Aylık arşivler: Nisan 2024

Küçükçekmece Belediyesi'nden Dünya Otizm Farkındalık Günü'nde Anlamlı Sergi

Küçükçekmece Belediyesi Güzel Sanatlar Akademisi, Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde 9 yaşındaki otizmli Mustafa Miraç Eren’in kendi adını taşıyan ‘’Mustafa’’ sergisine ev sahipliği yaptı. İlk kişisel sergisini açmanın mutluluğunu yaşayan Mustafa, yeteneğiyle sanatseverlerden tam not aldı.

Sergide, Küçükçekmece Belediyesi Güzel Sanatlar Akademisi’nde 2 yıl boyunca eğitim alan Mustafa’nın sakız, oyun hamuru ve seramik hamuru ile yaptığı hayvan figürlerinden oluşan 70’e yakın heykel yer alıyor.

Serginin açılışına çok sayıda vatandaşın yanı sıra Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç da katıldı.

 Güney Özkılınç: Akademimizde özel çocuklara birebir eğitim veriliyor

Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç sergi açılışındaki konuşmasında, ‘’Güzel Sanatlar Akademimizde özel çocuklara yönelik birebir eğitim veriliyor, şu an 10 özel çocuğumuz eğitim alıyor. Biz bu özel çocukların bağımsız, üretken ve toplumla bütünleşen bir yaşam kurabildiklerini göstermek amacıyla her yıl bir öğrencimizle kendi adını taşıyan bir sergi düzenliyoruz. Daha önceki yıllarda Akademimizde eğitim gören özel öğrencilerimizden Ali ve Sarp’ın kişisel sergisini düzenlemiştik. Bu yıl üçüncü sergimiz olan Mustafa’yı açmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum’’ dedi.

 Sibel Eren: Güzel Sanatlar Akademisi’nde oğlum kendini çok geliştirdi

Küçük ressam Mustafa Eren’in annesi sergi açılışında, ‘’Küçükçekmece Belediyesi sayesinde oğlumun yeteneğini sergileme fırsatı bulduk. Mustafa 4- 5 yaşlarında kağıtla oynuyordu, biz sonradan hayvan şekilleri yaptığını fark ettik. Daha sonra sakızla şekiller yapmaya devam etti. İlkokula başlayınca öğretmenine durumdan bahsettim o da bizi Küçükçekmece Belediyesi Güzel Sanatlar Akademisi’ne yönlendirdi. Mustafa 2 yıldır burada heykel ve resim üzerine eğitim görüyor. Oğlum kendini çok geliştirdi. Küçükçekmece Belediyesi’ne ve emeği olan herkese çok teşekkür ediyorum’’ dedi.

 Nimet Erdoğan: ‘Mustafa’ keşfedilmesi gereken bir yetenek

Küçükçekmece Belediyesi Güzel Sanatlar Akademisi’nde görev yapan Sanat Eğitmeni Nimet Erdoğan, ‘’Özel çocuk eğitimlerine başladığımızda mülakatlar yaptık ve yetenekli çocuklarımızı keşfettik. Mustafa’nın sakızlardan heykeller yaptığını annesinden öğrendik ve çok şaşırdık. Onun ilginç bir yeteneği var, parmaklarının kıvrımlarıyla ve sakızın elastik özelliğinden faydalanarak çalışmalar yapıyor. Mustafa ile sakızları suda eriterek daha büyük eserler yaptık. Resimler de yapıyoruz ancak onun ilgi alanı heykeller. O keşfedilmesi gereken bir yetenek ve onun üniversite eğitimine kadar yanında olacağız’’ dedi.

Sergi, 18 Nisan’a kadar Güzel Sanatlar Akademisi’nde görülebilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bayramın heyecanı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları oyunlarıyla yaşanıyor

Bayram tatilinde tiyatroseverleri Nick Whitby’den Arthur Miller’a, Shakespeare’den Cengiz Özek’e klasik ve çağdaş yazarların eserlerinin ön planda olduğu zengin bir repertuvar bekliyor.

Bu hafta; Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi, Godot Geldi, Cadı Kazanı, Hamlet, İfigenya, Maviydi Bisikletim, Kuğunun Şarkısı, Çingene Boksör, Rüstemoğlu Cemal’in Tuhaf Hikâyesi, Çöpsüz Dünya, Herkes Sihirbaz Olacak, Rüya, Fındıkkıran, Benim Küçük Yıldızım, Masal, Bir Gece Masalı adlı oyunlarımız seyirciyle buluşacak. 

Oyun biletleri, gişelerden, https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/, biletinial adreslerinden ve mobil uygulamamızdan temin edilebilir. 

Bu Haftanın Programı

YAŞAMAK MI, YOKSA ÖLMEK Mİ

1939 yılı, Polonya’nın Nazi birliklerince işgalinin hemen öncesi. Varşova’da bir tiyatroda Hitler karşıtı bir oyunun provaları sürmektedir. Oyun siyasi sebeplerle yasaklanarak yerine Hamlet konulur. Almanların Polonya’yı işgali üzerine tiyatro kapanır. İşsiz kalan oyuncular, bir Alman casusunun engellenmesi için çalışırlar. Provasını yaptıkları oyun sayesinde, Nazilerin kılığına girer ve zaman zaman umutsuzlaşan ve gitgide çetrefilleşen bir savaşı sürdürürler.

Nick Whitby’nin yazdığı, Yücel Erten’in çevirdiği, Hüseyin Köroğlu’nun yönettiği oyunda Şenay Saçbüker, Hüseyin Köroğlu, Kutay Kırşehirlioğlu, Bahtiyar Engin, Vildan Türkbaş, İrem Arslan, Emre Narcı, Volkan Ayhan, Emre Şen, Ümit Bülent Dinçer, Tarık Köksal, Deniz Yeşil Mavi, Erkan Akkoyunlu, Özge Kırdı, Orçun Tekelioğlu, Rüzgar Aşıkoğlu, Özgür Ali Kuruçay rol alıyor. Oyun, 13 Nisan 2024 tarihinde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

 

GODOT GELDİ

“Godot Geldi”, İrlandalı yazar Samuel Beckett’in “Godot’yu Beklerken” adlı yapıtının ardından ve ona bir “gönderme” olarak, Karadağlı yazar Miodrag Bulatović’in kaleme aldığı bir oyundur… “Olay” bir bataklıkta geçer. Becket’in oyununda; Godot beklenilir… Bulatović’in oyununda ise, bir fırıncı olarak Godot gelir… Beckett, yapıtında kavramlardan yola çıkarak evrensel bir resital sunarken, Bulatović, aynı tematik yapıyı işlemiş olsa da, rol kişilerinin ve kısmen de olsa mekânın yapısını değişime uğratarak, daha çok “simge”lere yönelmiştir… Beckett’te de, Bulatović’te de bekleyenler açısından önemli olan, aslında beklenen kişinin kim olduğu değil, bekleyişin kendisidir… İşte bu durumda; kim olduğu tam olarak bilinmeyen bir “gelen”in, kesinlikle tanımlanmış bir “giden”e dönüşmesinin öyküsüdür diyebiliriz “Godot Geldi” için…

Miodrag Bulatovic’in yazdığı, Sevgi Soysal’ın çevirdiği, Ragıp Yavuz’un yönettiği oyunda Ali Mert Yavuzcan, Can Başak, Can Ertuğrul, Derya Çetinel, Meriç Benlioğlu, Murat Coşkuner rol alıyor. Oyun, 13 Nisan 2024 tarihinde Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde.

 

CADI KAZANI

Yıl 1692… ABD’de Salem kasabası…Cadılıkla suçlanan insanlar… Büyük tartışmalara, ardından işkencelere, nihayetinde de idamlara varan mahkemeler… Çıkarları için ‘liste’lerce insanları ölüme sürükleyen ‘insan’lar… İnancı kullanarak; önce toplumsal yaşamı, sonra hukuku, nihayetinde onuru yok etmeye çalışan ‘baştakiler’ ve buna sebep olmayı yahut seyirci kalmayı seçen halk… Tiyatro yazınının en önemli isimlerinden Arthur Miller’ın, 1952’de gerçek olaylardan yola çıkarak yazdığı bu ölümsüz eser; ilk kez Şehir Tiyatrosu’ndan seyircilerini selamlıyor.

Arthur Miller‘ın yazdığı, Sabahattin Eyüboğlu-Vedat Günyol’un çevirdiği, Yiğit Sertdemir’in yönettiği oyunda Berfu Aydoğan, Berna Adıgüzel, Burak Davutoğlu, Canan Kübra Birinci, Ece Bağcı, Emre Çağrı Akbaba, Eraslan Sağlam, Ersin Sanver, Ezgim Kılınç, Fatma İnan, İbrahim Can, Mehmet Bulduk, Nilay Yazıcıoğlu, Onur Demircan, Ozan Gözel, Rozet Hubeş, Selçuk Yüksel, Selen Nur Sarıyar, Zeki Yıldırım rol alıyor. Oyun, 13 Nisan 2024 tarihinde Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.

 

HAMLET

Usta yönetmen Engin Alkan, Shakespeare’in dünya klasikleri arasında haklı bir yere sahip bu oyununu, farklı bir yorumla seyirciyle buluşturuyor. Yaşam ve ölüm arasında, iktidar ve intikam arasında, düşüncesi ile eylemi arasında insanın tüm zamanlara özgü çelişkilerini sahneye taşıyan, tiyatro tarihinin en ünlü eseri Hamlet, Engin Alkan’ın rejisinde çağdaş bir okumayla şimdiki zamandan bakılan çarpıcı bir hatırlamaya dönüşüyor. 

William Shakespeare’in yazdığı, Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirdiği, Engin Alkan’ın yönettiği oyunda Müslüm Tamer, Doğan Altınel, Seda Çavdar, Elçin Atamgüç, Zeliha Bahar Çebi, Zafer Kırşan, Hira Ogeday Erkut, Ersin Bağcıoğlu, Göksel Arslan, Destan Batmaz, Osman Kaba, Emre Ertunç, Cihat Faruk Sevindik, Doğan Şirin, Oğuzhan Oğuz, Hüseyin Emre Şen, Deran Özgen rol alıyor. Oyun, 13 Nisan 2024 tarihinde Ümraniye Sahnesi’nde.

 

İFİGENYA

Doğu ile Batı arasındaki ilk büyük savaş: Akha ordusu, Truva seferine çıkmak üzeredir. Birleşik ordu donanmasının sıkıştığı limandan kurtulup harekete geçebilmesi için rüzgâra ihtiyacı vardır. Başkomutan Agamemnon, Artemis’in kutsal geyiklerinden birini öldürdüğü için tanrıça da onun rüzgârını kesmiş ve herkesi bu limana hapsetmiştir. Doksan dokuz kralın ordusu hastalıktan kırılırken, öfkeyle bekleyen askerlerin gözü Agamemnon’dadır. Başkomutan’ın sadece kendisi ve makamı değil, başta ailesi olmak üzere, tüm ülke tehlikededir. Agamemnon’un yapabileceği tek bir şey kalmıştır: En değerli varlığı olan kızı Iphigenia’yı tanrılara kurban vermek!..

                                                     

Euripides’in yazdığı Serdar Biliş’in yönettiği oyunda Yağmur Topçu, Elvan Boran, Yıldıray Şahinler rol alıyor. Oyun, 13 Nisan 2024 tarihinde Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde.

 

MAVİYDİ BİSİKLETİM

İlk gençlik yıllarını geçirdiği İzmir’e duyduğu özlemin ve ilk aşkının izinden giden bir adamın, anılarına yaptığı bu yolculuk, bizi 1950’lerin İzmir’inden günümüze taşıyor. Dinçer Sümer’in yazdığı Ersin Umulu’nun yönettiği oyunda Çağrı Büyüksayar rol alıyor. Oyun, 13 Nisan 2024 tarihinde Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde.

 

KUĞUNUN ŞARKISI

Anton Çehov’un tek perdelik kısa oyunlarından biri olan Kuğunun Şarkısı’nda, yaşlı ve yalnız bir aktörün geçmişiyle yüzleşmesine, hayatını sorgulamasına, pişmanlıklarına ve aradan geçen onca yıla rağmen, hala, hayatta en iyi yaptığı şeye, aktörlüğe tutunmaya çalışmasına tanık oluyoruz.

Oyunda, insan doğasının gizli özlemlerini, öfkelerini ve tutkularını yansıtan önemli bir Çehov karakteri olarak karşımızda duran Svetlevidov’un anılarında yeniden canlanan Shakespeare’nin seçme tiradları, izleyenleri de oyuncunun geçmişine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

Alkışlar, tebrikler, aşklar ve şöhretin sarhoşluğuyla, yaşamı boyunca mutluluğu ve hayatın anlamını arayan Svetlevidov, geride bıraktığı onca hayal kırıklığına ve çektiği bütün sıkıntılara rağmen, sahnede ölümü bekliyor olduğu gerçeğinin önünde bile başını eğmeden durmaya devam ediyor.

Bora Seçkin’in yönettiği oyunda Bora Seçkin, Ertan Kılıç, Naşit Özcan, Yeliz Şatıroğlu rol alıyor. Oyun, 13 Nisan 2024 tarihinde Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde.

 

ÇİNGENE BOKSÖR

1920’lerin boks yıldızı Johann Wilhelm Trollmann’ın trajik yaşantısından yola çıkılarak yazılan oyun, kurgusal bir karakter olan Hans’ın tanıklığıyla seyirciye aktarılıyor. Çocukluk dönemlerinde tanışan ikili, güçlü bir arkadaşlık bağıyla yılları geride bırakır. Kendine has stiliyle yıldızlaşan çingene boksör Ruki, Nazi Almanya’sının faşizan politikalarına ve ayrımcılığa maruz kalır. Almanya Şampiyonu olsa da bu unvan kendisine verilmez ve hep kaybetmeye mahkûm edilir. Yoksul mahallelerde başlayıp toplama kamplarına kadar süren, ölümüne dostluğun çarpıcı öyküsü…

Rike Reiniger’in yazdığı Cafer Alpsolay’ın yönettiği oyunda Ercan Demirhan rol alıyor. Oyun, 13 Nisan 2024 tarihinde Müze Gazhane Meydan Sahne’de.

 

RÜSTEMOĞLU CEMAL’İN TUHAF HİKÂYESİ

Osmanlı İmparatorluğu’nun son demlerinde, Girit’teki yurtlarından sürgün edilen bir ailenin İstanbul’a Çanakkale’ye ve nihayet Ayvalık’a uzanan maceralı yolculuğu. Rüstem’in, Cemal’in ve hayatlarındaki diğer insanların kimi zaman gülünç kimi zaman hüzünlü ama sımsıcak hikâyeleri. Oyunda Esen Koçer, Levent Üzümcü rol alıyor. Oyun, 13 Nisan 2024 tarihinde Beylikdüzü Rasim Öztekin Sahnesi’nde.

 

ÇÖPSÜZ DÜNYA (3+ Yaş)

İklim değişikliği ve hava kirliliğinden dolayı bulutların renginin, rüzgârın yönünün değiştiği günlerden bir gün;  umutlu, mutlu ve bilinçli bir uçurtma olan Uç Uç kuyruğu koptuğu için bir çöplüğe düşer. Çöplükte, bez bir bebek olan Püsküllü ve atılmış bir koli olan Koli Koli ile tanışır. Çöplüğün kontrolünü elinde tutan Çöpten Kral ve yardımcısı Sinek ile kurulu düzenlerini değiştirmeye çalışan Uç Uç arasında bir mücadele başlar.

Çöpsüz Dünya oyunu sevimli karakterler aracılığıyla tüketim kültürünün bilinçsizce yaygınlaştığı günümüzde “geri dönüşüm, tamir, sıfır atık ve renklerle ayrılmış atık kutuları’’ gibi konuları ele alarak atıklardan arındırılmış bir dünya nasıl mümkün olabilir sorusuna cevaplar arıyor. Arzu Yurtseven’in yazdığı, Nihat Alpteki’nin yönettiği oyunda Eylül Soğukçay, Pınar Demiral, Engin Akpınar, Samet Silme, Mehmet Soner Dinç rol alıyor. Oyun, 14 Nisan 2024 tarihinde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

 

HERKES SİHİRBAZ OLACAK (3+ Yaş)

Ünlü sihirbaz Zubi’nin öğrencileri “usta”lığa geçip onun sihirli şapkasını almanın hayalini kurarlar. Zubi, sihirli şapkanın yeni sahibini belirlemek için bir yarışma düzenler. İllüzyon gösterileriyle ilerleyen oyunda, hedefe ortaklaşa ilerlemenin önemi anlatılıyor.

 

Kubilay Tuncer’in yazıp yönettiği oyunda   Aslı Şahin, Aybar Taştekin, Cihat Faruk Sevindik, Damla Cangül Yiğit, Zeliha Bahar Çebi rol alıyor. Oyun, 14 Nisan 2024 tarihinde Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde.

 

RÜYA(5+Yaş)

Hayvanat bahçesini ziyaret eden Özgür, doğal yaşam alanlarından kopartılıp kafese konan hayvan dostlarını rüyasında görür. Artık harekete geçme zamanıdır ve Özgür onları kurtarmakta kararlıdır. Özge Midilli-Ertan Kılıç’ın yazdığı Özge Midilli’nin yönettiği oyunda Alp Tuğhan Taş, Esen Koçer, Pınar Aygün, Direnç Dedeoğlu, Gülce Çakır, Mehtap Gündoğdu Akbulut, Nilay Bağ, Nilay Yazıcıoğlu rol alıyor. Oyun, 14 Nisan 2024 tarihinde Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.

 

FINDIKKIRAN (7+ Yaş)

 

Minik Clara, yılbaşı hediyesi olarak aldığı Fındıkkıran isimli oyuncağıyla özel bir bağ kurar. Görünenin ardındaki güzelliğin ortaya çıkacağı o gece hayalle gerçek arasında, başka dünyalarda büyük serüven başlar. 1800’lerden günümüze birbirinden farklı versiyonlarıyla operada, sinemada büyük ilgi gören bu halk öyküsü, tüm görkemiyle şimdi Şehir Tiyatrosu’nda sahneleniyor. E.T.A Hoffmann’ın masalından Dilşad Çelebi’nin uyarladığı, Lerzan Pamir’in yönettiği oyunda Asrın Gurur Kuyucak, Gözde İpek Köse, Cihan Kurtaran, Çağrı Büyüksayar, Derya Keykubat, Dolunay Pircioğlu, Emel Bertan, Esra Ede, Emrah Derviş Soylu, Gürkan Başbuğ, Hakan Gümüş, Osman Kaba, Pelin Budak, Salih Şimşek, Sefa Turan, Selen Nur Sarıyar, Ümit Bülent Dinçer, Yılmaz Aydın rol alıyor. Oyun, 14 Nisan 2024 tarihinde Ümraniye Sahnesi’nde.

 

BENİM KÜÇÜK YILDIZIM (3+ Yaş)

Bir gün bir yıldız kayar… Gökyüzünden… Küçük kız onun peşine düşer… Belki gözündeki yıldıza ulaşamaz; ama bir yıldız şarkıcı kargaya, tavuklar için bir Yıldız gibi pırıl pırıl parlayan bir mısır tanesine, her nefes aldıkça bir yıldız parıldayan ateş böceğine rastlar… Hepsiyle arkadaş olur… Sonunda gerçek yıldızın içinde olduğunu sevgi kardeşlik dostluk olduğunu anlar.

Cengiz Özek’in yazıp yönettiği oyunda Ayşe Günyüz Demirci, Buğra Can Ildırışık, Yunus Erman Çağlar, Kamer Karabektaş, Mana Alkoy, Özge Kırdı, Pınar Pamuk, Aslı Menaz rol alıyor. Oyun, 14 Nisan 2024 tarihinde Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde.

 

BİR GECE MASALI (5+ Yaş)

Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası isimli oyunundan uyarlanan Bir Gece Masalı, arkadaşlık kavramı üzerine kuruludur. Oyun, ailesinin istediği gençle değil kendi istediği kişi ile arkadaşlık kurmak isteyen Şirin Kız’ın Yakışıklı Delikanlı, Güçlü Delikanlı ve Selvi Kız ile ormanda geçirdiği bir gecede yaşananları anlatır. William Shakespeare’in yazdığı Musa Arslanali’nin yönettiği oyunda Ayşe Nurseli Tırışkan Akpınar, Burhan Yeşilyurt, Çağlar Ozan Aksu, Güzin Alkan, Hüseyin Emre Şen, Mehmet Emre Ertunç, Oğuzhan Oğuz, Ömer Naci Boz, Seda Yılmaz, Serap Doğan rol alıyor. Oyun, 14 Nisan 2024 tarihinde Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde.

 

MASAL (5+Yaş)

Hakkından ve ihtiyacından fazla yiyeceği çalarak açlığa sebep olan yemek hırsızı ve işbirlikçisine karşı üç çocuk fantastik bir yolculuğa çıkar. Birçok engelin aşıldığı yolculuk sürecinde bireysellikten birlikte hareket etmeye, yardımlaşma ve adaletli paylaşıma kadar çocukların düşünce ve eylemleri değişir. Açlığın tüm çocuklar için yaşamsal bir sorun olduğunu fark eden çocuklar, açgözlü yemek hırsızı ve işbirlikçisine karşı mücadeleyi büyütür. Eftal Gülbudak’ın yazıp yönettiği oyunda Ceren Hacımuratoğlu, Ercan Demirhan, Yeliz Şatıroğlu, Onur Şirin, Serkan Bozkurt rol alıyor.  Oyun, 14 Nisan 2024 tarihinde Beylikdüzü Rasim Öztekin Sahnesi’nde.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

50 ülke gezen Derya Taşbaşı: En güzeli memleketim

Televizyon ekranlarının sevilen ismi sunucu ve oyuncu Derya Taşbaşı, Almanya’da doğup büyüdükten sonra iş için geldiği Türkiye’ye aşık oldu.

 Almanya’da doğan ve üniversiteye başlayana kadar orada yaşayan güzel oyuncu, sonrasında Türkiye’ye yerleşti. Birçok projenin ekran yüzü olan güzel oyuncu ve sunucu iş için gezdiği 50 ülkede yaşadığı deneyimlerini de anlattı.  50 ülkenin tarihi yerlerini gezen ve kültürlerini deneyimleyen Taşbaşı, “Nereye gidersem gideyim Türkiye hasreti çektim. Ne varsa memleketimde var” dedi. Kendi kıyaslamasını aktaran Derya Taşbaşı, “Merhamet, saygı, sevgi, temizlik, anlayış, doğal harikalar ve iklim ülkemin meziyetlerini yazmaya kalksak sayfalar yetmez. Sınır kapısından çıktığınız an bunların hiç birisini göremezseniz” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Müzik Evinde'de müzik, sohbet, eğlence bir arada

Emel Yalçın ve Sertaç Akkaya ile Müzik Evinde’de her hafta birbirinden özel konuklar yer alıyor.

Dream Türk TV’nin sevilen programı Emel Yalçın ve Sertaç Akkaya ile Müzik Evinde’nin bu haftaki konuğu şarkıcı ve oyuncu Keremcem ve güzel oyuncu Deniz Bolışık oldu.

 

‘O dönem gerçekten çok yakışıklıymışım’

Formatı Sertaç Akkaya’ya ait olan Sea Production’un yapımcılığını üstlendiği Emel Yalçın ve Sertaç Akkaya’nın sunduğu Müzik Evinde 10. bölümüyle yayın hayatına devam ediyor. Her hafta birbirinden özel konukları ağırlayan Emel Yalçın ve Sertaç Akkaya ile Müzik Evinde’nin bu haftaki konukları Keremcem ve Deniz Bolışık oldu. Kariyerinde 20 yılı geride bırakan yakışıklı şarkıcı ve oyuncu Keremcem, “20 yıl olduğunu bu sene fark ettim. Evde kasetim bile var” dedi. Yakışıklı yakıştırması içinde konuşan Keremcem, “Geçmiş yıllara bakıyorum çok değişmişim. Geçen eski bir dizimi izleme gafletinde bulundum o dönem gerçekten çok yakışıklıymışım. Bana hala yakışıklısın falan demek züğürt tesellisidir” dedi.

 

‘Özgürlüğüne düşkün kadınlar beni cezbediyor’

Ekranlarda olduğu kadar özel hayatında da beyefendi kişiliği ile ön plana çıkan Keremcem, rol aldığı bir projedeki karakterinden bahsetti. Keremcem, “Küfürbaz bir insan değilim ama bir projede öyle bir karakteri oynadım. Set ekibinden özür dileyerek rolümü yaptım. Günün sonunda ekip abi sende ne çabuk alıştın demeye başladı” diyerek herkesi güldürdü. Özel hayatıyla ilgili de konuşan Keremcem, “Özgürlüğüne düşkün ve kendi hayatı olan kadınlar beni cezbediyor. Bütün hayatı birbirine geçmiş çiftler bence hoş değil” dedi.

 

Çalışma şartları güzelleşiyor

Emel Yalçın ve Sertaç Akkaya ile Müzik Evinde’nin diğer bir konuğu ise güzel oyuncu Deniz Bolışık oldu. Son dönemde dijital platformların artmasıyla sektöre renk geldiğini söyleyen güzel oyuncu, “Ulusala ve dijitale iş yapmak çok farklı. Total olarak seyirciye ulaşmak için ulusal güzel bir alan. Dijitalin ise sektöre güzel bir katkısı var. O zaman daha güzel ve dönüşümlü işler, hikayeler ortaya çıkıyor. Çalışma şartları da güzelleşiyor” dedi.

Emel Yalçın ve Sertaç Akkaya ile Müzik Evinde her Cumartesi saat 21:00’da Dream Türk TV ekranlarında…

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

20. Akbank Kısa Film Festivali'nde Gökçe Bahadır söyleşisine sinemaseverlerden yoğun ilgi

Sinemaseverlerin ve sinema sektörünün buluşma noktası olan
 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin jüri konuğu Gökçe Bahadır’ın Akbank Sanat binasındaki söyleşisine sinemaseverler yoğun ilgi gösterdi. Deneyimlerini paylaşan başarılı oyuncu katılımcıların sorularını da yanıtladı.

Sinemaseverlerin ve sinema sektörünün buluşma noktası olan Akbank Kısa Film Festivali, sinema sanatı için kısa filmin öncü rolünün bilinciyle, bu alanda etkin bir platform oluşturmak üzere yoğun programıyla devam ediyor.  

 

Akbank Kısa Film Festivali’nin jüri konuklarından Gökçe Bahadır 29 Mart’ta Festival Direktörü Selim Evci yönetiminde kariyerine dair deneyimlerini aktardığı bir söyleşi gerçekleştirildi. Bahadır, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı, filmlerine dair önemli anekdotlar paylaştı. Oyuncu, genç meslektaşlarına ‘‘Öncelikle güne kendimi hazırlayarak başlıyorum. Günün belli bir saatti kendinize özel zaman olarak ayırmalısınız. Bunu yaptığınız takdirde role ve oyuna çok daha kolay alışıyorsunuz. Çekimlerden önce görsel olarak canlandıracağınız karakteri her yönüyle özümsemeniz gerekecek. 20 yıllık oyunculuk kariyerim boyunca kendime özgü bir düzen oluşturarak ilerledim’’ diyerek hayatının günlük rutinine ve kariyerine dair detayları paylaştı.

 

20. Akbank Kısa Film Festivali, 4 Nisan’a kadar Akbank Sanat’ta, Moda Sahnesi’nde ve çevrimiçi gösterimlerle devam edecek. Gelecek söyleşiler ve etkinliklere dair detaylı bilgi için filmonline.akbanksanat.com ve akbanksanat.com adresini ziyaret edebilirsiniz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Azeri Sanatçı Salman Gambarov 5 Nisan'da İlk Kez Türkiye'de!

Azeri caz piyanisti, besteci ve aranjör Salman Gambarov, Türkiye’deki ilk konseriyle, 5 Nisan’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda müzikseverlerle buluşacak.

Modern Azerbaycan cazının önde gelen grup liderlerinden Gambarov, stil çeşitliliği ve zengin repertuvarı ile yıllar içinde geniş kitlelere ulaştırdığı projesi Bakustic Jazz ile 5 Nisan akşamı, saat 20.30’da CRR’de konser verecek. Konserde Gambarov’a, vokalde Azeri pop şarkıcısı İlhama Gasımova, trompette Şenova Ülker, perdesiz gitar ve yaylı tamburda Cenk Erdoğan, bas gitarda Fuad Jafar, davulda ise İsgandar Alasgarov eşlik edecek.

Salman Gambarov cazın farklı müzikal kültür ve stillerle ilişkisine dair ifadeler sunmayı şiar edinmiş bir müzisyen. Bakustic Jazz ile önce cazın geleneksel kanadında dolaşan, ardından da post-bop’tan fusion ve modal caza doğru bir yol izleyen Gambarov, cazla farklı müzik türlerini birleştiren projelerde sıkça yer alıyor.

Salman Gambarov Türkiye’de vereceği ilk konseri hakkında dinleyicilerine şu mesajı iletiyor: “Tanıdık gelen her durumda, her zaman yeni ve bilinmeyen bir şeyler bulunabilir”

Konser biletleri, 50, 100, 165, 200 TL olarak CRR gişesi ve Biletix’ten temin edilebilir.

Salman Gambarov – Piyano

İlhama Gasımova – Vokal

Şenova Ülker – Trompet

Cenk Erdoğan – Perdesiz gitar, yaylı tambur

Fuad Jafar – Bas gitar

İsgandar Alasgarov – Davul

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İrfan Güney'in Yeni Eseri 'Ufuk Çizgisi' Senfonik Kaydıyla Dikkat Çekiyor

İrfan Güney’in yeni çalışması “Ufuk Çizgisi”, Senfonik bir eser olarak On Air Music Co. markasıyla yayımlandı.

Aynı zamanda akademisyen olan, besteci Prof. Dr. İrfan Güney’in bu son eserine;  filarmoni orkestrasıyla müzik dünyamızın duayen isimlerinden Turhan Yükseler eşlik ediyor. Ülkemizin yetiştirdiği ender müzik insanı Turhan Yükseler aynı zamanda eserin senfonik düzenlemesini de üstlenmiş.

İrfan Güney eseri ile ilgili şu açıklamada bulundu:

“Yeryüzü ile gökyüzünün birleştiği gibi bir göz yanılgısı olan ufuk çizgisi teorik bir kavramdır. Uçuş sırasında pilotların ve seyir halinde kaptanların güvenli yolculuk yapabilmeleri için kabul ettikleri bir referanstır. Pilotlar uçakların kalkışında, uçuşunda ve inişinde ufuk çizgisini nirengi olarak alırlar. Kaptanlar da yapacakları yolculukta geminin konumunu belirlemek ve güvenli bir şekilde seyir edebilmek için ufuk çizgisini dikkate alırlar.

Yaşam, insanların dünyada doğduğu anda başlayan ve hayatlarının sonuna kadar devam eden bir yolculuktur. Bu yolculuğun, insan olabilmenin temel değerleriyle örtüşebilmesi için, vicdani, ahlaki ve etik değerlerin referans olarak alınabilmesi esastır. İnsanların yaşam yolculuklarında zaman zaman durup doğru yolda olup olmadıklarını bu temel değerlere bakarak değerlendirmeleri gerekir. Çünkü bu değerler de insanların yaşadıkları kendi dünyalarındaki ufuk çizgileridir.

Ufuk çizgisi isimli bestemde insanların yaşam yolculuğunu bu referans değerlere göre sorgulatmayı amaçladım. Doğdukları günden bu zamana kadar yaşadıkları süre içinde yaptıklarını ve yapamadıklarını kısacası hayat yolculuklarını değerlendirmelerini istedim…

Ve eklemek isterim ki; sanata ve sanatçılara desteklerini esirgemeyen On Air Music Co. ekibine çok teşekkür ederim.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilay Deniz'in doğum sahneleri çok konuşulacak

Yapımcılığını NO23 Prodüksiyon ‘un yaptığı yönetmen koltuğunda Ahmet Toklu’nun oturduğu senaryosunu Kurtuluş Yiğit Demiralp’in kaleme aldığı ‘Geçmişten Kalan‘ filminin güzel oyuncusu Nilay Deniz, filmin en önemli anı olan doğum sahnesinde gösterdiği oyunculuk performansıyla tüm seti kendine hayran bıraktı.

3 aylık titiz bir çalışmanın ardında sete çıkan Geçmişten Kalan filminin, tekniği kadar sahneleri çok konuşulacak. Güzel oyuncu Nilay Deniz’in köy evinde doğum yaparken çekilen sahneleri ve gösterdiği oyunculuk performansı sinemaseverlere heyecanlı anlar yaşatacak.

Geçmişten Kalan filminde; Nilay Deniz ve Can Güreler başrolleri paylaşırken, oyunculara Zeynep Yaylıcıoğlu, Aysan Sümercan, Kenan Demirok, Derin Deniz Keskin, E. Tuana Usta, Melih Çardak, İzmir Mert gibi başarılı isimler eşlik ediyor.

 

Filmin Konusu 

Yakın zamanda trajik bir kaza sonucu bebeğini kaybeden sosyal medya fenomeni Ayşe ve açgözlü emlakçı kocası Ali’nin tatil için gittikleri köy evi, onları bekleyen korkunç bir kâbusun başlangıcıdır.

Bu lanetli ev, içinde barındırdığı korkunç varlık aracılığıyla, Ayşe’ye hem kendi geçmişindeki gizemleri hem de Ali’nin vahşi gerçek yüzünü acımasız bir şekilde gösterir. O ev ve çevresi, alınmış ahlar, kayıp bebekler ve lanetli bir kadının hikayesiyle doludur… Bu karanlık geçmişin ödenecek bir bedeli vardır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Egeli bilim ekibinden sürdürülebilir gelecek ve gıda üretimine katkı sunacak proje

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Genel Biyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Aşkım Hediye Çetinel’in yürütücülüğünü yaptığı “AtPUB18 ve AtPUB19 U-BOX E3 Ubiquitin Ligazlarının, ABA-Teşvikli Stoma Kapanmasında NO ve H2S Sinyal Molekülleri ile Etkileşimi” başlıklı proje, TÜBİTAK- ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu.

Proje ekibini makamında ağırlayarak tebrik eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Ülkemizin tam akreditasyona sahip, öğrenci odaklı, öncü bir araştırma üniversitesi olarak, TÜBİTAK’taki liderliğimizi sürdürüyoruz. Bir kültüre dönüştürerek sürdürülebilir hale getirdiğimiz araştırma ve bilim üretme ekosistemimiz her geçen gün daha da güçlenmeye devam ediyor. Araştırmacılarımızın bilimsel çalışmaları TÜBİTAK başta olmak üzere hem ulusal hem de uluslararası değerlendirme ve fonlama kuruluşları tarafından destek almayı sürdürüyor. Bilim üretme vizyonumuz kapsamında nitelikli araştırmalarına devam eden Fen Fakültesi öğretim üyemiz Prof. Dr. Aşkım Hediye Çetinel’i ve proje ekibini tebrik ediyorum” dedi.

Hazırladıkları projenin detayları ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Aşkım Hediye Çetinel, “Projemizin amacı; çevresel streslere karşı bitki savunmasında ve adaptasyonunda önemli bir rol oynayan sitoplazma ve çekirdekte aktif çalışarak hücre içi düzenleyici proteinlerin seviyelerini kontrol eden biyotik-abiyotik stresler sonucunda yanlış katlanmış veya hasar görmüş proteinleri tanıyan, parçalayan ve uzaklaştıran Ubiquitin/26S proteozom sisteminin (UPS) E3 ligazlarından biri olan Bitki U-Box [Plant U-box (PUB)] 18 ve 19 ligazlarının normal ve kuraklık stresi koşulları altında ABA-teşvikli stoma kapanmasında NO ve H2S sinyalizasyonunu nasıl etkilediği ilk defa araştırılacaktır. Ayrıca adı geçen E3 ligazların ABA tarafından uyarılan stoma hücrelerindeki sinyalizasyon bileşenleri üzerindeki olası rollerinin ilk defa ortaya konulacak olması da bilimsel açıdan oldukça ilgi çekicidir” diye konuştu.

Araştırmanın hem literatüre hem de ülkemizin 12. Kalkınma Planı’nda yer alan gelecekteki olası besin yetersizliği sorununun çözülebilmesine katkı sunacağını ifade eden Prof. Dr. Aşkım Hediye Çetinel, “Sürdürülebilir gelecek gıda üretimine dolayısıyla iklim değişikliğine dayanıklı mahsüllerin yetiştirilmesine katkı sağlamak için çevresel stres faktörlerinin bitki büyümesi ve savunma cevapları üzerindeki etkilerini anlamalıyız. Bu bağlamda araştırma sonuçlarımızın tarımda stres faktörlerine dayanıklı bitkilerin kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla yapılan çalışmalar ya da bitkilerin strese dayanıklılığını klasik ve biyoteknolojik yollarla artırılmasını hedefleyen diğer araştırmalar için temel oluşturacaktır. Diğer yandan araştırmadan elde edilen sonuçların tarımsal alanda uygulamaya yönelik çalışmalar için de temel oluşturabileceği kanısındayız” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Otizmli bireylerin erken teşhisine ve özel eğitim sürecine dikkat çeken proje

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi yeni bir sosyal sorumluluk projesini daha hayata geçirdi. Yürütücülüğünü Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. İlknur Aydoğdu Karaaslan’ın üstlendiği “Toplumda Otizm Farkındalığının Sağlanması ve Bilgilendirilmesi” başlıklı proje otizmli bireylere yönelik toplumsal bilincin artırılmasını hedefliyor. Farklı disiplinlerden akademisyenlerin yer aldığı projede, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Burcu Özbaran, Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Diken, Dokuz Eylül Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alev Girli, Maltepe Üniversitesinden Dr. Ersin Ufuk Timuçin ve Otizm Dernekleri Federasyon Başkanı Ergin Güngör araştırmacı olarak yer alıyor.

Proje ekibini makamında ağırlayarak tebrik eden EÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgehan Gültekin, “Topluma katkı misyonu hedefiyle Fakülte olarak farklı alanlarda sosyal sorumluk projelerine önem veriyor ve bunlar için nitelikli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Hocamız Doç. Dr. İlknur Aydoğdu Karaaslan’ı  ve ekibini  gerçekleştirdikleri sosyal sorumluluk projesi dolayısıyla tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” dedi.

“Farkındalık sağlayarak bilgilendirecek”

Projenin amacına değinen Doç. Dr. Aydoğdu Karaaslan, “Otizmlilerin gelişimine yönelik tek bilimsel gerçek, erken dönemde kaliteli ve yoğun özel eğitim olması nedeniyle ülkemiz genelinde erken teşhis edilemeyen otizmli bireylerin olması bir sorun olarak tespit edilmiştir. Projede, öncelikle otizmli bireylerin gelişimlerine yönelik en önemli unsurlar olan erken teşhis ve erken özel eğitim sürecine dâhil olmaları gerektiğine dikkat çekerek, toplumsal bilincin artmasına katkı sunmayı amaçlıyoruz” dedi.

Proje hakkında detaylı bilgi veren Doç. Dr. Aydoğdu Karaaslan, “Hedef kitle olarak başta anne baba adayları, pedagoglar, eğitimciler olmak üzere toplumu oluşturan bütün bireyler açısından otizm konusunda farkındalık yaratmayı ve bilinçlendirmeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla bu noktada bir kısım otizmlinin hayat çizgisine pozitif katkı sağlanacak ve bilgilendirilecek. Proje ekibi olarak otizmli bireylerin temel insan haklarına vurgu yaparak da sosyal hayata katılımları, akademik eğitim ortamlarından dışlanmadan yararlanmalarına da katkı sağlamayı düşünüyoruz. Projenin faaliyet aşamasında,  velilerin, eğitmenlerin, öğrencilerin bireysel ya da grup halinde asenkron olarak izleme fırsatı bulabilecekleri video içerikleri üretilecek. Hazırlanan video içerikleri dijital kanallar aracılığıyla otizm konusunda farkındalık oluşması için gerek bu konuya dâhil olan gerekse bilgi almak isteyen toplumun her kesimindeki bireylere sunulacak” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı