Aylık arşivler: Ocak 2024

Dark web'de her ay ortalama 1.700 kurumsal veri içeren gönderi ortaya çıkıyor

Kaspersky Dijital Ayak İzi İstihbarat ekibi, son iki yılda şirket içi bilgilerin satışıyla ilgili yaklaşık 40 bin dark web gönderisini ortaya çıkardı. Siber suçlular tarafından oluşturulan bu gönderiler, siber saldırılar yoluyla çeşitli şirketlerden çalınan verileri satın almak, satmak veya dağıtmak için kullanılıyor. Bu dönemde, kurumsal altyapılara erişim sağlayan paylaşımların sayısı bir önceki yıla göre %16 arttı, ayrıca bu tür içerikler dark web üzerinde daha fazla yaygın hale geldi. Dünya genelinde her üç şirketten biri veri satışı ya da erişimle ilişkili dark web paylaşımlarında referans gösteriliyor. 

 Kaspersky Dijital Ayak İzi İstihbarat ekibi uzmanları, Ocak 2022 ile Kasım 2023 arasında her ay ortalama 1.731 dark web mesajında ve toplamda yaklaşık 40 bin mesajda şirket içi veri tabanlarının, belgelerin satışı, satın alınması ve dağıtımıyla ilgili gözlemler gerçekleştirdi. Bu gözlemler, dark web forumları, blogları ve Telegram kanalları gibi kaynakları kapsıyordu.

Kurumsal veri satışı, alımı veya dağıtımı ile ilgili Dark web mesajlarının dağılımı, Ocak 2022 – Kasım 2023

Dark web üzerindeki bir diğer veri kategorisi, siber suçluların bir şirketin önceden var olan erişimini satın almasına imkan tanıyan ve saldırganların çabalarını kolaylaştıran kurumsal altyapılara erişimle ilgiliydi. Kaspersky’nin araştırmasına göre, Ocak 2022 ile Kasım 2023 arasında, 6 binden fazla dark web mesajı, bu tür erişim tekliflerinin reklamını yaptı. Son dönemde, siber suçluların bu platformlar üzerinden sunulan erişim tekliflerinde artan bir eğilim gösterdiği belirlendi. Konuyla ilgili aylık mesajların ortalama sayısı, 2022’de 246 iken, 2023’te 286’ya çıkarak %16’lık bir artışı görülüyor. Mesajların sayısı yüksek görünmese de, bu durum sorunun potansiyel büyüklüğünü azaltmıyor. Önümüzdeki yıl tedarik zinciri saldırılarının baş göstermesiyle birlikte, daha küçük şirketleri hedef alan ihlaller dahi küresel çapta çok sayıda birey ve işletmeyi etkileyecek şekilde artabileceği görülüyor. 

Kaspersky Dijital Ayak İzi İstihbarat Uzmanı Anna Pavlovskaya, şunları söylüyor: “Dark web’deki her mesaj yeni ve benzersiz bilgiler içermez. Bazı teklifler birbirinin tekrarı olabilir. Örneğin kötü niyetli bir aktör verileri hızlı bir şekilde satmayı amaçladığında, potansiyel suçlu alıcılardan oluşan daha geniş bir kitleye ulaşmak için bunları farklı yeraltı forumlarında yayınlayabilir. Dahası, belirli veri tabanları birleştirilip yeniymiş gibi de sunulabilir. Örneğin belirli bir e-posta adresinin şifreleri gibi daha önce sızdırılmış çeşitli veritabanlarındaki bilgileri bir araya getiren ‘combolist’ler de mevcut.”

Bir ‘Combolist’ teklif örneği

Kaspersky Digital Footprint Intelligence uzmanları, dünya genelindeki işletmelerin güvenliğini daha da artırmak için 2022’de kurumsal verilerin ele geçirilmesiyle ilgili olarak rastgele 700 şirket hakkında bahsedenleri takip ederek dark web kaynaklı siber tehditler hakkında bilgi sağladı.

Bulgular, 233 kuruluşun- her üç şirketten birine karşılık geliyor- yasadışı veri alışverişiyle ilgili dark web gönderilerinde bahsi geçtiğini ortaya koydu. Bu referanslar özellikle veri ihlalleri, altyapıyla çalınan erişim veya ele geçirilen hesaplar gibi konuları içeriyor.

Securelist’te dark web tartışmaları hakkında daha fazla istatistik bulabilirsiniz. Kaspersky Dijital Ayak İzi İstihbaratı web sitesi de sızıntıyla ilgili olayların ele alınması için kapsamlı bir olay müdahale kılavuzu sunmaktadır. 

Ayrıca veri ihlalleriyle ilgili tehditlerden kaçınmak için aşağıdaki güvenlik önlemlerini uygulayabilirsiniz:

  • Veri ihlallerinin hızlı bir şekilde tespit edilmesi ve müdahalesi çok önemlidir. Böyle bir durumla karşı karşıya kalanlar işe ihlalin kaynağını doğrulayarak, şirket içi verileri çapraz referans alarak ve bilgilerin güvenilirliğini değerlendirerek başlamalıdır. Şirket saldırının gerçekleştiğini ve verilerin tehlikeye atıldığını doğrulamak için kanıt toplamalıdır.
  • Dark web’in sürekli olarak izlenmesi, ihlalle ilgili hem sahte hem de gerçek gönderilerin tespit edilmesinin yanı sıra kötü niyetli faaliyetlerdeki ani artışların izlenmesine olanak tanır. Dark web izlemenin yoğun kaynak gerektiren doğası göz önüne alındığında, bu sorumluluğu genellikle dış uzmanlar üstlenir.
  • Müşteriler, gazeteciler ve devlet kurumlarıyla etkileşim kurmak için önceden bir iletişim planı hazırlamak faydalı olacaktır.
  • Belirlenmiş ekipleri, iletişim kanallarını ve protokolleri içeren kapsamlı olay müdahale planları geliştirmek, bu tür olaylar meydana geldiğinde hızlı ve etkili bir şekilde ele alınmasını sağlar.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Meşgul Şehir" Sergisi 27 Nisan'a kadar İAE'de

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün (İAE) Cumhuriyet öncesi İstanbul’un işgal yıllarını mercek altına aldığı Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923 sergisi, 27 Nisan’a kadar ziyaretçilerle buluşmaya devam edecek. Sergi, İstanbul tarihinin en sıra dışı ve çalkantılı dönemlerinden birini zengin bir arşiv çalışmasıyla gözler önüne seriyor.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923 başlıklı sergisi Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiliz, Fransız ve İtalyan orduları tarafından işgal edilen İstanbul’u yazılı ve görsel arşivlerin ışığında izleyiciye aktarıyor. Daniel-Joseph MacArthur-Seal ve Gizem Tongo’nun küratörlüğünde, uluslararası bir danışma kuruluyla birlikte hazırlanan sergide, Kasım 1918 – Ekim 1923 arasında süren işgal; askeri, sosyal ve kültürel boyutlarıyla ele alınıyor.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü arşivinin yanı sıra Türkiye, Fransa, İngiltere, Yunanistan, Ermenistan ve Rusya’daki çeşitli kütüphane, arşiv ve koleksiyonlardan seçilmiş, birçoğu ilk kez sergilenen belgeler arasında, resmi yazışmalardan resimlere, videolardan fotoğraflara bir dizi yazılı ve görsel malzeme yer alıyor. İtilaf devletlerinin İstanbul’dan ayrılışının ve Türk ordusunun şehre girişinin 100. yılı, kelimenin her anlamıyla meşgul bir şehri’n gündemini belirleyen kişilere, olaylara ve hareketlere yeniden bakmak için önemli bir fırsat sunuyor.

Beyoğlu Tepebaşı’ndaki İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Galerisi, pazar hariç haftanın her günü 10.00 – 19.00 saatleri arasında gezilebilir. 

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü aynı zamanda bir kütüphane! Kütüphane çalışma saatleri hakkında ayrıntılı bilgi için web sitesini ziyaret edebilirsiniz. http://www.iae.org.tr 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hücreler Oyunu, Anadolu Sigorta'nın Ana Sponsorluğunda İzleyiciyle Buluşacak

Bütüncül bir sürdürülebilirlik anlayışıyla toplumsal kalkınmaya yönelik pek çok proje yürüten Anadolu Sigorta, yeni yılda kültür-sanat faaliyetlerini destekleyen projelere de imza atıyor. Anadolu Sigorta’nın sponsor olduğu, BKM’nin yapımını üstlendiği “Hücreler” oyunu yeni yılın en büyük prodüksiyonu olarak izleyiciye kahkaha dolu bir oyun keyfi vadediyor.

Hayata geçirdiği sosyal sorumluluk faaliyetleri ile toplumsal kalkınmaya katkıda bulunan Anadolu Sigorta, yeni yılda kültür-sanat etkinliklerine de destek olarak “Hücreler” oyununun sponsorluğunu üstlendi. 

Anadolu Sigorta’nın sponsor olduğu “Hücreler”, insan vücudundaki hücrelerin hayatını fantastik ve sürreel bir komedi dili ile aktarırken yıldız isimleri de kadrosunda buluşturuyor. Yapımını BKM’nin, yaratıcı yapımcılığını Nisan Ceren Özerten’in üstlendiği, Engin Günaydın’ın kaleminden yine Engin Günaydın ve Doğu Yaşar Akal’ın yönetmenliğinde gerçekleştirilen oyun, yeni yılın en büyük prodüksiyonu olarak öne çıkıyor. Engin Günaydın, Cengiz Bozkurt, Şinasi Yurtsever, Nilperi Şahinkaya, Kubilay Aka, Deniz Cengiz ve Gökçen Gökçebağ gibi dev oyuncu kadrosu ile şahane bir komedi oyunu vadeden “Hücreler”, ışıktan kostüm tasarımına, müziklerinden hareket tasarımına kadar her detayıyla seyirciye unutulmaz bir tiyatro keyfi sunuyor. “Hücreler”, çökmekte olan bir organizmanın içinde, hayatta kalmaya çalışan hücrelerin ironik hikâyesini aktarırken seyircilere kahkaha dolu anlar yaşatacak.

Anadolu Sigorta’nın ana sponsorluğunda seyirciyle buluşan “Hücreler” oyunu; 19, 20 ve 21 Ocak’ta Maximum Uniq Hall’de. 

HÜCRELER / KÜNYE:

Yazan: Engin Günaydın

Yöneten: Engin Günaydın & Doğu Yaşar Akal 

Oyuncular: 

Engin Günaydın 

Cengiz Bozkurt 

Şinasi Yurtsever 

Nilperi Şahinkaya 

Kubilay Aka 

Deniz Cengiz

Gökçen Gökçebağ

Buğu Selen Somer

Can Güvenç

Didem Buğday 

Eray Karadeniz 

Iraz Akçam

Meriç Taner Kadıoğlu 

Ömer Güneş

Su Lara Aslan

Yapımcı: BKM

Yaratıcı Yapımcı: Nisan Ceren Özerten

Sahne Tasarımı: Deniz Saip & Bilgeseven Bulut 

Kostüm Tasarımı: Gül Sağer

Müzik: Tolga Çebi

Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan

Uygulayıcı Yapımcı: Naz Güven

Hareket Tasarımı: Utku Demirkaya

Video Yönetmeni: Mehmet Hakyemez

Multimedya ve Prodüksiyon: Illusionist

Yaratıcı Ajans: TBWA/Istanbul

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Apex Legends ve Final Fantasy VII Rebirth iş birliği 9 Ocak'ta başlıyor!

Efsanevi Final Fantasy VII, yeni oyununun çıkışını Apex Legends’la birlikte kutlamaya hazırlanıyor.

Final Fantasy VII Rebirth’ün gelecek ay PlayStation 5 için piyasaya sürülmesinden önce, oyun sektörünün en büyük iki ismi, Electronic Arts’ın heyecan verici mücadeleci FPS oyunu olan Apex Legends’da, Apex Legends X Final Fantasy VII Rebirth Etkinliği için bir araya gelecek. 9 Ocak’ta başlayacak olan etkinlikte oyuncular, Apex Legends’ta Buster Sword R2R5 ve Materia Hop-Up’larının yanı sıra yeni Legendary ve Epic eşyalar dahil olmak üzere bir dizi yeni Final Fantasy VII Rebirth’den ilham alan kozmetik ürüne sahip olabilecekler. Apex Legends müdavimleri sınırlı süreli oyun modu olan yeni Takeover modunda üstteki eşyaların yanında yeni desenler, çıkartmalar, ifadeler ve daha fazlasına ulaşma şansı elde edecekler.

Yeni etkinliğin The Game Awards’daki duyuru fragmanına bu adresten ulaşabilirsiniz.

Üç haftalık etkinlik süresi boyunca Final Fantasy Takeover modu, Apex Legends’daki Unranked Battle Royale modunun yerini alacak. Bu heyecan verici yeni modda oyuncular, Buster Sword R2R5’i kullanarak saldırabilecek, mermileri engelleyebilecek, güçlü bir Limit Break gerçekleştirebilecek ve kılıcın üstün gücüyle daha birçok farklı manevra sergileyebilecekler. Geniş bir alanı etkileyen (AOE) yıldırım saldırısı ve sağlık puanı çalma gibi özellikler veren, ayrıca oyuncuların yanında savaşabilecekleri bir SOLDIER Nessie ortaya çıkartan Materia Hop-Up’lar, savaş alanında zaman zaman belirerek oyunculara farklı avantajlar sağlayacaklar.

Oyuncular sadece Final Fantasy VII Rebirth’den ilham alan oynanışı benimsemekle kalmayacak, aynı zamanda oyundaki rolleri de üstelenecekler. Wattson için Moogle’dan ilham alan bir görünümün yanı sıra Wraith, Crypto ve daha fazlası için ikonik kıyafetler de dahil olmak üzere Outlands’e yeni bir nefes geliyor. Bu kıyafetler ve görünümler Apex Coin ile satın alınabilecekler ve sadece sınırlı bir süre geçerli olacak olan 36 farklı FF VII Rebirth temalı kozmetik ürün skalasının bir parçası olacaklar.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bayer'in G4A Girişim Hızlandırma Programı'na Başvurular 8 Ocak'ta Başlıyor!

  • Bayer G4A Girişim Hızlandırma Programı’nın başvuruları 11 Şubat’a kadar devam edecek.
  • Programa sağlık ve tarım alanına odaklanan, dijital çözümler sunan girişimler seçilecek.
  • Seçilenler arasından belirlenen her bir girişime 300 bin TL hibe desteği verilecek*.

Bayer’in Hackquarters ile birlikte 2018’den bu yana Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini desteklemek amacıyla yürüttüğü G4A Girişim Hızlandırma Programı’nın başvuruları 8 Ocak’ta başlıyor.

Programa sağlık ve tarım alanlarında dijital çözümler sunan, fikir aşamasını geçmiş, sürdürülebilir ve ölçeklenebilir bir iş modeline, yalın bir ürüne veya prototipe sahip ya da satış aşamasında olan girişimciler başvurabiliyor. 

Başvurular 11 Şubat Pazar gününe kadar g4a.bayer.com.tr web sitesi üzerinden yapılabilecek. Ayrıca dileyen girişimciler 17 Ocak ve 7 Şubat tarihlerinde gerçekleşecek Online Buluşma etkinliğine katılarak program hakkında merak ettikleri soruları yöneltip daha detaylı bilgi alabilecek. Programla ilgili tüm duyurular ve etkinliklerin kayıt linkleri Bayer’in sosyal medya hesaplarından (Facebook, Instagram, LinkedIN, Youtube) takip edilebilir.

Başvuruların ardından yapılacak değerlendirme sonucunda seçilecek tüm girişimciler; 100 gün boyunca tasarım odaklı düşünmeden marka ve pazarlama stratejisine, fiyatlandırma politikasından finans ve yatırım planlamasına kadar birçok farklı konuda online eğitim ve Bayer çalışanları dahil olmak üzere alanında uzman kişilerden mentorluk desteği alacak. İletişim ağını genişletme, ürün geliştirme fırsatı yakalayacak ve Bayer ile iş birliği yapabilme imkânından yararlanabilecek. Ayrıca, seçilenler arasından berlilenen her bir girişime 300 bin TL hibe desteği verilecek*. 

Bayer Türkiye’de, G4A kapsamında son 6 yılda 37 girişime destek verdi ve girişimcilik ekosistemine 4 milyon TL’ye yakın katkı sağladı.

* Programa seçilen girişimciler arasından hibe desteği almaya hak kazanan gerçek kişi girişimcilerin, hibe ödemesini almak için ticari işletme veya ticaret şirketi (limited şirket vb.) kurması gerekmektedir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Samsung Electronics CES 2024'te Yeni Vizyonunu Anlatacak

‘Herkes için AI: Yapay Zeka Çağında Bağlanabilirlik’

Teknoloji devi Samsung Electronics, bu yıl 9-12 Ocak tarihlerinde ABD’nin Las Vegas şehrinde düzenlenecek olan, dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı CES 2024 öncesinde bir basın toplantısıyla 2024 vizyonunu paylaşacak.

Mandalay Bay Oteli, Kuzey Konferans Merkezi, Güney Pasifik Balosu’nda düzenlenecek toplantıda Samsung  CEO’su ve Başkanı Jong-Hee (JH) Han, ‘Herkes için AI: Yapay Zeka Çağında Bağlanabilirlik’ temalı bir konuşma yapacak. Samsung’un bu toplantıda, teknolojiye yön verecek AI (yapay zeka) alanındaki adımlarını paylaşması bekleniyor.

9 Ocak 2024 Salı günün ilk saatlerinde, Türkiye yerel saati ile 01.00’de gerçekleşecek toplantıyı, Samsung Haber Odası üzerinden canlı olarak takip edebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

realme'nin Kurucusu ve CEO'su Sky Li'den Açık Mektup: “Make It Real"

realme’nin kurucusu ve CEO’su Sky Li, 2024 yılının başında açık bir mektup yayınlayarak bu yılın realme için marka değişim yılı olacağını duyurdu. Mektup, realme’nin yeni misyonunu, marka konumlandırmasındaki ve marka ruhundaki dönüşümü açıklığa kavuşturdu. Sky Li, realme’nin stratejik gelişimi temelinde, “fırsat odaklı” bir marka olmaktan ziyade “marka odaklı” olmaya evrileceğini söyledi. 

Genç kullanıcıları daha iyi anlayan bir teknoloji markası

realme, son derece rekabetçi bir akıllı telefon pazarında kuruldu ve hızla pozisyonunu belirlediği bir farklılaşma stratejisi benimsedi: dünya genelinde genç kullanıcılara daha iyi teknolojiler ve tasarımlar sunmak. Son beş yıl içinde genç nesillere dair kapsamlı bilgiler edinen realme, dünya genelinde 200 milyondan fazla kullanıcıya çığır açan performans ve tasarıma sahip ürünler sunmaya devam ediyor. 

Önümüzdeki beş yılın başında genç kullanıcıları daha iyi anlayan bir teknoloji markası olmak için realme, bu konudaki kapsamlı bilgisine dayanarak ve şirketin gelişimine rehberlik ederek marka konumunu trend temelli bir stratejiden daha açık ve kapsamlı bir stratejiye dönüştürdü. Sky Li şunları söyledi: “Yeni konumlandırmamızın odak noktası, bir yön değişikliğinden ziyade bir açılım niteliğinde. Bu, uzun vadeli yatırımlarımıza ve gelişimimize rehberlik ederek, dünyanın çeşitli bölgelerinde ve pazarlarda daha fazla genç kullanıcıyla daha iyi bir bağlantı kurmamıza yardımcı olacak.”

5 yıllık marka değeri ve genç kullanıcıların bilinirliğiyle realme, standardını daha yükseğe çıkarmayı hedefliyor. realme, genç kullanıcıların beklentilerini aşma hedefiyle, marka ve ürün deneyimine her zamankinden daha fazla önem vererek imkansızdan başlıyor ve bu hedefini mümkün kılmak için standartları yükseltiyor. Bu nedenle realme, gelecekteki gelişime yönelik isteklerini daha net bir şekilde özetleyen yeni bir misyon benimsedi: “Dünyanın dört bir yanındaki genç kullanıcıların, beklentileri aşan teknoloji deneyimlerinden keyif almasına olanak sağlamak.” Asıl amacına sadık kalan realme, ileriye dönük daha büyük bir odaklanma ve hırsla ilerleyecek, yeni olasılıkları keşfetmek ve hedeflerine ulaşmak için atılımlar yapmaya hazır olacak. 

“Fırsat odaklı”dan “marka odaklı”ya

realme, her zaman gençleri merkezine koyarak ve kullanıcı odaklı yaklaşıma bağlı kalarak bu üç alanda rekabet gücünü artırıyor: ürün gücü, teknolojik güç ve marka gücü. Bu yaklaşım, realme’nin uzun vadeli ve yüksek kaliteli bir büyüme elde etmesine rehberlik ediyor. 

Ürün gücünde atılımlar yapabilmek için realme, “Simply Better” ve “No Leap, No Launch” stratejilerine bağlı kalmaya devam ederken, aynı zamanda üç ürün serisinin konumlandırmasını da netleştiriyor. GT Serisi, Yüksek Seviye Performans Amiral Gemisi olarak konumlandırılırken, Number Serisi, Yeni Nesil Görüntüleme ve C Serisi ise Essential Plus olarak konumlandırılıyor.

Ayrıca realme performans, fotoğrafçılık ve tasarım olmak üzere üç alanda ürün deneyimini geliştirmeye odaklanacak. Bu kapsamda 30’dan fazla önde gelen teknoloji ortağıyla iş birliği yaparken, araştırma ve geliştirmeye daha fazla yatırım yapacak. Bu sayede teknolojideki en son gelişmeleri doğrudan genç kullanıcılarına sunabilecek. 

realme, marka gücü konusunda genç nesile odaklanmaya devam ederek müşteri anlayışı mekanizmasını daha uyumlu ve duyarlı olacak şekilde optimize edecek. Sky Li, realme’nin projelerin ortasındayken bile yeni kullanıcı anlayışını doğrudan marka ve ürün gelişimine entegre edebileceğini, böylece akıcı, dinamik ve üç boyutlu hissettiren bir marka deneyimi yaratabileceğini belirtti.  

Ürün gücü, teknolojik güç ve marka gücünü rekabetçiliğinin merkezine koyan realme, en son teknolojik gelişmeleri doğrudan genç kullanıcılara ulaştırarak, genç kullanıcıları daha iyi anlayan bir teknoloji markası olma hedefini bir fikirden gerçeğe dönüştürüyor. Bu sebeple realme, yeni bir slogan ortaya koyuyor: “Make it Real”. Bu slogan, realme’nin “Dare to Leap” ruhunu korurken genç kullanıcılara daha fazla odaklanıyor ve onların hayatlarına gerçek, net ve somut faydalar sunmayı hedefliyor. 

Önümüzdeki 5 yıl boyunca realme, asıl amacına sadık kalıp gençlerle birlikte büyüyerek, genç kullanıcıları daha iyi anlayan, onların manevi arayışlarını ve duygusal değerlerini doyuran bir teknoloji markası haline gelmeyi ve “Make it Real” sloganını gerçeğe dönüştürmeyi hedefliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Atıklar sanatla buluştu: Diorama sergisi çankaya'da

Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi, sanatçı Melih

Şentürk’ün Diorama Sergisi’ne ev sahipliği yapıyor. 4 Ocak’ta açılışı

yapılan sergi, 14 Ocak tarihine kadar Başkentli sanatseverlerin

ziyaretine açık olacak.

Sanata ve sanatçıya verdiği değerle ön plana çıkan Çankaya Belediyesi,

birbirinden farklı etkinlikleri Çankayalılarla buluşturmaya devam ediyor.

Sanatçı Melih Şentürk’ün kurgusal bir olayı üç boyutlu canlandıran diorama

sanatını kullanarak oluşturduğu Diorama Sergisi, 4 Ocak tarihinde Zülfü

Livaneli Kültür Merkezi’nde açıldı. Sergi, Şentürk’ün “Distopik Evrenin Köhne

Yapıları”nı yansıttığı birbirinden farklı 17 çalışmadan oluşuyor. Atık

malzemelerin diorama ile yeniden yorumlandığı sergide, doğanın değerini

bilerek enerji kaynaklarının verimli ve sürdürülebilir kullanımına dikkat

çekiliyor. 

ÇÖPTEN SANATA YOLCULUK

Sanatçı Şentürk, eserlerinde gelecekte oluşmuş distopik bir evren tahayyül

ederek, insanoğlunun verdiği zararla doğanın dengesini bozmasını ve

ardından hayatta kalmak için tüm imkanları kullanarak barınaklar inşa ettiği

bir dönemi anlatıyor. Distopik evrende hayatta kalabilen insanların doğaya

uyanışı ile yeni bir başlangıcın temsil edildiği sergide, çöpten çıkarılan atık

malzemelerin minyatür olarak geri dönüşümü yeni bir hikaye ile ortaya

koyuluyor. Diorama Sergisi her yönüyle sanatseverlere merak ve heyecan

uyandırıcı bir deneyim sunuyor.

ÜÇ BOYUTLU KURGUSAL SERGİ

Diorama Sergisi hakkında bilgi veren Melih Şentürk, “İnsanoğlu olarak çok

hızlı hareket etmeye çalışıyoruz. Sosyal medyada bir şey izlerken bile bir

aksın gitsin olayı var. Benim eserlerimde ise bir sabır var. Aylarca süren milim

milim uğraştığınız bir şey var. Bu insanı inanılmaz motive eden ve besleyen

bir şey. Bu eserleri görmelerini isterim çünkü sergiyi ziyaret edenler bu

eserlere baktıklarında  ‘Bunu ben de yapabilirim’ demelerini isterim. Hem bu

şekilde zamanın ve doğanın daha az tüketimi üzerinde de bilinç sahibi

olacaklar. Bu bilinç diorama sanatı ile olmasa bile anda kalabilecekleri

herhangi bir şeyle uğraşmalarının yaşam şekillerine iyi geleceğine eminim.

Örneğin burada eski bir ses bombasını eve dönüştürdük ve görenler bunu hiç

düşünemediklerini söylediler. Burada da bir uyanış oluşuyor aslında” dedi.

Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde 14 Ocak 2024 tarihine

kadar açık olacak sergi, tüm hafta boyunca 09.00-20.00 saatleri arasında

ziyaret edilebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gayrimenkul sektörüne yeni nesil çözüm: Yenihane.com

Yeni nesil gayrimenkul platformu Yenihane, sektördeki boşluğu dolduruyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Eylül 2023 tarihinde yayınlanan “ücretli çalışan” istatistikleri verilerine göre, gayrimenkul sektöründe çalışan sayısı 122 bin 179’a ulaştı. Bu rakam 2009 yılında 33 bin seviyesindeydi. Gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı yüzde 3.7 olan gayrimenkul sektöründe belgeli gayrimenkul işletmelerinin sayısı da 55 bine yaklaştı. Farklı bölgelerde uzman olan gayrimenkul danışmanlarının sayısı giderek artarken, gayrimenkul almak, satmak ya da kiralamak isteyen müşteriler de doğru gayrimenkul danışmanına ulaşmakta zorlanıyor. Sektördeki büyümeye paralel olarak müşterilerin doğru gayrimenkul danışmanlarına ulaşması daha önemli hale geldi.

Yenihane.com, sektördeki gelişmeleri dikkate alarak, gayrimenkul danışmanları ile gayrimenkul müşterilerini bir araya getiriyor. Sektöre yönelik yenilikçi yapısı ile dikkat çeken platform, Yenihane Teknoloji A.Ş. bünyesinde faaliyete başladı. Platform, gayrimenkul danışmanlarını uzmanlık alanları ve bölgeleriyle eşleşen müşterilerle buluşturuyor. Yenihane Kurucu Ortağı ve CEO’su Yüce Özkan, platformun sektöre ve müşterilere sunduğu avantajları değerlendirdi. Özkan, sektöre güven getirmeyi amaçladıklarını söyledi.

 

Doğru danışmanlar doğru müşteriler

Yenihane CEO’su Yüce Özkan, platformun sektöre yeni bir soluk getirdiğini belirterek, gayrimenkul almak, satmak, kiralamak ya da kiraya vermek isteyenlerin hem bölge hem de gayrimenkul türü bakımından en doğru gayrimenkul danışmanlarını platformda bulabileceğini ifade etti. Özkan, “Yenihane’de müşteriler, ihtiyaçları doğrultusunda en doğru gayrimenkul danışmanlarını seçebiliyor. Gayrimenkul danışmanları da uzmanlık alanları ve bölgeleri ile eşleşen en doğru müşterilerle etkileşim kurabiliyor.” sözlerini kaydetti.

 

“Gayrimenkulde güven ortamı oluşturmak istiyoruz”

“Sektördeki boşluğu dolduruyoruz!” diyen Yüce Özkan, Yenihane.com’un her iki tarafın çıkarlarını koruyarak, zaman ve maliyet tasarrufu sağladığına işaret ederek, “Yeni nesil gayrimenkul platformu olan Yenihane’nin teknolojik altyapısı gelişmiş algoritmalarla tasarlandı. Yazılımcı kimliğim ile sistemin tasarımını bizzat kendim yaptım. Geliştirdiğimiz sistem, her tarafın ihtiyaçlarına cevap verebiliyor. Ayrıca, her taraf kendisine en uygun kişi ile eşleştiği için verimli bir iş birliği kurulabiliyor. Böylece gayrimenkul alım, satım ve kiralamalarında güven ortamı oluşturmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

 

Yenihane.com’un hizmet prensibi

Yenihane Kurucu Ortağı ve CEO’su Yüce Özkan, platformun yapısı hakkında şu bilgileri verdi: “Platforma üye olan müşteriler ihtiyaçlarına göre talep oluşturuyor. Bölgenin uzmanı gayrimenkul danışmanları, müşterinin talebini inceleyerek istek gönderiyor. Müşteri de istekleri inceleyerek danışman seçebiliyor. Böylece müşteriler, gayrimenkul planı yaptıkları ve bilgi sahibi olmadıkları bölgenin uzmanı gayrimenkul danışmanıyla iş birliği kurabiliyor. Danışmanların uzmanlık bölgenizde kim ev arıyor kim evini satıyor kim kiralık arıyor kim kiraya vermek istiyor, Yenihane’de hepsini görmek mümkün…”

 

“Gayrimenkul danışmanları puanlanabiliyor, yorum yapılabiliyor”

Yüce Özkan, “Geliştirdiğimiz algoritma, platform üzerinden açılan talepler ile bu talebe gelen istekleri değerlendiriyor. Böylece hangi talep hangi danışmana uygunsa müşteriye seçim hakkı veriyor. Örneğin; Antalya’daki arsasını satmak isteyen ancak farklı bir şehirde yaşayan bir müşteri, Antalya bölgesinde uzman olan arsa ya da gayrimenkul danışmanıyla kolayca eşleşebiliyor. Böylece müşteri, farklı bir bölgenin gayrimenkul danışmanıyla çalışmak zorunda kalmıyor. Açılan talebin bölgesi veya gayrimenkul kategorisi uygun değilse istek yapılamıyor. Bu avantajı gayrimenkul danışmanları da kullanabiliyor; uzmanı olmadıkları bölge ya da gayrimenkul kategorisindeki taleplerle eşleşmiyorlar. Ayrıca, müşteriler çalıştıkları gayrimenkul danışmanlarını puanlayıp, haklarında yorum yapabiliyor.” sözlerini aktardı.

 

Üyelik ve talep açmak ücretsiz

Türkiye’nin yeni nesil gayrimenkul platformu Yenihane.com, sektöre yeni bir soluk getiriyor.

Gayrimenkul danışmanlarını doğru müşterilerle, müşterileri de doğru danışmanlarla eşleştiren gayrimenkul platformuna ücretsiz üyelikle giriş yapılabiliyor, talepler için ücret talep edilmiyor. Platformun avantajlı premium hizmetleri için gayrimenkul danışmanlarından aylık belirli bir ücret talep ediliyor. Yenihane’nin ilk üyesi olan gayrimenkul danışmanlarına, yüzde 50 indirimle ömür boyu potansiyel müşterilere ulaşma ayrıcalığı tanınıyor. Lansmana özel abonelikler ilk 3 ay ücretsiz sunuluyor. Yenihane.com’un yazılım altyapısı, aynı zamanda yazılımcı olan platformun CEO’su Yüce Özkan tarafından tasarlandı. Gayrimenkul sektörüne yönelik uçtan uca çözümleri ile dikkat çeken platformun mobil uygulaması kısa süre sonra kullanıma sunulacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nörolojik hastalıklarda erken rehabilitasyon iyileşmenin önünü açıyor

Geç başlangıçlı Alzheimer’da kişi kendindeki tuhaflığı kabul etmiyor

Yeni bir alan olan nöropsikolojiyle bazı nörolojik hastalıklarda iyileşmenin sağlanabildiğini ifade eden uzmanlar, beynin bir iyileşme zamanının var olduğunu ve onu kaçırmamak gerektiğini dile getiriyor. Erken müdahale ve rehabilitasyonun iyileşmenin önünü açtığını söyleyen Klinik Nöropsikolog İnci Birincioğlu, “Medikal, fizyoterapi, dil konuşma, ergoterapi ve nörorehabilitasyon ile ilk 2 yıl içerisinde iyileşme sağlanabiliyor.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Klinik Nöropsikolog İnci Birincioğlu, nörolojik hastalıklarda erken rehabilitasyon konusunu değerlendirdi.

Yeni bir alan olan klinik nöropsikolojinin hastalar için rehabilitasyonda bambaşka deneyimler sunduğunu ifade eden Klinik Nöropsikolog İnci Birincioğlu, bu konudaki deneyimlerini şu şekilde paylaştı:

“Hastanın zihinsel süreçlerini anladıktan ve hangi yaklaşımla tedavi alacağını belirledikten sonra yaratıcı olmak gerekiyor. O kişi diyelim ki iyileşecek bir hasta, bir inme hastası. Gündelik hayatta en çok nerelerde zorlandığını ölçtükten sonra çeşitli görevler organize ediyoruz. Aile bireyleri de seanslara dahil oluyor. Co-terapist yetiştiriyorsunuz gibi. Alışverişe gitme, para çekme, arkadaşlarını arayıp bir organizasyon oluşturma ya da interneti, sosyal medyayı kullanma, inme sürecinden önce kalan ne kadar işi varsa bunları doğru sırayla doğru düzeylerde başlayarak geri dönme, yeniden işlevselliğini kazandırma düzenlemesini yapıyoruz.”

Hastaların hayatını kolaylaştırmak, onlara iyilik değil

Yaşa bağlı demans olan ya da demansa yatkınlık gösteren hastalara yönelik çalışmaları hakkında da bilgi veren Klinik Nöropsikolog İnci Birincioğlu, “İnsanların bazı şeyleri düşünmesine, söylemesine ve talep etmesine de müsaade etmemiz lazım, yani bizler yakınları olarak o insanların hayatlarını kolaylaştırmak için o insanlara hiçbir şey yaptırmıyoruz aslında. Hiçbir sorumluluk verilmiyor, hiçbir şey yapmalarını istemiyoruz ve hatta konuşmalarına bile bazen müsaade etmeyip ‘Ben seni anladım, sen aslında bunu istiyorsundur’ diyoruz bu insanlara. Durum böyle olunca belki de içe kapanıyor bu insanlar. Vazgeçiyorlar. Nasıl olsa birileri onlar için her şeyi yapıyor diye düşünüyorlar.” dedi.

2 tür rahatsızlıkta nörolojiye veya psikiyatriye başvuruluyor

Her hastaya kişisel tedavi düzenlemenin önemine vurgu yapan Klinik Nöropsikolog İnci Birincioğlu, “İnsanlar damarsal veya beyin hastalığı olmak üzere 2 tür rahatsızlıkta nörolojiye veya psikiyatriye başvuruyorlar. Akut olan durumlarda; kişi ya bir trafik kazası geçiriyor ya bir ensefalit (beyin iltihabı) geçiriyor. Yani beyin dokusu, beyin hücresi mikrop kapıyor ya da bir inme oluyor. Beyin dokusunu besleyen damarlardan birinde bir tıkanma ya da kanama olabiliyor. Zarar verdiği beyin dokusuyla ilgili olarak ortaya bir disfonksiyon çıkıyor. Kişi ya konuşamıyor ya hareket etmekte güçlük çekiyor. Tek taraflı olarak, görme alanı ve dikkat etme alanı veya belleği bozulabiliyor. Yakın süreli belleği hatırlıyor ama uzun süreli belleği hatırlayamıyor. Ya da tam tersi.” 

Alzheimer beyni yiyip bitiriyor

Alzheimer hastalarındaki sürece dikkat çeken Klinik Nöropsikolog İnci Birincioğlu, “Yutma aslında bir refleks ve hücrelerin kas hafızası ile gerçekleştirdiği bir harekettir. Kas hafızasını koruyan hücreler öldüğünde yutma işlemi gerçekleştirilemiyor. Bu durum da akciğer problemlerine sebep oluyor. Alzheimer ve demans hastaları aslında pnömoniden ölüyor. Gelinen nihai noktada hastalar Alzheimer sebebi ile ölüyor değil, Alzheimer beyni yiyip bitiriyor ve birtakım yaşamsal işlevler artık yapılamadığı için kişi vefat ediyor.” 

Kronik ilerleyebilen bir sürü nörolojik hastalık var

Kronik ilerleyebilen bir sürü nörolojik hastalık olduğunu belirterek sözlerine devam eden Klinik Nöropsikolog İnci Birincioğlu, “Hangisi olduğuna göre değişiyor. Mesela primer progresif afazi, sol ön beyinde başlayan ilerleyici bir dil bozukluğu hastalığı. Bu da bir bunama. Burada kişi kendi konuşma yeteneğindeki tuhaflığın ve gerilemenin farkında oluyor, iç görüsü oluyor. Hatta şöyle bir sahne ile karşılaşıyorsunuz; ‘Ben artık daha yavaş konuşuyorum’ derken, günleri sayarken zorlanıyor. Farkındalık bölgesi etkilenmiş olmadığı için kişi kendi konuşamadığının da farkında oluyor. Bu bilişseldir. Psikolojik boyutu bunun üstüne ekleniyor. Kişi istese de yapamadığını gördükçe depresyona giriyor. Bana ne oluyor, hep böyle mi devam edecek, gittikçe kötüye gidiyor ve bu sefer kaygı bozuklukları ekleniyor.” dedi.

Geç başlangıçlı Alzheimer’da kişi kendindeki tuhaflığı kabul etmiyor

Geç başlangıçlı Alzheimer’da kişinin kendisinde bir tuhaflık olduğunu kabul de etmediğini kaydeden Klinik Nöropsikolog İnci Birincioğlu, “(Beni hastaneye yatırıp mirasımı bölüşecekler) gibi sanrıları olabiliyor. Bir de frontal demanslar var. Onlar direkt psikolojik davranış bozuklukları ile başlıyor. Aşırı dalga geçme, sosyal uyumsuzluk, daha önce var olmayan takıntılar, para harcama, uyuma ve yeme davranışlarındaki ve hatta cinsel yönelimdeki değişiklikler. Öncesinde çok saygın bir avukat, küfürlü konuşmaya başlayabiliyor, cinsel yönde karşı tarafı rahatsız edecek davranışlarda bulunabiliyor. Bunlar ilerleyerek daha da ciddi problemlere yol açacak sosyal uyum bozukluklarıyla devam ediyor. Konuşması, idrar tutması, giyinme tercihi gibi nörolojik problemler ortaya çıkana kadar aile tarafından psikolojik olarak görülebiliyor.” dedi.

Hafif kognitif bozukluk Alzheimer’dan da bahseden Klinik Nöropsikolog İnci Birincioğlu, “Bu tipte önceleyen bir rahatsızlık durumu var. Bir araştırmaya göre; hafif kognitif bozukluk tanısı alan hastaların sadece yüzde 12’si Alzheimer’a dönüşüyor. Rehabilitasyonun o dönüşümü engelleme ihtimali olabiliyor.” dedi. 

Beynin bir iyileşme zamanı var ve onu kaçırmamak gerek

Klinik Nöropsikolog İnci Birincioğlu, bazı hastalıklarda beynin bir iyileşme zamanının var olduğunu ve onu kaçırmamak gerektiğini dile getirerek, “Kendi kendine iyileşir demek en büyük yanlış. Doğru, yerinde ve zamanında tedavilerle inme sonrası tamamen iyileşen hastalar var ve çok da azımsanacak bir sayıda değil. Bu iyileşmeyi belirleyen şey inmenin beynin neresinde olduğu, ne kadar hızlı müdahale edildiği, yaşı, eğitimi gibi çok faktörlü bir durum. Bir hastanın iyileşme kat sayısını hesaplayabilirsiniz. 

Dolayısıyla nörolojik hastalıkların yaşlı hastalığı olduğu düşüncesi tamamen yanlış. Özellikle son 2 yıldır, genç hastalar geliyor ve biz hemen müdahale etme mesajını verebilirsek, onun artık ömür boyu rehabilitasyon merkezinde yaşayacak bir engelli olmadan iyileşmesini sağlayabiliriz ya da kendi kendine idare edebilecek bir işlevsellik düzeyinde olabilir. İyileşme aşağı yukarı 1.5, 2 yıl sürüyor. Medikal, fizyoterapi, dil konuşma, ergoterapi ve nörorehabilitasyon ile ilk 2 yıl içerisinde iyileşme sağlanabiliyor.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı