Çevik dönüşüm çalışmalarına, kurum kültürünü kapsayacak şekilde devam eden AgeSA, İş Teknolojileri bünyesinde çevik dönüşüm çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. AgeSA, yaptığı çalışmalarla kaynak maliyetlerinde %25 tasarruf sağlamayı başardı. 

 

Bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektörünün lider kuruluşlarından AgeSA, “Çevik Dönüşüm Çalışmaları” kapsamında çevikliği kurum kültürüne taşıyor. İnsan, süreç ve sistem odaklı yaklaşımlarıyla çevik dönüşüm yolculuğuna kararlılıkla devam ediyor. AgeSA, Kurumsal Çevik Dönüşüm Programı’nın tamamlanmasının ardından çevik olgunluk seviyesini artırma ve daha proaktif, otonomisi yüksek takımlar kurma hedeflerine odaklanıyor. Toplamda 90 takıma yayılarak genişletilen dönüşüm süreci, özenle kurgulanan eğitim programlarıyla destekleniyor. Şu anda 680 çalışan, çevik takım anlayışıyla faaliyetlerini sürdürüyor. Genel Müdürlük çalışanlarının %91’i ise çevik takımlarda görev alıyor.

 

Kaynak maliyetlerinde %25 tasarruf 

Çevik dönüşümün bir parçası olarak Proje Yönetim Ofisi’ni daha yalın ve değer odaklı bir yapıya dönüştürdüklerini anlatan AgeSA İş Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı A. Fahri Arkan, yapılan çalışmaları şöyle anlatıyor:

“Çevikliği, her seviyedeki çalışanımızın sahiplendiği ve katkıda bulunduğu bir süreç olarak kurgulayarak kurum kültürümüzün bir parçası haline getirmek için çalışıyoruz. Dijitalleşme sürecimizde her gün bir adım daha ileriye gidiyor, hızımızı ve verimliliğimizi artırmaya devam ediyoruz. Proje Yöneticisi rolü ile Scrum Master rolünün birleştirilmesiyle oluşturulan Çevik Lider rolü sayesinde, projelerin zamanında teslim edilmesi ve kaynak yönetimi konularında önemli gelişmeler sağladık. Bu çalışmalar sonucu kaynak maliyetlerinde %25 tasarruf elde ederken, iç kaynaklarla gerçekleştirilen Çevik Olgunluk Değerlendirmesi sayesinde de danışmanlık maliyetlerinde ciddi bir tasarruf elde ettik.”

 

Sürekli Gelişim İçin 5 Farklı Program

AgeSA, Çevik Akademi programı altında Master Gelişimi, Product Owner Gelişimi, Yönetici Gelişimi, Takım Gelişimi ve İnovasyon konularında beş farklı gelişim programı sunuyor. Bu programlar sayesinde, AgeSA çalışanları uluslararası sertifikalara sahip oluyor. Özellikle Scrum rolleri konusunda uzmanlaşan çalışanlar, PSM 1, PSPO 1 ve PAL 1 gibi önemli sertifikaları almaya hak kazanıyor. Bugüne kadar 70’den fazla çalışan, bu programlardan başarıyla mezun olarak uluslararası alanda tanınan sertifikaları almayı başardı.

 

AgeSA, çevik kültürü yaygınlaştırmak amacıyla haftalık çevik bültenler, aylık Agile Talks webinarları ve çeyrek dönemlerde Agile Day etkinlikleri düzenliyor. Öğrenen Organizasyon Çalıştayları ve Learning Sprint yaklaşımları ile takımlar arasında kurumsal hafızanın aktarılması sağlanıyor. Bu çalışmalar neticesinde, çalışanlar veri analizi ve süreç geliştirme yetkinliklerini artırırken, çevik konularda da uzmanlık kazanıyor. AgeSA, Medium sayfası üzerinden teknik konuların yanı sıra çevik dönüşümle ilgili de makaleler yayınlayarak çalışanların gelişimini destekliyor. Bunun yanı sıra 2023 yılında Bahçeşehir Üniversitesi ile iş birliği yaparak başlattığı “Çevik Proje Yönetimi” derslerini sürdüren AgeSA, eğitim alan öğrencilerden 5’ine ise staj imkanı sundu. Galatasaray, Özyeğin, Okan ve Maltepe üniversitelerinde de çevik dönüşüm seminerleri düzenledi ve öğrencilere bu alanda farkındalık kazandırıldı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin yıllık 1,7 milyar dolarlık kuru meyve ihracatının yüzde 60’ının tek başına gerçekleştiren Egeli kuru meyve ihracatçıları Ticaret Bakanlığı’nın Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında Hindistan’ı radarına aldı.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, 10-15 Şubat 2025 tarihleri arasında Hindistan’ın Mumbai şehrine yönelik “Türk Kuru Meyve ve Mamulleri Sektörel Ticaret Heyeti” organize etmek için çalışmalara başladı.

“Türk Kuru Meyve ve Mamulleri Sektörel Ticaret Heyeti” kapsamında, Türk firmalarının Hindistan’ın önde gelen kuru meyve alıcıları, Toptancılar, Perakendeciler, Ürünlerinde Kuru Meyve Kullanan Firmalar ile ikili iş görüşmeleri yapmaları için hazırlıklarını sürdürdükleri bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, kuru meyve sektörüyle ilgili kurumları, market zincirlerini ziyaret edip, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı, kuru incir ve antep fıstığında üretim ve ihracatta dünya lideri olan Türk kuru meyve sektörünün tanıtımını yapacaklarını dile getirdi.

Hindistan’ın yıllık kuru üzüm, kuru kayısı, kuru incir ve antep fıstığı ithalatının 464 milyon dolar olduğu bilgisini veren Başkan Işık, “Türkiye, Afganistan, ABD ve İran’ın ardından dördüncü büyük tedarikçi konumunda. Hindistan’a 2023 yılında 7 milyon dolar ihracatımız var. Hedefimiz Hindistan pazarında ilk etapta yüzde 10, orta vadede yüzde 20 pazar payına ulaşmak olacak. Hindistan temaslarımız sırasında MEWA India 2025 Global Nuts and Dried Fruits Fuarı’nı da ziyaret edeceğiz” diye konuştu.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği koordinatörlüğünde, İstanbul ve Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birlikleri ortaklığı ile 2024- 2027 yılları arasında sürdürülen Turkish Dried Fruits Turquality Projesi kapsamında Hindistan’ın Çin ve Rusya ile birlikte hedef pazarlardan biri olarak belirlendiğini hatırlatan Işık, “Türk Kuru Meyve ve Mamulleri Sektörel Ticaret Heyeti”yle eş zamanlı olarak TURQUALITY Projesi kapsamında Basın Lansmanı, Kokteyl, Tadım Etkinlikleri düzenleyeceğiz. MEWA India 2025 Global Nuts and Dried Fruits Fuarı’nda Türk Kuru Meyvesi Tadım ve Tanıtım etkinlikleri için hazırlanan alanda tadım etkinliği düzenleyeceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Menderes Belediyesi, işçi ile işveren arasında köprü olacak olan İş’im Menderes uygulamasını faaliyete geçirdi. 

Menderes Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü işsizliğe çare olacak olan yeni hizmeti İş’im Menderes’i faaliyete soktu. Vatandaşların başvurularını yapabileceği birim işçi ile işveren arasında köprü olacak. Başlatılan yeni hizmet Menderes’te işsizlik sorununu azaltmanın yanı sıra doğru iş ile doğru işçiyi buluşturmayı hedefliyor. İş’im Menderes Kariyer Ofisi’ne özgeçmiş getirip form doldurmanın yanı sıra online olarak da başvurular yapılabilecek.

“Köprü Olacağız”

İşsizliğe çözüm olmak istediklerini ifade eden Menderes Belediye Başkanı İlkay Çiçek, ”Söz verdiğimiz hizmetleri tek tek uygulamaya sokuyoruz. İş’im Menderes uygulamamız ile iş arayanları doğru iş ile bir araya getireceğiz. İstihdama katkı sunan projemizden yararlanmak isteyen herkesi İş’im Menderes ofisimize bekliyoruz.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Okul çağındaki çocukların beslenme alışkanlıklarının şekillendiği en önemli yer okullardır. Dolayısıyla günlük almaları gereken kalorinin çoğunu okulda tükettikleri yiyecek ve içeceklerden alırlar. Bu durumda sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmaları için önemli belirleyiciler okuldaki beslenme çantaları, okul yemekhanesi veya okulda ulaşabilecekleri besinlerdir. Ebeveynler ve öğretmenler çocukların bu süreci yönetmeleri konusunda destek olmalıdırlar.

Şekerli Atıştırmalıklardan Kaçının!

İlkokul öğrencilerinin beslenme çantalarını değerlendirmek amacıyla yürütülen bir çalışmanın sonucuna göre düzenli olarak beslenme çantası getiren öğrenci sayısının oldukça düşük olduğu ve beslenme çantalarında sağlıksız olarak nitelendirdiğimiz; kek, hazır poğaça, çikolata, şekerli-asitli içecekler, bisküvi, kraker gibi ürünlerin yer aldığı görülmüştür. Bu durum çocukların sadece okul başarısını etkilemekle kalmayıp büyüme gelişmelerini de olumsuz etkileyebileceği ve çeşitli sağlık sorunları yaratabileceği ciddiye alınmalıdır. Özellikle çocukluk çağında sıklıkla rastlanan yeme bozuklukları çocukların psikolojik ve fiziksel gelişimlerini etkileyebilir.  

Örneğin yetersiz ve dengesiz beslenmeyle beraber obezite, malnütrisyon, kalp hastalıkları ve diyabet gibi hastalıklara yakalanma riskleri artabilir. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda,   mümkünse bir beslenme uzmanı desteği alarak ebeveynler ve öğretmenlerin iş birliğiyle çocuklara sağlıklı beslenme eğitimi verilmelidir. 

Okul döneminde bazı öğünleri okulda yapmak durumunda olan çocukların sadece evdeki beslenmelerini iyileştirmek yeterli olmayacak, okuldaki beslenme düzenlerini de sağlıklı hale getirmek gerekecektir.

 

Çocuklara Sağlıklı Besin Seçimleri Konusunda Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

Eğitici ve öğretici kitaplar, videolar ve beslenme uzmanları tarafından verilen eğitimler gibi içerikleri çocuklara keyifli halde sunan ebeveynler ve öğretmenler çocukların doğru ve sağlıklı beslenmeyi öğrenmelerine destek olacaktır. Daha sonra ise okulda ulaşabilecekleri yiyecekleri kontrol ediyor olmak ve beslenme çantalarını sağlıklı halde hazırlamak çocukların beslenmesi için yapılabilecek en önemli adımlardır. 

 

Sağlıklı, Yeterli Ve Dengeli Beslenme Çantası Nasıl Olmalı?

Beslenme çantalarındaki yiyeceklerin çocukların ihtiyaçlarını karşılayacak yeterlilikte ve içerikte olması çocukların öğrenme ve kavrama yeteneklerini, büyüme, gelişmelerini ve bağışıklıklarını önemli düzeyde etkiliyor. Çocukların mutlu bir halde süreci yönetmeleri için beslenme çantalarında yer alacak besinler lezzet, görünüş ve onların sevdiği, istediği besinler önemsenerek hazırlanmalıdır. 

Beslenme çantaları hazırlanırken sağlıklı ve dengeli olduğundan emin olmak için sağlıklı hazırlama yöntemleri kullanılarak dört temel besin grubuna da yeterli porsiyonlarda yer verilmelidir. 

Dört Temel Besin Grubu Nedir?

• Süt grubu; süt, ayran, yoğurt, peynir, kefir,
• Et, yumurta ve baklagil grubu; et, tavuk, balık, yumurta, nohut, mercimek, fasulye gibi baklagiller ve ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar,
• Sebze ve meyve grubu; bütün sebze ve meyveler,
• Ekmek ve tahıl grubu; buğday, çavdar, yulaf, pirinç, mısır gibi besinler ve bunlardan oluşan bulgur, makarna, un gibi besinler.

Dengeli Besin Gruplarına Yer Verin

Beslenme çantası için örnek menü önerilerini Uzm. Dyt. İrem Aksoy şu şekilde sıraladı;

• Tam tahıllı ekmekle hazırlanmış peynirli sebzeli tost + ayran
• Ev yapımı zeytinli ve patatesli poğaça + kefir
• Cevizli tarçınlı ev keki + süt
• Tam buğday unu ve sütle hazırlanmış krep içerisine beyaz peynir + ıhlamur-şekersiz
• Sebzeli börek +ayran

Okulda bulunma süresi uzun olan çocuklar için açlık sürelerini ve iştahlarını kontrol altına almak amacıyla beslenme çantalarına ek olarak ara öğün alternatifleri de sağlanabilir. 

*Ara öğün atıştırmalıkları önerisi; çiğ kuruyemişler + taze veya kuru meyveler, ev yapımı kurabiyeler, evde hazırlanmış meyveli yoğurt gibi sağlıklı içerikler verilebilir.

Çocukların doğru beslenme alışkanlıkları edinmelerine ek olarak onları su tüketimi ve fiziksel aktivite konusunda da teşvik edici davranmanız onlar için yapılabilecek en önemli iyiliklerden biri olacaktır. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dünya Sağlık Örgütü, 2004 yılından bu yana Ekim ayını “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak ilan ediyor. Bu kapsamda, 1-31 Ekim 2024 tarihleri arasında farkındalığı artırmak amacıyla Türk Kanser Derneği, “Olmaz Olmaz Deme Hiç” sloganıyla geniş bir kampanya başlattı. Meme kanseri, her 8 kadından 1’ini etkileyen ciddi bir sağlık sorunu olarak dikkat çekerken, erken teşhis bu mücadelede kritik bir öneme sahip. Dernek, toplumda farkındalık bilinci oluşturmak için düzenlediği basın toplantısında, erken tanının hayat kurtardığını bir kez daha vurguladı.

 

 

Topluma Birlikte Sesleniyoruz

 

Türk Kanser Derneği’nin Şişhane’deki merkez binasında düzenlenen basın toplantısına, Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, Medikal Onkolog Prof. Dr. Ümmügül Üyetürk, Cerrahi Onkoloji Uzmanı Dr. Murat Can Mollaoğlu, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Esat Namal ve sanatçı Betül Demir katıldı. Toplantıda, meme kanserinin dünya genelinde kadınlar arasında en yaygın kanser türü haline geldiği vurgulandı.

 

 

Meme Kanseri, Dünya Çapında Bir Tehdit

 

Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın 2020 verilerine göre, meme kanseri dünya genelinde yaklaşık 2.3 milyon yeni vaka ile akciğer kanserini geçerek en yaygın tanı konulan kanser türü oldu. Meme kanseri artık dünya çapında en büyük tehditlerden biri haline gelirken, erken teşhisin hastalıkla mücadeledeki rolü bir kez daha öne çıkıyor.

 

 

“Olmaz Olmaz Deme Hiç”

 

Türk Kanser Derneği bu yılki farkındalık kampanyasında, erken teşhisin hayat kurtarıcı olduğuna dikkat çekmek için “Olmaz Olmaz Deme Hiç” sloganını seçti. Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman, tüm kadınlara çağrıda bulunarak, düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemeleri gerektiğini vurguladı. Yaşına bağlı olarak her kadının ultrason ya da mamografi gibi tarama testlerini yaptırmasının meme kanseriyle mücadelede hayati önem taşıdığını belirtti. Duruman konuşmasında, Türk Kanser Derneği’nin tüm Türkiye’de ücretsiz kanser taraması hizmeti olduğunu belirterek tüm kadınlara bu taramalardan yararlanmaları için derneği aramaları yönünde çağrı yaptı.

 

 

Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor!

 

Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman; “Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında, Türk Kanser Derneği olarak bu ay kadınlarımızı bilinçlendirmeye ve taramalara yönlendirmeye kararlıyız” dedi.  Duruman konuşmasında “Her 8 kadından 1’inin meme kanserine yakalandığını biliyoruz ve erken teşhisin hayat kurtardığını hatırlatmak istiyoruz. Artık meme kanseri kronik bir hastalık olarak kabul ediliyor ve %100 tedavi edilebiliyor. Tarama servislerimizle Türkiye’nin her il ve ilçesindeki kadınlarımıza ulaşarak, en yakın sağlık kuruluşunda bu testleri yaptırma imkânı sunuyoruz. Lütfen bu testi yaptırmayı ihmal etmeyin, birbirinizi bilinçlendirin ve taranmamış hiçbir kadınımız kalmasın. Unutmayın, meme kanseri tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen kanser türlerinden biri. Erken teşhis hayat kurtarır” diye konuştu. Burak Duruman ayrıca, Anadolu’dan büyükşehirlere tedavi için gelen kanser hastalarına destek olmak için Türk Kanser Derneği’nin “Mucize Evleri” olduğunu söyleyerek, “Bu merkezlerde ihtiyaç sahibi kanser hastalarımız, yemeği, bakımı, psikolojik desteği ve diyetisyeniyle birlikte ücretsiz olarak misafir ediliyor.” mesajını verdi. 

 

Toplantıda konuşan Medikal Onkolog Prof. Dr. Ümmügül Üyetürk, Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında, erken teşhisin önemini bir kez daha vurgulayarak, “Her 8 kadından 1’i hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanıyor. Bu nedenle, 20 yaşından itibaren kadınların kendi meme kontrollerini yapmaları, 30 yaşından sonra yıllık doktor muayenelerini aksatmamaları, 40 yaşından sonra ise mamografi ve meme ultrasonu çektirmeleri gerekiyor. Bu basit testler, kanseri erken evrede yakalamamızı sağlar ve büyük maddi ve manevi zorluklardan korur. Ekim ayının meme kanseri farkındalığı açısından kritik olduğunu hatırlatıyor ve Türk Kanser Derneği’ne teşekkür ediyorum” dedi. 

 

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Esat Namal toplantıda yaptığı konuşmada, “Ben burada bir tıbbi onkolog olarak değil, Türk Kanser Derneği gönüllüsü olarak bulunuyorum. Derneğin çalışmalarına hem hekim hem de gönüllü olarak destek veriyorum. Meme kanseri, tıpkı diğer kanser türleri gibi, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir hastalıktır. Teşhis geç de olsa teslim olmamak önemli ancak erken teşhis her anlamda süreci kolaylaştırır. Türk Kanser Derneği’nin erken teşhis, tarama ve konaklama hizmetleri gibi çalışmalarının farkında olalım, bilgiyi ve gücü paylaşarak bu hastalıkla mücadelede birlikte olalım” dedi.

Cerrahi Onkoloji Uzmanı Murat Can Mollaoğlu meme kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek, “Hastalarıma bazen söylüyorum, meme kanseri tedavi edildikten sonra uzun yıllar sağlıklı yaşayabilirsiniz. Bu nedenle kadınlarımızın bu konuda adım atmaktan çekinmemesi gerekiyor. Kendi kendine elle muayeneyi öğrenmek önemli, bu yöntemle şüphelenip doktora gidebilirsiniz. 40 yaşına geldiğinizde ise doktorunuza başvurarak mamografi çektirin. Elle fark edilmeyen sorunlar mamografiyle tespit edilebilir.” şeklinde konuştu. 

Basın toplantısına katılan pop müziğin sevilen sesi sanatçı Betül Demir, Türk Kanser Derneği ve Burak Duruman’ın çok kıymetli çalışmaları olduğuna değinerek, “Bana olmaz” dememeliyiz, çünkü iki yakın arkadaşımın meme kanseri teşhisine şahit oldum. Neyse ki erken evredeydiler ve şanslıydık. Özellikle 40’lı yaşlarda, genç kızlar ve erkekler de dahil, kendimize daha fazla önem vermeliyiz. Hayatın zor zamanlarında kendimize inanmalı, destek olmalı ve sağlığımız için adım atmalıyız. Meme kanserine karşı farkında olalım ve “Bana olmaz” demekten kaçınalım” mesajını verdi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı