Aylık arşivler: Ekim 2023

Meme kanserine karşı bu önerilere dikkat!

(EKİM AYI-MEME KANSERİ FARKINDALIK AYI)

Hem korunmada hem tedavide büyük fayda sağlıyor!

MEME KANSERİNE KARŞI BU ÖNERİLERE DİKKAT!

 

Erkeklerde de görülmekle birlikte kadınlarda 100 kat daha fazla rastlanan meme kanseri, son yıllarda giderek yaygınlaşıyor. Meme kanserinde genetik ve çevresel faktörler kadar yaşam tarzının da önemli bir role sahip olduğunu belirten Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Fulya Ağaoğlu, “Yapılan bilimsel çalışmalara göre; değiştirilmesi elimizde olan yaşam alışkanlıklarımızı sağlıklı kılmak meme kanserinden korunmada son derece önem taşıyor. Beslenmeden egzersize dek bazı kurallara dikkat ederek meme kanserinden korunmak ve elimizde olmayan faktörlerden kaynaklandığında da meme kanserinin tekrarlama riskini azaltmak mümkün” diyor. Prof. Dr. Fulya Ağaoğlu Ekim Ayı- Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada meme kanserine karşı önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

 

 

Kadınlardaki süt kanallarını içeren meme dokusu, ergenlikten itibaren genişleyip hayat boyu adet döngüsü ile birlikte değişken bir yapıya sahip oluyor. İşte, bu dokudan gelişen kansere ‘meme kanseri’ deniliyor. Erkeklerde de meme dokusu olmasına rağmen gelişmeden kaldığından risk kadınlara göre 100 kat az olsa da kapıyı çalabiliyor. Meme kanserinin son yıllarda genç yaşlarda da görülmeye başladığını, bu nedenle her kadının kendi meme dokusunu tanıması için, ayda bir kez ideal olarak adet başladıktan sonraki 7 ila 10. gün arasında, ayna karşısında her iki memesini kontrol etmesinin büyük önem taşıdığını belirten  Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Fulya Ağaoğlu şöyle konuşuyor: “İnsanın kendi vücudundaki değişiklikleri farketmesi daha kolaydır. Bunun için de meme dokumuzun farkında olmalıyız. Erken tanı için 40 yaşından itibaren tarama amaçlı mamografi ve ultrasonografilerin çekilmesi genel önerimizdir. Ama ailesinde meme kanseri tanısı almış bireyler varsa veya çocukken göğüs bölgesine radyoterapi almış ise daha erken yaşlarda da görüntüleme testleri ve doktor muayenesi öneriyoruz. Bize miras kalan genleri değiştirmek elimizde değil ama yaşam tarzımızı değiştirebiliriz.” 

 

Fazla kilolardan sağlıklı diyetle kurtulun!

 

Yapılan bilimsel çalışmalarda fazla kilolu olmak ile özellikle menopoz öncesi çağdaki kadınlarda artan meme kanseri riski arasındaki ilişkinin ispatlandığını belirten Prof. Dr. Ağaoğlu “Hareketsiz yaşam ne yazık ki hastalıktan korunmada elimizi önemli ölçüde zayıflatmakta aynı zamanda tedavisi sonrası meme kanserinin tekrarlama ihtimalini artırmaktadır. Egzersiz, bize hem kilo kontrolü hem de toksinleri atmak yolunda katkı sağladığı için kanser başlatıcı etkileri en aza indirgemiş oluruz. Özellikle menopoz sonrası yüksek kiloya sahip olanların, zayıf hemcinslerine kıyasla daha erken yaşta meme kanserine yakalandığı bilinmektedir” diyor. Bu nedenle fazla kilolardan sağlıklı ve sürdürülebilir bir diyetle kurtulmak ve ideal kiloya inmek gerekiyor. 

 

Mutlaka egzersiz yapın!

 

Vücudumuzdaki yağ dokusunun fazla olmasının, sürekli bir inflamasyonu uyardığını ve karsinojen maddelerin birikimi için uygun bir zemin hazırladığını vurgulayan Prof. Dr. Ağaoğlu düzenli yapılan egzersizin hem kilo kontrolü hem de toksinleri atmak yolunda kritik öneme sahip olduğunu belirterek şöyle konuşuyor: “Sağlıklı ve dinç bir hayatın kapısını açan anahtarlardan biri egzersizdir. Egzersizle kanser başlatıcı etkileri en aza indirgemiş oluyoruz. Yaşla birlikte, menopozun da etkisiyle metabolizmanın yavaşlaması bizi kilo almaya eğilimli hale getiriyor. Bu dönemde yapılan yüzme, yürüyüş, pilates vb gibi aktif egzersizler hem kilo kontrolünde yardımcı hem de menopozun getirdiği sıcak basması gibi bazı olumsuz etkileri azaltmada yardımcı olur. Spor yaparken salgılanan mutluluk hormonu, stresimizi azaltarak bizi daha sağlıklı hale getirir. Mümkünse açık havada yapılan oksijenli egzersizler bize daha çok faydalı olmaktadır.” 

 

“İlaç gibi reçete ediyoruz”

 

Meme kanseri tedavisi için yapılan cerrahi ve radyoterapi sonrası görülen lenfatik dolaşım bozukluğunun da (lenfödem) önemli bir sağlık sorunu olabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Fulya Ağaoğlu “Lenfödemi önlemek ve gelişimini yavaşlatmak için de hastalarımıza mutlaka egzersiz yapmaları gerektiğini anlatıyoruz. Özellikle pilates ve yüzme gibi dolaşım sistemi üzerine olumlu etkilerini bildiğimiz sporları hastalarımıza ilaç gibi reçete ediyoruz. Yaptığımız çalışmada, pilates  yapan hastalarımızın lenfödem açısından avantajlı duruma geçtiklerini gördük” diyor. 

 

Zarar gören genleri tamir ediyor! 

 

 

Sağlıklı yaşam tarzının, kişinin zarar görmüş genlerinin tamirinde kilit öneme sahip olduğunu söyleyen Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Fulya Ağaoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Hayatımızın sağlıklı bir şekilde akıp gitmesi için çoklu etkenin rol oynadığını bilmeliyiz. Kanseri tetikleyen etkenlerden uzak durmak ve yılda bir kez düzenli doktor kontrollerimizi ihmal etmemek bizi bu yolda güçlü kılar. Sağlıklı ve dengeli beslenmek, sigara ve alkolden mutlaka uzak durmak gerekir. Yapılan bilimsel çalışmalar; sigara ve alkolün meme kanserine zemin hazırladığını açıkça ortaya koymaktadır. Yüksek miktarda alkol tüketimi östrojenik aktiviteyi artırarak meme dokusunun yoğunluğunun artmasına neden olurken, sigara içilmesi de östrojen pozitif meme kanseri riskini artırmada başlıca etkenlerdendir.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Suyun ph dengesi çok önemli

SUYUN PH DENGESİ ÇOK ÖNEMLİ

 “Su içmek sadece susuzluğu gidermekle kalmaz, aynı zamanda genel sağlığınızı destekler. Günlük su alımınızı izlemek ve içtiğiniz suyun pH seviyesine dikkat etmek, sağlıklı bir yaşam tarzının temel taşlarındandır. Su içmeyi ihmal etmeyin!” diyen Liv Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hakan Koçoğlu cilt sağlığının, eklem fonksiyonlarının ve enerji seviyelerinin de su alımına bağlı olduğunun altını çiziyor.
 

Her gün en az kaç bardak su tüketmeli?
 

Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için doğru su alımı ve suyun pH dengesi çok önemlidir. Günlük yaşamda yeterli su içmek, vücudunuzun ihtiyaçlarını karşılamak için temel bir adımdır. Her gün en az 8 bardak su içmeyi hedeflemelisiniz, ancak vücut özelliklerinize göre bu miktar değişebilir.
 

İdeal içme suyu pH’ı kaç olmalı?

 

Ayrıca, suyun pH seviyesine de dikkat etmek önemlidir. pH, suyun asidik mi yoksa alkali (bazik) mi olduğunu belirtir. İdeal içme suyu pH’ı genellikle 6.5 ile 8.5 arasında olmalıdır. Bu aralık, vücudunuzun doğal pH dengesini korumasına yardımcı olur. pH dengesinin sağlanması sindirim ve genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratabilir.

Neden önemli?
 

Suyun önemi büyüktür çünkü vücudunuzun düzgün çalışabilmesi için su gereklidir. Sindirim, metabolizma, vücut ısısı düzenlemesi ve toksinlerin atılması gibi temel süreçler suya dayanır. Ayrıca, cilt sağlığı, eklem fonksiyonları ve enerji seviyeleri de su alımına bağlıdır.
 

Sağlıklı bir yaşam tarzının temel taşı

 

Unutmayın ki su içmek sadece susuzluğu gidermekle kalmaz, aynı zamanda genel sağlığınızı destekler. Günlük su alımınızı izlemek ve içtiğiniz suyun pH seviyesine dikkat etmek, sağlıklı bir yaşam tarzının temel taşlarındandır. Su içmeyi ihmal etmeyin!

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunma ve önleme stratejileri yeniden belirlendi

Egeli bilim insanı Prof. Dr. Gökengin’in makalesi The Lancet Regional Health –

Europe dergisinde yayımlandı

Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunma ve önleme

stratejileri yeniden belirlendi

 Ege Üniversitesi HIV / AIDS Uygulama ve

Araştırma Merkezi Müdürü ve Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Deniz Gökengin, “Avrupa’da

cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) tüm zamanların en yüksek seviyesine

ulaşmıştır ve bu konuda hemen eyleme geçilmesi ve iş birliği yapılması

gerekmektedir” diye konuştu.

Avrupa’da cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) tüm zamanların en

yüksek seviyesine ulaştığı bilgisinin hem Dünya Sağlık Örgütü hem de Avrupa

ülkelerinin sağlık kurumlarının verilerine ve raporlarına yansıdığı görülüyor.

Son on yıl içinde Avrupa’da CYBE’nin yeniden ortaya çıkması, ciddi bir halk

sağlığı sorununa işaret ediyor.

Ege Üniversitesi HIV / AIDS Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü

Prof. Dr. Ayşe Deniz Gökengin’in de aralarında yer aldığı bilim insanları

tarafından hazırlanan dört makaleden oluşan seri dünyaca ünlü The Lancet

Regional Health – Europe tarafından yayımlandı. Bilim insanları yürüttükleri

araştırmada CYBE’yi ve bu enfeksiyonlara yaklaşımı analiz ederek, korunma

ve önleme stratejilerini yeniden ortaya koyuyor.

“Vakalarda yüzde 49 artış”

Tanı ve tedavideki ilerlemelere rağmen CYBE’nin ciddi bir halk sağlığı

sorunu haline geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Ayşe Deniz Gökengin, “Dünya

Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan Avrupa Bölgesinde, 2019 yılında 17

milyon yeni olgu bildirilmiş, 2010 ile 2019 yılları arasında yeni olgu sayısında

yüzde 49 artış olmuş ve toplam olgu sayısı 1,5 milyona ulaşmıştır. Ne yazık ki,

bölgede yakın zamanda gelişen COVID-19 pandemisi ve Ukrayna’daki savaş

gibi olaylar, 2030 ajandasındaki, HIV, viral hepatit ve CYBE salgınlarının

ortadan kaldırılması hedeflerine doğru atılan adımları tehlikeye atmıştır” dedi.

Prof. Dr. Ayşe Deniz Gökengin, “Avrupa’da CYBE’nin etkin bir biçimde

kontrol altına alınması, bölgedeki zorlukların ve mevcut yaklaşımları sınırlayan

unsurların belirlenmesi ile mümkündür. Bu nedenle, The Lancet Regional

Health – Europe kıtada yeni ve yeniden ortaya çıkan CYBE’leri gözden geçiren

ve genel ve özel zorlukları tanımlayan bir derleme hazırlamak üzere

uzmanlardan oluşan bir gruba davet göndermiştir. Bu makaleler serisi, konuyu

belli başlı dört ayrı yönüyle incelemektedir. Bunlar; Avrupa’daki epideminin

hâlihazırdaki durumu, kullanılmakta olan ve geliştirilen korunma stratejileri, 

asemptomatik enfeksiyonların yönetiminde yaklaşımlar ve güncel tedaviler.

Uzmanlardan oluşan yazarlar grubu, Avrupa’da CYBE’lerin durumunu

belirlemenin yanı sıra, hastalıkların etkin bir biçimde kontrol altına alınabilmesi

için özel öneriler de yapmışlardır. Bu çalışma, bu ciddi halk sağlığı sorununu

etkin bir biçimde ele alacak yol haritasını belirlemek açısından kritik öneme

sahiptir” diye konuştu.

“Kuzey ve Batı Avrupa ülkelerinde vaka oranı daha yüksek”

Yürütülen çalışma ile ulaşılan bulgular hakkında bilgi veren Prof. Dr.

Ayşe Deniz Gökengin, “Bölgedeki 53 ülkenin 49’undan toplanan

epidemiyolojik veriler, bakteriyel CYBE’lerin bildirimi açısından ülkeler

arasında anlamlı farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur. Kuzey ve Batı Avrupa

ülkelerinde toplumdaki her 100 kişi başına düşen CYBE sayıları diğer

bölgelere göre çok daha yüksektir; bunun başlıca nedeninin, sürveyansın ve

bildirimlerin daha büyük titizlikle ve daha güvenilir yöntemlerle yapılıyor

olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Makaleler serisinde, sosyopolitik

alandaki değişikliklere bağlı olarak yeni tanımlanmış olan kilit toplumlar,

örneğin göçmenler, sığınmacılar, seks işçileri ve erkeklerle seks yapan erkekler

vurgulanmaktadır; bu topluluklar, sağlık hizmetlerine erişimlerinin sınırlı olması

nedeniyle kontrol politikalarının geliştirilme sürecinde öncelikli topluluklar

olarak kabul edilmektedir” dedi.

“HIV’ın kontrol altına alınmasına dair umut veren çalışmalar

mevcut”

Prof. Dr. Ayşe Deniz Gökengin, “Bazı ülkelerde sağlık hizmetlerinin

sunumu ve kaynak yetersizlikleri açısından gözlenen farklılıklar, Avrupa’da

önleme ve kontrol stratejilerinin önündeki engeller olarak tanımlanmaktadır.

Sağlık konusundaki eğitimlerin ve kondom tanıtımının, diğer biyomedikal

girişimlerle birlikte sürdürülmesinin önemi vurgulanmaktadır. HIV için temas

öncesi profilaksi, 53 ülkenin 38’inde kullanıma sunulmuş olmakla birlikte,

özellikle Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde halen yeterince kullanılmamaktadır;

bu bağlamda, temas öncesi profilaksiye erişim konusunda eşitliğin sağlanması

kritik öneme sahiptir. İlk uzun etkili antiretroviral olan kabotegravir, günlük hap

yerine iki ayda bir enjeksiyon şeklinde uygulanmasıyla HIV için temas öncesi

profilakside devrim yaratma potansiyeline sahiptir. Hepatit A ve B ile HPV’nin

kontrol altına alınmasında aşılar ile önemli kazanımlar elde edilmiştir.

Gelecekte, menengokok B aşısı ile çapraz bağışıklık yoluyla gonorenin ve

mRNA temelli aşılarla HIV enfeksiyonunun kontrol altına alınması açısından

umut vaat eden çalışmalar bulunmaktadır. Bu dört makalenin bulguları, halk

sağlığı hizmetlerinin güçlendirilmesi, sürveyans ve bildirim sistemlerinin

birbiriyle uyumlu hale getirilmesi, korunma ve tedavi stratejilerine bedelsiz

erişimin sağlanması ve sağlık hizmetine herkesin erişimi ve CYBE ile ilintili

damgalamanın ortadan kaldırılması gibi yapısal unsurların ele alınması

bileşenlerini içeren bir yaklaşıma gereksinim olduğunun altını çizmektedir. HIV

ve CYBE için 2030 ajandasında yer alan hedeflere ulaşabilmek için bu

önerilerin uygulanmaya başlanması kritik öneme sahiptir” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Giderek artan uyuz tehlikesine karşı önlemlerinizi alın

GİDEREK ARTAN UYUZ TEHLİKESİNE KARŞI ÖNLEMİNİZİ ALIN

 

Bir deri hastalığı olan uyuz insandan insana yakın temasla bulaşıyor. Son yıllarda uyuz hastalığının ülkemizde görülme oranı giderek artıyor. Bunun nedenleri arasında tedavinin doğru bir şekilde yapılmaması ve uyuz parazitinin ilaçlara direnç göstermesi gibi nedenler yer alıyor. Uyuz hastalığında tedavinin bireysel değil, bütün aile kapsayacak şekilde yapılması büyük önem taşıyor.  İlaç tedavisinin yanında kıyafetler, ev tekstili ve ev eşyalarının da hijyeninin mutlaka sağlanması gerekiyor. Memorial Şişli Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Gürkan Yardımcı, uyuz hastalığı hakkında bilgi verdi. 

 

15-20 dakikalık temaslar uyuzun bulaşması için yeterli oluyor

 

Uyuz Sarcoptes scabiei var. hominis adı verilen bir parazitin neden olduğu kaşıntılı ve bulaşıcı bir deri hastalığıdır. Bu parazit insan gözü ile fark edilemeyecek kadar küçüktür. Parazitin kişiden kişiye bulaşabilmesi için 15-20 dk’lık temaslar yeterli olabilmektedir. Her iki cinsiyette, her yaş grubunda ve her sosyoekonomik düzeyde görülebilmektedir. Ancak yakın temasın sık olduğu kalabalık ortamlarda (okul, bakım evleri, öğrenci yurtları vs.) bulaşma daha kolay olduğu için daha hızlı yayılabilmektedir. Özellikle cinsel temas, aynı yatakta yatma, el ele tutuşma, havlu ve giysilerin ortak kullanımı gibi deri temasının olduğu durumlar en sık bulaşma yollarıdır.

 

Bebek ve çocuklarda ayak tabanları ve saçlı deride kaşıntı yoğun oluyor

 

Hastalığın bulaşmasından sonra genellikle 4 ila 6 hafta süren bir kuluçka dönemi bulunmaktadır. Bu dönemde kişide herhangi bir belirti bulunmayabilir ancak paraziti deride taşımaktadır. Kuluçka süresinden sonra özellikle geceleri ve sıcak ortamlarda artış gösteren şiddetli kaşıntı hastalığın en önemli belirtisidir. El parmakları, avuç içi ve el bileklerinde içerisinde parazitin kendisi, yumurtaları ve dışkılarını içeren tünel adı verilen yapılar sıklıkla görülmektedir. Bununla birlikte kaşıntı erkeklerde genital bölge, koltuk altı, bel bölgesi ve kalçalarda yoğun iken kadınlarda meme bölgesi, göbek deliği çevresi, koltuk altı ve kalça bölgesinde yoğundur. Bebek ve çocuk yaş grubunda ayak tabanları ve saçlı deri tünellerin gözlendiği ve kaşıntının yoğun olduğu bölgelerdir.

 

Uyuz hastalığının tedavisi bireysel yapılmamalı 

 

Hastalığın tanısı genellikle klinik bulgular ile konulmaktadır. Dermoskopik muayene ile tüneller görülmesi tanıyı kesinleştirir. Tedavide hem ağız yoluyla alınabilen hem de deriye dışardan sürülebilen ilaçlar bulunmaktadır. Hastanın yaşı, ek hastalıklarının olup olmaması, sistemik tedavi planlanacak ise kilosu gibi bazı özellikler tedavinin belirlenmesinde önemlidir. Tedavi asla bireysel yapılmamalıdır. Aynı ortamda yaşayan her bireyin kaşıntısı olsa da olmasa da tedavi olması gerekmektedir. 

 

Tedavinin doğru bir şekilde uygulanması çok önemli

 

Bağışıklık sistemi zayıf kişilerde uyuz hastalığı daha şiddetli seyretmekle birlikte tedavi daha zordur ve tedavi süresi daha uzundur. Tedavi sonrasında bile kaşıntının ortalama 4-8 hafta kadar devam edebileceği unutulmamalıdır. Sadece ilaç kullanımı tedavi için yeterli değildir. Kıyafetlerin, ev tekstilinin ve ev eşyaların hijyeni de çok önemlidir.

  • Çarşaf, yastık kılıfı, giysiler, iç çamaşırları gibi tekstil ürünleri mümkün olduğunca 600C ve üzerinde yıkanmalı ve yüksek ayarda ütülenmelidir.
  • Bu şekilde temizliği yapılamayan tekstil ürünleri ise ortalama 7-10 gün süreyle ağzı sıkıca bağlanmış bir poşet içinde bekletilmesi ve sonradan yıkanıp, ütülenmesi gerekmektedir.
  • Koltuk, sandalye, kapı kolları gibi sık temas edilen ancak yıkanamayan eşyaların ise sirkeli su ile sık sık silinmesi gerekir.

Ülkemizde önerilen tedavinin doğru şekilde yapılmaması, özellikle pandemi yasakları sırasında kapalı alanlarda kalabalık bir şekilde bulunulması, parazitin bazı ilaçlara karşı direnç geliştirmesi gibi bazı nedenlerle son yıllarda görülme sıklığı oldukça artmıştır. 

 

Evcil hayvanlardan insanlara uyuz bulaşmıyor

 

Hastalıktan korunmak için uyuz tanısı alanlarla, uyuzlu kişilerle temas etmiş ancak kuluçka döneminde olma ihtimali olan kişilerle veya uyuz şüphesi olup kaşıntı şikayeti olan kişilerle temas edilmemesi ve ortak eşyaların kullanılmaması gerekmektedir. Evcil hayvanlardan insanlara uyuz bulaşmaz, bu nedenle evcil hayvanların özel bir tedavisi gerekmemektedir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yüz yıllık gurur

Nilüfer Belediyesi’nin geleneksel Cumhuriyet Yürüyüşü’nde bu yıl yüz binlerce Bursalı FSM Bulvarı’nda buluşarak, Cumhuriyet’e bağlılığını haykırdı. 100. yıla yakışır bir katılımla yapılan Cumhuriyet kutlamalarında coşku doruktaydı.

Cumhuriyet’in 100. yılını bir aya yayılan çok yönlü etkinliklerle kutlayan Nilüfer Belediyesi, geleneksel Cumhuriyet Yürüyüşü’nü ise bu yıl rekor bir katılımla gerçekleştirdi. Akın akın gelerek FSM Bulvarı’nı dolduran, meydanlara sığmayan yüz binlerce Bursalı, 100. yılında Cumhuriyet’e sahip çıktığını gösterdi. Her zamanki gibi Acıbadem kavşağından başlayan yürüyüşte yaşlısıyla genciyle, her yaştan insan ellerinde bayraklar, dillerinde marşlarla FSM Bulvarı ve hastane alanını adeta kırmızı-beyaza boyadı.

Yürüyüşe Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ve eşi Zeynep Terzioğlu Erdem, CHP Bursa Milletvekilleri; Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Hasan Öztürk, CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Yoğun katılım nedeniyle zaman zaman izdihamın yaşandığı FSM Bulvarı’ndaki coşkuya, çevredeki evlerde oturan vatandaşlar da balkonlarından marşlar söyleyerek eşlik etti. Yürüyüşün ardından hastane alanını dolduran yüz binlerce kişi saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nı büyük coşkuyla hep birlikte söyledi.

Hastane alanında toplanan kalabalığa hitap eden Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, tüm Türkiye’nin bayramını kutladı. Bu yıl, bir kâbusun içinde kurulan bir düşün, gerçek olmasının 100. yılını kutladığımızı ifade eden Başkan Erdem, “Cumhuriyetimiz 100 yaşında. Bugün özgürsek, bağımsızsak ve egemenliği ellerimizde tutuyorsak sebebi Cumhuriyet. Coğrafya kaderdir deniyor hep. O kaderi değiştiren, totaliter rejimlerle dolu bu coğrafyada, demokrasiyi ve laikliği yaşatan yegâne unsur Cumhuriyet. Cumhuriyetin kıymetini anlamak için etrafımızdaki kıyamete bakmak yeterli olacaktır. Görüyorsunuz adeta ateş çemberinin içindeyiz. Savaşlarla, acılarla dolu, tarihin karanlık dönemlerinden birini yaşıyoruz. Biz bu karanlık dönemden de çıkar, her türlü zorluğu aşarız. Yeter ki adalet, eşitlik, özgürlük, laiklik ve demokrasi gibi cumhuriyetin temel değerlerine sarılmaktan vazgeçmeyelim. Bizler ikinci yüzyılda da Ulu önderimizin çizdiği yolda yürümeye devam edeceğiz. Üstelik daha güçlü ve emin adımlarla” dedi.

Alanı dolduran yüzbinlerle birlikte 100 yıllık bir gururu paylaştıklarını kaydeden Başkan Erdem, sözlerini şöyle tamamladı; “En büyük eseri ‘Cumhuriyet’i bize emanet eden Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm şehitlerimizi saygıyla, şükranla anıyoruz. Bugün 100. yılını kutluyoruz Cumhuriyetimizin. Aydınlığın yüzü. Bağımsızlığın yüzü. Egemenliğin yüzü. Bizim hikayemizin adı Yüzyıllık Gurur. Cumhuriyet, adınla yüz değil, bin yaşa. En büyük bayramımız kutlu olsun.”

Başkan Erdem’in konuşmasının ardından sevilen rapçi Gazapizm sahne aldı. Bursalılar’ın Cumhuriyet Bayramı sevincini parçalarıyla zirveye çıkaran Gazapizm, alanı dolduranlara unutulmaz anlar yaşattı. Gazapizm konserinden sonra verilen arada sunucu MC ile birlikte alanı dolduran on binlerce kişi hep birlikte Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okudu.

Bursalılar’ın akın ettiği Nilüfer’de Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında gecenin son konserini Teoman verdi. Teoman, parçalarını binlerce kişi ile birlikte seslendirdi. Herkesin Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayan ünlü sanatçı, parçalarını da Cumhuriyet için söyledi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aydın büyükşehir Belediyesi'nden muhteşem 100. Yıl konseri

Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin Cumhuriyet’in 100. yılı kapsamında düzenlediği etkinlikler, sevilen sanatçı Buray konseriyle sona erdi. Atatürk Kent Meydanı’nda düzenlenen konserde on binler bir araya geldi. Konser öncesinde konuşma yapan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, günün anlam ve önemine vurgu yaparak, ‘‘Cumhuriyet eğitim devrimidir, Cumhuriyet kültür devrimidir, Cumhuriyet bir kadın devrimidir. Ben bu gece burada sizlere hitap edebiliyorsam, bu Cumhuriyet sayesindedir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha minnetle, saygıyla, özlemle anıyorum. Cumhuriyet, Atatürk’ün deyişiyle en büyük bayramdır, bayramımız kutlu olsun.’’ dedi. Çerçioğlu, Aydınlılarla Onuncu Yıl Marşı’nı da söyleyerek tüm vatandaşlara iyi eğlenceler diledi.

Buray konserine yoğun ilgi gösteren vatandaşlar, Cumhuriyet’in 100. yılı kapsamında düzenlenen etkinlikler için Çerçioğlu’na teşekkür etti. Konser, havai fişek gösterisiyle sona erdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Fener Alayı, Drone Gösterisi ve Nilüfer Cumhuriyet Coşkusunu Zirveye Taşıdı

Aliağa Belediyesi, cumhuriyetin 100. yılını 10 binlerce Aliağalının katılımıyla muhteşem bir organizasyonla kutladı. Fener alayı, tekne ve meşale gösterileri cumhuriyet coşkusunu zirveye taşırken 100.yıla özel olarak hazırlanan ve 1923 drone ile gerçekleştirilen ışık gösterisi kutlamalara damgasını vurdu. Kutlamalarda gecenin finalini ise Türk pop müziğinin efsane isimlerinden Nilüfer yaptı.

Aliağa’daki muhteşem kutlama ENKA Spor Salonu önünde bir araya gelen küçükten büyüğe 10 binlerce Aliağalının kortej yürüyüşüyle başladı. Aliağalılar, ellerinde meşaleler, Türk bayrakları ve dev Atatürk posterleri ile belediye bandosunun cumhuriyet marşları eşliğinde yürüdü. Kimi vatandaşlar da evlerinin balkon ve pencerelerine çıkarak ellerindeki Türk Bayraklarıyla 100.yıl coşkusuna ortak oldu. Atatürk Zeybek Anıtı önünde gerçekleştirilen folklor gösterisi ile yapay zeka kullanılarak Mustafa Kemal Atatürk’ün sesinden dinletilen ‘İki Keklik’ türküsü kalabalıktan büyük alkış aldı.

Avcı Ramadan’da Tekne ve Meşale Gösterisi
Metrelerce uzunluktaki korteje Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, Garnizon Komutanı Albay Faruk Altun, Aliağa Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet İmir, belediye meclis üyeleri, siyasi parti yöneticileri, sivil toplum kuruluşları ile Aliağalılar katıldı. Kortejin Avcı Ramadan Çocuk Oyun ve Rekreasyon Alanı’na varmasıyla birlikte gerçekleştirilen tekne gösterileri ilgiyle izlenirken ay yıldızlı köprüde yakılan meşaleler geceyi aydınlattı.

Drone Gösterisi Kutlamalara Damgasını Vurdu
Ellerindeki bayraklarla Avcı Ramadan Çocuk Oyun ve Rekreasyon Alanı’nı kırmızı beyaza boyayan Aliağalılar, cumhuriyetin 100. yılını büyük bir coşkuyla kutlarken drone gösterisi de geceye damgasını vurdu. Cumhuriyet Meydanı’ndan havalanan 1923 drone ile gökyüzüne Türk Bayrağı, 100. yıl logosu, 29 Ekim 1923, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye haritası, Aliağa Belediyesi ve Atatürk silüetleri çizildi. Program sunucusu ve seslendirme sanatçısı Yunus Yeşilöz’ün sunumu ile İzmir Marşı ve 100.yıl marşı eşliğinde gerçekleştirilen gösteri izleyenlere unutulmaz anlar yaşattı. Drone gösterisini hayranlıkla izleyen Aliağalılar unutulmaz anları telefonları ile çekerek ölümsüzleştirdi.

Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, “Cumhuriyet Birlik, Beraberlik, Paylaşmak ve Özgürlük Demek”
Duyguların cümleler ile ifade edilmesi zor bir an yaşadıklarını belirten Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, “Bildiğim tek bir şey var, bugün tüm cümlelerin öznesinde silah arkadaşlarıyla beraber cumhuriyeti kurup bizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk var. Yakın dönemde bir pandemi dönemi yaşadık, yangın ve sel gibi birçok badire atlattık. 10 ilimizde deprem felaketi yaşadık. Tüm bu felaketlerin üstesinden birlik, beraberlik ve paylaşmakla geldik. İşte, cumhuriyet birlik, beraberlik, paylaşmak ve özgürlük demek. Bizlere bu cumhuriyeti armağan eden başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve şükranla yâd ediyorum. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Bin yaşasın cumhuriyet” dedi.

Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, “Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun”
Cumhuriyetin 100.yılını coşkuyla kutlamak için bir araya geldiklerini söyleyen Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, “100 yıl önce Türk Milletine vurulmak istenen pranga Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, Türk Milletinin sarsılmaz iradesiyle parçalanmıştır. Bugün inanıyoruz ki cumhuriyetimiz çok daha güçlüdür. Bizlere düşen görev birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde cumhuriyetimizi daha da ilerilere götürmektir. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Nice 100 yıllara, ne mutlu Türküm diyene” ifadelerini kullandı.

Nilüfer, Unutulmaz Şarkılarını Cumhuriyet İçin Söyledi
İlgiyle izlenen drone gösterisi sonrasında sahne alan Türk pop müziğinin efsane isimlerinden Nilüfer, unutulmaz şarkılarını Aliağa’da cumhuriyet için söyledi. Yaklaşık iki saat sahnede kalan ünlü sanatçı ‘Ta Uzak Yollardan’, ‘Gözlerinin Hapsindeyim’, ‘Erkekler Ağlamaz’, ‘Seni Beklerim Öptüğün Yerde’, ‘Çok Uzaklarda’, ‘Dünya Dönüyor’ gibi birbirinden hit parçalarını seslendirdi. Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, sesi ve sahnesiyle cumhuriyet coşkusunu zirveye çıkartan ünlü sanatçıya gecenin anısına Aliağalı üretici kadınlar tarafından el emeği ile hazırlanan Helvacı Kilimi hediye etti. Aliağalıları eğlendiren konser, İzmir Marşı ile son buldu.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cumhuriyet'in 100. Yılına Muhteşem Kutlama

İBB, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü kuruluş yıldönümünü, Türkiye’nin en büyük sahnesinde, şanına yakışır biçimde kutladı. Boğaz Köprüsü şeklinde tasarlanan, en son teknoloji görüntü, ses, ışık ve otomasyon ekipmanları kullanılarak üretilen 150 metrelik sahnede, birbirinden ünlü sanatçılar İstanbullulara 100. yıl coşkusunu yaşattı. 16 metrelik ‘Cumhuriyet Çınarı’nın da yer aldığı sahneye, eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu ve 142 mesai arkadaşıyla birlikte çıkan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dev Türk bayrağının elden ele iletilerek göndere çekilmesine destek verdi. Meydanı hınca hınç dolduran İstanbullulara hitap eden İmamoğlu, “Türkiye’yi özgür ve mutlu, güçlü ve istikrarlı bir ülke yapabilmenin şartı, Cumhuriyet ilke ve değerleri etrafında buluşmaktır. En büyük uzlaşmayı, bu güzel buluşmayı, hep birlikte yeniden gerçekleştireceğiz. Cumhuriyetin bize kazandırdığı öz güven ve cesaretle hep daha ileri, hep daha büyük hedeflere, hep birlikte yürüyeceğizAtatürk’ün yolunda yürümenin verdiği sorumlulukla, kararlılıkla yürüyeceğiz” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü kuruluş yıldönümünü görkemli bir etkinlikle kutladı. Hazırlıklarına aylar öncesinden başlanan kutlama programı, Maltepe Etkinlik Alanı’nda; CHP Grup Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve alanı hınca hınç dolduran İstanbulluların katılımıyla gerçekleştirildi. İmamoğlu, 150 metrelik sahneye, eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu ile el ele çıktı. Vatandaşları, sevgi gösterileri altında selamlayan İmamoğlu çiftine görkemli sahnede İBB’nin çeşitli birimlerinde ve iştirak şirketlerinde çalışan 142 çalışan eşlik etti. İmamoğlu çifti ve çalışanlar, karşılıklı sıraya dizilerek dev bir Türk bayrağını, sahne üzerinde çekileceği göndere elden ele ulaştırdı. Son olarak 4 İBB zabıtasına teslim edilen bayrak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, tüm şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, vatandaşların alkışları eşliğinde göndere çekildi.

“CUMHURİYET NEDİR BİLİYOR MUSUNUZ?”

Bayrağın göndere çekilmesinin ardından konuşan İmamoğlu, meydanı dolduran vatandaşlara özetle şu konuşmayı yaptı:

“Cumhuriyet nedir biliyor musunuz? Cumhuriyet, birbirimize verdiğimiz namus ve şeref sözüdür. 29 Ekim 1923’te hep birlikte bir söz verdik. ‘Bu güzel ülkede herkes eşit ve özgür olacak’ dedik. ‘Bu memlekette, 86 milyon insanımız eşit hissedarlar olacak’ demiştik. Hiç kimseye, hiçbir gruba ayrılık ayrıcalık tanınmayacak. Bu ülkede milletin iradesinin üzerinde hiçbir gücü kabul etmeyeceğimize hep birlikte söz vermiştik. Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i hep birlikte hiçbir farklılığımıza bakmadan, herkesi aynı ölçüde saygın ve değerli kabul edeceğimize birbirimize söz verdik. Sevgiyle, saygıyla, dayanışmayla yaşamaya söz verdik. ‘Birbirimizi dert edineceğiz. Birbirimizin yanında olacağız’ dedik. Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923’te verdiğimiz söze sadık kaldığımız için, dayanışma içinde birbirimizi omuz verdiğimiz için bugün hala ayakta ve çok güçlü.”

“CUMHURİYET; EFENDİYİ, TAHAKKÜMÜ REDDEDER”

“Cumhuriyetimizin 100’ncü yılını, ilk günkü coşkuyla ve umutla kutluyoruz. Kutlu olsun Cumhuriyet. Ne kadar kutlasak az. Ne kadar gurur duysak az. Ülkemizin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ne kadar ansak az. Ona minnet duyuyoruz. Cumhuriyet, bir devlet rejiminin çok ötesinde, bir gerçeklik. Cumhuriyet, aynı zamanda beraberce oluşturduğumuz bir toplum projesidir. Bu toplum projesinin özünde, hep birlikte insanın özgürlüğü, eşitliği ve toplumun dayanışması yatmaktadır. Cumhuriyet, insanların hiçbir baskı ve tahakküm olmadan, özgürce ve eşitçe dayanışma içinde bir arada oldukları ve hep birlikte yönettikleri rejimin adıdır. Cumhuriyet; efendiyi, tahakkümü reddeder. Teba bitmiştir, vatandaşlık başlamıştır. Cumhuriyet anlayışında hiçbir birey, hiçbir toplum kesimi, diğerleri üzerine tahakküm kuramaz. Aynı şekilde devlet de toplum üzerinde tahakküm kuramaz. Devlet, vatandaşını sever. Devlet, vatandaşına şefkatli bakar. Devlet tahakküm kurmaz. İşte Cumhuriyetimiz, özgür ve eşit yurttaşların dayanışma içinde kurdukları toplumsal barışın adıdır. Cumhuriyet ideali, uluslararası barışın da güvencesidir. Dünyanın savaşlar, işgaller, zulümler altında büyük acılar yaşadığı bu günlerde, Cumhuriyetimize sahip çıkmak; barışa, huzura, kardeşliğe de sahip çıkmaktır. İnsanlığa sahip çıkmaktır. Cumhuriyetimize sahip çıkmak; dünyaya eşitlik, özgürlük, dayanışma ve barış mesajı vermektir.”

“ATATÜRK’ÜN YOLUNDA YÜRÜMENİN VERDİĞİ SORUMLULUKLA, KARARLILIKLA YÜRÜYECEĞİZ”

“İkinci yüzyıla adım atarken, Cumhuriyetimizi, yani birliğimizi, tazelemek göreviyle hep birlikte karşı karşıyayız. Bunu toplumdaki tarihi yaraları kapatarak başaracağız. Kendini dışlanmış hisseden kim varsa, tüm kesimleri eşitlik, özgürlük, dayanışma ve barış ilkeleri etrafında hep birlikte buluşturacağız. Omuz omuza olacağız. Buluşturarak başaracağız. Türkiye’yi özgür ve mutlu, güçlü ve istikrarlı bir ülke yapabilmenin şartı, Cumhuriyet ilke ve değerleri etrafında buluşmaktır. En büyük uzlaşmayı, bu güzel buluşmayı, hep birlikte yeniden gerçekleştireceğiz. Cumhuriyetin bize kazandırdığı öz güven ve cesaretle hep daha ileri, hep daha büyük hedeflere, hep birlikte yürüyeceğiz. Atatürk’ün yolunda yürümenin verdiği sorumlulukla, kararlılıkla yürüyeceğiz. Hazır mıyız? Hazır mıyız İstanbul. Kararlı mıyız? Cumhuriyet için hazır mıyız? Demokrasi için hazır mıyız? Atatürk için hazır mıyız? (‘Evet’ sesleri.)”

“MUTLAKA BAŞARACAĞIZ”

“Kendimize güvenmekten, gelecek güzel günlere inanmaktan asla vazgeçmeden yürüyeceğiz. Ve mutlaka başaracağız. Mutlaka başaracağız. Göreceksiniz, bizi karanlığın sonunda pırıl pırıl, ışıl ışıl aydınlık bekliyor. Bunun için çok koşacağız. Bizler, gittiğimiz her yeri aydınlatacağız. Biz kimiz? Biz, medeniyetin beşiği Anadoluyuz. Biz, genç ve cesur Türkiye’yiz. Gençliğimiz var. Gençliğimiz var. Milletçe hazırız. Biz, Cumhuriyetin evlatlarıyız. Cumhuriyetimiz ilelebet var olsun. 100’üncü yaşımız kutlu olsun. Tam bağımsız Türkiye var olsun. Atatürk; sen çok yaşa. Cumhuriyet; sen çok yaşa. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.”

ÖZEL SAHNEDE MUHTEŞEM KUTLAMA

“Cumhuriyetin 100. Yılı” gösterisi için, 150 metre uzunluğunda özel bir sahne tasarlandı. Türkiye’nin en büyük sahnesinde, en son teknoloji görüntü, ses, ışık, pyro ve otomasyon ekipmanları kullanıldı. Görkemli sahnenin ortasında ise, 16 metre yüksekliğinde ‘Cumhuriyet Çınarı’ yer aldı. Yüzyılın kutlamasına özel hazırlanan 100. yıl özel gösterisinde, usta sanatçı Haluk Bilginer’in seslendirdiği temsili Cumhuriyet ağacı, bir kız çocuğunun hikayesini İstanbullularla paylaştı. Hayallerinin peşinden giden kız çocuğunu, jimnastik sporcusu Doğa Kale canlandırdı. Yaklaşık 40 dakika süren özel gösteriye, yurt dışından gelen hava ve yer akrobatları eşlik etti. Türkiye’nin her şehrini temsil eden 81 halk oyunları dansçısı ile İtalya’dan gelen uçan balonlu akrobasi ekibi, Boğaz Köprüsü şeklinde tasarlanan sahnede buluştu. Zeybekler, modern dans ekipleri, tiyatrocular, Türkiye’nin yurt dışındaki genç gururlarından Piyanist İlyun Bürkev, Duman, İskender Paydaş ve Orkestrası, Kubat, Edis ve Sıla yaptıkları gösteriler ve verdikleri konserlerle İstanbullulara unutulmaz bir gece yaşattı. Cumhuriyetin 100. yılı gösterisinin finali, usta sanatçı Zülfü Livaneli konseriyle yapıldı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kadıköy, Cumhuriyet'in 100. Yılını yüz binlerce kişiyle kutladı

Kadıköy Belediyesi’nin Bağdat Caddesi’nde düzenlediği 100. Yıl Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce vatandaş katıldı. Kadıköy’de 100. yıl coşkusu, Zülfü Livaneli’nin Caddebostan’da gerçekleştirdiği dev konserle devam etti. Yüz binlere seslenen Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ise ““Kadıköy, Cumhuriyet kutlamayalım diye uğraşanlara atılan en büyük tokattır” dedi.

Binlerce bayrak ve meşale dağıtıldı

Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü, Kadıköy’de tarihi bir katılımla ve büyük bir coşkuyla kutlandı. Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her yıl 29 Ekim kutlamalarının merkezi haline gelen Kadıköy, Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde yüz binlerce Cumhuriyet sevdalısını ağırlayarak tarihi bir akşam yaşadı. Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenen 100. Yıl Cumhuriyet Yürüyüşü için saatler öncesinden Bağdat Caddesi’ni dolduran vatandaşlara yaklaşık 300 bin Türk bayrağı, 10 bin meşale ve binlerce Atatürk posteri dağıtıldı. 

Zülfü Livaneli, Caddebostan’da sahne aldı

29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü nedeniyle 19.23’te Suadiye Işıklar’dan başlayan görkemli yürüyüş, renkli görüntülere sahne oldu. Yalnızca Kadıköy’den değil İstanbul’un birçok semtinden 100. Yıl Cumhuriyet Yürüyüşü için Bağdat Caddesi’ne gelen her yaştan binlerce vatandaş, şarkılar ve marşlar eşliğinde 100.  yıl coşkusunu doyasıya yaşadı. Kadıköy Belediye Başkanı Av. Şerdil Dara Odabaşı’nın Caddebostan İskele Sokak’ta yaptığı konuşmayla sona eren yürüyüşün ardından binlerce vatandaş, Caddebostan Sahili’nde gerçekleştirilen Zülfü Livaneli Konseri’ne akın etti. Kadıköy Belediyesi’nin 100. Yıl Konseri’nde usta sanatçı Zülfü Livaneli’ye solist olarak Zeynep Halvaşi, Teyfik Rodos ve Görkem Ezgi Yıldırım yanı sıra şef Rengim Gökmen yönetimindeki Eskişehir Belediyesi Senfoni Orkestrası da eşlik etti. Livaneli’nin verdiği konser Bağdat Caddesi’nde 5 ayrı noktaya kurulan dev ekranlardan da canlı yayınlandı. 

“Kadıköy, Cumhuriyet kutlamayalım diye uğraşanlara atılan en büyük tokattır”

Türk Bayrakları ve ışıklı led ekranlarla özel olarak hazırlanan Cumhuriyet tırından vatandaşlara seslenen Kadıköy Belediye Başkanı Av. Şerdil Dara Odabaşı, bazı kurum ve kuruluşlarca Cumhuriyet kutlamalarının iptal edilmesine tepki göstererek “Biz Cumhuriyet’i kutlarken, kutlamayalım diye uğraşanlara atılan en büyük tokattır Kadıköy. Cumhuriyet Kadıköy’dür. Biz Cumhuriyet’iz. Bütün tehditlere, saldırılara, ayrıştırmalara karşı bugün yine buradayız. Yolsuzluğa, yoksulluğa, gericiliğe, faşizme, bölücülüğe karşı cumhuriyetimizin saflarındayız” dedi.

Odabaşı, konuşmasında siyasi iktidara yönelik eleştirilerini sıraladığı esnada da kendisini dinleyenlerden yoğun bir alkış aldı. Bugün tarihi bir güne ve geçmişe tanıklık edildiğini söyleyen Odabaşı, “Anayasamıza düşmanlık yapanlar, hilafet sevici Cumhuriyet düşmanları aramızdalar farkındayız. Elleri pırıl pırıl bir milleti, Ortadoğu bataklığına sokmak isteyenler hâlâ aramızdalar farkındayız. 

Mücadeleyle, kanla alınıp korunmuş bu kutsal toprakları, yüz binlerce dolar karşılığında parsel parsel satmayı planlayanlar, ülkeyi kocaman bir mülteci kampına çevirenler hâlâ aramızdalar farkındayız. Cehaletle mücadelede köy okullarını kapatıp içi boş üniversitelerle milli eğitimimizi, eğitim mücadelemizi çıkmaza sokanlar hâlâ aramızdalar farkındayız. 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığını yaptığı bu ülkenin güzide ordusunu, siyaset kurumunun arka bahçesi yapanlar, terörle mücadele kisvesi altında yabancı asker postalını topraklarımıza sokma gayretinde olanlar hâlâ aramızdalar farkındayız. Bütçesi denk, hazinesinde altın ve dövizi olan genç cumhuriyetten, hazinesi tam takır, bütçesi delik deşik, borçlu bir cumhuriyet yaratanlar hâlâ aramızdalar farkındayız.

İlk on yılda, her alanda olduğu gibi sağlıkta da devrimini gerçekleştirmiş, doktor ve sağlıkçı sayısını en az üç kat artıran Türkiye’yi, yetişmiş doktorlarını yurt dışına neredeyse bandoyla gönderen bir ülke haline getirenler hâlâ aramızdalar farkındayız. Ama unutmasınlar ki, Kadıköy var. Biz varız. Bizim gibi milyonlar var” diye konuştu.

Kadıköy’ün “Cumhuriyet’in aydınlık yüzü ve yılmaz savunucusu” olduğunu söyleyen Odabaşı, “Kadıköy, karanlığın ortasında aydınlığın simgesidir, gür sesidir. Kadıköy için Cumhuriyet öyle bir inanç öyle bir aşktır ki, Kadıköylünün kalbinden Atatürk’ü ve Cumhuriyeti çıkarmaya ne bir güç yeter ne de bir düşünce.  Kadıköy Belediye Başkanı olarak söz veriyorum. Bu muhteşem yüz yıla tanıklığımızı, çocuklarımızın da tanıklığına çevirmek için her gün bir öncekinden daha çok çalışacağız” dedi.

“Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Atatürk Cumhuriyet, yaşasın laik demokratik Türkiye Cumhuriyet, yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk” sözleriyle alkışlar eşliğinde konuşmasını tamamlayan Odabaşı, eşi Rojvan Odabaşı ile kalabalığı selamladı. 100. Yıl Cumhuriyet Yürüyüşü, lise öğrencisi Eylül Erdoğan tarafından Kadıköy’de her 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda okunan, geleneksel Cumhuriyet’e Bağlılık Andı’nın okunmasıyla sona erdi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ESHOT'tan Cumhuriyet'in 100. yılına özel gezici sergi

İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü, Cumhuriyet’in 100. yıldönümü kutlamalarına “Geçmişten Günümüze Gezici ESHOT Sergisi” ile katkı verdi. Başkan Tunç Soyer’in ziyaretiyle açılan sergi, İzmir’de toplu ulaşım hizmetinin tarihini ve gelişim süreçlerini anlatıyor.

Bu yıl 80’inci kuruluş yıldönümünü kutlayan ESHOT Genel Müdürlüğü, Cumhuriyet Bayramı’na özel olarak “Geçmişten Günümüze Gezici ESHOT Sergisi”ni hazırladı. Sergi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ziyaretiyle açıldı. 
ESHOT’un bir Cumhuriyet kurumu olduğunu vurgulayan, İzmirlilerin gönüllerinde ve anılarında çok kıymetli bir yer edindiğini belirten Başkan Soyer, mobil serginin kentin dört bir yanında vatandaşlarla buluşacağını söyledi.  ESHOT Genel Müdürü Erhan Bey, “Bir körüklü otobüsümüzü adeta müzeye dönüştürdük. Altı ayrı bölümde, tarihi belgeler ve materyaller ışığında İzmir’in toplu ulaşım serüvenini anlatıyoruz. İnteraktif yapıda hazırlanan sergimiz, kentimizin en ücra köşelerine kadar gidecek ve ziyarete açılacak” dedi.   

3 Kasım’a kadar Kültürpark’ta
Kültürpark Lozan Kapısı arkasında yer alan Geçmişten Günümüze Gezici ESHOT Sergisi, 3 Kasım Cuma gününe kadar ziyarete açık olacak. Daha sonra ise belirlenen plan dahilinde kentin farklı noktalarında vatandaşlarla buluşacak. Sergide; Zaman Çizelgesi, Sayılarla ESHOT, Sorularla ESHOT, Çevre Dostu ESHOT,  Zaman Çarkı ve Materyal Teşhir Alanı olmak üzere toplam altı bölüm bulunuyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı