Aylık arşivler: Ekim 2023

Koç Holding'in Dijital Dönüşüm Uygulamaları Dünya Ekonomik Forumu Tarafından En İyi Örnekler Arasında Gösterildi

Koç Holding’in Dijital Dönüşüm Programı kapsamında hayata geçirdiği uygulamalar, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) düzenlediği “Lighthouses Live” etkinliğinde en iyi örnekler arasında gösterildi. 

 

Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu “Dijital dönüşümü, kültürel dönüşüm programımızın temel unsurlarından biri olarak görüyor; dönüşümün merkezine çalışma arkadaşlarımızı konumlandırıyoruz. Bu kapsamda hiyerarşinin en aza indirgendiği ve ekiplerin çok yakın çalıştığı çevik çalışma modelini benimsiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Dünya Ekonomik Forumu (WEF), küresel çaptaki lider üretim tesislerinde uygulanan teknolojilerin ve bu teknolojilerin sağladığı faydaların anlatıldığı “Lighthouses Live” etkinliğine ev sahipliği yaptı. Çevrim içi gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, 2016 yılında başlatılan Dijital Dönüşüm Programı’na ilişkin Topluluk vizyonunu ve bu kapsamda üretim tesislerinde yaygınlaştırılan teknolojik uygulamaları katılımcılarla paylaştı. Global Lighthouse Network üyelerinin en ilham verici dönüşüm örneklerini anlattığı etkinlikte Foxconn, Siemens, Henkel, Schneider Electric, Johnson & Johnson ve CATT şirketlerinin üst düzey yöneticileri de konuşmacı olarak yer aldı.

 

WEF, McKinsey ile 2018 yılında başlattığı iş birliği kapsamında Sanayi 4.0 alanında dünya lideri olan üretim tesislerini belirleyerek, bu tesisleri “Global Lighthouse Network” adını verdiği küresel ağa dâhil ediyor. Küresel ağ, sürdürülebilirliği inovasyonun merkezinde tutan üretim merkezlerini belirlemenin yanı sıra, ileri teknolojilere yatırımı özendirmeyi ve bu teknolojilerin başka şirketler tarafından benimsenmesine yardımcı olmayı da hedefliyor. Arçelik’in Romanya Çamaşır Makinesi Fabrikası, Eskişehir Buzdolabı Fabrikası ve Ford Otosan’ın Kocaeli Fabrikası, Global Lighthouse Network’teki 132 fabrika arasında yer alıyor. 

 

Teknolojilerin yaygınlaştırılması sürecinde işletme verimliliği ve performans artışı sağlayan uygulamalara odaklandıklarını söyleyen Levent Çakıroğlu, bu uygulamaların Koç Topluluğu’nun stratejik hedefleri arasında yer alan kurumsal dayanıklılık, çeviklik ve sürdürülebilir büyümeye de hizmet ettiğinin altını çizdi. Çakıroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Koç Topluluğu olarak küresel bir vizyonla işlerimizi yönetirken, rekabetçiliğimizi artırmaya, teknoloji ve inovasyon kabiliyetlerimizi geliştirmeye odaklanıyoruz. Dijital dönüşümü, kültürel dönüşüm programımızın temel unsurlarından biri olarak görüyor; dönüşümün merkezine çalışma arkadaşlarımızı konumlandırıyoruz. Bu kapsamda hiyerarşinin en aza indirgendiği ve ekiplerin çok yakın çalıştığı çevik çalışma modelini benimsiyoruz. Çünkü dijital dönüşüm hızlı adaptasyon ve aksiyon gerektiriyor.”

 

Dijital dönüşüm sürecinde paydaşlarla iş birliğinin önemine vurgu yapan Çakıroğlu, “Bu yolculukta sahip olduğumuz teknolojik altyapıyı paydaşlarımıza sunarak, onların dijital yetkinliklerini geliştirmeyi hedefliyoruz. Arçelik, Türkiye’nin üretim teknolojileri alanındaki ilk Ar-Ge Merkezi olan Atölye 4.0’da farklı teknoloji sağlayıcılar, start-up’lar, akademik kurumlar, KOBİ’ler ve tedarikçilerle çalışmalarını sürdürüyor. Öte yandan Ford Otosan ve Arçelik, dijitalleşmeyi tüm ekosistemine yaygınlaştırmak için tedarikçilerinin dijital dönüşümünü destekliyor” ifadelerini kullandı. Mobil otomasyon sistemlerinin yanı sıra yapay zekâ tabanlı enerji yönetimi ve kalite kontrol sistemlerinin teknoloji üssü olan fabrikalarında hızla yaygınlaştırdıklarına dikkat çeken Çakıroğlu, üretim hatlarının ve teçhizatlarının dijital ikizlerinin oluşturulması sayesinde üretim sürelerinde azalma ve verimlilik artışı sağladıklarını söyledi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ahmet Altınbaşak On saniyede klibe sesiyle damga vurdu…

Ahmet Altınbaşak On saniyede klibe sesiyle damga vurdu…

Ece Ronay’ın yeni şarkısı “ Çayır Biçiyom Çayır” kısa sürede büyük beğeni topladı. Klipte ünlü sanatçı Nihat Doğan ile düet yapan güzel şarkıcı Ece Ronay’ın klibinde sadece on saniye sesiyle klibe destek veren başarılı şarkıcı Ahmet Altınbaşak gündeme bomba gibi oturdu. Tüm sosyal medya fenomenleri sadece şarkıda yer alan on saniyelik yeri kullanarak şarkının gündemde kalmasını sağlıyor.
Şarkı iki günde trend topik olurken bu durumdan en çok Ahmet Altınbaşak memnun oldu. Bu hafta içinde eşi Dora Altınbaşak ile yeni şarkıları ”Ah şu kadınlar, Ah şu erkekler”in klibini çekerek dikkatleri üzerinde toplayacaklar… 

Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) 2022 yılında 14 trilyon 864 milyar 295 milyon 809 bin TL oldu

GSMH 2022 yılında bir önceki yıla göre %107,6 artarak 14 trilyon 864 milyar 295 milyon 809 bin TL oldu.

Mali olmayan şirketlerin 2022 yılı katma değer içindeki payı %59,3 oldu

Mali olmayan şirketler, toplam ekonomide yaratılan katma değere en fazla katkıyı yapan sektör oldu. Mali olmayan şirketlerin toplam katma değer içindeki payı 2022 yılında %59,3 olarak gerçekleşti. Bu sektörü sırasıyla hanehalkı ve hanehalkına hizmet veren kar amacı olmayan kuruluşlar (HHKOK) ile genel devlet takip etti.

Toplam gayrisafi tasarrufun Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) oranı 2022 yılında %30 oldu

Toplam gayrisafi tasarrufun GSYH’ ya oranı 2022 yılında toplam ekonomi için %30 oldu. Bu oran mali olmayan şirketler için %16,3 hanehalkı için %6,7 mali şirketler için %4,3 ve genel devlet için %2,7 oldu.

Gayrisafi hanehalkı tasarruf oranı 2022 yılı için %10,5 oldu

Hanehalkı tasarrufunun harcanabilir gelire oranı olarak tanımlanan tasarruf oranı, 2021 yılında %11,5 iken 2022 yılında
%10,5 oldu.

Net borç verme/net borç alma işleminin GSYH’ye oranı toplam ekonomi için 2022 yılında %-5 oldu

Toplam ekonomi 2021 yılında GSYH’nin %0,8’i ile net borç alan konumunda iken 2022 yılında da %5 ile net borç alan pozisyonunda oldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ticari süt işletmelerince 823 bin 967 ton inek sütü toplandı

Ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,1; Ocak-Ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,0 arttı.

Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yoğurt üretimi %10,1, inek peyniri üretimi %9,1 ve ayran üretimi %5,5 artarken; tereyağı üretimi %10,3 ve içme sütü üretimi %7,9 azaldı. Ocak-Ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, inek peyniri üretimi %9,4, ayran üretimi %7,2 ve yoğurt üretimi %3,4 artarken; tereyağı üretimi %11,7 ve içme sütü üretimi %2,2 azaldı.

Bir önceki ay 835 bin 878 ton olan ticari süt işletmelerince toplanan inek sütü miktarı Ağustos ayında %1,4 azalarak 823 bin 967 ton oldu.

Bir önceki ay 102 bin 203 ton olan içme sütü üretimi Ağustos ayında %9,1 artarak 111 bin 497 ton olarak gerçekleşti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tavuk eti üretimi 203 bin 60 ton, tavuk yumurtası üretimi 1,76 milyar adet olarak gerçekleşti

Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre tavuk yumurtası üretimi %4,5 artarken; tavuk eti üretimi %5,9, kesilen tavuk sayısı %7,7 ve hindi eti üretimi %29,1 azaldı. Ocak-Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre tavuk yumurtası üretimi %4,2 artarken; tavuk eti üretimi %4,6, kesilen tavuk sayısı %7,5 ve hindi eti üretimi %11,9 azaldı.

Bir önceki ay 194 bin 912 ton olan tavuk eti üretimi Ağustos ayında %4,2 artarak 203 bin 60 ton oldu.

Bir önceki ay 1 milyar 683 milyon 199 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi Ağustos ayında %4,6 artarak 1 milyar 759 milyon 864 bin adet oldu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Erkunt Traktör, Ar-Ge Çalışmalarıyla Hedef Büyüttü

Türkiye’nin önde gelen üreticilerinden Erkunt Traktör’ün CEO’su Tolga Saylan, her yıl cirolarının yüzde 4’ünü Ar-Ge’ye ayırdıklarını belirterek verimli, tasarruflu, teknolojik özelliklerle donatılmış modelleri çiftçilere sunduklarını söyledi. 

Erkunt’un yıllık traktör üretim kapasitesinin 18 bin adet olduğunu belirten Saylan, traktör üretiminin yanında traktörler için ön aks, hidrolik kaldırıcı, kabin, transmisyon ve motor üretimi de gerçekleştirdikleri bilgisini verdi.

AR-GE harcamaları en yüksek 250 şirket arasında yer aldıklarını kaydeden Tolga Saylan, “Piyasa koşulları, müşteri beklentileri, müşterinin konfor anlayışı çok hızla değişiyor. Rekabet çok fazla ve müşteriler artık ürün ve hizmete çok hızlı ve kolay ulaşabiliyorlar. Biz üreticiler de durmaksızın araştırma ve geliştirme çalışmalarıyla ürünlerimizi geliştirmek, çiftçimizin hayatını kolaylaştıracak fonksiyonlar üzerinde uzun soluklu çalışma ve testler yapıp bunu ürünlerimize uygulamak zorundayız. Erkunt Traktör olarak çiftçilerden aldığımız geri bildirimler ve saha çalışmalarının da etkisiyle Ar-Ge yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Ar-Ge harcamaları en yüksek 250 şirket arasında yer almanın mutluluğunu yaşıyoruz” diye konuştu. 

 

CİRONUN YÜZDE 4’Ü AR-GE’YE AYRILIYOR

Her yıl cirolarının ortalama yüzde 4’ünü AR-GE çalışmalarına ayırdıklarını dile getiren Saylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Traktörlerimizin verimli, tasarruflu, teknolojik özelliklerle donatılmış ve ağır şartlara dayanıklı olması için çalışıyoruz. 2015 yılında Sanayi Bakanlığı tarafından da AR-GE Merkezi olarak kabul edildik. 2007 yılında ArmaTrac markasıyla ihracata başlayan Erkunt Traktör, üretiminin % 25’ini, toplamda 35 ülkeye ihraç ediyor. Ayrıca Erkunt, Hisarlar’ın toprak işleme makinelerinin üretimi ve satış – pazarlama faaliyetlerini de gerçekleştiriyor. Traktörün tamamlayıcı ürünü olan tarım ekipmanları konusunda uzman, geniş ürün yelpazesine sahip olan Hisarlar Tarım Makineleri, 38 yılı aşkın süredir Türk tarımına hizmet eden, bunun yanında 36 ülkeye ihracat yapan lider bir marka olma özelliğini koruyor”  

 

KULLANICILARIN TALEPLERİNE KULAK VERİYORUZ

Türkiye’de yerli tasarım ile üretilen ilk traktör firması olarak, nihai kullanıcının sesiyle beslendiklerini vurgulayan Tolga Saylan şöyle devam etti: “AR-GE bizim hayatı devam ettirme, ayakta durma noktamız. Tasarım da araştırma ve geliştirme olmadan olmuyor. 2015 yılından bu yana, tasarım ekibimizi büyüterek, test süreçlerimizdeki makine ve ekipmanlarımızı artan bir yatırım programı çerçevesinde geliştirmeye devam ediyoruz. Küresel rekabet koşulları göz önüne alındığında AR-GE ve Tasarım Merkezi’ne sahip firmaların, dış kaynak kullanımı azalıyor ve kendi kendine yetebilme becerileri gelişiyor. Erkunt Traktör olarak biz de fırsatları ve ihtiyaçları, kullanıcı geri bildirimleriyle harmanlayarak değerlendirmeyi seviyoruz. İnanıyorum ki Erkunt, gelecek 10 yıl boyunca en büyük yatırımını AR-GE’ye yapacak ve Türkiye’de Ar-Ge’ye en çok kaynak ayıran şirketten biri olmaya devam edecektir”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aslı Kılıç'la Beyaz Sayfa İzleyicilerini Ekrana Kilitledi

Ünlü sunucu ve Psikolog Aslı Kılıç şu ana kadar dört bölüm dür devam eden sabah kuşağı programı Beyaz Tv’de izleyicileri ekran başına topladı. Bir çok ünlü simaya danışmanlık veren Aslı Kılıç, vermiş olduğu psikolojik terapi ve özel aile danışmanlığı ile beğeni topluyor. Her Perşembe 7:45’te Beyaz TV’de yayın da olan “Aslı Kılıç’la Beyaz Sayfa” iş ve sanat hayatının ünlü simaları programında ağırlıyor.

 

Aslı Kılıç kimdir?

Aslı Kılıç 23 Ocak İstanbul doğumlu olup 1.71 boyunda, ela gözlü ve aslen Malatyalıdır. Lise öğrenimini Ahmet Şimşek Kolejinde tamamladıktan sonra Yeditepe Üniversitesi İngilizce Psikoloji bölümünü kazanmıştır. Bu esnada İngilizce Sosyoloji bölümünü de okumaya karar verip başvurarak burslu olarak İngilizce Sosyoloji bölümü ile de yandal yapmıştır.  Psikoloji ve Sosyoloji bölümlerinin yanına da İnsan Kaynakları Yönetimi bölümünü ekleyerek 4 yılda 3 üniversiteyi Başarı belgesi ve Onur Dereceleriyle bitirmiştir. Fransız Lape, Moodist, Balıklı Rum Hastanesi ve NP Nöropsikiyatri hastanelerinin psikiyatri kliniklerinde Amatem-bağımlılık, Psikoz, Şizofreni, Bipolar bozukluk, Anksiyete ve Kaygı Bozuklukları, Panik bozukluk, Obsesif Kompülsif Bozukluk, Borderline ve Depresyon/Majör Depresif bozukluğa sahip hastalar ile gönüllü olarak çalışarak gözlem yapmıştır.  Uzmanlık için Yüksek Lisansa başvurup kabul alan Aslı Kılıç Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji bölümünü 4 üzerinden 3.83 ortalama ve Yüksek Onur derecesi ile tamamlayarak Uzman Klinik Psikolog unvanını almaya hak kazanmıştır. Bu sırada eğitimlerine devam ederken Cinsel terapi, Travma sonrası Stres Bozukluğu, Bilişsel davranışçı terapi, Dinamik terapi, MMPI kişilik testleri uygulayıcı eğitimi, Kişilerarası Danışmanlık, Beden dili, Liderlik ve yönetim teknikleri eğitimlerini tamamlayarak bu alanlarda da uzmanlaşmıştır.  

İş hayatına 2021 yilinda Londra merkezli bir şirketin Türkiye yöneticiliğini üstlenerek başlamıştır, ileri düzeyde İngilizce, Almanca ve başlangıç düzeyinde Fransızca bilmektedir. Danışmanlık verdiği ünlü isimleri etik gereği  açıklamayan Aslı Kılıç Şimdilerde ise terapi seanslarına online olarak devam etmekte olup aynı zamanda da Beyaz TV’de kendi adını taşıyan ‘Aslı Kılıç’la Beyaz Sayfa’ televizyon programının sunuculuğunu ve psikologluğunu üstlenmektedir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

VakıfBank, Ligde İlk Maçında Set Vermedi

Türkiye’nin uluslararası alanda en çok kupa kazanan takımı VakıfBank, Vodafone Sultanlar Ligi’nde 2023-2024 sezonu mesaisine başladı. İlk hafta maçında Karayolları’nı ağırlayan sarı-siyahlı ekip, rakibine set vermeden mücadeleye kazandı.

 

Yabancı kuralı nedeniyle dinlendirilen Gabi yerine Zehra Güneş’in VakfıBank kaptanı olarak yer aldığı karşılaşmanın çekişmeli geçen ilk setinde Aleksia Karutasu 7 sayı kaydederken, VakıfBank 26-24 kazandı. İkinci sette son bölümü güçlü oynayan sarı-siyahlılar 25-19 ile skoru 2-0’a getirdi. Üçüncü seti baştan sona önde götüren son CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonu seti 25-18, maçı ise 3-0 kazanmayı başardı.

 

VakıfBank’ta Aleksia Karutasu 24 sayıyla karşılaşmanın en skorer ismi olurken; İdil Naz Başcan ve Chiaka Ogbogu 8, Bianka Busa 7 sayı kaydetti.

 

Van Aalen: “Bugün kazanmak önemliydi”

VakıfBank’ın yeni transferlerinden Saran Van Aalen karşılaşmanın ardından yaptığı açıklamada, “Kazandığımız için mutluyum. Sezon başında olduğumuz için henüz tam manasıyla arzu ettiğimiz seviyede değiliz ancak üzerinde çalışarak istediğimiz yere geleceğiz. Bugün kazanmak önemliydi ve 3-0 ile kazanmayı başardık” dedi.

 

VakıfBank sıradaki maçında 17 Ekim Salı günü 15.00’te ligin yeni ekiplerinden Beşiktaş Ayos’a konuk olacak.

 

VAKIFBANK – KARAYOLLARI: 3-0

SALON: VakıfBank Spor Sarayı

HAKEMLER: Ramazan Çevik, Aylin Turnaoğlu

VAKIFBANK: Sarah Van Aalen 1, İdil Naz Başcan 8, Zeynep Sude Demirel 4, Aleksia Karutasu 24, Aleksandra Frantti 5, Chiaka Ogbogu 8, Aylin Acar (L), Cansu Özbay, Jordan Thompson, Bianka Busa 7, Karmen Aksoy 2

KARAYOLLARI: Dilay Özdemir 8, Ezgi Arslan 8, Berka Buse Özden 8, Mila Collar 2, Eylül Durgun 6, Ema Strunjak 6, Alara Altundağ (L), Selin Navruz (L), Elif Boran 1

SETLER: 26-24, 25-19, 25-18

SET SÜRELERİ: 25’, 28’, 25’

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dünyada 3.5 Milyon Çocuk Temiz Olmayan Su ve Yetersiz Hijyenden Ölüyor!

Tüm dünyada çocuklar arasındaki ölümlerin en önemli nedenlerinden birincisinin temiz olmayan su ve gıda kaynakları ile yetersiz hijyen şartları olduğunu kaydeden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “5 yaşından küçük toplam çocuk ölümlerinin yüzde 18’i ishale bağlıdır. Uygun teknik ile el yıkamak ishal vakalarını yüzde 50 oranında azaltabiliyor.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, 15 Ekim’in 5 kıtada 70’den fazla ülkede ‘Küresel El Yıkama Günü’ olarak kutlandığını hatırlatarak, UNICEF tarafından ilk kez 2008’de ilan edilen ‘Küresel El Yıkama Günü’nün, ellerin su ve sabunla yıkanmasının önemini, sağlık alanındaki en etkili ve ucuz müdahale olarak vurgulamayı amaçladığını anlattı.

Çocuk ölümlerinin ikinci nedeni ishal…

UNICEF uzmanlarının, sadece el yıkamakla her yıl bir milyon çocuğun hayatının kurtulabileceğini bildirdiğini kaydeden Dr. Dilek Leyla Mamçu, şöyle devam etti:

“Tüm dünyada temiz olmayan su ve gıda kaynakları ile yetersiz hijyen şartları özellikle çocuklar arasındaki ölümlerin en önemli nedenlerinden biri. İshal ve zatürre gibi hastalıkların her yıl dünyada yaklaşık 3.5 milyon çocuk ölümüne neden olduğu ve bunların yarısından fazlasının 5 yaşından küçük olduğu tahmin ediliyor.”

Çocuklar arasında görülen ölümlerin en yaygın ikinci nedeninin ishal olduğunu da vurgulayan Dr. Dilek Leyla Mamçu, “5 yaşından küçük toplam çocuk ölümlerinin yüzde 18’i ishale bağlıdır. Uygun teknik ile el yıkamak ishal vakalarını yüzde 50 oranında azaltabiliyor.” dedi.

El yıkamanın önemi

Yüzyıllar boyunca su ve sabunla el yıkamanın kişisel hijyenin bir ölçüsü olarak kabul edildiğini kaydeden Dr. Dilek Leyla Mamçu, el yıkamanın önemini şöyle anlattı:

“Gün içinde değişik aktivitelerle eller kirlenir ve hastalık kaynağı olan mikroorganizmalar ellere yerleşir. Gözle görünmeyen bu mikroorganizmalar ağız, burun, deri gibi yollarla vücuda girer ve enfeksiyon yaratır. Başta grip, soğuk algınlığı, zatürre gibi solunum yolu virüsleri yanında ishal, hepatit A gibi birçok bulaşıcı hastalık bakterisi de doğru yıkanmayan eller aracılığı ile bulaşır.”

Sıvı sabun tercih edilmeli ve takılar çıkartılmalı 

Dr. Dilek Leyla Mamçu, el yıkamanın önemli kriterlerini de şöyle sıraladı:

– Su ve sabun kullanılarak yapılmalı, sadece su kullanılması yeterli değil. 

– El yıkamada çok sıcak ve çok soğuk su ellerde tahrişe neden olur, mikroorganizmaların girişine zemin hazırlar.

– Eller yıkanırken tüm takılar çıkartılmalı.

– Katı sabunda mikroorganizma üreyebildiği için sıvı sabun kullanılmalı.

– Kısmen boş sabun dağıtıcısına sabun eklenmemeli. Sıvı sabun yeniden doldurulacaksa tamamen boşaltılıp yıkanmalı, dezenfekte edildikten sonra yeniden sabun eklenmeli.

– Çok kullanımlık havlular uygun değil.

– Etkili el yıkama 30 saniye ile 1 dakikalık sürede gerçekleşir. Eller çok kirli ise 3-5 dakika sürebilir.

Gözle görülür kir için antiseptik kullanılmamalı

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, doğru el yıkamanın nasıl olması gerektiğini şu şekilde anlattı:

“Eller su ile ıslatılır, 3 – 5 ml sıvı sabun alınır, sıvı sabun ile eller el bilekleri, avuç içleri, baş parmaklar ve parmak araları en az 30 saniye ovalanır. Avuç içi, parmak araları, parmak uçları özellikle tırnak dipleri ve baş parmaklarda temizlenecek şekilde iyice yıkanmalıdır. Eller yıkanırken yavaş yavaş 15 – 20’ye kadar sayılmalıdır. Eller durulandıktan sonra tek kullanımlık havlu ile kurulanmalı, musluk kullanılan havlu ile kapatılıp havlu çöpe atılmalıdır.”

Su ve sabuna ulaşılamayan yerlerde, iş yerlerinde, okullarda, seyahat esnasında, acil durumlarda el antiseptiği kullanılabileceğini de ifade eden Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Ancak hiçbir zaman el yıkamanın yerini tutmaz. Ellerde gözle görünür kir varsa kullanılmaz.” dedi.

Eller ne zaman yıkanmalı?

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, ellerin ne zaman yıkanması gerektiği konusunda da şu bilgileri verdi:

– Eller kirli hissedildiği zaman,

– Yemek hazırlamadan ve yemeden önce, yedikten sonra,

– İşe başlamadan önce,

– Tuvaleti kullandıktan sonra,

– Çöplere dokunduktan sonra,

– Para alışverişinden sonra,

– Hasta insanlara dokunmadan önce ve sonra,

– Burnumuzu   temizledikten   sonra,

– Herhangi bir kesik ve yaraya dokunduktan sonra,

– Hapşırdıktan, öksürdükten, burun, kulak karıştırdıktan sonra el yıkamalıyız.

Dr. Dilek Leyla Mamçu, doğru el yıkamanın enfeksiyonlardan korunma ve enfeksiyonların yayılımını önlemede en etkili ve en ucuz yol olduğunu da vurguladı. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Her 16 Kişiden Biri Nadir Hastalıklara Sahip! Yarışmada Bu Yıl, Beta Telasemi, Huntington ve DMD Hastalığı Araştırıldı

Genetik temelli ortaya çıkan nadir hastalıkların tedavisine çözüm olabilecek araştırmalar yürüten öğrenciler, RaDiChal 2023 yarışmasında bir araya geldi.

Üsküdar Üniversitesi TRGENMER ve RaDiChal Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan öncülüğünde lisans düzeyindeki öğrenciler ile kurulan RaDIChal (Rare Disease Challenge) ekibinin başlattığı yarı final ve final aşamalarından oluşan yarışmaya bu yıl 32 takım katıldı.

2020 yılında başlayan RaDiChal’ın bu yılki hedefi Beta Telasemi (Akdeniz anemisi), Huntington ve Duchenne kas distrofisi (DMD) hastalığı olarak belirlendi.

Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan ve ekibi tarafından Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonunda bu yıl 4’üncüsü gerçekleştirilen RaDiChal 2023 final programına Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Üsküdar Üniversite Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör de katıldı.

Prof. Dr. Hasan Mandal: Yüzde 30’u 5 yaşını göremeden vefat ediyor…

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, nadir hastalıklar konusunda yapılan çalışmaların önemine işaret ederek, birlikte başarma hedefinin TÜBİTAK’ın çalışmalarının da başlangıç noktası olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Mandal, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2023 yılı raporuna göre; şu an 7 bin tane nadir hastalığın tanımlı ve bunların yüzde 80’inin genetik geçişli olduğunu, yine bunların yüzde 50’sinin çocukluk yıllarında gerçekleştiğini belirterek, “Bu hastalıklara sahip çocukların yüzde 30’u 5 yaşını göremeden vefat ediyor.” dedi.

Her 16 kişiden biri nadir hastalıklara sahip

Bu yarışmayı umutsuzluklara umut olma noktasında katkı olarak gördüklerini söyleyen Prof. Dr. Mandal, nadir hastalıkların yüzde 95’inin tedavisinin hala olmadığını kaydetti.

“Her 16 kişiden biri nadir hastalıklara sahip.” diyen Prof. Dr. Mandal, bu hastalıkların birçok insanı etkilediğini dile getirdi.

Geçen yıldan bu yana nadir hastalıkların arttığına da dikkat çeken Prof. Dr. Mandal, bu alanda ilaç geliştirilmesinin de yüzde 10.7 oranında arttığını belirtti.

 

Birden çok disiplindeki insanların bir araya gelip çözüm üretmesinin önemine de vurgu yapan Prof. Dr. Mandal, Genom düzenleme alanındaki gelişmelerin de nadir hastalıklara yönelik hızlı ve doğru teşhis, hassas tedavi ve bu imkanlara erişimin kolaylaştırılması için önemli ilerlemeler sağladığını anlattı.

Nobel Ödüllü Bilim İnsanı Aziz Sancar’ın beyin kanserine yönelik moleküller üzerinde yaptığı çalışmalara da atıfta bulunan Prof. Dr. Mandal, sağlık alanında temel bilimlerin önemine işaret etti.

İlaçların da geliştirilmesi gerekiyor

Nadir hastalıklara yönelik geliştirilen ilaçların, araştırmaların gerisinde kaldığını da ifade eden Prof. Dr. Mandal, bilimsel ilerlemenin yetmediğini, aynı oranda ilaçların da geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK’ın öğrenciler ve akademisyenler için devam eden araştırma programları hakkında da bilgi vererek, stajyer araştırmacı programında nadir hastalıklarla ilgili 134 bursiyer olduğunu, ayrıca üniversite öğrencilerinin nadir hastalıklara ilişkin toplam 36 projesinin de desteklendiğini anlattı.

TEKNOFEST Teknoloji yarışmaları kapsamında Biyoteknoloji İnovasyon Yarışması düzenlendiğini hatırlatan Prof. Dr. Mandal, bu yarışmaya bu yıl 4 bin 369 genel başvuru yapıldığını da kaydetti.

Programda, Prof. Dr. Hasan Mandal’a konuşmasının ardından RaDiChal olarak TRGENMER Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan tarafından plaket takdim edildi.

Keşif yapmak için önce hayal kurmak gerekiyor

Programın açılışında konuşan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bilimde keşif yapanların rüyalarında laboratuvar gören insanlar olduğunu dile getirerek, bu kişilerin ortam bulduğu zaman keşif yapabildiklerini söyledi.

Prof. Dr. Tarhan, şansın akılla fırsatın kesiştiği noktada olduğunu dile getirerek, “Üretken düşüncenin ortaya çıkmasının psikolojik dinamiği var, bu bilimdeki keşif yapanlarda da görülen bir özelliktir, orada önce kişinin hayal kurma becerilerinin gelişmiş olması gerekiyor” dedi.

Soyut düşünme becerisinin insan beyninin gelişmişlik düzeyiyle ilgili olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Hayal kuruyorlar ama uçarı hayaller değil, amaca yönelik hayaller… Kişi hayallerle ilgili kuluçkaya yatıyor. Kişilerde kuluçka döneminde, zihinsel geviş getirmeler oluyor. Başka şeyler yaparken, hayal kurduğu konuyu düşünüyor” diye konuştu.

İnsanlık tarihini değiştiren 3 elma 

Bilimde devrim yapan Newton’un yer çekimini bulmasının sürecini anlatan Prof. Dr. Tarhan, keşiflerin ortaya çıkma süreçlerinin bir hayalle başladığını ve zihinsel emekle devam ettiğini dile getirdi.

“İnsanlık tarihini 3 elma değiştirdi. Hz. Adem’in elması, Newton’un elması ve Apple’ın elması” diyen Prof. Dr. Tarhan, zihinsel odaklanmayla keşiflerin ortaya çıktığını anlattı.

Bilimde keşiflerin sesi sonradan çıkar…

Yarışmaya katılan öğrencilere tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Tarhan, “Bilimde keşiflerin sesi sonradan çıkar, literatüre katkı yapın yeter.” dedi.

Gen tedavilerinin yeni yeni keşifler bekleyen bir alan olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Tarhan, kendi alanlarında da yeni ilaçların bulunamadığına dikkat çekti.

Prof. Dr. Tarhan, epigenetik konusuna da atıfta bulunarak, gelecekte tedavi parametrelerini genetik biliminin değiştireceğini söyledi.

Programda, Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a konuşmasının ardından RaDiChal olarak TRGENMER Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan tarafından plaket takdim edildi.

İdeal üniversite öğrenciliği tam da bu… 

Açılış programında Üsküdar Üniversite Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör ise “Üniversitemiz adına gurur duyuyorum, burada önemli şeyler oluyor. Sizler sadece öğrencilik yapmıyorsunuz, alışılmış öğrenciler değil, aynı zamanda insanlığa, içinde yaşadığımız dünyaya katkı sağlayacak, hizmet edecek amaçlar içerisindesiniz. İdeal üniversite öğrenciliği tam da bu” diye konuştu.

Genel olarak üniversitelerin eğitim öğretim veren kurumlar olmadığını her zaman bilimsel üretimle de desteklenmesi gerektiğini ifade den Prof. Dr. Güngör, “Üniversiteler önemli bilim yuvaları çünkü. Biz de bu bilinçle bir anlayış oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.

RaDiChall 2023’e 32 takım katıldı ve 19 takım finale kaldı

Üsküdar Üniversitesi TRGENMER Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, yarışma ismini RaDiChal koymalarının çok nadir hastalıklar üzerine çalışmaları ile ilgili olduğunu hatırlattı.

“2 bin kişide bir ya da çok daha nadir olarak gerçekleşen hastalıklara nadir hastalıklar” denildiğini ifade eden Taştan, RaDiChal yarışmasında 2020’den bu yana her yıl 3 farklı nadir hastalık seçerek öğrencileri tedaviye yönelik projeler yapmak üzere teşvik ettiklerini söyledi.

Bu yıl 32 takımın katıldığı yarışmada 19 takımın finale kaldığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, “Bu yıl nadir hastalıklar arasından Beta Telasemi (Akdeniz anemisi), Huntington ve Duchenne kas distrofisi (DMD) hastalıklarını seçtik” dedi.

Projelerin birçoğu ürün ve tedavi haline gelecek

RaDiChal yarışmasının 2020 yılında başladığını hatırlatan Taştan, RaDiChal’in teorik bir yarışmadansa laboratuvar ortamına geçen bir pratiğe dönüşmesine katkı sağlayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a teşekkürlerini iletti.

Taştan, şunları kaydetti:

“Önümüzdeki yıllarda kliniğe götürebilecek altyapımızı kurduğumuzda artık RaDiChal bir yarışmada kalmayacak bir kliniğe, bir ürüne dönüşmeye devam edecek. Farklı üniversitelerden farklı takımlar kuruldu. Bu projeler bu yarışmayla burada kalmayacak. Projelerin deneylere dönmesiyle beraber bunların birçoğu artık ürün ve tedavi haline gelecek. Bu genetik tedavi tasarımlarının takımlarımızca geliştirilmesi laboratuvarlarımızda üretilmesi ve kliniğe geçebilmesi çoğu insanın ulaşamayacağı tedavileri çok daha ulaşılabilir hale getirmesi açısından bize umut veriyor.”

RaDiChal Laboratuvarı açıldı

Bu arada program kapsamında TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Nazife Güngör’ün katılımıyla RaDiChal Laboratuvarı açılışı da gerçekleştirildi.

Açılış konuşmalarının ardından açılış sunumlarını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Konuk, TRGENMER Müdürü Dr. Öğr. Cihan Taştan, Türkiye Huntington Derneği Başkanı Naim Özdemir, Can Sağlık Vakfı Genel Müdürü Perihan Kılınç, SB Girişim Yatırımları Banu Korgül gerçekleştirdi.

Takım sunumlarının da yapıldığı programda RaDiChal 2022 Şampiyonu sunumunu takdim etti. Program, Onur Dersi ve ardından Ödül Töreni ile sona erdi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı