Aylık arşivler: Eylül 2024

VoSahne Kemer’de konser verdi

Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Dosinia Likya Cup Yat Yarışları kapsamında VoSahne Kemer’de konser verdi.

 

Mustafa Ertuğrul Aker Parkı’ndaki Kemer Belediyesi Deniz Kafe önünde Kemer Belediyesi’nin destekleriyle Dosinia Likya Cup Yat Yarışları’nın ana sponsoru Dosinia Luxury Resort Otel tarafından organize edilen konsere, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Derya Baytekin, Kemer Belediye Meclis Üyeleri Semih Top ile Ali Rıza Akar, Kemer Belediye Yat Yelken Spor Kulübü Başkanı Orhan Yeşilli ve yönetim kurulu üyeleri, organizasyonun ana sponsoru Dosinia Luxury Resort Otel sahibi Yücel Ege, vatandaşlar ve davetliler katıldı.

 

Başkan Topaloğlu, konser öncesi vatandaşlarla selamlaşarak sohbet etti. Başkan Topaloğlu, VoSahne’nin seslendirdiği şarkılar sırasında dans eden vatandaşlara eşlik etti.

 

Yaklaşık 2 saat sahnede kalan VoSahne, konseri izlemeye gelenlere güzel bir akşam yaşattı.

 

Başkan Topaloğlu, yaptığı açıklamada, “Kemer’de çocuklarımızı denizle buluşturan Kemer Belediye Yat Yelken Spor Kulübü Başkanı Orhan Yeşilli’ye ve yönetim kurulu üyelerine yürekten teşekkür ederim. Son derece önemli ve güzel bir organizasyona imza attılar. Dosinia Likya Cup Yat Yarışlarına katılan tüm sporcuları tebrik ediyorum. Kemer’de hem güzel bir yarış izledik hem de geçtiğimiz yıl da Kemer’de bir konser veren VoSahne yine güzel bir konserle Kemerlilere unutulmaz bir gece yaşattı. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mert Berkay’dan Duygusal Bir Hit: B.T.V.E

Mert Berkay, müzik kariyerine yeni bir adım atarak slow tarzındaki son çalışması “B.T.V.E”yi müzikseverlerle buluşturdu. Duygusal melodileri ve içten sözleriyle dinleyiciyi etkileyen şarkı, Mert Berkay’ın müzik yolculuğunda önemli bir durak olarak öne çıkıyor. Tüm dijital platformlarda yayınlanan “B.T.V.E,” dinleyicilerden büyük beğeni topluyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Diriliş Adası: Tehlike ve Gizemle Örülü Heyecan Fırtınası 27 Eylül’de Vizyonda

Aksiyon ve gerilimin zirve yaptığı Diriliş Adası (orijinal adıyla Rebirth Island), 27 Eylül’de sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. İzleyiciyi, gizemli bir adada geçen tehlikeli bir mücadeleye sürükleyecek bu yapım, merak uyandıran senaryosu ve uluslararası oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor.

Film, gizli bir adada biyolojik silah deneyleri sırasında ortaya çıkan ölümcül bir savaş silahını engellemeye çalışan bir CIA ajanı ve esir askerlerin mücadelesini konu alıyor. Gizemli deneylerin ve tehlikeli komploların ortasında geçen bu aksiyon dolu hikâye, izleyenleri koltuklarına kilitleyecek.

Uluslararası Kadro, Güçlü Performanslar Başrollerini Kazak sinemasının önemli isimlerinden Malika Baygubenova, Dulyga Akmolda ve Vlad Bukatkin’in paylaştığı Diriliş Adası, güçlü oyuncu kadrosuyla göz dolduruyor. Her biri farklı geçmişlerden gelen karakterler, zorlu koşullarda hayatta kalma mücadelesi verirken, izleyiciye gerilim dolu anlar yaşatacak.

Aksiyon ve Gerilim Dolu Bir Serüven Silk Road Pictures’ın yapımcılığını üstlendiği film, Türk sinema sektörüne uluslararası bir soluk getiriyor. Yönetmen koltuğunda Aysulu Onaran otururken, yapımcılık görevini ise Adilet Yessimov, Cihan Can ve Nadira Akhonova üstleniyor. Film, sadece hikâyesiyle değil, sinematografisi ve etkileyici görsel efektleriyle de izleyicilerin beğenisini kazanmayı hedefliyor.

Seyirciyi gizemli adanın derinliklerine çekecek ve her anı aksiyon dolu bu film, 27 Eylül’de sinema salonlarında izleyicileri bekliyor. Diriliş Adası ile maceraya hazır olun!

 

DİRİLİŞ ADASI – FİLM KÜNYESİ

Film Adı: Diriliş Adası
Orijinal Adı: Rebirth Island
Yapımcı: Silk Road Pictures
Yönetmen: Aysulu Onaran
Yapımcılar: Adilet Yessimov, Cihan Can, Nadira Akhonova
Oyuncular: Malika Baygubenova, Dulyga Akmolda, Vlad Bukatkin
Süre: 103 dakika
Vizyon Tarihi: 27 Eylül 2024

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Okuluma İlk Adım şenliğinde çocuklar doyasıya eğlendi

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Okuluma İlk Adım” şenliği renkli anlara sahne oldu. Aileler ve çocukların büyük ilgi gösterdiği programda çok sayıda etkinlik miniklerin yüzünü güldürdü. Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte aileler, 6 saat boyunca doyasıya eğlendi.

 

ÇOK SAYIDA ETKİNLİK DÜZENLENDİ

Çeşitli atölyeler, şişme oyun grupları, sahne şovları, palyaço gösterileri ile birçok etkinlik Kocaeli Kongre Merkezi’nde çocuklara unutulmaz anlar yaşattı. Şenlik boyunca Kalem Ucu Süsü Yapımı, İsim Kolye Yapımı, Okuluma Başladım Şapka Yapımı, Dostluk Bilekliği Yapımı gibi atölyelere katılan çocuklar Planetaryum Gözlemevi ile gökyüzünü ve ötesini rahat bir ortamda izleme fırsatı buldu. Sihirbazlık ve akrobasi şov gösterileri çocukları oldukça etkilerken Okul Temalı Fotoğraf Çekim köşesine ilgi gösteren miniklerin yanı sıra ailelerde okul yıllarını yad etti.

 

SERTAÇ ABİDEN TAVSİYELER

Öte yandan çocuklar ve ailelerine yönelik gerçekleştirdiği söyleşide Sertaç Abi adıyla bilinen YouTuber Sertaç Güngör, dijital dünyanın gerçek yüzünün oluşturduğu tehlikelere dikkat çekti. Güngör, miniklere vermiş olduğu örnekler üzerinden tavsiyelerde bulundu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Menteşeli Cengiz söyledi, Osmangazililer eşlik etti

Osmangazi Belediyesi tarafından gerçekleştirilen ‘Güz Konseri’ kapsamında sahneye çıkan dağ yöresinin sevilen sanatçısı Menteşeli Cengiz, en güzel türküleriyle sanatseverleri doyasıya eğlendirdi.

 

Osmangazi Belediyesi, Alemdar Mahallesi’nde düzenlediği ‘Güz Konseri’ ile Bursa’nın sevilen ses sanatçılarından biri olan usta sanatçı Menteşeli Cengiz’i sevenleriyle buluşturdu. Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık ve Keles gibi dağ ilçelerindeki yurttaşlar tarafından beğeniyle takip edilen,  Osmangazi’de yaşayan  dağ yöresi vatandaşlarının da severek dinlediği usta sanatçı, Türk Halk Müziği’nin nadide eserlerini hayranlarıyla birlikte seslendirdi. Dağ yöresinden yurttaşların yoğun olarak yaşadığı Alemdar Mahallesi’ndeki pazar alanında gerçekleşen konsere, sanat severlerin ilgisi büyük oldu.  Konser alanını dolduran binlerce kişi, sanatçının hareketli türkülerine dans ederek eşlik etti. Menteşeli Cengiz, konser sonunda hayranları tarafından ayakta alkışlandı. Konsere, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, belediye meclis üyeleri ve binlerce vatandaş katıldı.

 

“Yaşamda tutunmak için sanat da bir ihtiyaç”

 

Sanata ve sanatçıya her zaman destek verdiklerini ifade eden Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Bu tür etkinlikler, özellikle yöre insanımızın yoğun yaşadığı yerlerde karşılık buluyor. İnsanoğlu sadece karnını doyurmakla yaşamına devam edemiyor. Ruhunu da doyurması gerekiyor. Yaşamda tutunmak için bu da bir ihtiyaç. Osmangazi Belediyesi olarak, her biri birbirinden güzel ve özel kültürel etkinlikler düzenliyoruz. Bu etkinliklerimizi mahallelerimize de taşıyoruz. İnşallah bundan sonra da bu etkinliklerimize devam edeceğiz. Bu etkinliklerin düzenlenmesinde büyük emeği olan Kültür İşleri Müdürlüğü’müzden sorumlu Başkan Yardımcımız Mutlu Esendemir’e teşekkürlerimi sunuyorum. Emeği geçen personelimize de ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hep birlikte daha güzel işlere imza atacağız” dedi.

 

Gecenin sonunda Başkan Aydın, usta sanatçı Menteşeli Cengiz’e çiçek takdim etti. Ayrıca Başkan Aydın’a üzerinde isminin yazılı olduğu Fatihgücü Spor forması hediye edildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ani kalp krizi gençleri tehdit ediyor

Sağlıksız beslenme biçimi, stres, hareketsiz yaşam, aşırı miktarda sigara ile alkol tüketimi ve yoğun fiziksel aktivite günümüzde ani kalp krizinin erken yaşlarda ortaya çıkmasını tetikliyor. Gençlerde kalp krizi riski düşük ancak daha ölümcül seyrediyor. Kalp damarlarının tıkanması çocukluk çağında bile beslenme bozuklukları ve genetik yatkınlık ile ilişkilidir. Sigara kullanımı damar sertliği ve buna bağlı olarak gelişen damar tıkanıklığını artırıcı etki gösterir. Bu nedenle, özellikle sigara içen, düzensiz ve yüksek kolesterol içerikli diyet ile beslenen, düzenli egzersiz yapmayan genç kişilerde kalp krizi geçirme riski bulunuyor. Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Batur Gönenç Kanar, gençlerde kalp krizi tehditleri ile ilgili merak edilenleri anlattı.

Kalp hastalığı kaderiniz değil seçiminizdir!

Kalp krizine kadar gidebilen damar tıkanıklığı oluşması uzun bir süreçtir. Kalp damarlarının tıkanması yavaş yavaş ve uzun bir zamanı kapsarsa, kalp kendini bu duruma hazırlar. İleri yaştaki kişilerde kalp krizi meydana geldiğinde, kalp bu süreçte hazırladığı “kollateral damar” denilen yan yollar aracılığıyla kalbe oksijen götürmeye devam eder. Ancak genç yaşta geçirilen ani kalp krizlerinde, kalp bu duruma hazırlıksızdır. Bu yan yollar henüz oluşmamıştır. Böylece sonuç daha ciddi olur. 

Kalp ve damar sağlığını korumak için ‘’Omega 3’’

Ani kalp krizi riskini azaltmak için en önemli faktör doğru beslenme, stressiz ve aktif bir yaşamdır. Omega 3 yağ asitlerinin kalp ve damar sağlığı üzerinde çok olumlu etkileri bulunur. Omega 3 damar sertliği oluşumunu önler, kan basıncını düşürerek, ritim bozukluklarını ve kan şekerini düzenleyici bir etki yaratır. Geçtiğimiz günlerde Harvard Tıp Fakültesi’nde, 16 yıl süren 2.700 sağlıklı kişi üzerinde yapılan araştırma sonuçları, Omega 3‘ün kalp damar hastalıklarından ölüm riskini yüzde 27 oranında azalttığını gösterdi. Özellikle de 3 ana Omega 3 yağ asidinden biri olan DHA’nın (dokozohegzanoik asit) kalp krizi nedenli ölümleri yüzde 40 oranında, ritim bozukluğuna bağlı gelişen ölümleri ise yüzde 45 oranında azalttığını ortaya koydu. Ayrıca kandaki Omega 3 seviyeleri ile inme ve ölümcül olmayan kalp krizi arasında da önemli bir ilişki olduğu gösterildi. Ancak, ne yazık ki, Omega 3 yağ asitlerini vücut kendisi yapamıyor ve bunları mutlaka dışarıdan almak gerekiyor.

Omega 3 zengini besinler nelerdir?

Özellikle uygun ortamda yetişmiş, yağlı balıklardan somon ve sardalya Omega 3 açısından en zengin balık çeşitleridir. Yine diğer deniz ürünleri de değişen oranlarda Omega 3 içeriyor. Balık dışında ceviz, fındık, badem, ıspanak, brokoli, marul, semizotu gibi yeşil yapraklı sebzeler, keten tohumu, soya yağını tüketmek önemlidir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Osmangazi’de ‘Hazan Mevsimi’ konseri

Osmangazi Belediyesi Türk Sanat Müziği Topluluğu, Ördekli Kültür Merkezi’nde verdiği ‘Hazan Mevsimi’ konseri ile davetlilere müzik ziyafeti sundu.

 

Osmangazi Belediyesi Türk Sanat Müziği Topluluğu üyeleri, Şef Rüştü Şentürk yönetiminde gerçekleştirilen konserde, solo ve koro olarak birbirinden güzel eserleri seslendirdi. Kalabalık bir dinleyici topluluğunun ilgi gösterdiği konser, Türk Sanat Müziği’nin klasik eserlerinden oluşan bir repertuarla başlayıp, birbirinden güzel şarkılar ile devam etti. Salonu dolduran sanatseverlerin de tek bir ağızdan eşlik ettiği konser yaklaşık 1 saat sürdü. Seslendirdikleri Türk Sanat Müziği eserleri ile gönülleri fetheden Osmangazi Belediyesi Türk Sanat Müziği Topluluğu üyeleri ve Şef Rüştü Şentürk, salonu dolduran sanatseverler tarafından ayakta alkışladı.

 

Konser sonunda Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, Şef Rüştü Şentürk’e çiçek takdim etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bellek bozukluğu ile başlıyor, yaşam becerilerinin azalmasına kadar varıyor! Alzheimer belirtileri görüldüğünde hemen uzmana başvurulmalı!

Başlangıç evresindeki bellek bozukluğunun, hastalığın ilerlemesiyle davranış bozukluklarına dönüştüğüne dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. A. Oğuz Tanrıdağ, “Hastalık ilerledikçe kişiler iletişim kurmayı bırakır. Hastaların gündelik yaşam becerileri azalır ve sosyallikten uzaklaşmaya başlarlar.” dedi. Alzheimer belirtilerinden şüphelenildiğinde vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. A. Oğuz Tanrıdağ, “Hasta yakınları hastalarla belirtiler üzerine tartışmamalı. Alzheimer’da mümkün olduğunca pozitif destek önemlidir.” diyerek hasta yakınlarına önerilerde bulundu.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. A. Oğuz Tanrıdağ, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü dolayısıyla Alzheimer hastalığının nasıl başladığı ve nasıl ilerlediği hakkında bilgi verdi, Alzheimerlı hasta yakınlarının neler yapabileceğinden bahsetti.

“Alzheimer yavaş ilerleyen bir hastalık” 

Alzheimer hastalığının başlangıç belirtisinin yakın bellek bozukluğu olduğuna dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. A. Oğuz Tanrıdağ, “Başlangıç aşamasında kişiler, yakın zamanda gerçekleşen bazı olayların yaşanmadığını iddia ederler ve bazı durumları da tekrarlama eğilimi gösterirler.” dedi.

Alzheimer’ın yavaş ilerleyen bir hastalık olduğunu ifade eden Prof. Dr. A. Oğuz Tanrıdağ, “Başlangıç evresindeki bellek bozukluğu, hastalığın ilerlemesiyle orta evrede dikkat, yönelim ve karar verme bozukluklarına dönüşür. İleri evrede ise bu duruma davranış bozuklukları eklenir.” şeklinde konuştu.

Hastalık ilerledikçe sosyallik azalıyor 

Alzheimer hastalığının ilerleyen evrelerinde bellek kaybı dışında bazı bilişsel sorunların daha belirgin hale geldiğinin altını çizen Prof. Dr. A. Oğuz Tanrıdağ, “Hastalık ilerledikçe kişiler iletişim kurmayı bırakır. Hastaların gündelik yaşam becerileri azalır ve sosyallikten uzaklaşmaya başlarlar.” dedi.

Belirtiler başladığında vakit kaybetmeden uzmana başvurulmalı 

Alzheimer hastalığının evreleri hakkında ailelere ve bakıcılara da önerilerde bulunan Prof. Dr. A. Oğuz Tanrıdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hasta yakınları, ilk belirtileri gördüklerinde ve şüphelenmeye başladıklarında vakit kaybetmeden hastaları bir uzmana götürmeleri gerekir. Erken tanı için gerekli tetkiklerin yaptırılması gerekir. Bunlar beyin MR, gerekirse pet, bilgisayarlı EEG ve nöropsikolojik testlerdir. Bu testlerle tanı konulduktan sonra uygun ilaç tedavisine başlanmalı. Sosyal ve psikolojik destek alınmalı. Hasta yakınları hastalarla belirtiler üzerine tartışmamalı. Alzheimer’da mümkün olduğunca pozitif destek önemlidir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Beslenme ve diyet programları parmak izi gibidir!

Bireyin yaşam tarzına göre beslenme planlarının kişiselleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Müge Arslan, “Beslenme ve diyet programları parmak izi gibidir ve kişiye uygun hazırlanması gerekir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Müge Arslan, hızlı zayıflama ve şok diyetleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. 

Şekersiz yaşam gerçekçi değil!

Doç. Dr. Müge Arslan, 21 gün süren diyetlerle kalıcı bir değişimin sağlanabileceği yönünde yaygın inanışın gerçeğini yansıtmadığını dile getirerek, “Şeker türü çok önemli. Şeker sadece çayda veya ekmekte bulunmaz; meyvelerde de şeker, yani fruktoz vardır. Bu nedenle tamamen şekersiz bir diyetin sürdürülmesi mümkün değildir, çünkü besinlerin içerisinde görünmeyen alınan şeker türleri de mevcuttur” dedi. 

Salamura gıdalara dikkat!

Özellikle işlenmiş besinler ve salamura gıdaların tüketilmesinden kaçınılması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Müge Arslan, içerisinde bulundurdukları tuz ve sodyum miktarı nedeniyle; hipertansiyon, mide ve ağız kanserleri gibi pek çok  rahatsızlıkları neden olabilmektedir . Yağsız bir beslenmenin de mümkün olmadığını, zeytin yağı, tereyağ gibi görünür yağlar haricinde , besinlerin kendi içerisinde doğal olarak bulunan yağların mevcut olduğunu, önemli olan; tüketim miktarının ve alınan yağ türünün olduğuna dikkat çekti.  

Beyaz ekmeği önermiyoruz!

Doç. Dr. Müge Arslan, glisemik indeks konusunun da tek başına yeterli olmadığını kaydederek, “Glisemik yük de önemli. Örneğin, salatanın üzerine konulan yarım bir havucun kan şekerini ciddi anlamda etkilemesi beklenmez. Salataya havuç koymayanlar var; “şekerli ve kilo alırım diye, fakat burda önemli olan havuçun tüketiminden ziyade miktarıdır” dedi. Muz da tüketebilirsiniz, insanlar muzu hayatından çıkartıyorlar. Patatesi hayatından çıkartıyor, daha önce de belirttiğim gibi miktar; yani glisemik yük burada önem arz ediyor. Ekmek de tüketebilirsiniz ama hangi ekmek çeşidi olduğu önemli. Beyaz ekmeği çok önermiyoruz. Patates tüketebilirsiniz. Pişirme şekli çok önemli. Kızartma mı, haşlama mı? Haşlamaysa, yani sıcak ise mesela soğutularak yenilmesi glisemik endeksi birazcık daha düşürür, bu çok önemli.” dedi.

18.00’den sonra yemek yememek herkes için uygun değil!

“Saat 18.00’den sonra yemek yememek gibi diyet önerileri herkes için uygun değil” diyen Doç. Dr. Müge Arslan, bireyin yaşam tarzına göre beslenme planlarının kişiselleştirilmesi gerektiğini vurguladı. 

Gece geç saatlere kadar ayakta kalmaları gerekenlerin bu tür diyetlere uymalarının mümkün olmadığını belirten Arslan, “Kan şekerinin düzenlenmesinde sorun yaşayan kişiler için altıdan sonra bir şey yememek doğru değildir. Bireyin yaşam tarzı, çalışma süreçleri ve şekilleri, uyku/uyanıklık süreçlerine ve medikal geçmişine göre değişir. Ciddi bir hipoglisemisi varsa kan şekeri regülasyonun da ciddi bir  sorun varsa öğün saatlerinin ona göre düzenlenmesi lazım.” şeklinde konuştu.

 

Amaç sağlıklı kilo verme mi?

Günde iki öğün mü yoksa üç öğün mü tüketilmesi gerekir konusuna da değinen Doç. Dr. Müge Arslan, “Sadece 2 öğün ya da tek öğün beslenme gibi bir şey kesinlikle doğru değil. Şunun iyi sorgulanması lazım. Amaç kilo kaybı mı, yoksa verilen kilonun tekrar geri alınmaması mı, yoksa sağlıklı kilo verme mi? Bu çok önemli. Bilimsel olmayan çok fazla yanlış yöntem, şok diyetler uygulanabiliyor, kilo kaybı da oluyor fakat sonrasında ciddi sorunlara neden oluyor. Hatta hormonal değişiklikler söz konusu oluyor. Bu nedenden ötürü hedefin ne olduğu çok önemli.” şeklinde konuştu.

Günde 2 litre su herkes için geçerli bir kural değil!

Su tüketimi konusunda da bireysel farklılıkların dikkate alınmadığını belirten Doç. Dr. Müge Arslan, “Günde 2 litre su herkes için geçerli bir kural değildir. Su tüketimi, bireyin yaşam tarzına göre ayarlanmalı ve uzun vadede davranış değişikliği yaparak sürdürülebilir hale getirmek önemli” dedi. 

Diyet programları parmak izi gibi…

Doç. Dr. Müge Arslan, beslenme programlarının bireye özel olması gerektiğinin de altını çizerek, “Diyetlerin ya da uygulanan beslenme programlarının başarısız olmasındaki en büyük etken klasik listelerdir. Kişinin beslenmesi çok önemlidir ve bu doğrultuda hazırlanan beslenme listeleri parmak izi gibidir ve kişiye uygun hazırlanması gerekir. Yaşam tarzının çok iyi sorgulanması lazım, buna göre bir liste ve beslenme sürecinin oluşturulması gerekir. Zayıflama süreçlerinin başarısız olması, verilen kilonun geri alınmasındaki en önemli etken hazırlanan listelerin bireyin yaşam tarzına uygun olmamasıdır.” diye konuştu.

Davranış değişikliği yaşam tarzına paralel olmalı

Diyet ve beslenme konusunda mutlaka bir uzmandan destek alınması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Müge Arslan, “Davranış değişikliği çok önemli ama bu davranış değişikliğinin yaşam tarzına paralel olması gerekiyor. Zayıflama sürecinde bir uzmanla gidilmesi çok önemli.  Yeterli ve dengeli beslenme, sağlıklı beslenme çok önemli.” dedi.

Tatlandırıcı konusunda da dikkat çeken Doç. Dr. Müge Arslan, “Tatlandırıcılardan uzak durulması taraftarıyız, içerdikleri aspartam, Asesulfam-K gibi maddelerin,mide rahatsızlıkları ve  kanser gibi çok ciddi hastalıklara yol açabileceğini ifade etti.  Basit şekerlerden uzak durularak bir yaşam daha sağlıklı olur.” şeklinde konuştu.

Zayıflama sürecinde bütüncül bir yaklaşım olduğuna dikkat çekerek; beslenme uzmanının bireyin beslenme şeklini oluşturması, hekimin medikal süreçte bulunması ve uzman eşliğinde egzersiz yapılmasının önemine dikkat çeken Doç. Dr. Müge Arslan, “Multidisipliner yaklaşımla götürülmesi gereken bir süreç. Eğer gerçekten sağlıklı kilo vermek isteniliyorsa bu sürecin beslenme ve diyet uzmanıyla götürülmesi gerekir.” diye sözlerine son verdi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası 25 yaşında

Kurulduğu günden bu yana Türkiye’deki müzik hayatına katkıda bulunan ve yurtdışında da beğeniyle takip edilen bir orkestra olarak çalışmalarını sürdüren Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, 25. yaşını kutluyor. Yeniden yurtdışında müziğini duyurmaya hazırlanan topluluk, bu yeni yaşını beş konserden oluşan bir Birleşik Krallık turnesi ve bir albüm kaydıyla kutluyor. 

 

Bugüne kadar verdiği konserlerde, yurtiçinde 350 bini aşkın, yurtdışında ise 20 binin üzerinde dinleyiciye ulaşan, 40’a yakın konuk şef ve 500’ü aşkın solist ile aynı sahneyi paylaşan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, 25. yılını yakın dostlarıyla birlikte kutluyor.

 

Bu anlamlı kutlamayla ilgili Borusan Kocabıyık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Hamedi, görüşlerini şu şekilde dile getiriyor: “25 yıl önce yolculuğumuza Ahmet Kocabıyık’ın hayaliyle başladık. Mutluyuz ve gururluyuz. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, yetenekli ve coşkulu bir topluluk. Çalışmalarına aynı heyecan ve kararlılıkla devam ettiği sürece, gururla bahsedilen bir senfonik topluluk olarak var olacak. BİFO’nun 25 yıldır devam ettirdiği başarısı, aynı zamanda orkestranın arkasında inanç ve kararlılıkla duran Borusan’a da 80. yıldönümü hediyesi.”

 

Borusan Kocabıyık Vakfı Genel Müdürü Ahmet Erenli, konuyla ilgili görüşlerini şu şekilde ifade ediyor: “Türkiye’nin önde gelen senfonik topluluklarından biri olan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, 25 yıl içinde İstanbul’un kültür yaşamının vazgeçilmez unsurlarından biri haline geldi. Avrupa’da da takip edilen ve beğenilen bir orkestra olan BİFO’nun daha nice başarılarına tanıklık etmek dileğiyle…”

 

Borusan Sanat Müdürü Aydın Dorsay, konuyla ilgili görüşlerini şu şekilde dile getiriyor: “Borusan Sanat’ta çalışmaya başladığım 2010 yılından bu yana, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın müzik yolculuğuna dahil oldum. Geçen 15 yılda birlikte çokça konser, turne ve albüm kaydı gerçekleştirdik. Orkestramızın ilk günden bu yana çizgisini hep daha da yükselterek, bu başarıyı 25 yıl boyunca sürdürebilmesi çok değerli. Nice 25 yıllara!” 

 

BİFO’nun kuruluş hikâyesi ve bugünü 

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın tarihi, Borusan Holding’in kültür ve sanat alanındaki girişimlerinden ilki olan Borusan Oda Orkestrası’na dayanıyor. Bu yıl 80. yaşını kutlayan Borusan’ın bir orkestra kurma çalışmaları, Borusan Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık önderliğinde 1993 yılında başladı ve orkestranın şefliğine Prof. Saim Akçıl getirildi. Türkiye’nin ilk özel orkestralarından biri olan Borusan Oda Orkestrası, Ahmet Kocabıyık ve Gürer Aykal’ın girişimleriyle 1999 yılında Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’na (BİFO) dönüşerek yolculuğuna başladı.

 

BİFO’nun bugüne kadar üç sürekli şefi oldu; Prof. Gürer Aykal, Sascha Goetzel ve Carlo Tenan. 2009–2020 arasında görev yapan Sascha Goetzel’in ardından, geçtiğimiz sezondan bu yana topluluğun sanat yönetmeni ve sürekli şefi Carlo Tenan oldu. Bugüne kadar 40’a yakın konuk şef ve 500’ü aşkın solist ile aynı sahneyi paylaşan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, titizlikle yürüttüğü başarılı çalışmalarla, zaman içinde İstanbul’un kültür yaşamının vazgeçilmez unsurlarından biri haline geldi. Etkinliklerini Ankara, İzmir, Eskişehir, Bodrum, Diyarbakır, Erzurum ve daha birçok şehre taşıyan BİFO, konserlerini ağırlıklı olarak İstanbul’da devam ettiriyor. Bugüne kadar İstanbul’da verdiği 350’nin üzerinde konserle, İstanbullu müzikseverlerin her sezon programını merakla beklediği bir topluluk haline geldi.

 

BİFO’nun yurtdışı yolculuğu

Yıllar içerisinde, repertuvarında yenilikler yaşamayı ve deneyim alanını Türkiye’nin dışına taşımayı hedefleyen BİFO, Avrupa’nın en iyi senfonik topluluklarından biri olma yönündeki çalışmalarını zaman içinde hızlandırarak rotasını yurtdışına çevirdi. Salzburg, Montpellier, Atina, Viyana, Friedrichshafen, Frankfurt, Nürnberg, Hong Kong, Stuttgart, Amsterdam, Paris, Londra, Zürih, Ljubljana ve Essen gibi birçok ülkede konserler verdi.

 

2010’un Temmuz ayında, dünyanın en saygın klasik müzik etkinliklerinden Salzburg Festivali’nin açılış etkinlikleri kapsamında konser veren topluluk, aynı yıl Andante dergisinin “Yılın En İyi Orkestrası” ödülünü aldı. 2014’te bir ilke imza atarak Londra’da gerçekleşen BBC Proms’a Türkiye’den davet edilen ilk topluluk oldu ve “Oriental Promise” adlı konseriyle müzik basınında çok olumlu eleştiriler aldı. Bu başarılar, arkasından gelen 2016 Avrupa turnesi, 2017 Hong Kong Konserleri, 2017 ve 2018’deki Avrupa turneleriyle taçlanarak devam etti. Topluluk, 2018’de Daniel Hope ile başlayan ve Nemanja Radulović ile devam eden Avrupa turnesinin son durağı olan Théâtre des Champs Elysées’de ayakta alkışlandı. 25. yaşını kutladığı 2025 yılının Nisan ayında ise müziğini ve deneyimini Birleşik Krallık’ta duyurmaya hazırlanan BİFO, Carlo Tenan yönetiminde çellist Pablo Ferrández ile Perth, Edinburgh, Londra, Guildford ve Sheffield kentlerini ziyaret edeceği turneyi heyecanla bekliyor.

 

BİFO’nun albüm kayıtları

BİFO’nun ilk kayıt çalışması Respighi, Hindemith, Schmitt, 2010 yılında Onyx etiketiyle yayımlandı. Yurtdışında büyük beğeniyle karşılanan bu ilk kaydın ardından, düzenli sezon konserleri ve çıktığı turnelerin yanı sıra, iki yılda bir albüm kaydına giren BİFO, bugüne kadar Onyx, Deutsche Grammophon ve Prospero’dan çıkan ve nadir seslendirilmiş yapıtlara yer verdiği 8 albüm kaydı yayımladı. Bu sezon kayıt çalışmaları tamamlanan yeni bir albüm ise yolda…

 

BİFO’nun yer aldığı sosyal sorumluluk projeleri…

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, uzun süre önemli bir sosyal sorumluluk projesinin de parçası oldu. “Özel Konser” adlı etkinlikte orkestrayı iş veya sanat dünyasından tanınmış bir isim yönetti ve konserlerden elde edilen gelir klasik müzik alanında yetenekli gençlerimizin yurtdışında yüksek öğrenim görmesi amacıyla burs olarak kullandırıldı. 2015’ten bu yana burs doğrudan Borusan Kocabıyık Vakfı tarafından veriliyor.

 

BİFO’nun yeni sezonu 

25. yaşını coşkuyla ve gururla kutlayan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın 2024/25 sezonundaki konserleri, radyo Borusan Klasik üzerinden ve çevrimiçi dijital platform borusansanat.tv’den yayınlanmaya devam edecek. Onursal şefi Gürer Aykal, sanat yönetmeni ve sürekli şefi Carlo Tenan’ın yanı sıra, Laurence Equilbey ve Nil Venditti’nin yönetiminde, Hélène Walter, Alena Baeva, Chloe Ji-Yeong Mun, Marco Vergini, Marlis Petersen, Enrico Pace, Jan Mráček, Çağ Erçağ, Can Çakmur ve Ziyu He ile aynı sahneyi paylaşacak. Mayıs ayında sonlanan konser programının Nisan ayı, BİFO’nun Birleşik Krallık’ta vereceği konserlere ayrılmış durumda. Nisan ayını turneyle geçirecek olan topluluk, Carlo Tenan yönetiminde çellist Pablo Ferrández’e eşlik edeceği beş konserde, sırasıyla Perth, Edinburgh, Londra, Guildford ve Sheffield kentlerinde Schubert, Saint-Saëns, Beethoven ve Ferit Tüzün’ün eserlerini seslendirecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı