Aylık arşivler: Ekim 2023

Aliağa Veteran Kadın Hentbol Takımlarından Çifte Kupa

Katıldıkları turnuvalarda Aliağa’yı başarıyla temsil eden Aliağa Belediyesi Veteran Kadın Hentbol Takımı, iki takımla katıldıkları ‘2.Ulusal Veteran Hentbol Turnuvası’ndan iki kupayla döndü. Aliağa Belediyesi Veteran Hentbol-1 Takımı turnuvanın şampiyonu olurken, Aliağa Belediyesi Veteran Hentbol-2 takımı ikincilik kupasının sahibi oldu.

Türkiye Hentbol Federasyonu Veteran Hentbol Kurulu tarafından düzenlenen 2. Ulusal Veteran Hentbol Turnuvası 28 Eylül-1 Ekim 2023 tarihleri arasında Burdur’da gerçekleşti. Burdur Merkez Spor Salonu’nda organize edilen turnuvada; Ankara (2), Adana ve İstanbul’dan 4 erkek, İzmir (2), Denizli, Sakarya, Muğla ve Ankara’dan 6 kadın takımı mücadele etti. Kadınlarda, tüm maçlarını kazanan Aliağa Belediyesi Veteran Hentbol-1 Takımı birinci olurken, Aliağa Belediyesi Veteran Hentbol-2 Takımı ikinci, Denizli Veteran Takımı üçüncü, Sakarya Veteran Takımı dördüncü, Muğla Veteran Takımı beşinci ve Ankara Veteran Takımı altıncı sırada yer aldı.  

Turnuvanın Enlerine Aliağa’dan 4 Sporcu Seçildi
Turnuvanın sonunda kurul tarafından enler seçildi. Aliağa Belediyesi Veteran Hentbol-1 Takımı’ndan Çiğdem Biçer en iyi sol oyun kurucu, Filiz Akyıldız Akçay en iyi sol kanat oyuncusu, Ayfer Bulut 35 golle turnuvanın gol kraliçesi oldu. Aliağa Belediyesi Veteran Hentbol-2 takımından ise Özge Özakıncı en iyi sağ oyuncu seçildi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Menderes Belediyesi Futbol Turnuvası Sona Erdi

Menderes Belediyesi tarafından düzenlenen futbol turnuvası sona erdi. Kıran kırana geçen mücadelelerin ardından Mes Futbol Kulübü şampiyonluğa ulaştı.

Menderes Belediyesi’nin bu yıl dördüncüsünü düzenlediği futbol turnuvası sona erdi. 20 takımın yer aldığı ve 220 sporcunun ter döktüğü müsabakalar 1 ay sürdü. Kıyasıya rekabetin yaşandığı turnuvanın şampiyonu Önder Seracılık Spor’u 4-1’lik skorla yenen Mes Futbol Kulübü oldu.

Spora destek

Turnuvanın fair play ruhuyla gerçekleştiğini ifade eden Menderes Belediye Başkan V. Erkan Özkan, ‘’Bilindiği üzere Menderes Belediyesi olarak her alanda faaliyetlerimizi yoğun şekilde sürdürüyoruz. Bu çalışmalarımız kapsamında spora olan desteğimizi de gerçekleştiriyoruz. Açtığımız spor okullarımızın yanı sıra gerçekleştirdiğimiz farklı spor organizasyonlarına kadar birçok spor dalına desteklerimiz devam ediyor. Bununla da yetinmeyip İzmir Büyükşehir Belediyemiz ile uyumlu çalışmamız sonucu Özdere’ye Gençlik ve Spor Yerleşkesini de kazandırdık. Ev sahipliğini yaptığımız tesiste her yıl yüzlerce gencimizi ağırlamış olacağız. Menderes Belediyesi olarak spora yaptığımız bu desteklerin devamının geleceğini, her daim sporun ve sporcunun yanında olacağımızın bilinmesini istiyorum. Turnuvamızın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederken, şampiyon olan Mes Futbol Kulübü’nü kutluyorum.’’ dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Bisiklet Federasyonu ve Türkiye Fotoğraf Vakfı 58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Fotoğraf Yarışması Düzenliyor

1963 yılında Marmara Turu olarak başlayan, 1966 yılında uluslararası nitelik kazanarak 1968 yılından itibaren Cumhurbaşkanlığı himayelerine alınan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu (TUR), bir kez daha dünyaca ünlü bisiklet takımlarını Türkiye’nin doğal ve tarihi güzellikleri içinde bulutlara yakınlaşan zorlu etaplarında ve yeşil ile mavinin iç içe olduğu, kıtaları buluşturan rotada ağırlamaya hazırlanıyor.   

 

T.C. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından gerçekleştirilen 58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu kapsamında fotoğraf yarışması düzenleniyor. 

 

Türkiye Bisiklet Federasyonu ve Türkiye Fotoğraf Vakfı iş birliği ile düzenlenecek fotoğraf yarışmasının içeriği; 8-15 Ekim 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu boyunca Alanya’dan İstanbul’a 8 etaptaki mücadelenin ve ilişkili aktivitelerin fotoğraflanmasına yönelik olacak.

 

2023 yılında ilk kez düzenlenecek “58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Fotoğraf Yarışması”nın konusu; organizasyonun gerçekleştiği güzergahta bisiklet yarışı esnasında veya aynı gün bisikletçilerin geçişi öncesinde/sonrasında TUR ile ilgili anların fotoğraf karelerine dönüştürülmesini kapsıyor. Yarışanlar, seyirciler, hazırlıklar, destek verenler, ödül törenleri, etkinlikler gibi bisiklet yarışı etrafındaki bütün aktiviteler fotoğraf yarışmasının konusu olacak. 

 

Türkiye’de ikamet eden, amatör veya profesyonel, fotoğrafa meraklı 18 yaş üstü herkese açık, ulusal bir yarışma olan “58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Fotoğraf Yarışması”na katılacak olan fotoğrafçılar bisiklet turu güzergâhı üzerinde 8-15 Ekim tarihleri arasında çektikleri fotoğraflar ile yarışmaya katılabilecekler.  Cep telefonu, drone, aksiyon kameraları, 180, 360 derece kayıt cihazları gibi görüntü kaydı yapan cihazlar ile çekilen fotoğraflar ve HDR (high dynamic range) çekilen fotoğraflar yarışmaya kabul edilecek. 

 

 

Yarışmaya katılmak isteyen fotoğrafçılar, çektikleri fotoğrafları Türkiye Fotoğraf Vakfı’nın yarışma platformu olan www.turkiyefotografvakfi.org/ sitesine yükleyecek. Yarışmaya son katılım tarihi 18 Ekim 2023Çarşamba günü olacak.  Sonuçlar, 23 Ekim 2023Pazartesi günü açıklanacak. 

 

“58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Fotoğraf Yarışması” tek bir kategoriden oluşuyor. Her katılımcı, en fazla 5 adet renkli veya siyah beyaz fotoğrafla katılım sağlayabilecek. 

“58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Fotoğraf Yarışması” Ödülleri: 

58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Fotoğraf Yarışması’nda 1.lik ödülü 25.000 TL, 2.lik ödülü 15.000 TL, 3.lük ödülü 10.000 TL olacak. Türkiye Bisiklet Federasyonu özel ödülü 7.500 TL olarak belirlendi. En fazla 3 eserin 4.000 TL Mansiyon ödülü kazanacağı “58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Fotoğraf Yarışması”nda 20 eser de sergilenme hakkı kazanacak. 

“58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Fotoğraf Yarışması” Jüri Üyeleri: 

  • Mehmet Sedat FIRAT (Türkiye Bisiklet Federasyonu Temsilcisi)
  • Murat Gür (Fotoğraf Editörü)
  • Nevzat Yıldırım (Anadolu Ajansı)
  • Prof.Dr. H. Ozan Bilgiseren (Akademisyen)
  • Yücel Çakıroğlu (Spor Fotoğrafçısı)

Bisikletin tutkusu, güzellikleri, anıları, hikayeleri “58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Fotoğraf Yarışması” ile unutulmaz fotoğraf karelerine dönüşecek…

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

7,8 Milyon E-Sertifika Üretildi

BTK, 2023 yılının ikinci çeyreğine ilişkin Pazar Verileri Raporu’nu yayımladı. Haziran 2023 sonu itibarıyla oluşturulan elektronik sertifika sayısı, 6 milyon 878 bin 493’ü elektronik imza ve 902 bin 691 mobil imza olmak üzere toplam 7 milyon 781 bin 184’e ulaştı. 2023 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki döneme göre elektronik imza sayısında yüzde 3,1 mobil imza sayısında ise yüzde 1,8 oranında artış gerçekleşti. Toplam üretilen sertifika sayısı ise bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 2,9 arttı.

 

E-imza iş hayatının merkezinde

Şirketlerin ve bireylerin zaman, iş gücü ve maliyet kayıplarını azaltmak için imzalarını dijitale taşıdıklarını belirten E-GÜVEN Genel Müdürü İlker Türkoğlu, uzaktan çalışma eğiliminin e-imzaya olan talebi artırdığına dikkat çekerek “Banka talimatları, sözleşmeler, sigorta formları, satış kontratları, bayi ağı ve sipariş süreçleri başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan e-imza ve mobil imza karşılıklı imza veya onay gerektiren belgelerin dijitalde gerçekleştirilmesine olanak tanıyor. E-imza ve mobil imza, hız ve güvenlik avantajının yanı sıra, kağıt, kartuş ve tonerden yapılan tasarruflarla çevreye de katkı sağlıyor. E-imza artık günümüz iş modelinin ayrılmaz bir parçası.” açıklamasında bulundu. 

 

E-GÜVEN Hakkında:

E-GÜVEN, 2003 yılında kurulan Türkiye’nin ilk elektronik sertifika ve mobil imza hizmet sağlayıcısıdır. Bireylere ve kurumlara bilgi güvenliği ve elektronik imza konusunda dünya pazarında öncü çözümler sunmaktadır. Kurumlara özel projeler geliştirmenin yanı sıra gelişen teknolojiye uygun kullanıcı dostu ürün ve hizmetler sağlamaktadır. Ekolojik ayak izini azaltıp WWF-Türkiye kriterlerine uyum sağlayan E-GÜVEN, “Yeşil Ofis” diploması almaya hak kazanmıştır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TSKB Ekonomik Araştırmalar, “İklime Dair"in Yeni Sayısında İklim Teknolojilerine Odaklanıyor

TSKB Ekonomik Araştırmalar tarafından hazırlanan İklime Dair’in 12’nci sayısında iklim teknolojileri mercek altına alınıyor. Bu alanda yatırım ve istihdamı detaylı bir şekilde inceleyen çalışmada; elektrifikasyon, tarımsal uygulamalar, enerji nakil şebekeleri, hidrojen teknolojisi ile karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojilerinin iklim kriziyle mücadeledeki önemine dikkat çekiliyor. 

 

TSKB Ekonomik Araştırmalar tarafından Yeşil Kuğu Platformu kapsamında 3 aylık periyodla hazırlanan İklime Dair’in 12’nci sayısı yayımlandı. İklim krizinin önlenmesine yönelik eylemlerin aciliyetine vurgu yapılan bu sayıda, iklim teknolojilerinin çözüm yönündeki potansiyeli inceleniyor. Mevcut iklim teknolojilerinin gelişmesi halinde, 2050 yılına kadar iklim nötr olmak için gereken emisyon azaltımının yüzde 60’ının bu yolla sağlanabileceği belirtiliyor.

 

2018-2022 yılları arasında iklim teknolojilerine 260 milyar dolardan fazla yatırım yapıldı

İklim teknolojilerinin yeşil enerji (rüzgâr, güneş, hidroelektrik ve hidrojen gibi) çözümlerinden elektrikli araçlara, kuraklığa dayanıklı tohumlardan erken uyarı sistemlerine, deniz duvarlarından LED aydınlatmaya, yüksek verimli ısıtma ve soğutma sistemlerinden karbon yakalama ve depolama teknolojilerine varan pek çok alanı kapsadığına işaret eden sayıda, karbon salımının azaltılmasında iklim teknolojilerinin önemine dikkat çekiliyor. İklim teknolojileri piyasasına 2018 yılının ilk çeyreğinden 2022 yılının üçüncü çeyreğine kadar küresel seviyede 260 milyar dolardan fazla yatırım yapıldığı paylaşılırken, bu alana yönelik özel sektör yatırımlarının büyük çoğunluğunun Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Çin gibi coğrafyalarda yoğunlaştığı belirtiliyor. 

 

İklime Dair’in bu sayısında iklim teknolojilerine ilişkin McKinsey tarafından yapılan araştırmanın önemli bulgularına değinilirken, binaların enerji verimliliğinin artırılması, elektrikli araç bataryalarının daha iyi hale getirilmesi, ısıtma ve soğutma sistemlerinde elektriğe geçilmesi gibi yöntemlere 2025 yılına kadar yapılacak yıllık 700 milyar ile 1 trilyon dolar arasındaki yatırımla 2050 yılı itibarıyla yıllık 5 milyar tonluk karbondioksit salımının önüne geçilmesinin sağlanabileceğine dikkat çekiliyor. Küresel seragazı salımının yaklaşık yüzde 20’sinden sorumlu olan tarımsal uygulamalarda yeşil çözümlere geçilmesi için 2025 yılına kadar yıllık 400 ile 600 milyar dolarlık bir yatırımla karbon salımının 2050 yılı itibarıyla yıllık 10 milyar ton azalmasının mümkün olabileceği belirtiliyor.

 

Avrupa, 2030 yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşabilmek için 1 milyon ilave güneş enerjisi çalışanına ihtiyaç duyuyor

Ekonomilerin daha yeşil bir temele oturtulması amacıyla yaşanan “büyük dönüşümün” sadece sınai rekabet açısından değil, iş gücü piyasalarının geleceği açısından da önemli etkileri olduğuna değinilen bu sayıda, istihdam piyasasındaki yeşil dönüşümün, risk ve fırsatları bir arada içerdiğine işaret ediliyor. Bu süreçte yeni yaratılan işlerin bir kısmı mevcut işlerin yerine geçerek istihdam kaybına yol açarken, kimi alanlarda yeniden beceri kazanmayı zorunlu kılıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), sürdürülebilir enerji üretimi ve enerji verimliliği alanlarında yeşil dönüşüm sayesinde yaratılması beklenen 24 milyon yeni işe karşılık sektörde (çoğunluğu fosil yakıt çıkarma ve işleme alanında) 6 milyonluk bir istihdam kaybı yaşanabileceğini ve bu durumun 2030 yılına kadar net 18 milyon yeni istihdam yaratılmasına yol açacağını tahmin ediyor. Düşük karbonlu ve daha yeşil bir ekonomiye geçiş sürecinde enerji sektörünün ötesinde yaratılabilecek toplam istihdamınsa 2030 yılına kadar 60 milyon seviyesinde olabileceği öngörülüyor. Paylaşılan bilgilere göre Avrupa, 2030 yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşabilmek için 1 milyon ilave güneş enerjisi çalışanına ihtiyaç duyuyor. Elektrikli araç sektörü de istihdam rakamlarıyla dikkat çekiyor. Bu kapsamda Avustralya’nın 2030 yılında yaklaşık 9 bin elektrik teknisyeni açığı olacağı, ABD’nin 2031 yılına kadar yıllık 80 bin elektrik teknisyenine ihtiyaç duyacağı, Britanya’nın ise 2032 yılına kadar 25 bin işçi açığı olacağı tahmin ediliyor. Öte yandan sürekli genişleyen elektrikli araç piyasasında mevcut acımasız fiyat rekabeti ve düşen kârlılık oranlarının Çin’de ücretlerin 2016 yılına kıyasla yaklaşık üçte iki oranda azaltılmasını da içeren katı maliyet düşürücü uygulamalara yol açtığına dikkat çekiliyor.

 

İklime Dair’in bu sayısında ayrıca Temmuz-Eylül döneminde iklim ve kalkınma ekseninde yaşanan gelişmelere yer verilirken, Hawaii’de yaşanan orman yangınlarından, Libya ve Hong Kong’daki sellere, elektrikli araç piyasasından iklim hukukuna kadar pek çok konuda değerlendirme okuyucuyla paylaşılıyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

1-7 Ekim Emzirme Haftası

Her annenin sütü bebeğine özeldir. Mucizevi bir besin olan anne sütüyle bebeğinizi beslemeniz bağışıklığından gelişimine kadar son derece önemlidir. Çünkü anne sütü sadece bebeğinizin besin ihtiyacını karşılamaz bununla birlikte hastalıklara karşı da korur. Özellikle doğumun ilk haftası ağız sütü olarak da bilinen kolostrum denilen anne sütünü bebeğinizin emiyor olması çok kıymetli. Tüm sağlık örgütlerinin belirttiği gibi ilk altı ay anne sütü hatta mümkünse bunu iki yaşına kadar, ek gıda dönemine geçtiğiniz zamanda sürdürüyor olmak çok önemli. Peki anne sütünü bu kadar kıymetli kılan nedir? Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hilal Kızıldağ yanıtladı.
 

 

Bebeğin en faydalı besinidir
İlk kalp atışları, hissedilen hareketler… Beraberinde büyük bir mutluluk, heyecan, merak, kaygı, annenin doğacak çocuğu için en faydalı olma çabaları… Anne sütü doğanın bize bizim de bebeğimize sunduğumuz bir armağanı.

 

Anne, rahmi ile bebeğinin büyüyüp gelişebilmesi için ideal fiziksel ortamı sağlarken plasenta aracılığı ile bebeğini besler. Bir taraftan içinde bebeği büyüyüp gelişirken bir taraftan da doğacak bebeğinin dünyada gelişimine destek olacak şekilde vücudunda hazırlıklar yapar. Meme dokusu gebelik süresince süt üretebilir olgunluğa erişir ve doğum ile anne bebeğini emzirmeye başlar.

 

Her annenin sütü bebeği için idealdir

Bebeğin; gebelik haftasına, takvim yaşına, gün içindeki zaman dilimine, emzirmenin başında veya sonunda olunmasına göre anne sütünün içeriği anneden anneye değişkenlik göstermektedir. Bu yüzden de her annenin sütü bebeği için eşsizdir.

Kolostrum olgun sütten farklıdır

Doğumdan hemen sonra ortalama ilk beş gün boyunca salgılanan süt kolostrumdur. Halk arasında ağız sütü olarak da bilinir. İçeriği, rengi ve kıvamı olgun sütten farklıdır. Protein ve enfeksiyonlardan koruyucu antikorlar açısından oldukça zengindir. Rahimde korunaklı ortamından ayrılan bebeği dünyaya hazırlar. 

Bağışıklık sistemini geliştirir

Anne sütü sadece bebeğin besin ihtiyaçlarını karşılamaz. Aynı zamanda anti-mikrobiyal, anti-inflamatuar, immun düzenleyici maddeler, canlı hücreler içeren benzersiz bir bileşime sahiptir. Bunların tümü çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmesine katkıda bulunur. 

Çalışmalar ve meta-analizler 6 ay boyunca yalnızca anne sütü ile beslenmenin alt solunum yolu enfeksiyonları, şiddetli ishal, orta kulak iltihabı ve obezite oranlarının azalmasıyla ilişkili olduğunu göstermektedir.

 

Canlı bir sıvıdır
Anne sütü canlı bir sıvıdır. Bu yüzden anne sütü yapay besleyicilerle kıyaslanamaz. Anne sütünün başlıca hücresel bileşenleri makrofaj, lenfosit, nötrofil, epitelyal hücrelerdir. Çok şaşırtıcı bir şekilde embriyonik kök hücrelerine benzer kök hücrelerin de bulunduğu gösterilmiştir. Bu kök hücreler, doku ve organ yenilenmesinde son derece önemli hücrelerdir. 

Anne sütünde bakterilerin varlığı 1970’lerden beri bilinmektedir. Ancak yeni kültür dışı tekniklerle çok çeşitli mikroorganizmaları içeren karmaşık bir sistem olarak anne sütü mikrobiyotası ortaya konmuştur. Özellikle Bifidobakteri ve Laktobasillerin immün sistemin aktive edilmesi, patojenlerin inhibisyonu, sindirim sistemi enzimlerinin düzenlenmesi, alerjenlere tolerans gelişimi, mukozal büyüme için besin üretimi gibi fonksiyonları bulunmaktadır. 

 

Anne sütü epigenetik bilgi kaynağıdır

Son yıllarda anne sütünde mikro kesicikler içinde mikro-RNA varlığı gösterilmiştir. Mikro-RNA’lar tek iplikli küçük RNA molekülü türüdürler ve gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynarlar. Hücre döngüsü, hücre farklılaşması, büyüme, metabolizma, tümör oluşumu ve apoptoz (programlı hücre ölümü) gibi önemli fizyolojik süreçlerin kontrolünde rol oynamaktadırlar.  Anne sütü mikro-RNA’larının özellikle bebekte bağışıklık fonksiyonunun gelişimi ve düzenlenmesiyle ilişkili olduğu saptanmıştır. Anne, sütün içindeki mikro RNA’lar aracılığıyla yavrusunun genlerini ve gelişimini düzenler. 

 

Kanserden koruyucudur

Anne sütünde bulunan, süt şekerinin sentezlenmesine yardımcı olan, bu süt şekeri ile birlikte bebeğin rahat uyumasını ve stresinin azalmasını sağlayan bir protein olan alfa-laktalbuminin bebeğin midesinde omega-9 yağ asidi ile birleşerek vücutta farklı fonksiyonlar üstlenebildiği de rapor edilmiştir. Bu oluşan protein-lipid kompleksine Hamlet adı verilmiştir. Sadece bebeğin midesinde oluşan bu kompleks yapının yaklaşık 40 farklı tipte tümör hücresine karşı savaş açarak öldürebildiği ve sağlıklı hücreleri ayırt edebilme yeteneğinin olduğu tespit edilmiştir. Anne sütünün bileşiminde bulunan alfa-laktalbumin üzerine yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar, Hamlet proteininin doğal ve toksik olmayan bir mekanizma ile tümör hücrelerini öldürdüğü, anne sütü ile beslenen çocuklarda ve annelerinde daha düşük kanser riski sağladığı yönündedir.

 

Anne sütü üzerine yapılan her yeni çalışma ile anne sütü mucizesine yeni bilgiler eklenecektir. Mevcut bilgiler ışığında dahi eşsiz özellikleri olan anne sütü ile yaşamın ilk 6 ayı boyunca yalnızca, 6. ay itibari ile tamamlayıcı beslenmenin de eklenmesi ile en az 2 yıl ve daha fazla anne sütü ile beslenme önerilmektedir.

 

Bu yaklaşım bakanlığımız, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu (UNİCEF), Amerikan Pediatri Akademisi (APA), Amerikan Doğum Uzmanları ve Jinekologlar Koleji (ACOG) tarafınca da desteklenmektedir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Meme Kanseri ile İlgili Yanıtı Merak Edilen 5 Soru

Dünya genelinde son yıllarda meme kanseri vakalarında önemli bir artış yaşanıyor. Kadınlarda sık görülen meme kanseri, erkeklerde de görülebiliyor. Meme kanseri erken evrede yakalandığında tedavide daha başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. 

 

Memorial Sağlık Grubu’nun kadınların meme sağlığı farkındalığı için her yıl düzenlediği “Pembe Ayna” projesinin lansmanında konuşan Memorial Ataşehir ve Hizmet Hastaneleri Meme Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Çitgez, meme kanseri ile ilgili en çok merak edilen sorulan yanıtlarını paylaştı.

 

1. Meme kanseri sadece kitle ile mi belirti verir? 

Meme dokusunda bulunan hücrelerin kontrol dışı çoğalması ve çoğalma sonrasında kanserli hücre yapılarının ortaya çıkması olarak tanımlanmaktadır. Genelde meme kanallarında ve süt bezlerinde bu kontrolsüz çoğalma gerçekleştiğinde kitle benzeri yapılar ortaya çıkmaktadır. Dışarıdan el ile fiziksel muayene gerçekleştirildiğinde oluşan bu kitle fark edilebilmektedir. Bu nedenle kendi kendine meme muayenesi çok önemlidir ve her kadın bunu belirli periyodlarla gerçekleştirmelidir. Ayrıca düzenli taramalar da ihmal edilmemelidir. Memede kitlenin dışında, ağrı, kızarıklık, aşırı hassasiyet, meme boyutunda değişiklik, meme ucunun içe dönmesi gibi belirtiler de gözlemlenebilmektedir. Bu tür durumlarda da vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.

 

2. Dünyada meme kanserinin erkeklerde artış durumu nedir? 

Dünya genelinde 2020 yılında yaklaşık 2,3 milyon yeni meme kanseri vakası bildirilmiştir, bu da tanı konulan her 8 kanserden 1’inin meme kanseri olduğunu göstermektedir. Yine 2020 yılında meme kanseri 685.000 yaşam kaybına sebep olmuş ve bu hastalık dünya genelinde ölüme sebep olan kanserler arasında 5. sırada yer almıştır. Meme kanserlerinin yaklaşık %0,5-1’i erkeklerde görülür.

 

Meme kanseri en sık kadınlarda ortaya çıksa da, erkekler de meme kanserine yakalanabilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde teşhis edilen her 100 meme kanserinden yaklaşık 1’i erkeklerde bulunmaktadır. Genellikle 60 yaşın üzerindeki erkeklerde görülmektedir. Ancak nadiren genç erkekleri de etkileyebilmektedir. Risk faktörleri kadın meme kanseri risk faktörlerine benzerdir. İleri yaş, X ışınlarına ve radyoterapiye maruz kalmak, ailede meme kanseri öyküsü veya kalıtsal meme kanseri geni olması, yüksek östrojen hormon düzeylerine ve Klinefelter sendromu adı verilen nadir bir duruma sahip olunması erkeklerde meme kanseri riskini artırmaktadır. 

 

3. Meme kanseri tedavisi nerede olmalıdır?

Meme kanseri teşhisi konulan hastalara en iyi tedavi ve bakımı sağlamak için birlikte çalışan bir grup uzmanlaşmış doktordan oluşan multidisipliner bir ekip gerekmektedir. Meme kanserinin ana tedavileri arasında ameliyat, radyoterapi, kemoterapi, hormon tedavisi ve hedefe yönelik tedaviler yer alır. Hastalara bu tedavilerden biri veya birden fazlasının kombinasyonu uygulanabilmektedir. Meme kanseri tedavi seçenekleri kanserin türüne, evresine ve derecesine, büyüklüğüne, kanser hücrelerinin hormonlara duyarlı olup olmadığına göre belirlenmektedir. 

 

4. Meme kanseri erken evrede teşhis edilirse ne olur? Nasıl tedavi edilir? 

Erken evre meme kanseri tanısı konulduğu takdirde tedavinin amacı meme kanserinin ve memede, koltuk altında veya vücudun diğer bölgelerinde kalan ancak tespit edilemeyen diğer kanser hücrelerinin uzaklaştırılmasıdır. Erken evre meme kanserinin tedavisi kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Tedaviye karar verirken meme kanserinin evresi önemli bir faktördür. Ancak en uygun tedavi, kanserin memenin neresinde olduğu, derecesi, hormon reseptörleri gibi diğer faktörlere de bağlıdır. Ayrıca yaş, genel sağlık durumu ve hastanın tercihleri de dikkate alınmaktır. Genellikle meme kanseri tedavisinde birden fazla tedavi yöntemi kullanılır. Erken evre meme kanseri tedavisinde temel ameliyat seçenekleri meme koruyucu cerrahi veya mastektomi yani meme dokusunun çıkarıldığı cerrahi işlemdir. Her iki ameliyat türü de genellikle koltuk altından bir veya daha fazla lenf düğümünün çıkarılmasını içermektedir. 

Radyoterapi genellikle meme koruyucu cerrahi sonrasında memede kalan kanser hücrelerini yok etmek için önerilmektedir. Ayrıca etkilenen memede kanserin nüks yani tekrarlama riskinin azaltılmasına da yardımcı olur. Kanser hücrelerinin meme ve koltuk altı dışına yayılma riski varsa, erken evre meme kanseri hastalarına da kemoterapi önerilebilmektedir. Kemoterapi kanserin tekrarlama ihtimalini azaltabilir ve hastanın hayatta kalma şansını artırabilmektedir. 

 

5. Hormonal tedaviler ile başarılı sonuçlar elde edilebilir mi?

Hormonal tedaviler, erken evre meme kanserleri de dahil olmak üzere, kanser hücrelerinde hormon reseptörleri bulunan meme kanserlerini tedavi etmek için kullanılan ilaçlardır. Kanserin tekrarlama ihtimalini azaltabilir ve bazı durumlarda hayatta kalma şansını artırabilir. Hormon tedavisinin farklı türleri vardır. Önerilen seçenekler kanserin tekrarlama riskine, hastanın menopoza girip girmediğine ve tedavinin potansiyel yan etkilerine bağlı olacaktır. Hedefe yönelik tedaviler, belirli meme kanseri türlerini tedavi etmek için kullanılan ilaçlardır. Bu tedavi türü yalnızca bazı hastalar için uygundur ve diğer meme kanseri tedavileriyle birlikte kullanılabilir. Erken evre meme kanserini tedavi etmek için yaygın kullanılan hedefe yönelik tedavi, HER2 pozitif meme kanserini tedavi etmek için kullanılan trastuzumab yani akıllı ilaçtır. Çoğu durumda, meme kanseri ne kadar erken teşhis edilir ve tedavi edilirse hayatta kalma şansı o kadar artmaktadır. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Grip Mevsimi Başladı, Aşı Zamanı Geldi

Sonbaharın gelmesiyle birlikte grip aşısı olma zamanı da geldi. Her yıl dünyada yaklaşık 500 milyon kişinin gribe yakalandığını belirten uzmanlar, 300 bine yakın kişinin gribe bağlı komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybettiğini söylüyor. Grip hastalığının özellikle bazı yaş gruplarında ağır seyirli olduğunu ifade eden   Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Ağır komplikasyonlardan korunmak ve hastalıkları hafif geçirmek için mutlaka grip aşısı olmalıyız.” dedi. Grip aşısının Eylül, Ekim aylarından itibaren yapılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Dilek Leyla Mamçu aşının zamanında yapılıp gerekli bağışıklık oluşturulursa başarı oranının son derece yüksek olduğuna vurgu yaptı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, grip aşı hakkında tüm bilinmeyenleri anlattı.

“Aşıya karşı ciddi derecede alerjisi olmuş ve yumurtaya ciddi alerjisi olan kişiler dışında herkese grip aşısı yapılabilir.” diyen Dr. Mamçu, aşının içerisindeki maddelerin diğer aşılardan herhangi bir farkının olmadığını söyledi.

Grip, ölümlere bile neden olabiliyor

Grip aşısı yaptırmanın önemini anlatan Dr. Mamçu, şunları kaydetti:

“Grip her yıl dünyada 300-500 milyon kişinin hastalandığı, yaklaşık 200-300 bin kişinin ölümüne neden olan bir virüs hastalığı. Bu hastalıktan korunmanın en önemli yolu da aşı olmak. Bu nedenle grip aşısı olmalıyız. Grip bildiğimiz bir hastalık olmakla beraber her yıl değişik şekillerle karşımıza çıkıyor. Grip hastalığı özellikle bazı yaş gruplarında ağır seyirli geçiriliyor. Özellikle küçük çocuklarda orta kulak iltihabı, zatürre, bademcik gibi enfeksiyonlara neden oluyor. Bazen hastaneye yatış olduğunu biliyoruz. Ayrıca erişkinlerde, başka hastalığı olan kişilerde çok daha ağır zatürrelere hatta ölümlere neden olabildiğini biliyoruz. Ağır komplikasyonlar korunmak ve hastalıkları hafif geçirmek için mutlaka grip aşısı olmalıyız.”

Grip mevsimi Ekim ayında başlıyor

Dr. Mamçu, Türkiye’de grip hastalığının seyrinin, ulusal takip etme sistemiyle Dünya Sağlık Örgütünün verileriyle ortak bir şekilde takip edildiğini kaydederek, şöyle devam etti:

“Grip mevsimi bizim ülkemizde Ekim ayında başlar, Aralık aylarında artarak Nisan – Mayıs aylarında sonlanır. Dolayısıyla grip aşısının Eylül, Ekim aylarından itibaren yapılması gerekir. Eğer bu aşı zamanında ve yeterince yapılıp gerekli bağışıklık oluşturulursa başarı oranı son derece yüksektir. Yüzde 70, 80’in üzerinde bu yıla ait influenza virüsünden korumayı sağlar. Risk grubunda olup aşılarını tamamlamamış kişilerin Ocak, Şubat aylarına kadar aşı yaptırabilmeleri mümkün ve yaptırmaları gerekli.”

Dr. Dilek Leyla Mamçu, grip hastalığına neden olan virüsün her yıl değiştiğini bu nedenle de her yıl grip aşısını yeniden olmak gerektiğini vurguladı.

6 aydan büyük herkese uygulanabilir

“Grip aşısı 6 ay dan büyük herkese uygulanabilir ancak hastalığı ağır geçirme ihtimali olan kişiler ile o kişilere bakım veren kişilere ve sağlık çalışanlarına öncelikli olarak aşı yapılmalı.” diyen Dr. Mamçu, şu bilgileri verdi:

“Grip aşısı, 6 aylıktan 5 yaşa kadar bütün çocuklarda, özellikle küçük çocuklarda orta kulak iltihabı, zatürre gibi viral hastalıklar olduğu için son derece önemli. Gebeliğinin 2. ya da 3. ayında olan gebeler, 65 yaş üstündeki yetişkinler, kronik astım hastalığı dahil olmak üzere   akciğer hastalıkları, kalp damar hastalıkları ve kronik böbrek yetmezliği olanlar, diyabet dahil metabolik hastalıkları olanlar, bağışıklık yetmezliğini tetikleyecek bazı ilaçlar kullananlar ya da bağışıklık yetmezliği olanlar, 6 ay-18 yaş arasında olan ve uzun süreli aspirin kullanan kişiler ile vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olan obez kişilerin hastalığı geçirdiklerinde komplikasyon geçirme risklerinin yüksek olduğu biliniyor. Bu nedenle öncelikle bu kişilerin aşılanmaları gerekiyor. Bir başka aşılanması gereken grup da komplikasyonları ağır geçiren kişilere bakım veren kişiler.”

Ülkemizde influenza A ve B tiplerine ait 4 aşı var

Dr. Dilek Leyla Mamçu, ülkemizde influenza A ve B tiplerine ait 4 aşı bulunduğunu kaydederek, “Şu anda piyasada bulunan ve sağlık bakanlığımızın belirlediği sırayla risk grubunda olan kişilere yılda bir defa olmak üzere herhangi bir hekim tarafından reçetelendiği takdirde bu aşı SGK tarafından karşılanarak uygulanmakta.” dedi.

Grip aşılarının Covid-19 aşıları ile birlikte uygulanmasında herhangi bir sakınca olmadığını da dile getiren Dr. Mamçu, “Farklı bir zaman diliminde uygulanabilir fakat risk grupları hemen hemen aynı olduğundan ve bu kişilerin bir kez daha sağlık kuruluşuna gelmemesi için geldiklerinde her iki aşıyı olmalarında bir sakınca yok.” diye sözlerini tamamladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuğunuzun İşitme KaybıI Okul Başarısını Etkilemesin

İşitme kaybı, doğuştan gelen bir rahatsızlık olup en sık görülen problemlerden biridir. Her bin canlı doğumdan 1 ila 3’ü sağırlık derecesinde, binde 30 ila 60’ı da değişik şiddetlerde işitme kaybı ile doğar. Okul dönemi, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemleri de hesaba katıldığında toplumdaki işitme kaybı oranı %50’leri geçmektedir.

 

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi KBB Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldırım Ahmet Bayazıt, “işitme kaybının okul başarısı üzerindeki etkisi”yle ilgili ebeveyn ve eğitimcilere dikkat edilmesi gereken bilgilendirmeler yaptı

 

İşitmenin normal olması özellikle yeni doğan bebekler, eğitim çağındaki çocuklar ve bireyler için önemlidir. Erken dönemde tedavi edilmeyen kişilerde kalıcı işitme ve konuşma problemleri ortaya çıkabilir ve okul çağındaki çocuk ve bireylerdeki işitme kaybı akademik, sosyal ve nöropsikolojik problemlere neden olabilir.

 

İşitme kaybı hafitten ağıra kadar farklı derecelerde, tek veya çift taraflı olabilir. Bununla birlikte dış ve orta kulak iletim problemlerine ya da iç kulak ve beyin arasında cereyan eden sinirsel problemlere bağlı olabilir.

 

Okul çağındaki hemen hemen 10 çocuktan 1’inde işitme kaybı var

 

Son yıllarda ağır işitme kaybı oranları düşmeye başlamakla birlikte, hafif işitme kaybı oranları daha da artmaya başlamıştır. Okul çağındaki hemen hemen on çocuktan birinde farklı nedenlere bağlı işitme kaybı vardır. Bunlar arasında en sık görülen ve en kolay tedavi edilebilen ve halk arasında kulak kiri olarak bilinen “serumen” yer almaktadır. İkinci sırada ise sinsi şekilde seyreden ve kulakta sıvı varlığı şeklinde tarif edilen orta kulak inflamasyonları yer alır; ancak çocukların %5’inin her iki kulağında da sinirsel tip işitme kaybı vardır. Sinirsel tip kayıp sadece bir kulakta da görülebilir ve bu çocukların diğer kulakları normaldir. Bu durum okul çağındaki çocukların %3’ünde görülmektedir. Başka bir deyişle okul çağındaki çocuklarda, bebeklere oranla işitme kaybı sıklığı yaklaşık on kat artmıştır; ancak bu durumun erken teşhis ve tedavi edilebilmesini engelleyen birçok problem ve zorluk vardır. Bu problemler genellikle ebeveynlerin ve işitme kayıplı okul çağındaki çocuğun durumu kabullenmesi ve hekiminin önerilerine uyum sağlamasıyla alakalıdır. 

 

İşitme kaybının beyin fonksiyonları üzerindeki etkisi nedir?

 

Beynimizin üst merkezlerindeki bilişsel ve psikolojik yollara ait bölgelerin normal olarak gelişmesi, işitsel girdilerin ne kadar normal olduğuna bağlıdır. İşitsel girdilerdeki zayıflık, beyin üst merkez bağlantılarının ve korteksinin organizasyonunu değiştirir. Mesela; bir kişinin sağ kulağında işitme kaybı varsa, ana işitme merkezinin bulunduğu beynin sol beyin yarım küresindeki korteks gelişimi zayıflar. İşitme merkezinin, konuşma ve bilişsel fonksiyon bölgeleriyle olan bağlantıları da farklılaşmaya ve doğal olarak, tüm bunların nörobiyolojik ve nöropsikolojik yansımaları da kendini göstermeye başlar. 

 

Tek taraflı işitme kaybında problem gözden kaçabiliyor

 

İki kulağında da işitme kaybı olan bebek ve çocukların teşhisi daha erken yapılır; çünkü yenidoğan tarama programları veya çocuğun işitsel algısındaki zayıflık nedeniyle bir sağlık kuruluşuna müracaat edilir. Bununla birlikte hafif işitme kaybı veya tek taraflı işitme kaybı varlığında problem gözden kaçabilir. Bu tarz çocuklar genellikle okul öncesi dönemde günlük hayat için yeterli dil ve konuşma gelişimi gösterirler; fakat çocuk okul çağına geldiğinde bocalamalar başlar. Bu çocukların bilişsel gelişimlerinin veya zekâlarının zayıf olduğu, saldırgan oldukları, davranış bozuklukları gösterdikleri şeklinde bildirimler gelmeye başlar ve okul başarılarının düşük olduğu kabul edilerek bazen alt kategorideki sınıflara nakledilmeleri önerilir.

 

İşitme engelli çocuk sınıfta kalabiliyor

 

İşitme engelli okul çağındaki çocuklarda akademik ve sosyal konularda dikkat eksikliği ortaya çıkabilir. Bu çocukların yaklaşık üçte birinin sınıfta kalacak hale gelebildiği bilinmektedir. Bu oran normal topluma göre on kat daha fazladır.

 

İlginç bir şekilde, ağır işitme kaybı olanların akademik başarısı hafif işitme kaybı olanlara göre daha yüksektir. Bunun nedeni ağır işitme kaybı olanların daha erken yaşlarda teşhis ve tedavi şansını yakalaması ve performanslarını yükseltmesidir ve aynı zamanda ailenin, çocuğun, sosyal çevrenin ve okul görevlilerinin duruma daha rahat adapte olabilmeleridir. Hafif işitme kaybı olanlar ise durumu fark edemediği, önemsemediği veya gizlediği için tedavi edilemezler ve başarıları düşer. Bunun nedeni genellikle işitme kaybının utanç verici bir eksiklik olduğu düşüncesidir.

 

Diğer taraftan tedavi edilmeyen bir işitme kaybı varlığında, öğrenci özellikle fon gürültüsü varken konuşmayı anlamada güçlük çeker. Bazen de normal konuşmayı anlarken, fısıltı seslerini kaçırabilir. Kişi, başını daha iyi duyan kulak yönünde çevirmek zorunda kalır. Bu durumun her gün tekrarlanması sonucunda kişi veya öğrenci daha da utangaç hale gelebilir ve kendini sosyal alanlardan izole etmeye başlayabilir. Aynı zamanda konuşmayı anlamak için sarf ettiği çaba erken yorulmaya ve sıkılganlığa neden olabilir. 

 

Sonuç olarak, özellikle okul çağındaki işitme engelli çocukların tanı ve tedavilerinin yapılmaması halinde, akademik ve sosyal problemlerin ortaya çıkacağı artık bilinen bir gerçektir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu 8 Ekim Pazar Günü Alanya-Antalya Etabı ile Başlıyor

Türkiye yüzyılında, Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 58. yılında 8 gün boyunca profesyonel yol bisikletinin kalbinin atacağı, doğaya, tarihe uzanan, kıtaları buluşturan heyecan için geri sayım başladı…

 

58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda 8 gün, 8 etapta 1.235,1 km boyunca Alanya’dan Kemer’e, Kalkan’dan Fethiye’ye, Marmaris’ten Bodrum’a, Selçuk’tan Manisa ve İzmir’e ardından İstanbul-Sultanahmet’e 24 takımdan 36 ülkeden 168 bisikletçinin zorlu ve heyecanlı mücadelesi nefesleri kesecek.

 

Doğaya, tarihe uzanan, kıtaları buluşturan parkurunda dünyaca ünlü sprintlerin şovu, tırmanışçıların mücadelesine sahne olacak görkemli ve dev organizasyon 190 ülkede 13 dilde milyonlarca kişi tarafından izlenecek. 58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, sadece bir yarış değil, adrenalin ve tutku dolu kıtalararası bir şölen, bir bisiklet turundan fazlası…

 

Alanya’da 7 Ekim Cumartesi günü Basın Toplantısı ve “58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Hatıra Ormanı” Ağaç Dikme Töreni düzenlenecek. 

 

T.C. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 58’incisi, 8-15 Ekim 2023 tarihleri arasında düzenlenecek. 

 

58’inci Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun dünyanın dört bir yanından gelen sporculardan oluşan renkli pelotonu, sekiz gün sürecek serüven için 8 Ekim Pazar günü Alanya Limanı’ndan saat 11:40’da pedal çevirmeye başlayacak. 

 

Alanya’dan İstanbul’a 8 gün, 8 etapta 1.235,1 kilometrelik parkuru ile bisiklet sporunun ve kültürünün gelişiminden, ülke tanıtımına, bisiklet turizminden iklim krizi ile mücadeleye ve sağlığın korunmasına kadar geniş bir etki alanına sahip olan 58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, Cumhuriyetin ve Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun 100.Yılında “Bir Bisiklet Yarışından Fazlası” vizyonu ile düzenlenecek. 

 

58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun Göz Kamaştıran Parkuru

Genç yetenekler ve tecrübeli bisikletçilerin omuz omuza üst düzey rekabetinin nefesleri keseceği 58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 1.235,1 kilometrelik 2023 parkuru şu şekilde olacak: 

 

Etaplar:                                                                         Start            Yarış Bitişi

1. Etap: 8 Ekim 2023 Alanya – Antalya (135 km)                 11:40           14:30

2. Etap: 9 Ekim 2023 Kemer – Kalkan (166,5 km)                12:30           17:00

3. Etap: 10 Ekim 2023 Fethiye – Babadağ (104,1 km)           13:00           17:00

4. Etap: 11 Ekim 2023 Fethiye – Marmaris (165,3 km)          11:10           15:30  

5. Etap: 12 Ekim 2023 Marmaris – Yalıkavak (180,6 km)       12:20           17:00

6. Etap: 13 Ekim 2023 Bodrum – Selçuk (193,3 km)             11:45           17:00

7. Etap: 14 Ekim 2023 Selçuk – Manisa- İzmir (159,8 km)     11:20           15:30  

8. Etap: 15 Ekim 2023 İstanbul – Sultanahmet (130,5 km)    11:20           14:45

                  

Parkur hakkında detaylı bilgi için tourofturkiye.org.tr adresi ziyaret edilebilir.

 

58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu; 8 gün, 8 etapta; Alanya’dan Kemer’e, Kalkan’dan Fethiye’ye, Marmaris’ten Bodrum’a, Selçuk’tan Manisa ve İzmir’e uzanan güzergâh boyunca dünyaca ünlü pedalların mücadelesine sahne olurken, 7. etap sonunda takımların İzmir’den İstanbul’a transferinin ardından İstanbul-Sultanahmet Etabı ile sona erecek. 

 

24 Takımda 36 Ülkeden, 168 Bisikletçi Yarışacak

 

Dünyanın en önemli profesyonel takımlarının, dünya ve Olimpiyat madalyalı sporcular ile Türk sporcular ve genç yeteneklerin yer alacağı organizasyonda Almanya’dan Belçika’ya, Amerika Birleşik Devletleri’nden Birleşik Arap Emirlikleri’ne Hollanda’dan İspanya’ya, İtalya’dan Japonya’ya Türkiye’den Yeni Zelanda’ya 24 takımda 36 ülkeden 168 bisikletçi yarışacak. 

 

Tur 2023 Katılan Takımlar:

 

Organizasyonun UCI kategorilerine göre takım listesi ise şöyle: 

4 World, 7 ProTour, 12 Continental Takım ile 1 Milli Takım pelotonda mücadele verecek. 

WorldTeams kategorisinde katılan takımlar: 

Alpecin-Deceuninck (Belçika), Astana Qazaqstan Team (Kazakistan), Bora – Hansgrohe (Almanya), UAE Team Emirates (Birleşik Arap Emirlikleri)

ProTeams kategorisinde katılan takımlar:

Bingoal WB (Belçika), Burgos-BH (İspanya), Corratec Selle Italia (İtalya), Eolo-Kometa Cycling Team (İtalya), Green Project-Bardianicsf-Faizine (İtalya), Q36.5 Pro Cycling Team (İsviçre), Team Novo Nordisk (Amerika Birleşik Devletleri)

ContinentalTeams kategorisinde katılan takımlar:

Abloc CT (Hollanda), Beykoz Belediyesi Spor Kulübü (Türkiye), Bike AID (Almanya), Global 6 Cycling (Yeni Zelanda), Konya Büyükşehir Belediye Spor (Türkiye), P & S Benotti (Almanya), Shimano Racing (Japonya), Sofer – Savini DUE – OMZ (Romanya), Spor Toto Cycling Team (Türkiye), Tarteletto – Isorex (Belçika), Team Medellin – EPM (Kolombiya), Voster ATS Team (Polonya)

Milli Takım kategorisinde katılan takım:

Team Netherlands (Hollanda)

Sayılarla TUR 2023

 

Adrenalin dolu dev organizasyonu ulusal ve uluslararası 100’e yakın medya mensubu takip edecek. Sayısı 250’yi bulan araçlar yarış boyunca bisikletçilere ve TUR 2023 ekibine eşlik edecek.  Her bir etapta, 2.000 kişilik emniyet ve jandarma ekipleri 1.235,1 kilometrelik parkurda yarışın güvenliğini sağlayacak.  

 

TUR 2023 süresince yaklaşık16 bin polis ve jandarma görev yapacak. Takımlar, medya, UCI, UCI komiserleri, VIP konukları, hakemler, çalışanlar, gönüllüler ve sağlık ekipleri olmak üzere 2.000 kişi etkinlikte görev alacak. TUR boyunca toplam 7.500 üzerinde kişinin konaklaması yapılacak. Yarışı yerinde takip eden ulusal ve uluslararası medya mensubu sayısı 100’ü geçecek. 

 

58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Hatıra Ormanı Ağaç Dikme Töreni 7 Ekim’de Yapılacak

Alanya-Antalya etabı ile 8 Ekim’de başlayacak olan 58.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun Alanya Basın Toplantısı 7 Ekim Cumartesi günü düzenlenecek. 

Basın Toplantısı sonrasında “58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Hatıra Ormanı” Ağaç Dikme Töreni gerçekleştirilecek. Birincisi geçen sene Bodrum’da gerçekleşen “Hatıra Ormanı” ağaç dikiminin ikincisi geçtiğimiz günlerde Alanya’da meydana gelen Orman yangınından dolayı Avsallar bölgesinde yapılacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı