Aylık arşivler: Mart 2024

A101 Alışkanlıklara da Listelere de Meydan Okuyor

13 binin üzerinde marketiyle Türkiye’nin her ilçesine ulaşan A101, başarılarını pazarlama alanında da sürdürmeye devam ediyor.

A101’in Müge Anlı iş birliğiyle hayata geçirdiği “Alışkanlıklara Meydan Okuyoruz” reklam filmi, YouTube Ads Leaderboard 2023 Türkiye Listesinde girmeyi başararak yılın en başarılı 10 YouTube Türkiye reklamı arasında yer aldı.

Markanın bu başarısını değerlendiren A101 Pazarlama Müdürü Yeliz Yahşi Bilgiç;

“Müge Anlı’yla birlikte gerçekleştirdiğimiz kampanyanın gösterdiği bu başarı hepimizi çok mutlu etti. 12 milyon izlenmesiyle YouTube Ads Leaderboard 2023 Türkiye listesinde yer alan filmimiz de dahil olmak üzere yıl boyunca hayata geçirdiğimiz birçok kampanyayla tüketicilerimize sadece marketlerimizle değil, onların hayatına dokunan birçok kampanyayla da ulaşmayı amaçlıyoruz.”

Reklam filmimizde rol alan Müge Anlı’ya ve bu filmin yapım sürecinde emeği geçen tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Pepsi, yeni görünümüyle spor, müzik ve oyunlarda heyecan dolu ve kültür odaklı deneyimler sunacağı yeni ve dinamik bir döneme adım atıyor.

Pepsi, yeni görünümüyle spor, müzik ve oyunlarda heyecan dolu ve kültür odaklı deneyimler sunacağı yeni ve dinamik bir döneme adım atıyor.

Pepsi’nin yeni görünümü bugün tüm dünyaya duyuruldu ve 120’den fazla pazarda on dört yıl sonra ilk kez değişen global tasarım, dünyanın ikonik noktalarında yerini aldı. Değişimi kutlamak için Pepsi®’nin küre logosunu içeren dijital enstalasyonlar her konum için yeniden tasarlandı. Dünyanın önemli noktaları elektrik mavisi ve siyahın ihtişamıyla markayı yeni çağına taşıyan yeni Pepsi görsel kimliğiyle donatıldı.

Londra’da, şehrin doğusundaki O2 arenasının yanında, markanın uluslararası müzik etkinliklerine verdiği köklü desteğe uygun bir Pepsi® dijital enstalasyonu uygulandı.  Dev bir Pepsi® kutusu suda yükselirken dronların dinamik bir kompozisyon ile gökyüzünde oluşturduğu görkemli bir ışık gösterisi ona eşlik etti.

Varşova, Polonya ve Ho Chi Minh, Vietnam’da her biri 70’in üzerinde balondan oluşan dev bir Pepsi® logosu gökyüzünde belirdi. 

Pepsi ayrıca Mısır’daki Nil Nehri’nde ve Ain Dubai’de her biri son teknolojiden yararlanan ve tüketicilere deneyimleyebilecekleri yenilikçi aktivasyonları sunan geniş çapta gösteriler düzenlendi. 

Pakistan’daki Kaddafi Kriket Stadyumu’nda ise dev bir Pepsi® kutusunun maçın ortasında yere indiği görüldü ve izleyen kalabalığın sesi duyuldu.

Pepsi’nin marka geçmişinden özenle miras alınan logo ve görsel kimlik, modern detayları bir araya getirerek Pepsi’ye özgü son derece güncel ve kendini tam olarak yansıtan bir görünüm kazandırıyor. Güncellenen renk paletinde klasik Pepsi renk şemasına kontrast, canlılık ve çağdaş bir hava katmak için elektrik mavisi ve siyah kullanıldı. İmza niteliğindeki Pepsi nabzı, Pepsi-Cola’nın “dalgalanmasını, baloncukların çıkışını ve köpürmeyi” çağrıştırarak müziğin ritmine, kalabalıkların tezahüratlarına, kültürün kalp atışına göre hareket kazanıyor. İlk olarak ABD’de tanıtılan yeni görsel kimlik ve logo, şu anda dünya çapında 120’den fazla ülkede dijital deneyimleri ve perakende faaliyetlerini kapsayan farklı tüketici temas noktalarında tüketiciyle buluşturuluyor.

Bugünkü global etkinlikler, Pepsi’nin tasarım, hikaye anlatımı ve iş ortaklıkları alanlarında başlatacağı yeni ve cesur döneminin ilk adımları niteliğinde. 2024 yılında da hayranlarının isteklerini yaşama arzusuna derin bağlılığını sürdüren Pepsi, markanın “Thirsty for More” felsefesi kapsamında sunacağı benzersiz deneyimlerle kültürü ileriye taşımaya devam edecek. Bu motto, insanların beklenmeyen, heyecan verici deneyimlere karşı duyduğu istek ve daha fazlasını yapma arzusunu desteklerken, yaşamdan keyif alma peşinde koşup engellere meydan okuyan herkese cesaret veriyor. 

PepsiCo İçecek Kategorisi Kıdemli Pazarlama Direktörü Aslı Önder şunları söyledi: 

“Gerçekleştirdiğimiz görsel kimlik değişikliğiyle, hedef kitlemizin her zaman yeni deneyimler yaşama hevesine ve bu amaca hizmet eden ‘Thirsty for More’ marka platformuna Pepsi’nin nasıl hayat verdiğini göstermek istedik.

Bu değişimi tanıtmak için ikonik mekanlardaki enstalasyonlardan daha iyi bir yol düşünemiyoruz. Biz her zaman tüketicilerine keyifli anlar yaşatmak isteyen cesur bir marka olduk. Yeni görsel kimliğimiz;  cesur, kendinden emin, modern ve ikonik özellikler taşıyor. Tüketicilerimiz, sevdikleri harika tadın keyfini, müzik, spor, oyun ve kültür alanlarında sunduğumuz etkileyici ve eğlenceli deneyimlerle daha fazla çıkaracak.

Tasarım sürecinin bir parçası olarak, dünya çapında tüketicilerimizden Pepsi logosu çizmelerini istedik ve çoğunluk Pepsi yazısını küremize dahil etti.  Marka isminin ve kürenin son on dört yıldır bir arada olmadığını göz önüne alındığımızda, bu bizim için dikkate değer sonuç oldu. Yeni görünümümüzü gözden geçirirken, marka tarihimize duyduğumuz derin sevgiye yanıt verdik ve bu nostaljik ifadeyi güçlü ve modern bir dokunuşla sunduk.

2024 bizim için heyecan verici bir yıl olacak. Kültürle aynı hızda hareket etmeye devam edeceğiz ve insanların isteklerine yenilikçi ürünler ve ikonik iş birlikleriyle yanıt vereceğiz. 2024 yılında da Uraz Kaygılaroğlu ile 2022 yılında başladığımız iş birliğimize devam edeceğiz ve Uraz’ı birbirinden keyifli Pepsi reklam filmlerinde göreceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tek yönlü beslenme bağırsak sağlığını olumsuz etkiliyor!

Kefir ve yoğurt gibi fermente süt ürünlerinin bağırsak sağlığı için faydalı olduğunu dile getiren uzmanlar, prebiyotiklerin elma, kayısı gibi meyveler ve pırasa, kereviz gibi sebzelerde bulunduğunu söylüyor. Sağlıklı bir bağırsak sistemi için doğru beslenme alışkanlıklarının önemine dikkat çeken Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, tek yönlü beslenmenin bağırsak sağlığını olumsuz etkilediğini kaydetti.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, sağlıklı bağırsak sisteminin nasıl olması gerektiğini anlattı. 

Kefir ve yoğurt gibi fermente süt ürünleri bağırsak sağlığı için faydalı

Kefir ve yoğurt gibi fermente süt ürünlerinin bağırsak sağlığı için faydalı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Özellikle kefir ve yoğurtta bulunan sağlıklı bakteriler, mikrobiyota dediğimiz trilyonlarca hücreyle beraber olan yararlı bakterilerin sayısını artırıyor, buna bağlı olarak sindirimi kolaylaştırıyor ve vücudun direncini artırarak kilo kaybında dahi etkileri oluyor.” dedi. 

Prebiyotikler elma, kayısı gibi meyveler ve pırasa, kereviz gibi sebzelerde bulunuyor

Probiyotiklerle beraber prebiyotikler ve her ikisinin beraber olduğu simbiyotiklerin bulunduğunu da anlatan Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Prebiyotikler bakterilerin, vücudumuzda bulunan mikroorganizmaların beslenmesinde rol oynayan maddelerdir. Prebiyotikler meyve ve sebzelerde bulunur. Elma, armut, turunçgiller, kayısı, şeftali, enginar, soğan, sarımsak, pırasa, kereviz ve mercimek de bulunuyor. Bunlar vücut tarafından sindirilmeyen fakat vücuttaki bakteriler tarafından sindirilebilen, sonuç olarak bakterilerin beslenmesini sağlayan ve vücuttaki immün sistemin güçlenmesini sağlayan maddelerdir. Günlük diyetimizdeki lif içeriğini artırırsak probiyotiği de sağlamış oluruz.” şeklinde anlattı.

Sağlıklı bir bağırsak sistemi için dikkat edilmesi gerekenler neler?

Sağlıklı bir bağırsak sistemi için olması gerekenlere işaret eden Prof. Dr. Aytaç Atamer, şunları dile getirdi:

“Sağlıklı bir bağırsak sistemi için günlük beslenme alışkanlığımızda mümkün olduğu kadar doğal beslenmeye dikkat etmeliyiz. Özellikle her meyve sebzeyi mevsiminde yemeliyiz, kilo almamalıyız, her şeyden azar azar yemeliyiz.

İdeal bir bağırsak sağlığı için diyetimizde karbonhidrat, protein ve yağın dengeli olarak bulunması gerekmektedir. Tek yönlü beslenme bağırsak sağlığımızı olumsuz etkilemektedir. 

Ketojenik diyet gibi tek yönlü beslenmeler bağırsak sağlığını bozuyor

Yapılan bazı ketojenik diyetler adı altında tek yönlü beslenmeler bağırsak sağlığımızı ve vücut immün sistemimizi bozmaktadır. Her türlü besinden dengeli bir şekilde almak kaydıyla yemeliyiz, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeliyiz.

Evde yapabileceğimiz doğal besinler olarak ev yoğurdu, ev sirkesi, turşular vücut sağlınızın korunmasında rol oynamaktadır. Sadece beslenmeyle değil beraberinde egzersiz yapmalı, alkol ve sigaradan uzak durmalıyız.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Bir kereden bir şey olmaz demeyin!"

Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü tarafından geliştirilen “Bağımlılığa Farklı Bakış” projesi kapsamında “Tütün Salgınında Bir Sonraki Aşama” konulu söyleşi düzenlendi. Çevrimiçi gerçekleşen ve moderatörlüğünü Enstitü Müdürü Doç. Dr. Görkem Yararbaş üstlendiği söyleşiye; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hür Hassoy,  Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Oya Mortan Sevi ve Demokrasi Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Hasan Tahsin Kılıç konuşmacı olarak katıldı.

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Doç. Dr. Görkem Yararbaş “Bağımlılık, tüm toplumları az veya çok etkiliyor. Bazı toplumlar, bağımlılık konusunda bizim bugün yaşadığımızı geçmişte yaşadıkları için bizden daha iyi durumdalar. Bugünü güzel yönetebilirsek olumlu sonuçlara ve bağımlılık yapan madde tüketim sıklığında daha az sayılara ulaşmamızda yapısal anlamda engel yok” diye konuştu.

“Her şey bir kere denemekle başlıyor”

Bağımlılığın, “hayır” diyemeyen düşük özgüvenli bireylerde daha kolay ortaya çıktığına değinen Doç. Dr. Oya Mortan Sevi “Bağımlılık; genelde “Ben nasılsa bağımlı olmam’ deyip maddeyle tanışmakla, bir kere denemekle başlıyor. Özellikle ergenlik ve yetişkinliğe giriş dönemlerinde yeterli özgüvene sahip olmayan bireylerde akran baskısı, kabul görme isteği, ortama uyum sağlama gibi çeşitli durumlarda maddeyle tanışıldığını görüyoruz. Aileler; en başta sınır koyabilen, hayır diyebilen bireyler yetiştirmeli. Sonrasında ise çocuklarına model olmalı. Araştırmalara göre anne-babası sigara içen gençlerin içmeyenlere oranla 4 kat daha fazla içme riskine sahip olduğu söyleniyor” dedi.

“Sosyo-ekonomisi düşük gruplarda sigara kullanımı daha fazla”

Stres gibi psikolojik etmenlerin bireyleri bağımlılığa daha fazla ittiğini söyleyen Prof. Dr. Hür Hassoy “Ülkemizde artan işsizlikle beraber özellikle erkek bireylerde sigara kullanımının daha fazla olduğu görülüyor. Yapılan araştırmalar; düşük sosyo-ekonomisi olan gruplarda sigara kullanımının daha fazla olduğunu söylüyor. Sigarada kullanımındaki pik noktamız hala devam ediyor. Buradan sonrasında bir düşüş yaşanmazsa bu pikte devam edebiliriz. Bu da bizim alacağımız koruyucu önlemlere ve müdahalelerimizin etkinliğine, yaptığımız faaliyetlerin başarısına bağlı” diye konuştu.

“İnsanlar tıbbi destek almaktan çekiniyor”

Dr. Öğr. Üyesi Hasan Tahsin Kılıç ise “Bağımlılık konusunda bilgi eksikliği çok yüksek. Bu konuda iyi hizmet sağlayan birimlerin iyi reklamı yapılması gerekiyor. Çünkü insanlar bu hizmetlerin iyi yapıldığını gösteren verilere ulaşamadığından tıbbi destek almaktan çekiniyor. Bu bilgi eksikliği giderilmeli” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Bu İş Sandığından Büyük" Kampanyası Başlıyor Obezitede Hekim ve Hasta İş Birliği Önemlidir!

Günümüzde küresel bir salgın olarak nitelendirilen obezitenin, irade eksikliği ile açıklanabilecek basit bir yapıda olmadığı, aksine birçok faktörden etkilenen kronik bir hastalık olarak bireylerin bir hekim desteği ile baş edebilecekleri bir durum olduğuna vurgu yapılıyor. Novo Nordisk’in öncülüğünde başlatılan, “Bu İş Sandığından Büyük” kampanyası da toplumun obezite ile ilgili yanlış algılarını yok etmeyi, obezitenin bir hastalık olduğuna vurgu yapmayı ve bireylerin bu konuda doğru bilgiye ulaşmalarına destek olmayı hedefliyor.

Küresel bir salgın olarak görülen obezite, bireylerin hayatından ülke ekonomilerine kadar geniş çaplı etkileri olan bir hastalık. Uzmanlar, 2035 yılında dünya nüfusunun yarısını etkilemesi beklenen fazla kilo ve obezite ile mücadelede hekim desteği almanın önemini vurguluyor. “Bu İş Sandığından Büyük” kampanyası, obezitenin geleceğini değiştirmede toplumsal farkındalığı artırmanın önemine dikkat çekmeyi odağına alıyor. 

Gazeteci ve sunucu Mirgün Cabas’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen  “Bu İş Sandığından Büyük” kampanyasının tanıtım toplantısına katılan Novo Nordisk Türkiye Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Jens Pii Olesen, Novo Nordisk Türkiye Klinik, Medikal ve Ruhsatlandırma Kıdemli Direktörü Dr. Ömer Buğra Bahadır, Novo Nordisk Türkiye Pazara Erişim ve Kurumsal İlişkiler Kıdemli Direktörü Esra Gökşen ve kampanyada uzman desteği sağlayan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sinem Kıyıcı, obezite hastalığını çeşitli boyutları ile ele alarak kampanyanın hedefleri ile ilgili açıklamalar yaptı.

OLESEN: “OBEZİTE YÜZYILIN YENİ SALGINI OLARAK GÖRÜLÜYOR”

2035 yılına kadar dünya nüfusunun yarısının obeziteli ve fazla kilolu olacağının öngörüldüğünü belirten Novo Nordisk Türkiye Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Jens Pii Olesen, Türkiye’de ise günümüzde 20 milyondan fazla yetişkinin obeziteli olduğuna vurgu yaptı.

Olesen, sözlerine şöyle devam etti:

“Obezite, 30 kg/m2 veya daha yüksek VKİ (Vücut Kütle İndeksi) olarak sınıflanan ve fizyolojik, psikolojik, çevresel, sosyoekonomik ve genetik faktörler dahil pek çok faktörden etkilenen ilerleyici ve ciddi bir kronik hastalıktır. Ancak obezite bu kısa tanımdan çok daha fazlasıdır ve çözümü için uzun bir süreç gerekmektedir. Peki, obeziteyi neden salgın olarak nitelendiriyoruz? Yapılan araştırmalar sonucu 2025 yılına kadar tüm dünyada, 241 milyonu çocuk ve adolesan olmak üzere, 1 milyardan fazla kişinin obeziteden etkileneceği tahmin ediliyor.”

OLESEN: “BU SORUN HASTALARIN TEK BAŞINA ÇÖZEMEYECEĞİ KADAR ÖNEMLİ BİR TOPLUM SAĞLIĞI SORUNUDUR”

Konuşmasında obezite ile birlikte yetersiz beslenme ve iklim değişikliğinin yarattığı küresel sindemiye de vurgu yapan Olesen, sözlerine şöyle devam etti:

“Günümüzde obezite, yetersiz beslenme ve iklim değişikliği, insan sağlığı ve sağkalımına yönelik en ciddi üç tehdittir. Her ülkede ve dünyanın tüm bölgelerinde nüfusun çoğunu etkileyen bu üç tehdit, önemli bir küresel sindemi olarak tanımlanabilir; bu nedenle de aynı anda ve aynı yerde ortaya çıktıkları, birbirleriyle etkileşerek karmaşık sorunlara yol açtıkları ve altta yatan ortak toplumsal etkenleri paylaştıkları için bir sindemi veya sinerjik epidemi oluştururlar. Bu durum aynı zamanda, obezitenin birçok çevresel etkenden beslenmesinin ve bu nedenle de küresel çapta sağlık krizi haline gelmesinin bir sonucudur. Bu sorun, toplumun her kesiminin bu hastalıkla mücadeleye dahil olmasını gerektirmektedir. Biz de kampanyamızda, bu önemli konuda üzerimize düşeni yaparak, obezitenin bir hastalık olduğu konusunda farkındalık yaratmayı ve toplum sağlığına fayda sağlayacak çalışmalara imza atmayı hedefliyoruz.”

DR. BAHADIR: “TÜRKİYE’DE OBEZİTELİ BİREYLERİN SADECE %57’Sİ KRONİK BİR HASTALIĞA SAHİP OLDUĞUNUN FARKINDA”

Obezite riskinin Türkiye’deki boyutlarına dikkat çeken Novo Nordisk Türkiye Klinik, Medikal ve Ruhsatlandırma Kıdemli Direktörü Dr. Ömer Buğra Bahadır ise şunları söyledi:

“Yapılan çalışmalar, bugün tüm dünyada yaklaşık 813 milyon yetişkinin obezite gerçeği ile yaşadığını gözler önüne serdi. Türkiye’deki tablo da ne yazık ki hiç iç açıcı değil. Türkiye’de her 3 yetişkinden 1’i obeziteli, 1’i ise fazla kilolu. Ve ne yazık ki yine bu verilere göre, Avrupa sıralamasında birinci sırada yer alıyoruz.

 IPSOS’un 2023 yılında Türkiye’de gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre;

-Fazla kilolu ve obeziteli kişilerde, obezitenin kronik bir hastalık olduğunun farkında olanların oranı sadece %57. 

-Bunun yanında, fazla kilolu ve obeziteli olduğunun farkında olmayan ancak “Farkında olsaydım bir hekime başvururdum” ifadesini kullananların oranı ise %26. 

-Herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle doktora giden fazla kilolu ve obeziteli bireyler arasında, doktoruyla obezite hakkında konuşanların oranı da % 52 olduğu görüldü.”

DR. BAHADIR: “DOĞRU BİLGİYE ULAŞMAK KONUSUNDA BİR KAYNAK YARATMAK İSTİYORUZ”

Obezitenin sadece bir iradesizlik sorunundan kaynaklandığı gibi yanlış algıların yaygın olduğunu vurgulayan Bahadır, Bu İş Sandığından Büyük kampanyasının amacını şöyle açıkladı:

“Biz de bu kampanyamız kapsamında, doğru bilgiye ulaşmak konusunda bir kaynak yaratmak, obezite ile ilgili farkındalık düzeyini artırarak hekim desteği almalarının önemini vurgulamak amacıyla “Bu İş Sandığından Büyük” (buissandigindanbuyuk) internet sitesini kurduk. Obezite ile ilgili doğru bilgileri barındıran bir kütüphane olarak konumlandırmak istediğimiz bu internet sitesi; hekimler ile çekilmiş bilgilendirici videolar, güncel literatürler doğrultusunda hazırlanan makaleler, ilham verici içerikler ile sürekli zenginleşmeye devam edecek. Sağlıklı bir nesil yaratmak ve obeziteden kaynaklı sağlık yükünü hafifletmek için böyle kampanyaların ve bilgilendirici platformların önemli olduğunu düşünüyoruz.”

GÖKŞEN: “OBEZİTE VE YAN HASTALIKLARININ TEDAVİ MALİYETİ, ÜLKEMİZDE TOPLAM SAĞLIK HİZMETLERİ MALİYETİNİN %11’İNDEN FAZLASINI KAPSIYOR”

Obezitenin bireylerin üzerinde yarattığı sağlık yüklerinin yanında ekonomik yükleri olduğunu da vurgulayan Novo Nordisk Türkiye Pazara Erişim ve Kurumsal İlişkiler Kıdemli Direktörü Esra Gökşen, “Obezite, birden çok faktörden etkilenen ve onlarca yan hastalığa ve komplikasyona neden olabilen komplike bir hastalıktır. Bu komplike hastalığın bireyin üzerinde yarattığı sağlık yüklerinin yanında ekonomik yükleri de bulunmaktadır. Obezite ve sebep olduğu yan hastalıkların tedavi maliyeti, ülkemizde toplam sağlık hizmetleri maliyetinin %11’inden fazlasını ve SGK harcamalarının %15 kadarını kapsıyor” şeklinde konuştu.

GÖKŞEN: “%13 ORANINDA KİLO KAYBEDİLMESİ DURUMUNDA TİP 2 DİYABET RİSKİ %41 AZALDIĞI GÖRÜLDÜ”

“Obezitenin kalp damar hastalıklarından solunum hastalıklarına kadar hayati riskler yaratan ciddi etkileri var. Bu da hastaların hayat kalitesini büyük oranda etkiliyor” açıklamasını yapan Gökşen, sözlerine şöyle devam etti:

“Fiziksel etkileri bakımından günlük işleri yapmakta zorlanma, bedensel yükün artması nedeniyle ağrı çekme gibi onlarca soruna sebep oluyor. Fiziksel etkilerin çok çeşitli olmasının bir sonucu olarak da hem tedavi sürecindeki maddi yük artıyor hem de çalışma hayatını sekteye uğratarak ekonomik özgürlüğün kısıtlanmasına neden olabiliyor. Bir yıl içinde sağlık nedenli gerçekleşen iş gücü kaybının 1/3’ü obezite ve ilişkili durumlar nedeniyle gerçekleşiyor. Oysaki kilo vererek bu risklerin ciddi oranda azaltılması mümkün. İngiltere’de yapılan bir çalışmaya göre, başlangıç kilosundan ortalama %13 oranında kilo kaybedilmesi durumunda Tip 2 diyabet riskinde %41, uyku apnesi riskinde %40, hipertansiyon riskinde %22, dislipidemi riskinde %19 ve astım riskinde %18 azalma sağlandığı görülmüştür.”

OBEZİTE NEDEN BİR HASTALIK OLARAK GÖRÜLMELİDİR?

Toplantıda önemli bilgiler paylaşan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sinem Kıyıcı, obezite konusunda bireysel ve toplumsal bilinçlenmenin önemine dikkat çekti. 

Prof. Dr. Kıyıcı, obezitenin sadece dış görünüşü etkileyen, kozmetik bir problem olmadığı ve iradesizlik sonucu ortaya çıkmadığı bilgilerinin altını çizdi. “Görülme sıklığı, gelişiminde rol oynayan çoklu etkenler ve bireylerde sebep olduğu psikolojik ve fiziksel yük göz önüne alındığında, obezitenin aslında sanıldığından daha büyük bir sağlık sorunu olduğunu söyleyebilirim” şeklinde konuşan Prof. Dr. Kıyıcı, sözlerine şöyle devam etti:

“Kronik bir hastalığın belirti ve bulgularına sahip olması, vücudun bazı fonksiyonlarının normal işleyişinde bozulmaya neden olarak birçok yandaş hastalığı tetiklemesi ve organ hasarına neden olması, obezitenin kronik bir hastalık olarak değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.”

OBEZİTEYİ TETİKLEYEN FAKTÖRLER NELER?

Peki, obeziteyi tetikleyebilen faktörler neler? Prof. Kıyıcı konu ile ilgili şunları söyledi:

“Obezitenin ortaya çıkmasında; yaş, cinsiyet, aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz bir yaşam tarzı, hormonal ve metabolik faktörler, genetik faktörler, sigara ve alkol kullanımı, bazı ilaçlar, ekonomik ve sosyo-kültürel faktörler ve psikolojik problemler gibi etkenleri sayabilirim.”

PROF. DR. KIYICI: “TEDAVİDE MUTLAKA HEKİM DESTEĞİ ALINMALI”

Bu karmaşık etkenlerin yanında sebep olduğu yan hastalıklar nedeniyle obezitenin önemli bir sağlık yükü oluşturduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Kıyıcı, “Obezite; insülin direnci, tip 2 diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, kalp ve damar hastalıkları, kireçlenme gibi eklem hastalıkları, solunum ve sindirim sistemi hastalıkları, bazı kanser türleri, depresyon gibi pek çok sağlık sorununu tetikleyen ciddi bir hastalıktır. Bu nedenle de tedavi sürecinde mutlaka hekim desteği alınmasını gerektirir” dedi.

PROF. DR. KIYICI: “HER BİREYİN TEDAVİ SÜRECİ FARKLIDIR”

Obezite ile mücadelede en önemli anahtarın farkındalık olduğuna dikkat çeken Prof. Kıyıcı, “Obezitenin bir hastalık olduğu ve nasıl bir hastalık olduğu konularında bilinçli bir toplum yaratmak, sağlıklı nesiller oluşturmak için oldukça önemli” şeklinde konuştu ve şöyle devam etti:

“Birçok farklı etkenin tetiklemesiyle ortaya çıkan obezite, tabii ki her bireyde farklı bir durum yaratıyor. Bu noktada bireylerin hekimlerinin yönlendirmeleri ile hareket etmesi çok önemli. Çünkü her bireyin metabolizması, sahip olduğu genetik faktörler, maruz kaldığı çevresel etkenler, içinde bulunduğu psikolojik durum farklıdır. ‘Hastalık yoktur, hasta vardır’ bakış açısı burada da geçerliliğini koruyor.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

''Oktay Kurnaz'' Yemekteyiz programının şampiyonu oldu!

Tokat Zile’de dünyaya gelen başarılı şef ”Oktay Kurnaz”; Türkiye’nin önde gelen televizyon kanalı TV8’de yayınlanan ‘Yemekteyiz’ programının şampiyonu oldu.

Başarıya ulaşana kadar birçok zorluklarla karşılaşan şef; aşçılık kariyerine başladığında zor süreçlerden geçerek sağlam adımlarla zirveye doğru tırmandı.

Çocukluğu ve gençliği, aşçılıkla ilgili eğitim almadan önceki dönemde geçti bu yüzden başlangıçta, mesleği öğrenmek için çeşitli işlerde çalıştı ve kendi kendini yetiştirdi.

”Oktay Kurnaz”; aşçılık kariyerine başladığında, sadece lezzetli yemekler yapmakla kalmadı, aynı zamanda çalıştığı ve var olduğu tüm kurumlarda saygı ve bilinirlik edinmek için büyük çabalar harcadı.

Tüm bu süreçte, iş yerlerindeki rekabet ve zorlu çalışma koşullarıyla karşılaşan ”Oktay Kurnaz”; zaman zaman, düşük maaşlar ve uzun çalışma saatleri gibi zorluklarla mücadele etmek zorunda kaldı.

Şampiyon şef ”Oktay Kurnaz”ın; azmi ve tutkusu, onu başarılı bir şef haline getirdi. Zorluklarla karşılaştığı durumlarda hiç pes etmedi ve sürekli olarak kendini geliştirmeye, yenilemeye devam etti. Kendi tarzını ve lezzetlerini geliştirirken, aynı zamanda yemeklerini tadan herkesin kalplerine dokunacak lezzetler yapmaya da odaklandı.

 ”Oktay Kurnaz”; geçtiğimiz günlerde TV8 de yayınlanan, 5 gün süren ve yarışmacı oylarıyla belirlenen ‘Yemekteyiz’ programının şampiyon şefi oldu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Disney'in Efsanevi Bilimkurgu Serisi 'Tron' Geri Dönüyor!

İlki 1982 yılında sinemaseverlerle buluşan ve 2010 yılında ise devam filmi gelen Disney’in kült bilimkurgu serisi ‘TRON’, 2025 yılında yepyeni filmiyle beyazperdeye geri dönüyor. Ocak ayında prodüksiyon çalışmalarına başlanan ve Oscar ödüllü oyuncu Jared Leto’nun başrolünde olduğu ‘TRON: Ares’ten ilk görsel yayınlandı. 

Disney’den dün gece beklenmedik büyük bir sürpriz geldi. İlki 1982 yılında vizyona giren ve devam filmi ise 2010 senesinde sinemaseverlerle buluşan çığır açıcı bilimkurgu serisi ‘TRON’un devam filmi ‘TRON: Ares’ten ilk görsel paylaşıldı. Dijital dünyadan gerçek dünyaya tehlikeli bir görevle gönderilen ve insanlığın yapay zeka ile ilk karşılaşmasına işaret eden son derece karmaşık program Ares’i konu alan film, 2025 yılında beyazperdedeki yerini alacak. 

Oscar ödüllü Jared Leto’nun başrolünde yer alacağı ve prodüksiyonuna Ocak ayında Vancouver’da başlanan ‘TRON: Ares’in yönetmen koltuğunda Joachim Rønning oturuyor. Rønning, serinin merakla beklenen filmini şu sözlerle özetliyor: “TRON serisinin bir parçası olmaktan ve bu yeni filmi dünyanın her yerindeki hayranlarla buluşturmaktan ötürü heyecan duyuyorum. ‘TRON: Ares’, en ileri tasarım, teknoloji ve hikaye anlatımının mirasına dayanıyor. Artık Grid’e dönmenin tam zamanıymış gibi geliyor.”

‘TRON: Legacy’nin devam filmi niteliğindeki yapımda Leto’ya Greta Lee, Evan Peters, Hasan Minhaj, Jodie Turner-Smith, Arturo Castro, Cameron Monaghan ve Gillian Anderson gibi önemli isimler eşlik ediyor. 

Yapımcılığını Sean Bailey, Jeffrey Silver, Justin Springer, Jared Leto, Emma Ludbrook ve Steven Lisberger’ın üstlendiği ‘TRON: Ares’, 2025 yılında sinemaseverlerle buluşacak. 

Disney Studios Hakkında: 

Tam 100 yıldır The Walt Disney Studios, The Walt Disney Company’nin temel yapı taşlarından biri olarak, Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu EMEA bölgesine Disney, The Walt Disney Animation Studios, Pixar Animation Studios, Lucasfilm, Marvel Studios, 20th Century Studios ve Searchlight Pictures imzalı kaliteli filmler sunmaya devam ediyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kemer Belediyesi'nden “Can dostlarına" yardım eli

Kemer Belediyesi, Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne bağlı Hayvan Barındırma, Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde sokak hayvanlarına sahip çıkıyor.

Şubat ayı içerisinde 1500 ihbar alan belediye ekipleri, 13 dişi 17 erkek köpek ve 201 dişi 128 erkek kedi kısırlaştırdı.

Belediye ekipleri, 30 köpek ve 329 kediyi kuduz aşısıyla aşıladı ve 22 köpek ile 27 kediyi sahiplendirdi.

Rutin olarak yaptığı çalışmalar kapsamında Şubat ayında 967 hayvanın tedavisini tamamlayan belediye ekipleri, barınağa terk edilen 23 köpek ve 43 kedinin bakımlarını yaptı.

Özellikle yayla yollarında ve çevresinde başıboş olarak dolaşan 33 köpek toplanarak barınağa getirilip, rutin kontrolleri yapıldı.

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, yaptığı açıklamada, “Kemer Belediyesi olarak “Can dostlarımızın” yanında olmaya devam ediyoruz. Belediye ekiplerimiz sokak hayvanlarıyla ilgili yaptığı aylık faaliyetlerine de ara vermeden devam ediyor. Sokak hayvanları da bizim canımız. Can dostlarımızın barınaktaki yaşam alanlarında daha önce zaten iyileştirme çalışmaları yapmıştık. Onların en iyi şekilde bakım ve tedavilerini sağlamak en asli görevlerimiz arasında.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankaya'da “Eşitlik ve Farkındadık Ayı" Etkinlikleri Başlıyor

Çankaya Belediyesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü “Eşitlik ve Farkındalık Ayı” için çeşitli etkinlikler düzenledi. 4 Mart’ta başlayacak etkinlikler kapsamında panel, sergi, söyleşi, konser ve film gösterimleri 21 Mart’a kadar Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ve Çankaya Belediyesi Mustafa Kemal Gürbüz Toplantı Salonu’nda gerçekleşecek.

Toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen projeleriyle ilk “Mor Bayrak” sahibi yerel yönetim olan Çankaya Belediyesi, kadınların sosyal hayata ve istihdama eşit katılımını önceleyen çalışmalarını sürdürüyor. Belediye, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak hazırlanan “Eşitlik ve Farkındalık Ayı” programı 4 Mart’ta başlayacak. Etkinlikler kapsamında panel, sergi, söyleşi, konser ve film gösterimleri Başkentlilerle buluşacak. Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi ve Çankaya Belediyesi Mustafa Kemal Gürbüz Toplantı Salonu’nda gerçekleşecek programda bu yıl “Eşitlik ve umudu büyütmek için bir aradayız” teması işlenecek. “Eşitlik ve Farkındalık Ayı” boyunca birbirinden farklı konuların ön plana çıkacağı programa hak temelli çalışan kadın ve LGBTİ+ örgütleri katılacak. 

PANELLER, SÖYLEŞİLER VE FİLM GÖSTERİMLERİ

20 STK’nın yer alacağı program “Afette Kadınlar” paneliyle başlayacak. Etkinlikler “Laikliğin ve Medeni Kanunun Vazgeçilmezliği”, “Cinsel Haklar Bağlamında HPV’yi Konuşuyoruz”, “Doku’narak Yeni Bir Düşünmeye Doğru”, “Sporda Eşitlikte Yerel Yönetimlerin Rolü” başlıklı paneller ve söyleşilerin yanı sıra “Alice Guy’ın 13 Kısa Filmi” ve “Kim Mihri?” film gösterimleri ile devam edecek. 
KADINLAR DOSTLUK İÇİN SAHAYA ÇIKACAK

4 Mart’ta açılacak “Cumhuriyet’in Öncü Kadınları” sergisi de 18 Mart’a kadar Füreya Koral Sergi Salonu’nda ziyaret edilebilecek. Programda ayrıca “Kız Çocuklarının Adalete Erişimi ve Madam Curie’nin Animasyonları” çocuk etkinliği de yer alacak. 5 Mart’ta Burçe Karaca’nın piyano dinletisi gerçekleşirken 9 Mart’ta sevilen müzik grubu VEGA, DTÇSM’de sahne alacak. Ücretsiz düzenlenen konserin yer fişleri 4 Mart’tan itibaren Çankaya Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’nden temin edilebilecek. Etkinliğin son günü olan 21 Mart’ta ise TED Üniversitesi Kapalı Spor Salonu’nda programa katılan STK’ların da yer aldığı bir dostluk maçı yapılacak. 

4 Mart’ta başlayıp 21 Mart’ta sona erecek Çankaya Belediyesi 8 Mart Eşitlik ve Farkındalık Ayı’nın etkinlik takvimi şöyle:

4 Mart 2024 Pazartesi
Panel: “Afette Kadınlar” 
Yer: Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi-Sabahattin Ali Konferans Salonu
Saat: 17.30

Moderatör: İlknur Üstün
Konuşmacılar: Seçin Tuncel, Sinem Mısırlıoğlu, Sevinç Koçak
 

-Sergi: “Cumhuriyet’in Öncü Kadınları” (4- 18 Mart)
Yer: Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi- Füreya Koral Sergi Salonu
Saat: 19.00

5 Mart 2022 Salı
-Film Gösterimi ve Söyleşi: “Kim Mihri?”
Yer: Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi-Sabahattin Ali Konferans Salonu
Saat: 15.00

Konuşmacılar: Berna Gençalp, Yonca Ertürk, Feride Çetin

-Çocuk Etkinliği: “Kız Çocuklarının Adalete Erişimi ve Madam Curie’nin Animasyonları”
Yer: Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi -Gülten Akın Salonu
Saat: 15.00

-Film Gösterimi, Söyleşi ve Piyano Dinletisi: “Alice Guy’ın 13 Kısa Filmi”
Yer: Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi-Sabahattin Ali Konferans Salonu
Saat: 19.30

Konuşmacı: Prof. Dr. Aydan Özsoy

Piyano Dinletisi: Burçe Karaca

6 Mart 2022 Çarşamba
-Panel: “Laikliğin ve Medeni Kanunun Vazgeçilmezliği”
Yer: Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi –Sabahattin Ali Konferans Salonu
Saat: 18.30

Moderatör: Huriye Karabacak
Konuşmacılar: İlayda Doğa Karaman, Merve Sena Kutbay, Sema Uğurman Kendirci, Zekiye Karaca Boz

7 Mart 2022 Perşembe
-Panel: “Cinsel Haklar Bağlamında HPV’yi Konuşuyoruz”
Yer: Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi –Sabahattin Ali Konferans Salonu
Saat: 18.30

Konuşmacı: Sosyal Hizmet Uzmanı Elif Topçu

9 Mart 2022 Cumartesi
-Konser: VEGA

Yer: Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi –Sabahattin Ali Konferans Salonu

Saat: 19.00

20 Mart 2022 Çarşamba
“İlmek İlmek Toplumsal Cinsiyet Eşitliği/Şişini, Örgünü Kap Gel!”
Yer: Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi- Fuaye Alanı
Saat: 17.00

-Söyleşi: “Doku’narak Yeni Bir Düşünmeye Doğru”

Yer: Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi –Sabahattin Ali Konferans Salonu

Saat: 19.00

21 Mart 2022 Perşembe
-Panel: “Sporda Eşitlikte Yerel Yönetimlerin Rolü”
Yer: Çankaya Belediyesi Mustafa Kemal Gürbüz Toplantı Salonu
Saat: 15.00

-Dostluk Maçı TED Üniversitesi Kapalı Spor Salonu, Saat: 18.00

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Küçükçekmece Belediyesi, mart ayında sergiden, söyleşiye, konserden, tiyatrolara geniş bir yelpazede pek çok etkinliği Küçükçekmecelilerle buluşturmaya hazırlanıyor

Küçükçekmece Belediyesi, mart ayında sergiden, söyleşiye, konserden, tiyatrolara geniş bir yelpazede pek çok etkinliği Küçükçekmecelilerle buluşturmaya hazırlanıyor. Küçükçekmece’de her kesime hitap eden rengarenk kültür sanat takvimi, 50 farklı etkinlikle bu ay da İstanbul’un kültür -sanat yaşamına katkı sağlamayı sürdürecek.  Kentte, Ramazan ayında da Fevziçakmak Meydanı birbirinden renkli etkinliklerle dolup taşacak.

 8 Mart’a özel bir dizi etkinlik

Mart ayı etkinlikleri kapsamında, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Küçükçekmece’de bir dizi etkinlik düzenlenecek. Atakent, Sefaköy ve Cennet Kültür ve Sanat Merkezlerinde düzenlenecek ‘Biz Bize Kadın Atölyeleri’;  ritimden, makromeye, yaratıcı dramadan, nefes tekniklerine pek çok branşta yüzlerce kadını ağırlayacak. 8 Mart etkinlikleri kapsamında ünlü sanatçı Suzan Kardeş’in yanı sıra Feryal Öney ile Samida’da sevenleriyle buluşacak. “Değer Katan Kadınlar” başlıklı sergide de Küçükçekmeceye değer katan kadınların öyküleri, Cennet Kültür Merkezi’nde izleyicinin beğenisine sunulacak.

15’ten fazla çocuk ve yetişkin oyunu

Sanatseverler, mart ayında da çocuk ve yetişkinlere yönelik birbirinden nitelikli tiyatro oyunlarını Küçükçekmece sahnelerinde izleme fırsatı bulacak. Sefaköy, Cennet ve Atakent Kültür ve Sanat Merkezleri tiyatro salonlarında başrollerini Güven Kıraç, Erkan Can, Levent Ülgen ve Bahtiyar Engin’in paylaştığı “Alevli Günler”, ünlü tiyatrocu Cengiz Küçükayvaz’ın muhteşem bir performans sergilediği “Kiralık Konak” , “Aliye”, “Neden Yazar Olamadım” gibi yetişkin oyunlarının yanı sıra “ Keloğlan Dürüst Oğlan”, “Hayal Sokağı”, “Kırmızı Başlıklı Kız” gibi çocuk oyunları sahnelenecek.

Müziğin sesi hiç kesilmiyor

Mart ayında Küçükçekmece’de müziğin sesi de hiç susmayacak. Ünlü rap sanatçısı Fuat Ergin söyleşi ve mini konserle, Ayşe Sağyaşar şefliğinde Türk sanat müziği korosu İstanbul şarkılarıyla, Nida Ateş ve İncesaz’da en güzel ezgileriyle Küçükçekmece’ye konuk olacak.

Ramazan etkinlikleri Fevziçakmak Meydanı’nda

11 Mart’ta başlayacak olan Ramazan ayı boyunca Fevzi Çakmak Meydanı,  geleneksel kültürümüzü yansıtan bir atmosferde etkinliklere sahne olacak. Gölge oyunlarından, çocuklar için masal saatine, tasavvuf müziği dinletilerinden, , Kur-an’ı Kerim Tilaveti ’ne manevi iklime yakışır pek çok etkinlik, 30 gün boyunca Küçükçekmecelilerle buluşacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı