Aylık arşivler: Şubat 2025

Epilepsi ile güvenli ve sağlıklı bir hayat mümkün!

Uyku düzensizliği, stres, alkol ve bazı ilaçların nöbetleri tetikleyebildiğine vurgu yapan Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, “Düzenli uyku, stres yönetimi, alkolden kaçınma, ilaçların düzenli kullanımı ve fotosensitivitesi/ışığa hassasiyeti olan bireylerin yanıp sönen ışıklardan uzak durması özellikle öneriliyor.” dedi. Epilepsi hastalarının ve ailelerinin günlük hayatta güvenli ortam oluşturmak ve yakın çevreyi nöbet yönetimi konusunda bilinçlendirmek konularına dikkat etmeleri gerektiğini aktaran Dr. Celal Şalçini, toplumda epilepsiye dair yanlış inanışların da farkındalık çalışmalarıyla düzeltilmesinin büyük önem taşıdığına dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, epilepsi hakkında açıklamalarda bulundu.

Epilepsi çeşitli nedenlere bağlı ortaya çıkabilir!

Epilepsinin, beyindeki anormal elektriksel aktiviteye bağlı olarak tekrarlayan nöbetlerle karakterize nörolojik bir bozukluk olduğunu hatırlatan Dr. Celal Şalçini, “Bu nöbetler, beyin hücrelerinin (nöronlar) aşırı ve birlikte aynı zamanda/senkronize aktivitesi sonucu ortaya çıkar.” dedi.

Epilepsinin, genetik yatkınlık, beyin travması, enfeksiyonlar, inme, tümörler veya gelişimsel bozukluklar gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabileceğini dile getiren Dr. Celal Şalçini, tanı sürecinin hastanın klinik öyküsü, nöbetlerin özellikleri ve nörolojik muayene ile başladığını, tanıyı doğrulamak için ise Elektroensefalografi (EEG), Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI), Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve kan testleri gibi bazı testler kullanıldığını söyledi.

Farklı faktörler epilepsi ataklarını tetikleyebilir!

Bazı faktörlerin epilepsi ataklarını tetikleyebildiğine dikkat çeken Dr. Celal Şalçini, “Yetersiz uyku, nöbet eşiğini düşürür. Psikolojik stres, nöbet riskini artırabilir. Özellikle alkol yoksunluğu nöbetlere yol açabilir. Bazı bireylerde yanıp sönen ışıklar nöbetleri tetikleyebilir. Antiepileptik ilaçların düzensiz kullanımı nöbet riskini artırır. Bazı ilaçların kendileri nöbetleri tetikleyebilir.” şeklinde konuştu.

Bu faktörlerden kaçınmanın mümkün olduğunu da sözlerine ekleyen Dr. Celal Şalçini, düzenli uyku, stres yönetimi, alkolden kaçınma, ilaçların düzenli kullanımı ve fotosensitivitesi/ışığa hassasiyeti olan bireylerin yanıp sönen ışıklardan uzak durmasının özellikle önerildiğini aktardı.

Epilepsi ile yaşayan bireyler ve aileleri bunlara dikkat etmeli!

Epilepsi ile yaşayan bireylerin ve ailelerinin günlük yaşamda dikkat etmesi gereken faktörlere değinen Dr. Celal Şalçini, şunları söyledi:

“Antiepileptik ilaçların düzenli ve doktorun önerdiği şekilde kullanılması gerekir. Uyku düzeni ve stres yönetimine önem verilmeli, tetikleyici faktörlerden uzak durulmalı. Nöbet sırasında yaralanmayı önlemek bulunulan odanın veya banyonun kapısı kilitlenmemeli, keskin eşyalar açıkta bırakılmamalı ve yüzme gibi aktiviteler sırasında hasta yalnız olmamalı. Nöbetlerin sıklığı, süresi ve tetikleyicileri kaydedilmeli. Aile üyeleri ve yakın çevre nöbet sırasında nasıl müdahale edeceğini öğrenmeli.”

Epilepsi hakkındaki yanlış bilinenler farkındalık çalışmalarıyla düzeltilebilir…

Epilepsi hastalarının toplumda karşılaştığı yaygın yanlış inanışlar olduğunu dile getiren Dr. Celal Şalçini, “Epilepsinin bulaşıcı bir hastalık olduğunu düşünenler bile var.” dedi.

Epilepsi hastalarının normal bir yaşam süremeyeceği inanışının da yanlış olduğunu vurgulayan Dr. Celal Şalçini, “Doğru tedavi ve yönetimle epilepsi hastaları aktif bir yaşam sürdürebilir. Bir diğer yanlış bilinen konu ise ‘nöbet sırasında hastanın dilini tutmak gerekir’ bilgisi. Bu, hastaya zarar verebilir. Bunun yerine, hastayı güvenli bir pozisyona almak ve nöbetin bitmesini beklemek gerekir.” açıklamasını yaptı.

Dr. Celal Şalçini epilepsi hakkındaki farkındalığı artırmak için ise; toplumda eğitim programları düzenlemek, medya ve sosyal platformlarda doğru bilgiler paylaşmak, okullarda ve iş yerlerinde epilepsi hakkında bilinçlendirme seminerleri yapmak, epilepsi dernekleri ve hasta grupları aracılığıyla destek sağlamak gibi adımlar atılabileceğini söyledi.

Uygun tedavi ve destekle başarılı olabilirler 

Epilepsi ile yaşayan bireylerin sosyal hayatlarını daha verimli sürdürebilmesi için önerilerde bulunan Dr. Celal Şalçini, sözlerini şöyle tamamladı:

“Epilepsi dernekleri veya hasta gruplarına katılarak benzer deneyimler paylaşılabilir. İş yerinde, okulda veya sosyal çevrede epilepsi hakkında açık iletişim kurulması kişiye iyi gelebilir. Doktor onayıyla düzenli egzersiz yapmak, stresi azaltır ve genel sağlığı iyileştirir. Epilepsi hastaları, uygun tedavi ve destekle eğitimlerini tamamlayabilir ve iş hayatında başarılı olabilir. Gerektiğinde psikolojik danışmanlık alarak duygusal zorluklarla başa çıkmak için adım atılabilir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir Türk müziğinin ustalarını andı

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Türk müziğinin unutulmaz isimleri Barış Manço, Cem Karaca, Neşet Ertaş, Erkin Koray ve Ayten Alpman’ı “Ustalara Saygı Konseri” ile andı.  Usta sanatçıların bir döneme damga vuran birbirinden güzel parçalarının seslendirildiği konser yoğun ilgi gördü. 

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi Bando ve Kent Orkestrası tarafından gerçekleştirilen “Ustalara Saygı Konseri” Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’nda gerçekleştirildi. Türk müzik tarihinde bir döneme damga vuran Barış Manço, Cem Karaca, Neşet Ertaş, Ayten Alpman ve Erkin Koray’ın eserlerinin seslendirildiği konsere Antalyalılar yoğun ilgi gösterdi. Şefliğini Umut Özdiken’in düzenlemelerini Hasan Özer Özbay ve İsmail Tepe’nin yaptığı konserde usta isimlerin birbirinden seçkin eserleri seslendirildi. 

MUHTEŞEM BİR KONSER

Türkiye’nin yakın tarihine damga vurmuş usta sanatçıların eserleri seslendiren Ümit Burak Tekinay ve Elif Eda Saraçlar, izleyenlere unutulmaz bir konser izletti. Salonu dolduran Antalyalılar, Barış Manço, Cem Karaca, Neşet Ertaş, Ayten Alpman ve Erkin Koray’ın şarkılarıyla keyifli bir akşam yaşadı. Usta isimlerin şarkılarıyla salonu dolduran vatandaşlar şarkılara eşlik ederken zaman zaman duygulandı, zaman zaman eğlenceli anlar yaşadı. Gecenin sonunda ise Şef Umut Özdiken yönetimindeki Antalya Büyükşehir Belediyesi Bando ve Kent Orkestrası’na Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Cemil Böcek, çiçek takdim etti. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Efsanelerin Eserleriyle Manisa’da Unutulmaz Gece

Manisa Büyükşehir Belediyesi, Anadolu Rock müziğinin efsane isimleri Barış Manço ve Cem Karaca için Ustalara Saygı Anma Konseri düzenledi. Göksel Doğançay’ın sahne aldığı konserde Manisalılar, efsanelerin şarkılarıyla unutulmaz bir gece yaşadı.

 

Kültürel mirasa sahip çıkan etkinlikleriyle sanata ve ustalara duyduğu saygıyı düzenlediği etkinliklerle gösteren Manisa Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin sanat ve kültüründe çok önemli bir yere sahip iki büyük sanatçı Barış Manço’yu 26’ncı, Cem Karaca’yı 21’inci ölüm yıl dönümünde düzenlenen konserle andı. Kültür Merkezi Lale Salonu’undaki konserde, Göksel Doğançay, Anadolu Rock ve Türk müziğinin efsane isimlerinin unutulmaz şarkılarını seslendirdi. Büyük ilgi gören konserde, Doğançay’ın performansı dinleyicilerden tam not alırken özellikle çocukların sahneye çıkarak “Güzel Günler Göreceğiz” şarkısını söylemesi, geceye duygusal bir anlam kattı.

 

Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hasan Geriter, Manisa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Şube Müdürü Okan Gündüz ve Basın Yayın Şube Müdürü Hasan Eryılmaz da konserde yer aldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Konak’tan Sevgililer Günü’ne özel etkinlikler

Konak’ta Sevgililer Günü, Love Fest, Sevgi Kermesi ve Sevdiğine Koş etkinlikleriyle kutlanacak. 14-15-16 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilecek etkinlikler kapsamında konser, söyleşi ve gösteriler yer alırken Sevdiğine Koş etkinliğinde sevgililer iki farklı noktadan birbirlerine doğru koşarak Karantina Meydanı’nda buluşacak.

 

Konak Belediyesi, 14 Şubat Sevgililer Günü için kentin farklı noktalarında birbirinden renkli etkinlikler hazırladı. Tek günle sınırlı kalmayacak olan etkinlikler 14-15-16 Şubat tarihlerinde yapılacak. Sevginin gününü kutlamak isteyenler ilk olarak 14-15 Şubat tarihlerinde Alsancak’ta Love Fest’te bir araya gelecek. İki gün boyunca sürecek Love Fest ile eş zamanlı olarak Sevgi Kermesi de Dominik Caddesi üzerinde açık olacak. Kadınların Levent Marina’dan, erkeklerin ise Cumhuriyet Meydanı’ndan koşuya başlayarak Karantina Meydanı’nda buluşacağı Sevdiğine Koş etkinliği ise Sevgililer Günü’ne enerji katacak.

 

Love Fest ve Sevgi Kermesi iki gün üst üste

Konak Belediyesi’nin düzenlediği Love Fest, birbirinden renkli etkinlik ve aktiviteleri İzmirlilerle buluşturacak. Dans gösterileri, konserler, Dj performansları, defileler, atölye çalışmaları ve söyleşilerin yer alacağı festivalde gece yarısına kadar açık olan mağazalar festivale özel indirimler yapacak. Love Fest, 14 Şubat’ta 13.00-23.30, 15 Şubat’ta ise 12.00-23.30 saatleri arasında 1382 Sokak (Gül Sokak), Dr. Mustafa Enver Bey Caddesi, Ümran Baradan Sokak ve Meksika Sokak’ta gerçekleştirilecek. Aynı tarihlerde Alsancak Dominik Caddesi’nde de ‘Sevgi’ temalı kermes düzenlenecek. 14-15 Şubat tarihlerinde 11.00-18.00 saatleri arasında açık kalacak kermeste el emeği ürünlerin sergi ve satışı yapılacak.

 

Konak’ta seven sevdiğine koşacak

Sevgililer Günü etkinliklerinin finali 16 Şubat’ta Sevdiğine Koş koşusu olacak. Bu özel etkinlikte kadınlar Levent Marina’dan, erkekler Cumhuriyet Meydanı’ndan koşuya başlayacak Karantina Meydanı’nda (Demokrasi Şehitleri Meydanı) seven sevdiğine kavuşacak. Koşuya katılmak isteyenler etkinlik tarihine kadar Dominik Caddesi’nde, etkinlik günü ise başlangıç noktalarında kayıt yaptırabilecek. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Vakıf Leasing’ten Ekonomik Kalkınmaya Katkı Sağlayacak Kredi Anlaşması

Müşterilerine sunduğu üst düzey hizmet kalitesiyle sektörde farklılaşan Vakıf Leasing, Bank ABC ile 50 milyon Euro tutarında bir kredi anlaşmasına imza attı.

Müşteri memnuniyeti odağındaki hizmet anlayışıyla 35 yılı aşkın bir süredir leasing sektörüne öncülük eden Vakıf Finansal Kiralama AŞ, ABC International Bank Plc (U.K.) ile 50 milyon Euro tutarında bir kredi anlaşmasına imzasını attı. 

Anlaşma kapsamında sağlanan kaynağı firmaların makine, ekipman ve teknoloji alımlarını finanse etmek için kullanacak olan Vakıf Leasing, bu sayede bir yandan işletmelerin yatırım süreçlerini kolaylaştırırken diğer yandan da ekonomik kalkınmaya katkı sunmaya devam edecek. Vakıf Leasing, söz konusu finansman modeliyle hem işletmelerin büyük ölçekli ve yüksek maliyetli yatırımlarını uzun vadeli ödeme planlarıyla gerçekleştirmelerine olanak tanıyacak hem de nakit akışlarını korumalarına yardımcı olacak. 

“Kredi anlaşması, finansman çözümlerinde çeşitliliği teşvik etmesi bakımından da son derece önemli” 

Vakıf Leasing Genel Müdürü Metin Özetci, gerçekleştirilen kredi sözleşmesine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: 

“Leasing finansmanını, firmalarımızın uluslararası ticaretini kolaylaştırmak ve ekonomimizin rekabet gücünü artırmak için etkin bir araç olarak görüyoruz. Bank ABC ile hayata geçirdiğimiz bu kredi anlaşması sayesinde, müşterilerimize uygun koşullarla finansman desteği sunarak, yatırım süreçlerini daha sağlam temellere oturtmalarına yardımcı olacağız. Özellikle sanayi, teknoloji ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların ekipman alımlarını leasing modeliyle destekleyerek, sermaye yapılarını güçlendirmelerine katkıda bulunacağız. Bu kredi anlaşması, aynı zamanda finansman çözümlerinde çeşitliliği teşvik etmesi ve sektörde öncü rol üstlenen bir iş birliği niteliği taşıması bakımından da son derece önemli. 

Vakıf Leasing olarak bundan sonraki süreçte de yenilikçi finansman çözümlerimizle işletmelerin büyüme hedeflerine katkı sunmaya devam ederken, leasing sektörünün gelişimine rehberlik etmeyi de sürdüreceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uyuşma ve karıncalanma sinir sistemi tümörü habercisi olabilir

Periferik sinir sistemi, vücut ile beyin ve omurilik arasında köprü işlevi görüyor. Periferik sinir sisteminde görülen tümörlerin nadiren de olsa kötü huylu olabileceğine dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Göçmen, “Sinir tümörlerinin varlığında; ağrı veya rahatsızlık, uyuşma veya karıncalanma, güçsüzlük veya zayıflık, şişlik veya kitle son olarak da hareket kısıtlılığı hissi en sık karşılaşılan şikayetler arasında yer alıyor” dedi.

Periferik sinir tümörlerinde, genetik yatkınlığın, çevresel etmenlerin veya doku bozukluğundan kaynaklanan hastalıkların riskleri arttırdığına değinen Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Göçmen, “Hangi faktörlerin periferik sinir sistemi üzerinde tümörlere yol açtığı henüz kesin olarak bilinmiyor” diye ekledi.

Hastalığın kesin tanısı için görüntüleme testleri gerekli

Hastalığın tanısının, beyin ve sinir cerrahisi uzmanının değerlendirmesiyle yapılan muayene ve tetkiklerle konduğunu hatırlatan Prof. Dr. Selçuk Göçmen, “Tanı için manyetik rezonans görüntüleme ve sinir ileti testlerine başvurulabilir. İhtiyaç halinde bilgisayarlı tomografi, BT anjiografi veya direkt x-ray görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir. Tümör saptamasından sonra yine uzmanın gerekli görmesi durumunda patolojik tanı için biyopsi önerilebilir” dedi.

Tedavi tümörün cinsine göre planlanıyor

Son yıllarda görüntüleme ve ameliyat teknolojileri ile birlikte genetik testlerdeki gelişmeler sayesinde, tanı ve tedavi süreçleri daha kolay hale geldi diyen Prof. Dr. Göçmen, “Periferik sinir tümörlerinin öncelikli tedavisi cerrahidir, sonraki aşamalarda gerekirse radyoterapi ile kemoterapi de verilebilir. Cerrahi; tümörün boyutuna, yerleşim yerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak başarılı bir şekilde gerçekleşir. Ayrıca akıllı ilaç olarak bilinen immünoterapiler de bazı kötü huylu tümörlerin tedavisinde umut verici sonuçlar sunuyor” diye konuştu.

Tedavi sonrasında da doktor tavsiyelerine uyulmalı

Tedavi sonrası yaşam kalitesinin tümörün türüne ve tedaviye verilen yanıta bağlı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Göçmen, “Hastaların düzenli kontrollerle takip edilmesi, nüks durumlarının erken tespiti açısından önemli” dedi. Göçmen, “Cerrahi sonrasında dinlenme ve iyileşme sürecine özen gösterilmesi, ihtiyaç varsa fizik tedavi yapılması ve ağrı yönetimi için doktor önerilerine uyulması da önemli” açıklamasında bulundu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Soğuk Havaları Hastalıksız Atlatmak İçin 12 Öneri

Kış aylarında pek çok hastalığın görülme oranı artış göstermektedir. Mevsimsel değişimler sonucu zayıf düşen bağışıklık sistemini güçlendirecek önlemler almak, kışın sağlıklı kalmanın en önemli yollarından biridir. Kış aylarında çocuklar, yaşlılar ve gebelerin yanı sıra kalp, tansiyon, şeker, karaciğer ve böbrek hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları olanların; soğuk algınlığı, grip, sinüzit, bronşit ve zatürre gibi hastalıklara karşı daha dikkatli olmaları önemlidir. Memorial Antalya Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. İrem Özçelik, kış hastalıklarından korunmak için alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi. 

 

Kışın sporu bırakmayın!

Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak için ilk adım, sağlıklı yaşam stratejilerinin uygulanmasıdır. Sigara ve diğer tütün ürünlerinin yanı sıra alkolden uzak durmak önemlidir. Günlük düzenli egzersiz yapmanın bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkisi olduğunu araştırmalarla ortaya çıkartılmıştır. Bu nedenle enfeksiyonların en sık görüldüğü kış aylarında spora ara vermeyip, düzenli bir şekilde egzersiz yapmaya devam edilmelidir. Dikkat edilmesi gereken unsur ise mevsime uygun kıyafetler ve aksesuarlar kullanılmasıdır. Erişkin bir kişinin minimum günde 30 dakika aerobik egzersiz (yürüyüş, yüzme, bisiklet vs.) yapması gerekmektedir. Bu faaliyeti açık havada yapmak; ihtiyaç olan direnç, zindelik ve enerjiyi daha da artırır.

 

Uyku düzenini ihmal etmeyin

Vücut direncini artırmak için yeterli sürede uyumak gerekir. Erişkin bir kişi, günde yedi-dokuz saat uyumalıdır. Kalp atımları, kan basıncı ve solunum sayısı uyku sırasında düşer. Ayrıca vücuda yararlı hormonların salınımı uyku sırasında artış gösterir. Yeme içme gibi vücut restorasyonu için çok önemli olan uyku, dengeli ve düzenli olmalıdır. Uyku için en ideal saatler gece 23.00 ile sabah 07.00 arasıdır.

 

Beslenmeniz yetersizse vitamin desteği alın

Yeterli sebze ve meyve tüketilmeyip bunun yerine daha çok beyaz ekmek tercih edenler günlük multivitamin ve mineral desteği alabilir. Selenyum, A,C,E vitaminleri, bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen D vitamini ve B vitaminlerini içeren multivitaminler kullanılabilir. Üzerinde tartışmalar yapılsa da, bol C vitamini tüketiminin gripten koruduğu bilinmektedir. Son zamanlarda D vitamini eksikliği olan kişilerde kış hastalıklarının daha çok görüldüğünü gösteren pek çok araştırma yapılmıştır. D vitamini seviyesini yükseltmenin en kolay yolu güneşlenmektir. Bu mümkün olmuyorsa D vitamini takviyesi alınabilir. Yüksek dozlarda vitamin kullanımının yaradan çok zarar vereceği unutulmamalıdır.

 

Ellerinizi yıkamayı ihmal etmeyin

Sık görülen kış hastalıklarından korunmanın en basit ve etkili yolunun hijyen kurallarına uymaktan geçtiği unutulmamalıdır. Öncelik el temizliğine verilmelidir. Eller kurallara uygun bir şekilde yıkanmalı ve dış ortamlara temas ettikten sonra buruna, göze ve ağza temas ettirilmemelidir. 

 

Kış aylarında aşağıdaki önerilere dikkat edin;

  1. Kapalı mekanlardan, havalandırması iyi olmayan yerlerden mümkün olduğunca uzak durun.
  1. Mevsime uygun giyinmeye özen gösterin, ne çok ince ne de çok kalın kıyafetler tercih edin.
  2. Yaşam ortamı ısısını normal zamanda 25, uyku sırasında 22 derece olmasına özen gösterin.
  3. Öksüren, aksıran kişilerle aynı ortamda bulunmamaya dikkat edin.
  4. Her yıl düzenli olarak ekim, kasım aylarında grip aşısı yaptırın.
  5. Şeker, böbrek, akciğer hastalıkları olan ve yatalak, yaşlı bağışıklığı zayıflamış hastalara doktor kontrolünde zatürre aşısı yaptırın.
  6. Özellikle büro, ofis ve okullarda kalem, kitap, bilgisayar, bardak gibi özel eşyalarınızı başkalarıyla kullanmayın.
  7. Mendilleri bir kereden başka kullanmayın.
  8. Ne çok sıcak ne de çok soğuk olmak kaydıyla sıvı tüketimini artırın.
  9. Bilinçsiz ya da eczane tavsiyesiyle ilaç özellikle antibiyotik kullanmayın.
  10. Güneşli kış günlerinde açık havada dolaşın.
  11. Kış aylarında ortaya çıkabilen depresyondan korunmak için vücut enerjinizi artırın. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve düzenli uykunun yanı sıra; arkadaşlarla vakit geçirmek, işyerinde kısa molalar vererek keyif alınan aktiviteler yapmak önemlidir. Bedeninize ve ruhunuza iyi gelen şeyleri yapın.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Disney+’ın Giray Altınok ve Ezgi Mola’yı Başrollerinde Buluşturan Orijinal Filmi ‘Başka Bir Sen’den İlk Tanıtım Yayınlandı!

The Walt Disney Company’nin tüm dünyada milyonlarca üyeye sahip dijital yayın platformu Disney+, ‘Umami’nin hemen ardından yeni lokal içeriği ‘Bir Başka Sen’i seyircisiyle buluşturmaya hazırlanıyor. MGX Film’in yapımcılığını üstlendiği, yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak’ın yaptığı, senaryosunu Giray Altınok ve Kerem Özdoğan’ın beraber kaleme aldığı, Giray Altınok ve Ezgi Mola’nın başrollerinde buluştuğu komedi türündeki orijinal film, 7 Mart’ta yayına giriyor. Kadrosu ve hikayesiyle merakla beklenen filmden ilk tanıtım yayınlandı. Bir kaza sonucunda hayatları ve hikayeleri sürekli değişen Mümtaz (Giray Altınok) ve Derya’nın (Ezgi Mola) trajikomik sahnelerini gördüğümüz ilk tanıtım, filmde yaşanacak eğlence dolu anlara dair ilk sinyalleri veriyor. 

 

Aile olabilmenin zorlu ama muhteşem yanlarını eğlenceli bir dille anlatıp bir yandan da sonsuz aşkın mümkün olma ihtimalini hatırlatacak filmin zengin oyuncu kadrosunda Kerem Özdoğan, Şükran Ovalı, Nevra Serezli, Hüseyin Avni Danyal, Deniz Cengiz, Ömer Faruk Çavuş, Cihat Tamer, Nergis Çorakçı, Mine Teber ve Osman Alkaş gibi genç ve usta isimler bir arada yer alıyor.

 

Hayatında hiçbir şey yolunda gitmeyen Mümtaz’ın yolu, yine böyle bir günde Derya’yla kesişir ve sonunda büyük bir kaza yaşanır. Bu büyük kaza ikisinin hayatını da geri dönüşü kolay olmayan bir döngüye sokarken Mümtaz ile Derya aile olabilmenin zorlukları ve sonsuz aşkın sınırlarıyla sınanır. 

 

Farklı ve eğlence dolu hikayesiyle ‘Başka Bir Sen’ filmi Migros iş birliğiyle 

7 Mart’ta sadece Disney+’ta!

 

Disney+ Türkiye, ayrıca yeni reklam özelliğini 12 Şubat 2025’te hayata geçirmeye hazırlanıyor. Bu özellik ile, platforma özel orijinal yapımlar, gişe rekorları kıran filmler, ödüllü ve eleştirmenlerce beğenilen dizilerin yer aldığı herkese hitap eden içerik kütüphanesi sürekli büyüyerek izleyiciye sunulmaya devam ederken, hem üyelere hem de reklamverenlere yeni fırsatlar sunulacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gaziemirli kadınların el emeği ürünleri Sevgililer Günü Sergisi’nde

Gaziemir Belediyesi, Cumhuriyet Semtevleri’nde düzenlediği kurslara katılan kadınların el emeği ürünlerini, Optimum AVM’de düzenlediği 14 Şubat Sevgililer Günü Sergisi’nde, vatandaşların beğenisine sundu.

Kadınların sosyal, toplumsal ve ekonomik hayatta daha fazla söz sahibi olmaları için proje ve çalışmalar hayata geçiren Gaziemir Belediyesi, kadınların ürettikleri ürünlerin satışına da yardımcı oluyor. Belediye, Cumhuriyet Semtevleri’nde düzenlediği kurslara katılan kadınların ürettikleri ürünleri, 14 Şubat Sevgililer Günü Sergisi’nde tüketiciyle buluşuyor. Optimum AVM’nin birinci katında düzenlenen sergide takıdan ev eşyasına, el örgüsü ürünlerden el yapımı bebeklere kadar birbirinden kaliteli ve farklı el emeği göz nuru ürünler, vatandaşların beğenisine sunuldu. Sergi aracılığıyla kursiyerlerin ürünlerinin satışı yapılarak ev ekonomilerine katkı sağlanırken, 14 Şubat Sevgililer Günü için sevdiklerine hediye almak isteyenlere alternatifler sunuluyor. Sergi, 14 Şubat Cuma gününe kadar açık olacak.

Belediye meclis üyeleriyle birlikte standı ziyaret ederek alışveriş yapan Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, “Kadın kursiyerlerimizin ürettikleri ürünleri özel sergilerle tüketiciyle buluşturup onların aile ekonomilerine katkı sağlamalarına destek oluyoruz. Kursiyerlerimizin el emeği ürünlerinin satışını yaptığımız standımızı ziyaret ederek sevdikleriniz için hediye alabilirsiniz. Tüm yurttaşlarımızı sergimize bekliyoruz” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Endometrioziste Gizli Tehlike; Eşlik Eden Hastalıklar

Halk arasında “çikolata kisti” olarak bilinen endometriozis, kadınların hayatını kabusa çevirebiliyor. Bu hastalık sadece üreme sistemini değil, tüm vücudu etkiliyor. Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Erkut Attar, hastalığın birçok gizli tehlike barındırdığına dikkat çekerek, “Endometriozis, kadınların yaşam kalitesini derinden etkileyen kronik ve karmaşık bir sorun. Zira hastalık sadece pelvik ağrılar ve üreme sorunlarıyla sınırlı kalmaz. Migrenden, IBS’e, depresyondan kalp hastalıklarına kadar birçok problem için de risk oluşturur. Bu nedenle, endometriozisi anlamak ve yönetmek, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.” dedi. Prof. Attar, “Her 10 kadından birinde endometriozis olmasına karşın farkındalık çok düşük. Kadınlar genelde doktora gitmeyi erteliyor, bu da hastalığın ilerlemesine yol açıyor. Şiddetli adet ağrısı varsa mutlaka bir doktora gidilmeli.” uyarısında bulundu. 

 

Endometrioziste gizli tehlikenin eşlik eden (komorbidite) hastalıklar olduğuna dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erkut Attar, “Eşlik eden hastalıklardan birkaç tanesi iltihaplı kolon sendromu, huzursuz bağırsak sendromu, kas iskelet sistemi ağrıları, ağrılı mesane sendromu ve migren türü baş ağrılarıdır. Bu hastalarda depresyon, anksiyete ve uyku bozuklukları da görülür. Ayrıca hastalığın bazı kanser türleri ile de yakın ilişkide olduğu biliniyor.” dedi.

İNFERTİLİTENİN (KISIRLIK) EN ÖNEMLİ NEDENLERİNEN BİRİ….

Hastalığın birçok farklı nedeni olabileceğini belirten Prof. Dr. Erkut Attar, “Endometriozis, rahim içinde olması gereken dokunun rahim dışında farklı organlara yerleşip büyümesiyle oluşuyor. Bu durum en çok karın, kasık ve adet ağrılarıyla kendini gösteriyor ve zamanla kronikleşiyor. Hastalığın bir diğer belirtisi de kısırlıktır. Hastayı hekime getiren nedenlerden biri de budur. Endometriozis hastalarında yüzde 30 oranında kısırlık görülür.” Diye konuştu. 

 

GENÇ KIZLAR DİKKAT!  

Ergenlik dönemindeki kızlarda görülen şiddetli adet ağrılarının genelde “evlenince geçer” diye geçiştirildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Attar, bunun bir hata olduğunu söyledi ve ekledi: “Adet ağrısı nedeniyle okuldan ya da işten geri kalıyorsanız, durum ciddiye alınmalı. Doktora gitmekten çekinmeyin.” 

 

 ‘ÇOK SAYIDA HASTALIĞIN BİR ARADA BULUNDUĞU SENDROM ŞEKLİNDE ORTAYA ÇIKABİLİR’

Endometriozisin kadınların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen karmaşık bir sorun olduğunun altını çizen Prof. Dr. Attar, hastalığın pelvik ağrılar ve üreme sorunlarından ibaret olmadığını ve beraberinde getirdiği eşlik eden hastalıklarla birlikte tablonun tam bir sendroma dönüşebildiğini söyledi. Migren, ağrılı mesane sendromu, huzursuz barsak sendromu (IBS), kas iskelet sistemi ağrıları, uyku bozuklukları depresyon, anksiyete ve hatta kalp hastalıkları gibi durumlarla bağlantılı olan hastalığın hem fiziksel hem de psikolojik sağlık üzerinde derin izler bırakabildiğini söyleyen Prof. Dr. Attar, “Bir arada bulunabilen bu hastalıklarla ilgili ilişki net olarak ortaya konmuş değil. Ya önce bu hastalıklar görülür sonra endometriozis gelişir ya da endometriozis geliştikten sonra bu sorunlardan biri ya da birkaçı görülür. Bu nedenle, endometriozisi anlamak ve yönetmek, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir” ifadelerini kullandı.

 

SIKLIKLA “ŞEYTAN İKİZLER” TABLOSU YAŞANIR

Endometriozis ile beraber sık görülen hastalıklardan birinin mesane ağrısı sendromu veya diğer adıyla interstisiyel sistit olduğunu anlatan Prof. Dr. Attar, “İkisi bir arada görüldüğü zaman bu tabloya ‘şeytan ikizler’ denir. Mesane ağrısı sendromu olan hastaların yüzde 60’ında endometriozis de vardır. Yani hastaların büyük çoğunluğu bu durumdan muzdarip olur. Kadının yaşam kalitesinin ciddi oranda düşmesinin yanında iş gücü kaybına da neden olur. Çünkü hastada oldukça ciddi iş gücü kaybına veya yaşam kalitesinde düşmeye neden olur” dedi. 

 

ERKEN TEDAVİ EDİLMEZSE EŞLİK EDEN HASTALIKLAR ARTIYOR

Endometriozisin erken tedavi edilmediğinde eşlik eden (komorbidite) hastalıklarda artış yaşanacağını ifade eden Prof. Dr. Attar, sözlerine şöyle devam etti: “Adet görmeye başlayan genç kızlarda ağrılar şiddetliyse, okuldan veya işten kalmasına sebep oluyorsa ve yaşam kalitesini etkiliyorsa bunun mutlaka araştırılması gerekir. Hastalık ilerlediği takdirde yumurtalıklara zarar verir ve kist oluşturabilir. Bu kistler hem kendileri hem de oluşturduğu biyokimyasallar yüzünden yumurtalık kapasitesinde düşmeye neden olabilir.”

 

KANSER RİSKİ DE VAR!

Endometriozisin özellikle yumurtalık kanserine neden olabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Erkut Attar, “Ayrıca meme, mide ve bağırsak kanserleriyle bağlantılı olduğu düşünülse de bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Bu nedenle hastalık ne kadar erken teşhis edilirse riskleri azaltmak o denli mümkün olabiliyor. Dolayısıyla kadınların düzenli sağlık kontrolleri çok önemli” dedi. 

 

AĞRILAR “EVLENİNCE GEÇER” DİYEREK GEÇİŞTİRİLMEMELİ!

En önemli sorunun tanı koyulma süreci olduğunu çünkü farkındalığın düşük olduğunu dile getiren Prof. Dr. Attar, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Genç kızlarda adet ağrıları ‘evlenince ya da doğurunca geçer’ şeklinde geçiştiriliyor. Bundan dolayı da tanı koyma süresi 7 yılı buluyor ve bu hastalar tedaviye başlamadan önce ortalama 7 hekim dolaşıyor. Yaşanan zaman kaybı hastalığın ilerlemesine ve daha ciddi sorunlarla karşımıza çıkmasına neden oluyor. Sonrasında eşlik eden hastalıklar dediğimiz komorbidite daha sık görülmeye başlıyor veya kısırlık derinleşiyor. Endometrioziste ağrılar kontrol edilebiliyor ama tekrarlayan bir hastalık. Bu yüzden hastayı sürekli gözlem altında tutmak gerekir.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı