Aylık arşivler: Kasım 2023

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri'nde İmmunoterapi Tedavileri Uzlaşı Raporu Yayınlandı!

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği liderliğinde 

Bristol Myers Squibb Türkiye’nin Koşulsuz Desteğiyle Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri’nde İmmunoterapi Tedavileri Uzlaşı Raporu Yayınlandı!

 

İmmünoterapinin küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastaları için daha etkin ve erişilebilir şekilde kullanılmasını amaçlayan bu rapor, immunoterapi çalışmalarına ilişkin en son bilimsel verileri uzman görüşleriyle ortaya koyuyor.

 

Dünya genelinde en sık görülen kanser türlerinden biri olan akciğer kanseri, ileri evrelerde teşhis edildiğinde sınırlı tedavi seçenekleri karşımıza çıkıyor. Ancak son yıllarda, immünoterapi gibi yenilikçi tedavi yaklaşımlarıyla birlikte farklı kanser türlerinde geleneksel tedavilere kıyasla daha uzun süreli sağkalım sonuçlarına ulaştığı görüldü. Yenilikçi ve çığır açan bilimsel gelişmelere öncülük eden Bristol Myers Squibb’in koşulsuz destekleriyle hazırlanan “Akciğer Kanserinde İmmunoterapi Tedavileri Uzlaşı Raporu”, Türkiye’deki akciğer kanseri vakalarıyla ilgili verileri ortaya koyuyor. Journal of Oncological Sciences’ta yayınlanan ve Türk Tıbbi Onkoloji Derneği liderliğinde farklı dernek iş birlikleri ile hazırlanan bu rapor 25 Kasım 2023 tarihinde Kanser İmmunoterapisi Derneği’nin Kanserde İmmüno-Onkolojik ve Moleküler Onkolojik Tedaviler Kongresi’nde duyuruldu.  

 

Türkiye’de kansere bağlı ölümlerde akciğer kanseri birinci sırada

Global Cancer Statistics verilerine göre, akciğer kanseri tüm dünyada kansere bağlı ölümlerde başı çekiyor. Dünya çapında tahminen kansere bağlı olarak gerçekleşen 1.8 milyon ölümlerin yüzde 25’ini akciğer kanseri oluşturuyor. Türkiye’deki istatistiklerde akciğer kanseri erkeklerde kansere bağlı ölümlerde ilk sırada yer almaktadır. 

 

Kasım ayı tüm dünyada “Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul ediliyor. Bristol Myers Squibb, bu hastalıkla uğraşan tüm branşlardaki sağlık çalışanları ve toplum nezdinde farkındalığı artırmak amacıyla hazırlanmasına koşulsuz destek verdiği bu uzlaşı raporunun Akciğer Kanseri Farkındalık ayı kapsamında açıklanması ile bu önemli hastalığa dikkat çekiyor.  

 

Akciğer kanseri tedavisinde yeni bir boyut: İmmunoterapi

Bağışıklık sisteminin kanser hücreleri ile savaşmasını sağlayan bir tedavi yönetimi olan immunoterapi, akciğer kanseri tedavisine yeni bir boyut getirmiştir. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’nden Prof. Dr. Nuri Karadurmuş ve Türk Akciğer Kanseri Derneği’nden Prof. Dr. Erdem Göker raporun hazırlanma gerekçelerini şu şekilde aktarmaktadır: “Türkiye’de her yıl binlerce kişiye akciğer kanseri tanısı konuluyor. Bu tanıların genellikle son evrede fark edilmiş olması üzücü sonuçlara yol açabiliyor. Cerrahi, radyasyon ve kemoterapi gibi mevcut tedavi yöntemleri ise bu son evredeki hastaların tedavisinde çok etkili olamamaktadır. Bu da immünoterapi gibi yeni terapötik stratejiler geliştirme ihtiyacını oluşturmuştur.  Ancak mevcut immünoterapi seçenekleri kanser tedavisindeki uzun vadeli etkinlikleri sınırlı olabilir. Bu nedenle etkili immünoterapi ajanlarına yönelik klinik araştırma çalışmalarımız devam etmektedir.” 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EÜ Etnografya Müzesinin tarihi kurucuları tarafından anlatıldı

“Etnografya Müzesi Koleksiyonu Oluşumu ve Kurulumu” söyleşisi

EÜ Etnografya Müzesinin tarihi kurucuları tarafından anlatıldı

Ege Üniversitesi Etnografya Müzesinde, Müze

Söyleşileri etkinlikleri kapsamında “Etnografya Müzesi Koleksiyonu Oluşumu

ve Kurulumu” söyleşisi düzenlendi. Söyleşiye, Ege Üniversitesi Etnografya

Müzesi Kurucu Müdürü Dr. Cengiz Aydın, EÜ Devlet Müziği Konservatuarı

Türk Halk Oyunları Bölümü emekli Öğr. Gör. Abdurrahim Karademir,

Etnografya Müzesi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko,

akademisyenler, konuya ilgi duyanlar ve öğrenciler katılım sağladı.

Köklü bir geçmişi olan müzede bayrağı devralmanın onurunu yaşadığını

belirten Müze Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko “Bu, çok önemli bir

bayrak ve bunun bilinciyle çalışıyoruz. Müzemiz, çok büyük emeklerle bu hale

getirildi. Bugün, müzemizin kurucusu Cengiz Aydın hocamız ve Danışma

Kurulu Üyemiz Abdurrahim Karademir hocamızdan müzemizin kuruluş

hikâyesini dinleyecek olmak paha biçilemez bir mutluluk” diye konuştu.

“Tarihe Saygı Ödülü almış bir bina”

Etnografya Müzesi Kurucu Müdürü Dr. Cengiz Aydın, müzenin kuruluş

süreci hakkında bilgi verdi. Dr. Aydın, “Bu projeyi sunmadan önce

düşündüğümüz ilk isim ‘Festen Şapkaya’ idi daha sonra Anadolu ve Balkanlarda

halk çalgıları, geleneksel giyim kuşam ve halk müziği, müze ve arşivi

oluşturulması olarak değiştirip çalışmalara 2004 yılında başladık. Araştırma ve

eser toplama süreci tamamlandığında müze binasının yapımına başlandı.

Müzedeki eserleri Osmanlının sınırları içerisinde yer alan Balkanlardan

topladık. Devlet Planlama Teşkilatı tarafından büyük bir bütçe ayrılarak

gerçekleştirilmiş olan projemize müze statüsünü kazanma aşamasında Kültür

Bakanlığı da destek oldu. Başta Abdurrahim hocamız ve onun araştırma

deneyimlerinin büyük katkılarıyla önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Bu bina,

müze olmadan önce bir metre tabanı olan ve üst katı olmayan yıkık bir binaydı.

Biz bugünkü haline getirmek için çok uğraştık. Aynı zamanda burası tarihe

saygı ödülü almış bir bina” diye konuştu.

“Müzemizi en önemli özelliği alanında önemli bir arşive de sahip olması”

Müzenin kuruluş yıllarını anlatan emekli Öğr. Gör. Abdurrahim

Karademir “Etnografya müzeleri tüm dünyada çok önemli bir yere sahip. Burası

hem geleneksel çalgılar hem de geleneksel giysiler açısından çok zengin bir yer.

Ama bu müzeyi Türkiye’deki diğer etnografya müzelerinin önüne geçiren

özelliği konu ile ilgili arşivini de araştırmacıların kullanımına sunabiliyor 

olması. Bu projenin başlıkları; halk çalgıları, halk oyunları, geleneksel giyim

kuşam, halk müziği müze ve arşivinin oluşturulması şeklinde belirlendi.

Yaklaşık 4 yıl süren proje boyunca bütün saha araştırmalarında sözü edilen

başlıklarda yapılan görüşmelerin hepsi kamera kaydı ile belgelendi. Bu anlamda

inanılmaz bir arşivimiz var. Bugün müzede sadece sahadan toplanan materyaller

değil, bu arşiv de ilgilenenlerin kullanımına açık. Kuruluş aşamasında Cengiz

hocamla çalışmalarımızı yürüttük. Araştırma çalışmalarında değişik kültürlerden

insanlarla görüşüldü. EÜ Devlet Müziği Konservatuarı Türk Halk Oyunları

Bölümündeki tüm hocalarımız da bu süreçte destek ve katılım sağladı. Biz ilk

çalışmalarımızı Balkanlar üzerinden yaptık. Daha sonra Anadolu’yu ele aldık.

Müzede sergilenen eserler, yöre çalışmalarımız esnasında gerek bağış yoluyla

gerekse antikacılardan toplandı” dedi.

Söyleşide ayrıca saha araştırmasında yapılan görüşmelerden örnek video

ve fotoğraflar da izleyicilerle paylaşıldı. Konuşmacılara “Teşekkür Belgesi”

takdim edilmesinin ardından katılımcılar müzeyi gezdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

23. Uluslararası Antalya Piyano Festivali Başlıyor

23. ULUSLARARASI ANTALYA PİYANO FESTİVALİ BAŞLIYOR

Piyanonun genç dahisi Antalyalılarla buluşuyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 9-22 Aralık tarihlerinde düzenleyeceği 23. Uluslararası Antalya Piyano Festivali, halkla iç içe muhteşem sokak etkinlikleriyle başlıyor. Dünyaca ünlü genç piyanist Aurelien Froissart, 2 Aralık’ta Saat Kulesi ve 3 Aralık’ta Cam Piramit’teki interaktif gösterileriyle halkla buluşacak…

Antalya’yı kültür ve sanat şehri yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek,  Antalyalı sanatseverleri ve yerli yabancı turistleri birbirinden önemli festivallerle buluşturmaya devam ediyor. 23. Uluslararası Antalya Piyano Festivali, halkla iç içe interaktif sokak etkinlikleri ve 7’den 70’e her kesimin ilgisini çekecek bir programla Aralık ayına renk katacak.
Sosyal medyada piyano videoları 1 milyondan fazla takipçisi olan, klasik müziği halk için ulaşılabilir kılma amacıyla yola çıkan ve konserlerinin biletleri birkaç saat içinde tükenen genç neslin yetenekli piyanisti Aurelien Froissart, 23. Uluslararası Antalya Piyano Festivali şehir etkinlikleri kapsamında müzikseverlerle buluşacak. 
ANTALYA’DA İLK KEZ
Piyanist Aurelien Froissart’ın şehrin iki noktasında halkla buluşacağı etkinlikler, interaktif olarak düzenlenecek ve dünyaca ünlü piyanistle birlikte şarkı söylemek, enstrüman çalmak ve onunla sahneyi paylaşarak sosyal medya videoları üretmek isteyen tüm piyano tutkunlarına açık olacak. 2 Aralık Cumartesi günü Saat Kulesi önünde, 3 Aralık Pazar günü, Cam Piramit’te Antalya’da ilk kez gerçekleştirilecek bu muhteşem buluşmalar saat 13.00’te başlayacak.
TÜM DÜNYANIN GÖZDESİ
1995 yılında Paris’te doğan Aurélien Froissart, piyano çalmaya 12 yaşında başladı. 2018 yılında Conservatoire National Supérieur de Musique de Paris’ten yüksek onur derecesiyle mezun oldu. M. Béroff ve F. Boffard gibi dünyaca ünlü isimler ile çalıştı. 2009 yılından bu yana genç piyanistler için düzenlenen 11 ulusal ve uluslararası yarışmada ödül kazandı. 2015 yılında hem “Vulaines-sur-Seine” Uluslararası yarışmasında hem de Paris’teki “Concours Maison du Japon” yarışmasında 1’incilik ödülü ve Belçika’daki “Primavera Pianistica” uluslararası yarışmasında ikincilik ödülü aldı.
2018’de İtalya’da “Premio Pianistico Internazionale Napolinova” yarışmasında birincilik ödülü alan Aurelien Froissart, Türkiye’de ilk kez müzikseverlerle buluşacak. 
 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

13. Antalya Kitap Fuarı'na Vali Şahin'den ziyaret

13. Antalya Kitap Fuarı’na Vali Şahin’den ziyaret 

Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde bu yıl 13’üncüsü gerçekleştirilen Antalya Kitap Fuarı, vatandaşların yoğun ilgisiyle sürüyor. Antalya Valisi Hulusi Şahin de Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile birlikte Antalya Kitap Fuarı’nı ziyaret ederek, kitapseverler ile bir araya geldi. 

Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 13’üncü Antalya Kitap Fuarı, ziyaretçilerini ağırlamayı sürdürüyor. Kitapseverler fuarı gezerek, yazarlar ile tanışma fırsatı buluyor ve bol bol kitap alıyor. Fuar alanı zaman zaman öğrenci sesleriyle yankılanıyor. Öğrenciler sevdikleri yazarların kitaplarını alarak, keyifli dakikalar geçiriyor. 
BAŞKAN BÖCEK VALİ ŞAHİN’E KİTABINI İMZALADI 
Antalya Kitap Fuarı’nı Antalya Valisi Hulusi Şahin ve eşi Ebru Şahin ziyaret etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de Vali Şahin’in ziyaretine eşlik ederek, fuar alanını gezdi. Başkan Böcek ve Vali Şahin, stantları gezerek, kitapseverler ile sohbet etti. Başkan Muhittin Böcek, Vali Hulusi Şahin’e kendi kaleme aldığı ‘Ben Bu Şehre Aşığım’ ve ‘İkinci Yaşam Siyaset ve İhanet’ kitaplarını hediye etti. 
KİTAP FUARI ANTALYA’DA KÖKLEŞMİŞ 
Kitap fuarlarını çok sevdiğini söyleyen Antalya Valisi Hulusi Şahin, kitap fuarlarını ziyaret ederken şekerci dükkanına giren bir çocuk gibi mutlu olduğunu ifade etti. Başkan Muhittin Böcek’e Antalya’ya kazandırdığı kitap fuarı için teşekkür eden Vali Şahin, “Muhittin Başkan yazar sıfatıyla kitabını imzalayıp takdim etti. En kısa zamanda okuyacağım. Kitap fuarı Antalya’da zaten kökleşmiş. Okurlar fuarı bekliyor ve okur-yazar buluşmaları oluyor. Şu anda çok iyi bir şekilde gidiyor. Fuara katılan yayınevleri, yazarlar ve emeği geçen tüm ekibe teşekkür ederim” dedi. 
VALİ ŞAHİN’E TEŞEKKÜR ETTİ 
Başkan Muhittin Böcek de Vali Hulusi Şahin’e ziyareti için teşekkür ederek, “Sayın Valimiz ve kıymetli eşlerine etkinliğimizi onurlandırdıkları için okurlarımız adına teşekkür ediyorum. Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile yaptığımız işbirliği içerisinde okullarımızın fuara getirilmesi noktasında verdiği destekten dolayı Valimiz Hulusi Şahin’e teşekkür ederim” diye konuştu. 
YAZARLAR KİTAPLARINI İMZALIYOR
Başkan Muhittin Böcek, daha sonra okurlarına kitaplarını imzalayarak sohbet etti. 13’üncü Antalya Kitap Fuarı’nın beşinci gününde yazarlar Ayşenur Arves Ağırman, Güner Dinçaslan, Musa Fırat, Şahsene Camız ve Zehra Ünüver okurlarına kitaplarını imzaladı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Erdoğan Zümrütoğlu Sergisi “Herkes ve Hiç Kimse"

Erdoğan Zümrütoğlu Sergisi

“Herkes ve Hiç Kimse”

Ülkemiz sanat sektöründe yirmi yıldır hizmet veren

DG Art Gallery § Project, Türk çağdaş sanatının en önemli isimlerinden

Erdoğan Zümrütoğlu’nun figüratif soyutlama tekniklerini kullanarak

ürettiği yapıtlarından oluşan ““Herkes ve Hiç Kimse” isimli sergisine

ev sahipliği yapıyor. Sergiyle ilgili olarak DG Art Kurucusu Dursun

Gündoğdu; “Erdoğan Zümrütoğlu hem Türkiye’de hem yurt dışında bilinen

bir sanatçıdır. Şimdiye kadar kendisiyle üç sergiye imza attık, bu da

dördüncüsü” dedi. Sergi, 3 Ocak tarihine kadar sanatseverlerle buluşacak.

Erdoğan Zümrütoğlu’nun kişisel sergisi “Herkes ve Hiç Kimse”, 3 Ocak 2024 tarihine kadar DG

Art Gallery & Projects’te gerçekleşiyor. Sergi, adından da anlaşılacağı gibi, geçmişten bugüne

devam eden sanatsal bir rest çekmenin yanı sıra izleyiciye “yeni” bir şey sunmanın vaadiyle

öne çıkıyor.

Ülkemiz sanat sektöründe yirmi yıldır kesintisiz hizmet veren DG Art Gallery & Projects’in

kurucusu Dursun Gündoğdu; “Sanatı topluma sevdirmek için uğraş veriyor, çaba

gösteriyoruz. Bütün sanatseverlerle beraber bir yolculuğa çıktık. Bu yolculuk umarım

uzun süre daha devam eder. DG Art olarak vizyonumuz, Türk sanatçıları dünyaya

tanıtmak ve bunu başarmak için elimizden geleni yapacağız” dedi. Dursun Gündoğdu;

“Zümrütoğlu hem Türkiye’de hem yurt dışında bilinen bir sanatçıdır. Şimdiye kadar

kendisiyle üç sergiye imza attık, bu da dördüncüsü” diyerek sözlerini tamamladı. Galerinin

sanat danışmanı Arzu Gündoğdu ise; yılın bu son sergisindeki birbirinden özel yapıtları

görmek için sanatseverleri beklediklerini iletti.

İnsan doğasının tarih boyunca süregelen şüpheciliğini yapıtlarında farklı şekillerde ele alan

Erdoğan Zümrütoğlu, aynı zamanda çeşitli felsefi yaklaşımlardan sanat tarihsel referanslara,

edebiyattan şiire ve müziğe uzanan geniş bir alanda gezinerek iç dünyasının zenginliğini

ortaya koyuyor. Zarif bir ikilik vurgusu üzerinden gelişen çalışmalarla bu sergi, sanatçının

sanatsal yolculuğundaki ara duraklardan biri olma özelliği taşıyor.

“Herkes ve Hiç Kimse”, 3 Ocak tarihine kadar Polat Piyalepaşa’da yer alan DG ART galeride…

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

11. Boğaziçi film festivali'nin akreditasyon başvuruları başladı

11. BOĞAZİÇİ FİLM FESTİVALİ’NİN

AKREDİTASYON BAŞVURULARI BAŞLADI

 

 

Bu yıl 8-16 Aralık tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak olan 11. Boğaziçi Film Festivali’nin basın ve endüstriye yönelik akreditasyon başvuruları başladı.

 

 

Son Başvuru Tarihi: 6 Aralık Çarşamba

 

 

Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından 8-16 Aralık tarihleri arasında on birincisi düzenlenecek Boğaziçi Film Festivali’ni takip etmek isteyenler için  akreditasyon başvuruları açıldı.

 

 

Türk ve dünya sinemasının son dönemde ilgi çeken yapımlarını izleyiciyle buluşturacak 11. Boğaziçi Film Festivali heyecanına ortak olmak, festivalin gösterim programı ve film söyleşilerini takip etmek isteyen sinemaseverler 6 Aralık Çarşamba saat 18:00’e kadar www.bogazicifilmfestivali.com adresi üzerinden başvuru yapabilir.

 

 

 

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteği, Turkcell ve Türk Hava Yolları’nın ana sponsorluğu, Anadolu Ajansı’nın Global İletişim Ortaklığı ve Türkmedya’nın ana medya sponsorluğu ile gerçekleşecek “11. Boğaziçi Film Festivali” ile ilgili tüm gelişmelere ve festivale dair güncel haberlere www.bogazicifilmfestivali.com ve festivalin resmî sosyal medya hesapları üzerinden erişilebilir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer'in sultanları Avusturya'da avantajı kaptı

Nilüfer’in sultanları Avusturya’da avantajı kaptı

Ülkemizi Avrupa’da CEV Challenge Cup’ta temsil eden Nilüfer Belediyespor Kadın

Voleybol Takımı, son 8 turunda deplasmanda karşılaştığı Avusturya’nın Oberbank

Steelvoleys Linz takımını 3-2 yenerek, tur için avantajı ele geçirdi.

Nilüfer Belediyespor Kadın Voleybol Takımı, CEV Challenge Cup’ın son 8 turunda

Avusturya deplasmanından avantajlı döndü. Oberbank Steelvoleys Linz takımıyla SMNS

Kleinmünchen Spor Salonu’nda oynanan maçın ilk seti büyük çekişmeye sahne oldu. Her iki

takımda set boyunca mücadeleyi bırakmazken set sonuna 24-24 eşitlikle girildi. Uzatma

sayılarında da büyük çekişme yaşanırken, zorlu seti ev sahibi ekip 35-33 kazandı. Karşılıklı

sayılarla başlayan ikinci setin ortalarında Nilüferli voleybolcular 7-0 lık seri yakalayarak 25-

18 üstün tamamlayarak skoru eşitledi. Üçüncü sete etkili başlayan Nilüfer’in sultanları bu seti

zorlanmadan 25-13 gibi farklı kazanarak maçta 2-1 öne geçti.

Dördüncü sete de etkili başlayan Nilüferli voleybolcular oldu ve set ortalarına 11-6 önde

girdi. Avusturya ekibi kullanılan molanın ardından toparlanarak bulduğu seri sayılarla bu seti

25-22 alarak, skoru 2-2’ ye taşıdı. Kazananın belirleneceği uzatma setine Nilüfer

Belediyespor etkili bir başlangıç yaparak 13-3’lik fark yakaladı. Set boyu üstün oynayan

Nilüfer ekibi 15-11 kazanarak maçtan 3-2 galip ayrıldı.

Tur atlayan takımın belirleneceği serinin rövanş maçı 06 Aralık’ta Cengiz Göllü Voleybol

Salonu’nda oynanacak. Nilüfer Belediyespor her türlü galibiyette tur atlayan ekip olacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kaspersky'den, Şifre Güvenliğine Emoji Dokunuşu: Dijital Korumanızı Renklendirin!

Kaspersky’den, Şifre Güvenliğine Emoji Dokunuşu: Dijital Korumanızı Renklendirin!

Yenilikçi Bir Adım ile Siber Tehditlere Karşı Koruma!

 

Kaspersky, emoji tabanlı şifrelerin siber güvenlik açısından kullanıcıların şifre deneyimini daha eğlenceli ve etkili hale getirebilecek bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bu yenilikçi yaklaşım, sadece şifre güvenliğini artırmakla kalmayıp aynı zamanda kullanıcıların giriş bilgilerini hatırlamalarını kolaylaştırarak dijital varlıklarını daha güvenli hale getirmeyi amaçlıyor.

Günümüzde pek çok internet kullanıcısı, uzun, karmaşık şifreleri hatırlamakta zorlanıyor ve genellikle basit şifreleri tercih ediyor.Emoji tabanlı şifreler, bu sorunu çözmek için geliştirilmiş bir yaklaşımı kullanıcılarına sunuyor. Unicode standardının bir parçası olan emojiler, şifrelerinizi güçlendirmenin yanı sıra, onları daha hızlı ve hatırlaması daha kolay hale getiriyor.

Kaspersky Türkiye Genel Müdürü İlkem Özar konuya ilişkin şunları söylüyor: “Emoji tabanlı şifreler, siber tehditlere karşı dayanıklılığı artırmanın yanı sıra, kullanıcı deneyimini de önemli ölçüde iyileştiriyor. Çeşitli emoji seçenekleri, siber saldırganların saldırılarını önlemekte etkili bir bariyer oluşturuyor. Ayrıca, kullanıcılar şifrelerini hatırlamakta daha başarılı oluyorlar çünkü bir dizi ifadeyi bir araya getirmek, basit harf ve rakam kombinasyonlarından daha etkili bir hatırlama yöntemi sunuyor.Buna ilişkin bir örnek olarak ise “I believe I can fly” Uçabileceğime inanıyorum” anlamına gelen bu şifre oldukça sıradışı ve keyifli olduğunu söylemekte fayda var. Bu yöntem kullanıcıların hayal güçleriyle daha da zenginleşecek bir potansiyele sahip”

 

Emoji tabanlı şifrelerin kullanımı pek çok avantajı beraberinde getiriyor. Geleneksel şifreleme yöntemlerine kıyasla, emoji tabanlı şifreler daha az karakterle daha güçlü bir güvenlik sağlıyor. Kaspersky uzmanları emoji tabanlı şifrelerle siber güvenliğin daha etkili ve kullanıcı dostu hale gelmesinin dijital dünyada güvenliği artırmak adına önemli bir adım olduğuna vurgu yapıyor. 

Emoji tabanlı şifreler kullanmanın getirdiği avantajlar:

  • Kısa ve Güçlü Şifreler: Emoji tabanlı şifreler, daha az karakterle daha güçlü bir güvenlik sağlar.
  • Siber Saldırılara Karşı Dayanıklılık: emoji tabanlı şifreleri kaba kuvvet yöntemleriyle çözmekte zorlanır. Her bir emoji için mevcut çok sayıda varyasyon, bu tür şifreleri tahmin etmeyi ve çözmeyi büyük ölçüde karmaşıklaştırır.
  • Kolay Hatırlanabilirlik: Emoji kullanarak anlamlı cümleler oluşturmak, şifreleri hatırlamayı büyük ölçüde kolaylaştırır

 

Emoji tabanlı şifrelerin kullanımı, beraberinde avantajları getirirken, dikkat edilmesi gereken bazı noktalar da bulunuyor:

  • Hizmet Uyumları: Tüm çevrimiçi platformlar, emoji tabanlı şifreleri desteklemeyebilir. Bu nedenle, kullanıcıların tercih ettikleri hizmet veya platformlarda emoji şifrelerini kullanabilme olasılığını test etmek önemlidir.”
  • Giriş Zorlukları: Emoji girişi, bilgisayar kullanıcıları için mobil cihazlara kıyasla biraz daha zahmetli olabilir.
  • Emoji Sıralaması: Sık kullanılan emoji listeleri, şifreleri tahmin etmeyi kolaylaştırabilir; bu nedenle kullanıcılar sıralamaya dikkat etmelidir.

 

Emoji şifreleri nasıl girilir?

Emoji şifrelerini girmenin yöntemi, cihazınıza ve işletim sistemine bağlıdır. Akıllı telefonlarda buna özel bir klavye bölümü bulunurken, bilgisayarınızda şu seçeneklerden birini kullanabilirsiniz:

  • Windows 10 veya 11’de herhangi bir giriş alanında emoji tablosunu açmak için Win tuşuna + nokta tuşuna aynı anda basın. Birçok düzenlemede, Win + ; tuş kombinasyonu da çalışır.
  • macOS’ta emoji tablosu, herhangi bir uygulamada Düzen → Emoji ve Simgeler altında bulunur. Klavyeden tabloyu açmak için Command + Control + Boşluk çubuğunu birlikte basılı tutun.
  • Ubuntu Linux’ta (sürüm 18 ve üzeri), emoji girişi için giriş alanına sağ tıklayarak bağlam menüsünden Emoji Ekle’yi seçebilirsiniz. Klavyeden tabloyu çağırmak için Windows’taki gibi Win + nokta tuş kombinasyonunu kullanın.
  • Karakter koduyla giriş yapın. Yavaş ve sıkıcı olsa da, bu yöntem herhangi bir Unicode karakterini girmenin güvenilir bir yoludur – sadece emoji değil. İlk olarak, ilgili karakterin kodunu tabloda bulun, ardından özel bir tuş kombinasyonu kullanarak onu giriş yapın. Windows’ta Alt tuşunu basılı tutun, ardından yan sayısal klavyedeki listeden ondalık kodu girin. Diğer işletim sistemleri için süreç burada daha detaylı olarak açıklanmıştır.
  • Ancak emoji şifrelerini girmenin en kolay yolu, bunları Kaspersky Parola Yöneticisi’nde kaydetmek ve bunları gereken giriş alanlarına otomatik olarak eklemektir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2024 yılında siber güvenlik dünyasını neler bekliyor ?

2024 YILINDA SİBER GÜVENLİK 

DÜNYASINI NELER BEKLİYOR?

 

Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard® Technologies, 2024 siber güvenlik tahminlerini yayınladı. WatchGuard Tehdit Laboratuvarı araştırmacılarının öngördüğü tahminler, 2024’te büyük dil modelleri (LLM’ler) başta olmak üzere yapay zeka tabanlı sesli sohbet robotları, modern VR/MR gibi alanlara yönelik dikkat çekici saldırıların gerçekleşeceğini gösteriyor.

 

Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard® Technologies, 2024 siber güvenlik tahminlerini yayınladı. WatchGuard Tehdit Laboratuvarı araştırma ekibinin güncel yıllık tahminlerine göre 2024 yılında büyük dil modellerini, yönetilen hizmet sağlayıcılarını ve yapay zeka destekli araçlar gibi benzer alanları hedef alan kötü niyetli ve ses getirecek saldırıların gerçekleşeceği öngörülüyor. Her yeni teknoloji trendinin siber suçlular için yeni saldırı yolları yarattığından bahseden WatchGuard Technologies Baş Güvenlik Sorumlusu Corey Nachreiner, “2024 yılında, şirketleri ve bireyleri hedef alan yeni tehditler daha yoğun, karmaşık ve yönetilmesi zor olacak. Siber güvenlik yetkinliklerinin eksikliğiyle birlikte, siber güvenliği desteklemek ve kuruluşları sürekli gelişen tehdit ortamından korumak için MSP’lere, bütünleşik güvenliğe ve otomatik platformlara duyulan ihtiyaç hiç bu kadar büyük olmamıştı.” açıklamalarında bulunuyor. 

 

WatchGuard Tehdit Laboratuvarı araştırmacılarının 2024 yılı için öne çıkan siber güvenlik tahminleri şunlar:

 

1. Prompt mühendisliğinin püf noktaları büyük dil modelleri (LLM) olacak. Şirketler ve bireyler operasyonel verimliliği artırma noktasında LLM yöntemine başvururken tehdit aktörleri de bu yöntemin kötü niyetli kullanma yollarını keşfediyor. WatchGuard Tehdit Laboratuvarı, 2024 yılı boyunca ister suçlu bir saldırgan ister araştırmacı olsun, akıllı ve hızlı bir prompt mühendisinin kodu kırarak bir LLM’yi özel verileri sızdırmak için manipüle edeceğini öngörüyor.

 

2. MSP’ler otomatik platformlar üzerinden güvenlik hizmetlerini ikiye katlayacak. Yaklaşık 3,4 milyon açık siber güvenlik pozisyonu ve şiddetli rekabet nedeniyle, 2024 yılında pek çok sayıda KOBİ, koruma mekanizması olarak MSP’ler ve MSSP’ler olarak bilinen hizmet sağlayıcılarına yönelecek. Artan talebi ve personel ihtiyacını karşılamak için MSP’ler ve MSSP’ler, yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) kullanarak yoğun otomasyona sahip bütünleşik güvenlik platformlarını ikiye katlayacak.

 

3. Dar Web’de yapay zekalı kimlik avı aracı satışları patlayacak. Siber suçlular hali hazırda spam e-posta gönderme, ikna kabiliyeti yüksek otomatik metinler oluşturma ve belirli bir hedefin bilgi ve bağlantılarına erişmek gibi çeşitli araçları zaten kullanıyor. Ancak bu araçların çoğu hala manuel olarak kullanılıyor ve saldırganların her seferinde bir kullanıcıyı veya grubu hedef almasını gerektiriyor. İyi biçimlendirilmiş prosedürel görevler, yapay zeka destekli araçların 2024’te dark web’de en çok satanlar olarak ortaya çıkmasını mümkün kılıyor.

 

4. Yapay zeka tabanlı kimlik avı saldırıları başlayacak: Günümüzde kullanılan internet protokolü üzerinden ses ve otomasyon teknolojisi (VoIP) binlerce numarayı toplu olarak aramayı kolaylaştırsa da potansiyel hedefi ikna etme noktasında bir insana ihtiyaç duyuluyor. Şimdilik bu durum sistem dolandırıcılık operasyonlarını kısmen sınırlasa bile 2024 yılında gidişatın değişeceği öngörülüyor. WatchGuard, ikna edici deepfake sesle insan faktörüne ihtiyaç duymadan konuşma yapabilen LLM’lerin birleşiminin, dolandırıcılık aramalarının ölçeğini ve hacmini büyük ölçüde artıracağını öngörüyor. 

 

5. VR/MR cihazlarla kullanıcı ortamı yeniden yaratılacak: Sanal ve karma gerçeklik (VR/MR) kavramları kitlelerin giderek daha fazla ilgisini çekmeye başlıyor. Ancak yeni ve faydalı teknolojilerin ortaya çıktığı her yerde, suçlu ve kötü niyetli bilgisayar korsanları da bulunuyor. Threat Lab araştırmacıları, 2024 yılında bir araştırmacının ya da kötü niyetli bir bilgisayar korsanının VR/MR cihazlarıyla bazı sensör verilerini toplayarak kullanıcıların oynadıkları ortamı yeniden yaratacak bir teknik bulacağını tahmin ediyor.

 

6. Yaygın QR kodu kullanımı büyük saldırılarla sonuçlanacak: Cep telefonu gibi bir cihazla bir bağlantıyı açmak için uygun bir yol sağlayan QR kodları uzun zamandır var olsa da son yıllarda bir patlama yaşadı. Threat Lab analistleri, 2024 yılında bir çalışanın QR kodunu kötü niyetli bir hedefe yönlendirmesi sonucunda manşetlere taşınacak büyük bir saldırı yaşanmasını bekliyor.

 

Tehdit Laboratuvarı’nın önümüzdeki yıla ilişkin tahminleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için: https://www.watchguard.com/wgrd-resource-center/cyber-security-predictions

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ESET Research, Telekopye online dolandırıcılarının işe alımı ve dolandırıcılık süreçlerini inceledi

ESET Research, Telekopye online dolandırıcılarının işe alımı ve dolandırıcılık süreçlerini inceledi 

 

Dolandırıcıların altın kuralı:

Daha fazla çalış, daha az konuş

 

Siber güvenlik şirketi ESET, yeraltı forumlarındaki reklamlar sayesinde yeni saldırganların Telekopye gruplarına nasıl katıldığını inceledi. Saldırganların bakış açısından tüm dolandırıcılık operasyonunu ayrıntılı olarak analiz etti. Telekopye’nin yetenekleri arasında kimlik avı web siteleri oluşturma, kimlik avı SMS’leri ve e-postaları gönderme, sahte ekran görüntüleri oluşturma yer alıyor.

 

ESET araştırmacıları, ağustos ayında paylaştığı bir rapor ile teknoloji konusunda daha az bilgili olan kişilerin, çevrimiçi dolandırıcılıkları daha kolay gerçekleştirmesine yardımcı olan bir araç seti olan Telekopye’yi keşfedip analiz etmişti. Yayımladığı ikinci rapor ile dolandırıcıların katılım sürecine, tüm dolandırıcılık operasyonunun ayrıntılı görünümüne ve dolandırıcılık senaryolarının analizine odaklandı.

 

Telekopye’nin yetenekleri arasında kimlik avı web siteleri oluşturma, kimlik avı SMS mesajları ve e-postaları gönderme ve sahte ekran görüntüleri oluşturma yer alıyor. ESET telemetrisine göre bu araç halen kullanımda ve aktif olarak geliştirilme aşamasında ve bir Telegram botu olarak uygulanıyor. Bu dolandırıcılık operasyonunun kurbanları dolandırıcılar tarafından Mamut olarak adlandırılıyor. ESET araştırma bulgularının ışığında ve daha anlaşılır olması amacıyla Telekopye’yi kullanan dolandırıcıların “Neandertaller” olduğunu belirtiyor.

 

İşe alma süreçlerini reklamlar aracılığıyla yönetiyorlar

Telekopye grupları, yeraltı forumları da dahil olmak üzere birçok farklı kanaldaki reklamlar aracılığıyla yeni Neandertalleri işe alıyor. Bu reklamların amacı açıkça belirtiliyor: Çevrimiçi pazarlardaki kullanıcıları dolandırmak. Gelecek vaat eden Neandertallerin, bu “iş” alanında sahip oldukları deneyimler gibi temel soruları yanıtlayan bir başvuru formu doldurmaları gerekiyor. Yeterince yüksek rütbeye sahip mevcut grup üyeleri tarafından onaylanırsa, yeni Neandertaller Telekopye’yi tüm potansiyeliyle kullanmaya başlayabilir. 

 

Üç ana dolandırıcılık senaryosu bulunuyor: Satıcı, alıcı ve para iadesi. Satıcı senaryosunda saldırganlar satıcı gibi davranır ve şüphelenmeyen kurbanları var olmayan bir ürünü satın almaya ikna etmeye çalışır. Kurban ürüne ilgi gösterdiğinde, “satıcı” onu şahsen ödeme yapmak yerine çevrimiçi ödeme yapmaya ikna eder ve meşru bir ödeme sitesi gibi görünen bir kimlik avı web sitesi bağlantısı gönderir. Ancak meşru web sayfasından farklı olarak bu sayfa, çevrimiçi bankacılık giriş bilgilerini, kredi kartı bilgilerini (bazen bakiye dahil) veya diğer hassas bilgileri ister. Kimlik avı web sitesi bunu otomatik olarak çalar.

 

Alıcı senaryosunda ise saldırganlar alıcı olarak davranır ve hedef alacakları kurbanlar arar. Bir ürüne ilgi gösterir ve sağlanan platform aracılığıyla zaten ödeme yaptıklarını iddia ederler. Daha sonra kurbana, dikkatlice hazırlanmış bir kimlik avı web sitesine bağlantı içeren bir e-posta veya SMS mesajı (Telekopye aracılığıyla oluşturulmuş) gönderirler ve kurbanın platformdan parasını alabilmesi için bu bağlantıya tıklaması gerektiğini iddia ederler. Senaryonun geri kalanı “satıcı” dolandırıcılığına çok benzer. Geri ödeme senaryosunda saldırganlar, mağdurun geri ödeme beklediği bir durum yaratır ve ardından kurbana kimlik avı web sitesine bağlantı içeren bir kimlik avı e-postası gönderir ve bu da yine aynı amaca hizmet eder. 

 

Dolandırıcıların uzmanlık alanları var 

Telekopye’yi araştıran ESET araştırmacısı Radek Jizba, “Hemen hemen her Neandertal grubunda, Neandertallerin stratejilerini ve sonuçlarını çıkardıkları çevrimiçi pazar araştırmalarını içeren kılavuzlara referanslar bulabiliriz” diyor. Jizba, “Örneğin, alıcı dolandırıcılığı senaryosunda Neandertaller hedeflerini sattıkları ürünlerin türüne göre seçiyor. Mesela bazı gruplar elektronikten tamamen uzak duruyor. Ürünün fiyatı da önemli bir rol oynuyor. Kılavuzlar, alıcı dolandırıcılığı senaryosunda Neandertallerin fiyatı 9,50 ile 290 € arasında olan ürünleri seçmesini öneriyor” diye ekliyor.  Ek olarak Telekopye kullanan saldırganlar, birçok çevrimiçi pazar listesini hızlı bir şekilde incelemek ve büyük olasılıkla dolandırıcılığa düşecek “mükemmel kurbanı” seçmek için web kazıma araçlarından yararlanıyor.

 

Telekopye saldırganları, gruplarının “ispiyoncularla” (örneğin kolluk kuvvetleri veya araştırmacılar) dolu olduğuna inanıyor. Bu nedenle kurallara sadakatle bağlı kalırlar; temelde grubun diğer üyelerinin kimliğini açığa çıkarabilecek derinlemesine sorular sorulmaz. Bu kuralların ihlali sonucunda yasaklı hale gelebilirsiniz. Altın kural: “Daha fazla çalış, daha az konuş” 

 

Dolandırıcıların ana hedefleri OLX ve YULA gibi Rusya’da popüler olan çevrimiçi pazarlar olsa da ESET, Rusya’ya özgü olmayan BlaBlaCar ve eBay gibi hedefleri ve hatta Rusya ile hiçbir ortak yanı olmayan Jófogás ve Sbazar gibi hedefleri de gözlemledi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı