Aylık arşivler: Nisan 2023

Kanserde hızlı tanı, etkin tedavi dönemi

Kanser tanı ve tedavisinde her geçen yıl önemli gelişmeler kaydediliyor. Moleküler patoloji alanındaki gelişmeler sayesinde artık kansere hızlı tanı konmasının yanı sıra aynı zamanda hangi ilacın, hangi tedavinin hastada etkili olacağı konusunda da bilgi sahibi olunduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Patolojinin kanser hastasının tedavi yönetimine önemli katkıda bulunduğu bir diğer alan ise ameliyat sırasında uygulanan frozen yöntemidir. Bu yöntem sayesinde ameliyat sırasında hastadan alınan doku, hızlıca dondurulduktan sonra kesit alınıp mikroskop altında incelenerek 10-15 dakika gibi kısa bir sürede tanı konuyor ve ameliyatı yapan doktora bilgi verilebiliyor. Böylece ameliyatı yapan cerrah tarafından ameliyatın gidişatı da bu bilgiye göre belirlenebiliyor” açıklamasında bulundu.

Patolojinin sadece kanser tanısının konduğu değil, hastalığın tedavisine ve nasıl seyredeceğine yönelik de pek çok testin yapıldığı bir branş olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Günümüzde kanserde kullanılan, hedefe yönelik tedavi yöntemlerinin her geçen gün artması patolojinin kanser tedavisindeki yerini ve önemini de artırdı. Akıllı ilaçların, sadece bu ilaçlardan fayda görecek kanser hastalarında kullanılması gerekiyor. Bu hastalar ise patolojide yapılan birtakım moleküler testler ile belirlenebiliyor” dedi. 

Ameliyat sırasında 15 dakikada tanı

Normalde bir dokunun mikroskop altında incelenebilecek hale gelmesi için hastadan alınan dokuların, “doku takibi” denen bir işlemden geçmesi gerektiğini vurgulayan Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Bu işlem yaklaşık 12-16 saatlik bir süreç gerektiriyor. Normalde hastadan doku alındıktan 12-16 saatlik bir süre sonra ilk mikroskobik incelemeyi yapabiliyoruz. Frozen yönteminde ise 15 dakikalık bir süre içerisinde doku donduruluyor, kesit alınıyor, boyanıyor ve değerlendirilip tanı konuyor. Nadir durumlarda bu süre biraz daha uzuyor ama genellikle 15 dakika içerisinde işlemi tamamlamış, tanı koymuş ve cerraha ameliyatın nasıl devam edeceğiyle ilgili karar vermesinde konsültan olarak yardımcı olmuş oluyoruz” diye konuştu.

Vakaların yüzde 90’ına 24-36 saat içerisinde tanı konuluyor

Uluslararası standartlara göre patoloji raporu için kabul edilen ideal sürenin bir hafta ile 10 gün arasında olduğunun altını çizen Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Sonrasında yapılacak moleküler testler için de benzer bir süre öngörülüyor. Ancak biz vakalarımızın yüzde 90’dan fazlasına 24-36 saat içerisinde tanı koyuyoruz, ki bunların önemli bir kısmı kanser tanısı. Özellikle kanser hastalarında patoloji raporunun kısa sürede sonuçlanması, tedavinin de kısa sürede başlamasını sağladığı için önemli. Kanser tanısı koyduktan sonra ise, doğru ve etkin tedaviyi belirlemek için gerekli olan moleküler testleri de bir gün ile en fazla bir hafta gibi kısa bir süre içerisinde sonuçlandırıyoruz” şeklinde konuştu.

Frozen, ameliyat sırasında uygulanan bir tanı yöntemidir

Frozen veya “Frozen Kesit” yönteminin ameliyat sırasında gerçekleştirilen bir tanı yöntemi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Patoloji pratiğinde yer alan en zor ve özellikli işlemlerdendir. Ameliyat esnasında tümör dokusundan alınan örnek, patolog tarafından mikroskobik olarak değerlendirilip 15 dakika gibi kısa bir sürede ameliyatı yapan cerraha sonuç bildirilir. Ameliyatı yapan cerrah ile birebir görüşerek, cerrahın yapacağı ameliyatı bizim vereceğimiz cevabın nasıl değiştireceğini, tümörün hangi özelliğinin önemli olduğunu öğrenip, bize verilen numune üzerinde kısa sürede bu değerlendirmeleri yapıp, sonucu kendileri ile paylaşıyoruz ve bu cevaba göre ameliyatın şekli belirleniyor. Bu nedenle, frozen işlemi tümör ameliyatlarında ameliyatın şeklini belirlemek için cerrah ile patolog arasında gerçekleştirilen bir fikir alışverişi, bir konsültasyondur” dedi.

Ameliyat sırasında konulan tanı ile ameliyatın seyri değişebiliyor

Tümör ameliyatlarında en önemli noktalardan birinin tümörün güvenli bir cerrahi sınır ile çıkarılması olduğuna dikkat çeken Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Bu tümörün daha sonra lokal nüks riski, tümör bölgesinde tekrarlaması açısından önemlidir. Geride tümör dokusu kalmadığından emin olmak için frozen ile cerrahi sınırların değerlendirilmesi yapılır. Kanser ameliyatlarında bir diğer önemli nokta da tümöral kitlenin çıkarılmasına, lenf nodlarının da ameliyatla alınmasının eklenip eklenmeyeceğidir. Kanser ameliyatlarında tümör dokusu ile bölgesel lenf nodlarının da çıkarılması gerekebilir. Örneğin, meme kanseri ameliyatlarında, koltuk altı lenf nodlarının çıkarılması kararı genellikle ameliyat sırasında yapılan frozen ile verilir. Kanserin ilk yayıldığı lenf nodu olan sentinel lenf nodunda metastaz olmadığı görülürse diğer lenf nodları çıkarılmaz. Bu durum, hastanın sonraki yaşam kalitesi ve konforu açısından önemlidir. Ameliyat öncesi kesin tanısı konamamış hastalarda, ameliyat sırasında kısa sürede vereceğimiz tanı ile ameliyatın şekli ve büyüklüğü tamamen değişebilir. İyi huylu bir tümörde sadece bu tümöral kitlenin çıkarılması yeterli olmakta iken, kanser olduğunu söylediğimizde çok daha kapsamlı bir ameliyat yapılabilir. Ameliyat sırasında bazen, tümörün neden olduğu beklenmedik bir tablo ile karşılaşılabilir. İşte böyle durumlarda da ameliyatın şekline frozen tanı ile yön verilir” dedi.

Bir hafta içerisinde tümörlerin moleküler özellikleri analiz edilip uygun tedavi belirlenebiliyor

Hızlı tanı konmasında kullanılan cihazların modern olması kadar çalışan ekibin bilgi ve deneyiminin de önemli olduğunun altını çizen Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Zafer Küçükodacı, “Kanser hastalarında yaptığımız moleküler testler için kullandığımız yeni nesil sekanslama (NGS) ile bir hafta gibi kısa bir sürede çok sayıda gen bölgesindeki mutasyonların analizi yapılabiliyor. Kanserlerin moleküler özelliklerinin tespit edilmesi, bu moleküler değişikliklere yönelik akıllı ilaçlar olarak bilinen hedefe yönelik ilaçların kullanılmasını da beraberinde getirmiştir. Bu ilaçların etkin ve uygun hastalarda kullanılması patolojide yapılan bu moleküler testler sayesinde olmaktadır” şeklinde konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bozkırdan Anandolu'ya Kardeş Selamı

Keçiören Belediyesi, Kazakistan Büyükelçiliği ve Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) iş birliğinde ilçedeki Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro Salonu’nda “Bozkırdan Anadolu’ya Kardeş Selamı” temalı konser düzenlendi. Konsere Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçilik Konsolosu Temirlan Sailauuly, Türksoy Genel Sekreter Yardımcısı Bilal Çakıcı, Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Kültür Başkâtibi İslam Guliyev, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok katılımcılara hitaben yaptığı konuşmada “Köklü bir tarihin evlatlarıyız. Atatürk diyor ki, ‘Ey Türk gençliği! Atanı tanıdıkça kendinde büyük işler başarmak için güç, kuvvet ve kudret bulacaksın.’ Programımızın adı Bozkırdan Anadolu’ya ama Altaylardan Anadolu’ya Tanrı dağlarından Anadolu’ya da diyebiliriz. Selam olsun, Anadolu’dan Tanrı Dağları’na, tüm TÜRK coğrafyasına!” dedi.

Konuşmasında Türk devletleri arasındaki iş birliğinin daha da kuvvetlendiğini söyleyen Altınok şunları dile getirdi:

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk bağımsızlığını ilan eden Türk Cumhuriyetlerimiz için diyor ki, ‘Bir gün komşumuz olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağılacak, dini bir, dili bir, soyu bir, kökü bir olan kardeşlerimiz var. Türkiye Cumhuriyeti devleti buna hazırlıklı olmalıdır. ‘Esir Türklere Hürriyet’ gençliğimizdeki önemli sloganlarımızdandı. Türk cumhuriyetlerimiz bağımsızlıklarını ilan ettiğinde ilk tanıyan ülke Türkiye olmuştur. Geçmişine sahip çıkmayan devletlerin milletlerin geleceği olmaz. Türk Devletleri Konseyimiz var. Türk devletleri arasında iyi ilişkiler gelişmeye devam ediyor. Güçlünün zayıfı ezdiği bir dünyadayız. Şuan Suriye, Libya yanıyor. Kardeşi kardeşe düşürdüler. Dertleri para, petrol. Dolayısıyla birlik ve beraberlik içinde, İsmail Gaspıralı`nın da söylediği gibi ‘dilde, işte, fikirde birliği’ sağlamalıyız. Sevinci sevincimiz kederi kederimizdir kardeş devletlerimizin. Birlik içindeki güçlü Türk dünyası, geleceğe daha emin adımlarla yürüyen bir tür dünyası demektir. Biz bize yeteriz.”

Etkinlikte konserin yanı sıra Kazakistan’dan gelen dansçılar da sahne alarak birbirinden güzel koreografileri sergilediler. Plaket ve çiçek takdiminin ardından program sona erdi. ​

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yeni nesil sürdürülebilir viskon kumaş Newipe®'a 10 Milyon Euro'luk İşletme kredisi

Türkiye’nin lider ıslak mendil üreticisi Sapro,  25 yıllık deneyimiyle piyasaya sürdüğü dünyanın ilk yeni nesil sürdürülebilir viskon kumaşı Newipe®’ın işletme sermayesi için 10 Milyon Euro’luk 4 yıl vadeli işletme kredisi aldı.

Marka, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) ortak girişimiyle sağlanan fonu, yeni nesil sürdürülebilir kumaş Newipe®’ın üretimi için kullanacak.

Ürünlerini 65 ülkeye ihraç eden ve özel markalı ıslak mendil üretiminde Avrupa’nın en büyük dört üreticisinden biri olan Sapro, jenerik viskon kumaşlara kıyasla daha az karbon ayak izi bırakılarak üretilip doğaya dönüşü daha hızlı olan Newipe® üretimine yönelik 10 Milyon Euro’luk işletme kredisi aldı. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) ortak girişimiyle sağlanan fon ile yeni nesil sürdürülebilir kumaşın daha geniş ölçekli üretiminin yanı sıra, işletme sermayesi ihtiyaçları da karşılanmış olacak.   

 

Karbon emisyonu yüzde 14 azaltılarak üretiliyor

Dünyada üretimi ilk kez Sapro tarafından gerçekleştirilen Newipe®, iki farklı teknolojinin bir araya getirilmesi ile tamamen doğal lifler kullanılarak imal ediliyor. Sapro; jenerik viskon kumaşla üretilen ıslak mendillere kıyasla daha yumuşak ve wetlaid kumaşlara kıyasla daha güçlü hale getirilen Newipe® ile hem tüketici ihtiyaçlarını üst düzeyde karşılamayı hem de doğal yaşam döngüsünü desteklemeyi hedefliyor. Spunlace ve Wetlace teknolojilerinin birleştirilerek geliştirildiği en son üretim teknolojisi ürünü olan Newipe®, diğer viskon kumaşlarla kıyaslandığında, bileşenlerinin bir kısmı herhangi bir ön işleme tabi tutulmadan üretim prosesine alındığı için karbon emisyonunu yüzde 14 azaltarak üretiliyor ve biyolojik olarak doğada daha hızlı şekilde tamamen parçalanabiliyor.

 

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ortak girişimiyle aldıkları fona ilişkin düşüncelerini açıklayan Sapro İcra Kurulu Üyesi ve Finans Direktörü Coşkun Cellek, Sapro’nun ihracattaki öncü kimliğini çevreye duyarlı üretim konusunda da devam ettirdiğini vurguladı. Sürdürülebilirliğin Sapro’nun öncelikleri arasında yer aldığının altını çizen Cellek, sözlerine şöyle devam etti: “Sapro olarak uzun süredir; operasyonel, yönetim ve finansal danışmanlığı kapsayan özel finansman ve sektöre özel danışmanlık çözümleri sunarak şirketlerin mümkün olan en iyi şekilde doğru seçimler yapmasına yardımcı olmasını amaçlayan ve  EBRD’nin faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde yalnızca davet esasına göre şirketlerin dahil olabildiği EBRD’nin Blue Ribbon programında yer almaktayız.

 

Yeni nesil viskon kumaş üretiminde kullanılmak üzere sağladığımız işletme kredisi; sürdürülebilirlik, performans kriterleri, çevresel ve sosyal etkilerin yönetimi alanında sorumlu ve kapsayıcı yönetim anlayışımızın uluslararası piyasalarca da desteklendiğini ortaya koyuyor. Şirketimizin güçlü bilanço ve sermaye yapısını teyit eden bu işleme imza atmaktan mutluluk duyuyoruz.

Ayrıca, dünyanın daha az karbon ayak izi bırakarak üretilen ve doğada daha hızlı çözünebilen ilk yeni nesil viskon içerikli ıslak mendilini üretmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için doğayı önceliğimize alarak doğal yaşam döngüsünü önemsiyoruz. Bu kapsamda iki farklı teknolojiyi birleştirerek, dayanıklılığı yüksek ve çok daha yumuşak bir kumaş elde ettik. Dünyanın ilk yeni nesil sürdürülebilir viskon kumaşı Newipe® ile Türkiye ıslak mendil pazarında çevreye duyarlı üretim standartlarının yaygınlaşmasına da öncülük ediyoruz. Sektördeki öncü kimliğimizi ve çalışmalarımızı da çevreye duyarlı üretim konusunda devam ettiriyoruz. Gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla bir yandan sektörümüzün büyümesini sağlarken diğer yandan da ülkemizde dünya standartlarında, sürdürülebilirliği destekleyen üretim yapılmasına katkıda bulunuyoruz.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Merck Türkiye'de 2 Yeni Atama

“Her çalışan bir yetenektir” prensibiyle hareket eden Merck’te, Türkiye ekibi  içinden iki yeni atama gerçekleşti. 

Merck Türkiye’de, yetenek yönetimine ve gelişimine öncelik verme taahhüdünün bir parçası olarak ekip içinden iki yeni atama gerçekleşti.  Onkoloji İş Birimi Direktörü olarak görev yapan Aydan Dinçer’in global atamasını takiben, Fertilite Terapötik Alan Direktörü Esra Onsun Bilgi, Onkoloji Terapötik Alan Direktörlüğü’ne atanarak yerini 2011 yılından bu yana Merck Fertilite ekibinde görev yapan Süleyman Bozoğlu’na bıraktı.

Esra Onsun Bilgi

2010 yılından bu yana Merck bünyesinde görev yapan Fertilite Terapötik Alan Direktörü Esra Onsun BilgiOnkoloji Terapötik Alan Direktörlüğü pozisyonunu üstlendi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde lisans ve MBA yüksek lisans eğitimlerini tamamlayan Bilgi, birçok global firmada çalıştıktan sonra 2010’da Merck’teki kariyerine başladı. Fertilite alanında sırasıyla Ürün Müdürlüğü, Pazarlama Müdürlüğü, Kıtalararası Bölge Pazarlama Müdürlüğü ve Pazarlama & Satış Müdürlüğü görevlerini başarıyla yürüttü. 2018’den itibaren Fertilite Terapötik Alan Direktörlüğü’ne atanan Bilgi, ekibiyle birlikte Türkiye’nin Fertilite alanında bölgesel ve global Eğitim Merkezi olması için başarılı çalışmalar gerçekleştirdi. 

Süleyman Bozoğlu  

2011 yılında Merck Türkiye’ye katılan ve 2021’den bu yana Fertilite Satış Müdürlüğü yapan Süleyman BozoğluFertilite Terapötik Alan Direktörlüğü görevine atandı. 

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nde lisans, Bahçeşehir Üniversitesi’nde MBA yüksek lisans eğitimini tamamlayan Süleyman Bozoğlu, Merck’te Ürün Tanıtım Uzmanlığı, Ürün Müdürlüğü, Pazarlama Müdürlüğü ve son olarak Fertilite Satış Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Fertilite global ekibinde kısa dönem görevlendirmeleri başarıyla yerine getirdi. Bozoğlu, Merck Türkiye Fertilite Ekibiyle birlikte, yerel ve bölgesel birçok stratejik projenin hayata geçirilmesine katkıda bulundu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Zorlu Enerji, sektörde güvenliği artıracak Ar-Ge projesini başarıyla tamamladı

Zorlu Enerji Gaziantep Doğal Gaz Dağıtım A.Ş., T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından 2021 yılında  onaylanan, doğal gaz dağıtım sektöründe çalışan saha operatörlerinin yanı sıra çevre ve şebeke müdahale güvenliğini artırmak amacıyla tasarladığı “Polietilen (PE) Hatlar Kanal Dışı Yerli Gaz Kesme Ekipmanı” Ar-Ge projesini başarıyla tamamladı.

Zorlu Holding’in Akıllı Hayat 2030 vizyonu doğrultusunda insan odaklı ekosistemlere ve yenileyici iş modellerine yatırım yapan Zorlu Enerji, iş süreçlerini EPDK elektrik ve doğal gaz dağıtım sistemlerinin uluslararası kalite standartlar düzeyine ulaştırılması, hizmet kalitesinin artırılması, hizmet maliyetinin ve kayıpların düşürülmesine yönelik amaçlarına göre şekillendiriyor. Bu kapsamda, proje sahibi Zorlu Enerji Gaziantep Doğal Gaz Dağıtım A.Ş. tarafından Zorlu Enerji Trakya Bölgesi Doğal Gaz Dağıtım A.Ş’nin proje ortaklığında hayata geçirilen ve EPDK Ar-Ge Komisyonunca onaylanan, “Polietilen   Hatlar Kanal Dışı Yerli Gaz Kesme Ekipmanı” Ar-Ge projesini başarıyla tamamladı.

 

Güvenlik üst seviyede sağlanacak

Doğal gaz dağıtım sektöründe kritik saha operasyonlarında kullanılacak “PE Hatlar Kanal Dışı Yerli Gaz Kesme Ekipmanı” Ar-Ge projesi sayesinde, saha işletme bakım operatörlerinin operasyon güvenliğinin üst seviyeye çıkarılmasının yanında, çevre ve şebeke müdahale emniyetinin de artırılması sağlanacak. Projeyle, polietilen doğal gaz altyapı şebekesinin büyük bölümünü oluşturan Ø20-Ø63 mm. çaplarında oluşan boru hattı hasarlarında veya planlı bağlantı operasyonlarında kanal dışından gaz akışının ideal hızda, ergonomik ve uygulama yüzeylerinde deformasyon oluşturmadan kontrol altına alınması amaçlanıyor. Polietilen hatlarda portatif gaz vanası işlevi görecek ekipman, altyapı engelleri veya yüzey kaplamaları nedeniyle normalden daha derin kanallardaki boru hatlarına müdahalede çözüm sunuyor, ihtiyaca göre 2,8 metreye kadar teleskobik olarak uzatılabilme imkan ve kabiliyeti sağlıyor. 

 

Sektöre rol model olundu

Ekipmanın tüm boru çaplarında gerçekleştirilen fonksiyon testlerinin Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından onaylandığını ve Ağustos 2022 itibariyle ekipmanın öncelikle Gaziantep ve Trakya Bölgesi Doğal Gaz Dağıtım bölgelerindeki görevli Acil Müdahale ve Bakım Onarım ekiplerinin kullanımına sunulduğunu belirten Zorlu Enerji Doğal Gaz Dağıtım Gaziantep Bölge Müdürü Zeki Düşoğlu, bu proje ile dağıtım sektörüne rol model olduklarını söyledi. 

 

Yüzde 100 yerli imkânlarla ve düşük maliyetle üretildi

Ülke genelinde doğal gaz dağıtım bölgelerinde meydana gelen polietilen hat hasarlarında kanal dışından gaz kesme imkânı sağlamaya yönelik geliştirilen ekipmanın yüzde 100 yerli imkanlarla ve düşük maliyetle üretildiğini hatırlatan Zeki Düşoğlu, şunları söyledi: “EPDK destekli projemiz kapsamında geliştirilen mukavemeti yüksek ve ergonomik gaz kesme ekipmanının kullanımıyla, polietilen hatlar üzerinde gerçekleştirilecek eforlu ve tehlikeli gaz kesme operasyonlarında görev alacak ‘Acil Müdahale ve Bakım Onarım’ personelimizin operasyon güvenliği ve iş emniyetinin artırılmasını hedefliyoruz. Ayrıca ekipman sayesinde daha az kullanıcının gaz kesintisine maruz kalması ve atmosfere daha az gaz çıkışı sağlanıyor olması nedeniyle projenin çevresel pozitif etkileri de bulunuyor. Zorlu Enerji Doğal Gaz Dağıtım Bölgeleri olarak doğal gaz dağıtım hizmeti verdiğimiz bölgelerde dağıtım sistemi işletimine yönelik teknoloji geliştirilmesi alanında sektörümüze rol model olmayı sürdüreceğiz.”

Zorlu Enerji’nin doğal gaz çalışmalarını yerlilik oranı, verimlilik, emniyet ve hizmet kalitesini sürekli artırma hedefiyle sürdürdüğünü belirten Zorlu Enerji Teknik Müdürü Serkan Uçar ise projeyi benzersiz kılan detayları paylaşarak şunları söyledi: “Mekanizma yapısı tamamen farklı olan ekipman, özel alaşımlı malzemeler kullanılarak sahada edinilen tecrübeler doğrultusunda ve uluslararası standartlar çerçevesinde özel yazılımla yüzde yüz yerli olarak geliştirildi. Yurtdışındaki sınırlı sayıdaki muadiline göre yaklaşık yüzde 60-65 tasarruf sağlanarak üretilen proje kapsamında 1696 kişi/saat emek harcandı. Sektörümüzde yaptığımız Ar-Ge çalışmalarımızla öncü olmaya devam edeceğiz”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

VIII.İstanbul Karbon Zirvesi

İklim değişti. İklim değişiyor.İklim değişecek. 

İklim krizinin etkileri yaşamda her yerde. Ülkemizin iklim dirençli sanayi ile büyümesi için finansmana erişimi ve düşük karbon ekonomisi yolu

8.İstanbul Karbon Zirvesi’nde irdelenecek.

 

2 Mayıs 2023 günü paydaşlar “İklim Dirençli Sanayi, Güçlü Türkiye” başlığında konusunun ilk ve tek etkinliği olan 8.İstanbul Karbon Zirvesi için İstanbul Teknik Üniversitesi’nin tescilli yeşil yerleşkesinde bir araya geliyor.İklim Direnci İçin İklim Finansmanı; Karbon Yönetimi ve Enerji; Karbon Yönetimi ve Endüstri oturumlarında lider kuruluşların üst yöneticileri delegelere hitap ederken sergide birebir etkileşim yaratılacak. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği 2023 Düşük Karbon Kahramanı ile Küçük Karbon Kahramanı ödülleri sahiplerini bulacak.

Konusunun ilk ve tek etkinliği

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ana desteğinde gerçekleştirilecek 8.İstanbul Karbon Zirvesi açılışını İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu yapacak. Çevre, Şehircilik ve  İklim Değişikliği Bakanlığı’nda İklim Değişkliği Başkanı Orhan Solak “Türkiye’nin Yeşil Dönüşüm Yolunda Net Sıfır Hedefi” adlı konuşmasıyla delegelere hitap edecek açıklamasını yapan İTÜ Öğretim Üyesi ve SÜT-D Başkanı Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu konusunun ilk ve tek etkinliği gururumuz. Cumhuriyetimizin 100., İTÜ’müzün 250. yılında zirvemize güçlerini katan iş dünyasına teşekkürümüzü sunuyorum dedi.

Kalkınma bankacılığının liderleri zirvede 

Prof. Karaosmanoğlu “Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası yöneticileri “İklim Direnci İçin İklim Finansmanı” oturumunda bankalarının sürdürülebilirlik yönetimi, sundukları iklim finansmanı seçenekleri, tahvil ve sukuk ihracı, emisyon ticaret sistemi, sürdürülebilir finansmana erişim başlıklarını masaya yatıracak” diyerek bu oturumun iki bankamızca yeni sağlanan toplam 220 Milyon Euro kredinin, yatırımların finansmanında kullanımı öncesinde ayrı bir önem kazandığını vurguladı.

Sanayinin karbon yönetimi

“Ülkemizin rüzgâr, güneş ve su gücünden yenilenebilir kaynaklı elektrik üretimi, elektrifikasyon, e-mobilite, enerji yönetimi yeni teknolojik çözümleri, enerji ve karbon ticareti başlıklarını Karbon Yönetimi ve Enerji oturumunda, endüstrimizin başta kimya sektöründe olmak üzere başardıklarını Karbon Yönetimi ve Endüstri oturumunda dinleyeceğiz. Kuruluşlarımızın yeşil, döngüsel, dijital dönüşümde iklim değişikliği ile mücadelelerini, ülkemizin iklim direncine katkılarını masaya yatıracağız” bilgisini veren Dr. Karaosmanoğlu zirvemizin enerjisine, kimyasına değer katacak sektör liderlerinin liderlerine peşinen teşekkür ederiz” dedi.

Karbon Kahramanlarını alkışlayacağız 

SÜT-D çocuklara sürdürülebilir yaşam kültürü kazandırılması ve karbonunu iyi yöneten nesiller yetişmesine katkı hedefli etkinlikler yapmakta ve Küçük karbon Kahramanı Ödülü vermekte. SÜT-D 2023 Küçük Karbon Kahramanı Koç Okulu Sosyal ve Teknolojik Girişimcilik, Yenilikçilik ve Yaratıcılık Kulübü (K-STEIC) oldu diyen Dr. Karaosmanoğlu “K- STEIC Haydi Kalk, Etrafa Bak Gösterisi” zirvemizde iklim dirençli yarınımız için umut olacak. Bu yıl Düşük Karbon Kahramanı aday başvurusunda 2021 rekorumuz kırıldı. Adayların sürdürülebilirlik yönetimi üst başlığında başta çevresel göstergelerinde olmak üzere sosyal ve yönetişimsel göstergelerine yansıyan sera gazı azaltımı başarılarını değerlendirdik. Kazananlar zirvemizdeki SÜT-D 2023 Düşük Karbon Kahramanı Ödül töreninde açıklanacak bilgisini verdi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çip Üretim Tesisi için imzalar atıldı-Bakan Varank: “Türkiye'yi kritik teknolojilerin üreticisi yapacağız"

TÜBİTAK ve Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi (HBKU) arasında Türkiye’nin yerli ve milli çip üretim tesisinin kurulması için işbirliği anlaşması imzalandı.  Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 12 ay içinde Türkiye’de ilk defa 65 nanometre çiplerin üretilmeye başlanacağını belirterek, “Burası, iki ülkenin ihtiyaç duyduğu kritik komponentlerin üretildiği ve pazara sunulduğu bir tesis olacak. Geliştirdiği teknolojik çözümlerle, milli hasılamıza, cari açığın azaltılmasına ve istihdama katkı sağlayacak.Türkiye’yi kritik teknolojilerin üreticisi yapacağız” dedi.

 TÜBİTAK Gebze kampüsünde düzenlenen törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Mehmet Fatih Kacır, Hasan Büyükdede, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Hamid Bin Khalife Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ahmad M. Hasnah, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hacı Ali Mantar katıldı.

“Türkiye yüzyılı”nın nişanelerinden biri olacak

Törende konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ülkemizin geleceğine yönelik teknoloji ve altyapı yatırımlarının tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, “Bugün de birbirinden değerli iki stratejik adım atıyoruz. Birincisi son zamanlarda dünyada tüm tedarik zinciri süreçlerini sekteye uğratan çip üretimi ile alakalı. Türkiye yüzyılının nişanelerinden biri olacak TÜBİTAK’ın yeni Çip Üretim Tesisi’nin tanıtımını gerçekleştiriyoruz” dedi. 

Çip endüstrisinin küresel pazar büyülüğünün 600 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Bakan Varank, “Bugün hemen hemen evimizde yer alan her cihazda bir çip yer alıyor. Ortalama bir otomobilde 1000’den fazla çip var. Hatta artık giyilebilir çiplerle dolaşıyoruz. Ve bunların sayısı her geçen gün artıyor. 2030 yılına kadar çip pazarı büyüklüğü 1,5 trilyon dolara yaklaşacak” diye konuştu.

Çip endüstiri milli güvenlikte kritik öneme sahip

 Çip endüstrisinin milli güvenlik açısından da kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Bakan Varank,şunları söyledi:

 “Dolayısıyla özellikle gelişmiş ülkeler çip endüstrisine yönelik yeni yol haritalarını birer birer açıklıyor. Avrupa Komisyonu geçen yıl ‘’Avrupa Çip Yasası’’nı onayladı.  Çip endüstrisinde küresel pazar payını artırmak amacıyla 47 milyar dolarlık kamu ve özel sektör yatırımını harekete geçirdi. Yine aynı şekilde ABD, çip endüstrisinde arz güvenliğini sağlamak ve uzak doğuya bağımlılığı azaltmak amacıyla çip yasasını onayladı. 52 milyar dolarlık teşviği devreye aldı. Biz de Türkiye olarak Milli Teknoloji Hamlesi rehberliğinde artık tam zamanında doğru teknolojilere yatırım yapıyoruz. Savunma sanayi şirketlerimizin ihtiyaç duyduğu stratejik çiplerin hem tasarımını hem de üretimini TÜBİTAK’ta yapabiliyoruz. Savunma sanayinin ihtiyacı olan bu fotodedektör çiplerinin kilogram başına değeri ihracat değeri 388 bin dolar. Burada büyük bir katma değer var. Ülkemiz için bir fırsat var.”

12 ay içinde çip üretimi başlayacak

Çip üretim hattının kurulabilmesi için gerekli olan değeri 30 milyon doları bulan makinelerin, Hamad Bin Halife Üniversitesi tarafından temin edileceğini anlatan Bakan Varank, “TÜBİTAK BİLGEM ise temiz odaların inşa edilmesinden, makinelerin Katar’dan getirilerek kurulmasından ve tesisin işletilmesinden sorumlu olacak. Makine ekipmanların Gebze kampüsüne getirilmesinden sonra inşallah 12 ay içerisinde Türkiye’de ilk defa 65 nm çip üretimine başlayacağız. Burası, iki ülkenin ihtiyaç duyduğu kritik komponentlerin üretildiği ve pazara sunulduğu bir tesis olacak. Geliştirdiği teknolojik çözümlerle, milli hasılamıza, cari açığın azaltılmasına ve istihdama katkı sağlayacak” dedi.

600 milyon lira çip tasarım desteği

Bakan Varank, çiplerin üretimi kadar yerli ve milli imkanlarla tasarımının da oldukça önemli olduğunu ifade ederek, bu konuyla ilgili İstanbul Kalkınma Ajansı’nın yürüteceği bir destek çağrısına çıkılacağını açıkladı.3 yıllık bu programla 5 kişiden az tasarımcı çalıştıran çip tasarım firmalarına 600 milyon lira destek sağlanacağını belirten Bakan Varank, bu alanda nitelikle Ar-Ge faaliyeti yürüten ve insan kaynağı yetiştiren üniversitelere de 100 milyon lira destek sağlanacağını söyledi.

Bakan Varank, sektörün derinleşmesini sağlamak amacıyla 270 milyon lira bütçeli “Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri Çağrısı”nın açılacağını, bu çağrıyla çip ihtiyacı olan büyük firmalar ile çip tasarım firmalarını bir araya getirileceğini söyledi.

Bakanlık olarak hedeflerinin, ülkeyi katma değerli ve yüksek teknolojili üretimde global bir üs haline getirmek olduğunu vurgulayan Varank, “Yatırım yapan, üreten, istihdam sağlayan girişimcilerimizin en büyük destekçisi olmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi yapacağız. Emin olun önümüzdeki yıllarda da bugün açılışını yaptığımız tesislerde geliştirilen yeni teknolojileri konuşuyor olacağız. Türkiye’yi küresel rekabette bir üst lige taşıyacak bu yatırımların, şimdiden ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.” şeklinde konuştu.

“Hem yetkinliğimiz hem de altyapımız var”

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, çip konusunun dünyanın gündeminde olan kritik bir mesele olduğuna vurgu yaparak, “Çip konusunda Türkiye’nin alt yapısı aslında var. 1983 yılından itibaren YİTAK yani yarı iletken teknolojileri araştırma laboratuvarımız vasıtasıyla Türkiye’de bu yetkinlik var ve aynı zamanda ülkemizin belki sınırlı da olsa savunma sanayi ihtiyaçları için biz bunu 2010’lu yılların başından itibaren karşılayabilecek bir yetkinliğe ve altyapıya sahibiz. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Çünkü Yetkinlik boyutu önemli. Çünkü yetkinlik olmadan altyapıya sahip olmanın çok da bir önemi yok. O yüzden burada yetkinliğin ve altyapımızın bulunduğu YİTAL laboratuvarımız var.” ifadelerini kullandı. 

Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi (HBKU) Rektörü Prof. Dr. Ahmad M. Hasnah da bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek tesisin önemine işaret etti. 

Konuşmaların ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve Hamid Bin Khalife Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ahmad M. Hasnah tarafından çip üretim tesisi işbirliği protokolü imzalandı. 

Ardından girişimcilere son derece modern bir çalışma ortamı sunan Marmara Teknokent IDEA Kuluçka Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2023'ün ilk çeyreğinde Akbank'tan Türk ekonomisine 843 milyar TL kredi desteği

Genel Müdür Hakan Binbaşgil, Akbank’ın 2023 birinci çeyrek finansal sonuçları üzerine yaptığı açıklamada, “Öncelikle 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anar, yakınlarına ve milletimize başsağlığı dileriz. Başta arama kurtarma ekipleri olmak üzere bölgede olağanüstü bir emekle çalışan herkese teşekkür ederiz. Deprem sonrasında başlatılan yardım seferberliğinde önemli bir rol üstlenen Türk Bankacılık Sektörünün bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Afetin ilk anlarından itibaren tüm gücüyle çalışan Akbank, deprem yaralarının sarılması ve bölgenin kalkınması için destek olmayı sürdürecektir.”

“2023’ün ilk çeyreğinde ekonomimize 843 milyar TL kredi desteği sağladık” 

Binbaşgil, açıklamalarına şöyle devam etti, “2023’ün ilk çeyreğinde ekonomimize sağladığımız kredi desteğini 677 milyar TL’si nakdi olmak üzere toplam 843 milyar TL seviyesine çıkardık. Toplam mevduatımız 819 milyar TL’ye, aktiflerimiz ise 1 trilyon 259 milyar TL’ye ulaştı. Yüzde 18,9 düzeyinde gerçekleşen güçlü konsolide sermaye yeterlilik oranımızla, reel sektörün büyümesine ve gelişmesine destek olmayı sürdürdük. Bankamız 2 milyar 375 milyon TL vergi karşılığı ayırarak 10 milyar 711 milyon TL konsolide net kâr elde etti. Bizi daima ileriye taşıyan ve en iyisini yapmaya teşvik eden müşterilerimize, hissedarlarımıza ve bankamızı başarıdan başarıya taşıyan tüm çalışanlarımıza teşekkür ederim.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kripto para piyasası nefes aldı

Bitay Araştırma Departmanı Analisti Alper Samet Yorak sektörü ilgilendiren gelişmeleri değerlendirdi; “Dün diğer tüm yatırım araçlarının aksine kripto para piyasası yükselerek piyasalardan pozitif ayrıştı. Bitcoin dün gece saatlerinde gelen %4’lük bir toparlanma ile güne 28.390$ seviyelerinde başladı. Ethereum ise bu sabah 1860$ seviyelerinde güne başladı. Kripto para piyasasının toplam hacmi 1,2 trilyon dolara yaklaştı.”

 

Dün yerelde ve globalde neredeyse tüm yatırım araçları ciddi satış görürken kripto para piyasası pozitif ayrışarak Bitcoin tekrar 28.000$’ın üzerine çıktı. ABD, Avrupa, Asya ve Türkiye’de hisse senedi piyasaları %2’nin üzerinde günü negatif kapatırken Bitcoin öncülüğünde kripto para piyasasında alımlar görüldü. Dün 27.000$’a tekrardan gerileyen Bitcoin, akşam saatlerinde gelen alımlarla %4’ün üzerinde artışla 28.500$’a kadar yükseldi. Şu sıralar 28.390$ seviyesinden alıcı bulan Bitcoin’in 27.000$ seviyesine tutunması ve 28.000$ bölgesinin üzerine yükselmesi kısa vadeli olumsuz görünümü törpülemiş gözüküyor. Ethereum dan Bitcoin’e eşlik ederek 1885$’a kadar yükseldi. Ethereum bu sabah saatlerinde 1860$ seviyelerinden alıcı buluyor. Gelen alımlarla kripto para piyasasının toplam değeri 1,2 trilyon dolara yaklaştı ve 1,19 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Bitcoin’in yükselişe öncülük etmesiyle de dominasyonda artış görüldü. İki haftalık aranın ardından Bitcoin dominasyonu tekrardan %48’e ulaştı.

Bitcoin’in diğer varlık sınıflarından pozitif ayrışmasının öncelikli sebebi ise Microsoft ve Alphabet (Google) şirketlerinin güçlü gelen ilk çeyrek bilançoları ile iflas edeceği konuşulan ve yatırımcılarını ciddi zarara uğratan First Republic Bank’ın borsada işleme kapatılması. Microsoft beklentilerden iyi net kar elde ederken Alphabet’in hisse geri alım programı açıklaması ve hisse başı karın beklentilerden iyi gelmesi yatırımcıları sevindirdi. Böylece teknoloji hisseleriyle tandem bir performans gösterme eğiliminde olan kripto para piyasasında da alımlar görüldü.

Bugün ABD’de Facebook ve Instagram’ın sahibi Meta şirketinin bilançosu takip edilecek. Gelebilecek iyi bir bilanço ABD teknoloji endeksi ve kripto para piyasası üzerinde pozitif etki yaratabilir. Bununla birlikte yine First Republic Bank ile ilgili potansiyel gelişmeler bankacılık krizinin yayılmaya devam edip etmeyeceği konusunda bilgi verebilir ve piyasada volatilite yaratabilir.

 

BITCOIN TEKNİK ANALİZ

Yükselen kanalı sert hareketle kıran ve birkaç gündür yatay bir bantta hareket eden Bitcoin, dün gece saatlerinde gelen %4’lük bir toparlanma ile güne 28.390$ seviyelerinde başladı.

Önemli bir direnç seviyesini aşan ve 50 günlük hareketli ortalama seviyesinin üzerinde olan Bitcoin için, yukarı yönlü hareketliliğin devam etmesi için 28.280$ ve 28.370$ üzerinde günlük kapanışlar yapması önemli olacaktır. Kalıcılık sağlaması halinde tekrar yükselen kanal içerisine dahil olması beklenebilir. Bu süreçte önemli ilk direnç seviyesi 29.350$ olurken ikinci direnç seviyesi olarak 29.890$ karşılanabilir.

Olumsuz senaryoda 28.280$ seviyesine tutunamaması halinde ilk olarak 27.760$ ardından da 27.140$ seviyeleri tekrar test edilebilir. Bu seviyelerin kırılması halinde ise 26.760$ seviyesi oldukça önemli bir destek seviyesi olarak karşımıza çıkıyor.

 

ETHEREUM TEKNİK ANALİZ 

Ethereum’daki yükseliş, dün Bitcoin’deki %3’lük yükselişe rağmen %1.3 ile sınırlı kaldı. Oldukça önemli bir direnç seviyesi olan 1885$ seviyesini 4 gündür test eden Ethereum bu sabah saatlerinde tekrar test etse de kıramamış gözüküyor ve 1860$ seviyelerinde hareketlilik gösteriyor.

Güne kırmızı mumla başlayan Ethereum için olası yukarı yönlü bir harekette 1885$ seviyesini kırması ve üzerinde günlük kapanışlar yapması önemli olacaktır. Ardından 1950$ seviyesi yine önemli bir direnç seviye olarak çalışabilir. Bu seviyelerin kırılması hızlı yükselişleri beraberinde getirebilir.

Olası aşağı yönlü bir harekette ise 1840$ ve 1820$ seviyelerinin destek olarak çalışması beklenebilir. Bu seviyelerin kırılması halinde 1785$ seviyelerine kadar bir geri çekilme görülebilir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

The Flash filminin yeni fragmanı yayınlandı

DC Super Heroes evreninin en önemli karakterlerinden biri olan The Flash, beyazperdede seyirci ile buluşmaya hazırlanırken filmin ikinci fragmanı ve yeni posteri paylaşıldı.

Annesinin ölümünü engellemek için gücünü kullanarak zamanda geriye giden Barry Allen’ın, zamanın lineer akışında istenmeyen sonuçlara yol açmasını konu alan filmin, yönetmen koltuğunda IT ve Mama gibi kült bilimkurgu yapımlarıyla tanınan Andy Muschietti’i yer alıyor. Başarılı oyuncu Ezra Miller’ın Barry Allen’ı canlandırarak başrolü üstlendiği filmde Ben Affleck ve Michael Keaton, Batman karakterinin farklı zamanlardaki versiyonları ile karşımıza çıkıyor. Bilimkurgu ve aksiyon severlerin merakla beklediği The Flash, 16 Haziran 2023 tarihinde ülkemizde vizyona girecek.

Merakla beklenen süper kahraman hikâyesi The Flash16 Haziran’da sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

Yönetmenliğini Andy Muschietti’nin yaptığı, senaryosunu Christina Hodson’ın kaleme aldığı The Flash, annesinin ölümünü engellemek için gücünü kullanarak zamanda geriye giden Barry Allen’ın (Ezra Miller), zamanın lineer akışında istenmeyen sonuçlara yol açmasını konu alıyor. Barry, geçmişteki olayları değiştirmek amacıyla zamanda yolculuk yapmak için süper güçlerini kullandığında The Flash’te dünyalar çarpışır. Ancak ailesini kurtarma girişimi istemeden geleceği değiştirdiğinde Barry, General Zod’un yok etme tehdidiyle geri döndüğü ve sığınacak süper kahramanların olmadığı bir gerçeklikte hapsolur. Hapsedilmiş bir Kripton’luyu kurtarmak için, her ne kadar aradığı kişi olmasa da alışılmışın dışında olan bu çok farklı Batman’i emeklilikten vazgeçmeye ikna etmesi gerekmektedir… Nihayetinde, içinde bulunduğu dünyayı kurtarmak ve bildiği geleceğe dönmek için Barry’nin tek umudu hayatı için yarışmaktır. Ancak yaptığı tüm fedakârlıkları evrenin başa dönmesi için yeterli olacak mıdır? 

Ezra Miller’ın başrolünde yer aldığı The Flash’ın oyuncu kadrosunda, son dönemlerin yükselen yıldızı Sasha Calle, Ben Affleck, Michael Shannon, Ron Livingston, Maribel Verdú, Kiersey Clemons ve Michael Keaton gibi başarılı oyuncular yer alıyor.

Hikâyesi John Francis Daley, Jonathan Goldstein ve Joby Harold’a ait olan filmin yapımcılığını Barbara Muschietti ve Michael Disco’nun üstleniyor. Filmin yönetici yapımcıları ise Toby Emmerich, Walter Hamada, Galen Vaisman ve Marianna Jenkins.

Görüntü yönetmenliğini Henry Braham’ın yaptığı filmin, yapım tasarımcısı Paul Denham Austerberry, kostüm tasarımcısı Alexandra Byrne. Filmin müziklerinde ise Benjamin Wallfisch imzası var.

Ülkemizdeki dağıtımını TME Films’in üstlendiği The Flash, 16 Haziran’da sinemalarda olacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı