Aylık arşivler: Mayıs 2023

'Red Bull Cliff Diving' Dünya Serisi Boston'da Başlıyor

Çeşitli spor dallarının kurallarını yeniden yazarak benzersiz projelere imza atan Red Bull’un yüksekliğe meydan okuduğu Red Bull Cliff Diving World Series geri dönüyor. Red Bull Cliff Diving’de 2023 sezonu Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılacak ilk atlayışlarla start alacak. Turnuvanın ilk durağı Boston Institute of Contemporary Art binasının önü olacak. 

Spor ve kültür sanat alanında düzenlediği global etkinliklerle hayatın her alanında çığır açmaya devam eden Red Bull, Red Bull Cliff Diving World Series ile benzersiz lokasyonlarda gerçekleştirilen atlayışlarla nefes kesen etaplarla imza atmaya devam ediyor. Bu yıl 14.’sü düzenlenen Red Bull Cliff Diving 3 Haziran Cumartesi günü Amerika Birleşik Devletleri’nin Boston şehrinde başlıyor. Etkinliğin ilk etabı, eşsiz konumu ve ihtişamlı yapısıyla dikkat çeken Institute of Contemporary Art binasının önünde gerçekleşecek. 

İzleyenlere heyecan dolu anlar yaşatan Red Bull Cliff Diving dünya serisinin her durağında 8 erkek, 8 kadın atlayışçı ve 4 erkek, 4 kadın joker atlayışçı olmak üzere toplamda 24 sporcu, King Kahekili kupasını kazanmak için kıyasıya yarışacak. Atlayışçılar bu yıl ilk kez, atlayış şekillerinin çeşitliliğini vurgulamak amacıyla, her durakta en az 4 farklı atlayış pozisyonu sergileyecekler. Tüm bu yeniliklerin yanı sıra, turnuvada her etapta en yüksek jüri puanına sahip sporcuya, “En İyi Atlayış Ödülü” verilecek. Bu ödülün sahibi olan sporcu, final sıralamasında ek 10 puan almaya hak kazanacak.

Dünyanın en iyilerinin yarışacağı Cliff Diving World Series’de sporcular Amerika Birleşik Devletleri’nin ardından, 18 Haziran’da Fransa’da2 Temmuz’da İtalya’da3 Ağustos’ta Japonya’da19 Ağustos’ta İsveç’te9 Eylül’de Bosna Hersek’te ve son olarak 19 Kasım’da Yeni Zelanda’da kendilerini serin sulara bırakacaklar.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Philips, BlindLook İş Birliği ile Görme Engelli Kullanıcılara Kapsayıcı Alışveriş Deneyimi Sunuyor!

Philips, görme engelli tüketicilerin Kişisel Sağlık ürünlerinde alışveriş deneyimini iyileştirmek ve onların yaşamlarını kolaylaştırmak için BlindLook ile iş birliği yaptı. 

Hayatı iyileştirme amacı doğrultusunda Philips, Kişisel Sağlık ürünlerinin kullanım kılavuzlarını görme engelli tüketiciler için dönüştürdü. Philips, BlindLook ile yaptığı iş birliği kapsamında görme engelli bireyler için kapsayıcı hizmet sunmayı sağlayan ‘EyeBrand’ sertifikasının sahibi oldu. Philips, BlindLook’un özgürlük teknolojisi olarak adlandırdığı sesli simülasyon teknolojisiyle görme engelli kullanıcılarının Kişisel Sağlık ürün portföyünde yer alan kadın ve erkek bakımı, ağız ve diş sağlığı ürünlerinin yanı sıra Philips Avent, anne-bebek sağlığı ürünlerinin kullanım kılavuzlarına kolaylıkla ulaşabilmelerini sağlamayı hedefliyor. 

Philips Kişisel Sağlık Ülke Müdürü Sibel Yıldız, “Philips Kişisel Sağlık alanındaki ürün ve hizmetlerimiz ile tüketicilerimizin hayatını iyileştiriyoruz. BlindLook ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği kapsamında EyeBrand sertifikalı markalardan biri olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu ortaklıkla birlikte ürünlerimizin kullanım kılavuzları görme engelli kullanıcılarımız için ulaşılabilir hale geldi. Yenilikçi ürün ve çözümlerimizde ilham kaynağımız olan tüketicilerimizin her zaman yanındayız” dedi.

BlindLook Kurucu Ortağı Sadriye Görece: “BlindLook olarak yüzbinlerce görme engellinin hayatına dokunan çözümler sunuyoruz. Herkesin özgür ve bağımsızca yaşadığı bir dünya hayali için hayatın her alanında erişilebilirlik ve kapsayıcılık ön planda olmalı. Philips de görme engellilerin bağımsızlığı için adım attı ve Kişisel Sağlık ürünlerini erişilebilir hale getirdi.  Herkes gibi bakımlı ve güzel olmayı isteyen görme engelliler için Philips’in bu adımı mutluluk verici.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

En etkili ve üretken ilk beş fidye yazılımı 2023'te değişti!

Gitmek mi zor, kalmak mı zor: Büyük çetelerin faaliyetlerine sekte vurulması 2023 fidye yazılımı trendlerini nasıl etkiledi?

Fidye yazılımları birkaç yıldır manşetlerde sıkça kendine yer buluyor. Saldırganlar kâr elde etmek için sağlık ve eğitim kurumlarından hizmet sağlayıcılara, endüstriyel işletmelere kadar her türden kuruluşu hedef aldı ve günlük yaşamı neredeyse her yönden etkiledi. Bu yıl söz konusu gruplar hala yeni ve ayrıntılı teknikler bulmayı, hatta halihazırda faaliyetlerini durdurmuş olan çetelerin en iyi oyuncularının yeteneklerini kendilerine çekmeyi başarıyor. Kaspersky, geçen yılın fidye yazılımı tahminlerini gözden geçiren ve 2023 için öngörüler sunan yeni bir rapor yayınladı.

2022’de Kaspersky çözümleri, 2021’e (61,7 milyon) göre %20 artışla 74,2 milyondan fazla fidye yazılımı saldırısı girişimi tespit etti. Aynı zamanda 2023’ün başında fidye yazılımı saldırılarının sayısında hafif bir düşüş görüldü, ancak bunlar daha sofistike ve hedefli hale geldiler. Dahası, en etkili ve üretken ilk beş fidye yazılımı grubu geçen yıl büyük ölçüde değişti. Saldırılar açısından 2022’nin ilk yarısında sırasıyla ikinci ve üçüncü sırada yer alan, sonrasında piyasadan çekilen REvil ve Conti, 2023’ün ilk çeyreğinde yerini Vice Society ve BlackCat’e bıraktı. 2023’ün 1. çeyreğinde ilk 5 sırada yer alan diğer fidye yazılımı grupları Clop ve Royal oldu.

Geçen yılın fidye yazılımı trendlerinin gözden geçirilmesi, tüm eğilimlerin aynen devam ettiğini gösteriyor. 2022 boyunca ve 2023’ün başında, Luna ve Black Basta gibi araştırmacıların dikkatini çeken birkaç çapraz platform fidye yazılımı değişikliği oldu. Fidye yazılımı çeteleri bu süreçte daha endüstriyel hale geldi ve BlackCat gibi gruplar yıl içinde tekniklerini değiştirdi. Şimdilik bunları kurbanı olan kuruluşların çalışanları çalınan verilerde adlarının olup olmadığını kontrol etmek zorunda, bu da etkilenen kuruluşun fidye ödemesi için üzerindeki baskıyı artırıyor. Ayrıca jeopolitik koşullar, Eternity dahil olmak üzere bazı fidye yazılımı gruplarının çatışmalarda taraf tutmasına neden oldu. Bunun arkasındaki grup, yeni bir fidye yazılımı varyantı ile kapsamlı bir ekosistem yarattı.

Fidye yazılımı tehdit ortamının gelişimine yönelik üç temel eğilim:

Kaspersky uzmanları, 2023 yılı için fidye yazılımı tehdit ortamının gelişimine yönelik üç temel eğilim gözlemledi. Bunlardan ilki, çeşitli fidye yazılımı grupları tarafından kullanılan, kendi kendine yayılma işlevi veya bunun taklidi gibi daha fazla gömülü işlevselliğe karşılık geliyor. Black Basta, LockBit ve Play kendi kendine yayılan fidye yazılımlarının en önemli örnekleri arasında yer alıyor.

Son zamanlarda ortaya çıkan bir diğer trend, eski bir numara olan kötü amaçlı sürücülerin istismarı. AV sürücülerindeki bazı güvenlik açıkları AvosLocker ve Cuba fidye yazılımı aileleri tarafından istismar edildi, ancak Kaspersky uzmanlarının gözlemleri oyun endüstrisinin bile bu tür saldırılara kurban gidebileceğini gösteriyor. Örneğin Genshin Impact anti-hile sürücüsü hedef makinedeki uç nokta korumasını devre dışı bırakmak için kullanıldı. Bu trend, Avrupa ülkelerindeki kamu kurumları gibi yüksek profilli kurbanlarda görülmeye devam ediyor.

Son olarak Kaspersky uzmanları, en büyük fidye yazılımı çetelerinin sızdırılan kodlardan veya diğer siber suçlular tarafından satılan kodlardan kötü amaçlı yazılımlarının işlevlerini geliştirebilecek yeni özellikler benimsediğine dikkat çekiyor. Yakın zamanda LockBbit grubu, sızdırılan Conti kodunun en az yüzde 25’ini içselleştirdi ve tamamen buna dayalı yeni bir sürüm yayınladı. Bu tür girişimler, grupların daha önce çalışmaya alışkın oldukları fidye yazılımı aileleriyle çalışmalarını kolaylaştıran benzerlikler sunuyor. Bu tür hamleler saldırı kabiliyetlerini güçlendirebiliyor ve şirketlerin savunma stratejisinde akılda tutulması gerekiyor.

Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Dmitry Galov, şunları söylüyor: “Fidye yazılımı çeteleri bizi sürekli şaşırtıyor. Tekniklerini ve prosedürlerini geliştirmekten asla vazgeçmiyorlar. Ayrıca son bir buçuk yıldır hizmetlerini yavaş yavaş tam teşekküllü işletmelere dönüştürdüklerini gözlemliyoruz. Bu durum amatör saldırganları bile oldukça tehlikeli hale getiriyor. Dolayısıyla işinizi ve kişisel verilerinizi güvende tutmak için siber güvenlik hizmetlerinizi güncel tutmanız büyük önem taşıyor.”

Söz konusu raporun tamamını Securelist’te bulabilirsiniz.

Kaspersky, kuruluşları fidye yazılımlarına karşı korunmaya yardımcı olacak ideal uygulamaları şöyle sıralıyor:

  • Saldırganların güvenlik açıklarından yararlanmasını ve ağınıza sızmasını önlemek için kullandığınız tüm cihazlardaki yazılımları her zaman güncel tutun.
  • Savunma stratejinizi yanal hareketleri ve internete veri çıkışını tespit etmeye odaklayın. Siber suçluların ağınıza olan bağlantılarını tespit etmek için giden trafiğe özellikle dikkat edin. Davetsiz misafirlerin kurcalayamayacağı çevrimdışı yedeklemeler oluşturun. Gerektiğinde veya acil bir durumda bunlara hızlı bir şekilde erişebildiğinizden emin olun.
  • Tüm uç noktalar için fidye yazılımı korumasını etkinleştirin. Bilgisayarları ve sunucuları fidye yazılımlarına ve diğer kötü amaçlı yazılım türlerine karşı koruyan, istismarları önleyen ve önceden kurulmuş güvenlik çözümleriyle uyumlu olan ücretsiz Kaspersky Anti-Ransomware Tool for Business ürününü kullanabilirsiniz.
  • Gelişmiş tehdit keşfi ve tespiti, soruşturma ve olayların zamanında düzeltilmesi için yetenekler sağlayan anti-APT ve EDR çözümlerini yükleyin. SOC ekibinize en son tehdit istihbaratına erişim sağlayın ve onları düzenli olarak profesyonel eğitimlerle geliştirin. Yukarıdakilerin tümü Kaspersky Expert Security çerçevesinde mevcuttur.
  • SOC ekibinizin en son tehdit istihbaratına (TI) erişimini sağlayın. Kaspersky Tehdit İstihbaratı Portalı, Kaspersky’nin 20 yılı aşkın süredir topladığı siber saldırı verilerini ve içgörülerini sağlayan tehdit istihbaratı için ortak erişim noktasıdır. Kaspersky, işletmelerin bu zor zamanlarda etkili savunmalar sağlamasına yardımcı olmak için, devam eden siber saldırılar ve tehditler hakkında bağımsız, sürekli güncellenen ve küresel kaynaklı bilgilere ücretsiz olarak erişebileceğini duyurdu. Teklife buradan erişim talep edebilirsiniz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Serbest çalışanlar için dijital güvenlik önerileri

Siber güvenlik şirketi ESET kısıtlı kaynakları nedeniyle siber güvenliğe yeterli zaman ve bütçe ayıramayan  serbest çalışanların ve küçük işletmelerin dikkat etmeleri gereken alanları belirledi, alabilecekleri güvenlik önlemlerini sıraladı.

Kendi işini yapanlar, mali varlıkları ve hassas müşteri bilgileriyle tehdit aktörlerinin hedefinde yer alabiliyorlar. Fırsatları takip eden siber suçlular doğru korunmayan çevrimiçi hesaplar, güvenlik yazılımı yüklü olmayan cihazlar ya da en son işletim sistemi, tarayıcı ve diğer yazılım sürümlerini çalıştırmayan bilgisayarların izini sürebiliyorlar. Serbest meslek sahipleri, aşağıdaki önleyici tedbirlere odaklanarak doğru güvenlik alt yapısı oluşturabilirler.

Önemli iş verilerinizi yedekleyin: Bu, öncelikle neyin yedeklenecek kadar önemli olduğunu belirlemek ve ardından bir yedekleme çözümü seçmek anlamına gelir. Bulut depolama (örneğin OneDrive, Google Drive), yedeklemeler otomatik olduğundan ve donanım için ön yatırıma gerek olmadığından faydalı bir seçenektir. Çoğu büyük sağlayıcı, fidye yazılımı bulut verilerine yayılsa bile önceki sürümlerden geri yükleme yapmanızı sağlayan özelliklere sahiptir. Bununla birlikte, içinizin daha çok rahat etmesi için, çıkarılabilir bir sabit sürücüye yedekleme yapmak ve ihtiyaç duyulana kadar bağlantısının kesildiğinden emin olmak faydalı olabilir.

Güvenlik yazılımı kullanın : Güvenilir bir ürün seçin ve tüm bilgisayarları, diğer cihazları kapsadığından emin olun. Her zaman en son sürümü çalıştırması için otomatik güncellemeleri açık tuttuğunuzdan emin olun.

Tüm bilgisayarları ve cihazları yamalı tutun: Otomatik güncellemeleri açarak tüm işletim sistemlerinin ve diğer yazılımların en son sürümünün yüklü olduğundan emin olun. Bu, güncel açıklara karşı yamalı olacakları anlamına gelir.

Hesapları güvende tutun: Yalnızca bir parola yöneticisinde saklanan güçlü, benzersiz parolalar kullanın ve sunulduğunda iki faktörlü kimlik doğrulamayı açın (sosyal medya, e-posta, bulut depolama, yönlendirici vb.). Bu, kimlik avı, kaba kuvvetle parola tahmin etme ve diğer saldırı risklerini azaltacaktır.

Mobil cihazlarınızı koruyun: Tüm yazılımları güncel tutun, güvenlik yazılımı yükleyin ve resmi olmayan uygulama mağazalarından herhangi bir uygulama indirmeyin. Cihazların güçlü bir parola veya sağlam bir biyometrik kimlik doğrulama yöntemiyle kilitlendiğinden ve kaybolma veya çalınma durumunda uzaktan takip edilip silinebildiğinden emin olun.

İşlerin ters gidebileceği durumlar için bir plan oluşturun: Bu “olay müdahale planının” kapsamlı olması gerekmez. Sadece işletmenizin hangi BT hizmetlerine güvendiğini bilin ve en kötü durum senaryosu gerçekleştiğinde iletişime geçebileceğiniz kullanışlı bir iletişim listesi hazırlayın. Bu, kurtarma sürelerini hızlandıracaktır. Sistemlerin çevrimdışı olmaya zorlanması durumunda planın basılı bir kopyasını el altında bulundurun.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Son Dönemin En Popüler Co-Op Oyunları

Co-op, yani arkadaşlarınızla birlikte oynayabileceğiniz oyunlar uzunca bir süredir oyuncuların öncelikli tercihlerinden. Her türlü oyun alışverişi için oyuncuların öncelikli tercihi olan oyunfor, 2023’teki en popüler co-op oyunlarını sizler için bir araya getirdi.

It Takes Two

Birbirleriyle olan anlaşmazlıklarından yılan kız çocukları tarafından iki oyuncak bebeğe dönüştürülen bir çiftin hikayesini konu alan bu başarılı oyun, hem enteresan hikayesi, hem de oynanıştaki çeşitliliğiyle yan yana oynanabilecek en iyi oyunlardan. 2021 yılında Game Awards’tan ödül de alan It Takes Two’yu kesinlikle denemelisiniz.

Redfall

Dishonored’ın yapımcısı Arkane Studios’un son oyunu eleştirmenler tarafından pek beğenilmese de isminden çokça söz ettirdi. Tek kişilik bir hikaye kısmıyla birlikte oyunu toplamda dört kişi oynamanıza olanak tanıyan çok kişili oyun desteğiyle Redfall, kısa süreliğine de olsa manşetlere taşındı. Türün sevenleri Redfall’a bir şans verebilirler. 

The Quarry

Bir dönemin popüler “teen slasher” filmlerinden esinlenen The Quarry, bir yaz kampında kalan gençlerin başına gelen korku dolu anları konu alıyor. Gece olduğunda işlerin karıştığı bu kampta hayatta kalmak için ya tek başınıza mücadele ediyor ya da arkadaşlarınızla beraber peşinizdeki tehlikelerden kurtulmaya çalışıyorsunuz. Kalbiniz sağlamsa her anlamda çok başarılı olan bu oyunu mutlaka oynamalısınız.

Fortnite

¨Arkadaşlarla oyun partisi¨ denildiğinde Fortnite’ı atlamak imkansız. Epic Games’in başarılı oyunu Fortnite, özellikle küçük yaştaki oyuncuların favorisi. Tahmin edebileceğiniz gibi oyunun tadı, takım arkadaşlarınızla beraber oynadığınızda çıkıyor. Tamamıyla bedava olan Fortnite’ı oynamak için Epic Games uygulamasını indirmeniz gerekiyor.

Back 4 Blood

Left 4 Dead’in izinden giden Back 4 Blood, 2021 yılında çıkmış olmasına rağmen aldığı güncellemeler ile halen tazeliğini koruyor. Bolca zombiye ve birbirinden garip yaratığa karşı bir takım olarak mücadele ettiğimiz oyun, karanlık yapısıyla korku oyunu severleri kendine çekmeyi başarıyor.

Overcooked! All You Can Eat

Birlikte yemek yapmak ne kadar zorlu bir süreç, merak ediyor musunuz? Sizi arkadaşlarınızla birbirinize düşürecek kadar mücadeleci bir ¨yemek hazırlama¨ oyunu olan Overcooked! All You Can Eat, iki Overcooked oyununu bir araya getiren, eğlenceli bir oyun. 2020 yılında çıkmış olmasına rağmen eğlencesinden hiçbir şey kaybetmeyen oyunu denemenizi tavsiye ederiz.

Rocket League

Bir başka zamanın eskitemediği oyun da Rocket League. Çeşitli araçlar kullanarak kocaman bir topu rakip takımın kalesine yollamaya çalıştığımız bu mücadeleci oyun, bir kez denedikten sonra sizi ekran başına bağlayacak kadar başarılı. Tamamıyla bedava olarak oynanabilen bu oyunu tüm platformlarda bulabilirsiniz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık %71,81, aylık %3,90 arttı

H-ÜFE 2023 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %3,90, bir önceki yılın Aralık ayına göre %24,84, bir önceki yılın aynı ayına göre %71,81 ve on iki aylık ortalamalara göre %87,00 artış gösterdi.

Ulaştırma ve depolama hizmetleri yıllık %56,90 arttı

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %56,90, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %88,66, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %75,85, gayrimenkul hizmetlerinde %76,76, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %95,58, idari ve destek hizmetlerde %89,63 artış gerçekleşti.

Ulaştırma ve depolama hizmetleri aylık %1,32 arttı

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %1,32, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %6,31, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %7,79, gayrimenkul hizmetlerinde %5,46, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %4,66, idari ve destek hizmetlerde %6,29 artış gerçekleşti.

Yıllık H-ÜFE’ye göre 7 alt sektör daha düşük, 20 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi

H-ÜFE sektörlerinden su yolu taşımacılığı hizmetleri %9,48, hava yolu taşımacılığı hizmetleri %48,36, depolama ve destek hizmetleri (taşımacılık için) %55,55 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık programcılık ve yayıncılık hizmetleri %141,17, reklamcılık ve piyasa araştırması hizmetleri %130,10, istihdam hizmetleri %127,08 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Aylık H-ÜFE’ye göre 9 alt sektör daha düşük, 18 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi

H-ÜFE sektörlerinden su yolu taşımacılığı hizmetleri %1,17, bilimsel araştırma ve geliştirme hizmetleri %0,43 ile endekslerin azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık programcılık ve yayıncılık hizmetleri %21,98, reklamcılık ve piyasa araştırması hizmetleri %12,59, sinema filmi, video ve televizyon programı yapımcılık hizmetleri, ses kaydı ve müzik yayımlama %11,99 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2023 yılı birinci çeyreğinde %4,0 arttı

GSYH 2023 yılı birinci çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %4,0 arttı.

Hizmet faaliyetleri 2023 yılı birinci çeyreğinde %12,4 arttı

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2023 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; hizmetler %12,4, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri %12,0, finans ve sigorta faaliyetleri %11,2, bilgi ve iletişim faaliyetleri %8,1, diğer hizmet faaliyetleri %7,8, inşaat %5,1, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri %3,6 ve gayrimenkul faaliyetleri %1,4 arttı. Tarım sektörü %3,8, sanayi ise %0,7 azaldı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre %0,3 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2023 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %3,8 arttı.

GSYH 2023 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla 4 trilyon 631 milyar 792 milyon TL oldu

Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2023 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %84,4 artarak 4 trilyon 631 milyar 792 milyon TL oldu. GSYH’nin birinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 245 milyar 464 milyon olarak gerçekleşti.

Hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2023 yılının birinci çeyreğinde %16,2 arttı

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2023 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak %16,2 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları %5,3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise %4,9 arttı.

Mal ve hizmet ithalatı 2023 yılı birinci çeyreğinde %14,4 artarken ihracatı %0,3 azaldı

Mal ve hizmet ithalatı, 2023 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak %14,4 artarken ihracatı %0,3 azaldı.

İşgücü ödemeleri 2023 yılı birinci çeyreğinde %126,1 arttı

İşgücü ödemeleri, 2023 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %126,1 arttı. Net işletme artığı/karma gelir %48,7 arttı.

İşgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı %38,0 oldu

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın birinci çeyreğinde %31,1 iken, bu oran 2023 yılında %38,0 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise geçen yılın birinci çeyreğinde %47,6 iken, 2023 yılı birinci çeyreğinde %38,2 oldu.

İşgücü ödemelerinin GSYH’ye oranla daha hızlı artmasının yanı sıra, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemelerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte, kıdem tazminatı ödemelerinin önemli ölçüde artış göstermesi, işgücü ödemelerinin katma değer içerisindeki payını arttırmıştır. EYT düzenlemesinin etkisi hariç bırakıldığında, işgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payının yaklaşık %33,5 olacağı tahmin edilmiştir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dicle Elektrik Usulsüz Enerji Kullanımı ile Mücadele Ediyor

Türkiye’nin en çok elektrik tüketen bölgelerinden biri olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi, demografik yapısı, tarım arazileri ve verimli topraklarıyla önemli bir yoğunluğu barındırıyor. Bölgenin 6 illinde elektrik dağıtım hizmeti veren ve özelleştirilmesinin ardından 10 yılı geride bırakan Dicle Elektrik, bugüne kadar toplam 20 milyar TL’yi aşan yatırımlarına her geçen gün yenilerini eklemeye devam ederken kayıt dışı enerji kullanımıyla da mücadelesini sürdürüyor. 2 milyonu aşkın aboneye kaliteli, hızlı ve kesintisiz elektrik ulaştırmayı hedefleyen şirket, özellikle yaz mevsiminde tarımsal alanlarda kayıt dışı enerji kullanımlarıyla karşılaşıyor. Hem çevrenin hem de bilinçli elektrik tüketen abonelerin olumsuz etkilenmesine sebep olan kayıt dışı kullanımlar nedeniyle Dicle Elektrik’in güncel 13 milyar TL’yi aşkın borç yükü bulunuyor. 

Dicle Elektrik özelleştirmeden bugüne geçen 10 yılda büyük kısmı şebeke yenileme ve güçlendirmeye harcadığı toplamda 20 milyar TL’yi aşan yatırımlarıyla bölgede adından söz ettiriyor. Kesintisiz ve temiz enerjinin abonelere ulaştırılması konusunda önemli çalışmalar yürüten Dicle Elektrik, ülkenin kaynaklarının verimli kullanılması ve kayıt dışı elektrik tüketiminden kaçınılması adına bilinçlendirme çalışmaları ile ön plana çıkıyor. Dağıtım şirketleri arasında en çok yatırım yapan ilk 3 şirket arasında olan Dicle Elektrik, gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projeleri ile bölgenin en değerli şirketleri arasında gösteriliyor.

Birikmiş borç 13 milyar TL’yi aştı

6,3 milyon nüfusa sahip Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt illerinde, toplam 2,14 milyon tüketiciye elektrik dağıtım hizmeti sunan Dicle Elektrik’in Genel Müdürü Yaşar Arvas, büyük bir borç yüküyle karşı karşıya olduklarını belirtti. Borcun ağırlıklı olarak tarımsal sulama yapan bölgelerden oluştuğunu belirten Arvas, “Dicle Elektrik olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük özel şirketi konumundayız ve toplam 8500 ekip arkadaşımızla hizmet veriyoruz. Bu güne kadar yaptığımız 20 milyar TL miktarındaki yatırımımıza ek olarak 2024 ve 2025 yılları arasında 8 milyar TL yeni yatırım planlıyoruz. Bölgemizde tarımsal kalkınmanın sürdürülebilir olarak devam etmesini ilke edinmiş bir kuruluşuz. Ancak zaman zaman tarım arazileri kapsamında kayıt dışı elektrik kullanımlarına şahit oluyoruz. Ödenmeyen tarımsal sulama abonelerine ait birikmiş alacağımızın ana parası maalesef 13 milyar TL’yi aştı. Sürdürülebilir kaliteli enerji sağlama vizyonu ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ülkemizin tarımsal kalkınmasında önemli bir unsur olan elektrik tedarikinin kesintisiz devamı için çiftçilerimizin borçlarını düzenli olarak ödemeleri önem taşıyor. Ön görülemeyecek boyutlarda kayıt dışı tüketim arızaları ve kesintileri de tetikliyor” dedi. Arvas ayrıca birikmiş borçların yapılandırılması konusunda çok sayıda kolaylık göstermelerine rağmen alacak yükünün arttığını da sözlerine ekledi.

Tarımsal abonelerin %75’i borçlu

Yaklaşık 26.000 büyük ölçekli tarımsal abonenin bulunduğunu ve bu abonelerin yüzde 75’inin borçlu olduğunu dile getiren Arvas, “Kış aylarında ısınma, yazın ise klima kullanımı ve tarımsal sulamalardan kaynaklı aşırı tüketim oluşuyor. Kırsal alanlarda merkeze oranla kayıt dışı daha fazla görülüyor ve bu bölgelerde aşırı tüketim söz konusu. Tarımsal sulama alanlarında kayıt dışı kullanım oranın yüksekliğiyle birlikte hatlarda aşırı yüklenme oluyor. Bu da, hatların ve dağıtım trafolarının aşırı yükten yıpranmasını beraberinde getirerek arıza kaynaklı kesintilere sebebiyet veriyor. Bölgede yer yer yatırımlara karşı çıkılması ise bu sorunu derinleştiriyor” ifadelerini kullandı.

Kolaylığa rağmen ödemeyenin elektriği kesilecek

Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, diğer dağıtım bölgelerinden çok daha uygun ödeme koşulları sağlanmasına rağmen uzun yıllardır biriken elektrik borcunu ödemeyen tarımsal sulama abonelerinin elektriğini kesmekte kararlı olduklarını söyledi. ‘’Borcunu ödeyen abonelerin hakkını ve hukukunu korumak için bunu yapmak zorundayız‘’ diyen Arvas, şirket olarak başlatacakları bu uygulamadan asla taviz verilmeyeceğinin ise altını özellikle çizdi.

Kaçakla dijital mücadele

Türkiye’de akıllı sayaç sayısının yaklaşık yarısına sahip olan Dicle Elektrik, kayıt dışı elektrik tüketimi ile mücadele için teknolojinin birçok alanından faydalanmayı da sürdürüyor. Bu kapsamda dijital kaçak tespit çalışmaları yanında sahip olduğu insansız hava araçları ve teknolojik ekipmanlarla kaçak tespiti gerçekleştiren şirket, bu alanda ar-ge çalışmaları gerçekleştiren Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı onaylı bir de Ar-Ge merkezine sahip. Dicle Elektrik yatırımlara ek olarak dağıtım bölgesindeki kayıt dışı enerji tüketimini önemli ölçüde denetim altına aldı. Şirket, özelleşme sırasında yüzde 76 olan kayıp kaçak oranını yüzde 43’e düşürdü.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sağlıklı bir nesil için sütü sofranızdan eksik etmeyin

Teksüt, 1 Haziran Dünya Süt Günü’nü kutlarken, “sağlıklı toplumun yolu süt ve süt ürünü tüketmekten geçer” vurgusu yaptı. Teksüt Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mert Özmen,  sütün en değerli besin kaynaklarından biri olduğunu ve her yaşta içilmesi gerektiğini paylaştı. Sütü çocuklara sevdirmek, süt içmelerini desteklemek için gereken çalışmaları yaptıklarını vurguladı. 

Süt, olağanüstü besleyici niteliği ve bedenin yapısal ihtiyaçlarına yönelik katkısıyla doğumdan başlayarak ileri yaşlara kadar hayatın her aşamasında tüketilmesi gereken vazgeçilmez bir besin maddesi. Türkiye’nin önde gelen süt ürünleri kuruluşlarından Teksüt, 1 Haziran Dünya Süt Günü nedeniyle hem bu eşsiz gıdanın toplumsal gelişmeye olan katkısına hem de sağlıklı tüketme yöntemine dikkat çekti. 

En besleyici gıdaların başında geliyor 

Süt ve süt ürünleri; içerdikleri karbonhidrat, protein ve yağ ile bu gıdaları alanların enerjilerini  artırıyor. İçerdiği kalsiyum sayesinde, günde 2 bardak süt tüketmek, osteoporozu (kemik erimesi) engellemeye yardımcı oluyor. 

Teksüt Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mert Özmen, fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı bir toplum olmanın yolunun, düzenli ve dengeli olarak süt ve süt ürünü tüketmekten geçtiğini söyleyerek sütün başta protein ve kalsiyum olmak üzere içerdiği diğer mineral ve vitaminlerle en besleyici gıdaların başında geldiğini dile getirdi. Özmen, Teksüt olarak 67 yıldır sütün yolculuğuna yön verdiklerini belirterek, bu nadide besin maddesinin insan gelişimine olan katkısına da dikkat çekti.  Sütün sadece çocukluk ve gelişme dönemlerinde değil, her yaşta içilmesi gereken bir besin olduğunu paylaştı. 

Süt içmenin neşeli ve sağlıklı yolu 

Sütü sevdirmeyi ve sütün faydalarını çocuklarla buluşturmayı başaran Teksüt’ün sade ve meyve aromalı süt çeşitleri, kalsiyum ve protein içerikleriyle öne çıkıyor. 200 ml’lik bir paket meyveli süt; 5,6 gr protein barındırıyor ve içerdiği kalsiyum ile de bir çocuğun günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 25’ini karşılıyor. 

Çocukların zihinsel ve fiziksel gelişiminde ihtiyacı olan protein, kalsiyum, fosfor gibi besin ögeleri ile B2, B6, B1 ve A vitaminleri süt tüketimi ile karşılanıyor. Uzmanlar, çocukluktan itibaren düzenli süt tüketimi ile sağlıklı bir bedene sahip olunabileceğini vurgularken, Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Türkiye Beslenme Rehberi’nde de çocukların ve ergenlik dönemindeki gençlerin gelişimi için her gün düzenli olarak 2 ile 4 bardak süt içmesi öneriliyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan: “Toplumun en önemli özelliği, belirsizlikten statükoya doğru kayması" “Muhalif seçmeni de umutlandıracak, mutlu edecek bir yaklaşım zamanıdır"

 Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, iktidar tarafında kimsenin Erdoğan’ın siyasi liderliğini sorgulamadığını, muhalefet tarafında ise tereddütlü bir hal yaşandığını söyledi. Toplumun en önemli özelliğinin, belirsizlikten statükoya doğru kayması olduğunu dile getiren Arıboğan, Türkiye’de çok sert bir milliyetçi refleks görüldüğünü ve tüm partilere dağılmış durumda olduğunu belirtti.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı, Rektör Danışmanı, Siyaset Bilimleri ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını değerlendirdi.

Sonuçlar beklenmedik değil

Sonuçların beklenmedik olmadığını belirterek sözlerine başlayan Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, “Son dönemde ciddi anket şirketleri de benzer sonuçlar yakalamaya başlamışlardı. Sinan Oğan’ın muhalefet cephesine geçmesi belki bir psikolojik motivasyon yaratabilirdi. Ama Cumhur İttifakı tarafına geçmesiyle o motivasyon da eksildi. İktidar cephesine psikolojik bir ivme kazandırdı.” ifadelerini kullandı.

Toplumun en önemli özelliği, belirsizlikten statükoya doğru kayması

İki ittifak açısından değerlendirildiğinde bir tarafta çok güçlü ve çok sorgulanmadan kabul edilmiş bir siyasi lider olduğunu vurgulayan Arıboğan, “İttifakın hiçbir mensubu Erdoğan’ın siyasi liderliğini sorgulamaya da açmadı. Erdoğan, tecrübeli bir siyaset adamı. O konuda çok büyük bir netlik vardı. Öbür tarafta ise bana göre en ciddi sıkıntı, ‘Kazanacak aday mıydı, değil miydi? şeklinde gelişen tereddütlü bir hal vardı. Bu tür durumlarda toplum o tereddüttü çok hızlı bir şekilde algılıyor. Toplumun en önemli özelliği, çağın ruhunun da belirsizlik olması nedeniyle, belirsizlikten statükoya doğru kayması oluyor.” şeklinde konuştu.

Vatana sahip çıkma duygusu kolektif hafızada var

Erdoğan’ın uzunca bir süredir aslında müesses nizamı yani devleti temsil ettiğini belirten Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, “Orada bir siyasi parti liderinden daha fazlası var. Türkiye’de ekonomik problemler, deprem felaketi yaşandı ve gerçekten hani dünya üzerinde de, jeopolitik olarak da güneyde çok ciddi sıkıntılar vardı. Suriye, Irak derken kuzeye sıçradı. Ukrayna üzerinden gelişen bir savaşçı model, bütün dünyada kutuplar arası çatışmaların oluşması, gerginleşmesi… Böyle dönemlerde güçlü bir lider ihtiyacı olduğu ortaya çıkıyor. Politik psikoloji genelde bunlara bakıyor. Birincisi toplumun travmaları neler? Çünkü toplumsal travmalar belli olaylarla birlikte tetikleniyor. Kolektif hafızada birikenler de ortaya çıkmaya başlıyor. Her şeyden önce şunu unutmamak lazım. Bu ülkenin Anadolu coğrafyasının kurucu halkı büyük ölçüde Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan, Kırım’dan varını yoğunu, vatanını kaybederek ana vatana sığındırılmış, yurdundan kovulmuş insanlar. Vatana sahip çıkma duygusu dediğiniz şey o kolektif hafızada var.” dedi.

Bir taraf özgürlük, demokrasi aşkına, öbürü devlet, vatan, millet aşkına gitti

Bütün bu kampanya süreçlerinde ortaya çıkan şey; Erdoğan hem devletin temsilcisi olarak hem de o ideolojinin bekçisi olarak devleti koruma refleksini tetiklemeye çalıştı.” diyen Arıboğan sözlerine şöyle devam etti:

“‘Vatan elden gitmesin, devlet elden gitmesin. Asıl olan devlettir, hepinizi devleti korumaya çağırıyorum.’ dedi. Öbür tarafta da Kılıçdaroğlu’nun teziyse özgürlükleri, demokrasiyi, bireysel hakları korumaktı. Yani bir taraf özgürlük, demokrasi aşkına, öbürü devlet, vatan, millet aşkına gitti. İşin özü bu.”

Berlin duvarı yıkıldığında sadece on iki ülkenin sınırında duvar vardı, bugün doksan oldu

Ekonomik problemlerin az olduğu, çevrede çok yüksek tehditlerin oluşmadığı ortamlarda genel olarak zamanın ruhunun insan hakları, demokrasi, özgürlük gibi kavramlar etrafında döndüğü zamanlarda insanların da ana konularının bunlar olduğunu dile getiren Arıboğan, “Ama bugünün koşulları bu değil. Zamanın ruhu da bu değil. Uzun zamandır söylüyorum, Berlin duvarı yıkıldığında dünya üzerindeki ülkelerin sadece on iki tanesinin sınırında duvar vardı. Bugün doksan tane ülke sınırlarını duvarlarla çeviriyor. 1989’dan günümüze kadar gelen süreçte, böyle ulusal sınırları yıkan, bireysel ve sivil hakların önünü açan o ruhunun tam tersine bir yere doğru gidiyoruz. Ve bu doğal olarak Türkiye’ye de sirayet ediyor. Onun için oy verme davranışının geri planındaki temel motivasyon da bu diye düşünüyorum.” şeklinde açıkladı. Arıboğan, Türkiye’de şu anda çok sert bir milliyetçi refleks görüldüğünü kaydederek, “Milliyetçi refleks bütün partilere dağılmış durumda. Temel mesele böyle bir milliyetçi refleksin değişik formlara bürünmüş bir şekilde çıkıyor olması.” dedi.

Dünyanın her yerinde muhafazakar partiler göçmenlere karşı

Suriyeliler konusunun Türkiye için çok hassas bir mesele olduğunu belirten Arıboğan, “Mülteciler konusunda yüzde 85’in üzerinde partiler üstü bir mutabakat var. Bu bir rahatsızlık kaynağı ve devam da eder. Her zaman oy verme sürecini etkileyecek bir konu olarak devam eder. Fakat buradaki enteresan mesele şu; dünyanın her yerinde milliyetçi, muhafazakâr partiler göçmenlere karşıdır. Fakat bizim burada bütün onlara hamilik yapan kişi milliyetçi muhafazakâr grubun lideri. Kendisi karşı çıksa halkı da tutamazsınız. Bu konuda reaksiyonu olan kitle, Erdoğan’a olan saygısından ya da sevgisinden bu konuyu gündeminden aşağıya düşürüyor sürekli olarak.” dedi.

Muhalif seçmeni de umutlandıracak, mutlu edecek bir yaklaşım zamanıdır 

Sonuç olarak 25 milyon insanın da muhalefete oy verdiğini aktaran Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Artık yüzdelerle, rakamlarla konuşmak ve hesap yapmak zamanı değil kucaklayıcı, kapsayıcı, herkesi rahatlatan; şu anda gerilim içinde olan, üzüntü içinde olan muhalif seçmeni de aslında umutlandıracak, mutlu edecek bir yaklaşım zamanıdır.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı