Aylık arşivler: Haziran 2023

Türkiye Motosurf Şampiyonası sona erdi

Kocaeli Büyükşehir Belediye’nin ev sahipliğinde ülkemizde ilk kez düzenlenen Türkiye Motosurf Şampiyonası’nın 1’inci ayak yarışları sona erdi

Türkiye Motosurf Şampiyonası sona erdi

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, sporun model şehri olan Kocaeli’de ulusal ve uluslararası birçok branşta spor organizasyonlarına ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Büyükşehir, bu kapsamda ülkemizde giderek yaygınlaşan jetsurf’ün de ilk olma özelliğine sahip ve 4 ayaktan oluşan Türkiye Motosurf Şampiyonası’nın ilk ayağını organize etti. Zorlu geçen 4 yarış sonucunda Murat Yorgancılar birinci, İsmail Kaptanoğlu ikinci, Deniz Özkardeş ise üçüncü oldu.

SPORCU AİLELERİ VE VATANDAŞLAR İZLEDİ

Ülkemizde ilk kez Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde organize edilen ve çekişmeli geçen yarışlar sırasında jetsurf’dan düşen sporcular oldu. Parkurda görevliler diğer sporcuları uyarıp herhangi bir kaza yaşanması için sarı bayrak açıp, düşen sporculara yardım etti. Sekapark Uçurtma Tepesi sahilindeki yarışları Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık, Büyükşehir Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Şemsettin Yıldırım, Büyükşehir Spor Şube Müdürü Alparslan Arslan, sporcu aileleri ve çok sayıda vatandaş ilgiyle izledi.

“KÖRFEZ SU SPORLARININ MERKEZİ OLACAK”

Kupa töreninde konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık, sözlerine Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın selamlarını ileterek başladı. Aydınlık, “Güzel bir şampiyonaya ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Sporcuları ve ailelerini Sporun Başkenti Kocaeli’de misafir etmekten çok memnunuz. Başkanımızın, Körfezi su sporlarının merkezi haline getirmek ve Körfez’e bakıldığında da yelkenlileri, kürek yarışlarını beraberinde motosörf, flyboard gibi uygulamaları görme hayali vardı. Biz bu hayale ve vaade her sene bir adım daha yaklaşıyoruz” dedi. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelerek şampiyonaya katılan sporculara teşekkür eden Aydınlık, önümüzdeki sene karşı kıyıya su sporlarının hayat bulduğu bir merkezin yapıldığının da müjdesini verdi.

KIYASIYA MÜCADELE

Kocaeli Büyükşehir Belediye’nin ev sahipliğinde düzenlenen şampiyonada, sporcular su sporların merkezi olma yolunda adımların atıldığı Körfez’in sularında kıyasıya mücadele etti. Yarışların dünya şampiyonası standartlarında olması için bu yıl ilk kez düzenlenen ve 9 sporcunun kayıt yaptırdığı şampiyonanın birinci ayağında 9 sporcu yarıştı. Öte yandan 3-4 Haziran tarihlerini kapsayan, cumartesi günü antrenman ve sıralama turlarının geçekleştiği Türkiye Su Jeti ve Flyboard Şampiyonası’nın 1’inci ayak yarışları son gün Sekapark Uçurtma Tepesi sahilinde hazırlanan parkurda yapıldı. Yarışların tamamlanmasıyla hakem heyeti toplanarak yapılan değerlendirme ile dereceye giren sporculara protokol tarafından ödül töreni ile kupaları verildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Umut Turnuvası şampiyonu Adana Demirspor oldu

Çukurova Belediyesi tarafından depremden etkilenen çocuklar için düzenlediği Sporun Gülen Yüzü Umut Turnuvasında şampiyon Adana Demirspor U 11 Takımı oldu.

18 takımın katıldığı, toplamda 80 maçın oynandığı bir buçuk ay süren turnuvanın kapanış töreni Gündüz Tekin Onay Tesislerinde yapıldı. Törenden önce yapılan final maçında Adanaspor U 11 Takımı 4-0 yenen Adana Demirspor U 11 Takımı şampiyon oldu. Turnuvada Kuzey Atlasspor üçüncü, Bayındırlık Yapıspor da üçüncü oldu.

Törende konuşan Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, turnuvada kaybedenen olmadığını her takımı şampiyon olarak gördüğünü söyledi. Başkan Soner Çetin, “18 takımın katıldığı turnuvada 80 maç yapıldı ve bir buçuk ay süren bir turnuva gerçekleşti. Her zaman söylediği gibi kaybeden takım olmayacak her takım kazanacak demiştim. Dereceye giren tüm takımları kutluyorum. Kupayı alan Adana Demirspor U 11 Takımını kutluyorum nice başarılara imza atacaklarına inanıyorum. İkinci olan Adanaspor U 11 Takımı oyuncularını da gözlerinden öpüyorum” dedi.

Çocuklara spora devam etmelerini öğütleyen Başkan Soner Çetin, “Sporla uğraşan çocuklar başarılı olur, kötü alışkanlıklardan uzak durur. Büyük Önder Atatürk’ün dediği gibi zeki, çevik ve ahlaklı olur” şeklinde konuştu.

Törende konuşan Gençlik Spor İl Müdürü Muzaffer Çintımar ve Adana Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (ASKF) Başkanı Ahmet Bozan da katılan takımları kutlayarak, turnuva dolayısıyla Başkan Soner Çetin’e teşekkür ettiler.

Konuşmalarından ardından dereceye giren takımlara kupaları verildi. Törene TFF Bölge Müdürü Arif Oflaz ve Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Adana Şube Başkanı Kerim Hoşfikirer de katıldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Farklı iki anlayışı buluşturan sergiyi anlattılar

Nâzım Hikmet Kültürevi’nde Ferruh Başağa ve Defne Tesal’ın çalışmalarının yer aldığı “Böyle Rüyadaymış Gibi” sergisini sanatseverlerle buluşturan Nilüfer Belediyesi, bir de söyleşi gerçekleştirdi. Sergi alanındaki söyleşide Türkiye’de soyut resim, Başağa ve Tesal’ın çalışmaları arasındaki kurulan ilişki konuşuldu.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de soyut remin temsilcilerinden Ferruh Başağa ve genç kuşak disiplinlerarası sanatçı Defne Tesal’ın çalışmalarını bir araya getiren “Böyle Rüyadaymış Gibi” adlı sergiyi Bursalı sanatseverlerle buluşturan Nilüfer Belediyesi, sergi çerçevesinde bir de söyleşi düzenledi. Nâzım Hikmet Kültürevi’ndeki sergi alanında gerçekleştirilen söyleşiye sanatçı Defne Tesal, serginin küratörü Derya Yücel ile Ferruh Başağa’nın torunu İlhan Demirer konuşmacı olarak konuk oldu. Moderatörlüğünü Dilan Deniz’in yaptığı söyleşide, Türkiye’de soyut resmin tarihsel süreci ve sanatçılar üzerindeki etkileri, Ferruh Başağa’nın yaşamı ve çalışmaları ile özel çalışmaları bir arada bulunduran “Böyle Rüyadaymış Gibi” sergisi üzerine konuşuldu.

Soyut resmin 20. yüzyılın ruhunu temsil eden bir sanat akımı olduğunu söyleyen Derya Yücel, evrensel bir dil yakalamış olmasının, dünya sanatındaki en önemli birleştirici nokta olduğunu belirtti.

Ferruh Başağa’nın, “Aşk” isimli figüratif soyutlama kompozisyonuyla 1949 yılında düzenlenen 10. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde birincilik ödülü aldığını hatırlatan Yücel, Türkiye’de ilk olan bu olayla birlikte soyut resmin, kurumsal anlamda tanındığını ve kabul edildiğini ifade etti.

“Böyle Rüyadaymış Gibi” sergisinin ortaya çıkış sürecini paylaşan, Defne Tesal ile Ferruh Başağa’nın farklı anlayışlar içinde olmalarına rağmen bu sergide bir uyum içinde yer aldığını söyleyen Derya Yücel, konuşmasına şöyle devam etti: “Benim hissiyatım duygu durumum neyse yaptığım sergiler de bununla ilişkili oluyor. Davet aldığım dönem, içe dönme süreci olduğum dönemdi. O yüzden soyut sanata ağırlık veriyordum.

Soyut sanat, görünene dair tüm fenomenlerin aşıldığı, zihinsel bir alan sunuyor bize. Sergiyi, soyut sanat ve rüyalar arasında kurduğum bir ilişki üzerinden kurguladım. Çünkü soyut sanat, tıpkı rüyalar gibi kendini ilk bakışta açıklamıyor. Rüyada bir hissi anımsatıyor. Farklılıklar üzerinden kurguladım sergiyi. Ferruh Başağa, çağına, çağın dinamizmine, gerçekçiliğine, dönüşümüne, teknolojiye ve hıza inanıyor. Modernizme bakış açısı, geleceğe ve ütopyalara olan inançla ilişkili. Onun grafiğine baktığınızda geleneksel ve figüratif noktadan sonrasında lekesel daha geometrik ve saf soyutlamaya giden bir sanat serüveni var. Form üzerinden bunu açıklayabiliriz. O, ‘Geometrinin estetiğini arıyorum’ diyor. Defne’ye baktığımızda ise tam tersi. Şuan içinde bulunduğumuz çağın bütün baş döndürücü hızının karşısında yavaşlama, onun içinde bir durma, durabilme, kendini soyutlama, içe dönme, döngü… Defne’de form açısından ulaşmak istenen bir hedef yok. Onun süreci, zaten bu sonuca varan bir mesele. Kendi çağına bakışları ve kendi çağı üzerinden sanat pratiklerini şekillendirmeleri, en önemli farklılıklarıydı.”

Ferruh Başağa ile kendi çalışmaları arasında kurduğu bağa değinen Sanatçı Defne Tesal da, “Ferruh Başağa ile nasıl bir bağımız olabileceğini daha önce düşünmemiştim. Çalışmalarımızı yan yana görünce, renkler ve çizgiler üzerine gidilmesi, bir hareketi ortaya çıkarma dürtüsü hissettim. O’nun çalışmaları daha dışa dönük ve sert, bendeyse daha içe dönük, belli belirsiz bir hareket var. Böyle bir bağ hissettim aramızda” diye konuştu.

Ferruh Başağa’nın torunu İlhan Demirer de, dedesiyle olan anılarını, yaşanmışlıkları ve Ferruh Başağa’nın eserlerini ortaya çıkarma serüvenini katılımcılarla paylaştı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Küçük Ressamların Eserleri Görücüye Çıktı

İnegöl Belediyesi Çocuk Resim Atölyesinde eğitim alan 8-13 yaş aralığındaki 62 kursiyerin yaptığı resimler, düzenlenen sergiyle görücüye çıktı.

Şehri imar edecek projelerin yanında nesillerin ihyasını da görev bilen İnegöl Belediyesi, bu düşünceyle farklı yaş ve gruplara yönelik kültür sanat faaliyetleri düzenliyor. Özellikle çocukların bu alandaki eğitimine büyük ilgi gösterilirken, 8-13 yaş arası çocuklar için Çocuk Resim Atölyesi eğitimleri gerçekleştiriliyor.

1 YILLIK EĞİTİMİN MEYVESİ OLAN ESERLER GÖRÜCÜYE ÇIKTI

Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde düzenlenen Çocuk Resim Atölyesi, Ekim ayında başladı. 7 aylık eğitimin sonunda, Nevin Baysal Zilcigil nezaretinde çocuklar sıfırdan başlayıp önemli bir aşama kaydetti. Toplamda 62 kursiyerin yıl boyunca aldığı eğitim ile birlikte hazırladıkları eserler de bugün düzenlenen sergi ile görücüye çıktı. Kuru boya ve pastel boya ile yapılan çalışmalar, sergi açılışına katılanlardan tam not aldı.

“ÇOCUKLARIMIZI KUTLUYORUM”

60 dolayında resmin sergilendiği Çocuk Resim Atölyesi Sergisinin açılışına; Belediye Başkanı Alper Taban, Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ömer Göktürk, AK Partili meclis üyeleri ve yöneticiler ile veliler ve öğrenciler katıldı. Sergi açılışı öncesi kısa bir selamlama konuşması yapan Başkan Alper Taban, “Bu güzel ana şahitlik etmek ve sizlerle bu heyecanı paylaşmaktan mutluluk duydum. Ben evlatlarımızı çok seviyorum. Sizlere de teşekkür ediyorum bizlere güvenerek evlatlarınızı teslim ettiğiniz için. Kıymetli çalışma arkadaşlarımız burada çocuklarımız için çok güzel programlar hazırlıyorlar, planlamalar yapıyorlar. Bugün resim branşı özelinde bir aradayız ancak pek çok etkinliğimiz var sporda, sanatta, eğitimde… Çok güzel kitaphanelerimiz var, sayılarını arttırmaya çalışıyoruz. Sportif faaliyetlerimizin sayısını arttırmaya çalışıyoruz. Niçin? Evlatlarımız da bunlardan faydalansınlar diye. Ben çocuklarımızın hepsini gösterdikleri başarılardan dolayı kutluyorum. Paydaşımız Halk Eğitim Merkezimize de teşekkür ediyorum. Sergimizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

ÇOCUKLARA SERTİFİKALARI VERİLDİ

Konuşma sonrası kurdele kesimi ile serginin açılışı gerçekleştirildi. Ardından kursu başarıyla tamamlayan resim atölyesi kursiyeri çocuklara katılım sertifikaları protokol üyeleri tarafından takdim edildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Kahve Fuarı'na büyük ilgi Sektörün öncü isimleri İzmir Kahve Fuarı'nda

Bu yıl ilk kez düzenlenen İzmir Kahve Fuarı, katılımcı ve ziyaretçilerine ev sahipliği yaparken farklı söyleşi, kahve kavurma, demleme gibi workshop ve etkinlikleriyle de büyük ilgi görüyor. Sektörün önde gelen isimlerinden Şerif Başaran ile Sam Çeviköz, fuarı ve Türkiye’de kahve sektörünün geldiği noktayı değerlendirdi. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZFAŞ ve SNS Fuarcılık iş birliği ile fuarizmir’de düzenlenen İzmir Kahve Fuarı – Kahve, Kahve Ekipmanları ve Sarf Malzemeleri Fuarı, yarattığı ticari hacmin yanı sıra “Demleme ve Tadım Sahnesi” ile “Roastery Sahnesi ve Uygulama Alanı”nda farklı söyleşi, kahve kavurma, demleme gibi etkinliklere de sahne oluyor. Ziyaretçilerden büyük ilgi gören söyleşi ve etkinliklerde konuşmacı olarak sektörün önde gelen isimleri yer alıyor. Kahve Fabrikası’nın kurucusu, eğitmen, birçok firmaya danışmanlık yapan, nitelikli kahve denilince Türkiye’de ilk akla gelen isimlerden olan Şerif Başaran, fuarda, kahveyi ve kahve kavurmanın püf noktalarını anlattı. Başaran, tarihten günümüze kahve kültürünün büyük öneme sahip olduğu Türkiye’nin bu sektördeki durumunu değerlendirdi. 

Markalarımızla dünyada söz sahibi olabiliriz

Şerif Başaran, “Türkiye’de bu sektörde dünyayla rekabet edebilecek ölçüde firmalarımız var. 70 – 80 yıllık kahve kavurma makinesi üreticilerimiz var. Avusturalya’da iken baktığımda en çok kullanılan kavurma makineleri arasında Türk markaları vardı. Ayrıca ülkemizdeki Türk kahvesi makinesi üreticileri, espresso makineleri üreticileri de çok iyi durumda. Makine alanına baktığımızda, dünyanın ilk 20 markası arasına en az 4 – 5 marka ile girmişizdir. Öte yandan, çok nitelikli kahve kavurma firmalarımız da mevcut. Örneğin, yeşil çekirdeği alırken Almanya, İsviçre gibi ülkeler kahve vergisi olarak sıfır vergi alıyor, kavurup sattığınızda kilogram başına bir vergi geliyor. Ülkemizde de benzer düzenlemeler olmalı. Gerekli düzenlemeler yapılırsa sektörümüz çok daha rekabetçi bir hale gelir ve Türkiye’de gelecekte tüm dünyaya kavrulmuş kahve satan markalarımız olabilir. İhracat konusunda çok iyi bir şekilde diğer ülkelerle yarışabiliriz, ön plana çıkabiliriz” dedi.

Trendi yakalamak, yenilik yapmak gerekiyor

Kahvede yaşanan devrimin ülkemizdeki makine üretiminde de yaşanması gerektiğini ifade eden Başaran, “Dededen kalan geleneksel üretim yöntemlerinin yenilikçi inovatif yaklaşımlarla çağın ve teknolojinin getirdiği gerekliklere göre şekillenip değişmesi gerekiyor. İnovatif değişimleri getiren kuşaklar ve markaları, yurtdışında da başarılı olarak görmeye başlarız. Trendi yakalamak, yenilik yapmak gerekiyor. Aksi takdirde iç pazardan çıkamayız, amacımız yurtdışına açılmak olmalı. Kahvede nasıl üçüncü nesil varsa üreticilerde de 3 nesil bu devrimi yapmalı” diye konuştu. 

Son yılda uluslararası kahve zinciri markalarının Türkiye’ye girmesi ve yerel markaların artması ile birlikte Türkiye’de kahveye olan merakın her geçen gün arttığını söyleyen Başaran, “Kahve, kafein ihtiyacı için içilmesinin yanı sıra artık zevk için de içilmeye başlandı. Sosyalleşme trendleri de yerel ve uluslararası markaların artmasıyla kahve içilen mekanlara, kafelere döndü. Kafeler; ders çalışılabilen, oturup arkadaşlarla buluşulan, sosyalleşilen mekanlar oldu. İnsanlar birbirlerinin evine misafirliğe gitmek yerine kafelerde buluşur hale geldi. Evden sonra bir buluşma noktası oldu” dedi. 

İzmir konum itibariyle fuar için çok uygun

Fuarı da değerlendiren Şerif Başaran, İzmir’in bölge itibariyle 100 yılı aşkın süredir kahve ticaretine ve kahve kavurma makinesi üreticilerine ev sahipliği yaptığını hatırlatarak,  “Fuarda, organizasyonlar, workshoplar ve yarışmalar ziyaretçilere kahveyi sevdirmek için önemli. Ancak önemli olan ve unutulmaması gereken kısım B2B kısmı. Buraya gelen profesyoneller, makineden yeşil çekirdeğe, danışmanlıktan süte, şuruba, pasta ve mobilyaya kadar yan sektörleriyle birlikte tüm bileşenlerin hepsine ulaşabiliyor. Kahve fuarlarının ticari hacmi artırmak amacıyla çok büyük getirisi var. İzmir; lokasyon, lojistik, konaklama, fuarın konumu açısından çok avantajlı ve bir hub oluşturabilir. Çok güzel ve büyük bir fuar alanı var. İleriye dönük olarak baktığımızda ise çok daha büyük hacimlerde, yarışmaların da düzenlendiği iyi bir fuar olmasını bekliyorum” şeklinde konuştu.  

İzmir’e çok yakışan bir fuar olmuş

Demleme ve Tadım Sahnesi’nde kahvenin hayatımıza olan etkileri konulu söyleşiye katılan sektörün tanınan isimlerinden Coffee HQ Kurucu Ortağı Sam Çeviköz, izleyenlerden büyük ilgi gördü. Avustralya’da yaşayan ve 11 yıl önce Türkiye’ye dönen Sam Çeviköz, “Dünyaya kahveyi götüren biziz. Baktığımızda dünyada ilk kafe Türkiye’de İstanbul Galata’da açılmış. 1950’lere kadar da Türkiye’de çaydan önce kahve tüketimi vardı. Son yıllarda Türk kahvesi dünyada da büyümeye başladı. Türk kahvesi ülkemizde genellikle ekonomik olduğu için Brezilya’nın bir bölgesinden gelen kahve çekirdekleri ile yapılıyor. Ancak Türk kahvesini sadece bir çekirdekten değil nitelikli kahvelerle de yapabilirsiniz, her çekirdekten yapılabilir” dedi.  

Ziyaretçilere kahvenin seçiminden kavrulmasına, demleme yöntemlerinden uygun içim derecelerine kadar birçok konuda bilgiler veren Sam Çeviköz, fuarı da değerlendirerek, “İzmir’e çok yakışan bir fuar olmuş. İlk kez düzenlenmesine rağmen başarılı ve ilgi çok yoğun. Ben inanıyorum ki önümüzdeki yıl çok daha güzel olacaktır. Türkiye’nin kahve konusundaki potansiyeli çok yüksek ve giderek de büyüyen, ilgi gören bir sektör. Bu konuda kendini çok geliştirmiş yurt dışındaki kahvecilerden daha iyi kahveciler ülkemizde mevcut. Bu fuarda da o insanları aramızda görüyoruz. Bu çok iyi bir şey fuar adına. Söyleşime de yoğun ilgi vardı, gerçekten bilgililer ve birçok soru yönelttiler. Önümüzdeki yıl da burada olmayı istiyorum” diye konuştu.  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

FESTİVAL COŞKUSU ARSLANBEK VE HADİSE KONSERİ İLE ZİRVE YAPTI…

21.Alanya Uluslararası Turizm ve Sanat Festivali’nin ilk gününde Arslanbek Sultanbekov ve Hadise sahne aldı. 50 binden fazla vatandaş muhteşem konserlerle unutulmaz bir akşam yaşadılar.

Alanya Uluslararası Turizm ve Sanat Festivali ilk gününde muhteşem konserlere ev sahipliği yaptı. İlk olarak sahneye Türk Dünyasının en sevilen müzisyenlerinden Arslanbek Sultanbekov çıktı. Konser alanını tamamen dolduran 50 binden fazla vatandaş Arslanbek ve ekibinin muhteşem performansını dinleme imkânı buldular. Konser sonrası sahneye çıkan Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, Arslanbek Sultanbekov’a çiçek ve ipek kozasından yapılmış Türk Bayrağı hediye etti. Arslanbek’in bayrağı öperek havaya kaldırması dakikalarca alkışlanırken, Başkan Yücel bu güzel dinleti için Arslanbek’e teşekkür etti.

BAŞKAN YÜCEL’E BÜYÜK DESTEK

Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel daha sonra alanı dolduran vatandaşlara seslendi. Büyük bir destekle sahneye çıkan Başkan Yücel “Bu yılkı festivalimizde Altay dağlarının rüzgârı, Toroslardan Alanya’ya taşınacak. Gaytağı oynayan Azerbaycan Türkü ile zeybek oynayan Yörük Türkü omuz omuza toprağa diz vuracak. Dombıranın sesi bağlamayla karışacak, asırlardan beri Anadolu’dan yankılanan kaşık sesleri, kös sesleri ile birleşecek, Kırgız Otağı ile Yörük çadırında yakılan bağımsızlık ateşi yan yana tütecek. Türk Devletleri, asırlardır hiç esaret altına girmemiş, dünyada özgürlüğün, bağımsızlığın, asaletin, hoşgörünün ve demokrasinin en yüce örneğini simgelemişlerdir. Türk Dünyası ve Türkiye’nin birliğini, dirliğini ve gücünü bu meydandan tüm dünyaya duyuracağız.” dedi.

BAŞKAN YÜCEL, “ALANYA ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR”

Başkan Yücel Alanya için yoğun bir şekilde çalıştıklarını belirterek, “Alanya’mızın her bir köşesinde taş üstüne taş koymanın, mevcut hizmetleri daha kaliteli yapmanın, ayrımcılıktan uzak bütünleştirici bir hizmet anlayışının, vatandaşlarımızın gönlünü kazanmanın gayreti içinde olduk. Bundan sonra da aynı şekilde Alanya’da yaşayan herkese eşit ve adaletli şekilde hizmet etmeye devam edeceğiz. Sizin desteğinizle, Alanya’yı geriye değil hep ileriye götürdük. Gece gündüz demeden Alanya için çalışıyoruz. Alanya bizlerle altın çağını yaşıyor. Biz, Büyük Türk Milletinin sevdalısı siz kıymetli Alanyalıların hizmetkârıyız. Gayretimiz ülkemiz içindir, gayretimiz bölgemiz içindir. Gayretimiz Alanya içindir, gayretimiz sizin içindir.” şeklinde konuştu.

HADİSE KONSERİ İLE EĞLENCE ZİRVE YAPTI

Daha sonra sahneye sevilen sanatçı Hadise çıktı. Alanı dolduran on binlerce vatandaşın alkışları ile sahneye çıkan Hadise, en sevilen şarkılarını geç saatlere kadar Alanya halkı için seslendirdi. Uzun zamandır böyle bir kalabalık görmediğini belirten Hadise, izleyenlere müzik ve dans şöleni sundu. Başkan Yücel, Hadise’ye ipek kozasından yapılmış çiçek buketi, tablo ve tropikal meyve sepeti hediye etti. Hadise konseri ile tavan yapan festival coşkusu; yarın Tan Taşçı, Pazar günü ise Azerin ve Yıldız Tilbe konseri ile sürecek.

AMANDA İŞ BAŞINDA…

19 şubat 1984 yılında dünya ya gelen REŞAT GÜMÜŞTAÇ sahne ile tanışması çok erken yaşlarda başlamıştır. Hatta ilk eğitimini rahmetli annesinin geçmişte Türk musikisinin önemli duayeni RATIFE ERTAN’ın öğrencisi olduğundan şarkı söylemeyi daha doğrusu nasıl okunması gerektiğini annesin den öğrenmeye başladı diyebiliriz. Tabi ki ilk okul yıllarında başlayan tiyatro sevgisi ortaokul yıllarında da devam ederken Boğaziçi lisesinin düzenlemiş olduğu bir yarışmada başarı göstererek tiyatro eğitimi almıştır. Orta okulu bazı özel sebeplerden dolayı bırakmak zorunda kalan Reşat dışarıdan eğitim ile orta okul ve liseyi bitirmiştir.

Tabi ki bu sırada çeşitli işlerde çalışarak (mağaza, çay ocağı, ezcane, camcı, plaj, kuaför) vb. bu küçük yaşta hatta ergenlik döneminde yapmış olduğu işler ona belli bir zaman sonra gözlem açısından işine yarayacağının farkında değildi. Fakat ne kadar yoğun olsa da sanat her şekilde hayatında vardı.

ÇAĞDAŞ SAHNE ile yolları kesişen Reşat ; ALTUNİZADE KÜLTÜR MERKEZİ, AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ, BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ gibi birçok sahne de çocuk oyunlarına yer almıştır. (BREMEN MIZIKACILARI,MUTLU İNSANLAR ÜLKESİ, KRAL TEMBEL OLURSA, FİKO İLE FATOŞ) ve kukla tiyatrosunu da merak saran Reşat (Hacivat ile karagöz, ibişin aklı) kukla oyunlarında şuan günümüzde de bilinen DOĞA KOLEJ leri gibi bir çok özel okullarda görev almıştır.

2000 yıllarında arkadaşları ile gitmiş olduğu bodrum tatilinde otel animasyonun da misafir olarak sahne alan Reşat Tıpatıp Show grubu ile tanışarak tatil diye gittiği otelde BESİM KAZODO nun kurmuş olduğu Tıpatıp Show ekibine dahil olmuştur.

Tv programları,özel bayii gecelerinde sahne alırken SEVDA DEMİREL ile kesişen Reşat , Show dışında Sevda Demirel’ e vokal yapmaya başlamıştır. GÜNAY RESTAURANT’ da SİBEL CAN nın ön kadrosunda 4 Sezon BİREBİR SHOW ekibi ile sahne almaya devam ederken Suadiye otelinde MADAME MARGOT yemekli müzikalde sahne alırken AMANDA İŞ BAŞINDA karakteri ile yeni bir adım atıp sahnelere devam etmiştir. Bir gece içerisinde iki mekanda program yapan Reşat  STELYO PİPİS in sahip olduğu CHANTA CLUB te de sahne almıştır.

2018 yılında ise DMC MÜZİK şirketinden çıkarmış olduğu ‘GIYABINDA’adlı single ile sevenlerinin huzuruna sunmuştur.

2019 yılında çekimleri Ordu Ünye de gerçekleşen RANDIMAN filminde rol alarak sinema sektörüne giriş yapmıştır.

2020 yılında ikinci single ‘ EDEBİYAT ‘ ile sevenleri ile buluşmuştur.

2019-2020 yılında MON AMAOUR 17. Kat ta sahne alan Reşat AMANDA İŞ BAŞINDA karakterinin yanı sıra MAYRİK HANIM tiplemesiyle de izleyenleri eğlendirip güldürmüştür. Amanda İş Başında karakteri ile Türkiye’nin birçok şehinde ve özellikle Almanya’da da sahne almıştır ve almaya devam etmektedir.

2021 yılından bu yana Efrouz Kozyatağı Hilton da sahne alması ile gece eğlence hayatına başka bir tat başka bir lezzet katmıştır. 2022 kıs sezonunda Efrouz Dedeman ile hem Anadolu yakasında hemde Avrupa yakasında yaptığı Showlar ile gece hayatının eğlencesini kendi tarzı ve kemikleşmiş müşterileri ile bir üst seviyeye taşımıştır.

 

 

 

Nerlıdere Belediyesi'nden Yurttaşlara Psikolojik Destek

Narlıdere Belediyesi Pakize Ateş Kadın Danışma Merkezi bünyesinde hizmet veren Psikolojik Danışma Birimi, toplumsal hayatta çeşitli problemlerle karşılaşan yurttaşlara ücretsiz olarak hizmet veriyor.  

Narlıdere Belediyesi’nin Pakize Ateş Kadın Danışma Merkezi bünyesinde hizmet veren Psikolojik Danışma Birimi, ilçede yaşayan yurttaşlara psikolojik destek sağlıyor. Toplumsal hayattaki gelişmelerden etkilenen vatandaşlara haftanın belirli günlerinde hizmet veren Psikolojik Danışma Birimi; stresli yaşam, aile sorunları, gelecek kaygısı gibi problemlerle karşı karşıya kalanların zor günlerinde yanlarında oluyor. Toplumsal yapıdaki dönüşümlerden etkilenen yurttaşların yaşadıkları sorunlarla başa çıkması için çalışmalar yürüten ve hayata adapte olmalarını sağlayan birim, ücretsiz olarak hizmet veriyor.

“KORKULARINI VE KAYGILARINI AZALTIYORUZ”

Psikolojik Danışma Birimi Sorumlusu Psikolog Ayça Gül Danış, vatandaşların günlük hayatta birçok problemle karşılaştığını ve her sorunu tek başına çözmesinin mümkün olmadığını ifade ederek, “Bu noktada biz devreye giriyoruz. Stres, ailevi sorunlar ve çeşitli travmalarla mücadele etmek zorunda kalan vatandaşlarımıza destek oluyoruz. Danışanlarımızı kendilerine güvenmeleri noktasında motive ediyoruz. Yaşadıkları sorunları nasıl aşacakları konusunda onları cesaretlendiriyor ve bilgilendiriyoruz. Örneğin, 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinin ardından ilçemize yerleşen birçok depremzede yurttaşımız oldu. Onlarla sürekli görüşüyor ve kaygılarını azaltmaya yardımcı oluyoruz. Ayrıca otizmli bireylerimize, engelli yurttaşlarımıza yönelik özel çalışmalarımız oluyor. Genç, yaşlı, çocuk demeden her bir yurttaşımızın yanındayız. Danışanlarımızın öz-yeterliliklerini ve becerilerini harekete geçirmek için destekleyici ve yönlendirici olmaya devam edeceğiz” dedi.

Psikolojik Danışma Birimi Sorumlusu Danış, aile içinde ya da dışında fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete uğrayan kadınların da her zaman yanında olduklarını belirterek, “Birimimiz, toplumsal hayatta çeşitli problemlerle karşılaşan kadınların yanında olmaya, onların korkularını ve kaygılarını yenmesinde gereken rolü üstlenmeye devam edecek” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nazım Hikmet Dikili'de Anıldı

Dünya çapında tanınan memleket şairi Nazım Hikmet ölümünün 60. yılında Dikili’de anıldı.

Dikili Belediyesi ve Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı işbirliği ile Nazım Hikmet Parkı’nda düzenlenen “Nazım’ı Anıyoruz” konulu anma programına çok sayıda vatandaş ilgi gösterdi.

Nazım Hikmet  heykeline karanfil bırakılmasından sonra  Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz açılış konuşması  yaptı.

Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı  Yönetim Kurulu Üyesi, araştırmacı, gazeteci, yazar Barış Pehlivan “Nazım’ın Davası” konulu söyleşi gerçekleştirdi.

Anma programında sanatçı Hilmi Yarayıcı usta şairden eserler seslendirdi.

Başkan Kırgöz, “Güneşin sofrasında buluşmaya devam edeceğiz.”

Nazım Hikmet’i anma programına ev sahipliği yapmamın gururunu yaşayan Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz şu ifadelerde bulundu, “Bu akşam yaşamı boyunca memleket sevdasını yüreğinde taşımış, eserleri dünya dillerine çevrilmiş değerli şairimiz Nazım Hikmet’i  ölümsüzlüğünün 60. yılında ismini yaşattığımız bu güzel parkta anmak için bir araya geldik.  Bu anlamlı geceye önemli katkılar sunan basınımızın korkusuz kalemlerinden gazeteci kardeşimiz Barış Pehlivan’a  ve Nazım Hikmet’in değerli eserlerini seslendiren geçmiş dönem milletvekilimiz, parti meclisi üyemiz, sanatçı Hilmi Yarayıcı’ya sonsuz teşekkürlerimi  sunuyorum.  Her zaman dayanışma içerisinde olduğumuz  Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ile iş birliğimizi sürdürmeye ve güneşin sofrasında buluşmaya devam edeceğiz. Büyük usta, mavi gözlü dev Nazım Hikmet’i bir kez daha saygı ve özlemle anıyorum.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bayraklılı kadınlardan 'el emeği sergisi'

Bayraklı Belediyesi ve Halk Eğitim Merkezi iş birliğiyle açılan beceri ve hobi kurslarına katılan kadınlar, sezon boyunca ürettikleri el emeği ürünleri görücüye çıkarıyor. Bu kapsamda 6 Haziran Salı Bayraklı Belediyesi Havuz Düğün Salonu’nda yıl sonu sergisi açılacak. Ziyaretçiler, gün boyunca birbirinden değerli takı-tasarım ve ev aksesuarlarını uygun fiyatlara alabilecek.   

YIL SONU SERGİSİNE DAVETLİSİNİZ

Bayraklı’nın üreten kadınları kurslarda yaptıkları takı-tasarım ve ev aksesuarlarını yıl sonu sergisinde beğeniye sunacak. Bu kapsamda 27 branşta, binin üzerinde Bayraklılı kadının el emeği ürünleri vatandaşlarla buluşacak. Bayraklı Belediyesi Havuz Düğün Salonu’ndaki sergi, 6 Haziran Salı saat 13:00’da açılacak ve her yıl olduğu gibi bu yıl da renkli etkinliklere sahne olacak. 

HERKESİ BEKLİYORUZ

Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Kadınların, gençlerin ve çocukların üretim süreçlerine daha çok katıldığı, sosyal yaşamda daha çok yer aldığı Bayraklı’da üreten kadınların el emeği sergisini çok anlamlı buluyoruz. Kurslarımızla yurttaşlarımıza bir yandan hobi bir yandan da meslek kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu kapsamda yıl boyunca ürettikleri ürünleri görmek, beğenilenleri satın almak için herkesi ‘Kadın Emeği Yıl Sonu Sergisi’ne bekliyoruz” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı