Aylık arşivler: Mart 2024

Rukiye Bektaş, 'Beni Bana Anlat' Filmiyle Alkış Aldı

Cem Belevi’nin başrol oynadığı “Bana Beni  Anlat” filminde oyunculuğuyla, filmin galasında da şıklığıyla dikkat çeken genç oyuncu Rukiye Bektaş kariyerinde önemli adımlarla ilerliyor  

Aktif olarak tiyatro oyunculuğuna da devam eden Rukiye Bektaş, dizi ve sinemada farklı roller arzu ettiğini söylerken, “Bir gençlik dizisinde liseli bir genç kızı, filmde hırsızı veya dijitalde ajanı canlandırmak gibi hayallerim var. Kısaca sıra dışı roller oynamak istiyorum. Bunun için hem özgüvenim hem de yeteneğim var” dedi.

 

RUKİYE BEKTAŞ, “BENİ BANA ANLAT” FİLMİYLE ALKIŞ ALDI

Cem Belevi’nin başrol oynadığı “Bana Beni  Anlat” filminde oyunculuğuyla, filmin galasında da şıklığıyla dikkat çeken genç oyuncu Rukiye Bektaş kariyerinde önemli adımlarla ilerliyor  

Aktif olarak tiyatro oyunculuğuna da devam eden Rukiye Bektaş, dizi ve sinemada farklı roller arzu ettiğini söylerken, “Bir gençlik dizisinde liseli bir genç kızı, filmde hırsızı veya dijitalde ajanı canlandırmak gibi hayallerim var. Kısaca sıra dışı roller oynamak istiyorum. Bunun için hem özgüvenim hem de yeteneğim var” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Renault Group, The Future Is NEUTRAL iştiraki ile Döngüsel Ekonomi çalışmalarına hız veriyor

Renault Group ve iştiraki The Future Is NEUTRAL 25-27 Mart 2024 tarihleri arasında Paris’teki Grand Palais Ephemere’de düzenlenecek ChangeNow Zirvesi’nde şirketin döngüsel ekonomi hedef ve ilerlemelerini paylaşacak. Otomotiv sektöründen uzmanlar The Future Is NEUTRAL standında döngüsel ekonominin sunduğu aracın ömrünün her aşamasında geri dönüşüm, yenileme, sektöre destek vb. gibi olanakları tanıtacak.

“The Future Is NEUTRAL” elektrikli parçaların yeniden üretiminde Avrupa’da bir ilki gerçekleştiriyor

Zirve öncesinde döngüsel ekonomi faaliyetlerine dair gelişmeleri paylaşan Renault Group, 2022 yılında kurulan iştiraki The Future Is NEUTRAL’ün elektrikli güç aktarma organlarına uyarlanmış üç parçadan oluşan yeni bir yeniden üretim faaliyetini başlattığını duyurdu. Otomotiv sektöründe Avrupa’da ilk defa gerçekleşen bir uygulama ile elektrikli araçları olan müşteriler artık yeni orijinal parçalar veya daha erişilebilir (yüzde 30’a kadar daha ucuz) olan bir dizi kaliteli yenilenmiş ürün arasında seçim yapabilecek ve böylece kaynaklar üzerindeki etkinin ve CO² emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olabilecekler. 

Renault Group, yüzde 100 elektrikli ürün gamının herkes için ulaşılabilir hale gelmesi ve yaygınlaşmasını desteklemek için yenilenmiş elektrik motoru, güç elektroniği ve çekme bataryası ürünleri için bir satış sonrası teklifi sunacak. The Future Is NEUTRAL, 2024’ten itibaren Fransa’daki Flins fabrikasında elektrikli araçlara özel 3,000’den fazla yenilenmiş parça üretme kapasitesine sahip olacak.

Döngüsel ekonomi çözümleri ekosistemini 4 ana eksende hayata geçirecek

Renault Group, Flins’ten Bursa ve Sevilla’ya kadar endüstriyel ve iş birliğine dayalı bir döngüsel ekonomi çözümleri ekosistemini uygulamaya alıyor. Bu ekosistem, parçalar ve ürünlerden becerilerin dönüşümüne kadar uzanan dört öncelikli başlık etrafında yapılandırıldı. Buna göre araçların ömrünün uzatmayı hedefleyen Yenileme (Re-trofit), yeşil enerjinin üretilmesi, depolanması ve yönetimini sağlayacak Yeniden enerji (Re-energy), parçaların ve malzemelerin geri dönüştürülmesi ve yeniden kullanılması için Geri dönüşüm (Re-cycle) ve değişimi desteklemek ve döngüsel ekonomi ile sürdürülebilir hareketlilik sektörünü yapılandırmak için Yeniden başlatma (Re-start) olarak belirlenen 4 ana eksende döngüsel ekonomi çözümleri ekosistemini hayata geçirecek.

Araçların ve parçaların ömrünü uzatmak, onarmak, yenilemek ve geri dönüştürmek gibi hedeflere sahip olan bu çalışmalarla şirket, döngüsel ekonomi çalışmalarına hız kazandıracak. Bu faaliyetler, Renault Group’unun, 2030 yılına kadar döngüsel ekonomiden elde edilen malzemelerin yüzde 33’ünü yeni araçlara dahil etme ve 2040 yılına kadar Avrupa’da ve 2050 yılına kadar dünya çapındaki tüm faaliyetlerinde “net sıfır karbon” ayak izi elde etme hedeflerine ulaşmasına önemli bir katkı sağlayacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Banvit BRF, arıttığı suyun yüzde 51'ini içme suyu kalitesinde geri kazandı…

Türkiye’nin önde gelen beyaz et üreticilerinden Banvit BRF, Bandırma ana kampüsünde bulunan “Atık Su Geri Kazanım Tesisi” sayesinde 2022’de arıttığı suyun ortalama yüzde 43’ünü içme suyu kalitesinde geri kazanırken, bu oranı 2023’de yüzde 51’e çıkardı… 

22 Mart “Dünya Su Günü”nde sektörünün öncü firmalarından Banvit BRF, şirketin su kaynaklarının korunmasına yönelik çalışma ve hedeflerini paylaştı. 

Dünya’nın ve Türkiye’nin su konusunda sınırlı kaynaklara sahip olduğunun bilinciyle hareket eden Banvit BRF, özellikle su ayak izini azaltmak üzere uzun yıllardır çalışıyor. Şirket Bandırma ana kampüsünde yer alan “Atık Su Geri Kazanım Tesisi” sayesinde üretim proseslerinden ortaya çıkan ve arıtma tesisinden gelen suyu her yıl değişen oranlarda içme suyu kalitesinde geri kazanıyor. Şirket böylece üretim sürecinde doğal kaynakları kullanmak yerine, atık suyun geri kazanımını sağlayarak, yer altı su kaynaklarını da korumuş oluyor. Banvit BRF, 2022’de ortalama yüzde 43 olan suyun geri kazanımı oranını, sürdürdüğü çalışmalar neticesinde 2023 sonunda yüzde 51’e çıkardı.

Bu alandaki çalışmalarına ara vermeden devam ettiklerini belirten Banvit BRF CEO’su Tolga Gündüz, “Türkiye’nin önde gelen beyaz et üreticilerinden biri olarak sorumluluklarımızın bilincinde hareket etmeyi sürdürüyoruz. Tüm operasyonlarımızı ve üretim süreçlerimizi sürdürülebilirlik perspektifinde yeniden düzenledik ve bu düzenlemeleri geliştirmeye de devam ediyoruz. 2025’e kadar tüm tesislerimizdeki su kullanımımızı yüzde 13 oranında azaltmayı hedefliyoruz. 2023 sonunda Bandırma ana kampüsümüzde bulunan tesisimizde arıtılan suyun, içme suyu kalitesinde geri kazanım oranını ortalama yüzde 51’e çıkardık. Çocuklarımıza yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya bırakma hedefiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yeşilay, BM Uyuşturucu Maddeler Komisyonu Toplantısına Katıldı Yeşilay Toplantıda Uyuşturucu Madde Kullanımının Çevresel Etkilerini Ele Aldı

Yeşilay, 14-22 Mart tarihleri arasında Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlenenUyuşturucu Maddeler Komisyonu (CND) toplantılarına katılım sağladı.

Dünya çapında uzmanları ve savunucuları bir araya getiren ve uyuşturucu kontrolüyle ilgili zorlukların ele alındığı toplantılara yaklaşık 30 Ülke Yeşilay’ı katıldı.

Uyuşturucu Maddeler Komisyonu’nun (CND) 67. toplantısı, 14-22 Mart 2024 tarihleri arasında hibrit formatta Avusturya’nın başkenti Viyana’da gerçekleşti. Birçok ülkenin katıldığı toplantıda Türkiye Yeşilay Cemiyeti de bir yan etkinlik, bir sergi ve üst düzey oturumlarda okuduğu bildirilerle yer aldı. 

14-15 Mart 2024 tarihlerinde Vienna International Center’da (VIC) düzenlenen oturumda, Yeşilay adına Savunuculuk Bölümü müdürü Mehmet Utku Öztürk, uyuşturucu tedavisi ve sağlık hizmetlerindeki endişe verici yetersizlik, uluslararası uyuşturucu politikası taahhütlerinin değerlendirilmesi, COVID-19 ve 2023 Türkiye-Suriye depremleri gibi krizlerden sonra kırılgan toplulukları güçlendirmek için STK’ların kritik rolükonularını ele aldı ve Yeşilay’ın çalışmaları hakkında bilgi paylaştı.. 

Yeşilay; “Gelişmekte Olan Ülkelerde Bağımlılık Tedavi Programlarının Sosyal Uygulaması”, “Uyarıcı Madde Kullanım Bozukluklarının Tedavisi ve Bakımına Yönelik Ölçeklenebilir Müdahaleler”, “Dünya Genelinde Kadınlar Hakkındaki Tartışmalarda Madde Bağımlılığı, İyileşme ve Politika Meselelerinin İncelenmesi”, “Kenevir Kökenli İlaçlar” ve “Kriz Ortamlarında Madde Kullanım Bozukluğu ile Başa Çıkma” konulu oturumlarda da konuşmacı olarak yer aldı. Genel itibariyle Ülke Yeşilaylarının düzenlediği ve ortak olduğu 15 yan etkinlik bünyesinde70 uluslararası konuşmacıyer aldı. 

Yeşilay Genel Başkan Vekili Yasin Erol: “Koordinasyon ve iş birliğini teşvik ederek pozitif değişimi meydana getirmeyi amaçlıyoruz.”

Komisyonda Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin yan etkinliği olarak gerçekleşen “Küresel Uyuşturucu Sorununun Çevresel Etkisinin Ele Alınması: Sivil Toplumun Rolü” başlıklı oturumunaçılış konuşmasını, Türkiye Cumhuriyeti’nin Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Nezdinde Daimî Temsilcisi Levent Eler ve Yeşilay Genel Başkan Vekili Yasin Erol yaptı. 

Yeşilay Genel Başkan Vekili Yasin Erol, etkinlikteki konuşmasında,uyuşturucu üretiminin ve kullanımının yerel topluluklar ve ekosistemler üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin çevresel sürdürülebilirliği göz önünde bulunduran önleme odaklı yaklaşımından bahseden Yasin Erol; sözlerine şu ifadelerle devam etti:“T.C. İçişleri Bakanlığı ile olan iş birliğimiz, Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin (EMCDDA) Atıksu Analizi gibi yenilikçi programları uygulayarak uyuşturucu madde üretiminin çevresel etkilerini izlemek ve azaltmak için bu taahhüdü iyi bir örnek olarak göstermektedir. Ayrıca, sivil toplum örgütleri arasında koordinasyon ve iş birliğini teşvik ederek, topluluklarımızın ve parçası oldukları ekosistemlerin sağlığını ve refahını korumaya yönelik pozitif değişimi meydana getirmeyi amaçlıyoruz.

Uyuşturucu kullanımının yalnızca ciddi bir halk sağlığı krizine yol açmakla kalmadığını, aynı zamanda su kirliliği, toprak kirliliği ve ekosistemin bozulması gibi çevresel sorunlara da yol açtığınısöyleyen Yeşilay Genel Başkan Vekili Yasin Erol şunları belirtti:“Bu etkinlikle uyuşturucu kullanımının çoğu zaman ihmal edilen çevresel sonuçlarına ışık tutarak, bunun ekosistemlerimizi nasıl etkilediğini ve iklim krizini nasıl ağırlaştırdığını ortaya koymayı hedefliyoruz.” 

Uyuşturucu sorununun çevresel etkileri ele alındı

Uyuşturucu kullanımının sıklıkla göz ardı edilen çevresel etkilerine ışık tutmayı amaçlayan “Küresel Uyuşturucu Sorununun Çevresel Etkileriyle Başa Çıkma: Sivil Toplumun Rolü” etkinliğinde su kirliliği, toprak kirliliği ve bunların gıda zinciri ve iklim krizi üzerindeki uzun menzilli etkilerine odaklanıldı.

Etkinlikte UNODC Madde, Laboratuvar ve Bilimsel Servisler Birimi’nden (DLSSB) Dr. Jorrit Kamminga, Avrupa Uyuşturucu Madde ve Uyuşturucu Madde Bağımlılığını İzleme Merkezi (EMCDDA)’den Tim Surmont, Amerika merkezli sivil toplum kuruluşları DrugFreeAmericaFoundation (DFAF)’dan Amy Ronshausen ile AmityFoundation’dan Doug Bond konuşmacı olarak yer aldı. Uyuşturucu madde kullanımının çevresel etkilerinin ele alındığı oturumda, sivil toplum kuruluşlarının yapabileceği katkılar görüşüldü.

Uyuşturucu üretimi sırasında oluşan atıkların tarımcılık yoluyla hayatını kazanan toplulukları olumsuz etkilediğini ve kitlesel arza yetecek miktardaki uyuşturucu üretiminin ormansızlaştırmanın önemli sebeplerinden olduğunun vurgulandığı etkinlikte, sivil toplum aktörleri arasında küresel işbirliğini teşvik etmek amaçlandı. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA) Analisti Tim Surmont, etkinlikteki konuşmasında, uyuşturucu maddelerin üretimindeki çevresel tahribatları aktardı ve uyuşturucu maddelerin esasen ormanların yok edilmesi yoluyla, aynı zamanda doğrudan enerji tüketimi ve daha az ölçüdede ulaşım yoluyla çevresel etkilere sebep olduğunun altını çizdi. 

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) Araştırma Danışmanı Dr. Jorrit Kamminga, Birlemiş Milletler Uyuşturucu raporunun verilerine değinerek, kokain üretimindeki karbon ayak izinin kilogram başı Co2 salınımını 590 kiloyu aşarken, kakaonun 20 kilogram, kahvenin ise 7 kilogramCo2 salınımına sebep olduğunu ifade etti. Kamminga, çevresel tahribatı en ağır olan sentetik uyuşturucuların atıklarının, kanalizasyonlara, ormanlara ve nehirlere boşaltıldığındaveya başka atıklarla karıştırıldığında doğal kaynakları tahrip ettiğini ifade etti. 

DrugFree Amerika Foundation (DFAF) Yönetici Direktörü Amy Ronshausen etkinlikte, Kaliforniya’da esrar ekiminin su akışlarında azalmayasebepolduğunu dile getirdi; Afganistan’ın afyon ekiminin, zaten kıt olan su kaynakları üzerindeki etkisinivurguladı. Ronshausen,sulamanın sürdürülemez gelişiminin ve bunu takiben şiddetli kuraklık döneminin, aşağı Helmund Nehri’nin akışında %98 oranında azalmaya ve hayati önem taşıyan sulak alanların kaybına sebepolduğunun altını çizdi.

Etkinlikte Yeşilay’ın alkol, tütün ve uyuşturucu maddelerin çevresel etkilerine yönelik çalışmalarını özetleyen Uluslararası İş Birlikleri Müdürü Sedef Erçetin Gencosmanoğlu, 2020’den bu yana, gençlerin uyuşturucu kullanımı hakkında fikirlerini ifade etmeleri için platform sağlayan Genç Savunuculuk Forumu’nu düzenleyen Yeşilay’ın 2023 yılındaki temasının “Uyuşturucu Kullanımı ve İklim Değişikliği” olduğunu söyledi ve şunları kaydetti: “2022’den bu yana, bağımlılık yapıcı maddelerin kötüye kullanımının çevresel riskleri konusundaki farkındalığı artırmak ve ruhsal sağlık ile çevre arasındaki ilişkiyi vurgulamak amacıyla, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Tarafları Konferansı’na (COP) aktif olarak katılıyoruz. Ruhsal sağlık ile çevresel bilincin birbirine bağlı olduğunu ve birinin kötüleşmesinin diğerinde ve tüm canlılarda olumsuz etkilere yol açabileceğini kabul etmek hayati önem taşıyor.”

CND Yeşilay Sergisi

Yeşilay, Uyuşturucu Maddeler Komisyonu’nun (CND) 67. toplantısında üç bölümden oluşan sergisini de katılımcılarla buluşturdu. “Sanatsal Anlatımlarla Önleme ve İyileşme Yolculuğunda Sanatın İyileştirici Gücü” sergisinde resim, karikatürler ve filmler yer aldı. Bu yıl yedincisi yapılan sergide Uluslararası Yeşilay Karikatür Yarışması’ndan karikatürler, YEDAM Sanat Atölyeleri’nden eserler de sergilendi ve Yeşilay Sağlıklı Fikirler Kısa Film Yarışması’nda ödül alan kısa filmlerin gösterimi yapıldı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ramazanda öfke patlamalarına dikkat! Ramazanda öfkelenmemek için 'nefes egzersizi' yapın!

Ramazan ayında insanların yaşayabileceği fizyolojik zorlukların duygusal tepkilere yol açabileceğini ifade eden uzmanlar, kan şekeri seviyelerindeki düşüş, metabolizma hızındaki değişiklikler ve hormonal dengesizliklerin sinir sistemi üzerinde etkili olabileceğini söylüyor.

Ramazan ayında öfke sorunları artabileceği için öfkeyi tetikleyebilecek durumlardan olabildiğince uzak durmak gerektiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Tetikleyici unsurlarla karşılaşıldığında odak noktasını değiştirmeye gayret göstermek ve sıklıkla nefes egzersizi yapmak oldukça önemli.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, ramazan ayında oruç tutan bazı kişilerin öfke sorunu yaşaması konusunu değerlendirdi.

Uzun süreli açlık fizyolojik değişikliklerle öfkeye neden olabiliyor

İnsanların ramazan ayında yaşayabildiği açlık ve susuzluk gibi fizyolojik zorlukların, vücuttaki biyolojik dengeyi etkileyebildiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Özellikle uzun süreli açlık, kan şekeri seviyelerinde düşüşe, metabolizma hızında değişikliklere ve hormonal dengesizliklere neden olabilir. Bu fizyolojik değişiklikler, sinir sistemi üzerinde de etkili olabiliyor ve öfke, irritabilite (hızlı sinirlenme) gibi duygusal tepkilere yol açabiliyor.” dedi.

Orucun beyindeki etkileri neler…

Bu tür zorlukların, alt beyindeki temel dürtülerle yani öfke ve irritabilite ile ilişkilendirildiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, şöyle devam etti:

“Vücut, yiyecek ve su ihtiyacını karşılayabilmek için biyolojik sinyaller gönderir. Bu sinyaller, alt beyindeki limbik sistemde işlenir ve temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik hareketlerin başlamasında etkili olabilir. Aynı zamanda üst beyindeki kortikal alanlar da bu temel dürtüleri kontrol etme ve yönlendirme yeteneğine sahiptir. Üst beyindeki kortikal kontrol, kişinin duygusal tepkilerini dengelemesine ve öfkeyle başa çıkmasına yardımcı olabilir. 

Her bireyin tepkilerini etkileyen birçok faktör ve farklı deneyimleri bulunmaktadır, bununla birlikte insanı diğer canlılardan ayıran üst beynini işletebilmesi de kişilerin ramazan ayında karşılaşabileceği, açlığa ve susuzluğa rağmen öfke ve irritabiliteyi kontrol etmesine yardımcı olabilir. Burada önem arz eden husus ise kişinin açlık ve susuzluğa rağmen bu duruma karşı isteği ve çabasıdır.” 

Nikotin yoksunluğu öfkeyi artırıyor mu?

Sigaranın ana aktif bileşeni olan nikotinin aynı zamanda merkezi sinir sistemini etkilediğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Nikotin bağımlılığı olan kişiler, düzenli olarak nikotin alımına bağımlı hale geleceği için vücutları zamanla bu duruma tolerans geliştirir. Nikotin, beyindeki belirli reseptörlere bağlanarak dopamin salınımını artırır ve beyindeki haz/ödül/zevk duygularını kontrol eden bir nörotransmitterdir. Nikotin yoksunluğu durumunda, vücut normal nikotin seviyelerine ulaşamadığı için dopamin salınımı azalır ve bu da duygusal dengeyi etkiler. Bu nedenle de sigara içen bireylerin ramazan ayında sigara iç(e)memesi, nikotin yoksunluğuna bağlı olarak öfke ve irritabiliteyi artırabilir. Bu süreç zarfında oluşan nikotin yoksunluğu, öfke ve irritabilitenin dışında; konsantrasyon güçlüğü, uykusuzluk, keyifsizlik ve anksiyete gibi duygusal ve bilişsel sorunlara etki edebilmektedir.” dedi.

Uyku ve beslenme düzenindeki değişiklikler öfke-strese neden olabiliyor

Canlıların en temel fizyolojik gereksinimlerinden birisinin uyku ve düzenli beslenme olduğunu da anlatan Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Her ikisi de vücudun dinlenmesine ve enerjinin yenilenmesine katkı sağlar. Uyku ve sağlıklı beslenme yaşamın, fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı bir şekilde devamı için önemli bir etkiye sahiptir. Kaliteli bir gece uykusu ile sağlıklı ve düzenli beslenme fiziksel olarak metabolizmanın ve iştahı etkileyen hormon dengesinin düzenlenmesine, vücudun kendini yenilemesine ve duyguların düzenlenmesine yardımcı olur. Ramazan ayında uyku ve beslenme düzenindeki değişiklikler duygusal dengenin istikrarını değiştirebilir, öfke-stres gibi duygulanımların oluşmasına olumsuz manada katkıda bulunabilir.” şeklinde bilgi verdi.

Öfkeyi tetikleyebilecek durumlardan uzak durun

Öfke duygusunun temel duygulardan biri olmasına karşın ana duygulara eşlik eden bir işlevi bulunmadığına vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, sözlerini şöyle tamamladı:

 “Herhangi bir şeye doğrudan öfke hissetmeyiz. Öfke bir şeylerin yolunda gitmediği mesajını taşımaktadır. Öfke ile mücadelede evvela öfkenin eşlik ettiği ana duyguyu ve ona yön veren düşünce ve inançların farkındalığı önem arz etmektedir.

Ramazan ayında öfke sorunları artabileceği için öfkeyi tetikleyebilecek durumlardan olabildiğince uzak durmak, tetikleyici unsurlarla karşılaşıldığında odak noktasını değiştirmeye gayret göstermek ve sıklıkla nefes egzersizi yapmak oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki, ramazan ayındaki öfke ve gerginlik hali bir geçiş sürecinin sonucudur ve bu süreçte uyumlanma ile birlikte öfke daha kontrol edilebilir bir hal almaktadır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kemer Belediyesi'nden sporculara araç desteği

Kemer Belediyesi, Karaman’da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde 22-24 Mart tarihleri arasında yapılan okul sporları gençler futsal grup müsabakalarına katılan Ünal Aysal Anadolu Lisesi futsal takımına araç desteği sağladı.

Ünal Aysal Anadolu Lisesi futsal takımı, Karaman Merkez Spor Salonu ile Yunus Emre Spor Salonu’nda düzenlenen müsabakalarda 22 takım ve 264 sporcu arasında yarı final mücadelesi verecek.

Müsabakalarda ilk 3’e giren takımlar 22-26 Mayıs 2024 tarihleri arasında düzenlenecek Türkiye Şampiyonası Yarı Final müsabakalarına katılmaya hak kazanacak.

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, yaptığı açıklamada, “Organizasyona katılarak Kemer’imizi temsil eden Ünal Aysal Anadolu Lisesi futsal takımına başarılar dilerim. Spora ve sporcuya olan desteğimiz artarak devam ediyor. Sporcularımıza, Karaman’da yapılan organizasyon için araç desteği sağladık. Başarı ile Kemer’e döneceklerine inancım tam.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Milas'ın efeleri resmen Efeler Ligi'nde!

Uzun yıllardan bu yana Türk Voleybolunun en prestijli ligi olan Efeler Ligi’ne çıkabilmek için olağanüstü mücadele eden Milas Belediyespor Erkek Voleybol Takımı, hayalini gerçeğe dönüştürdü. Konya’da düzenlenen play-off yarı final ve finallerde başarı göstererek Efeler Ligi’ne çıkmaya hak kazandı.

Türkiye Voleybol Federasyonu Alpaslan Endüstri 1. Lig A Grubu Şampiyonu Milas Belediyespor, Konya’da düzenlenen play-offlarda Efeler Ligi’ne çıkmaya hak kazandı.

2018-2019 Sezonunda yükseldiği 1. Lig’te şimdiye kadar 4 şampiyonluk elde etmesine rağmen play-offlarda başarı elde edemeyen Milas Belediyespor, tarihinde ilk kez Efeler Ligi’nde mücadele edecek. 

Bir başarı hikayesi yazan Milas Belediyespor’un zaferi ilçede mutluluk yaratırken, başarı haberi belediye tarafından anonslarla vatandaşlarla paylaşıldı.

OLAĞANÜSTÜ ÇABA İSTATİSTİKLERE YANSIDI

Yıllardan bu yana Efeler Ligi’ne çıkmak için çaba gösteren Milas Belediyespor, Konya’da düzenlenen yarı finalleri 2. olarak tamamladı. Final müsabakalarının ilk gününde Altekma’ya 3-1 mağlup olan tecrübeli ekip, hızla toparlanarak Erzin Narenciyesi Yeşilkent Spor’u 3-2 mağlup etti. Serinin son maçında Niksar Bld. ile karşılaşan Milas Belediyespor, 2 saat 42 dakika süren maçı 3-2 kazanarak adını Efeler Ligi’ne yazdırdı.

Maçı çok sayıda taraftar izlerken, salonda bulunan Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat da tecrübeli ekibi kutladı ve duygularına hakim olamadı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ALBAM sakinlerinden Yaşlılar Haftası sergisi

Osmangazi Belediyesi’nin sosyal belediyecilikte zirve eseri Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nin (BAREM) Alzheimer Bakım Merkezi (ALBAM) bölümünde kalan üyeler, Yaşlılar Haftası kapsamında sergi açtı. Osmangazi belediye Başkanı Mustafa Dündar, bu özel günde ALBAM sakinlerini yalnız bırakmadı.  

Osmangazi Belediyesi Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nin ALBAM kalan yaşlılar tarafından hazırlanan el emeği göz nuru ürünler sergisi düzenlenen törenle açıldı. Takılardan çantaya, resimlerden dantel örgülere, ahşap boyamadan çeşitli süslere kadar birçok el emeği göz nuru ürünün görücüye çıkarıldığı sergi büyük beğeni topladı. Soğanlı Kültür Merkezi’nde yer alan serginin açılışını Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar yaptı. AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Adnan Kurtuluş ile birlikte bu özel günde ALBAM sakinlerini yalnız bırakmayan Başkan Dündar, sergiye gezerek tüm eserleri tek tek inceledi. 

Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, BAREM bünyesinde yer alan Alzheimer Bakım Merkezi ile alzheimer hastalarının yaşamına değer kattıklarını ifade ederek, “BAREM, insanlar için büyük bir moral kaynağı, ülkemiz için ise büyük bir örnek teşkil etti. El becerileri ve hobileri geliştirecek kursları, bahçe ve salonunda yer alan spor aletleriyle adeta kaliteli yaşamın merkezi haline geldi. Bu önemli merkezin ALBAM bölümünde kalan üyelerimiz Yaşlılar Haftası dolayısıyla çok güzel bir sergi oluşturdu. El emeğiyle ürettikleri birbirinden güzel ürünlerin yer aldığı serginin açılışını yaptık. Çok güzel bir sergi ortaya çıkmış. Ben herkesi bu güzel sergiyi görmeye davet ediyorum” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akbank Sanat'ta Yeni Sergi “Dijital Sanatta Şimdi: Oyun Odası"

Sanatın her disiplinine kapılarını açan Akbank Sanat, bu kez bilgisayar oyunları dünyasını sanatla buluşturan ‘Dijital Sanatta Şimdi: Oyun Odası’ adlı sergiye ev sahipliği yapıyor.

 Küratörlüğünü Zeynep Arınç ve Güven Çatak’ın üstlendiği sergi, 26 Mart – 18 Mayıs 2024 tarihi arasında Akbank Sanat’ta sanatseverler ve oyun tutkunları ile buluşuyor. Günümüzde bilgisayar oyunlarının hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesini irdeleyen sergide, oyunların sanatla bütünleştiği işlere yer veriliyor.  

Akbank Sanat’ın yeni sergisi ‘Dijital Sanatta Şimdi: Oyun Odası’, bilgisayar oyunlarının, bir eğlence aracı olmanın ötesine geçtiğini, eğitimden sanat dünyasına kadar geniş bir yelpazede etkileşimli deneyimler sunduğunu savunuyor. Böylece, bu oyunların sosyal etki ve farkındalık yaratma potansiyelini de ele alıyor. Sergi, aynı zamanda bilgisayar oyunlarının çağdaş sanat dünyasıyla alışverişini ve bu alandaki çeşitliliği ve yenilikleri de keşfetmeyi amaçlıyor.

“Dijital Sanatta Şimdi: Oyun Odası” sergisi, bilgisayar oyunlarının sanatla buluştuğu, yaratıcı bir platform oluşturarak sanatseverleri ve oyun tutkunlarını bir araya getirmeyi hedefliyor. Akbank Sanat, Türkiye’de ilk defa bu çapta bir sergiyle çağdaş sanat ve bilgisayar oyun ilişkisine meraklı bir bakış atarak, disiplinlerarası bir kesit sergileyeceği ‘Oyun Odası’na sanatseverleri ve oyun tutkunlarını davet ediyor.

Gerçek dünya ile oyun dünyalarının birbirine geçmesi ve hatta birbirine taşmasını kendine ilham alan sergide dünya çapında tanınmış sanatçıların ve oyun tasarımcılarının eserleri yer alıyor. Avustralyalı ödüllü oyun tasarımcısı Ken Wong‘un bizleri duygusal bir yolculuğa çıkaran oyunu ‘Florence’; Total Refusal‘ın çok ödüllü eseri ‘Hardly Working’; kültürel miras, tarih ve sanatsal temalı oyunlarıyla We Are MuesliJon Haddock’un hepimizin hafızasına kazınmış hem tarihsel hem de kurgusal olayları video oyunu stilinde yeniden yorumladığı ‘İsometric Screenshots’ ve Ouchhh’un ilk oyunu ‘Ra Atlas’ sergilenen eserlerden birkaç tanesi.

Ayrıca, Bahçeşehir Üniversitesi Oyun Laboratuvarı (BUG Lab) tarafından düzenlenen atölyeler ve söyleyişiler de sergiye eşlik edecek. Bu etkinliklerle, oyun teknolojilerinden akademik çalışmalara kadar geniş bir yelpazede katılımcıların bilgilendirilmesi amaçlanıyor. Yan etkinlikler kapsamında Değişim için Sanal Gerçeklik, Oyun için İllüstrasyon, Kutu Oyun Tasarımı gibi atölyeler düzenlenirken; Koray BirandMurat Palta, Murat Kalkavan, Can Oral, Diğdem Sezen ve Ouchhh – Ferdi Alıcı gibi konuşmacılar konuya derinlemesine bir bakış sunacaklar. Milano’dan gelen We Are Muesli (Claudia Molinari, Matteo Pozzi) ikilisi, İtalyan Kültür Merkezi İstanbul’un desteği ile “Benzersiz Oyunlar Yaratmak İçin Kimliğinizden Yararlanın” atölyesini düzenleyecekler.  

Sergi adı: Dijital Sanatta Şimdi: Oyun Odası / Now in Digital Art: Game Room 

Sergi tarihi: 26.03.2024 – 18.05.2024

Küratörler: Güven Çatak, Zeynep Arınç

Sergi Tasarımı: Zeynep Arınç

Katılımcılar: Amanita Design, BUG Lab, Eddo Stern, Emi Kusano, Jon Haddock, Ken Wong, Kristin Lucas, Murat Kalkavan, Ouchhh, Petra Szeman, Total Refusal, UCLA Game Lab, We Are Muesli

AKBANK SANAT Salı gününden Cumartesi gününe 11:00 – 19:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Sergi ücretsizdir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, bu hafta 9 oyunla seyirci karşısına çıkıyor

Bu hafta tiyatroseverleri Shakespeare’den Henrik Ibsen’e, Arthur Miller’dan Anton Çehov’a klasik yazarların eserlerinin ön planda olduğu zengin bir repertuvar bekliyor.

Bu hafta; Hamlet, Bir Halk Düşmanı, Cadı Kazanı, Gidiş Dönüş Moskova (Retro), Ay, Carmela!,

Ben Medea Değilim, Yatak Odası Komedisi, Zehir, Kuğunun Şarkısı adlı oyunlarımız seyirciyle buluşacak.

Şehir Tiyatroları Dünya Tiyatro Günü’nü Ücretsiz Sahneleyeceği Oyunlarla Kutluyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü ücretsiz sahneleyeceği 8 oyunla kutluyor.

Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde Hamlet,

Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde Bir Halk Düşmanı,

Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde Cadı Kazanı,

Ümraniye Sahnesi’nde Gidiş Dönüş Moskova (Retro),

Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde Ay, Carmela!,

Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde Ben Medea Değilim,

Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde Yatak Odası Komedisi,

Müze Gazhane Meydan Sahne’de Zehir adlı oyunlarımız 27 Mart 2024 Çarşamba günü ücretsiz olarak sahne alacak.

Vakitlerden Bir Vakit (Yeni Meddah Hikâyesi)

Eski İstanbul’da, aynı mahallenin insanları olan fakat birbirinden hiç haz etmeyen Ahmet ve Namık’ın karşılaşması sonrası yaşanan komik olaylar naklediliyor. Hiçbir konuda anlaşamayan, tamamen farklı tabiata sahip iki kişi üzerinden ortak değerlerde buluşup kardeşçe yaşamanın güzelliği işleniyor.

Tarık Şerbetçioğlu’nun yazıp yönettiği hikâyede Tarık Şerbetçioğlu rol alıyor.

Oyun, 25 Mart 2024 tarihinde Müze Gazhane Meydan Sahnesi’nde, 26 Mart 2024 tarihinde Beylikdüzü Rasim Öztekin Sahnesi’nde.

Ödüllü (Yeni Ortaoyunu)

Kavuklu bu sefer bekârdır ve yine işsizdir. Pişekâr’la yıllar sonra karşılarlar, hal hatır sorulduktan sonra Kavuklu Pişekâr’dan kendisine bir iş bulmasını ister. Pişekâr da varlıklı bir aile dostunun yakın zamanda vefat ettiğini, bekar bir kızı olduğunu ve o kızın bileğini büken erkekle evleneceğini vaat ettiğini söyler. Hikâye bu ya kızın kolunda efsunlu bir pazuband vardır. Kavuklu hemen niyetini ortaya koyar. Kız ile buluşturulur,  kız ile kavuklu birbirine vurulur,  hemen bilek güreşine tutuşurlar derken herkesin bileğini büken kız kavukluya yenilir. Anne bu durumdan pek hoşnut olmaz. Kız da kavuklunun kendisi için mücadele edip etmeyeceğini ölçmek için pehlivanlarla güreş yapmasını ister. Bu güreş için bir para ödülü konulur. Pişekâr ünlü pehlivanlara mektup yazar ve sırayla pehlivanlar gelmeye başlar;  kavuklu sevdiği kıza, pehlivanlar da para ödülüne kavuşmak için güreşe tutuşurlar. Arnavut, Yahudi, Acem,  Laz, Kayserili, Matiz gelir ve bizim Kavuklu hepsini tesadüfen! tuşa getirerek yener. Peki, âşıklar kavuşur mu, pehlivanlar para ödülünü nasıl alır?

Nihat Alpteki’nin yönettiği oyunda Barış Çağatay Çakıroğlu, Burhan Yeşilyurt, Cihan Kurtaran, Çağlar Ozan Aksu, Gülsüm Alkan, Murat Üzen, Özgür Dağ, Seda Yılmaz, Serkan Bacak, Yılmaz Aydın rol alıyor.

Oyun, 25 Mart 2024 tarihinde Müze Gazhane Meydan Sahnesi’nde, 26 Mart 2024 tarihinde Beylikdüzü Rasim Öztekin Sahnesi’nde.

Oyun biletleri, ortaoyunu ve meddah hikâyesinin ücretsiz davetiyeleri gişelerden, https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/biletinial adreslerinden ve mobil uygulamamızdan temin edilebilir.

Bu Haftanın Programı (25-30 Mart 2024)

HAMLET

Usta yönetmen Engin Alkan, Shakespeare’in dünya klasikleri arasında haklı bir yere sahip bu oyununu, farklı bir yorumla seyirciyle buluşturuyor. Yaşam ve ölüm arasında, iktidar ve intikam arasında, düşüncesi ile eylemi arasında insanın tüm zamanlara özgü çelişkilerini sahneye taşıyan, tiyatro tarihinin en ünlü eseri Hamlet, Engin Alkan’ın rejisinde çağdaş bir okumayla şimdiki zamandan bakılan çarpıcı bir hatırlamaya dönüşüyor. 

William Shakespeare’in yazdığı, Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirdiği, Engin Alkan’ın yönettiği oyunda Müslüm Tamer, Doğan Altınel, Seda Çavdar, Elçin Atamgüç, Zeliha Bahar Çebi, Zafer Kırşan, Hira Ogeday Erkut, Ersin Bağcıoğlu, Göksel Arslan, Destan Batmaz, Osman Kaba, Emre Ertunç, Cihat Faruk Sevindik, Doğan Şirin, Oğuzhan Oğuz, Hüseyin Emre Şen, Deran Özgen rol alıyor. Oyun, 27-30 Mart 2024 tarihleri arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde. 

BİR HALK DÜŞMANI

Kentin yegâne gelir kaynağı olan kaplıcalarla ilgili araştırmasından şüphelerini haklı çıkartan bir sonuç alan Dr. Stockman’ın mücadelesi, Ibsen’in güçlü kalemiyle, “halkın yararı” sayılan şeyin, çıkar prizmasında şekil değiştirmesini anlatan bir “mesel”e dönüşüyor.

Henrik Ibsen’in yazdığı, Dilek Başak Carelius’un çevirdiği, Orhan Alkaya’nın yönettiği oyunda Barış Çağatay Çakıroğlu, Burçak Çöllü, Cem Baza, Derya Yıldırım, Gökhan Mete, Hakan Arlı, Hazal Uprak, Mert Tanık, Müge Akyamaç, Rahmi Elhan, Tankut Yıldız rol alıyor. Oyun, 27-30 Mart 2024 tarihleri arasında Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde.

CADI KAZANI

Yıl 1692… ABD’de Salem kasabası…Cadılıkla suçlanan insanlar… Büyük tartışmalara, ardından işkencelere, nihayetinde de idamlara varan mahkemeler… Çıkarları için ‘liste’lerce insanları ölüme sürükleyen ‘insan’lar… İnancı kullanarak; önce toplumsal yaşamı, sonra hukuku, nihayetinde onuru yok etmeye çalışan ‘baştakiler’ ve buna sebep olmayı yahut seyirci kalmayı seçen halk… Tiyatro yazınının en önemli isimlerinden Arthur Miller’ın, 1952’de gerçek olaylardan yola çıkarak yazdığı bu ölümsüz eser; ilk kez Şehir Tiyatrosu’ndan seyircilerini selamlıyor.

Arthur Miller‘ın yazdığı, Sabahattin Eyüboğlu-Vedat Günyol’un çevirdiği, Yiğit Sertdemir’in yönettiği oyunda Berfu Aydoğan, Berna Adıgüzel, Burak Davutoğlu, Canan Kübra Birinci, Ece Bağcı, Emre Çağrı Akbaba, Eraslan Sağlam, Ersin Sanver, Ezgim Kılınç, Fatma İnan, İbrahim Can, Mehmet Bulduk, Nilay Yazıcıoğlu, Onur Demircan, Ozan Gözel, Rozet Hubeş, Selçuk Yüksel, Selen Nur Sarıyar, Zeki Yıldırım rol alıyor. Oyun, 27-30 Mart 2024 tarihleri arasında Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.

GİDİŞ DÖNÜŞ MOSKOVA (RETRO)

Eşinin ölümünden sonra Moskova’da kızı ve damadının yanında yaşamaya başlayan Nikolai Mihayloviç Çmutin, sakin ve huzurlu bir yaşam sürmek umuduyla köyüne gitmek istemektedir. Babasının köyde tek başına yaşayamayacağını düşünen kızı Ludmilla ve bir türlü anlaşamadığı damadı Leonid ise onu evlendirme planları yapmaktadır. Leonid, Çmutin’in birini eş olarak seçmesini umut ederek üç yalnız kadını eve davet eder. Üç gelin adayının da aynı anda eve gelmesiyle planlar karışacaktır.

Alexander Galin’in yazdığı, Hale Kuntay’ın çevirdiği, Engin Gürmen’in yönettiği oyunda Aybar Taştekin, Ayşe Nurseli Tırışkan Akpınar, Esra Ülger, Hikmet Körmükçü, Mahperi Mertoğlu, Zihni Göktay rol alıyor. Oyun, 27-30 Mart 2024 tarihleri arasında Ümraniye Sahnesi’nde.

AY, CARMELA! 

İspanya’da Milliyetçiler ve Cumhuriyetçiler arasında geçen iç savaş dönemini anlatan oyunda,  iki varyete oyuncusu Carmela ve Paulino, Franco önderliğindeki Milliyetçiler tarafından rehin alınır. Belçite şehrinin işgalini kutlayan Milliyetçiler tarafından istemedikleri bir gösteriye zorlanırlar. Bu zorlamanın sonucunda içinde bulundukları savaşı, “gösteri yapılmalı mı, yapılmamalı mı?“  sorusuyla sanatı ve sanatçıyı sorgulamaları, işleri gereği güldürmeyi, eğlendirmeyi hedefleyen bu iki oyuncunun isyanları, gelgitleri, kayıpları anlatılır. Jose Sanchis Sinisterra’nın yazdığı, Yalçın Baykul’un çevirdiği, Naşit Özcan’ın yönettiği oyunda, Ada Alize Ertem, Çağatay Palabıyık, Yunus Erman Çağlar rol alıyor. Oyun, 27-30 Mart 2024 tarihleri arasında Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde.

BEN MEDEA DEĞİLİM

“Ben Medea Değilim” oyununda yakın geçmişte “katil” sıfatı yakıştırılan bir Kadın’ın, tiyatro sahnesinde gösteriyi ve seyirciyi manipüle ederek kendi hikâyesine ve aslında her kadının kendi gerçeğine yönlendirdiğini görüyoruz. Allison Gregory’nin yazdığı, Hülya Karakaş’ın yönettiği oyunda Şirin Asutay, Berrin Koper, Kamer Karabektaş, Ozan Akif Serman rol alıyor. Oyun, 27-30 Mart 2024 tarihleri arasında Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde.

YATAK ODASI KOMEDİSİ

Oyun, evliliklerinin farklı aşamalarında olan dört çiftin iç içe geçmiş hayatlarını sıra dışı ama komik bir bakışla ortaya koyuyor. Evlilik kavramı, çiftlerin tuhaf nedenlerle sarsılan ve yeniden kurulan ilişkileri üzerinden, geleneksel, alışılagelmiş kalıpların ve kuralların dışına çıkılarak irdeleniyor.

Alan Ayckbourn’un yazdığı, Mert Dilek’in çevirdiği, Ali Gökmen Altuğ’un yönettiği oyunda Aslıhan Kandemir, Ayşen Sezerel, Buket Kubilay, Engin Gürmen, Gökçer Genç, Mert Aykul, Nurdan Kalınağa, Özgür Atkın rol alıyor. Oyun, 27-30 Mart 2024 tarihleri arasında Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde.

ZEHİR

Geçmişte yaşadıkları trajik kaybın ardından ayrılan çift, yıllar sonra bir araya gelmek zorunda kalır. Bu buluşma, acılı bir geçmiş hesaplaşmasına dönüşür. Karşı tarafın da neler hissettiğine dair eksik bırakılan taşlar yerine oturur. Kadın ve erkek dünyasının bakış açısına odaklanan eser Hollanda prömiyerinin ardından birçok dile çevrilmiştir.

Lot Vekemans’ın yazdığı Şaban Ol’un çevirip yönettiği oyunda Sevinç Erbulak, Ahmet Saraçoğlu, Aslıhan Kandemir, Eraslan Sağlam rol alıyor. Oyun, 27-30 Mart 2024 tarihleri arasında Müze Gazhane Meydan Sahne’de.

KUĞUNUN ŞARKISI

Anton Çehov’un tek perdelik kısa oyunlarından biri olan Kuğunun Şarkısı’nda, yaşlı ve yalnız bir aktörün geçmişiyle yüzleşmesine, hayatını sorgulamasına, pişmanlıklarına ve aradan geçen onca yıla rağmen, hala, hayatta en iyi yaptığı şeye, aktörlüğe tutunmaya çalışmasına tanık oluyoruz.

Oyunda, insan doğasının gizli özlemlerini, öfkelerini ve tutkularını yansıtan önemli bir Çehov karakteri olarak karşımızda duran Svetlevidov’un anılarında yeniden canlanan Shakespeare’nin seçme tiradları, izleyenleri de oyuncunun geçmişine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

Alkışlar, tebrikler, aşklar ve şöhretin sarhoşluğuyla, yaşamı boyunca mutluluğu ve hayatın anlamını arayan Svetlevidov, geride bıraktığı onca hayal kırıklığına ve çektiği bütün sıkıntılara rağmen, sahnede ölümü bekliyor olduğu gerçeğinin önünde bile başını eğmeden durmaya devam ediyor.

Bora Seçkin’in yönettiği oyunda Bora Seçkin, Ertan Kılıç, Naşit Özcan, Yeliz Şatıroğlu rol alıyor. Oyun, 30 Mart 2024 tarihinde Beylikdüzü Rasim Öztekin Sahnesi’nde.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı