Uzun yıllardır Ankara’da sahne aldığı Açık Mikrofon Stand Up gösterileriyle adından söz ettiren Baturay Özdemir, “Biraz Daha” ismini verdiği en yeni gösterisi ile haziran ayı boyunca Türkiye turnesine devam ediyor.

Yeni nesil stand-up komedinin en önemli isimleri arasına adını yazdıran Baturay Özdemir, YouTube’dan yayınladığı “Yerli ve Kirli” ve “Cevap Hakkı” isimli gösterileri ile kısa sürede milyonlarca izlenmeye ulaşmayı başardı. 

Cesur, politik ve zekice tasarlanmış şakaları ile izleyicileri 2,5 saat boyunca kahkahalara boğan ve her sahnesi kapalı gişe seyirciyle buluşan Baturay Özdemir’in son gösterisi “Biraz Daha”yı canlı olarak deneyimlemek için yerinizi şimdiden ayırtmayı unutmayın.

Baturay Özdemir’in “Biraz Daha” gösterisinin biletlerine Biletix üzerinden ulaşabilirsiniz.

“Biraz Daha” haziran ayı turne takvimi;

6 Haziran Salı 21:00 – Tekirdağ Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi

10 Haziran Cumartesi 20:30 – Kartal Sanat Tiyatrosu

13 Haziran Salı 20:30 – Çankaya Sahne & Kulis Sanat

16 Haziran Cuma 20:30 – Duru Tiyatro Watergarden Performans Merkezi *

17 Haziran Cumartesi 20:30 – Duru Tiyatro Watergarden Performans Merkezi *

19 Haziran Pazartesi 20:30 – Ordu Kültür Sanat Merkezi

20 Haziran Salı 20:30 – Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi 

25 Haziran Pazar 20:30 – Trump Sahne 

28 Haziran Çarşamba 20:30 – Ankara Sanat Tiyatrosu  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer Belediyesi Nilüfer Çocuk Korosu ve Nilüfer Gençlik Korosu, 25. Türkiye Korolar Şenliği’nde ödüle değer görüldü.

Türkiye Polifonik Korolar Derneği tarafından bu yıl 25’incisi düzenlenen  Türkiye Korolar Şenliği’ne Nilüfer Belediyesi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Nilüfer Çocuk Korosu ve Nilüfer Gençlik Korosu da katıldı. Türkiye genelinde yapılan ve 106 koronun katıldığı şenlikte küçük yaş gruplarından yetişkin yaş gruplarına kadar farklı kategoride çok sayıda koro yer aldı.  Nilüfer’in Çocuk ve Gençlik Koroları da şenlikte performanslarıyla hem izleyenlerin hem de değerlendirme kurulunun beğenisini topladı. 25. Türkiye Korolar Şenliği’nde Cumhuriyet’in 100. yılı nedeniyle “Cumhuriyet”  ve “Atatürk”  konulu marşlarla şarkılar seslendirildi. “Cumhuriyet Marşı” adlı eseri başarı ile seslendiren Nilüfer Çocuk Korosu, Değerlendirme Kurulu tarafından  Müzik Eğitim Yayınları Özel Ödülü’ne, “Cumhuriyet” adlı eseri başarı ile seslendiren Nilüfer Gençlik Korosu da  Değerlendirme Kurulu  tarafından  Ayhan Çetin Özel Ödülü’ne değer görüldü.
Ayrıca, Nilüfer Çocuk Korosu’na  performansı için “Entonasyon, Homojenlik ve Koro Tınısı” ödülü,  Nilüfer Gençlik Korosu’na  da “Ritmik Beraberlik-Ritmik Uyum” ödülü verildi.

Nilüfer Çocuk Korosu  daha önce 8. SANSEV Uluslararası Çok Sesli Korolar Festivali’nde, Nilüfer Gençlik Korosu da 2. İzmir Uluslararası Korolar Festivali’nde de Nilüfer’i başarıyla temsil etmişlerdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Keçiören Belediyesinin destekleriyle mahalle korosu olarak faaliyetlerini sürdüren Aşağı Eğlence Türk Müziği Korosu tarafından Keçiören Yunus Emre Kültür Merkezi’nde konser düzenlendi. Birbirinden güzel ezgilerin icra edildiği gecede salonu dolduran vatandaşlar keyifli anlara tanıklık etti. Klasikleşmiş Türk Halk Müziği eserlerini solo ve koro performanslarla sergileyen koro üyeleri sanatseverlere unutulmaz bir müzik ziyafeti çekti.

Koroda performans gösteren saz ve söz sanatçılarını tebrik eden Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, “Sanata dair ortaya konulan her türlü etkinliğe destek veriyoruz. Atatürk’ün de dediği gibi ‘Sanatsız kalan milletlerin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’. Bizi biz yapan değerler vardır. Acılar, sevgiler, hasretler, savaşlar ve ayrılıklar… Bunlar aynı zamanda milletimizin arşividir. Müzikve diğer sanat dallarımız tarihimizi ve kültürümüzü geleceğe taşıyan enstrümanlardır. Bizlerde bu enstrümanların yaşaması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Konserde sesiyle, sözüyle, nağmeleriyle gönlünü ortaya koyan her bir sanatçımıza teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sinemamızın en büyük ustalarından biri, “Zamanın Labirentinde: Bir Ömer Kavur Retrospektifi” başlıklı özel bir seçkiyle bu yaz MUBI’de sinemaseverlerle buluşuyor.

Sinemamızın büyük ustalarından Ömer Kavur, yolculukların, insanın zaman karşısındaki yenilgisinin, tenha kasabaların, yalnızlığın, kendini aramanın beyazperdedeki en büyük şairlerinden biri. İçe dönerek derinleşen üslubuyla pek çok kez bir romancının tavrını hatırlatan Kavur, kendi sinemasını şu sözlerle dile döküyor: “Yalnızlık, iletişimsizlik, yolculuk -ki bu hem fiziksel hem içsel yolculuk anlamını taşır- temaları üzerinde daha fazla yoğunlaştığım söylenebilir. Zaman kavramına bakışımı farklı noktalara ve farklı bir algılayış biçimine çekmeye çalıştığımı söyleyebilirim.“ 

Kavur’un Yusuf Atılgan ve Orhan Pamuk’un metinlerinden uyarladığı ANAYURT OTELİ ve GİZLİ YÜZ gibi sinemamızın kilometre taşı filmlerinin yanı sıra, henüz çocuk yaştaki Cem Davran’ın başrolde yer aldığı YUSUF İLE KENAN ve yönetmenin iletişimsizlik konusuna bakışını en güçlü şekilde yansıtan filmlerinden GECE YOLCULUĞU da bu toplu gösterim kapsamında izleyicilerle buluşacak. Kavur’un doğum günü olan 18 Haziran’da, Kadir İnanır, Hümeyra, Kamran Usluer, Neriman Köksal, Halil Ergün gibi isimlerden oluşan kadrosuyla sinemamızın unutulmaz aşk filmleri arasına giren BİR KIRIK AŞK HİKAYESİ MUBI’de seyirci karşısına çıkacak.

YUSUF İLE KENAN (1979)

Ömer Kavur’un sosyal gerçekçi bir dille çektiği ilk dönem filmlerinden YUSUF İLE KENAN, Türkiye’nin yakın tarihindeki en bunalımlı dönemi olan 1980 Darbesi’nin arifesini ince detaylarla sergilerken sokak çocuklarının yaşamını da gerçekçi bir dille gözler önüne seriyor. 1980’de Milano Film Festivali’nde büyük ödülü kazanarak sinemamızın o dönemde yurtdışındaki sayılı başarılarından birisini elde eden YUSUF İLE KENAN, 7 Haziran’dan itibaren MUBI’de. 

KIRIK BİR AŞK HİKAYESİ (1981)

Sinema tarihimizin en realist aşk hikayelerinden biri olan KIRIK BİR AŞK HİKAYESİ, Kadir İnanır, Hümeyra ve Kamran Usluer gibi usta isimlerle klasikleşmeyi başarıyor. Selim İleri’nin senaryosunu yazdığı, Yeşilçam’daki klişelerden uzak aşk filmleri arasında gösterilen film, sahil kasabasındaki insansız çekimlerle de özgünlüğünü ispatlıyor. Kadir İnanır’ın bir benzin istasyonunda Hümeyra’ya söylediği “Mutluluk yanımızdan gelip geçti” repliğiyle akıllara kazınan KIRIK BİR AŞK HİKAYESİ, 18 Haziran’dan itibaren MUBI’de. 

ANAYURT OTELİ (1987)

Yazıldığı dönemde çokça ses getiren Yusuf Atılgan’ın ANAYURT OTELİ romanı, Ömer Kavur tarafından “bunu sinemaya aktarmam gerekir dediğim tek roman” diye tarif ediliyor. Filmin çekimi, Kavur’un filmografisinde daha bireysel konuları ele aldığı, insanın psikolojik boyutunu derinlikli bir şekilde işlediği döneme denk düşüyor. Otel katibi Zebercet’in ve küçük bir taşra kasabasında bulunan Anayurt Oteli’nin hikayesine odaklanan film, yarattığı karanlık atmosfer, bulanıklaşan hikaye örgüsü ve 1980’lerin Türkiye’sini yansıtan öğelerin yerleştirilmesiyle sinemamızın en çok sevilen filmleri arasına girmeyi başardı. Zebercet Gezgin’i canlandıran Macit Koper’e 20 yıldır kesmediği bıyığını kestiren, Şahika Tekand’ın “gecikmeli Ankara treniyle gelen kadın”ını hafızalara kazımayı başaran ANAYURT OTELİ, 30 Haziran’dan itibaren MUBI’de.

GECE YOLCULUĞU (1987)

Ömer Kavur’a 25. Antalya Film Şenliği’nde En İyi Yönetmen ödülünü getiren GECE YOLCULUĞU, başlamak üzere olduğu yeni filmi için mekan arayan ve sonrasında filmi çekmekten vazgeçerek terk edilmiş bir kasabada tek başına kalmayı tercih eden Ali’nin öyküsünü beyazperdeye yansıtıyor. İletişimsizlik, zaman, bireysellik, politika ve toplumsal tarih üzerine bir düşünce egzersizi niteliğindeki GECE YOLCULUĞU, 10 Temmuz’dan itibaren MUBI’de.

GİZLİ YÜZ (1991)

Orhan Pamuk’un unutulmaz romanı Kara Kitap’ın bir pavyon fotoğrafçısını anlatan “Karlı Gecenin Aşk Hikayeleri” bölümünden uyarlanan GİZLİ YÜZ, Zuhal Olcay, Fikret Kuşkan ve Rutkay Aziz’li usta oyuncu kadrosuyla sinemamızın unutulmaz yapımlarından biri. Şehirler Şehri, Ölüler Şehri, Garipler Şehri ve Kalpler Şehri’nden oluşan dört bölüme ayrılan filmin izleyiciye ne anlattığı sorusuna Ömer Kavur “Tutkulu bir aşk hikayesinin, doğu masalı üslubu ile anlatılmaya çalışıldığını söyleyebilirim” cevabını veriyor. Bir arayış hikayesini anlatan GİZLİ YÜZ, 26 Temmuz’dan itibaren MUBI’de.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bağcılar Belediyesi’nin düzenlediği 2. Bağcılar Kitap Fuarı’nda Malatya’daki depremzedelere ulaştırılmak üzere “Bi bana Bi Malatya’ya Kitap” kampanyası başlatıldı. Bu çerçevede fuarı gezen vatandaşlar, satın aldıkları ikinci kitabı depremzedelere ulaştırılması için hazırlanan kutuya bırakıyor.

Bağcılar Belediyesi tarafından bu yıl 2’ncisi düzenlenen Bağcılar Kitap Fuarı yoğun ilgi görüyor. Fuar kapsamında ziyaretçiler yazarların söyleşilerine katılırken çocuklar da Bağcılar Meydanı’na kurulan atölyelerde aktivitelere katılıyor.

Fuar kapsamında deprem bölgesine gönderilmek üzere ‘Bi Bana bi Malatya’ya” kampanyası da başlatıldı. Vatandaşlar, satın aldıkları kitaplardan birini Malatya’daki depremzedelere götürülmesi için belediye tarafından fuar girişine yerleştirilen kutulara bırakıyor. Her yaştan ilçe sakininden kimi bir romanı kimi de bir kişisel gelişim kitabını depremzede kardeşlerine hediye ediyor.

Birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden biri

Özellikle gençlerin kampanyaya destek verdiğini söyleyen Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, “Fuarda birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden biri sergileniyor. Hemşehrilerimiz bir kitap kendilerine bir kitap da depremzede kardeşleri için satın alıyor. Her konuda olduğu gibi bu konuda da ilçe sakinlerimizin duyarlılığı bizi sevindiriyor. Herkesi fuarı gezmeye davet ediyorum” dedi.

Bağcılar Kitap Fuarı, 03-11 Haziran 2023 tarihlerinde 10.00 – 22.00 saatleri arasında haftanın her günü ziyaret edilebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, İstanbul Şiirle Buluşuyor başlığıyla düzenlediği etkinliklerin sonuncusunda Behçet Necatigil’i konuk etti. Yıldıray Şahinler’in Behçet Necatigil’in şiirlerinden yola çıkarak oyunlaştırdığı “Şimdi Değil Sonra”, Müze Gazhane Meydan Sahne’de 4 Haziran 2023 Pazar günü seyirciyle buluştu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, sezon başından itibaren sürdürdüğü İstanbul Şiirle Buluşuyor başlıklı etkinliklere, Modern Türk şiirinin önde gelen isimlerinden Behçet Necatigil’in şiirlerinden Yıldıray Şahinler’in uyarladığı ve yönettiği “Şimdi Değil Sonra” başlıklı gösteriyle devam etti.

İBB Şehir Tiyatroları oyuncuları Levent Üzümcü, Ceren Kaçar ve Cihat Faruk Sevindik’in rol aldığı gösterinin sahne ve kostüm tasarımı Ahsen Nur Yaman’a, ışık tasarımı Osman Aktan’a, efekt tasarımı Metin Taşkıran ve Caner Özdemir’e ait.

İstanbul Şiirle Buluşuyor, repertuvar oyunlarımızın yanında şair-şiir eşleşmesi üzerinden geliştirilen yeni ve farklı bir etkinlik konseptini seyircinin ilgisine sundu. Seyirci, bir yönetmen ve oyuncular eşliğinde, dekor, kostüm, müzik ve görsel tasarımla birlikte sahne imkânları kullanılarak, Behçet Necatigil’in şiir evreninin içerisinde oluşturulan bir mekânda etkinliğin konuğu oldu.

Solgun Bir Gül Oluyor Dokununca

Şimdi Değil Sonra, Behçet Necatigil’in şiir evrenine özel bir yolculuk. Şairin şiirlerinden Yıldıray Şahinler’in yaptığı uyarlama, merkezine şairin Solgun Bir Gül Oluyor Dokununca şiirini aldı. “Çoklarından düşüyor da bunca / Görmüyor gelip geçenler / Eğilip alıyorum / Solgun bir gül oluyor dokununca” mısraları motifinde şairin şiir evrenine misafir olduk.

 

BEHÇET NECATİGİL KİMDİR?

16 Nisan 1916 tarihinde İstanbul’un Fatih semtinde dünyaya geldi. Babası Kastamonulu Hacı Mehmet Necatî Bey, annesi ise Fatma Bedriye Hanım’dır.

Necatigil, 1936’da Kabataş Lisesi’ni bitirdi. 1940’ta İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. 1940 yılında Kars Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak tayin edildi. 1972 yılında İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü’nden emekli oldu.

Şair, 1927 tarihinden itibaren ürün vermeye başlamıştır. Şiirleri Varlık, Vatan Gazetesi, Türk Dili, Kültür Dünyası, Cumhuriyet Gazetesi, Gösteri, Yazko Edebiyat gibi gazete ve dergilerde yayımlanmıştır.

Behçet Necatigil, kendini “toplumcu realist” bir şair olarak tanımlar. O, toplumcu realizm anlayışına göre içinde yer aldığı orta hâlli sosyo-ekonomik topluluğun ekonomik ve sosyal sorunlarını realist bir gözlemle sunmayı amaçlamış ve toplumun sosyal sorunlarını kendi bireysel yaşantılarının prizmasından geçirerek vermeye çalışmıştır. Şair, şiirlerinde büyük kişilerin, aristokratların, seçkin ve kahramanların değil, büyük kentte tutunmaya ve var olmaya çalışan orta hâlli vatandaşların hayatına, duygu ve düşüncelerine yer vermiştir. Sanatçı, genellikle karamsar bir dünya görüşüne sahiptir. Hayatın daha çok olumsuz boyutlarını ele alıp irdeler. Şiirlerine neşeden çok hüzün, acı ve sıkıntı hâkimdir. Onun, şiirlerinde işlediği konulara genel olarak bakılırsa şöyle bir değerlendirmede bulunulabilir:

Necatigil, ev ve aile mutluluğuna önem vermiş, hem bireysel hem de sosyal hayatın merkezine “ev”i almıştır. Ev, ona göre yaşama biçimlerinin belirleyici unsuru ve sosyo-ekonomik seviyelerin başlıca ölçütüdür. Şair, büyük kentte yaşayan orta hâlli bir vatandaşın bireysel ve sosyal tüm sorunlarını, aşklarını, özlemlerini, beklentilerini, felsefî ve sosyal konulara bakış açılarını değişik boyutlarıyla irdelemeye çalışmıştır. Necatigil, birçok İstanbul şairi gibi İstanbul’un tarihî ve coğrafî güzelliklerinden çok; İstanbul gibi büyük bir kentte yaşama savaşı veren fakir, orta hâlli insanların sorunlarının şairidir. “Ev ve aile”, Necatigil’in şiirinin başlıca konusudur. Aşk konusunda Necatigil, özellikle ilk gençlik yıllarının sevda duygularına, eski sevgililerin bıraktığı derin acılara ve onların anılarına yer verir.

Türkçenin tüm imkânlarından en iyi şekilde yararlanmaya çalışmış, çoğunda denenmiş değerler yattığına inandığı eski kelimeleri anlam zenginliklerinden dolayı kullanmaktan çekinmemiştir. Şiirde kullandığı kelimelerde anlam ve ses güzelliğine önem vermiştir. Özellikle ilk şiirlerinde atasözlerine, halk deyimlerine ve sonraki şiirlerinde çağın getirdiği bazı teknik kelimelere yer vermiştir.

Necatigil’in şiirden sonra en fazla yoğunlaştığı edebî türlerden birisi radyo oyunudur. Birçok radyo oyunu yazmış ve yine pek çok roman ve hikâyeyi radyo oyunu olarak uyarlamıştır. Türk ve dünya radyolarında yayımlanan bu oyunlar, bir bakıma şiirlerinin hareketli olaylarla açımlanmış biçimleri gibidir. Bu anlamda şiirleriyle radyo oyunları birbirini tamamlayan metinlerdir.

Behçet Necatigil, Cumhuriyet döneminde 1935-1979 yılları arasında toplumcu realist sanat anlayışıyla şiirler yazmış bağımsız bir şair, radyo oyun yazarı, çevirmen, inceleme, araştırma, deneme yazarıdır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin ilköğretim düzeyindeki öğrencilerinden kurulu ilk ve tek filarmoni orkestrası olan “Bilfen Filarmoni Orkestrası ve Korosu” sanatçı Aşkın Nur Yengi ile aynı sahneyi paylaştı. Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen geleneksel yıl sonu konserinde sahne alan 500 kişilik orkestra ve koro öğrencisi, Aşkın Nur Yengi’nin unutulmaz şarkıları ile izleyicileri 90’lı yıllarda bir yolculuğa çıkarttı.

2022 – 2023 öğretim yılının bitmesine sayılı günler kala, Bilfen Ortaokullarının İstanbul içi ve İstanbul dışı kampüslerinden, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda seçilen 6 ve 7..sınıf öğrencilerinden kurulu 500 kişilik Bilfen Filarmoni Orkestrası ve Korosu, bu kez Türk Pop müziğinin eşsiz sesi Aşkın Nur YENGİ ile aynı sahneyi paylaştı. 

Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen geleneksel yıl sonu konserinde Bilfenli öğrencilerle sahne alan Aşkın Nur YENGİ, birbirinden güzel şarkılarını öğrencilerle seslendirdi.  Orkestra öğrencilerinin; keman, gitar, flüt, çello ve klarnetleri ile sahne aldığı gecede ‘Bilfen Filarmoni Orkestrası ve Korosu’yla birlikte olmaktan çok mutlu olduğunu belirten Aşkın Nur Yengi, özellikle bu eşsiz orkestranın ve koronun çalışmasına katkıda bulunan müzik öğretmenlerine teşekkür etti.

Konser öncesi konuşan Aşkın Nur YENGİ “Bilfenli öğrencilerle birlikteyim. Farklı şehirlerden 500 çocukla birlikte şarkı söylüyorum. Sahneye çıkmadan önce hepimiz çok heyecanlıyız. Öğrencilerimizin anne ve babaları da buradalar. Muhteşem çocuklarını seyredecekler. Bugün burada var olan çocuklarımız 6 ve 7’nci sınıflar. Yani yaşları 11-12 gibi düşünün. Nasıl güzel bir deneyim onlar için..”

YENGİ ayrıca; “Bu gece bir sanatçının başına gelebilecek en güzel şeyi yaşayacağım. 40 yıllık meslek hayatımda, 500 efsane, pırıl pırıl Cumhuriyet çocuğuyla şarkılar söylüyoruz. Muhteşem bir gece. Böyle hem akademik anlamda hem de müzikal anlamda çok başarılı olan bir okul ile yan yanayım. O yüzden herhalde benim sanat hayatımın en önemli noktalarından biri bu gece ayrıca 40’ıncı yılım… Onun da sürprizi olsun bana bu.” dedi.

Gelenekselleşen Yıl Sonu Konserleri Devam Ediyor

Daha önceki yıllarda Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Kenan Doğulu, Teoman, Emma Shapplin, Sertap Erener, Enrico Macias, Nilüfer, Candan Erçetin ve Kubat gibi birçok ünlü isimle aynı sahneyi paylaşan Bilfen Filarmoni Orkestrası ve Korosu, performansları ile izleyenleri büyülüyor. Bilfen Okullarında evrensel bir kültür dili olarak benimsenen enstrüman eğitiminin bir sonucu olan gecede orkestra şefliğini Bilfen Müzik Öğretmeni Atilla Azizi üstleniyor.  Aşkın Nur Yengi ve Bilfenli öğrenciler; sanatçının sevilen parçalarından “Yabani“, “Allah Şahit”, “Yalancı Bahar”, “Sana Değmezmiş”, “Kara Çiçeğim”, “Nazlanma”, “Ay İnanmıyorum” gibi unutulmaz şarkılarını seslendirecek.  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı