Aylık arşivler: Ocak 2025

Elektronik Sigara Kullanımına Bağlı Evali Sendromu Akciğerlerde Kalıcı Hasara Neden Olabiliyor!

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Seha Akduman, elektronik sigara kullanımına bağlı olarak gelişen ve “Evali Sendromu” olarak adlandırılan akut akciğer hasarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Dr. Akduman, “Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2024 yılında salgın olarak tanımladığı bu durum, özellikle gençler arasında hızla yaygınlaşan elektronik sigara kullanımının sağlık üzerindeki tehlikelerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Evali Sendromu’nda, diğer akut akciğer hasarlarında olduğu gibi hastalar ‘fibrozis’ dediğimiz akciğer sertleşmesine eğilim gösterebilir ve iyileşme sonrasında bile akciğerlerde kalıcı hasarlar oluşabilir” dedi.

DSÖ, ELEKTRONİK SİGARA KULLANIMINI, SAĞLIK TEHDİDİ OLARAK TANIMLIYOR

DSÖ, 2021 yılında yayımladığı Küresel Tütün Epidemisi Hakkındaki Yeni ve Yükselmekte Olan Ürünlere Dair başlıklı raporunda, elektronik sigaraların sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekmişti. Raporda, elektronik sigaraların tütün ürünleriyle benzer toksinler içerdiği ve akciğer sağlığını tehdit ettiği vurgulanmıştı. 2024 yılında ise elektronik sigara ve vaping cihazlarına bağlı gelişen Evali (e-cigarette or vaping product use-associated lung injury) Sendromu’nu bir salgın olarak tanımladı ve bu durumun toplum sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. DSÖ raporunda, elektronik sigara kullanımının solunum yetmezliği ve kalıcı akciğer hasarı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği vurgulandı.

EVALİ SENDROMU NEDİR?

Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Seha Akduman, “Evali, elektronik sigara veya vaping cihazlarına bağlı gelişen akut akciğer hasarıdır. Bu durum, solunum yetmezliğine hatta ciddi solunum sıkıntılarına yol açabilir. Bugüne kadar çok sık gündeme gelmese de 2024 yılında DSÖ tarafından bir salgın olarak tanımlandı ve dikkatle ele alınması gereken bir sorun olarak öne çıktı” dedi.

‘SU BUHARINDA ERİYİK OLAN AĞIR METALLER AKCİĞERE DAHA FAZLA ZARAR VEREBİLİYOR’

 

Elektronik sigaraların daha az zararlı olarak lanse edilmesinin yanlış bir algı oluşturduğunu belirten Dr. Öğr. Ü. Akduman, şu açıklamalarda bulundu: “Elektronik sigara, normal sigaraya göre daha az zararlı olarak tanıtılsa da benzer toksinler içerir. Özellikle su buharında çözünebilen ağır metallerin akciğerler için daha fazla zarar verme potansiyeline sahip olduğu düşünülmektedir.”

Dr. Öğr. Ü. Akduman, Evali’nin belirtilerinin Covid-19 ve influenza gibi hastalıklarla karıştırılabileceğini ifade ederek, “Evali hastalarında Covid-19 ve influenza’dakine benzer buzlu cam dansiteleri görülebilir. Tanı koyarken viral enfeksiyonların dışlanması kritik önem taşır. PCR testleri veya diğer yöntemlerle viral ya da bakteriyel enfeksiyon olmadığı tespit edildikten sonra, hastanın elektronik sigara kullanım geçmişi incelenerek tanı konulabilir” dedi.

TEDAVİDE KORTİZON KULLANIMI ETKİLİ

Evali tedavisinde solunum yetmezliği için destekleyici yöntemlerin kullanıldığını belirten Dr. Öğr. Ü. Akduman, şu bilgileri verdi: “Evali’de inflamasyonu baskılamak için kortizon tedavisi oldukça etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra diğer solunum yetmezliği tedavi yöntemleri de uygulanmaktadır.”

ELEKTRONİK SİGARA KALICI HASARA NEDEN OLABİLİR

Elektronik sigara kullanımının uzun vadeli etkilerine de değinen Dr. Öğr. Ü. Akduman, şu uyarılarda bulundu: “Elektronik sigara kullanımına bağlı gelişen Evali Sendromu, akciğerlerde fibrozis (sertleşme) gibi kalıcı hasarlara neden olabilir. Elektronik sigara ilk kez 2003 yılında ruhsatlandırılmış, Evali ise 2019 yılında tanımlanmıştır. Bu hastalığın görülme sıklığı her yıl artış göstermektedir ve bu durum gelecekte gençler arasında daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Elektronik sigara masum bir alternatif değildir; aksine bazı toksinlerin zarar verme potansiyeli daha yüksektir.”

SON SÖZ: ELEKTRONİK SİGARADAN UZAK DURUN

Elektronik sigaranın tehlikelerine bir kez daha vurgu yaparak şunları söyledi: Dr. Akduman, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Elektronik sigara, sigaraya alternatif masum bir ürün olarak sunulsa da aynı toksinleri içerir ve Evali gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. 2024 yılı, Evali’nin salgın olarak anıldığı bir yıl olmuştur. Gençler ve yetişkinler, bu ürünlerin tehlikelerinin farkında olarak kullanmaktan kaçınmalıdır.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankaya Belediyesi’nin yarıyıl tatiline özel olarak hazırladığı birbirinden renkli etkinliklerle dolu Karne Festival’i başladı.

Çankaya Belediyesi’nin 2024 – 2025 eğitim öğretim yılının ilk yarısını tamamlayan öğrencilerin yarıyıl tatili boyunca sanat ve eğlence dolu bir tatil geçirmeleri için hazırladığı Karne Festivali başladı. Öğrenciler, 19 Ocak’ta bir yandan Kırkkonaklar Çankaya Evi’nde başlayan Arkeolojik Kazı Atölyesi’nde bilimin renkli dünyasında keşfe çıkarken bir yandan da Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde Aslan Kardeş tiyatro oyunuyla keyifli vakit geçirdi.

ARKEOLOJİ İLE RENKLİ TANIŞMA

Kırkkonaklar Çankaya Evi’nde öğrencilerin tatilde de eğlenerek öğrenmelerini amaçlandığı bir atölye gerçekleştirildi. 7-10 yaş aralığındaki çocuklar, Arkeolojik Kazı Atölyesi’nde fosilleri tanıyarak eğitime özel olarak hazırlanan kum havuzunda uygulamalı arkeolojik kazı gerçekleştirdi. Hacı Bayram Veli Antropoloji Bölümü Öğretim Elemanı Dr. Özge Kahya Parıldar ve Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü doktora öğrencisi Hasan Vural tarafından verilen eğitimde çocuklar insanlık öncesi çağlarla ilgili teorik bilgi alırken arkeolojik kazı uygulaması sırasında hem ekipmanları tanıdılar hem de teknikleri öğrendiler.

 

ASLAN KARDEŞ’İN MACERALARI

Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde ise öğrenciler Aslan Kardeş tiyatro oyunuyla keyifli bir zaman geçirdi. Kulis Sanat Merkezi oyuncularının sahnelediği oyunu aileleriyle birlikte izleyen çocuklar, eğlenceli anlar yaşadı. Hayvanat bahçesinden kaçan Aslan Kardeş’in ormana geri dönebilmek için yaşadığı macera dolu serüveni anlatan tiyatro ile öğrencilere hayvan sevgisi aşılanırken canlıların doğal hayatlarında yaşamasının önemine dikkat çekildi.

2 Şubat tarihine kadar sürecek etkinliklerde çocuklar için film ve tiyatro gösterileri ile oyun ve eğitim atölyeleri; Yaşar Kemal Kültür Merkezi, Yılmaz Güney Sahnesi,  Çağdaş Sanatlar Merkezi ve Çankaya Evlerinde öğrencilerle buluşacak. Öğrenciler ayrıca ara tatil etkinlikleri kapsamında, Abidinpaşa Köşkü Milli Mücadele Müzesi, Biyosfer Müzesi ile Dijital Hayvanat Bahçesi gezilerine katılabilecek.

  

Tamamı ücretsiz olan atölye ve gezi programına katılacak çocuklar için etkinlik öncesi kayıt yaptırılması gerekecek.   

 

DOLU DOLU PROGRAMLAR

Çankaya Karne Festivali’nin ayrıntılı takvimi ise şöyle: 

 

20 Ocak Pazartesi

Arkeolojik Kazı Atölyesi

Yer: Kırkkonaklar Çankaya Evi

Saat: 13.30 – 15.30

 

21 Ocak Salı

Arkeolojik Kazı Atölyesi

Yer: Kırkkonaklar Çankaya Evi

Saat: 13.30 – 15.30

 

Pinokyo – Tiyatro Oyunu

Yer: Yılmaz Güney Sahnesi – Maltepe

Saat: 14.00 

 

22 Ocak Çarşamba

Arkeolojik Kazı Atölyesi

Yer: Kırkkonaklar Çankaya Evi

Saat: 13.30 – 15.30

 

Ritim Atölyesi

Yer: Karapınar Çankaya Evi

Saat: 13.30 – 15.30

 

23 Ocak Perşembe

Ritim Atölyesi

Yer: Kırkkonaklar Çankaya Evi

Saat: 13.30 – 15.30

 

Anne – Çocuk Workshop 

Yer: Beysukent Çankaya Evi

Saat: 12.00 – 15.00

 

80 Günde Devrialem – Sinema

Yer: Yaşar Kemal Kültür Merkezi – Oran

Saat: 14.00 

 

24 Ocak Cuma

Karikatür Atölyesi

Yer: Karapınar Çankaya Evi

Saat: 13.30 – 15.30

 

 

25 Ocak Cumartesi

İzcilik Atölyesi

Yer: Birlik Çankaya Evi

Saat: 12.00 – 15.00

 

Külkedisi – Tiyatro Oyunu

Yer: Yaşar Kemal Kültür Merkezi – Oran

Saat: 14.00

 

26 Ocak Pazar

Arkeolojik Kazı Atölyesi

Yer: Karapınar Çankaya Evi

Saat: 13.30 – 15.30

 

27 Ocak Pazartesi

Arkeolojik Kazı Atölyesi

Yer: Karapınar Çankaya Evi

Saat: 13.30 – 15.30

 

Abidinpaşa Köşkü Milli Mücadele Müzesi – Gezi

Çayyolu Çankaya Evi

Saat: 10.00 – 13.00

 

28 Ocak Salı

Arkeolojik Kazı Atölyesi

Yer: Karapınar Çankaya Evi

Saat: 13.30 – 15.30

 

Yalancı Maymun – Tiyatro Oyunu

Yer: Yılmaz Güney Sahnesi – Maltepe

Saat: 14.00

 

29 Ocak Çarşamba

Karikatür Atölyesi

Yer: Kırkkonaklar Çankaya Evi

Saat: 13.30 – 15.30

 

Biyosfer Müzesi – Hacettepe

Sokullu ve Nazım Hikmet Çankaya Evi Önü

Saat: 09.00 – 12.00

 

30 Ocak Perşembe

Sinema- Büyük Macera

Yer: Yılmaz Güney Sahnesi Saat: 14.00

 

31 Ocak Cuma

Dijital Hayvanat Bahçesi Gezisi – Hacettepe

Esat Ve Bayraktar Çankaya Evi Önü

Saat: 11.00 – 14.00

 

1 Şubat Cumartesi

Pandomim Gösterisi – Tiyatro Etkinliği

Yer: Çağdaş Sanatlar Merkezi – Kennedy Caddesi No:4

Saat: 14.00

 

2 Şubat Pazar

Fındık İşi – Sinema

Yer: Çağdaş Sanatlar Merkezi – Kennedy Caddesi No:4

Saat: 14.00

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kanser riskini menopoz değil ilerleyen yaş artırıyor

Bir kadının yumurtalıklarındaki işlev kaybı nedeniyle hiç adet görmediği dönem menopoz olarak adlandırılıyor. Halk arasında çoğu zaman bir hastalık gibi söz edilen menopozun bu yanlış algının aksine aslında bir hastalık değil, fizyolojik bir süreç olduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Dr. Cem Yalçınkaya, “Kadınlarda en sık karşılaşılan kanser türleri genellikle menopoz döneminde görülüyor ancak buradaki esas faktörün menopoz değil yaş olduğu unutulmamalı” dedi.

 

Menopozun bir hastalık olmamasına karşın bazı rahatsızlıklara yol açabildiğini hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Dr. Cem Yalçınkaya, “Kadınlarda menopoz şikayetleri; diyet planları, egzersiz programları ve çeşitli ilaçlar gibi destek tedavilerle ortadan kaldırılabiliyor. Tüm dünyada kadınlar arasında en sık görülen meme, akciğer ve kolon kanserlerine bu süreçte daha sık rastlanıyor. Bu nedenle düzenli doktor kontrollerine menopoz döneminde de devam edilmesi erken tanı ve tedavi için çok önemli” şeklinde konuştu.

 

Düzenli muayene için belirtiye ihtiyaç yok

Kadınların herhangi bir belirtiyi beklemeden düzenli olarak yılda bir kez jinekolojik muayenelerini yaptırmalarının hayati olduğunun altını çizen Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Dr. Cem Yalçınkaya, “Erken evrede tespit edilmiş jinekolojik kanserlerin neredeyse hepsinde kanserden tamamen kurtulmak mümkün. Hem kadınlarda hem de erkeklerde ilerleyen yaşa bağlı olarak kanser riskinin arttığı biliniyor. Menopoz sürecinin de 48 ve 50’li yaşlarda başlaması göz önüne alındığında özellikle bu dönem ve sonrasında sık görülen kanser türlerine karşı dikkatli olmakta fayda var. Hiçbir şikâyet olmasa da gerekli taramaların yapılması erken tanı için hayat kurtarıcı” uyarısında bulundu.

 

Menopozda inatçı kaşıntılar kanser alarmı olabilir

Vajinal ya da rektal kanama, bölgesel inatçı kaşıntılar, geçmeyen şişkinlik, hazımsızlık, kabızlık ve ishal gibi belirtilerde zaman kaybetmeden jinekolojik muayene yaptırılması gerekir diyen Uzm. Dr. Cem Yalçınkaya, “Vajinanın dış tabakası olan vulvada görülen inatçı kaşıntıların altından nadiren de olsa kanser çıkabiliyor. Cinsel ilişki sonrası kanama ya da anormal akıntılar rahim ağzı kanserinin bir belirtisi olabilir. Şişkinlik, hazımsızlık, kilo kaybı, çabuk doyma gibi şikayetler ise, daha az görülen yumurtalık kanserine işaret edebilir. Kolon kanseri de kabızlık, ishal ve rektal kanama gibi şikayetlerle kendini gösterebilen bir kanser türü” dedi.

 

 HPV aşısı hayat kurtarıyor

HPV pozitif kişilerin sık taramalarla yakından takip edilmesi gerektiğini dile getiren Dr. Yalçınkaya, “Bilindiği gibi HPV taşıyıcısı olmak, serviks yani rahim ağzı kanseri için başlı başına yüksek bir risk bu yüzden 30 yaşından sonra her kadının, herhangi bir şikâyeti olmasa bile 3-5 yıllık periyotlarla HPV testi yaptırması öneriliyor. Tüm dünyada 150’den fazla ülkede ulusal aşı programında yer alan HPV aşısı, ülkemizde isteğe bağlı olarak yaptırılabiliyor” diye konuştu. 

Aşının, virüsün sebep olduğu rahim ağzı kanseri riskini azalttığının bilimsel olarak kanıtlandığını vurgulayan Dr. Cem Yalçınkaya, “Herhangi bir ciddi yan etkisi olmayan aşının, 9 yaşından sonra cinsel aktivite dönemine girilmeden yapılması öneriliyor ve bu sayede ömür boyu koruma sağlıyor. Cinsel aktif olanların ise 45 yaşından önce yaptırmaları tavsiye ediliyor. 15 yaşa kadar 2 doz uygulanan aşı, 15 yaşından sonra yaptıranlar için 3 doz olarak düzenleniyor. Erkekler ve kadınlar arasında doz farkı bulunmuyor. Aşının 45’ten sonra bir yaş sınırı yok ancak koruma etkisi, yaş ilerledikçe azalıyor. Bu nedenle 9 yaş itibariyle ne kadar erken yaptırılırsa o kadar faydalı” dedi.

 

Menopoz dönemi kanser tedavi sürecini zorlaştırabilir

Adetin kesilmesiyle oluşan bazı şikayetlerin kanser tedavisi gören kadınları zorlayabildiğini söyleyen Dr. Yalçınkaya, “Sıcak basmaları, gece terlemeleri, duygu durum değişiklikleri, vajinal kuruluk ve buna bağlı ilişkide ağrı duyma gibi bazı semptomlar, kanser tedavileriyle birleştiğinde daha şiddetli hissedilebilir. Bu şikayetleri hafifletmek için hormon ya da hormon dışı ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri, akupunktur veya meditasyon gibi tedavi seçeneklerine başvurulabilir. Her bireyin durumu farklı olduğu için tedavi yöntemleri konusunda doktorların hastalarıyla konuşarak kişiye özel tedavi planı oluşturması önemli” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yeni Dizi “Renegade Nell” 22 Ocak Çarşamba 21.30’da FX Ekranlarında Başlıyor!

Cinayetle suçlanan kıvrak zekâlı ve cesur genç bir kadın olan Nell Jackson, beklenmedik bir şekilde 18. yüzyıl İngiltere’sinin en kötü şöhretli kanun kaçağı olur. Billy Blind adlı büyülü bir perinin yardımıyla Nell, kaderinin hayal ettiğinden daha büyük olduğunu fark eder.

Yeni dizi ‘Renegade Nell’, 22 Ocak Çarşamba saat 21.30’da FX ekranlarında başlıyor!

Dramadan korkuya, animasyondan bilim kurgu ve fantastiğe, polisiyeden aksiyondan ve komediye kadar birçok farklı kategoride yapıma ev sahipliği yapan FX; renkli ve çeşitli bir dünyanın kapılarını aralıyor. FX kanalı; D-Smart, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izlenebiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

AŞT’den çocuklara tiyatro dolu tatil

Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (AŞT), çocukların dolu dolu bir tatil geçirmesi amacıyla düzenlediği “Çocuklar ve Gençler için Tiyatro Şenliği” yoğun ilgi gördü. Tiyatro Şenliği’nin ilk oyunu ‘Balon Ağacı’nda çocuklar keyifli anlar yaşadı. 

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi 2024-2025 eğitim-öğretim yılının yarıyıl tatilinde çocuklar ve gençlerin dolu dolu bir tatil geçirmesi gerçekleştirdiği “Çocuklar ve Gençler İçin Yarıyıl Tiyatro Şenliği” başladı. AŞT Yıldız Kenter sahnesinde gerçekleştirilen Tiyatro Şenliği’nde oyun öncesinde çocuklar, müzikal gösteriyle eğlendi. Daha sonra ise “Tiyatro Şenliği”nin ilk oyunu, Balon Ağacı kukla oyunu çocuklarla buluştu. Aileleriyle birlikte tiyatro izlemeye gelen çocuklar, oyunda hem eğlendi hem de kuklaların büyülü dünyasında unutulmaz anlar yaşadı. Birbirinden renkli ve farklı kuklaları izleyen çocuklar, dikkat çekici sahne tasarımı ve eğlenceli diyaloglarla hem güldü hem de büyülü bir yolculuğa çıktı.

TATİL BOYUNCA DEVAM EDECEK

Çocukların aileleriyle birlikte izleyebilecekleri tiyatro oyunları tatil boyunca devam edecek. Tiyatro şenliğinde “Marangozun Köpeği Kaştanka, Romeo+Juliet=Aşk(?), Zümrüdüanka, Kuş Adımları” gibi birbirinden güzel tiyatro oyunları, şehir tiyatroları oyuncuları tarafından izleyicilerle buluşacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Soner Duman, “Sarı Serum, yalnızca doktor kontrolünde kullanılmalı”

Soğuk havaların etkisiyle bağışıklık sisteminde düşüş yaşayan insanların tercih ettiği yöntemlerden biri olan “Sarı serum”, yanlış veya gereksiz kullanıldığında istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Genel Dahiliye Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Soner Duman, sarı serumun sağlık kuruluşlarında doktor değerlendirmesi sonucunda takılması gerektiğine dikkat çekerek devamlı verilmesinin önerilmediğini söyledi.

Prof. Dr. Duman, bağışıklık sisteminin düştüğü durumlarda vücudun direncini artırmak için genellikle B ve C kompleksli vitaminlerin alınmasının destek sağladığını belirterek, “Hastalık tablosu hafif seyrediyorsa tablet şeklinde hapları reçeteye yazıyoruz ve hastalarımız bunu kullanıyor. Ama kendisini daha iyi hissetmek isteyen hatta ateşi olup hastalığı biraz ağır geçiren kişilerde hem vücuttaki sıvı eksikliğini yerine koymak hem de takviye etmek için vitamin preparatlarını damardan da vermeyi tercih ediyoruz. Ama sıklıkla tercih ettiğimiz yol bu değil.  Birinci tercihimiz ve uygun olan ağızdan besinlerle vitamin almaktır” dedi.

“Sarı serumun devamlı verilmesini önermiyoruz”

Sarı serumla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Duman “İçerisine koyduğumuz B ve C kompleksli vitaminlerin preparatları, serumu sarı renge boyadığı için vitamin içerikli serum, halk arasında ‘sarı serum’ olarak biliniyor. Aslında sarı serum deyince serumun içerisine koyulmuş vitamin ampullerinden bahsediyoruz. Serum yoluyla yoğun yüksek dozda sıvıyla birlikte verdiğimiz vitaminler, kişilerin daha iyi hissetmesini sağlıyor. Eksik olan sıvıyı yerine koyunca tansiyon ve gribal enfeksiyonla ilgili semptomlar azalıyor. Hastalar kendilerini daha iyi hissediyor. Ancak sarı serumun devamlı verilmesi önerdiğimiz bir şey değil” diye konuştu.

Hastanın ilk önce doktor tarafından değerlendirilmesi gerektiğine değinen Prof. Dr. Duman, “Değerlendirme sonucunda destek tedaviye ihtiyaç duyulduğuna karar verilirse sarı serum gibi destek tedaviler yapılabilir. Günümüzde sağlık sistemindeki aksaklıktan dolayı merdiven altı işler denilen yöntemlerle bireyler, sağlık görevlisini arayıp eve çağırıyorlar. Kendilerine bu şekilde sarı serum taktırma yolunu seçiyorlar. Ancak bu yaklaşım doğru değil. Sonuçta damardan bir işlem yapılıyor ve damardan verilen her türlü ilacın etkisinin ne olacağını bilemiyoruz. Hastada alerjik reaksiyonlar ve problemler gözlemlenebilir. Bu ihtimaller düşük olasılıkla olsa da bireyin hayatına mal olacağı için sağlık kuruluşlarında yapılması gerekiyor” dedi.

“Önerimiz; iyi beslenmek ve kendine iyi bakmak”

İnsanların doktorlara güvenmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Duman, “İnsanlar, televizyonda herhangi bir programda gördüğü bir kişinin söylediği şeyleri kullanmak istiyorlar. Biz hastaya sorununu söyleyip reçete yazıyoruz.  Ancak komşu teyzenin söylediği ilaç daha kıymetli oluyor. Bu da toplumun eğitim durumu ve bakış açısıyla ilgilidir. Bunu da değiştirmek zordur. Ama yine de önerimiz; iyi beslenmek ve kendine iyi bakmaktır” diyerek konuşmasını tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hedef “finansal özgürlük’ diyen Dünya Varlık halka açılıyor

Halka arz gelirinin yüzde 70’ini tahsili gecikmiş alacak alımında kullanacaklarını söyleyen Dünya Varlık Genel Müdürü Nida Çetin, “Bankalara ya da finansal kuruluşlara borcu olanları finansal özgürlüklerine kavuşturuyoruz. Kişiye özel sunduğumuz ödeme seçenekleriyle bugüne kadar alacakların yüzde 80’ini sulh yolu ile çözmüş olmaktan da ayrıca gurur duyuyoruz” dedi.

 

 

Uluslararası ortaklarından aldığı güç ve sürdürülebilir finansal yapısıyla sektöre yön veren; 30 Eylül 2024 verilerine göre toplam aktifleri, net kredi ve özkaynak büyüklüğüyle sektör lideri olan ‘Finansal Özgürlüğün Dünyası’ Dünya Varlık, Borsa İstanbul’a (BİST) geliyor. Şirket bilindiği gibi; bankalar ve finansal kuruluşların alacak portföylerine yatırım yapıyor ve tahsilat süreçlerini yönetiyor. 

 

Halka arzda; sermaye artırımı ve ortak satışı yoluyla 65 milyon 200 bin TL nominal değerli payların satışı gerçekleştirilecek. Toplanan talebin satışa sunulan miktardan fazla olması halinde, mevcut ortaklardan Vector Holdings ve EBRD’e ait toplam 13 milyon 40 bin TL nominal değerli payın ek satışı da opsiyon olarak kullanılabilecek. 

 

İnfo Yatırım liderliğinde 22, 23, 24 Ocak tarihlerinde 38,44 TL sabit fiyatla halka arz edilecek Dünya Varlık hisselerinin yüzde 70’i yurt içi bireysel yatırımcılara, yüzde 20’si yurt içi kurumsal yatırımcılara, yüzde 10’u ise yurt dışı kurumsal yatırımcılara tahsis edilmiş durumda. Halka arz gelirinin yüzde 70’i tahsili gecikmiş alacak alımında, yüzde 30’u ise muhtelif finansal borçların ödenmesinde kullanılacak. 

 

SEKTÖRDEKİ LİDERLİĞİNİ KORUYOR

Dünya Varlık Genel Müdürü Nida Çetin, Dünya Varlık’ın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) verilerine göre 30 Eylül 2024 tarihi itibarıyla toplam aktif, net kredi ve özkaynak büyüklüğü bakımından varlık yönetim sektöründe liderliğini koruduğunu söyledi. 

 

Dünya Varlık 30 Eylül 2024 itibariyle 5,6 milyar TL’lik toplam aktif büyüklüğüyle sektörden yüzde 19 pay alıyor. Söz konusu dönem itibariyle 5,3 milyar TL’lik net kredi büyüklüğüyle sektörün yaklaşık yüzde 24’üne sahip Dünya Varlık, 1,8 milyar TL’lik net faiz geliriyle de sektörden yüzde 17 pay alıyor. Dünya Varlık’ın 30 Eylül 2024 itibariyle son 12 aylık net karı ise 912 milyon TL olarak gerçekleşti. 

 

HEDEF, BORCU OLANLARA FİNANSAL ÖZGÜRLÜK

Dünya Varlık’ın halka arzıyla hem şirketin hem de sektörün bilinirliğinin artmasını hedeflediklerini anlatan Nida Çetin, şöyle konuştu: “Biz şeffaf olmayı, görünür ve erişilebilir olmayı önemsiyoruz. Halka arz bu açıdan bizim için çok önemli. Bankaların ve finans kuruluşlarının verdiği kredilerden ödenmeyenleri devralıyoruz. Ardından borçlularla bir ödeme planı üzerinde anlaşarak tahsilatı gerçekleştiriyoruz. Böylece borçluları finansal özgürlüğüne kavuşturuyoruz. Kişiye özel sunduğumuz ödeme seçenekleriyle bugüne kadar söz konusu alacaklardan sağladığımız tahsilatın yüzde 80’ini karşılıklı mutabakata vararak, sulh yolu ile sonuçlandırmış olmaktan da gurur duyuyoruz.”

 

HALKA ARZ GELİRİNİN YÜZDE 70’İ TGA ALIMINDA KULLANILACAK

Halka arz gelirinin yüzde 70’ini tahsili gecikmiş alacak alımında kullanacaklarını hatırlatan Nida Çetin, “Önümüzdeki dönemde bankaların yapmasını beklediğimiz tahsili gecikmiş alacak (TGA) satışlarına hazırlık yapıyoruz. Dünya Varlık olarak bankalarda kullanılmamış ciddi limit boşlukları bulunan ve borçlanma seviyesi görece düşük bir firmayız. Şirket giderlerimizi azaltmak, karlılığımız ve dolayısıyla özkaynaklarımızı daha güçlü hale getirmek amacıyla halka arz gelirimizin yüzde 30’unu da finansal borçların ödemesinde kullanacağız” diye konuştu. 

 

Dünya Varlık’ın önümüzdeki yıllarda da toplam aktifler, net kredi ve özkaynak büyüklüğünde sektör liderliğini sürdüreceğinin altını çizen Nida Çetin, şunları söyledi: “2012 yılından bu yana yaptığımız tahvil ihraçları sürecinde sermaye piyasası yatırımcıları ile kurduğumuz bir güven ortamı var. Ayrıca EBRD ile imzaladığımız uzun vadeli kredi sözleşmeleri de Dünya Varlık’ın gücünü ortaya koyuyor. Bunların yanı sıra operasyonel süreçlere yatırım yaparak verimliliğimizi sürekli artırıyor, gerçekleştirdiğimiz portföy yatırımları ile tahsilat performansımızı yükseltiyoruz. Güçlü sermayemiz, uluslararası tecrübesi olan ortaklık yapımız, 17 yıllık sektör tecrübemiz ve 1,6 milyon borçluya ait verinin hem tahsilat performansı hem de portföy değerlemeleri açısından bize sağladığı avantaj ise yadsınamaz. Halka arz ileri dönük çok daha güçlü ve kararlı adımlar atmamızı ve sektör öncüsü konumumuzu güçlendirmemizi sağlayacak.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Rahim Ağzı Kanseri Genç Kadınları da Tehdit Ediyor!

Rahim ağzı kanseri dünyada üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen jinekolojik kanserlerde ilk sırada yer alıyor.   Ülkemizde de jinekolojik kanserlerde 3’üncü sırada görülüyor.

Yine ülkemizde  45 yaş altındaki genç kadınlara bakıldığında rahim ağzı kanserinin jinekolojik kanserler arasında 1’inci sıraya yükseldiği belirtiliyor.   Dünyada her yıl yaklaşık 662 bin, ülkemizde de 2 bin 500’den fazla kadın, Human Papilloma Virüsü’nün sorumlu tutulduğu rahim ağzı kanserine yakalanıyor. Rahim ağzı kanseri ortalama görülme yaşı 50 yaş olsa da bu kanser genç kadınları da tehdit ediyor. Öyle ki her yıl dünyada 35 yaş altındaki yaklaşık 54 bin ülkemizde de 180 kadında rahim ağzı kanseri teşhis ediliyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum / Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı, bu nedenle hiçbir yakınma olmasa bile tarama programlarına genç yaşlarda başlamanın yaşamsal önem taşıdığını vurgulayarak,  “Dolayısıyla rahim ağzı kanseri taraması olan  Pap Smear testine 21 yaşından itibaren ve HPV testine 30 yaşından itibaren başlamak hayat kurtarmaktadır. Zira, tarama testleri sayesinde rahim ağzı kanserleri erken dönemlerinde, hatta henüz hücre değişimlerinin olduğu süreçte, yani kanser gelişmeden yüzde 95 oranında yakalanabilmektedir” diyor.  

 

Bu belirtilerde zaman kaybetmeyin!

 

Rahim ağzının kanser öncüsü lezyonları genellikle herhangi bir yakınmaya neden olmuyorlar. Belirtiler ancak kanser geliştiğinde kendini gösteriyor. Lekelenme şeklinde gerçekleşen ara kanamalar, cinsel ilişki sırasında veya sonrasında lekelenme ya da kanama ise en yaygın görülen sinyallerini oluşturuyor. Hastalık ilerleyince tümörün büyümesine ve enfeksiyona bağlı olarak bu sorunlara; kötü kokulu akıntı, kasıklarda veya bel bölgesinde gelişen ağrı ile bacaklarda şişme gibi belirtiler de eşlik edebiliyor. Bunların yanı sıra tümörün etkilediği bölgelere göre; idrarda kanama, rektal kanama ile kabızlık şikayetleri de gelişebiliyor. 

 

Her 10 kadından 8’inde HPV görülüyor!

 

Çalışmalar, her 10 kadından 8’inin yaşamları boyunca en az bir kez Human Papilloma Virüsü ile enfekte olduğunu gösteriyor. Ancak bağışıklık sistemi, hastaların yüzde 90’ında, 2-3 yıl çerisinde, HPV enfeksiyonunu temizliyor. Hastaların yüzde 10’luk kesiminde ise virüs kalıcı oluyor. Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı, riskli grupta yer alan hastaların yakından takip edilmelerinin kanser öncüsü  lezyonların erkenden teşhis ve tedavi edilmesi için çok önemli olduğuna işaret ederek, “Anormal hücre varlığı kanser öncüsü lezyon ihtimalinin arttığını göstermektedir. Ancak her HPV kansere neden olmadığı için hemen paniğe kapılmamalı.   Zira HPV testinin pozitif çıkması, hastanın mutlaka rahim ağzı kanserine yakalandığı anlamına gelmemektedir. HPV testi pozitif çıktığında, hastanın enfekte olduğu virüsün tipine ve Pap Smear testindeki sonuca göre biyopsi yapılması veya hastanın yakın takip edilmesi gerekebilmektedir” diye konuşuyor. 

 

En etkili önlem aşı olmak!

 

Rahim ağzı kanserinin yüzde 99’undan Onkojenik Human Papilloma Virüsleri sorumlu tutuluyor.  Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı, HPV aşılarının, bu kanser türüne karşı en etkili korunma yöntemi olduğunu belirterek, “Rahim ağzı kanserine neden olan yaklaşık 14 onkolojik Human Papilloma virüsü tipi mevcut. Bunlardan biriyle karşılaşan hasta, HPV aşıları sayesinde  rahim ağzı kanserinden yüzde 90 oranında korunabilmektedir. HPV aşısının 11-12 yaşlarında yaptırılması önerilmektedir. Ancak 13-26 yaşları arasında da HPV aşısı yapılabilir. 26 yaşından sonra ise özellikle 45 yaşına kadar olan kadınlarda belli durumlarda aşı uygulanabilmektedir. Etkileri HPV bulaşmadan önceki dönemde daha güçlü olmakla beraber aşılar bu enfeksiyonu geçirdikten sonra da aşı içerisinde yer alan diğer tiplere karşı koruyarak yarar sağlamaktadır” bilgisini veriyor.   

 

 

Bu test 3 yılda bir mutlaka yaptırılmalı! 

 

Aşılar sayesinde, rahim ağzı kanserine yakalanma riski büyük oranda önlense de tümüyle ortadan kalkmıyor. Bu nedenle aşı sonrasında da rutin rahim ağzı kanseri taramalarının yaptırılması yaşamsal önem taşıyor.  Rahim ağzı kanserine dönüşebilecek olan hücresel değişimleri tespit eden PAP Smear testine 21 yaşında başlanması ve 65 yaşına kadar her 3 yılda bir devam edilmesi gerekiyor. 30 yaşından sonra ise Human Papilloma Virüsü testiyle tarama yapılması öneriliyor. HPV testine eş zamanlı olarak PAP Smear testi de eklenebiliyor. Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı,  HPV bazlı testlerle yapılan taramalarda daha başarılı sonuçlar elde edildiğini vurgulayarak,   “PAP Smear testi kanser öncüsü lezyonları yüzde 55 oranında tespit edebilirken, tek bir HPV testi bu lezyonların yüzde 95’ini saptayabilmektedir. HPV bazlı testin sonuçları normal çıktığında bir sonraki testin 5 yılda bir yapılması önerilmektedir. Riskli durumlarda veya sonuçların riske işaret etmesi halinde ise her iki testte süreler kısalabilmektedir” diyor. 

 

Erken evrede cerrahi yöntemle tedavi edilebiliyor!

 

Tarama testleriyle saptanan anormallikler sonucunda kolposkopi olarak adlandırılan yöntemle rahim ağzı daha detaylı bir şekilde inceleniyor ve biyopsiler yoluyla kansere dönüşme potansiyeli olan hücre değişiklikleri, kanser öncüsü lezyonlar saptanabiliyor. Bu durumda, bu lezyonlar rahim ağzının anormallik gösteren ince bir katmanının alınması yoluyla büyük oranda tedavi edilebiliyor. Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı, özellikle erken evrelerde yakalandığında rahim ağzı kanserinin cerrahi yaklaşımla büyük oranda başarılı bir şekilde tedavi edilebildiğine dikkat çekerek, “Özellikle genç yaşta olup da çocuk sahibi olmak isteyen kadınlarda üremeyi koruyucu cerrahi yaklaşımlar mevcuttur. Bu hastalarda rahmin tamamı alınmadan sadece rahim ağzı alınarak ve gerekli durumlarda karın içerisindeki ilgili lenf bezleri de alınarak rahim ağzı kanseri başarıyla tedavi edilebilmektedir” diyor. Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı, hastalık erken evrelerde yakalandığında başarılı tedavi şansının yüzde 95’lerin üzerine çıktığına işaret ederek, “Ancak daha ileri evrelerde hastaların tedavisi radyoterapi ve kemoterapi uygulamalarıyla mümkün olabilmektedir” diyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çağdaş Sanat Seçkisi Başkentlilerle Buluştu

Çankaya Belediyesi, “Çağdaş Sanat Seçkisi” başlıklı sergiyi sanatseverlerle buluşturdu.  Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde açılışı yapılan sergiye Başkentliler yoğun ilgi gösterdi.

 

Çankaya Belediyesi usta sanatçıların eserlerinden oluşan “Çağdaş Sanat Seçkisi” sergisine ev sahipliği yapıyor. Çankaya Belediyesi’nin destekleri ile Yoga Federasyonu, Türkiye Kişisel Gelişim Federasyonu, T.C. MEB Sağlıklı Yaşam ve Kişisel Gelişim Kurumu ve Dr. Gaye Güzel organizasyonunda gerçekleşen sergi, Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde sanatseverlerle buluştu. 25 sanatçının resim, heykel ve seramik alanında yaptığı çalışmalarından oluşan 53 eserle görücüye çıkan sergi, Başkentlilerin ilgi odağı oldu. 

 

Küratörlüğünü Hüseyin Yıldırım’ın yaptığı serginin sanat danışmanlığını ise Necmettin Yağcı üstlendi. Türkiye’nin önde gelen sanatçılarından A. Celal Binzet, Banu Yaşin, Cengiz Savaş, Elvan Sungur, Erol Batırbek, Erol Murat Yıldız, Gültekin Serbest, Hasan Pekmezci, Hayati Misman, Hüseyin Yıldırım, Hakan Tomar, İhsan Çakıcı, Kadir Öztoprak, Mehmet Aslışen, Mehmet Hacıfettahoğlu, Metin Yurdanur, Necmettin Yağcı, Önder Aydın, Şükran Pekmezci, Tolga Akalın, Tuğrul Velidedeoğlu, Uğur Yıldız, Yetkin Yağcı, Yunis Yılmazer ve Zeki Sezer’in eserlerinden oluşan sergi, birbirinden farklı temaları ile ziyaretçilerine düşünsel bir dünya sunuyor.

 

“Çağdaş Sanat Seçkisi” sergisi, 26 Ocak tarihine kadar Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde 09.00-20.00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Manisa Büyükşehir Belediyesi Çok Sesli Korosu’ndan Muhteşem Konser

Manisa Büyükşehir Belediyesi Çok Sesli Çocuk Korosu ve Gençlik Korosu, Kültür Merkezi Lale Salonu’nda sahne alarak sanatseverlere unutulmaz bir gece yaşattı.

“Mutlu Günlere” adı verilen konser, dostluk, barış ve sevginin insan yaşamına kattığı değeri vurgulayan şarkılar ve müzikal gösterilerle üç ayrı bölümden oluştu.

 

Konserin şefliğini Arcan Hacer Aydınlı yaparken etkinlikte ilk olarak çocuklardan oluşan çok sesli karma koro sahne aldı. Minik koro, Miniklerin Şarkısı, Dünyaya Mesaj, Uçurtma ve Çocuklar Kardeş Oldu mu gibi eserleri seslendirdi. Danslarla renklendirilen bu bölüm, seyircilerden büyük alkış aldı.

 

Ardından sahneye çıkan Gençlik Korosu, müzikal gösteriler ve solo performanslarla geceye ayrı bir renk kattı. Performanslar, sanatseverlerden büyük beğeni toplarken salonun tamamı doldu. Konseri izleyenler arasında Manisa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Şube Müdürü Okan Gündüz ve Halk Eğitim Şube Müdürü Serap Gücüyen de yer aldı.

 

“Dostluk, Barış ve Sevgi Hatırlatılmalı”

Şef Arcan Hacer Aydınlı, dostluk, barış ve sevginin önemini vurgulayarak,  “Barışa ve dostluğa her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Hepimiz daha güzel şeyler görmek istiyoruz. Dünyada bize kalan en değerli şey dostluk, barış ve sevgidir. En önemli olan bu. Bazen dünya karmaşasında bunu unutuyoruz, ama çocuklar bunu bize hatırlatacaktır” dedi.

 

Sanatseverlerin yoğun ilgisi, çocukların ve gençlerin enerjisiyle unutulmaz bir akşam yaşanırken konser finalinde izleyiciler koroyu ayakta alkışladı. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin kültür ve sanat etkinliklerine katkısı takdirle karşılandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı