Aylık arşivler: Nisan 2023

AV-TEST, üç ayrı Kaspersky ürününün fidye yazılımlarına karşı yüzde 100 etkili olduğunu doğruladı

Kaspersky Endpoint Security for Business, Kaspersky Small Office Security ve Kaspersky Internet Security, AV-TEST tarafından yapılan “Gelişmiş Tehdit Koruma Testi” değerlendirmelerinde fidye yazılımı saldırılarına karşı yüzde 100 etkinliğini kanıtladı. 11 işletim sistemiyle çalışan bilgisayarları hedef alan fidye yazılımı yükü içeren 10 ayrı zincirleme saldırı senaryosu eşliğinde 17 tedarikçinin 25 ürününü inceledi. Kaspersky ürünleri 10 farklı zincirleme saldırıyla karşı karşıya kalmasına rağmen tek bir kullanıcı dosyasını bile kaybetmedi.

Dünyanın dört bir yanındaki fidye yazılımı gruplarının yöntem ve tekniklerini geliştirmesine bağlı olarak 2022 yılının ilk 10 ayında hedefli fidye yazılımları tarafından saldırıya uğrayan kullanıcıların oranı, 2021’in aynı dönemine kıyasla neredeyse iki katına çıktı. Kurumlara yönelik saldırılar kalıcı bilgi kaybı, iş süreçlerinin kesintiye uğraması, yedeklere dönüş sırasında yaşanan zaman kaybı, itibara verilen zarar ve hepsinden önemlisi büyük mali kayıplar gibi sonuçlara yol açabiliyor. IBM’in veri ihlali raporuna göre, 2022 yılında fidye yazılımı saldırılarının kurumlara ortalama maliyeti 4,54 milyon ABD dolarına ulaşmış durumda.

AV-TEST, Ekim 2022’de Windows 11 işletim sistemiyle çalışan bilgisayarları hedef alan fidye yazılımı yükü içeren 10 ayrı zincirleme saldırı senaryosu eşliğinde 17 tedarikçinin 25 ürününü inceledi. Saldırı kurgusunda Emotet fidye yazılımı ailesinin teknikleri kullanıldı. Test mühendisleri, saldırıların her bir aşamasını MITRE ATT&CK aşamalarıyla ilişkilendirdi ve test edilen güvenlik çözümlerinin her birinin saldırıyı hangi aşamada tespit edebildiğini, engelleyebildiğini ve kullanıcı dosyalarındaki değişiklikleri geri alabildiğini araştırdı.

30 puan üzerinden en yüksek kalitede koruma 

Testlerde yer alan üç Kaspersky ürünü, toplam 30 puan üzerinden maksimum koruma puanlarına imza attı. Teste katılan Kaspersky Endpoint Security for Business ve Kaspersky Small Office Security kurumsal güvenlik çözümleri ve Kaspersky Internet Security tüketici güvenlik ürünü, kullanıcı dosyalarını 10 zincirden oluşan saldırıların tamamından korumayı başardı ve “Advanced Approved Endpoint Protection” ve “Advanced Certified” sertifikalarını almaya hak kazandı.

Kaspersky ürünleri, 2021’in Haziran-Ağustos ve Kasım aylarının yanı sıra 2022’nin Şubat, Nisan ve Ağustos aylarında yapılan çeşitli testlerde de başarısını kanıtlayarak fidye yazılımları dahil olmak üzere karmaşık tehditlere karşı en yüksek kalitede koruma sağladığını ortaya koydu.

AV-TEST CTO’su Maik Morgenstern, şunları söyledi: “Gelişmiş tehdit korumasına odaklanan testlerimiz, tehdit aktörleri tarafından kullanılan en son teknikleri kullanarak EPP çözümlerinin tam ölçekli fidye yazılımı saldırılarına karşı gerçek yeteneğini değerlendirmek için tasarlandı. Birçok EPP ürününün testlerde başarılı bir performans ortaya koyması son derece zor. Bu nedenle Kaspersky’nin sunduğu %100 koruma oranları olağanüstü bir başarıyı simgeliyor.” 

Kaspersky Tehdit Araştırmaları Başkanı Alexander Liskin de şunları ekledi: “Fidye yazılımı gruplarının kurbanı olan işletmelerin ve tüketicilerin sayısı, bu yöndeki faaliyetlerin her geçen gün gelişmesine bağlı olarak sürekli artıyor. Fidye yazılım saldırılarının ciddi sonuçlarını önlemek için şirketlerin ve tüketicilerin siber güvenliğin temel kurallarını iyi anlamaları ve profesyonel siber güvenlik yazılımları kullanmaları gerekiyor. Siber güvenlik sağlayıcıları, fidye yazılımlarına karşı müşterilerine maksimum düzeyde koruma sağlamak için ürünlerini sürekli olarak geliştiriyor ve bağımsız değerlendirmelere tabi tutuyor. AV-TEST’in yaptığı araştırmalar ve verdiği sertifikalar, yazılım ve hizmetlerimizin etkinliğini kanıtlamanın yanı sıra mevcut tehdit ortamının nabzını tutmak adına bizim için büyük bir fırsat. Kaspersky teknolojilerini yeni zorluklara uygun şekilde geliştirmek için düzenli olarak bu ve benzer titiz ürün değerlendirme programlarına katılıyoruz.” 

AV-TEST tarafından Ekim 2022’de gerçekleştirilen “En Son Fidye Yazılımı Tekniklerine Karşı Güvenlik Yazılımı” raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Fidye yazılımlarına karşı korumada maksimum verimlilik gösteren Kaspersky ürünleri hakkında daha fazla bilgi için lütfen Kaspersky Endpoint Security for Business, Kaspersky Small Office Security ve Kaspersky Internet Security sayfalarını ziyaret edin.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Microsoft ve OpenAI ile yapay zekanın yeni çağı başlıyor

Microsoft Türkiye ofisinde düzenlenen “Microsoft ve OpenAI ile Yeni Bir Çağ – Azure OpenAI Servisleri ve Uygulama Senaryoları” etkinliğinde Microsoft müşterileri ve teknoloji ekosisteminin paydaşları bir araya geldi. Etkinlik kapsamında söz alan üst düzey Microsoft Türkiye yöneticileri; “yapay zeka”, “ChatGPT” ve “OpenAI” kavramlarını ve bu kavramların Microsoft teknolojilerine nasıl entegre edildiğini müşterilerin de katıldığı demo sunumlarıyla anlattılar.

26 Nisan Çarşamba günü Microsoft Türkiye ofisinde düzenlenen “Microsoft ve OpenAI ile Yeni Bir Çağ – Azure OpenAI Servisleri ve Uygulama Senaryoları” etkinliğinde Microsoft müşterileri ve teknoloji ekosisteminin paydaşları bir araya geldi. Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin’in açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik kapsamında söz alan üst düzey yöneticiler; “yapay zeka”, “ChatGPT” ve “OpenAI” kavramlarını ve bu kavramların Microsoft teknolojilerine nasıl entegre edildiğini müşterilerin de katıldığı demo sunumlarıyla anlattılar.

Teknoloji dünyasının heyecan verici bir kırılma noktasında olduğunu vurgulayan Levent Özbilgin, “Yapay zeka ve OpenAI üzerinden ne kadar çok use case yaratabilirsek, bunların uygulamalarını, doğrularını yanlışlarını, hayatımızı kolaylaştıran ve zorlaştıran taraflarını ne kadar birbirimizle paylaşabilirsek bu modellerden o kadar çok faydalanabileceğimize inanıyoruz” dedi. 

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin: “Microsoft olarak, yapay zekanın yaygınlaşması için gerekli güveni sunmayı vadediyoruz”

Yapay zekanın uygulama sahasının genişletilmesi için her şeyden önce güven ortamının yaratılması gerektiğine dikkat çeken Özbilgin, sözlerine şöyle devam etti: “Yapay zeka denilince akla gelen ilk şey güven, biz de teknoloji güvenle çalışır diyoruz. Bugün insanların, kamunun ve kurumların, neye göre çalıştığını bilmediğimiz yapay zeka algoritmalarına güvenmesi bekleniyor. Bu noktada Microsoft olarak bizim sunacağımız en büyük katma değer size güven sağlamak olacak. Yapay zekanın hangi endüstrilerde, hangi teknolojiler üzerinde kullanılabileceği üzerine çalışırken, size hesap verebilen ve şeffaf bir model oluşturmaya gayret edeceğiz. Öte yandan, yapay zekanın ülkelerin stratejik kalkınma planlarına da dahil edilmesi gerekiyor. Burada da bulut devreye giriyor. Emin olduğum tek bir şey varsa o da bugün ve yarın gördüğünüz ve göreceğiniz tüm teknolojilerin sadece ve sadece bulut üzerinde çalışacağı gerçeği. Microsoft’un ne iş yaptığını soracak olursanız, biz hiper ölçekli bir bulut firmasıyız, temel işimiz bu. Bulut kullanımının bu kadar ön plana çıktığı ve bu kadar gerekli olduğu bir use case bugüne kadar olmamıştı. Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda, GSMH’nin %4-6’sının yüksek teknolojilere yatırım için ayrıldığını görüyoruz, bu oran Türkiye’de maalesef %0.3’ün altında. Türkiye’nin, teknolojideki bu kırılım noktasını bir fırsat olarak görmesi ve yüksek teknolojilere yatırım yapmak üzere kaynak ayırması gerekiyor”.

Yapay zeka iş yükünü azaltıyor

Microsoft Türkiye Operasyonlardan ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı ise Microsoft’un en yeni ürün ve hizmetlerinde yapay zekayı nasıl kullandığını; yapay zekanın şirketlere kazandırdığı katma değeri ve rekabet avantajını anlattığı bir sunum gerçekleştirdi. Viva Sales uygulamasından örnekler paylaşarak yapay zeka tabanlı uygulamaların satışçıların iş yükünü ne kadar azalttığını ve sistemlere bilgi girmek gibi angarya işleri ortadan kaldırdığını anlatan Kundakçı, söz konusu uygulamaların müşteri verisini özenle koruduğunu da sözlerine ekledi. Sunumunda dünyada genç nüfusun azalmasına paralel olarak genç iş gücü bulmanın zorlaştığına değinen Münir Kundakçı, sağlığı ve özel hayatı işin önünde konumlayan genç jenerasyonun yapmayı tercih etmediği işlerin yapılmasında da yapay zekanın büyük rol oynayacağını dile  getirdi.

Microsoft Güney Doğu Avrupa CTO’su Onur Koç, insanı makinalardan ayıran en önemli özelliğin hayal gücü ve yaratıcılık olduğunu belirterek, yapay zekanın insanın yerine geçmeyi değil; insan hayatını kolaylaştırmayı hedefleyen bir teknoloji olduğuna dikkat çekti. Üretken Yapay Zeka, Dar Yapay Zeka ve Genel Yapay Zeka arasındaki farkları, Microsoft ile OpenAI iş birliğini, endüstri senaryolarını, Copilot çözümlerini ve Azure OpenAI servislerini anlatan bir sunum yapan Koç, “Veriyi anlayabilme ve veriden öğrenebilme amacıyla yola çıkan yapay zeka, bugün artık insan beyninin çalışma prensiplerini öğrenen algoritmalar geliştirebiliyor. Generative AI, içerik yaratma yeteneğiyle yapay zeka alanında önemli bir dönüm noktası oldu” dedi. Prompt engineering olarak adlandırılan meslek dalının yükselişe geçtiğine de değinen Onur Koç, hangi araca hangi soruyu nasıl soracağını bilen; problemleri anlayabilme ve sınıflandırabilme yetisine sahip olan bu teknoloji profesyonellerinin, yapay zekanın etkin kullanımında insan yaratıcılığının nasıl devreye girdiğini kanıtladığını söyledi.

Microsoft 365 Copilot uygulamasını tanıtan bir sunum gerçekleştiren Microsoft Güney Doğu Avrupa Microsoft Üretkenlik ve Güvenlik Çözümleri Yöneticisi Ozan Öncel ise, Microsoft 365 Copilot’un kullanıcının kelimelerini dünyanın en güçlü üretkenlik çözümüne dönüştürmek için büyük dil modellerini kullanarak Microsoft 365 içerisindeki uygulamalarla birleştiren bir yapay zeka motoru olduğunu belirtti. Öncel, “Microsoft 365 Copilot, sadece Microsoft uygulamalarıyla ChatGPT’nin entegrasyonunu sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda bu yapının tam ortasında hem bilgi işleme hem de orkestrasyon görevini üstleniyor. Bu uygulama sayesinde Power Point’i Word’e; Word’ü Power Point’e çevirebilir; bir basın bültenini sunum formatında görmeyi talep edebilir ya da herhangi bir doküman üzerinden swot analizi yapılmasını isteyebilirsiniz. Hatta giremediğiniz bir toplantının ardından toplantıda kimlerin nelerden bahsettiğini meeting recap olarak görebilirsiniz” diyerek Microsoft 365 Copilot’un verimliliği artırdığına vurgu yaptı ve gelecekte yapay zekasız bir çalışma hayatı düşünemeyeceğimizi ifade etti.

Microsoft Türkiye müşterilerinin OpenAI deneyimleri

Veri ve Yapay Zeka Çözümü Satışları Uzmanı Behiye Biçer ile Veri ve Yapay Zeka Bulut Çözümleri Mimarı Damla Alkan“Azure OpenAI ile Akıllı Uygulamalar” başlıklı panellerinde Azure OpenAI servisinin erişimini, avantajlarını ve iş ortakları çözümlerini gerçek zamanlı demolar eşliğinde sundular. Panel kapsamında Rise Technology, Consulting & Academy CTO’su Erhan Ballıeker Microsoft Teams içinde her bir çalışanın iş süreçlerine katma değer sağlayacak OpenAI destekli “pAIr” uygulamasını; MindBehind Kurucu Ortağı Oğuzhan Başeğmez mevcut chatbot çözümlerini OpenAI ile nasıl iyileştirdiklerini; NTT DATA‘dan  Burak Ayan e-ticaret ekiplerinin ilgisini çekecek sepet sürecinde iade oranları tahminlerini sağlayan “Intelligent Return Cockpit” uygulamasını, Touchcast ekibi ise Metaverse ile OpenAI’ın gücünü nasıl birleştirdiklerini anlattılar.

Etkinlik, Microsoft Türkiye Müşteri Deneyiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç’ın moderatörlüğünü üstlendiği ve konuk olan Setur CIO’su Alphan Kimyonok’un Setur’un Azure OpenAI deneyimlerini ve geliştirdikleri seyehat asistanı projesini aktardığı “Azure OpenAI Müşteri Deneyimleri” paneli ile sona erdi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

BTA CEO'su Baha Bülbül oldu

TAV Havalimanları iştiraki BTA’da üst düzey atama gerçekleşti. Baha Bülbül, BTA’nın yeni CEO’su olarak görevine başladı. 

TAV Havalimanları’nın yiyecek-içecek iştiraki BTA, üst düzey görev değişikliğini duyurdu. 1999’dan bu yana BTA’da önemli pozisyonlarda rol alan Baha Bülbül, BTA CEO’luğuna atandı. Baha Bülbül, BTA’daki uzun yıllara dayanan birikim ve tecrübesiyle globalleşme, dijitalleşme, sürdürülebilirlik gibi kritik süreçlere odaklanarak şirketin büyümesini sürdürecek. 

Baha Bülbül, Bilkent Üniversitesi Turizm İşletmeciliği bölümü mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi MBA yüksek lisans programını tamamladı. BTA’daki iş yaşantısı Maliyet Kontrol Müdürü olarak Ekim 1999’da başlayan Baha Bülbül, 2006-2011 yılları arasında BTA İş Geliştirme Direktörü olarak kariyerine devam etti. Aralık 2011 – Aralık 2020 arasında BTA Denizyolları operasyonunun Genel Müdürü olarak çalışan Bülbül, Aralık 2020’de BTA Havalimanları Operasyondan Sorumlu İcra Kurulu Üyeliğine (COO) atandı. Yaklaşık 2,5 yıldır bu görevi başarıyla yürüten Baha Bülbül 1 Mayıs 2023 itibariyle BTA CEO’su olarak yeni görevine başlayacak. 

Şirket tarafından BTA Yiyecek ve İçecek Hizmetleri A.Ş. Üretim ve Tedarik Zinciri’nden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Volkan Cılga’nın mevcut sorumluluklarına ek olarak bundan böyle BTA İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapacağı da bildirildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kuru meyve sektörü hedef pazarlara ihracatını yüzde 15 artırdı

Türkiye’nin kuru meyve ihracatı 2022 yılında yatay bir seyirle 1 milyar 571 milyon dolar olurken, kuru meyve sektörü hedef pazarlarda yüzde 15’lik ihracat artış hızı yakalayarak, hedef pazarlara yaptığı ihracatını 196 milyon dolarlardan 225 milyon dolara yükseltti.

Kuru meyve sektöründe ihracatta Türkiye lideri olan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, hedef Pazar olarak belirlediği; Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Japonya, Brezilya, Hindistan, Güney Kore, Malezya ve Endonezya’ya ihracatını artırmak için uzun yıllardır yaptığı çalışmaların meyvelerini topluyor.

Ticaret Bakanlığı’nın 2023 yılı için ortaya koyduğu Uzak Pazarlar Stratejisine de uyumlu olan kuru meyve sektörünün hedef ülkeleri içinde ABD 126 milyon dolarlık ihracatla hedef ülkeler içinde lider olurken, Çin 32,7 milyon dolarlık Türk kuru meyveleri talebiyle ikinci sırada yer aldı. Japonya’ya yapılan kuru meyve ihracatı yüzde 15’lik artışla 24 milyon dolardan 28 milyon dolara çıktı. Brezilya 2021 yılında 15 milyon dolarlık Türk kuru meyvesi talep etmişken, 2022 yılında talebini yüzde 55 artırdı ve 23 milyon dolarlık Türk kuru meyvesi ithalatı yaptı.

Kuru meyveler sağlıklı gıdalar 

Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlıklı gıdalar olarak tanımlanan kuru meyveleri Türk üreticisinin yüzlerce yıldır ürettiğini, ihracatçılar olarak kendilerinin de 110’den fazla ülkeye ihraç ettiklerini belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, kuru meyve sektörünün ihracat başarısında üreticiler, ihracatçılar, araştırma enstitüleri, üniversiteler, Tarım ve Orman Bakanlığı arasındaki uyumun payının büyük olduğunu dile getirdi.

Ege İhracatçı Birlikleri’nde yapılan genel kurulda konuşan Başkan Işık, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu olarak, Kuru İncir, Kuru Kayısı ve Kuru Üzüm için oluşturulan kurullar ve Teknik Komitelerin çalışmalarını sürdürdükleri bilgisini verdi. Işık, “Organik Ürünler Komitesi, Bilim ve Teknoloji Kurulu, Ekonomi ve Finans Kurulu, Tanıtım ve Pazarlama Kurullarını da yeni dönemde kurduk ve çalışmalara dahil ettik. Bu kurullarımızın çabaları ve ihracatçılarımızın aktif pazarlama çalışmalarıyla hedef pazarlarda başarıyı yakaladık. 100 bin üreticiyi bu kurullarda yaptığımız çalışmalarla yönetiyoruz. Kuru meyve sektöründeki başarının arkasında 35-40 yıldır devam eden sürdürülebilirlik eksenli çalışmalar yatıyor” şeklinde konuştu

Kuru üzümde TMO’nun alımı başarı getirdi

Kuru meyve sektörünün lider ihraç ürünü çekirdeksiz kuru üzümde Tarım ve Orman Bakanlığı’yla yaptıkları çalışmalar sonucunda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin stok alımı yaptığını bunun da fiyat istikrarı sağladığını ifade eden Işık, 2022 yılı kuru üzüm sezonu sonundaki yağışların bazı bölgelerde ürün kalitesini bozduğunu, TMO’nun stoğundaki ürünlerin kuru üzüm kalitesini yukarı çektiğini vurguladı.

Türkiye’nin 2022-23 sezonunda 250 bin ton kuru üzüm ihraç edeceği bilgisini paylaşan Işık, kuru üzümde pestisit sorunlarını çözerek 275-300 bin ton ihracat seviyesine çıkma hedefleri olduğunun altını çizdi.

Pandemiden sonra dünyanın sağlığa bakış açısı değişti

“Pandemi sonrasında dünyanın sağlığa bakış açısı değişti” tespitinde bulunan EKMİB Başkanı Mehmet Ali Işık sözlerini şöyle sürdürdü; “Gıda ürünlerinde kontrol sıklıkları artırıldı. Kuru incirde kontrol sıklığı yüzde 30’a çıktı. Kuru incirde aflatoksin ve okrakoksin oluşumunun önüne geçmek için TÜBİTAK ile ortak bir çalıştay yaptık ve ortak proje yürütüyoruz. Aflatoksin ve Okratoksin oluşumunu önlemek için işletmelerde yapılması gerekenlerle ilgili TÜBİTAK ile çalışıyoruz. Sektör olarak toplam kalite ve gıda güvenliğine yoğuşlaşmalıyız. 2023 yılında yapacağımız çalışmalar 2022’den daha zor olacak. Alıcıların kararları bizleri zorluyor” diyerek sözlerini özetledi.

URGE Projeleriyle katma değerli ürün ihracatını artıracağız

Turkish Dried Fruits isimli URGE Projesiyle kuru meyve sektöründeki ihracatçı firmaların kümelenerek yetkinliklerini artırdıklarını, sektörün ihracatının artması için hedef pazarlara sektörel ticaret heyetleri gerçekleştirdiklerini paylaşan Başkan Işık, önümüzdeki dönemde URGE Projesine devam etmek istediklerini, URGE projeleriyle kuru meyve sektöründe katma değerli ürün ihracatını artırmayı amaçladıklarını sözlerine ekledi.

Öz; “Yeni ürünlerle ihracatta eşik atlayabiliriz”

Türkiye Kuru Meyve Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz ise; Türkiye’nin 150 yıldır kuru meyve ihracatında güçlü bir oyuncu olduğunu ancak sektörün ihracattaki gelişiminin arzu ettiklerinin gerisinde kaldığına dikkati çekti.

Peru’nun 10 yıl önce yaban mersini ürünü üretimine girdiği bilgisini veren Öz, “Peru 10 yıllık sürecin sonunda yaban mersini ihracatında 1,5 milyar dolarlık seviyeye geldi. Biz 150 yıllık ihracat yolculuğu sonunda çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısıda 1,1 milyar dolarlık ihracat seviyesine takıldık kaldık. 1,5 dolara kuru üzüm ihraç ediyoruz, adeta bedavaya satıyoruz, bedavaya satmak için birbirimizle yarışıyoruz. Bu ihracat politikamızı gözden geçirmek ve katma değerli ihracata yönelmeliyiz” tespitinde bulundu.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Genel Kurulu’nda konuşan Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel, Türkiye ve dünya ekonomisindeki gelişmelerde ilgili ihracatçılara sunum yaptı.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği mali genel kurulunda 2023 yılı bütçesi 30 milyon 500 bin TL olarak kabul edilirken, 2023 yılı iş programı da oy birliğiyle kabul edildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyük Macera Hazine Peşinde filminin galası yapıldı

Yapımcılığını No23 Prodüksiyon’un yaptığı, yönetmen koltuğuna ise Ahmet Toklu’nun oturduğu ‘Büyük Macera Hazine Peşinde’ filminin galası Kanyon’da yapıldı. Yoğun ilginin yaşandığı gala gecesinin ikinci de depremzede çocuklar için Malatya’da yapılacak. 

28 Nisan’da vizyona girecek olan Büyük Macera Hazine Peşinde filminin galası Kanyon AVM’de yapıldı. Filmin oyuncularının tam kadro katıldığı gala gecesine Ceren Benderlioğlu, Berat Efe Parlar, Atılay Uluışıl, Tolga Tetin, Doğukan Güngör, Hasan Yalnızoğlu ve Banu Karagöz gibi birçok ünlü isim katıldı.

Çocukların eşsiz dünyasında birlik ve beraberliğin anlatıldığı filmin senaryosunu Deniz Tuncay kaleme alıyor. Çocuk gelişim uzmanları ve psikologların katkılarıyla hazırlanan film titiz bir çalışma sonucunda sinemaseverlerle buluşacak. 

 

Son söz seyircinin

Filmde Bekir Akbaba karakterine hayat veren Muharrem Türkseven, “Çekim süresinde söz hakkı bizdeydi fakat artık son söz seyircinin. Oyuncuların hepsi birbirinde yetenekli birbirinden eğlenceliydi. Çok güzel bir iş çıkardık ve artık seyircimizi bekliyoruz. 

 

Bir gala da Malatya’da 

Filmim yapımcısı Tuğba Tuna, “Ülkemizin son günlerde yaşadığı deprem felaketi hepimizi etkiledi. Bu süreci hep birlikte atlatacağız. O yüzden deprem bölgesindeki çocukları da unutmamamız gerekiyor. Filmimiz çocukların yaşadığı bu zor günlerde belki bir ışık olur o yüzden 2. galamızı Malatya’da yapacağız” dedi. 

 

Çocuğumuz olursa nasıl birisi olacağını anladık

Filmde karı kocaya hayat veren Orçun Kaplan, Damla Cercisoğlu çifti “Bizim için birçok anlamda bu bir ilk oldu. Filmde de çiftiz ve aile gibiyiz. Yapımcımızda bize her anlamda bunu hissettirdi. Biz de çocuğumuz olursa nasıl birisi olacağını anladık. Filmde arkadaşlık da çok ön planda ve o kadar da ilerlediği çocukların ahbaplığı hala devam ediyor” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Netflix, Yeni Dizisi Terzi'nin Lansmanını Ekibin Bir Araya Geldiği Bir Yemek İle Kutladı

Netflix, gerçek bir hayat hikayesinden esinlenen yeni dizisi Terzi’nin lansmanını dizi ekibinin katıldığı bir yemekle kutladı. Basına kapalı olarak gerçekleşen yemeğe dizinin başrolü Çağatay Ulusoy başta olmak üzere oyuncuları Salih BademciOlgun Şimşek ve Şifanur Gül, yönetmeni Cem Karcı, senaristleri Rana Mamatlıoğlu ve Bekir Baran Sıtkı ve yapımcısı Onur Güvenatam da katıldı. 

Terzi ekibi gerçekleşen yemek sonrasında bir araya gelerek gecenin hatırası olarak objektiflere poz verdiler. 

Terzi 2 Mayıs, Salı tüm dünya ile aynı anda sadece Netflix’te!

Terzi Hakkında: 

Terzi, yeteneğini büyükbabasından miras alan genç ve başarılı terzi Peyami’nin hikâyesini anlatıyor. Dedesinin ölümünden sonra herkesten sır gibi sakladığı, akli dengesi yerinde olmayan babası Mustafa’nın bakımını üstlenmek zorunda kalan Peyami, en büyük sırrını İstanbul’daki hayatının tam merkezine yerleştirmeye mecbur kalır. İstismar edildiği bir ilişkiden canı pahasına kaçmakta olan Esvet, kendi sırlarıyla Peyami’nin ve Mustafa’nın hayatına girer. 

Yönetmen: Cem Karcı 

Senaristler: Rana Mamatlıoğlu & Bekir Baran Sıtkı

Oyuncular: Çağatay Ulusoy (Peyami), Salih Bademci (Dimitri), Şifanur Gül (Esvet), Olgun Şimşek (Mustafa), Ece Sükan (Suzi), Zeynep Tarhan, Murat Kılıç, Celile Toyon, Engin Şenkan, Vedat Erincin, Lila Gürmen

Yapımcı: Onur Güvenatam

Yapım Şirketi: OGM Pictures

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tarihe Not Düşen 46 Dakika 46 Saniye. DEÜ'nün Deprem Belgeselinin Basın Gösterimi Yapıldı

Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından; yaşanan süreci ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) bölgede yürüttüğü faaliyetleri konu alan ‘Asrın Felaketinde Asrın Dayanışması’ adlı belgeselin lansmanı gerçekleştirildi.

Depremde hayatını kaybeden vatandaşların ve DEÜ fertlerinin anısına ithaf edilen; zihinde kalıcı olması adına da Kahramanmaraş’ın plakası ile uyumlu olacak şekilde 46 dakika 46 saniye uzunlukta hazırlanan belgesel, üniversitenin resmi internet sayfasından ve YouTube’daki ‘DEUwebtv’ üzerinden izlenebilecek. Basın mensuplarının katıldığı toplantıda konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Yaşadığımız acının izlerini yüreklerimizde taşıyoruz. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın anısını yaşatmak ve bölgede fedakarca çalışan arkadaşlarımızı onurlandırmak amacıyla hazırladığımız belgeselin tarihe not düşeceğine de inanıyoruz” diye konuştu.

Türkiye’yi yasa boğan ve on binlerce vatandaşın hayatını kaybetmesine sebep olan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından; yaşanan süreci ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) bölgedeki hizmetlerini konu alan “Asrın Felaketinde Asrın Dayanışması” isimli belgeselin lansmanı, DEÜ Rektörlük Binası’nda düzenlendi. Depremde hayatını kaybeden vatandaşların ve DEÜ fertlerinin anısına ithaf edilen; zihinde kalıcı olması adına da Kahramanmaraş’ın plakası ile uyumlu olacak şekilde 46 dakika 46 saniye uzunlukta hazırlanan belgesel, basın mensuplarının katıldığı toplantıda kamuoyu ile paylaşıldı. Üniversitenin resmi internet sayfasından ve YouTube’daki ‘DEUwebtv’ üzerinden de izlenebilecek belgeselin önümüzdeki süreçte başka platformlarda da yayımlanması hedefleniyor. DEÜ Rektörlüğü Çatı Restoran’da gerçekleştirilen ve basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği programda konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, büyük kayıplara neden olan felaketin ilk gününden itibaren bölgede, başta sağlık hizmeti olmak üzere arama kurtarma çalışmaları ile yer aldıklarını söyledi. Depremden etkilenen şehirlerde yaşayan vatandaşlara; ilk etapta sağlık hizmeti ve arama kurtarma çalışmaları ile ulaştıklarını belirten Rektör Hotar, devamında ise DEÜ ekipleri ile insani yardım, temiz içme suyu, barınma ve gıda desteğinde bulunduklarını kaydetti. Rektör Hotar, deprem bölgesinde aktif olarak hizmet veren 34 üniversite mensubunun duygularına da yer verildiği belgeselin hem zihinde kalıcı olması hem de arama kurtarma çalışmalarına saygı göstergesi adına Kahramanmaraş’ın plakasına uygun şekilde 46 dakika 46 saniye uzunlukta hazırlandığını belirtti.

ÜÇ BÖLÜMDEN OLUŞUYOR

Belgeselin ‘Bir şey yapmamız lazım’, ‘Yaralarımızı birlikte saracağız’ ve ‘Aynı çatı altında…’ başlıklı üç bölümden oluştuğunu açıklayan Rektör Hotar, arşiv görüntülerinin özgün bir metin doğrultusunda derlendiğini ifade etti. İzleyenlere deprem gerçeğini yansıtması adına böyle bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan Rektör Hotar, “Hepimizi derinden üzen afette, örnek bir dayanışma sergileyen milletimizin bu yönüne vurgu yapmak için belgeselimize ‘Asrın Felaketinde Asrın Dayanışması’ adını verdik” dedi. Üniversite tarafından yürütülen faaliyetlerle ilgili detaylı bilgilere ve söz konusu faaliyetlerin yürütücüleri tarafından anlatımına dikkat çekildiği belgeselin özenle hazırlandığının altını çizen Rektör Hotar, “Belgeselin ‘Bir şey yapmamız lazım’ başlığını taşıyan ilk bölümde, depremin özellikle ilk günlerinde yürütülen faaliyetlere yer verdik. Uzun vadeli yardım faaliyetleri ve bilimsel çalışmaların anlatıldığı ikinci bölümde ise ‘Yaralarımızı birlikte saracağız’ diyerek yaşananları anlattık. Son bölümde ise üniversitemizin Seferihisar’daki Sosyal Tesislerinde misafir ettiğimiz vatandaşlarımızın duygularını ‘Aynı çatı altında…’ izleyiciye aktardık” ifadesinde bulundu.

DEÜ EVLATLARINI UNUTMADI!

Belgeselin hem vatandaşlara hem de depremden etkilenen illerde hayatını kaybeden 13 DEÜ öğrencisine ithaf edildiğini belirten Rektör Hotar, “Devletimizin imkanlarını sonuna kadar seferber ettiği bu zorlu süreçte bizler, DEÜ ailesi olarak farklı alanlarda elimizden geldiğince depremin yaralarını sarmaya çalıştık. Bölgeye ulaşan üniversite bünyesindeki ilk sağlık ekibi DEÜ oldu ve desteğimiz de halen devam ediyor. Belgeselimizi aramızdan ayrılan vatandaşlarımıza ve DEÜ’lü evlatlarımıza adadık. Şu anda belgeselimizi DEÜ’nün resmi internet sayfasından ve YouTube kanalı olan DEUwebtv üzerinden kamuoyu ile paylaştık. Önümüzdeki süreçte bu çalışmamamızı farklı platformlarda yayınlamayı da hedefliyoruz” dedi.

TEŞEKKÜR ETTİ

DEÜ’nün Türkiye’ye hizmet edecek sosyal projeleri geliştirmeye devam edeceğini aktaran Rektör Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu vesileyle deprem bölgesinde arama-kurtarma çalışmalarına katılan; sağlık hizmetlerinin sunulmasını ve yardımların ulaştırılmasını sağlayan büyük ailemizin fertlerine şükranlarımızı sunuyoruz. Depremin ardından bölgede bilimsel çalışmalar yürüten ve raporlar hazırlayan akademisyenlerimize; gönüllü olarak hizmet veren mesai arkadaşlarımıza ve öğrencilerimize de teşekkür etmek istiyoruz. Elbirliği yaptığımız bu süreçte devletimizin ilgili kurum ve kuruluşlarına; bölgeye yardım elini uzatan aziz milletimize minnettarız. DEÜ ailesi olarak depremde yitirdiğimiz vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet; yaralı vatandaşlarımıza da şifa diliyoruz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası'nın aktifleri 100 milyar TL'yi aştı

Yılın ilk çeyreğinde aktiflerini bir önceki yıla göre yüzde 12 oranında artırarak 102,5 milyar TL seviyesine taşıyan Banka, Türkiye’nin geleceği için önem arz eden projelere sağladığı finansman desteği ile birlikte kredi hacmini geçen yıla oranla yüzde 10 artırarak 66,7 milyar TL’ye yükseltti.

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, 2023 yılına ait ilk çeyrek finansal sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıkladı. Banka, 2023 yılında ilk çeyreğinde aktiflerini bir önceki yıla göre yüzde 12 artışla 102,5 milyar TL seviyesine taşırken, net kârını yüzde 87’lik artışla yaklaşık 662,8 milyon TL’ye yükseltti. Kredi tutarı bir önceki yıla göre yüzde 10’luk artışla 66,7 milyar TL seviyesine ulaştı. 2023 yılı Mart ayı sonunda ortalama özkaynak kârlılığı yüzde 33 civarında gerçekleşti. Brüt takipteki kredilerin toplam kredilere oranı ise yüzde 1,35 düzeyinde seyrederek Bankacılık sektör ortalamasının altında yer aldı. Bankanın sermaye yeterlilik oranı ise yüzde 15,96 olarak gerçekleşti.

“İklim değişikliğiyle mücadele için, 110 milyon avroluk kaynağı yatırımcılarımızla buluşturacağız”

Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir dönüşümüne hizmet etmek amacıyla uluslararası kuruluşlardan elde edilen kaynakları yeni yatırımlarla buluşturduklarını belirten Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, “Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası olarak, ülkemizin de imzacısı olduğu Paris İklim Anlaşması ilkelerine uyum ve 2053 net sıfır karbon hedefi için sorumluluk alıyoruz. Bu kapsamda yenilenebilir enerji alanında yaklaşık 4.233 MW kurulu güce sahip 236 enerji projesine gerekli finansman desteği sağladık. Portföyümüzün yaklaşık yüzde 80’i sürdürülebilirlik temalı kredilerden oluşuyor. 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacının 15’ine doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlıyoruz. Alman Kalkınma Bankası (KfW) ile T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında imzalanan 100 milyon avroluk İklim Finansman Kredisini ve ek olarak Alman Hükümeti tarafından karşılanan 10 milyon avroluk hibeyi, Banka olarak yatırımcılarla buluşturuyoruz. Bu anlaşmayla birlikte ülkemizdeki sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ve sürdürülebilir kalkınmaya destek sağlayacağımız için mutluyuz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin sürdürülebilir kalkınması için çalışmaya devam edeceğiz. Ayrıca, ülkemizde yaşanan üzücü deprem felaketi sebebiyle AFAD’a 100 milyon TL tutarında bağış sağladık. Önümüzdeki süreçte de bölgede bulunan vatandaşlarımıza desteğimizi sürdüreceğiz.” dedi. 

“Girişim sermayesi ekosisteminin gelişiminde aktif rol alıyoruz”

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın kurucusu olduğu Türkiye Kalkınma Fonu ile doğrudan yatırımlara kararlılıkla devam ettiklerini belirten Öztop, “Türkiye Kalkınma Fonu çatısı altında yönetilen ve özellikle savunma sanayi girişimlerini ana odağına alan Yenilikçi ve İleri Teknolojiler Fonumuzdan Beam Teknoloji şirketine yatırım yaptık. Bu yatırım ile siber güvenlik alanında faaliyet gösteren şirkete, test ve değerlendirme laboratuvar kapasitesinin artırılması ve ihracat odağının korunarak sürdürülebilir büyümenin temini için finansman sağlıyoruz. Buna ek olarak, Teknoloji ve İnovasyon Fonumuz aracılığıyla dijital pazarlama alanında faaliyet gösteren Wask şirketine ve Sermaye Fonumuz aracılığıyla bütünsel kaynak yönetimi alanında çalışmalarını gerçekleştiren Fazla şirketine yaptığımız yatırımlarla Türkiye girişim sermayesi ekosisteminin gelişiminde aktif rol alıyoruz.” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Russell Crowe'u hiç böyle görmediniz!

İlk kez bir korku filminde rol alan Russell Crowe hayranlarını şaşırtacak!

Bugüne kadar Gladyatör, Akıl Oyunları, Nuh: Büyük Tufan ve çekimleri ülkemizde gerçekleşen Son Umut gibi pek çok hafızalara kazınmış filmde oynayan 58 yaşındaki başarılı oyuncu Russell Crowe, bu kez bambaşka bir türde başrol alarak hayranlarını şaşırtmaya hazırlanıyor.  “Yaptığım filmlerin sayısını ben bile hatırlamıyorum” diyen Akademi Ödüllü ünlü oyuncu artık kırışıkları ve saçında beyazları olan karakterleri canlandırdığını ifade ederken son filmi Şeytanın Düşmanı’nda şeytan çıkaran bir rahip olarak karşımıza çıkıyor. Yaşamı boyunca 100.000’den fazla şeytan çıkarma ayini gerçekleştiren İtalyan rahip Gabriel Amorth’u canlandıran Crowe, “Senaryoyu okuduğumda rahipten çok etkilendim, onunla ilgili daha çok okudukça ise ona hayran kaldım” diye konuştu.

Korku ve gerilim filmi hayranlarının nefeslerini tutarak izleyeceği “Şeytanın Düşmanı” (The Pope’s Exorcist), 5 Mayıs’ta ülkemizde sinemalarda olacak. Akademi ödüllü ünlü oyuncu Russell Crowe’un Vatikan’ın Baş Şeytan Çıkarıcısı Peder Gabriel Amorth rolüyle ilk kez bir korku türünde karşımıza çıkacağı film, İtalyan Katolik rahibin kitaplarında anlattığı hikâyelerden esinleniyor.

“Vatikan’da Baş Şeytan Çıkarıcı diye bir görevli olduğundan haberim yoktu”

Çeşitli medya röportajlarında korku filmi hayranı olmadığını ve “geceleri derin uyumayı” tercih ettiğini söyleyen Russell Crowe, senaryoyu okuduğunda Vatikan’da Baş Şeytan Çıkarıcı diye bir görevli olduğundan haberi olmadığını anlatıyor.  Başta bunun uydurma bir hikâye olduğunu düşündüm diyen Crowe, “Sonra baktım ve gerçek olduğunu anladım. Peder Amorth’un hayatını takip etmek benim için harika ve büyüleyici bir yolculuk oldu. Onunla ilgili daha çok okudukça ona hayran kaldım. Amorth’un karakteri beni büyüledi” diyor. Rolü için rahibin ilk iki kitabını okuyan ünlü oyuncu, onu şeytan çıkarma ayinlerini yaparken izleyen insanlarla da konuşmuş. 

Filmle ilgili olumlu tepkiler aldığını aktaran Crowe, kariyerinden şöyle bashediyor: “Yaptığım filmlerin sayısını ben bile hatırlamıyorum ama benden çok film çekenleri gördükçe şaşırıyorum çünkü bugüne kadar hep çalıştım. 58 yaşındayım ve saçımdaki her bir beyazı hak ettim. Şimdi de kırışıkları ve saçında beyazları olan karakterleri canlandırıyorum.” 

Crowe, Peder Amorth’a hiç benzemiyor

Genellikle cast seçimlerinde canlandırılan karaktere benzer tercihler yapılmasının aksine 58 yaşındaki deneyimli oyuncu Crowe, gerçek hayatta saçsız, gözlüklü ve temiz traşlı olan rahip Peder Amorth’a hiç benzemiyor. Filmde üzerinde Ferrari çıkartması bulunan Lambretta scooter ile Roma’da gezen Crowe, duble espresso içiyor ve cüppesinin altına kırmızı çoraplar giyiyor. Üstelik cüppesini Faith No More’un müziği eşliğinde rüzgârda dalgalandırıyor.

Vatikan’ın Baş Şeytan Çıkarıcısı Peder Gabriel Amorth’un küçük bir çocuğa musallat olan şeytanı çıkartmaya çalışırken Vatikan’ın gizli tutmaya çalıştığı asırlık komplosunu ortaya çıkarmasını konu alan Şeytanın Düşmanı5 Mayıs’ta sinemalarda olacak.   

Şeytanın Düşmanı Künyesi:

Yönetmen: Julius Avery

Senaryo: Michael Petroni ve Evan Spiliotopoulos

Hikâye: Michael Petroni ve R. Dean McCreary & Chester Hastings

“An Exorcist Tells His Story” ve “An Exorcist: More Stories” adlı kitapların yazarı: Fr. Gabriele Amorth

Yapımcı: Doug Belgrad, Michael Patrick Kaczmarek, Jeff Katz

Yürütücü Yapımcılar: Jo Homewood, Sophie Cassidy, Edward J. Siebert, SJ

Oyuncular: Russell Crowe, Daniel Zovatto, Alex Essoe ve Franco Nero

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uluslararası Zafer Kupası ve Şampiyonlar Turnuvası'na doğru

Türkiye Güreş Federasyonu Organizasyon Kurulu Başkanı Mehmet Eroğlu, Uluslararası Zafer Kupası ve Şampiyonlar Turnuvası öncesi Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu’na nezaket ziyaretinde bulundu. 

Eroğlu, 27 Nisan – 2 Mayıs tarihleri arasında Göynük Mahallesi’nde bulunan Kemer Belediyesi Göynük Atatürk Spor Salonu’nda Türkiye Güreş Federasyonu tarafından yapılacak olan organizasyonla ilgili Başkan Topaloğlu’na bilgiler verdi. 

Başkan Topaloğlu ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, organizasyona katılacak olan tüm sporculara başarılar diledi. 

Farklı kilolarda serbest ve grekoromen kategorilerinde yapılacak olan turnuvada sporcular, dereceye girebilmek için çaba sarf edecek. 

Ziyaret sonrası Eroğlu, Başkan Topaloğlu’na forma hediye etti. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı