Aylık arşivler: Mart 2024

Trump Art Gallery'de Mart sergisi: 'Zamanın Ötesinde Kadın: Köklerden Zirveye'

Trump Art Gallery, Mart ayı boyunca beş sanatçının ortak sergisine ev sahipliği yapıyor‘Zamanın Ötesinde Kadın: Köklerden Zirveye’ adlı karma sergide beş sanatçı bir araya geliyor; kadının çok yönlü kimliğini, sanatın evrensel dili aracılığıyla anlatmayı amaçlıyor.

Trump Art Gallery, Mart ayında karma bir sergiyi sanatseverlerle buluşturuyor. ‘Zamanın Ötesinde Kadın: Köklerden Zirveye’ sergisinde buluşan sanatçılar; kadının çok yönlü kimliğini, sanatın evrensel dili aracılığıyla anlatmayı amaçlıyor.

Sergide; Ayla Aksoyoğlu, Bahar Bilici Öztürk, Rukiye Epli Dede, Tolou Zabihi ve Ümmühan Tunçtürk adlı sanatçıların eserleri yer alıyor. 

Dünden bugüne, toplumların temel taşı olan kadının, yalnızca yaşamın sürekliliğini sağlamakla kalmayıp aynı zamanda medeniyetlerin şekillenmesinde ve kültürlerin zenginleşmesinde de kilit rol oynadığını belirten sanatçılar sergide; toplumların ve kültürlerin dönüşümünde kadının oynadığı rolü, onun sezgileri, yaratıcılığı ve duygusallığı ile birlikte, güçlü, cesur ve koruyucu yönlerini de vurguluyorlar. 

“Kadın, her dönemde ve her kültürde, doğanın yeniden doğuşunu, toplumların gelişimini ve aile yapısının temel taşını simgelemektedir” diyen sanatçıların her bir eseri; kadının yaşamımızdaki derin izlerini, güçlü ve ilham verici hikayelerini ve toplumlar üzerindeki dönüştürücü etkisini yansıtıyor. 

Küratörlüğünü Kenan Bahadır Derre’nin üstlendiği sergi, 31 Mart’a kadar Trump Alışveriş Merkezi B2 katında bulunan Trump Art Gallery’de ziyaret edilebilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Teknopark İstanbul girişimleri sürdürülebilir teknolojilerle ilgili çalışmalarını iş dünyası ile paylaştı

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation aracılığıyla geleneksel olarak düzenlediği ‘Açık Kapı: İş Dünyası ile Buluşma’ etkinliklerinin 13’üncüsünde sürdürülebilir teknolojiler odağındaki projeler yatırımcılara tanıtıldı. 

Türkiye girişimcilik ekosisteminin en büyük destekçilerinden Teknopark İstanbul, düzenli olarak gerçekleştirdiği etkinlikler yoluyla girişimcileri, yatırımcılar ve iş dünyasının önde gelen firmalarıyla buluşturmaya devam ediyor. Avrupa’nın en büyük girişimcilik merkezlerinden biri olan kuluçka merkezi Cube Incubation aracılığıyla geleneksel olarak düzenlenen ‘Açık Kapı: İş Dünyası ile Buluşma’ etkinliklerinde projelerinin satışa dönüşmesi, satışlarının ölçeklenmesi ve yeni projelerin geliştirilmesine katkı sağlanıyor. Bu etkinliklerin 13’üncüsü sürdürülebilir teknolojileri odağına alan girişimci ve yatırımcılarla Teknopark İstanbul Cube Incubation’da gerçekleştirdi.

‘Açık Kapı: İş Dünyası ile Buluşma’ etkinliğinde 6 girişim ve ar-ge firması, projelerini sergileyerek hedeflerini anlattı. 

Yüzde 90 verimliliğe sahip Solide Oksit Elektrolizör sistemleri geliştirmeyi hedefleyen Hydrolyx Enerji, yapay zeka kullanarak gelişmiş MT20 ve MT40 droneları ile gübreleme ve sulama programlarının her işlem için doğru zaman- miktarı sağlayarak optimize edilmesi üzerine çalışan Mostaş Teknoloji, yenilikçi LED çözümlerle sürdürülebilir tarımcılığın ve bahçeciliğin güçlendirilmesini hedefleyen SOLİS Teknoloji,  doğalgazlı, biyogazlı, mobil ve dizel jeneratör ürün ailelerinin yanı sıra kojenerasyon ve trijenerasyon çözümleri sunan Teksan, ultra yüksek performanslı beton reçeteleri oluşturarak bu reçetelerle beton esaslı sürdürülebilir prekast yapı elemanları üreten UHPC ve biyo bazlı deriler gibi kapsamlı sürdürülebilir malzeme çözümleri sunan YUGEN girişimlerinin temsilcileri, çalışmaları hakkında bilgi verdi.

“Teknopark İstanbul’da geleceğin stratejik konularına çalışıyoruz”

Teknolojinin hayatın her alanını kolaylaştırıp geliştirirken, küresel areneda yeni rekabet alanları doğurduğuna işaret eden Teknopark İstanbul Genel Müdürü Muhammet Fatih Özsoy, “Bugün burada yeni örneklerini gördüğümüz sürdürülebilirlik odaklı çalışmalar, geleceğin stratejik konularının başında yer alıyor. Ülkemizin stratejik konumu gereği özellikle bu alanlardaki yenilikleri takip etmek, geliştirmek ve hayata geçirmek durumundayız. Küresel ölçekte tanınan bir inovasyon merkezi haline gelen Teknopark İstanbul’da, vizyoner girişimcilerle birlikte gelişerek ülkemizin teknolojik ilerlemesine katkıda bulunma arzusundayız. Geleneksel hale gelen ‘Açık Kapı: İş Dünyası ile Buluşma’ etkinlikleri de bu gelişim stratejisinin bir parçası. Burada olgunlaşarak hayata geçmeye hazır hale gelmiş projeleri iş dünyası ile buluşturarak yeni bir boyuta taşıyoruz. Teknoloji alanında Türkiye’nin En Büyük Milli Takımı olarak tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Girişimcilerimizin her birinin başarılarıyla gurur ve mutluluk duyuyoruz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Daha Yeni Başladık" diyen Borusan, yeni yatırımlarıyla 80. yılını kutluyor

1944 yılında İstikbal Ticaret ile temelleri atılan Borusan Grubu, bugün 3 kıta ve 11 ülkede 5 ana faaliyet alanında 14 binden fazla çalışanı ile Türkiye ekonomisine katma değer yaratmaya devam ediyor. 2023 yılını 182 milyar TL ciro ile kapatan Borusan, 2026 yılına kadar 63 milyar TL yatırım yapmayı hedefliyor.

1944 yılında İstikbal Ticaret ile temelleri atılan Borusan Grubu, 80 yıldır Türkiye ekonomisi için değer yaratmaya devam ediyor. 200 yıllık Grup olma hedefine ilerlerken faaliyet gösterdikleri alanlarda öncü çalışmalara imza atan Borusan, sürdürülebilirliği ve topluma fayda sağlamayı öncelikleri arasında konumlandırıyor.

Bundan 80 yıl önce İstikbal Ticaret ile yola çıkan ve bugün 3 kıta ve 11 ülkede üretim, makine ve güç sistemleri, otomotiv, lojistik, enerji olmak üzere 5 ana faaliyet alanında 14 binden fazla çalışanı ile değer yaratan Borusan, 80. yılında tarihinden ilham alarak geleceği şekillendirmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz yıl güçlü bir büyüme elde eden Borusan 2023 yılını yüzde 73 büyüme ile 182 milyar TL ciroyla kapattı. 2023’ün en önemli adımlarından biri enerji alanında gerçekleşirken elektrikli şarj istasyonları kurma odağında önemli iş birliklerine imza atıldı. Bununla birlikte Saros RES tesisi hibrit tesis haline getirilerek 94 MW’lık GES yatırım süreci başladı. Boru iş kolunda ABD’deki Berg Pipe’ı 162 milyon dolara satın alınırken, boru şirketinin ortağı olan Salzgitter Mannesmann GmbH’nin yüzde 16,9’luk hissesi de satın alınarak pay yüzde 100’e çıkarıldı. 

2026 yılına kadar 63 milyar TL yatırım yapılacak

2024 yılında da fırsatları ve riskleri iyi yöneterek kurumu ileriye taşıyacak hacimsel büyümeye ve sürdürülebilir kâr artışını sağlayabilmeye odaklanan Borusan, başta Türkiye olmak üzere dünyanın farklı pazarlarında üretim, makine ve güç sistemleri, otomotiv, lojistik ve enerji sektörlerinde istikrarlı büyümesini sürdürecek. Önümüzdeki dönem için Grup stratejisini 3 ana başlıkla belirleyen Borusan, temel işleri dönüştürüp geliştirme, yakın alanlarda büyüme ve yeni alanlara girmeye odaklanırken tüm bu başlıklarda yeteneği, dijital dönüşümü ve sürdürülebilirliği kaldıraç olarak kullanacak. 2026 yılına kadar 63 milyar TL tutarında bir yatırım planı bulunan Borusan, üretime 31,2 milyar TL, otomotive 10,9 milyar TL, enerji sektörüne 9,5 milyar TL, makine ve güç sistemlerine 6,1 milyar TL, lojistik sektörüne 5,3 milyar TL yatırım yapmayı planlıyor. 

Sürdürülebilirlik iş süreçlerine entegre ediliyor

Faaliyet gösterdiği alanlardaki başarılı çalışmalarının yanında sürdürülebilirlik konusunu iklim, insan ve inovasyon başlıklarında kapsayıcı bir şekilde ele alan Borusan, sürdürülebilirliği iş süreçlerine entegre ediyor. Bu odakta Borusan, iklim odağında 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını azaltmayı ve düşük karbonlu üretim teknolojilerine geçmeyi önceliklendiriyor. Borusan’ın 2021 yılından bugüne toplam kapsam 1 ve kapsam 2 emisyonları %13 oranında azalırken riskleri etkin şekilde yönetmek ve fırsatları yakalamak için CBAM gibi karbon fiyatlandırma mekanizmalarına hazırlık seviyesini artırma yönünde adımlar atılıyor. Su geri kazanım oranlarını artırmak ve su kaynaklarını koruyacak projeler geliştirmek, doğal kaynakları korumak için döngüsel ekonomi yaklaşımını benimsemek ve atıkları azaltarak geri dönüşüme katılmalarını sağlamak ana hedefler arasında yer alıyor. 

İnsan odağında en çok tercih edilen ilk 10 işveren arasında yer almak, sürdürülebilir bağlılık skorunu yüksek tutmak, saha ve fabrika kadın çalışan oranında yüzde 10’a ulaşmak, kadın lider ve ofis çalışan oranında yüzde 40’a ulaşmak amaçlanıyor. Borusan’ın kültür değişimi projesi BorusanX için çalışmalar devam ederken proje sonunda yeni değerler ve kültürel öğelerin kültür takımları, kültürel dönüşüm aksiyon planları ve uygulama-rehberlik çalışmaları ile tüm organizasyonda içselleştirilmesi hedefleniyor. İnsana verilen değer doğrultusunda iş sağlığı ve güvenliği en önemli konulardan biri olurken sıfır kaza hedefinde kaza sıklık ve kaza ağırlık oranlarını azaltma hedefleri belirlendi ve çok yakından takip ediliyor.

İnovasyon ile değer yaratma başlığında ise döngüsel ve karbonsuz iş ve hizmet modelleri geliştirme, girişimcilik ekosistemi iş birlikleri ile sosyal ve çevresel fayda sağlanması amaçlanıyor.

“Daha yeni başladık”

Borusan Grup CEO’su Erkan Kafadar, 80. yıl ile ilgili olarak şunlar söyledi: “Bu sene Grubumuz için önemli bir yıl, 80. yılımızı kutluyoruz. İnsanı merkeze alan ve insan sayesinde başarıya inanan yaklaşımımızla farklı faaliyet alanlarında uzun süredir önemli işlere imza atıyoruz. Bu istikrarı sağlamak büyük çaba gerektiriyor. Borusan Grubu olarak 200 yıllık kurum olma hedefimize ilerlerken iş yapış biçimlerimizi değiştirdiğimiz, işleri dönüştürdüğümüz, yeni yatırımlarla büyüdüğümüz bir dönemdeyiz. 80 yıllık köklü kurum kültürümüzle, geçmişten ve bugünden aldığımız ilhamla cesaretle harekete geçiyoruz. 80 yıl uzun bir süre gibi görünse de daha fazlasını yapmak için enerjimiz ve motivasyonumuz var. Bu nedenle ‘Daha yeni başladık’ diyoruz. 80 yıllık yolculuğumuzda geldiğimiz noktadan gurur duyarken, bu başarıda emeği olan tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”

80. yıl kapsamlı bir şekilde kutlanacak

80. yıl kutlamalarını bütün yıla yayacak olan Borusan, bu kapsamda 80. yıl belgeseli ve kitabı yayımlayacak. Web sitesini de 80. yıla özel olarak yenileyen Borusan, site içinde bir anı defteri alanı da hazırladı. Borusan ayrıca Borusan Günü’nde çalışanlarıyla birlikte 80. yıl kutlaması da yapacak.

Borusan 80. yılını kutlarken Grup şirketlerinden Borusan Lojistik 50., Borusan Otomotiv ve Borusan Limanı 40., Borusan Cat 30, Borusan EnBW Enerji 15. yılını kutluyor. Borçelik’in üretime geçişinin 30. yılı olurken BİFO, 2024-2025 sezonu ile 25. yılına giriyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Toplumsal bir sorun: Nefret söylemi! Nefret söylemi, şiddet olaylarının sinyallerini de veriyor!

Nefret söyleminin, günümüzde önemli bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıktığını kaydeden uzmanlar, bu kavramın, toplumun güç ilişkilerini ve sorunlarını yansıtarak mevcut problemleri açığa çıkardığını ve şiddet olaylarının sinyallerini verdiğini söylüyor. Herhangi bir nefret söylemini hafife almamak gerektiğini de kaydeden uzmanlar, sosyal medyanın, nefret söyleminin yayılmasında büyük bir rol oynadığını da dile getiriyor.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Bengi Çakmak, nefret söylemi konusunu değerlendirdi.

Nefret söylemi, toplumsal düzenin korunması bakımından bir uyarı sistemi rolü üstleniyor

Nefret söylemi kavramının tek bir tanımı olmadığını belirten Sosyolog Bengi Çakmak, “Ne ifade ettiğini birbiriyle bağlantılı şu iki açıdan özetleyebiliriz; İlk olarak, nefret söylemi kavramı, ifade özgürlüğünün sınırlarıyla ilişkili düşünülür. İfade özgürlüğünün nefrete ve şiddete yol açabilecek derecede belirsizleşmesini ve esneklik göstermesini engellemek adına insan haklarına dayanarak bir sınır çizme gereği duyulur. Nefret söylemi de bu sınırın oluşturulmasına işlevsel bir katkı sunar. İkinci olarak da nefret söylemini, toplumsal düzenin korunması bakımından rol üstlenen bir faktör veya bir uyarı sistemi olarak ele alabiliriz.” dedi.

Dildeki nefret söylemi suç olaylarına yönelik uyarı niteliği taşıyor

Dilde kendini gösteren bir olgu olarak nefret söyleminin, toplumdaki güç ilişkilerini ve sorunları yansıtarak mevcut problemleri açığa çıkaracağını ve ağırlaşabilecek şiddet ve suç olaylarına yönelik bir uyarı niteliği taşıyacağını da kaydeden Çakmak, “Nefret söyleminin taşıdığı bu iki anlama paralel olarak, her tür ayrımcılık ifadesini ve bunlardan ötürü meydana gelebilecek hak ihlallerinin dildeki yansımalarını kapsayan sözlü, yazılı, görsel gibi içerikleri nefret söylemi olarak ele alabiliriz.” şeklinde bilgi verdi.

Nefret söylemini meydana getiren toplumsal dinamikler neler?

Buradan yola çıkarak, nefret söylemini meydana getiren toplumsal dinamiklerin başında ötekiyle, başka olanla, farklı veya yabancı olanla kurulan gerilimli ilişkinin sayılabileceğini aktaran Bengi Çakmak, “Bir diğer deyişle, insan hakları her ne kadar evrensel biçimde tanımlanmış olsa da toplumsal düzenleri oluşturan normlar toplumlar ve kültürler arasında değişkenlik gösterebiliyor. Bu açıdan, neyin ve kimin normal olmadığını belirleyen toplumsal dinamikler zamana ve mekâna göre farklılaşabilir. Fakat her durumda, nefret söylemini kuran faktörlerin başlıcası, normal kabul edilenin dışında kalanların birer öfke ve nefret nesnesine dönüşmesidir. Öfkenin ve nefretin sebebi, normal olmayanın toplumsal düzeni sarsacağına dair önyargı ve endişedir diyebiliriz.” dedi.

Sosyal medyanın rolü…

Sosyal medyanın, nefret söyleminin yayılmasında büyük bir rol oynadığını da dile getiren Sosyolog Çakmak, “Sosyal medya yalnızca nefret söyleminin değil her tür söylemin, bilginin, imgenin yayılmasını sağlıyor. İletişim ve haberleşme açısından geçmişte benzerini görmediğimiz cinsten geniş ölçekli, hızlı ve katılıma açık bir ortam sağlaması bakımından sosyal medya çağımızın en öne çıkan sıçramalarından biri haline geldi. Her bireyin kendi isteği doğrultusunda katılabildiği, paylaşım yapabildiği ve etki yaratabildiği bir ortamda, nefret söyleminin de kolaylıkla yer bulması ve hızla yayılması kaçınılmaz.  Yüz yüze iletişimin aksine anonimliğin, anlık iletişimin ve geçiciliğin hâkim olduğu bir ortamda kişilerin daha kayıtsız olması da sorunu büyüten nedenlerden biridir.” dedi.

Nefret söylemi uyarı niteliği de taşıyor

Nefret söyleminin bir uyarı niteliği taşıdığını da söyleyen Bengi Çakmak, “Toplumda halihazırda var olan ve belki de büyümekte olan sorunlara ayna tutar ve yaşam hakkının ihlaline dek varabilecek şiddet olaylarının sinyallerini verir. Nefret söylemiyle ifade özgürlüğü arasındaki sınırların çok hassas olduğunu bilmek ve bu sınırlar üzerine tartışabilmek önemlidir. Ancak nefret söyleminin ifade özgürlüğü adı altında geçerli görülmesi veya toplumsal normlara dayanarak normal kabul edilmesi son derece tehlikelidir.” diye anlattı.

Herhangi bir nefret söylemini hafife almamak gerekiyor

Ayrımcılık içeren şakalar, hakaretler, tehditler ve nihayetinde şiddet uygulamaları arasında fark olmakla beraber, hepsinde ortak bulunan nefret unsuru üzerinde durmak ve herhangi bir nefret söylemini hafife almamak gerektiğini de kaydeden Bengi Çakmak, “Elbette bu noktada şiddeti yalnızca kişilerin fiziksel saldırıya uğramasına indirgemiyoruz; nefretin normalleşmesi ve yayılmasıyla birlikte kişilerin rahat ve mutlu şekilde yaşamalarının önünde oluşabilecek her tür engel toplumsal bir sorun olarak ele alınmalıdır. Nefret söylemiyle mücadele edebilmek için insan haklarının evrenselliğini temel almak önemlidir.” dedi.

Nefret söylemine ve ayrımcılığa karşı durmak, herkesin var oluş hakkını savunmaktır

Nefret söylemine karşı farkındalık oluşturabilmek için ayrımcılığın ne olduğunu tartışmak ve eğitimin bir parçası haline getirmek gerektiğini de dile getiren Çakmak, “Bunun için temel koşul, sorgulayıcı ve eleştirel olmaya teşvik etmektir. Bu noktada yalnızca kurumsal bir eğitim sürecinden değil, bireylerin kendi yargılarını ve değerlerini de eleştirel biçimde gözden geçirerek kendilerini eğitmeleri önemlidir. Bireysel veya toplumsal düzeyde yeterince kabul görmeyen, azınlık veya öteki kabul edilen, anormal bulunan ve ahlaki açıdan iyi değerlendirilmeyen toplumsal grupların, kişilerin, davranış biçimlerinin neler olduğu değişkenlik gösterebilir. Nefret söylemine karşı bilinçlenmek ve ayrımcılığa karşı insan haklarını savunmak, kişilerin herkesi ve her şeyi tamamen benimsemesi demek değildir. Nefret söylemine ve ayrımcılığa karşı durmak, herkesin var oluş hakkını savunmak demektir. Bu hususa dair bir bilinçlenme, nefret söylemine ve şiddete karşı mücadelede önceliklidir.” şeklinde sözlerini tamamladı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ANTTALKS'ın konuğu İlber Ortaylı

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Anttalks etkinliği kapsamında 2 Mart Cumartesi (Yarın) 19.00’da AKM’de tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı Antalyalılarla buluşacak. 

Büyükşehir Belediyesi’nin paylaşmaya değer fikirleri, yaşamları ve deneyimleri, başta gençler olmak üzere Antalyalılarla paylaşmak için geçtiğimiz yıl başlattığı Anttalks söyleşileri ünlü tarihçi İlber Ortaylı söyleşisi ile devam edecek. Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtım Dairesi Başkanlığının organize ettiği Anttalks söyleşileri kapsamında Prof. Dr. İlber Ortaylı 2 Mart Cumartesi (Yarın) saat 19.00’da AKM Aspendos Salonu’nda Antalyalılarla buluşacak.

ANTALYALILAR DAVETLİ

Türkiye’nin yetiştirdiği değerli tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, ‘Cumhuriyet’in 100. Yılında Tanzimattan Cumhuriyet’e Yerel Yönetim Geleneği’ konulu bir söyleşi gerçekleştirecek. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, tüm Antalyalıları İlber Ortaylı söyleşisine davet etti. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir TV dizisi ama sadece SESLİ Podbee Media'nın 6. Podcast Dizisi “Misafir Odası" Yayında

Dinleyicileri ve yaratıcıları ile birlikte büyümeyi hedefleyen Podcast yapım ağı Podbee Media’nın, altıncı podcast dizisi Misafir Odası yayınlanmaya başladı. Yönetmenliğini Tunç Şahin’in yaptığı Misafir Odası’nın, senaryosunu Volkan Çıkıntoğlu kaleme aldı. Misafir Odası dizisinin oyuncu kadrosunda ise Aslı İnandık, Güven Murat Akpınar, Derya Alabora ve Serkan Keskin gibi değerli isimler yer alıyor. 

Bilimden felsefeye, tarihten sürdürülebilirliğe, psikoloji ve kişisel gelişimden etimolojiye kadar pek çok farklı kategoride yirmiden fazla düzenli içeriği bünyesinde barındıran podcast ağı Podbee Media, dinleyicileriyle geniş bir içerik yelpazesini buluşturuyor.

Podbee Media’nın ürettiği içerikler arasında podcast dizileri de bulunuyor. Senaryosu, yönetmeni ve oyuncuları ile televizyon dizilerinden farkı olmayan podcast dizileri, kendilerine ait ses dünyası ile bambaşka bir deneyim sunuyor. Podcast dizilerindeki tüm atmosfer ve efektler, dinleyenlerin hayal gücünü harekete geçirmek üzere tasarlanıyor.

Dijital platformlara uyarlanan podcast dizilerinin sayısı artıyor

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de podcast dinlenme oranı yıldan yıla artarken podcast dizilerine olan ilgi de büyüyor. Yolculuğuna podcast dizisi olarak başlayıp daha sonra dijital TV platformlarına uyarlanan dizilerin sayısı artıyor. Oscar’lı oyuncu Rami Malek’in oynadığı “Blackout”, Julia Roberts’ın başrolünde yer aldığı; 2010-2020 seneleri arasında yayınlanan “Homecoming” ve 2022’de yayınlanan mini seri “Gaslight”ın yanı sıra Amanda Seyfried’ın oynadığı Elizabeth Holmes’u konu edinen aynı isimli podcastten uyarlanan “Drop Out”, Paul Rudd ve Will Ferrel’ın oynadığı gerçek bir suç podcast’inden uyarlama olan “The Shrink Next Door” diğer popüler örnekler arasında yer alıyor. 

Podbee Media’nın sevilen yapımlarından “Epik Olmayan Bir Aşk Hikâyesi”, podcast dizilerinin uyarlanması trendinin bir yansıması olarak, Türkiye’nin podcastten dijital platforma uyarlanan ilk dizisi olacak. Bir platform dizisine dönüştürülme süreci devam eden “Epik Olmayan Bir Aşk Hikâyesi”nin yönetmenliğini Evre Ertaş yaparken, senaryosunu Cem Tunçer yazdı. Dizide, Algı Eke ve Deniz Karaoğlu rol alıyor.

Yeni podcast dizisi: Misafir Odası

Türkiye’nin başarılı yönetmen, senarist ve oyuncuları ile çalışarak 2020’den beri podcast dizileri yayınlayan Podbee Media, yeni podcast dizisi Misafir Odası’nı dinleyicilerinin beğenisine sunuyor. Komedi ve aile draması kategorisinde sekiz bölümden oluşan Misafir Odası, podcast dinleyicilerine farklı bir deneyim sunmayı hedefliyor. Her bölümde dinleyicilere karakterlerin iç dünyasını keşfetme fırsatı tanıyan Misafir Odası, aynı zamanda geniş bir perspektiften toplumsal meselelere bakma imkânı sunuyor. İstanbul’da orta sınıf bir ailenin kurduğu küçük düzenin değişim sürecini konu alan Misafir Odası, 3 ana karakterden oluşuyor. Ses efektleri ve orijinal müzikleriyle dinleyicilere gerçek bir atmosfer sunmayı amaçlayan dizinin kadrosunda ünlü oyuncular; Aslı İnandık, Güven Murat Akpınar, Derya Alabora ve Serkan Keskin yer alıyor.

Misafir Odası için bir araya gelen özel yetenekler hünerlerini gösteriyor

“İnsanlar İkiye Ayrılır”, “Karışık Kaset”, “7 Yüz” ve “Canavar” gibi dizi, film ve oyunların yönetmenliğini üstlenen Tunç Şahin, “Misafir Odası” podcast dizisinin de yönetmenliğini yaptı. “Tek Kullanımlık Hikâye”, “Bir Meşrutiyet Faciası Yahut Gündüzlerimiz” ve “Kalabalık Duası” gibi oyunların yazarı olarak tanınan Volkan Çıkıntoğlu ise “Misafir Odası” dizisinin senaryosunu kaleme aldı. “İtirazım Var” ve “Limonata” gibi çeşitli filmlerin müzik tasarımını yapan, aynı zamanda Podbee Media’nın “Hayatta Bir Gün” dizisinin müziklerini besteleyen Okan Kaya, “Misafir Odası” podcast dizisinin müziklerine imza attı.

Tunç Şahin: “İşitsel araçlara odaklanarak kurmaca bir hikâyeyi nasıl anlatabileceğimize kafa yormak, bana yepyeni ufuklar açtı”

Tunç Şahin, bir podcast dizisini yönetmenin farkıyla ilgili şunları söyledi: “Uzun yıllar sinema sektöründe çalıştıktan sonra, bir süredir alternatif hikâye anlatma biçimlerine ilgi duymaya başladım. Geçen sene film yapım olanaklarına veda edip sahneye geçiş yaparak ilk kez bir tiyatro oyunu gerçekleştirdim. Kameradan ve onun sağladığı imkânlardan kopunca, yönetmenlik anlamında bambaşka kaslarımı geliştirmem gerekti. Üretim sürecinde önünüze çıkan her kısıtlama, sizi başka tür bir anlatı şekli bulmaya ve yaratıcılığınızı zorlamaya teşvik ediyor. Tam da bu yüzden podcast dizisi yapma fikri beni çok heyecanlandırdı. Bu kez hikâyenin görsel evreninin tamamen kaybolduğu ve sadece işitsel araçlara odaklanarak kurmaca bir hikâyeyi nasıl anlatabileceğimize kafa yormak, bana yepyeni ufuklar açtı.”

“Misafir Odası, zamanın ruhunu çok iyi yakalayan, tam içimizden ve buralı bir metin”

Misafir Odası’nın zamanın ruhunu yansıttığını dile getiren yönetmen Tunç Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “Misafir Odası, zamanın ruhunu çok iyi yakalayan, tam içimizden ve buralı bir metin. Pek çoğumuz, zaman zaman yaşadığımız zorlu ekonomik ve sosyal şartlar altında umutsuzluğa kapılıyoruz. Yaşadığımız ana, çevreye, kişilere dair bir şeyleri kabullenmek ya da yaptığımız tercihleri değiştirmek yerine, mutluluğu olduğumuz yerden uzakta ve gelecekte arıyoruz. Misafir Odası’nın baş karakteri Umay’ın da son derece keyifli ve güncel bir dille yazılmış bu mutluluk yolculuğuna çıkabilmesi için önce geçmişi, ailesi ve kendi tercihleri ile yüzleşmesi gerekiyor. Umay’ın hepimize tanıdık açmazlarını podcast ortamında, eğlenceli bir kurgu içinde dinlerken, kendi hayatımızdan da yansımalar bulacağımızı umut ediyorum.” 

Aslı İnandık: “Misafir Odası, okur okumaz beni içine çeken bir hikâyeydi”

Misafir Odası podcast dizisi hakkında düşüncelerini aktaran ünlü oyuncu Aslı İnandık, “Misafir Odası, okur okumaz beni içine çeken bir hikâyeydi. Hepimiz büyük şehirlerin karmaşasına dahil olup sürekli bir şeylere ve bir yerlere yetişmeye çalışırken aynı zamanda kendi iç savaşımızı veriyoruz. Büyüdükçe sorumluluklarımız artıyor, büyümek istemiyoruz. Ne ailemizden ne de bu şehirden, ne sorumluluklarımızdan ne de toplantıya giderken giyilen ve ayak acıtan topuklu ayakkabıdan kaçabiliyoruz işte. Misafir Odası’ndaki Umay’ın hikâyesi bu durumu bizlere aktarıyor. Kendinden bile kaçarken kendini bulmaya çalışan Umay’ı seslendirmek beni heyecanlandırdı. Zaman zaman Umay’ı seslendirmek yetmedi bana, kalkıp oynayasım geldi. Senaryo bu anlamda çok yardımcı oldu. Senaristimiz Volkan öyle doğal ve akıcı yazmış ki, hiçbir yabancılık çekmeden Umay’ı canlandırabilme fırsatı buldum. Yönetmenimiz Tunç ile her detayı ilmek ilmek konuştuk. Misafir Odası için kendisi çok emek harcadı. Başta Tülin ve Tansu olmak üzere tüm Podbee ekibi de sürecin başından sonuna, her anında hep Misafir Odası’nın başındaydı. Proje üstüne düşünmeyi ve geliştirmeyi hiç pes etmeden sürdürdüler. Podcast dizisinde oynamak enteresan bir deneyim oldu. İnsanlara ulaşabilmek için sadece sesini kullanmak hem zor ve riskli hem de çok eğlenceli” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

14 Grammy Ödüllü Taylor Swift'in Dünya Çapında Rekor Kırdığı Turnesi 'The Eras Tour', 3 Nisan'dan İtibaren Sadece Disney+'ta!

Disney+, dünya pop müziğinin her adımıyla konuşulan ve rekorlara imza atan, 14 Grammy Ödülü’ne sahip ismi Taylor Swift’i izleyicilerle buluşturmaya hazırlanıyor. 36 yıl önce Madonna tarafından kırılan ABD tarihindeki en çok katılımlı kadın sanatçı konseri rekorunu kıran Swift’in ‘The Eras Tour’ filmi, 3 Nisan’dan itibaren sadece Disney+’ta yayında olacak. 

Mart 2023’ta başlayan ve toplam 151 konserin ardından Aralık 2024’te sona ermesi planlanan Taylor Swift’in rekora imza atan ‘The Eras Tour’u, Disney+’a geliyor. Dünya müzik arenasının en büyük yıldızlarından olan Swift’in turnesinin platformda yerini alacak versiyonunda, sinema formatından farklı olarak dört ek şarkı da yer alıyor. 

14 kez Grammy Ödülü’ne layık görülen ve dünyaca ünlü pop ikonu Madonna’nın 36 yıl önce kırdığı rekoru egale eden Swift’in ‘The Eras Tour’u, Sam Wrench tarafından yönetildi. Dünya çapında box office listelerinde 260 milyon doların üzerinde hasılat elde ederek tüm zamanların en çok satan konser filmi unvanını kazanan filmde, izleyiciler kendilerini konser arenasının büyüsüne kaptıracak ve ‘Lover’, ‘Fearless’, ‘Evermore’, ‘Reputation’, ‘Speak Now’, ‘Red’, ‘Folklore’, ‘1989’, ‘Wild Card’ ve ‘Midnights’ albümlerinden en sevdikleri şarkıları dinleme fırsatı yakalayacak. 

Swift’in sadece şarkılarıyla değil, kostümleri ve sahne şovuyla turnesini bir deneyime dönüştürdüğü ‘The Eras Tour’, 3 Nisan’dan itibaren sadece Disney+’ta izlenebilecek. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Borusan Contemporary Çocuk Atölyeleri Mart ayında da devam ediyor!

Borusan Contemporary, mart ayında da farklı yaş gruplarındaki çocuklar için tasarlanmış eğlenceli ve öğretici atölye etkinliklerine devam ediyor. Çocuklar mart ayı atölyelerinde geometrik çalışmalar yapacak, ışık kutusu tasarlayacak, uzaydan ilham alacak, bilim ve sanatın bir araya geldiği atölyelere katılacaklar. 

Borusan Contemporary’nin farklı yaş gruplarındaki çocuklara yönelik hazırlanan atölyeleri küçük sanatseverlere, hem eğlenebilecekleri hem de öğrenebilecekleri bir ortam sunuyor. Mart ayı programı kapsamında çocuklar DC Art ve atölyepikolo yürütücülüğünde natürmort çalışmalar yapacak, kendi yapbozlarını tasarlayacak, bitkileri inceleyecek, ışık kutusu yapacaklar. Ayrıca iklim değişikliği üzerine sohbet edecek, uzaydan ilham alacak ve bilimle sanatla dolu atölye çalışmaları gerçekleştirecekler.  

Hem renkli hem eğlenceli bir geometrik çalışma

3 Mart Pazar günü saat 11.00’da 6-8 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Geometrik Çalışmalar Yapıyoruz atölyesi, rehberli kısa müze turu ile başlayacak. Bu esnada koleksiyonda bulunan, geometrik şekillerin kullanıldığı çalışmalar incelenecek. Mukavva ve çeşitli çiziciler yardımıyla geometrik şekillerden kompozisyonlar oluşturulacak. Oluşturulan kompozisyonlar ise sprey boyalarla renklendirilerek eğlenceli ve iki boyutlu bir çalışma gerçekleştirilecek.

Keyifli bir natürmort çalışması

3 Mart Pazar günü saat 13.30’da 5-7 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Bitkinin Dansı atölyesi, İngiliz sanatçı Mat Collishaw’un “Aritmi” sergisi turuyla başlayacak. İkinci kattaki ‘’Haseki Küpesi’’ ve ‘’Fısıldayan Çalılar’’ isimli tuval içindeki video animasyonları incelenecek. Bitkileri oluşturan her bir şeklin silüetini çıkararak onları dijital ortamda yeniden yaratan Collishaw’un çalışmalarından yola çıkarak atölyede bulunan seçilmiş malzemelerle keyifli bir natürmort çalışması yapılacak.

Kendi renkli yapbozlarını yapacaklar

9 Mart Cumartesi günü saat 11.00’da 4-6 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Renk Cümbüşü atölyesi yetişkinler eşliğinde gerçekleştirilecek. Atölyede çocuklarla önce Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan derlenmiş bir seçkiden oluşan “Dijital Mitolojiler” sergisi gezilecek. Sanatçı Markus Linnenbrink’in sergideki eserlerinden ilhamla çocuklar renklerin büyülü dünyasında doğru yolculuğa çıkacaklar. Atölyenin üretim aşamasında ise katılımcılar eğlenceli bir boyama tekniğini kullanarak önce parçaları renklendirecek ardından birleştirecek ve kendi renkli yapbozlarını yapacaklar.

Işık kutusu tasarlayacaklar

9 Mart Cumartesi günü saat 13.00’da 8-12 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Biraz Daha Işık atölyesinde “Dijital Mitolojiler” sergisinde yer alan Erwin Redl, Brigitte Kowanz gibi sanatçıların ışık temelli eserleri incelenecek ve ışığın yansıma ve kırılma prensibi üzerine konuşulacak. Atölyenin üretim aşamasında ise elde edilecek ışık desenleri ile günün her saati değişen ışık kutusu tasarımları yapılacak. Ardından çocuklar bu tasarımları müzenin farklı alanlarında gözlemleme şansı bulacak.

Bitkiler incelenecek

17 Mart Pazar günü saat 11.00’da 5-7 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Vazoda Çiçekler atölyesi, İngiliz sanatçı Mat Collishaw’un “Aritmi” sergisi turuyla başlayacak. Sanatçının bitkileri detaylı biçimde sunduğu çalışmalar yakından incelenirken her katılımcı kendi çiçeklerini sulu boya ile tasarlayıp üretecek.

İklim değişikliği üzerine sohbet edilecek

17 Mart Pazar günü saat 13.30’da 7-9 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Çevredeki Dönüşüm atölyesinde kırk dakika süren müze gezisi sırasında Mat Collishaw’un sergisinde yer alan “Sonuna Dek” isimli video yerleştirmesi incelenecek. Bununla birlikte ormansızlaştırma, iklim değişikliği, plastik tüketiminin doğurduğu olumsuz sonuçlar üzerine sohbet edilecek. Atölyede bulunan üç boyutlu malzemeler, strafor ve diğer çizicilerle bir heykel çalışması yapılacak.

Eğlenceli baskı ve boyama teknikleri kullanacaklar

24 Mart Pazar günü saat 11.00’da 6-8 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Şekillerin ve Renklerin Dansı atölyesinde çocuklarla önce “Dijital Mitolojiler” sergisi gezilecek. Sanatçı Niko Luoma’nın sergide yer alan “Bir Kürenin Projeksiyonu I” isimli eserinden ilhamla çocuklar önce rengarenk kağıtları yırtacak ve bu kâğıtlara farklı şekiller verecek. Ardından, elde ettikleri bu şekilleri diledikleri gibi beyaz bir zemin üzerine yerleştirerek hem bir baskı yöntemini hem de eğlenceli boyama tekniklerini kullanacak; kendi geometrik kompozisyonlarını oluşturup soyut çalışmalar üretecekler.

Bilim ve sanat bir araya geliyor

24 Mart Pazar günü saat 13.00’da 8-12 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Ressam Robot atölyesinde çocuklarla önce “Dijital Mitolojiler” sergisi gezilecek ve soyut sanat ile somut sanat arasındaki fark seçili eserler üzerinden konuşulacak. Ardından, sanat ve bilim bir araya gelecek; çocuklar yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini geliştirirken bir motorun nasıl çalıştığını öğrenecekler. Atölyenin üretim aşamasında, çocuklar motorlarla enerji üretecek, renkleri harekete geçirecek ve ürettikleri robotlarla dev kağıtları özgürce boyayacaklar. Katılımcılar atölyeden kolektif bir soyut sanat çalışması hazırlamış olarak ayrılacaklar.

Uzaydan ilham alacaklar

31 Mart Pazar günü saat 11.00’da 8-11 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Uzaya Yolculuk atölyesine, uzaya başarılı bir yolculuk yapan Alper Gezeravcı’nın yolculuğu sırasında kullandığı teknoloji üzerine konuşularak başlanacak. Rehberli kısa müze turu esnasında koleksiyonda bulunan teknoloji tasarım çalışmaları yakından incelenecek. Atölyede çeşitli ebat, renk ve uzunluktaki teller, motor, pervane ve piller kullanılırken üç boyutlu bir tasarım çalışması yapılacak.

Asetat ve aktilik boyalarla keyifli bir çalışma

31 Mart Pazar günü saat 13.30’da 5-7 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Akış atölyesinde koleksiyon sergisi “Dijital Mitolojiler”de yer alan beşinci kattaki Markus Linnenbrink’e ait üç adet tuval resmi incelenecek. Sanatçının kendine özgü bir teknikle gerçekleştirdiği kompozisyonlarında adeta yukarıdan aşağıya doğru kayan, akan renk şeritleri üzerine tartışmalar yapılacak. Atölyede asetat, akrilik boya gibi malzemelerle iki boyutlu keyifli bir çalışma gerçekleştirilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

MediaMarkt'ta Kadınlar Günü Kampanyası Başladı

MediaMarkt’ın 8 Mart Kadınlar Günü Kampanyası kapsamında 1-4 Mart tarihleri arasında tablet, akıllı bileklik, bluetooth kulaklık ve saç düzleştirici gibi birbirinden farklı ürünler satışa sunulacak.

Avrupa’nın açık ara bir numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü, son teknoloji hediyeler alarak kutlamak isteyenler için özel bir kampanya başlattı. 1-4 Mart tarihleri arasında geçerli olacak Kadınlar Günü kampanyası kapsamında tablet, akıllı bileklik, bluetooth kulaklık ve saç düzleştirici gibi hediye alternatifleri bu anlamlı güne özel olarak  satışa sunulacak.

1-4 Mart tarihleri arasında geçerli olacak kampanya kapsamında;

  • Apple 6.Nesil iPad Pro 12.9 6. Nesil 128GB Tablet – 40.999 TL
  • Samsung Galaxy Fit3 Akıllı Saat – 2.899 TL
  • JBL Tune Flex NC TWS  Kablosuz Kulaklık – 2.399 TL
  • ARZUM AR5063 Volume Pro Saç Düzleştiricisi – 1.199 TL
  • POLAROID Everything Box Go Anlık Kamera – 3.689 TL’den satışa sunulacak.

Kampanya, Türkiye genelindeki 98 MediaMarkt mağazasında, mobil uygulamada ve online alışveriş sitesi mediamarkt.com.tr’de geçerli olacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı