Aylık arşivler: Mayıs 2023

'Yerel Yansımalar' resim sergisi Haziran ayında Trump Art Gallery'de

Sanatçı Mürüvvet Durak’ın Anadolu’nun zengin kültür yapısını yerelden evrensele taşıdığı ‘Yerel Yansımalar’ isimli sergisi, Trump Art Gallery’de sanatseverlerle buluşuyor. 

Mürüvvet Durak’ın Türk kültürel imgelerini farklı anlatımlarla estetik bir dille modernize ettiği resim sergisi, 30 Haziran’a kadar gezilebilir.

 

Trump Alışveriş Merkezi’nde yer alan Trump Art Gallery, sanatçı Mürüvvet Durak’ın ‘Yerel Yansımalar’ adlı sergisine Haziran ayı boyunca ev sahipliği yapacak. Eser temalarını Anadolu’nun kültüründen alan sanatçı, kültürel bellek oluşturarak, geçmişten bugüne dek mitler, inanç, ritüeller, gelenekleri özgün sembolik anlatımlarıyla kültürel imgelerle birleştirerek eserlerine yansıtıyor. Durak eserleriyle; Anadolu kültürünü batı kültürüyle sentezleyerek, semboller, Anadolu motifleri, kilimleri ve nazarlıklar konseptini estetik bir dille modernize ederek yerelden evrensele taşıyor.

Türk kültür imgelerinin geçmişten günümüze dek farklılığını çağdaş bir anlatıma dönüştüren sanatçı eserlerinde, Anadolu’nun zengin kültür yapısını yerelden evrensele taşımayı amaçlıyor. 

Anadolu’da çeşitli şehirlerde etnik araştırmalar yaparak konseptini ‘Semboller’ ve ‘Nazarlıklar’ ile belirleyen Mürüvvet Durak, yerelden evrensele tüm geçmiş kültürlerin sembolik, mistik kültürel değerlerine özgü öğeleri kullanarak, kendi özgün yorumuyla birçok sanat severlerin beğenisini kazandı. 

Küratörlüğünü Kenan Bahadır Derre’nin üstlendiği sergi, 30 Haziran tarihine kadar Trump Alışveriş Merkezi B2 katında bulunan Trump Art Gallery’de ziyaret edilebilir.

Mürüvvet Durak hakkında: 1981 yılında Isparta Senirkent’te doğan sanatçı, 1999 yılında Isparta Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Resim bölümünden mezun oldu. 2004 yılında Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Resim İş Öğretmenliği bölümünden mezun olmuştur. İstanbul Altınbaş Üniversitesi, Güzel Sanatlar enstitüsü Sanat ve Tasarım, Plastik sanatlar bölümde yüksek lisansını tamamlamaktadır. Sanatçı, ulusal ve uluslararası çalıştay ve karma sergilerde yer almıştır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankayalıların Hünerleri Görücüye Çıkıyor

Çankaya Belediyesi Çankaya Evleri kursiyerleri bir yıllık emeklerini sergilemeye hazırlanıyor. 6 -13 Haziran arasında kentin dört bir yanında açılacak Çankaya Evleri yılsonu sergileri tam bir festivale dönüşecek.

Hayatın her alanına yönelik sosyal aktivitelerle Çankayalıların hizmetinde olan Çankaya Evlerinde kursiyerler, bir yıllık emeklerini sergilemeye hazırlanıyor. 6 -13 Haziran arasında Çiğdem, Yüzüncü Yıl, Ayrancı, Emek, Esat, Beysukent, Dikmen, Sokullu Maltepe ve Yıldız’da açılacak 26 Çankaya Evi’nin yılsonu sergileri tam bir festivale dönüşecek.

Resimden rölyefe takı tasarımından seramiğe örgüden dekoratif ev aksesuarlarına kadar yaklaşık 100 branşta ürünlerin sergileneceği, mini konserlerle, atölye ve etkinliklerle taçlanacak etkinliğe tüm Çankayalıları davet eden Çankaya Belediye Başkan Alper Taşdelen,  Çankayalıların ikinci evi olarak tanımladığı Çankaya Evlerinin sayısını 2023’te de artıracaklarını ifade etti. Vatandaşa hizmet yolunda birçok ilke imza attıklarını belirten Taşdelen, “Çankaya Evlerimizde vatandaşlar sosyalleşmenin yanı sıra boş vakitlerini iyi bir şekilde değerlendiriyorlar. Onların gayreti ve azmini gördükçe ne kadar doğru yolda olduğumuzu anlıyoruz” diye konuştu.

SERGİ PROGRAMI
Her yıl olduğu gibi bu yıl da tam bir festivale dönüşecek Çankaya Evleri 2022-2023 Dönemi Yıl Sonu sergi programı takvimi şöyle oluştu:

06 Haziran 2023 Salı / Saat: 13.00
Yer: Hasan Ali Yücel Çankaya Evi-Can Yücel Parkı İçi 

Yüzüncüyıl ve Hasan Ali Yücel Çankaya Evi

7 Haziran 2023 Çarşamba / Saat: 11.00
Yer: Ayrancı Bahar Evi  

Ayrancı Çankaya Evi

Saat:13.00
Yer: Emek Pazar Yeri  

Emek Çankaya Evi

8 Haziran 2023 Perşembe/ Saat: 13.00
Yer: Esat Pazar Yeri 

Bademlidere, Bayraktar, Esat, Umut ve Mimar Sinan Çankaya Evi

9 Haziran 2023 Cuma / Saat: 13.00
Yer: Muharrem Dalkılıç Parkı 

Beysukent, Bilkent, Çayyolu, Mutlukent,  Ümitköy, Türkan Saylan ve Türkkonut Çankaya Evi  
10 Haziran 2023 Cumartesi/ Saat: 13.00
Yer: Sokullu Ahmet Arif Parkı 

Dikmen, Sokullu, Mürsel Uluç, Nazım Hikmet Çankaya Evleri  

12 Haziran  Pazartesi / Saat: 13.00
Yer: Maltepe Çankaya Evi 

Cebeci Çankaya Evi ve Maltepe Çankaya Evi  

13 Haziran 2023 Salı / Saat: 13.00
Yer: Yıldız Hizmet Binası 

Birlik, Yıldız, Zübeyde Hanım Çankaya Evleri  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehirli pehlivanlar 2023 sezonuna hızlı başladı

Geçtiğimiz yıl yağlı güreş sezonuna damgasını vuran Kocaeli Büyükşehir Kağıtsporlu Yağlı Güreşçiler 2023 sezonunda da kürsüyü boş bırakmıyor

Havaların ısınmasıyla yağlı güreş sezonu güreş severlerin yoğun katılımıyla başladı. Kocaeli Büyükşehir Belediye Kağıtsporlu pehlivanlar da Türkiye Yağlı Güreş Federasyonu’nun faaliyet programında yer alan Antalya Kumluca Yağlı Güreşleri, Yalova Hersek Yağlı Güreşleri, Samsun Alaçam Yağı Güreşleri, Antalya Murat Paşa Yağlı Güreşleri, Balıkesir Gömeç Yağlı Güreşleri, Kağıthane Yağlı Güreşleri ve Manavgat Lig Güreşleri gibi 2023’ün önemli yağlı güreş müsabakalarına katılım gösterdi. Yurdun dört bir yanından yüzlerce pehlivanın katıldığı bu güreşlerde Kocaeli’nin pehlivanları farklı boyunlarda onlarca madalya kazandı.

ZİRVENİN ADI KAĞITSPOR

Yağlı güreş sezonunun ilk güreşi olan 7. Yalova Altınova Hersek Güreşlerinde başpehlivanlık boyunda kürsünün tamamında Kocaelili güreşçiler vardı. Hüseyin Gümüşalan’ın 1. olduğu güreşlerde, Tanju Gemici 2. ve Nedim Gürel 3. oldu.

Başaltı Boyunda

Seçkin Duman 1.

Tozkoparan Boyunda

Çağan Öztürk 2.

BAŞPEHLİVAN GÜMÜŞALAN, KUMLUCA’DA 2. OLDU

Geçtiğimiz yıl çayırda birçok madalya kazanan Kocaeli Büyükşehir Belediye Kağıtspor Kulübünün başarılı başpehlivanlarından Hüseyin Gümüşalan, Antalya’da 2.’lik kürsüsüne çıktı. Güreşlerde çayıra çıkan bir diğer Kocaelili pehlivan Muhammed Emin ise büyük orta boyunda 2. oldu.

ALAÇAM’DA 1. VE 2.’LİK KOCAELİ’NİN

Güreş severlerin büyük bir ilgi ile takip ettiği Samsun Alaçam Yağlı Güreşlerinde ise üst düzey performans gösteren Kocaeli’nin pehlivanları: Baş Pehlivanlık Boyunda Tanju Gemici 1., Mustafa Arslan ise 2. oldu.

Baş Altı Boyun

Erdal Duman 3.

Büyük Orta Boyun

Muhammed Emin 3.

KAĞITHANE’DE KÜRSÜYE AMBARGO

İstanbul Kağıthane’de düzenlenen yağlı güreşlerde Kocaeli Büyükşehir Belediye Kağıtsporlu başpehlivanlardan Hüseyin Gümüşalan 1., Mustafa Arslan ise 2. oldu.

Baş Altı Boyun

Emre Gürbüz 1.

Büyük Orta  Boyun

Muhammed Emin 1.

Emre Duman 3.

BALIKESIRDE GEMİCİ 2. OLDU

Balıkesir Gömeç Belediyesi’nin düzenlediği yağlı Pehlivan güreşlerinde Başpehlivanlık boyunda tecrübeli pehlivan Tanju Gemici 2. oldu

Başaltı Boyunda

Seçkin Duman 3.

GEMİCİ MANAVGATTA 3. OLDU

Manavgat Yağlı Güreş Liginde Başpehlivanlık boyunda Büyükşehir Kağıtsporlu Tanju Gemici 3. oldu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cisco araştırdı: En yaygın siber saldırı türü: Web Shell. En çok hedef alınan sektör: Sağlık

Cisco Talos raporuna göre, 2023’ün ilk çeyreğinde siber saldırıların %22’sini “web shell” olarak bilinen kötü amaçlı komut dosyaları oluşturdu. Etkileşimlerin %30’unda çok faktörlü kimlik doğrulaması (MFA) ya hiç etkinleştirilmedi ya da yalnızca sınırlı hizmetlerde etkinleştirildi. İlk 4 ayda en çok hedef alınan sektör ise sağlık sektörü oldu. Bunu perakende, ticaret ve gayrimenkul izliyor.

Dünyanın en büyük ticari tehdit istihbarat ekiplerinden Cisco Talos, en yaygın saldırıları, hedefleri ve eğilimleri derleyen 2023’ün ilk çeyreğine ilişkin siber güvenlik raporunu yayımladı. Siber saldırıların yaklaşık yüzde 22’sini, tehdit aktörlerinin internete açık web tabanlı sunucuların güvenliğini aşmasını sağlayan kötü amaçlı komut dosyaları “web shell” oluşturuyor. 

Sonuçları yorumlayan Cisco, EMEA Servis Sağlayıcıları ve MEA Siber Güvenlik Direktörü Fady Younes şunları söyledi: “Siber suçlular, erişimlerini kurumsal ağlara yaymak için güvenlik boşluklarından yararlanarak daha fazla deneyim kazanıyor. Çok çeşitli tehditlerin önüne geçmek ve hareket halindeki risklere yanıt verebilecek bir konumda olmak için, siber savunucular koruma stratejilerini ölçeklendirmelidir. Bu da büyük miktarda veriyi gerçek zamanlı olarak analiz etmek ve potansiyel tehditleri herhangi bir hasara neden olmadan önce tanımlamak için otomasyon, makine öğrenimi ve tahmine dayalı zekâ gibi gelişmiş teknolojilerden yararlanmak anlamına geliyor.” 
 

Hangi önlemler alınabilir?
 

Fady Younes alınabilecek tedbirler için de şu bilgileri verdi: “Siber tehditler artarken, kuruluşlar kendilerini olası ihlallerden korumak için proaktif önlemler almalıdır. Kurumsal güvenliğin önündeki en önemli engellerden biri, birçok kuruluşta Sıfır Güven mimarisi uygulamalarının bulunmamasıdır. Hassas verilere yetkisiz erişimi önlemek için işletmeler Cisco Duo gibi bir tür MFA uygulamalıdır. Cisco Secure Endpoint gibi uç nokta tespit ve müdahale çözümleri de ağ ve cihazlardaki kötü niyetli faaliyetleri tespit etmek için gereklidir.”

2023’ün ilk çeyreğinde gözlemlenen 4 büyük siber tehdit

Web shell: Bu çeyrekte, web shell kullanımı 2023’ün ilk çeyreğinde yanıt verilen tehditlerin yaklaşık dörtte birini oluşturdu. Her web shell’in kendi temel işlevleri olmasına rağmen, tehdit aktörleri genellikle ağ genelinde erişimi yaymak için esnek bir araç seti sağlamak üzere bunları birbirine zincirledi.

Fidye yazılımı: Fidye yazılımı, etkileşimlerin yüzde 10’undan azını oluşturdu ve önceki çeyrekteki fidye yazılımı etkileşimlerine (yüzde 20) kıyasla önemli bir düşüş gösterdi. Fidye yazılımı ve fidye yazılımı öncesi saldırıların toplamı, gözlemlenen tehditlerin yaklaşık yüzde 22’sini oluşturuyordu.

Qakbot emtiası: Qakbot emtia yükleyicisi, bu çeyrekte ZIP dosyalarını kötü amaçlı OneNote belgeleriyle kullanan etkileşimler arasında gözlemlendi. Saldırganlar, Microsoft’un Temmuz 2022’de Office belgelerinde makroları varsayılan olarak devre dışı bırakmasının ardından, kötü amaçlı yazılımlarını yaymak için OneNote’u giderek daha fazla kullanıyor.

Kamuya açık uygulamaları suistimal etme: Halka açık uygulamaların suistimali, bu çeyrekte en önemli ilk erişim vektörü oldu ve etkileşimlerin yüzde 45’ine katkıda bulundu. Bir önceki çeyrekte bu oran yüzde 15’ti.

En çok hedef olan sektörler: Sağlık, ticaret ve gayrimenkul

  • Rapor, etkileşimlerin yüzde 30’unun çok faktörlü kimlik doğrulamasından yoksun olduğunu veya yalnızca belirli hesaplarda ve hizmetlerde etkinleştirildiğini gösterdi.
  • Güvenlik birimlerinin çabaları, Hive fidye yazılımı gibi büyük fidye yazılımı çetelerinin faaliyetlerini çökertti, ancak bu yeni ortaklıkların kurulması için alan da yarattı.
  • Sağlık hizmetleri bu çeyrekte en çok hedef alınan sektör oldu. Bunu perakende-ticaret, gayrimenkul, gıda hizmetleri ve konaklama sektörleri yakından takip etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Turizmde Yeni Rota: Yukarıköy

Narlıdere Belediyesi, bölgenin ilk yerleşim yeri olan Yukarıköy’de peyzaj çalışmalarının ardından ışıklandırma çalışmalarını da tamamladı. Gecesiyle gündüzüyle İzmir’in yeni buluşma noktası olacak Yukarıköy’ün turizme kazandırmaya hazırlandıklarını söyleyen Başkan Engin, “Yukarıköy’de gerçekleştirdiğimiz restorasyonla sadece binaları dönüştürmüyoruz. Geleneksel kültürümüzü koruyor ve geleceğe taşıyor, İzmir’imize yeni bir turizm noktası kazandırıyoruz” dedi.

Narlıdere’nin Narlı Mahallesi sınırları içinde yer alan, İzmir’in yeni turizm markası Yukarıköy, gecesiyle gündüzüyle kentin yeni buluşma noktası olmayı hazırlanıyor. Kilit parke ve arnavut taşları döşenen, peyzaj çalışmalarında sona gelinen Yukarıköy’de ışıklandırma çalışmaları da tamamlandı. Yerel halkın istek ve önerileriyle aslına uygun olarak restorasyonu gerçekleştirilen Yukarıköy, kendine özgü evleri, sosyal dokusu ve yeme-içme alanlarıyla kentin yeni çekim merkezi olacak. Bölgenin sahip olduğu kültür mirasın yine yöre halkı için ekonomik değere dönüşeceği alanda, yerel üreticiler için haftanın belirli günlerinde bir pazar da kurulması planlanıyor.

GELENEKSEL KÜLTÜR GELECEĞE TAŞINIYOR

Yukarıköy’de gerçekleştirilen restorasyonun çok yönlü olarak düşünüldüğünü söyleyen Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, “Yukarıköy’de gerçekleştirdiğimiz restorasyonla sadece binaları dönüştürmüyoruz. Geleneksel kültürümüzü koruyor ve geleceğe taşıyor, İzmir’imize yeni bir turizm noktası kazandırıyoruz. Tüm bunları yaparken de bölge halkına ekonomik değer de yaratıyoruz. Yukarıköy’ün restorasyonu ile birlikte yerel halka girişimcilik ruhu kazandıracak, kadın istihdamının desteklenmesine olanak sağlayacağız” dedi. Başkan Engin ayrıca, İzmir Valiliğinin katkılarıyla başlatılan Yukarıköy Sokak Sağlıklaştırma ve Kentsel Tasarım Uygulama Projesi’nin büyük oranda tamamlandığını, küçük detayların bitirilmesi ile birlikte bölgenin turizme hizmet vermeye başlayacağını ifade etti.

YUKARIKÖY HAKKINDA

Narlıdere Belediyesi ve İzmir Valiliğinin koordinasyonu ile hayata geçirilen Narlı Mahallesi Yukarıköy Sokak Sağlıklaştırma Ve Kentsel Tasarım Uygulama Projesi, toplamda 10.646 metrekare alanı kapsıyor. Kentsel sit alanı olan Yukarıköy’de yaklaşık 3 yıl süren çalışmayla tarihi yapılar ekleri ile birlikte korunarak çatı, cehpe ve duvarları aslına uygun olarak restore edildi. Proje, toplamda 122 binayı kapsıyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İhracatçılar Çin seferine çıkıyor

Dünya’nın ikinci büyük ekonomisi konumundaki Çin Halk Cumhuriyeti’nde 5-10 Kasım 2023 tarihlerinde düzenlenecek olan Çin Uluslararası İthalat Fuarı, Çin’in yıllık 2,7 trilyon dolarlık ithalatından daha fazla pay almak isteyen firmalara büyük fırsatlar sunuyor.

Çin’de 400 milyon orta ve yüksek gelir seviyesinde insanın yaşadığını, Türkiye’den Çin’in 7 şehrine direk uçak seferleri olduğunu, Çin’in yıllık 2,7 trilyon dolarlık ithalatıyla, Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra dünyanın en çok ithalat yapan ikinci ülkesi konumunda bulunduğu bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, pandemi sonrasında ilk kez fiziki katılımın olacağı Çin Uluslararası İthalat Fuarı’na Çin pazarında büyümek isteyen Türk ihracatçılarını davet etti.

Çin’e dış ticaret açığını azaltmak istiyoruz

Ticaret Bakanlığı’nın Uzak Ülkeler Stratejisiyle örtüşen ve Ticaret Bakanlığı’nca desteklenen Çin Uluslararası Ticaret Fuarı sayesinde Çin’e, Türkiye’den yapılan ihracatı artırmak için uygun bir zemin oluştuğu bilgisini veren Eskinazi, “Çin’de karantina şartları ortadan kalktı. Vize süreci normale döndü. Çin Uluslararası İthalat Fuarı’na 4. Kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonu yapacağız. Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaret Türkiye aleyhine bir seyir izliyor. Çin’den ithalatımız 2022 yılında 41,3 milyar dolar iken, ihracatımız 3 milyar dolar seviyesinde. 2022 yılındaki toplam 109 milyar dolarlık dış ticaret açığımızın 38 milyar dolarlık kısmı Çin’e karşı verilmiş durumda. Çin’e ihracatımızı artırarak bu dış ticaret açığını azaltmak istiyoruz” diye konuştu.

Fuarda “Hizmetler, Otomobil, Akıllı Endüstri ve Bilgi Teknolojileri, Tüketici Ürünleri, Medikal Ekipmanlar ve Sağlık Ürünleri, Gıda ve Tarımsal Ürünler adlarında ayrı holler bulunduğunu aktaran Eskinazi, gıda, dayanıklı tüketim ürünleri, kozmetik, bebek mamaları, şarap, organiz kimyasallar, işlenmiş doğal taş sektörlerinin Çin’e ihracat için avantajlı sektörler olduğunun altını çizdi.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2019 yılını “Çin Yılı” ilan ettiğini, Çin ile ilgili çalışan bir ekip oluşturduklarını anlatan Eskinazi sözlerini şöyle sürdürdü; “İki ülke arasında iki ülke yerel paraları ile karşılıklı ticaret hacminin artırılması için girişimlerimiz devam ediyor. Ülkemize bir ilk olan kurumsal internet sitemizin Çince versiyonu hizmete girdi. Aynı zamanda 2019 yılından itibaren Ticaret Müşavirleri, ICBC Bank yetkilileri ve Çin’den ithalatçıların katılımıyla webinarlar düzenledik. ICBC ile Şanghay şubesinde Birliğimizin hesabını açmak için görüşmelerimiz devam ediyor. Uzun yıllardır Çin’in Şanghay’da düzenlenen Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın ve dünyanın en büyük doğaltaş fuarı Xiamen’in Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu gerçekleştiriyoruz.”

Turkish Tastes Çin’e uzanacak

Ticaret Bakanlığımızın desteğiyle Türk gıda ürünlerinin ihracatını artırmak için “Turkish Tastes” isimli bir TURQUALITY Projesi yürüttüklerini hatırlatan Eskinazi, “Turkish Tastes projemiz kapsamında ABD’de yoğun bir tanıtım programı sürdürüyoruz. Bu projenin benzer bir ayağının Çin’de olmasını planlıyoruz. Bu projede Türk mutfağı Las Vegas Üniversitesi’nde ders olarak okutulurken, Sosyal medya fenomenleri ve ünlü şefler Türk lezzetlerini Amerikalılara tanıttı. Bu tanıtım çalışmaları sonucunda ABD’ye gıda ihracatımız yüzde 100’lük artışla 700 milyon dolardan 1,4 milyar dolara çıktı. Türk gıda ürünlerinin Çin’de de bilinirliğini ve tercih edilirliğini artıracak bir proje hazırlığı içindeyiz. Çin Uluslararası İthalat Fuarı’da Çin’e ihracatımızı artırmak için önemli bir fırsat. Türk ihracatçılarımızı bu fırsatı değerlendirmeye davet ediyoruz” dedi.

Çin Uluslararası İthalat Fuarı, 2022 yılında toplam 360.000 m2’lik sergi alanında gerçekleşti. 128 ülkeden 2.800 firma ve 460.000’den fazla profesyonel ziyaretçi katıldı. Fuarda “Hizmetler, Otomobil, Akıllı Endüstri ve Bilgi Teknolojileri, Tüketici Ürünleri, Medikal Ekipmanlar ve Sağlık Ürünleri, Gıda ve Tarımsal Ürünler adlarında ayrı holler bulunuyor. Çin pazarında networkünü geliştirmek isteyen ihracatçı firmalarımıza büyük fırsatlar sunuyor.”

Fuar katılımını Ticaret Bakanlığı destekliyor 

Çin Uluslararası İthalat Fuarı, Ticaret Bakanlığı’nın desteklediği fuarlar arasında yer alıyor. Fuarın desteksiz m2 katılım bedeli nakliye dahil 1.150 USD/m2, nakliye hariç 1.050 USD/m2’dir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais: “Sigara bağımlılığı tedavi edilebilir bir hastalık"

31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, sigara bağımlılığının tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyledi. Azaltarak ya da yerine elektronik sigara kullanarak bırakmaya çalışmanın etkin yöntemler olmadığına vurgu yapan Bhais, “Daha az zararlı olduğu düşünülerek bu ürünleri kullanmak, ileride görülebilecek zarara dair kaygıyı azaltarak, bırakma motivasyonunu düşürüyor. Sigara içilmesi yasak alanlarda da kullanılabilmesi davranışı sıklaştırmaya sebep oluyor.” uyarısında bulundu. Nargile, aromalı sigaralar ve elektronik sigaralardaki tehlikeye dikkat çeken Bhais, “1 nargile 4-5 paket sigaraya eş değer. Elektronik sigaraların özellikle akciğer, kalp, ağız ve diş sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğu görülüyor. Aromalı sigaralarsa kanser riskini yükseltiyor.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, 31 Mayıs ‘Dünya Tütünsüz Günü’ kapsamında sigara bağımlılığı hakkında açıklamalarda bulundu.

Bu kriterlerden ikisi sizde varsa bağımlısınız

Ruhsal hastalıkların tanısal el kitabına göre sigara bağımlılığını tanımlayan Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, bir kişinin bağımlı sayılabilmesi için oluşması gereken kriterleri sıraladı ve bu kriterlerden en az ikisinin varlığı durumunda sigara bağımlılığından söz edilebileceğini söyledi:

– Son on iki aylık süre içinde planlanandan daha fazla ya da uzun süreli olarak sigara kullanmak

– Sigarayı bırakmak ya da kontrol altında tutmak için sürekli bir istek duymak ve başarısızlıkla sonuçlanan girişimlerde bulunmak

– Sigara kullanımı ile ilgili etkinliklere çok zaman ayırmak

– Sigara kullanmak için yoğun bir istek duymak

– Sigara kullanımı nedeni ile işte, okulda ya da evdeki konumun gereği olan başlıca sorumlulukları yerine getirememek

– Sigara kullanımı nedeniyle bedensel, ruhsal veya toplumsal sorunlar yaşanmasına rağmen kullanmaya devam etmek

– Sigara kullanımı nedeniyle bir takım toplumsal, eğlence ya da iş ile ilgili etkinliklerin azaltılması ya da bırakılması

– Sigara kullanımına karşı tolerans gelişimi nedeni ile artan ölçülerde tütün kullanmak ya da aynı ölçüde kullanmaya rağmen belirgin olarak daha az etki yaşanması

– Sigara içilmediği zamanlarda huzursuzluk, sinirlilik, dikkat ve odaklanmakta sorun gibi yoksunluk belirtilerinin yaşanması 

Yaşam boyu 100 sigara içmiş kişi bağımlı kabul ediliyor

Tütün ürünlerinin kullanım şeklinin değişiklik gösterebileceğini kaydeden Bhais, “Bazı kişiler her gün düzenli olarak sigara kullanırken bazıları arada sırada sigara içer, bazıları da bırakmış kişilerdir”. Bu kişilerin hepsi bağımlı mıdır sorusu gelebilir. Dünya Sağlık Örgütü sigara içimine dair bazı tanımlamalar yapar. Her gün en az 1 sigara içen grup, 30 günde günlük 1 taneden daha az sigara içen grup ve ara sıra içen (sosyal ortamlarda) grup şeklinde tanımlamıştır. Özetle yaşamı boyunca toplam 100 adet sigara içmiş olan kişi ‘sigara içen’ olarak kabul edilmektedir.” diye konuştu.

Aromalı sigaralar kanser riskini yükseltiyor

Özellikle gençler arasında kullanımı yaygın olan aromalı, mentollü sigaraların daha fazla bağımlılık yapma ihtimalinden öte bu ürünlerin kanser riskini arttırması ile ilgili çalışmalar olduğuna dikkat çeken Bhais, “Bu konuda yapılan çalışmalarda mentol aromalarının kanser yapıcı bileşik bulundurdukları ve uzun süre kullanımları ile pulegon isimli bir yağa dönüştükleri bildirilmiştir. Öyle ki bu sebeple Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) 2019 yılında ABD’de mentollü sigara kullanımını yasaklamıştır. Bu risk aynı şekilde elektronik sigara kullananlarda da vardır.” uyarısında bulundu.

Elektronik sigaraların kalp, ağız ve diş sağlığı üzerinde olumsuz etkileri var

Sigarayı bırakmak ya da azaltmak isteyenlerin basamak olarak elektronik sigaraya yönelmesini de değerlendiren Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, “Çok bilinen bir yanılgı olmasına rağmen elektronik sigaraların sigarayı bırakmada yardımcı olduğuna dair bilimsel bir kanıt yok. Aksine kişilerin, yardımcı olduğunu ya da daha az zararlı olduğunu düşünerek, bu ürünleri kullanması ileride görebilecekleri zarara dair kaygılarını azaltarak, bırakma motivasyonlarını da düşürüyor. Sigara içilmesi yasak alanlarda kullanımın olması ya da 18 yaş altı kişilerin de bu ürünlere ulaşabiliyor olması da bırakmaya yardımcı olmadığı gibi davranışı sıklaştırmaya sebep oluyor.” ifadelerini kullandı.

Elektronik sigaraların zararlarına da dikkat çeken Bhais, “Elektronik sigaralar yakın dönemde piyasaya çıktığı için kullanımın uzun vadede sonuçlarını gösteren araştırmalar yeni yeni ortaya çıkmaktadır. Çıkan sonuçlar özellikle akciğer, kalp, ağız ve diş sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunu gösteriyor.” dedi.

1 nargile 4-5 paket sigaraya eş değer

Bazı kişilerin düzenli sigara kullanmasalar da nargile kullandıklarına değinen Bhais, “Bunun bağımlılık olmadığını, sosyal bir kullanım olduğunu ya da zarar vermeyeceğini düşünürler. Ancak gerçek şu ki içinde bulunan nikel, kurşun, kobalt oranlarının sigaradan daha yüksek olması sebebiyle 1 nargile 4-5 paket sigaraya eş değerdir. Ayrıca birçok kişinin kullandığı ve yeterince dezenfekte edilmeyen nargileler verem başta olmak üzere birçok bulaşıcı hastalığa yakalanmak için de risk oluşturmaktadır.” şeklinde konuştu.

Sigara bağımlılığı tedavi edilebilir ama tamamen yok olmaz

Diğer bağımlılıklar gibi sigara bağımlılığının da tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Bhais, “Kişi sigarayı bırakabilir. Bırakma durumunda sigara bağımlılığı hastalığı pasif durumda olur. Beyindeki sigarayı tanıyan hücreler uyku haline geçer. Kişinin kullanımı olmaz ancak içme isteği olabilir. Ancak kişi içmeden bu istek anlarını geçirebilir. Tekrar kullanımın olması durumunda hastalık tekrar alevlenir. Kullanım bir süre sonra kontrolden çıkar ve kişi bir süre sonra eski kullanım düzenine döner. Yani sigara bağımlılığında tedaviden kastedilen; ‘düzelir ama asla tamamen yok olmaz’. Kişi bıraktıktan 5 yıl sonra bile içmeyi denese tekrar eski içme düzenine dönebilir.” ifadelerini kullandı.

Azaltarak bırakma etkin bir yöntem değil

Sigarayı bırakma tedavisinde temel belirleyicinin kişinin motivasyonu olduğunu belirten Bhais, “Araştırmalar azaltarak bırakma ya da düşük nikotin içeren ‘light’ sigaralar içmenin bırakmada etkin yöntemler olmadığını gösteriyor. Bu sebeple tamamen bırakmak üzerine bir tedavinin başarı şansı daha yüksek. Bırakma girişiminde profesyonel bir destek almak da başarı şansını arttırır. Sigara bırakma polikliniklerinde bırakmaya yardımcı olması için ilaç desteği, nikotin yerine koyma tedavisi ve bırakma stratejilerini planlamak adına psikoterapi desteği alınabilir.” diye konuştu.

Uygulanan sisteme örnek veren Bhais, sözlerini şöyle tamamladı:

“Danışanın ilk olarak bir hekim tarafından genel muayenesi yapılır ve sigara bağımlılığı açısından değerlendirilir. Kişinin ihtiyacına göre ilaç veya psikoterapi desteği tedaviye eklenir. Tedavide iki aşama vardır: Bırakmak ve sürdürmek. Her iki tedavi aşaması için de farklı hedefler vardır. Özellikle bırakma sonrası ilk 1 hafta, 1 ay ve 3 aylık süreçler tekrar başlama riskleri açısından önemli olduğu için bu dönemler birlikte aşılır. Terapilerde kişi riskli durumları, kendisini tekrar kullanıma döndüren sebepleri ve kullanmamak konusunda işe yarayan yöntemleri daha iyi fark ettiği için daha uygun stratejiler bulabilir.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hamilelikten önce diş bakımı yapılmalı

Hormonal denge değişimi altta yatan bir problemi daha da alevlendirebilir

Diş eti iltihabı hamileler üzerinde erken doğum riski yaratabilir 

Hamilelik döneminde hormonel dengesizlik nedeniyle diş etlerinde sorunlar görülebileceğine dikkat çeken uzmanlar, hamileliğin doğrudan diş ve diş etlerinde bir rahatsızlığa sebep olmayacağını belirtiyor. Çocuk sahibi olma planları yapanların gebelik döneminden önce mutlaka ağız ve diş sağlığı bakım ve muayenelerini yaptırmaları gerektiğini vurgulayan Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, “İkinci 3 aylık dönemde cerrahisiz periodontal tedaviler güvenlidir. Ancak bu tedavilerin yapılabilmesi için kadın doğum doktoruna danışılması önemlidir.” uyarısında bulunuyor.

Üsküdar Diş Hastanesi Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, hamilelikte ortaya çıkabilecek diş eti problemlerine dikkat çekti.

Hamilelik dönemi oral hijyen eksikliğini daha çok arttırabilir

Hamile kadınlarda hormonel dengelerin bozulması nedeniyle diş etlerinde şişme veya kızarıklık görülebileceğini kaydeden Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, “Bu şişmeler genel bir diş eti şişmesi veya lokal denilen bir dişi ya da bir kısım diş etini kapsayabilir. Diş eti şişmesinin sebebi direkt hamilelik değildir. Eğer altta yatan bir sebep olarak dişlerimize iyi bakmıyorsak, hamilelik döneminden önce de oral hijyen iyi yapılmamışsa, hamilelik dönemi bu oral hijyenin eksikliğini daha çok arttırabilir. Sonuç olarak daha şiddetli bir tablo ortaya çıkabilir.” diyerek ağız ve diş sağlığının önemini vurguladı. 

Diş eti iltihabı hamileler üzerinde olumsuz etkilere sahip

Çocuk sahibi olma planları yapanların gebelik döneminden önce mutlaka ağız ve diş sağlığı bakım ve muayenelerini yaptırmaları gerektiğinin altını çizen Bahar, “Diş eti iltihabının hamileler üzerinde erken doğum, düşük ağırlıklı doğum, düşük, preeklampsi ve alt genital bölge enfeksiyonu gibi çeşitli olumsuz etkilere sahip olduğu farklı çalışmalarla ortaya konmuştur.” uyarısında bulundu.

İkinci 3 aylık dönemde cerrahisiz tedaviler güvenli

Çalışmaların, hamileliğin ikinci 3 aylık döneminde yapılan cerrahisiz periodontal tedavinin güvenli olduğunu ve istenmeyen hamilelik problemlerinde bir artışa neden olmadığını açıkça gösterdiğini dile getiren Bahar, “Periodontal tedavinin diğer tedavi yöntemlerine göre olumsuz hamilelik sonuçlarında önemli bir azalma sağladığı, yapılan birçok çalışmayla gösterilmiştir.” diye konuştu.

Tedavi için kadın doğum uzmanının onayı önemli

Hamilelik döneminde diş tedavisi için hastanın kadın doğum doktoruna danışılması gerektiğine dikkat çeken Bahar, “Hamilelik döneminde diş taşı temizliği gibi cerrahisiz periodontal tedavilerin yapılabilmesi için hastanın kadın doğum doktoruna danışılması önemlidir. Akabinde hamile hastalara uygulanan özel protokoller yerine getirilir ve uygulama yapılır. Cerrahi tedavilerin ise çok acil olmadığı sürece hamilelik sonrasına bırakılması tavsiye edilir.” açıklamasında bulundu.

Hamilelik doğrudan diş ve diş etlerinde bir rahatsızlığa sebep olmaz

Hamileliğin doğrudan diş ve diş etlerinde var olmayan bir rahatsızlığa sebep olmayacağını vurgulayan Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hormonal denge değişimi altta yatan bir enflamasyonu veya problemi daha da alevlendirebilir. Bu yüzden hamilelik planlayan kadınların mutlaka diş bakımlarını yaptırmaları ve mümkünse diş eti uzmanı kontrollerini aksatmamaları tavsiye edilir.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ünlü Oyuncu Meral Kaplan DmJoy Dergi ve Tiger Mek Reklam ve Yapım Şirketinin Ardından Blue Moon Pozitif Yaşam Merkezi’ni de Kurdu…

Ünlü oyuncu Meral Kaplan durmak bilmeden çalışmalarına devam ediyor…

İstanbul Ulus’da kurduğu reklam, pr şirketi yanısıra, Dm Joy dergisinin 14. Sayısını çıkaran Meral Kaplan durmaksızın çalıştığı firmalarına bir yenisini ekledi.Açılışını yaptığı Blue Moon Pozitif Yaşam Merkezi’nde kendisini ziyaret ettiğimiz Meral Kaplan’a neler yaptığını sorduk…

Bluemoon yaşam merkezi ne zaman kuruldu ve amacı neydi?

 

Bluemoon Pozitif Yaşam Merkezi 2022 yılında
Meral Kaplan tarafından kurulmuş bir terapi merkezidir.
Biorezonans Terapisi başta olmak üzere, Psikoloji ve Alternatif tedavi alanlarında alanının uzmanları tara­fından hizmet verilmektedir. Derin ve kronik rahatsızlıkları bile değiştirme­ ye yardımcı olmak ve kalıcı sonuçlar için sağlığı iyileştirmek ve aynı za­ manda güçlü tedavilerle akut sorun­ları ele alırken, her müşteriye son tek­noloji bir terapi protokolü hazırlamak için dünya çapında doğal ve entegre tıp dünyasının en son gelişmelerini kullanır.

Biorezonans Terapi Nedir?

Biorezonans Terapi, vücudun kendi ken­ dini düzenleme sistemine yardımcı olmak için doğu enerji tıbbı, homeopati ve kuantum fiziği kav­ramlarını kullanır. Alerjenler ve diğer stres etkenleri tarafından verilen sinyalleri bastırırken, bağışıklık sistemi ile vücuttaki tüm hücreler arasında geçen şifa sinyallerini artırarak vücuda yardımcı olur. Ba­ ğışıklık sistemi üzerinde çalışarak, sorunun kökünü iyileştirmeye yardımcı olur ve yalnızca semptomu bastırmakla kalmaz. Bu nedenle, Biorezonans teda­ visinin etkileri uzun sürelidir ve sorunun ortak kay­ nağını hedefleyerek birden fazla rahatsızlığın iyileş­ tirilmesine yardımcı olur.
Biorezonans Terapi bağışıklık sistemini güçlendir­ diği için sadece hastalıklarla savaşmak için değil, hastalıkları önlemek için de kullanılabilir. Vücudun enerjisini okuma yeteneği, Biorezonans tedavisine özgüdür ve vücudun kendini iyileştirme yeteneği ni geri kazandırarak daha hızlı sonuçlar sunar. Ek olarak, bu tedavi süreci ağrı yönetiminde yardımcı olabilir ve geleneksel tıbbi uygulamalarla birlikte alı­ nabilir. Biorezonans Tedavisi nazik, non-invaziv bir tedavi metodolojisidir.

Biorezonans Nasıl Çalışır?
1.Adım: Teşhis
Bu, ayrıntılı sonuçlar ve­ ren iyi tanımlanmış bir süreçtir. Belirli bir ma­ kine kullanılarak vücu­ dunuz gıda intoleransı, hormon ve kimyasallar­ daki dengesizlik ve bak­ teri, virüs, ağır metaller, mantar oluşumu vb. gibi

2.Adım: Terapi
Terapinin ilk kısmı, bir önceki adımda teşhis edi­len dengesizliklerle ilgi­ lenmeyi içerir.
Terapinin ikinci bölü­münde, terapistiniz evde uygulanacak gıda takvi­yeleri ve tedavileri sağla­yacaktır. (Bu talimatlara uymalı ve bol su içmelisi­niz.)
3.Adım: Takip
Koşulların ciddiyetine bağlı olarak, terapist zi­ yaretlerin sıklığını önere­cektir.

Her seansta ilerle­ meniz kaydedilecek ve buna göre tedavi sağlanacaktır.

4.Adım: Bakım
Tedavi seanslarınız tamamlandıktan ve iyileştikten son­ra, düzenli takipler için kliniği ziyaret etmeniz önemlidir. Terapistiniz bazı evde terapiler de önerebilir.

 

 

 

 

Bybit ISO 27001 Sertifikası almaya hak kazandı

Dünyanın en çok ziyaret edilen kripto borsası Bybit, sağlam güvenlik yönetim sistemi için ISO 27001 sertifikasını başarılı bir şekilde elde etti. Bu sertifika, Bybit’in güvenlik ve verimlilikte bu elit seviyeye ulaşarak üst düzey güvenilirlik sağlamaya olan bağlılığını bir kez daha kanıtlıyor.

ISO 27001 sertifikası, dünyanın her yerinde kabul edilen bir standarttır ve kuruluşların bir yandan çeşitli yasal düzenleme ve standart gereklilikleri yerine getirirken bir yandan da bilgi güvenliğine bağlılıklarını göstermelerini sağlar. Bybit 18 Mayıs 2023’te sertifikayı alarak yeni güvenlik, düzen ve şeffaflık standartlarını belirleme konusundaki başarılı performansının altını çizmiş oluyor.

ISO 27001 sertifikası, şirketlerin bilgi güvenliği yönetimini en küçük detayına kadar inceler. Bybit’in bu standarda uygunluğu, yasal düzenleme ve sektör gerekliliklerine uygunluğu da sağlıyor ve bilgi varlıklarını koruma konusunda en iyi uygulamaları kullandığını kanıtlıyor.  

Ayrıca, Bybit ISO 27001 yapısında bulunan standartları uygulayarak potansiyel güvenlik risklerini belirleme, değerlendirme ve onlara yanıt verme konusunda donanımını daha da güçlendiriyor ve böylece Bybit’in asla hack veya önemli bir güvenlik olayı yaşama olasılığını en aza indirgiyor.

Bybit kurucu ortağı ve CEO’su Ben Zou, bu sertifikanın müşterilerine mümkün olan en iyi güvenlik seviyesini sağlamaya olan bağlılıklarının bir kanıtı olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Müşterilerimizin fonlarını sektör lideri soğuk cüzdan ve bağımsız saklama çözümleriyle korumaya kendimizi adadık. Ayrıca, sağduyulu yönetimimiz sektör genelinde yaşanan zorluklara rağmen kullanıcı tabanımızı %50 büyütmemizi sağladı. Bu sertifika bize kurumsal ve perakende müşterilerden oluşan büyük tabanımıza üst düzey fırsatlar sağlamaya devam etme ilhamı veriyor.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı