Aylık arşivler: Eylül 2024

Aksa Enerji’de, Mükemmeliyet Merkezi yönetiminden sorumlu olacak Başkan Yardımcılığı görevine Hakan Yıldırım getirildi.

Türkiye’nin en büyük halka açık serbest elektrik üreticisi ve 9 ülkede, 4’ü yatırım aşamasında olan 14 santraliyle toplamda 3900 MW’ın üzerinde kurulu güce sahip Aksa Enerji, stratejik bir adım olarak belirlediği Mükemmeliyet Merkezi’nin üst düzey yöneticisini atadı. 

Mükemmeliyet Merkezi yönetiminden sorumlu olarak Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Hakan Yıldırım lisans eğitimini, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde aldıktan sonra yüksek lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi’nde İşletme Bölümü’nde tamamladı. 

Kariyerine 1998 yılında Aselsan’da başlayan Yıldırım, 2 yıllık Aselsan deneyiminden sonra, 2000-2005 yılları arasında Gama Güç Sistemleri bünyesinde doğalgaz boru hatları, kombine çevrim santralleri ve kömür santralleri projelerinde Saha Mühendisi ve Devreye Alma Grup Müdürü olarak görev aldı.

2005 yılında ise Siemens Türkiye’de Proje Müdürü olarak göreve başlayan Yıldırım, 2018 yılında Siemens Gamesa Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su olarak görev aldı.  

Yıldırım, enerji sektöründeki liderlik yolculuğuna, 2018 yılında başladığı Kalyon Enerji Yatırım A.Ş.’deki CEO görevinin ardından; 2020-2024 yılları arasında Sanko Enerji’de CEO pozisyonuna atandı. Hakan Yıldırım, bu süre zarfında 2019 ve 2020 yıllarında Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanlığı ve DEİK Enerji İş Konseyi Başkanlığı görevlerini de üstlendi.

Aksa Enerji Mükemmeliyet Merkezi, şirketin operasyonel verimliliğini ve inovasyon gücünü artırarak enerji sektöründe daha güçlü bir oyuncu olma hedefini destekleyecek, stratejik bir merkez olarak konumlanıyor. Bu merkez ile hayata geçirilecek süreç iyileştirmeleri ve yenilikçi çözümlerle Aksa Enerji’nin global büyüme hedeflerine katkı sağlanması hedefleniyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Vodafone Pay ile 1 yılda 28 milyon TL’lik nakit iade yapıldı

Vodafone’un yeni nesil ödeme çözümü Vodafone Pay 4 yılı geride bıraktı. Vodafone Pay uygulamasının indirme adeti 3,6 milyonu aşarken, Vodafone Pay Kart ve Vodafone Cüzdanım üzerinden yapılan toplam nakit iade tutarı 28 milyon TL’yi buldu.

 

23 Eylül 2024 – Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone’un ödeme uygulaması Vodafone Pay ve ön ödemeli alışveriş kartı Vodafone Pay Kart’tan oluşan Vodafone Pay ürün ailesi 4’üncü yılını doldurdu. Bu süreçte Vodafone Pay uygulamasının kayıtlı kullanıcı sayısı 1,5 milyona, toplam indirme  sayısı da  3,6 milyona ulaştı. Diğer yandan, Vodafone Cüzdanım kullanıcı sayısı 1 milyona yaklaştı. Son 1 yılda Vodafone Pay Kart ve Vodafone Cüzdanım üzerinden yapılan toplam nakit iade tutarı ise 28 milyon TL olarak gerçekleşti. 

 

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, şunları söyledi:

 

“Vodafone olarak, ürün ve hizmetlerimizi geliştirirken her zaman inovatif bakış açısıyla hareket ediyoruz. Telekomünikasyon ve finansal teknoloji sektörlerinin güçlü yanlarını bir potada eriterek müşterilerimize değer katmaya devam ediyoruz. Vodafone’un Türkiye’nin en hızlı büyüyen yeni nesil bağlantı ve dijital servisler şirketi olma hedefi doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu bakış açısıyla geliştirdiğimiz Vodafone Pay ürün ailemiz 4 yaşını doldurdu. Bu süreçte Vodafone Pay uygulamasının indirme sayısı 3,6 milyona ulaştı. Son 1 yılda Vodafone Pay Kart ve Vodafone Cüzdanım üzerinden yaptığımız toplam nakit iade tutarı ise 28 milyon TL oldu. Vodafone olarak, müşterilerimizin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan dijital iş ortağı olma hedefiyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

 

Kampanyalara her ay katılmak mümkün

 

Vodafone Pay kampanyalarında nakit iadeler, ön ödemeli karta bakiye yükleyerek nakit iade kazanma seçeneği sağlayan Vodafone Pay Kart ve Vodafone Pay uygulaması aracılığıyla oluşturulan Vodafone Cüzdanım ürünü ile yapılan harcamalar dikkate alınarak dağıtılıyor. Her kullanıcı, gerekli koşulları sağlamak suretiyle bu kampanyalara her ay katılabiliyor. Buna ek olarak, sanal Vodafone Pay Kart Visa geçen tüm online sitelerde, fiziksel Vodafone Pay Kart ise Visa geçen tüm online sitelerde ve tüm mağaza içi alışverişlerde kullanılabiliyor. Vodafone Cüzdanım ile bakiye yükleme, Vodafone Pay Kartlar’dan Vodafone Cüzdanım’a bakiye transferi, fatura ödeme, İstanbulkart’a bakiye yükleme ile Kolay Paket ve Cep TL yükleme işlemleri yapılabiliyor. Vodafone Cüzdanım TL bakiyesi, hem Vodafone Pay uygulaması hem de Vodafone Her Şey Yanımda üzerinde harcanabiliyor. Vodafone Cüzdanım’daki Yanımda Puan ise halihazırda yalnızca Vodafone Her Şey Yanımda üzerinden harcanabiliyor. 

 

Ücretsiz kayıt imkânı

 

Vodafone Pay uygulamasına kayıt olmak için, uygulamayı cihazdaki işletim sistemine uygun olan mağazadan ücretsiz bir şekilde indirdikten sonra, yasal onayları vermek ve kişisel verileri girmek gerekiyor. Vodafone Cüzdanım ise uygulamaya kayıt olunduğunda sistem tarafından otomatik oluşturulan bir dijital cüzdan hizmeti olup, bu hizmet banka ve operatör kısıtlaması olmadan herkes tarafından kullanılabiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Obezite ve hipertansiyon prostat kanseri riskini artırıyor

Prostat kanseri erkeklerde akciğer kanserinden sonra görülen en sık kanser türü olarak biliniyor. Her ne kadar erkeklerde en sık rastlanılan ikinci kanser türü olsa da dünyada birçok ülkede de ilk sırada yer alabiliyor. Erken dönemde pek belirti vermediği için ilerleyen evrelerde kendini belli edebiliyor ve genelde idrarda kanama, sık tuvalete gitme, idrar yaparken zorlanma, kemik ve bel ağrısı, böbreklerde ağrı görülebiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Abdulmuttalip Şimşek, Prostat Kanseri Farkındalık Ayı’nda prostat kanserinin belirtileri ve günümüzde gelişen teknoloji sayesinde tedavisi hakkında bilgi verdi. 

Baba ve kardeşte varsa risk 5 kat artıyor

Prostat kanserinde temel risk faktörleri, aile öyküsü ve etnik kökendir. Mevcut çalışmalarda kişinin 3 veya daha fazla akrabasında kanser görülmesi ya da en az 2 akrabasında 55 yaş veya altında erken başlangıçlı kanser olması kalıtsal geçişin göstergesidir. Bundan dolayı ailesinde prostat kanseri hikayesi olan erkeklerin 45 yaşından önce tarama yaptırması önerilmektedir. Babasında prostat kanseri olanlarda risk 2 kat, baba ve kardeşinde olanlarda risk 5 kat, birinci derece 3 akrabasında prostat kanseri olanlarda risk 17 kat artmaktadır.  Bu nedenle ailesinde prostat kanseri olanlarda yapılan genetik çalışmalarda BRCA1, BRCA2, CHEK2, ATM, MLH, TP53, HOXB13 gibi genlerde mutasyon tespit edilmiştir. Bunlarla birlikte kişinin ailesinde kolorektal kanserler, meme ve over kanseri olması riski artıran diğer nedenlerdir.

Metabolik sendroma da dikkat!

Prostat kanseri yaş artışıyla paralel olarak artan bir hastalıktır. Ortalama tanı yaşı 65’dir. Ancak aile hikayesi olan bireylerde bu çok daha erken yaşta olabilir. Yaşlı nüfusunun fazla olduğu ülkelerde görülme oranı daha fazladır. Yapılan çalışmalarda metabolik sendromlu bireylerde yine prostat kanseri görülme riski artmaktadır. Hipertansiyonu olan kişilerde ve bel çevresi 102 cm üzerinde olan kişilerde aynı şekilde risk artmaktadır. Birçok meta-analizde obez bireylerde prostat kanseri gelişme riski ve kansere bağlı ölüm oranları daha fazladır. Bunlarla birlikte yüksek düzeyde D vitamini takviyesi alınmaması, özellikle 50 yaşın üzerinde 70 nmol/L plazma düzeyinin aşılmaması önerilmektedir. İşlenmiş et veya kırmızı et tüketimin aşırı olmasının da potansiyel riski arttırdığı tespit edilmiştir.  

Domates, soya, vitamin E, Selenyum gibi gıdaların prostat kanseri riskini azalttığı ile ilgili yayınlar mevcut olmakla birlikte bazı çalışmalarda plaseboya eşdeğer bulunmuşlardır. 

İşeme alışkanlıklarındaki değişimi önemseyin

Prostat kanseri genellikle erken dönemde belirti vermeyebilir ancak hastalık ilerledikçe bazı semptomlar ortaya çıkabilmektedir. İdrarda kanama, sık tuvalete gitme, idrara çıkarken zorlanma, kemik ve bel ağrısı ve böbreklerde ağrı görülebilmektedir. Bazen prostat kanseri; prostat büyümesi semptomları ile de kendini gösterebilmektedir. Bu belirtiler ise; gece tuvalete gitme, ıkınarak idrara çıkma, idrarını tam boşaltamama hissi, çatallı işeme, idrara çıktıktan sonra tekrar tuvalete gitme isteği, ani sıkışma hissi, ara ara idrar kaçırma gibi non-spesifik semptomlar da görülebilmektedir. 

Prostat taramalarını aksatmamak önemli

Kanserin erken tanısı, erken tedavisi ve ileri evredeki hastaların yaşam kalitesinin artırılması çok önemlidir. Ana hedef kanser hücresinin ortadan kaldırılmasıdır. 

Kanserin taramasında, Prostat Spesifik Antijen (PSA) düzeyinin bakılması ve üroloji uzmanlarının el ile muayenesi yaygın kullanılmaktadır. Her erkek; aile öyküsü yoksa 50 yaşından sonra, ailesinde prostat kanseri öyküsü varsa 45 yaşından sonra mutlaka her yıl prostat taramaları yaptırmalıdır. Bu taramalarda herhangi bir risk tespit edilirse gelişen teknoloji ile birlikte multi-parametrik prostat MR çektirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu görüntülemelerde risk tespit edilen bir nokta varsa hedefe yönelik olarak riskli bölgelerden füzyon biyopsi ile tanı işlemi yapılması gerekmektedir.

Prostat kanserinin patolojik incelemesinde Gleason skoru ile tümörün derecesi tespit edilmekte ve bu dereceye göre de tedavi yöntemleri seçilmektedir.

Robotik cerrahi hastaya önemli konfor sağlıyor 

Düşük riskli kanserde çoğu zaman tedavi etmeden aktif olarak takip etmek gerekmektedir. Bu tip hastalar 3 ayda bir kontrollerini aksatmadan yaptırmalıdır. Herhangi bir risk artışının gözlemlendiği durumlarda kesin tedavi için bir adım atılması şarttır.

Lokalize düşük, orta ve yüksek riskli hastalar evrelendirdikten sonra tedavi yöntemine karar verilmektedir. Hastaların genel beklentisi, kanserli dokularından kurtulmak, tedavi sonrası idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon bozukluğunun olmadığı bir yöntem olmalıdır. Da Vinci robotik cerrahi ile üç boyutlu (3D) görünüm, 10-15 kat büyütme ve el bileği ile ince manipülasyona yakın ergonomi sağlaması nedeniyle uzman hekime büyük avantaj sağlamakta ve kanserin cerrahi tedavisinde günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu son teknoloji sayesinde hastalar hem kanserden kurtulmakta hem de fonksiyonel durumları etkilenmemektedir.  Yani idrar kaçırma neredeyse hiç olmamakla birlikte cinsel fonksiyon durumu da minimal seviyede etkilenmiş oluyor. Bu yöntem ile hastalar hastanede 1-2 gün gözlem altında tutulmakta ve bir hafta içinde normal işlerine dönebilmektedir.

Küçük tümörler günübirlik tedaviler ile yok edilebiliyor

 Aynı zamanda son yıllarda başka bir tedavi yöntemi olan Nanoknife veya HIFU ile prostatın bir bölümünde oluşan küçük tümörleri de günübirlik işlem ile tedavi etmek mümkün olabilmektedir. Ameliyatsız olan bu yöntemde; prostatın diğer bölgelerinde tekrarlama riski olabileceğinden doktorun yönlendirmelerine bizzat uymaları ve yıllık takiplerini düzenli olarak yaptırmaları gerekmektedir. Günümüz teknolojileriyle prostat kanserinin tüm evlerinde tedavi mümkündür. Hastalar hangi evrede olursa olsun mutlaka üroloji kontrollerini aksatmamalı ve ailelerinde prostat kanseri olan kişilerin de yıllık muayenelerini ihmal etmemeleri büyük önem arz etmektedir. 

Unutmayalım ki prostat kanseri erken teşhis ile yaşam süresini kısaltmayan ender kanserlerden biridir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kia Türkiye’den sanat ve sürdürülebilirliği buluşturan sponsorluk

Kültür, sanat, spor ve hayatın pek çok alanındaki sponsorluklarıyla dikkati çeken Kia Türkiye, Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Film Festivali, BIFED’in de ana sponsoru oldu.

On bir yıl önce başlayan festival, bu yıl Bozcaada’da 9-13 Ekim tarihleri arasında düzenleniyor. Ayrıca, BIFED Gökçeada Uluslararası Film Günleri, önceki yıllarda gösterilen BIFED filmlerinden oluşan bir seçkiyle, 18-21 Eylül tarihleri arasında ilk kez Gökçeadalılarla buluştu. 

 

Kia Türkiye, Afife ve Richard sponsorluğundan sonra kültür ve sanat alanında bir sponsorluğa daha imza attı. Kia Türkiye, on bir yıl önce Bozcaada’da başlayan, bu yıl La Rijoa/İspanya, Limni/Yunanistan ve şimdi de Gökçeada’da düzenlenen, sanat ve sürdürülebilirlik alanında ilham veren filmlerin yer aldığı Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Film Festivali, BIFED’de ana sponsor olarak yer aldı. 

 

Festivalin bir uzantısı olan BIFED Gökçeada Uluslararası Ekolojik Belgesel Film Günleri, bu yıl Gökçeada’da ilk kez düzenlendi. Gökçeada’da düzenlenen film günleri, 21 Eylül Cumartesi günü tamamlandı. Filmlerin yanı sıra söyleşilerin, yerel lezzet tadımlarının, yürüyüşlerin ve çiftlik gezilerinin de olduğu BIFED Gökçeada Uluslararası Ekolojik Belgesel Film Günleri’nde sanatseverlere 10 ekolojik belgesel film gösterildi.

 

Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Film Festivali BIFED ise, 9-13 Ekim tarihleri arasında Bozcaada’da düzenlenecek. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ENUYGUN Finans İş Geliştirme Müdürü Erkam Adıyaman Politika Faizine Bağlı olarak TL Vadeli Mevduat Önemli Bir Yatırım Aracı Olmaya Devam Edecek

Tüketici kredileri, kredi kartları ve mevduat hesaplarıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulunan ENUYGUN Finans İş Geliştirme Müdürü Erkam Adıyaman: “Önümüzdeki dönemde de konut ve taşıt kredilerinin düşük seviyelerde kalması bekleniyor. Kredi kartı ödemelerinde ise banka kampanyaları ve taksitli kullanım etkisiyle adetsel ve hacimsel artış sürecektir. TL vadeli mevduat, politika faizlerinin seyrine bağlı olarak önemli bir yatırım aracı olmaya devam edecek” dedi.

 

ENUYGUN Finans, 2024 yılının ağustos ayı itibarıyla Türkiye’deki finansal piyasaların hareketliliğini inceledi. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yapılan kıyaslamada, kredi hacimlerinde ve mevduat ürünlerinde önemli değişimler gözlendi. Sonuçlar, tüketici davranışlarının enflasyon ve faiz oranlarından nasıl etkilendiğini de gösteriyor.

BDDK’nın verilerine göre, Ağustos 2024 itibarıyla tüketici kredilerinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 25 oranında artış yaşandı. Ancak, açıklanan yıllık yüzde 52’lik enflasyon oranı düşünüldüğünde bu artışın gerçek büyümenin oldukça gerisinde kaldığı görülüyor. 

Tüketici kredileri, kredi kartları ve mevduat hesaplarıyla ilgili detaylı değerlendirmelerde bulunan ENUYGUN Finans İş Geliştirme Müdürü Erkam Adıyaman, “İhtiyaç kredileri yüzde 40’lık bir büyüme gösterdi. Günlük ihtiyaçlar için kullanılan bu krediler, enflasyon oranıyla kıyaslandığında toplam hacimde bir düşüş yaşanmakta. İhtiyaç kredilerindeki vade seçimlerinde kısa vadelerin tercih edildiğini  özellikle 12 ay ve altındaki vadelerin öne çıktığını söylemek mümkün.  Konut kredilerinde ise yüzde 2’lik bir artış yaşandı. Yüksek finansman maliyetlerinden dolayı, diğer krediler gibi konut kredilerinde de enflasyon oranına göre düşüş yaşandığı görülüyor. Tüketiciler, ev sahibi olma sürecinde daha temkinli hareket ediyor. Konut ve ihtiyaç kredilerinde enflasyonu dahil etmediğimiz durumda artış gözlemlenirken, aynı hesapla taşıt kredilerinde yüzde 9,5 oranında bir düşüş görebiliyoruz.” Dedi.

Kredi Kartı Kullanımı Yüzde 14 Arttı 

Adıyaman’ın verdiği bilgiye göre, Temmuz 2024 itibarıyla, kredi kartı adedi yüzde 14 artarak 124 milyonu geçti. Kredi kartı ile ödeme hacimlerinde ise yüzde 94 oranında bir büyüme gözlemlendi. Temassız ödeme limitlerinin artırılmasının, alışverişlerin yüzde 80’inin temassız yöntemlerle gerçekleştirilmesine olanak sağlarken bu eğilim gelecekte de devam edecek. 

Aramalarda Faizsiz Nakit İmkanları Öne Çıkıyor

Tüm dijital ortamlardaki arama hacimleri ve trafik verileri incelendiğinde, kullanıcıların kredi kategorilerindeki arama etkinliklerinin 2024 yılının ilk 8 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30 ile yüzde 40 arasında düşük seviyelerde kaldığı görülüyor. Kredi kartlarıyla ilgili arama hacimlerinde yüzde 6’lık bir artış yaşanırken, mevduat aramalarındaki hacmin yüzde 30 oranında yükseldiğini belirten Adıyaman, bankaların yeni müşterilerine sunduğu faizsiz nakit imkanlarına yönelik kullanıcı aramalarının geçen yıla kıyasla 2024 yılında yüzde 38 oranında artış gösterdiğini söyledi.

Yüksek Faiz Oranları TL Vadeli Hesapları Cazip Kılıyor

2024 yılındaki yüksek faiz oranlarından dolayı TL vadeli mevduat hesaplarının diğer yatırım araçlarına göre daha güvenli bir liman olduğu ve cazip yatırım seçeneği haline geldiğini vurgulayan Adıyaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizinin, 2024 yılının geri kalanında ve önümüzdeki yıl içerisinde de yine geçtiğimiz yıllara kıyasla yüksek seviyelerde olması bekleniyor. Bu durumda kullanıcılar, acil nakit ihtiyaçları için yine ihtiyaç kredisini tercih edecektir. Ancak bu kredilerin kullanım hacminin enflasyon oranının altında kalması mümkün.”

Adıyaman, son olarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Önümüzdeki dönemleri değerlendirecek olursak konut ve taşıt kredilerinin hacminin düşük seviyelerde kalması bekleniyor. Kredi kartı ödemelerinde ise bankaların kampanyaları ve taksitli kullanım etkisiyle adetsel ve hacimsel artış sürecektir. TL vadeli mevduat, politika faizlerinin seyrine bağlı olarak önemli bir yatırım aracı olmaya devam edecek. ENUYGUN Finans olarak, bankacılık ürünleriyle ilgili kullanıcılarımıza farklı çözümler sunmayı sürdüreceğiz. Bankaları dolaşmak yerine, tek bir platformda tüm bankacılık ürünleri için hem kullanıcılarımıza başvuru imkanı sağlayacak hem de bu alanda finansal teknoloji sektörüne katkı sunacak çalışmalarımıza devam etmeyi planlıyoruz. Misyonumuz, en güncel ürünleri doğru zamanda kullanıcılara ulaştırmak ve finansal okuryazarlığı artırmaya yönelik çalışmalarımıza ağırlık vermektir. 2025 yılında da kullanıcılarımızı merkeze alarak faaliyetlerimize tüm hızımızla devam edeceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Almark Logistics, Rusya’ya deniz koridoru oluşturdu

Kuzey Avrasya’ya güçlü bir altyapı kuran Almark Logistics, Ambarlı ile Novorossiysk ve Saint Petersburg limanları arasında deniz yolu taşımalarına başladı. Şirketin Genel Müdürü Onur Güvenler, ağustosta başlayan deniz yolu taşımalarının Türkiye ve Rusya’dan büyük ilgi gördüğünü belirtti. Güvenler, “Novorossiysk ve Saint Petersburg’dan Rusya ve Belarus’un tamamına ulaşıyoruz.” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik İstatistiklerine göre, ocak-ağustos döneminde limanlarda ithalat ve ihracat amacıyla elleçlenen yük miktarı yaklaşık yüzde 3, konteyner miktarı yüzde 2 arttı. Karadeniz üzerinden gerçekleştirilen taşımlarda hareketlilik sürerken, Türkiye’nin limanlarına en fazla yük ise Rusya’dan yapılan taşımalarla geldi.

Rusya’da yaygın bir lojistik ağla hizmet veren Almark Logistics’in, Ambarlı ile Novorossiysk ve Saint Petersburg limanları arasında başlayan deniz yolu taşımaları da büyük ilgi görüyor.

Almark Logistics Genel Müdürü Onur Güvenler, ağustosta başlayan hizmet kapsamında, kapıdan kapıya, limandan limana, transit gibi farklı teslim modellerinde de yüklemeler yaptıklarını ve beklentilerinin üzerinde bir ilgi gördüklerini aktardı.

 

“Novorossiysk’e 3, Saint Petersburg’a 12 günde ulaşıyoruz”

Ambarlı – Novorossiysk ve Saint Petersburg hatlarında çoğunlukla 40’lık konteynerler olmak üzere farklı ölçülerdeki konteynerler ile yükleme yapabildiklerini anlatan Güvenler, Novorossiysk Limanı’na ortalama 3 günde, Saint Petersburg Limanı’na ise 12-15 günde ulaştıklarını dile getirdi.

Güvenler, Novorossiysk ve Saint Petersburg limanları üzerinden Rusya ve Belarus’un tamamına ulaştıklarına dikkati çekerek, şunları da kaydetti:

“Moskova, Krasnodar, Kazan, Rostov, Yekaterinburg, Minsk gibi önemli ticaret merkezleri başta olmak üzere Rusya ve Belarus’un tüm şehirlerine ulaşıyoruz. Deniz yolu bağlantısıyla demir yolu ve kara yolu ile alternatif sunarak gümrük, fabrika, depo teslimatları yapıyoruz. Rusya’daki şirketimizde çalışan, her iki ülkenin dilini konuşabilen ve yasal mevzuatına hâkim ekibimiz sayesinde hızlı, güvenli ve maliyet etkin çözümler geliştiriyoruz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İş GYO, BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yerini aldı

Gayrimenkul sektörünün lider temsilcilerinden İş GYO, BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne katılmaya hak kazandı. Şirketlerin sürdürülebilirlik çalışmalarının sonuçlarına göre oluşturulan bu endeksin yeni üyesi olmaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyduklarını belirten İş GYO Genel Müdürü Barlas Ülkü, “25’inci yılımızı bu önemli gelişmeyle taçlandırdık. Daha iyi bir dünya için sürdürülebilirlik dönüşümünü tüm iş süreçlerimize uyarladık. Adil, şeffaf, hesap verilebilir ve sorumluluk ilkelerinden oluşan yönetişim anlayışımız ekseninde başta gezegenimiz olmak üzere ülkemiz, çalışanlarımız ve paydaşlarımız için değer yaratmaya devam edeceğiz” dedi.

 

Gayrimenkul sektöründe kurulduğu günden bu yana güvenli, çağdaş, yatırım değeri yüksek ve yaşanabilir alanlar yaratmak için çalışmalarını sürdüren İş GYO, BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne katılmaya hak kazandı. Böylece İş GYO gayrimenkul yatırım ortaklıkları arasında BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alan 3 şirketten biri oldu. Bu sene 25’inci yılını kutlayan İş GYO, “Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar”, “Sorumlu Tüketim ve Üretim”, “Temiz Su ve Sanitasyon” ve “İklim Eylemi” başlıklı BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını destekleme hedefiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Gayrimenkul portföyünde, LEED ve BREEAM gibi dünya çapında kabul görmüş yeşil bina sertifikasyonlarının da sahibi olan İş GYO, bu alandaki çalışmalarının karşılığını BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne katılarak almış oldu. 

 

1,5 milyon metrekarenin üzerinde inşaat alanında 25 yılda yaratmış oldukları güven ve kurumsal itibarının yanında, Çevresel, Sosyal ve Yönetişim alanlarında da uzun vadeli değer yaratmak için çalıştıklarını söyleyen İş GYO Genel Müdürü Barlas Ülkü, “Daha iyi bir dünya için sürdürülebilirlik dönüşümünü tüm iş süreçlerimize uyarladık. Diğer yandan kurumsal yönetimimizin temel ilkeleri olan; adil, şeffaf, hesap verilebilirlik ve sorumluluk ekseninde ülkemize, çalışanlarımız ve paydaşlarımıza değer yaratıyoruz. Artık DNA’mıza işlemiş olan bu vizyon ve değerlerin sonucunda da şirketler için oldukça prestijli olan BIST İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi’ne katılmanın gururunu yaşıyoruz. Endekste yer almak sürdürülebilir bir gelecek için doğru adımlar attığımızın da bir göstergesidir.” dedi. 

 

 İş GYO, BM ile kadının güçlendirilmesi için de çalışıyor 

UN Global Compact ve UN Women ortaklığında oluşturulan Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin (The Women’s Empowerment Principles-WEPs) imzacısı konumunda da olan İş GYO, önümüzdeki dönemde de sürdürülebilirlik çalışmalarına ara vermeden devam ederek, yeni hedefleriyle bu alanda daha da ileriye gitmeyi ve Sürdürülebilirlik Endeksi’ndeki pozisyonunu güçlendirmeyi amaçlıyor.

 

Ayrıca Birleşmiş Milletler’in 7. Sürdürülebilir Kalkınma Amacı olan “Erişilebilir ve Temiz Enerji”yi destekleyen İş GYO; yenilenebilir enerji tüketimini artırmak ve sıfır veya düşük karbonlu elektriğe geçmek amacıyla hem portföyünde yer alan önemli gayrimenkullerinde hem de genel merkezinde karbon ayak izini dengelemek veya en aza indirmek amacıyla I-REC sertifikalı yeşil elektrik tüketiyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tümöre “canlı takip”

Kanser vakaları dünya genelinde artış göstermeyi sürdürürken tedavi tarafında da umut veren gelişmeler yaşanıyor. Akıllı radyoterapi tedavilerinde son zamanlarda ön plana çıkan MR Linac cihazı modern teknolojisiyle dikkat çekiyor. Dünyada ve ülkemizde sınırlı sayıda bulunan bu cihaz yardımıyla tümör ve organ hareketi hesaba katılıyor; böylece tümör anlık ve canlı takip edilerek yüksek hassasiyette ışınlama yapılabiliyor. CMM (Kapsamlı Hareket Yönetimi) ismi verilen bu özelliği dünyada yalnızca 5 merkezde, Türkiye’de ise sadece Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nde bulunuyor. MR Linac cihazı ile ilgili bilgi veren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü Direktörü Prof. Dr. Hale Başak Çağlar, “Cihaz, sadece tümörü hedef alıyor, tümör harici diğer organlara minimal doz vererek toplamda hastaya verilen radyasyon yükünü düşürüyor. Hareket eden tümörlerin ve etraflarındaki sağlam organların kesin konumunu belirleyebilen cihaz adeta navigasyon görevi görüyor ve ışının tam adrese ulaştırılmasını sağlıyor” dedi.  

 

Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’na göre Avrupa’daki kanser vakaları gelecek 20 yılda yüzde 22,5 oranında artacak. Bu tablo 2022 yılında yaklaşık 20 milyon olarak açıklanan vaka sayısının bu yıl 30 milyonu aşması anlamına geliyor. Dünya genelinde vaka sayısı artarken kanser tedavisinde de gelişmeler sürüyor. Dünyada ve ülkemizde sınırlı sayıda bulunan MR linac akıllı radyoterapi cihazları yardımıyla tümör ve organ hareketi hesaba katılıyor ve böylece tümör anlık ve canlı takip edilerek yüksek hassasiyette ışınlama yapılabiliyor. MR Linac’lara yeni eklenen ve CMM (Kapsamlı Hareket Yönetimi) ismi verilen, hareketi dikkate alarak tedaviler yapabilen cihaz dünyada yalnızca 5 merkezde, Türkiye’de ise sadece Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nde bulunuyor.

Navigasyon görevi görüyor, ışını tam adresine ulaştırıyor

MR Linac’ın yüksek kaliteli görüntüler sağlayan bir radyoterapi cihazı olduğunu anlatan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü Direktörü Prof. Dr. Hale Başak Çağlar, “Cihaz hareket eden tümörlerin ve etraflarındaki sağlam organların kesin konumunu belirleyebiliyor. Cihaz adeta navigasyon görevi görüyor ve ışının tam adrese ulaştırılmasını sağlıyor. Bu sayede tedavi edilen tümör hacimleri azaltılırken, radyasyona bağlı olumsuz etkiler de en aza indiriliyor” dedi. MR Linac ile, gerektiğinde hastaya verilen radyasyon dozunun her seansta tekrar ayarlanabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Hale Başak Çağlar, “Özellikle küçük tümörlerin tedavisinde olağanüstü hassasiyette ışınlama yapıyor. Cihaz kanser hücrelerinin vücudun farklı bölgelerine yayıldığı durumlarda veya daha önce radyoterapi almış hastaların yeniden tedavi edilmesinde önemli bir rol üstleniyor” diye konuştu. Prof. Dr. Hale Başak Çağlar, MR Linac cihazının en çok faydalanıldığı kanser türlerini; pankreas, karaciğer, prostat, rektal kanserler, baş-boyun kanserleri, meme kanserleri, böbrek tümörleri, akciğer ve beyin tümörleri olarak sıraladı.  

 

Anlık ve yüksek kalitede görüntü veriyor 

Geleneksel radyoterapi tedavisinin, bilgisayarlı tomografi görüntüsü kullanmayı ya da referans işaretleyicilerin yerleştirilmesi için cerrahi bir işlem gerektirdiğini paylaşan Prof. Dr. Hale Başak Çağlar, “Oysa MR Linac geleneksel yöntemlere kıyasla, ekstra radyasyon maruziyetine gerek kalmadan tedavi sırasında anlık MR görüntüsü alabiliyor. Bu da hastanın radyasyon temasını azaltarak onu oluşabilecek risklerden koruduğu anlamına geliyor. Görüntü kalitesi yüksek olduğu için tümörler daha net bir şekilde analiz ediliyor. Tedavi sırasında alınan anlık görüntüler sayesinde hastanın günlük anatomik değişiklikleri belirlenebiliyor” dedi. 

 

Tedavi sonrası yan etki azalıyor ve  yaşam kalitesini yükseltiyor

Adaptif yöntemde tedavi süreci boyunca meydana gelen anatomik değişikliklerin anında değerlendirilerek tedavinin kolaylıkla optimize edildiğini ifade eden Prof. Dr. Hale Başak Çağlar, “Böylece hastanın tümörü daha iyi hedefleniyor, sağlıklı dokulara verilen radyasyon dozu en aza indiriliyor ve sağlıklı organlar gereksiz radyasyondan korunuyor. MR Linac, sağlıklı organlardaki toksisiteyi, yani radyasyon zararını azalttığı için kanser tedavisi sonrasında hastanın yaşam kalitesini de yükseltiyor” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

El, kol ve omzunuzu idareli kullanın!

Ofislerde özellikle masa başında çalışanların ve cep telefonu veya diz üstü bilgisayar gibi mobil teknolojileri çok kullananların uzun süre kötü pozisyonda hareketsiz kalmaları veya sürekli tekrarlayan hareketler yapmaları; günlük hayat akışımızda zaten aktif olan el, kol ve omuzlarda fazladan yüklenmeye neden oluyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Arel Gereli, bunun sonucunda organlarımızı oluşturan dokuların yıpranarak kısa vadede ağrı oluşumuna, uzun vadede ise omuz kası yırtığı, sinir sıkışması ve kireçlenme gibi hastalıklara yol açabildiğine dikkat çekerek, “Kendi kendimize yeterli kalmak için el, kol ile omuzlarımıza en çok ihtiyacımızın olduğu 60 yaş ve üzeri dönemlerde bu organlarımızın tükenmesi günlük yaşamımızdaki bağımsızlığımızı tehdit ediyor. Bu duruma düşmemek için tedbirimizi şimdiden almamız gerekiyor. Farkındalığımızı arttırarak, günlük kullanımda önceliklerimizi belirleyerek ve aşırı kullanımdan kaçınarak uzun yıllar sağlıklı ve aktif kalmamız mümkün olabiliyor” diyor.  

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Arel Gereli, “23 – 30 Eylül Ofiste Sağlık Farkındalık Haftası”   kapsamında ofis çalışanlarında yaygın görülen el, kol ve omuz sorunlarını anlattı;  önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.  

 

ELLER

“Dünya parmaklarımızın ucunda” derken aslında dünyayı parmaklarımızla taşıdığımızın farkında mıyız? Günlük hayatta beslenme, kişisel bakım ve temizlik gibi temel yaşamsal faaliyetlerimizin tamamı ellerimizle yapılıyor. Alışverişten sosyalleşmeye, iletişimden eğitime ve çalışma hayatına her şeyin giderek dijitalleştiği modern dünyada ellerimizin aşırı kullanımı maalesef kaçınılmaz oluyor. Elimizde devamlı bir şey tutmak, devamlı tuşa basmak, ekran kaydırmak gibi tekrarlayan hareketler el eklemlerimizdeki kıkırdakların aşınmasına, hareketi sağlayan tendonlarımızın kalınlaşmasına ve ilerleyen dönemde eklem kireçlenmesi, tetik parmak ya da karpal tünel sendromu gibi ciddi hastalıkların ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Kişisel bakım ile temizlik gibi temel faaliyetlerde ağrının yanı sıra hareket kısıtlanmasıyla kendini gösteren bu sorunların tedavisi çoğunlukla cerrahi yöntem oluyor.

Nasıl önlem almalı?

Cep telefonunu gereksiz ve aşırı kullanmaktan kaçının.

Klavye ve mouse ile çalışırken 40 dakikada bir 5 dakika ara verin.

Ara verdiğinizde ellerinizle başka işler yapmayın.

Kavanoz açmak ve bez sıkmak gibi zorlamalı aktivitelerde ellerinize nazik davranın.

 

KOLLAR

Kollarımız, ellerimizi kullanabilmemiz için destek vazifesi görüyor. Dolayısıyla ellerimize güç aktarmak ve onları konumlandırmak için kollarımıza ihtiyacımız var. Ellerimize giden damar ve sinirler yine kollarımızdan geçiyor. O nedenle aşırı kullanım ve yüklenmelerden ellerimizle aynı oranda etkileniyorlar. Masa başında çalıştığımızda veya cep telefonu gibi araçları yoğun kullandığımızda; ellerimizi klavye ve mouse üzerinde tutmak veya ekranı gözümüze hizalamak için kollarımızın devamlı kasılı kalmaları gerekiyor. Prof. Dr. Arel Gereli, sürekli aynı pozisyonda kasılı kalan kol kaslarımızın bir süre sonra yorulduğuna ve bunun sonucunda ağrıya neden olduğuna işaret ederek, “Kasılı kalan kollarımızda yıpranan ve kalınlaşan dokular uzun dönemde içinden geçen sinirleri sıkıştırarak; uyuşma, güç kaybı ve kas erimesiyle birlikte çoğu kez ameliyatla sonuçlanan ciddi sorunlara yol açıyorlar. Özellikle ileri yaşlarda görülen sinir sıkışmaları kalıcı fonksiyon kaybıyla sonuçlanarak; tutunma, itme ve çekme gibi temel yaşamsal faaliyetlerimizi olumsuz etkileyebiliyor” diyor.

Nasıl önlem almalı?

Cep telefonundan bir şeyler izlediğiniz durumlarda kollarınızı uzun süre bükülü pozisyonda tutmaktan kaçının. 

Masa başında çalışırken kollarınızı yumuşak bir zeminde tutun.

El ve kollarınızın günlük kullanımda zaten yeterince yorulduğunu unutmayın ve kollarınıza aşırı güç uygulatan aktiviteler yapmayın. 

 

OMUZLAR

Omuzlarımız el ve kol ünitesinin temel destek noktasını oluşturuyor. İtme, çekme ve kaldırma hareketlerinde aşırı yük altına girebiliyor. Hayatın normal akışında ilerleyen yaşla birlikte omuz kası yırtığı görülme sıklığı da artıyor. Öyle ki omuz kası yırtığı 60 yaş üzerindeki kişilerde yüzde 30 oranında görülürken, 70 yaş üzerinde ise bu oran yüzde 65’lere yükseliyor.  Üstelik son yıllarda omuz kası yırtığına artık 30-40 yaş grubunda da yaygın olarak rastlanıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Arel Gereli “Bu duruma neden olan en önemli etken ise modern hayatla birlikte insan hareketinin azalması ve buna bağlı kaslardaki esneklik kaybıdır. Özellikle masa başı çalışanlarda, omuzlar içe dönük vaziyetteyken uzun saatler sabit durmak omuz kaslarının boylarında kısalma ve esnekliğinde azalmayla sonuçlanabiliyor. Günlük hayatın getirdiği yüklenmelere direnemeyen omuz kasları daha erken yaşlarda yırtılmaya başlıyor” diyor. Prof. Dr. Arel Gereli,  gece ağrısıyla kendini gösteren omuz kası yırtığının ilerleyici olması nedeniyle çoğu zaman cerrahi yöntemle onarım gerektiğini vurguluyor. 

Nasıl önlem almalı? 

Masa başında çalışırken vücudunuzu dik ve omuzlarınızı geriye alacak şekilde konumlandırın. Bu duruştayken ekranı göz hizanıza gelecek şekilde yükseltin.

Omuz kaslarımızın esnek kalmaları onları yırtılmalara karşı koruyor. Dolayısıyla omuz kaslarınızı güçlendirmekten ziyade, onların esnekliğini arttıran pilates ve postür egzersizleri gibi faaliyetleri hayatınızın bir parçası haline getirin.

Arabanın arka koltuğundan çanta almak, uçakta baş üstü dolaba valiz koymak gibi ağır cisim kaldırma hareketlerinde iki kolunuzu kullanın, omuzunuzu ani ve aşırı yüklenmelerden koruyun. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Finans’tan Ford ve Ford Trucks araçlara özel avantajlı kâr payı oranları ile finansman kampanyası

Türkiye Finans, Ford ve Ford Trucks marka sıfır kilometre araçlar için avantajlı kâr payı oranlar ve 12 ay vade avantajıyla taşıt finansmanı sunuyor. Türkiye Finans müşterileri, Hızlı Finansman anlaşmalı Ford ve Ford Trucks satış noktalarında başvuru yaparak dakikalar içinde finansmana ulaşabilecekler. 

 

Yenilikçi ürün ve hizmet anlayışını taşıt finansmanı alanındaki iş birlikleriyle güçlendiren Türkiye Finans, sıfır kilometre araç sahibi olmak isteyenler için sunduğu avantajlı kampanyalara bir yenisini daha ekledi. Türkiye Finans müşterileri, Ford ve Ford Trucks marka araçlara özel taşıt finansmanı kampanyasıyla sıfır kilometre araçlarda avantajlı kâr payı oranı ve esnek vade fırsatlarından yararlanabilecekler. Kampanya kapsamında, kullanılacak finansman tutarına göre avantajlı kar payı oranları ve 12 ay vade avantajı sunuluyor. Müşteriler, taşıt finansmanı başvurularını Türkiye Finans’ın Hızlı Finansman Sistemi Online Platformu altyapısı sayesinde platforma üye Ford bayilerinden dakikalar içinde kolaylıkla yapabilecekler. 

 

‘Dijitalleşmenin gücünü avantajlı kampanyalarla birleştiriyoruz’ 

Türkiye Finans Perakende Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Mert, Hızlı Taşıt Finansmanı kampanyalarını ve Ford ile yaptıkları iş birliğini şu sözlerle değerlendirdi: 

“Türkiye Finans olarak, dijital bankacılık alanında öncülük vizyonumuz doğrultusunda, müşterilerimize sunduğumuz hızlı, kesintisiz ve mükemmel deneyimi avantajlı finansman kampanyalarıyla birleştiriyoruz. Hızlı taşıt finansmanı alanında gerçekleştirdiğimiz diğer iş birliklerimizde de olduğu gibi, Ford ve Ford Trucks ile yaptığımız bu yeni iş birliği de müşterilerimizin finansmana kolay erişimini sağlamak ve onlara avantajlı koşullar sunmak için önemli bir adım niteliğinde. Hızlı Finansman Sistemi Online Platformumuz ile müşterilerimiz, başvurularını şubeye gitmeden, doğrudan bulundukları anlaşmalı satış noktasında dakikalar içinde yapabiliyor ve finansman desteğine anında ulaşabiliyorlar. Bu tür yenilikçi çözümlerle müşteri deneyimini önceliklendiriyor, dijitalleşmenin gücünü müşteri memnuniyeti için kullanıyoruz.”

 

Hızlı Finansman için Hızlı Platform

Türkiye Finans’ın Hızlı Finansman Sistemi Online Platformu, sisteme üye bayilerin müşterileri adına finansman başvurusu yapmalarını ve başvuruların sonuçlarını izlemelerini sağlayan bir online değerlendirme sistemi olarak tasarlandı. Sistem sayesinde Türkiye Finans müşterileri, sadece bir kimlik belgesi ile dakikalar içinde başvuru yapabilme, anında yanıt alma ve bankaya gitmeden finansman desteği kullanabilme olanağı buluyor. Böylelikle, Katılım Bankacılığı prensipleri çerçevesinde onaylanan finansman desteği, Türkiye Finans’ın avantajlı kâr oranları ile bayiden kullanılabiliyor. Türkiye Finans’ın yaygın anlaşmalı bayi ağı sayesinde, ihtiyaç duyulan pek çok noktada finansman desteği başvurusunda bulunmak mümkün. Türkiye Finans, müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutma hedefiyle finansman süreçlerini dijitalleştirmeye ve müşterilerinin hayatlarını kolaylaştırmaya devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı