Aylık arşivler: Ekim 2023

Üsküdar'ın Tarihi, Kültürel Zenginliği ve Geleceği Akademik Platforma Taşınıyor

Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde 2 gün sürecek sempozyumda 165 bilim insanı, Üsküdar’ın hem tarihini hem de geleceğini masaya yatıracak. Yaklaşık 30 oturumun düzenleneceği sempozyumda, Üsküdar’ın tarihi, kültürel ve sosyal gelişimi masaya yatırılırken, geleceğe yönelik yeni bir vizyon ortaya konulacak. Sempozyum Göksel Baktagir ve Letafet Türk Müziği Topluluğunun “Salacak’tan Kandilli’ye Üsküdar Kokan Ezgiler” adlı konseriyle açıldı.

NABİ AVCI: “İnsanlar şehirleri imar eder, şehirler de insanları inşa eder. Bugünün dünyasında siz bir şehri yıkıyorsanız, o şehir de sizi yıkar.”

HİLMİ TÜRKMEN: “Üsküdar, 1016-1017’den itibaren Türklerin ana yurdu, ata yurdu olmaya başlamıştır.  O günden bu yana Üsküdar’ımız ülkemiz için, siyasi geçmişimiz için, bu güzel ülkemizin birlik beraberliği için önemli bir stratejik noktadır.”

 

Üsküdar Belediyesi tarafından bu yıl 12’ncisi düzenlenen Uluslararası Üsküdar Sempozyumu’nun açılışı yapıldı. Çok sayıda seçkin davetli ve akademisyenin yanı sıra Üsküdarlıların da büyük ilgi gösterdiği Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki sempozyumun açılış programı, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Üsküdar’ı anlatan video gösterimiyle başladı.

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Üsküdar’ın kadim bir geçmişi olduğunu söyledi. 

Türkmen: “Üsküdar’ın Tarihi ve Kültürel Zenginliği Ortaya Çıkıyor”

Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ise Üsküdar Sempozyumlarının önemli bir ilim irfan menbağı olduğuna işaret ederek, “20 yılda 12 sempozyum yaptık ve 25 ciltlik bir külliyat oluştu. Bu zenginlik elbette ki Üsküdar’ın zenginliğidir. Bini aşkın bilim insanının emeği ve binden fazla tebliğin buluştuğu muazzam bir kültür hazinesidir.” diye konuştu.

Türkmen: “Üsküdar’ımız ülkemiz için önemli bir stratejik noktadır”

Sempozyumun arka planında büyük bir emeğin olduğuna dikkati çeken Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çağrı Bey kumandasındaki Selçuklu askerlerinin Anadolu’ya gelmeden önce Üsküdar’a ayak bastığı tarihi kaynaklardan öğrendiğimiz bir gerçektir. Üsküdar, 1016-1017’den itibaren Türklerin ana yurdu, ata yurdu olmaya başlamıştır. 1071’de hedef, İstanbul’u fetih olarak belirlenmiş, işte o hedefin önsözü olarak Üsküdar ön plana çıkmıştır. Bu güzel şehrimizin böylesine tarihi bir yolculuğundan süzülen zenginliklerle bugüne gelmiş durumdayız. Elbette ki bugüne kolay gelmedik. Özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında ve 15 Temmuz sürecinde Üsküdar’ımız yine tarihi misyonu üstlenmiş, önemli bir yerleşim yeridir. Kurtuluş Savaşı yıllarında halkı Doğancılar Meydanı’nda toplayıp kurtuluş mücadelesine manevi destek ve duaların yapıldığı önemli bir merkezdir. Aynı gerçeklik 15 Temmuz’da da Üsküdar’ın tarihinde vardır. 15 Temmuz sürecinde ihanet şebekesi Üsküdar’dan yola çıkmak ve emellerine ulaşmak üzere bir plan yapmışlardır. Üsküdar’ı stratejik bir alan olarak belirlemiş hainler. Eğer buradan geçebilirlerse Allah muhafaza emellerine ulaşacaklarını düşünerek böyle bir plan yapmışlar. Ama Üsküdar’ımız aynen 1071’den önceki dönemde olduğu gibi, Kurtuluş Savaşı yıllarında olduğu gibi 15 Temmuz sürecinde bu cennet vatanımızda gözü olan hainlere fırsat vermemiştir. Üsküdar’ımız ülkemiz için, siyasi geçmişimiz için, bu güzel ülkemizin birlik beraberliği için önemli bir stratejik noktadır.”

Türkmen: “BM Habitat Dünya Şehirler Günü Üsküdar’da Yapılacak”

Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen Ekim ayı sonunda gerçekleşecek uluslar arası bir etkiliğin de bilgini verdi: 

“Bir müjdeyi sizlerle paylaşmak isterim. 31 Ekim’de dünyada ilk defa bir ilçe belediyesinin ev sahipliğinde Sayın Emin Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde Dünya Şehirler Günü organizasyonu gerçekleştirilecek. Biliyorsunuz Birleşmiş Milletlerin Habitat’ı her yıl düzenli gerçekleştirdiği bir etkinlik bu. Habitatın bir projesi programı.. Genelde bunlar her ayrı ülkede büyük şehirlerde yapılır Bu yıl ilk defa Üsküdar Belediyesi’nin ev sahipliğinde 31 Ekim’de dünyanın 140 ayrı ülkesinden üst düzey devlet yetkilileri Sivil toplum yetkilileri, belediye başkanlarını Üsküdar’ımızda ağırlayacağız. Özellikle ulaşım ve altyapı sorunlarını, çevre sorunlarını finans ile ilgili konuları bu çalıştaylar, şehirler gününde Tecrübelerle paylaşılmış olacak. Elbette ki zor ve önemli bir konu.. Ama Üsküdar’ımıza bu organizasyonun verilmesi de anlamlıdır değerli kardeşlerim. 31 Ekim’de Üsküdar’da bu güzel yerel yönetimler olimpiyatına şimdiden sizleri davet ediyorum. Bu yılki ana gündemimiz sıfır atık ve çevre olacak. Misafirlerimiz bu konuyu masaya yatıracak özellikle şehirlerde zor problemlerin örnek projelerle nasıl çözüldüğünü tecrübe anlatımlarıyla misafirlerimizle paylaşacağız.”

Avcı: “İnsanlar şehirleri imar eder, şehirler de insanları inşa eder”

Açılışta sempozyumun ilk konferansını veren eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, bu tür etkinliklerde konuşmanın kalıcılığını sağlamak için özellikle gençlere bol bol kitap okumaları tavsiyesinde bulunduğunu söyledi. Şehirle insan arasında bir bağ olduğunu ifade eden Avcı, “İnsanlar şehirleri imar eder, şehirler de insanları inşa eder. Bugünün dünyasında biz şunu da söyleyebiliriz. Siz bir şehri yıkıyorsanız, o şehir de sizi yıkar.” dedi.

Avcı, şehrin imarına şehirli olan herkesin katkı sağlaması gerektiğine vurgu yaparak şunları kaydetti: “Milli Eğitim Bakanlığında ‘şehir’ dersleri ihdas ettik. Derdimiz ve maksadımız çocuklarımıza şehir sevgisini aşılamaktı. Çok güzel bir projeydi, kısmen tatbik edildi. İnşallah daha fazlasının da tatbik edileceğini düşünüyorum. Böylece o şehirlerin inşa ettiği insanı da çocuklarımız tanıyacaklar. Üsküdar Sempozyumu’nda bu şehirle ilgili 125 tebliğ sunulacak, bunların kahir ekseriyeti Üsküdar’da yaşamış ilim ve kültür adamları üzerinedir. Bu insanlar Üsküdar’ı inşa etmiştir.”

Açılış konuşmalarının ardından Göksel Baktagir ve Letafet Türk Müziği Topluluğu “Salacak’tan Kandilli’ye Üsküdar Kokan Ezgiler” adlı mini konser verdi. Yaklaşık 30 oturumun düzenleneceği ve 165 bilim insanının katılacağı sempozyumda, Üsküdar’ın tarihi, kültürel ve sosyal gelişimi masaya yatırılırken, geleceğe yönelik yeni bir vizyon ortaya konulacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nda 7. Gün

58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 159.8 kilometrelik Selçuk – Manisa – İzmir etabını UAE Emirates Takımı’ndan Jay Vine 3 saat 36 dakika 50 saniye ile kazandı. Son kilometrelerde olağanüstü bir atak yapan Vine İzmir’de adeta bir tarih yazdı. 

 

YARIŞIN CEREYANI

11.30 itibariyle nötr startın ardından yarışın gerçek startı verildi. 135 sporcu sıcak havada ve hafif esen rüzgarla pedala bastılar.

7.kilometre geçilirken  bir iki ufak atak yanıt bulunca peloton birlikte pedal çevirmeye devam etti.  13’üncü kilometre geçilirken bir kopma olmadığı gözlendi. Takımlar, mayo sahiplerini ve geçilecek prim kapıları konusunda çok dikkatliler. Özellikle Astana pamuklara sarıp koruma altına aldığı Genel Klasman Birincisi Alexey Lutsenko’nun üzerine titremeye devam ediyor. 

 

24.KİLOMETREDE BİR KAZA OLDU

Etabın 24. kilometresi geçilirken pelotonda pedal pedala gelen iki sporcu düştü. Ancak endişe edilecek bir durum olmayınca ana grup firesiz yarışı sürdürmeye devam etti

 

SPRİNT PRİMİ İÇİN BÜYÜK MÜCADELE VARDI

Etabın 41.3 kilometresinde Mosso’nun sponsorluğundaki Yeşil Sprint Mayo’su için büyük bir mücadele vardı. Prim kapısına 5 kilometre kala peloton tek parça gelirken 500 metre kala sprinte kalkan sporcular kıyasıya pedal bastı. Astana Takımı’ndan Cees Bol prim çizgisi ilk geçen sporcu oldu. İkinciliği tekerlek farkı ile Alpecin Takımı’ndan Jasper Philipsen aldı. Üçüncülüğü de halen Yeşil Mayo’yu taşıyan Green Takımı’ndan Luca Colnaghi elde etti. Philipsen’in ikinci geçişi ise büyük sürpriz oldu.

 

YEŞİL MAYO İÇİN SON DURUM ŞÖYLE

Prim Kapısının geçilmesinden sonra Yeşil Mayo için ortaya çıkan son durum şu şekilde oluştu

1-Jasper Philipsen (Alpecin) 48 puan

2- Luca Colnaghi (Green) 48 puan

3- Cees Bol (Astana) 44

Yarış kurallarına göre daha fazla sayıda etap kazandığı için Philipsen Colnaghi’nin önünde birinci durumda. 

 

TIRMANIŞ PRİMİ SONUÇLARI ŞU ŞEKİLDE SONUÇLANDI

53.8’inci kilometre geçilirken Türk Hava Yolları sponsorluğunda ki Kırmızı Mayo için prim kapısı geçildi. Sonuçlar şu şekilde

1-Jay Vine (UAE Emirates)

2-Dawit Yemane (Bıke Aıd)

3-Mario Munoz (Burgos)

4-Nico Denz (Bora Hansgrohe)

 

Prim kapısı geçtikten sonra yeni bisikletçilerin de katılımı ile bir grup kaçmaya çalıştı. Ancak 15 saniye arayı açabildiler. Peloton kaçış grubunun peşine takıldı. Hansgrohe Takımı’ndan Nico Denz, Q36.5 Takımı’ndan Cyrus Monk, Bingoal Takımı’ndan Louis Blouwe, Abloc Takımı’ndan Stijin Appel, Sofer Takımı’ndan Emil Dima arayı açmak için büyük efor sarf etmeye başladılar. Fark hemen 25 saniyeye çıktı. 

 

TIRMANIŞ MAYOSU İÇİN  SON DURUM

Prim Kapısı geçildikten sonra Türk Hava Yolları sponsorluğundaki Kırmızı Mayo içinde puanlar birbirine çok yakın olarak şekillendi. Son durum şöyle oldu.

1-Jay Vine (UAE Emirates)  26 puan

2- Alexey Lutsenko 23

3-Robigzon Oyola ( Medellin) ) 16 puan

4-Ben Zwiehoff (Bora Hansgrohe) 16 Puan

5-Victor Langelotti (Burgos)   ) 10 puan

6-Dawit Yemane ( Bike Aıd ) 10 Puan

 

KAÇAN VE TUTAN

73.kilometrede 5 sporcu atağa kalktı. Ancak fırsat bulamadan peloton bastırıp yakaladı. Daha sonra yeniden ataklar başladı Bike Aid Takımı’ndan Leo Bouvier kısa sürede grupla birleşti. Etabın 95 kilometresi kat edilirken  ortalama hız sıcağa rağmen  46.5 kilometre olarak saptandı. 100’uncü kilometreye gelirken peloton tek parça olarak pedal bastı.

 

SON 60 KİLOMETREDE HAREKETLENMELER BAŞ GÖSTERDİ

Peloton son 60 kilometrede epey hareketli anlar yaşadı. Ön grupta genel ferdi  klasmanı etkileyecek tehditvari ataklar olabilecek gibi gözüküyor.

Sofer Takımı’ndan Nikiforos Arvanitou ön grubu hızlandırdı. Philipsen de kaçış grubuna dahil olabilmek için hızlandı ve dört sporcu ile tempo gittikçe hızlandı. Ama onlar da fazla gidemediler. Peloton 113,7.kilometrede gerçekleşecek Türkiye Güzellikleri prim kapısına gelmeye başladı  ve üç sporcu atak yapıp prim kapısını geçtiler.

 

TÜRKİYE GÜZELLİKLERİ PRİM KAPISI SONUÇLARI

1- Maoru Werwilt (Tartalettto)

2- Nico Denz (Bora Hansgrohe)

3- Tobias Nolde (Benotti) 

 

SON TIRMANIŞ KAPISINI VİNE GEÇİNCE KIRMIZI MAYO’YU KAPTI

Etabın 138.3 kilometresinde 2.kategoriden gerçekleşen Türk Hava Yolları prim kapısını UEA Emirates Takımı’dan Jay Vine birinci geçince Kırmızı Mayo bu etapta Avustralya’lı bisikletçiye geçti. Lutsenko ikinci sırada kaldı. Kapı geçildikten sonra Vine uzun süre finişe doğru tek başına pedal bastı.

 

MÜTHİŞ FİNİŞ

Arkasına Burgos Takımı’ndan Alexis Guerin takıldı. Onunda arkasında Eolo Kometa Takımı’ndan Andrea Pietrobon ve Burgos Takımı’ndan Clement Allen takıldı. jay Vine son tırmanış kapısından sonra kalan kilometreleri tek gitti ve müthiş bir sprintle etabın galibi oldu. Gerçekten inanılmaz bir finiş oldu. 

 

 

TUR; İSTANBUL – SULTANAHMET ETABI İLE SONA ERECEK

58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu bugün koşulacak 130,5 kilometrelik İstanbul – Sultanahmet etabı ile sona erecek. Sekiz gün boyunca 24 Takım’dan 164 sporcu ile start alan bisikletçiler toplam 1.235,1 kilometre yol katettiler. Etap boyunca adrenalinin maksimuma ulaşması, bu yıl ilk kez dahil edilen Babadağ tırmanış etabı ile iz bırakan TUR, dünya literatürüne girerek Türkiye’nin en önemli tanıtım merkezlerinden biri oldu. Daha önce yamaç paraşütü ile ünlenen Babadağ, şöhretine 58. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’ndaki tırmanış etabını ekleyerek ününe ün kattı. Yarınki İstanbul-Sultanahmet etabı saat 11.20’de Sultanahmet Meydanı’ndan start  alacak 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden geçerek iki kıtayı bir kez daha kat edecek. Ve yine Sultanahmet Meydanı’nda yapılacak finişle sonlanacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dermatoloji ve Güneşten Korunma: Cilt Kanseri Riskini Azaltmanın Yolları

Kanserin her türünden korunmak, hastalıkla mücadele etmek kadar önemlidir. Kanser nedeni olduğunu bildiğimiz güneşin zararlı ışınları da bunlar arasında yer alıyor. Cilt kanseri nedenlerinden birisi olarak gösterilen ultraviyole ışınlarından korunma yöntemlerini, Dermatoloji uzmanı Uzm. Dr. Sevda Orhon açıklıyor.

Güneşin zararlı etkileri konusunda bilinçlenmek ve cilt kanserine karşı korunmak için alınabilecek önlemler hakkında bilgi sahibi olmak son derece önemlidir. Bu sayede bireysel tedbirlerinizi alabilir ve daha korunaklı hale gelebilirsiniz. Bu kapsamda başlıca uymanız gereken kuralları, aşağıdaki gibi listeleyebiliriz.

UV Işınlarından Kaçının

Güneşin zararlı etkilerinden korunmanın temel yolu, UV ışınlarından kaçınmaktır. UV ışınları, cilt kanseri riskini artıran en büyük faktörlerden biridir. Güneşe çıkarken, özellikle 11:00-16:00 saatleri arasındaki yoğun güneş ışınlarından kaçınmak önemlidir. Bu saatlerde güneşin zararlı etkileri daha yüksektir. Eğer güneşe çıkmak zorundaysanız, cildinizi koruyan giysiler giymek, geniş kenarlı bir şapka takmak ve UV filtreli güneş gözlüğü kullanmak cilt kanseri riskini azaltmada yardımcı olabilir. Ayrıca yüksek koruma faktörlü güneş kremleri kullanarak açıkta kalan cilt bölgelerini korumak da önemlidir. Ancak sadece güneş kremi kullanarak güvende olamazsınız, diğer koruyucu önlemleri de uygulamak gereklidir. UV ışınlarından korunmak, cilt kanseri riskini önemli ölçüde azaltır ve cildin sağlığını uzun vadede korur.

Çocukları Güneşten Koruyun

Çocukları güneşten korumak, cilt kanseri riskini azaltmada kritik bir rol oynar. Çocukların ciltleri yetişkinlere göre daha hassastır ve güneş ışınlarına karşı daha savunmasızdır. Bu nedenle çocukları güneşten korumak için özel önlemler almak önemlidir. Öncelikle, çocukları 11:00-16:00 saatleri arasındaki yoğun güneş ışınlarından mümkün olduğunca uzak tutmalısınız. Güneşe çıkılması gerektiğinde, geniş kenarlı bir şapka takmak ve gözleri güneş gözlüğü ile korumak önemlidir. Ayrıca çocuklara ciltlerini koruyan giysiler giydirmek gereklidir. Giysilerin kolları ve bacakları örtmesine dikkat edin. Güneş koruyucu krem kullanımı da çocukları güneş yanıklarına karşı korumanın bir yolu olabilir, ancak bu tek başına yeterli değildir. En önemlisi, çocukları gölgede oynamaya teşvik etmek ve güneşin zararlı etkileri hakkında onları bilgilendirmektir.

Kalıtımsal Riskleri Değerlendirin

Kalıtımsal riskler, melanom gelişme riskini etkileyen önemli bir faktördür. Ailenizde melanom öyküsü veya çok sayıda atipik beniniz varsa, bu genetik faktörler cilt kanseri riskinizi artırabilir. Bu nedenle kalıtımsal riskleri değerlendirmek ve anlamak önemlidir. Aile geçmişinizi ve kişisel risk faktörlerinizi göz önünde bulundurarak bir genetik danışman ile görüşmek, potansiyel riskinizi belirlemenize yardımcı olabilir. Genetik testler, melanom riskinizi daha iyi anlamanıza ve gerekli önlemleri almanıza yardımcı olabilir. Ayrıca bu bilgiler, aile üyelerinizi de potansiyel riskler hakkında bilgilendirmenize ve koruyucu önlemler almanıza olanak sağlar. 

Benlerinizi İzleyin

Benlerinizi izlemek, cilt kanseri riskinizi azaltmanın önemli bir adımıdır. Benler, melanosit adı verilen pigment üreten hücrelerin biriktiği deri lezyonlarıdır. Cilt kanseri genellikle benlerden kaynaklanır ve bu nedenle benlerinizi düzenli olarak kontrol etmek, potansiyel sorunları erken teşhis etmek için kritik bir öneme sahiptir. Benlerinizi izlerken dikkat etmeniz gereken birkaç önemli faktör vardır. İlk olarak, benlerin asimetrisini gözlemlemelisiniz. Bir benin bir yarısı diğer yarısına benzerse, bu olumlu bir işarettir. Sınırı incelemek de önemlidir; düzensiz, girintili çıkıntılı veya belirsiz sınırlara sahip benlere dikkat etmelisiniz. Renk değişiklikleri, özellikle birden fazla renk içeren benler, endişe kaynağı olabilir. Benlerin çapı 6 mm’den büyükse veya zaman içinde büyüyorsa, bir doktora başvurmanız gerekebilir. Ayrıca benlerin üzerinde herhangi bir değişiklik veya belirtiler, kaşıntı, hassasiyet veya ağrı gibi, cilt kanseri riski açısından dikkate alınmalıdır.

Dermatolojik Muayeneler

Dermatolojik muayeneler, cilt kanseri riskini yönetmek ve erken teşhis etmek için kritik bir rol oynar. Bir dermatologla düzenli olarak görüşmek, ciltteki potansiyel anormallikleri ve kanser belirtilerini erken aşamada yakalamanızı sağlar. Bu muayeneler sırasında uzman, cildinizdeki benleri ve lezyonları inceleyerek herhangi bir anormalliği tespit edebilir. Ayrıca geçmiş cilt kanseri öyküsü veya diğer risk faktörlerine sahipseniz, dermatolog, kişiselleştirilmiş bir izleme planı geliştirebilir. Erken teşhis, cilt kanseri tedavisinin etkinliğini artırır ve komplikasyonları önler. Bu nedenle düzenli dermatolojik muayeneler, cilt sağlığınızı koruma açısından son derece önemlidir ve cilt kanseri riskinizi yönetmek için önemli bir adımdır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Doğanlar Holding, Türkiye-Afrika IV. İş ve Ekonomi Forumunda Güçlü Yatırımlarını Paylaştı

12-13 Ekim tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye-Afrika IV. İş ve Ekonomi Forumu, Türkiye ve Afrika’dan kamu ve özel sektörün önde gelen temsilcilerinin, özel sektörü geliştirme ve yeniliğe dayalı Kamu-Özel Sektör Ortaklıkları kurma yolunda önerilerini paylaşabilecekleri bir platform sağlayarak, geniş çaplı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme ve kalkınmayı desteklemeyi amaçlıyor. Bu yıl 4. kez gerçekleştirilen foruma katılan Doğanlar Holding, Afrika’daki önemli yatırımlarının ve planlarının altını çizdi. 

 

Türkiye-Uganda panelinde yaptığı konuşmada önemli konulara değinen Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve DEİK Afrika Konsey Başkanı Doğan Ali Doğan, konuşmasında holdingleşme yolunda atılan adımları ve Afrika pazarında ilk olarak nasıl oyuncu olduklarını anlattı. “Doğanlar Holding’in mobilya grubumuzun markalarıyla dünya çapında 700 adet mağazamız bulunuyor. Bu mağazaların 30 tanesi Afrika kıtasında konumlanan 15 ülkede yer alıyor. İnşaat faaliyetlerimize ise 2015 yılında Senegal’de başladık. Dakar’da Batı Afrika’nın en büyük sebze ve meyve halini ile tır parkı kompleksini hayata geçirdik. Bu proje pek çok ülkeye model oldu. Mayıs ayında Senegal’de üretime başlayan mobilya fabrikamızla 10.000 m2’lik üretim alanı ve 12 Milyon euroluk dev bir yatırıma imza attık. Dünya Bankası ve Birleşik Milletler raporlarına göre 2050 yılında Afrika kıtasının nüfusunun 2,5 milyar olacağı öngörülüyor. Bu demektir ki dünya nüfusunun 4’te 1’i Afrika kıtasında olacak. Bu da büyük bir pazar ve potansiyel demek. Bu potansiyelin 25-30 yıl gibi kısa bir sürede, gerek altyapı-üstyapı gerekse sağlık, eğitim gibi birçok alanda gelişime ve yatırıma ihtiyacı olması muhtemeldir. Bu gelişim ihtiyacının karşılanması, dünya örneklerinde de olduğu gibi, sanayileşmeye önem vererek gerçekleştirilebilecektir. Nitekim, birçok Afrika ülkesinin gelecek vizyonunda sanayileşme adımının büyük önem teşkil ettiğini görebiliriz. Tabi nüfus artışı ve sanayileşmeyle alt yapı yatırımlarına olan ihtiyaç da bu kısa vadede birbirine paralel olarak artacaktır. Lojistik ağları, enerji gereksinimini karşılamak için enerji tesisleri yapımı, iletim hatları yapımı, liman kapasiteleri artırımı gibi birçok yatırım yapılacak ve yapılmalıdır. Sanayinin hızlı gelişimi ve hızlı nüfus artışı ile eğitim, hastane ve alt yapı ihtiyaçları artacak. Afrika ile yürüttüğümüz kazan-kazan politikası ve dengeli ihracat hem Türkiye hem de Afrika ülkeleri adına bir potansiyel ve avantajı doğurmaktadır. Biz de Doğanlar Holding olarak, faaliyet gösterdiğimiz inşaat, enerji ve mobilya sektörlerinde fırsatları değerlendirmeye devam edeceğiz. Türk müteahhit kabiliyeti ile inşaat sektöründe ön plana çıkarak çözüm ortağı olma yolunda irademizi ortaya koyuyoruz. 

Uganda’nın ise güvenilir ve istikrarlı duruşu söz konusu, bu da Türkiye ile Uganda arasındaki ticaret hızını artırmaktadır. Afrika’da oluşan bu dengenin sürdürülebilir olması bizler için çok değerli.” şeklinde konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüm Dünyada Teknolojimiz ve Tecrübemizle Canlı Yayındaydık!

Dünya Üroloji Derneğinin (Societe Internationale d’Urologie) her yıl farklı ülkede düzenlediği “Dünya Üroloji Kongresi’nin 43’üncüsü, bu yıl 11 – 14 Ekim’de yaklaşık 5 bin bilim insanının katılımıyla ilk kez Türkiye’de gerçekleştiriliyor. 40 ayrı ülkeden bilim insanlarının katıldığı kongre Türkiye cumhuriyetinin kuruluşunun 100.yılı şerefine ülkemizde gerçekleşiyor. Bir başka önemli yanı da 7 ülkede yapılacak olması. 16 tane canlı cerrahi gerçekleşecek, bunların 5’i Türkiye’den olacak.

Bu canlı cerrahiler kongre merkezinde eş zamanlı izlenecek ve tartışılacak. Bu kapsamda İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan yüksek teknoloji ürünü Holep  (Holmium Lazerle Prostat Enükleasyonu) ameliyatı Prof. Dr. Murat ARSLAN ve ekibi tarafından gerçekleştirilerek canlı olarak tüm dünyadaki meslektaşları tarafından izlendi. Kongre Turizmi ve sağlık turizmi açısından ülkemizde gurur kaynağı bir kongreye böyle bir katılım sağlamakla gururluyuz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kilo Verememenizin Nedeni İnsülin Direnci Olabilir

İnsülin hormonunun en önemli görevi kan dolaşımında bulunan glukozun yani şekerin hücreler (özellikle kaslar, karaciğer ve yağ dokusu) tarafından alınmasını ve kullanılmasını sağlamaktır. İnsülin hormonunun biyolojik etkilerini gösterememesi olan insülin direnci varlığında; yağ metabolizması ile ilgili görevler abartılı bir şekilde yerine getirilir, bunun sonucunda da karın bölgesinde yağlanma görülür. İnsülin direnci olan kişilerin açlığa tahammülü azalır, kolay kilo alıp zor verirler. Ergenlik ve gebelik gibi durumlarda geçici/fizyolojik insülin direnci olabileceğini de söyleyen Liv Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Emre Uzun insülin direnciyle ilgili merak edilenleri anlattı.

 

Neden insülin direnci gelişir?

 

  • Aşırı kalori alımı: İnsülin direnci olan kişilerin açlığa tahammülü azalır, kolay kilo alıp zor verirler.
  • Hareketsiz yaşam: Hareketsiz yaşam, insülin direncini artırır, egzersiz iyi bir tedavi seçeneğidir.
  • Obezite: En önemli insülin direnci nedenidir. Obezite insülin direncine neden olur fakat insülin direnci nedeni ile obezite gelişmez.
  • Genetik faktörler: İnsülin direnci veya tip 2 diyabeti olanların birinci derece yakınlarında insülin direncinin daha sık görülmesi genetik faktörlerin önemli bir rolü olduğunu gösteririr.
  • İnsülin direncinin varlığı kilo vermeyi zorlaştırabilir.

 

Ne tür şikayetlere yol açabilir?

 

  • Öğün sonrası uyku hali
  • Sık acıkma ve tatlı krizleri
  • Ciltte koyulaşma
  • Kadınlarda adet düzensizliği
  • Aşırı tüylenme gibi şikayetler görülebilir.

 

Tanısı nasıl konulur?

 

İnsülin direnci ve ilişkili durumlar hakkında bilgi sahibi olmak için hastanın kilosu, boyu, beden kitle indeksi, bel çevresi, kan basıncı ölçülmeli, hekimin uygun görmesi durumunda açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, açlık insülin düzeyi, oral glukoz tolerans testi (Şeker yükleme testi), hemoglobin A1C, kolesterol gibi tetkiklerden hatta bazı özel durumlarda daha ileri testlerden faydalanmak gerekebilir.

 

Tedavisi nasıl yapılır, önerileriniz nedir?

 

  • İnsülin direncinin başlıca tedavisi yaşam tarzı değişikliğidir.

 

  • Öğün aralarının 3-4 saat kadar olduğu 4-6 öğünden oluşan dengeli bir beslenme programı ve kalori kısıtlaması ile kilo kaybı sağlanmalıdır.

 

  • Kısa sürede hızlı kilo vermeyi sağlayan, şok diyetler yapılmamalıdır.

 

  • Tek besin ögesinin ağırlıklı olduğu, karbonhidrat ve proteini ayıran proteinden zengin diyetler yapılmamalıdır.

 

  • Egzersiz günlük rutinin bir parçası haline gelmelidir. Haftada en az 150 dakika egzersiz yapılmalı, her bir seans en az 30 dakika sürmeli, iki egzersiz seansı arasında 48 saatten fazla süre olmamalıdır.

 

  • Egzersiz orta şiddette olmalı, orta şiddetli egzersiz maksimum maksimum kalp hızının %50-70’ine ulaşılan egzersiz olarak tanımlanır. Hedef kalp hızı hastanın yaşına göre hesaplanır: (220-yaş/%50-70)

 

  • Aerobik (Yürüyüş, hafif koşu, bisiklet, yüzme, hızlı dans) ve yük bindirici (İzometrik) egzersizler (İtme, çekme, kaldırma, germe) egzersizler önerilen egzersiz türleridir.

 

  • Yaşam tarzı değişikliğini uygulayamayan veya sonuç alınamayan insülin direnci vakalarında hekimin uygun görmesi durumunda kullanılabilen tedaviler mevcuttur.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Seda Kırımlıoğlu Sinema Projesi ile Gündemde

  • “HAYAT KIRIKLARI” SİNEMA FİLMİ İÇİN START VERİLDİ
  • “Hayatın önünüze çıkardığı engeller ve hayal kırıklıkları karşısında önemsediğiniz biri için ne kadar ileri gidebilirsiniz? Fedakârlık ve cesaretinizin sınırlarını ne kadar zorlayabilirsiniz? Herkesi karşınıza alıp, kendinize ve dünyaya ne kadar karşı gelebileceğinizi, aşkları ve vicdanı arasında sıkışan bir adamın sıra dışı hikayesinde izleyeceğimiz Gökhan Yılmaz’ın kitabından sinemaya uyarlanan “Hayat Kırıkları” yeni sezonun iddialı filmleri arasında yer almaya hazırlanıyor. Aşkın evrimi, yeni heyecanlar, ikilemler, ihanetler ile sürüklenen filmin çarpıcı finalindeki düğümlenmenin çözümü, izleyiciyi etkileyecek ve “Ben olsaydım ne yapardım” sorusu ile baş başa bırakacak.
  • Yönetmen koltuğunda Ali Ayyıldız’ın oturduğu ve aynı zamanda senaryolaştırdığı filmin başrollerini Anıl İlter, Merve Çağıran ve Seda Kırımlıoğlu paylaşıyor. Tayfun Sav, Murat Ercanlı, Özcan Varaylı ve Metin Çanak gibi tecrübeli sanatçıların da rol aldığı filmin çekimleri Kartal’da start aldı. Gökhan Yılmaz’ın proje koordinatörlüğünü de üstlendiği eserin yapımcısı Saner Film olurken yürütücü yapım ShutterProduction, ve yürütücü yapımcılığını Deniz Onuk ve ekibi üstleniyor. “Sahici yaşamların sarsıcı hikayesi” sloganıyla çekimleri hızla devam eden Hayat Kırıkları” sinema filmiyeni yılda vizyonda sevenleriyle buluşmak için gün sayıyor.

Doğum ile Başlayan Öğrenme Yaşam Boyu Devam Ediyor

Ebeveynlerin destekleyici tutum ve davranışlarının çocukların öğrenme motivasyonunda önemli bir role sahip olduğunu söyleyen uzmanlar, öğrenmenin yalnızca okulda olan değil, doğum ile başlayan, yaşam boyu devam eden bir süreç olduğuna dikkat çekiyor. Çocuk yetiştirirken ailelerin öncelikli hedefinin çocuğunu tanımak olması gerektiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Öğrenme motivasyonu ve sorumluluk bilinci gelişen çocuk mutlaka akademik başarıya ulaşacaktır.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocukların akademik başarısını etkileyen birçok faktör olduğunu ve bunların başında çocuğun bedensel gelişimi, bilişsel seviyesi, duygusal olgunluğu ve sosyal beceri gelişiminin yer aldığını anlatarak, akademik başarıda ebeveynin rolü hakkında bilgi verdi.

Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocuğun gelişiminin yanı sıra ailenin tutumunun da akademik başarıda oldukça etkili olduğunu ifade ederek, ebeveynlerin destekleyici tutum ve davranışlarının çocukların öğrenme motivasyonunda oldukça önemli bir role sahip olduğunu vurguladı.

Sevilen çocuk okulda da başarılı oluyor

Ebeveynlerin öncelikle huzurlu bir ev ortamı sağlamayı önemsemeleri gerektiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, şöyle devam etti:

“Öğrenme yalnızca okulda olan değil, doğum ile başlayan yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bu sebeple aile içinde yeni bilgi edinme ve sahip olunan becerileri destekleme ne kadar önemsenirse çocukların da öğrenme isteği o denli güçlenecektir. Ebeveynlerin kararlı ve tutarlı davranım sergilemeleri, ortak eğitim anlayışına sahip olmaları, çocuğa gelişimine uygun sorumluluklar vermeleri, gerektiğinden fazla korumayarak çocuğun özgüvenini desteklemeleri, aşırı otorite ve baskı kurmaktan uzak durmaları ve de çocuğun ihtiyacı olan sevgi ve ilgiyi sağlamaları çocuğun başarısına olumlu etki sağlar.”

Kendini iyi hisseden daha kolay öğreniyor 

Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, öğrenmenin kendini iyi hissetmekle mümkün olan bir süreç olduğunu da belirterek, “Bu sebeple çocuk kendini okulda rahat ve güvende hisseder, anlaşıldığına inanırsa öğrenmeye açık hale gelir. Ebeveynlerin çocukları ile öğretmene olan güvenlerini paylaşmaları ve öğretmenin otoritesini desteklemeleri çocuğun öğretmeni ile ilgili olumlu duygular geliştirmesini ve öğrenmeye hazır olmasını sağlar.” dedi.  

Her çocuk özel ve biricik

Çocuk yetiştirirken ailelerin öncelikli hedefinin çocuğunu tanımak olması gerektiğini anlatan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, şu ifadelerde bulundu:

“Çocuğun ilgi duyduğu alanları ve yeteneklerini tanıyan bir ebeveyn çocuğu o yönlerde çok daha güçlü bir şekilde destekleyebilir. Bunun yanı sıra çocuğun başarılı olmadığı alanları biliyor olmak ebeveynleri çocuğun eğitim hayatını olumsuz etkileyebilecek davranışlardan korur. Her çocuk özel ve biriciktir, çocuğun güçlü yönlerine odaklanarak başarmanın ve öğrenmenin keyfine varmasını sağlamak çocuğun öğrenme motivasyonunu destekleyeceği gibi, eğitsel travma ya da oluşabilecek negatif kendilik algısının önüne de geçecektir.”  

Ebeveynlerin öncelikle çocuklarının kendilerinden bağımsız birer birey olduğunu fark ederek kendi yapamadıklarını ya da hayallerini çocuklarının omuzlarına yüklememesi gerektiğini de ifade eden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu yük çocuklar için taşınması ve karşılanması zor olacağı için çocuk da kendi istek ve hayallerini fark etmekte zorlanır. Bir konuda çaba sarf etmek için ön koşul hedef belirlemektir. Hedef kendi isteğimizle oluştuğunda ona ulaşmak için sarf edilen çaba da keyifli bir yolculuğa dönüşecektir. Öğrenme motivasyonu ve sorumluluk bilinci gelişen çocuk mutlaka akademik başarıya ulaşıyor.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Lenovo Yoga Book9i: En Verimli Şekilde Kullanmak için İşte 5 Püf Noktası

Son dönemde teknoloji dünyasında en ilgi çeken ve merak edilen ürünlerden biri Lenovo Yoga Book9i. Çift ekranlı yapısı ve farklı tasarımıyla dikkatleri üstünde toplayan bu yenilikçi ürünün özelliklerini en verimli şekilde kullanabilmek için Lenovo küçük bir rehber hazırladı. İşte 5 adımda Lenovo Yoga Book9i’nin fark yaratan yönleri ve bu özelliklerin en iyi nasıl kullanılabileceğine dair püf noktaları. 

Lenovo’nun Yoga Book serisi katlanabilir 2’si 1 arada dizüstü bilgisayarların olduğu bir kategori. Yoga Book 9i, ise bu kategorinin yeni yıldızlarından. Oldukça farklı bir tasarım ile gelen bu ürün,  içerisinde Intel®️ Evo™️ platformuna sahip Intel®️ Core™️ i7 işlemciyle geliyor. Lenovo Yoga Book 9i modelini ilk elinize aldığınızda, farklı bir ürünle karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. İki adet 13,3 inç boyutunda iki OLED ekrana sahip 9i,  belki ilk bakınca klasik bir laptop görünümünde ama kesinlikle bir laptoptan fazlası. Gelin, çift ekran kullanımını laptop kanadına çok başarılı bir şekilde getiren bu ürünle ilgili birkaç püf noktasını konuşalım.

Bir karşılaştırma yapacaksanız, bu üründe püf nokta kullandığınız modda 

Lenovo Yoga Book 9i dizüstü modeli iki adet OLED ekran sunuyor. Ekranları yan yana veya üst üste farklı pozisyonlarında kullanabiliyorsunuz. 9i’de ise ister standın üzerine koyarak üstlü altlı bir ekran kullanımı yapabilir, ister dikey modda kullanarak değerlendirebilirsiniz. Bu özellikle programcılar ve metin yazarlarının çok hoşuna gidebilir. Ama diyelim, iki metini, iki videoyu, iki sunumu karşılaştıracaksınız. 

İkili yatay mod; video izleme, web konferansı yapma veya PowerPoint sunumlarına göz atma gibi yatay içerikler için çok ideal. Çapraz Ekran Gösterimi ile ise Yoga Book’u çift yatay modda kullanırken, tek bir pencereyi veya uygulamayı her iki ekranda da kolayca genişletebilirsiniz. Bu özellikle makale okurken veya belge yazarken kullanışlı, unutmayın.

Bu arada diyelim, yazılımcısınız, kod yazıyorsunuz. Vertical modda, dik görüntü elde edip de kullanabilirsiniz. Yani çift ekran yan yana dik şekilde kullanabiliyorsunuz.

Parmaklarınızın sihirini devreye sokun, kaç parmağınızı kullandığınız önemli  

Klavyenizin pili bitti diyelim ya da o an kullanmıyorsunuz, peki şimdi ne olacak? Burada parmakların sihiri devreye giriyor. 8 parmak ile ekrana dokunduğunuzda klavye ekrana hemen geliyor. Yine 8 parmakla klavye aşağıya yukarıya alınabiliyor, 3 parmakla istenilen yere dokunulduğunda ise Touchpad devreye giriyor. Klavyenin görünümünü de ayarlayabilirsiniz, unutmayın. Sesini ve titreşimini.

Bu arada bir püf noktası daha. Bu sıradışı ürünü taşırken klavyenizi mi unuttunuz sorun değil. Ah vah etmenize gerek yok, oldukça basit bir hamleyle sorunu çözebilirsiniz. Ürün çünkü, 5 parmağınızla alt ekranınıza dokunduğunuzda klavye ve mouse düzenine sahip bir PC oluveriyor.

YouTube video izlerken yorum okumak: Şelale moduyla mümkün

Youtube’da video izliyorsunuz diyelim ama yorumları aynı ekranda göremiyorsunuz. Waterfall özelliği işte bu noktada devreye girebilir. Yani bir nevi şelale özelliği. Ekrana bu mod için 5 parmakla dokunmak yeterli. Bu arada tüm dokunmatik ayarlar da User Center’da ayarlanabiliyor.

Thunderbolt4 çıkışları verimli kullanmanın ipucu

Lenovo Yoga 9i, Thunderbolt4 çıkışlarla geliyor. Thunderbolt4 ile saniyede 40GB’a kadar veri aktarımı yapılabiliyor. Bu üründe, Thunderbolt 4 çıkışından bir tanesinden 4K dört tane monitörü besleyebilirsiniz. Veya 1 Thunderbolt’un 4 çıkışından 2 tane 8K monitör beslemeniz mümkün. 

Dolby Access app ile özel ayarlamalar yapın, film ve müzikte ses kalitesi zirveye taşıyın

Sadece sunumlar, işler, kod yazmalar değil. Bir bilgisayar, sinema ve müzik keyfinde de özellikle ses kalitesiyle fark yaratmalı. Yoga9i’de bunun püf noktası ise ses sisteminde. Çünkü Yoga Book 9i birinci sınıf Bowers & Wilkins hoparlörlerini barındırıyor. Soundbar’da iki adet 1 watt’lık tweeter ve cihazın alt köşelerinde iki adet 2 watt’lık woofer bulunuyor. Bu hoparlörler, sınıfında lider ses performansı sunmak için Dolby Atmos ile optimize edilmiş durumda. 

Tüm bu iyileştirmelerle birlikte, woofer’lardaki daha iyi bas uzantısı ve tweeter’lardaki daha yüksek hoparlör sesi sayesinde daha fazla ayrıntı duyacaksınız. Ayrıca birlikte verilen Dolby Access uygulaması, ses profillerinde veya görsel ayarlarınızda özel ayarlamalar sunuyor. Dolby Atmos için, uygulamadaki önceden ayarlanmış ses profillerinden birini seçebilir veya ses profillerini hızlı bir şekilde değiştirmek için Tek Tıklama işlev düğmesine dokunabilirsiniz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüm Dünya'da Tecrübemiz ve Teknolojimiz ile Canlı Yayınlandık!

Dünya Üroloji Kongresi ve Türk Üroloji Derneği işbirliği ile Türkiye Cumhuriyeti ‘nin kuruluşu ve Türkiye Cumhuriyeti ‘nin 100. Yılın şerefine bu sene Dünya Üroloji Kongresi Türkiye ‘de yapılmaktadır.

Bütün Dünya’dan değerli 5.000 tane üroloji doktoru kongreye katılım sağladı. Kongremizde aynı zamanda canlı cerrahiler de gerçekleştirmekte biz de bu kongrede Holep cerrahisini klinik olarak, İstanbul Okan Hastanesi’nde gerçekleştirdik. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Arslan tarafından canlı cerrahi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ameliyatı tüm Dünya’da üroloji doktorları takip etti.

Holep cerrahisi prostat cerrahisinde gelinen son teknoloji lazerle kapalı olarak prostatın iyi huylu büyümesinde kesin çözüm sağlayan bir tedavidir. Biz bu teknolojiyi yıllardır yüksek tecrübemizle gerçekleştiriyoruz. Bütün birikimimizi, deneyimimizi tüm dünyadaki meslektaşlarımızla bu kongre aracılığıyla paylaşma şansı bulduğumuz Cumhuriyet’imizin 100.yılında Türkiye’yi tüm dünyada temsil ettiğimiz için gururluyuz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı