Aylık arşivler: Mart 2023

Usta Oyuncu Savaş Dinçel'in Eseri “Uçurtmanın Kuyruğu" Şehir Tiyatroları'nda

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, Savaş Dinçel’in yazdığı,  oğlu Barış Dinçel’in yönettiği Uçurtmanın Kuyruğu’nu seyirciyle buluşturdu.

29 Mart 2023 Çarşamba günü Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde prömiyerini yapan oyun, babasının otoritesi ve disipliniyle yetişmiş, bu disiplin ve otorite kendisi için saplantıya dönüşmüş bir adamın hikâyesini anlatıyor.

Müzik ve efekt tasarımını Emrah Can Yaylı’nın, dekor tasarımını Barış Dinçel’in, kostüm tasarımını Gamze Kuş’un, görsel tasarımını Mustafa Küçücük’ün, ışık tasarımını Osman Aktan’ın yaptığı; fotoğraflarını Ahmet Çelikbaş’ın çektiği oyunda Ali YoğurtçuoğluGün Koper rol alıyor.

Oyunun ardından söz alan Uçurtmanın Kuyruğu’nun yönetmeni Barış Dinçel:

“Çok mutluyum. Bu yolculuğa benimle çıkan bütün arkadaşlarımı kutluyorum. İyi ki yanımdalar diyorum. Sizleri de burada olduğunuz için çok seviyorum. Seyirci bu işin en büyük ödülü” dedi.

Oyun, 30 Mart-1 Nisan, 5-8 Nisan 2023 tarihleri arasında Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde.

Uçurtmanın Kuyruğu

Çocukluğu babası tarafından otoriteyle bezenmiş, sıkı bir disiplinle yetiştirilmiş, bu disiplin ve otorite kendisi için saplantıya dönüşmüş bir adam, hayatına son vermeye karar verir. İntihar mektubunu yazıp bitirdiği an kapı çalar. Karşısında ilk defa gördüğü, tanımadığı bir misafir vardır. Gelen adam hayatına ve tüm çocukluğuna dair her şeye hâkimdir. Zaman geçtikçe sohbet ilgi çekici bir hal alır. Etkileyici bir iç hesaplaşma başlar.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tomris Uyar'ın öykücülüğü ele alındı

Nilüfer Belediyesi’nin 2023 Yılın Yazarı Tomris Uyar  etkinlikleri kapsamında  “Tomris Uyar Öykücülüğü” başlıklı söyleşi düzenlendi. Çevrimiçi gerçekleşen söyleşiye katılan akademisyen ve yazar Hazel Melek Akdik ile Sibel Yılmaz, usta yazarın öykücülüğe bakışı ve yenilik kavramını ele aldı.

Nilüfer Belediyesi ‘2023 Yılın Yazarı Tomris Uyar’ etkinlikleri kapsamında düzenlenen söyleşilerin ilki çevrimiçi olarak gerçekleşti. Öğretmen ve öğretmen adaylarına yönelik planlanan ‘Biçim, dil ve değerde yenilik:Tomris Uyar Öykücülüğü’ başlıklı söyleşilerin konuğu akademisyen ve yazar Sibel Yılmaz ile akademisyen, yazar, çevirmen Hazel Melek Akdik oldu. Moderatörlüğünü Yılın Yazarı Danışmanı Behçet Çelik’in yaptığı etkinlikte öğretmen ve öğretmen adaylarına Tomris Uyar’ın öyküleriyle öğrenciler arasında güçlü bağlar kurmalarına yardımcı olacak yöntem ve uygulama örnekleri aktarıldı. Etkinlikte ayrıca Tomris Uyar’ın öykülerinin edebiyattaki yeri, öykü türüne katkıları, biçimde ve dilde gözettiği yenilikçi yaklaşımı bireysel hayatlar arasındaki bağın izleri de ele alındı. 

Tomris Uyar’ın yenilik öyküsü yönünü ele alan Yazar ve Akademisyen Sibel Yılmaz, Nilüfer Belediyesi’ne edebiyat dünyasına verdiği katkılardan dolayı teşekkür etti. Yenilik öyküsü ve kavramının önemine dikkati çeken Yılmaz, “Tomris Uyar öykü üzerine çok düşünen bir yazardır. Bunu 1960’lı yıllarda yazdığı teorik yazılardan görebiliriz. O dönem yenilik hikayesi üzerine tartışmalar yaşanmış. Günümüzde öykü teorisi üzerine düşünen yazarların sayısı oldukça az. Tomris Uyar öykücülüğe bilinçli bir çabayla giriş yapmış ve yenilik hikayesi adından tabir ortaya atmış. Tomris Uyar ortaya yeni bir edebiyat anlayışı koyarak hikayeye farklı bir bakış açısı getirmiştir. Onun bu yönü başkaları tarafından dikkatle izlenmiştir” dedi. 

Derslerde öyküyü anlatırken Tomris Uyar’ın metinlerinin çok yardımcı olduğunu ifade eden Sibel Yılmaz, “Tomris Uyar öykü ve hikaye arasındaki ayrımı iyi yapan isimlerdendir. Öykülerinde an ve anlatılara dayanır. Öğrencilere anlatırken öykü ve hikayenin ayrımını iyi yapmalıyız. Uyar, öyküye bilinçli şekilde başlayarak romana yönelmemiştir. O yüzden öyküye çok bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Derslerimde onun öykülerini sıkça işlerim. Kullandığı teknikler ve içeriklerin sorgulamasını yaparız. Onun bu yapısı öğrencilere farklı yorum yapma ve bakış açısı getirmeye yardımcı oluyor. Onun gelenekten beslendiğini görsek de her zaman farklı teknikler deneyen yazar olduğunu görebiliriz. Tomris Uyar deyince onun özel hayatı da merak uyandırmıştır. Değer kelimesini yazılarında sıkça kullanmıştır. Sınıf meselesine önem verdiği için farklı kesimlerden insanı yazılarında bir araya getirmiş ve ilişkileri gözler önüne sermiştir. Uyar, üzerine yapılan edebi çalışmaların sayısı çok az. Umarız onun öykücülüğü ve edebiyata bakış açısı daha fazla ele alınır” ifadelerini kullandı. 

Akademisyen, Yazar, Çevrimen Hazel Melek Akdik  de Uyar’ın öykü türünü konumlandırma yöntemlerini ele aldı. Tomris Uyar’ın öykü teorisine çok önemli katkıları olduğunu kaydeden Akdik, “O edebiyat anlayışında her zaman hikaye ve öykü türünü farklı yere koymuştur. Yenilik hikayesi hakkında önerilerde bulunan Uyar, öykünün kuramsal kaynaklarına katkı sunmuştur. Eleştirilere de maruz kalan Uyar, toplumcu gerçekçi kanattan tepkiler almış. Öğrenciler onun öykülerinin açık metinler olduğunu görüyor ve yorumlayabiliyor. O öğrencilerle farklı disiplinlerde farklı biçimlerle tartışmalar içinde olmuş. Bizler sürekli bir metinle karşı karşıyayız. Metinlerle kurulmuş ilişkileri de anlamlı hale getirerek yaklaşımlarda bulunabiliriz” diye konuştu.  

Tomris Uyar’ın değere iki farklı şekilde yaklaştığını vurgulayan Hazel Melek Akdik, “O değerleri toplumsal ve bireysel açıdan ele almıştır. Yeniden tanımlanabilen değerlerin üzerinde çok durmuştur. Karakterleri öyküler içinde farklı işlemiştir. Bireyin değerleri ile kendi benliği arasındaki sıkışmışlığı görebiliyoruz. O öykülerinde sınıf ve cinsiyet meselelerini iç içe ele almıştır. Dil üzerine düşüncelerini etkileyici şekilde gözler önüne sermiştir. 60 sonrası kuşağın önde gelen öykücülerinden biri olan Uyar, öykülerinde toplumun farklı kesimlerinden insanların gündelik hayatlarını çok güzel gözlemlemiş” şeklinde konuştu. 

Bir saati aşkın etkinlik sonunda Behçet Çelik, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem adına Akdik ve Yılmaz’a teşekkür etti. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

19. Akbank Kısa Film Festivali Jüri Üyeleri ve Yeni Tarihleri Belirlendi

‘19. Akbank Kısa Film Festivali’nin yeni tarihleri 2-12 Mayıs 2023 olarak belirlendi. 

Kısa filmlerin yapımına özendirmek, bu alanda yeni yapımları teşvik etmek ve ülke sinemasına katkıda bulunan yeni sinemacıları destelemek amacıyla başlatılan ve her yaştan sanatseveri kapsayan bir festival kültürü yaratan Akbank Kısa Film Festivali, bu yıl izleyicisiyle yeniden Akbank Sanat’ta buluşacak. Akbank Sanat binasında fiziksel olarak gerçekleşecek festival çevrimiçi olarak da takip edilebilecek. 

Dünyanın çeşitli bölgelerinden ve Türkiye’den toplam 2237 kısa filmin başvuru yaptığı; Selim Evci direktörlüğünde gerçekleştirilecek 19. Akbank Kısa Film Festivali’nin ulusal ve uluslararası yarışmalarının jüri üyeleri de açıklandı. 

Ulusal Yarışma ‘Festival Kısaları’ ana jüri üyeleri; oyuncu Beren Saat, yönetmen Umut Aral, oyuncu Ekin Koç, kurgucu Ali Aga ve Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı.

Uluslararası yarışma ‘Dünyadan Kısalar’ ana jüri üyeleri; oyuncu Mina Kavani, yönetmen Jonas Matzow Gulbrandsen, oyuncu Nik Xhelilaj, Mubi Türkiye direktörü Cem Altınsaray ve Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı.

Forum Senaryo Yarışması’ ana jüri üyeleri; oyuncu Merve Dizdar, yönetmen Emre Kayiş ve oyuncu, oyun yazarı Berkay Ateş olarak belirlendi.

20 yaş ve altı gençlerin kısa filme olan ilgilerini festival bünyesinde toplama ve bu alandaki üretimleri teşvik etme amacıyla ikinci kez düzenlenen ‘Genç Bakışlar’ yarışmasının jürisi ise oyuncu Pınar Deniz, yönetmen Ziya Demirel ve müzisyen Saki Çimen’den oluşuyor.

‘Festival Kısaları’, ‘Dünyadan Kısalar’, ‘Genç Bakışlar’, ‘Kısadan Uzuna’, ‘Deneyimler’, ‘Belgesel Sinema’, ‘Perspektif’, ‘Özel Gösterim’ ve ‘Forum’ bölümleriyle takip edilebilecek olan 19. Akbank Kısa Film Festivali’nin geniş katılımlı atölye çalışmaları ve söyleşilerinin yer aldığı programı 2-12 Mayıs 2023 tarihleri arasında takip edilebilecek.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Üsküdar'da Dünya Sıfır Atık Günü Etkinlikleri

Gerçekleştirdiği projelerle en çevreci belediyelerden biri olarak anılan Üsküdar Belediyesi, Dünya Sıfır Atık Günü’ne özel düzenlediği etkinlikle geleceğimiz için sıfır atık, geri dönüşüm ve su kıtlığına dikkat çekti.

Dönüşümde Üsküdar Modeli’nin kapsamlı olarak ele alındığı etkinlikte, Sıfır Atık Farkındalık Defilesi de düzenlendi. Etkinliğe katılan öğrenciler Sıfır Atık Kütüphanesi, Atık Tezgahı Sergisi, Öğrencilerin Hazırladığı Sıfır Atık ve Çevre İçerikli Resim Sergisi, Atık Kumaşlardan Hazırlanan Dikiş Atölyesi ve Sergisi, Su Kıtlığı Farkındalık Sergisi ile sıfır atığın ve su kıtlığının önemine ilişkin farkındalık kazandılar. Etkinlikte sergilenen Pedagog Onaylı Dünya Sıfır Atık Konulu Çocuk Tiyatrosu ile de çocuklara sürdürülebilir geleceğin şifrelerini anlatıldı. Çocuklar tiyatroya bilet almak yerine eski gazete ve dergiler ile kullanılmış kağıt karton, pet şişe ve metal atıklardan birini getirerek seyirci koltuğuna oturma imkanına sahip oldular.

Dünya Sıfır Atık Günü etkinliğinde konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen etkinliğe katılan öğrencilere geri dönüşümün önemini anlattı:  ‘’Dünya ülkeleri arasında yüz beş tane ülke bu sıfır atık gününe imza attı.

Birisi de biziz. Türkiye olarak ve Türkiye tüm mevzuatını artık bu şekilde değiştirmek zorunda.. İşte bunlardan bir tanesi de Temizlik İşleri Müdürlüğümüzün adı İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü olarak değiştirildi. Peki çocuklar adını değiştirdik ya da efendim bir takım etkinlikler yaptık. Bu iş bitti mi? Tabii ki bitmedi. Asıl iş bundan sonra başlıyor. Biz Üsküdar Belediyesi olarak Bu işin ciddiyetini bundan altı yedi yıl önce aslında anladık, fark ettik. Neden anladık biliyor musunuz çocuklar? Şimdi evlerde bir sürü çöp çıkıyor değil mi? Bu çöpleri alıp hepsini aynı çöp kovasına atıyoruz Sonra evimizin sokağın önündeki konteynere hepsini birlikte atıyoruz. Ve çok yanlış yapıyoruz sevgili çocuklar. Doğrusu nedir biliyor musunuz?

Işte bu Bakın beş tane, beş kalem çöp var. Bunu unutmayın. Bu beş kalem çöp aslında çöp değil. Aslında atık değil Aslında bunlar bir işe yaramıyor değil. Bunlar çok önemli, çok kıymetli. Bunlar hem doğayı temiz tutmak için önemli, hem de bu beş kalem çöpün Bir ekonomik değer var. Bunlar aynı zamanda yeniden ekonomimize kazandırılabilecek çöpler.’’

Hilmi Türkmen, geri dönüşebilen atıkları öğrencilere tek tek saydı: ‘’Neler bunlar? Sayalım. Bakın bir ahşap, ahşap, bu evimizde mobilyalar, işte koltuklar, kanepeler. Bunu çöpe atamayız. Bu çöp değil çünkü. Bu yeniden ekonomiye kazandırılabilir. Bu para eder yeniden. İki, plastik… Bu plastikler, bu naylon, bunlar petrolden üretilen malzemeler Bunu suyu içtik, kabını attık denize.

Denizi ve çevreyi öylesine kirletiyoruz ki.  Bu pet şişeler, bu plastikler doğada beş yüz yıl çürümüyor. Yok olmuyor. Doğayı hep kirletmeye devam ediyor. Bir naylon poşet var ya poşet. Bakkallardan, marketlerden alışveriş yaptığımıza içine ürünleri koyduğumuz Bu poşet toprağa gömün. Beş yüz yıl toprakta çürümez. Bu böyle bir malzemeden yapılıyor. Dolayısıyla bakın ahşap plastik. Üç, metal, metal de çöp değil. Metal, metal de değerlendirilmesi gereken bir atık. Nedir o? Işte demir parçaları, alüminyum, çinko, bakır bu metal ürünler var ya bunlar işte eski radyolarımız var. Alıp çöpe atıyoruz. Olmaz O değerlendirilebilir bir atıktır ve çok kıymetlidir. Ahşap, plastik, metal.  Dört ne kağıt, sevgili çocuklar, sizi çok ilgilendiriyor. Bu kağıt asla çöp değil.

Kağıtlar, kitaplar, defterler, gazeteler vesaire, karton kutular, mukavva hepsi. Bunlar çöp değil. Bunlar eğer işimize yaramıyor ise bunu değerlendireceğiz ve çöpe atmak yok.’’ 

Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen evlerden ve işyerlerinden çıkan yağ atıklarına da değindi: ‘’Beşinci maddemiz ne? Evlerimizde annelerimiz yemek yapıyor biliyorsunuz. Çok güzel yemekler yapıyorlar Annelerimizi çok seviyoruz değil mi çocuklar? Evet. Onları alkışlayalım. Annelerimiz yemek yapıyor Bu yemeğin artık yağları var. Mesela patates kızartıyor değil mi ocakta? O artan yağ sevgili çocuklar çöpe ya da lavaboya, mutfağın lavabosuna dökmeye asla gerek yok.

O yağı da, o atık yağı yanmış yağ var ya, o tavadaki, işte tabaktaki vesaire. Onlar da çöp değil. Onları da eğer lavaboya dökersek Bu defa bütün o suyun gittiği her yeri bu yağ kirletiyor. O suda yaşayan canlıların hepsini öldürüyor ne yazık ki. Lavabolarımızdan aşağıya su gidiyor, kanallarla Denize gidiyor ve denizdeki bütün canlılara balıklar başta olmak üzere zarar veriyor. Dolayısıyla bakın bu beş kalem ürün Hepsi normalde çöpe atıp heba edip gidiyoruz. Hal bu ki çöpe atmayacağız. Anlaştık mı çocuklar? Üsküdar’da biz bu ayrıştırma işini 2016 yılında başlattık. Bu bahsettiğim beş kalem atığı Ayrı topluyoruz.

Ayrı konteynerlerde, ayrı çöp kovalarında biriktiriyoruz. Bunları salı ve cuma günleri topluyoruz. İşte Üsküdar modeli dönüşüm sistemi, çöpün yerinde ayrıştırılması sistemidir.’’

Konuşmaların ardından Dönüşümde Üsküdar Modeli’nin kapsamlı olarak ele alındığı etkinlikte, Üsküdarlı öğrencilerin hazırladığı Sıfır Atık Farkındalık Defilesi de düzenlendi. Plastik, kağıt ve metallerden oluşturulan kıyafetleri giyen öğrenciler uzun süre alkışlandılar. Etkinliğe gelenler daha sonra Sıfır Atık Kütüphanesi, Atık Tezgahı Sergisi, Öğrencilerin Hazırladığı Sıfır Atık ve Çevre İçerikli Resim Sergisi, Atık Kumaşlardan Hazırlanan Dikiş Atölyesi ve Sergisi, Su Kıtlığı Farkındalık Sergisi’ni gezdiler. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

CRR 2023-2024 Konser Sezonu 5 Nisan'da Başlıyor

24 Konser ve Fuaye Etkinlikleriyle Dopdolu Bir Nisan Ayı CRR’de Müzikseverleri Bekliyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRR) 2023 – 2024 konser sezonunu 5 Nisan Çarşamba akşamı gerçekleşecek CRR Senfoni Orkestrası’nın görkemli konseriyle açıyor. CRR Genel Sanat Yönetmeni ve orkestra şefi Murat Cem Orhan’ın yönetiminde gerçekleşecek konserde orkestra, jenerasyonunun en parlak piyanistlerinden Dmitry Shishkin’e eşlik edecek. Rachmaninoff’un 150. Doğum Yıldönümü’ne ithafen gerçekleşecek konserde, müzik tarihinin en önemli bestecilerden biri olarak kabul edilen Rachmaninoff’un 3 numaralı konçertosu icra edilecek. 

CRR Konser Salonu’nda, Haziran ayına kadar devam edecek yeni sezonun ilk yarısında; Maxim Vengerov, Kenny Barron, Andreas Scholl ve Mor Karbasi’nin da olduğu dünyaca ünlü isimler müzikseverlerle buluşacak. 

24 Konser ve Fuaye Etkinlikleriyle Dopdolu Bir Nisan

CRR’de, Nisan ayı boyunca; klasik müzikten caza, Türk müziğinden dünya müziğine uzanan yelpazede 24 konser gerçekleşecek. Geçtiğimiz sezon CRR’de başlayan fuaye etkinlikleri yeni dönemde de sürecek. Bu kapsamda farklı müzik türlerinde ücretsiz olarak gerçekleşen fuaye konserleri, 12 Nisan’dan itibaren, her Çarşamba, saat 17.00’de müzikseverlerle buluşmaya devam edecek. Ayrıca Prof. Dr. Yusuf Örnek’in sunumu, CRR Genel Sanat Yönetmeni Murat Cem Orhan’ın piyano eşliğiyle büyük ilgi gören “Müziğin Ruhu Felsefe” etkinliği de yeni sezonda, yeni başlıklarıyla fuaye alanında ilgililerini bekliyor olacak. Müziğin Ruhu Felsefe’nin 29 Nisan Cumartesi, saat 18.00’de gerçekleşecek buluşmasında başlık “Hegel & Müzik Estetiği” olacak.

CRR’nin klasikleşen bir diğer fuaye etkinliği ise müzikolog Ersin Antep moderatörlüğünde gerçekleşen “Girişte Solda Müzik Söyleşileri”. Girişte Solda Nisan ayında Levent Erden’i ağırlayacak. “Uydurma, Gerçek ve Müzik” alt başlığıyla gerekleşecek söyleşi 19 Nisan Çarşamba saat 18.00’de başlayacak. Söyleşiye katılım ücretsiz.

Her biri kendi alanında ödüllü yerli ve yabancı sanatçıların CRR’de müzikseverlerle buluşacağı Nisan ayı konser programı şu şekilde:

5 Nisan 2023 – Dmitry Shishkin & CRR Senfoni Orkestrası “Rachmaninoff’un 150. Yılı” – 21.00

7 Nisan 2023 – Antonio Lizana – Caz Flamenko Ensemble – 21.00

8 Nisan 2023 – Yinon Muallem feat Mor Karbasi “İstanbul & Tel Aviv” – 21.00

9 Nisan 2023 – Bale Masalları “Çocuk Balesi” – 11.30

9 Nisan 2023 – Rachmaninoff 150 Yaşında “İki Piyano Dört El” – 18.00

11 Nisan 2023 – Duygu Soylu & İBB Kent Orkestrası – 21.00

12 Nisan 2023 – İstanbul Flüt Topluluğu “Gülşen Tatu’ya Saygı Gecesi – 21.00

13 Nisan 2023 – Andreas Scholl & Tel-Aviv Soloists Ensemble – 21.00

14 Nisan 2023 – Tutu Aydınoğlu & Salome Modebadze – Camerata Barok İstanbul – 21.00

15 Nisan 2023 – Şehr-i İstanbul “Rezonans” – 17.00                                                    

15 Nisan 2023 – Berlin Filarmoni Oda Müziği Grubu – 21.00

(Romano Tommasini – Kyoungmin Park – Olaf Maninger – Wenzel Fuchs)

19 Nisan 2023 – Dayanışma Konseri & CRR Senfoni Orkestrası – 21.00

(Maksim Vengerov – Birsen Ulucan – Sandra Lied Haga – Özcan Ulucan) 

20 Nisan 2023 – “Cumhuriyet ve Müzik” – CRR Türk Müziği Topluluğu – 21.00

21 Nisan 2023 – Kenny Barron Trio – 20.00 

(Kenny Barron – Kiyoshi Kitagawa – Jonathan Blake)

22 Nisan 2023 – CRR Bestecilik Akademisi Konserleri “Caz Müziği Bestecilik Akademisi” – 15.00

22 Nisan 2023 – CRR Bestecilik Akademisi Konserleri 

“Çok Sesli Batı Müziği Bestecilik Akademisi” – 20.00

23 Nisan 2023 – Fonikler Köyü “Çocuklar ve Büyükler için Senfonik Masal” – 15.00

23 Nisan 2023 – CRR Genç Oda Orkestrası – 20.00

(Sarp Kudun – Bruno Canino – Roberto Issoglio) 

26 Nisan 2023 – Hamilton de Holanda & Nduduzo Makhathini “Routes of Discovery” – 20.00

27 Nisan 2023 – 100 Yıllık Cumhuriyetin Sesi “Münir Nureddin Selçuk” – 20.00

28 Nisan 2023 – Myles Sanko & CRR Caz Orkestrası – 20.00

29 Nisan 2023 – Nino Gvetadze & Alma Quartet – 20.00

30 Nisan 2023 – Bale Masalları – 11.30

30 Nisan 2023 – Dünya Caz Gününde Caz Yağmuru – 20.00

Konser biletleri CRR Konser Salonu Gişe ve Biletix’ten temin edilebilir.

Ramazan ayı süresince konserlerin başlama saati 21.00, diğer tarihler için 20.00 olarak planlanmıştır.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

“The Flash" 16 Haziran'da vizyonda!

 DC Super Heroes evreninin en önemli karakterlerinden biri olan The Flash, beyazperdede seyirci ile buluşmaya hazırlanıyor. Annesinin ölümünü engellemek için gücünü kullanarak zamanda geriye giden Barry Allen’ın, zamanın lineer akışında istenmeyen sonuçlara yol açmasını konu alan filmin, yönetmen koltuğunda IT ve Mama gibi kült bilimkurgu yapımlarıyla tanınan Andy Muschietti’i yer alıyor. Başarılı oyuncu Ezra Miller’ın Barry Allen’ı canlandırarak başrolü üstlendiği filmde Ben Affleck ve Michael Keaton, Batman karakterinin farklı zamanlardaki versiyonları ile karşımıza çıkıyor. Bilimkurgu ve aksiyon severlerin merakla beklediği The Flash, 16 Haziran 2023 tarihinde ülkemizde vizyona girecek.

Merakla beklenen süper kahraman hikâyesi The Flash16 Haziran’da sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

Yönetmenliğini Andy Muschietti’nin yaptığı, senaryosunu Christina Hodson’ın kaleme aldığı The Flash, annesinin ölümünü engellemek için gücünü kullanarak zamanda geriye giden Barry Allen’ın (Ezra Miller), zamanın lineer akışında istenmeyen sonuçlara yol açmasını konu alıyor. Barry, geçmişteki olayları değiştirmek amacıyla zamanda yolculuk yapmak için süper güçlerini kullandığında The Flash’te dünyalar çarpışır. Ancak ailesini kurtarma girişimi istemeden geleceği değiştirdiğinde Barry, General Zod’un yok etme tehdidiyle geri döndüğü ve sığınacak süper kahramanların olmadığı bir gerçeklikte hapsolur. Hapsedilmiş bir Kripton’luyu kurtarmak için, her ne kadar aradığı kişi olmasa da alışılmışın dışında olan bu çok farklı Batman’i emeklilikten vazgeçmeye ikna etmesi gerekmektedir… Nihayetinde, içinde bulunduğu dünyayı kurtarmak ve bildiği geleceğe dönmek için Barry’nin tek umudu hayatı için yarışmaktır. Ancak yaptığı tüm fedakârlıkları evrenin başa dönmesi için yeterli olacak mıdır? 

 

Ezra Miller’ın başrolünde yer aldığı The Flash’ın oyuncu kadrosunda, son dönemlerin yükselen yıldızı Sasha Calle, Ben Affleck, Michael Shannon, Ron Livingston, Maribel Verdú, Kiersey Clemons ve Michael Keaton gibi başarılı oyuncular yer alıyor.

Hikâyesi John Francis Daley, Jonathan Goldstein ve Joby Harold’a ait olan filmin yapımcılığını Barbara Muschietti ve Michael Disco’nun üstleniyor. Filmin yönetici yapımcıları ise Toby Emmerich, Walter Hamada, Galen Vaisman ve Marianna Jenkins.

Görüntü yönetmenliğini Henry Braham’ın yaptığı filmin, yapım tasarımcısı Paul Denham Austerberry, kostüm tasarımcısı Alexandra Byrne. Filmin müziklerinde ise Benjamin Wallfisch imzası var.

Ülkemizdeki dağıtımını TME Films’in üstlendiği The Flash, 16 Haziran’da sinemalarda olacak.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kingston FURY DDR5 Serisine Beyaz Renk Seçeneği Geldi

Bellek ürünleri ve teknoloji çözümlerinde dünya lideri Kingston Technology Company, Inc.’in yüksek performans bölümü Kingston FURY, ödüllü Kingston FURY DDR5 bellek modülleri serisine beyaz ısı dağıtıcılı seçeneğin eklendiğini duyurdu. Yeni seri, oyun ve verimlilik odaklı kullanıma yönelik üstün ve yüksek performanslı sistemler kurmak isteyenler için daha fazla seçenek sunuyor.

Kingston FURY CTRL Sayesinde Dinamik, Özelleştirilebilir RGB Aydınlatma

Kingston FURY Beast DDR5, bilgisayar deneyimi bir sonraki performans seviyesine taşımak için üstün hıza ve düşük gecikmeye sahip bellek çözümleri sunuyor. Yeni seri olağanüstü soğutma işlevselliğini cesur stil anlayışıyla birleştirmek üzere beyaz renkli ve düşük profilli ısı dağıtıcı tasarımına sahip. 4800MT/s1‘de Tak Çalıştır deneyimi eşliğinde sisteminizi kolayca terfi ettirebilir ya da Intel® XMP 3.0 ya da AMD EXPO™ Sertifikalı kitleri tercih edebilirsiniz. Kingston FURY Beast DDR5 RGB, kullanıcıların Kingston FURY CTRL™ RGB yazılımıyla 18 dahili, canlı ve çarpıcı RGB aydınlatma2 efektinden birini seçmesine ya da kendi kişisel beğenilerine uygun şekilde özelleştirmesine olanak tanır. Tüm bunları Kingston patentli Infrared Sync Technology (Kızılötesi Senkronizasyon Teknolojisi) yardımıyla akıcı ve uyumlu bir şekilde kullanabilirsiniz. Kingston FURY Beast DDR5 serisi 6000MT/sn’ye varan hızlara ulaşabiliyor, 8GB, 16GB ve 32GB tekli modüller ve 64GB’a kadar ikili kitler halinde sunuluyor. Önümüzdeki ay dörtlü kitler de pazarda yer alacak.

Düşük gecikme süreleri

Yeni nesil DDR5 platformlarının performansını en üst düzeye çıkarmak ve en yeni PC kurulumlarının görünümünü zenginleştirmek isteyen sistem üreticileri ve DIY PC meraklıları için Kingston FURY Renegade DDR5, sisteminizi son derece agresif düşük gecikme süreleri ve 7200MT/s’ye varan hız aşırtma performansıyla geliştiriyor. Böylece kullanıcılar içerik oluştururken, çoklu görevler üzerinde çalışırken ya da oyunlarda sınırları zorlarken DDR5’in aşırı hız aşırtma potansiyelinden en şık haliyle yararlanabiliyor. Yine FURY CTRL ile kullanıcılar, beyaz ve gümüş renklerde sunulan Kingston FURY Renegade DDR5 RGB‘nin şık, alüminyum ısı dağıtıcılarını vurgulamak için 18 özelleştirilebilir aydınlatma efektinden birini tercih edebiliyor. Bellekler 16GB ve 32GB’lık tek modül kapasiteleri ve 64GB’a kadar kapasiteye sahip ikili Çift Kanal kitleri halinde sunuluyor.

Kingston DRAM Birim Müdürü Kristy Ernt, şunları söylüyor: “Kingston FURY DDR5 serimizin görünümünü beyaz ısı dağıtıcıların eklenmesiyle zenginleştirmekten memnuniyet duyuyoruz. Yaratıcılığa dair uygulamaların ve oyun performansının gelişimine bağlı olarak, kullanıcılarımızın tarzlarına en uygun bellek modülü seçeneklerini sunmak istiyoruz.”

Kingston FURY DDR5 bellek serisi, %100 hız testine tabi tutuluyor. Bellekler sınırlı ömür boyu garanti ve efsanevi Kingston güvenilirliği ile destekleniyor.

Kingston FURY Beast DDR5 Tasarım ve Teknik Özellikler:

  • Daha yüksek başlangıç hızı performansı: 4800MT/sn’lik agresif başlangıç hızıyla DDR4’e kıyasla %50 daha hızlı.
  • Hız aşırtma için geliştirilmiş kararlılık: On-die ECC (ODECC), sınırları zorlarken en yüksek performansı sürdürmek için veri bütünlüğünü korumaya yardımcı olur.
  • Artırılmış verimlilik: İki kat daha fazla bank ve burst uzunluğu ve bağımsız iki adet 32 bit alt kanal ile güçlendirilmiş DDR5’e özgü olağanüstü veri işleme özelliği, en yeni oyunlar, programlar ve zorlu uygulamalarla kolayca başa çıkar.
  • Intel® XMP 3.0 sertifikalı: Hız aşırtma performansı için gelişmiş biçimde tasarlanmış ve önceden optimize edilmiş zamanlama, hız ve voltaj değerlerinin yanı sıra programlanabilir PMIC kullanarak kullanıcı tarafından özelleştirilebilir yeni profillerin kaydedilmesini sağlar.
  • AMD EXPO sertifikalı: AMD’nin Hız Aşırtma için Genişletilmiş Profillerini destekler.
  • Dünyanın önde gelen anakart üreticileri tarafından onaylı3: Tercih ettiğiniz anakart üzerinde güvenle kurulum ve yükseltme yapabilmeniz için test edilmiş ve onaylanmıştır.
  • Düşük profilli ısı dağıtıcı: Siyah veya beyaz renkte tasarlanan yeni ısı dağıtıcılar, cesur stil ve olağanüstü soğutma işlevselliğini bir araya getirir.
  • 4800MT/s’de Tak ve Çalıştır: Kingston FURY Beast DDR5, sistem BIOS’u tarafından izin verilen en yüksek listelenmiş hıza otomatik hız aşırtma yapar.

RGB:

  • Yeni ısı dağıtıcı tasarımı ile geliştirilmiş aydınlatma: Kingston FURY CTRL™ ya da anakart üreticisinin kendi yazılımını kullanarak siyah ya da beyaz ısı dağıtıcıları pürüzsüz, çarpıcı 18 RGB aydınlatma** efekti ile özelleştirerek şık bir deneyimle oyun oynayın.
  • Patentli Kingston FURY Infrared Sync Technology™: Canlı RGB efektleri, Kingston’ın patentli Infrared Sync Teknolojisi sayesinde eşgüdümlü olarak görsel şova dönüşür.
  • Kapasiteler:

              Tekli: 8GB, 16GB, 32GB

İkili Kit: 16GB, 32GB, 64GB

  • Hızlar4: 4800MT/s, 5200MT/s, 5600MT/s, 6000MT/s
  • Gecikme:          CL36, CL38, CL40
  • Voltaj: 1.1V, 1.25V, 1.35V
  • Çalışma Sıcaklığı:           0 °C to 85 °C
  • RGB’siz Boyutlar:          133.35 mm x 34.9 mm x 6.62 mm
  • RGB’li Boyutlar:            133.35 mm x 42.23 mm x 7.11 mm

 

Kingston FURY Renegade DDR5 Tasarım ve Teknik Özellikler:

  • Performansı En Üst Seviyeye Çıkarmak İçin Tasarlandı: 7200MT/sn’ye varan hızlara sahip Kingston FURY Renegade DDR5 RGB, uzman mühendisler tarafından özenle ayarlanan, sektörün önde gelen anakartlarıyla uyumluluğu titizlikle test edilen ve sorunsuz bir hız aşırtma deneyimi sunmak için %100 fabrika testiyle desteklenen birinci sınıf bileşenlere sahiptir.
  • Olağanüstü Hız Aşırtma Potansiyelinden Yararlanın: DDR5, aşırı hız aşırtmayı önceki nesillere göre daha istikrarlı hale getirmek için yepyeni bir bellek teknolojisi çağını başlatıyor. Yerleşik ECC daha güvenilir DRAM bileşenleri sunuyor, yerleşik PMIC ihtiyaç duyulan yerde ve zamanda gücü dengeliyor, iki bağımsız 32 bit alt kanalıyla çok çekirdekli işlemciler için veri işleme verimliliğinde çarpıcı performans artışı sağlıyor.
  • Intel® XMP 3.0 Sertifikalı: Intel Extreme Memory Profile teknolojisi, hız aşırtma performansı için önceden optimize edilmiş gelişmiş fabrika zamanlamaları, hızları ve voltajları ile hız aşırtmayı çok daha kolay hale getiriyor. [Renegade DDR5 RGB], XMP 3.0 için programlanabilir bir PMIC’e sahip ve doğrudan DIMM’e kaydedilen kendi benzersiz zamanlamalarınızı, hızlarınızı ve voltajlarınızı optimize etmek için iki adede kadar özelleştirilebilir profili destekliyor.
  • Dünyanın Önde Gelen Anakart Üreticileri Tarafından Onaylandı: Tercih ettiğiniz anakart için test edilmiş ve güvenilmiştir. Böylece sisteminizi güvenle inşa edebilirsiniz.
  • Agresif Alüminyum Isı Dağıtıcı Tasarımı: Yeni tasarlanan siyah ve gümüş ile beyaz ve gümüş alüminyum ısı dağıtıcılar ve siyah PCB, en son PC kurulumunuzun görünümünü tamamlayarak donanımınızın serin çalışmasını ve havalı görünmesini sağlar.

RGB:

  • Dinamik RGB aydınlatma: Kingston FURY CTRL ya da anakart üreticisinin RGB yazılımını kullanarak 18 ön ayarlı RGB aydınlatma efektiyle sisteminize hayat verin. Dilerseniz siyah PCB’siyle yeniden tasarlanmış şık siyah modeli, gümüş ya da beyaz alüminyum ısı dağıtıcıları tercih edebilirsiniz.
  • Kingston FURY Kızılötesi Senkronizasyon Teknolojisi: Kingston’ın patentli [Infrared Sync Teknolojisi] ile RGB aydınlatma efektlerinizin mükemmel bir uyum içinde çalışmasını sağlayın.
  • Kapasiteler:      Tekli: 16GB, 32GB

İkili Kit: 32GB, 64GB

  • Hızlar:               6000MT/s, 6400MT/s, 6800MT/s, 7200MT/s
  • Gecikme:          CL32, CL36, CL38
  • Voltaj:                1.35V, 1.4V, 1.45V
  • Çalışma Sıcaklığı:           0 °C to 85 °C
  • RGB’siz Boyutlar:                        133.35mm x 39.2mm x 7.65mm
  • RGB’li Boyutlar:                           133.35mm x 44mm x 7.66mm

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yeni modüler Canon Colorado M serisi ile UVgel beyaz mürekkep ayrıcalığı

Görüntüleme teknolojileri lideri Canon, yeni Colorado M serisini kullanıma sunuyor. Hız yapılandırması ve medya işleme açısından modüler yapıdaki yeni Colorado M serisi, Canon’un ilk rulodan ruloya geniş formatlı grafik baskı platformu olarak konumlanıyor. Segmentindeki en hızlı ve en verimli çözüm olan Colorado M serisi, özel efektler ve beyaz mürekkep baskı özellikleriyle öne çıkıyor. 

Ölçeklenebilir M serisi, Colorado M3 ve M5 çeşitli çıktı hızı seçenekleri sağlarken, her iki baskı makinesi de yeni beyaz mürekkep seçeneği ile M3W ve M5W modellerine kolayca yükseltilebiliyor. Üstelik CMYK baskılar için kendini kanıtlamış FLXfinish+ mat/parlak baskı teknolojisi seçeneğine de sahip oluyor.

Canon’un yeni UVgel beyaz mürekkep seçeneği; pencere grafikleri, etiketler ve duvar kağıtları gibi tüm üstün kaliteli grafik ve dekor uygulamaları için performansı en üst düzeye çıkarırken, Colorado M serisi kullanıcıları; ağır yapılı, şeffaf, renkli, yansıtıcı ve manyetik malzemeler üzerine baskı yaparak standart ürün tekliflerini genişletebiliyor. Bununla birlikte yüksek hacimlerle çalışan müşteriler, baskıdan sonlandırmaya kadar tüm süreci otomatikleştirme imkanına sahip oluyor. Bu sayede, geri sarma, bantlama veya tabaka istifleme işlemlerinde yılda en az 50.000 m²’lik hacimler minimum operatör mesaisiyle yönetilebiliyor. 

Canon Europe Üretim Baskılama biriminde Avrupa Planlama, Pazarlama ve Yenilik Kıdemli Direktörü olan Jennifer Kolloczek yeni seriyi: “UVgel mürekkepli Colorado baskı makineleri, piyasaya sunuldukları günden bu yana hız, kalite ve çok yönlü üretkenlik açısından çıtayı en yükseğe çıkarmaya devam ediyor. Ticari açıdan önemli olan bu performans kriterlerinin yanı sıra, günümüzde geniş formatlı grafik sağlayıcıları, kendileriyle birlikte gelişebilecek kârlı yaratıcı uygulamalara, ürünlere açılmak ve büyüme olanağı sunan pazarlara akıllı ve çevreye duyarlı yatırımlar yapmak istiyor. Modülerliği ve bakımı kolay beyaz mürekkep seçeneğinin eklenmesiyle yeni Colorado M serisi, işletmelerin kapasitelerini artırmak ve fikirlerini hayata geçirmek için güvenebilecekleri bir büyüme motoru olarak işletmeleri karşılıyor” sözleriyle değerlendirdi.

Canon UVgel mürekkep, keskin görüntü kalitesi ve tutarlı renkler sunarken, mürekkebin hızlı kuruma özelliği anında kesme ve sonlandırma işlemine geçilmesini sağlıyor. Ayrıca, endüstriyel ölçek, kesintisiz güvenilirlik ve minimum operatör müdahalesi ile cihaz başında durmadan baskı alma kapasitesini arttırmış şekilde kullanıcılarını karşılıyor. Lateks veya eko-solvent gibi mürekkep teknolojilere kıyasla, UVgel aynı görüntü kalitesini ve renk yoğunluğunu oluşturmak için yüzde 40’a kadar daha az mürekkep tüketiyor. Düşük ısı kullanan, enerji tasarruflu LED kurutma sistemi ve “çalışmaya anında hazır” özelliği enerji tüketimini azaltıyor. Bu özelliği, yüksek kalite ve ısıya duyarlı malzemelere baskı yapılmasına olanak tanıyarak duvar kaplamaları gibi yüksek değerli pazarlarda önemli avantajlar sunuyor. 

Sağlamlık ve boyutsal istikrara sahip UVgel baskılar daha uzun süre dayandığı gibi Colorado yazıcıda basılan çoğu uygulama için kaplama gerekmiyor. Bu sayede kaplama için harcanan zaman ve maliyeti ortadan kaldırarak ekonomik avantaj sağlıyor. 

Kendi kategorisindeki en düşük işletme maliyetine ve benzersiz modüler seçeneklere sahip Colorado M serisi, Canon’un doğrudan satış kuruluşlarının yanı sıra akredite iş ortakları aracılığıyla da temin edilebiliyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

El Al Grubu'na ait Sun d'Or Havayolları İGA İstanbul Havalimanı uçuşlarına yeniden başladı

İsrailli El Al Grubu iştiraklerinden Sun dOr Havayolları, Türkiye’ye olan uçuşlarının yeniden başladığını bildirdi. Pazar, Pazartesi, Perşembe ve Cuma günleri olmak üzere İstanbul’a haftalık dört sefer gerçekleştirecek olan Sun d’Or’un ilk uçuşu, 30 Mart Perşembe günü gerçekleştirildi.

 

  • El Al Grubu iştiraklerinden Sun d’Or, Birlik ve Kurtuluş Örgütü (Union and Salvation Organization) iş birliğiyle yola çıkan yardım uçağını, depremden etkilenen bölgeye gönderirken; şirket, 15 yıllık bir aradan sonra Türkiye’ye uçuşlarının da yeniden başladığını açıkladı.
  • İsrail’in önde gelen hava yolu şirketlerinden Sun d’Or’un İGA İstanbul Havalimanı’na ilk uçuşunu 30 Mart Perşembe günü düzenledi. İGA İstanbul Havalimanı Dış Hatlar Gelen Yolcu katı D8 kapısında karşılama etkinliğine imza atıldı. Törene, Sun d’Or Havayolları CEO’su Gal Gershon katılırken, İGA İstanbul Havalimanı’nı törende CEO Danışmanı Melih Mengü temsil etti.
  • Sun d’Or Havayolları, Pazar, Pazartesi, Perşembe ve Cuma günleri olmak üzere İGA İstanbul Havalimanı’na haftada dört sefer düzenleyecek. 199 dolardan satılan biletlerle uçuşlar, Sun d’Or/El Al’ın Business Class koltuklarının da bulunduğu uçaklarında gerçekleştirecek. Ekonomi sınıfında bilet alan yolculara bu koltuklar tercihli koltuk hizmeti olarak ek ücret karşılığında sunulacak.
  • İGA İstanbul Havalimanı CEO Danışmanı Melih Mengü törende yaptığı konuşmada, “Öncelikle depremden etkilenen bölgelere özel bir yardım uçuşu gönderen Sun d’Or hava yollarına çok teşekkür ediyoruz. Oldukça uzun bir aradan son İGA İstanbul Havalimanı olarak İsrailli bir hava yoluna havalimanımızı açtığımız için çok mutlu, bir o kadar da heyecanlıyız. Bu noktada Sun d’Or’un İGA İstanbul Havalimanı ile iş birliği, Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkileri güçlendirmek için büyük bir fırsat” dedi.
  • Sun d’Or CEO’su Gal Gershon ise yaptığı açıklamada, “Bugün, 15 yıllık bir aradan sonra bölgede faaliyet göstermediğimiz bir hattın açılışını İstanbul ile yapıyoruz. İki ülke arasındaki ilişkilerin kuvvetlenmesini de memnuniyetle karşılıyoruz. Hem insani hem de turistik açıdan ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. İstanbul, İsrail halkı için her zaman favori bir destinasyon oldu ve gelecekte de Türkiye’de ek tatil beldelerine uçuşlar başlatmayı planlıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dr. Öğ. Ü. Mert Yeşiladalı: “Kadın Hastalıklarında Yatışsız Kapalı Cerrahi Kullanımı Artıyor"

Kadın hastalıklarında kapalı ameliyatların kullanımı özellikli son yıllarda önemli bir ivmeyle artıyor. Kadın Hastalıkları Doğum, Tüp Bebek uzmanı Dr. Öğr. Ü. Mert Yeşiladalı, “Gerek hekim deneyiminin artması gerekse teknolojik anlamla yaşanan gelişmelerle birlikte önümüzdeki yıllarda kadın hastalıklarında açık ameliyatlar tarihe karışacak gibi duruyor” dedi. 

Günümüzde özellikle kadın hastalıkları ameliyatlarında giderek artan oranda kullanılan minimal invazif cerrahi, endoskopik cerrahi, laparoskopi, histeroskopi, robotik cerrahi gibi kapalı ameliyatların ülke genelinde hasta yatış sürelerini azaltıp iyileşme hızını arttırdığına dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Dr. Öğr. Ü. Mert Yeşiladalı, bu sonuçların hastalar açısından önemli kazanımları olduğuna işaret etti. Özellikle hızlı iyileşme ve yatış süresinin kısalmasının ameliyat korkusu nedeniyle cerrahiden kaçan hastaların bu korkusunu yenmelerine de yardımcı olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Ü. Yeşiladalı, “Büyük kesi olmamasının getirdiği hızlı iyileşme süreci ile hasta ertesi gün günlük fonksiyonlarını yerine getirecek noktaya geliyor. Daha az kanama ve daha az enfeksiyon oranının yanında çok daha az enfeksiyon süresi de hasta için önemli kazanımlar oluyor” diye konuştu. 

“ARAŞTIRMA KOPLİKASYON ORANINI DA AZALTTIĞINI GÖSTERİYOR”

Konuyla ilgili olarak ABD’de 5554 hasta üzerinde yapılan bir çalışmaya işaret eden Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Dr. Öğr. Ü. Mert Yeşiladalı şunları anlattı: “İlgili araştırmada; kapalı ameliyat yöntemi kullanılarak rahimi alınan kadınların gece hastane yatışı olmadan aynı gün taburcu edilmelerinin herhangi bir sorun yaratmadığı, hatta bazı komplikasyon oranlarında azalma görüldüğü bildirildi. Biz de kendi pratiğimizde kapalı yöntemle yaptığımız laparoskopik ameliyatlarda bazen aynı gün bazen ertesi gün taburcu ediyoruz. Hatta kesisiz yapılan ve miyom, polip çıkarılması amacıyla uygulanan histeroskopi operasyonlarında hastamızı işlemden 2 saat sonra taburcu ediyoruz.” 

 “FARKLI KAPALI AMELİYAT YÖNTEMLERİ VAR” 

Kapalı ameliyat çeşitleri ile ilgili bilgi veren Dr. Öğr. Ü. Mert Yeşiladalı, “Halk arasında açık ameliyat olarak bilinen geleneksel yöntemde karın bölgesinden açılan kesiden miyom, kist veya kanser ameliyatlarını gerçekleştiriyoruz. Kapalı ameliyatlar ise açık bir kesi oluşturmadan birkaç delikten girip batın içini gaz ile şişirerek yaptığımız ameliyatlardır. Birçok değişik kapalı ameliyat yöntemi bulunuyor. Laparoskopi, histeroskopi ya da robotik cerrahi gibi farklı yöntemler var ve bunlar kist ve miyomların çıkarılmasından jinekolojik kanserlere kadar çoğu jinekolojik hastalığı tedavi etmek için kullanılabiliyor.”

“HASTALARIN AMELİYAT KORKUSUNU AŞMASINA DA YARDIM EDİYOR”

Kapalı ameliyatların kadın doğum ile ilgili ekstrem hastalıklar haricinde bütün durumlarda kullanılabileceğini belirten Dr. Öğr. Ü. Yeşiladalı, konuyla ilgili şöyle konuştu: 

“Kapalı yöntemlerin kullanımı cerrahlar açısından açık yöntemlere oranla daha zordur ve daha uzun bir eğitim süreci gerektirir. Ancak gerek hekimlerin konuyla ilgili eğitim almaları gerekse hastaya sağladığı kazanımlarla birlikte yaygınlığı arttı. Yakın zamanda Amerika’da rahim alma ameliyatının yaklaşık 5 bin 500 kişi üzerinde kapalı yöntem ile yapıldığı bir çalışmada; kapalı yöntemle rahimleri alınan hastalar aynı gün taburcu edilmiş ve komplikasyon oranlarına bakılmış. Bu ameliyatı normalde açık yöntem ile yaptığımız zaman hastanın 2-3 gece hastanede yatması gerekebiliyor. Çalışma kapsamında kapalı yöntemle ameliyat edilen hastalar aynı gün taburcu edilmiş, hiçbir şekilde komplikasyon oranlarında artma olmadığı hatta bazı komplikasyon oranlarında azalma olduğu görülmüş. Böylece rahim alma ameliyatında bile kapalı yöntemin tercih edilip, hastaların aynı gün taburcu olmasıyla komplikasyonlarda artma değil hatta enfeksiyon gibi bazı komplikasyonlarda azalma olabileceğini görmüş olduk.” 

“HASTAYI YAKLAŞIK 2 SAAT SONRA TABURCU EDEBİLİYORUZ” 

Kapalı ameliyatın hastalar açısından her durumda çok daha verimli olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Ü. Yeşiladalı, “Bu ameliyatlar küçük deliklerden yapıldığı için iyileşmesi gereken bir cilt dokusu olmuyor. Küçük kesinin getirdiği hızlı iyileşme süreci ile hasta ertesi gün günlük fonksiyonlarını yerine getirecek noktaya geliyor. Daha az kanama ve daha az enfeksiyon oranının yanında çok daha az enfeksiyon süresi de hasta için önem taşıyor. Estetik olarak da herhangi bir iz kalmıyor. Miyom çıkarma, kist ameliyatları, rahim alma ameliyatları, polip gibi rahim içi patolojilerin alınması kapalı yöntem ile çok daha kolay gerçekleştirilebiliyor. Sonuçta her yaş grubunda ve tüm jinekolojik sorunlarda kullanılabiliyor. Bu noktada önemli olan hastaların kapalı yöntemler konusunda uzmanlaşmış merkezleri seçmeleridir.”

“YAKIN GELECEKTE AÇIK AMELİYATLAR TARİHE KARIŞABİLİR” 

Açık ameliyatların zamanla daha da azalacağını kaydeden Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Dr. Öğr. Ü. Yeşiladalı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ameliyatların yüzde 90’dan fazlasını artık kapalı yöntemle yapmaya başladık. Önümüzdeki 10 ve 20 yılda özellikle robotik cerrahide yaşanan gelişmelerle muhtemelen kapalı cerrahi standart hale gelecek. Yakın gelecekte, çok spesifik vakalar dışında açık ameliyatların neredeyse tamamen ortadan kalkacağına inanıyorum. Günümüzde bile batına 1 santimetrelik delikten girerek 10-12 santimetre büyüklüğündeki miyomları parçalayarak çıkaracak teknolojiye sahibiz. Durum şu an bile bu haldeyken gelecekte açık ameliyatların büyük oranda tarihe karışacağını söyleyebiliriz.” 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı