Aylık arşivler: Ocak 2025

Kış soğuklarında sağlıklı kalmak için 9 öneri

Kış aylarının en soğuk günleri yaklaşırken, düşük sıcaklıkların sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine karşı bilinçlenmek büyük önem taşıyor. Kış soğukları, çeşitli sağlık sorunlarına neden olabiliyor ve özellikle bağışıklık sistemi hassas olan kişiler için belirli riskleri beraberinde getiriyor. Memorial Ataşehir Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Hakan Terekeci, soğuk havalarda sağlıklı kalmanın yolları hakkında bilgi verdi. 

Kış soğuklarının etkilerine dikkat!

Soğuk havalar vücuttaki bazı sistemleri olumsuz etkileyerek hastalıklara zemin hazırlayabiliyor. Bu dönemde dikkat edilmesi gereken sağlık sorunları şu şekilde sıralanıyor: 

Grip ve soğuk algınlığı: Düşük hava sıcaklıkları, vücudun bağışıklık sistemini zayıflatarak soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini artırabilir. Aynı zamanda soğuk havalarda insanların kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirmelerinden dolayı da hastalıkların bulaşma riski artış göstermektedir.

Astım ve alerjiler: Soğuk hava, astım semptomlarını tetikleyebilir ve toz, polen gibi alerjenlerin iç mekanda yoğunlaşmasına yol açabilir. Aynı zamanda doğal gazın yaygın olarak kullanılmadığı yerleşim alanlarında odun ve kömür yakılmasına bağlı olarak artan hava kirliliği de astım ve KOAH hastalarındaki nefes darlığı ve öksürük gibi şikayetleri artırmaktadır. 

Kalp hastalıkları: Soğuk havalarda kan basıncı ve kalp hızı artar. Aynı zamanda kanda pıhtılaşma da artmaktadır. Bu etkilerinden dolayı özellikle koroner kalp hastalığı olanlarda ve belirli yaşın üstündeki insanlarda kalp krizi riski artabilir. Kalp hastalarının kış aylarında da doktor kontrollerini aksatmamaları, ilaç düzenlemelerini bu doğrultuda yapmaları önemlidir. Sağlıklı insanların da kalp şikayetleri yaşadıklarında mutlaka uzmana başvurmaları gerekmektedir.

Kas ve eklem ağrıları: Soğuk hava ve düşük basınç, eklem ve kas ağrılarını artırabilir. Özellikle artrit hastaları ve ileri yaştaki bireylerin kas ve eklem sağlıklarına dikkat etmeleri önemlidir.

Cilt kuruluğu ve tahriş: Soğuk ve rüzgarlı hava cilt kuruluğuna yol açabilir, bu da kaşıntı ve tahrişe neden olabilir. Kış aylarında cilt sağlığına ekstra özen gösterilmelidir.

Hipotermi ve soğuk ürtikeri:  Aşırı soğuk havaya maruz kalmak vücut ısısının düşmesine yol açarak hipotermiye sebep olabilir. Ayrıca bu dönemde soğuk ürtikeri gibi cilt reaksiyonları da görülebilir. Bu konuda dikkatli olunmalıdır.

Soğuk havalarda bu önlemleri alın

Kış aylarının sağlıklı ve güvenli bir şekilde geçirmesi için bazı önlemlerin alınması tavsiye edilmektedir.

  1. Dışarı çıkarken kat kat giyinmek: Vücudu soğuktan korumak için kat kat giyinmek en etkili yollardan biridir. Pamuklu ve yünlü kumaşlar tercih edilmelidir.
  2. El ve ayakları korumak: Eldiven ve kalın çoraplar kullanılarak el ve ayakların sıcak tutulması önemlidir.
  3. Nemlendirici kullanmak: Cilt kuruluğunu engellemek için düzenli olarak nemlendirici kullanılmalıdır. Nemlendirici seçerken dermatoloğa başvurulmalı ve cilt tipine uygun ürünler tercih edilmelidir. Ayrıca sadece yüz bölgesine değil, tüm vücuda nemlendirici uygulanmalıdır.
  4. Dengeli beslenmek: Bağışıklık sistemini güçlendirmek adına tüm besin gruplarından sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı uygulanmalıdır. Taze mevsim meyve ve sebzeleri tüketilmelidir. Vitamin ve mineral açısından zengin gıdalar tercih edilmelidir. Yağ ve şeker içeriği yüksek gıdalardan, fast food tarzı beslenmeden uzak durulmalıdır.
  5. Su tüketimi: Kış aylarında da yeterli miktarda su içilmesi gerekmektedir. Kişi su içmek için susamayı beklememelidir.
  6. Probiyotik besin destekleri ve fermente gıdaları tüketmek: Bağırsaklarda bulunan yararlı bakterileri artırmak ve sindirim sağlığına önem vermek güçlü bir bağışıklık için çok önemlidir.  Probiyotik özellikli olan yoğurt, kefir gibi besinlerin yanı sıra ev yapımı turşuların da düzenli tüketimi önerilmektedir.
  7. Fiziksel aktivite: Düzenli egzersiz yaparak vücut direncini artırmak gerekir. Soğuk havalarda uygun giysiler tercih edilerek düzenli yürüyüşler yapılabilir. Evden çıkamayacak durumda olanlar da evde basit egzersizlerle hareketi kalabilir.
  8. Düzenli uyku: Uykuda bedenimiz ve zihnimiz dinlenmektedir. Bağışıklık sisteminin güçlü kalması için kaliteli uykunun önemi büyüktür. Bu nedenle sakin ve rahat bir ortamda düzenli ve kaliteli uyku düzeni oluşturmaya özen gösterilmelidir.
  9. Şifalı çaylar: Özellikle kış aylarında kekik, zencefil, ıhlamur ve ada çayı gibi şifalı çayların tüketimi hastalıklara karşı bizi korumakta faydalı olacaktır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kartepeli Çocuklar 2024’e Tiyatroyla Veda Etti

Kartepe Belediyesi’nin kültür-sanat etkinlikleri kapsamında düzenlediği çocuk tiyatroları serisi, 2024 yılını anlamlı bir oyunla noktaladı. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde sahnelenen “Hansel ve Gretel” adlı çocuk tiyatrosu, minik izleyicilere keyifli ve öğretici bir deneyim sundu.

 

Yönetmenliğini Muhammet Atalay’ın üstlendiği oyun, çocukların hayal gücünü geliştiren ve onlara önemli mesajlar veren bir performans olarak salonu dolduran çocuklar ve aileleri tarafından tam not aldı.

 

 “Hansel ve Gretel” tiyatro oyunu, hem eğlenceli anlar yaşatarak çocukları güldürdü hem de dostluk, yardımlaşma ve cesaret gibi değerleri aşılayan mesajlar verdi. Bu anlamlı etkinlik, Kartepe Belediyesi’nin sanatsal zenginlikleri çocuklarla buluşturma konusundaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.

 

2024 yılının son tiyatro oyunu olarak sahnelenen “Hansel ve Gretel”, Kartepeli çocukların hafızasında güzel bir anı olarak yer etti. Yeni yılda da kültür ve sanat etkinlikleriyle dolu bir takvim planlayan Kartepe Belediyesi, çocukların ve ailelerin sosyal yaşamına katkıda bulunmaya devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çiğ süt hakkında bilinmesi gereken 5 önemli nokta!

Kimileri doğal, işlenmemiş ve taze olduğu düşüncesiyle, kimileri de marketlerdeki ambalajlı sütlere göre daha ekonomik bulduğundan çiğ süt almayı tercih ediyor.

Geçmişte sokak sütçülerinin evlerin kapısına getirdiği ve güğümlerinden sürahilere boşalttığı dönem artık pek çoğumuz için nostaljik bir anı olsa da, çiğ süt tüketimi yaygınlığını koruyor. Ancak dikkat! Bazı hijyenik koşullara uyulmadığında tüketilen çiğ süt ciddi enfeksiyonlara hatta hayati riske yol açabiliyor! Acıbadem Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Acıbadem Altunizade Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Sesin Kocagöz “Yapılan çalışmalar; çiğ sütün gerekli koşullar sağlanmadan tüketilmesinin bazı kişilerde böbrek yetmezliğinden felce dek çok ciddi hatta yaşamı tehdit eden hastalıklara neden olabildiğini gösteriyor” diyor. Prof. Dr. Ayşe Sesin Kocagöz, herhangi bir  ısıl işlem uygulanmadan satılan sütlerin tüketimi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

  • Kaynatma süresine dikkat edin!

 

 

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kocagöz “Çiğ süt zararlı mikroplar taşıyabileceği için insan sağlığına riskini ortadan kaldırmak ve mikrobiyolojik güvenliğini sağlamak amacıyla kaynatma, pastörizasyon ve sterilizasyon gibi işlemlerle mikroplar yok edilir. Sağlık riskleri nedeni ile Dünya Sağlık Örgütü insanların çiğ süt veya çiğ süt ürünlerinin (taze, yumuşak peynir çeşitleri, dondurma, yoğurt) bu tip işlemlere girmeden tüketilmemesini önermektedir. Genel anlamda kaynatma işlemi ev ortamında çiğ sütlere uygulanır. Kaynatma süresi süt içindeki mikrop ve mikroplardan gelen toksinleri yok etmek için en az ortalama 15-20 dakika olmalıdır” diyor. 

 

  • Ciddi hastalıklara yol açabilir!

 

 

Çiğ süt; Salmonella, E.col ve toplumda isimleri bilinmeyen birçok tehlikeli bakteriler içerebilir. H5N1 (kuş gribi) virüsüyle enfekte ineklerden alınan çiğ sütte bu virüsün bulunduğu tespit edilmiştir. Çiğ süt ve çiğ süt ürünleri (peynir, kaymak, dondurma vb) özellikle toksoplazma enfeksiyonu açısından da ciddi risk taşır ve gebelere bulaştığında bebekte kalıcı hasarlara yol açma riski taşır. Seyahatlerde de bu tür gıdalar, bulaşıcı hastalıklar açısından önemli bir risk oluşturur. 

 

 

  • Soğuk zincir çok önemli!

 

 

Çiğ sütün; hayvanın sağılmasından sütün şişelenme işlemine ve tüketiciye ulaştırılmasına dek tüm aşamalarda mikrop taşıma riskini ortadan kaldırarak sağlığa zarar vermesini önlemek için soğuk zincire çok önem verilmelidir. Bu nedenle sütün sağılmasından sonra en kısa zamanda soğuk zincir sistemine girmesi gerekmektedir. Bu süre en fazla ilk 4 saattir. 

 

  • Risk grubundakiler dikkat!

 

Çiğ sütteki bakteriler; çiğ süt içen veya çiğ sütten yapılmış yiyecekler tüketen herkesin sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Bazı insanlar çiğ sütteki bakterilerden dolayı hastalıkları karın ağrısı, kusma, bazen kanlı ishal, ateş, baş ağrısı ve vücut ağrısı gibi şikayetlerle geçirse de, bazılarında ölüme bile neden olabilir. Bu grup bireyler şunlardır: Hamileler, 5 yaş altı çocuklar, 65 yaş üstü yaşlılar, bağışıklık sistemleri zayıflamış kişiler, kalp ve böbrek hastalıkları ve diyabeti olanlar ile HIV enfeksiyonu veya organ nakli alıcıları. 

 

  • Pastörizasyon sütün besin değerini azaltmaz!

 

Toplumumuzda pek çok kişi pastörizasyon işleminin, süte zarar verdiğini ve besin değerini azalttığını, çiğ sütün güvenli ve daha sağlıklı olduğunu düşünüyor. Oysa bu düşüncenin doğru olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ayşe Sesin Kocagöz şöyle konuşuyor: “Pastörizasyon işlemi sütteki zararlı mikroorganizmaları yok ederken, bu süreçlerde sütün besleyici değerinde değişikliğe neden olmaz! Vitamin ve besleyici protein değerinin düşmesi kaygı duyulacak kadar anlamlı miktarlarda değildir. UHT süt de; yüksek ısı derecesiyle çiğ sütün kimyasal, fiziksel ve duyusal özelliklerinde en az değişikliğe yol açarak, bozulma yapabilen tüm mikropların UHT (Ultra High Temperature) işlemi ile yok edilmesidir. Yüksek ısı uygulanması sırasında  sütte   saptanan besin değerlerindeki değişimler (örneğin vitamin)  gıda etkinliği açısından önemsiz düzeyde düşüktür. Sonuç olarak  bu işlemler ile mikroorganizma riski olmadan besin değeri korunmuş olmaktadır.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çeşme, yeni yıla coşkuyla ‘merhaba’ dedi!

Çeşme, yeni yılı coşkulu etkinliklerle karşıladı. Belediye Başkanı Lal Denizli, “2025’in ülkemize ve tüm halkımıza sağlıkla, mutlulukla, huzurla ve bereketle gelmesini diliyorum” dedi.

 

Çeşme, 2025’i Cumhuriyet Meydanı ve Alaçatı’da gerçekleşen görkemli etkinliklerle karşıladı. Çeşme Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen kutlamalar, Çeşmelilere ve misafirlere unutulmaz bir yılbaşı gecesi yaşattı.

 

Cumhuriyet Meydanı’nda DJ Koray’ın, Alaçatı’da ise DJ Burak Cilt’in sergilediği performanslar, katılanlara eşsiz anlar sundu. Ayrıca, 26 Aralık – 1 Ocak tarihleri arasında Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen Yılbaşı Panayırı ile Çeşme, kutlamaların vazgeçilmez adresi oldu.

 

Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, yeni yıl mesajında, “Çeşme’mize hizmetle geçen 2024 yılını uğurluyoruz. 2025’in ülkemize ve tüm halkımıza sağlıkla, mutlulukla, huzurla ve bereketle gelmesini diliyorum. Çeşme’mize her gün olduğu gibi yeni yılda da tüm hızıyla hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer 2025’i coşku ile karşıladı

Nilüferliler, yeni yıla Cumhuriyet Meydanı’nda “Merhaba” dedi. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in de katılımıyla 2025’e hep beraber giren Nilüferliler, unutulmaz bir yılbaşı gecesi yaşadı.

Nilüfer Belediyesi, bu yıl Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlediği “Yeni Yıl Festivali” ile vatandaşlara yeni yıl ruhunu doyasıya yaşattı. 7’den 70’e tüm vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği etkinliğin son günü, sihirbaz gösterisi ile başladı.

Festivalde bando ve DJ performansı ile keyifli anlar yaşandı. Gecenin finalinde ise Enjoy Orkestrası sahne alarak, katılımcılara unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu. Gün boyunca süren etkinliklerde, vatandaşlar yeni yılın coşkusunu doyasıya yaşadı.

Saatler 00:00’a yaklaştığında ise Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, eşi Nuray Özdemir ile birlikte sahneye çıkarak Nilüferlilere seslendi. Başkan Şadi Özdemir, 2025 yılına hep birlikte umutla, sevgiyle ve dayanışma içinde girdiklerine vurgu yaparak, “Artık yeni bir sayfa açıyoruz.

Hem ülkemiz hem Bursa hem de Nilüferli hemşehrilerim için güzel, mutlu bir yıl diliyorum. Bu güzel geceyi bizimle paylaşan herkese çok teşekkür ediyorum” dedi. Başkan Şadi Özdemir konuşmasının ardından Enjoy Orkestrası ve Nilüferliler ile geri sayım yaparak, 2025 yılını karşıladı.

Saatler 00:00’ı gösterdiğinde ise coşku doruğa ulaştı. 2025’in ilk dakikalarına eğlence ve birliktelik içinde giren Nilüferliler, belediyenin düzenlediği etkinlikten duyduğu mutluluğu, katılımıyla gösterdi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yeni yılda soğuk havaya dikkat! Diş sağlığına zarar verebilir!

Ağrı ve hassasiyet şikayetini azaltmak için sorunun kaynağının belirlenmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Soğuk havalarda hassasiyet hisseden kişiler öncelikle diş hekimine muayene olmalı.  Hassasiyete neden olan durumların tedavi edilmesi ile problem genellikle ortadan kalkar.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Üsküdar Diş Hastanesi Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, soğuk havalarda görülen hassasiyet problemi hakkında açıklamalarda bulundu.

Soğuk havalarda yaşanan hassasiyet farklı sorunlardan kaynaklanabilir

Kış aylarının gelmesi ile birlikte soğuk havaların çeşitli sebeplerle dişlerde hassasiyet oluşmasına neden olabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Bu sebeplerden bazıları diş çürükleri, diş eti çekilmeleri, dişeti hastalıkları, dişlerde aşınma ve diş sıkma problemi olarak sayılabilir.” dedi.

Dişin mine tabakasının aşınması durumunda altında bulunan dentin tabakası açığa çıktığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, dentin tabakasının içerisinde bulunan dentin tübüllerinin sinirsel iletim sağladığını ve soğuk-sıcak hava veya içecekler ile teması durumunda hassasiyet oluşumuna neden olduğunu aktardı.

Öncelikle hassasiyetin kaynağı belirlenmeli!  

Soğuk havalarda oluşan ağrı şikayetini azaltmak için sorunun kaynağının belirlenmesinin önemli olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, şunları söyledi:

“Diş çürüklerine bağlı hassasiyet durumunda çürüklerin restore edilmesi, dişeti hastalığına bağlı hassasiyet probleminde gerekli dişeti tedavilerinin yapılması gerekir. Diş eti çekilmesine bağlı açıkta olan kök yüzeylerinde meydana gelen hassasiyet problemini gidermek için de kök yüzeyi kapatma operasyonları yapılabilir.

Diş sıkmaya bağlı oluşan hassasiyette öncelikle diş sıkma probleminin tedavisine yönelik gece plağı veya botox uygulamaları, sonrasında diş aşınması olan bölgeler için restorasyonlar yapılabilir. Hatalı diş fırçalamaya bağlı oluşan aşınma ve dişeti çekilmelerinde ise öncelikle diş fırçalama tekniğinin düzeltilmesi, sonrasında aşınma bölgelerinin restorasyonu gerekir. Aynı zamanda hastaya hassasiyet giderici diş macunları, gargaralar önerilebilir ya da hassasiyet giderici ajanlar uzman hekimler tarafından açıkta bulunan dentin yüzeylerine uygulanabilir.”

Soğuk havalarda ortaya çıkan diş hassasiyeti, başka sağlık sorunlarına işaret edebilir mi?

Soğuk havalarda meydana gelen diş hassasiyeti veya ağrısının dişle ilgili problemlerden kaynaklandığına vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Hassasiyete neden olan durumların tedavi edilmesi ile problem genellikle ortadan kalkar. Diş hassasiyeti veya ağrısı başka bir sağlık sorununa işaret etmez.” dedi.

Soğuk havalarda hassasiyet hisseden kişilerin öncelikle diş hekimine muayene olması ve hassasiyet probleminin kaynağının belirlenmesi gerektiğini hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hatalı, yatay veya çok sert fırçalamaya bağlı dişeti çekilmeleri, aşınmaların bulunduğu ve diş hassasiyetine neden olduğu durumda hastaya doğru fırçalama tekniği anlatılmalı. Günde iki defa orta sertlikte bir diş fırçası ile dişlerimizi fırçalamak ve günde bir defa diş ipi kullanımı, dişleri çok sert olmayacak şekilde ve dişetinden dişe doğru fırçalamak problemlerin oluşumunu ve ilerlemesini azaltır.  Bireylerin düzenli olarak asitli yiyecek ve içecek tüketmeleri dişlerin mine tabakasını aşındırarak, dentin tabakasının açığa çıkmasına ve dişlerde hassasiyet hissedilmesine yol açar.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TikTok Live Partner Ajansı Warble Medya, İçerik Üreticilere Yol Gösteriyor

PR dünyasında uzun yıllardır başarılı işlere imza atan ve Türkiye’nin en prestijli ajanslarından biri olan Warble Medya Ltd., şimdi TikTok Live Partner ajansı olarak içerik üreticilerine yeni fırsatlar sunuyor. Ünlü sanatçılar, markalar ve sektörün önde gelen isimleriyle çalışarak tanınan Warble Medya, içerik üreticilerinin gelişimini destekleyerek TikTok’un canlı yayın ekosistemine benzersiz katkılar sağlamayı hedefliyor.

Neden Warble Medya?

PR ve dijital iletişim alanındaki uzmanlığını TikTok içerik üreticileriyle buluşturan Warble Medya, üreticilere şu avantajları sağlıyor:

  • Profesyonel Rehberlik: PR dünyasındaki deneyimiyle, içerik üreticilerinin kişisel markalarını geliştirmelerine destek oluyor.
  • Eğitim ve Gelişim: TikTok canlı yayınlarını daha etkili kullanmak isteyenler için özel eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunuyor.
  • Ücretsiz Destek: Warble Medya, içerik üreticilerinden hiçbir ücret talep etmiyor ve kazançlarından kesinti yapmıyor. Bu model, üreticilerin tamamen özgür ve bağımsız çalışmalarını destekliyor.

Geleceğin Yıldızları için Sürdürülebilir Bir Sistem

Warble Medya’nın şeffaf ve destekleyici yaklaşımı, TikTok’un dinamik dünyasında içerik üreticilerinin hem yaratıcı hem de finansal anlamda sürdürülebilir bir şekilde büyümelerine olanak tanıyor.

Gelecek TikTok’ta, Şimdi Warble Medya’da!

Warble Medya, içerik üreticilerini geleceğin dünyasına hazırlamaya devam ediyor. Siz de bu dinamik ekosistemin bir parçası olmak ve TikTok Live Partner ajansı desteğiyle bir sonraki başarı hikayesini yazmak istiyorsanız, Warble Medya ile iletişime geçin.

Unutmayın, başarı tek bir canlı yayın kadar yakın olabilir!

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Batın Uçan tam bir kılıç ustası

Deliler Fatih’in Fermanı, Filinta ve Payitaht Abdülhamit gibi birçok başarılı projelerde rol alan başarılı oyuncu Batın Uçan, kendini geliştirmek için sıkı bir çalışma programı uyguluyor. Kılıç talimlerinden ata binmeye, silah kullanımından okçuluğa uyguladığı program ile hem sporunu yaparak formunu koruyor hem de dönem dizilerinin aranılan yüzü oluyor. Dünyada kabul görmüş hemen her kılıç tekniğine hâkim olan Uçan, Osmanlı İmparatorluğu’nda kullanılan kılıç kullanımından şövalye tarzına, samuray tekniğinden Asya tarzına kadar hemen hepsini profesyonel kullanıyor. Ödüllü oyuncu, bu programla birlikte her gün 5 saat eğitime vakit ayırıyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı