Aylık arşivler: Nisan 2024

Türkiye genelinde ortalama konut fiyatı 3 milyon 264 bin 430 TL oldu, satışlar yüzde 12 arttı

Yapay zekâ ile gayrimenkul değer hesabı sunan ve bu sayede kullanıcıların güvenle gayrimenkul satışı yapmalarına imkân sağlayan Endeksa verilerine göre, Türkiye genelinde Mart ayı itibarıyla konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 57 seviyesinde gerçekleşti.

Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 25 bin 111 TL, ortalama konut fiyatı 3 milyon 264 bin 430 TL ve konut yatırımının geri dönüş süresi ise 15 yıl oldu.

Kredili Konut Satışlarında Belirgin Artış

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 46 artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49 azalarak 12 bin 880 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 12 olarak gerçekleşti.

Konut Satışlarında Artış Trendi 

Türkiye genelinde konut satışları Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 12 artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,1 azalarak 105 bin 394 oldu.

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5 artarak 34 bin 399 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 33 oldu.  2024 Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5 artışla 88 bin 256 olarak gerçekleşti.

İkinci el konut satışları Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 9 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2 azalarak 70 bin 995 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 67 oldu. İkinci el konut satışları 2024 Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 azalarak 191 bin 348 olarak gerçekleşti.

Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, konutlara olan talebi değerlendirdi: ‘’Endeksa verilerine göre Türkiye genelinde ortalama konut fiyatı 3 milyon 264 bin 430 TL’yi bulurken, bu rakam Muğla’da 7 milyon, İstanbul’da 4 milyon TL’yi aşmış durumda. Mart ayı sonu itibarı ile Türkiye genelinde konutların değer artışı yıllık yüzde 57, aylık ise  yüzde 2 oldu. Değer artışının yavaşladığını çok net görüyoruz. 2021 yılı sonlarından 2022 yılı ortalarına kadar aylık yüzde 10’lar ve üzerinde artışlar görmüştük. Değer artışının yavaşlamasının temel sebebinin krediye erişimin zorlaşması olduğunu söyleyebiliriz. Ocak – Mart döneminde ipotekli konut satışları geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 53 düşüş göstermiş durumda.’’

Yabancılar Konut Yatırımından Uzaklaşıyor

Yabancılara yapılan konut satışları Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 4, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 48 azalarak bin 778 oldu. Mart ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 3 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 652 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 618 konut satışı ile Antalya, 151 konut satışı ile Mersin izledi.

İstanbul’da konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 56

Mart ayında konut satışlarında İstanbul 19 bin 40 konut satışı ve yüzde18 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 9 bin 523 konut satışı ve yüzde 9 pay ile Ankara, 6 bin 413 konut satışı ve yüzde 6 pay ile İzmir izledi. Endeksa verilerine göre Mart ayı sonu itibarı ile İstanbul’da konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 56, ortalama konut metrekare satış fiyatı 38 bin 622 TL, ortalama konut fiyatı 4 milyon 402 bin 908 TL. Ankara’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 70 artış gösterdi, ortalama konut metrekare satış fiyatı 20 bin 927 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 720 bin 510 TL. İzmir’de ise yıllık değer artışı yüzde 56, ortalama konut metrekare satış fiyatı 32 bin 526 TL, ortalama konut fiyatı 4 milyon 33 bin 224 TL oldu.

Hatay’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 84 arttı

Endeksa verilerine göre, Mart ayında en çok konut satışının olduğu ilk 30 il değerlendirildiğinde yıllık değer artışı en yüksek olan iller ise sırasıyla Hatay, Ordu ve Muğla olarak göze çarpıyor.

Hatay’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 84 arttı, ortalama konut metrekare satış fiyatı 19 bin 48 TL, ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 933 bin 392 TL Ordu’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 79, ortalama konut metrekare satış fiyatı 21 bin 624 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 811 bin 120 TL ve Muğla’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 78, ortalama konut metrekare satış fiyatı 57 bin 126 TL, ortalama konut fiyatı ise 7 milyon 483 bin 506 TL oldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cennet meyvesi kuru incirde sezonun ilk yarısında ihracat yüzde 21 arttı

Cennet meyvesi olarak nitelendirilen, Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirde 2023-24 sezonun ilk yarısında Türkiye ihracatını yüzde 21’lik artışla 179 milyon dolardan 216 milyon dolara çıkardı.

Türkiye’nin kuru incir ihracatı 2023/24 sezonunda miktar bazında ise; yüzde 5’lik azalışla 50 bin 61 ton’dan 47 bin 343 ton’a geriledi.

Kuru incir ihracatında miktar bazındaki yüzde 5’lik düşüşe karşın, değer bazındaki yüzde 21’lik artış, kuru incirin ortalama ihraç fiyatının dolar bazında yüzde 27’lik artışı sayesinde mümkün oldu.

Ege İhracatçı Birlikleri’nde düzenlenen, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 2023 yılı olağan mali genel kurul toplantısında kuru incirin başarılı ihracat yolculuğu konuşuldu.

Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı gıdalar listesinde yer verdiği kuru incirde Türkiye’nin başarılı bir ihraç sezonu yaşadığı bilgisini veren bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, kuru incirde dünya üretiminin ve ihracatının yüzde 58’ini tek başına gerçekleştiren Türkiye’nin, 101 ülke ve gümrüklü bölgeye 47 bin 343 ton kuru incir ihraç ederek 216 milyon dolar döviz getirisi sağladığının altını çizdi.

ABD’ye TURQUALITY Projesiyle Türk incirini sevdirdik

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 6 gıda birliğinin Amerika Birleşik Devletleri’nde Türk gıda ürünlerine talebi artırmak için sürdürdüğü ‘Turkish Tastes’ isimli TURQUALITY Projesi, Türk kuru incirine talebi arttırdı.

TURQUALITY Projesi’nin başladığı 2019 yılının ilk yarısında ABD’ye olan kuru incir ihracatının 18,9 milyon dolar seviyesinde olduğunu aktaran Başkan Işık, “5 yıllık süreçte ABD’ye olan kuru incir ihracatımız yüzde 98’lik artış hızı yakaladı ve 37,4 milyon dolara yükseldi” dedi.

Kuru incir ihracatımızda ABD’nin payı yüzde 11’den 17,4’e yükseldi

2019 yılında Türkiye’nin kuru incir ihracatının 235 milyon dolar olduğunu da hatırlatan Işık, “2019 yılına göre 2023 yılında ihracatımızı yüzde 15 artırmamıza karşın, ABD’ye olan kuru incir ihracatımızı yüzde 47 artırdık. Bu başarıda TURQUALITY Projemizin katkıları çok kıymetli. ABD 5 yıl önce kuru incir ihracatımızda en büyük üçüncü ihraç pazarımızken bugün açık ara lider ihraç pazarımız haline geldi. 2018/19 sezonunda kuru incir ihracatımızdan yüzde 11 pay alan ABD, bu sezon kuru incir ihracatımızdan yüzde 17,4’lük pay alır hale geldi” şeklinde konuştu.

Kuru incirimiz Kuzey Amerika’da çok sevildi

Kuru incirimiz Kuzey Amerika’da son 5 yılda ABD dışında, Kanada ve Meksika’ya ihracatta da büyük başarılara imza attı. 2019 yılında Kanada’ya 8,3 milyon dolar kuru incir ihraç ederken, 2023 yılındaki ihracatımız yüzde 45’lik artışla 12 milyon dolara ulaştı. Meksika’ya 2019 yılında 3,2 milyon dolar olan kuru incir ihracatımız 5 yılın sonunda yüzde 25’lik artışla 4 milyon dolara ilerledi.

Türkiye’den Kuzey Amerika’ya yapılan kuru incir ihracatı son 5 yılda yüzde 43’lük arıtşla 44 milyon dolardan, 63 milyon dolara çıkmış oldu.

2023/24 sezonunda hedefimiz 300 milyon doları aşmak

Kuru incir ihracatında 2022/23 sezonunu 73 bin ton karşılığı 258,8 milyon dolarlık döviz getirisiyle geride bıraktıklarını anlatan Başkan Işık, “2023/24 sezonunda rekoltede yüzde 5’lik bir düşüş yaşanıyor. Bu rekolte düşüşünü ortalama ihraç fiyatımızı yüzde 27 artırarak telafi ettik. Geçen sezon 4 bin 200 dolar ortalama ihraç fiyatı olan kuru incirimizi bu sezon 5 bin 400 dolar civarına taşıdık. Kuru incirimiz ton başına 1.200 dolar daha kıymetli hale geldi. Bu sezon sonunda 65 bin ton kuru incir ihraç ederek ihracatta 300 milyon doları aşmayı hedefliyoruz. 300 milyon doları aştığımız takdirde Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılına yeni bir ihracat rekoruyla merhaba demiş olacağız” diyerek sözlerini noktaladı.

İhracatta ABD’yi Fransa ve Almanya takip etti

Türkiye’nin kuru incir ihracatında ABD, 37 milyon 400 bin dolarlık tutarla zirvede arayı açarken, ikincilik için Fransa ve Almanya arasında kıyasıya bir yarış yaşandı.

İkincilik yarışında Fransa 25,2 milyon dolarlık Türk kuru inciri talebiyle öne geçerken, 2022/23 sezonunun ikincisi Almanya, Türkiye’den 25,1 milyon dolarlık kuru ithalatıyla üçüncü oldu ikinciliği fotofinişle Fransa’ya kaptırdı.

İtalya 12,6 milyon dolarlık taleple Türkiye’nin kuru incir ihraç ettiği ülkeler listesinde dördüncü basamağın sahibi olurken, Kanada, Türkiye’den kuru incir talebini yüzde 102’lik rekor artışla 5,3 milyon dolardan 10,8 milyon dolara taşıdı ve listede 3 basamak birden yükselerek adını beşinci sıraya yazdırdı.

Türkiye’nin kuru incir ihracatı Japonya’ya yüzde 49’luk artışla 5,8 milyon dolardan 8,7 milyon dolara, İsviçre’nin talebi yüzde 36 gelişerek 5,8 milyon dolardan 7,9 milyon dolara çıktı.

Bu ülkeleri 7,5 milyon dolarla Çin, 6,5 milyon dolarlık Türk kuru inciri talebiyle Hollanda ve 5 milyon dolarlık Türk kuru inciri ithalat talebiyle Birleşik Arap Emirlikleri izledi. 

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2023 yılı olağan mali genel kurul toplantısında; Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu 2023 yılı faaliyetlerinden dolayı oy birliğiyle ibra edilirken, 2024 yılı iş programı da karara bağlandı. EKMİB’in 2024 yılı bütçesi 50 milyon TL olarak benimsendi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bitdefender 2024 Tüketici Siber Güvenlik Değerlendirme Raporunu Yayınladı

Global siber güvenlik lideri Bitdefender Antivirüs, 2024 Tüketici Siber Güvenlik Değerlendirme Raporu’nu paylaştı. Üç kıtadan, 7.335 katılımcının yer aldığı rapor, SMS dolandırıcılığının %45,4 ile en yaygın saldırı yöntemi olduğunu ve dört kişiden birinin en az yılda bir güvenlik sorunu yaşadığını ortaya koydu. Kullanıcıların büyük çoğunluğunun siber tehditlerin farkında olduğunu ancak yeterli önlem almadıklarını belirten Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, 2024 Tüketici Siber Güvenlik Değerlendirme Raporu’nda yer alan en çarpıcı verileri paylaşıyor.

Global siber güvenlik lideri Bitdefender Antivirüs, üç kıtada internet kullanıcılarının siber güvenlik konusundaki düşüncelerini ölçümleyen, 2024 Tüketici Siber Güvenlik Değerlendirme Raporu’nu paylaştı. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Almanya, İspanya, Fransa, İtalya ve Avustralya’dan, 16 ila 55 yaş arası 7.335 kişinin katılımıyla gerçekleşen araştırma, mevcut dijital ortama ve siber suçlara dair önemli veriler sunuyor. Elde edilen bulgular, SMS dolandırıcılığının %45,4 ile en yaygın saldırı yöntemi olduğunu ve dört kişiden birinin en az yılda bir güvenlik sorunu yaşadığını ortaya koydu. Kullanıcı davranışlarının, her zaman belirtilen korku ve endişelerle örtüşmediğini belirten Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Bu tür araştırmalar, kullanıcıların ihtiyaçlarını ve endişelerini anlamak için önemli. Raporda elde edilen veriler, siber güvenlik bilincinin artırılması ve daha güvenli bir dijital ortam sağlanması adına koruma önlemlerinin artırılması gerektiğini vurguluyor. Türkiye’de son dönemde görülen SMS dolandırıcılığı içeriklerine sahte kargo teslimat bilgisi, alışveriş sitelerinin iş teklifleri ve bankalardan gelen sahte şifre güncelleme örneklerini verebiliriz. Bu tür mesajlar alındığında kullanıcıların, gerçek internet sitesini veya online uygulamasını manuel olarak kontrol etmesini öneriyoruz.” açıklamasında bulunarak, 2024 Tüketici Siber Güvenlik Değerlendirme Raporu’nda yer alan en çarpıcı verileri paylaşıyor.

Raporda Elde Edilen Önemli Veriler

1. Her kullanıcının ortalama 3 ila 5 arasında çevrimiçi hesabı bulunuyor. Yapılan araştırmalar, internet kullanıcılarının ortalama 3 ila 5 arasında çevrimiçi hesabı olduğunu, üçte birlik bir kısmın 6 veya daha fazla hesabı olduğunu gösteriyor. Günümüzde veri ihlallerinin günlük bir olay haline geldiği göz önüne alındığında, her hesap için farklı şifreler kullanmak önem taşıyor.

 

2. Katılımcıların dörtte biri, son 12 ay içinde en az bir güvenlik olayı yaşadığını belirtiyor. Avustralyalılar %37,6 ile genel ortalamanın %12 üzerinde bir oranla siber suçlarla en fazla karşılaşan grup olurken, onları İspanya (%27,9), ABD (%26,7), Almanya (%26,3), Fransa (%19,6), İngiltere (%17,2) ve İtalya (%16,1) takip ediyor.

 

3. SMS dolandırıcılığı en yaygın siber saldırı yöntemi. Sıklıkla çeşitli yöntemlerle gündeme gelen SMS dolandırıcılıkları, %45,4 oranında en yüksek saldırı yöntemi olarak öne çıkıyor. Bunun, % 44,4’ünü dolandırıcılık girişimleri ve %42,1’ini kimlik avı e-postaları oluşturuyor. Bildirilen olayların %27,5’ini veri ifşası oluştururken, bunu %16,4 ile kötü amaçlı yazılım bulaşması takip ediyor.

 

4. Her 5 kişiden 4’ü akıllı telefonlarını finansal ve sağlık işlemleri için kullanıyor. Katılımcıların %78,3’ü akıllı telefonlarını bankacılık işlemleri, sağlık verilerine erişmek, yatırımları yönetmek ve kripto ticareti yapmak için kullandığını belirtiyor. Tüketicilerin en büyük siber güvenlik korkusu, bilgisayar korsanlarının mali durumlarına erişmesi olsa da yeterli güvenlik adımları ihmal ediliyor.

 

5. Şifre yönetimi en zayıf halka olmaya devam ediyor. Siber saldırılara yol açan en zayıf nokta şifre yönetimi olarak ön plana çıkıyor. Bulgular, katılımcıların %37’sinin şifrelerini yazdığını, %18,7’sinin üç veya daha fazla hesap için aynı şifreyi kullandığını, %15,8’inin en az iki hesap için aynı şifreyi kullandığını ortaya koyuyor. Tüm hesaplarımız için 2FA çift faktör doğrulama özelliğinin aktif olarak kullanılması önem taşıyor.

 

6. Yapay zeka ve çocuk güvenliği kullanıcılar için en önemli tehdit. Katılımcıların %91,6’sı yapay zekanın güvenlik ve gizlilik etkileri konusunda “endişeli” ya da “çok endişeli” olduklarını belirtiyor. Benzer şekilde yaklaşık %70 katılımcı, çocukların çevrimiçi gizliliği ve güvenliği konusunda “endişeli” olduklarını söylüyor. Üçte biri ise “çok endişeli” olduğunu ifade ediyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

The War Within Alpha, yepyeni bir fiziksel Koleksiyoncu Sürümüyle birlikte geliyor

The War Within’in yayınlanmasına giden yol, bu hafta alpha testinin başlamasıyla birlikte süratleniyor!

Dragonflight’ta gerçekleştirilenlere benzeyen bir dizi odaklı testin ardından bu ilk aşama, seçilmiş oyuncuları The War Within’in ilk bölgesi olan Dorn Adası’nda bulunan bolca içeriğe göz atmaya davet edecek. 

Bu haftanın sürümü şunları içeriyor:

  • Dorn Adası Görevleri: Seviye atlamalı hikaye görevlerinin ve yerel hikayelerin, yani yan görevlerin çoğu kullanılabilecek. Çıkış tarihine kadar bazı ana hikaye ögeleri şifreli olacak.
  • İki Zindan: Cinderbrew Meadery ve The Rookery
  • Üç Çöküntü: Earthcrawl Madenleri, Fungal Folly ve Kriegval’s Rest
  • Meslek Güncellemeleri: Herbalism
  • Kahraman Becerileri: Bir sonraki test sürümlerinde gelecek olan Assassination Rogue, Enhancement Shaman ve Brewmaster Monk hariç çoğu sınıfın test edilebilecek en az bir yetenek ağacı bulunacak.

Ayrıca WoW ekibi, özel bir sınırlı koleksiyoncu sürümünün The War Within için  Blizzard Gear Store dâhil olmak üzere çeşitli küresel satıcılar aracılığıyla bugünden itibaren ön siparişe sunulacağını duyurdu. 

Bu güzel set, sadece The War Within’in çıkışını kutlamakla kalmayıp aynı zamanda WoW’un 20. yıl dönümünü de kutluyor ve şunları içeriyor:

  • Dijital indirmeyle oyunun Epic Sürümü kademesi ve tüm bonusları
  • Art of The War Within ciltli kitap
  • Alleria, Anduin ve Thrall desenli Koleksiyoncu Rozeti
  • 20. Yıl Dönümü Gryphon Rider Heykeli

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Polyhedra Network, Google Cloud Destekli Proof Cloud ile ZK Kanıtlarını Ölçeklendiriyor

Güvenli ve ölçeklenebilir sıfır bilgi (ZK) kanıt altyapısının gelecek neslini öncüleyen ekip olan Polyhedra Network (“Polyhedra”), hem Web2 hem de Web3 ortamlarında ZK teknolojilerine artan talebi karşılamak için Google Cloud ile güçlerini birleştirdi.

Bu iş birliği, Polyhedra’nın son teknoloji araştırmalarından ve özel algoritmalarından yararlanıyor ve bu algoritmalar şimdi Google Cloud tarafından sağlanan ZK-as-a-Service aracılığıyla dünya çapındaki geliştiricilere açık hale getiriliyor. Polyhedra’nın özel algoritması, belirli kanıtları ölçekli ve etkin bir şekilde yürütmek için titizlikle optimize edilmiş ve Google Cloud’un son derece optimize edilmiş altyapısıyla sorunsuz bir şekilde entegre olmuş, ZK kanıtlarını kullanan geliştiriciler için eşsiz performans ve güvenilirlik sağlıyor.

Başlangıçta Polyhedra, yüksek talep gören iş yüklerini ve günlük görevleri destekleme kapasitesini arttırmak için Google Cloud’un yeteneklerinden faydalanır. Sıfır-bilgi kanıtlarını üretme sürecini basitleştiren bulut tabanlı hizmet Proof Cloud, geliştiricilerin Polyhedra’nın yenilikçi sıfır bilgi kanıtlarını kullanmalarına ve kodu doğrudan Google Cloud altyapısında çalıştırmalarına olanak tanır. Proof Cloud, kanıt üretiminin karmaşıklıklarını ortadan kaldırır. Böylece geliştiriciler uygulamalarını oluşturmaya odaklanabilirken, belirli ihtiyaçları için en verimli ve uygun altyapıdan faydalanabilirler. Bugüne kadar, Polyhedra Network’ün Proof Cloud’u 40 milyondan fazla ZK kanıt üretim görevine hizmet etmiş ve zkBridge ve ZK Oracle’lar gibi çeşitli ZK altyapı uygulamalarını desteklemiştir. Bu işbirliği, Polyhedra Network’ün sıfır bilgi ürün yelpazesini, birlikte-çalışabilirlik odaklı uygulamalardan daha genel uygulamalara genişletmeyi amaçlayan en son girişimidir; tüm bu uygulamalar sıfır bilgi teknolojisinden fayda sağlamaktadır.

Geliştiriciler, hem hız hem de maliyet açısından önemli bir verimlilik artışı yaşayacaklar ve aynı zamanda ZK kanıtlarının erişebilirliğini ve işlevselliğini arttıracaklar. Google Cloud’un Vertex AI yetenekleri ile ZK kanıtlarının entegrasyonu, Sıfır Bilgi Makine Öğreniminde güçlü yeni özelliklerin kilidini açmayı amaçlar. Bu, gizlilik odaklı makine öğrenimi çözümlerini çok daha erişilebilir ve yaygın olarak kullanılabilir hale getirmeyi amaçlar. Ayrıca, Blockchain Node Engine’in gücüyle Polyhedra, blockchain operasyonları için ZK iş yüklerini düzene koyarak, blockchain ağlarının daha hızlı dağıtımını ve ölçeklenmesini sağlayacak. Bu iyileştirme, nodeları ve işlemleri; geliştiriciler ve kurumlar için daha ulaşılabilir ve pratik hale getirecek.

Polyhedra, yetenekli doktora araştırmacıları ekibiyle birlikte, yenilikçi çözümlerini optimize etmek için Google Cloud’ın gücünden yararlanıyor. Google Kubernetes Engine (GKE), Hyperdisk Vertex AI, GPU’lar ve Blockchain Node Engine (BNE) gibi stratejik Google Cloud teknolojilerini kullanarak, ürün yelpazesi genelinde olağanüstü performans ve ölçeklenebilirlik elde ediyor. Bu partnerlik; hızla büyüyen ZK kanıtları alanında Polyhedra’nın çığır açan teknolojik ilerlemelerini ve bu alana sarsılmaz bağlılığını vurguluyor

Polyhedra Network Baş Strateji Sorumlusu Eric Vreeland, “Google Cloud ile entegrasyon, sıfır bilgi kanıt hizmetlerini herkese sunma yolunda atılan ilk adımdır. Sıfır bilgi kanıtları, günümüz bilgi işlem süreçlerinde mevcut olan veri geçerliliği ve ölçeklenebilir hesaplama sorunlarına yenilikçi bir çözüm sunmaktadır. Proof Cloud, mevcut standartlara kıyasla önemli hız ve maliyet iyileştirmeleri sağlar ve şimdi Google Cloud ile bu yetenek daha geniş bir kitleye sunulacak. Web3 altyapısının sınırlarını zorlamaya devam ederken, Google Cloud sıfır bilgi ürünlerimizin yeteneklerini, benzeri görülmemiş düzeylere taşımamıza olanak sağlayacak.” diye belirtti.

Polyhedra Network’ün sıfır bilgi kanıt üretim hizmetleri başlatıldığından bu yana sürekli büyüme göstermiş, kanıt üretimi geçen yıl boyunca 100 kat artmıştır. Bu iş birliği, Polyhedra’nın yakın zamanda tamamlanan ve şirketi unicorn statüsüne yükselten 20 milyon dolarlık fonlama turunun ardından gerçekleşti. Yapay zeka kullanımının rekor kırdığı bu zamanlardaki bu anlaşmayı daha da detaylandırmak gerekirse; iki şirket ayrıca “sıfır bilgi makine öğrenme” yeteneklerini geliştirmek için işbirliği yapacak. Bu yetenekler, Polyhedra sayesinde yapay zeka kalite kontrolü sağlama amacına da imkan verecek.

“Web3 ekosistemini büyütmeye yardımcı olmak için geliştiricilere güvenli ve ölçeklenebilir teknoloji sağlama konusunda kararlıyız” diyen APAC Web3 Başkanı Rishi Ramchandani, “Polyhedra Network ile iş birliğimiz, sıfır bilgi çözümlerini ilerletecek ve daha fazla geliştiriciye sıfır bilgi erişimini mümkün kılacaktır.” diye ekledi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kaspersky Thin Client 2.0: Gelişmiş bağlantı, performans ve tasarıma sahip “Siber Bağışıklık" koruması

Kaspersky, ince istemciler (Thin Client) için gelişmiş bağlantı, daha yüksek uygulama hızı, daha düşük toplam sahip olma maliyeti, kullanıcı dostu grafik arayüz ve hızlı yaygınlaştırma özellikleri sunan güncellenmiş işletim sistemini duyurdu.

Kaspersky Thin Client 2.0, sağlık, finans, eğitim ve üretim dahil olmak üzere farklı sektörlerde ince istemci altyapısı oluşturmaya yönelik Cyber Immune (Siber Bağışıklık) çözümünün ana bileşenini oluşturuyor.

İnce istemci, kullanıcıların uzak masaüstüne erişimini sağlayan ve yerel iş istasyonlarının yerine geçen kompakt uç nokta cihazlarına karşılık geliyor. Verified Market Research’e göre, 2020 yılında 1,18 milyar dolar olan ince istemci pazarının 2028 yılına kadar 1,36 milyar dolar değere ulaşması bekleniyor. Bu talebi karşılamak için Kaspersky, uzak masaüstüne güvenli bağlantı için KasperskyOS üzerine kurulu işlevsel ince istemci altyapısını geliştirdi. Şirket Dubai’de gerçekleştirilen uluslararası Cyber Immunity Konferansında çözümün güncellenmiş özelliklere sahip yeni sürümünü tanıttı.

Kaspersky Thin Client 2.0 (KTC 2.0), Cyber Immune yaklaşımına uygun olarak geliştirildi. Bu, cihazın tasarımdan itibaren güvenli olduğu anlamına geliyor. KasperskyOS cihazın ele geçirilmesi olasılığını ortadan kaldırdığı için, KTC 2.0 yoğun saldırıların söz konusu olduğu ortamlarda bile kritik işlevlerini yerine getirebiliyor. Cyber Immune mimarisi sayesinde ek güvenlik yazılımlarına veya koruma araçlarını yönetmeye gerek kalmıyor, bu da ürünün toplam sahip olma maliyetinin düşmesini sağlıyor.

Centerm F620 donanım platformuna halihazırda yüklenmiş olarak gelen KTC 2.0, Kaspersky ile dünyanın önde gelen ince istemci üreticisi Centerm arasında imzalanan OEM sözleşmesinin sonucu olarak kullanıma hazır bir uç nokta cihazı şeklinde dağıtılıyor.

KTC 2.0 işlevselliği, bağlantı, performans ve kullanılabilirlik alanlarında önemli güncellemeler içeriyor.

Gelişmiş bağlantı

Kaspersky Thin Client 2.0 yeni uzaktan bağlantı yöntemleri sunuyor. Web Erişimi uygulaması, kullanıcıların HTML5 teknolojisini kullanarak Citrix Workspace platformu ve VMware Horizon altyapısı üzerinde dağıtılan uzak ortamlara bağlanmasına olanak tanıyor. Ayrıca KTC 2.0, Microsoft Uzak Masaüstü Hizmetleri altyapısı, Windows Server ve Windows 10/11 üzerinde çalışan terminal sunucular üzerinde dağıtılan bireysel iş uygulamalarına olan bağlantıyı da destekliyor.

Daha iyi performans

Performans iyileştirmeleri, uzak masaüstüne uygulamaların daha yüksek hızda teslimi, daha kısa önyükleme süresi ve kompakt işletim sistemi görüntü boyutu sayesinde daha yüksek güncelleme hızı sunuyor. KTC 2.0’ın otomatik bağlantı yoluyla yaygınlaştırması yaklaşık iki dakika sürüyor.

Kullanılabilirlik ve tasarım

Kaspersky Thin Client 2.0, kullanılabilirlik göz önüne alınarak geliştirildi ve yeni özelliklerle donatıldı. Ürün artık sesli konferansları ve konuk işletim sisteminden belge yazdırma gibi yeni işlevleri destekliyor.

Bağlantı beklenmedik bir şekilde kesilirse, KTC 2.0 kullanıcıların ek işlem yapmasına gerek kalmadan otomatik olarak uzak masaüstüne yeniden bağlanıyor. Aynı zamanda bildirim sistemi güncelleniyor ve hata mesajları sorun giderme ipuçları eşliğinde yararlı bilgiler sağlıyor. Ek olarak, uzak ortamdaki bağlantı paneli, çeşitli senaryolarda eklenen yeni animasyonlu öğelerin yanı sıra arayüz özelleştirme imkanıyla yeniden tasarlandı.

Kaspersky Thin Client 2.0, geniş bir şube ağına ve coğrafi olarak yaygın işletmelere sahip kuruluşların etkin bir şekilde korunması için tasarlandı. Ürün özellikle finans ve sağlık yapılarına, eğitim ve devlet kurumlarına, ulaşım ve sanayi işletmelerine, akıllı şehir altyapısına, endüstriyel otomasyon sistemlerine uygun.

KasperskyOS Başkanı Andrey Suvorov, şunları söyledi: “Kaspersky Thin Client, gelişmiş siber dayanıklılık gerektiren sektörler için tasarlanmış, tasarım gereği güvenli, yönetimi kolay ve uygun fiyatlı bir ürün. Bu ürün müşterilerimize daha hızlı, daha güçlü ve daha kullanıcı dostu koruma sağlıyor. Centerm F620 donanım platformu sayesinde Kaspersky, geliştirilmiş ince istemciyi kullanıma hazır bir uç nokta cihazı olarak sunarak modern sanal masaüstü altyapılarıyla yeni bir yerel entegrasyon sağlıyor. Cyber Immunity’yi işyerlerine taşıyarak Kaspersky ürün portföyünü güçlendiriyor ve Cyber Immunity çağına doğru bir adım daha atıyoruz.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kulak Çınlamasının 10 Önemli Nedeni

Gerçekte olmayan zil sesi, hışırtı ve uğultu gibi seslerin duyulması ‘kulakta çınlama’ ya da tıp dünyasındaki adıyla ‘tinnitus’ olarak tanımlanıyor.  

Çok fazla gürültülü ortamda bulunmanın yanı sıra cep telefonuyla fazla konuşmak, kulaklık ile yüksek volümlü müzik dinlemek, çevredeki ses kirliliğinin artışı ve geçirilmiş Covid-19 enfeksiyonu gibi etkenler nedeniyle kulakta çınlama sorununun son yıllarda giderek yaygınlaştığı belirtiliyor. Öyle ki günümüzde her 15 kişiden biri, hayatının bir döneminde kulak çınlaması problemi yaşıyor. 

Acıbadem Fulya Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Dilaver Özturan, yaşam kalitesini düşürebilecek şiddete ulaşabilen kulak çınlamasının genellikle dış kulak yolundaki kir gibi  basit ve kolayca müdahale edilebilen nedenlerden kaynaklansa da bazen ciddi bir hastalığa da işaret edebileceğini belirterek, “Dolayısıyla kulak çınlamasında erken tanı ve tedavi son derece önemlidir. Çınlamaya yol açan etkenin erken dönemde tespit edilmesi tedaviye cevabı kolaylaştırır. Geç kalındığında ise örneğin çınlama kulak tansiyonu gibi hastalığa bağlı gelişmişse işitme kaybı gelişebilir. Çınlamada tedavi sebebine yönelik yapılmaktadır. Nedeni tespit ve tedavi edildiğinde çınlama çoğu zaman sorun olmaktan çıkmaktadır” diyor. Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Dilaver Özturan, kulak çınlamasına yol açan etkenleri anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu. 

Akustik travma

Ani ve şiddetli şiddetli ses dalgalarına maruz kalma sonucu gelişen akustik travma, işitme kaybının yanı sıra kulakta çınlamaya da sebep olabiliyor. Genellikle aşırı yüksek sese maruz kalan müzisyenlerde, gürültülü ortamda çalışan kişilerde ve avcılarda oluşan akustik travma tedavi edilmezse işitme kaybı kalıcı hale gelebiliyor. 

Meniere hastalığı

Meniere iç kulaktaki keselerde basınç artışından dolayı ortaya çıkan bir hastalık. İşitme kaybı, çınlama ve baş dönmesi, ataklar halinde gelişen bu hastalığın en belirgin işaretlerini oluşturuyor. Pek çok tedavi seçeneğinin olduğu meniere hastalığında stres kontrolü  ve diyet önem taşıyor. 

Kulak zarında oluşan delik

Dış kulak yolunda oluşan kir ya da kulaktaki saç gibi yabancı maddeler de kulak çınlamasına yol açabilen etkenlerden. Bunların yanı sıra kulak zarında oluşan delik nedeniyle de çınlama sorunu gelişebiliyor.  

Orta kulak yolu enfeksiyonları

Genellikle üst solunum yolu enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen orta kulak yolu  enfeksiyonları, işitme kayıplarının yanı sıra sıklıkla kulakta uğultu tarzında gelişen çınlama da yapıyor. Bunun nedeni ise enfeksiyonların kulak yolunu tıkayabilecek şişlik veya sıvı içermeleri.  Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Dilaver Özturanorta kulak enfeksiyonlarında nedene yönelik tedavi uygulandığını ve çoğu zaman yüz güldüren sonuçlar alındığını söylüyor. 

İç kulak kireçlenmesi

Halk arasında ‘kulak kireçlenmesi’ olarak da bilinen otoskleroz, orta kulaktaki kemikçiklerin kireçlenmesi sebebiyle gelişiyor. Daha çok işitme kaybı ve çınlama belirtileri ile kendini belli eden otoskleroz, kadınlarda ve genetik yatkınlığı olan kişilerde daha yaygın görülüyor.  Prof. Dr. Dilaver Özturan, kadınlarda hamilelik döneminde işitme kaybının arttığı otoskleroz hastalığına ameliyat ile kesin çözüm sağlanabildiğini belirtiyor.

Kulak sinirinin iyi huylu tümörü

Kulak sinirinin iyi huylu tümörü olan akustik nörinomlarda, işitme sinirinin kulak kanalında sıkışmasına bağlı olarak, işitme kaybının yanı sıra çınlama sorunu da oluşabiliyor.  Prof. Dr. Dilaver Özturan, “Genellikle yerleştikleri bölgede tek taraflı işitme kaybı ve çınlamaya yol açan bu iyi huylu tümörler ameliyat ile tedavi ediliyor ve çoğunlukla ek bir tedaviye ihtiyaç duyulmuyor” diyor. 

Bazı hastalıklar

Kan damarlarını doğrudan etkileyen yüksek tansiyon, kontrolsüz diyabet ve yüksek kolesterol de çınlama sebepleri arasında yer alıyor. Bu hastalıkların tedavi edilmesi çınlama sorununun ortadan kalkmasını çoğunlukla sağlayabiliyor. Anemi ve demir eksikliğinin yanı sıra B12 vitamini ile D vitamini eksikliği de kulakta çınlama yapabiliyor. 

Kullanılan ilaçlar 

Hastalıkların tedavisinde başvurulan çeşitli ilaçlar da kulakta çınlama nedeni olabiliyor.  Örneğin bazı antibiyotiklerin, idrar sökücü veya kan sulandırıcı ilaçların kullanımıyla birlikte kulaklarda çınlama sorunu gelişebiliyor. 

Ağır metal zehirlenmeleri 

Beslenme ya da solunum yoluyla oluşan bu toksik tablo denge bozukluğu, işitme sorunu, bulantı ve kusmayla ortaya çıkabiliyor. Ağır metal zehirlenmeleri bu yakınmaların yanı sıra kulak çınlamasını da tetikliyor. 

Beyin tümörleri

Beyin tümörlerinde baş ağrısı, kusma, çift görme ve denge bozukluğu belirtileri ön planda oluyor. Ancak çok nadir de olsa bu tümörler kulakta çınlamayla da kendini belli edebiliyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Obezite ve psikolojik problemler arasında kısır döngü var!

Depresyon ve obezitenin sıklıkla birlikte görülebildiğini ifade eden uzmanlar, yapılan araştırmaların obez bireylerde depresyon gelişme riskinin olmayan bireylere göre daha yüksek olduğunu ortaya koyduğunu söylüyor. Obezite ve psikolojik problemler arasında bir kısır döngü olduğunun söylenebileceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Olumsuz duygulardan kaçınmak için yemek yemeye yönelme davranışı da obezitenin gidişatını olumsuz etkiliyor.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, obezitenin psikolojik nedenleri konusunu değerlendirdi.

“Obezitenin oluşumunda psikolojik sorunların rolü oldukça büyük”

Obezitenin oluşumunda etkili olan pek çok faktörün var olduğunu ve psikolojik sorunların rolünün de oldukça büyük olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Depresyon ve obezite sıklıkla birlikte görülebiliyor. Yapılan araştırmalar obez bireylerde depresyon gelişme riskinin olmayan bireylere göre daha yüksek olduğunu ve depresyona sahip olanlarda ise obezite gelişme riskinin olmayan bireylere göre daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.” dedi.

“Sosyal ortamlardan kaçınma davranışı obez bireylerde depresyona yol açıyor”

Obezite ve psikolojik problemler arasındaki döngüye de işaret eden Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Obezite ve psikolojik problemler arasında bir kısır döngü olduğu söylenebilir. Obezite kişileri olumsuz duygulanıma iterken aynı zaman da olumsuz duygulanımdan kaçmak için geliştirilen tutumlar da obeziteye neden olabilir. Obezitede beden imajı bozukluğu ve damgalanmaya yatkınlık olduğu biliniyor. İnsanlar tarafından beğenilmeyeceğine dair inanç obez bireylerde sosyal kaçınmanın ortaya çıkmasına neden oluyor. Sosyal ortamlardan kaçınma davranışı obez bireylerde depresyon ve diğer bozuklukların gelişmesine de yol açabiliyor. Bununla birlikte, kilolu kişiler, fiziksel görünümlerini kötü algılayıp, vücutlarını beğenmeyebilir ve genellikle başkalarının da kendilerini bu yüzden çirkin veya gülünç bulduğunu düşünebiliyorlar. Bu nedenle obez bireylerin toplumda farklı bir şekilde algılanmaları, benlik saygılarının ve kendine güvenlerinin azalmasına, dolayısıyla depresyona daha yatkın olmalarına neden olabiliyor. Olumsuz duygulardan kaçınmak için yemek yemeye yönelme davranışı da obezitenin gidişatını olumsuz etkiliyor.” şeklinde anlattı.

 “Karbonhidrat içeriği yüksek besinlerin stres azaltıcı etkisi var”

Duygusal yemenin, duygularıyla başa çıkamama durumunda bireylerin bu duyguları bastırmak veya kaçınmak, rahatlamak için yiyecekleri kullanması ve aç olmadığı halde yemek yemeye yönelmesi olarak tanımlanabileceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Karbonhidrat içeriği yüksek besinlerin stres azaltıcı etkisi olduğu için bireyler stres veya olumsuz duygulanım anlarında özellikle tercih ederler. Bu durum obeziteye neden olabilir veya var olan obeziteyi arttırabilir.” dedi.  

“Obezite günümüzün en ciddi sağlık sorunlarından biri”

Obezitenin günümüzün en ciddi sağlık sorunlarından biri olduğunu ve gelişiminde tek bir nedenden bahsetmenin mümkün olmadığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Genetik faktörlerin obezitenin oluşumunda yüzde 40 ile yüzde 70 arasında etkisi olmakla beraber obezite yalnızca fiziksel bir durum değil aynı zamanda psikososyal bir sorundur. Obezitenin kronik olması, hasta için uygun tedavi hedefleri belirleme, motivasyonu sağlama, istenen hedeflere ulaşmak için belli psikolojik tekniklerin kullanımı ve hastanın örendiklerini uygulaması konusunda destek olma gibi psikolojik destek sağlanması gerekiyor.” diye konuştu.

“Beden algısına yönelik olumsuz duygular besleyen gençlere sosyal destek verilmeli”

“Sosyal medyanın özellikle adolesan dönemdeki kızların olumsuz beden algısı geliştirilmesi açısından büyük bir risk taşıdığını biliyoruz. Beden algısına yönelik olumsuz duygular besleyen gençlere sosyal destek vermenin önemi kaçınılmaz.” diye konuşan Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, şöyle devam etti:

“Obezite karşısında multidisipliner bir tedavi yaklaşımı benimsenmeli ve sürece mutlaka bir uzman klinik psikoloğun dahil edilmelidir bu durum hem psikolojik sağlamlığın korunması hem de tedavinin gidişatının olumlu olması açısından oldukça önemlidir. 

“Davranışçı teknikler oldukça etkili…”

Obeziteyle ilişkili psikolojik sorunlarda davranışçı tekniklerin oldukça etkili olduğu biliniyor. Obezitenin davranışçı tedavisinde amaç hastanın yeme ve egzersiz davranışında değişim yaratma ve bu bağlamda hastadan ‘kendini izleme, hedef belirleme, dürtüleri kontrol edebilme, davranışsal yerine koyma ve pozitif pekiştirme’ gibi birtakım becerileri edinmesi bekleniyor. Bunun yanı sıra ‘bilişsel yeniden yapılandırma’ ile istenmeyen davranışların meydana gelmesine neden olan bilişsel süreçlere odaklanılıyor. Buradaki amaç ise değişimin önünde duran olumsuz düşünceleri ortadan kaldırmak.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Rally Bodrum 4. kez Start Verecek

Karya Otomobil Spor Kulübü (KAROSK) tarafından düzenlenen Petrol Ofisi Maxima 2024 Türkiye Ralli Şampiyonası üçüncü ayağı Rally Bodrum, 26-28 Nisan tarihlerinde Bodrum yarımadasında adrenalin dolu bir hafta sonu yaşatacak.

Bodrum Kaymakamlığı, Milas Kaymakamlığı, Bodrum Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü ve Bodrum Belediyesi tarafından desteklenen Tecno Mobile, Evofone, Duja Hotels, VST Tour, Çözüm Ortağı, Oasis Bodrum, Pars Entertainment, Magico Cielo, BESİAD, OYDER sponsorluğunda ve Bodrum Gazeteciler Cemiyeti katkıları ile düzenlenen organizasyon, 26 Nisan Cuma akşamı Bodrum Kalesi’ndeki sporcularla fotoğraf çekiminin ardından, saat 20.30’da Bodrum Belediye Meydanı’nda gerçekleştirilecek start seremonisi ile başlayacak.

Ace Of Mice En İyi Spor Etkinliği branşında jüri özel ödülü alarak “ilk ödüllü ralli” ünvanını kazanan organizasyon, her yıl olduğu gibi sergi ve söyleşi etkinliği ile başlayacak. Ralli, drift, pist ve offroad yarış araçları sergisi, 22-27 Nisan tarihleri arasında Oasis Bodrum’da ziyaret edilebilecek. Ayrıca Rally Bodrum’a katılacak ralli pilotları Volkan Işık, Ali Türkkan, Burak Çukurova, Ümit Can Özdemir ve Uğur Soylu da 25 Nisan Perşembe günü saat 18.00’de, Oasis Bodrum’da gerçekleşecek söyleşi ile otomobil severler ve basın ile bir araya gelecek.

ICRYPEX ana sponsorluğundaki 2024 sezonunun bu önemli randevusunda, Bodrum’un doğal güzelliklerini gözler önüne seren asfalt zeminli etaplara bu yıl Milas bölgesinden yeni etaplar da eklendi. İki gün boyunca devam edecek olan mücadele, Cumartesi günü Milas-Bodrum arasındaki 3 özel etapta, Pazar günü ise Bodrum’da yer alan 3 özel etapta yaşanacak. Zorlu  ralli, 28 Nisan Pazar günü Be Premium Hotel’deki finiş seremonisi ve ödül töreni ile son bulacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

E-sertifika sayısı 8 milyonu geçti

BTK, 2023 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin Pazar Verileri Raporu’nu yayımladı. Üretilen elektronik imza sayısı 7 milyon 118 bin 77’ye yükseldi. Mobil imza sayısı ise 935 bin 805’e ulaştı. Toplamda 8 milyon 53 bin 882 elektronik sertifika oluşturuldu. 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki döneme göre elektronik imza sayısında yüzde 3,5 mobil imza sayısında ise yüzde 3,7 oranında artış gerçekleşti.

Kağıt kültüründen dijitale geçiş hızlandı

E-dönüşümün merkezinde yer alan e-imza ve mobil imza kullanımının arttığına dikkat çeken E-GÜVEN Genel Müdürü İlker Türkoğlu, “E-imza ve mobil imza kullanım alanları artıyor. Bireysel ve kurumsal tarafta artan farkındalıkla birlikte her çeyrekte kullanıcı sayısının da arttığını görüyoruz. Kâğıda dayalı bir kültürden iş süreçlerinin elektronik ortama taşınmasıyla hızla elektronik ortama geçiyoruz. Hız, tasarruf ve güvenlik avantajlarıyla imzalama ve onay süreçlerinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesi başta insan kaynağı olmak üzere; zaman, kargo, kâğıt, kırtasiye gibi kalemlerde maliyet avantajı sunuyor. Haftalar süren imzalama işlemlerini dakikalara indiren e-imza; iş sürekliliği, hızlı ve güvenli işlem yapma konforu sunuyor.” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı