Aylık arşivler: Haziran 2023

Uç nokta koruması ESET'ten sorulur

Bağımsız araştırmalar ESET’in önemini ortaya koyuyor 

Dijital güvenlikte dünya lideri olan ESET, Forrester’ın The Endpoint Security Landscape (Uç Nokta Güvenlik Ortamı) D2 2023 raporunda yer aldı. ESET, raporda yer alan 33 kurum arasından özel sektöre ait teknoloji odaklı bir şirket olarak ayrışmayı başardı. ESET Kıdemli Ürün Sorumlusu Jakub Debski her zaman bilime dayalı, güvenlik öncelikli bir yaklaşım benimsediklerinin altını çizdi.

Forrester’ın The Endpoint Security Landscape raporu, aralarında ESET’in ürün geliri açısından önemli bir uç nokta güvenlik sağlayıcısı olarak kabul edildiği dünya genelindeki 33 uç nokta güvenlik tedarikçisine genel bir bakış sunuyor. Landscape raporları, mevcut durumdaki pazar olgunluğunu tanımlayarak önemli pazar dinamikleri ve kullanım durumları hakkında detaylı bilgi veriyor. Büyüklük, odak ve coğrafyaya göre öncelik verebilecekleri satıcıların veya sağlayıcıların listesini sunarak Forrester müşterilerinin pazar hakkında daha eğitimli olmalarına yardımcı oluyor.

Uç nokta güvenlik çözümleri, cihazlarını kötü amaçlı yazılımlardan koruyan, tehlikeli veya kötü amaçlı eylemleri tespit edip bunlara yanıt veren ve olayları hızlı ve verimli bir şekilde çözen, iş kullanıcıları için ilk ve son savunma hattıdır. Bu nedenle, bu rapor uç nokta güvenliğinin kritik önemini ele alıyor. ESET raporda yerini alarak bu pazarda önemli bir oyuncu olarak kabul edildiğini gösteriyor. Raporda yer alan satıcılar, tarayıcı güvenliği, gelişmiş güvenlik önlemleri, esnek raporlama, mobil tehdit savunması ve yönetilmeyen cihaz koruması gibi beş genişletilmiş kullanım alanı da dahil olmak üzere büyüklük, coğrafya ve kullanım alanına göre çeşitlilik gösteriyor. Bunlar, alıcıların temel kullanım durumlarına (uç nokta koruması, olay çözümü, cihaz kontrolü) ek olarak ele almak istedikleri kullanım durumlarıdır. ESET, tarayıcı güvenliği, esnek raporlama ve mobil tehdit savunması gibi genişletilmiş kullanım alanlarına sahip satıcılar arasında yer alıyor. 

ESET Kıdemli Ürün Sorumlusu Jakub Debski bu konuda şunları söyledi: “ESET olarak hem kendimizin hem de müşterilerimizin içinde bulunduğu güvenlik ortamını yakından izliyoruz. Telemetrilerimize dayanarak, yeni özellikler ekleyerek uç nokta koruma ürün yelpazemizi genişletmeye devam ediyoruz. Müşterilerimizin sayıca yetersiz güvenlik ekiplerini dengelemek için seçenek sunuyoruz ve çözümlerimiz müşterilerimiz düşünülerek oluşturuluyor. Şirketlerin operasyonlarına ve onlar için gerçekten önemli olan şeylere odaklanıyoruz. Forrester’ın raporunda yer almaktan gurur duyuyoruz çünkü özel sektöre ait, teknoloji odaklı bir şirket olarak çözümlerimizi geliştirirken her zaman bilime dayalı, güvenlik öncelikli bir yaklaşım benimsedik.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türk Telekom'dan mobil müşterilerine özel yüksek hızlı fiber internet kampanyası

Teknoloji ve dijital dönüşümdeki öncü rolü ile çalışmalarını sürdüren Türk Telekom, müşterilerine avantajlı teklifler sunmaya devam ediyor. Türk Telekom mobil müşterilerine özel yeni bir fiber internet kampanyası başlattı.  

Kampanya ile Türk Telekom mobil müşterileri evde internette de Türk Telekom’u tercih etmeleri halinde yüksek hızlı fiber internetten 24 ay boyunca avantajlı fiyatlarla yararlanma şansı elde ediyor. 

Türkiye’nin fiber gücü olan Türk Telekom, mobil müşterilerine evde limitsiz fiber internet keyfini cazip fiyatlarla sunduğu kampanyayı hayata geçirdi. Kampanya ile Türk Telekom mobil müşterileri, evde internette de yeni müşteri olmaları halinde yüksek hızlı fiber internetten avantajlı fiyatlarla yararlanırken, taahhüt verdiklerinde 24 ay boyunca fiyat koruma şansı yakalıyor.  

 100 Mbps’ye varan fiber hız seçeneklerinde toplam 480 TL indirim avantajı

Türk Telekom mobil müşterileri, evde internette Türk Telekom’u tercih etmeleri halinde 35Mbps limitsiz fiber internet paketini her şey dahil olmak üzere ayda 204 TL yerine 184 TL ödeyerek satın alabiliyor. Söz konusu indirim 24 ay boyunca geçerli olarak kampanya fiyatı sabit kalıyor. Kampanya dahilinde Türk Telekom müşterileri 35 Mbps’den 100 Mbps’ye varan yüksek hızlı fiber internet satın almaları halinde toplam 480 TL indirimden faydalanma imkânı elde ediyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kaspersky, iOS cihazlarını hedef alan yeni mobil APT kampanyasını ortaya çıkardı

Kaspersky araştırmacıları, daha önce bilinmeyen zararlı yazılımlarla iOS cihazlarını hedef alan ve halihazırda devam eden bir mobil Gelişmiş Kalıcı Tehdit (APT) kampanyasını ortaya çıkardı.

‘Operation Triangulation’ olarak adlandırılan kampanya, iMessage aracılığıyla sıfır tıklama açıklarını dağıtarak cihaz ve kullanıcı verileri üzerinde tam kontrol elde eden kötü amaçlı yazılımları çalıştırıyor. Yazılımın nihai amacı kullanıcıları gizlice gözetlemek.

Kaspersky uzmanları, Kaspersky Birleşik İzleme ve Analiz Platformu’nu (Kaspersky Unified Monitoring and Analysis Platform – KUMA) kullanarak kurumsal Wi-Fi ağ trafiğini izlerken yeni bir mobil APT kampanyasını ortaya çıkardı. Kaspersky araştırmacıları, analizlerini derinleştirdiklerinde tehdit aktörünün düzinelerce şirket çalışanının iOS cihazlarını hedef aldığını keşfetti.

Saldırı tekniğine dair araştırılmalar halen devam etse de Kaspersky araştırmacıları şu ana kadar genel bulaşma sırasını belirlemeyi başardı. Kurbanlar, iMessage aracılığıyla tıklama gerektirmeyen (sıfır tıklamalı) bir açık içeren ekin bulunduğu bir mesaj alıyor. Mesaj başka herhangi bir etkileşim olmadan, ayrıcalık yükseltme için kod yürütülmesine yol açan ve virüslü cihaz üzerinde tam kontrol sağlayan bir güvenlik açığını tetikliyor. Saldırgan cihazdaki varlığını sağladıktan sonra mesaj otomatik olarak siliniyor.

Söz konusu casus yazılım, mikrofon kayıtları, anlık mesajlaşma programlarından gelen fotoğraflar, coğrafi konum ve virüslü cihazın sahibinin diğer faaliyeti hakkındaki veriler de dahil olmak üzere özel bilgileri sessizce uzaktaki sunuculara iletiyor.

Analiz sırasında tehdidin Kaspersky ürünleri, teknolojileri ve hizmetleri üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı ve Kaspersky müşterilerinin kullanıcı verilerinin veya kritik şirket süreçlerinin etkilenmediği doğrulandı. Saldırganlar yalnızca virüs bulaşmış cihazlarda depolanan verilere erişebiliyor. Kesin olmamakla birlikte saldırının özellikle Kaspersky’yi hedef almadığına inanılıyor. Kaspersky sadece bunu ilk keşfeden oldu. İlerleyen günlerde söz konusu siber saldırının küresel çapta yayılma durumunun daha da netleşmesi bekleniyor.

Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT) EEMEA Başkanı Igor Kuznetsov, şunları söyledi: “Siber güvenlik söz konusu olduğunda en güvenli işletim sistemleri bile tehlike altında kalabilir. APT aktörleri sürekli olarak taktiklerini geliştirdiklerinden ve istismar edecek yeni zafiyetler aradıklarından, işletmeler sistemlerinin güvenliğine öncelik vermelidir. Bu, çalışanların eğitimine ve farkındalığına öncelik vermeyi, onlara potansiyel tehditleri etkili bir şekilde tanımaları ve bunlara karşı savunma yapmaları için en son tehdit istihbaratını ve araçlarını sağlamayı da içerir. Triangulation operasyonuyla ilgili araştırmamız devam ediyor. Bu casusluk operasyonunun Kaspersky dışında da hedefleri olabileceğinden, yakında daha fazla ayrıntı paylaşılmasını bekliyoruz.”

“Operation Triangulation” hakkında daha fazla bilgiyi Securelist’da bulabilirsiniz. iOS cihazınıza virüs bulaşıp bulaşmadığını kontrol etmek için web sitesindeki talimatları izleyebilirsiniz.

Kaspersky araştırmacıları, bilinen veya bilinmeyen tehdit aktörlerinin hedefli saldırısının kurbanı olmamak için aşağıdaki önlemlerin alınmasını öneriyor:

  • Uç nokta düzeyinde tespit, araştırma ve olayların zamanında düzeltilmesi için Kaspersky Unified Monitoring and Analysis Platform (KUMA) gibi işletmeler için güvenilir bir güvenlik çözümü kullanın.
  • Microsoft Windows işletim sistemini ve diğer üçüncü taraf yazılımlarınızı mümkün olan en kısa sürede güncelleyin ve bunu düzenli olarak yapın.
  • SOC ekibinize en yeni tehdit istihbaratına (TI) erişimini sağlayın. Kaspersky Threat Intelligence, şirketin tehdit istihbaratına ortak erişim noktasıdır ve Kaspersky tarafından 20 yılı aşkın süredir toplanan siber saldırı verilerini ve içgörüleri sağlar.
  • GReAT uzmanları tarafından geliştirilen Kaspersky çevrimiçi eğitimiyle siber güvenlik ekibinizi en son hedefli tehditlerle mücadele edecek şekilde geliştirin.
  • Hedefli saldırıların çoğu kimlik avı veya diğer sosyal mühendislik teknikleriyle başladığından, ekibinize güvenlik farkındalığı eğitimi verin ve pratik beceriler kazandırın. Bunu Kaspersky Automated Security Awareness Platform aracılığıyla yapabilirsiniz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Su ürünleri üretimi 2022 yılında %6,2 arttı

Su ürünleri üretimi 2022 yılında bir önceki yıla göre %6,2 artarak 849 bin 808 ton olarak gerçekleşti. Üretimin %30’unu avcılık yoluyla elde edilen deniz balıkları, %5,6’sını avcılık yoluyla elde edilen diğer deniz ürünleri, %3,9’unu avcılık yoluyla elde edilen iç su ürünleri ve %60,6’sını yetiştiricilik ürünleri oluşturdu.

Su ürünleri avcılığı 2022 yılında %2,1 arttı

Avcılık yoluyla yapılan toplam üretim 335 bin 3 ton olurken, yetiştiricilik üretimi 514 bin 805 ton olarak gerçekleşti. Deniz ürünleri avcılığı bir önceki yıla göre %2,3, iç su ürünleri avcılığı ise %0,4 arttı.

Avlanan deniz balıkları miktarı 254 bin 535 ton olarak gerçekleşti. Avlanan deniz balıklarının türlerine göre dağılımı incelendiğinde, hamsi balığının 125 bin 980 ton ile en yüksek miktarda avlanan balık olduğu görüldü. Hamsi balığını 49 bin 892 ton ile palamut-torik ve 16 bin 729 ton ile sardalya takip etti.
 

Yetiştiricilik 2022 yılında %9,1 arttı

Yetiştiricilik yoluyla yapılan üretimin 2022 yılında 368 bin 742 tonu denizlerde, 146 bin 63 tonu iç sularda gerçekleşti.  Yetiştirilen en önemli balık türü iç sularda 145 bin 649 ton ile alabalık, denizlerde ise 156 bin 602 ton ile levrek ve 152 bin 469 ton ile çipura oldu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Doğal taş sektörünün 4 yıllık Çin hasreti bitiyor

Türkiye’nin ihracatta yıldız sektörlerinden olan 2022 yılında 2,2 milyar dolarlık ihracat performansı ortaya koyan Türk doğal taş sektörü, en büyük ikinci ihraç pazarı Çinli alıcılarla 4 yıllık aranın ardından bir araya gelmeye hazırlanıyor.

Doğal taş sektöründe dünyanın en büyük fuarı Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı 5-8 Haziran 2023 tarihleri arasında doğal taş sektöründe büyük bir buluşmaya ev sahipliği yapacak. Xiamen Fuarı’na Türkiye’den 60 ihracatçı firma katılıyor. 22 ülkeden 1.300 firmanın katılacağı fuarda Türk doğal taş ihracatçıları yabancı katılımda lider konumda olacak.

Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu uzun yıllardır olduğu gibi bu yıl da Ege Maden İhracatçıları Birliği yapacak. 

Çin’de pandeminin izlerinin tamamen ortadan kalktığını, karantinaya son verildiğini, Çin’in 2023 yılının ilk çeyreğinde beklentilerin üzerine çıkarak yüzde 4,5 büyüme hızı yakaladığını belirten Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, Türk doğal taş sektörünün son 20 yılda yoğun ticari bağlar kurduğu Çinli ithalatçılarla uzun aranın ardından bir araya gelecek olmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi. 

Türk doğal taş sektörünün 2013 yılında Çin’e 981 milyon dolarlık ihracat potansiyeline ulaştığı bilgisini veren Alimoğlu, “Sonraki yıllarda Çin’de doğal taş stoklarının artması, inşaat sektörünün yavaşlaması ve son olarak pandemi gibi nedenlerle 2022 yılında Çin’de doğal taş ihracatımız 419 milyon dolara kadar geriledi. Çin pandemiyi aştı ve tekrar ekonomide eski günlerine dönme eğiliminde. Çin ekonomisindeki toparlanmanın Türk doğal taş sektörünün ihracat rakamlarına olumlu yansımaları olmasını bekliyoruz. Çin’e ve dünyanın her tarafından gelen alıcılara doğal taş ihracatımızı arttırmak için tanıtım yapacağız, hedefimiz katma değerli ihracatımızı arttırmak, Çin’e ihracatta süreç içerisinde eski ihracat rakamlarımıza ulaşmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. 

170.000 m2’lik stand alanında, 200 ü yabancı, 22 ülkeden olmak üzere, toplamda 1.300 civarında firmanın stand açarak katılacağı Xiamen Fuarı’nı, 140.000 profesyonelin ziyaret etmesi bekleniyor. Hall A6 içerisinde ziyaretçilerini ağırlayacak olan Türkiye pavyonu 1746 m2 büyüklüğünde bir alanda doğal taş ithalatçılarıyla Türk ihracatçılarını buluşturacak. 

Canlı yayında Türk doğal taşlarını anlatacaklar

Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı, aynı zamanda pek çok etkinliğe de ev sahipliği yapacak.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Halilullah Kaya ve Akın Yeşilkaya, Xiamen Stone Fair web sitesi ve Xiamen Stone Fair’s wechat kanalı üzerinden canlı yayınlanacak programda Türkiye’den Çin’e ihracatın geliştirilmesi hedefiyle ülkemiz taşlarının çeşitliliği ve kalitesi ile Türkiye Madenciliği, Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin ülkeler bazında gerçekleştirdiği ihracatının durumu ve Milli Katılım Organizasyonumuz hakkında bilgi aktarımında bulunacaklar. 

Türkiye’nin Guanco Ticaret Ateşi Dilan Can Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı süresince Türk ihracatçılarıyla birlikte olacak ve Çin pazarı hakkında ihracatçıları bilgilendirecek. Firmalarımızın ihracatlarını artırmaları için Çin’in sektörel çatı kuruluşları ile buluşmalar yapılmasına aracılık edecek. 

VR gözlükle iş sağlığı ve güvenliği eğitimi EMİB Standında

Xiamen Fuarı’nda Ege Maden İhracatçıları Birliği standında, sektör paydaşlarına VR gözlük ile maden ocağını sanal ortamda görme ve ocaktaki olası risk faktörlerini uzaktan tanımlama eğitimi alma deneyimi kazandırılacak.

Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda stand kurarak, doğal taşlarını tanıtarak Türkiye’nin doğal taş ihracatını artırmak için çaba gösterecek firmalar ise; “A İNŞAAT TAŞIMACILIK PETROL HAYVANCILIK MADENCİLİK ZİRAİ ÜRÜNLER ENERJİ SİSTEMLERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, AKDAG GRANİT MERMER VE MADEN SAN.TİC.AŞ., ALİMOĞLU MERMER SAN VE TİC A.Ş, ALİMOĞLU TASARIM TAAH. MERMER İNŞAAT SAN. TİC. A.Ş., ARTMAR MERMER ARTI MERMER MADENCİLİK VE MADEN ÜRÜNLERİ ARAŞTIRMA SAN. VE TİC. A.Ş., AS GÜRELLER MERMER NAKLİYAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ., AYMAR DOĞALTAŞ MADENCİLİK DIŞ TİCARET LTD.ŞTİ., AYYILDIZ MADEN VE MERMER İNŞ. VE İNŞ. MALZEMELERİ  SAN.TİC.LTD.ŞTİ., BAŞARANLAR İNŞAAT MALZEMELERİ TİCARET VE SANAYİ A.Ş., BATI EGE MERMER SAN.VE.TIC.A.S., BATU MERMER MADENCİLİK SAN. VE TİC. AŞ., CANEL MÜNİP ÇOKER MADENCİLİK TİCARET SAN. A.Ş., ÇALIŞKANERLER MADENCİLİK SAN.TİC.İHR.İTH.A.Ş., ÇİFTYILDIZ MERMER OTOMOTİV GIDA İNŞAAT TAAHHÜT TURİZM NAKLİYE SAN. VE TİC. A.Ş., ÇOBANLAR MERMER MADENCİLİK TUR. TİC.VE.İNŞ.A.Ş., DEMAMER İNŞ.İTH.İHR.SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ., DEVREK MERMER SAN. TİC. A.Ş., DIMER MERMER INSAAT SAN. VE TIC A.S, EFAL MADEN İNŞAAT HAYVANCILIK AKARYAKIT OTO KİRALAMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, EFENDİOĞLU MERMER SANAYİ VE TİCARET A.Ş., EGARR MARBLE MADENCILIK INS. VE HARF. SAN. TIC.A.Ş, EGE DOĞALTAŞ SANAYİ VE TİCARET A.Ş., EKREM DEMİREL MADEN SAN. A.Ş., ESMER MERMER SANAYİ ve TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, HÜROK İNŞAAT MERMER LASTİK SAN. VE TİC. LTD.ŞTİ, İLTAŞ MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş., İSTMİN MADENCİLİK SAN. VE TİC. A.Ş., İZFAŞ İZMİR FUARCILIK HİZMETLERİ KÜLTÜR VE SANAT İŞLERİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, KARAMAN DOĞALTAŞ VE MERMER İNŞ.NAK.SAN.TİC.LTD.ŞTİ., KAR-MAR MADENCİLİK SAN. TİC. LTD. ŞTİ., KEFELİ MERMER GRANİT SAN VE DIŞ TİC LTD. ŞTİ., Labrador Mermer Proje Tasarım iç ve Dış Ticaret LTD. ŞTI., MABELLA MARBLE MADENCİLİK YAPI ELEMANLARI VE TEKNOLOJİLERİ SAN. TİC. A.Ş., MCD MADENCİLİK İNŞAAT SAN.TİC.A.Ş., MEDMAR MERMER MADENCILIK SAN VE TIC A.S., MER-MA MERMER MADENCİLİK A.Ş., MFC MADENCİLİK İNŞAAT OTOMOTİV PETROL GIDA SAN. TİC.LTD.ŞTİ., NAKOMAR Madencilik Mermer ve Enerji San. Tic. Ltd. Şti., NATURA MERMER MADENCİLİK İNŞAAT SAN. VE TİC. A.Ş., PINAR DOGAL TAS MAD. NAK. AKARYAKIT ORMAN URN. INS. SAN. VE TIC. LTD. STI., RODOS MADENCİLİK MÜH. İNŞ. SAN ve TİC AS., SDR MADENCİLİK A.Ş., STONETERROİR DOĞAL TAŞ MAD. SAN. VE TİC. A.Ş., ŞAHİN KARDEŞLER ELEKT. MERMER SAN. TAAH. TİC. LTD. ŞTİ., ŞENLER MERMER SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, TEKMAR MERMER MADEN İŞLETMELERİ ÜRETİM İHRACAT VE TİC A.Ş., UNICORN STONE MADENCİLİK MÜHENDİSLİK İTH. İHR. PAZ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ., 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İGA İstanbul Havalimanı, Küresel Havacılık Sektörünün Önde Gelen Eğitim İş Birliği Programına Seçildi

İGA İstanbul Havalimanı, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı tarafından “TRAINAIR PLUS Programı” üyeliğine seçildi. Güney Kore’nin başkenti Seul’de düzenlenen törene katılan Kadri Samsunlu: “Havacılık birbirine bağlı bileşenlerden oluşan bir sistem. Bu sistemde, tek bir bileşen bile arızalıysa, tüm ağ tehlikeye girebilir” dedi.

Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı İGA İstanbul Havalimanı, bölgenin en önemli küresel aktarma merkezi olmasının yanı sıra, uluslararası standartlardaki eğitim ve sertifikasyon programlarıyla da ön plana çıkmaya devam ediyor. İGA İstanbul Havalimanı, son olarak Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) tarafından “TRAINAIR PLUS Programı” üyeliğine seçildi.

Havacılık sektörünün paydaşlarının ve çalışanlarının gelişimini desteklemek için çeşitli konularda eğitim çalışmaları düzenleyen, sertifikasyonlarıyla sektör ihtiyaçlarını önceden görerek küresel oyunculara yeni fikirler geliştiren ve üreten bir eğitim platformu olma misyonuyla yola çıkan İGA Akademi, ICAO TRAINAIR PLUS Programı kapsamında ortak üyelik statüsü elde etti. 

Üyelik, ICAO’nun Küresel Havacılık Eğitim Ofisi tarafından İGA İstanbul Havalimanı’nda yapılan kapsamlı değerlendirmenin ardından tanımlandı.

Üyelik Mazbatası CEO Kadri Samsunlu’ya Takdim Edildi

2010 yılında başlatılan ICAO TRAINAIR PLUS Programı, küresel hava taşımacılığının güvenli, emniyetli ve sürdürülebilir gelişimini amaçlayan eğitim iş birliklerini destekliyor.

Program mazbatası, 31 Mayıs 2023 günü Güney Kore’nin başkenti Seul’de düzenlenen “ICAO – Global Implementation Support Symposium” kapsamındaki törende, ICAO Genel Sekreteri Juan Carlos Salazar tarafından İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Kadri Samsunlu’ya takdim edildi. Törende, İGA İstanbul Havalimanı’nın TRAINAIR PLUS Programı’nın Türkiye’den üye olan tek özel kurum olduğu vurgulandı. Samsunlu ayrıca, ICAO tarafından düzenlenen etkinlikteki “Challenges Facing Civil Aviation Stakeholders on Implementation Support and Resilience” (Sivil Havacılık Paydaşlarının Uygulama Desteği ve Dayanıklılık Konusunda Karşılaştığı Zorluklar) başlıklı panele konuşmacı olarak da katıldı.

Konuşmasında havacılığın birbirine bağlı bileşenlerin oluşturduğu bir sistem olduğunun altını çizen Kadri Samsunlu, “Bu sistemde, tek bir bileşen bile arızalıysa, tüm ağın etkinliği tehlikeye girebilir. Bunu Çin örneğinde gördük” dedi. 

İhtiyaç temelli yaklaşım, sivil havacılık paydaşları arasında iş birliği ve ortaklıkların geliştirilmesi ve teknolojik yenilikleri takip etmenin önemini belirten Samsunlu, İGA olarak uzun vadeli endüstriyel büyümeyi hedefleyen girişimlere kapsamlı destek sağlamaya hazır olduklarını vurguladı.

Uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde eğitim kapsamında yeni anlaşmalara imza atmaya devam eden İGA İstanbul Havalimanı çatısı altındaki İGA Akademi, 2022 yılında Uluslararası Havalimanları Konseyi’nin (ACI) Eğitim Ortağı ve Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) Bölgesel Eğitim Ortaklığı akreditasyonlarını almıştı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prometeon'da İnsan Kaynakları Direktörlüğü'ne Okan Vural getirildi

Prometeon Türkiye’de İnsan Kaynakları ve Endüstriyel İlişkiler Müdürü olarak 2018 yılından bu yana görev alan Okan Vural, 1 Mayıs 2023 tarihinde Prometeon Türkiye, Afrika, Orta Doğu, Rusya, Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesi İnsan Kaynakları Direktörü olarak atandı. 

 

Tüm dünyada endüstriyel lastik odaklı tek şirket olan Prometeon Tyre Group bünyesinde Prometeon Türkiye İnsan Kaynakları ve Endüstriyel İlişkiler Müdürü olarak uzun yıllardır hizmet veren Okan Vural, İnsan Kaynakları Direktörlüğü’ne atandı. Vural, Türkiye’nin de dahil olduğu Afrika, Orta Doğu, Rusya, Orta Asya ve Kafkaslar bölgesinde tüm insan kaynakları fonksiyonlarından sorumlu İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevini yürütecek.

2008 yılında Amerika’da iş hayatına atılan ve Ülke İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalıştığı Continental şirketinden 2018 yılında Prometeon Türkiye’ye transfer olan Vural, yıllar içinde Prometeon Tyre Group bünyesinde insan kaynakları alanında farklı ve stratejik roller üstlenerek, çalışan deneyimine yönelik birçok projenin hayata geçirilmesini sağladı.

Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler bölümünden mezun olduktan sonra İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde İşletme Yönetimi alanında Yüksek Lisans’ını tamamlayan Okan Vural iyi derecede İngilizce biliyor. Vural evli ve bir çocuk babası.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hemşirelikte hatayı önleyecek simülasyon!

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü tarafından tasarlanan ve yürütülen araştırma hemşirelik pratiğinde hataları azaltacak, eğitimde niteliği artıracak. Tıbbi Hatalar Odası” simülasyon eğitimi ile hemşirelik öğrencilerinin tıbbi hatalar konusunda farkındalıkları artarken, simülasyon eğitimi ile çok daha etkili eğitim alınabiliyor. 

Psikiyatri kliniklerinde çalışan hemşirelerin hasta bireylere yönelik uygulamaları sırasında gerçekleşen hatalar hem hastayı, aileyi, toplumu hem de hemşireleri olumsuz olarak etkiliyor. Bu nedenle hemşirelerin tıbbi hatalara neden olan durumları fark edip gerekli önlemleri alarak hasta bireyleri ve kendilerini zarar görmekten koruyabilmeleri oldukça önem kazanıyor. 

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü tarafından yürütülen çalışma, gelecekte sağlık profesyonelleri arasında yer alacak hemşirelik öğrencilerinin eğitiminde uygun maliyetli, uygulanabilir ve sürdürülebilir bir yöntem olan ‘Tıbbi Hatalar Odası’ simülasyonunun kullanılmasının öğrencilerin farkındalıklarını arttırmaya ve hata oranlarının azalmasına katkı sağlayacağını gösterdi.

Çevrimiçi ortamda gerçekleştirilen simülasyon eğitiminin etkisi incelendi

Araştırmada, hemşirelik bölümü öğrencilerinin psikiyatri kliniklerinde karşılaşabilecekleri tıbbi hatalara yönelik farkındalıklarını artırmada, çevrimiçi ortamda gerçekleştirilen simülasyon eğitiminin etkisi incelendi. Ön test-son test kontrol gruplu tasarıma sahip yarı deneysel nitelikteki çalışmada, girişim grubuna ‘Tıbbi Hatalar Odası’ simülasyon eğitimi verilirken, kontrol grubuna sunum yöntemi kullanılarak eğitim verildi. 

Çalışmada, tüm öğrencilerin tıbbi hatalar konusunda farkındalıklarında artış olmakla birlikte, girişim grubundaki öğrencilerin farkındalıklarının kontrol grubundaki öğrencilere göre daha yüksek olduğu belirlendi. 

Verilerin toplanmasında ‘Öğrenci Tanıtım Formu’, ‘Şizofreni Tanılı Bireye Yönelik Olgu Çalışması Formu’ ve ‘Simülasyon Ortamında Belirlenen Tıbbi Hatalar Formu’ kullanıldı.

Paranoid şizofreni tanısı alan bireye yönelik bir çalışma planlandı

Araştırmanın veri toplama aşamasına ön test uygulaması ile başlandı. Ön testte öğrencilerden ‘Öğrenci Tanıtım Formu’ ve ‘Şizofreni Tanılı Bireye Yönelik Olgu Çalışması Formu’nu doldurmaları ve bu ikinci formdaki tıbbi hataları belirlemeleri istendi. Formu dolduran öğrenciler girişim ve kontrol gruplarına ayrıldı. Ön testten bir hafta sonra girişim grubuna simülasyon eğitimi verilirken kontrol grubuna ise tıbbi hatalar ve hasta güvenliğine yönelik sunum yöntemi ile eğitim verildi. İki eğitim de çevrimiçi ortamda gerçekleştirildi.

Senaryosu Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi tıbbi beceri/simülasyon laboratuvarında oluşturulan simülasyon eğitiminde, öfke ve çevresine zarar verme riski nedeniyle tespite alınmış paranoid şizofreni tanısı alan bireye yönelik bir çalışma planlandı. Simülasyon laboratuvarında yatak üzerine bir erişkin manken yerleştirildi ve manken üzerinde, hasta dosyası içinde ve hasta yatağı üzerinde on beş tıbbi hata oluşturuldu. 

Dr. Öğr. Üyesi Aydan Akkurt Yalçıntürk: “Tıbbi Hatalar Odası simülasyon eğitimi hata oranlarını azaltacak”

Araştırmaya ilişkin bilgi veren Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Aydan Akkurt Yalçıntürk, “‘Tıbbi Hata Odası’ simülasyon eğitimi ile geleceğin sağlık profesyonelleri arasında yer alacak hemşirelik öğrencilerinin tıbbi hatalar konusunda farkındalıklarının artırılabileceği sonucuna varılmıştır. Çalışma sonunda hem girişim hem de kontrol grubundaki öğrencilerin tıbbi hatalara yönelik farkındalıklarının artmasıyla birlikte çevrimiçi ortamda gerçekleştirilen simülasyon yöntemi ile eğitim alan öğrencilerin tıbbi hatalara yönelik farkındalıklarının sunum yöntemi ile eğitim alan öğrencilere göre daha yüksek olduğu saptanmıştır.” dedi.

Dr. Yalçıntürk, “Hemşirelik öğrencilerinin ruhsal hastalığa sahip bireylerde ortaya çıkabilecek tıbbi hatalara yönelik farkındalıklarının artırılmasının mezuniyet sonrasında bu bireylere verilen bakımın kalitesini ve hasta sonuçlarını iyileştireceği, tıbbi hataların hemşireler üstünde neden olduğu suçluluk duygusu, depresyon gibi duygusal sorunların oluşmasını engelleyeceği, meslekten uzaklaşma, meslekten ayrılma ve hemşirelere karşı açılabilecek davaları önleyeceği düşünülmektedir.” diye konuştu.

Dr. Yalçıntürk: “Çalışmanın literatüre katkı sağlayacağını düşünüyoruz”

Son yıllarda hemşirelik programları eğitimleri sürecinde yenilikçi yöntemlerin yaygın olarak kullanıldığını kaydeden Yalçıntürk, “Bu yöntemlerden biri de simülasyondur. Ulusal ve uluslararası literatür incelendiğinde hemşirelik öğrencilerinin psikiyatri kliniklerinde karşılaşılabilecekleri tıbbi hatalara yönelik farkındalıklarını artırmak için simülasyon eğitiminin kullanıldığı bir çalışmaya rastlamıyoruz. Bu nedenle çalışmanın literatüre katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Çalışmanın sonucu göz önüne alındığında ‘tıbbi hatalar odası’ simülasyon eğitiminin hemşireliğin farklı alanlarında ve mezuniyet sonrası hemşirelerin eğitiminde de kullanılması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Skolyoz Tedavisinde Doğru Sanılan 7 Yanlışa Dikkat!

Tüm dünyada yaygın bir sorun olan, çocukların kendi yaşlarındaki başka çocuklara duygusal ve fiziksel şiddet uygulaması olarak tanımlanan akran zorbalığı, bazen de sağlıkla ilgili sorunlarda kendini gösterebiliyor! Çocukların, karşısındaki akranının sağlık sorunundan kah habersiz kah haberdar olup yine de onunla alay etme ya da onu eleştirme ve zor duruma sokmaya yönelik davranışları birçok hastalıkta tedavi imkanını ciddi şekilde olumsuz etkileyebiliyor! O sağlık sorunlarından biri de; Skolyoz! 

Günümüzde her 100 çocuktan 3’ünün karşılaştığı, omurganın sağa ya da sola eğrilmesi olarak tanımlanan skolyozda, önemli bir tedavi yöntemi olan korse kullanımına sıcak bakılmamasında akran zorbalığı büyük rol oynuyor! Yapılan araştırmalara göre; düzenli korse kullanımı ameliyat zorunluluğunu yarı yarıya azaltabiliyor ancak gerek korse kullanımındaki sıkıntılar gerekse doğru sanılan bazı yanlış bilgiler tedavi şansını engelleyebiliyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanları Prof. Dr. Ahmet Alanay ve Doç. Dr. Çağlar Yılgör, Haziran-Skolyoz Farkındalık Ayı kapsamında yaptıkları açıklamada; skolyoz tedavisinde doğru sanılan ve bu nedenle tedavi şansını azaltan 7 yanlış bilgiyi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

Skolyozda korse tedavisi işe yaramaz: YANLIŞ

DOĞRUSU: Doğru ve düzenli kullanılan skolyoz korsesi tedavide başarı şansını artırıyor! Korse tedavisinin genel olarak büyüme potansiyeli olan çocuklarda uygulandığını, başarı şansının 20 ile 40 derece arasındaki eğriliklerde daha yüksek olduğunu belirten Doç. Dr. Çağlar Yılgör bu sayede ameliyata gidiş zorunluluğunun yüzde 50 gibi ciddi bir oranda azalabildiğini söylüyor. Doç. Dr. Çağlar Yılgör “Skolyoz tedavisinde en eski yöntemlerden biri olan korse tedavisi tam bir iyileşme sağlamasa da çocuğun ameliyata uygun yaşa gelene kadar zaman kazanmasına yardımcı olur. Daha az sıklıkla da olsa, eğriliklerde iyileşme yönünde azalma da görülebilmektedir. Kişiye özel üretilen ve doktorunuz tarafından kontrol edilen korselerle daha iyi sonuçlara ulaşmak mümkün olmaktadır” diyor. 

Füzyon ameliyatı olmadan düzelme mümkün değildir: YANLIŞ!

DOĞRUSU: Skolyozun erken teşhis edilmesi ve tedaviye erken başlanması durumunda ameliyat dışı tedavilerle de eğriliklerin kontrol altına alınmasının mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Alanay “Örneğin; düzenli korse kullanımıyla birlikte skolyoza özgü fizik tedavi egzersizleri yapılması nihai bir tedavi yöntemi olabilir. Ayrıca doğru hastaya doğru zamanda yapılan bant ile gerdirme tekniği gibi füzyonsuz omurga cerrahisi yöntemleri son yıllarda giderek yaygınlaşıyor. Bu sayede hareket kısıtlılığı olmadan büyüme devam edebiliyor. Büyümesi tamamlanan gençlerde ise füzyon (sabitleme) yöntemiyle hareket tamamen yok edilmeden tedavi mümkün olabiliyor” diyor. 

Korseyi fırsat buldukça takmak yeterlidir: YANLIŞ!

DOĞRUSU: Başarıyla uygulanan bir korse tedavisinin mükafaatının büyük olacağını belirten Doç. Dr. Çağlar Yılgör, “Bu nedenle korsenin en etkili, en rahat hale getirilmesi ve çocuğun kolay kullanabileceği şekilde hazırlanması önemlidir. Yapılan çalışmalar; başarılı olan korselerin kullanım süreleri incelendiğinde, günlük kullanım saati ortalama 6 saat ve altı olanlarda tedavi başarısının yüzde 40’larda kaldığını ve eğrilik ilerlemesinin hiç korse kullanmayanlarla benzerlik gösterdiğini ortaya koymaktadır. Günlük korse kullanım ortalaması 6 ile 13 saate arasında olduğunda başarı ihtimali yüzde 70’lere yükseliyor. Korsenin günde ortalama 19-21 saat kullanımı durumunda ise başarı ihtimali yüzde 90’lara ve üzerine ulaşıyor” diyor. 

Sadece yüzme ya da spor yaparak eğrilik düzelebilir: YANLIŞ! 

DOĞRUSU: Düzenli spor yapmanın duruş kaslarını güçlendirdiği ve omurga sağlığı için faydalı olduğu biliniyor; fakat korse takmayan ve skolyoza özgü fizik tedavi egzersizleri yapmayan kişilerde yalnızca düzenli spor yapmanın skolyozun tedavisinde etkili olduğuna dair yeterli kanıt bulunmuyor. Buna karşın; özellikle düzenli ve doğru korse kullanımıyla birlikte yapılan skolyoza özgü fizik tedavi egzersizlerinin yanı sıra düzenli olarak spor yapılmasına yönelik bilimsel veriler de bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Alanay “Büyüme çağında olan 500’ün üzerinde skolyozlu bireyde yapılan güncel bir çalışma, spor yapmamanın eğrilik ilerleme riskini 1.6 kat, tedavinin başarısızlıkla sonuçlanma riskini ise 1.8 kat artırdığını göstermiştir” diye konuşuyor.   

Herhangi bir korse de olsa olur: YANLIŞ!

DOĞRUSU: Skolyoz tedavisinde kullanılacak korsenin mutlaka hekimin kararına göre alınıp uygulanması gerekiyor. Piyasada ‘skolyoz korsesi’ veya ‘düzeltici korse’ diye bilinen birçok korse bulunuyor ancak hekim kontrolü ve önerisi dışında kullanılan korseler kötü sonuçlar doğurabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağlar Yılgör korse seçimiyle ilgili kafa karışıklığı yaşanabildiğini belirterek şöyle konuşuyor: “Önemli olan eğriliği en etkin şekilde düzeltebilecek bir korse kullanımıdır. Doktorunuz korse seçiminde eğriliğin şekline ve yerleşme yerine göre karar verecektir. Korsenin tipi önemli olmakla birlikte, çocuk açısından kullanımı rahat olan, görsel olarak elbisenin altından belli olmayan ve çocuğun kolay kabulleneceği bir korse olması da önemlidir.”

“Korse kararını bizim almamız önemli, çocuğa sormaya gerek yok”: YANLIŞ!

DOĞRUSU: Korse kullanımının etkili olabilmesi için en önemli kriterin aile, çocuk, doktor, fizyoterapist ve ortotistin (korsecinin) takım çalışması içinde yer alması olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çağlar Yılgör “Korse kararı ailenin desteği altında çocuğun katılımıyla verilmelidir. Korse kullanımı çocuk açısından zahmetli, zor, sabır ve emek gerektiren bir yöntem olduğundan çocuğa çok iyi anlatılmalı ve korse kullanımının sağlayacağı faydalardan bahsedilmelidir. Doktor korsenin gerekliliğine ve uygunluğuna karar verdiği taktirde, aile ve çocuk korse fikrini benimsemeli ve ortotist de sanatını ortaya koymalıdır. Korse hazırlandıktan sonra ortotist ve aile doktora gitmeli ve skolyoz merkezinde korse, doktor tarafından denetlenmeli, çekilecek grafilerle korsenin bası noktalarının uygunluğu ve bası yastıkçıklarının kalınlığı denetlenmelidir. Korse teslim alındıktan sonra da skolyoza özgü fizyoterapi egzersizleri devam ederken fizyoterapist tedavinin seyrini izleyecek ve gerekli durumlarda korse içi egzersizler verecektir” diye konuşuyor.   

Ameliyat büyümesini engeller: YANLIŞ!

DOĞRUSU: Skolyoz teşhisi konulmasından itibaren zaman kaybetmeden tedaviye başlanmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Alanay, aksi taktirde omurga eğriliklerinin ilerleyerek sorunun çok daha karışık bir hal alabileceğini söylüyor. Özellikle son yıllarda ülkemizde de teknoloji ve tıptaki hızlı gelişmeler ve hekimlerin tecrübeleri sayesinde 1-1.5 yaşındaki bebeklerde dahi başarılı ameliyat sayesinde tam düzelme sağlanabildiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Alanay “Skolyoz takip ve tedavisinde en sık kullanılan 4 yöntem kontrollü gözlem, skolyoza özgü fizik tedavi egzersizleri, korse ve ameliyat olarak karşımıza çıkmaktadır. Her tedavi her yaşta uygulanabilir. Başarının anahtarı ise aşırı tedavi veya az tedaviden kaçınarak kişiye özgü olarak başlanan, takip verilerine göre her kontrolde düzenlenen ve büyüme boyunca sürdürülen uygun miktarda tedavinin doktor, fizyoterapist ve ortotist işbirliğiyle uygulanmasıdır” diyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Süt, kemikler ve dişler için çok faydalı

Sütün kemikler ve dişler için faydalı olduğunu söyleyen uzmanlar, süt tozlarının sütle aynı içeriğe sahip olmadığı konusunda uyarıyor. Marketlerde satılan süt tozlarının içeriğinde glukoz bulunduğu için tam tersine dişlere zarar verdiğini belirten Çocuk Diş Hekimi Dr. Öğr. Üy. Şebnem N. Koçan, çiğ süt yerine pastörize ve UHT sütlerin tercih edilmesini öneriyor. Gece yatmadan önce mutlaka dişlerin fırçalanması gerektiğine dikkat çeken Koçan, süt dişlerinin çıkmaya başlamasından itibaren fırçalanmaya başlanması gerektiğinin de altını çiziyor.

Üsküdar Diş Hastanesi Çocuk Diş Hekimi Dr. Öğr. Üy. Şebnem N. Koçan, sütün diş sağlığına etkisine değinerek, süt ve süt tozları hakkında bilgi verdi. Koçan, ilk dişlerin çıkmaya başlamasından itibaren diş bakımının nasıl yapılması gerektiğine dair de açıklamalarda bulundu.

Süt tozlarının dişlere bir yararı bulunmaz 

Marketlerde satılan süt tozlarının gerçek süt tozu olmadığının altını çizerek sözlerine başlayan Çocuk Diş Hekimi Dr. Öğr. Üy. Şebnem N. Koçan, “Süt tozları sütün farklı yöntemlerle buharlaştırılarak toz elde edilmesi ile yapılıyor. Süt tozunun kullanım amacı, sütün taşınmasının kolaylaştırılması, saklama süresinin uzatılmasıdır. Gerçek süt tozlarının besin değerleri süte yakındır. Süt, kemikler ve dişler için çok faydalı. Ancak marketlerde satılan ve kahvenin içine koyduklarımızın besin değerleri çok farklı.  Bu süt tozlarının dişlere bir yararı bulunmaz. İçeriğinde kalsiyum, çeşitli mineraller, vitaminler ve sütün içinde bulunan yararlı malzemelerin çoğu yok. İçeriğinde glukoz bulunduğu için tam tersi dişlere zararı vardır.” şeklinde konuştu.

Kaynatılan sütün besin değeri düşüyor 

Çiğ sütlerin daha uzun ömürlü olması için içine karbonat ya da soda koyulduğunu kaydeden Koçan, “Maliyeti düşürmek için su ekliyorlar. Ayrıca evde sterilize etmek için çiğ sütler kaynatılıyor. Kaynatıldığı zaman sütün besin değeri düşüyor. Bu nedenle pastörize ve UHT sütleri daha çok tercih etmeliyiz.” dedi.

Bebeklerde ilk altı aylık dönemde sadece anne sütü tüketilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Koçan, “Ardından yavaş yavaş ek gıdalara geçilebilir. Önce püre halinde gıdalar ardından katı gıdalara geçilebilir. İnek sütünün tüketimine bir seneden sonra başlanabilir.” ifadelerini kullandı.

Dişte kalan süt çürük oluşturabilir 

“Çocuklarda süt tüketimini gece yatmadan bir saat önce tavsiye ediyoruz.” diyen Dr. Öğr. Üy. Şebnem N. Koçan, bu sayede çocukların uykuya kolay geçebileceklerini söyledi. Ancak gece yatmadan önce dişlerin fırçalanması, fırçaladıktan sonra su dahil hiçbir şeyin tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Koçan, “Aksi taktirde dişte kalan süt birikintileri çürük oluşturur. Buna çok dikkat etmek gerekir.” dedi.

Dişler çıkmaya başladığında fırçalama da başlamalı

Süt dişlerinin ilk 6 aylık dönemde çıkmaya başladığını ve 6 aylık süreç sonrası dişlerin fırçalanmaya başlanması gerektiğini ifade eden Koçan, “İlk diş fırçası silikon parmağa takılan diş fırçaları olabilir. Bazı çocuklarda fırçaları ısırma eğilimi görülebiliyor. Bu durumlarda 0-3 yaş arası, sapı geniş, bebeğin eliyle rahatça kavrayabileceği, başlığı küçük, ekstra yumuşak özellikli diş fırçası seçilmeli. Yaş grubuna uygun, yutmasında sakınca olmayacak diş macunları öneriyoruz. 3 yaşından küçük çocuklarda pirinç tanesi boyutunda, 3-6 yaş yaş aralığındaki çocuklarda bezelye büyüklüğünde, 6 yaş üstündeki çocuklarda da fırçanın genişliğine göre macun kullanılabilir.” diye konuştu.

Gece yatmadan önce mutlaka dişler fırçalanmalı

Günde iki kez dişlerin fırçalanması gerektiğini söyleyen Dr. Öğr. Üy. Şebnem N. Koçan, birinin mutlaka gece yatmadan önce olması gerektiğine vurgu yaptı. Dişlerin gece yatmadan önce fırçalanmasının ardından yiyecek içecek tüketilmemesini gerektiğini kaydeden Koçan sözlerini şöyle tamamladı:

“Gece ağızda tükürük akışı neredeyse yoktur. Besinler dişin üzerinde birikir ve aktif bir şekilde çürük oluşturur. İkinci fırçalama da sabah tercih edilir. Sabah diş fırçalaması yapılması önerilir. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı