Aylık arşivler: Eylül 2024

Şadırvanlı Han’da keyifli buluşma

Osmangazi Belediyesi Şadırvanlı Han Avlu Buluşmaları’yla sanatseverlere müzik dolu akşamlar yaşatmaya devam ediyor. Bursalılar, Osmangazi Belediyesi’nin düzenlediği ‘Kürdîlihicazkâr Meydan Faslı’ konseriyle unutulmaz bir akşam yaşadı. 

 

Osmangazi Belediyesi’nin farklı yerlerdeki kültür merkezleri, düzenlenen kültür ve sanat etkinlikleriyle vatandaşlara hizmet veriyor. Türk Sanat Müziği’nin önemli bestekarlarının eserlerini geleneksel fasıl yorumuyla icra eden Hanende Salih Taşkın, Kanun’da Oğuz Irmak Keman’da Uğur Donak, Ud’da Kaan Ayhan, Şadırvanlı Han Eğitim Akademisi’nde verdiği Kürdîlihicazkâr meydan faslı konseriyle sanat severlerin kulağının pasını sildi. Türk Sanat Müziği’nin değerli temsilcilerinin bir araya gelerek oluşturduğu Kürdîlihicazkâr meydan faslı konserinde Hanende Salih Taşkın tarafından, Kanaryam güzel kuşum, Pencereden kuş uçtu, Gurbet o kadar acı, Güzüm şen, hatıram şen gibi eserler seslendirdi. Konsere katılan sanatseverler icra edilen eserlere eşlik ederek keyifli zaman geçirdi. 

 

Program sonunda Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, Sanatçı Hanende Salih Taşkın’a gecenin anısına çiçek takdim etti. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Seferihisarlı çocuklar için yeni bir festival başlıyor

Kültürel ve Ekolojik Hayatı Koruma Derneği (KültürEkoloji) ve Seferihisar Belediyesi ortaklığında CittaSlow Sunday günleri kapsamında “Haklarımız Var!” temasıyla düzenlenen çocuk festivali 28 Eylül 2024 Cumartesi günü Seferihisar Çocuk Belediyesi’nde gerçekleşecek. 6-11 yaş arası tüm çocuklar bu festivale davetli.

Teos Çocuk KültürEkoloji Festivali 28 Eylül 2024 Cumartesi Seferihisar’da gerçekleştirilecek. Kültürel ve Ekolojik Hayatı Koruma Derneği (KültürEkoloji) ve Seferihisar Belediyesi ortaklığında gerçekleştirilecek festivalin bu yıl destekçisi AB Sivil Düşün Programı oldu. CittaSlow Sunday günleri kapsamında, “Haklarımız Var!” temasıyla düzenlenecek festivalde çocuklar için birbirinden farklı atölye çalışmaları planlandı.

 

6-11 yaş arası tüm çocukların davetli olduğu festivalde çocukların, öğrenme, araştırma, sorgulama ve merak duygularını geliştirmeye dönük birçok etkinlik Seferihisar Çocuk Belediyesi’nde gerçekleştirilecek.

 
Kültürel Miras, Astronomi, Evrim ve Bilim, Arkeoloji, Çocuk Hakları, Yaratıcı Müzik, Mikrobiyoloji ve Ritim ve Doğa atölyeleri ve daha birçok atölyenin yer alacağı festivalde aynı zamanda çocuklar Muzaffer İzgü ve Nâzım Hikmet hikâyeleri ile tanışacak.

 

Çocuklar yaşadıkları yerin afişini tasarlayacaklar

Festivalde yer alan “Hayalimdeki Sakin Şehir için Afiş Tasarlıyorum” atölyesinde çocuklar hayallerindeki Seferihisar için afiş tasarlayacak. Festival sonunda mini bir sergi ile paylaşılacak olan bu afişler bir sonraki festivalde de sergilenecek.

Atölyelere ücretsiz kayıt olmak için [email protected] adresine e-posta göndererek başvuru yapabilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kulak tüpü ameliyatı gerektiren durumlar çocuklarda daha yaygın!

Kulak tüpü ameliyatının kulak zarına yapılan bir işlem olduğunu dile getiren Kulak, Burun, Boğaz Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi, “İşitme kaybına neden olabilen hastalıklar çocuklarda daha yaygın olarak görülür ve daha sık tekrarlanır.” dedi. Kulak tüpü ameliyatının ağrısız bir işlem olduğuna değinen Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi, yerleştirilen tüpün birkaç ay içinde kendiliğinden düşeceğini aktardı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi, kulak içi basıncına bağlı işitme kayıplarının tedavisinde kullanılan kulak tüpü hakkında bilgi verdi

Kulak içi basıncı azaltmak için tüp takılır…

Orta kulakta oluşan sıvı veya iltihaplanmanın zamanla işitme kaybına neden olabileceğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi, “Kulak içinde oluşan sıvı basınca neden olur. Basınç 400 mm bar seviyesine ulaşmışsa ve kişinin işitme kaybı yüzde 20-40 seviyelerinde ise tüp takma ameliyatı uygulanır. Tüp kulak zarına yapılan bir işlemdir.” dedi.

Kulak tüpü ameliyatı gerektiren durumlar çocuklarda daha yaygın!

Kulak tüpünün her yaş grubundan kişiye uygulanabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi, “Çocuklarda da yetişkinlerde de kulak tüpü ameliyatı uygulanabilir. Önemli olan geniz eti problemini çözmektir. İşitme kaybına neden olabilen hastalıklar çocuklarda daha yaygın olarak görülür ve daha sık tekrarlanır. Kulak tüpü için ideal yaş 2,5-4 yaş aralığıdır.” şeklinde konuştu.

Kulak tüpü birkaç ay içinde kendiliğinden düşüyor

Kulak tüpü taktırmanın herhangi bir yan etkisi olmadığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu işlem öncesi ve sonrası herhangi bir ağrı oluşmaz. Kulak tüpü takıldıktan bir süre sonra kendiliğinden düşer. Ömürleri 3-6 arasıdır. Bazı tüpler daha uzun süre kalır ve özel tüplerdir. Hangi tür tüpün kullanılacağını kulak zarının tipine ve hastanın işitme kaybına göre belirlemek gerekir.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gedik Yatırım, Başkent Private Şube yatırımcılarına hizmet vermeye başladı

Türkiye’nin önde gelen yatırım kuruluşları arasında yer alan Gedik Yatırım, yatırımcılarına bulundukları her yerde kaliteli ve hızlı hizmet sunmak üzere şube ağını genişletiyor. Sektörde bir ilk olan Private Şube yapılanmalarının hızla büyüdüğüne dikkat çeken Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Onur Topaç, “Gedik Yatırım olarak, sektörde her alanda liderlik vizyonumuzla hareket ediyoruz. Ankara’da açtığımız Başkent Private şubemizle Türkiye genelinde şube ağımızı genişletmenin toplamda 33 il 69 şube ve şu an itibariyla 8. private şubemizi açmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz” dedi.

Türkiye’nin önde gelen yatırım kuruluşları arasında yer alan Gedik Yatırım, ülke genelinde şubeleşmesini hız kesmeden sürdürüyor. Gedik Yatırım, geçtiğimiz aylarda hizmet ağına eklediği Tekirdağ Şube ve Isparta Private şubesi ile sektörde şube ağı en geniş şirket olarak pozisyonunu güçlendirdi. Sektörde bir ilk olan Private Şube yapılanmasının 8.sini 20 Eylül 2024’te Başkent Private Şube olarak Ankara’da açtı.

 

Başkent Private şubesinin açılışında konuşan Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Onur TopaçGedik Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Tosun ve Gedik Yatırım Şube Satış Yönetimi Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Ergün KoşucuPrivate Şubeler Direktörü Orkun Yurttepe, Başkent Private Şube Müdürü Fatih Akşam, şube çalışanları ve yatırımcıların katıldığı bir törenle yapıldı.

 

Açılışta bir konuşma yapan Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Onur Topaç, “Gedik Yatırım olarak, sektörde her alanda liderlik vizyonumuzla hareket ediyoruz. Ankara’da açtığımız Başkent Private şubemizle Türkiye genelinde şube ağımızı genişletmenin toplamda 33 il 69 Şube ve şu an itibariyla 8. private şubemizi açmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. 714’e ulaşan çalışan sayımızla ve bugün 8. şubemizi açtığımız Gedik Yatırım Başkent Private ile yatırım serüvenimizde kapsamlı ve profesyonel destek ekibimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu büyüme sürecinde başarılı çalışmalarından dolayı çalışma arkadaşlarıma ve bize duydukları güven için yatırımcılarımıza teşekkür eder, yeni şubemizin hayırlı olmasını dilerim.” dedi.

 

Yatırım piyasalarındaki 33 yıllık deneyimi ve sayısı her geçen gün artan çalışanıyla mevcut ve potansiyel yatırımcılarına kaliteli ve hızlı bir hizmet deneyimi yaşatmayı amaçlayan Gedik Yatırım, önümüzdeki dönemde de Private Şube açılışlarına ağırlık verecek. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akbank, Yeni E-Belgeli Android POS Cihazı ile İşletmelerin Maliyetlerini Düşürüyor

E-belgeli ürünler sayesinde işletmeler satış uygulaması, ödeme alma ve e-fatura gibi özelliklere tek bir POS cihazı üzerinden ulaşabiliyor. 

 

 

Akbank, dijital bankacılık teknolojilerini kullanarak geliştirdiği yenilikçi ödeme çözümleriyle işletmelere kolaylık sağlamaya devam ediyor. Bu kapsamda son olarak, Android POS cihazlarına eklediği ürün tanımlama, ürün listeleme, sepet oluşturma gibi yeni özelliklerle işletmelerin tüm ihtiyaçlarını tek bir POS cihazıyla karşılıyor. Bu yenilik, işletmelerin ödeme alma süreçlerini dijitalleştirerek hem kolaylaştırıyor hem de maliyet avantajı sunuyor. Ayrıca ürünün birçok fonksiyon kontrolü Web portal üzerinden yapılabiliyor. Bu kolay ve güvenli üründen e-fatura mükellefleri ve e-fatura kullanmak isteyen tüm üye işyerleri faydalanabiliyor. 

 E-belgeli ürün ailesi ile beraber ödeme alma fonksiyonuna eklenen ilave özeliklerle işyerlerinin tüm ihtiyaçlarına çözüm sunduklarının altını çizen Akbank Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce; “Akbank olarak hız kesmeden üye işyerlerimizin hayatını kolaylaştıracak ürün ve hizmetler sunmaya devam ediyoruz. Yazarkasa POS mükellefleri de dahil olmak üzere, tüm sektörlerden e-fatura sistemine dahil olan ve yeni geçen işletmelerin kullanabilmesi için E-Belge özellikleriyle yenilediğimiz Akbank Cebe POS ve Android POS bunlardan birkaçı. Bugün müşterilerimize sunduğumuz yeni nesil E-Belgeli POS ürünleri ile sepet oluşturma, ödeme alma ve e-belge hizmetlerine uçtan uca tek bir çözüm ile ulaşılabiliyor. Bu ürünleri tercih eden Akbanklı üye işyerleri düşük maliyetli çözümlerden yaralanabiliyor” dedi.

 

Akbank, yazarkasa özellikli Android POS ürünüyle sunulan e-belgeli çözümler ile ürün tanımlama, ürün listeleme, sepet oluşturma, nakit, temassız ya da kare kod ile peşin veya taksitli ödeme alma, işlem raporlarını saklama fonksiyonlarını destekliyor. İşletmeler ödeme aldıkları bu POS cihazı üzerinden oluşturdukları satış belgelerini e-fatura sistemiyle anında müşterilerine iletebiliyor. Süper Entegratör işbirliği ile geliştirilen e-arşiv/e-fatura üretme özelliği ile işletmeler, tüm satış, faturalama ve tahsilat işlemlerini muhasebe sistemlerine kolaylıkla aktarabiliyor. 

Akbank, e-belgeli POS ürünleri için özel bir kampanya da başlattı. Kampanya kapsamda üye işyerleri ilk 6 ay boyunca 5 milyon TL ciroya kadar olan ödemelerinde %1,99 komisyon oranı ve %100 POS ücret indirimi gibi avantajlardan faydalanabilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uzmanlar uyardı! Yağmur ve su basmalarına karşı acil durum planı oluşturun!

Yol seviyesinde veya altında bulunan yapılarda mutlaka su birikintilerine karşı koruyucu önlemler alınması gerektiğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yağmur ve su basmalarına karşı yapılarda uygun drenaj sistemleri kurulmalıdır.” dedi.

İmar planlarında özellikle dere yatağı olan bölgelerin belirtilmesi ve bu alanlarda yapılaşmaya izin verilmemesi gerektiğini kaydeden Dr. Tuğçe Oral, “Bu alanların çevresinde bulunan yapılarda veya yapılaşma da oluşabilecek sel baskınları dikkate alınarak güvenli inşa yöntemleri düşünülmelidir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan ile Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümünden Arş. Gör. Dr. Tuğçe Oral, aşırı yağışlar ve sel baskınlarının olumsuz etkilerini değerlendirerek, bu durumlara karşı alınması gereken önlemleri açıkladı.

Su birikintisi içerisinde yürünecek ise kılavuz çubuk ile kontrollü şekilde ilerlenmeli

Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, yol seviyesinde veya altında bulunan yapılarda mutlaka su birikintilerine karşı koruyucu önlemler alınması gerektiğine işaret ederek, “Minimal düzeydeki yağışlı havalarda bile gözlemler yapılarak, suyun biriktiği alanlar basit şekilde keşiflenebilir. Böylece basit haliyle olası büyük yağışlarda veya sel durumlarında karşılaşılabilecek sorunlar ile ilgili önceden hazırlıklı olunabilir. Şiddetli yağışlara bağlı olarak oluşabilecek su birikintilerinde suyun bulanıklığı nedeniyle derinliği kestirmek mümkün olmayabilir. Bu nedenle, su birikintisi derinliği ayakkabımızı geçmiyor olsa dahi kontrolsüzce basmamak gerekmektedir. Mutlaka bir kılavuz çubuk edinilmeli ve birikinti içerisinde yürünecek ise kılavuz çubuk ile kontrollü şekilde ilerlenmelidir.” dedi.

Binalarda ani yağmur ve su basmalarına karşı hangi önlemler alınmalıdır?

“Yağmur ve su basmalarına karşı yapılarda uygun drenaj sistemleri kurulmalıdır.” diyen Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, şunları dile getirdi:

“Yapıya zarar verebilecek suyun birikmesi önlenerek, uzaklaştırılması sağlanmalıdır. Ayrıca düzenli olarak bu sistemlerin sürekli olarak kontrol edilerek, su ile taşınan malzemelere bağlı tıkanma ve taşma olasılıkları da indirgenmelidir. Evlerde ve işyerlerinde yağmur veya sel sularının geri akmasını önleyecek kanalizasyon tuzaklarına ‘kontrol vanaları’ takılmalıdır. Yağmur ve sel baskınları ile sürekli karşı karşıya kalınan yapılarda maksimum su yüksekliğini hatırlatıcı olması için yüksekliği belirten kontrol çizgileri duvarlara çizilebilir. Böylece, hane veya işyeri içerisinde kullanılacak elektrikli cihazların veya elektrik priz konumlandırılması kontrol çizgisine göre yapılabilir. Kıymetli veya maddi değeri bulunan eşyaların böyle konutlarda bulundurulmaması, resmi evrakların, araç anahtarları veya ziynet eşyaların ev içerisinde nispeti yüksek bir yerde muhafaza edilmesi ile ev halkı da bu konuda bilinçlendirilmelidir. Mevcut yapılarda taşkın suyunun geri tepmesini önleyecek tadilat ile duvarlar su yalıtım bileşenleri ile kaplanmalıdır. Yağışlı ve sel baskınlarının sık görüldüğü bölgelerde yeni yapılacak yapılarda su yalıtım malzemeleri ve atık su giderlerine kontrol vanaları mutlaka takılarak, gelen suyun tahliye akışı sağlanmalıdır.”

Sel için de acil durum planı oluşturulmalı…

Her evde deprem de olduğu gibi sel felaketi içinde bir ‘Acil durum planı’ oluşturulması gerektiğine de vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Böylece güvenli buluşma noktaları ve sığınma alanları konusunda ortak karar verme, kriz yönetimi ve yardımcı kitler ile her aile bireyine bir sorumluluk atanabilir. Yiyecek, su, ilaçlar, el fenerleri, piller ve ilk yardım çantası gibi temel malzemeleri içeren acil durum kitleri ve malzemeleri hazırlayın. Herkesin bir sel acil durumu sırasında ne yapacağını bilmesini sağlamak için her aile üyesine roller ve sorumluluklar atayın. Binaların çatı ve çevresinde su baskınına karşı genellikle yapılan olukların sıcak havalarda kuraklığa bağlı olarak tıkanması muhtemeldir. Bu nedenle, belirli aralıklarla oluklardan su akışını sağlayarak kuruyan maddelerin çözülmesi sağlanmalı ve olası tıkanıklık durumlarının önceden tespit edilerek, baskınlar önlenmelidir.” dedi.

İnşaat aşamasında güçlendirme ne kadar önemli?

İnşaatlarda özellikle en büyük riskin temel aşamasında olduğunu, şiddetli yağmur ve sel baskınlarının maddi ve manevi zararın büyüklüğüne etki ettiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Bu nedenle, özellikle yağışlı bölgelerde yapılacak inşaatların temel çalışmalarında kayma ve çökme gibi riskler göz önünde bulundurulmalı, yumuşak toprak kaymalarına karşı önlemler alınmalıdır. Bu bölgelerde bodrum katların su basma tehlikesi nedeniyle konaklama veya işletme amaçlı kullanılmaması önemlidir. Eğer mevcut su yüksekliği seviyeleri hakkında deneyim varsa, inşaatın kot seviyesi yüksek tutulmalıdır.” diye konuştu.

Sel baskınlarına karşı iş sağlığı ve güvenliği önlemleri…

İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümünden Arş. Gör. Dr. Tuğçe Oral da yaptığı değerlendirmede, kullanılan elektrik tesisat kablolarının yeterli şekilde korunarak muhafaza edilmesi, her vardiya öncesinde fiziki olarak aşınma ve yıpranmaların kontrol edilmesi gerektiğine işret ederek, şöyle devam etti:

“Yağışlı havalarda süresi ve şiddeti önceden kestirebilmek mümkün olmadığından mutlaka açık alanda elektrikli aletler ile yapılan çalışmalara ara verilmelidir. Eğer, ani bir şekilde bastıran yağmur veya su taşkını durumu var ise enerji hattının kesilmesi bu konuda yetkili personelin eğitilmesi olası durumda bilinçli hareket etmesi sağlanmalıdır. Şantiyelerde giyilmesi önerilen iş ayakkabıları yalıtkan özellikte olup, bu nedenle herkes tarafından giyilmesi önem taşımaktadır. Su seviyesinin yükseldiğinin fark edilmesi durumunda mutlaka yüksek alanlara doğru gidilmeli, elektrikli tüm cihazlardan uzak durulmalıdır. Eğer, görüşün kısıtlı olduğu bir yer ise el feneri kullanılmalıdır.”

İş sağlığı ve güvenliği önlemleri…

Elektrik akımına kapılan biri fark edildiğinde, ‘öncelikle kendimiz’ ilkesinin unutulmaması gerektiğini ve müdahale etmek için birebir temastan kaçınılmasının önemine işaret eden Dr. Tuğçe Oral, “Akıma kapılan kişiyi kurtarmak için yalıtkan bir malzeme ile tahta bir sopa gibi temas noktasına vurularak akım kesilmesi sağlanmalıdır. Bu konuda acil durumlarda müdahale için inşaatlarda çalışan kişilerin özellikle iş güvenliği eğitimlerinde değinilmesi gerekmektedir. Kısaca, şantiyelerin bulunduğu bölgedeki coğrafi konum ve jeolojik risklerin etkisi göz önünde bulundurularak sel felaketine göre acil durum planlarının oluşturulması önem arz etmektedir. Böylece, oluşabilecek maddi ve manevi zararların etkisi azaltılabilecektir.” şeklinde konuştu.

Sel baskınlarına karşı dikkat edilmesi gerekenler neler? 

Arş. Gör. Dr. Tuğçe Oral, imar planlarında özellikle dere yatağı olan bölgelerin belirtilmesi ve bu alanlarda yapılaşmaya izin verilmemesi gerektiğini kaydederek, “Bu alanların çevresinde bulunan yapılarda veya yapılaşma da oluşabilecek sel baskınları dikkate alınarak güvenli inşa yöntemleri düşünülmelidir. Özellikle yüksek kotlu ya da bodrum katı kullanılmayacak şekilde ya da özel su yalıtımı içeren malzemeler ile duvar fiziki yapısı korunmalıdır. Kalabalık konutlarda mutlaka acil durum senaryoları oluşturulmalı ve her durumda hazırlıklı olunmalıdır.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş türkülerle anıldı

Bozkırın tezenesi olarak yüzlerce unutulmaz eseriyle gönüllere ve hafızalara yer eden Neşet Ertaş vefatının 12. yıl dönümünde unutulmadı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Yaygın Eğitim Şube Müdürlüğü öncülüğünde KO-MEK müzik branşı eğitmenleri ve solist Nuray Polat Gündoğan’ın hazırladığı “Kalpten Kalbe Bir Yol Vardır” Neşet Ertaş Anma Konseri, Kocaeli Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Nuray Polat’ın seslendirdiği birbirinden güzel Neşet Ertaş eserlerinin yer aldığı anma etkinliğine kalabalık bir sanatsever grubu katılarak, unutulmaz bir gece yaşadı. 

 

BİRBİRİNDEN GÜZEL ESERLER

KO-MEK’te görev yapan müzik branşı eğitmenleri, yaklaşık 4 aylık bir çalışmasının sonucunda Neşet Ertaş’ın eserlerinden oluşan türküleri seslendirirken dinleyicilerden tam not aldı. Solist olarak eşsiz sesiyle geceye katılan Nuray Polat Gündoğan’ın yer aldığı gecede, bağlamada Mahir Gündoğan ve Özgür Yazıcı, gitarda Refik Uğur Tan, ney Adil Perktaş, kemanda İsmet Yıldız ve Emine İriş, ritim perküsyon Emirhan Avcı, bas gitar Erdem Çubukçuoğlu, klavyede Deniz Arslan yer alırken bateride ise Serkan Hamamcıoğlu yer aldı.

 

KATILIM YOĞUN OLDU

Duygu dolu anların yanı sıra oldukça eğlenceli dakikaların yaşandığı geceye Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Murat Yavuz, Yaygın Eğitim Şube Müdürü Lokman Ceyhan ve çok sayıda davetli katıldı.

 

ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ UZUN SÜRE ALKIŞ ALDI

 

“Kalpten Kalbe Bir Yol Vardır” Neşet Ertaş Anma Konseri ne katılan davetliler solist Nuray Polat’ın seslendirdiği eserlere her birlikte eşlik ederek çalınan hareketli parçalarla da oynayarak günün yorgunluğunu attı. Gece sonunda solist Nuray Polat’ın Gaziler Günü dolayısıyla seslendirdiği Çanakkale Türküsü salondan uzun süre alkış aldı. 

 

“BÖYLESİ ANLAMLI BİR GECEDE OLMAK BİZİ SEVİNDİRDİ”

 

Konser sonrasında duygularını aktaran dinleyicilerden Necla Ak Gözdeoglu bizim gibi türkü severler için böyle etkinliklerin olması çok güzel KO-MEK e böyle güzel ve anlamlı konsere imza attığı için teşekkür ediyorum bir diğer dinleyici Gencay Zavatcu ise; “KO-MEK’in yabancısı değilim daha önce yaptıkları programlara da katıldım. Konu usta Neşet Ertaş olunca gelmemek imkânsız ben de ailemle birlikte bu güzel organizasyona gelerek keyif dolu dakikalar yaşadım. Organizasyonda emeği gecen herkese teşekkür ederim”.

 

BERNA ABİŞ, KATILIMCILARA VE MÜZİSYENLERE TEŞEKKÜR ETTİ

 

Seslendirdikleri bir birinden güzel eserlerle dinleyenlere hoş seda bırakan müzisyenlerimize gece sonunda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş çiçek taktim etti. Neşet Ertaş’ı anma programında bir arada olduğumuz için herkese teşekkür eden Abiş bu anlamlı gecede bizleri yalnız bırakmayan siz misafirlerimize çok teşekkür ederiz. Türkiye’ye hatta dünyaya mal olmuş bir sanat büyüğümüzün ölümünün 12. Yılında bu güzel eserlerle andığımız için çok mutluyuz diyerek tüm müzikseverlere teşekkür etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yolcu360’tan havalara uçuracak yarışma!

Portföyüne araç kiralamanın yanında uçak bileti satışını da ekleyen Yolcu360, misafirleri için Instagram hesabından hediye uçak bileti yarışması başlattı. ‘Yola çıkmanın kendisinde yarattığı hisleri’ emojilerle anlatacak olan 10 talihli, yurt içi uçuşlarda gidiş-dönüş uçak bileti kazanacak.

 

Teknolojik altyapısıyla seyahat süreçlerini kolaylaştıran ve koşulsuz misafir memnuniyetine odaklanan Yolcu360, misafirlerini ‘havalara uçuracak’ bir yarışma başlatıyor. Yolcu360’ın Instagram hesabı üzerinden 24 Eylül’de başlayacak yarışmada, 10 talihliye, yurt içi uçuşlarda gidiş-dönüş uçak bileti hediye edilecek. 

 

Hediye uçak bileti kazanmak için Yolcu360 misafirlerinin yapması gereken şey basit: Yola çıkmanın kendisinde yarattığı hisleri emojilerle anlatmak ve bir arkadaşını yorumlara etiketlemek.

 

Yolcu360’ı Instagram’da takip eden ve yarışma postunu beğenenler arasında yapılacak çekilişle yurt içi uçuşlarda gidiş-dönüş uçak bileti kazanan 10 talihli belirlenecek. Talihliler, 1 Ekim 2024 Salı günü Yolcu360 Instagram hesabında açıklanacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sağlıklı Bağırsak Florası Kilo Kontrolünü de Etkiliyor

Sağlıklı yaşamın temel unsurlarından birinin, düzenli ve dengeli beslenme ve kilo kontrolü olduğu biliniyor. Bugün birçok hastalığa neden olan risk faktörlerinin başında fazla kilo yer almakla birlikte obezite de tek başına ciddi bir sağlık sorunu olarak dünyanın gündemindeki yerini koruyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Harika Özkaya Yurttadur, bağırsak florası yani mikrobiyota dengesinin bozulmasının obezite ve ilişkili hastalıkların ortaya çıkmasında önemli etkisinin olduğunu anlattı. Yurttadur, bu nedenle mikrobiyotanın sağlıklı bir dengeye getirilmesinin, kilo verme sürecinde ve obeziteyle mücadelede önemli bir rol oynadığına işaret etti. 

 

Bağırsak mikrobiyotası ile obezite arasında karmaşık bir ilişki olduğunu söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Harika Özkaya Yurttadur, araştırmalara göre, mikrobiyotanın yapısındaki değişikliklerin obezitenin hem nedeni hem de sonucu olabileceğini belirtti. Dyt. Yurttadur,” Bağırsak mikrobiyatası ve obezite arasındaki ilişkinin mekanizmaları tam olarak anlaşılmamış olsa da, probiyotikler, prebiyotikler ve egzersizin bağırsak mikrobiyatasını ve obezite yönetimini olumlu etkileyeceği düşünülmektedir.” Diye konuştu, 

HÜCRELEREMİZİN 10 KATI KADAR MİKROORGANİZMA BULUNUYOR

Gastrointestinal sistemde, tüm vücutta bulunan hücrelerin yaklaşık 10 katı kadar mikroorganizma bulunduğunu ve insan genomundan 150 kat daha fazla gen çeşitliliğine sahip olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Harika Özkaya Yurttadur, konuyla ilgi şu bilgileri verdi:

“Vücudumuzda 2000 bakteri ailesi, 15.000-35.000 türün üzerinde bakteri bulunmakta ve bunların çok büyük bir kısmı bağırsaklarda yerleşmiştir. İnsan vücudunda yer alan bu mikroorganizma topluluklarını mikrobiyota olarak tanımlıyoruz. Bireyler yaşamları boyunca bağırsak mikrobiyotasını etkileyecek bebeklik, ergenlik, yetişkinlik, gebelik, emziklilik ve yaşlılık dönemi gibi birçok evreden geçmektedir. Bu yaşam evrelerinde bireyin yaşam tarzı ve hastalıklarına bağlı olarak mikrobiyota değişmeye devam etmektedir.”

Dyt. Yurttadur’un verdiği bilgiye göre, bağırsak florasında (mikrobiyota) dengenin bozulması disbiyoz olarak adlandırılıyor. Disbiyozis esas olarak besin alımını, enerji düzenlenmesini ve yağ depolanmasını modüle ederek, bağışıklık, sinir veya metabolik yollar aracılığı ile bağırsak-beyin eksenini etkileyerek obezite ve obezite ile ilişkili metabolik bozukluklara yol açıyor. 

YÜKSEK YAĞ VE DÜŞÜK LİF İÇEREN BESİNLER MİKROBİYOTAYI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Obezite uzun süreli sağlık sorunlarıyla ilişkili yaygın küresel düzeyde önemli kronik metabolik bir bozukluk. Obeziteye neden olan birçok etkenin yanında en yaygın olanın enerji alımı ve harcanması arasındaki enerji dengesizliği olduğunu belirten Dyt. Yurttadur, “Yapılan çalışmalarda, obezite ile belirli mikrobiyota profilleri arasında güçlü bir ilişki olduğu ortaya konuyor.” Dedi. Dyt. Yurttadur, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: 

“Özellikle yüksek yağ ve düşük lif içeren diyetlerin, bağırsak mikrobiyotasını olumsuz etkileyerek, obeziteye neden olan mikrobiyal dengesizliğe yol açabileceği, obez bireylerin bağırsak mikrobiyotasının, zayıf bireylere kıyasla farklı bir kompozisyona sahip olduğu görülmüştür. Zayıf bireyler ile obez bireyler karşılaştırıldığında obezlerde bağırsak mikrobiyotasının değişmiş ve daha az mikrobiyal çeşitlilik ile karakterize olduğu saptanmıştır (obez ve kilolu bireylerin mikrobiyom analizlerinde Bakteroides fragilis ve Lactobacillus türlerinin zayıflara oranla daha yüksek olduğu ve artmış VKI ( vücut kitle indeksi) ile ilişkili olduğu rapor edilmiştir; Bifidobakterium türlerinin ise zayıflarda kilolu ve obezlere göre daha fazla olduğu ve VKI ile negatif korelasyon olduğu rapor edilmiştir). Özellikle obeziteye yatkın bireylerde, enerji üretimi ve depolanmasını artıran bakterilerin daha fazla bulunduğu saptanmıştır. Bu bakteriler, besinlerin daha verimli bir şekilde sindirilmesine ve vücutta yağ olarak depolanmasına yol açabilir.”

 

DENGEYİ SAĞLAMADA PROBİYOTİKLER VE PREBİYOTİKLERİN OLUMLU ETKİSİ VAR

Bağırsak mikrobiyatası ve obezite arasındaki etkileşimlerin tanımlanmasıyla; probiyotik ve prebiyotiklerin mikrobiyata kompozisyonunu olumlu yönde değiştirerek hem iştah hem obeziteyi kontrol altına alma potansiyelinin olduğunun gösterildiğini söyleyen Dyt. Yurttadur, probiyotik ve prebiyotiklerlerle ilgili şunları anlattı: “Probiyotikler, yeterli miktarlarda alındığında konakçının bağırsaklarında mikrobiyal dengeyi düzenleyerek sağlığı üzerinde olumlu etkileri olan canlı mikroorganizmalardır. Probiyotiklerin çoğu laktobacillus ve bifidobakterium ailelerindendir. Prebiyotikler ise gastrointestinal sistemin üst bölümlerinde sindirime uğramadan kalın bağırsağa ulaşabilen, orada florada bulunan bazı bakteri veya bakteri gruplarının çoğalması ile aktivitesini uyaran ve konakçının sağlığını olumlu etkileyen besin maddeleridir.” 

PROBİYOTİK VE PREBİYOTİK KAYNAĞI BESİNLER

Beslenme ve Diyet Uzmanı Harika Yurttadur, probiyotik ve probiyotik kaynağı olan besinleri şöyle sıraladı: “Probiyotik olarak beslenmenize ekleyebileceğiniz besinler; probiyotikli yoğurt, kefir, peynir, turşu, şalgam, sirke, boza, tarhana hem ulaşılması kolay hem de kolaylıkla tüketebileceğiniz probiyotikler arasındadır. Beslenmenize ekleyebileceğiniz prebiyotik madde içeren gıdalar arasında hindiba, enginar, pırasa, soğan, domates, kuşkonmaz, muz, sarımsak, buğday, arpa, çavdar, bal sayılabilir.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Netflix, Cem Yılmaz’a eşsiz bir kadronun eşlik ettiği Erşan Kuneri’nin ikinci sezon fragmanını paylaştı

İzleyicilere eğlence ve kahkaha dolu anlar vaat eden bu sezonda, Cem Yılmaz’a birbirinden başarılı isimlerden oluşan güçlü bir kadro eşlik ediyor. Merakla beklenen 8 bölümlük yeni sezon, 10 Ekim’de yalnızca Netflix’te izleyiciyle buluşacak.

Bu sezonda 84 yaşında karşımıza çıkan Erşan Kuneri, emeklilik günlerinin keyfini sürerken, bir röportaj teklifiyle geçmişin renkli dönemlerine geri döner. Türk sinemasının unutulmaz anlarına da selam duran bu sezon, eğlenceli anlatımıyla birlikte, izleyicilere dönemin nostaljisini de yeniden yaşama fırsatı sunuyor. Yaratıcılığı ve yönetmenliği Cem Yılmaz’a, yapımı ise Fikirsanat’a ait dizinin ikinci sezonunda Cem Yılmaz’a Zafer AlgözÇağlar ÇorumluŞükran OvalıAhsen EroğluNilperi ŞahinkayaBige ÖnalBülent ŞakrakBora AkkaşMerve Dizdar ve Celal Kadri Kınoğlu gibi isimlerden oluşan yıldız bir kadro eşlik ediyor.

Güçlü ve yenilikçi prodüksiyonu, zengin mekan, kostüm ve aksesuarları, ve döneme ait titiz detaylarıyla yeniden hayat bulan Erşan Kuneri, 2. sezonuyla 10 Ekim’de tüm dünyayla aynı anda yalnızca Netflix’te yayınlanacak.

Erşan Kuneri  2. Sezon Hakkında:

Erşan Kuneri, dizinin ikinci sezonunda, 84 yaşına gelmiş, hayatı ve filmleri hakkında yapılacak bir röportaj için geçmişini anlatmaya karar vermiştir. Erşan Kuneri’nin anılarıyla birlikte hem 80’li yılların ortalarına dönerek ortağı, eski oyuncu arkadaşları ve ekibe dahil ettiği yeni yeteneklerle hayata geçirdiği filmlerini, hem de inzivaya çekildiği evinde başlayan günümüz hayatını kendisinden dinleriz. Erşan Kuneri’nin sekiz bölümlük ikinci sezonunda yine birbirinden farklı filmler ve rengarenk karakterlerle eğlenceli bir Türk sineması tarihi izleyicilere sunulur.

Yazan & Yöneten:  Cem Yılmaz

 

Yapım Şirketi: Fikirsanat

 

Yapımcı: Öner F. Işık

 

Oyuncular: Cem Yılmaz, Zafer AlgözÇağlar Çorumlu, Şükran Ovalı, Ahsen EroğluNilperi ŞahinkayaBige Önal, Bülent Şakrak, Bora Akkaş, Merve Dizdar, Celal Kadri Kınoğlu 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı