Aylık arşivler: Ekim 2023

Merck Türkiye'de Pazara Erişim ve Fiyatlandırma Kıdemli Departman Müdürü Ataması

Betül Balta, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde lisans eğitimini ve Bilgi Üniversitesi’nde Finansal Ekonomi üzerine Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Kariyerine 2010’da Accenture firmasında başlayan Balta, ardından IMS Danışmanlık Grubu’nda devam etti. 

 

2014 yılında ilaç sektörüne geçiş yapan Betül Balta, Amgen’da İş Planlama ve Analiz Müdürü olarak göreve başladı ve 2015 yılında sorumluluk alanlarına Orta Doğu ve Afrika (TMEA) bölgeleri de eklendi. 2017 yılında Sağlık Politikaları ve Geri Ödeme Departmanına geçiş yaptı. Son olarak, Bristol Myers Squibb firmasında Pazara Erişim ve Fiyatlandırma Kıdemli Müdürü olarak görev yapan Betül Balta, 13 yıllık kariyer yolculuğu süresince Pazara Erişim, Geri Ödeme ve Fiyatlandırma konularında birçok başarılı proje gerçekleştirdi. 

 

Merck Türkiye’de Pazara Erişim ve Fiyatlandırma Kıdemli Departman Müdürü olarak yeni görevine başlayan Balta, aynı zamanda Merck Türkiye Liderlik Ekibi üyesi oldu.

Merck Hakkında:

Dünyanın lider bilim ve teknoloji şirketlerinden Merck, Sağlık Hizmetleri, Yaşam Bilimleri ve Elektronikler alanlarında faaliyet göstermektedir. Şirketin yaklaşık 56.000 çalışanı, daha keyifli ve sürdürülebilir bir şekilde yaşamanın yeni yollarını bulmak için her gün milyonlarca insanın hayatında olumlu bir fark yaratmak amacıyla çalışmaktadır. Merck, gen düzenleme teknolojilerini geliştirme ve benzersiz yöntemler keşfetmekten, akıllı cihazlar kullanarak en zorlu hastalıkları tedavi etmeye kadar her alanda varlığını göstermektedir. 66 ülkede faaliyet gösteren şirket için, bilimsel merak ve sorumluluk sahibi girişimcilik teknolojik ve bilimsel gelişimin kilit unsurları olmuştur. Merck, 1668 yılındaki kuruluşundan bugüne bu şekilde büyümüştür. Şirketi kuran aile, halka açık şirketin hisselerinin çoğunluğuna sahip olmayı sürdürmektedir. Merck, Merck adının ve markasının küresel haklarına sahiptir. Bu konudaki tek istisna ABD ve Kanada’dır; Merck’in farklı iş kolları ABD’de ve Kanada’da sağlık alanında EMD Serono, yaşam bilimlerinde MilliporeSigma ve elektronikler konusunda EMD Performance Materials adıyla faaliyet göstermektedir. http://www.merck.com.tr/tr

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

GPD'nin bir araya getirdiği gıda sektörü, tarımdan lojistiğe, sürdürülebilirlikten insan kaynağına önemli başlıklarda görüşlerini paylaştılar

Modern gıda perakendesinin temsilcisi Gıda Perakendecileri Derneği (GPD), 10 Ekim 2023 Salı günü gerçekleştirdiği 9. Ortak Gelişim Kongresi’nde gıda perakendecilerini ve tedarikçilerini bir araya getirdi. 700’ün üstünde profesyonelin Wyndham Grand Levent Istanbul’da buluştuğu kongre, eş zamanlı olarak Digital Network Alkaş’ta yayımlandı. 

GPD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Önder Özpamukçu’nun açılış konuşmasını yaptığı kongrede, gıda arzı güvenliğinin korunması için yapılması gerekenler, sektörün sürdürülebilirlik alanında gerçekleştirdiği projeler, tedarik zinciri yönetiminde verimlilik artırıcı çözümler, insan kaynağında yaşanan sıkıntılar sektör profesyonelleri tarafından ele alındı. Kongrede hızlı tüketim ürünleri pazarının genel durumuna dair güncel veriler paylaşılırken, oturumlarda sektör gündemine dair çalışmalar ve kapanışta da Türkiye ekonomisi ve dönüşüm konusu incelendi.

GPD’nin ana çalışmalarının üç eksene oturtulduğunu belirten Özpamukçu, bu üç başlığın gıda perakendeciliği sektörünün sunduğu sosyo-ekonomik katma değeri artırmak, dünyadaki yenilikçi uygulamaları ülkemize getirerek gıda perakendeciliğinin gelişimiyle tarım sektörünü ve üretimi geliştirmek, sektörün modernleşerek sürdürülebilir büyümesini sağlamak; böylece rekabetçiliğini ve istihdam kapasitesini artırmak olduğunu belirtti. 

 

Perakendenin 1 birim büyümesi, ülke ekonomisine 1,5 – 2 kat olarak yansıyor

Gıda, yiyecek içecek ve temel ihtiyaç maddeleri harcamalarının hane halkı tüketim harcamalarının %50’sinden fazlasını oluşturduğunu, dolayısıyla gıda perakendecileri ile üretici ve tedarikçilerin ekonomik öneminin arttığını ifade eden Özpamukçu; “Gıda perakendesini rakamlarla belirtirsek, 2022 yıl sonu itibariyle ülkemizdeki toplam gıda perakendesi pazarının büyüklüğü 1,6 Trilyon TL olarak ölçülüyor. Bunun içinde modern yani organize kanalın büyüklüğü 550 milyar TL seviyesinde. Rakamsal verilerin yanı sıra, ekonomiye etkimizi gösteren diğer bir gösterge ise sektörün ekosistemini de geliştirmesiyle ilintili olan çarpan etkisi. Perakende sektörünün çarpan etkisi gıda perakendesinde 1,3 iken, perakendenin diğer kolları da dahil edildiğinde söz konusu etki 2 civarında görülüyor. Başka bir deyişle, perakendenin 1 birim büyümesi, genel ülke ekonomisine 1,5 – 2 kat olarak yansıyor. Hal böyle olunca, içinde bulunduğumuz perakende sektörünün ülke ekonomisi içinde ne kadar önemli bir konumda olduğunu görüyoruz.” dedi. 

Modern perakende payı ile enflasyon ilişkisine değinen Özpamukçu; “Modern perakende ne kadar gelişirse, payı ne kadar artarsa o ülkedeki enflasyon oranı daha düşük oluyor. Ancak Türkiye’de modern perakende gelişmiş ülkelerin halen çok gerisinde: Ciro bazında modern perakende %45’lerde seyrediyor. Avrupa’da %70 ila %90 arasında bu oranlar. Modern perakendemizi gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmamız halinde çok yüksek olan kayıtdışılık oranımız azalacak, ülke ekonomimiz büyüyecek ve halkımızın refahı artacak.” dedi. 

Modernleşmenin kaçınılmaz bir süreç olduğunu, bu sürecin tüketicinin de talebiyle şekillendiğini belirten Özpamukçu, bu değişime hakkını vererek yatırım yapabilmenin yolu perakendecilerin büyümesinden, yerel zincirlerin büyüyerek ulusallaşması ve gelişiminden geçtiğini vurguladı.

 

Enflasyonla mücadelede tedarikçilerin desteği şart

Enflasyonla mücadelenin ve fiyat istikrarının sadece zincirin son halkası olan gıda perakendecilerinin değil, tedarik zincirinde yer alan bütün oyuncuların topyekûn mücadelesini gerektirdiğini yineleyen Özpamukçu, GPD üyesi perakendecilerin her zaman taşın altına elini koyduğunu ve bu mücadeleyi desteklediklerini dile getirdi. Ticaret Bakanı’nın çağrısına da tüm marketlerde indirim ve kampanyalarla cevap verildiğini belirten Özpamukçu; “Borsaya kote firmalarımızın rakamlarından da açıkça görülebileceği gibi sektörümüz oyuncuları ekonomik modelimiz gereği %2-3,5 bandında çok düşük net karlılıklarla çalışmakta. Bu sebeple bu mücadeleyi tedarikçilerimizin desteği olmadan yapamayız.  Tüm paydaşlarımızdan enflasyonla topyekün mücadele kapsamında ülkemizin orta vadeli planına uyumlanma, maliyetlerinde verimlilik ve yaptığımız ve yapacağımız indirimlerde destek beklediğimizi açıkça ifade etmeliyim.” dedi. 

 

Perakendenin tüm konuları Yüzde 100 Perakende başlığı altında görüşüldü

Cumhuriyetin yüzüncü yılında, gelecek yüz yılı planlarken daha güçlü bir ülke ekonomisi için çözümün daha planlı üretmekte ve daha gelişmiş bir tedarik zincirinde yattığına vurgu yapılan kongrede “Yüzde 100 Perakende” temasıyla “Daha güçlü bir ülke ekonomisi için büyüyen PERAKENDE” mottosu işlendi. 

Kongrede sektörün merakla beklediği değerli araştırmaların sonuçları da paylaşıldı. 

Gelecek 100 Yılda Sürdürülebilir Bir Dünya için Sürdürülebilir Perakende oturumunda NielsenIQ Türkiye Genel Müdürü, Orta Doğu ve Afrika Analitik Lideri Didem Şekerel Erdoğan ve NielsenIQ Türkiye Perakende Hizmetleri Direktörü Serhat Sükan, hızlı tüketim ürünleri pazarının güncel durumuna ve sürdürülebilirlikle ilgili çalışmaların sonuçlarına dair verileri paylaştılar.

Türkiye tütün ve alkol hariç FMCG pazarının 2023’ün ilk 8 ayında hacim olarak %5,0, ciro olarak da %85,5 oranında büyüme kaydettiğinin altını çizen NielsenIQ Türkiye Genel Müdürü, Orta Doğu ve Afrika Analitik Lideri Didem Şekerel Erdoğan, Türkiye’nin bu güçlü performansla Avrupa ve Global ortalamadan pozitif olarak ayrıştığını vurguladı. Büyümeyi hem hacim ve hem de ciro bakımından öne çeken kategoriler arasında Ev Temizlik, Kişisel Bakım, İçecekler ve Atıştırmalıklar kategorilerinin öne çıktığını belirten Şekerel Erdoğan, 2023’ün ilk 8 ayında yüksek büyüme performansıyla ciro payını en çok arttıran ilk 3 kategorinin Gazlı İçecekler, Çerez ve Kuruyemiş olduğunu paylaştı. 

Didem Şekerel Erdoğan’la birlikte sahneyi paylaşan NielsenIQ Türkiye Perakende Hizmetleri Direktörü Serhat Sükan ise, FMCG E-Ticaret pazarının gelişimine ilişkin verileri paylaştı. Serhat Sükan, 2022’deki normalizasyon döneminden sonra E-Ticaret’in 2023’te güçlü büyümesini sürdürdüğünü ve FMCG kategorilerinin %131’lik güçlü bir ciro büyümesi kaydettiğini paylaştı. Sükan, FMCG E-Ticaret pazarında 2023’ün ilk 8 ayında en çok ciro büyümesi kaydeden ilk 3 kategorinin Ev Temizleyicileri, Sabun ve Duş Jelleri ile Buzlu Çay olduğunu paylaştı.  

Türkiye’de Gıda Arzı Güvenliği: Yeni Bir Yaklaşım ve Yeni Bir Model oturumunda Boğaziçi Üniversitesi Makro Ekonomi ve Uygulamalı Ekonometri Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gökhan Özertan’ın sunumuyla planlı üretim, üretimin desteklenmesi ve zincirin koordinasyonu için bir model önerisi ele alındı. Gıda Arzı Güvenliği Sistem Detayları oturumunda önerilen sistemin detayları Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın moderatörlüğünde Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Tekgüç ve Taze Süt Kurucu Ortağı Murat Bolat tarafından görüşüldü. Fiyat istikrarının sağlanması ve gıda arzı güvenliğinin tespiti için özel sektör çalışmaları ise Sektör Çözüm Önerilerini Konuşuyor oturumunda A101 İcra Kurulu Üyesi ve COO’su Aziz Şahin moderatörlüğünde Balkan Süt Genel Müdürü Halil Durmaz, Yayla Bakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gümüş ve Bain & Company Türkiye Yardımcı Ortağı Onur Candar tarafından ele alındı.

Unilever Türkiye Satış ve Müşteri Geliştirmeden Sorumlu Başkan & Orta Asya Genel Müdürü Bilgehan Çevik, Coca-Cola İçecek Kurumsal İlişkiler ve Sürdürülebilirlik İcra Kurulu Üyesi Burçun İmir, PepsiCo Türkiye Satış Başkan Yardımcısı Ergün Günay ve Migros Ticaret A.Ş. Perakende Genel Müdürü Mustafa Bartın’ın katıldığı Sürdürülebilir Çözümlerle Yeni Perakende oturumunda, sektördeki sürdürülebilirlik çalışmaları ile bu çalışmaların gelişime ve tüketici tercihlerine etkisi görüşüldü. BİM, CEO’su Haluk Dortluoğlu, TAB GIDA, Co-CEO’su Özgür Çetinkaya ve P&G Türkiye CEO’su Tankut Turnaoğlu, Rota Yeniden Oluşturuluyor: Tedarik Zinciri Yönetimi oturumunda tedarik zincirini daha verimli hale getirmek için sürdürülen çalışmaları ve ortak çözüm önerilerini ele aldılar. Sektörün En Önemli Kaynağı / Sorunu: İnsan başlıklı oturumda Caffè Nero Türkiye CEO’su Ahmet Yanıkoğlu ve CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, sektörde insan kaynağının önemine değinerek, güncel durumda yaşanan sıkıntılara çözüm önerilerini görüştüler.

Kongrenin kapanış oturumunda İletişim ve Finans Danışmanı Dr. Artunç Kocabalkan moderatörlüğünde Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, Prof. Dr. Ege Yazgan ve Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu Türkiye Ekonomisi ve Rasyonel Dönüşüm başlığı altında ekonomik değerlendirmelerde bulunarak, yeni politikaların sektöre yansımalarının nasıl olacağını görüştüler.

9. Ortak Gelişim Kongresi destekçileri arasında Platin Sponsorlar olarak Coca Cola İçecek, Fairy, Henkel, PepsiCo ve Unilever yer aldı. Hayat Kimya, Nestle ve Ülker Altın Sponsor olurken, CBN Logistics, IFCO, LilaKağıt ve Nielsen Gümüş Sponsor desteği verdiler. Kongrenin Bronz Sponsorları Evyap, LaLorraine, Tomra, Obase ve PlusScope oldu.

 

GPD Hakkında:

2012 yılında kurulmuş olan Gıda Perakendecileri Derneği (GPD), ulusal, bölgesel ve yerel modern gıda perakendecileri ile hızlı restoran ve kahve zincirlerinin temsilcisi konumunda. GPD üyesi marketler ve gıda servis zincirleri 40 bin satış noktasında 450 bini aşkın kişiyi istihdam ederek kayıtlı ekonomiye büyük katkı sağlıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ING, Emeklilere 12.500 TL'ye Varan Nakit Promosyon Fırsatı Sunuyor

ING Türkiye, emeklilere yönelik nakit promosyon tutarını yükseltti. Emekli maaşını ING Türkiye’ye taşıyan emekliler, maaş tutarına göre 8.500 TL’ye varan ek koşulsuz nakit promosyon kazanıyor. Üstelik, emekli maaşını ilk defa ING’ye taşıyanlar, vadesiz hesaplarına bağlı verecekleri otomatik fatura talimatlarına 4.000 TL’ye varan ek nakit promosyon kazanarak toplamda 12.500 TL’ye varan nakit promosyon fırsatından yararlanabiliyor. Emekliler, ING Mobil’de yer alan Cebimdeki Danışman sayesinde görüntülü görüşme ile danışmanlara uzaktan bağlanarak emekli maaşlarını taşıyabiliyor.

Dijital gücüyle kalıpların dışında ve hayatın içinde çözümler geliştiren ING Türkiye, emeklilere yönelik promosyon tutarını yükseltti. Emekli maaşını ING Türkiye’ye taşıyan emekliler, maaş tutarına göre ek koşulsuz 8.500 TL’ye varan nakit promosyon kazanabiliyor. Üstelik emekli maaşını ilk defa ING’ye taşıyanlar, vadesiz hesaplarına bağlı verecekleri otomatik fatura talimatlarına 4.000 TL’ye varan ek nakit promosyon kazanarak toplamda 12.500 TL’ye varan nakit promosyon fırsatından yararlanabiliyor. 

Yeni emekliler ve EYT ile emekli olanlar da emekli maaş promosyonundan faydalanabiliyor. Emekliler, e-Devlet Kapısı üzerinden, ING şubelerine gelerek veya ING Mobil’de yer alan Cebimdeki Danışman sayesinde görüntülü görüşme ile danışmanlara uzaktan bağlanarak emekli maaşlarını ING’ye kolayca taşıyabiliyor.

8.500 TL’ye varan ek koşulsuz nakit promosyonundan 13 Mart 2023 – 31 Ekim 2023 tarihleri arasında emekli maaşını 3 yıl boyunca ING’den alma taahhüdü veren, mevcut ve yeni müşteriler yararlanabiliyor. Emekli maaşını ING’den almaya başlayanlar, 1 aylık toplam gelir tutarları; 3.500 TL’ye kadar ise 5.100 TL; 3.500 TL– 7.500 TL arası ise 5.950 TL; 7.500-10.000 TL arası ise 7.650 TL; 10.000 TL ve üzeri ise 8.500 ek koşulsuz nakit promosyon almaya hak kazanıyor. Ayrıca, 1 Ekim 2023-31 Ekim 2023 tarihleri arasında ING Türkiye’den ilk kez emekli maaşını alacak olan ve bu tarihler arasında ilk kez nakit promosyonu vadesiz hesaplarına yatan emekli maaş müşterileri, verecekleri her otomatik fatura talimatına 1000 TL, toplamda da en fazla 4.000 TL ek nakit promosyon kazanabiliyor.

 

ING Türkiye Hakkında:

Faaliyetlerini ING Grubu’nun, insanların iş ve özel hayatlarında bir adım önde olmalarını mümkün kılma amacıyla gerçekleştiren ING, Türkiye’nin lider dijital kurumu olma hedefiyle bankacılık sektörü ve özellikle dijital bankacılıkta öncü adımlar atıyor. Müşterilerine her zaman, her yerden, kolay ve zahmetsiz hizmet sunabilmek amacıyla faaliyet gösteren ING Türkiye, marka yolu “sen hayatını yaşa” kapsamında “Kalıpların dışında hayatın içinde” söylemiyle ilerliyor. Kalıpların dışında bankacılık ürün ve hizmetleri geliştirerek müşterilerine hayatın içinde çözümler sunduğunu vurgulayan ING, bu söylem ile klişeleri sorgulayan, öncü ve yenilikçi marka tavrını güçlendiriyor. Dijitalleşme ve sürdürülebilirliği stratejisinde önceliklendiren ING Türkiye, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye), Uluslaraarası Yatırımcılar Derneği (YASED) üyesi ve çalışma gruplarında yer alıyor, aynı zamanda UNEP FI Sorumlu Bankacılık Prensipleri ve UN WEPs – Kadını Güçlendirme Prensipleri imzacısı.

ING Grubu Hakkında:

Güçlü bir Avrupa temeline sahip, dünya çapında bir finansal hizmetler şirketi olan ING Grubu, bankacılık faaliyetlerini ING Bank A.Ş. şirketi üzerinden yürütüyor. İnsanları güçlendirerek özel ve iş hayatlarında bir adım önde olmalarını sağlamayı ve insanlar ve gezegen için fark yaratmayı amaçlayan ING Grubu, 40’tan fazla ülkede 60 bin çalışanıyla bireysel ve kurumsal bankacılık hizmetleri sunuyor. ING Grubu hisseleri Amsterdam (INGA AS, INGA.AS), Brüksel ve New York Menkul Kıymetler Borsası’nda (ADRs: ING US, ING.N) işlem görüyor. Sürdürülebilirliği stratejisinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul eden ING, Sustainalytics ve MSCI tarafından yapılan sektör kıyaslamalarında ve Karbon Saydamlık Projesi (CDP) tarafından oluşturulan “AA-List” derecelendirmesinde lider konumda yer alıyor. ING, 2022 tarihinde S&P Global Ratings tarafından yapılan ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim) değerlendirmesinde “güçlü” puan aldı. ING grup hisseleri ayrıca, STOXX, Morningstar ve FTSE Russell gibi önemli sürdürülebilirlik endekslerinde yer alıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bybit kullanıcıları Max Verstappen'in Japonya Grand Prix'si ve Pilotlar Şampiyonluğu zaferiyle tarihi çifte zafere imza atmasına tanıklık etti

Dünyanın en çok ziyaret edilen üçüncü kripto borsası Bybit, Max Verstappen’in sezonun son zaferini kazanarak tek bir sezondaki toplam galibiyet rekorunu kırmasının ardından, uzun süredir ortağı olan Oracle Red Bull Racing ile yaptığı iş birliği sayesinde hayranlarını 2023 Formula 1 Japonya Grand Prix’sinde unutulmaz bir deneyim yaşattı.

Yenilikçiliği, hızı ve şiddetli rekabete karşı amansız zafer arayışını kutlayan endüstriler olarak Formula 1 ve kripto ticareti, sınırları zorlama ve geleneklere meydan okuma konusunda benzer bir ruhu paylaşıyor. Bybit’in seçkin hayranları Suzuka Pisti’nde birinci sınıf VIP koltuklar da dahil olmak üzere üst düzey izleme paketlerinden yararlandı. Özel bir yarış öncesi resepsiyonu da katılımcıların seçkin yarış kültürüne kendilerini kaptırmalarına ve Oracle Red Bull Racing’in yıldız pilotu Max Verstappen ile doğrudan kaynaşarak galibiyetini ve olağanüstü başarısını kutlamalarına yardımcı oldu.

Bybit’in kurucu ortağı ve CEO’su Ben Zhou, “Oracle Red Bull Racing ile ortaklığımızı güçlendirerek dünya çapındaki taraftarları bu inanılmaz fırsatla güçlendirmekten heyecan duyuyoruz” dedi. “Bunun gibi işbirlikleri aracılığıyla, motor sporları ve kripto dünyasının bu önde gelen dünyalarına benzersiz erişim sağlayarak toplulukları zenginleştirmeyi amaçlıyoruz. Bybit, gelecek nesillere ilham vermek ve onların ilgisini çekmek için şampiyon bir ekiple güçlerini birleştirmekten gurur duyuyor.”

Bybit’in amacı, tutkulu toplulukları teşvik etmek ve birinci sınıf ortaklıklar ve etkinlikler aracılığıyla sektörler arasında bağlantılar kurmaktır. Şirket, gelişmekte olan teknolojilerin anlaşılmasını teşvik etmeyi ve küresel olarak yenilikçiler için uzun vadeli ilerlemeyi geliştirmeyi amaçlıyor.

Bybit, kripto toplulukları içindeki katılımı artırmak için yenilikçi yollar keşfetmeye devam edecektir. Vizyoner kuruluşlarla stratejik uyumlar yoluyla, amaçları kriptonun kurucularını ve inananları tam potansiyellerine ulaşmaları için güçlendirmektir.

Bybit, 2018 yılında kurulan ve kripto yatırımcılarının ultra hızlı bir eşleştirme motoru, mükemmel müşteri hizmetleri ve çok dilli topluluk desteği bulabilecekleri profesyonel bir platform sunan bir kripto para borsasıdır. Bybit, Formula 1’in son İnşaatçılar ve Sürücüler şampiyonu Oracle Red Bull Racing takımının, espor takımları NAVI, Astralis, Alliance, Made in Brazil (MIBR) ve Oracle Red Bull Racing Esports’un gururlu bir ortağıdır. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2030 Hedefleri için Avrupa İş Dünyası Tiflis'te Bir Araya Geldi

UN Global Compact ve UN Global Compact Gürcistan Yerel Ağının Avrupa Bölgesi yerel ağları iş birliğiyle 9 Ekim’de Tiflis’te 30 ülkeden iş dünyası liderleri, hükümet ve sivil toplum temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen “Uniting Business Europe: Halfway to 2030: Stock-taking of SDG Progress in Europe” etkinliğinde SKA’lara yönelik ilerleme, kriz zamanlarında iş dünyasının liderliği; ilkelere dayalı bir yaklaşımın kritik rolü ve küresel eğilimler değerlendirildi.

Türkiye’den de konuşmacıların yer aldığı etkinlikte, Fiba Yenilenebilir Enerji Genel Müdür Yardımcısı Özlem Çolak “Yenilenebilir Enerjiye Geçişin Hızlandırılması” panelinde, Koç Holding Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ebru Tüzecan “Kriz Zamanında İş Dünyası” panelinde, Hepsiburada Kurumsal İletişim Müdürü Cem Tanır ise “Kadının Ekonomik Güçlenmesi: Fırsatlar ve Zorluklar” başlıklı panelde konuşmacı olarak yer aldı. UN Global Compact Türkiye Genel Sekreteri Melda Çele ise bu panelde moderatör olarak yer aldı.

 

Fotoğraf İsimleri (soldan sağa)

1- UN Global Compact Türkiye Genel Sekreter Yardımcısı – Gaye Sarıoğlu

2- Arkas Sürdürülebilirlik Direktörü – Serra Tükel 

3-Koç Holding Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ebru Tüzecan 

4 – Fiba Yenilenebilir Enerji Genel Müdür Yardımcısı Özlem Çolak

5- UN Global Compact Türkiye Genel Sekreteri Melda Çele 

6 – Hepsiburada Kurumsal İletişim Müdürü Cem Tanır 

7 – UN Global Compact Türkiye – Uzman – Güzin Aycan Öztürk Kocabaş

 

UN Global Compact Hakkında

 

United Nations (UN) Global Compact 160’ın üzerinde ülkede 20.000’den fazla şirket ve 5.000’in üzerinde şirket dışı üyesi ile dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifidir. 2000 yılında çalışmalarına başlayan UN Global Compact, dünyamız, tüm insanlar, topluluklar ve pazarlara fayda sağlayan sürdürülebilir ve kapsayıcı bir küresel ekonomi yaratmak için kurumların iş birliği ile harekete geçmelerini teşvik eder.

 

UN Global Compact dünya çapındaki şirketlerin stratejilerini ve operasyonlarını insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele alanlarındaki On İlke‘ye uyumlu hale getirmeleri için desteklerken aynı zamanda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları‘na ulaşılabilmesi için iş dünyasına liderlik eder.

 

UN Global Compact Türkiye Hakkında

UN Global Compact, ilkelerini ve etkileşim platformlarını yerel ölçekte tanıtmak, geliştirmek ve yerel ihtiyaçlara cevap verebilmek amacıyla 69 ülkede Yerel Ağları üzerinden faaliyetlerini sürdürmektedir. Yerel Ağlar, UN Global Compact’in küresel ölçekte yaratılan gündemini ulusal, kültürel ve dilsel farklılıkların olduğu coğrafyalara taşıyarak yerel uygulamalarla yaygınlaştırmaktadır.

 

UN Global Compact’in Türkiye Yerel Ağı olan UN Global Compact Türkiye, sürdürülebilir kalkınma için sorumluluk alan şirketlerin yanı sıra aralarında sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve belediyelerin de yer aldığı çok paydaşlı üye yapısı ile Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması için bir gelişim, paylaşım ve işbirliği platformu sunmaktadır. UN Global Compact Türkiye gerçekleştirdiği etkinlikler, sunduğu kaynak ve araçlarla üyelerinin sürdürülebilirlik alanında gelişimini desteklerken hem yerelde hem de küresel ölçekte iyi uygulamaların paylaşılması ve işbirliklerinin kurulması için bir buluşma noktası işlevi görmektedir.

2002 yılından bu yana Türkiye’de kurumsal sürdürülebilirlik gündemini belirlemede öncü rol oynayan UN Global Compact Türkiye, 2013 yılında TÜSİAD ve TİSK ortaklığında bir platform olarak kurulmuştur. UN Global Compact Türkiye 2023 yılında “Küresel İlkeler Sözleşmesi İmzacıları Derneği” olarak kurulmuştur.

 

UN Global Compact Türkiye, 370 şirket üyesiyle Doğu Avrupa ve Ortadoğu Bölgesi’nde 1., Avrupa’da 8. sıradadır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

8 Soruda Uyku Apnesi Testi

Ülkemizde her 5 kişiden birinde uyku apnesi olduğunu biliyor muydunuz? Üstelik pek çok kişinin bu tehlikeli hastalığa sahip olduğundan habersiz yaşadığını? Acıbadem Taksim Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Emir Tavşanlı, günümüzde hızla yaygınlaşan ve genç yaşlarda da çok sık görülür hale gelen uyku apnesinin, uyku hastalıkları arasında uykusuzluktan sonra en sık görülen ikinci hastalık olduğunu belirterek “Tıkayıcı uyku apnesi tedavi edilmezse yaşam kalitesini oldukça düşürmesinin yanı sıra yol açtığı sorunlar nedeniyle özellikle gece veya sabaha karşı ani ölümle bile sonuçlanabiliyor” diyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Emir Tavşanlı uyku apnesi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı, 8 soruda kendinizde farkındalık yaratabilecek Uyku Apnesi Testi hazırladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

 

Horlama, boğulur gibi uyanma, uykuda arasıra nefesin durması, uykuda terleme, sabah yorgun ve baş ağrısı ile uyanma, gün boyu sinirlilik, odaklanamama, yorgunluk gibi birçok sorun uyku apnesinden kaynaklanıyor. Üstelik sorunlar hastalığın şiddetine göre değişik derecelerde görülebiliyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Emir Tavşanlı, uyku esnasında üst solunum yolundaki daralma veya tıkanmaya bağlı olarak solunumun onlarca veya yüzlerce kez kesintiye uğraması olarak tanımlanan Tıkayıcı Uyku Apnesi’nin özellikle son yıllarda sağlıksız beslenme ve hareketsizlik derken obezitedeki artışla birlikte genç yaşlarda da çok sık görülen bir hastalık haline geldiğini söylüyor. 

 

Risk faktörlerine dikkat!

 

Yapılan çalışmalara göre; özellikle fazla kilolu olmanın tıkayıcı uyku apnesinde en önemli risk faktörünü oluşturduğunu vurgulayan Dr. Tavşanlı, kilomuzdaki yüzde 10’luk bir artışın tıkayıcı uyku apnesi riskini 6 kat artırdığını, ayrıca kişinin boyun yapısı kısaysa, boğazda havanın geçtiği yol yapısal olarak dar bir anatomiye sahipse daha fazla risk altında olduğunu belirtiyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Emir Tavşanlı “Tıkayıcı uyku apnesinde nefeste kesilmelerin olduğu dönemde kandaki oksijen oranı düşüyor ve oksijen seviyelerindeki dalgalanmalar vücuttaki dokulara zarar verebiliyor. Özellikle damar yapılarında meydana gelen hasarlar damarlarda tıkanıklıklara neden olabiliyor. Aynı zamanda kan basıncında ani yükselmeler de görülebiliyor ve tüm bunlar kalp krizi ve inme olarak bilinen kalp-damar ve beyin damar hastalıklarına zemin hazırlıyor” diyor.

 

Uyku apneniz var mı? Bu sorularla test edin!

 

Kişilerin tıkayıcı uyku apnesi açısından ne derecede riskli olduklarını basit bir tarama testi ile tespit edebileceklerini belirten Dr. Mustafa Emir Tavşanlı, testin değerlendirilmesine yönelik şu bilgileri veriyor: “Aşağıdaki 8 sorudan oluşan bu testteki sorulara ‘evet’ veya ‘hayır’ şeklinde yanıt verilmektedir. Toplamda 2 veya daha az ‘evet’ cevabı tıkayıcı uyku apnesi açısından düşük risk olarak kabul edilmektedir. Ancak ilk 4 sorudan en az ikisine ‘evet’ diyen erkekler, ilk 4 sorudan en az ikisine ‘evet’ diyen ve beden kitle indeksi 35’in üzerinde olanlar, ilk 4 sorudan en az ikisine ‘evet’ diyen ve boyun ölçüsü geniş olanlar ile toplamda en az 5 soruya ‘evet’ diyenlerin ağır düzeyde tıkayıcı uyku apnesi riski olduğu kabul edilmektedir.” İşte, 8 soruda uyku apnesi testi;

 

  1. Yüksek sesle (kapı kapalıyken bile duyulacak düzeyde veya eşinizin size dürtmesine neden olacak düzeyde) horlar mısınız?
  2. Gün içinde sık sık kendinizi yorgun, bitkin ya da uykulu hisseder misiniz?
  3. Uykunuzda nefesinizin durduğunu görmüş olan, bunu söyleyen birisi oldu mu?
  4. Yüksek tansiyonunuz var mı? Ya da yüksek tansiyon için ilaç kullandınız mı?
  5. Beden kitle indeksiniz (kilogram cinsinden kilo, metre cinsinden boyun karesine bölünerek bulunur) 35 veya 35’in üzerinde midir?
  6. Yaşınız 50 veya üzerinde midir?
  7. Boyun ölçünüz geniş mi? (Gömlek yakası ölçüsü erkek için 43 cm, kadın için 41 cm veya üzerinde midir?)
  8. Cinsiyetiniz erkek midir?

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ruh Sağlığının En Güçlü İlacı: Gülmek

Doktor muayenesinden laboratuvar hizmetlerine, evde bakımdan fizik tedavi ve rehabilitasyona, ihtiyaç duyduğunuz tüm sağlık hizmetlerini ayağınıza getiren Bir Adım Sağlık, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı gününde herkesi bol bol gülmeye çağırıyor. Gülmenin pozitif duyguları tetiklediğini söyleyen Bir Adım Sağlık Genel Müdürü Ayşe Şengel, “Gülmek bizi hayata bağlar, daha iyimser bir insan olmamızı sağlar” diyerek gülmenin ruh sağlığımıza olumlu etkilerinin altını çiziyor.

 

Her yıl 10 Ekim tüm dünyada ruh sağlığı ve ruh hastalıklarının toplumda farkındalığını ve anlaşılırlığını artırmak amacıyla  Dünya Ruh Sağlığı Günü olarak kutlanıyor. Bir Adım Sağlık Genel Müdürü Ayşe Şengel, bu özel günde ruh sağlığına en iyi gelen, en güçlü ilacın gülmek olduğunu hatırlatıyor.  Gülmenin ruh sağlığına, psikolojik birçok rahatsızlığa, strese, huzursuzluğa ve daha birçok sıkıntıya karşı en önemli tedavilerden biri olduğunu söyleyen Şengel, “Güldüğümüz zaman beynin kimyası değişiyor. Gülünce salgılanan endorfin, dopamin maddeleri de ağrı gidericidir. Gülersek savunma sistemimiz kuvvetlenir, direncimiz artar. Hayal dünyamız gelişir ve yaşam standardımız yükselir. Gülmek beyin merkezinin aktif olması demektir. Gülmek hem kendi beynimiz için faydalı hem de etrafımızdaki insanlar için faydalıdır. Pozitif duygular insanda diğer duyguları da etkileyerek yaşam standardımızı yükseltir. Pozitif ve iyimser bir insan olmanın da neredeyse baş koşulu sayılabilecek gülmek, hem kendimizi hem de çevremizdekileri mutlu eder. Bizi hayata da bağlar, daha iyimser bir insan olmamızı sağlar” diyor.

 

Bir Adım Sağlık Genel Müdürü Ayşe Şengel, gülmenin faydalarını ise şöyle sıralıyor:

  1. Gerginliği azaltır: Gülmenin en büyük faydalarından biri gerginliği azaltmasıdır. Bu nedenle psikologlar ve yaşam koçları bol bol gülmemizi tavsiye ediyor.
  2. Kalp hastalıkları riskini en aza indirir: ABD ve Kanada’da yapılan araştırmaların sonunda elde edilen bulgulara göre gülmek, kalp hastalıkları riskini büyük oranda azaltıyor.
  3. Stres giderir: Stres hormonlarının oranını azaltan gülmek, en doğal sakinleştiricilerden biridir.
  4. Kasları gevşetir: Gülerken sadece yüzümüzdeki değil karnımızdaki kaslar da çalışır. Kaslar çalıştıkça gevşer ve insana rahatlık verir.
  5. İyileşme sürecini hızlandırır: Hangi hastalık olursa olsun gülmek, iyileşme sürecini hızlandırıyor. Gülme esnasında beyne gönderilen sinyallerin bunda katkısı oldukça fazla.
  6. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor: Özellikle kahkaha atmak, bağışıklık sisteminin çok daha güçlü olmasını sağlıyor.
  7. Uyku problemlerini ortadan kaldırıyor: Gülmek, kasları gevşettiği için uyku sağlığını da olumlu etkiliyor.
  8. Öfke kontrolü sağlar: Bir şeye katıla katıla gülmek öfke duygusunu ortadan kaldırır.
  9. Kaygıyı azaltır: Gülmek, olaylara daha iyimser yaklaşmamızı sağlar ve kaygıyı azaltır.
  10. Sindirim sorunlarına iyi gelir: Gülmenin dolaylı faydalarından biri de sindirim sorunlarına iyi gelmesi. Karındaki kaslar çalıştığı bağırsak hareketlerini de güçlendirir.
  11. Akciğerleri temizler: Gülme esnasında akciğerler açılır ve daha fazla oksijen teneffüs edilir.
  12. Yaratıcılığı artırır: Gülmek, beynin çok daha yaratıcı olmasını sağlıyor ve sanatsal üretimi destekliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akıllı İlaçlar ile Kanser Hastalarının Yüzü Gülüyor

İnsan gen haritasının çıkarılması, beraberinde kanserli hastalarda gen bozukluklarının ve bunlara özgü tedavi yöntemlerinin araştırılmasına vesile oldu. Böylece, bu gen bozukluklarının sonucunda meydana gelen değişiklikleri durdurmaya çalışan akıllı ilaçlar gündeme gelmeye başladı. Akıllı ilaçlar, son dönemde kanser hastalarının hemen hemen her evresinde kullanılıyor. Önceleri bir elin parmakları ile sayılabilecek düzeyde akıllı ilaç varken, günümüzde sayıları çok daha arttı. Kanser tedavisinde diğer tedavi edici ajanlara nazaran daha da iyi sonuçlar vermesi ve yan etkilerinin çok daha kolay yönetilebilir olması sebebiyle, bu hasta grubuna umut olmaya devam etmektedir; ancak hangi hastada hangi akıllı ilacın kullanılmasının bilinmesi büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle, her sağlık merkezinde uygulanmayan bu tedavi yöntemi için uzman seçiminin çok iyi yapılması gerekmektedir.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Yakup Bozkaya “kanser tedavilerinde kullanılan akıllı ilaçlar” hakkında bilgilendirmelerde bulundu

Akıllı ilaç nedir?

Kanser, normal vücut hücrelerinin çeşitli faktörler sonucu kontrolsüz çoğalma özelliği kazanmasıdır.  Kontrolsüz çoğalma sonucu anormal hale gelen işlevleri bloke eden ilaçlara ise akıllı ilaçlar denir. Kanser hücresini hedeflemesi ve sağlıklı hücrelere neredeyse zarar vermemesi, ilacın tolere edilebilir olmasına ve yaşam kalitesini artırmasına neden olmaktadır. Ayrıca akıllı ilaçların saç hücrelerini etkilememesi, kemoterapi ilaçlarında sıkça görülen saç dökülmesi gibi hastayı rahatsız edici yan etkilerinin olmaması büyük avantajlarından biridir.

Klasik kemoterapik ajanlar daha çok çoğalan hücreler üzerinde etki ederken, akıllı ilaçlar hem çoğalan hem de durağan haldeki kanser hücrelerine etki etmektedir. Vücudun en çok çoğalma gösteren hücreleri kemik iliği ve ağız/bağırsak mukozası hücreleri olduğu için bu hücrelere kemoterapinin etki etmesiyle kan değerlerinde düşme sonucunda ciddi enfeksiyonlar, kanama eğilimi, halsizlik, bulantı, kusma ve ishal yan etkileri çok fazla görülmektedir. Bu yan etkiler hayat kalitesinde ciddi bozulmalara sebep olabilmekte, hatta bazen hayatı tehdit edici hale gelebilmektedir. Kanser hücresine spesifik olan akıllı ilaçlarda ise bu yan etkiler kemoterapik ajanlara nazaran çok daha nadir olarak görülmektedir.

Akıllı ilaçların kullanıldığı kanser türleri hangileridir?

Akciğer, meme, prostat ve deri kanserleri (melanom) olmak üzere hemen hemen her kanser türünde akıllı ilaçlar kullanılabilmektedir. Özellikle, akciğer kanserli hastalarda çeşitli genetik yöntemlerle belirlenen mutasyonlar (bozukluklar) sonucunda çok sayıda akıllı ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar sayesinde akciğer kanserinin bazı türleri ani öldüren bir hastalık olmaktan çıkarak, kronik bir hastalık durumuna gelmektedir. Uzun yıllardır meme kanserlerinin bazı özel alt tiplerinde kullanılan hormon ilaçları mevcut ve bu ilaçlara hemen hemen her hastada direnç meydana gelmektedir. Yeni ortaya çıkan ilaçlar sayesinde bu hasta grubunda hastalar daha uzun süreli ve kaliteli bir yaşam sürebilmektedir. Daha önceleri çok sınırlı sayıda kemoterapi ajanın olduğu prostat kanserli hastalar, yeni ortaya çıkan akıllı ilaçlar sayesinde yaşamlarını idame edebilmektedir. Tanı aldıktan sonra 6 ay gibi kısa bir sürede ölüme yol açan melanom gibi deri tümörlerinde, günümüzde kullanılan akıllı ilaçlar sayesinde bu hastaların hemen hemen yarısından çoğu 5 yılın üzerinde yaşayabilmektedir. Bu örnekler çoğu kanser türünde verilebilir; ancak bu hastalarda doğru akıllı ilaç seçimi için hastanın genetik bozukluğunun doğru ve uygun genetik veya patolojik testler ile doğrulanması önemli olmaktadır.

Akıllı ilaçlar kanser türlerinin sadece, son evresi dediğimiz yayılmış evrede kullanılmaz. Hasta, her ne kadar erken evrede kanser tanısı almış, ameliyat edilmiş, kemoterapi veya radyoterapi almış olsa da hastalığın tekrarlama riski vardır. Özellikle akciğer kanserli erken evrede ameliyat edilmiş, belirli genetik bozukluğa sahip hastalarda bazı akıllı ilaçlarla tekrarlama riski ileri derecede iyileştirilebilmektedir. Akıllı ilaçlar çoğunlukla ameliyat sonrası kullanılmakta iken, bazı kanser gruplarında ameliyat öncesi verilmektedir ve bu sayede akıllı ilaçlar ile tümörü ileri derecede küçültülerek (hatta yok ederek) ameliyatın daha kolay geçmesi ve sonuçların daha iyi olması sağlanmaktadır.

Akıllı ilaçların yan etkisi var mıdır?

Klasik kemoterapi ilaçları kadar belirgin yan etkileri olmasa da kendine özgü yan etki profilleri vardır; ancak kemoterapilerden çok daha az ve nadir görülmektedir. En sık görülen yan etkiler arasında ciltte çeşitli döküntüler, karaciğer ve tiroid fonksiyon değişiklikleri ve tansiyon problemleri sonucu burun kanamasıdır; ancak doktor kontrolü ile bu yan etkiler kolay bir şekilde yönetilebilir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun Kemer-Kalkan Etabı Başladı

Cumhurbaşkanlığı himayesinde Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından düzenlenen 58 Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun (Tour of Türkiye 2023) Kemer-Kalkan etabı başladı.

Etabın startı, Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Antalya İl Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Emin Gül, Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu’nun da aralarında bulunduğu protokol üyelerince Kemer Cumhuriyet Meydanı’ndan verildi.

Toplam 166,5 kilometrelik Kemer-Kalkan etabına katılan bisikletçiler, dereceye girebilmek için kıyasıya mücadele edecek.

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Kemer-Kalkan etabının startı sonrasında yaptığı açıklamada, 58 Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun Kemer-Kalkan etabının startını verdiklerini belirterek, turun Kemer tanıtımına büyük katkı sağladığını söyledi.

Yapılan canlı yayınlarla Kemer’in güzelliklerinin de tanıtılması, Kemer için büyük bir başarı olduğuna değinen Başkan Topaloğlu, Kemer’in tanıtımı için her türlü desteği verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini kaydetti.

Start öncesinde Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, desteklerinden dolayı Kaymakam Solmaz ve Başkan Topaloğlu’na plaket verdi.

Yarış öncesi Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu öncülüğünde kurulan Kemer Belediyesi Gençlik Orkestrası, şef Furkan Üstündağ yönetiminde mini bir konser verdi.

58 Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, 8 etap sonunda 15 Ekim’de İstanbul’da tamamlanacak.

Tour of Türkiye’nin diğer etapları şöyle:

3 Etap: Fethiye-Babadağ (104,1 km)

4 Etap: Fethiye-Marmaris (165,3 km)

5 Etap: Marmaris-Yalıkavak (180,6 km)

6 Etap: Bodrum-Selçuk (193,3 km)

7 Etap: Selçuk-Manisa-İzmir (159,8 km)

8 Etap: İstanbul-Sultanahmet (130,5 km)

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

DHL Supply Chain Türkiye 2023'ün “Kadınlar için En İyi İş Yeri" Seçildi

DHL Group bünyesinde yer alan dünyanın önde gelen tedarik zinciri ve lojistik hizmetleri sağlayıcısı DHL Supply Chain Türkiye, Great Place to Work Enstitüsü’nün ‘’Fırsat Eşitliği ve Kadınların Desteklenmesi’’ konusunda yaptığı değerlendirmede, Çalışan sayısı 1000’i geçen şirketler Kategorisi’nde birinci sırada yer alarak “Kadınlar İçin En İyi İşveren” seçildi. Konfor alanından çıkarak, kalıplarını yıkan kadınlara öncelik veren şirket, en üst düzeyden başlayan kadın çalışanların potansiyellerine önem veren eşitlikçi bir yaklaşım benimsiyor. Geçtiğimiz aylarda “Great Place to Work’’ (En İyi İş Yeri) sertifikasını da alan DHL Supply Chain Türkiye, tüm çalışanları için en iyi çalışma ortamı sunuyor olmasının bir kez daha altını çizdi.  

 

Değerlendirme kapsamında kadın çalışanlar için cinsiyet eşitliği, kadınların şirket içinde teşvik edilerek yükselmeleri, eşit ücret, eğitim ve süreklilik konularında vermiş olduğu kategorilerden tam not alan DHL Supply Chain Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliği faaliyetlerini DEIB (Diversity, Equity, Inclusion, Belonging) stratejisi altında yürütmeye, bunu da işe alım, eğitim, gelişim ve yetenek yönetimi süreçlerindeki uygulamalar ile desteklemeye devam ediyor.

 

“Eşitlik ve Kapsayıcılık ilkeleriyle hareket ediyoruz’’

Lojistik alanında kadın yönetici ve aynı zamanda çalışanlarına ilham kaynağı olan DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Buket Cox, ‘’Great Place to Work Enstitüsü tarafından seçilen ‘’Kadınlar için En İyi İşveren’’ listesinde ilk sırada yer almak hem benim hem de kadın çalışanlarımız için onur kaynağı. Çünkü organizasyon olarak ulaştığımız noktada aslında lojistik sektörü gibi fiziki güç gerektiren departmanların yanı sıra her kademede kadınların her işi başarıyla tamamladığını görmek mutluluk verici. Şirket olarak, kadınların detaylara verdiği önemi, çok yönlü planlama yetenekleri ile birleştirdiğimizde ortaya çıkan işlerden ilham alıyor, hizmetlerimizin geliştirilmesine de bu yönde değer katıyoruz. Bu başarılardan ilham alarak, DHL Supply Chain Türkiye olarak eşitlik ve kapsayıcılık ilkelerini benimsediğimiz çalışma ortamımız ve çalışanlarımıza verdiğimiz değerle lojistik sektörüne öncülük etmeye devam edeceğiz’’ diye konuştu.

 

“Hedefimiz üzerinde kadın iş gücüne sahibiz”

Her yıl DHL global tarafından verilen kadın istihdam oranı hedefleri olduğunu belirten Cox şunları söyledi, “2023 hedefimiz olan yüzde 31 oranı üzerinde kadın iş gücüne sahibiz. Lojistik sektöründe kadın istihdamını arttırmak adına işe alım süreçlerindeki uygulamalarımızdan biri de Katma Değerli Hizmetler birimimizde ağırlıklı olarak kadın çalışanları tercih etmek. Kadın şoför, RT ve Picker Operatörü istihdam ederek de bu alanı destekliyoruz. Yeni mezun gelişim programımız olan MT sürecimizde de global tarafından belirlenen hedeflere sahibiz ve şu an MT gelişim yolculuğunda olan yeni mezunlarımızın yaklaşık yüzde 70’ini kadın yeni mezunlarımız oluşturuyor. Aynı zamanda çeşitlilik ve kapsayıcılık noktasında şirket içerisinde farkındalığın cinsiyet eşitliği için de anahtar olduğuna inanıyor, işe alım süreçlerimizde bilinçsiz ön yargıları ortadan kaldırmak adına işe alım görüşmelerine katılan tüm seviye yöneticilerimize İşe Alımda Bilinçsiz Ön Yargılar eğitiminin tamamlanmasını zorunlu tutuyoruz”

 

 

 

DHL Hakkında

DHL, lojistik sektörünün lider küresel markasıdır. DHL, ulusal ve uluslararası paket teslimatı, e-ticaret nakliye ve sipariş çözümleri, uluslararası ekspres, kara, hava ve deniz taşımacılığından endüstriyel tedarik zinciri yönetimine kadar uzanan eşsiz bir lojistik hizmetleri portföyü sunmaktadır. Dünya çapında 220’den fazla ülke ve bölgede yaklaşık 395.000 çalışanıyla DHL, insanları ve işletmeleri güvenli ve güvenilir bir şekilde birbirine bağlayarak küresel sürdürülebilir ticaret akışını mümkün kılmaktadır. Teknoloji, sağlık, mühendislik, üretim, enerji, otomotiv ve perakende dahil olmak üzere birçok sektörden ve büyüyen pazarlara yönelik özel çözümlerle DHL, kararlı bir şekilde “Dünyanın lojistik şirketi” olarak konumlanmaktadır.

                            

DHL, DHL Grubun bir parçasıdr. Grup, 2022’de 94 milyar Euro’nun üzerinde gelir elde etti. Sürdürülebilir iş uygulamaları, topluma ve çevreye olan bağlılığıyla dünyaya olumlu katkılarını sürdürmekte olan Grup, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı hedeflemektedir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı