Aylık arşivler: Haziran 2023

Nissan “The Flash" ile beyaz perdede seyirci karşısına çıkıyor!

Nissan’ın e-POWER teknolojisinin de yer aldığı DC evreninin en önemli karakterlerinden biri olan “The Flash”, beyazperdede seyirci ile buluşuyor.

Dışarıdan şarj etmeye gerek kalmadan eşsiz bir elektrikli sürüş deneyimi sunan e-POWER teknolojisi, Nissan’ın elektrifikasyon yolculuğundaki gücünü DC evreniyle birleştiriyor.

 

Benzersiz teknolojileri ile dikkat çeken Nissan, DC evrenindeki yerini “The Flash” ile alıyor. 16 Haziran 2023 tarihinde ülkemizde vizyona giren “The Flash” filminde zamanda yolculuk eden The Flash’a Nissan e-POWER teknolojisi eşlik ediyor.

Kendine özgün dinamiklere sahip e-POWER teknolojisi enerji akışındaki gücü ve elektrikli sürüş deneyiminin her aşamasında yarattığı farkı “The Flash” filminde bir kez daha gözler önüne serecek.

Kablosuz elektrikli şarj teknolojisine sahip e-POWER Nissan araçlar ile The Flash’ın maceraları sinemalarda.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İş Sanat “Ben Anadolu” ile Nysa Antik Kenti'nde

İş Sanat Antik Sahne“Ben Anadolu” oyunu ile Nysa Antik Kenti’nde izleyicileriyle buluşuyor. 

İş Sanat Antik Sahne’de, geçtiğimiz yıl izleyici tarafından ilgi gören “Ben Anadolu”8 Temmuz Cumartesi, 21.00’de Helenistik dönem kentlerinden Nysa Antik Kenti’nde sahnelenecek.

Yıldız Kenter’in unutulmaz performansıyla sahnelerin en çok izlenen oyunları arasında yer alan, Güngör Dilmen’in kaleme aldığı “Ben Anadolu” yıllar sonra öğrencisi  Ayça Bingöl tarafından yeniden sahneleniyor. Oyunun yönetmen koltuğunda ise yine Kenter’in öğrencilerinden Görkem Yeltan oturuyor.

Trajedi ile komedinin iç içe geçtiği, antik çağlardan Kurtuluş Savaşı’na uzanan oyunda, Anadolu’nun farklı çağlarına tanıklık eden kadınların yaşam öyküsü 16 farklı karakterde anlatılıyor.

Etkinlik ücretsiz olup, Nysa Antik Kenti’ne giriş ücreti Kültür ve Turizm Bakanlığı düzenlemelerine tabidir. Etkinliğe biletix.com adresinden yapılacak rezervasyonla katılım sağlanabilir.  Etkinlik 12 yaş üzeri izleyici için uygundur. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çalışmalara yansıyan sanatsal başarı

2022-2023 eğitim dönemini tamamlayan Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarı, gerçekleştirdiği birbirinden başarılı yıl sonu gösteri ve sergileriyle kentin sanat merkezi olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Belediye Konservatuvarı’nın eğitim dönemi içindeki son sergisine, bu yıl Gebze’de açılan Resim Bölümü evsahipliği yaptı. Bölüm öğrencilerinin aldıkları kaliteli konservatuvar eğitimi çalışmalardaki sanatsal başarıya yansıdı.

 

ÖĞRENCİLERİN YANINDA OLDULAR

Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Gebze Resim Bölümü’nün yıl sonu sergisi Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi Fuayesi’nde açıldı. Sergi açılışına, bölüm eğitmeni Çilem Kesepara, öğrenciler, aileler ve sanatseveler katıldı. Ayrıca sergide, konuklar için mini bir klasik müzik dinletisi sunuldu.

 

15 ÖĞRENCİNİN 124 ÇALIŞMASI

Resim Sergisinde bölümde eğitim alan 15 öğrencinin toplam 124 çalışması sergilendi. Çalışmalar, Gebzeli sanatseverler tarafından beğeni ile izlendi. Öğrenciler bir yıl boyunca teorik derslerle desteklendi ve her ay düzenli olarak eğitmenleri tarafından sergi ve müze ziyaretlerine götürüldü. Konuklar başarıları nedeniyle bölüm eğitmeni ve öğrencileri tebrik etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Teknopark İstanbul öncülüğünde Robocube Off-Season 2023 robot yarışması gerçekleştirildi

Robocube Off-Season 2023 Robot Yarışması büyük heyecana sahne oldu. Robot teknolojisi ve inovasyon alanlarında gençlerin yeteneklerini sergilediği yarışma, teknoloji tutkunları tarafından yoğun ilgi gördü. 

Teknopark İstanbul, Cube Incubation ve Intechne Robotik Teknolojileri’nin öncülüğünde gerçekleştirilen yarışma, İstanbul Pendik Kurtköy Spor Salonu’nda düzenlendi. Etkinlik, katılımcılar ve izleyicilerin yanı sıra çevirim içi olarak da yoğun şekilde takip edildi. 

Yarışmada 22 takım boy gösterdi, play off, çeyrek final, yarı final maçları olmak üzere 80 heyecanlı karşılaşma gerçekleşti. 20 jüri ve 80 gönüllü maçlar esnasında görev aldı. 500’ün üzerinde katılımcı yarışmaları yerinden, yüzlerce online izleyici ise canlı yayınlarla etkinliği takip etti. Yarışmada birçok dalda 20 ödül sahiplerini buldu. Robocube Off-Season yarışması bu sene itibariyle her yıl olacak şekilde düzenli olarak gerçekleştirilecek.

Müsabakalar sonucu çeşitli dallarda ödüller dağıtılan yarışmada; ENKA TECH., Beşiktaş Rsports, Lapis Lazuli takımları ipi göğüsledi. İlk üç takıma Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu tarafından, takımlarını, robotlarını geliştirme ve yarışmalara katılmalarında kullanmaları için ödülleri takdim edildi.

“Geleceğimiz; gençlerimizin tutkusu ve heyecanıyla şekillenecek”

Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, heyecan ve rekabetin üst düzey yaşandığı, dostluğun ise en büyük kazanan olduğu yarışmalar için duyduğu mutluluğu ifade etti. “Gençlerimizin teknolojiye duydukları ilgi ve inovasyon açısından sahip oldukları büyük vizyon, bizlerin işimizi yaparken en büyük motivasyonu.” dedi. “Onları desteklemek ve yerli, milli, özgün teknoloji üretimine sağlayacakları katkıyı düşünmek, bizlerin her daim geleceğe umutla bakmasını sağlıyor” diyen Topçu; “Tüm katılımcılara teşekkür ediyorum, küçüğünden büyüğüne tüm teknoloji sevdalıları ile ‘Türkiye Yüzyılı’na yürüyoruz dedi.

Müsabakalarda ödül kazanan takımlar ise şöyle;

Otonom Ödülü – 7285 – Beşiktaş Rsports

Yaratıcılık Ödülü – 6459 – AG Robotik

Mühendislikte Mükemmellik Ödülü – 6985 – ENKA TECH.

Endüstriyel Tasarım Ödülü – 6948 – EAGLES

Kontrolde Yenilik – 7536 – ANKA ROBOTICS

Kalite ve Sağlamlık Ödülü – 7748 – TECHTOLIA ROBOTICS

Mühendislikte İlham Ödülü – 8054 – FLARE

Girişimcilik Ödülü – 8166 – INTECHNE

Duyarlı Profesyonellik Ödülü – 8084 – ALFA ROBOTICS

Görüntü Ödülü – 8557 – ConquEra

En İyi Çaylak Ödülü – 9231 – Haydarpaşa Panthers

Çaylak İlham Ödülü – 9024 – Callister

En Yüksel Puanlı Çaylak Ödülü – 9020 – Galatasaray Robotics

Takım Ruhu Ödülü – 9142 – TechM8

Etki Ödülü – 4191 – IMC

Jüri Özel Ödülü – 8798 – DAMAS ROBO

Dean’s List Ödülü – Azra İsmail

Dean’s List Ödülü – Mert Düzer

Woodie Flowers Ödülü – Abdullah Kılıçaslan

Yılın Gönüllüsü Ödülü – Emirhan Kaya

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Demir çelik sektörü yeni bir korumacılık dalgası ile karşı karşıya

2026’da başlayacak olan ve Avrupa’nın ithal ettiği ürünlerin karbon salımına göre vergilendirilmesini öngören Sınırda Karbon Vergisi Mekanizması yasalaştı.

Son 10 yıldır sektörde kapasite fazlası sorunu, ABD Section 232 ile başlayan ticaret savaşı ve Avrupa Birliği’nin (AB) korumacılık önlemleriyle mücadele eden demir çelik sektörü, bu kez de AB’nin Yeşil Mutabakat kapsamında getirdiği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile yeni bir korumacılık dalgası ile karşı karşıya.

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği webinarda Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü ve Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve Demir-Demirdışı Metaller Sektörüne Etkilerini konuştu.

 

2023 yılında çelik ve demir-demirdışı metaller ihracatında gerileme devam ediyor

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, “Türkiye genelinde Çelik ve Demir-Demirdışı Metaller sektörü olarak 2022 yılında bir önceki yıla kıyasla değer bazında %2,4 oranında artışla toplam 35,4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Sektörümüz 2022 yılında Türkiye Geneli ihracatta %14’lük paya sahip olarak Türkiye ekonomisi için lokomotif sektörlerden biri oldu. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği olarak ise ihracat artışımızı ivmelendirerek bir önceki yıla göre %15 oranında yükselişle 2,6 milyar dolar dövizi ülkemize kazandırdık. 2023 yılının ilk 5 ayında ise çelik ve demir-demirdışı metaller sektörleri ihracatı, çelik sektöründeki kapasite kullanım oranlarında maalesef gerileme yaşanmıştır ve bu durum halen devam etmektedir.” dedi.

 

Küresel faiz artışlarının sonlanmasına dek devam edecek

Başkan Ertan, çelik sektörünün küresel bir sektör olduğunu bu sebeple yalnızca ülke dinamiklerinden değil tüm değer zincirindeki değişimlerden etkilendiğini vurguladı.

“Bu sebeple küresel olarak bakıldığında; ABD ve AB ülkelerindeki yüksek enflasyon oranları, küresel piyasalarda yaşanan durgunluk, ABD ve Avrupa Birliğinde faiz artışları nedeniyle inşaat sektörü üzerinde oluşan baskı, Çin’de inşaat sektörü ve ihracatta yaşanan yavaşlamaya ilave olarak küresel tüketimdeki düşüş, iç piyasadaki enerji fiyatlarının AB ve Uzak Doğuya kıyasla halen yüksek seyretmesi, ülkemizde yüksek seyreden enflasyon sebebiyle asgari ücrete yapılan artışların iş gücü maliyetinde yükselişe yol açması, kur politikaları ve emtia fiyatlarında kur kaynaklı yaşanan düşüşe ilave olarak deprem sebebiyle yaşanan can ve mal kayıpları, düşen kapasite kullanım oranları ve kurların enflasyona paralel artış göstermemesinden dolayı ithalatın daha cazip hale gelmesi; 2023 yılının Ocak-Mayıs döneminde ihracatta aşağı yönlü etkiye yol açmıştır. Temennimiz her ne kadar bu sarmaldan çıkıp daha sağlıklı bir üretim ve ihracat sürecine girmek olsa da bu durum bir süre daha, en azından küresel faiz artışlarının sonlanmasına dek devam edecek gibi gözükmektedir.”  

 

Türkiye rekabetçiliğini kaybetmemesi için karbonsuzlaşmada yol kat etmeli

Yalçın Ertan, “Avrupa Birliği’nin karbon emisyonlarının azaltılması yönündeki çalışmaları, özellikle de Yeşil Mutabakat’a sağlanacak uyum ve sınırda karbon düzenlenme mekanizmasının uygulamaya geçmesi ile; başta demir-çelik, alüminyum, elektrik, çimento gibi emisyon yoğun sektörler olmak üzere tüm sektörlerde ihracatçılarımız için ek maliyetlerin ortaya çıkmasını gündeme getirmiştir. Önemli ticari partnerlerimizden olan AB ile ticari ilişkilerimizin sekteye uğramaması için, karbon emisyonları konusunun dikkatle ele alınması her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Uluslararası platformlarda karbon emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliği ile mücadelede Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması önemli bir araç olarak görülmektedir. Türkiye’nin ihracatta rekabetçi konumunu kaybetmemesi için karbonsuzlaşma konusunda güncel uygulamaların yakından takip edilmesi büyük önem arz etmektedir. Bizler de bu doğrultuda çalışmalarımızı gerçekleştiriyor, güncel gelişmeleri yakından takip ediyoruz.” diye konuştu.   

 

Mali yükümlülükler 1 Ocak 2026’da başlayacak

Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile ilgili raporlama döneminin 1 Ocak 2024’de başlayacağını ve ana sorumluluğun AB’de yerleşik ithalatçı firmalarda olacağı, bu raporlama için gerekli verilerin ise tedarikçi firmalar tarafından sağlanması gerektiğini söyledi.

“Yeşil yatırımları yapmayan ülkelerin üreticilerine yönelik dolaylı olarak yaptırım ve tedbirler getirilecek. Sürdürülebilir uluslararası ticaret düzeni kuruluyor. Ve ortak değerleri uygulayanlarla serbest ticaretin devamı; bunun dışında kalan ülkelere ise tedbirlerin uygulanması söz konusu. Bunlardan en önemlisi Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması. AB tarafından dünyadaki ilk örneği olacak. AB dışında İngiltere ve Kanada’da farklı mekanizmalar üzerinde çalışıyor. AB kendi içinde bir emisyon ticaret sistemini hali hazırda uyguluyor. SKDM Uygulaması 1 Ekim 2023 itibariyle başlayacak, 1 Ekim 2023-31 Aralık 2025 arası geçiş dönemi yani Raporlama ve Veri Toplama dönemi. Mali yükümlülükler ise 1 Ocak 2026’da başlayacak. Esas olan ithalatta eşyanın karbon içeriğine yani gömülü emisyonlarına göre karbon fiyatına tabi tutulmasına ilişkin uygulama olacak. Her ne kadar bunun muhatabı Avrupa Birliğindeki ithalatçılar olsa da, özellikle veri akışı konusunda üreticilerden alınması gereken çok detaylı bilgiler bulunuyor. AB ekonomik alanı ülkeleri ve EFTA üyeleri sistemden muaf tutulmakta.  İlk aşamada  SKDM’nin uygulanacağı 6 sektör belirlenmiş durumda ancak bu sektörlerin uygulamanın resmi olarak başlayacağı 2026 tarihinden itibaren genişletileceği öngörülüyor. Türkiye olarak SKDM’ye tabi ürünlerde toplam 13,2 milyar dolar ihracatımız var, bunun 8,1 milyar doları demir çelik ürünlerinden oluşuyor, 4 milyar dolara yakında alüminyum ürünlerinden geliyor. Diğer sektörler de gübre, çimento, elektrik, hidrojen var.

 

Üretim sürecinde tüketilen ara girdilerin üretimi esnasında oluşan gömülü emisyonlar da raporlanacak

Güçlü, “6 sektörün doğrudan emisyonları ile çimento ve gübre için kullanılan elektriğin emisyonunun da ana dönemde karbon fiyatlamasına tabi tutulması hedefleniyor. SKDM Emisyon Kapsamını; Kapsam 1 Doğrudan emisyonlar: ürünün üretim süreçlerinden kaynaklanan karbon salınımı (üretim sürecinde tüketilen ısıtma ve soğutmanın üretiminden kaynaklı olan emisyonlar da dahil) Kapsam 2 Dolaylı emisyonlar: Üretimde kullanılan elektrik enerjisinin üretim aşamasında salınan emisyonlar Kapsam 3 Girdi kaynaklı dolaylı emisyonlar: Ürünün üretiminde girdi olarak kullanılan ve yine SKDM ürün listesinde yer alan girdi/ara malların üretimi aşamasında salınan emisyonlar (Tedarikçilerden temin edilerek hesaplamaya dahil edilecektir) olarak tanımlayabiliriz. SKDM kapsamında ürün ithal eden ithalatçı; ürünün üretildiği tesisteki üretim sürecinden kaynaklanan gömülü emisyonların yanı sıra, gerektiği hallerde, üretim sürecinde tüketilen ara girdilerin üretimi esnasında oluşan gömülü emisyonları da raporlayacaktır. Örneğin; alüminyum profil ithalatında hem alüminyum profilin kendi üretim sürecinden kaynaklanan hem girdi materyali olan işlenmemiş alüminyumun üretim sürecinden kaynaklanan gömülü emisyonlar.” diye konuştu.

 

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile amaç AB’deki üreticilerin rekabet gücünün korunması

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, “AB kendi çelik sektörünü çok yönlü olarak destekleyeceğini açıkladı. AB’nin koruma tedbiri öncesinde Türkiye’den birçok ürüne damping soruşturmaları açıklandı. AB önce Sübvansiyon vergisi soruşturması başlattı sonra da koruma tedbiri koydu. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile amaç AB’deki üreticilerin rekabet gücünün korunması ve yenilik geliştirme şansını artırmak.  Üzerinde 20 yıl çalışılmış bir mekanizma. Modern zamanların tarife dışı engeli olarak değerlendiriliyor. AB’deki üreticiler geçiş dönemine hazırlanmış durumda biz ise henüz uyum mevzuatını göremiyoruz.   Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kapsamına giren ürünlere baktığımızda Avrupa Birliği ithalatında Türkiye’nin payının yüzde 11 olduğu görülüyor. Çelik sektörünün ihracatında 2023’ün ilk dört beş ayında yüzde 40 gerileme yaşandı, 12 aylık ihracata baktığımızda ise yine %30luk bir gerileme görüyoruz Avrupa ile durumumuzu değerlendirdiğimizde koruma tedbirinin en az bir sene hatta daha uzun seneler devrede olacağını görüyoruz.   Ayrıca Şu anda yürürlükte olan damping vergileri var. Geçen yıl üretimde yüzde 15 bu sene de ilk 5 ayda yüzde 40 daralma var. Bu kayıp kümülatifte 55-60’lara ulaşıyor. Bu Türkiye için çok büyük bir kayıp.” dedi.

 

Veysel “Demir çelik sektörünün düşüş trendinden sıyrılabilmesi için GES yatırımları için hazırlıklar yapıyoruz. Yatırımların süratli bir şekilde yapılması lazım. Diğer yandan AB ekonomisi ve Emisyon Ticaret Sistemi ile entegre olacak şekilde kendi sistemimizi ivedilikle kurmalıyız. Yeşil çeliğe geçiş konusunda, yenilenebilir enerji (RES, GES, HES, Hidrojen), HBI, DRI, karbon yakalama, kullanma ve depolama gibi hususlarda devlet desteklerinin başlatılması mutlaka gerekli.” Dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Zorluteks daha adil bir yaşam için kadın istihdamını desteklemeyi sürdürüyor

Zorluteks, Zorlu Grubu’nun Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda, daha sürdürülebilir bir dünyanın inşasına katkıda bulunmak ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni sağlamak için, kadın istihdamına yönelik projelerini geliştirmeyi sürdürüyor. 

 Zorlu Grubu’nun Akıllı Hayat 2030 stratejisi çerçevesinde sürdürülebilir bir gelecek hedefi doğrultusunda tüm iş süreçlerinin merkezine doğa ve insanı koyarak çalışmalarını yapılandıran Zorluteks, daha adil dünya ve daha iyi bir gelecek için kadın istihdamına yönelik projeleriyle de dikkat çekiyor.

Daha yaşanılabilir bir dünya hedefiyle, tüm iş süreçlerini yürüten Zorluteks, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’nin sağlanmasına destek olmak için iki önemli projeyi hayata geçiriyor. Zorluteks, mağazalarında montaj işlerinde kadın çalışanlar yetiştirmek amacıyla Kadın İstihdamı Destekleme Projesi başlatıyor, yanı sıra tekstil sektöründe ezber bozmak adına, Bursa Dokuma İşletme sahasında faaliyet göstermek üzere kadın dokumacı, forklift ustası ve kumaş dokuma elemanı istihdamı sağlıyor.

Kuruldukları günden bu yana evde, okulda, sokakta ve iş sahasında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni desteklediklerini aktaran, Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı Necat Altın, “Grubumuzun Akıllı Hayat 2030 stratejisi kapsamında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni destekliyor bu konuda üstümüze düşeni yapıyoruz.  Kadınların toplumsal ve ekonomik hayattaki varlığının güçlenmesinin ve işgücüne katılım oranının artmasının, istikrarlı bir büyüme için de gerekli olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda, şirketimizde kadın rol model ve liderlerin sayısının artması ve üst yönetimde eşit temsilin sağlanması için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, kadın çalışan sayısının artırılmasına yönelik her yıl kendimize yeni hedefler koyuyoruz. Zorluteks’te en son kadın çalışan oranı için, hedeflediğimiz oranın üzerine çıkarak %48,2 olarak gerçekleştirdik” dedi

 

Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı Necat Altın: Zorluteks olarak kadın istihdamını sağlamaya yönelik projelerle sektöre ilham olmayı sürdürüyoruz.

Altın, “Bugüne kadar şirketimizde kadın istihdamının önünü açmak, kadınların iş hayatındaki motivasyonunu artırmak için birçok uygulamayı hayata geçirdik.   Örneğin Zorluteks fabrikamızda 1992 yılında kreş açtık. Lüleburgaz’daki tüm kadın çalışanlarımız kreş hizmetinden faydalanabiliyor. Şu anda, kreşteki çocuk sayısı 25. Şirketimizde ayrıca, işe alım, performans değerlendirmesi, eşit işe eşit ücret ve kariyer gelişim fırsatları gibi temel insan kaynakları süreçleri de, en adil ve şeffaf şekilde yürütüyoruz. Kadın- erkek arasındaki ücret terfi konularında da, gereken tüm hassasiyeti gösteriyoruz. İşe alımlardaki cinsiyet dağılımı oranları, cinsiyet bazlı eğitim alan kişiler, müdür cinsiyet dağılım oranları, üst yönetim unvan bazlı cinsiyet dağılımı oranları gibi iş hedeflerimize katkı sağlayacak şekilde oluşturduğumuz KPI’lar kapsamında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği eğitimleri gerçekleştiriyoruz, bu kapsamda atölyeler düzenliyoruz, eğitimlerde alanında uzman değerli isimlerle sohbet etme imkanı buluyoruz. Kadın istihdamı konusunda iş birliklerine de önem veriyoruz.  Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV)   gibi STK’larla iş birliği yaparak kadınların emeğine destek oluyoruz” dedi.

 

Zorluteks, Bursa Dokuma İşletme sahasında kadın istihdamına tam destek veriyor!

Altın, “Kadın istihdamı ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konularında üstümüze düşeni yapmaya kararlı bir şirket olarak, yakın zamanda bizi çok gururlandıran bir ilke imza atarak, Bursa Dokuma İşletme sahasında faaliyet göstermek üzere kadın dokumacı, forklift ustası ve kumaş dokuma elemanı istihdamı sağlamaya başladık. Ayrıca, Bursa, İzmir, İstanbul ve Ankara mağazalarımızdaki montaj işlerinde kadın çalışanlar yetiştirmek amacıyla  “Kadın İstihdamı Destekleme Projesi” başlatıyoruz. Tüm bunların yanı sıra, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) iş yaşamında cinsiyet ayrımcılığına son vermek üzere uyguladığı “Fırsat Eşitliği Modeli (FEM)” sertifikasını aldık. Tüm bunların yanı sıra, şiddetin her türlüsüne karşı bir Grup olarak kadına şiddetin önüne geçmek için de çalışmalar yapıyoruz, bu kapsamda Zorlu Holding, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) ile 2020 yılında bir protokol imzalayarak, Zorlu Grubu içerisinde Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na yönelik farkındalığı artırmak üzere iş birliğini hayata geçirdi. Bu hatları fabrikalarımızda çalışanlara veriyor ve bu konuda yardıma ihtiyaç duydukları her an yanlarında oluyoruz. Eşitsizlikleri ortadan kaldırmadığımız sürece, gerçek bir değişim ve dönüşümü yaratmamızın ve sürdürülebilir daha iyi bir geleceğin mümkün olmadığına inan bir kurum olarak, biz bu konuda elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Küresel Isınma astım ataklarını artırdı

Alerji konusunda toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl bir dizi projeyi hayata geçiren Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Dünya Alerji Haftası nedeniyle “Hayata Tehdit: Anafilaksi, Doğal Hayata Tehdit: İklim Değişikliği” başlıklı halka yönelik online seminer gerçekleştirdi. 18-24 Haziran 2023 tarihleri arasında kutlanan Dünya Alerji Haftası’nın bu yılki teması olan “İklim Değişikliği ve Alerjiler” konusunda konuşma yapan uzmanlar, küresel ısınmanın astım ataklarını artırdığına vurgu yaparak yeni bir çalışma olan Türkiye’nin anafilaksi haritasına dair dikkat çeken bilgiler paylaştılar.

Birleşmiş Milletler’e göre, son on yıl (2011-2020) kaydedilen en sıcak dönemdi ve her bir yıl bir öncekinden daha sıcak olmaya devam ediyor. Küresel ısınmanın etkisiyle sıcak havanın solunmasına bağlı olarak astım ataklarında artışlar görülüyor. Sadece akciğer değil deri de etkileniyor ve egzeması olan, atopik dermatiti olan bireylerin yakınmaları artıyor. Nem ve ısının etkisiyle atmosferde polen, ev tozu, küf mantarı gibi alerjenlerin konsantrasyonları arttığı için daha fazla tetikleyiciye ve dolayısıyla artan alerjilere maruz kalıyoruz.

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) bu yıl 18-24 Haziran 2023 tarihinde kutlanan “iklim değişikliğinin alerjik hastalıklar üzerindeki etkisi” ni konu alan Dünya Alerji Haftası’nda önemli bir seminer gerçekleştirdi. “Hayata Tehdit: Anafilaksi, Doğal Hayata Tehdit: İklim Değişikliği” başlığıyla AİD’in Youtube hesabı üzerinden 21 Haziran Çarşamba günü saat 20:30’da Alerji ile Yaşam Derneği ortaklığıyla gerçekleştirilen canlı yayında alerji-klinik immünoloji doktorları, hastalarının tetikleyicileri belirlemesine, semptomların kötüleşmesini önlemesine ve ortamlarındaki değişiklikler arasında yaşam kalitesini korumasına yardımcı olacak önemli bilgileri paylaştılar. VEM İlaç’ın koşulsuz desteği ile gerçekleşen seminer, AİD Başkanı Prof. Dr. Dilşad Mungan’ın açılış konuşmasıyla başladı. AİD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Demet Can’ın moderatörlüğünde gerçekleşen yayında Prof. Dr. Fazıl Orhan, Alerjik Şok /  Anafilaksi konusunu, Alerji ile Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Ceylan “Alerjik şok geçiren hastaların yaşadığı sorunlar” konusunu, Doç. Dr. Zeynep Çelebi ise “İklim Krizinin Alerjiye Etkisi” konusunu anlattı.

 

DÜNYA ALERJİ HAFTASINDA AYA PROJESİ HAYATA GEÇİRİLDİ

Dünya Alerji Haftası kapsamında AYA Projesi’ni de hayata geçirdiklerini söyleyen AİD Başkanı Prof. Dr. Dilşad Mungan, bu projenin önemini şöyle anlattı: AYA adını verdiğimiz tedavi yöntemi ile alerjisi olan kişilere, anafilaksi geçirmeleri durumunda nasıl davranmaları gerektiğini 3 kolay adımda anlatmayı hedefliyoruz. Bu adımlar: Adrenalin Kalemini Uygula, Yat ve Bacakları Yerden Yüksek Bir Şekilde Tut, Acil 112’yi Ara! aşamalarından oluşuyor. Unutmayalım ki her ilaç ya da besin sizin için uygun olmayabilir. Bazılarımızı arı ve böcek sokmaları diğer insanlardan daha farklı şekilde etkileyebilir. Kaşıntı, şişlik, nefes kesilmesi ve ses kısılması, bayılma gibi semptomlarla kendini gösteren anafilaksi yani alerjik şok geçirebilirsiniz. İşte bu durumlarda hekiminiz size öncesinden adrenalin kalemi önerdiyse, panik yapmadan AYA adımlarını uygulayabilirsiniz. Tüm bu yönergeleri bulabileceğiniz AYA videosu da web sitemizde ve Youtube hesabımızda görebilirsiniz.” 

 

TÜRKİYE’NİN ANAFİLAKSİ HARİTASI ÇIKARILDI:  BESİN, ARI VE İLAÇLAR EN SIK ANAFİLAKSİ NEDENİ

Online seminerde konuşma yapan ve Türkiye’deki tüm alerji merkezlerinin ellerindeki verileri toplayarak Türkiye’nin anafilaksi (alerjik şok) haritasını çıkaran Prof. Dr. Fazıl Orhan, anafilaksinin aniden ortaya çıkarak hızla ilerleyen; birden fazla organ sisteminin tutulduğu, yaşamın tehdit eden bir durum olduğunu ifade etti. Her anafilaktik reaksiyonun yaşamı tehdit etme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Orhan, tüm anafilaktik reaksiyonları aynı ciddiyetle ele almak gerektiğini söyledi. Türkiye’nin anafilaksi haritasını çıkardıkları çalışmalarından da bahseden Orhan, “Bu çalışmada gördük ki, özellikle de çocuklarda en sık besin, ilaç ve arı venomları anafilaksiye neden oluyor. İlk 2 yaşta inek sütü ve yumurtayı en sık neden olarak saptadık, 3. sıklıkta ise kabuklu kuruyemişler var. Yaş ilerledikçe deniz ürünleri de ekleniyor. Arı venomlarında bal arısının anafilaksiye neden olduğunu görüyoruz. İlaç kategorisinde ise penisilin grubu antibiyotikleri en sık görüyoruz. Erişkinlerde antiinflamatuvar, yani ataları aspirin olan aspirinden türetilmiş ilaçları en sık görüyoruz. Besinlerde ise fıstık ve ceviz erişkinlerde en sık görülen anafilaksi nedenleri olabiliyor. Bazen tüm belirtileri ile anafilaksi olmasına rağmen tetikleyiciyi teşhis edemediğimiz durumlar da söz konusu olabiliyor” dedi.

 

                “BESİN ALERJİLERİ ARTTIKÇA ANAFİLAKSİ DE ARTIYOR”

Alerji ile Yaşam Derneği Başkanı Özlem Ceylan ise anafilaksiyi yılda birkaç hastadan duyarken şimdi daha fazla vaka duymaya başladıklarını söyleyerek, “En sık anafilaksi nedenlerinden biri olan besin alerjilerinde yaşanan artış, anafilaksi vakalarındaki artışın nedeni olarak görülebilir. Söz konusu ilaç ve arı sokmaları da en büyük etken. Bu aşamada soğuk kanlı olmak ve anafilaksi başa geldiğinde ne yapmak gerektiğine dair bilgi sahibi olmak çok önemli. O nedenle AYA projesi kapsamında hazırlanan anafilaksi video oldukça öğretici ve önemli” dedi. 

 

“ALERJİK HASTALIKLAR İKLİM KRİZİNDEN ETKİLENİYOR”

Doç. Dr. Zeynep Çelebi ise iklim krizinin alerjiye etkisi konusunda bilgiler vererek, alerjik hastalıkların gelişmesinde çevresel faktörlerin çok etkili olduğunu hatta artık alerjik hastalıkların çevresel hastalıklar olarak da anılmaya başladığını söyledi. Küresel ısınmayla birlikte daha fazla sıcak hava solumaya başlandığının altını çizen Çelebi,  “Bu da alt ve üst solunum yollarında hücresel bir takım hasarlara yol açıyor. Mukus salgısında değişiklikler yapabiliyor, hava yolunda daralmalara neden olabiliyor. Bu da astım hastalarında alevlenme olmasına neden oluyor, öksürük ve balgamda artma şikayetlerini arttırıyor. Küresel ısınma ile polen mevsimi uzuyor, saman nezlesi olanların sadece ilkbaharda değil artık 4 mevsim yakınmaları devam ediyor. Deri de etkileniyor elbette. Atopik dermatit ve egzeması olan kişilerde bu hastalıkların daha kolay alevlendiği ve daha kontrolsüzleştiğini yapılan çalışmalarda gördük” dedi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ayrılık A.Ş. Ekim’de Sinemalar’da

Ekim ayında vizyona girmesi planlanan, ilginç konusuyla dikkat çeken, Ayrılık A.Ş. filminin çekimleri başladı. Yönetmen koltuğunda Mustafa Uğur Yağcıoğlu’nun oturduğu filmin senaryosu ve yapımcılığı Tanser Yılmaztürk’e ait. Başrollerini İdris Nebi Taşkan, Melis Tüzüngüç’ün paylaştığı filmde Tanser Yılmaztürk , Zeynep Urhan , Tuğçe Sarıkaya Dağıstanlı, Bella nabivi, Etem Caner Karaüç, Mertkan Arat, Volkan Cal, Bahattin Gök, Aydın Genç, Ezgi Say, Eren Genç, Turgut Özdemir, Ceren Arı, Bektaş Erdoğan, Serkan Yakın gibi isimler de oyuncu kadrosunda yer almaktadır.

AHMET SAN’LI 50 YIL “HİÇBİR ŞEY İMKÂNSIZ DEĞİLDİR”

Yarım asırdır Türkiye’deki pek çok güzelliğin altında Ahmet San imzası var. Elinizdeki kitap1973’teki ilk konserden bugüne devam eden baş döndürücü, şaşırtıcı, yer yer neşeli, yer yer hüzünlü yolculuğun hikâyesi. Ahmet San’ı özellikle “Ne yapabilirim ki? “ diye kendi kendini frenleyen gençler okumalı. Okuyunca göreceksiniz ki imkânsız diye bir şey yok.

Ve yapılacak çok şey var.

İnsanın iki temel gerçeği vardır, doğu ve ölüm. İkisi arasındaki sürede insanlar yaşar, geçip gider. Kimisi nefes kimisi keyif alır. Ahmet ise bu dünyaya yaşamak ve yaşatmak için gelenlerden. Özellikle genç neslin bu çok özel kitabı okuması hayatlarına dair çok önemli şifreler verecektir. Ahmet San’lı 50 yıl kitabı çıktığı ilk günden itibaren kitapçılarda en çok ilgi görenlerden olarak açıklandı.

Emeğin sanata dönüştüğü sergi açıldı

Mudanya Belediyesi Hobi Sanat Atölyeleri kursiyerlerinin el emeği göz nuru ürünleri, yılsonu sergisinde beğeniye sunuldu.

Mudanya Belediyesi’nin sosyal belediyecilik alanında önemli bir hizmet olarak hayata geçirdiği Hobi Sanat Atölyeleri yılsonu karma sergisi açıldı. Kadınların eğitim, üretim ile sosyal yaşamın içinde olmaları amacıyla kurulan Mudanya Belediyesi Hobi Sanat Atölyeleri makrome, resim ve amigurumi dallarında Hacer Elitok Topaloğlu ve Hülya Baysan’ın eğitmenliğinde gerçekleşen kurslara katılan 150 kursiyer çalışmaları sergilediler. Tahir Paşa Konağı’ndaki sergi açılışına Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Belediye Meclis Üyesi Neslihan Erdeniz, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Sevgi Ursavaş, CHP Mudanya İlçe Başkan Yardımcısı Hikmet Karip, kursiyerler ve Mudanyalılar katıldı.

“HERKESİN BİR HOBİSİ OLSUN”

Mudanya’da 7’de 70’e binlerce Mudanyalıya ücretsiz olarak sanat eğitimi verildiğinin altını çizen Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, “Herkesin kişisel gelişimine katkı sağlamaya devam ediyoruz. Mudanyalıların mutlu olacağı her türlü projeyi hayata geçiriyoruz. Herkes bir hobi edinsin, kişisel gelişimlerine katkı sağlasın, bir uğraşı olsun istiyoruz. Hepinizin ellerine, gönüllerine sağlık” diye konuştu. Sergi pazartesi günleri hariç 9 Temmuz pazar gününe kadar ziyarete açık olacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı