Aylık arşivler: Nisan 2024

Avrupa'nın en prestijli basketbol organizasyonu olan Turkish Airlines EuroLeague S Sport Plus'ta canlı yayında

Avrupa’nın en prestijli basketbol organizasyonu olan Turkish Airlines EuroLeague’de heyecan dorukta! Play-Off turu için nefesler tutuldu ve en iyi 8 takım, Berlin’deki Final Four’a yükselmek için mücadele edecek.  

Heyecan dolu tüm bu anlara eşlik etmek isteyen sporseverler S Sport Plus’ta canlı yayında buluşacak.

EuroLeague’de Play-Off heyecanı başlıyor. Takımlar Final Four bileti için parkeye çıkacak. Play-Off eşleşmeleri 5 maç üzerinden oynanacak ve 3 galibiyete ulaşan en iyi 4 takım, 24-26 Mayıs tarihleri arasında Berlin’deki Final Four’a katılma şansı kazanırken normal sezonu daha üst sırada bitiren takımlar, Play-Off turunda saha avantajını elinde bulunduracak. 

Fenerbahçe Beko Final Four Yolunda!

Temsilcimiz Fenerbahçe Beko, Play-Off turunda Monaco ile karşılaşacak ve ilk maç 24 Nisan Çarşamba günü saat 20:00’de S Sport Plus’tan canlı yayınlanacak. Fenerbahçe Beko normal sezonu 6. sırada, Monaco ise sezonu 3. sırada bitirdiği için Monaco saha avantajını eline alarak ilk 2 maça ev sahipliği yapacak. Sezon ortasında koç değişikliğine giderek takıma Sarunas Jasikevicius’u getiren temsilcimiz Fenerbahçe Beko, özellikle evinde oynadığı maçlarda sezon boyunca müthiş bir performans gösterdi ve birçok rekora imza attı. Fenerbahçe Beko, Valencia maçında attığı 24 üçlükle EuroLeague tarihinde bir maçta en fazla üçlük atan takım olurken, sezonun formda isimlerinden Nigel Hayes-Davis ise Alba Berlin maçında 50 sayı atarak bir EuroLeague maçında en çok sayı atan oyuncu rekorunu kırmıştı.

Play-Off Maçlarının Tamamı Canlı Yayınla S Sport Plus’ta!

EuroLeague Play-Off Turu’ndaki ilk maçlar 23 Nisan Salı ve 24 Nisan Çarşamba günleri oynanacak. İlk maçların yayın programı şu şekilde olacak:

-Panathinaikos – Maccabi Tel Aviv 23 Nisan Salı 20:30

– Real Madrid –Baskonia 23 Nisan Salı 22:00

– Monaco – Fenerbahçe Beko 24 Nisan Çarşamba 20:00

– Barcelona – Olimpiakos 24 Nisan Çarşamba 22:00

Eşleşmelerin 2. maçları ise Perşembe ve Cuma günleri oynanacak ve S Sport Plus, tüm heyecanı canlı yayın ve tekrar izle seçenekleriyle sunacak!

S Sport Plus’ta Play-Off Heyecanı Bitmiyor!

NBA’in süper starları, Konferans ve NBA şampiyonluğu için mücadele ediyor. Cumartesi günü başlayan NBA Play-Off’ları Giannis Antetokounmpo, Nikola Jokic, Luka Doncic, Kevin Durant, Jason Tatum gibi süper starların yıldız savaşlarına sahne olacak! 

NBA’de Doğu Konferansı’nı Boston Celtics lider bitirirken; Batı Konferansı ise Oklahoma City Thunder’ın liderliği ile tamamlandı. NBA’in Kral lakaplı yıldızı LeBron James’li Lakers da zor da olsa Play-In turunda Pelicans’ı geçerek Play-Off biletini almayı başardı. NBA tarihinin en iyi şutörlerinden biri olarak gösterilen Stephen Curryli Warriors ise Play-In maçında Kings’e kaybederek NBA sezonunu erken kapatmış oldu.

NBA Play-Off’larındaki eşleşmeler şu şekilde:

  1. Batı Konferansı:
    • Thunder – Pelicans
    • Clippers – Mavericks
    • Timberwolves – Suns
    • Nuggets – Lakers
  2. Doğu Konferansı:
    • Celtics – Heat
    • Cavaliers – Magic
    • Bucks – Pacers
    • Knicks – 76ers

S Sport Plus’tan Basketbol severlere Özel Kampanya

Basketbol severler, ssportplus.com üzerinden 3AY4999 koduyla üyeliklerini başlatarak EuroLeague ve NBA Play-Off’larını indirimli olarak takip edebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

23 Nisan Satranç Turnuvası sona erdi

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında düzenlenen 15’inci Satranç Turnuvası sona erdi. 7-12 yaş grubu 873 öğrencinin mücadele ettiği satranç turnuvasının şampiyonları kupalarını aldı.

Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Satranç Federasyonu Antalya İl Temsilciliği iş birliği ile gerçekleştirilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 15’inci Geleneksel Satranç Turnuvası Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Üç gün süren Turnuvada 7-12 yaş grubu çocuklar toplam 12 kategoride yarıştı. Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Aydın da turnuvada çocuklarla bir araya gelerek, yarışma heyacanlarına ortak oldu.  Dereceye giren her grubun ilk üç sporcusuna madalya kupa ve para ödülü, ilk 10’a giren sporculara ise çeşitli hediyelerin yer aldığı hediye çantası verildi.

Turnuvada dereceye giren sporcular şöyle:

7 yaş genel kategorisinde 

Ege Çalışkan birinci

Yiğitalp Aksay ikinci

Tuna Uzunoğulları üçüncü 

 

7 yaş kız kategorisinde 

Beren Ceylan birinci

Bahar Işık ikinci

Alya Tolun üçüncü

8 yaş genel kategorisinde 

Yiğit Şimşek birinci

Halil Tuna Öcal ikinci

Emir Rüzgâr Gürpınar üçüncü

8 yaş kız kategorisinde 

Elif Berra Kalkan birinci

İsabel Önal ikinci

Deniz Savaş üçüncü 

9 yaş genel kategorisinde 

Ali Burak Yılmaz birinci

Meriç Akgün ikinci

Seymen Erdoğan üçüncü 

9 yaş kız kategorisinde 

Azra Gül Solak birinci

Nil Hilal Arslan ikinci

Yağmur Meva Yılmaz üçüncü 

10 yaş genel kategorisinde 

Batın Akçay birinci

Pars Akyüz ikinci

Celal Toprak Eren üçüncü 

 

10 yaş kız kategorisinde 

Âmine Sare Tunç birinci

Elif Cemre Uysal ikinci

Nehir Özkan üçüncü

11 yaş genel kategorisinde 

Arda Kurt birinci

Hasan Emir Yüksel ikinci

Alper Bahçeci üçüncü 

11 yaş kız kategorisinde 

Gülce Deniz Aktaş birinci

Begüm Çelik ikinci

Eslina Beril Aytekin üçüncü

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Spor Ödülleri 25 Nisan Perşembe Günü Sahiplerini Buluyor

İstanbul Okan Üniversitesi öğrencilerinin ve çalışanlarının oylarıyla belirlenen “İstanbul Okan Üniversitesi 2023 Spor Ödülleri”, 25 Nisan 2024 Perşembe günü Üniversitenin Tuzla’daki Bekir Okan Kültür, Sanat ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.

Törende Cumhuriyet’in 100. Yılı Özel Ödülü, Onur Ödülü, Yılın Sporcusu, Yılın Takımı, Yılın Futbolcusu, Yılın Antrenörü gibi kategorilerde birçok ödül dağıtılacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun Kemer-Kaş etabı başladı

Cumhurbaşkanlığı himayesinde Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından düzenlenen 59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun (Tour of Türkiye 2024) Kemer-Kaş (Kalkan) etabı başladı.

Etabın startına, Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Kemer Jandarma Komutanı Ömer Seyhan, Kemer Emniyet Müdürü Harun Mere, Kemer Sahil Güvenlik Komutanı Soner Tuna, Antalya İl Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Kemer Belediye Başkan Yardımcıları Emin Gül ile Mehmet Derya Baytekin, Kemer Belediyesi Meclis Üyesi Ali Rıza Akar, Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Etabın startı, Kaymakam Ahmet Solmaz, Belediye Başkanı Topaloğlu ve protokol üyelerince Kemer Cumhuriyet Meydanı’ndan verildi.

Yarışın ikinci etabı öncesinde Cumhuriyet Meydanı’nda halk oyunları gösterisi yapıldı. Gösteriyi, yerli ve yabancı turistler cep telefonları ile görüntüledi.

Toplam 190,6 kilometrelik Kemer-Kaş (Kalkan) etabına katılan bisikletçiler, dereceye girebilmek için kıyasıya mücadele edecek.

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, yaptığı açıklamada, 59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun ikinci etabının Kemer’den başladığını belirterek, çok sayıda sporcuyu Kemer’de ağırlamaktan dolayı mutluluk duyduklarını söyledi.

Kemer’in spor turizminin merkezi olacağını  her fırsatta dile getirdiklerine işaret eden Başkan Topaloğlu, “Geçen hafta Kemer’de Muaythai Şampiyonası vardı. Ondan önce 14 tane tenis kortu açıldı. Haziran ayında Korfbol Şampiyonası Kemer’de yapılacak. Dün Sky To Sea Dağ Bisikleti Yarışı yapıldı. Bu hafta sonu Akra Gran Fondo Bisiklet Yarışı yapılacak. Kemer artık bir spor merkezi oldu. Spor organizasyonları için Kemer’e gelen misafirler kendi ülkelerine gittiği zaman Türk insanının yakınlığını ve misafirperverliğini anlatacak ve bizim için iyi bir tanıtım olacak. Her şey daha güzel olacak. İyi bir turizm sezonu da geçireceğimizi düşünüyorum. Yarışta tüm sporculara başarılar diliyorum.” dedi.

Öte yandan Başkan Topaloğlu, yarış öncesinde Sports TV’ye canlı yayın konuğu olarak Kemer’deki spor turizmi ve organizasyonlar ile ilgili açıklamalarda bulundu.

59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, 8 etap sonunda 28 Nisan’da İstanbul’da tamamlanacak.

Tour of Türkiye’nin diğer etapları şöyle:

3. Etap: Fethiye-Marmaris (156 km)

4. Etap: Marmaris-Bodrum (137,9 km)

5. Etap: Bodrum-Kuşadası (177,9 km)

6. Etap: Kuşadası-Manisa (Spil Dağı) (160,1 km)

7. Etap: İzmir-İzmir (125,4 km)

8. Etap: İstanbul-İstanbul (105,4 km)

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında Ahmet Akın Kültür Merkezi'nde iki gün boyunca satranç turnuvası düzenlendi

Ödül törenine Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler ve Başkan Yardımcısı Ayten Tuna katıldı. Ödül töreninde satrançseverlere konuşma yapan Başkan Ali Kemal Deveciler, “Satrancın kişisel gelişimdeki öneminin farkındayız, genç beyinlerimiz için her zaman olduğu gibi satrancı desteklemeye devam edeceğiz.

Bugün müsabakalarını galibiyet ile taçlandıramayan çocuklarımız üzülmesin. Bu atmosferi yaşayıp, deneyim kazanmak da çok güzel. Bu oyunun kaybedeni yok. Tüm çocuklarımızın devletimize faydalı hizmetler vereceğini temenni ediyorum. Katılım sağlayan tüm satrançseverlere ve ailelere teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

8 Yaş, 10 yaş, ve 14 yaş olmak üzere 3 kategoride gerçekleştirilen turnuvaya 75 sporcu katıldı. Satranç turnuvasında dereceye girenlere kupa, madalya ve Nutuk kitabi Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler ve Burhaniye Belediye Başkan Yardımcısı Ayten Tuna tarafından takdim edildi. 2 gün süren turnuva da 8 Yaş kategoride 1. Mustafa Burak Erkan, 2. Efe Eruzunlar, 3. Poyraz Koç olurken 10 Yaş kategorisinde 1. Yusuf Eren Mumcu, 2. Umut Tezemir, 3. Burak Tuna Özkaya oldu. Turnuvanın son kategorisi olan 14 Yaş kategorisinde ise çekişmeli geçen satranç müsabakalarında 1. Kasım Çağan Bozkurt, 2. Mert Uzun, 3. Ömer Yaşar sıralaması ile tamamlandı.

Düzenlenen 2 günlük turnuva’nın son bölümünde emeği geçenleri unutmayan Başkan Deveciler, TSF Balikesir il Temsilcisi Hasan Hüroğlu, TSF İlçe Temsilcisi Turnuva Koordinatörü Muhittin Köken, İl Hakemi Ercan Atak ve Yardımcı Hakem Alim Erenler’e teşekkür ederek hediyelerini takdim etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

5. Yenişehir Triatlonu'nda ilk gün yarışları nefes kesti

Yenişehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 5. Yenişehir Triatlonu’nda ilk gün yarışları sona erdi.

Mersinlilerin yoğun ilgiyle takip ettiği organizasyonun Cumartesi günkü programında Avrupa Triatlon Gençler Kupası ve ulusal sprint yarışları yapıldı.  Dereceye giren sporcuları tebrik eden Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Mersinlileri Pazar günü yapılacak Dünya Paratriatlon Kupası yarışlarını izlemeye davet etti. 

Yenişehir Belediyesi ve Türkiye Triatlon Federasyonu(TTF) iş birliğiyle Mersin’de gerçekleşen 5. Yenişehir Triatlonu’nun ilk günü nefes kesen mücadelelere sahne oldu. Organizasyon kapsamında ilk olarak ulusal elit erkekler ve elit kadınlar yarışları yapıldı. Fenerbahçe Meydanı’ndan denize girip 750 metre yüzen sporcular,  ardından denizden çıkara değişim istasyonunda bisiklete binip, Arkeoloji Müzesi ile Mersin Marina kavşağı arasında 3 tur halinde 20 kilometre bisiklet sürdü. Etabı bitiren triatletler, son olarak 5 kilometre koştu. 

5. Yenişehir Triatlonu Türkiye Kupası Elit Kadınlar kategorisinde Özlenen İpek Günad Birinci 1 saat 11 dakika 47 saniyelik derecesiyle birinci olurken, İlkım Ardıç ise 1 saat 14 dakika 27 saniyelik derecesiyle yarışı ikinci sırada bitirdi. Elit Erkekler kategorisinde ise Emir Arıcı 59 dakika 43 saniyelik derecesiyle birinci olurken, Burak Çağdaş 1 saat 1 dakika 46 saniyelik derecesiyle ikinci, Burçak Özer ise 1 saat 2 dakika 50 saniyelik derecesiyle üçüncülüğü elde etti.  5. Yenişehir Triatlonu’nda öğleden sonra Avrupa Triatlon Gençler Kupası yarışları düzenlendi. Erkekler kategorisinde 54 dakika 10 saniyelik derecesiyle Mineev Roman birinci, 54 dakika 35 saniyelik derecesiyle Roman Leonov ikinci, 54 dakika 46 saniyelik derecesiyle Karpeev Dimitri üçüncü oldu. Erkeklerin ardından start alan kadınlarda ise Daria Zakharova 1 saat 38 saniyelik derecesiyle birinci olurken, Sofia Tikhonova 1 saat 1 dakika 36 saniyelik derecesiyle ikinci, Ekaterina Budanok ise 1 saat 2 dakika 2 saniyelik derecesiyle üçüncü oldu. 

Dereceye giren sporcular madalyalarını aldı

Avrupa Triatlon Gençler Kupası ve ulusal yarışlarda dereceye giren sporculara madalyaları Yenişehir Belediye Başkanvekili Murat Sakuçoğlu, Türkiye Triatlon Federasyonu(TTF) Başkanı Bayram Yalçınkaya ve Avrupa Triatlon Birliği Yönetim Üyesi Alicia Garcia tarafından verildi. 

Dünya Paratriatlon Kupası yarın yapılacak 

Yarın da devam edecek Yenişehir Triatlonu’nda Dünya Paratriatlon Kupası ve ulusal yaş grupları yarışları yapılacak. 21 Nisan Pazar günü ise ulusal yaş grupları yarışları saat 06.45’te,  Dünya Paratriatlon Kupası yarışları ise saat 12.30’da başlayacak. Tüm yarışların startı Yenişehir sahil şeridindeki Fenerbahçe Meydanı’nda verilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yaza Formda Girmek İçin 10 Öneri

Kış aylarında gerek mevsim koşulları nedeniyle aktivitelerin ve su tüketiminin azalması gerekse gecelerin uzun olması nedeniyle gece yemelerinin artması fazla kiloları da pek çoğumuz için kaçınılmaz kıldı. Ancak bahar aylarıyla birlikte kolları sıvayarak yaz mevsimine fazla kilolardan arınmış olarak girmek mümkün! Acıbadem Altunizade Hastanesi Beslenme ve Diyet uzmanı Nilay Kayım “Gece tüketilen atıştırmalıklar, fast- food gıdalar, su tüketiminin azalıp çay, kahve tüketiminin artması vücutta ödem, yağ oranı ve kilo artışına yol açıyor. Ancak bazı basit ama etkili önlemlerle metabolizmayı canlandırmak ve fazla kilolardan kurtularak yaza sağlıklı ve formda girmek zor değil. Sağlığa ciddi zararlar verebildiğinden şok diyetlerden ise kesinlikle kaçınmak gerekir” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nilay Kayım, yaza formda girmek için 10 yöntemi sıraladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu; birer tane de ‘metabolizma hızlandırıcı salata’ ve ‘ödem atıcı içecek’ tarifi verdi.   

 

  • Yağ tüketimini sıfırlamayın

Diyet dediğimizde aklımıza yağ tüketimini tamamen sıfırlamak gelmemeli! Ancak fast food, paketli gıdalar ve kızartmalar gibi yüksek doymuş yağ oranı fazla olan besinlerden kaçınmak gerekir. Diyete bu tip gıdalar yerine ceviz, fındık, avokado, zeytinyağı gibi gıdaların eklenmesi, sanılanın aksine ağırlık kaybını kolaylaştırmaktadır. 

  • Karbonhidrat alımından korkmayın

Yağ yakımı metabolizmasında karbonhidrat alımının önemi büyüktür. Özel diyetler haricinde karbonhidrat içeren gıdaları diyetten kontrolsüzce çıkarmak; daha fazla acıkma hissi, tatlı isteği ve porsiyonlarınızın büyümesine neden olabilir. Beslenmenize lif içeriği yüksek sağlıklı karbonhidratları (bulgur, karabuğday, kurubaklagiller, tam buğday makarna, yulaf vb.) porsiyon kontrolü yaparak eklemeli; kilo alımına neden olan karbonhidrat içeren besinleri (tatlı, şeker, meyve suları, hamurişi vb gıdalar) diyetten çıkarmalısınız.

  • Düşük protein alımından kaçının

Yetersiz protein alımı; metabolizma hızı ve kas sentezini azaltmakta, ödem artışına neden olmaktadır. Özellikle yağ kaybı, kas artışı amacıyla yapılan egzersizlere mutlaka yeterli protein alımı da eşlik etmelidir. Beslenmenize daha çok balık, kefir, yumurta ekleyerek diyetinizin protein içeriğini artırabilirsiniz. 

 

  • Daha çok hareket edin

Hava sıcaklıklarının artışı daha az hareket etmek için ürettiğimiz bahaneleri de azaltmış oluyor. Hareket etmek metabolizmayı hızlandırmakta, hormonal değişimler ile diyete motivasyonu artırmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, haftalık en az 150-300 dakika orta yoğunlukta fiziksel aktiviteyi önermektedir. Haftada en az üç gün bir saat tempolu yürüyüş yapmaya özen gösterin.

 

  • Sebzeleri her öğününüze ekleyin

Sebzeler yüksek lif, vitamin ve mineral içermektedir. Özellikle potasyum içeriği yüksek sebzeler (ıspanak, pazı, marul, maydanoz, havuç gibi) ödem atımını kolaylaştırmaktadır. Ayrıca sebze tüketimi ile tokluk süresi de uzamaktadır. İçerisinde tüm besin gruplarını içerecek şekilde hazırladığınız ana öğün salataları ile ödem atımını kolaylaştırabilir ve daha uzun süre tok kalabilirsiniz. Böbrek hastaları sebze tüketiminde dikkatli olmalı ve beslenme uzmanına danışmalıdır.   

  • Şekerli içeceklere dikkat edin!

Beslenme ve Diyet Uzmanı Nilay Kayım “Havaların ısınmasıyla birlikte dondurma, şekerli ve gazlı içecekler, meyve suları, kremalı/şuruplu kahve tüketimi artmakta ve bu durum kilo artışına neden olmaktadır. Diyetinizdeki bu tip gıdaların yerine sade maden suyu, şekersiz soğuk kahveler ve ev yapımı şekersiz sebze/meyve içecekleri ekleyebilirsiniz” diyor.

  • Su tüketimini artırın, kafeini sınırlayın

Günlük sıvı ihtiyacınız ağırlık (kg) x 30-35 ml’dir. Ancak bu tüketime kafein içermesi nedeniyle çay ve kahveyi dahil etmemelisiniz. Kafein, diüretik etki yaratarak vücudunuzu susuz bırakmaktadır. Günlük ihtiyacınız olan sıvı miktarını almanız metabolizmayı hızlandırmakta, ödem atımını sağlayarak vücudu toksinlerden arındırmaktadır.

  • Bağırsak sağlığınızı destekleyin

Bağırsak sağlığı ağırlık kaybını etkileyen faktörler arasındadır. Bağırsak sağlığını korumak veya geliştirmek için günlük ihtiyacınız olan lifi (25-35 gr) almalı, kefir gibi fermente gıdaları tüketmeli ve gerektiği durumlarda doktorunuza danışarak probiyotik takviyelerden yararlanmalısınız. 

  • Uyku düzeninize dikkat edin!

Uyku düzenindeki bozulmalar, açlık-tokluk durumunu etkileyen hormonlarda dengesizlikler meydana getirmektedir. Ayrıca yetersiz uyku ile kortizol salınımı artmakta ve yüksek kalori /karbonhidratlı gıdalara eğilim gözlemlenmektedir. Yetersiz uyku sonucu oluşan yorgunluk ise hem besin alımını etkilemekte hem de fiziksel aktivitenin azalmasına neden olmaktadır. Yetişkin bireyler için en az 7-8 saat uyku süresi önerilmektedir. Bu nedenle uyku düzeninize mutlaka özen gösterin.

 

  • Şok Diyetlerden Kaçının

Beslenme ve Diyet Uzmanı Nilay Kayım “Çok düşük kalorili veya tek tip gıdaları içeren şok diyetler kas ve sıvı kaybına neden olmaktadır. Tartıda hızlıca eksilen o rakamlar aslında yağ kaybını yansıtmamaktadır. Ayrıca bu amaçla kontrolsüz bir şekilde kullanılan besin destekleri ise karaciğer ve böbrekler başta olmak üzere sağlığa ciddi zararlar verebilme hatta hayati riske bile yol açabilmektedir. Bu nedenle şok diyetlerden kesinlikle uzak durun” diyor.   

 

Beslenme ve Diyet Uzmanı Nilay Kayım, metabolizma hızlandırıcı salata ve ödem atıcı içecek tarifi de verdi…

Metabolizma Hızlandırıcı Salata

7-8 yaprak marul, 

½ demet maydanoz 

½ demet dereotu 

1-2 adet haşlanmış enginar 

3 yemek kaşığı haşlanmış maş fasulyesi 

2-3 adet çilek 

1-2 kaşık zeytinyağı, bol limon suyu, 

1-2 kaşık elma sirkesi (tercihen)

Hazırlanışı: Tüm malzemeler doğranır ve karıştırılır (yeşillikler artırılabilir). Üzerine zeytinyağı, limon, sirke eklenir. Tercihen tuz yerine baharat (pulbiber, sumak vb) kullanılabilir. Yanında 1 bardak kefir ile ana öğün olarak tüketilebilir. Diğer öğününüze et grubu eklemeyi unutmayınız 

 

Ödem Atıcı İçecek 

1 şişe maden suyu 

2 dilim ananas 

1 salatalık 

1/3 demet maydanoz 

1/3 demet nane

½ adet limonun suyu

100 ml yeşil çay 

Hazırlanışı: Yeşil çay 100 ml suda demlenir ve soğutulur. İçerisine maden suyu, ananas, salatalık, maydanoz, nane eklenir ve blender edilir. Son olarak limon suyu da eklenir ve afiyetle içilir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Acıbadem Uluslararası Diyabet Yüksek Teknoloji Merkezi Açıldı

Ülkemizde 12 milyon diyabetli var. Üstelik artış hızı dünya ortalamasının 2 katı, Avrupa ortalamasının da 3 katından fazla! İyi tedavi edilmediğinde ciddi organ hasarlarına da yol açan diyabet yaşamı tehdit edebiliyor! Günümüzde teknoloji ve tıptaki hızlı gelişmeler sayesinde ise hastaların etkin tedavisini yapmak ve yaşam kalitelerini artırmak mümkün! Bugün açılışı gerçekleştirilen Acıbadem Uluslararası Diyabet Yüksek Teknoloji Merkezi’nde yüksek teknoloji ile diyabet hastalarının yaşam kalitesinin artırılması ve Türkiye’den farklı ülkelerdeki diyabet hastalarına özel hizmet verilmesi hedefleniyor. Koordinatörlüğünü Endokrinoloji ve İç hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. M. Temel Yılmaz’ın yaptığı Acıbadem Uluslararası Diyabet Yüksek Teknoloji Merkezi’nin açılışında, ilgili tüm branşlarda hizmet verecek olan uzman medikal ekip basın mensupları ile biraraya geldi.

Dünyada 600 milyon, ülkemizde 12 milyondan fazla diyabetli bulunuyor. Yapılan araştırmalar; ülkemizde diyabetin görülme sıklığının her 10 yılda bir yüzde 100 oranında arttığını gösteriyor. Üstelik bu artış hızı dünya ortalamasının 2 katı, Avrupa ortalamasının da 3 katından fazla! Yaşamı tehdit edebilen ciddi bir hastalık olan diyabet; iyi tedavi edilmediğinde koroner kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, görme kaybı ve nöropati gibi ciddi organ hasarlarına yol açabiliyor. Acıbadem, diyabetin tanı ve tedavisinde bütünsel bir yaklaşım anlayışıyla tek merkezden hızlı çözümler sunan, ülkemizde ve farklı ülkelerdeki diyabet hastalarını takip edebilen Acıbadem Uluslararası Diyabet Yüksek Teknoloji Merkezi’ni hizmete sundu. Koordinatörlüğünü Prof. Dr. M. Temel Yılmaz’ın yapacağı Acıbadem Uluslararası Diyabet Yüksek Teknoloji Merkezi’nde; Endokrinolog, İç Hastalıkları Uzmanları, Diyabet Diyetisyenleri, Diyabet Hemşireleri ve Psikolog gibi ilgili tüm branşlardan oluşan uzman bir medikal ekip multidisipliner yapıda hizmet verecek. Açılışta merkezin öne çıkan ve fark yaratan özelliklerini anlatan Acıbadem Uluslararası Diyabet Yüksek Teknoloji Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. M. Temel Yılmaz “Kuruluş amacımız olarak ülkemizde uluslararası standartlarda bir diyabet yönetimini ve diyabetli hastalara komplikasyonsuz ve kaliteli yaşam sağlayacak bir merkez olmayı hedefledik. Bu amaçla öncelikle klasik bir diyabet tedavi merkezi yerine proaktif bir diyabet yüksek teknoloji merkezi kurmayı planladık. Başarılı bir diyabet tedavisi ancak multidisipliner bir yaklaşım ve ekip çalışması ile mümkündür. Temel felsefemiz diyabet ve diyabete bağlı sağlık sorunlarının tek merkezde en kısa zamanda ve doğru çözümüdür” dedi.

‘Yapay pankreas’tan, ‘24 saat evden takip’e yüksek teknoloji çözümler…

Diyabetin takip ve tedavisinde güncel teknolojilerin yaşamımıza girmesiyle hastalık yönetiminde birçok kuralın değiştiğini belirten Prof. Dr. M. Temel Yılmaz şöyle konuştu: “Diyabetle ilgili tüm sorunları aynı merkezde çözümleyecek multidisipliner yaklaşım ve organizasyonla 24 saat evden takipten dünyanın her tarafında kan şekerini izlemeye, kapalı döngü yapay pankreastan diyabetik giyilebilir teknolojilere ve kızıl ötesi ışınlarla 360 derece vücut analizi tekniklerine kadar en gelişmiş teknolojileri biraraya getirdik. Ayrıca tedaviye dirençli yüksek kilolu obezite kliniğinden gebelik diyabetine, farklı diyabet hastalarına özel ilk ihtisas polikliniklerinden diyabette Teletıp uygulamalarına dek birçok yeniliği hayata geçirdik. Diyabette teknoloji kullanımı çok zayıf; halen kan şekeri ölçümü klasik parmak delme yöntemiyle, insülin enjeksiyonu da insülin kalemiyle yapılıyor. Oysa glikoz ölçüm aletlerinin zorluklarını ortadan kaldıran ve her iki üç dakikada bir kan şekerini ölçebilen (Sürekli Glikoz Ölçüm Sistemleri-CGM) sistemlerle, hasta, izni olduğu taktirde diyabet ekibi tarafından 24 saat takip altında olabiliyor. Bu cihazlar ani kan şekeri düşüklüğünde (hipoglisemi) veya ani kan şekeri yüksekliğinde size ya da sağlık ekibine ve sizi izleyen yakınlarınıza alarm ile uyarı gönderebiliyor. Sağlıklı insan pankreasının insülin salgı dinamiğine en yakın olan sistem de sürekli insülin infüzyon pompa sistemleridir. İnsülin pompaları, kablolu insülin pompaları ve yeni kuşak cilde yapışan patch pumplar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Bu sistemlerle insan pankreası gibi en az 3 gün enjeksiyon yapmadan bazal ve bolus insülini uzaktan kumanda ile vermek mümkün.

 

Yapay pankreasla yaşayan hastaların çarpıcı öyküsü

Yahya Tan: 50 yaşında-Yapay kalp ve yapay pankreasla yaşıyor!

Diyabeti üç yıl önce fark edilen Yahya Tan halen yapay kalp ve yapay pankreas ile yaşamını sürdürüyor. 7 yıl önce motor kullandığı esnada aşırı terleme ve göğüs ağrısı şikayetiyle kendini hastaneye zor atan Tan “Doktor kalp krizi geçirdiğimi söyledi. Yapılan tetkiklerde nakil hastası olduğum ortaya çıktı ve 2017’den bu yana yapay kalp destek cihazı ile yaşıyorum. Yoğun bakımda tedavi gördükten sonra bu kez de diyabet hastası olduğum ortaya çıktı. Hastanede şekerim 500’lerdeymiş ama haberim yoktu. İnsülin kullanmaya başladım ama Temel hocamızla tanıştıktan sonra Şeker Ölçüm Cihazı (CGM) ve İnsülin Pompası kullanmaya başladım. İnsülin kullanırken çok zorlanıyordum; her zaman ölçüm alamıyor, saatlerini kaçırıyor ve ölçmede sorunlar yaşıyordum ama şimdi yapay pankreas ile bu sorunlar ortadan kalktı ve diyabetin hiçbir sıkıntısını yaşamıyorum. Şimdi şekerim 90-100’den yukarı çıkmıyor” dedi.

Şükran Usta (32 yaşında)- Yapay pankreasla anne oldu!

Halen 3,5 aylık bebeği olan Şükran Usta ise diyabet hastalığı ile pandemi sürecinde karşılaşmış. Bir anda çok zayıfladığını ve halsizlikten yürüyemez hale geldiğini, aşırı su içme isteği olduğunu belirten Bilişim Teknolojileri Öğretmeni Usta, sık idrara çıkma şikayetiyle doktora başvurduğunda Tip-1 diyabet tanısı almış. Şekerinin 400-500’lerde seyrettiğini öğrenen Kaya insülin tedavisi başlandığını ama o dönem insülin kullanmakta çok zorlandığını, psikolojisinin alt üst olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Yapay pankreasla tanıştıktan sonra psikolojim düzeldi. Hamileliğimin 4. ayında insülin pompası kullandım. Hamilelik sürecinde bebeğime bir şey olacak diye çok korkuyordum ama CGM cihazı ve insülin pompası hayatımı kolaylaştırdı. CGM cihazı sayesinde sürekli parmak ölçümü yapmak zorunda kalmadım, ayrıca anlık şeker değerini gösterdiği için ani çıkış ve inişlere hemen müdahale ediyordum. Hamileliğimi çok rahat geçirdim, şekerim dengesine kavuştu. Bu cihazlar çok pahalı olduğu için sürdürülebilirliği mümkün olamayabiliyor; devlet eliyle ücretsiz verilse diyabet hastaları için son derece iyi olur.”

 

Janset Burcu Kubat Kırmızıgül (34 yaşında)-“Kızım her şeyim”

 

2,5 yaşında kızı olan Janset Burcu Kubat Kırmızıgül de toplantıda yaptığı konuşmada; 20 yaşında diyabet tanısı aldığını belirterek “O dönem çok kilo vermeye başlamıştım. Aşırı abur cubur yiyordum, 2 günde 1 sebil su bitiriyordum. Tip 1 diyabetim olduğu ortaya çıktı. Şekerim çok yüksek seyrediyordu, hamileliğimin başından itibaren inülin pompası ve CGM cihazı takmaya başladım, şekerimi ideal seviyeye indirdik. Şimdi artık şeker seviyeme göre ara ara cihazı kullanıyorum; benim diyabet hastalığım sayesinde kızım ve eşimle sağlıklı besleniyoruz ve hastalığın dezavantajlarını avantaja çevirdik. Yapay pankreas kesinlikle ülkemizde herkesin alıp kullanabileceği fiyatlarda olmalı çünkü gerçekten lüks değil hayati bir ihtiyaç. Ayrıca çocuklar için de olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sosyal medyadaki mutluluk pozları gerçek mi yoksa gerçeklikten kaçış mı?

Mutluluk pozlarıyla insanların kendilerini diğerleriyle kıyasladığı bir ortam bulabildiklerini ifade eden uzmanlar, sosyal medyayı kullanırken insanların kendilerini sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırmasının mükemmeliyetçilik duygusunu körüklediğini de söylüyor.

Mutlu anları paylaşmanın insanların kendilerini iyi hissetmelerine ve olumlu bir imaj oluşturmalarına yardımcı olabileceğini de dile getiren Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Mutluluk pozları paylaşmak, kişinin kendine olan güvenini artırabilir, kişinin kendisini iyi hissedip, pozitif duygularını pekiştirmesine yardımcı olabilir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, Sosyal medyada mutluluk pozlarına olan ilgi ve ‘sanal mutluluk’ konusunu değerlendirdi.

Mutluluk pozlarıyla insanlar kendilerini diğerleriyle kıyasladığı bir ortam bulabiliyor

İnsanların en iyi ve mutlu anlarını paylaşmaları için, sosyal medya platformlarının bir alan sağladığına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “İnsanlar, sosyal medyada kendilerini en iyi halde göstermek ve bu vesile ile de dikkat çekmeyi istedikleri için mutlu anlarını paylaşma eğilimi gösterebiliyor. Bu da olumlu geri bildirimler ve beğeniler alarak kendilerini daha iyi hissetmelerine imkân veriyor. Mutluluk pozlarıyla, insanlar kendilerini diğerleriyle kıyasladığı bir ortam bulabilirler ve birçok kişi, başkalarının mutlu anlarını gördükçe kendilerini eksik veya mutsuz hissedebilirler ve bu da bu yönde pozlar vermeyi daha da artırabilir.” dedi.

Mükemmeliyetçilik duygusunu körüklüyor

Sosyal medyayı kullanırken insanların kendilerini sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırmasının mükemmeliyetçilik duygusunun körüklenmesini artırdığını da ifade eden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, şöyle devam etti:

“Ayrıca sosyal medya platformları, insanların kendilerini ifade etmeleri ve kimliklerini oluşturmaları için de bir araç olarak kullanılabiliyor. Mutlu anları paylaşmak, insanların kendilerini iyi hissetmelerine ve olumlu bir imaj oluşturmalarına yardımcı olabilir. Bu paylaşımlar, insanların kendilerini ve hayatlarını olumlu bir şekilde tanımlamalarına ve başkalarına göstermelerine ön ayak olabilir.

Pozitif duyguları pekiştirmeye yardımcı olabiliyor

Bunun psikolojik zeminde birçok nedeni olabilir. Evvela insanlar genellikle olumlu geri bildirim alma ve beğenilme arzusunu taşırlar. Mutluluk pozları, diğerlerinin beğenilerini ve olumlu yorumlarını çekebilir; kişinin kendisini değerli ve takdir edilmiş hissetmesine yardım edebilir. Dolayısıyla, mutluluk pozları paylaşmak, kişinin kendine olan güvenini artırabilir ve sosyal bağlarının da güçlenmesine yardım edebilir. Bunun dışında, kişinin kendisini iyi hissedip, pozitif duygularını pekiştirmesine yardımcı olabilir. Pozitif anıları hatırlamak ve paylaşmak, kişinin ruh halini yükseltebilir ve olumsuz duygularıyla başa çıkmasına yardımcı olabilir. Bu nedenle kişinin kendi mutluluğunu artırmasına ve psikolojik iyilik halini desteklemesine katkıda bulunabilir.”

Kendilerini daha başarılı, çekici ve mutlu olarak göstermeye çalışıyorlar

 İnsanlar genellikle sosyal medyada en iyi ve mutlu anlarını paylaşarak kendilerini daha başarılı, çekici ve mutlu olarak göstermeye çalıştıklarını, çünkü bu durumun kişilerin kendilerini diğerleriyle kıyasladığı bir ortamda olumlu bir imaj oluşturmaya yardımcı olduğunu anlatan Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu da, daha olumlu bir benlik algısının geliştirilmesine ve kişilerin kendilerini daha iyi hissetmesine katkıda bulunabilir. Son olarak, kişiler sosyal medya platformlarındaki paylaşımlarıyla kendilerini ifade edip, kişisel kimliklerini de inşa edebiliyor. Bu imkânı tanıdığı için de pozitif anıları paylaşmaları, ilgi alanlarını, değerlerini ve yaşam tarzını diğerlerine sunmaları ve bunun da olumlu veyahut mutluluk pozları özelinde verilmesi kendisini daha iyi anlamasına ve başkalarının da onu daha iyi anlayıp tanımalarına yardımcı olabilir.” şeklinde değerlendirmede bulundu.

Gerçek mutluluk, sosyal medyada gösterildiği gibi daima parlak ve mükemmel değil

Gerçek hayattaki mutlulukla sosyal medyada gösterilen mutluluğun uyumlu olmayabileceğini de dile getiren Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, şunları söyledi:

“Çünkü sosyal medya platformları çoğunlukla kullanıcıların en iyi ve en mutlu anlarını paylaşmaları üzerine odaklanırken, gerçek hayat daha karmaşık ve farklı duygusal deneyimlere üzerine kuruludur. Sosyal medyada paylaşılan mutluluk pozları genellikle dikkatlice seçilerek, düzenlen anların bir yansımasıdır ve bu pozlar gerçek hayattaki her anın tam bir temsili değildir. Hayatın bütününün bir kısmını temsil etmektedir. Herkeste farklılıklar gösterse de gerçek hayatta insanlar, günlük yaşamın stresiyle, sorunlarıyla ve zorluklarıyla karşılaşabilirler; bu da duygusal dalgalanmaları deneyimlemelerine neden olabilmektedir. 

Ayrıca, gerçek mutluluk, sosyal medyada gösterildiği gibi daima parlak ve mükemmel değildir; bunun yerine, genellikle küçük anlarda ve sıradan yaşamın içinde bulunur. Sosyal medyada gösterilen mutluluk genellikle idealize edilmiş bir versiyon sunarken, gerçek hayattaki mutluluk daha karmaşık, gerçekçi ve zaman zaman zorlu da olabiliyor. Ayrıca bunların yanı sıra sosyal medya üzerinden verilen mutluluk pozları, insanların olumlu duygularını paylaşma ve başkalarıyla bağlantı kurma ihtiyacını da karşılayabilmekte ve sosyal medya kullanıcıları arasında olumlu bir atmosferin oluşmasına da vesile olabiliyor.”

İlişkilerde samimiyet ve derinlik eksikliğine yol açabiliyor

Mutluluk pozları paylaşmanın kişilerin kendine olan güveni ve benlik saygısı üzerinde çeşitli etkileri olabileceğini de kaydeden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, sözlerini şöyle tamamladı:

“İlk olarak, pozitif geri bildirimler ve beğeniler almak, kişilerin kendilerini değerli ve çevreleri tarafından kabul görmüş olduklarını düşünmelerine vesile olabilir ve güven duygusu hissettirebilir ve benlik saygılarını güçlendirebilir. Ancak, sosyal medyada sürekli olarak mutluluk ve başarıyla dolu pozlar paylaşmak, bazı kişilerde kendilerini karşılaştırma ve kendilerini yetersiz hissetme eğilimini de beraberinde getirebilir. Mükemmel görünen hayatları görmek, kişilerde kıskançlık, özsaygı eksikliği ve değersizlik duygularına da neden olabilir; benlik saygılarını olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca, sürekli mutluluk pozları paylaşmak, kişilerin gerçek duygularını bastırmasına ve sosyal medyada yapay bir imaj oluşturmasına neden olabilir. Bu da bireylerin kendileriyle ve başkalarıyla olan ilişkilerinde samimiyet ve derinlik eksikliğine yol açabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dr. Tayyab Rashid: “Uzun süre saklanan sırrın bedeli ağır oluyor…”

‘Kişiler Arası İlişkilerde Pozitif Psikoloji’ temasıyla düzenlenen ve dünya çapında ünlü bilim insanlarının da katılımıyla gerçekleşen 6. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi’nde, “Onur Konuğu” Melbourne Üniversitesi’nden Dr. Tayyab Rashid, “Olumlu İlişkilerin Yörüngeleri” konusunu ele aldı. 

Yapılan araştırmaların insanların yüzde 97’sinin ilişkisinde en az bir sırrı olduğunu, ortalama da ise bireylerin 13 sırra sahip olduğuna dikkat çeken Dr. Tayyab Rashid, uzun süre saklanan sırrın bedelinin ağır olabildiğini söyledi. Çiftler arasında açık ve şeffaf iletişimin önemine dikkat çeken Rashid, kendiliğinden ortaya çıkan sırrın ise bomba etkisi yapabildiğini sözlerine ekledi. 

Üsküdar Üniversitesi, NPİSTANBUL Hastanesi, NP Etiler & Feneryolu Tıp Merkezi, Türk Psikolojik Danışma Rehberlik Derneği ve Pozitif Psikoloji Enstitüsü paydaşlığında Üsküdar Üniversitesi tarafından bu yıl 6’ncısı gerçekleştirilen Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi, sona erdi.

Alanda çalışmalar yürüten küresel düzeyde uzman isimleri ağırlayan ve Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda 2 gün süren kongrenin bu yılki teması, “Kişiler Arası İlişkilerde Pozitif Psikoloji” olarak belirlendi.

“Onur Konuğu” Melbourne Üniversitesi’nden Dr. Tayyab Rashid, olumlu ilişkileri anlattı

Kongrenin “Onur Konuğu” Melbourne Üniversitesi’nden Dr. Tayyab Rashid, “Olumlu İlişkilerin Yörüngeleri” konusunu ele aldı. Dr. Rashid, ilişkilerde duyguların paylaşılmaması halinde ilişkiden haz alınmadığını, bunun da ilişkileri kötü etkilediğini dile getirerek, ilişkilerde tarafların birbirinden sakladığı sırların ilişkiye etkisini değerlendirdi. Rashid; “Yapılan araştırmalar gösteriyor ki insanların yüzde 97’si ilişkisinde en azından bir sırrı var. Ortalama da ise bireyler 13 sırra sahip. Taraflar genelde sırlarını birbirinden saklama eğilimi gösteriyor. Paylaşırsa ilişkisini kötü etkileyeceğini düşünüyorlar çünkü. Sırrını partneriyle paylaştığında kişiyi kırılgan yapacağı veya partnerinin reaksiyonunun yıkıcı olacağı kaygısını taşıyor. Bu nedenle de sırlar paylaşılmıyor.” dedi.

Uzun süre saklanan sırrın bedeli ağır oluyor…

Ancak araştırmaların tam tersine bir sırrın partnerle paylaşılması halinde beklenenden daha fazla anlayış görüldüğünü gösterdiğini kaydeden Dr. Tayyab Rashid, uzun süre sır saklamanın bedelinin daha ağır olacağına vurgu yaptı.

Kendiliğinden ortaya çıkan sır bomba etkisi yapıyor

İlişkilerde açık iletişimin önemine işaret eden Dr. Tayyab Rashid, mutluluğun sadece pozitif şeylerin konuşularak inşa edilemeyeceğini, zorlu konuların konuşulup partnerle paylaşılabiliyor olmasının da iletişimi güçlendirici etkisi önemli olduğunu söyledi.

Dr. Tayyab Rashid, “Sırlar kendiliğinden ortaya çıktığında bomba etkisi yaratıyor. Ancak taraflar o sırrı kendileri açık iletişim ile paylaşmaları halinde partnere o sırrı hazmetmek için zaman tanımış oluyor. Paylaşmak tarafları birbirine daha da yakınlaştırıyor. Böylece beklentiler kontrol edilebiliyor ve güven inşa ediliyor. Beklentilerin yeniden kalibrasyonu sağlanıyor. Herkesin kırılgan ve zayıf tarafları olabilir. Sırrın paylaşım şekli de burada çok önemli. Güvenli bir çerçevede paylaşılırsa ilişkiyi güçlendiriyor. Sırrın güvenli bir çerçeve paylaşılması dedik. Bunun yöntemlerinden biri de detaylı konuşmalar için fırsat olabilecek açık hava, doğa yürüyüşleri olabilir…” diye konuştu.

Taraflar arasında “Empatik dinleme”nin de önemini anlatan Dr. Tayyab Rashid, “Kırılganlıklar ve üzüntüler paylaşılmazsa ilişki güçlenemez. Sırların birikmesi ve sır tutmak sağlıklı bir şey değil…” dedi.

“Evliliklerde birlikte büyümek ve gelişmek, ilişkisel özgelişim önemli”

İnsanların bir önceki yıla oranla değiştiğini ve geliştiğini kaydeden Dr. Tayyab Rashid, “Bu yıl olduğumuz kişi, geçen yıl olduğumuz kişi olmayacaktır. Sürekli değişen bir kişiye sevmeyi öğrenmeliyiz. İnsanlar değişir. Araştırmalar, tutkulu aşkların daha kırılgan olduğunu gösteriyor. Sağlıklı olan tutkulu ilişkileri sürdürebilmek, tutkulu duyguları sürdürmek zordur. Zamanla tutku azalabilir… Yine araştırmalar gösteriyor ki sonuç dikkat çekici, boşanmaların yarısı yüksek değil tam aksi düşük çatışmalı ilişkilerde görülüyor. Yani boşanmaların birinci nedeni çatışmalar değil, romantik tutkunun olmaması aslında. İlişkilerde yeni ve heyecan verici deneyimlere birlikte katılmak bu nedenle çok önemli. Evliliklerde birlikte büyümek ve gelişmek, ilişkisel özgelişim önemli. Kişisel gelişimle ilişkisel gelişim birlikte ve entegre olmalı.” şeklinde konuştu. 

İlişkilerde partneri bilmenin, anlamanın ve tanımanın önemine de vurgu yapan Dr. Tayyab Rashid, “Açık iletişim burada da önemli. Partnerinizle kişisel deneyimlerinizle ilgili ilişki kurun. Her durumda nazik ve özenli olun. İlişkinizin pozitif yönlerini konuşun.” dedi.

Bazen fazla zamanın olması stres faktörü!

İyi olma hali için zaman yoksunluğuna da dikkat çeken Dr. Tayyab Rashid, araştırmaların pozitif ilişkiler için zaman yoksunluğunun değil, zamanı verimli kullanmamanın strese neden olabileceğini gösterdiğini söyledi. Rashid, “Bazen fazla zamanın olması stres faktörü olabilir…” ifadelerini kullandı.

Sağlıklı bir ilişki için zamanda denge kurulmasının da önemli olduğunu ifade eden Dr. Rashid, çiftlerin boş zamanlarını üretici faaliyetlere ayırmasının insanı dönüştürüp geliştireceğini de kaydetti.

Çiftlere mükemmellik arayışını bir kenara bırakın önerisi…

Pozitif bir ilişki için kişilerin kendisinin ve partnerinin problematik yönlerini kabul etmesinin de gerekli olduğunu dile getiren Dr. Tayyab Rashid, çiftlere şu önerilerde bulundu: 

“Mükemmellik arayışını bir kenara bırakın. Minnettarlık çok önemli. Küçük bir takdir ifadesi önemli. Affedici olmak ve deneyimler paylaşabilmek.”

Mutluluğun sadece son çıkan telefonu almak demek olmadığını vurgulayan Dr. Tayyab Rashid, çiftler arasında küçük kahkahalar, sohbetler, küçük bir fidanı sulamak, tanımadığın insanın kahvesinin parasını ödemek, doğaya saygı duymak, sarılmaların da mutlu hissettireceğini belirterek, hep bizlere öğretildiği üzere güçlü görünmek gerekmediğini söyledi.

Pozitif psikolojide araştırmalarında maneviyatın da önemli olduğunu ifade eden. Dr. Rashid, soyut bir maneviyattan ziyade ritüellerin olmasının ve maneviyatın iyileştirici gücünün önemini vurguladı. Rashid, maneviyat sistemlerinin keşfedilmesi gerektiğini de kaydetti.

Dr. Tayyab Rashid’e konuşmasının ardından plaket sunuldu.

Kongrenin ikinci gününde pilot uygulamalar ele alındı

Kongrede, Priştina Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aliriza Arenliu, “Ruminasyonlar ve Depresyon: Kosova’da Ayaktan Kamu Ruh Sağlığı Hizmetleri için Ruminasyon Odaklı Bilişsel Davranışçı Terapi Müdahalelerinin Geliştirilmesi ve Pilot Uygulaması” konulu sunum gerçekleştirdi. 

“Modern Psikotravmatoloji” paneli yapıldı

“Modern Psikotravmatoloji” konulu panelde de İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erdinç Öztürk “Modern Psikotravmatoloji ve Dissoanaliz Kuramı”, Dr. Psk. Görkem Derin “Travma Merkezli Alyans Model Terapi”, Dr. Psk. Barışhan Erdoğan “Gelişimsel Göç”, Öğr. Gör. Dr. Kerem Çetinkaya “Doğal ve Rehber Ebeveynlik Stili” konularını ele aldı.

Kongre kapsamında ayrıca Üsküdar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Rahime Nükhet Çıkrıkçı “Psikolojik Testlerin Uyarlanmasında Temel İlkeler ve Standartlar”, Doç. Dr. Çiğdem Yavuz Güler “İlişkinin İyi Oluşu: Nasıl Batırır, Nasıl Çıkarırım?” konulu konferans verdi.

“Aile İçi İlişkilerde Pozitif Psikoloji” paneli yapıldı

“Aile İçi İlişkilerde Pozitif Psikoloji” konulu panelde de NPİSTANBUL Hastanesi’nden Uzm. Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy “Pozitif Psikoloji ve Psikoterapi Bağlamında Çift İlişkisi”, Prof. Dr. Gül Eryılmaz “Aile İçi Pozitif İlişkiler” ve Dr. Psk. Z. Aslı Başabak Bhais de “Pozitif ebeveynlik ve ailede sağlıklı sınırlar” başlıklı konuşma gerçekleştirdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı