Aylık arşivler: Eylül 2023

Antalya'da 'HobiFest 2023' için renkli bir başlangıç

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Türkiye’nin ilk ve tek hobi festivali “HobiFest 2023” heyecanı mobil kortejle başladı. Nostaljik araçlar, motosikletler ve off-road araçlarının yer aldığı mobil kortej şehrin sokaklarını renklendirdi.

HobiFest 2023 için geri sayım sürerken, HobiFest’in habercisi mobil kortej şehre enerji ve coşku getirdi. 16 Eylül Cumartesi günü saat 10.00’da Cam Piramit alanında başlayacak Hobifest öncesinde düzenlenen kortej, kente festival heyecanı yaşattı. Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi önünden başlayan ve Muratpaşa, Kepez ve Konyaaltı ilçelerini dolaşan korteje klasik araçlar, motosikletler, off-road araçları ve birbirinden ilgi çekici hobi kulüpleri katıldı. Vatandaşlar renkli korteji cep telefonlarıyla kaydederek eğlenceli anları ölümsüzleştirdi. 

 

HEYECAN VE ADRENALİN DOLU FESTİVAL

16-17 Eylül tarihlerinde Cam Piramit alanında gerçekleşecek festival, amatör ve profesyonel hobi tutkunlarını bir araya getirecek. İki gün sürecek festivalde tanıtımlar, eğitimler, workshoplar, gösteriler, yarışmalar, söyleşi ve sunumlar olacak. Her yıl binlerce hobi ve macera tutkununu bir araya getiren festival bu yıl da onlarca doğa ve spor kulübünün katılımıyla gerçekleşecek renkli etkinliklerle misafirlerini ağırlayacak. Festivale bu yıl da AFAD, AKUT, JAK, THK, TEMA, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı gibi kurumların katılımları olacak. HobiFest’in vazgeçilmezleri arasına giren ve beğeni toplayan klasik otomobil sergisi bu yıl yine otomobil tutkunlarının beğenisine sunulacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Zeytinburnu El Emeği Günleri" Başladı

Zeytinburnu Belediyesi, Zeytinburnu Kent Konseyi ve Zeytinburnu Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün birlikte yürüttüğü ve ilçedeki kadınların el emeği göz nuru el işi çalışmalarının sergilendiği Zeytinburnu “El Emeği Günleri”nin 2’ncisi 15 Temmuz Meydanı’nda ziyarete açıldı.

Zeytinburnulu kadınların el emeği göz nuru ürünleri Zeytinburnu 15 Temmuz Meydanı’nda 2’nci kez görücüye çıktı. Zeytinburnu Belediyesi tarafından gerçekleştirilen; Zeytinburnu Kent Konseyi ve Zeytinburnu Halk Eğitim Merkezi’nin de destek verdiği  “Zeytinburnu El Emeği Günleri”nde, Zeytinburnulu kadınların açtığı 95 farklı stanta; örgü, el sanatları, takı, amigurumi, nakış, makrome, iğne oyası ve giyim kategorilerinde el işi ürünleri sergileniyor. Aynı zamanda ev hanımlarının el emeği göz nuru ürünlerini satarak ev ekonomisine katkı sağlamalarına imkân tanıyan “Zeytinburnu El Emeği Günleri”, 3 gün boyunca 15 Temmuz Meydanı’nda 11.00 – 21.00 saatleri arasında ziyarete açık olacak. Etkinlik süresi boyunca sergiyi ziyarete gelen vatandaşlar için ücretsiz halk konserleri de düzenlenecek. 

 

“TÜM İSTANBULLU HEMŞEHRİLERİMİZİ ZİYARETE BEKLİYORUZ”

Sergi meydanına ziyarette bulunan ve stantları ziyaret eden Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, el emeğiyle yapılan masa örtülerini, çantaları, el örgüsü nakış gibi birçok ürünü inceleyerek satın aldı.

Etkinliğin 3 gün boyunca ziyaret açık olacağını hatırlatan Başkan Arısoy: “Zeytinburnu 15 Temmuz Meydanı’nda düzenlenen Zeytinburnu El Emeği Günleri’nin açılış gününde buradayız. Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz etkinlikte 100’e yakın stantta Zeytinburnu’ndaki kadınların el emeği göz nuru ürünleri 3 gün boyunca görücüye çıkıyor. Pazar gününe kadar açık kalacak alana bütün Zeytinburnu’nda ve İstanbul’da yaşayan hemşehrilerimizi bekliyoruz. El emeği göz nuru döken bütün katılımcı kadınlarımıza teşekkür ediyorum. Umarım kadınlarımızın hem hobilerini geliştirdikleri hem de küçük gelirler elde ettikleri bir faaliyet olur.” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çürümenin Sebebi Bu Olabilir; Çcuk Diş Macunlarında Flor Oranına Dikkat!

Flor, diş macunlarının içinde temel bileşen olarak yer alan ve gelişmiş ülkelerde çürük dişlerin tedavisinde kullanılmak üzere popülerleşen bir terim olarak sıklıkla medyada karşımıza çıkıyor. Doğada en yaygın bulunan element olan flor aynı zamanda diş çürüğü oluşumunu önleme ve ilerlemesini durdurmada büyük önem taşıyor.  Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir diş çürümenin çocuklardaki oranında dikkat çekerek “Flor aynı zamanda çürüğe sebep olan bakterilerin metabolik aktivitelerini de etkileyerek, dişlerin çürüğe karşı korunmasında rol oynar.” Açıklamasında bulunuyor.

Flor, hekim tarafından uygulanabilecek profesyonel preparatlarla diş yüzeyine uygulandığı zaman; çürük bakterisinin zarar vermeye başladığı diş minesi yüzeyindeki yapısal bozulmayı tanımlayan ‘demineralizasyon’ olayını durdurarak, ‘remineralizasyon’ yani tamir sürecini başlatıyor. “Diyet alışkanlıklarının düzenlenmesi, ağız hijyeni alışkanlıklarının doğru teknikle ve flor içeren bir diş macunuyla devamlılığının sağlanması, topikal olarak uygulanan florun etkisini arttıracağı gibi; henüz herhangi bir çürük oluşumu görülmeyen, ağız hijyeni iyi olan bireylerde, hastanın kendine uyguladığı, koruyucu sayılabilecek tedavileri sürdürmesini sağlar” ifadelerini kullanan Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir “Flor aynı zamanda çürüğe sebep olan bakterilerin metabolik aktivitelerini de etkileyerek, dişlerin çürüğe karşı korunmasında rol oynar. Tedavi edici konsantrasyonlarda uygulanan florun mine yüzeyinde oluşturduğu koruyucu tabaka, ağız içindeki asit ataklarına karşı diş yüzeylerini örterek, çürük riski bulunan bölgelerde bakteri üremesini engeller ve tamir mekanizmasını çalıştırır. Florun çürüğe karşı korumada öne çıkan bu görevlerinin yanı sıra, gelişimi devam eden daimi dişler üstündeki güçlendirici etkisi de göz ardı edilmemelidir” dedi.              

Çocuklar günde iki kez dişlerini fırçalamalı

Çocuklara, günde 2 kez ve çocuğun yaşı için önerilen miktarda diş macunu kullanarak, diş fırçalama alışkanlığı kazandırılmasının önemine dikkat çeken Dt. Nurgül Demir sözlerine şöyle devam etti: “Florün diş yüzeyi ile direk temasının, koruyucu etkisini arttırdığı bilinmektedir ve bu nedenle diş fırçalamanın ebeveyn kontrolünde ve doğru teknikle yapılması önem taşımaktadır. Amerikan Pediyatrik Diş Hekimleri Akademisi’nin yönergeleri doğrultusunda; 3 yaşa kadar pirinç tanesi, 3 yaştan 6 yaşa kadar bezelye tanesi büyüklüğünde diş macunu kullanılması yeterlidir ve ilk dişler çıkmaya başladıktan sonra florlü macun kullanılmaya başlanmalıdır. Macunun hangi konsantrasyonda flor içermesi gerektiğini, çocuğun çürük riski durumuna göre, çocuk diş hekimi belirlemelidir. Yüksek çürük riski olan hastalarda, profesyonel olarak uygulanabilecek flor preparatlarına, ek flor takviyelerine veya gargara gibi florlu ağız bakım ürünlerine, hekim, hastanın ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, karar vermelidir. Flor kaynağı olarak hastanın kullandığı bir takviye var ise, florün günlük olarak önerilen maksimum dozunun üzerine çıkılmamasına dikkat edilmelidir.”

Doğru bilinen yanlışlara da değinen Nurgül Demir gıda takviyesi veya koruyucu-destekleyici tedaviler kapsamında piyasada yer alan ve ‘uzman bir hekim’ tarafından seçilerek önerilen ürünlerin, ‘doğru’ ve ‘yeterli’ kullanımının zararsız olduğunun altını çizerek “Diğer taraftan, florun da önerilen dozlarının üstünde tüketimi, akut veya kronik yan etkilere sebep olabilmektedir. Ebeveyn kontrolünde diş fırçalanması ve macunun tükürtülmesi veya yapılamıyorsa macunun diş yüzeylerinden silinerek uzaklaştırılması, evde bulunan flor preparatlarının çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza edilmesi ve ilgili hekimin çocuğun kullandığı gıda takviyeleri, flor içerikli ürünler hakkında eksiksiz bilgilendirilmesi oluşabilecek riskli durumların önlenmesinde yeterli olacaktır.” açıklamasında bulundu. 

Dt. Nurgül Demir diğer dikkat edilmesi gereken konuları ise 5 başlıkta özetledi; 

1-Hekim tarafından önerilen miktarda ve doğru fırçalama tekniği ile günde 2 kez uygulandıklarında, florlu diş macunları çürük riskini kesinlikle azaltmaktadır.

2-İlk dişler çıkmaya başladıktan sonra florlü diş macunu ile fırçalanmaya başlanmalıdır.

3-Profesyonel kullanım için üretilen flor preparatlarının yılda 2 kez çocuk diş hekimi tarafından uygulanması, çürük oluşumuna karşı dişleri korur.

4-Tükürme alışkanlığı kazanana kadar çocuklar ebeveyn kontrolünde diş fırçalamalıdır.

5-Flor içeren ürünler, çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza edilmelidir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Kendine, Kendin ile Baş Başa Kalma Fırsatı Ver''

Daha iyi bir eğitim, daha iyi bir iş, daha iyi bir kariyer gibi bitmek bilmeyen koşturmacanın insanı yıpratıp yorduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, tükenme sürecine girmeden, kişinin kendini bu çok hızlı dönen yaşam çarkının döngüsünden kurtararak, ‘kendine, kendin ile baş başa kalma fırsatı’ vermenin önemine işaret etti.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, günlük hayatın koşturmacası ve stresi içerisinde insanın, kendisi ile baş başa kalma isteğinin arttığını ve hatta bunun bir ihtiyaç haline geldiğini söyledi.

Günümüz şartlarının, mutlu ve huzurlu bir yaşamdan çok başarı odaklı bir yaşamı zorladığını da dile getiren Öztekin, şöyle devam etti:

“Daha iyi bir eğitim, daha iyi bir iş, daha iyi bir kariyer. Hep daha fazlası, hep daha yukarıya. Hiç bitmeyen hedefler, sorumluluklar, hayaller. Zaman ile yarışmak, rekabet ortamında diğer insanlar ile devamlı bir yarış halinde olmak.

Bu bitmek bilmeyen koşturmaca insanı yıpratır, yorar. Bedensel ve psikolojik olarak tüketir. Burada yapılması gereken, bu tükenme sürecine girmeden, kendini bu çok hızlı dönen yaşam çarkının döngüsünden kurtararak, ‘kendine, kendin ile baş başa kalma fırsatı’ vererek dışsal yolculuktan içsel yolculuğa geçiş sağlamaktır.”

Tek başına yaşam sürmek iyi gelebiliyor

Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, toplumdan izole bir şekilde tek başına bir yaşam sürmek olarak tanımlanan ‘inziva’ya dikkat çekerek, inzivanın aynı zamanda manevi ve spiritüel amaç da taşıyabileceğine vurgu yaptı.

Öztekin, Budizm’de, tek tanrılı dinlerde, tasavvufi ekollerde inzivaya çekilmeye sıkça rastlandığını ifade ederek, şunları söyledi:

“Tabii dini temelde inzivanın amacı dünyadan ve insanlardan uzaklaşarak ruh ile beden, madde ile mana, dünya ile ahiret arasındaki dengeyi sağlayıp, yaratıcıya daha yakın olmak, ilişkiyi daha derinleştirmek amaçlıdır. Belli zaman diliminde ve belli kurallar içerisinde gerçekleştirilir ve sonlandırılır. Amaç, ömrünün sonuna kadar dünyadan ve insanlardan uzak bir yaşam değildir. Bu durum dini açıdan da istenilen bir durum değildir. Değerli olan, halkın içerisinde yaşarken iyi kul olmayı becerebilmektir.”

Bedensel ve psikolojik sağlığı koruyabilmek için inziva

İnzivanın bugünkü yaşamda dini ritüellerden farklı olarak uygulanma amaçlarına değinen Öztekin, “İnsanlar belirli bir süre yaşamın yıpratıcı, yorucu, günlük ve yoğun çalışmalarından uzaklaşarak, bedensel ve psikolojik sağlıklarını koruyabilmek, enerjilerini tekrar toparlayıp yaşamlarını güçlü bir şekilde devam ettirmeye çalışıyor.” dedi.

Bu amaçla gruplara yönelik birçok organizasyon da düzenlendiğini belirten Öztekin, kişiye özel nefes analizi, doğru ve doğal nefes teknikleri gibi nefes terapileri, uzmanlar eşliğinde resim, müzik, dans, heykel, tiyatro ve el sanatları gibi sanat terapileri , yetişkinlere yönelik, içsel yolculuk, zihin-beden bütünlüğünü ele alan oyun terapileri, şimdiki zaman farkındalığı ve anda kalabilmek için yapılan mindfulness uygulamaları, yoga inzivaları, meditasyon, şamanik inzivalar, reiki, bioenerji, theta healing, tai chi gibi enerji çalışmaları, detoks kampları ve doğa yürüyüşlerini örnek olarak gösterdi.

Toplum ile aramızdaki bağlantıyı daha sağlıklı bir şekilde kurmamız önemli

Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, bugünkü yaşamın en önemli ve etkili faktörü olan uyaran ve uyarıcıların, bireylere ne yapması gerektiğini devamlı hatırlatıp dayattığını anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bombardımana tutulan bilinçaltımız açık ve örtülü mesajlar ile dolup taşar. Bu durum, kendimizden geriye kalanı görmemizi zorlaştırır. İşte tam bu noktada inziva gerekli ve yararlıdır. Bir adım geriye çekilerek toplum ile aramıza mesafe koymak, açık bir zihin ile toplumun gürültüsünden uzaklaşarak derinlerde gömülü kalan ve gün yüzüne çıkamayan benliğimizi canlandırır. Aynı zamanda toplum ile aramızdaki bağlantıyı daha sağlıklı bir şekilde kurmamıza olanak sağlar.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Annelerin Çocukların Beslenmesinde Yaptığı 5 Hata

Ebeveynlerin çocuk beslenmesinde ‘aman sağlıklı olsun’, ‘bağışıklığı kuvvetlensin’ diye yaptığı bazı iyi niyetli uygulamalar, fayda yerine zarara neden olabiliyor. Çocukluk dönemindeki iştahsızlık ve yeme bozuklukları, yüzde 40 oranında 1 yaşına yaklaşan çocuklarda görülüyor. Ailelerin en çok şikayet ettiği konulardan olan iştahsızlık konusunda baskıcı tavırlar sergilemek yerine, sakin olmak gerekiyor. Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Emre Çenesiz annelerin yaptığı en yaygın yaptığı 5 hatayı ve olması gerekenleri anlattı. 

HATA 1: Yemek yemeyen çocuğa zorla yemek yedirmek

Eğer çocuğunuz yemek yemeyi çok sevmiyor ve size göre çok yiyorsa onu zorlamayın. Herhangi bir sağlık sorunu yoksa ısrarcı olmayın. Çocuğu kendi seçimlerine bırakıp acıktığı zaman yemesine müsaade etmelisiniz. Kendi haline bırakırsanız bir süre sora kendi yeme şeklini bulacaktır. Annelerin yaptığı en büyük hatalardan biri de çocuğun doymadığını düşünmektir. Doyma konusunda annelerin bilmesi gereken önemli bir nokta ilk lokmayı aldıktan ortalama 20 dakika sonra doymanın gerçekleştiğidir. Yemek için zorlanan çocuklar ileriki yaşlarda yemek konusunda ne zaman evet ne zaman hayır diyeceğini bilemeyebilir ve bu durum obeziteye kadar giden bir yeme davranış bozukluğuna neden olabilir. Bunun için çocuğunuz acıktığında yesin ve doyduğu zamanı, miktarı kendi belirlesin. Ayrıca yemeğin sofrada yenmesi gerektiğini unutmayın.

HATA 2: Çocuklar için ödül olarak abur cuburu veya sevdiği bir yemeği kullanmak

Çocuklar istenen bir davranışı yerine getirdiğinde onları mutlu edebilmek için yiyecekler her zaman iyi bir ödül olmaz. Bu çocuğun beslenme karakterini etkileyecek bir davranıştır. Günümüzde çocuklarda başlayan kötü beslenmenin artmasının nedenlerinden biri de budur. Tabii ki bazen sevdiği yemeklerle onu ödüllendirebilirsiniz ama her zaman olmamalı. Eğer bu davranış devam ederse çocuğunuz sadece bir çikolata veya dondurma için o davranışı yapması gerektiğini düşünecektir. Eğer disiplin kurmak istiyorsanız çocuğunuz bazı kuralları uyması gerektiği için yaptığının farkında olmalıdır. Ödül çocuğun iyi alışkanlıklar edinmesini güçlendirir fakat bu her zaman yiyecek olmamalıdır. 

HATA 3: Çocuklar için başlayacağınız yeni besinleri karışık vermek

Bebeğiniz veya çocuğunuz için yeni başlayacağınız yiyecekleri çocuğunuza tek tek başlamalı ve nasıl tepki verdiğini dikkate alarak devam etmelisiniz. Bir seferde birden fazla besini tüketmesi zordur bu yüzden zamana yayarak yapmanız fayda sağlayacaktır. Büyüklerin olduğu gibi çocukların da sevmediği besinler olabilir ve onun beğenilerine saygı duymanız gerekir. Çocuğunuzun temel besin gruplarından bazılarını yemesi yeterlidir. Örneğin peynir yemiyorsa yerine süt ve yoğurt tüketebilir. Sevmediği yiyecekleri bir süre sonra tekrar deneyin, eğer tüketmiyorsa ısrar etmeyin ve o besinin diğer eş değerlerini deneyin. Her besin için mutlaka başka bir alternatif vardır. Israrcı olmanız durumunda çocuk o besine daha fazla tepki gösterip tamamen reddedebilir. 

HATA 4: Bütün tatlılardan mahrum bırakmak

Tüm dünya çocuklarda obezite sorununa odaklanmışken ebeveynlerin tüm tatlıları yasaklaması hiç de sürpriz değil fakat tüm tatlıların yasaklanması ters etki yapabilir. Çocukların gıdalarla (tatlılar da dahil) sağlıklı bir ilişkileri olabilmesi için ortada  bir yerde buluşmak gerekir. Çocukların yeme alışkanlıkları kısıtlandığında onları yeme arzuları daha da artar ve her fırsatta daha fazla yemek isterler. Yanlış yapmamalarını tatlı miktarlarını sınırlayarak ve tüketim miktarlarını kontrol altına alarak önleyebilirsiniz. Çocuklarınızı kontrol edebilmek için onlara makul şekilde seçim özgürlüğü tanıyın.

HATA 5: Çocuğu kilo alıyor diye hemen diyete başlamak

Çocuklarda görülen fazla kilonun nedeni eğer herhangi bir sağlık sorunu yoksa hareketsizlik ve fazla kalori tüketimidir. Çocuklar alması gereken besinleri gerektiği miktarda tükettiğinde ve hayatına biraz aktivite eklediğinde kilo alımı duracaktır. Zaten gelişim süreci devam eden çocuğun kısıtlı bir beslenme ile zayıflatılması sağlıklı değildir. İlk hedef çocuğun kilo artışını durdurmak, aynı kiloda kalmasını sağlamaktır. Çocuğun beslenmesinden gereksiz kaloriye neden olan yiyecekler çıkarıldığı zaman bedenindeki fark gözle görülür şekilde olur ve boy uzaması ile birlikte vücut ağırlığı da normal sınırlara gelir. Çok fazla karbonhidrat kısıtlaması, tamamen yağsız ve eksik bir beslenme ile çocuğun gelişimi durur, boy uzaması yavaşlar, hormonel problemler veya bazı eksik vitamin, minerallerin neden olabileceği hastalıklar bile başlayabilir. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şehir Tiyatroları Cumhuriyetimizin 100. Yılına Özel “Bu Memleket Bizim" Adlı Oyunu Sahneliyor

Şehir Tiyatroları Cumhuriyetimizin 100. Yılına Özel “Bu Memleket Bizim” Adlı Oyunu Sahneliyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, Cumhuriyetimizin 100. Yılını, “Bu Memleket Bizim” isimli özel bir oyun ile kutluyor. Oyuncularımızın bütün mevcuduyla sahnede olduğu bu görkemli oyunda, Milli Mücadele dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, temel metinlerden yola çıkılarak anlatılıyor.

Oyun, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk isimli eseri başta olmak üzere, Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı ve Milli Mücadele ve Cumhuriyetin kuruluşuna yazdıklarıyla ışık tutan Erol Toy, İsmet Küntay, Samim Kocagöz, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun metinlerinden parçaların yanı sıra birçok yazarın bazen bir cümleyle, bir pasajla katıldığı bir metinden oluşturuldu.

 

2023-2024 Sezonu “Bu Memleket Bizim” ile açılıyor

İBB Şehir Tiyatroları, yeni sezonu alışılageldik tarihinden önce, Eylül ayında Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda “Bu Memleket Bizim” isimli oyunla açıyor.

“Cumhuriyetimizin 100. Yılına Saygı…” duygusuyla hazırlanan “Bu Memleket Bizim”, kostümlerinden dekoruna, ışığından metnine, koreografisinden müziklerine, uzun süre hafızalarımızda etkisini sürdürecek bir oyun olacak. Cumhuriyetimizin kuruluşunu ve 100 yıl önce bu topraklardan işgali kaldırmak için verilen mücadeleyi gençlerimizle birlikte hatırlayarak yeni bir sezona başlayacağız.

 

Görkemli Bir Sahne Gösterisi

Döneme ait bütün materyaller taranarak, araştırma ve dokümantasyonunu dramaturji biriminin üstlendiği “Bu Memleket Bizim,” oyunun yönetmenleri Ali Gökmen Altuğ, Aslı Öngören, Yıldırım Fikret Urağ ve Yiğit Sertdemir tarafından kurgulanarak sahneye taşındı.

Çiğdem Erken’in direktörlüğünde, bu oyun için Deniz Noyan orkestrasyonu üstlendi ve özel müzikler besteledi. Burçak Çöllü koro düzenlemesini üstlendi ve özel müzikler besteledi. Hakan Elbir’in şefliğinde duyacağımız bu müzikler, Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladığımız zaman diliminde, hepimizi 100 yıl önce bu topraklarda yaşanan mücadelenin duygusuna yaklaştıracak. Dicle Doğan’ın koreografisiyle sahnede dün yaşanan hikâyeler yeniden hayat bulacak. Barış Dinçel’in tasarladığı tiyatromuzun tasarım ekibinin hazırladığı dekorun üzerinde, Nihal Kaplangı’nın tasarladığı, tiyatromuzun tasarım ekibinin hazırladığı kostümlerle Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Mücadele’nin önemli kahramanlarının hikâyeleri canlanacak. Mustafa Türkoğlu ve Osman Aktan’ın ışık tasarımı geniş bir ekibin gayretiyle sahneyi aydınlatacak. Ersin Aşar’ın tasarımıyla ekibinin hazırladığı efektler, Gülay Yiğitcan’ın video ve Emrah Can Yaylı’nın ses tasarımlarıyla, seyircimiz Cumhuriyetimizin kuruluş hikâyelerine tanıklık edecek. 

300’ü aşkın oyuncu, ayrıca 20 kişilik dans ekibi ve genişletilmiş Şehir Tiyatrosu Orkestrasıyla Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde seyircimizle birlikte Cumhuriyet coşkusuna ortak olacağız.

 

Harbiye Cemil Topuzlu’da Cumhuriyet Coşkusu Yaşanacak

“Bu Memleket Bizim” isimli oyunumuz, Cumhuriyetimizin 100. Yılına Saygı projesi olarak, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda 16 ve 17 Eylül tarihlerinde sadece iki kez seyircimizle buluşacak.

“Bu Memleket Bizim” isimli oyunumuzla birlikte 2023-2024 sezonumuzu açarken, Cumhuriyetimizin 100. Yılına da, İBB Şehir Tiyatroları olarak bir saygı duruşu yapacağız.

Oyunumuzun biletleri gişelerden, sehirtiyatrolari.ibb.istanbul  adresi ve İBB Şehir Tiyatroları mobil uygulamasından satışa sunuluyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Narlıdere'den açılan yelkenler, İzmir Körfezi'nde görsel şölen yaşattı

‘İzmir’in Kurtuluş Kupası Yelken Yarışları’ ile 4. Narlıdere Belediyesi Deniz Festivali’ne ev sahipliği yapan Narlıdere’de, ilk gün yarışları büyük heyecana sahne oldu. Kurtuluşun kahramanlarına saygı için açılan yelkenler, İzmir Körfezi’nde görsel şölen yaşattı.

Narlıdere’nin ev sahipliği yaptığı ‘İzmir’in Kurtuluş Kupası Yelken Yarışları’ ile 4. Narlıdere Belediyesi Deniz Festivali başladı. Gençlik Spor İl Müdürlüğü ve Türkiye Yelken Federasyonu’nun İzmir Türk Koleji (İTK) Yelken Kulübü’nün katkılarıyla düzenlediği İzmir’in Kurtuluş Kupası Yelken Yarışları ile yelkenler kurtuluşun kahramanlarına saygı için açıldı. Cumhuriyetimizin 100.yılı ve İzmir’imizin kurtuluşunun 101.yılında gerçekleştirilen yarışların ilk gününde sporcular, İzmir Körfezi’nde adeta görsel şölen yaşattı. Optimist, ILCA 4 ve ILCA 6 sınıflarında düzenlenen yarışlar büyük heyecana sahne olurken, yelken sporcularının rekabeti nefes kesti. 16-17 Eylül tarihlerinde de devam edecek yarışların ödül töreni 17 Eylül Pazar günü saat 17:30’da yapılacak.

 

NARLIDERE, DENİZ KENTİ

Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Narlıdere’nin bir ‘deniz kenti’ olduğunu ifade ederek, “Cumhuriyetimizin 100.yılı ve İzmir’imizin kurtuluşunun 101.yılında böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmasından büyük bir gurur duyuyoruz. Narlıdere Belediyesi Deniz Festivali ile bir arada gerçekleştirdiğimiz yarışların yelken sporunun yaygınlaşmasına ve İzmir Körfezi’nin daha çok sporla buluşmasına vesile olacağına inanıyoruz. Özellikle yarışlara katılan çocuklarımıza bir parantez açmak istiyorum. Sorumluluk almayı, yardımlaşmayı, kendi başına karar vermeyi gerektiren yelken sporuna gönül veren çocuklarımızı yürekten kutluyorum. Çünkü onlar bu sporu yaparak hayatta kendi rotalarını da belirlemek için çok önemli bir adım daha attılar. Centilmence mücadele edecek 200’den fazla sporcumuza başarılar diliyorum. Bu organizasyonun hayata geçirilmesinde emek veren tüm paydaşlara teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sarmaşık Zamanı'nın ilk iki bölüm tanıtımı yayınlandı

TOD’un merakla beklenen ve 21 Eylül’de ekran yolculuğuna başlayacak olan yeni dizisi Sarmaşık Zamanı’nın ilk iki bölümünün tanıtımı yayınlandı

 TOD’un yakında ekrana gelmeye hazırlanan yeni dizisi Sarmaşık Zamanı’nın ilk iki bölüm fragmanı yayınlandı. Burçin Terzioğlu, Onur Tuna, Hazal Türesan ve Yiğit Kirazcı’nın öne çıktığı tanıtımda, izleyici; Ezgi ve Kerem çiftinin mutlu görülen evliliklerinin çalkantılarına ve “katil” şüphelisi olarak okların Ezgi’nin kocası Kerem’in üzerine çevrilmesine sebep olan süreçlere adım adım ilerleyen bir hikayeye eşlik edecek.

Güçlü oyuncu kadrosu ve etkileyici hikayesiyle merakla beklenen dizinin birinci ve ikinci bölüm konusu ise şu şekilde; 

 

1.bölüm ve 2.bölüm özeti: 

Arzu’nun evinde ölü bulunmasıyla cinayet soruşturması başlar.  Cinayetten üç ay önce Ezgi, takip edildiği endişesine kapılır. Bu sırada bir tesadüf Ezgi ve Arzu’nun tanışmasını sağlar. Siteye yeni gelen bu kadın, diğer kadınlar tarafından pek sevilmez. Ezgi, takip edildiğinden emin olur. Peşindeki adamı kocası tutmuştur. Gizemli adam, Ezgi’ye evliliği ve Kerem hakkında akıl almaz şeyler söyler. Ezgi, peşindeki adamın söylediklerinin etkisinden kurtulmaya çalışırken, kendisine son derece yakın davranan Arzu’yla arkadaş olur. Arzu, Ezgi’nin problemli bir evlilik yaşadığının farkına varır, Ezgi’ye yardım etmeye çalışır. Ezgi peşindeki adamdan kaçmaya çalışsa da adam her yerden karşısına çıkmaya, Ezgi’yi tedirgin etmeye devam eder. Kocası Kerem’le ilgili kafa karışıklıkları yaşayan Ezgi, oğlu Oğuz’un okulda yaşadığı bir problem yüzünden anneliğinin yeterliliğini sorgular. Evliliğindeki problemler oğlunun hayatını olumsuz etkilediğinden, Ezgi oğlunun karakteri ve geleceği için endişelenir. Arzu’nun cinayet sorgusunda ise Ezgi’yle ilgili, soruşturmaya yön verecek büyük bir sır açığa çıkar. 

Gökçen Usta’nın yönetmen koltuğuna oturduğu projenin senaryosunu Savaş Korkmaz kaleme alırken, oyuncu kadrosunda usta isimler Emel Çölgeçen, Özgür Emre Yıldırım, Müge Bayramoğlu ve Fatih Berk Şahin yer alıyor. Sarmaşık Zamanı’nın dev oyuncu kadrosunda ayrıca Pervin Bağdat, Pelin Ermiş, Mesut Yılmaz, Gökçe Güneş Doğrusöz, Ayşe Melike Çerçi, Uğur Karabulut, Funda Güray, Yılmaz Sütçü gibi başarılı isimler bulunuyor. Dizinin idari yapımcılığını ise OM CONTENT üstleniyor.

TOD’un yurt dışında da izleyiciyle buluşacak yeni dizisi Sarmaşık Zamanı, Türkiye ile aynı anda MENA bölgesi ülkelerinde de yayınlanacak.

 

KONUSU:

Mutlu bir evliliği, sevdiği bir işi olan Ezgi, bir gün karşısına çıkan bir yabancının söyledikleriyle inandığı her şeyi sorgulamaya başladı. Kocası Kerem, gerçekte nasıl bir insandı? Görünüşte mutlu olan evlilikleri belki de dağılmanın eşiğindeydi. Ezgi, duyduklarına mı, gördüklerine mi yoksa hissettiklerine mi inanması gerektiğini bilmiyordu. Sorgulamalarının sonucunda Ezgi kendini bir karakolda bulacaktı. Kerem, bir kadını öldürmüş olabilir miydi? 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Yılbaşı" oyunu yeniden sahne alacak

Milas Belediyesi bünyesinde 2022-2023 Eğitim-Öğretim yılı başında başlayan Yaratıcı Drama Atölyesi yetişkin grubu tarafından geçtiğimiz haziran ayında sahnelenen “Yılbaşı” oyunu yoğun istek üzerine tekrar sahne alacak.

Milas Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde 2022-2023 Eğitim-Öğretim yılı başında başlayan Yaratıcı Drama Atölyesi yetişkin grubu tarafından sahnelenen ve seyirciden tam not alan Yılbaşı oyunu sanatseverlerle yeniden buluşacak. 20-21 Eylül ve 29-30 Eylül tarihlerinde, saat 20.30’da Belediye Toplantı ve Düğün Salonu’nda sahne alacak Yılbaşı oyununda Ahmet Doğan, Birgül Engin, Cavit Tiğin Yıldırım, Ceyda Sağlık, G. Canan Akkaya, İlkay Rüzgar, Muhammet Çiçek, Murat Yıldırım ve Zeynep Uysal sahne performanslarını sergileyecek.

Ali Çoban’ın yazıp yönettiği, yardımcı yönetmenliğini B. Aslıhan Alparslan’ın üstlendiği, genel direktörlüğünü Gökhan Özyılmaz, dekor tasarımını Ali Yıldırım ve ses-ışık tasarımını Osman Ufuk Parça’nın yaptığı oyun izlemeye gelenlere keyifli anlar yaşatacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ayvalık kadar güzel festival, Ayvalık Uluslararası Film Festivali başladı

Seyir Derneği tarafından Ayvalık Belediyesi ortaklığında düzenlenen ve bu yıl ikincisi gerçekleşen Ayvalık Uluslararası Film Festivali, Ayvalık Belediyesi Paşa Limanı Sosyal Tesileri’nde düzenlenen gala ve ardından Amfitiyatro’daki açılış töreniyle başladı.

19 Eylül akşamı sona erecek Ayvalık Uluslararası Film Festivali, dün akşam düzenlenen açılış töreniyle beş gün sürecek sinema maratonunu başlattı. Açılış töreni öncesi Ayvalık Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleşen kokteylde konuşan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, “Bu yıl ikincisi gerçekleşen Ayvalık Uluslararası Film Festivalimiz’in de bir kültür sanat şöleni olarak Türkiye’deki önemli festivaller arasında yerini aldığını görüyoruz. Böylesi önemli ve uluslararası bir festivalle ülkemizin sinema kültürüne, akademik çalışmalara ve festival takvimine yaptığımız katkıdan dolayı hakikaten mutluyuz, yarınlar için her zamankinden daha fazla umutluyuz. Bu vesileyle Ayvalık’ın sinema tarihine, 1924 yılında Kurtuluş Savaşı’ndan dönen 3 Ayvalıklı arkadaşın kurduğu ilk filmi gösteren Azim Sineması’na, Eski Gümrük bölgesindeki Sinemalar Caddesi’ne, Ferah, Şehir, Kulüp, Yalı Sinemaları’na, Gezici Açık hava sinemalarına ve bu kentte sinemaya katkı sunmuş tüm emekçilere ve sanatseverlere saygı ve hürmetlerimi sunuyorum,” dedi.

Konuşmasının sonunda Ayvalık Belediyesi Kültür Yayınlarının 3. Kitabı olan ve raflarda yeni yer alan Bir Kent Bir Fotoğraf Sanatçısı, Ayvalık’a Önder Aksoy İle Yeniden Bakmak kitabını Azize Tan’a hediye eden Başkan Ergin; “Sinema ve fotoğraf arasında başka sanat dallarında olmadığı kadar yoğun ve zengin bir ilişki var olduğunu düşünüyorum. Ayvalık’ın en değerli fotoğraf sanatçılarından Önder Aksoy’u ölümsüzleştirdiğimiz O’nun gözüyle Ayvalık’a yeniden baktığımız ve hiçbir yerde olmayan içindeki her bir karenin ayrı bir hikayesi olan Kültür Yayınlarımızın 3. Kitabını da Azize Hanım’a hediye ediyorum, eserlerimizin sinemaya, sanata ilham olmasını diliyorum” dedi.

Festival direktörü Azize Tan açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin ikincisinde sizleri Amfitiyatro’yu doldurmuş olarak görmekten çok mutluyuz. Festivali Seyir Derneği düzenleniyor ama tek başımıza yapmıyoruz. Çok değerli destekler var bu festivalde. Bize bu festivali gerçekleştirmemiz için destek olan başta Ayvalık Belediyesi olmak üzere tüm kurum ve kişilere yürekten teşekkür ediyorum; ne zaman başımız sıkışsa yanımızda oldukları, umut verdikleri ve daha iyisini yapmak için bizi cesaretlendirdikleri için,” diyerek tüm destekçilere ve Ayvalıklılara ayrı ayrı teşekkür etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı