Aylık arşivler: Haziran 2023

Elektronik Müziğin Efsane Grubu Moderat, PSM Loves Summer By %100 Müzik Kapsamında Müzikseverlerle Buluştu!

PSM Loves Summer by %100 Müzik konser serisi 24 Haziran akşamı  elektronik müziğin dev ismi Moderat’ı ağırladı. Etkileyici görsel şovları eşliğinde minimal tekno dünyasına adeta damga vuran şarkılarını hayranlarıyla buluşturan grup, unutulmayacak bir geceye imza attı. Gecenin kapanışını ise Türkiye’nin öncü DJ ve prodüktörlerinden BeeGee gerçekleştirdi. 

 

Çıkış yaptıkları günden itibaren, elektronik, minimal techno, ambient ve glitch türlerini ustaca birleştirmeyi başaran ve ‘Bad Kingdom’, ‘A New Error’, ‘The Fool’, ‘Rusty Nails’, ‘Reminder’ gibi eserleriyle elektronik müzik dünyasında kültleşen efsane grup Moderat, izleyenleri hayran bırakan etkileyici görsel şovlarıyla, milyonlarca dinlenmeye ulaşan Bad Kingdom, Rusty Nails, A New Error, Fast Land gibi şarkılarını 24 Haziran akşamı, PSM Loves Summer by %100 Müzik konser serisi kapsamında Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde hayranlarıyla buluşturdu. Elektronik müziğe doyulan gecede, Moderat’ın akıllara kazınan performansının ardından Türkiye’nin öncü DJ, prodüktör ve organizatörlerinden BeeGee, melodik tekno ve progressive house parçalarına yer verdiği setiyle gecenin kapanışını gerçekleştirdi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Judojumuz Üst Üste İkinci Kez Avrupa Şampiyonu Oldu

Konya Büyükşehir Belediyesporlu milli judocu Sinem Oruç, Portekiz’de düzenlenen Ümitler Avrupa Judo Şampiyonası’nda kadınlar 63 kiloda altın madalya kazanarak üst üste ikinci kez Avrupa Şampiyonu oldu. 40 kiloda mücadele eden bir diğer Büyükşehirli judocu Rahime Erçin de ilk kez katıldığı şampiyonada bronz madalya kazanarak ülkemizi gururlandırdı.

Milli forma ile şehrimizi temsil eden Konya Büyükşehir Belediyesporlu judocular, bir Avrupa şampiyonluğu, bir de üçüncülük elde ederek göğsümüzü kabarttı. 

Portekiz’in Odivelas kentinde gerçekleştirilen Ümitler Avrupa Judo Şampiyonası’na 39 ülkeden 189’u kadın 413 judocu katıldı. Türkiye’nin 10 kadın ve 6 erkek olmak üzere 16 sporcu ile mücadele ettiği şampiyonada Konya Büyükşehir Belediyespor’dan Sinem Oruç 63 kiloda, Rahime Erçin 40 kiloda ve Elifnur Yalçın 52 kiloda ülkemizi temsil etti.

SİNEM ORUÇ’TAN ALTIN
Tatamiye 2. raundda çıkan Sinem Oruç, Bulgar rakibini mağlup ederek çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde Hollandalı rakibini 4 dakikada mağlup eden Büyükşehirli sporcu yarı finalde Hırvat rakibi geçerek finale adını yazdırdı. Oruç, altın madalya mücadelesinde yine bir başka Hırvat sporcuyu ippon puanı alarak mağlup ederek altın madalyanın sahibi oldu. Sinem bu başarısıyla üst üste ikinci kez Avrupa Şampiyonu ünvanı kazanarak şehrimizi ve ülkemizi gururlandırdı.

RAHİME ERÇİN’DEN BRONZ 
Portekiz’deki şampiyonada 40 kiloda mücadele veren bir diğer Büyükşehir Belediyesporlu judocu Rahime Erçin oldu. Erçin ilk defa katıldığı Avrupa Şampiyonası’nda üçüncü olma başarısı göstererek bronz madalya kazandı. 

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, aldıkları madalyalarla Türkiye’nin gururu olan Büyükşehir Belediyesporlu judocuları ve antrenörlerini tebrik ederek, başarılarının devamını diledi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Güler Sabancı: “Görevimiz Yapay Zekayı etik ve eşitlikçi bir şekilde kullanmaktır"

Sabancı Üniversitesi 21. dönem lisans ve 24. dönem lisansüstü mezuniyet töreni, Tuzla kampüsünde gerçekleşti. Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, konuşmasına, mezunları ve davetlileri “kendi sesini simüle eden yapay zeka” ile selamlayarak başladı.  

İlk kez yapay zeka kullanılarak hazırlanan konuşmasıyla 2023 mezunlarına seslenen Güler Sabancı, “Hepinize düşen görev, yapay zekayı etik ve eşitlikçi bir şekilde kullanarak, insanlık yararına değer oluşturmaktır. Unutmayın ki, özgür bir ortamda ve sorgulayarak yetişen bireyler olarak; en doğru soruları sorup, çözümleri üretecek olan sizlersiniz.” dedi. 

Sabancı Üniversitesi’nin 21. dönem lisans ve 24. dönem lisansüstü mezuniyet töreni, üniversitenin Tuzla kampüsünde gerçekleştirildi. Mühendislik ve Doğa Bilimleri, Sanat ve Sosyal Bilimler ile Yönetim Bilimleri Fakültelerinden toplam 1008 öğrencinin mezun olduğu törene, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici ve öğretim üyeleri katıldı.

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, mezunlara yönelik konuşmasına kendi sesini simüle eden ‘AI Güler Sabancı’ yani yapay zeka ile ‘Hoş Geldiniz’ diyerek başladı. 

Şubat ayında yaşanan deprem felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm ülkemize tekrar başsağlığı dileyen Güler Sabancı, “Bu elim felaket bizlere birlik ve beraberliğin, en önemlisi de dayanışmanın önemini bir kez daha gösterdi. Sivil toplumun muazzam bir dayanışmasına şahitlik ettik. Öğrencilerimiz, CIP Toplumsal Duyarlılık Projelerimizin liderliğinde deprem bölgesindeki destek çalışmalarında yer aldılar. Sabancı Topluluğu ve Sabancı Üniversitesi olarak deprem bölgesinde yapılan birçok destek çalışmalarına da katıldık” dedi. Güler Sabancı, depremde hayatını kaybeden Sabancı Üniversitesi öğrencisi Neris Ece Öz’ün adının depremzede öğrencilere destek olmak için başlatılan yeni burs fonu ile yaşatılacağını söyledi. 

 

KONUŞMASINI YAPAY ZEKA HAZIRLADI

 

Güler Sabancı, üretken yapay zeka teknolojilerinden yararlanılarak hazırlanan konuşmasında “Bugün bir ilkini yaşadığımız bu örnek, gelecekte eminim ki çok yaygınlaşacak” diyerek şöyle devam etti: “Yapay zeka hayatımızı büyük ölçüde değiştirecek ve birçok kullanım alanında önemli bir rol oynayacak. Üretken yapay zeka teknolojilerinin sağlık, eğitim, enerji ve sürdürülebilir kalkınma gibi alanlarda büyük potansiyel taşıdığını görüyoruz. Gençlerimizin bu alanlara liderlik etmesi ve yaratıcı çözümler getirmesi, geleceğimizin daha parlak ve sürdürülebilir olmasını sağlayacaktır.”

 

Türkiye çalışmalarını Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu’nun üstlendiği “Dünya Ekonomik Forumu İşlerin Geleceği Raporu”na işaret eden Güler Sabancı, önümüzdeki dönemde en çok büyüyecek rollerin, yapay zeka, makine öğrenimi, sürdürülebilirlik ve siber güvenlik uzmanlığı gibi alanlar olacağını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Büyük veri ve yapay zeka gibi yeni gelişen teknolojilerin, şirketleri ve iş alanlarını dönüştürmenin yanında, yeni iş alanları da yaratacağını düşünenlerin oranı Türkiye’de yüzde 55, dünyada ise yüzde 51 düzeyinde. Ülkemizdeki yeniliğe açık şirketler, yeni teknolojilere uyum konusunda, her zaman olduğu gibi öncü olacaklardır.  Yine aynı rapora göre, mevcut işlerin yüzde 23’ü değişecek. Bu işleri üstlenecek olanlar ise, bilimsel terminolojide ‘Silicon life form’ olarak ifade edilen yapay zeka temelli robotlar olacak. Bu konudaki gelişmeleri bir tehdit değil, fırsat olarak görmeli ve öyle yaklaşmalıyız. Bugün size aktardığım konuşmayı günümüzdeki popüler üretken yapay zekalardan biri üretti. Tabii ki biz de edit ettik.”

“YAPAY ZEKA TOPLUMSAL CİNSİYET AÇISINDAN HENÜZ EŞİTLİKÇİ DEĞİL”

Konunun uzmanlarından edindiği bilgilere göre yapay zekanın bile toplumsal cinsiyet açısından henüz eşitlikçi olmadığını vurgulayan Güler Sabancı, “Ortam olarak yapay zeka için de erkek bakış açısının baskın olduğu bir yer deniyor. Eşitlikçi bir anlayışla yetişen sizlerin, özellikle bu bakış açısına da sağlayacağınız birçok katkı olduğuna inanıyorum. Hepinize düşen görev, yapay zekayı etik ve eşitlikçi bir şekilde kullanarak, insanlık yararına değer oluşturmaktır. Unutmayın ki, özgür bir ortamda ve sorgulayarak yetişen bireyler olarak; en doğru soruları sorup, çözümleri üretecek olan sizlersiniz” diye konuştu. 

Sabancı Üniversitesi mezunlarının muasır medeniyetlerin sahip olduğu özgürlük, insan hakları, toplumsal eşitlik gibi evrensel değerleri benimseyen ve bilimin üstünlüğüne inanan bir üniversitede yetiştiklerini kaydeden Güler Sabancı, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına da vurgu yaparak, Ulu Önder Atatürk’ün “Gençler, cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile, insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız” sözünü hatırlattı.

“İLK 1000’DEN ALDIĞIMIZ ÖĞRENCİ SAYISI KATLANARAK ARTIYOR”

Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici de mezunlara yönelik konuşmasında şunları söyledi: “Üniversite olarak son 5 yıldan beri içinde olduğumuz kapsamlı atılım ve dönüşüm sürecinden ödün vermedik, hız kesmedik. Kurumumuzun ülke çapında ve dünya çapındaki iddiasını daha da artırdığı, çıtayı daha da yükselttiği bu yeni dönemde bizleri heyecan verici başarılar bekliyor” dedi. 

Üniversite sınav sonuçlarına göre Sabancı Üniversitesi’nin ilk 1000’den aldığı öğrenci sayısının 5 sene içinde neredeyse 3 katına çıktığını belirten Prof. Dr. Yusuf Leblebici, sözlerine şöyle devam etti:

“Özgün ve kaliteli eğitim sistemimiz sayesinde öğrencilerimizin tercihlerine süratle uyum sağlamayı ve en fazla rağbet gören disiplinlerde daha fazla öğrenci yetiştirmeyi hedefliyoruz. Şu anda Türkiye’deki tüm üniversiteler arasında her sene en fazla sayıda bilgisayar mühendisliği mezunu veren üniversiteyiz. Hiçbir lisans programımızda kontenjan limiti uygulamaksızın, Türkiye’de bunu başarabilen yegâne üniversite olduğumuzu vurgulamaktan gurur duyuyorum. Mezunlarımızın %97’sinin, diplomalarını alır almaz tercih ettikleri sektörlerde iş hayatına atıldıklarını ya da diledikleri ülkede lisansüstü eğitimlerine devam edebildiklerini memnuniyetle izliyoruz. Sabancı Üniversitesi mezunlarının %22’den fazlası bugün yurtdışında dünyanın çeşitli ülkelerinde önde gelen şirketlerde ve kuruluşlarda başarılı çalışmalarını sürdürüyorlar. Mezun olduktan sonra kendi işini kuran, dünya çapında başarılara imza atan, bilim ve sanat dünyasının en ön sıralarında yer alan mezunlarımızla gurur duyuyoruz. Hedefimiz sadece Türkiye’nin en iyisi olmak değil tüm dünyada tanınan ve takdir edilen gerçek bir araştırma üniversitesine dönüşmektir. “

Son yıllarda üniversitenin eğitim ve araştırma altyapısını daha da zenginleştirecek adımlar atmaya hiç ara vermeden devam ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Leblebici, “Fakültelerimizde ve merkezlerimizde Türkiye’nin önçü ve ses getiren araştırma faaliyetlerini hayata geçiriyor, bu çalışmalar için yurtiçi ve yurtdışı kaynaklardan yüksek oranda proje desteği alıyoruz. Hazırda yürümekte olan araştırma projelerimizin desteklenmesi için 60 milyon dolara yakın aktif projeye sahip olmamız bize güç katıyor” dedi.

Törende Sabancı Üniversitesi’nin Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Birincisi Dora Akbulut, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Birincisi Mert Ekici ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Birincisi Ahmet Ali Sancaktaroğlu’na, Mütevelli Heyeti Onursal Başkanı Merhum Sakıp Sabancı’nın vasiyetiyle oluşturulan fondan sağlanan ödüller takdim edildi. Sabancı Üniversitesi 2023 Mezunları mutluluklarını tören sonunda havaya keplerini atarak gösterdiler. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

20 yaşından 76 yaşına 16 ülkeden 193 sporcu, Yunanistan'ın Megisti/Meis Adası'ndan Kaş'a yüzecek

Dünyanın en popüler tatil destinasyonlarından biri olan, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan, turistlerin vazgeçilmez adresi Kaş, 25 Haziran Pazar günü yüzlerce yüzücüyü ağırlamaya hazırlanıyor.

Bu yıl 17. kez “Barış ve Dostluk” sloganıyla, her yıl olduğu gibi Uluslararası Likya Kaş Kültür Sanat Festivali’nin sonunda düzenlenecek eşsiz yarış için binlerce deniz tutkunu Kaş’a geliyor. 25 Haziran Pazar günü start verilecek yarış için dünyanın dört bir yanından yüzücüler, Akdeniz’in masmavi denizinde kulaç atacak. 

Hayata geçirdiği spor organizasyonlarıyla bugüne kadar yüzlerce uluslararası sporcuyu ülkemizde buluşturan Rossist Event tarafından düzenlenen yarışın heyecanı tüm Akdeniz’i kaplamış durumda. 16 ülkeden Akdeniz’in berrak sularında akıntıya karşı mücadele etmek için gelecek 193 sporcu, komşu ülke Yunanistan’a en yakın kara parçası olan Megisti/Meis Adası’ndan gözde tatil merkezi Kaş’a yüzecek. Yarışta dünyada bir ilk gerçekleşecek ve down sendromlu özel bir sporcu yarışacak. Emrah Gökhan Kotan dünyada ilk kez 7 kilometre yüzerek bir ilki gerçekleştirecek. Kendisine Emre Deliveli eşlik edecek. 25 Haziran Pazar günü saat 09.00’da başlayacak eşsiz yarış, 7 kilometrelik parkuruyla tüm sporseverleri iklimi, masmavi koyları, tarihi ve kültürel mirası, paha biçilemez güzelliğiyle ünlü Kaş’a davet ediyor. 

Akdeniz’in akvaryum gibi denizine ev sahipliği yapacak Megisti Kaş Swim Race, Kaş Belediyesi ve Radisson Blu Hotel Kaş ana sponsorluğunda, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kaş Kaymakamlığı, Türkiye Yüzme Federasyonu ve Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin destekleriyle, MK Group co-sponsorluğunda MEKVIN Hotels konaklama sponsorluğunda 25 Haziran Pazar günü yapılacak.

Yarışın basın toplantısı Radisson Blu Hotel Kaş’ta düzenlendi

Ülkemiz’in yetiştirdiği dünyaca ünlü rekortmen sporcuların da yer aldığı Megisti Kaş Swim Race’in basın toplantısı, yarışın ana sporlarından olan Radisson Blu Hotel Kaş’ta yoğun ilgiyle birlikte gerçekleşti.

Basın toplantısına Kaş Belediye Başkanı Mutlu Ulutaş, MK Group İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Gürsoy, 2005 yılında yarışı hayata geçiren Turizmci Ufuk Güven, Elit yüzücüler Sera Sayar Yakimoviç, Ruso Yakimoviç, Ahmet Nakkaş, Yarış Direktörü ve Rossist Event Kurucusu Polat Dede katıldı.

Dostluk ve barışa atılan kulaçların ne kadar kıymetli olduğundan bahseden Kaş Belediye Başkanı Mutlu Ulutaş“Kıymetli basın mensupları, basın toplantımız hayırlı olsun. 24. kez düzenlediğimiz Likya Kaş Festivali’mizin açılışını gerçekleştirdik. 3 gün sürecek festival kapsamında en önemli faaliyetlerimizden biri de Yunanistan’dan Kaş’a yüzme yarışı… Megisti Kaş Swim Race Yüzme Yarışı festivalimizi uluslararası bir noktaya taşıyor ve bizi her sene heyecanlandırıyor. Toplumlar birbiriyle spor sanat ve etkinliklerle kaynaşıyor. Biz de Kaş Belediyesi olarak buna vesile oluyoruz. Meis ve Kaş arasında geçmişten bugüne güzel bir dostluk var. Bu ilişkilerin güçlenmesine de bu tarz etkinlikler vesile oluyor. Sporcularımız barış ve dostluk için kulaç atacaklar. Bu kulaçların dostluğa barışa ve kardeşliğe vesile olmasını istiyorum. Kaş’ın kapısı herkese açık, Kaş’ın tarihi ve doğal güzelliklerine tanık olmaya herkesi davet ediyorum. Bu etkinliğin başlamasına vesile olan tüm dostlarımıza ve paydaşlarımıza teşekkür ediyor ve tüm sporcularımıza kolaylıklar diliyorum” dedi.

MK Group İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Gürsoy ise yarışla ilgili düşüncelerini şu sözlerle ifade etti: “Değerli basın mensupları hepiniz hoş geldiniz. Burada destansı bir yarışa tanıklık edeceğiz. Bu özel yarış Türkiye’nin en gözde yerlerinden biri olan Kaş’ta yapılacak. Aileden Kaş’lı biri olarak böyle bir organizasyona katkı verebilmek benim için çok önemli. Sizleri burada buluşturmak ve iki ülkeyi bir araya getirmek bizim için gurur verici. MK Group ve Raddison Blu Hotel Kaş ailesi olarak Kaş’ın daha güzel ve kaliteli olması bir hale gelmesinde tüm desteklerimizi vereceğimizi söylemek isterim.”

Elit Atlet Sera Sayar Yakimoviç“Bu benim ilk Meis adasından yüzüşüm olacak. Ben aslında İronman sporcusuyum ve ilk kez 7 km yüzeceğim. Daha önce yüzdüğüm açık deniz yarışlarda zorlu hava koşullarıyla da karşılaştım. Şimdi burada Kaş’ın güzel denizinde yüzmek beni çok heyecanlandırıyor” dedi.

Milli Sprocu Ahmet Nakkaş“Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. 1984 olimpiyatlarında milli bir sporcu oldum. Sayısız şekilde, tüm dünyada ülkemizi temsil ettim. Spor ruh işidir ve ruhu ortaya koyduğunuzda sonuçları güzel oluyor. Sporun birleştirici gücü Yunanistan ve Türkiye dostluğu açısından da oldukça önemli. Tüm sporcu arkadaşlarıma başarılar diliyorum” dedi. 

2005 yılında yarışı hayata geçiren Turizmci Ufuk Güven“İlk yarışımızda 37 kişiyi zor bulmuştuk. Bir pazar sabahı harika bir günde Yunanistan’a geçtik. Sonra Meis Belediye Başkanı geldi ve bir pencereden Zeki Müre’nin şarkısını çaldılar, akabinde yarışa başladık. Yunanistan’la dostluğumuz bu kadar güçlü ve özel. İlk yarışımızda 37 kişiyle başladık ve şimdi 193 kişiye ulaştık. Bu bizim için de oldukça gurur verici. Burada en büyük görevi üstlenen yarışmacılara başarılar diliyorum” dedi.

Yarış Direktörü ve Rossist Event Kurucusu Polat Dede ise yarışla ilgili düşüncelerini şu sözlerle paylaştı: “Değerli başkanım değerli müdürüm değerli elit atletlerimiz… 2005 senesinde “Kaş’tan Meis adasına yüzülür mü?” sorusuyla başlayan maceramız Likya Kaş Festivali kapsamında bu sene 17. Kez düzenleniyor. 16 ülkeden 193 sporcuyu ağırladığımız bu güzel yarışımızda bize destek veren tüm paydaş ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz. Bu yarışı dünyanın en iyilerinden bir tanesi haline getirmeyi her zaman çok istedim ve her sene başvuru kontenjanını doldurup Kaş’ı ve ülkemizi dünyaya tanıtmak için çalışacağız. Daha fazla sporcuya ev sahipliği yaparak Kaş’ın güzelliklerini göstermeyi çok istiyoruz. Tüm sporcularımıza başarılar dilemek istiyoruz.”

16 ülkeden 193 sporcu Kaş’ta buluşuyor

Bu yıl 17.’si düzenlenecek olan Megisti Kaş Swim Race’e tüm dünyadan izleyiciler ve sporcular akın etti. “Barış ve Dostluk” mottosuyla gerçekleştirilecek yarışta 16 ülkeden yüzlerce sporcu Akdeniz’in serin sularında dalgaların peşinde mücadele edecek. Türkiye, Yunanistan, ABD, İngiltere ve Avustralya başta olmak üzere Afganistan, Bosna – Hersek, Fransa, Gürcistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İtalya, Japonya, Makedonya ve Rusya ile birlikte toplam 16 ülkeden gelecek 193 sporcu, Kaş’ın benzersiz manzarasında, tarih öncesi medeniyetlerin kalıntılarında Megisti Adası’ndan Kaş’a kulaç atacak. 

20 yaşından 76 yaşına herkes “Barış ve Dostluk” için Kaş’ta

Disiplin, konsantrasyon, özveri ve çok daha fazlasını gerektiren yarışta sporcuları 7 kilometrelik zor bir parkur bekliyor. Erken saatlerde başlayacak olan yarışa katılacak olan sporcuların 136’sı erkek, 57’si kadın. Akdeniz’in serin sularında akıntıya karşı kıran kırana geçecek yarışın yaş dağılımı ise şöyle: 18-24, 25-29, 30-34, 35-39, 40,44, 45-49, 50-54, 55-59, 60-64, 65-69, 70+.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuklar bayramların güzelliğini deneyimlemeli

Bayramların, aile ilişkilerini güçlendirme, dayanışma ve paylaşma duygularını pekiştirme açısından önemli olduğunu belirten uzmanlar, bu günlerin sevgi, hoşgörü, saygı ve paylaşım gibi değerlerin ön plana çıkmasını sağladığını söylüyor. Zamanının büyük bir kısmını bilgisayar başında geçiren günümüz çocuklarına, büyüklerle iletişim kurulmasının öneminin anlatılması gerektiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu günlerin sevgi, paylaşım ve dayanışma gibi değerleri pekiştiren özel günler olduğu yaşayabilecekleri örneklerle gösterilmeli. Gerçek dünya ile bağlantıda kalmaları için aile toplantılarına katılmak, sohbet etmek veya birlikte dışarıda etkinliklere katılmak gibi aktivitelerle sosyal etkileşimlerini artırmaya teşvik edebiliriz.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, bayramların önemi ve bunun çocuklara nasıl anlatılması gerektiğine dair açıklamalarda bulundu.

Bayramlardaki birliktelik sosyal ve duygusal miraslarının gelişimine katkı sağlar

Bayramların, aile ilişkilerini güçlendirme, dayanışma ve paylaşma duygularını pekiştirme açısından oldukça önemli olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu özel günler, aile fertlerinin, akrabaların ve komşuların bir araya gelmesini sağlayan, ilişkilerin sımsıcak hale gelmesine hizmet eden ve birlikte yaşama bilincini artıran önemli günlerdir. Bu vesileyle bayramlar, sevgi, hoşgörü, saygı ve paylaşım gibi değerlerin ön plana çıkmasını sağlar. Bu değerlerin tüm hayata yansıtılabilmesi için önemli katkılar sunar. Aile bireyleri, akrabalar ve yakınlar birlikte yemekler yiyebilir, sohbetler edebilir, oyunlar oynayabilir ve anılar oluşturabilir. Bu etkileşimler, bir araya gelen tüm bireylerin birbirleriyle olan bağlarını güçlendirip duygusal bağlantılarını da pekiştirir. Bu da hem çocukların hem de yetişkinlerin sosyal ve duygusal miraslarının gelişimine katkı sağlar.” dedi.

Bayramların güzelliğini çocukların deneyimlemesi sağlanmalı

Çocuklara bayramın farkındalığı ve etkileri anlatılırken, bu önemli günlerin sosyal boyutu ve kazanımları üzerinde durulmasının faydalı olduğunu belirten Beyaz, “Bayramın köklü bir gelenek, sosyal ve kültürel bir miras olduğu ve toplumun önemli bir parçası olduğu çocuklara uygun bir dille anlatılmalı. Bu günlerin sevgi, paylaşım ve dayanışma gibi değerleri pekiştiren özel günler olduğu yaşayabilecekleri örneklerle gösterilmeli. Bu bağlamda ebeveynler kendi bayram anılarından paylaşımlarda bulunup, etkileşimlerinden ve bunun güzelliklerinden bahsedebilirler. Çocuklara bayramın nasıl kutlandığından bahsederek, aile içinde birlikte neler yapılabileceği ve nasıl anlamlı anılar oluşturabilecekleri tecrübe ettirilebilir. Bayramın birlikte vakit geçirmek, hediyeler vermek ve sevdiklerimizi mutlu etmek için güzel bir fırsat olduğunu da anlatabiliriz.” önerilerinde bulundu.

Çocuklara büyükleriyle iletişim kurmanın önemli olduğu anlatılmalı

Günümüzdeki anne ve babaların çocukluk deneyimleri ile çocuklarının çocukluk deneyiminin birbirinden farklı olduğunu hatırlatan Beyaz, “Günümüz ebeveynleri çocukluklarında, deneyimleyerek bilgiye ulaşıyordu. Sokakta oyunlar oynayarak, vakit geçirerek akranlarıyla etkileşimler kurup sosyalleşiyor ve bazı değerlerin öğrenilmesine imkân buluyordu. Şimdilerde ise bunun yanı sıra, dijital ortamlarda etkileşimlerin olduğu, daha yapay ve değerlerin kültürel normlardan bağımsız şekilde gelişebildiği yeni bir bilgiye ulaşma modeli de oluştu. Bu vesileyle, çocuklara odalarında bilgisayar karşısında geçirdikleri zamanın yanı sıra büyükleriyle iletişim kurmanın da önemli olduğunu baskıcı tutumdan uzak bir şekilde ve makul gerekçelerle anlatmakta fayda var.” şeklinde konuştu.

Çocuklar, gerçek dünya ile bağlantıda kalmaları için sosyal etkileşimlerini artırmaya teşvik edilmeli

“Çocuklara, büyükleriyle iletişim kurulmasının önemi anlatılırken deneyimleyebilecekleri imkânlar sunmak olumlu bir etkiye vesile olacaktır.” diyen Beyaz, “Büyükleriyle iletişim kurmanın duygusal bağları güçlendirdiğini ve aile içindeki dayanışmayı artırdığını, yüz yüze iletişimin duygusal zenginlik taşıdığını ve karşılıklı anlayışın gelişmesine katkı sağladığını, büyüklerimizle iletişim kurmanın, deneyimlerini dinlemek ve öğütlerinden yararlanmak açısından değerli olduğunu ifade edebilir ve deneyimlemelerini sağlayabiliriz. Ayrıca bilgisayar karşısında geçirilen zamanın sınırlı olması gerektiği konusunda tutarlı ve kararlı bir tutum sergilemeli. Çocukları, gerçek dünya ile bağlantıda kalmaları için aile toplantılarına katılmak, sohbet etmek veya birlikte dışarıda etkinliklere katılmak gibi aktivitelerle sosyal etkileşimlerini artırmaya teşvik edebiliriz.” diye konuştu.

Uzaktaki büyükleri düzenli aramak bağımızı güçlendirir

Uzakta olan büyüklerimize onları unutmadığımızı göstermek için düzenli olarak telefon veya video görüşmeleri yaparak iletişimde kalmanın önemli olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Onlara zaman ayırmak ve ilgimizi göstermek, onları hatırladığımızı hissettirir. Özel günlerde onlara kartlar, mektuplar veya hediyeler göndermek, düşünceli olduğumuzu ve onları özlediğimizi ifade eder. Fotoğraflar ve videolar paylaşarak, yaşadığımız deneyimleri onlarla paylaşmamız, onları hayatımızın bir parçası olarak hissettirir.” dedi.

“Uzakta olsak bile düzenli olarak onları aramak ve güncellemeleri paylaşmak, ilişkimizi sıcak tutar ve bağımızı güçlendirir.” diyen Beyaz, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ziyaretler düzenlemek, mümkün olduğunda onları görmek ve birlikte zaman geçirmek, aidiyet hissimizi pekiştirir ve onlara olan sevgimizi gösterir. Unutmayalım ki, iletişim, anlayış ve paylaşım, aile bağlarının güçlenmesine ve ilişkilerin derinleşmesine yardımcı olan temel unsurlardır. Bu değerlere önem vererek, bayramlar ve diğer özel günlerde ailemizle aramızdaki bağı daha da güçlendirebilir ve sevdiklerimizle anlamlı anılar oluşturabiliriz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sınav Sonrası Aileler Çocuklara Nasıl Davranmalı?

Sınav sonuçlarının açıklanması ve tercih dönemleri, çocuğun sadece akademik yaşantısı için değil, psikolojik yaşantısı içinde kritik bir önem arz etmektedir. Özellikle bu dönemde çocuğun akademik performansına yönelik katı ve baskıcı bir tutum sergileyen, ötesiyle kıyaslayan, duygularını düzenlemede güçlük yaşayan, yüksek stres tepkisi gösteren ve çocuğun duygusal sürecini görmezden gelen aile tutumları, çocuğun benlik saygısı üzerinde olumsuz etkiler oluşturabiliyor. 

Yargılayacı dilden uzak destekleyici ve motive edici bir rol üstlenin

Çocuğunuzun sayısal değerlerini değil gösterdiği çabasını taktir edin. Ona inandığınızı ve güvendiğinizi sözel ve davranışsal yolla gösterin. “Ben zaten biliyordum. Senden bir şey olmaz. Çalışmadın böyle gidersen bir şey olamayacaksın“ gibi olumsuz ve cesaret kırıcı yıkıcı dilden uzak durun. Bu dil çocuğunuzu motive etmek değil hem kişisel hem sosyal hemde akademik kimliğini olumsuz yönde etkileyecektir.  Tam tersi olumlu ve gerçekçi yaklaşımlarla ileriki akademik yaşantısına yönelik kendisini cesaretlendirin. 

Empati kurun

Çocuğunuz yıl boyunca kendi potansiyeli içerisinde bugüne kadar geldi. Bu sürecin kendisi içinde sancılı olabileceğini unutmayın. 

Okul seçiminde zorlayacı ve tercihi kendi yapan bir ebeveyn rolünde değil, bilgilendirici ve destekleyici ebeveyn rolünde olun

Çocuğunuzla tercih edebileceği okulları gezin onunla birlikte bilgi alın. Fikirlerine ve tercihlerine önem verin. Seçimlerde ölçü ebeveyn değil gencin kendisi olmalıdır. 

Kıyaslayıcı dilden uzak durum:

Kıyaslayıcı tutumlar çocuğun hem sosyal ilişkilerini hemde benlik saygısını olumsuz yönde etkiler. Her çocuk biriciktir. Çocuğunuzu mevcut potansiyeli üzerinden değerlendirin.

Baskıdan uzak gerçekçi beklentiler oluşturun

Tüm bu süreçte çocuğunuzla kurduğunuz iletişimin onda yüksek beklenti oluşturmamasına dikkat edin. Aksi taktirde olumlu etki yaratmak amacıyla yaptığınız konuşmalar çocuğunuzda baskı hissettirerek kaygı seviyesinde artışa neden olacaktır.

Bu sınav sonucunun sadece bir parça olduğunu ona hatırlatın

Sınavın hayatlarının tek belirleyecisi olmadığını ve sadece küçük bir parça olduğunu ifade edin. Bu değerlendirme onun kimlik değerlendirmesi olmadığını sadece o sınavın bir değerlendirmesi olduğunu ona hissettirin. Sonuçtan bağımsız her zaman istediği sürece kendisine destek olacağınızı belirtin.

Duygular bulaşıcıdır. Çift yönlü stresi azaltmaya yardımcı olun

Ebeveyn stresli ve stresi yönetmede zorluk yaşıyorsa çocuk için bu süreci yönetmek daha zor olacaktır. O yüzden önce ebeveyn olarak kendi stres seviyenizi azaltmaya yönelik becerileri uygulama konusunda harekete geçin. Zorlandığınız durumlarda uzmandan destek alın. Bununla birlikte çocuğunuza nefes egzersizi, gevşeme egzersizi ve meditasyon gibi stresle başa çıkma tekniklerini öğrenmeleri konusunda yardımcı olabilirsiniz. 

Sonuç odaklı dil yerine duygu odaklı dili kullanmaya özen gösterin

Özellikle sınav haftasına girilen dönemde alınan puanlardan ziyade sınav öncesi ve sonrası çocuğunuzun hislerine odaklanın ve duygusal ihtiyaçlarını gözlemleyin. Örneğin, çocuğunuza ‘Nasılsın?’ ‘Kendini nasıl hissediyorsun?’ ya da “Sınav sonucun hakkında ne düşünüyorsun” şeklinde sorular sorarak onun duygularını ifade etmesine yardımcı olun. 

Tercihler konusunda uzmanlardan destek alın.

Çocuğunuzun duygu ifadelerini dinleyin

Sınav sonucu hakkında iletişimde olun. Duygularını ifade etmesine izin verin. Sorularını cevaplayın ve onları rahatlatmaya çalışın. Gerekli gördüğünüz durumlarda bir uzmandan destek alması için çocuğunuzu destekleyin. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Susuzluk seviyenizi değerlendirin idrar renginizi gözlemleyin

Egzersiz yaparken günde kaç bardak su tüketiyorsunuz? İçtiğiniz su miktarı vücudunuz için yeterli düzeyde mi? Peki susuzluk seviyenizin değerlendirmesini nasıl yapabilirsiniz? İdrarınızın koyu renkte olması size hangi mesajları veriyor? Egzersiz sonrası hidrasyonu sağlamak için önerilerde bulunan Liv Hospital Diyet ve Beslenme Uzmanı Semih Üresin spor, egzersiz ve su tüketimi konusundaki dengenin neden önemli olduğunu anlatıyor.

 

Susuz kaldığınızı nasıl anlarsınız?

Uyandığınızda susuzluk seviyenizi değerlendirin. Ardından idrarınızın rengini gözlemleyin ve sonra kıyafetsiz olarak kendinizi tartın. Değerlendirmeniz gereken durumlardan ikincisi de sabah idrarınızın açık renkli veya nispeten berrak olmasıdır. Koyu renkli olması endeksin pozitif olduğu anlamına gelir. Ağırlık da günden güne nispeten sabit kalmalıdır ve yaklaşık %1 değişir. Sağlıklı bir şekilde kilo kaybı amaçladığınız bir dönemde dahi olsanız bir günde %1’den fazla değişim olmaması gerekir. Üç endeksten yalnızca biri pozitif olduğunda hidrasyon (vücuttaki suyun belirli oranda tutulması) durumunuzun muhtemelen iyi olduğunu belirtir. Üç endeksten ikisi pozitif olduğunda, muhtemelen susuz kalmışsınızdır ve her üç endeks de pozitif olduğunda susuz kalma olasılığınız çok yüksektir. Böyle bir durumda günlük su tüketiminizi arttırmanız gerekir.

 

Bir su şişesi taşıyın
Çoğu insan susuzluk hissetmediğini ve su içmeyi unuttuğunu söyler. Bu nedenle yanınızda su şişesi taşımak su içmeye devam etme zorunluluğunu pekiştirir. Fakat gün içerisinde belli zamanlarda çok miktarda su içmektense, su alımınızı tüm güne yaymanızda fayda var.
 

Meyve ve sebze tüketimini arttırın
Sebzeler ve meyveler su içerikleri açısından yüksek besinlerdir. Çeşitli meyve ve sebzelerin su içeriği farklı olmakla birlikte hemen hemen hepsinin en az %80’i sudur. Beslenmenize daha fazla meyve ve sebze eklemek daha fazla su alımınıza ve su içeriği düşük besinlerin alımını sınırlandırmaya yardımcı olur. Karpuz, kavun, çilek, ananas, marul, domates, salatalık yüksek su içeriğine sahip besinlerdir.

 

Egzersiz öncesi, sırası ve sonrası hidrasyon

Egzersiz öncesi yeterli sıvı alımı önemlidir. Uzun süreli yoğun egzersizler için egzersizden 2-4 saat öncesinden başlayarak kg başına 5-10 ml sıvı tüketmelisiniz. 

Egzersiz anında kaybedilen sıvı miktarı yerine konulmalıdır. Bu sebeple her 10-20 dakikada bir büyük bir yudum su almalısınız. Aşırı terlemeniz varsa kaybedilen mineralleri yerine koymak için sporcu içeceklerini tercih edilebilirsiniz.

Egzersiz sonrası hidrasyonu sağlamak için egzersiz öncesi ve sonrası kendinizi tartın ve kaybettiğiniz her kilo yerine 2 ile 3 bardak su için. Su iyi bir seçimdir, çünkü sindirim sisteminizden dokularınıza hızla geçer. Çok terliyorsanız veya 60 dakikadan fazla egzersiz yapıyorsanız, kaybedilen elektrolitleri de yerine koymanız için maden suyunu tercih edebilirsiniz. Sporcu içecekleri vücudunuzun daha verimli bir şekilde yakıt ikmali yapmasına ve yeniden su kazanmasına yardımcı olabilir.

Susama hissiniz gelmeden su tüketmelisiniz. Susama hissinin gelmiş olması vücudun çok fazla susuz kalmış olmasının bir göstergesi olabilir. 

 

Sıvılarınızı soğuk tutun

Bu iç sıcaklığınızı düşürmeye yardımcı olacak ve sıvı tüketme isteğinizi arttıracaktır. Şişelerinizi bir gece önceden dondurun.

 

Düzenli öğün tüketin

Sıcakta egzersiz yaptığınızda, vücudunuz yakıt olarak karbonhidratları daha fazla kullanır. Gün boyunca düzenli öğünler ve atıştırmalıklar yapmak size elektrolitler, enerji için karbonhidratlar ve toparlanma için protein ve yağ sağlayacaktır. Yiyecekler, gün boyunca hidrate kalmanıza yardımcı olacaktır. Ana öğünlerinizi egzersizden 4 saat önce olacak şekilde planlamanız mantıklıdır, çünkü sıcak havada egzersiz yaparken kan akışı bağırsaklarınızdan çalışan kaslarınıza yeniden dağıtıldığından sindirim problemleri yaşayabilirsiniz. 
 

Evde yapabileceğiniz sporcu içeceği tarifi

¼ su bardağı şeker
¼ çay kaşığı tuz
¼ su bardağı sıcak su
¼ su bardağı portakal suyu
2 yemek kaşığı limon suyu
3,5 su bardağı soğuk su
Şekeri ve tuzu sıcak suda eritin; meyve suyunu ve kalan suyu da ekleyin
Dört adet 250 ml’lik porsiyon
50 kalori, 12 gr karbonhidrat, 110 mg sodyum

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Keman ve Çello'nun Gitarla buluştuğu konser

Keman ve çelloyu gitarla buluşturan Trio Concertando müzik grubu, Nilüfer Belediyesi MEM Sahne’de konser verdi. Konserinde dünyaca ünlü bestecileri eserlerinin yanı sıra modern eserlere de yer veren Trio Concertando, izleyenlere müzik ziyafeti sundu.

Dünyanın farklı coğrafyalarına ait çok sayıda yerel ve özgün enstrümanlarla  ziyaretçilerini ağırlayan Nilüfer Belediyesi Dr. Hüseyin Parkan Sanlıkol Müzik  Enstrümanları Müzesi (MEM), bünyesindeki MEM Sahne’de de değerli  müzisyen ve müzik gruplarını Bursalılarla buluşturuyor. Müzenin etkileyici  ortamında her ay en az bir konsere ev sahipliği yapan MEM Sahne’nin son  konuğu, İtalya, İspanya, Macaristan, Almanya’da verdiği sayısız konserlerle  coşkulu bir dinleyici kitlesine ulaşan Trio Concertando müzik grubu oldu. Bu  özel konseri Nilüfer Belediye Başkan Vekili Tuğçe Savaş, Nilüfer Belediye  Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer, İtalya Cumhuriyeti Bursa Fahri Konsolosu  Oya İzmirli, İtalya Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Dario Sabbioni, Dr. Hüseyin  Parkan Sanlıkol’un eşi Fethiye Sanlıkol da sanatseverlerle birlikte ilgiyle izledi. Keman ve çelloyu gitarla buluşturan Trio Concertando, sıra dışı tını ve  enstrümantal kombinasyonlarıyla Bursalı sanatseverlerin de beğenisini kazandı. 

Kemanda Zoltan Banfalvi, çelloda Pierluigi Ruggiero ve gitarda Luca  Trabucchi, MEM Sahne’deki konserinde dünyaca ünlü bestecilerin eserlerine  yer verdi. Trio Concertando, Antonio Ximenex, Isidro De La Porta gibi  bestecilerin 18. yüzyıl sonlarına ait İspanyol orijinal müziğinden, Paganini ve  Giuliani gibi bestecilere, İtalyan klasisizminden trio için özel olarak yapılmış  uyarlamalarla desteklenen modern eserlere kadar çok geniş bir yelpazeden  oluşan repertuarını, büyük bir ustalıkla icra etti. Büyüleyici gecenin sonunda  Trio Concertando, klasik müzik tutkunları tarafından uzun süre alkışlandı. Trio  Concertando, sanatseverlerin yoğun isteği üzerine bis yaparak konseri noktaladı. Yaklaşık iki saat süren konserin ardından Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı  Dr. Sibel Özer, Trio Concertando ekibine çiçek vererek teşekkür etti. İtalya  Cumhuriyeti Bursa Fahri Konsolosu Oya İzmirli de, bu özel gece için Nilüfer  Belediyesi’ne ve emeği geçenlere teşekkür etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Konak Kültürevi'nde Heykel Sergisi

Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği sanat atölyelerinden biri olan heykel atölyesinin katılımcıları, dönem boyunca edindikleri birikimler sonucu yaptıkları çalışmaları, açtıkları sergide izlenime sundu.

 

Nilüfer Belediyesi’nin birçok farklı alanda açtığı sanat atölyelerinde dönem sona ererken, kursiyerler de  öğrendiklerini açtıkları sergilerde beğeniye sunuyor. İlgi gören atölyelerden biri olan heykel atölyesinde de, dönem sona  erdi. 7’den 70’e farklı yaş gruplarından çok sayıda kursiyer, verimli bir eğitim yılı geçirdi. Eğitmen Şeyma Çobanoğlu eşliğinde yaklaşık 9 ay süren heykel atölyesinde temel ve teknik bilgi eğitimi alan katılımcılar, çalışmalarını dönem sonunda açtıkları  sergide izlenime sundu. Konak Kültürevi’ndeki serginin açılışını Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer yaptı.  Başarılı çalışmaları için kursiyerleri kutlayan Özer, eğitmen Şeyma Çobanoğlu’na da katkılarından dolayı teşekkür etti. Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer, sergiyi gezerek çalışmaları yakından inceledi. Yaklaşık 150 heykel çalışmasının yer  aldığı sergi, 6 Temmuz tarihine kadar Konak Kültürevi’nde izlenime açık kalacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tash Sultana Türkiye'de İlk Kez PSM Loves Summer by %100 Müzik Kapsamında Müzikseverlerle Buluştu

Tek kişilik müzik grubu olarak tanımlanan, multi-enstrümantalist sanatçı Tash Sultana Türkiye’deki ilk konserini PSM Loves Summer by %100 Müzik konser serisi kapsamında 23 Haziran akşamı Zorlu PSM’de gerçekleştirdi. Binlerce müziksever %100 Müzik’in katkılarıyla Tash Sultana’nın sahnede sayısız enstrümanla yaptığı müzikal şovu ve öncesinde indie-folk grubu Amistat’ın performansını izleyerek unutulmayacak bir gece geçirdi.

“Jungle”, “Notion, “Talk It Out”, “Pretty Lady” gibi şarkılarıyla genç yaşta müzik sahnesinde parlayan, multi-enstrümantalist, şarkıcı-söz yazarı Tash Sultana, 23 Haziran akşamı PSM Loves Summer by %100 Müzik konser serisi kapsamında Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde hayranlarıyla buluştu. Konserin ön grubu olarak, Simon and Garfunkel, Kings of Convenience, Kodaline gibi dünyaca ünlü gruplardan aldıkları ilhamla müzik tarzlarını oluşturan Alman indie folk ikilisi Amistat sahne aldı. Tash Sultana Jungle, Mystik, Notion, James Dean, New York, Blackbird gibi sevilen şarkılarını seslendirerek Türkiye’deki hayranlarına eşsiz bir müzikal şov sundu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı