Ali Özgür Pehlivan, TAV Gazipaşa Alanya Havalimanı İşletmeciliği A.Ş.’de Havalimanı Direktörü görevine getirildi.2010’dan bu yana TAV Havalimanları bünyesinde çeşitli kademelerde görevler üstlenen Pehlivan, 2020’den  bu yana Batum Havalimanı’nda  Havalimanı Müdürü olarak görev yapmaktaydı. Yeni görevine 1 Ekim 2024 itibariyle başlayan Pehlivan, TAV Havalimanları Havalimanı İşletmelerinden Sorumlu Grup Başkanı (COO) Kürşad Koçak’a bağlı olarak görev alacak.

Ali Özgür Pehlivan hakkında 

Ali Özgür Pehlivan, 2008’te Balıkesir Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden  mezun olmuştur. Bilgi Üniversitesi’nde MBA  eğitimini tamamlayan Pehlivan, kariyerine 2010 yılında TAV Havalimanları’nda Teknik Hizmetler Şefi olarak başladı. 2017’de Medine Havalimanı’nda Orat ve Geçiş Sorumlusu olarak görev yaptı. 2018’de   Mekanik Tesisat Müdür Yardımcısı olarak mekanik sistemlerin bakım ve onarımlarını yönetti. 2019’da Batum Havalimanı’nda Teknik Operasyonlardan Sorumlu Havalimanı Müdür Yardımcısı olarak atandı. 2020’den itibaren Batum Havalimanı’nda Havalimanı Müdürü olarak görev yapan Pehlivan İngilizce bilmektedir.  Evli ve tek çocuk babasıdır. 

Gazipaşa-Alanya Havalimanı hakkında

Akdeniz’in en popüler turizm destinasyonları arasında yer alan Antalya’nın ikinci havalimanı olan Gazipaşa-Alanya, bölgenin doğusuna doğrudan ulaşım imkanı sunuyor. TAV Havalimanları, Gazipaşa-Alanya Havalimanı’nın işletme hakkı için açılan ihaleyi Ağustos 2007’de kazandı. Şirketin gerçekleştirdiği yatırımlarla terminal binası üç kat büyütüldü, apron park kapasitesi iki katına çıkarıldı ve pist uzatılarak havalimanı geniş gövdeli uçakların kullanımına uygun hale getirildi. TAV Havalimanları’nın Mayıs 2036’ya kadar havalimanını işletme hakkına sahip bulunuyor. Gazipaşa-Alanya Havalimanı 2024’ün Ocak-Ağustos döneminde toplam 718985 yolcuya hizmet verdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2024 Macar-Türk Kültür Yılı Kocaeli’nde gerçekleşen etkinliklerle kutlandı. 1923’te imzalanan Türk-Macar Dostluk Anlaşması’nın 100. yıl dönümü olması dolayısıyla Türkiye’nin farklı illerinde yapılan kutlamaların bir kısmı Macar Milli Kahramanı Thököly İmre’nin İzmit ile olan bağından dolayı Kocaeli’nde gerçekleştirildi. Bu kapsamda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, ikili ilişkilerde dinamizm, kültürler arası paylaşım ve iletişimi artırmak için birbirinden anlamlı programlar düzenledi. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, programlara katılmak için Kocaeli’ye gelen Macaristan Ankara Büyükelçisi Viktor Matis’i makamında kabul etti.

THÖKÖLY İMRE ANITI’NA ÇELENK BIRAKILDI

2024 Macar-Türk Kültür Yılı etkinlikleri çerçevesinde Başkan Büyükakın ve Büyükelçi Matis ile Macar Kültür Merkezi ve Kocaeli Macar-Türk Dostluk Derneği yetkililerinin katılımıyla Thököly (Tökeli) İmre Anıtı’na çelenk bırakıldı. Daha sonra Başkan Büyükakın ve Büyükelçi Matis, Macaristan’ın bağımsızlık mücadelesinde önemli bir şahsiyet olan Thököly İmre’nin anısının yaşatıldığı evi ziyaret etti.

“KOCAELİ’NİN KALBİMİZDE AYRI BİR YERİ VAR”

Etkinliklerin ikinci bölümünde ise Büyükelçi Matis, SEKA Kâğıt Müzesi Süreli Sergi Salonunda Türkiye’ye gelen Macarları anlatan “Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Yıllarında Macarlar” isimli serginin açılışını yaptı. Burada katılımcılara bir konuşma yapan Matis, Kocaeli’nde kutlanan 2024 Macar-Türk Kültür Yılı etkinlikleri sayesinde ikili ilişkilerin ve iletişimin daha da artacağına olan inancını dile getirdi. İki devlet arasında olan geçmişten gelen bağların kültürel alanda da pekiştiğini söyleyen Matis, “Kocaeli, Macarların kalbinde ayrı bir yere sahip” dedi.

MUZSİKAS’TAN MUHTEŞEM KONSER

Macaristan’ın dünyaca ünlü müzik grubu Muzsikas, Macar-Türk Kültür Yılı için Kocaeli’nde muhteşem bir konser verdi. SDKM’de gerçekleşen konsere Büyükşehir Başkan Vekili Berna Abiş, Büyükelçi Viktor Matis, Macaristan Kültür Merkezi Müdürü Aron Sipos, Macar Türk Dostluk Derneği Başkanı Nihat Emir Ahmet ve çok sayıda vatandaş katıldı. Macar Halk Müziği ve dansını katılımcılara tanıtan ünlü müzik grubu, şarkılarının yanı sıra sempatik tavırlarıyla da büyük beğeni topladı. Konser sonunda Başkan Vekili Abiş,  müzik grubu üyelerine çiçek takdim etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Borusan Grup şirketlerinden Borusan Cat, Progress Rail ile Türkiye ve çevre bölgelerdeki demiryolu projelerinde iş birliği yapmak amacıyla, InnoTrans 2024 fuarında bir Uzlaşı Belgesi imzaladı.

“Daha İyi Bir Dünya İçin Çözüm Üretiriz” şirket amacıyla faaliyetlerini Türkiye’nin yanı sıra Kafkasya ve Orta Asya’da sürdüren Borusan Cat, küresel müşterilerine çeşitli demiryolu taşıtları ve altyapı çözümleri ile teknolojileri sağlayan en büyük şirketlerden biri olan Progress Rail ile bir iş birliği anlaşmasına vardı.

InnoTrans 2024 fuarında imzalanan Uzlaşı Belgesi’ne göre Borusan Cat, Caterpillar’ın sahip olduğu yan kuruluşlardan biri olan Progress Rail ile birçok demiryolu projesini hayata geçirecek. Türkiye’de ve çevre ülkelerde lokomotif hizmetleri, revizyon, motor ve kontrol sistemlerinin modernizasyonu, lokomotiflerin satışı ve teslimatı gibi farklı projeler planlanıyor.

Özgür Günaydın: “Demiryolu taşımacılığının verimliliğini, güvenliğini ve sürdürülebilirliğini artırmayı hedefliyoruz”

Progress Rail ile yapılan iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Borusan Cat İcra Kurulu Başkanı Özgür Günaydın, “Bu iş birliği, Türkiye ve çevre bölgelerdeki demiryolu taşımacılığını geliştirme anlamında önemli bir adım. Uzmanlıklarımızı ve yenilikçi çözümlerimizi birleştirerek, demiryolu taşımacılığının verimliliğini, güvenliğini ve sürdürülebilirliğini artırmayı hedefliyoruz. Müşterilerimize her zaman en iyi çözümleri sunmayı amaçlayan bir şirket olarak, Progress Rail ile çalışmayı ve demiryolu endüstrisinin büyümesine katkıda bulunmayı sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.

Jack Zhang: “Borusan Cat gibi güvenilir bir marka ile çalışmaktan heyecan duyuyoruz”

Progress Rail Lokomotif Başkan Yardımcısı Jack Zhang ise, “Borusan Cat gibi güvenilir bir marka ile çalışmaktan heyecan duyuyoruz. Borusan Grubu’nun makine ve güç sistemleri, üretim, enerji, otomotiv ve lojistik sektörlerinin ötesine uzanan etkileyici vizyonu ve yetenekleri var. Borusan Cat’in de yerel pazardaki derin bilgisi ve bölgesel çözümler geliştirmeye yönelik gösterdiği bağlılık, Türkiye ve çevre bölgelerde demiryolu hizmetlerimizi genişletmemiz için mükemmel bir konumda olmamızı sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘2 Ekim Dünya Şiddete Hayır Günü’ kapsamında şiddet türlerini açıklayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Flört sürecinde taraflardan birinin birdenbire ortadan yok olması da şiddettir, bir kişinin diğeri üzerinde parası ile baskı kurması da şiddettir.” dedi. Şiddete maruz kalan kişilerin içe kapanmaması ve durumu aileleriyle paylaşması gerektiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, gerekirse yasal yollara başvurulmasını önerdi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, ‘2 Ekim Dünya Şiddete Hayır Günü’ kapsamında özellikle ikili ilişkilerde görülen şiddet türleri hakkında bilgi verdi.

Fiziksel şiddet mağdurları durumu aileleriyle paylaşmalı 

Şiddet denildiği zaman ilk akla gelenin fiziksel olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Kadın ya da erkek fark etmeksizin kişinin bedensel kuvvet kullanarak partnerine uyguladığı şiddettir. Şiddete uğrayan taraf, bedensel ve ruhsal travma ile yıllar boyu mücadele edebilir.” dedi.

Özgenur Taşkın ayrıca, fiziksel şiddet gören mağdur kişinin, kendini içine kapamadan, özgüvensiz hissetmeden ailesiyle bunu paylaşması ve destek alması gerektiğine dikkat çekti.

Psikolojik şiddet sözel olarak fark ediliyor 

Psikolojik şiddet denildiği zaman da kişinin istismara uğraması durumunun akla geldiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Psikolojik şiddete karşı son zamanlarda farkındalığın arttığını görüyoruz. ‘Bir yere gidemezsin’ ya da ‘sen onu giyemezsin’ gibi ifadeler, erkek ya da kadın fark etmeksizin psikolojik şiddete örnektir.” dedi.

Psikolojik şiddetin sözel olarak fark edildiğine vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, şunları söyledi:

“Aşağılanmak, özgüvenin azalması, sürekli mutsuz hissetmek ve keyifsiz olmak gibi faktörler görülebilmektedir. Kişinin kendisi bunu partnerine anlatmalıdır ama karşı taraf bunu anlamıyor ve hala devam ediyorsa bu manipüledir. Bunun önlenmesi için partneri ile konuşmalıdır ve davranışlarında değişkenlik göstermiyorsa destek almalıdır. Destek almayı reddediyorsa ilişkiye sınır koyulmalıdır.”

Partneri cinselliğe zorlamak da bir şiddet türü… 

Cinsel şiddetin ise, partneri cinselliğe zorlamak, istemeyeceği davranışları yaptırmaya çalışmak olduğuna vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Cinsellik yaşarken fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulamak ve manipüle etmek şiddettin bir türüdür. Sevginin ölçümü cinsellik ile de yapılmamalıdır.” şeklinde konuştu.

Para ile üstünlük kuruluyorsa bunun adı ‘ekonomik şiddet’…

Partnerlerin birinde ekonomik üstünlüğün bulunması ve bu durumu karşı tarafı baskılayarak lanse etmesinin ise ekonomik şiddet olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “‘Bu evi ben geçindiriyorum, bu evi ben yönetiyorum’ gibi örnekler ekonomik şiddeti açıklar. Kişi, parası ile partneri üzerinde baskı kurarak onu boyunduruğu altında hissetmesine sebebiyet verir.” dedi.

Teknolojinin ve sosyal medya platformlarının gelişmesiyle ‘dijital şiddet’in de hayatımıza girdiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Kişileri sürekli olarak dijital alanda yorumlarla, mesajlarla veya aramalar yaparak rahatsız etmek de şiddet faktörlerindendir. Israr etmek, tehdit etmek ve üzerine gitmek gibi davranışlar artık yasal anlamda suç olarak kabul edilmektedir. Mahkemeye verildiği zaman cezai işlem uygulanmaktadır.” hatırlatmasını yaptı.

“Flört şiddetine uğrayan kişi, kendine sınır koymalı” 

Flört şiddetini kişilerin flört sürecinde yani tanışma sürecinde yaşadıkları şiddet olarak tanımlayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Taraflardan birinin birdenbire ortadan yok olması, bir tarafın kendini bir ilişkide zannederken, diğer tarafın mesajlara aramalara geç dönmesi ya da hiç dönmemesi gibi durumlar flört şiddetidir. Flört şiddetine uğrayan kişi, bundan uzaklaşmak için kendine sınır koymalıdır.” dedi.

Kişinin iş ortamında, bir iş arkadaşının sürekli yanına gelerek rahatsızlık vermesi, dışarı çıktığında sürekli aynı kişiyle karşılaşması ya da sosyal medyada istemediği halde zorla takip edilmesi gibi durumların da bir şiddet türü olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, bu tür durumlara karşı hukuki olarak uzaklaştırma kararı alınabileceğini hatırlattı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sabancı Topluluğu şirketlerinden Enerjisa Üretim tarafından İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) bünyesinde tamamlanan Enerjisa Üretim Teknoloji ve Etki Merkezi, Uzaktan İzleme Odası ve BloombergNEF Merkezi olmak üzere iki farklı projeyi bünyesinde barındırıyor. 

Öğrenciler, İYTE Enerji Sistemleri Mühendisliği Laboratuvar Binası’nda kapılarını açan Uzaktan İzleme Odası ve Makina Mühendisliği Binası’nda yer alan BloombergNEF Merkezi sayesinde, enerji sistemlerinde dijitalleşme, yapay zekâ alanında santral gözlemi, performans analizi ve ileri veri modellemesi yapabilecek; akademik bilgilerini teknoloji odaklı saha çalışmalarıyla zenginleştirebilecek.

İYTE Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran, Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper ve Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl’ün yanı sıra akademisyen ve öğrencilerin katıldığı törenle kapılarını açan Enerjisa Üretim Teknoloji ve Etki Merkezi, başta İYTE bünyesinde öğrenim gören yaklaşık 2 bin yüksek lisans ve doktora öğrencisi olmak üzere, İzmir ve çevre illerdeki tüm üniversite öğrencileri, araştırmacılar, girişimciler ve geleceğin liderleri faydalanabilecek.

“BU MERKEZ, DÜNYA ÇAPINDA FARK YARATAN PROJELERE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK”

Konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan İYTE Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran, “İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü olarak bölgemizin ve ülkemizin sosyo-ekonomik düzeyini yükseltmeye katkı sağlamak adına şevkle ve azimle çalışıyoruz. Enstitümüzde en büyük hedefimiz, gençlerimizi geleceğe yön verebilecek kapasiteye sahip ulusal ve küresel liderler olarak yetiştirmektir. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Enerjisa Üretim Teknoloji ve Etki Merkezi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün geleceğin liderlerini yetiştirme misyonunu güçlendiren önemli bir adımdır. Yüksek teknoloji ve sürdürülebilir enerji alanlarında ülkemizin en yetenekli gençlerini yetiştirme hedefimiz doğrultusunda, yapay zekâ ve ileri veri analizleri gibi yenilikçi teknolojilerle enerji sistemlerinde dijitalleşme sağlanacak ve küresel çapta rekabet edebilecek liderler yetiştireceğiz. Bu merkez, yalnızca teknoloji ve bilim üretimi açısından değil, aynı zamanda ülkemizin ve dünyanın ihtiyaç duyduğu yenilikçi çözümleri geliştirme noktasında gençlerimize ilham verecektir.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü olarak, yalnızca teknik bilgi ve beceriler kazandırmakla yetinmiyor; eleştirel düşünme becerisine sahip, kültürel ve sosyal açıdan donanımlı, çok yönlü bireyler yetiştiriyoruz. Gençlerimize, bilgiye erişim ve inovasyonla dünyayı değiştirme fırsatı sunmak, onların potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için bu gibi iş birlikleriyle imkanlar yaratıyoruz. Sabancı Topluluğu ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, sadece teknolojik ilerlemeyi değil, aynı zamanda geleceğin liderlerini yetiştirme misyonumuzu da pekiştiriyor.

İYTE olarak, her koşulda gençlerimize değişim için lider birey olma fırsatını sağlamak en büyük hedefimizdir. Bugün açılışını yaptığımız bu merkez, dünya çapında fark yaratan projelere ev sahipliği yapacak ve ülkemizin teknolojik geleceğine yön verecek önemli adımların atıldığı bir buluşma noktası olacaktır. Bilginin gücüne ve gençlerimizin yaratıcı hayal gücüne inanarak, daha iyi bir toplum ve daha sürdürülebilir bir dünya için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

“BİR ÜLKENİN GELECEĞİ ASLINDA GENÇLERİNİN ZİHİNLERİ KADAR AYDINLIKTIR”

Sabancı Gençlik Seferberliği’nin ülkemizin beyin gücünün Türkiye’de kalmasını, ülke çapında gençlere, girişimcilere inovasyona ve teknolojiye erişim konusunda fırsat eşitliği sağlamayı amaçladığını hatırlatan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper ise, “Bir ülkenin geleceği aslında gençlerinin zihinleri kadar aydınlıktır. Bu aydınlığın gençlerimizin zihinlerine hükmedebilmesi için yapmamız gereken çok basit bir şey var: Gençlere umut vermek ve onlara değişim yaratma güçlerini gösterebilecekleri ortamlar sağlamak. Sürekli güvendiğimizi söylemenin ötesinde, bu güveni onlara hissettirmek. Sabancı Gençlik Seferberliği, eğer sadece bir kelime ile özdeşleşecekse bu da ‘umut’ olacak. Biz gençlerimize bu umudu verebilmek için, yaklaşık 100 yıldır olduğu gibi bugün de onların yanındayız. Bugün İYTE ile başlattığımız bu yolculuğu, ülkemizin dört bir yanındaki üniversitelerimizle birlikte Türkiye’ye yayacağız. Sabancı’nın teknolojik gücünü ve inovasyon ağını gençlerimiz için seferber edeceğiz. Bu yıl içerisinde 8 merkezimiz hayata geçmiş olacak. 3 yıllık proje dönemi sonunda ise, yurt içinde 34 ilde ve 35 üniversitede, yurt dışında ise en az 2 merkezde ve 2 üniversitede olmayı; projenin sonunda en az 30 bin gence ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

“DÜNYAYI KAPI ARALIĞINDAN GÖRECEKLERİNE, KAPIYI AÇIP BİLGİYE ERİŞMELERİNİ SAĞLAYALIM”

TÜİK verilerine göre, 2023 yılında 15-34 yaş arasındaki 329 binden fazla gencin yurt dışına göç ettiğini sözlerine ekleyen Cenk Alper, “Şu anda ülke olarak bizim en acil çözüm bulmamız gereken tehdit işte bu. Biz Sabancı olarak, gençlerin, sadece çantalarını alıp arkalarına bakmadan yurt dışına gitmelerine razı değiliz, olamayız. Burada gördükleriyle, öğrendikleriyle yetinsinler demiyoruz. Biz onlara tüm teknolojimizi açalım ve en iyi fırsatları sunalım. Dünyayı kapı aralığından göreceklerine, kapıyı onlara açıp dünyadaki bilgiye, gelişmelere ve benzer imkanlara erişmelerini sağlayalım. Ve bir gün gideceklerse de ellerinde birkaç bavulla değil; zihinlerinde pırıl pırıl fikirler, kalplerinde ülke sevgisi, ama en önemlisi ceplerinde dönüş biletleriyle gitmelerini sağlayalım. Bu merkez işte tam da bu anlayışın bir göstergesi. Yüksek teknoloji enstitülerinin ülkemizdeki tek örneği olan İYTE ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği ile enerji ve iklim teknolojilerinde geleceğin liderlerini yetiştireceğiz. Bu liderler, sadece en iyi teknolojileri takip etmekle kalmayacak; burada kazandıkları bilgi birikimi ve deneyimle küresel ölçekte bu alandaki yeni teknolojilerin de geliştiricisi olacak; bu tecrübelerini ülkelerinin geleceği için seferber edecek. İş dünyası ve akademinin el ele verdiği, teorinin pratikle güçlendiği, veri odaklı düşüncenin önceliklendirildiği bu merkezde yetişecek enerji teknolojileri liderleri, dünyadaki yetenek savaşlarında ülkemize ciddi bir rekabet avantajı sağlayacak” dedi.

“ÜLKEMİZDEKİ KÜLTÜREL DÖNÜŞÜMÜN SİMGE PLATFORMLARINDAN BİRİ OLACAK”

Bugün dünyada yaşanan sürdürülebilirlik ve dijital odaklı dönüşümün, en net hissedildiği alanlardan birinin de enerji ve iklim teknolojileri olduğunu ifade eden Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl ise, “Bu dönüşüme liderlik edebilmek için sadece kapasitenizi artırmanız, yenilenebilir enerji yatırımları yapmanız, teknolojinizi geliştirmeniz yeterli değil. Buradaki en büyük ihtiyacımız, bu dönüşümü ülkemizin geleceği için bir fırsat olarak gören, teknolojinin yapıcı gücüne inanan sorumlu liderler yetiştirebilmek. Bu merkez, ülkemize işte bu liderleri kazandıracak kültürel dönüşümün simge platformlarından biri olacak” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin yeşil enerji dönüşümüne öncülük eden Enerjisa Üretim’in 2030 yılında 7.500 MW’a ulaşma hedefini vurgulayan İhsan Erbil Bayçöl, portföyümüz içerisinde yenilenebilir enerji kurulu güç oranımız %45’e ulaştı. 1.000 MW’lık YEKA-2 projesi yatırımlarımızın da 2026’nın ilk çeyreğine kadar kademeli olarak tamamlanması ile bu oranı %58’e yükselteceğiz. YEKA-2 yatırımlarımızın önemli bir kısmının Ege Bölgesi’nde, İYTE’ye son derece yakın konumda olması da projenin burada gerçekleşmesinde önemli bir etken” dedi.

İYTE ile hayata geçirdikleri iş birliği kapsamında açılan merkezlerin, uzun soluklu bir vizyon ortaklığının ilk meyveleri olduğunu ifade eden İhsan Erbil Bayçöl, “Önümüzdeki dönemde, Urla RES gibi projelerde performans analizi ve veri analitiği çalışmalarımızı genişleterek, makine öğrenmesi ve yapay zekâ algoritmaları ile enerji verimliliğinin artırılması için yeni çalışmalar yapmayı amaçlıyoruz. Üniversite ve sanayi iş birliğiyle, enerji verimliliğini artıracak ve karbon ayak izini azaltacak yeni teknolojiler ve süreçlerin araştırılması yine gündemimizde olacak. İYTE ile birlikte uluslararası iş birliği fırsatlarının da takipçisi olurken, İYTE öğrencilerini belirlediğimiz alanlardaki uygulamalı eğitim ve staj programlarımıza dahil edeceğiz. Tüm bunlarla birlikte, öğrencilerin ‘yıkıcı inovasyon’ odaklı fikirlerini ticarileştirebilecekleri bir girişimcilik platformunu yine burada hayata geçirmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Yapay zekâ ile 7/24 santral takibi yapılacak, ileri veriyle performans artırılacak

• Enerjisa Üretim Teknoloji ve Etki Merkezi bünyesinde yer alan Uzaktan İzleme Odası’nda, öğrenciler rüzgâr türbinlerini izleyecek, ölçüm yapacak ve performans gelişimini artırma yöntemlerini ileri veri modelleme ve analiz teknikleri ile araştıracaklar.

• 7/24 uzaktan operasyonel izleme ve performans değerlendirilmesi yapılabilecek Uzaktan İzleme Odası’nda Urla RES için gerçek zamanlı veri, ileri analizler ve yapay zekâ kullanarak enerji santrali süreçlerinin kapsamlı izlenmesi mümkün olacak.

• Planlı ve plansız bütün duruşlara ilişkin arıza kayıtlarının tutulması, türbin ile ilgili gerilim, reaktif güç, aktif güç, aktif enerji ve üretim verilerin saatlik olarak arşivlenmesi ve raporlanması, kısıtlama takibi ve bilgilendirmesi yapılması, türbinin rüzgâra göre üretmesi gereken değerin günlük takibi ve rutin dışı durumların bildirilmesi gibi detaylı analizler de bu merkez üzerinden yapılabilecek.

• Bloomberg bünyesinde faaliyet gösteren ve küresel enerji dönüşümü, temiz enerji, ulaşım, endüstriyel inovasyonlar, yeni enerji teknolojileri hakkında veri ve analiz hizmeti sunan araştırma birimi BloombergNEF ile yapılan iş birliği kapsamında hayata geçirilen BloombergNEF Merkezi’nde ise iş dünyası verileri akademik dünyaya aktarılacak.

• Doktora ve yüksek lisans öğrencileri, bu merkezin verilerini kullanarak çok daha etkin ve verimli araştırmalar gerçekleştirebilecek.

SABANCI GÖNÜLLÜLERİ’NDEN FİDAN DİKİM ETKİNLİĞİ

Sabancı Gençlik Seferberliği kapsamında açılan merkezlerin yanı sıra, organizasyon sırasında İYTE Kampüsü içerisinde peyzaj düzenlemesi ve fidan dikim etkinlikleri de gerçekleştirildi. Sabancı Gönüllüleri’nin, İYTE akademisyenlerinin ve öğrencilerin de hazır bulunduğu etkinlikle, Yabancı Diller Yüksekokulu ve 100. Yıl Parkı’na yaklaşık 100 adet çınar ağacının dikimi gerçekleştirildi.

2024’TE TOPLAM 8 TEKNOLOJİ VE ETKİ MERKEZİ AÇILACAK

Sabancı Gençlik Seferberliği kapsamında yıl sonuna kadar İzmir’le birlikte Eskişehir, Aksaray, Adana, Ankara, Kocaeli ve Trabzon’da; Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ), Aksaray Üniversitesi (ASÜ), Çukurova Üniversitesi (ÇÜ), Kocaeli Üniversitesi (KOÜ), Bilkent Üniversitesi, TOBB ETÜ ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) iş birliği ile toplam 8 Teknoloji Etki Merkezi açılacak.  

SABANCI GENÇLİK SEFERBERLİĞİ’NE YOĞUN İLGİ

Sabancı Topluluğu’nun mayıs ayında duyurduğu Sabancı Gençlik Seferberliği gençlerin yenilikçi fikirlerini destekleyerek beyin göçünü beyin gücüne dönüştürmeyi hedefliyor. 18-34 yaş aralığındaki gençlere yönelik olan Sabancı Gençlik Seferberliği kısa sürede yoğun ilgi gördü. Yaklaşık 6.500’ü aşkın genç projeye başvurdu. Türkiye’nin 79 ilinden gelen başvuruların büyük bir kısmı, dijital teknolojiler alanında yoğunlaşırken, enerji, malzeme ve mobilite teknolojileri gibi alanlara da önemli bir ilgi oldu. Sabancı Topluluğu, bu genç yetenekleri desteklemek amacıyla önümüzdeki 3 yıl içinde Türkiye’nin farklı bölgelerinde Sabancı Teknoloji ve Etki Merkezleri kuracak. Bu merkezlerde gençler, mentorluk, eğitim ve proje geliştirme fırsatlarına erişerek fikirlerini hayata geçirme imkânı bulacak. Başvuruların ücretsiz olduğu projeye sabancigenclikseferberligi.com adresinden başvurular yapılabiliyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kadınların her ay düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi alışkanlığı kazanmasını teşvik eden Pembe Ayna, Ekim ayı boyunca havalimanları, kültür, sanat ve spor mekanlarında konumlandırılacak.

Memorial Sağlık Grubu’nun ilk kez 2020 yılında hayata geçirdiği Pembe Ayna projesi, bu yıl dördüncü kez meme kanserine karşı kendi kendine muayenenin önemini hatırlatmak için Türkiye’nin farklı şehirlerini ve çeşitli lokasyonları dolaşacak. Memorial Ankara, Antalya, Ataşehir, Bahçelievler ve Şişli Hastaneleri’nin lobi alanlarında 1-15 Ekim tarihleri arasında sergilenecek Pembe Ayna ile katılımcılar, sosyal medyada fotoğraflarını paylaşarak ayna karşısında 5 dakika meme muayenesi yapmanın hayat kurtarıcı etkisine dikkat çekecek.

Pembe Ayna’nın Meme Kanseri Farkındalık Ayı boyunca yer alacağı lokasyonlar arasında Ankara Esenboğa Havalimanı (14-31 Ekim) ve İstanbul Havalimanı (16-31 Ekim) bulunuyor. 7-20 Ekim arasında Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde 21-24 Ekim’de ise Volkswagen Arena’da sergilenecek Pembe Ayna’nın diğer durakları UNIQ İstanbul (16-24 Ekim), Ayhan Şahenk Spor Salonu (25-27 Ekim), Koru Park Family Fest (4-6 Ekim), Antalya Türkan Şoray Kültür Merkezi (1 Ekim) ve Antalya Stadyumu (19 Ekim) olacak.

Memorial Sağlık Grubu CEO’su Bora Uludüz, Pembe Ayna projesinin meme kanseri ile mücadeledeki rolünü şu sözlerle ifade etti: “Ülkemizde 40 yaş altı kadınlarda en çok görülen kanser türü olan meme kanserine karşı erken teşhis bilincini artırmak en büyük misyonlarımızdan biri. Memorial Sağlık Grubu olarak Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında hayata geçirdiğimiz projemiz Pembe Ayna, bu yıl dördüncü kez Türkiye’nin farklı noktalarında kadınlarla buluşacak. Havalimanları, kültür-sanat mekanları, stadyumlar ve Memorial hastanelerinde konumlandıracağımız Pembe Ayna ile kadınları her ay düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapmaya teşvik etmeyi hedefliyoruz. Ayna karşısında geçirilecek beş dakikanın hayati önemi ile düzenli sağlık kontrollerinin ihmal edilmemesi konusunda farkındalığın artması ve hep birlikte bu kampanyayı büyüterek daha fazla kadına ulaşılması için var gücümüzle çalışacağız.”

Meme kanserine karşı düzenli olarak kendi kendine muayene yapmanın önemine dikkat çeken Pembe Ayna’nın Ekim ayı boyunca ziyaret edilebileceği lokasyon ve tarihler şöyle olacak:

• Memorial Ankara, Antalya, Ataşehir, Bahçelievler ve Şişli Hastaneleri Lobi Salonu       1-15 Ekim
• Zorlu Performans Sanatları Merkezi       7-20 Ekim
• Antalya Türkan Şoray Kültür Merkezi     1 Ekim
• UNIQ İstanbul                                             16-24 Ekim
• Volkswagen Arena                                     21-24 Ekim
• Ankara Esenboğa Havalimanı                   14-31 Ekim      
• İstanbul Havalimanı                                  16-31 Ekim    
• Ayhan Şahenk Spor Salonu                      25-27 Ekim                    
• Antalya Stadyumu                                      19 Ekim          
• Family Fest / Koru Park                             4-6 Ekim

Memorial Sağlık Grubu tarafından dört yıldır yürütülen ve her sene yoğun ilgi ile karşılaşılan proje, kendi kendine muayenenin önemini “Ayna Karşısında 5 Dakika” sloganıyla topluma duyurmayı amaçlıyor. Memorial, Pembe Ayna projesiyle kadınların farkındalık kazanması ve meme kanserinin erken evrede tespit edilmesine yönelik bilinçlendirme çalışmalarına devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı