Çeşitli etkinlik ve gösterilerle 23 Nisan kutlamalarını sürdüren Çukurova Belediyesi, bu kez kreşlerinde eğitim gören 920 öğrencisinin gerçekleştirdiği büyüleyici ve etkileyici programla anlamlı günü bir kez daha ölümsüzleştirdi.  Orhan Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve gün boyu süren etkinlikler adeta şenlik havasında geçti. Yüzlerce vatandaşın izlediği ve ayakta alkışladığı etkinliklerde miniklerin Atatürk sevgisi ve coşkusu görülmeye değerdi. Etkileyici kostümleri ve oyunlarıyla izleyenlere büyüleyici bir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliği yaşatan minik yürekler, Çukurova Belediyesi Başkanı Soner amcalarını da unutmayarak, teşekkür ettiler.

Çukurova Belediyesi 23 Nisan etkinliklerini sürdürmeye devam ediyor. Belediyenin Gülen Yüzler Semt Kreşlerinde eğitim alan 920 öğrenci, gün boyu süren çeşitli gösteri ve etkinliklerle anlamlı günü bir kez daha kutladı. Yaşları 4 ila 6 arasında olan çocukların çabaları kendilerine hayran bıraktı.

Orhan Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ve 8 ayrı kreşten gelen çocukların gösterileri, binlerce vatandaş ve aileler tarafından sık sık ayakta alkışlandı. Şenliğe birbirinden renkli kostüm ve danslarıyla katılan yüzlerce minik,  Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını coşkuyla kutladı.

Tesisler Müdürlüğü tarafından organize edilen, Çukurovalılar tarafından büyük ilgi gören program saygı duruşu ve İstiklal Marşıyla başladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından tüm dünya çocuklarına armağan edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları için haftalar öncesinden hazırlıklara başlayan miniklerin gösterileri adeta büyüledi. Mutlulukları gözlerinden okunan çocuklar eğlenceli bir gün yaşarken, aileleri ise bu unutulmaz günü ölümsüzleştirmek için kameralarına sarıldı. Gösteriye ilgi yoğun olunca salon dolup taşarken, etkinlikte veliler çocukların seslendirdiği şarkılar ve danslarla coşkulu saatler yaşadı. Yer yer çocuklarına eşlik eden velilerin duygulandıklarını görülürken, gösteriler sonunda Belediye Başkanı Soner Çetin’e teşekkür ederek, unutulmaz bir gün yaşadıklarını söylediler. 

BAŞKAN SONER ÇETİN “NE YAPIYORSAK ÇOCUKLARIMIZ İÇİN YAPIYORUZ”

Atatürk sevgisinin ve öneminin her yaşta hissedildiğini söyleyen ve 23 Nisan kutlamalarının her yıl genişleterek sürdürdüklerini belirten Çukurova Belediyesi Başkanı Soner Çetin, “Ne yapıyorsak çocuklarımız için yapıyoruz. Çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Siz sevgili çocuklar cumhuriyet sevgisiyle Atatürk sevgisiyle büyüyorsunuz. Vatana millete bağlı bireyler olarak yetişiyorsunuz. Bu konuda biz de üzerimize düşen ne varsa yapıyoruz. Bu güzel gününüz kutlu olsun” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Koç Üniversitesi’nin Cumhuriyet’in 100. yılı kapsamında gerçekleştirdiği “Geleceği Aydınlatmak: Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Yükseköğretimin Yeniden İnşası, 1923–1946” adlı sergisi devam ediyor. Türkiye’nin geleceğini şekillendiren kritik bir dönemde yükseköğretim alanındaki gelişmeleri mercek altına alan sergi, farklı arşivlerden önemli belge ve görselleri izleyiciyle buluşturuyor. 

Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi ekibinin hazırladığı “Geleceği Aydınlatmak”: Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Yükseköğretimin Yeniden İnşası, 1923–1946” sergisi, 28 Mayıs 2023’e kadar Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi ANAMED’de ziyaret edilebilecek. Eğitim anlayışımızın temellerini atan en önemli gelişmeleri konu edinen sergi, Koç Üniversitesi Kütüphanesi’nin arşivleri başta olmak üzere farklı arşivlerden belge ve görselleri izleyiciyle buluşturuyor. Sergi ayrıca Cumhuriyet’in ilk yıllarında genç Türkiye’nin geleceğini inşa etmek için atılan adımları inceliyor. 

Pek çok alanda olduğu gibi yükseköğretim alanında da hızla hayata geçirilen yenilikler, fırsat eşitliğinin sağlanması için atılan çağın ötesinde adımlar, bu yeni anlayışın yerleşmesi ve yetişmiş insan gücü oluşturulabilmesi için yapılan yatırımlar bakımından Cumhuriyet’in ilk yılları, günümüzü de şekillendiren kritik bir döneme işaret ediyor. 

Koç Üniversitesi’nin Cumhuriyet’in 100. yıl kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen “Geleceği Aydınlatmak” sergisi, Türkiye tarihi alanında çalışan Dr. Burak Başaranlar’ın kaleme aldığı metinleri, döneme tanıklık eden belge ve görsellerle bir araya getiriyor.

Yükseköğretimde Eşitlik, Yeniden Düzenlenen ve Cumhuriyet’le Büyüyen Kurumlar, Einstein’dan Atatürk’e Mektup

“Geleceği Aydınlatmak” sergisi, yapısal problemlere rağmen Cumhuriyet’in yükseköğretim alanında açtığı ve yeniden düzenlediği kurumları, Almanya’dan gelen bilim insanlarını ve Cumhuriyet’in ilk kuşağını konu ediniyor. 

Serginin odağını, eğitim altyapısı geliştirilmeye muhtaç, savaş yorgunu bir toplumu miras alan Cumhuriyet’in yükseköğretim alanındaki toplumsal atılımları oluşturuyor. Bu kapsamda 1908’de Meşrutiyet’in ilan edilmesini takiben ivme kazanan kadın hareketinin eğitim öğretimde sağladığı kazanımlara da değiniliyor. Sergide fırsat eşitliği ve laiklik temelinde atılan bu adımların eğitim kurumlarının hukuk, sanat, ziraat ve beşeri bilimler alanlarındaki faaliyetlerine ve demokratikleşme sürecine sağladığı katkı inceleniyor. Bu süreçte kişisel mücadelelerin önemini de göz ardı etmeyen “Geleceği Aydınlatmak”, Cumhuriyet dönemi kadın hareketinde sesini yükselten ilk isimleri de anıyor. Sergide kadın hareketinde öne çıkan isimlere, bu kurumların yetiştirdiği ilk öğrencilere ve verdikleri ilk kadın mezunlara da değiniliyor. 

Öğretim Birliği Yasası’nın kabul edildiği bu yılların önemini belgelerle aktaran sergi, fırsat eşitliği, üniversite özerkliği, bilimsel yaklaşım gibi, eğitim anlayışımızın temelini atan kavramları ele alıyor. Cumhuriyet kadrolarının yalnızca var olan kurumları çağın ihtiyacına cevap verecek biçimde düzenlemekle kalmayıp pek çok yeni fakülte ve araştırma enstitüsünün açılmasına öncülük ettiği yıllarda müzisyen, öğretmen, hukukçu ve akademisyen yetiştirmek üzere kurulan ve bugünlerin inşasında etkili olan yapıların üzerinde duruyor. “Geleceği Aydınlatmak” sergisi, Osmanlı İmparatorluğu’ndan miras tek üniversite olan İstanbul Darülfünun’un kapatılarak yerine İstanbul Üniversitesi’nin açılması, Sanayi-i Nefise Mektebi’nin Güzel Sanatlar Akademisi olarak yeniden düzenlenmesi gibi örneklerin yanı sıra yine bu yıllarda temeli atılıp bugün Ankara’da varlığını sürdüren köklü yükseköğretim kurumlarını da inceliyor. 

Sergiye konu olan bu yıllar aynı zamanda dünyanın içinden geçtiği kritik bir dönemi de kapsıyor. Almanya’daki siyasi iklimden dolayı ülkelerini terk eden bilim insanlarının Türkiye’nin de içinde bulunduğu ülkelere sığındığı bu yıllar, bilimin en karanlık dönemlerde dahi sınır tanımadığını gösteriyor. “Geleceği Aydınlatmak” sergisi, genç Türkiye’nin kapılarının çok önemli bilim insanlarına açıldığı bu önemli döneme şahitlik eden kilit bir belgeyi, Albert Einstein’ın Atatürk’e mektubunun bir kopyasını da izleyicilerle buluşturuyor. 

Geleceği Aydınlatmak: Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Yükseköğretimin Yeniden İnşası, 1923–1946

28 Mayıs 2023’e kadar

ANAMED Galerisi

Sergi İçerik Ekibi: Tuba Akbaytürk Çanak, Burak Başaranlar, İrem Ünal, Nathalie Defne Gier 

Sergi tasarımı: Naz Uğurlu

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çeşme Belediyesi tarafından bu yıl 12’incisi düzenlenen, Ege’nin enfes otları ve onlarla yapılan birbirinden güzel yemeklerin yer aldığı Alaçatı Ot Festivali büyük bir coşkuyla başladı. ‘Yeniden Doğuş’ temasıyla yapılan festivalde Antakya Medeniyetler Korosu büyük alkış aldı.

Çeşme Belediyesi tarafından düzenlenen, endemik otlar ve bu otlarla hazırlanan eşsiz lezzetlerle keyifli anlar yaşatan Alaçatı Ot Festivali, bu yıl on ikinci kez düzenleniyor. 

Birbirinden leziz etkinlikleri, sokaklara yayılan mis gibi kokuları ile önemli dünya festivalleri arasında yer alan Alaçatı Ot Festivali bu yıl da konserler, stantlar, sergiler, söyleşiler, yarışmalar ve yemek yapım atölyeleri ile milyonları ağırlıyor. “Yeniden Doğuş” temasıyla gerçekleştirilen Alaçatı Ot Festivali stantların açılışıyla başladı. Ege’nin enfes otlarının bulunduğu stantlar ilk günden yoğun ilgi gördü.

Depremde etkilenen Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Osmaniye, Adana, Adıyaman, Malatya, Kilis’in bölgesel lezzetlerinden oluşturulan stantlarda Hatay’ın künefesinden, içli köftesine, Malatya’nın kayısısından Gaziantep’in baklavasına kadar birçok ürün sergilendi.

Sergiler, söyleşiler, konserler…

Egzersiz Koçu Oğulcan Damari ile Trekking ve Sürüdürülebilir Spor Hayatı Hakkında İpuçları veren Yürüyüş Etkinliği ile başlayan festivalde Heykeltraş Onur Canka’nın Değirmenler’de, Arbil Çelen Yuca’nın kaleminden ‘Yeniden Doğuş ve Simurg Heykeli’ nin ardından Tabaklar Taş Ev’de Nilgün ve Ramazan Yanıkoğlu yönetmenliğinde ‘Ölümsüz’ Belgeseli ile Zeytin’in hikayesi anlatıldı. Atölye Yağhane’de Lale Kuseyrioğlu’nun Yemek Atölyesi, İmren Han Otel’de ise Figen Mertol bir söyleşi gerçekleştirdi. 

Antakya Medeniyetler Korosu depremzedeler için söyledi

Festivalin ilk gününde Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerde 7 üyesini kaybeden Antakya Medeniyetler Korosu ve Selami Şahin deprem yararına bir konser verdi. Topluluk, konserlerinde depremlerde kaybettiği üyeleri Mehmet Özdemir, Gizem Dönmez, Hakan Samsunlu, Pınar Aksoy, Fatma Çevik, Müge Mimaroğlu ve Ahmet Fehmi Ayaz’ın anısına da şarkılar seslendirdi. Konserde duygulu anlar yaşandı, izleyenler gözyaşlarını tutamadı. Koro, ayakta alkışlandı. 

“Birlikte el ele verip iyileşeceğiz”

Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, “6 Şubat’ta meydana gelen depremin derin üzüntüsünü hala kalbimizde taşıyoruz. Ancak bu süreçte bir kez daha gördük ki; Güçlü kültürel kodlarımızla, kocaman yüreklerimizle kenetlendiğimizde, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yok. Mücadele devam ediyor. Hayata sımsıkı tutunmak, birbirimize sarılarak aydınlık yarınlara yürümek zorundayız. Birlikte el ele verip iyileşeceğiz. Tüm renkleriyle ışıl ışıl, gümbür gümbür gelen baharı hep birlikte karşılayacağız” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer Belediyesi, Özcan Alper’in 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film” ve “En İyi Senaryo” ödüllerine değer görülen “Karanlık Gece” filmini, vizyona girmeden önce “Bir Film Bir Söyleşi” etkinliğinde Nilüferli sinemaseverlerle buluşturdu. Özel gösterimin ardından yönetmen Özcan Alper ile oyuncu Ozan Çelik, izleyenlerle söyleşi gerçekleştirdi.

Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği Bir Film Bir Söyleşi etkinliği, Nilüferli sinema tutkunlarına özel bir gece yaşattı. Özcan Alper’in 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film” ve “En İyi Senaryo” ödüllerine değer görülen “Karanlık Gece” filmi, vizyona girmeden önce Nilüferli sinemaseverlerle buluştu. Konak Kültürevi Serdar Şafak Sahnesi’nde gerçekleştirilen özel gösterime, beyaz perdeye gönül verenler ilgi gösterdi. Yönetmenliğini Özcan Alper’in yaptığı, senaryosunu Murat Uyurkulak’ın yazdığı Karanlık Gece’de, Berkay Ateş, Pınar Deniz, Ozan Çelik, Taner Birsel, Sibel Kekilli, Cem Yiğit Üzümoğlu  rol alıyor. Anadolu’nun küçük bir köyünde yaşayan İshak karakterinin, kendi vicdanıyla olan muhasebesini ve toplumsal bir suskunluğun ortasında yaşananların anlatıldığı “Karanlık Gece”, Bursa izleyicisinden tam not aldı. Bu özel gösterimin ardından, filmin yönetmeni Özcan Alper ile oyuncu Ozan Çelik, izleyenlerle Karanlık Gece filmi, senaryosu ve çekim sürecine yönelik söyleşi gerçekleştirdi.  

Nilüfer Belediyesi ve Nilüferli film tutkunlarından övgü dolu sözlerle bahseden Özcan Alper, “Bu salon, benim için çok değerli. Karanlık Gece filmim ve önceki filmlerim bu salonda gösterildi. Bursa seyircisi filmlerime sahip çıktı. Umarım sonraki filmlerimde de buraya gelirim. Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer seyircisinin benim için çok özel bir yeri var. Nilüfer Belediyesi’nin kültür sanat alanındaki çabası, Türkiye’ye örnek olmalı” dedi.

Karanlık Gece filminin, önceki filmleriyle tema ve mesele benzerliği taşıdığını söyleyen Alper, “Kendi filmlerinizi referans verebiliyorsunuz. Bir filmi sadece film olarak görmek istemiyorum. Bütün filmlerde açık yapıt olarak, bazen şiir, bazen edebiyat, fotoğraf karesi olarak görmek de hoşuma gidiyor. Filmlerim, mesele olarak Türkiye’nin 100 yılı gibi. Bana 10 yıl sonra geriye dön, Türkiye’nin 100 yılını anlat deseler, ben bir sinemacı olarak 4 filmimi gösteririm. Bu 4 filme baktığınızda hep yüzleşmeme, yüzleşmekten kaçınma, bir takım suçların üzerinin örtülmesi, hafıza, ötekileştirme ve linç gibi pek çok şeyler görebilirsiniz” diye konuştu. Toplumsal meseleleri kişisel hikayeler üzerinden anlatmayı doğru bulduğunu ifade eden Özcan Alper, “Temel olarak meselelerimizden biri de, özür dilemeyi bilmiyoruz. Herkes birbirini sevmek zorunda değil ancak saygı duymayı ve dinlemeyi öğrenmemiz gerekiyor. Bu film de, vicdandan kaynaklı adalet arayışı hikayesi yer alıyor. Toplumsal olarak da bir vicdan oluşabilmesi için ilk önce utanmayı bilmek gerekiyor. Anadolu kültüründe, köklerimizde bu var ama zamanla biraz bu duyguları galiba kaybettik. O yüzden bu filmim ve diğer filmlerimde, bütün bu meselelerle beraber benzer görsel göndermeler de çok normal” diye konuştu.

“İnsan hakları dersi vermek için sinema yapmıyorum” diyen Özcan Alper, “Gündelik hayatta fark edemediğimiz ırkçılık gibi suçlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Ben bu tarz filmlerin, sanatın, edebiyatın, müziğin bütün bu üzeri örtülen suçların, meselelerin daha görünür kılınmasını, empati kurulmasını ve konuşulabilir olmasını arzuluyorum. Birilerine insan hakları dersi vermek için sinema yapmıyorum. Aksine yaşadığım ülkeyi ve coğrafyayı baz alarak, her filmimi yaparken kendimi merkeze koyuyorum. Sanatla, sinemayla, edebiyatla, tiyatroyla, müzikle tanışan bir nesil, başkalarını gören, empati kuran, dinleyen, duyan bir insanlar topluluğu olur. Bu topluluk da, kolay kolay ırkçı olamaz, şiddet olaylarına karışamaz. Türkiye’de ihtiyacımız olan bu. Sanatı ve sinemayı eğlenme aracı olarak görmeye başladık. Bunun aksine sinema, aynı zamanda düşünme, konuşma, empati kurmaya neden olmalı. Umarım seyirciler sinemalarda bu filmleri daha çok izlerse biz de daha çok film yaparız. Ancak bu da sizin sayenizde olur” dedi. Özcan Alper ile Ozan Çelik, söyleşinin son bölümünde seyircilerin sorularını da yanıtladı.

Gecenin sonunda Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nejla Aslan, Özcan Alper ve Ozan Çelik’e teşekkür etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ENKA Sanat, Dünya Dans Günü’nü, küratörlüğünü Tuğçe Ulugün Tuna’nın üstlendiği Ayağa Kalk! Dans Et! çağdaş dans gösterisiyle kutluyor. 

Türkiye’de çağdaş dans alanında çalışan, üreten, emekçi akademisyen ve koreografların eserlerinden oluşan gösteri programında Pınar Akyüz, Umut Özdaloğlu, Hilal Sibel Pekel, Canan Yücel Pekiçten’in koreografileri ve Tuğçe Ulugün Tuna’nın performansı yer alıyor. 

“Ayağa Kalk! Dans Et!” 2 Mayıs Salı akşamı saat 20.30’da ENKA Oditoryumu’nda sahneleniyor.  

Gösterinin biletleri Biletix ve ENKA Sanat Gişesi’nden alınabilir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İş Sanat, ünlü caz kontrbasçı Renaud Garcia-Fons’un son projesi “Tellerin Nefesi” konseri ile  5 Mayıs Cuma, 20.30’da, İş Kuleleri Salonu’nda dinleyicileri caz ve geleneksel müziğin buluştuğu bir yolculuğa davet ediyor. 

Fons’un geleneksel Türk müziğinin başarılı isimleri Serkan Halili (kanun) ve Derya Türkan (klasik kemençe) ile bir araya gelerek oluşturduğu Tellerin Nefesi, Türk müziği motiflerinin yanı sıra caz ve flamenko etkilerini de içinde barındırıyor.

Renaud Garcia-Fons, Türk müziğinin enstrümanları ve Derya Türkan, Serkan Halili gibi müzisyenleriyle ilham verici olduğunu söylerken, “Tellerin Nefesi” konserinin kültürler arası yakınlaşmayı duyuracak bir müzik projesi olduğuna değindi. İncesaz grubunun kurucularından Derya Türkan, konserde Renaud Garcia-Fons’un bestelerinden oluşan repertuvara yer vereceklerini, dinleyicilerin İstanbul kemençesi gibi enstrümanlarla İstanbul’u, Radio France Philarmonic Orchestra’dan yaylı sazlar dörtlüsü ile Avrupa’yı, Kiko Ruiz ile Flamenko tadını içinde barındıran, adeta sınırları ortadan kaldıran, kültürler arası köprü kuran bir müzik yolculuğuna eşlik edeceğini ifade etti. 

Türkan ve Fons’un Silk Moon albümünün kapsamlı hali olan ‘Tellerin Nefesi’ konserinde Fons’a Serkan Halili (kanun) ve Derya Türkan (kemençe), gitarist Kiko Ruiz ile Barbara Le Liepvre (çello), Julien Debonneville (viyola), Florent Brannens (viyola), Amandine Ley (viyola), Aurelia Souvignet (viyola) ve Nicolas Saint-Yves (cello) eşlik ediyor.

İş Sanat’ın etkinlik biletleri, Privia Black ve Maximum Black kartlara birinci kategoride %20, diğer kategorilerde %10, Maximum Kartlara ise tüm kategorilerde %10 indirim ayrıcalığıyla Biletix’te sunuluyor. Öğrenci ve 65 yaş üzeri indirimli biletler İş Kuleleri Salonu ana gişeden temin edilebilir.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yorglass, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında geleneksel olarak gerçekleştirdiği Yaratıcı Parmaklar etkinliğinde 200’den fazla çocuğu ağırladı

Cam dünyasının global ve güvenilir tedarikçisi Yorglass, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında geleneksel olarak düzenlediği ‘‘Yaratıcı Parmaklar’’ etkinliğini gerçekleştirdi. Yorglass çalışanlarının çocuklarına yönelik olarak bu yıl 13. kez düzenlediği yarışmada çocuklar şiir, öykü ve resim alanlarında yaratıcılıklarını sergiledi. “Çocuklarımızın gözünden Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı” temasıyla gerçekleşen etkinlik kapsamında her işletmede eş zamanlı olarak fabrika turu, tiyatro, yüz boyama gibi keyifli aktiviteler yapıldı. Dereceye giren çocuklar yaş gruplarına göre akıllı cihazlardan eğitici oyuncaklara kadar çeşitli hediyeler kazanırken katılım sağlayan her çocuğa sırt çantası ve 100. yıl Yorglass rozeti armağan edildi. 

Camda yarım asra dayanan deneyimi ve ileri teknolojisiyle faaliyetlerine devam eden Yorglass, çocuklara yönelik faaliyetleriyle sektörde fark yaratmayı sürdürüyor. Bu zamana kadar çocuklarla ilgili olarak sayısız projeye imza atan şirket, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda düzenlediği geleneksel yarışması Yaratıcı Parmaklar ile çocukların yeteneklerini keşfedecekleri önemli bir etkinliğe imza attı. Tüm Yorglass fabrikalarında şenlik havasında geçen yarışmalarda 200’den fazla çocuk hayal güçlerini kullanarak yaratıcılıklarını sergiledi.

Etkinlik “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı” temasıyla gerçekleşti

Geleceğin asıl sahibi çocukların hayallerinden ilham alarak hazırlanan Yaratıcı Parmaklar etkinliği hakkında konuşan Yorglass Yönetim Kurulu Başkanı Semavi Yorgancılar; “Şirket olarak kurulduğumuz günden bu yana çocuklarımızın eğitim, öğrenim alanlarında çeşitli faaliyetlerde bulunarak destek oluyoruz. Bugün sahip olduğumuz her şey dünün çocuklarının hayalleriydi, çünkü bir çocuk hayal ederse dünya değişir, hayaller gerçeğe dönerse dünya güzelleşir. Önceliğimiz olarak kabul ettiğimiz çocuklarımızın hayallerinin peşinden gidebilmelerini motive ederek onların yanında olabilmek için 13 yıldır Yaratıcı Parmaklar Yarışması’nı organize ediyoruz. Bu yıl, hepimizin bildiği gibi Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız. Bu nedenle çok heyecanlı ve gururluyuz. Biz de bu kapsamda yarışmamızın temasını “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı” olarak belirledik. Çocuklarımızın gözünden Cumhuriyetimizi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü resim, şiir ve öykü gibi sanatın farklı dallarındaki yansımalarla görmek istedik. Eş zamanlı olarak tüm işletmelerimizde yapılan etkinliklerde ilelebet yaşayacak değerlerimiz çocuklarımızın hayalleriyle birleştiğinde ortaya harika sonuçlar ortaya çıktı. Bu vesile ile etkinliğimize katılarak düşlerini bizimle paylaşan tüm çocuklarımıza teşekkür ederim” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı