Aylık arşivler: Ekim 2023

13. Kocaeli Kitap Fuarı'na özel indirimler

Bu yıl 13’üncüsü gerçekleşen Kocaeli Kitap Fuarı beşinci gün heyecanı ile devam ediyor. Türkiye’nin en ünlü yazarları ve yayınevlerinin katıldığı dev organizasyona Kocaeli’nin yanında çevre illerden de ziyaretler gerçekleşiyor. Büyükşehir’in düzenlediği 13. Kocaeli Kitap Fuarı’na yoğun ilgi gözlenirken, fuara özel indirimler 7’den 70’e herkesin ilgisini çekiyor.

 

YÜZDE 40’A VARAN İNDİRİMLER

Bu yıl yaklaşık 400 yayıncının başvurduğu fuarda özel indirimler kitapseverler tarafından olumlu karşılanırken, yayıncıların da satışlardan memnun olduğu ifade ediliyor. Okuyucunun kitap fuarına gelmesini anlamlı kılmak adına yapılan indirimli kitaplara hücum eden okurlar, Kocaeli Kitap Fuarı’na özel yüzden 20’den yüzde 40’a kadar varan indirimden yararlanma fırsatı buluyor.

 

3 TL’YE BİLE KİTAP VAR

13. Kocaeli Kitap Fuarı’nda indirimli kitaplar el yakmıyor. Fuarda 3 TL’ye satılan, yani ekmekten bile ucuz olan kitaplar vatandaşların büyük ilgisini çekiyor.

 

İNTERNETTEN DAHA UCUZ KİTAPLAR BU FUARDA

Yayınevleri yetkilileri, “Kitap tutkunlarının fuara gelmelerini daha anlamlı kılmak için onlara özel indirimler yapıyoruz. Bu tabi okurun hoşuna gidiyor. İnternette daha pahalı olan kitapları burada daha ucuza alabiliyorlar. Bu da buraya gelmelerinde temel unsurlardan bir tanesini oluşturuyor” ifadelerini kullandı. Öte yandan fuarda söyleşilere katılan ve imza etkinlikleri düzenleyen yazarlar ise okurlarının kendilerine gösterdiği ilgiden son derece mutlu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Konya Büyükşehir Belediyesporlu Milli Sporcudan 1 Ayda 2 Madalya

Konya Büyükşehir Belediyespor Taekwondo Takımının milli sporcusu Mehmet Sami Saraç, Çin’in Taiyuan şehrinde düzenlenen 2023 Para Taekwondo Grand Prix müsabakalarında üçüncü olarak bronz madalya kazandı. Geçtiğimiz Eylül ayında Meksika’daki Dünya Şampiyonası’nda da bronz madalya alan Saraç, 1 ay içinde 2 madalya kazanarak Konya’nın gururu oldu.

Konya Büyükşehir Belediyespor Kulübü sporcuları uluslararası organizasyonlarda Konya’ya gurur yaşatmaya devam ediyor.

Paris 2024 Paralimpik Oyunları’na kota puanı veren Para Taekwondo Grand Prix müsabakaları Çin’in Taiyuan kentinde düzenlendi. Birbirinden heyecanlı maçlara sahne olan bu önemli organizasyonda Türkiye’yi milli formayla temsil eden sporculardan biri de Konya Büyükşehir Belediyesporlu Mehmet Sami Saraç oldu.

Şampiyonada +80 kiloda mücadele eden Saraç, bronz madalya alarak kürsüde üçüncü basamakta kendine yer buldu. Milli formayla katıldığı organizasyonlarda elde ettiği derecelerle Konya’ya gurur yaşatmaya devam eden Büyükşehir Belediyesporlu taekvondocu, geçtiğimiz Eylül ayında da Meksika’da düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda yine bronz madalya kazanmıştı. 1 ayda 2 madalya kazanan milli sporcu önemli bir başarıya imza atmış oldu.

Dünya Taekwondo Federasyonu tarafından düzenlenen organizasyonda tatamiye çıkan 9 Türk sporcudan 8’i madalya kazandı. Türkiye, gran prix müsabakasını 2 altın, 3 gümüş ve 3 bronz madalya ile tamamladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Brisa'nın Hızlı Bakım Markası Otopratik ve Cenntro Türkiye, Elektrikli Araç Sektöründe Bir İlk Olan İş Birliğine İmza Attı

Türkiye lastik sektörü’nün mobilite lideri Brisa’nın mobilite merkezi olarak konumladığı hızlı bakım servis zinciri Otopratik, elektrikli araç üretim ve dağıtımında lider Cenntro Türkiye ile bir iş birliğine imza attı. Otopratik, iş birliği çerçevesinde Cenntro Türkiye’ye elektrikli araçları için satış noktası olmayan şehirlerde araç teslim hizmeti, satış sonrası bakım ve garanti kapsamında olan veya olmayan onarım hizmetleri sunacak. Anlaşma ilk etapta 20 Otopratik noktasında başlayacak, ardından yıl sonuna kadar 20 nokta daha hizmet ağına dahil edilecek. 

Brisa Satış Genel Müdür Yardımcısı Cenk Koçdor, değişen ihtiyaçlar ve müşteri beklentileri doğrultusunda yıllar içinde Otopratik markasına yatırım yaparak sektörde çok güçlü bir oyuncu olarak varlıklarını derinleştirdiklerini belirterek, “Otomotiv sektörü ciddi bir mobilite dönüşümünden geçiyor. Elektrifikikasyon da bu dönüşümün en büyük adımlarından bir tanesi. Bu kapsamda elektrikli araçlara yönelik mobilite hizmetlerimizi yaygınlaştırıyoruz. Otopratik hızlı bakım servis zincirlerimizi de mobilite merkezleri olarak geleceğe hazırlıyoruz. Özel uzmanlık gerektiren elektrikli araçların servis ve bakım hizmetlerine yönelik Otopratik mağazalarımızı hazır hale getiriyoruz. Otopratik teknisyenlerinin hibrit ve elektrikli araçlar konusundaki yetkinliklerini artırmak için kapsamlı bir eğitim programımız var. Diğer yandan yine Otopratik noktalarımızda kurduğumuz istasyonlarımızla da elektrikli araçların şarj ihtiyacına çözüm sunuyoruz.  Tüm bu mobilite çözümlerimiz ile Otopratik markamız ile sektörün önemli bir açığı olan elektrikli araçlara yönelik ulaşılabilir servis ağı kuramama sorununa çözüm sunuyoruz. Bu vizyon ile Cenntro Türkiye ile gerçekleştirdiğimiz anlaşmamız sektöre yeni girecek elektrikli araç üreticileri ve tedarikçileri için oldukça önemli bir örnek teşkil ediyor. Bu anlaşma  elektrikli araçlar sektöründe uçtan uca hizmet sunulması anlamıyla ilk, yapısı itibariyle en kapsamlı hizmetin sunulduğu anlaşma olma özelliği taşıyor. Lastik sektörünün mobilite lideri Brisa olarak işbirliklerimizin devamı için çalışmaya devam ediyoruz.”diye konuştu.

 

Cenntro Türkiye Genel Müdürü Ümit Karaaslan ise; “Türkiye pazarına giren tüm elektrikli araç üreticileri gibi Cenntro için de satış ve satış sonrası hizmetler pek çok sorumluluğu beraberinde getiriyor. Bu sorumluluklarla birlikte bir elektrikli araç üreticisi olarak bu hizmetlere Türkiye’nin her yerinde, kapsamlı ve güvenilir bir şekilde ulaşabilmek ve müşterimize uçtan uca hizmet sunabilmek bizim için büyük önem taşıyor. Brisa’nın Otopratik markası ile anlaşmamız sayesinde tüm Türkiye’de sunduğumuz elektrikli araçlarımızın satış ve satış sonrası hizmetlerini kesintisiz yürütebileceğiz. Emeği geçen Brisa ve Cenntro ekiplerine teşekkür ediyorum.”diye konuştu.

Lastiğin ötesinde hizmetleri ile lastik sektöründe mobilitenin öncülüğünü üstlenen Brisa’nın, mobilite merkezi olarak konumlandırdığı hızlı bakım servis zinciri Otopratik’lerde tüketiciler lastik değişiminden akü değişimine, yağ değişiminden, periyodik bakımlarına kadar araçları ile ilgili bakım hizmetlerini hibrit ve elektrikli araç segmentleri de dahil olmak üzere her marka araç için alabiliyorlar. Aynı zamanda Otopratik mağazaları elektrikli araç kullanımının yaygınlaşmasında kritik öneme sahip olan elektrikli şarj istasyonu hizmetini en yaygın olarak sunan Türkiye’deki ilk hızlı bakım servisi zinciri konumunda. Tüm Türkiye’de 97 noktada servis veren Otopratik her geçen gün mağaza sayısına bir yenisini ekliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İş Hayatında Engelliler ulusal karikatür yarışması başvuruları başladı

Engelsiz yaşamın öncüsü olabilmek için yola çıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 1-3 Aralık tarihlerinde düzenlenecek “4. Uluslararası Engelsizmir Kongresi” kapsamında ulusal karikatür yarışması açıldı. Konusu “İş Hayatında Engelliler” olarak belirlenen yarışmanın son başvuru tarihi 7 Kasım.

Engellilerin sorunlarına çözüm üretmek amacıyla bir dizi çalışma yürüten İzmir Büyükşehir Belediyesi, 1-3 Aralık tarihlerinde düzenleyeceği “4. Uluslararası Engelsizmir Kongresi” kapsamında ulusal karikatür yarışması düzenliyor. “İş Hayatındaki Engelliler” konulu yarışmaya 18 yaşını doldurmuş kişiler en fazla 5 karikatür ile katılabilecek. Karikatürlerin 7 Kasım 2023 tarihine kadar cartoonizmir@gmail.com adresine iletilmesi gerekiyor. Yarışmanın sonuçları ise 14 Kasım’da duyurulacak.

İlk üç kişi büyük ödülü alacak

Tek aşamalı yapılacak yarışmada birinciye 40 bin TL, ikinciye 30 bin TL, üçüncüye ise 20 bin TL verilecek. Üç katılımcı ise 8’er bin TL mansiyon ödülü kazanacak. Yarışma hakkında detaylı bilgiye ve şartnameye engelsizmir.org sitesinden ulaşılabilir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Altay: “2023 Dünya Spor Başkenti Unvanını Gururla Taşımaya Devam Edeceğiz"

Avrupa Spor Başkentleri ve Şehirleri Federasyonu tarafından 2023 Dünya Spor Başkenti Konya’da 4. Dünya Spor Kongresi düzenlendi. 12 ülkeden spor temsilcilerinin katılımıyla iki gün süren kongrenin kapanış oturumunda konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, kongrenin sporu yaşatma ve herkese yayma yolunda en güzel sonuçları beraberinde getireceğine inandığını söyledi. Başkan Altay, “Konya ve spor kelimeleri hangi cümlede yan yana kullanılırsa kullanılsın birbirine çok yakışıyor. Sporun içindeki dayanışma ruhu, barış ve kardeşlik anlayışı her daim şehrimizin kültüründe yer almıştır. Bu nedenle ‘2023 Dünya Spor Başkenti’ unvanını her zaman gururla taşımaya devam edeceğiz” dedi. Avrupa Spor Başkentleri ve Şehirleri Federasyonu Başkanı Gian Francesco Lupattelli de Konya’nın diğer spor başkentlerine örnek bir şehir olduğunu belirterek, Başkan Altay’a ve Konya’daki spor yöneticilerine teşekkür etti.

Avrupa Spor Başkentleri ve Şehirleri Federasyonu (ACES) tarafından düzenlenen 4. Dünya Spor Kongresi “2023 Dünya Spor Başkenti” Konya’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

“Herkes İçin Spor” temasıyla Konya Büyükşehir Belediyesi Taş Bina Kültür ve Sanat’ta gerçekleştirilen 4. Dünya Spor Kongresi’ne Türkiye başta olmak üzere; Amerika, Çin, Fransa, Hollanda, İspanya, İsviçre, İtalya, İzlanda, Meksika, Panama, Yeni Zelanda, Kolombiya gibi ülkelerden spor yöneticileri ile UNESCO temsilcisi katıldı. İki gün süren kongrede sporla ilgili konu başlıklarında oturumlar, sunumlar ve konuşmalar yapılırken sporun daha geniş kitlelere ulaşması noktasında bilgi alışverişinde bulunuldu.

Kapanış oturumuna katılarak farklı ülkelerden gelen spor yöneticilerine hitap eden Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, kongreye 2023 Dünya Spor Başkenti Konya’da ev sahipliği yapmış olmaktan büyük bir mutluluk duyduklarını ifade etti.

“SPOR KONUSUNDA YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALAR HERKES TARAFINDAN TAKDİR TOPLADI”

Kongrenin sporu yaşatma ve herkese yayma yolunda en güzel sonuçları beraberinde getireceğine inandığını kaydeden Başkan Altay, “Konya her anlamda kendini ispat eden, gelişimini sürdüren, yenilikleri yakalayan ve geçmişle gelecek arasında bütünlük kuran bir şehir. Özellikle spor konusunda yaptığımız çalışmalar herkes tarafından takdir toplamıştır. Konya ve spor kelimeleri hangi cümlede yan yana kullanılırsa kullanılsın birbirine çok yakışıyor. Sporun içindeki dayanışma ruhu, barış ve kardeşlik anlayışı her daim şehrimizin kültüründe yer almıştır. Bu nedenle şehrimiz ‘2023 Dünya Spor Başkenti’ unvanını en iyi şekilde taşımaya devam ediyor” diye konuştu.

“KONYA’NIN CUMHURİYETİN 100. YILINDA DÜNYA SPOR BAŞKENTİ SEÇİLMESİ ÇOK ANLAMLI OLDU”

Cumhuriyetin 100. Yılı olan 2023’ün her Türk vatandaşı için çok özel ve değerli bir yıl olduğuna değinen Başkan Altay şöyle devam etti: “Bu sebeple Konya’nın bu yıl için ‘Dünya Spor Başkenti’ seçilmesi, hepimiz için oldukça anlamlı oldu. Bütün bu gelişmelerin öncesinde, Konya’yı bir spor şehri haline getirmek için büyük çaba harcadık. Şehrimizde yaşayan hemşehrilerimizle birlikte adeta bir spor seferberliği başlattık. Kısa bir sürede şehrimizi en modern spor tesisleriyle donattık. Sporu herkes için erişilebilir kılmak ve teşvik etmek amacıyla onlarca farklı çalışmayı hayata geçirdik. Yeni sporcuların yetişmesi, her yaştan insanımızın sporla tanışması ve sporun evrensel değerlerinin yaşatılması için var gücümüzle gayret ettik.”

“KONYA GÜÇLÜ SPOR ALTYAPISINI BÜTÜN DÜNYAYA İSPAT ETTİ”

Tüm bu çalışmaların sonunda Konya’nın “Dünya Spor Başkenti” unvanı kazanmasıyla güçlü spor altyapısını bütün dünyaya ispat ettiğini vurgulayan Başkan Altay, “Konya 600 kilometreyi aşkın bisiklet yollarıyla, uluslararası standartlardaki atletizm pistiyle, olimpik veledromuyla, olimpik yüzme havuzlarıyla, 42 bin kişilik stadyumuyla ve en yüksek donanımlara sahip spor tesisleriyle bir spor şehri olmayı başardı. Özellikle uluslararası spor müsabakalarının şehrimizde yapılması için gerekli her türlü imkâna ve kabiliyete sahibiz. 2022 yılının Ağustos ayında, dünyanın en kapsamlı spor organizasyonlarından biri olan 5. İslami Dayanışma Oyunları’na Konya’mızda ev sahipliği yaptık. Oyunlar sebebiyle 54 ülkeden şehrimize gelen 4 bin 200 sporcuyu ve on binlerce seyirciyi, en güzel şekilde misafir ettik. 5. İslami Dayanışma Oyunları bizlere gösterdi ki; Konya’da her türlü olimpiyatı ve spor müsabakasını, kusursuz bir şekilde gerçekleştirebiliriz. Aynı zamanda ülkemizin en büyük maratonlardan biri olan Uluslararası Konya Yarı Maratonu’nu, önümüzdeki günlerde yeniden düzenleyeceğiz. Maratona bu yıl Türkiye’den ve dünyadan toplamda 15 bin kişinin katılmasını hedefliyoruz. Bu vesileyle 15 Ekim’deki Konya Yarı Maratonu’na sizleri de davet ederek, bu büyük spor şölenine şahit olmanızı istiyorum” ifadelerini kullandı.

“UCLG OLARAK DA SPORUN HER KESİME YAYILMASI KONUSUNDA TÜM DÜNYADA ÇALIŞMALAR YAPACAĞIZ”

“Herkes için Spor” teması ile gerçekleştirilen 4. Dünya Spor Kongresi’nin sporu herkese yayma misyonuna önemli bir katkı sağladığının altını çizen Başkan Altay, “Bu organizasyonları yaparken bizim en büyük kazancımız aslında başta Sayın Gian Francesco Lupattelli olmak üzere bu heyeti tanımak oldu. Umuyorum ki mevcut görevlerimiz ve bundan sonra alacağımız görevlerimizle birlikte çok daha güzel çalışmalar yapacağız. Bunun ‘Dünya Spor Başkenti Konya’ ve ACES arasında bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. İnşallah birlikte çok daha güzel işler yapacağız. UCLG Başkanı olarak da sporun her kesime yayılması konusunda tüm dünyada çalışmalar yapacağız” dedi.

“KONYA OLARAK EURO 2032’DE ÜLKEMİZİ EN İYİ ŞEKİLDE TEMSİL EDECEĞİMİZE İNANIYORUZ”

Türkiye ve İtalya’nın EURO 2032’yi birlikte düzenlemesiyle ilgili kararın onaylanmasını da değerlendiren Başkan Altay şu sözlerle konuşmasını tamamladı: “Konya olarak stadyumumuzla ‘Dünya Spor Başkenti’ bir şehir olarak 20232’de de inşallah ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğimize inanıyoruz. Sporun en önemli yanı beraberlik ve kardeşlik duygusudur. Onun için biz bu unvanı taşırken biraz önce ifade ettiğim gibi çok değerli spor insanlarıyla tanışma imkanına kavuştuk. Umuyorum ki bu, Konya için yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Spor Başkenti unvanımızı her zaman gururla taşımaya devam edeceğiz.”

“KONYA, DİĞER SPOR BAŞKENTLERİNE ÖRNEK OLAN BİR ŞEHİR”

ACES Başkanı Gian Francesco Lupattelli de Başkan Altay’a ve Konya’daki tüm spor yöneticilerine teşekkür ederek konuşmasına başladı. Konya’nın spor bakımından önde gelen şehirlerden biri olduğunu ifade eden Lupatelli, “Konya, diğer Spor Başkentlerine örnek olan bir şehir. Aramızda başarılı bir Teakwondo şampiyonu Nur Tatar da bulunuyor. Bu da ‘Herkes için Spor’ başlığına iyi bir örnektir. EURO 2032 için de Türkiye ve İtalya ortaklaşa ev sahipliği yapacak. Bu da çok güzel bir haber. Biliyorsunuz ben de İtalyanım. Önümüzdeki ay Konya, Dünya Belediyeler Birliği Başkanı olacak. Sizin Başkanlığınız döneminde dünyanın önde gelen bu teşkilatıyla çalışmayı umuyoruz” açıklamalarını yaptı.

9, 10 ve 11 Ekim tarihlerinde Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen 4. Dünya Spor Kongresi sonrası yabancı ülkelerin spor heyetleri, Konya’nın spor tesisleri ve kültürel alanlarında incelemelerde bulundu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Londra Sifted Summit'te Avrupalı startup'lardan OPLOG'a büyük ilgi

Lojistiği teknolojiyle birleştiren, kendi robotunu üreten tek fulfillment şirketi olan ve on yıldır B2B ve e-ticaret lojistiği hizmetleriyle fark yaratan OPLOG, Avrupa’nın en prestijli startup etkinliği Londra Sifted Summit’e katıldı. OPLOG Kurucu ve CEO’su Halit Develioğlu yaptığı konuşmayla, uluslararası startup’ların kurucularıyla deneyimlerini paylaştı. OPLOG, İngiltere İş ve Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan Birleşik Krallık’taki İçe Dönük Yatırım ve Doğrudan Yabancı Yatırım Programı’nın da ilgisini çekerek “Unicorn” adayı seçilmişti.

B2B ve e-ticaret lojistiği (fulfillment) alanında 10 yıldır hizmet veren, İngiltere ve Amerika’da açtığı depolarıyla globalleşen, teknoloji odaklı lojistik şirketi OPLOG, yurtdışındaki çalışmalarını hızlandırıyor. 27-28 Eylül’de Ecom London’da yer alan OPLOG, 4-5 Ekim’de ise Avrupa’nın en önemli startup etkinliklerinden biri olan Sifted Summit’e katıldı. İngiltere’nin Londra şehrinde düzenlenen, uluslararası çıkışlı startup’ların temsil edildiği, girişimcileri yatırımcılarla bir araya getiren bu zirvede, OPLOG Kurucu ve CEO’su Halit Develioğlu deneyimlerini uluslararası iş dünyasıyla paylaştı. Kendi robotunu üreten tek fulfillment şirketi olan OPLOG, geçen aylarda da İngiltere İş ve Ticaret Bakanlığı (DBT) tarafından oluşturulan Birleşik Krallık’taki İçe Dönük Yatırım (Inward Investment) ve Doğrudan Yabancı Yatırım Programı’nın (FDI) ilgisini çekerek “Unicorn” adayı seçilmiş ve London Tech Week kapsamında London Stock Exchange’e davet edilmişti.

Startup ekosisteminin en prestijli etkinliklerinden biri olan Sifted Summit’te ilk kez yer alan şirket, adını ünlü Türk karakterden alan ve bir tona kadar ağırlık taşıyabilen lojistik robotu TARQAN’ı tanıtırken, OPLOG Kurucu ve CEO’su Halit Develioğlu ise konuşmacı olduğu panelde, “kuruluş değerlerine sahip çıkarak dengeli büyümek” ile ilgili deneyimlerini Avrupa ve İngiltere ağırlıklı startup’ların kurucularına aktardı. 

 

“Kuruluşların temel değerleri taklit içermemeli” 

İki günlük zirve boyunca, “Artık büyüme yerine karlılığa odaklanan Avrupa teknoloji sektöründe kurucular hangi metrikleri göz önünde bulundurmalı?”, “Misyon ve değerler konusu sürdürülebilir büyümeyle nasıl birleştirilebilir?”, “Kurucular sermaye verimliliği hakkında farklı aşamalarda nasıl düşünmeli?” başlıklı birçok konu konuşuldu. 

OPLOG Kurucu ve CEO’su Halit Develioğlu da katıldığı panelde, “kuruluş değerlerine sahip çıkarak dengeli büyümek” üzerine deneyimlerini paylaşarak, “Kuruluşların temel değerleri, o kuruluşa özel olmalı ve taklit içermemeli. Bir kurucu olarak sizin inandıklarınızın bir yansıması olmalı” diye konuştu.

10 yıldır e-ticaret sektörünün ihtiyaç duyduğu teknolojik gelişmeyi kendi yazılımları ve robotik teknolojileriyle sağlayan OPLOG’un “tech-enabled logistics/teknoloji odaklı lojistik” anlayışıyla sektörde yarattığı değişim ve dönüşüm, London Sifted Summit katılımcıları tarafından ilgiyle dinlenildi.

 

“Avrupa’da düşünce lideri olarak da yer edindik”

Sifted Summit’in katılımcısı olmalarının, OPLOG’un globalleşme yolculuğundaki önemli adımlardan biri olduğunu belirten Develioğlu, Avrupa ekosistemindeki birçok startup ve yatırımcı ile önemli görüşmeler gerçekleştirirken yabancı basının da ilgi odağı oldu. Sadece depo, teknoloji ve hizmetleriyle değil, düşünce lideri olarak da Avrupa’da yer edindiklerine dikkat çeken Develioğlu, şunları dile getirdi: 

“Startup’ların yüzde 90’ının ilk yıl itibariyle iflas ettiği bu ekosistemde dokuz yıl boyunca özkaynaklarımızla ilerlemiş olmaktan gurur duyuyoruz. Bu, başarılı bir startup olduğumuzun en önemli kanıtı olmakla birlikte, 2022’de Esas Private Equity’den aldığımız yatırımla inovatif ve vizyoner bir şekilde büyümeyi sürdürüyoruz. Sifted Summit’te yer alarak bizim gibi başarılı startup’ların olduğu bir ekosistemde farklı başarı hikâyelerini dinlemek ve OPLOG’un bilinirliğinin artık Türkiye sınırlarını aştığını görmek mutluluk verici.”

 

OPLOG VE TARQAN 18-19 Ekim’de Berlin yolcusu 

OPLOG’un alanında uzman olan uluslararası çalışanlardan oluşan yurtdışı ekibinin, Ecom London ve Sifted Summit’te açtığı stantlarla tanıttığı TARQAN’a startup kurucuları ve yatırımcılar büyük ilgi gösterdi. OPLOG’un dünyada bir ilki gerçekleştirerek kendi ürettiği lojistik robotu TARQAN, depo içi verimliliği yüzde 400’e kadar çıkarırken, geleneksel depolarda karşılaşılan insan kaynaklı sipariş toplama hatalarını yüzde 99,99 azaltıyor. Toplama hızını da geleneksel depo süreçlerine kıyasla 3 kat artıran TARQAN, ürünlerin tüketicilere eksiksiz ve zamanında ulaşmasını sağlıyor.

Operasyonel zorlukları ve öngörülemeyen maliyetleri ortadan kaldırarak, müşterilerine uçtan uca görünürlük ve takip sağlayan OPLOG, 18-19 Ekim’de Berlin’de düzenlenecek olan Seamless Europe’da da hizmetlerini ve teknolojisini uluslararası iş dünyasıyla paylaşacak. Öte yandan İngiltere ve Amerika’da e-ticaret lojistiği (fulfillment) merkezleri bulunan şirket, üç kıtadaki müşteri odaklı kusursuz hizmet sunma vizyonunu yakın zamanda Almanya’da bir merkez açarak genişletecek. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa minik misafirlere yaratıcı ve eğlenceli deneyimler sunuyor!

Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa’nın çocuk kulübü Carpi Kidz Paradise minik misafirler için 16 Ekim- 5 Kasım tarihlerinde özel etkinliklerle dolu bir program sunuyor. Bu özel etkinlikler, minik misafirlerlere yaratıcı, eğlenceli ve faydalı deneyimler yaşatmayı hedefliyor.

Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa Carpi Kidz Paradise, minik misafirler için özel olarak tasarlanmış bir cennet. Bu özel alan, çocukların gelişimlerini desteklemek, yeni beceriler kazandırmak ve eğlenirken öğrenmelerini sağlamak amacıyla hazırlandı. 16 Ekim- 5 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek etkinliklerle dolu program, çocuklarınızın hayal gücünü geliştirecek, el becerilerini artıracak ve sosyal yeteneklerini güçlendirecek çeşitli aktiviteler sunuyor. Bu etkinlikler, çocukların hayal dünyasını genişletirken aynı zamanda öğrenme süreçlerine katkıda bulunmayı hedefliyor.

Carpi Kidz Paradise’da minik misafirlerimize yönelik sunulan etkinlikler arasında el sanatları atölyeleri, doğa keşfi turları, müzik ve dans dersleri, spor aktiviteleri ve daha birçok eğlenceli etkinlik bulunmakta. 

Carpi Kidz Paradise, minik misafirlerin mutluluğunu ve güvenliğini ön planda tutuyor. Deneyimli ve eğitimli personeli, çocukların güvenli bir ortamda keyifli vakit geçirmesini sağlamayı hedefliyor.Hilton Dalaman’ın önceliği  çocukların unutulmaz anılar biriktirirken güvenli ve eğlenceli bir ortamda bulunmalarını sağlamak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yenişehir Belediyesinden üreticilere organik solucan gübresi

Mersin Yenişehir Belediyesi, ilçedeki çiftçiler için ürettiği organik solucan gübresinin ilk dağıtımını kırsal mahalle Değirmençay’da gerçekleştirdi. Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, “Yıl içinde yaklaşık 40 bin litre solucan gübresini tüm kırsal mahallemizde hemşehrilerimize ulaştıracağız. Üreticilerimize hayırlı olsun.”ifadelerini kullandı. 

Hayata geçirdiği Tarımsal Danışmanlık Hizmeti ile kırsal mahallelerde üretim yapan vatandaşlara ziraat mühendisleri aracılığıyla yerinde doğru tarım teknikleri ile ilgili eğitim veren Mersin Yenişehir Belediyesi, şimdi de çiftçilere dağıtmak üzere organik solucan gübresi üretti. Tarımı desteklemek ve üretimde verimi arttırmak amacıyla organik solucan gübreleri 20 litrelik bidonlar halinde çiftçilere dağıtıldı. Değirmençay Mahallesi’nde yapılan organik solucan gübresi dağıtımında konuşan Başkan Abdullah Özyiğit, “Toprağı besliyor, tarımı destekliyoruz” dedi. 

“Üretimden başka çaremiz yok”

Üretimde kimyasal gübre kullanımının azaltmasını hedefleyen Yenişehir Belediyesi, ücretsiz dağıttığı organik solucan gübresiyle çiftçinin de gübre maliyetini de azaltıyor. Başkan Özyiğit, “Ülkenin kurtuluşu üretimden geçiyor. Üretimden başka çaremiz yok. Onun için yaptığımız işin nitelikli olması, hesaplı olması gerekiyor. Hepimizin canı yanıyor, ürettiğimiz ürünün karşılığını alamıyoruz. Bu sene şeftalide istediğimiz fiyatı aldık mı, alamadık. Niye gübre pahalı, işçilik pahalı, hayat pahalı, susuzluk var. Dolayısıyla bizim yapmamız gereken buna karşı tedbirler almak. Bunun için kendi gübremizi üretmek gibi bir proje geliştirdik. Bu yolu biz başlattık, sizler devam ettireceksiniz. Köyün her yerinde herkesin kendi evinin yakınında ya da altında bu üretimi gerçekleştirecek alt yapısı zaten var. Arkadaşlarımız tekniği öğrettikten sonra siz devam ettireceksiniz. Bu projeyi gerçekleştirmede emeği geçen arkadaşlarıma buradan teşekkür ederim.”şeklinde konuştu. 

“Biz bilimi kullanmak ve dayanışma içinde olmak zorundayız”

Üretimde bilim ve teknoloji vurgusu yapan Başkan Abdullah Özyiğit şunları söyledi:“Tavrımızı üretimden yana, kaliteli üretimden yana koyuyoruz. Bir de bilimi kullanıyoruz. Yani dünyada ne var. Örneğin İtalya’nın Bari kentinde Akdeniz Ülkeleri Tarım Enstitüsü var. Bu tarım enstitüsünü 1962 yılında Akdeniz ülkeleri kurmuş ve kurucuları arasında Türkiye de var. Ama Türkiye unutmuş orayı. Bizim mesela başımızın belası Akdeniz sineği sorunumuz var. Bilimden, teknolojiden faydalanacağız. Bizim yaptığımız iş bilim üniversitede yapılır, orada kalır. Biz burada anneden, babadan, atadan gördüğümüz şeyleri uygulamaya devam ederiz. Ama bu eksiktir ve bu unutulmuştur. Bu yanlış uygulanır. Bu konuda maalesef yeterli olmayabiliriz. Bilimi her alanda kullanacağız. Ziraat fakülteleri boşuna kurulmadı. Ziraat mühendisleri boşuna mezun edilmedi. Şimdi bugün köylerimize gelen 3 ziraat mühendisi arkadaşımız inanıyorum ki sizlere doğru ve nitelikli bilgiler veriyor. Ve sizin üretiminizin daha kaliteli olmasına katkı sağlıyor. Bugün ham maddemizi sağlayan gübre konusu bunun bir başlığı sadece. Tohum ya da farklı alanlarda farklı girdileri düşürecek çalışmaları yapmak çok kıymetli.  Çünkü her şey çok pahalı. Paramızın değeri çok düştü, özellikle ithal gelen bütün ürünlerin fiyatı çok yüksek, mazot yüksek. Bunun yanı sıra orada büyük harcamanız var. Buna karşılık da ürününüzün karşılığını alamıyorsunuz. Şimdi biz bütün bu süreçlere karşı durmak için el birliğiyle davranmak zorundayız. Yaptığımız işi daha kaliteli yapmak zorundayız. Biz bilimi kullanmak ve dayanışma içinde olmak zorundayız. Bunu nasıl yapacağız; hem kendi aramızda hem de kurumlarımızla ve belediyemizle kooperatifleşmek zorundayız. Yani bir esnaf size gelip de ‘ürününü ya bana satarsın ya da çürüyecek’ noktasında bir yaklaşım içerisinde olamamalı. Bunun tedbirlerini almamız gerekli.”

Çiftçi Ahmet Ata “Bu durgun göle atılmış bir taş hesabıdır.”

Değirmençaylı çiftçi Ahmet Ata ise sosyal belediyecilik anlayışına dikkat çektiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gerçekten yapılması gereken zor işleri başarmak diyeceğim. Belediyecilik mevzuatlara bakıldığında belediye başkanı ve ekibi çok kolay ve rutin çalışır. Fakat son dönemlerde Türkiye’mizde belediyecilikte bir anlayış gelişti, sosyal belediyecilik dediğin zaman her belediye başkanın yapacağı bir şey değildir. Şimdi Sayın Belediye Başkanım ve ekibi Değirmençay’da sosyal belediyecilik anlamında birçok çalışmalara imza atmaktadırlar. Bu çalışmaları Mersin merkez ilçeleri içerisinde yürütebilecek bir belediye başkanı daha olduğunu göremedik şu ana kadar. Bu dönem seçilen belediye başkanları içerisinde gerçekten sosyal belediyecilik adına dediğimiz zaman nokta atışlarla Belediye Başkanımız çok ön planda bir çalışma uygulamaktadır. Kamuoyunda, basında bunu sürekli takip etmekteyiz. Değirmençay’da az önce çok iyi izahat içinde bir cümlesi var ki, çok hoşumuza gitti, gönlümüzü okşadı. ‘Değirmençay’dan başlattık’ dedi. Başkanımın dediği gibi ebeden, deden kalma bilgilerle tarım çalışmaları yapılırken bugün farklı bir boyutlara geldiğini görmekteyiz. İşte bizim şahsımıza hazırladığımız bir proje teklif çağrısına destek oldu. Safran ekimi yapıldı, yarın bir gün farklı alanlarda farklı çıkan teklif çağrılarında başka projelerle çalışma imkanları olur. Bu durgun göle atılmış bir taş hesabıdır. Taşı atarsınız bir tane halka oluşur o halkayı önemli olan geliştirmek arka arkaya halkaları geliştirmek lazım. İşte bu anlamda göndermiş olduğu ziraat mühendisleri arkadaşlarımızın bugüne kadar bilgi birikimlerini bizimle paylaştı. Budamadan sonra seyreltme tekniklerini gösterdiler, gübreleme tekniklerini gösterdiler. Ve bugünde ayrıca ürettikleri solucan gübresini dağıtarak bizleri ödüllendirmiş oluyorlar. Benim toprağımın neye ihtiyacı var bunu bilmiyoruz. Başkanımıza bunu izah ettik, muhtemelen 2024 bütçesine de girdiğini gördük. Bir toprak analiz cihazı gelecek. Buraya koyduğun zaman toprağın neye ihtiyacı varsa o vitaminleri vereceğiz. Artık ortalama bir çuval gübrenin fiyatı bin TL’yi geçmiş rasgele gübre vermenin bir mantığı yok. Gelirimiz zaten ilaç ve gübreye gitmektedir. O yüzden bu konuda duyarlı davranışından dolayı Belediye Başkanımıza teşekkür ediyoruz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Endokrin Bozucu Maddeler Erken Ergenlik için de Risk Oluşturabiliyor

Yapılan çalışmaların da gösterdiği üzere son yıllarda kız çocukları arasında erken ergenliğin daha sık görüldüğünü söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Elif Sağsak, maruz kaldığımız endokrin bozucuların son yıllarda giderek artmasının bu durumun nedenlerinden biri olduğunu söyledi. Doç. Dr. Sağsak, endokrin bozucuların nerelerde bulunduğu ve maruziyeti azaltmak için neler yapılması gerektiği konusunda önemli uyarılarda bulundu. 

 

Endokrin sisteminin işlevini bozarak sağlığımızı olumsuz etkileyen maddeler endokrin bozucu olarak tanımlanıyor. Hormonları taklit ederek veya hormonların işleyişini engelleyerek etki gösteren endokrin bozucuların aynı zamanda vücudumuzda yağ dokusunda uzun süre depolanabildiği bilgisini veren Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Elif Sağsak, gebelikte anneden de bebeğe geçerek bebeği de olumsuz etkileyebileceğini söyledi. 

Bu maddelerin özellikle çocuklarımızın sağlığı açısından son derece önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Sağsak, son yıllarda giderek artan oranlarda maruz kalınan endokrin bozucuların çocuklarda erken ergenliğin nedenlerinden biri olarak gösterildiğini söyledi

ENDOKRİN BOZUCULAR ERGENLİK SÜRECİNİ NASIL ETKİLİYOR?

Doç. Dr. Elif Sağsak’ın verdiği bilgiye göre, endokrin bozucular doğal ve sentetik olarak 2 gruba ayrılıyor. Doğal endokrin bozucuların başında doğada bulunan, doğal hormon yapısındaki gıdalar olan fitoöstrojenler geliyor. Sentetik grup için de endüstriyel temizlik malzemeleri, fitalatlar ve tarım ilaçları (pestisitler) yer alıyor. Endokrin bozucuların ergenlik sürecini nasıl etkilediği konusunda Doç. Dr. Sağsak şu bilgileri verdi: “Endokrin bozucular vücudumuzda beyin veya üreme organlarındaki hormon reseptörlerini etkileyerek ergenliğin daha erken başlamasına veya kızlarda ergenliği taklit eden izole meme büyümesine neden olabiliyor. Daha nadir olarak gecikmiş ergenliğe de neden olabiliyor. Yapılan çalışmalarda günde iki kez kırmızı et yiyen, yoğun trafiğin olduğu anayol kenarında yaşayan, tütün dumanına maruz kalan kızlarda ergenlik yaşının daha düşük olduğu gösterilmiş. Başka bir çalışmada daha erken adet gören kızların idrarında daha ileri yaşta adet gören kızlara göre endokrin bozucular daha fazla tespit edilmiş. Aynı zamanda östrojenik etkileri olan endokrin bozucular erkekler çocuklarda da jinekomastiye yani meme büyümesine de yol açabiliyor.”

BU ÜRÜNLERİN FAZLA KULLANIMI MARUZİYETİ ARTIRIYOR

Uzun süre fitoöstrojenler içeren ürünlerin tüketimi ile vücutta östrojen benzeri bir etki görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Sağsak, “Fitoöstrojenler doğada bazı besinlerin içinde bulunur. Bunların başında soya ürünleri, keten tohumu, adaçayı, meyan kökü, ısırgan otu gelir. Fitoöstrojenler aynı zamanda çilek, kızılcık, ahududu gibi meyvelerde de bulunur. Bu meyvelerin yıl boyu, mevsimi dışında, günde 1 porsiyondan fazla tüketimi sonucunda da vücutta östrojen benzeri etki görülebilir. Bunun yanında çoğu bitki çayları ve besin takviyeleri içinde de bu maddeler yaygın olarak bulunmaktadır. Bitki çaylarının da çocukların beslenmelerinde yeri olmadığını hatırlatan Doç. Dr. Sağsak, sözlerine şöyle devam etti: “Tek tük, tadımlık tüketilen bitki çayları değil ama özellikle aylarca düzenli içilen, adaçayı, ısırgan otu içeren bitki çayları yine östrojenik etkiler göstererek çocuklarımızda erken ergenliğe neden olabilir.”

Fitoöstrojenler dışında da endokrin bozuculara maruz kaldığımızı hatırlatan Doç. Dr. Elif Sağsak, sentetik grupta yer alan bu maddeler ve onlara nasıl maruz kaldığımız konusunda şu bilgileri verdi: “Bu maddeler arasında en sık fitalatlar, bisfenol (BPA) ve pestisitler ile karşılaşıyoruz. Fitalatlar, plastik malzemeleri daha yumuşak, elastik, hafif ve dayanıklı yapabilmek için kullanılır. Kozmetik ürünlerde, bebeklerin kullandığı biberon emziklerin yapımında kullanılabilir. Bisfenol A (BPA) yine plastik kaplama malzemesi olarak kullanılıyor. Bebek formülaları ve içeceklerin şişelerinde yer aldığı gibi gıda paketlerinde kullanılabiliyor. Pestisitler ise tarım ilaçları içinde bulunabiliyor. Bu şekilde sebze meyvelere veya hayvanların etlerine ve sütlerine, yumurtalarına karışabiliyor.”

ENDOKRİN BOZUCULARA MARUZİYETİMİZ AZALTMAK MÜMKÜN!

Günümüz şartları altında endokrin bozuculara maruziyeti sıfıra indirilemese de azaltmanın mümkün olduğunu söyleyen Doç. Dr.  Sağsak, bu konuda yapılabilecekleri şöyle sıraladı: 

Etiket okumak alışkanlık haline getirilme: “Bir ürün alırken içinde BPA içermediğine dikkat etmemiz gerekir. Bu nedenle etiket okumayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Çocukların plastik ürünlerle, oyuncaklarla maruziyeti olabildiğince kısıtlanmalı. Bebeklerin kullandığı emzik ve biberonların da BPA içermediğine dikkat edilmeli.

Gıdalar plastik kaplarda saklanmamalı: Anne sütü ve mamalar, çocuklara sunduğumuz gıdalar plastik kaplarda saklanmamalı, plastik kaplarda saklanan yiyecekler özellikle mikrodalgada ısıtılmamalı, yerine seramik kaplar kullanılmalı. Plastik kap kullanıyorsak sıcak yemekle temas etmemeli ve bulaşık makinasında yıkanmamalı.

Çocuklara çelik matara tercih edilmeli: Özellikle okul mataraları için plastik ürünler kullanmamalıyız. Mümkün oldukça çelik mataralar tercih edilmeli. Kullandığımız pet şişeler çok soğuk ve sıcak ortamlarda kimyasal madde salgıladıkları için güneş ışığında bırakılmamalı veya dondurucuya konmamalı. 

Plastik ambalajlı ürün alacaksak da bu ürünlerin alt kısmında yazılan simgelere dikkat edelim. 1,2,4,5 sayıları varsa sağlık için risk taşımıyor ancak 3-6ve 7 numaraların olması sağlık açısından riskli oluşturduğu anlamına geldiği hatırlanmalı. 

Organik ürünler tercih edilmeli: Tavuk ve yumurtaların organik olmasına dikkat edilmeli.  Yumurtaların üzerindeki barkod numarası “0 organik yumurta”, “1 gezen tavuk yumurtası” olduğunu ifade eder. Bu nedenle satın aldığımız ürünlerde bu rakamların olduğundan emin olunmalı. 

Sebze ve meyveler mevsimine tüketilmeli: Sağlıklı beslenme açısından da çok önemli olan bu konuya endokrin bozuculardan korunmak için de dikkat edilmeli.  Mevsimindeki sebze ve meyveler karbonatlı suda beklettikten sonra akan suda yıkanmalı ve soyulabilecek meyve sebzelerin kabukları soyularak tüketilmeli. 

DOKTOR TAVSİYESİ OLMADAN ÇOCUKLARA BESİN TAKVİYESİ KULLANILMAMALI!

Özellikle doğal gıdaların içinde bulunabilen fitoöstrojenlerden nasıl uzak kalınabileceği konusunda da bazı önerilerde bulunan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk Endokrinoloji Uzmanı, “Öncelikle doktor tavsiyesi olmadan besin takviyeleri kullanmamalıyız. Çünkü bu takviyelerin içinde bulunan bitkilerin östrojenik etkileri olabilir. Bu da çocuklarımızda erken ergenlik bulgularının ortaya çıkmasına neden olabilir. Boy uzatma, kilo aldırma vaadiyle önerilen çeşitli bitkisel karışımlardan da uzak durulması gerekiyor.” diye konuştu. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Özel Durumu Olan Çocukların Diş Tedavileri Sorunsuz Yapılabiliyor

Üsküdar Diş Hastanesi Çocuk Diş Hekimi Dr. Öğr. Üyesi Şebnem N. Koçan, özel durumu olan çocukların diş sağlığı konusunda bütün çocuklarda olduğu gibi velilere önemli görevler düştüğünü ifade ederek, özel durumu olan çocukların diş bakımı hakkında bilgi verdi.

Dr. Öğr. Üyesi Şebnem N. Koçan, aslında diş bakım rutininin herkes için aynı olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

“Günde en az 2 kez diş fırçalamak, 6 yaşından sonra diş ipi kullanmak ağız bakımının temelini oluşturur. Ancak seçilecek diş fırçası ve diş macunu değişiklik gösterebilir. Kullanımının kolay olması için elektrikli diş fırçasının kullanılması tavsiye edilir. Çocuğun tükürme yetisinin olması kullanılan diş macunu miktarını değiştirebilir. Tükürebiliyorsa, diş macunu kullanımı yaşına uygun olarak yapılabilir. Aksi takdirde, flor içerikli bir diş macunu sürüntü şeklinde ya da pirinç tanesi büyüklüğünde kullanılmalı.”

Genel anestezi altında tedavi yapmak gerekebiliyor

Özel durumu olan çocukların dişlerinde problem oluşursa sorun ortaya çıktığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Şebnem N. Koçan, şöyle devam etti:

“Diş hekimi koltuğunda bilinç açıkken tedavi yaptırmak önemli bir stres faktörüdür ve çoğu özel durumlu çocuk bu stresi kaldıramıyor. Bu durumda genel anestezi altında tedavi yapmak gerekebiliyor. Genel anestezi altında diş tedavisi yaptırmak aile için manevi açıdan yorucu bir süreç olabiliyor. Unutulmamalıdır ki çoğu diş problemi önlenebilir. Bütün çocuklarda olduğu gibi özel durumlu çocuklarda da ağız ve diş temizliğinin sağlanması pek çok diş probleminin oluşmasını engeller. Çocuk kendi ağız bakımını tam olarak yapabilecek duruma gelene kadar velilerin çocuğa yardımcı olması gerekiyor.”

Pratik malzemeler özel durumu olan çocukların diş tedavilerini kolaylaştırıyor

Dr. Öğr. Üyesi Şebnem N. Koçan, bütün sağlık alanlarında olduğu gibi diş hekimliğinde de teknolojinin hızla geliştiğini dile getirerek, “Son dönemde geliştirilen, kullanımı pratik malzemeler özel durumu olan çocukların diş tedavilerini kolaylaştırıyor. Dijital görüntüleme de son dönemde diş kliniklerinde kullanılan ve hasta konforunu arttıran önemli bir teknoloji. Hızlı uygulanabilen süt dişi dolgu ve kanal tedavisi malzemeleri de aynı şekilde tedaviyi kolaylaştırıyor.” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Şebnem N. Koçan, ilk süt dişi çıkmaya başladığında ailelerin bir çocuk diş hekimi randevusuna gitmesini tavsiye ederek, ağız sağlığının korunması için gerekli bilginin ailelere verilebileceğini, en az 6 ayda bir rutin diş hekimi kontrolüne gidilmesinin de hem yeni başlayan sorunların ilerlemeden çözülmesi hem de sağlıklı dişlerin korumaya alınması açısından faydalı olacağını anlattı. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı