Çoban ve Bülent Yıldırım ise derbinin tartışmalı pozisyonlarını 00.30’da yayına girecek Trio programında değerlendirecek. Pazar günü saat 10.00’da başlayacak olan derbi yayın maratonu, saat 01:30’da yayına girecek olan Z Raporu ile sona erecek. Burcu Kapu ve Bülent Timurlenk derbiyi ve günün diğer maçlarını Z Raporu’nda ele alacak.

24 stadyum kamerası ve 100 kişilik prodüksiyon ekibi

Takımların tesislerden ayrılışından soyunma odasından görüntülere ve santraya kadar özel çekimlerle derbinin nabzı beIN SPORTS ekranlarından tutulurken, 24 stadyum kamerası ile sporseverler müsabakanın her anını doyasına izleyecek. 24 stadyum kamerası ve 1 drone kameranın yanı sıra, 2 motosiklet kamerası ile takımların tesislerden stada gelişine kadar her an canlı yayınlarla futbolseverlere aktarılacak. 

Öte yandan 100 kişilik prodüksiyon ekibi ve son teknolojiyle donatılmış yayın aracı OBVAN içeresinde bulunan 20 kişilik ekip ile dev derbinin her dakikası kesintisiz bir şekilde ekranlara gelecek.

Dünyanın dört bir yanında 92 ayrı ülkede canlı yayınlanacak derbi, ayrıca Digiturk’ün her hafta 4 maç için sunduğu İngilizce yorum seçeneğiyle de futbolseverlerle buluşacak.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı